gögüs boşluğu ağrısı / Öksürük ve Göğüs Ağrısı Şikayetlerinizin Nedeni Plörezi Olabilir!

Gögüs Boşluğu Ağrısı

gögüs boşluğu ağrısı

Diğer Göğüs Ağrısı Nedenleri

Göğüs ağrılarının kalpten ve damar siteminden kaynaklanan nedenlerin dışında pek çok nedeni vardır. Bunların başlıcaları şu şekilde özetlenebilir:

Mide ve yemek borusundan kaynaklanan göğüs ağrıları: Mide asidinin yemek borusuna kaçması sonucu oluşan reflü hastalığında göğüs kemiği arkasında şiddetli, yanma tarzında bir ağrı hissedilir. Normalde mide ile yemek borusu bileşkesinin özel yapısı nedeniyle mide içeriği yemek borusuna geçmez. Ancak bu bileşke bozulduğunda mide içeriği ve dolayısıyla mide asidi yemek borusuna kaçacağından mide ekşimesi olarak adlandırılan durum oluşur. Mide ekşimesine bağlı göğüs ağrısı genellikle yemekten sonra başlar ve birkaç saat sürer.

Yutma güçlüğüne neden olan çeşitli yemek borusu hastalıklarında da göğüs ağrısı görülebilir. Bunların biri yemek borusu spazmıdır. Burada spazma bağlı olarak yemek borusu kasları uyumsuz çalışır. Bunun sonucunda da yutma güçlüğü ve ağrı ortaya çıkar.

Akalazya adı verilen hastalıkta da göğüs ağrısıyla karşılaşılır. Bu durumda yemek borusunun alt ucunda yer alan kapak yutkunma sırasında uygun bir şekilde açılmaz ve yutulan su ve yiyeceklerin mideye geçişi zorlaşır. Yemek borusunda kalan lokmalar göğüs ağrısına neden olur. 

Panik atak: Panik atakta huzursuzluk ve korkunun sonucunda hasta bilinçsiz bir şekilde hızlı nefes alıp vermeye başlar. Hızlı nefes alıp verme ile birlikte derin iç çekmeler de vardır. Hızlı nefes alıp verme kısa süre içerisinde, baş dönmesi, sersemlik, vücutta uyuşma, çarpıntı, bulanık görme, yüzde kızarma, ellerde ve ağız çevresinde karıncalanma şeklinde belirtilere neden olur. Hasta gün boyunca sürekli olarak hızlı nefes alıp verir ve göğüs kaslarının bu şekilde aşırı kullanılmasıyla göğüs ağrısı ortaya çıkar. Çoğu kez hasta hızlı nefes alıp verdiğinin farkında değildir, hatta nefes darlığından yakınır. Bir torbaya nefes alıp verdirmek veya hastaya karbondioksit solutmak belirtilerin gerilemesini sağlar.

Panik atak hastaları kendilerinde kalp sorunu olduğuna inanarak pek çok hekime başvururlar. Bu hastalara yapılan kardiyolojik testler normal sonuç verir. Ancak çoğu hasta bundan tatmin olmayarak anjiografiye kadar uzanan ayrıntılı tetkikler yaptırırlar. Oysa panik atağı olan hastalar psikiyatrik tedavi ile düzelebilirler.

Kostokondrit: Kostokondrit kaburgaların göğüs kemiğine yapışmasını sağlayan kıkırdak dokularda iltihabi reaksiyondur. Göğüste ani ve şiddetli ağrıya neden olur. Hastaya kalp krizi geçirmekte olduğunu bile düşündürebilir. Ancak ağrının yeri kalp hastalıklarına bağlı göğüs ağrısından farklıdır. Kostokondritte ağrı göğüs kemiğine veya göğüs kemiğinin kenarında kaburgaların birleştiği noktalara bastırmakla artar. Kalp krizinde ise ağrı daha geniş bir bölgede hissedilir ve genellikle göğüs kemiği üzerinde hassasiyet bulunmaz.

Kaslardan kaynaklanan ağrı: Çeşitli kas rahatsızlıkları da göğüs ağrısına yol açabilir ve kalp kaynaklı ağrıları taklit edebilir. Fibromiyalji bunların başında gelir. Ayrıca travma, aşırı öksürük, ağırlık kaldırma ve spor yaparken aşırı yüklenme sonrasında da göğüs kaslarından kaynaklanan ağrılar ortaya çıkabilir. Kaslardan kaynaklanan bu ağrılar kısa sürelidir, göğüste sınırlı bir alanda yer alır, göğüs duvarı hareketleriyle, kol hareketleriyle, sağa-sola dönmekle ve derin nefes almakla artar.

Zona: Herpes zoster adı verilen bir virüsten kaynaklanan zona göğüs bölgesinde de çıkabilir. Göğsün ve sırtın yalnızca bir tarafında zona döküntüleri ve beraberinde çok şiddetli ağrı vardır. Bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklarda, yaşlılarda, AIDS ve kanser hastalarında zonaya yakalanma riski artmıştır. Zonanın tedavisinde virüslere karşı etkili antibiyotikler ve güçlü ağrı kesici ilaçlar kullanılır. Zona mümkün olduğunca erken bir şekilde tanısı koyulup tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Aksi halde ağrılar zona iyileştikten sonra da devam eder. Bu duruma postherpetik nevralji denir. Postherpetik nevraljide ağrı çok şiddetli ve her türlü tedaviye dirençli olabilir. Göğüs bölgesinde yer alan ve ağrı kesici ilaçlara yanıt vermeyen zona ve postherpetik nevralji ağrısını kesmek için girişimsel tedavi uygulanabilir. Burada yapılacak işlem torasik sempatik blokajdır.

Öksürük ve Göğüs Ağrısı Şikayetlerinizin Nedeni Plörezi Olabilir!

Öksürük ve Göğüs Ağrısı Şikayetlerinizin Nedeni Plörezi Olabilir!

Derin bir nefes aldığınızda keskin bir göğüs ağrısı ile kendini belli edebilen plörezi nedir? Belirtileri ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç Dr. Fidan Yıldız, sizler için anlattı.

Plörezi nedir?

Plörezi, akciğer zarında sıvı birikmesi anlamına gelir. Sağlıklı bir bireyin akciğerlerinin dış kısmında parietal plevra ve iç duvar kısmındaysa visseral plevra olmak üzere 2 farklı zar tabakası bulunur. Bu zarlar arasında bulunan kaygan sıvı, solunum yaparken akciğerlerin sorunsuz bir şekilde şişip sönmesini sağlar. Bu sıvının salgılandığı yer akciğerin dış zarıdır ve akciğerlerin dışını örten iç zar tarafından emilir. Yaklaşık miktarı 20 ml’dir. Plevra boşluğu dediğimiz 2 zar arasında daima bir hareket halinde olup, miktar düzeyi sabittir. Bazı akciğer hastalıkları, bu sıvının artmasına veya emilimin sağlanamamasına yol açabilir. Bunun sonucunda ise sıvı miktarında artma meydana gelir.

Plörezi neden olur?

Göğüs duvarını ve akciğeri sarmalayan zar tabakaları arasında bulunan sıvı miktarı artışı olarak tanımlanan plörezinin sıklıkla görülen nedenleri; akciğer kanser, akciğer zarı kanseri, akciğer apsesi, verem ve pulmoner emboli olabilir. Bakteri ve virüslerin akciğer dokusunun iltihaplanmasına neden olması olarak tanımlanan zatürre de, plöreziye neden olan önemli bir akciğer hastalığıdır. Bu sıvı miktarındaki artışa neden olan rahatsızlıkların birçoğu aşağıda sıralanmıştır:

  • Viral ve bakteriyel enfeksiyonlar
  • Mantar enfeksiyonları
  • Pankreasta gelişen iltihap
  • Akciğerde gelişen ödem
  • Solunum esnasında akciğerdeki bir kısmın şişememesi (atelektazi)
  • Kalp yetmezliği durumu
  • Akciğere uzanan atardamarda meydana gelen basınç artışı (pulmoner hipertansiyon)
  • Böbrek ve karaciğer rahatsızlıkları
  • Kalp ameliyatından sonra meydana gelen komplikasyonlar
  • Kaburga kırıkları
  • Lenf kanseri ve yemek borusu kanseri
  • Siroz
  • Romatoid artrit
  • Tiroit hastalıkları
  • Ailevi akdeniz ateşi (FMF)
  • Travmalar
  • Bazı medikal ilaçların oluşturabileceği yan etkiler

Plörezi belirtileri nelerdir?

Plörezi hastalığında; öksürük ve göğüs ağrısı gibi şikayetler ön plandadır. Orta veya yüksek şiddette görülen ağrı sebebiyle, solunum yapmak güç bir hale gelir. Hissedilen nefes darlığı yüzünden; kişi, sırt üstü yatmayı istemez. Ateş, titreme, terleme, üşüme, yorgunluk ve iştah kaybı ise rastlanılan diğer bulgular arasındadır. Hastalığın seyri ilerledikçe; var olan kuru öksürük, yerini çok daha şiddetli ve vücüdu sarsacak öksürüğe bırakabilir. Her öksürükte, sanki sırta bıçak saplanıyor gibidir. Bazı durumlarda bu ağrı, omuz ve karın bölgesine kadar duyulabilir.

Plörezi nasıl tedavi edilir?

Göğüs Hastalıkları uzmanının tanısını netleştirmesini takiben, plöreziye neden olan rahatsızlık da tespit edilir. Çünkü plörezi için uygulanacak tedavi, altında yatan sebebe bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Örneğin:

  • Eğer, bakteriyel enfeksiyonların neden olduğu bir plörezi söz konusuysa; tedavi ve şikayetlerin azaltılması için antienflamatuar ilaçlar reçete edilir.
  • Nedeni tüberküloz ise uzun döneme yayılan bir antibiyotik tedavisi uygulanır.
  • Kalp yetmezliği söz konusuysa idrar söktürücü ilaçların kullanılması önerilir.
  • Plevra kanseri ile karşılaşılması durumunda cerrahi operasyon ile akciğerin dışında yer alan ve sıvı tüketiminden sorumlu olan doku çıkarılır.
  • Bazı vakalarda ise drenaj yapılır ve plevradaki sıvı boşaltılabilir.

Benzer Yazılar

Öksürük ve Göğüs Ağrısı Şikayetlerinizin Nedeni Plörezi Olabilir!
Öksürük ve Göğüs Ağrısı Şikayetlerinizin Nedeni Plörezi Olabilir!

Plörezi, akciğer zarında sıvı birikmesi anlamına gelir. Sağlıklı bir bireyin akciğerlerinin dış kısmında parietal plevra ve iç duvar kısmındaysa visseral plevra olmak üzere 2 farklı zar tabakası bulunur. Bu zarlar arasında bulunan kaygan sıvı, solunum yaparken akciğerlerin sorunsuz bir şekilde şişip sönmesini sağlar.

Devamı

Çapraz Alerjiye Dikkat!
Çapraz Alerjiye Dikkat!

Burun akıntısı, hapşırma ve öksürük gibi bulgularla seyreden Soğuk Algınlığı ve Alerjik Rinit çok karıştırılır. Bu iki hastalığı ayırt etmenin tek yolu bekleyip görmektir.

Devamı

KOAH Hastaları COİL Ameliyatıyla Nefes Alıyor
KOAH Hastaları COİL Ameliyatıyla Nefes Alıyor

Bu işlem, bronkoskopi odasında ya da ameliyathanede yapılabilir. Hekiminiz; size, kendinizi uykulu ve rahat hissetmenizi sağlayacak bazı ilaçlar verecektir. Bazı durumlarda ise genel anestezi tercih edilebilir.

Devamı

Saglik Merkezine Hosgeldiniz!

 

 

 

 

Göğüs AğrIsI

 

 

 

 

Konuyu Hazırlayan: Hem. Elvan Özalp

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölümlerin ilk nedeni kalp hastalıklarından kaynaklanır. Kalp hastalıklarının büyük bir kısmı daha önce ciddi bir belirti vermeksizin aniden ortaya çıkar. En tipik belirtisi göğüs ağrısıdır. Bu nedenle göğüs ağrısı ile ilgili şikayetlerin kaynağı iyice araştırılmalıdır.

Göğsünüz mü ağrıyor? Ağrı ile birlikte yanma, sıkışma, ağırlık hissi de mi var? Ağrı kola, boyuna, mide ve sırta yayılıyor mu? Yoksa siz bir kalp hastası mısınız? Göğüs ağrısı herhangi bir yaşta, herhangi bir yerde ve herhangi bir işi yaparken görülebilir. Gelip geçici olabileceği gibi, bazen sık sık da görülebilir. Öyle ki sıradan bir ağrı gibi alışkanlık yaptığı zannedilebilir. Ancak göğüs ağrısı kendi başına değerlendirilmesi gereken önemli bir ipucudur. "Bende gizli kalp var mı?" ya da "Göğsümdeki ağrı kalp ile ilişkili mi?" gibi sorularınız için...

Göğüs ağrısı kalp krizinin habercisi olabilir

"Psikolojik sebeplerden akciğer, göğüs duvarı, kemik ve kas hastalıkları, yemek borusu ve göğüs kafesi büyük damarlarına kadar birçok sebepten göğüs ağrısı oluşabilmektedir. Ancak tüm bunların dışında kalbe ait sebepler ayrı bir önem arz etmektedir. Kalp kası kanlanma eksikliğinin en önemli belirtisi göğüs ağrısıdır. Göğüs ağrısının bu açıdan değerlendirilmesi önemlidir.

Göğüs ağrıları kalbin kanlanma eksikliği sonucu oluşabildiğine göre, bu durum kalp kasını besleyen koroner damarların daralmasının, dolayısıyla olası bir kalp krizinin habercisi olabilir.

Hangi tip göğüs ağrısı daha uyarıcı olmalı

Her şeyden önce sigara içen, şeker hastalığı, hipertansiyon ve şeker hastalığı olan, ailesinde özellikle genç yaşta kalp krizi hikayesi bulunan şahıslarda göğüs ağrısını dikkatle değerlendirmek gerekir.

Kalbe ait göğüs ağrısı genellikle yürümekle (özellikle yokuş yukarı ve yemekten sonra) ortaya çıkar. Göğüste ağrı, baskı veya sıkışma hissi olarak tanımlanır. Çoğunlukla göğsün üst kısmında hissedilmesine rağmen bazen orta, alt kısmında ve sıklıkla sol tarafta hissedilir. Göğsün sol tarafından sol kola doğru yayılımı olabilir. Angina pektoris dediğimiz bu tip göğüs ağrısı kararlı ve sabit olup, eforla ortaya çıkmışsa 5-10 dakika dinlenmekle geçer.

Uzun süren (saatlerce) göğüs ağrıları kalp krizinin belirtisi olabileceğinden uyanık olmak gerekir. Bu durumda bir kardioloji uzmanına müracaat edilmelidir.

Ağrının özellikleri

Kalp ağrısı göğsün orta hat kemiği arkasında ve orta hattın hafif sol tarafında hissedilir. Ancak göğüs boyunca iki taraflı, daha çok sol taraf olmak üzere kollara, boyun ve çeneye yayılma eğilimindedir. Daha az sıklıkla sol kürek kemiği ve omuz bölgesine yayılabilir. Bazen başlama noktası mide bölgesi de olabilir. Nadir de olsa koldan başlayıp göğse yayılır ya da sadece kolda hissedilebilir.

Efor göğüs ağrısı       

Efor ile gelen ağrı kalp ağrılarının en sık görülen şeklidir. Ağrı kalp kasının kan ihtiyacını arttıran herhangi bir sebeple ortaya çıkabilir. Ağır bir yemekten sonra, heyecan, gerilim, öfkelenme, soğuk-sıcak havada rüzgara karşı yürürken veya ağır bir yük taşımakla kolayca oluşabilir.

Herhangi bir iş yapmakla gelen ağrı dinlenmekle geçmiyorsa işte o zaman korkulan kalp krizi yaklaşmış olabilir. Göğüs ağrısı, kalbi besleyen damarlarda ciddi daralma varsa, çok ufak eforlarda, heyecanlanma ve streste, bazen rüya görme ile uykudan uyandırma şeklinde olabilir.

İstirahat göğüs ağrısı

Göğüs ağrısı istirahatte geliyorsa, alışılmışın dışında uzuyorsa, dil altı ilacı almakla geçmiyorsa, daha düşük seviyeli eforlarla geliyorsa, koroner damarda daralan bölgede ülsereleşme ve pıhtı oturma işi başlamışsa tedaviye hemen başlanmazsa kalp krizinin yaklaştığını haber verir.

Sözünü ettiğimiz belirtiler ihmal edilmemelidir. Artık, modern cihazlar kullanılarak göğüs ağrılarının kalp ilişkisi çok kolay çözümlenebilmektedir.

Risk faktörleri fazlaysa ve göğüste ağrı oluyorsa zaman kaybedilmemelidir. Aklı kurcalayıp duran "Bende gizli kalp var mı?" ya da "Göğsümdeki ağrı kalp ile ilişkili mi?" sorularına kalp elektrosu, eforlu kalp elektrosu, kalp ekosu ve diğer daha ileri tetkikler sayesinde cevap bulabilmek mümkündür.

Risk-faktör ;
Risk faktörlerinin değiştirilmesi infarktüslü hastalarda uzun süreli prognozu düzeltebilir. Doktor ve hasta, hepsi değiştirilebilen faktörler olan sigara içme, hipertansiyon ve hiperkolesterolemiye dikkat etmelidir.

Sigara İçme:

İnfarktüsten sonra sigara içimini kesen hastalarda infarktüsün tekrarlanması ve ölüm riskinin az olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle, bu faktörün önemi hastaya vurgulanmalı sigaranın bırakılması ısrarla vurgulanmalıdır.

Hipertansiyon:

İnfarktüsten sonraki dönemde kan basıncı dikkatle izlenmelidir. Tedaviye ihtiyaç duyan hastalarda, kan basıncı dikkatlice düşürülmelidir.

Hiperkolesterolemi:

Günümüzde kolesterol iyi bilinen ve damar sertliğinin  gelişmesinde önemli risk faktörüdür. İnfarktüs geçiren hastalarda total kan kolesterolu 200 mg/dl , LDL-K 100 mg/dl’nin altında olmalıdır.

 

 

 

Akut Miyokard İnfarktüsü (Kalp Krizi)

 

 

 

KALBİNİZİN ANAHTARI ELİNİZDE

 

Kalbi besleyen damarların kan akımının çeşitli nedenlerle ani azalmasına veya kesilmesine bağlı olarak gelişen ve o damarın beslediği kalp kasında çeşitli derecede hücre ölümü ile sonuçlanan ve kalp krizi olarak bilinen bir hastalıktır. Hastaların kalp krizinden kaybedilmelerinin önlenmesi, olayın ilk anından itibaren en kısa zamanda hastaneye ulaşmasına bağlıdır.

 

Göğüs ağrısının başlangıcından sonraki ilk saatlerde ve hastaneye giderken yolda uygulanan acil yaklaşımlar, kalp hücrelerinin ölümünü sınırlamada ve hastanın hastaneden çıkma şansını artırmada yardımcı olabilir

Akut miyokard infarktüsü (AMİ)’nün ideal tedavisi etkin hastane bakımının erken dönemde sağlanması ile mümkündür. Son yıllarda reperfüzyon tedavileri ile AMİ’nün hastane mortalitesinde önemli düşüşler sağlanmıştır. Ancak hastalığın en kararsız ve tehlikeli dönemi hastane öncesinde cereyan etmekte olup, çok uzun süreden beri bunun öneminin bilinmesine rağmen ülkemizde yeterince etkin önlemler geliştirilememiştir. Birçok eski çalışmada AMİ’nün ilk ay mortalitesinin yüksek olduğu ve bunun yaklaşık yarısının ilk 2 saatte gerçekleştiği gösterilmiştir.. Trombolitik tedavi ile koroner reperfüzyonun sağlanmasının erken ve geç prognozdaki önemi anlaşıldıktan sonra, infarktüs semptomlarının başlamasından bu tedavinin uygulanmasına kadar geçen sürenin olabildiğince kısaltılması, AMİ’nün hastane öncesi tedavisinin en önemli amacını oluşturmaktadır.

Hastane öncesi acil tedavi ilkeleri, ağrının azaltılması, kalp durmasının önlenmesi ve tedavisidir. Birçok çalışmada AMİ’de ilk saatlerdeki ölümlerin başlıca sebebinin ventrikül fibrilasyonu olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle ilk saatlerde hastaların monitörle izlenmesi ve resüsitasyon koşullarının sağlanması ayrı bir önem arz etmektedir. Hastane öncesi gecikmenin en aza indirilmesi için çeşitli önlemler alınmalıdır. Kazanılacak zaman özellikle akut koroner olayın başladığı dönem için oldukça önemli olup, süre geçtikçe uygulanacak tedavinin (reperfüzyon tedavisi) erken ve geç prognoza olumlu etkisi de azalmaktadır. Hastane öncesi dönemde AMİ tanısı koymak son derece önemli olup, tipik göğüs ağrısının 15 dakikayı geçmesi ve nitrogliserine cevap vermemesi tanı koydurucudur. Ancak ağrı her zaman ciddi olmayabilir. AMİ göğüste baskı hissi veya özellikle yaşlılarda dispne, senkop, fenalık hissi gibi yakınmalarla da ortaya çıkabilir. Hastanın öyküsünde koroner arter hastalığının bulunması, ağrının boyuna, alt çeneye ve kola yayılması tanı koydurucu önemli noktalardır. Miyokard infarktüsünün kendisine özgü tanı koydurucu fizik bulgusu yoktur; ancak birçok hastada cilt soğukluğu, solukluk, terleme gibi artmış otonom sinir sistemi aktivasyonuna ait bulgular, hipotansiyon veya filiform nabız bulunabilir. Nabız düzensizliği, bradikardi veya taşikardi, S3 ve akciğer oskültasyonunda bazal raller saptanabilir. Ayrıca tanıda aort disseksiyonu akla getirilmeli, ağrının vasfı ve yeri dikkatle sorgulanmalıdır.

 

EKG en kıza zamanda çekilmeli, ancak erken devrede tamamen normal olabileceği ve infarktüsün ilk saatlerinde tipik ST dalga değişiklikleri ve Q-dalgası görülmeyebileceği bilinmelidir. Mümkünse EKG çekimleri tekrarlanmalı ve ilk çekilen ile mukayese edilmelidir. EKG monitorizasyonu da mümkün olduğunca erken sağlanmalı, bu şekilde ciddi aritmilerin tespiti yapılmalıdır

Daha önceki EKG’ler bulunduğunda yenisinin tanı değeri artacaktır. EKG’de eski olduğu bilinen anormallikler, nonspesifik bulgular ve normal EKG AMİ tanısını reddettirmemektedir. Göğüs ağrısı ile birlikte ilk çekilen EKG’si normal bulunan hastaların %1-17’sinde AMİ gelişebileceği unutulmamalıdır.

AMİ şüphesi olan hastalarda hastane öncesi çekilen EKG’nin yararları şunlardır:

  1. Trombolitik tedavinin başlamasını hızlandırmak, 

  2.  İlk EKG’deki sınırda bulguların gelişmesini izleyerek tanıyı kolaylaştırmak, 

  3.  İskeminin dökümantasyonunu sağlamak, 

  4. Yüksek riskli hastaların saptanmasını hızlandırarak (anteriyor derivasyonlarda ST elevasyonları, hemodinamik bozukluk, sistolik kan basıncı <100mmHg, kalp hızı>100/dk) bu hastaların zaman kaybı olmaksızın gerektiğinde anjiyografi, anjioplasti (PTKA-perkütan transluminal koroner anjioplasti) ve cerrahi imkanların olduğu merkezlere yönlendirilmesini sağlamak. 

1.   AMİ’nün Hastane Öncesi Tedavisi:

Özellikle AMİ riski olan hastalara ağrı başladıktan sonra ne yapmaları gerektiği önceden anlatılmalıdır. Bunlar;

  1. Sublingual nitrogliserin veya isosorbid dinitrat ve çiğnenerek alınan aspirin verilmesi, 

  2. Acil servisin çağrılması, 

  3. Bulunulan yere en yakın koroner bakım ünitelerine bir an önce transportun sağlanması. 

Hastaya evde, müracaat ettiği doktorda veya transport sırasında oksijen verilmesi, ağrının giderilmesi, süratle resüsistasyon koşullarının sağlanması ve kalıcı bir venöz damar yolunun açılması gereklidir.

1. Oksijen: Hasta komplikasyonsuz AMİ olsa da ilk saatlerde hipoksemiyi önleyerek yarar sağlar. Sol kalp yetersizliği olan hastalarda ise mutlaka kullanılmalıdır.

2. Analjezikler: Ağrının giderilmesi hastayı rahatlatıp, sempatik tonusu kırarak özellikle katekolaminlerin istenmeyen etkilerini (proaritmik etki ve miyokardın O2 tüketimini artırmak) azaltır. AMİ tanısı konduktan sonra hemen uygulanmalı ve özellikle opium deriveleri (morfin veya meperidine) tercih edilip yavaş olarak IV yolla verilmelidir. Yaşlılarda, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olanlarda solunum durması olasılığına karşı, morfin yarı doz verilmeli ve antidotu (naloxane) bulundurulmalıdır. Diğer analjezikler de kullanılabilir, ancak enzimleri yükseltecek intramüsküler injeksiyon yapılmamalıdır.

3. Antiemetikler: Opium türevlerinin emetik yan etikleri ve yüksek vagal tonus nedeni ile (özellikle inferiyor AMİ’de) bazen tehlikeli olabilen şiddetli kusma ve bulantı olabilir. Gerektiğinde metoclopramid 10-20 mg IV uygulanabilir.

4. Nitratlar: Oral glyceryltrinitrate (NTG) spray veya dilaltı tabletler hipotansif (sistolik kan basıncı 100 mmHg altında), bradikardik (50/dak altında) ve taşikardik (100/dak üstünde) olan hastalar haricinde tüm hastalara acilen kullanılırlar. Özellikle hastanın iskemik tipteki yakınmaları başladıktan sonra 5 dakika ara ile 3 kez sublingual NTG alması, yakınmaları halen devam ediyor ise doktor veya acil ambulans çağrılması söylenmelidir.

5. Aspirin: AMİ şüphesi olan tüm hastalara hemen verilmelidir. İlk doz 300 mg olup, çiğneme tableti şeklinde verildiğinde absorbsiyonu daha hızlı olmaktadır. Kusması olan hastalara, bu semptomları geçtikten sonra verilmesi uygundur.

6. Antiaritmik tedavi: Atropin, adrenalin ve lidokain halen ritm bozukluklarında en çok kullanılan ilaçlar olup, proflaktik antiaritmik tedavi (intramüsküler lidokain) artık itibar gören bir yöntem değildir. Atropin ciddi bradikardi (< 40/dk) veya hafif bradikardi ile birlikte hipotansiyon, kalp yetersizliği veya ventriküler erken atımlar bulunduğunda uygulanmalıdır. Lidokain ventriküler taşikardi (VT) ve ventriküler fibrilasyon (VF) tedavisinin defibrilasyon sonrası geç fazında ve malign ventriküler aritmilerin tekrarının önlenmesinde bölünmüş dozlarda 100-200 mg IV uygulanmaktadır. Adrenalin, asistoli veya elektro mekanik disosiasyon (EMD) gibi kardiyak arrest durumlarında kullanılmalıdır.

ACİL SERVİSTE YAKLAŞIM VE TEDAVİ

Göğüs ağrısı ile acil servise gelen ve hemen EKG çekilerek AMİ tanısı alan hastada acil servis tedavi ilkeleri şunlar olmalıdır;

1. Ağrıyı kontrol altına almak ve hastayı rahatlatmak

2. İnfarktüs alanını küçük tutmaya çalışmak

3. Aritmiye bağlı ölümü önlemek

4. Varsa komplikasyonları tedavi etmek.

Bunlar için yapılması gereken tedavi prensipleri ve ilaçlar şunlardır: (ayrıca ilaçlarla tedavi bölümüne bakınız)

 

1-Morfin

Ağrının giderilmesi ve hastanın rahatlatılması çok önemlidir. Morfin aynı zamanda mevcut ölüm korkusunu da giderecek ve ağrının tetiklediği artmış sempatik sinir sistemi aktivitesini ve buna bağlı primer ventriküler fibrilasyon gibi komplikasyonları azaltacaktır. AMI tanısı konur konmaz hemen 2-5 mg morfin sulfat IV olarak yapılmalıdır. Gerekirse 5 dk.lık aralıklarla bu doz tekrarlanarak 20-25 mg’a kadar çıkılabilir. Morfine bağlı yan etkiler bulantı, kusma, hipotansiyon, bradikardi, solunum depresyonudur. Bulantı ve kusma 10-20 mg İV metoclopramide ile ortadan kaldırılabilir. Morfine bağlı hipotansiyon genellikle hipovolemik hastalarda oluşur. Hipotansiyon ve bradikardi IV atropin ile düzelir. Morfinin solunum üzerindeki depresan etkisi santral yolla olur ancak AMİ’lü hastalarda genellikle mevcut olan yüksek sempatik sinir sistemi aktivitesi nedeniyle bu fazla bir sorun oluşturmaz. Gerekirse 0.4 mg naloxone IV olarak 3 dakikalık aralıklarla maksimum 3 doz verilebilir. Bu arada hasta ile konuşarak onu rahatlatmaya çalışmak, güven duygusu vermek, iyi bir iletişim kurmak önemlidir.

2-Oksijen

Bütün AMI’lü hastalar ilk 2-3 saat ortalama 4 lt/dak. oksijen verilmesi uygundur. Bu özellikle pulmoner stazlı hastalarda önemli ise de bazı AMI’lü hastalarda başlangıçta görülen ventilasyon-perfüzyon uyumsuzluğu nedeni ile gelişen hipoksemi durumlarında da yararlı olacaktır.

3-Aspirin

Tanı konur konmaz bütün AMİ’lü hastalara 300 mg çözülür aspirin çiğnetilmesi ve sonra ömür boyu devam edilmesi gereklidir. Aspirin koroner re-okluzyonu ve tekrarlayan iskemik olayları azaltmada çok yararlıdır. Bu nedenle, hasta gelir gelmez hemen verilen aspirinin AMİ tedavisinde önemli bir yeri vardır. Sağlık ocakları gibi trombolitik tedavi yapılamayan merkezlerde bu çok daha büyük önem kazanmaktadır.

4-Trombolitik Tedavi

 İnfarktüsün ilk saatleri içinde daha fazla kalp dokusunun zedelenmesini önlemek amacı ile yapılan pıhtı eritici tedavidir. Tüm kalp ataklarının %80’inden fazlasında ve miyokard infarktüsünde koroner kan akımının azaltılmasından koroner damar içindeki pıhtı sorumludur. Hemen pıhtı eritilebilirse kalp hasarı azaltılabilir. Ölüm oranı da buna paralel olarak düşer.

5-Nitrogliserin

Ağrının morfin sulfat ile kontrol altına aldındığı hastalarda rutin olarak nitrat tedavisi yapılması uygun değildir. AMI’de erken evrede nitrat tedavisi yapılacağı zaman da bu uzun etkili nitratlarla yapılmamalıdır. Nabız ve kan basıncı ölçümleri ile dozun dakika başı titre edilebilmesi bakımından, İV nitrogliserin kullanımı uygundur. Buna olanak olmayan durumlarda dil altı nitrat da kullanılabilir. AMİ’de ilk 24-48 saatte İV nitrogliserin indikasyonları:

  1. Angina pektorisin devam ettiği hastalar 

  2. Sol ventrikül yetersizliği olan hastalar 

  3. Ağır hipertansiyonun eşlik ettiği hastalar 

6-Heparin

AMI’de İV heparin indikasyonları şunlardır :

  1. Yaygın anterior AMI, atriyal fibrilasyon, daha önceden embolik bir olay geçiren, ekokardiyografide sol ventrikülde trombüs saptanmış olan hastalar, 

  2. Fibrin spesifik t-PA ile trombolitik tedavi yapılan hastalar, 

  3. Primer PTKA yapılacak hastalar, 

  4.  Trombolitik tedavi kullanılmayacak fakat heparin kontrendikasyonu olmayan hastalar. 

Doz olarak, başlangıçta 100 Ü/kg bolüsü takiben, aPTT’yi normalin 2-2.5 mislinde tutacak şekilde ortalama 15 Ü/kg/saat infüzyon olarak verilir. t-PA kullanan hastalarda ise beyin kanaması komplikasyonunu azaltmak için doz daha düşük tutulmalı, 70 Ü/kg bolüs dozunu takiben, aPTT normalin 1.5-2 misli olacak şekilde (50-75 san) ortalama 10-15 Ü/kg/saat infüzyon olarak verilmelidir.

 7-Atropin

Akut dönemde atropin tedavisi indikasyonları şunlardır:

  1. Sinüzal bradikardi, düşük kalp debisi ve periferik hipoperfüzyon bulguları ile birlikteyse, 

  2. Sinüzal bradikardi ile birlikte kaçak (escape) ventriküler aritmiler varsa, 

  3. II. derece tip-I veya dar QRS kompleksli III. derece A-V blok (escape mekanizması ile oluşmuş) ve birlikte düşük debi bulguları, hipotansiyon veya escape ventriküler aritmiler varsa, 

  4. Nitrogliserinden sonra gelişen uzun süreli hipotansiyon ve bradikardi varsa, 

  5. Morfine bağlı bulantı, kusma varsa, 

  6. Ventriküler asistoli gelişmişse. 

8-Lidocaine

İskemik zeminde gelişen ventriküler aritmilerin tedavisinde ilk tercih edilecek antiaritmik ajandır. Genellikle iyi tolere edilir. AMİ’de gelişen sık tekrarlayan ve hemodinamiyi bozan ventriküler ektopik atımlar, kısa süreli ventriküler taşikardi atakları ile, uzun süreli ventriküler taşikardi ve defibrilasyona yanıt vermiyen ventriküler fibrilasyonda, tekrarlanan elektrik şoklara destek tedavi olarak kullanılır. 

9-Beta reseptör blokerleri

AMİ’de betablokerler ile infarktüs genişliğinin, mortalitenin, ventriküler fibrilasyon gelişmesinin ve kardiyak rüptürün azaldığı gösterilmiştir. Bu amaçla beta reseptör blokerleri, örneğin 5 mg metoprolol IV verilebilir. Bu doz 5’er dakikalık aralıklarla tekrarlanarak 15 mg’a kadar çıkılabilir. Sonra ağızdan 12 saatte bir 50-100 mg ile tedaviye devam edilir. Betabloker’e bağlı A-V blok, ileri derecede sinüzal bradikardi, hipotansiyon gibi istenmeyen bir durum gelişirse, beta-adrenerjik bir agonist infüzyonu ile bu durum hemen düzeltilebilir.

  1. AMİ’de betabloker kullanma endikasyonları şunlardır:

  2. Trombolitik tedavi yapılsın yapılmasın, kontrendikasyon olmayan tüm hastalara ilk 12 saat içinde, 

  3. Devam eden veya tekrarlayan iskemik ağrıları olan hastalara, 

  4. Taşiaritmili hastalara kontrendikasyon yoksa betabloker tedavisi yapılmalıdır. 

  5. Non-Q Mİ’lü hastalara yararı tartışılmakla birlikte verilebilir. 

         

GÖĞÜS AĞRISI NELERİN UYARICISIDIR?

Göğüs Ağrısı Nasıl Ortaya Çıkar?

Göğüs ağrısı, keskin bir bıçak gibi başlayarak pasif bir ağrıya kadar birçok şekilde ortaya çıkabilir. Bazen göğüste yanma ya da ezilme hissedilebilir. Ağrının boyundan yukarıya, çeneye doğru ilerlediği durumlar da vardır, sonrasında bir veya iki koldan arkaya veya aşağı doğru yayılabilir. 

Göğüs ağrısının çok farklı boyutta nedenleri ve ortaya çıkma biçimleri vardır. Yaşamı tehdit edici olanlar kalp ve akciğer içerikli olan ağrılardır. Bunlar ciddi bir soruna işaret edebileceğinden acilen tıbbi yardım almak gereklidir.

Göğüs Ağrısı Nedenleri

Kalp ile ilgili nedenler

Kalp krizi: Kalp krizi, genellikle kan pıhtısından kalp kasınıza giden kan akışının engellenmesinden kaynaklanır.

Anjina, göğüs ağrısı: Angina terimi, kalbin zayıf akışına neden olan bir göğüs ağrısı olarak tanımlanır. Genellikle kalbe kan taşıyan arterlerin iç duvarlarında kalın plakların birikmesinden kaynaklı oluşur. Bu plaklar atardamarları daraltır ve özellikle bir uğraş esnasında kalbin kan akışını kısıtlar.

Aort diseksiyonu: Kalbinizden(aort) çıkan ana arteri içeren bir durumdur. Ölümcül olabilmesi; kan damarlarının iç katmanları ayrıldığında ve zorlanma sırasında aortun yırtılabilmesinden kaynaklıdır. 

Perikardit:  Perikardit, kalbinizi çevreleyen kesenin iltihabıdır. Genellikle nefes aldığınızda veya yattığınızda kötüleşen keskin ağrıya neden olur.

Koroner arter hastalığı veya KAH: Kalp damarlarında, kalp kası ve kalp kasına giden kan akışını ve oksijeni azaltan tıkanıklık rahatsızlığıdır. Bu anjina olarak bilinen ağrıya neden olabilir. Kalıcı hasar vermemekle beraber olası bir kalp rahatsızlığının uyarıcısıdır. Göğüs ağrısı kolunuza, omzunuza, çenenize veya sırtınıza yayılabilir. Bir baskı veya sıkma, ezilme gibi de hissedilebilir. Angina egzersiz, heyecan veya duygusal sıkıntı ile tetiklenebilir ve dinlenerek rahatlar.

Mitral kapak prolapsusu: Kalp kapağında düzenli çalışma bozukluğudur. Mitral kapak prolapsusu ile göğüs ağrısı, çarpıntı ve baş dönmesi gibi çeşitli belirtiler ilişkilendirilmiştir, ancak özellikle prolapsus hafifse hiçbir belirtisi olmayabilir.

Hipertrofik kardiyomiyopati: Genetik bir rahatsızlık olan hipertrofik kardiyomiyopati, kalp kasının anormal kalınlaşmasına sebebiyet vermektedir. Kalp akışı sorunlarına da yol açabilen bu rahatsızlık, genellikle göğüs ağrısı ve nefes darlığı ile kendini gösterir. Özellikle efor harcandığında ağrılar ortaya çıkar. Zamanla, kalp kası çok kalınlaştığında kalp yetmezliği de görülebilir. Kalınlaşan kalp kasıyla beraber, kalbin kan pompalamak için daha fazla çalışması gerekir bu da; baş dönmesi, sersemlik, bayılma ve benzeri belirtilere neden olabilir. 

Sindirim ile ilgili nedenler

Göğüs ağrısına aşağıdakiler de dahil olmak üzere sindirim sistemi bozuklukları neden olabilir:

Göğüste ağrılı yanma hissi: Mide asidinin midenizden boğazınızı mideye bağlayan tüpe  aktığı durumlarda, göğüs kemiğinizin arkasındaki kısımda yanma hissi ortaya çıkar 

Yutma bozuklukları:  Yutmanın zorlaşması, yemek borusu bozukluklarına bağlıdır. Durum daha ağrılı hale gelebilir.

Safra kesesi veya pankreas sorunları: Safra kesesi veya pankreasınızda; taşlar veya iltihap nedeniyle, göğsünüze yayılan karın ağrısını yaratabilir.

Kas ve kemik nedenli ağrılar

Göğüs duvarını oluşturan yapıları etkileyen yaralanma ve diğer problemler kas ve kemik nedenli ağrı tipine girmektedir. 

Kostokondrit: Kaburgalarınızı göğüs kemiğine bağlayan kıkırdağın iltihaplanmasıyla ağrı oluşur.

Ağrıyan kaslar:Fibromiyalji (kas yorgunluğu) gibi kronik ağrı sendromları, kasla ilgili kalıcı göğüs ağrısı üretebilir.

Yaralı kaburgalar: Çürük veya kırık bir kaburga kaynaklı göğüs ağrılarıdır.

Akciğerle ilgili nedenler:

Pulmoner emboli:  Akciğer atardamarında bir kan pıhtısı oluştuğunda ve akciğer dokusuna kan akışı engellenmişse ortaya çıkar.    

Plörezi: Nefes alışınızı ve öksürüğünüzü olumsuz etkileyen göğüs ağrılarıdır. Akciğerlerinizi saran zarın iltihaplanmasıyla ortaya çıkar.

İflas etmiş akciğer:  Göğüs ağrısının tipik olarak ani başlaması ve uzun süre sürdüğü durumlardır. Genellikle nefes darlığı çekildiği saptanmıştır. Akciğer ve kaburgaların arasındaki boşluğa hava sızmasıyla çökmüş bir akciğer oluşur. 

Pulmoner hipertansiyon: Akciğerlere kan taşıyan atar damarlarda yüksek tansiyon olduğunda ortaya çıkan bir durumdur ve göğüs ağrısının nedeni olabilir.

Astım: Astım genellikle nefes darlığı, hırıltılı solunum, öksürük ve bazen göğüs ağrısına neden olan, solunum yollarının iltihaplanmasıyla oluşan hastalıktır.

KOAH: Bu, üç hastalıktan birini veya daha fazlasını içerir: Amfizem, kronik bronşit ve kronik obstrüktif astım. Bir yandan ciğerlerinize gaz ve hava ulaştıran hava yollarını, bir yandan da oksijeni kan dolaşımınıza aktaran ve karbondioksiti uzaklaştıran küçük hava keseciklerini(alveoller) küçülterek ve zarar vererek hava akışını engeller. Sigara oluşumunda yaygın bir etkendir.

Diğer Nedenler:

Panik atak: Göğüs ağrısı, hızlı kalp atışı, hızlı nefes alma, aşırı terleme, nefes darlığı, mide bulantısı, baş dönmesi ve ölüm korkusunun eşlik ettiği yoğun korku dönemleriniz varsa, panik atak geçiriyor olabilirsiniz.

Zona hastalığı: Zona, suçiçeği virüsünün aktifleşmesinin neden olduğu; ağrıya ve sırtınızdaki göğüs duvarınıza kadar uzanan bir kabarcık bandına sebebiyet verebilir.

Göğüs Ağrısı Belirtileri

Kalp ile ilgili göğüs ağrısı

Göğüs ağrısıyla çoğu zaman ilgilendirilen bu ağrı tipi, kalp ile ilgili hissedilen bir rahatsızlığın uyarıcısı olabilir. Genellikle kalp krizi veya başka bir kalp sorunu ile ilgili göğüs rahatsızlığı aşağıdakilerden biri veya birkaçı ile tanımlanabilir veya bunlar ilgili olabilir:

  • Göğsünüzde basınç, dolgunluk, yanma veya sıkışma 
  • Sırttan kola yayılan ezici veya yakıcı 
  • Birkaç dakikadan uzun süren, aktivite ile kötüleşen, kaybolup tekrar gelen veya şiddeti değişen ağrı 
  • Nefes darlığı 
  • Soğuk terler 
  • Baş dönmesi veya zayıflık
  •  Mide bulantısı ya da kusma 

Diğer göğüs ağrısı türleri

  • Kalple ilgili göğüs ağrısını diğer göğüs ağrısı türlerinden ayırt etmek zor olabilir. Bununla birlikte, bir kalp sorunuyla daha az ilişkili olan göğüs ağrısı sıkça aşağıdaki belirtilerle ilgilidir: 
  • Ekşi bir tat veya ağzınıza tekrar giren yiyecek hissi
  • Yutma güçlüğü
  • Vücut pozisyonunuzu değiştirdiğinizde iyileşen veya kötüleşen ağrı
  • Derin nefes aldığınızda veya öksürdüğünüzde yoğunlaşan ağrı
  • Göğsünüzü ittiğinizde hassasiyet
  • Saatlerce kalıcı olarak var olan ağrı
  • Mide ekşimesinin klasik belirtileri– göğüs kemiğinizin arkasında ağrılı, yanma hissi – kalbiniz veya midenizdeki problemlerden kaynaklanabilir.

Göğüs Ağrısına Tanı Konması

Göğüs ağrısı her zaman kalp krizi belirtisi olmamakla beraber, acil doktorlarının test etmesi ve hayati risk oluşturabilecek bir durumun tespitinin yapılmasını gerektirir. Akciğer çökmesi, pıhtı atması, damar tıkanıklığı gibi hayati risk taşıyan durumların tespiti için test yapılması önemlidir. 

Acil testler

Elektrokardiyogram(EKG): Cildinize bağlı elektrotların, kalbinize olan elektriksel aktivitesini kaydetmektedir. EKG, yaralanan bir kalp kası olduğu durumlarda elektriksel uyarıları normal biçimde iletmediği için olası olmayan bir kalp krizi geçirmekte ya da geçirme uyarısı verdiğini belirtebilir.

Kan testleri: Kalp kaslarınızda mevcut protein veya enzimlerin artışta mı yoksa normal seviyede mi seyrettiğini incelemek amacıyla, doktorunuz kan testi isteyebilir. Kalp krizinin kalp hücrelerine verdiği hasar, bu enzim ve proteinlerin saatlerce kanınıza sızmasına neden olabilir. 

Göğüs röntgeni: Göğüs röntgeni, akciğerlerinizin durumu, boyutu, biçimi ve ana kan damarlarının durumuyla ilgili doktorunuza bilgi sağlayabilir. Ayrıca zatürre, akciğer çökmesi gibi problemlerin ortaya çıkmasına da yardımcı olur.

Bilgisayarlı tomografi(CT taraması): CT taraması, ciğerlerinizdeki kan pıhtısının (pulmoner emboli) belirlenmesi veya herhangi bir aort diseksiyonu(damar yırtılması) olmadığından emin olmak amacıyla yapılan bir işlemdir. 

Takip testi: Testlerinizin sonucuna bağlı olarak takip testine de ihtiyacınız olabilir. Takip testleri sıklıkla şunları da içerir:

Ekokardiyogram: Ekokardiyogram, ses dalgalarını kullanarak kalp hareketlerinizin görüntülenmesini sağlayan işlemdir. Kalbinizin farklı bölümlerinin daha iyi görüntülenmesini sağlamak için küçük bir cihaz boğazının altından geçer.

Bilgisayarlı tomografi(BT taraması): Farklı türde BT taramaları kalp artlerinizdeki tıkanıklığın tespit edilmesinde kullanılabilir. Kalp ve akciğerlerdeki tıkanıkların ve diğer problemlerin tespiti için, BT koroner anjiyogram bir boya ile yapılabilir.

Stres testleri: Bu testler, herhangi bir uğraş ve efor sarf ettiğinizde kalp ve kan damarlarınızın, göğüs ağrınızın kalbinize bağlı olarak ağrı seviyesine nasıl cevap verdiğini ölçmektedir. Birçok stres testi olmakla beraber, EKG’ bağlıyken koşu bandında yürümeniz ve sabit bisiklette pedal çevirmeniz de istenebilir. Ayrıca damardan verilen ilaçla, kalbinizi egzersize ya da benzeri bir egzersize karşı uyarıcı bir konuma sokabilirler. 

Koroner kateterizasyon(anjiyogram): Bu test, tıkanmış ya da daralmış kalp arterlerinizin belirlenmesinde kullanılır. Kalbinizin atardamarlarına, bileğinizden veya kasıklarınızdan bir atardamar yoluyla kalbinizdeki atardamarlardan beslenen uzun, ince bir tüp(kateter) yoluyla sıvı bir boya enjekte edilmesidir. Boya atardamarlarınızı doldururken, röntgende ve videolarda görünür konuma gelirler.

Göğüs Ağrısı Tedavileri

İlaç tedavisi

Arter gevşeticiler: Arter gevşeticiler genellikle dil altı tablet olarak kullanılır ve kalp arterlerini gevşetir. Kanın daralmış alanlardan kolay biçimde akmasını sağlar. Ayrıca bazı tansiyon ilaçları da kan damarlarını gevşetme işlevini görür.

Aspirin: Ağrınızın kaynağının kalbinizle alakalı olduğundan şüphelenilirse, size aspirin verilebilir.

 Trombolitik ilaçlar: Kalp krizi geçiriyorsanız, bu pıhtı çözücü ilaçları alabilirsiniz. Kanın, kalp kasınıza ulaşmasını engelleyerek, pıhtının çözülmesine yararlar.

 Kan incelticiler: Olan pıhtının engellenmesi amaçlı kullanılan bir ilaçtır. Kalbinizi ve akciğerlerinizi besleyen atardamarlarınızda pıhtı varsa kullanılır.

Asit baskılayıcı ilaçlar: Ağrınız, yemek borunuza sıçrayan mide asidinden kaynaklıysa, doktor midenizdeki asit miktarını azaltıcı ilaçlar önerecektir.

Antidepresanlar: Üzüntü ya da duygusal kaygı bozukluğuna bağlı panik atak geçiriyorsanız, doktorunuz belirtilerinizi tespit edip kontrol almanıza yardımcı olucu antidepresanlar reçete edebilir. Ayrıca daha kökten bir çözümleme için bilişsel davranışçı terapi gibi psikolojik danışmanlık hizmeti de almanız önerilebilir.

Cerrahi ve diğer işlemler

Anjiyoplasti ve stent yerleştirme: Göğüs ağrınızın kaynağı atardamarlarınızdaki tıkanıklıktan dolayı ise, doktorunuz kasıklarınızdaki büyük bir kan damarına ucunda balon olan bir kateter yerleştirecek ve tıkanıklığın olduğu bölüme kadar ilerletecektir. Arterin genişlemesi için balon ucu şişirilecek, ardından söndürülecek ve son olarak kateter çıkarılacaktır. Çoğu zaman, kateterin balon ucu dışına küçük bir tel örgü tüp(stent) yerleştirilir. Genişletildiğinde, stent arteri açık tutmak amaçlı yerine kenetlenir. Göğüs ağrınız kalbinizi besleyen bir atardamardaki tıkanıklıktan kaynaklanıyorsa, doktorunuz kasıklarınızdaki büyük bir kan damarına ucunda balon olan bir kateter yerleştirecek ve tıkanıklığa kadar geçirecektir. Doktorunuz arteri genişletmek için balon ucunu şişirecek, ardından söndürecek ve kateteri çıkaracaktır. Çoğu durumda, kateterin balon ucunun dışına küçük bir tel örgü tüp (stent) yerleştirilir. Genişletildiğinde, stent arteri açık tutmak için yerine kilitlenir.

Baypas ameliyatı:  Bu işlem sırasında, cerrahlar vücudunuzun başka bir bölümünden kan damarı alır ve tıkanmış olan atardamarın etrafından dolaşması için yeni bir rota yaratırlar.

Diseksiyon onarımı: Aort diseksiyonunun onarımı için acil bir ameliyat gerekebilir. Hayati tehlike taşıyan ve kalbinizden diğer kısmına kan taşıyan arterin yırtılması durumudur.

Akciğer reenflasyonu: Akciğer sönmesi nedeniyle ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Şişirilmesi için göğsünüze bir tüp yerleştirilir.

Rahatsızlığımı nasıl ifade ederim?

Belirtiler: Hissettiğiniz belirti ve uyaranları detaylı biçimde açıklayın ve acı daha kötü bir hal aldığı zamanı ve neye bağlı olarak ortaya çıkmış olduğunu doktorunuza açıklayın.

Tıbbi geçmiş: Önceden göğüs ağrınız olmuş muydu? Ne ağrınıza sebep oldu? Yakınınızda veya ailede herhangi bir kalp rahatsızlığı ya da diyabet sorunu var mı? 

İlaç kullanımı: Tüm kullandığınız ilaçları ve takviyeleri düzenli biçimde teslim etmeniz acil servis çalışanlarına faydalı olacaktır. Yanınızda taşıdığınız cüzdan ya da çantanızda listenizi tutmak işinizi kolaylaştırabilir.

Göğüs Ağrısı Nelerin Uyarıcısıdır? Hakkında Bizimle İletişime Geçin

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası