makarios nereli / Güney Kıbrıs Rum Yönetimi - İNSAMER

Makarios Nereli

makarios nereli

III. Makarios

Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanıdır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Kıbrıs'ın Yunanistan ile birleşmesi amacıyla başlatılan Enosis hareketinin önderleri arasında yer aldı.

III. Makarios, 13 Ağustos tarihinde Panagia, Cyprus, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yoksul bir çobanın oğlu olarak doğmuştur. Asıl adı Mihail Hristodulu Muskos’dur. Kıbrıs'taki eğitimlerini Troodos dağındaki Kirkos Manastırında Ortodoks papazlarının gözetiminde tamamladıktan sonra, Lefkoşa’daki Ankripion Cimnasyumu’nda burslu olarak okudu. Yunanistan’a gidip Atina Üniversitesi'nde İlahiyat Fakültesi’nde ve ardından ABD’ye gidip Boston Üniversitesi İlahiyat Okulu'nda öğrenim gördü.

yılında Kıbrıs’da papaz olarak görevine başladı. Rumca kutsal anlamına gelen Makarios adını aldı. yılında Larnaka şehrinin piskoposu oldu. Makarios, dinsel görevlerinden çok politika ile ilgilenmeye başladı. yılında Atina’ya ziyaret ederek Yunanistan Kralı ve Başbakanı ile görüştü. Kıbrıs sorununu ilk kez bu görüşmelerde ortaya attı.

Makarios 18 Ekim tarihinde Kıbrıs başpiskoposu oldu. yılında yapılan plebisitten sonra, Rum Toplumu, Makarios’u Başpiskoposluğa seçti. yılında Birleşmiş Milletler toplantılarını izlemek üzere New York’a giden Makarios, yaptığı temaslar sonucunda Jersey ve Detroit şehirlerinde “Kıbrıs İçin Adalet” isimli bir örgüt kurmayı başardı. Televizyonda konuşmalar yaptı. Başkan Dwight David Eisenhower ile görüştü.

Osmanlı egemenliği döneminde Rum Ortodoks topluluğunun yöneticisi sıfatını taşıyan Kıbrıs başpiskoposları, düzenin sağlanmasından ve halkın sorunlarının giderilmesinden sorumlu kişiler olarak önemli siyasi roller üstlenmişlerdi.

Makarios başpiskopos olduktan sonra enosis hareketiyle özdeşleşmeye başladı.

yılında, İngilizlere karşı bayrak açtı ve Kıbrıs’a Self Determinasyon hakkı verilmesi için faaliyete geçti. Bu konuda bir seri temaslar yaptı. Atina ve New York’u ziyaret etti. Şubat 'te Yunan başbakanı Aleksandros Papagos ile görüşerek enosis için Yunanistan'ın desteğini sağladı. Kısa bir süre sonra Albay Yeoryos Grivas'ın EOKA'yı (Kıbrıslı Savaşçılar Milli Organizasyonu) kurarak başlattığı silahlı eylemleri perde arkasından yönetmekle suçlandı.

Bu çalışmalardan son derece rahatsız olan İngiltere’nin Kıbrıs Valisi Mareşal Sir John Harding, Makarios’u ayaklanma kışkırtıcılığıyla suçlanarak tutuklandı ve Seyşel Adaları'na sürgüne gönderdi. İşte Harding’in bu tutumu Kıbrıs Rumlarında, Makarios efsanesinin doğmasına yol açtı.

Ardından EOKA'nın silahlı eylemleri hızla tırmandı. Adaya dönmesine izin verilen Makarios Şubat 'da enosis isteğinden vazgeçerek uzlaşmaya yanaştı. Sonuçta 13 Aralık 'da bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanlığına getirildi. Yardımcılığına ise Türk toplumundan Fazıl Küçük getirildi.

Makarios sürgün dönüşü, ödülünü 16 Ağustos tarihinde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin başına geçmekle aldı. ’da Türk-Rum anlaşması ile yeni kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçildi.

ve yıllarında, Grivas ve Yorgacis ile işbirliği yaparak, toplu katliam yapılmasına sebep oldu. olaylarından sonra cunta ile arası açılan ve kendisini Kıbrıs’ın yanı sıra Yunanistan’ın da kurtarıcısı olarak görmeye başlayan Makarios, Nikos Sampson’un Temmuz’unda yaptığı darbeden de kurtulmasını bildi.

Temmuz 'te Kıbrıs Rum Milli Muhafız Birliği'ne bağlı birlikler, enosis'i gerçekleştirmek amacıyla Yunanistan'daki cunta yönetiminin planladığı bir darbe düzenledi. Makarios Malta'ya, ardından Londra'ya kaçtı. Darbeden birkaç gün sonra, Birleşmiş Milletler genel kurulunda yaptığı konuşmada, Kıbrıs'taki darbeyi, Yunan cuntasının yaptığını, garantör ülkeler olan, Türkiye ve İngiltere'nin adaya müdahale etmesi gerektiğini söyledi. Türkiye Kıbrıs'a 20 Temmuz, tarihinde askeri bir müdahalede bulunarak adanın kuzeyinde ayrı bir Türk devletinin kurulmasını sağladı. Makarios, Yunanistan'daki askeri cuntanın düşmesinden sonra Aralık 'te Kıbrıs'a döndü.

Bir süre Kıbrıs dışında yaşadıktan sonra İngilizler’in yardımı ile yeniden Kıbrıs’a döndü.

Şubat 'de ikinci bir dönem için yeniden cumhurbaşkanı seçildi. 'te tek aday olarak üçüncü kez cumhurbaşkanlığına seçildi.

III. Makarios, 16 Ağustos – 15 Temmuz tarihleri arasında ilk cumhurbaşkanlığı görevini yaptı. İkinci olarak da 7 Aralık – 3 Ağustos tarihleri arasında ölene kadar aynı görevine devam etti.

III. Makarios, 3 Ağustos tarihinde Lefkoşa, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde 64 yaşında kalp krizi sonucu ölmüştür.

Kaynak:funduszeue.info

Kıbrıslı Popaz III. Makaryos, Türkiye’den mi gitti? Türk Devleti’ne nasıl hizmet etti?

Önce bir soru; “'de Türkiye’de Demokrat Parti iktidar olunca Kıbrıs Türklüğü’nün Bağımsızlık Mücadelesi İngilizler’in kontrolüne nasıl girdi?ilerleyen satırlarda bu sorunun cevabını bulabilmenizi ümid ederim. 

Baştan belirteyim; bu yazı, Makaryos’u aklama-paklama amacı taşımıyor. Amacım sadece toplumsal kafa karışıklığını bir nebze olsun giderebilmek.

İngiliz İslamcıları”nın, Filistin davasında nasıl Kraliçe’nin adamlarının tezlerine bağlılıkları Türk Milleti’nin ve Devlet’inin doğrusu değilse, Kıbrıs mevzusunda da İngiliz tezlerine sahip çıkmak doğru olmadığı gibi ihanettir.

Yahudiler, Filistin’i Osmanlı’dan koparıp almadı. Filistin’i İngilizler işgal etti ve kolonileştirdi. Yahudiler ise İngilizler’le çatışarak, savaşarak, karakollarını basarak, askerlerini öldürerek bu işgale son verdiler. 

Türkçesi şu; kadim Türk Devleti, Hazar Yahudisi askerleriyle Filistin’i yani bugünkü İsrail topraklarını, yani Kudüs’ü,İngilizler’den geri aldı. Benzer süreç Kıbrıs’ta yaşandı. 

Kadim Türk Devleti, Ortodoks Hıristiyan Türk askerleriyle İngilizler’den şimdilik Kıbrıs'ın bir kısmını aldı. “İçimizdeki İrlandalılar” olmasaydı tamamını alacaktı. 

’de Türkiye’de Demokrat Parti iktidar olunca Kıbrıs Türklüğü’nün bağımsızlık mücadelesi İngilizler’in kontrolüne nasıl girdi? 

Rumlar, 21 Ekim ’de Kition Piskoposu Nikodimos Milanos ve Kyrenin Piskoposu’nun öncülüğünde İngiliz idaresine karşı isyan başlatırlar.

İsyanın başlamasında İngiliz koloni yönetiminin oluşturduğu Yasama Konseyi/Kavanin Meclisi’nin Ankara ile irtibatlı Türk üyesi LefkoşaGirne kazaları Türk milletvekili, muallim, gazeteci, tüccar Mısırlızade Necati Özkan'ın () Rum üyelere katılmasıyla yeni “Gümrük Vergisi” tasarısını reddetmesinin katkısı büyüktür. Onun bu tavrının arkasında Mustafa Kemal Paşa'nın talimatları etkili olmuştur. 

Necati Bey’in bu vetoya katılımıyla reddedilen bir başka yasa da “Köy Yöneticileri Yasası” idi. 

Bu yasayla İngiliz Yönetimi, kendi taraftarlarını köylerde muhtar seçtirecekti. 

İngilizler avuçlarını yaladı. 

Kıbrıs’ta olaylar toplumsal krize dönüşür ve isyan patlak verir. 

“Türkiye ile Birleşme Örgütü”

Haziranı’nın da Kıbrıs’taki İngiliz Vali Storrs, Koloniler Bakanına yolladığı raporda, ekonomik bunalımın etkileriyle birlikte Kıbrıs’takiİngiliz yönetimine karşı hoşnutsuzluğun artmakta olduğunu bildirmişti.

’dan sonra, Kurtuluş Savaşı Gazisi Necati Bey’in politikasıyla dengenin İngilizler aleyhine bozulmaya başlaması Londra’yı panikletir. 

Ankara ve Atina arasındaki yakınlaşma adaya yansımıştı. Yunanlılar ve Rumlar,İngilizler’in kendilerini Türkler’e karşı nasıl kullandıklarını anlamışlardı. Boşuna dememişler "bir musibet bin nasihatten evladır" diye. 

Adada Rum-Türk ortak cephesinin yaratacağı tehlikeler, İngilizSömürge yönetimini acilen yeni önlemler almaya yöneltir. En iyi bildikleri işi yaparlar; böl-parçala-yut

Mısırlızade Necati, Çankaya’da Atatürk tarafından kabul edilen ilk ve tek Kıbrıslı Türk liderdi, kendisine Özkan soyadını Atatürk bu tarihi görüşmede vermişti.

Mısırlızade Necati'nin diğer dava arkadaşları Beyrut doğumlu, Beyrut Fransız Tıbbiyesi’nden mezun, Müftü Raci Efendi’nin torunu Hasan Nesîb Bey’in de oğlu Dr. Hüseyin Behiç, Dr. Mehmet Esat ve Hasan Karabardak üçlüsüydü. 

Kıbrıslı Türkler arasında İngiliz Sömürge Yönetimi’ne karşı koymak için teşkilatlanmayı sağladılar ama bedelini ödediler. 

Türkiye ile Birleşme Örgütü”nün öncüsü, bu üç Türk milliyetçisi, İngiliz Yüksek komiser Vekili Malcolm Stevenson’nun kurduğu kumpaslarla siyasi mahkum olarak tutuklandı. 

Ada’daki İngiliz İstihbaratı, sosyal psikolojik yöntemlerle ilk önce Dr. Behiç'e karısını öldürttü.

Cinayet sonrası idamla yargılanan Dr. Behiç, 6 Haziran günü, ölüme mahkûm edildi ve 24 Haziran sabahı saat sekizde de asıldı. 

Kıbrıslı Türkler tarafından farklı çözüm yolları arandı. 

Ada’dan Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti yetkililerine mektup ve rapor gönderilerek karşılaştıkları sorunlarla ilgili bilgi verildi.  

Atatürk’ün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ’da Antalya bölgesinde yaptığı bir tatbikatta söylediği “Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu Ada bizim için çok önemlidir” sözleri adayı İngilizler’e bırakmaya ve hele hele “Kıprıs Türkleri”ni yalnız bırakmaya hiç de niyetli olmadığını gösteriyordu. 

Kıbrıs adasında meydana gelen Rum İsyanları’ndan sonra Ankara’ya gelen ve kurulacak olan mukavemet hareketi için yardım isteyen bir Kıbrıs Türk heyetine aynı sözleri ifade etmişti. 

Kıbrıs Türkleri'nin silahlı eğitimi Atatürk döneminde başladı! 

Kıbrıs Türkleri’nin Ada’daki iktisadî durumunun düzeltilmesi için alınacak tedbirler çerçevesinde Ada’dan Türkiye’ye işçi göçü organize edildi. Adana ve Mersin’de özellikle yaz aylarında önemli miktarda ziraatla uğraşacak ameleye ihtiyaç vardı. 

Kıbrıs’ta işsiz kalan ve çok az miktarda bir yevmiye ile çalışan Türkler’e hususi vize verilerek, bunların bu şehirlerde çalışmalarının sağlanması, gelir sağlamak ve refah seviyesini yükseltmek için uygun  bulundu. 

Ada’daki İngiliz Sömürge Yönetimi’ne Çukurova'da ihtiyaç duyulan mevsimlik işçi ihtiyacı bildirildi.

Onlar da yaptıkları tetkiklerde doğru bir talep olduğunu belirlemişlerdi.

Böylelikle İngiliz istihbaratının dikkatini çekmeden “Mevsimlik işçi” statüsünde çalışmaya gelenlerden seçilenler, gizliliğe dikkat edilerek Antalya-Kemer yolu üzerinde ormanlık bir alan içinde bulunan gayri nizami harp tekniklerinin öğretildiği  askeri kampa götürülüyordu.

Türk Mukavemet Teşkilatı'nın ilk çekirdek kadrosu burada eğitim alan Türkler’den oluşturuluyordu. 

Bu kamplarda eğitime tabi tutulan Kıbrıs Türklerine, Eğirdir Dağ ve Komando Okulu personeli tarafından silah kullanımı, bakımı, atış talimi, gerilla, komando, sabotaj, kundaklama ve gizli harekât teknikleri konularında bilgiler veriliyordu.

Onlar da Kıbrıs’a döndüklerinde aldıkları eğitime göre hareket ediyordu. arasında bin Kıbrıslı Türk, Türkiye’ye göç etti.

Sağcı Muhafazakâr Demokrat Parti iktidarında İngiltere’nin dümen suyuna girildi… Yunan ve Rumlarla İngilizlere karşı Atatürk'ün temelini attığı ittifak Celal Bayar, Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu tarafından dağıtıldı…

Ada Rumları’nın İngiliz askeri varlığına karşı başlattıkları tedhiş ve terörle baş edemeyen Koloni yönetimi, Rum direnişçileri saf dışı bırakmak için Türkleri askere aldı. 

Daha düne kadar İngilizler’e birlikte kafa tutan Türkler ve Rumlar, şimdi birbirlerine silah  doğrultuyordu.

İkinci aşama, İngiliz istihbaratının devşirdiği Rumlar’ın Türkler’e saldırmasıydı. 

Böylelikle ilk nifak tohumları ekildi. 

EOKA'nın asıl hedefi, İngiliz Sömürge Yönetimi olmasına rağmen İngiliz İstihbaratı, Türkler’le Rumlar’ı karşı karşıya getirmeyi başardı.

Eylül’ünde Türkiye, NATO’ya kabul edildi. 

18 Şubat ’de, sayılı yasa ile TBMM, NATO anlaşmasını onayladı ve Türkiye resmen NATO üyesi oldu. 

Türkiye, NATO'ya girdiği tarihten itibaren Kıbrıs politikasını Ada'da İngiltere yönetiminin korunması, bu statüde değişiklik olacaksa Türkiye'nin de söz sahibi olması gerektiği yönünde şekillendirdi.

referandumunu, Türkler boykot etmiş, Rumlar yüzde 95 oyla Yunanistan’a bağlanma kararı almıştı.  

Kıbrıslı Rumlar’ın “Enosis” talebi, adanın self-determinasyon hakkını temsil ediyordu. Ancak Türkler, Rumlar gibi düşünmüyordu.

Demokrat Parti iktidarının yüz karası Eylül Olayları, Kıbrıs görüşmelerine denk geldi…

Olaylar, Londra'da Kıbrıs görüşmeleri devam ettiği günlerde patlak verdi. 

Grivas önderliğindeki EOKA, adada yaşayan İngiliz ve Türkler’e karşı terör saldırılarına başlamış, saldırılar kamuoyunda büyük bir öfkeye neden olmuştu.

Bu sırada İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ı konuyu görüşmek üzere Londra’da toplanacak üçlü bir konferansa davet etmiş, Konferans 29 Ağustos’ta başlamış ve Dış işleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Türkiye’yi temsilen yerini almıştı.

İstanbul'da yaşayan gayrimüslimler bir yalan haberle hedef haline getirildi.

Dışişleri yetkilileri Londra'da Kıbrıs temaslarına devam ederken “Selanik'te Atatürk'ün evine Yunanlılar tarafından bomba atıldı”ğı haberinin yayılması üzerine, 6 Eylül ’te ellerinde kazma, balta ve sopalarla sokaklara dökülen binlerce kişi gayrimüslimlere ait ev ve iş yerlerini yakıp yıktı.

6 Eylül ’te ellerinde kazma, balta ve sopalarla sokaklara dökülen binlerce kişi, resmi kaynaklara göre 4 bin ev, iş yeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel vb. 5 bin yeri tahrip etti. 

İngilizlerin ekmeğine yağ sürüldü. 

Türkler’le Yunanlıların Rumların “İngiliz karşıtlığı cephesi”nde buluşması engellendi. 

Ada Rumları, Türklere karşı kışkırtılmış oldu. 

Sonra birileri çıkıp bunu “Özel Harp Dairesi’nin başarısı” gibi takdim etme gafletine düştü. 

Ada’nın Türk egemenliğine geçişi gecikti. 

İngilizler’in adadaki hakimiyetini ve tezlerini Türkiye tescillemiş oldu. 

Volkan ve TMT, DP iktidarında kuruldu…

Türk Mukavemet Teşkilatı’ndan önce kurulan Volkan’ın eylemleri, daha çok bildiri dağıtmakla sınırlıydı. Örgütün kurucu üyelerinden ‘Mustafa William’ adlı kişi, İngiliz casusuydu. 

Mayıs’ında Ankara’da karargah kuran TMT, Temmuz ayında Lefkoşa’daki karargahını da açar. TMT’nin ihtiyaç duyduğu silahlar, Anamur ve Mersin’de oluşturulan depolarda ve her an gönderilmeye hazırdır. 

Rumların enosis planını icra etmeye başlamaları durumunda, TMT derhal bu silahları Kıbrıs’a getirtecek ve Rumlara karşı mukabele edecektir. TMT, 5 kişilik hücrelerden oluşan bir yeraltı teşkilatıdır. 

Hücre üyesi, yalnızca kendi hücresindeki 5 kişiyi tanır, diğer hücreleri ise bilmezdi. 

Gelelim gara Popaz Makarios’a…

“Kıbrıslı Türkler’in en büyük düşmanı kim” deseniz çoğu kimse hiç düşünmeden “Popaz Makaryos" der. 

Haksız da sayılmaz. 

ENOSİS’i isteyen EOKA çetelerinin döktüğü kanların baş sorumlusu olarak görülür.

Kıbrıslı Popaz Mihail Hristodulu Muskos III. Makaryos, ENOSİS ideolojisi ve EOKA’cı görüntüsüyle, İngilizler’in, Birinci Dünya Savaşı’nda çöktüğü Kıbrıs Adasının kurtulması için mücadele veren derin bir yapılanmanın Rum aktörüydü. 

Rum falan değildi. 

Teşkilatın kötü adamıydı. 

Şeytana külahı ters giydiren derin üst akıl, sahada görevli personelin dahi bilmeyeceği bir ketumluk içinde Makarios’ı, Kıbrıs’ı Türkiye’ye kazandırmak vazifesiyle istihdam etti.

Makarios, Türkiye’nin neresinden? 

Belki bugün yaşıyor olsaydı fahri hemşehrilik beratı vermek için sıraya girilir miydi? 

Turist çekmek adına turizm şirketlerinin yönlendirmesiyle şehrin anahtarını verenler dahi çıkar mıydı? 

Kısa bir araştırmanın sonucunda gara Popaz Makarios’un Aksaray Güzelyurt (Gelveri) ilçesinden, Ankara Keskin'den, Kayseri Talas'tan, Çankırı’nın eski adı Taht olan Yapraklı ilçesinden hatta Bandırma’nın bir köyünden Kıbrıs’a gittiğine dair rivayetleri derledim.

Muhammed Bak; Makarios’un babasının Mersin'e bağlı Aydıncık ilçesinden Demirci Bandili olduğunu, aynı zamanda ticaretle uğraştığını, Kıbrıs a göç eden Rumların en son Aydıncık’tan gittiğini belirtiyor.

Aydıncık’ın eski Kelenderis’ten gelen Kilindria da zaman içerisinde değişimlere uğrayarak Gilindire’ye dönüşmüş. 

Konya Akşehir rivayeti…

Yine yaygın olan bir başka rivayeti bana; ismi MiryokefalonSavaşı ve Eğirdir Gölü araştırmalarıyla özdeşleşen, Gelendost Kötürnekli Ramazan Topraklı aktardı.

Isparta ve Konya civarında halk arasında Makaryos’un Akşehir’e bağlı Engili ve Bermende (Savaş) köyünde yaşayan Rumlardan, Engili köyünün eski adının da Patrik olduğunu söyledi. 

Konya Salnamesi’ne göre Rumlar’dan 30 aile, Akşehir Ortodoks cemaatini meydana getiriyordu. Akşehir’de dini bakımdan Konya’ya bağlı bir Rum kilisesi vardı. 

Akşehirli Ortodoks Hristiyanlar, Orta Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi Akşehir’de gebran adıyla anılan Türkçe konuşan ve Türkçe isimler alan Hristiyan Türkler’dendi. 

Bunların konuştukları dile Karamanlıca, kendilerine de Karamanlı deniliyordu.

nüfus sayımında Konya vilâyetine bağlı Akşehir’de nüfus sayılmıştır. Aynı yıl Akşehir’de yaşayanların ana dili bakımından nüfus ise: Anadili Türkçe olanlar , Rumca olanlar 18, Ermenice olanlar 1, Fransızca olanlar 18, Yahudice olanlar 8, Çerkezce olanlar , Kürtçe olanlar , Tatarca olanlar , Arnavutça olanlar , Bulgarca olanlar 2 kişi olarak belirlenmişti. 

Bermendas (Bermende-Savaş) Akşehir Bermende köyündeki kiliseler Cumhuriyet döneminde yıktırıldı.

sayımında Bermende Köyü ahalisinden Yorgi veled-i İstavri’nin; sayım anında, ’da Lefke’de olduğu belirtilmiştir.

Isparta Barla rivayeti…

Gara popaz Makaryos’un nereli olabileceği konusunda Ortodoks Fener Rum Patrikliği hakkında lisans tezi hazırlayan Ispartalı Muharrem Aksın, yıllar önce Barlalı Dr. Nedim GülKaya’nın sonrası Kıbrıs’a gittiğinde havaalanındaki görevlilerin kendisine Makarios’un IspartaBarlalı olduğunu söylediklerini ve doktorun da bunu sohbet ortamında arkadaşlarıyla paylaştığını duyduğunu ifade etti. 

 Bu iddianın doğruluğu tıpkı diğerleri gibi  tahkike muhtaç olmakla birlikte Ispartalı tarihçi Böcüzade Süleyman Sami, Cumhuriyet öncesi Barla hakkında şu bilgiyi verir; "Eğirdir Gölünün Kuzeybatısında, iki dağ arasında bulunan Barla Nahiyesi, dokuz mahalle ve iki köyden ibaret olup, hanede Müslüman, Hıristiyan (Rum) olmak üzere cem'an nüfuslu bir kasabadır.” 

Barla’da, Lozan mübadelesine kadar Rumlarla Türkler iç içe yaşamışlardır. 

Rumlardan kalan yüzyılda yılında yapılmış, dikdörtgen planlı AyaGeorgios Kilisesi vardır. Moloz taşlarla yapılan Kilisenin duvarlarının bir kısmı hâlâ ayaktadır.  

Zonguldak Karadeniz Ereğlisi rivayeti…

yılları arasında Devrek Tarihiaraştırmalarım sırasında Makarios’un Zonguldak Rumları’ndan olduğunu duymuştum. Ancak o dönemde tafsilatlı malumat edinememiştim. Sonraki yıllarda yerel medyada bu konuyla bir çok  söylenti derlendi ve yayınlandı. 

Makarios’un Ereğli’den ayrılan Rumlar’dan olduğuna yönelik rivayetler üzerine Ereğli Belediyesi’ni dört dönem yöneten ve hatta dayısı da (Cumhuriyet öncesi ve sonrası) uzun süre (6 dönem) Ereğli Belediye Başkanlığı yapan Ruhi Cöbekoğlu'nun konuyla ilgili; 

Makarios’un Ereğli’ye gelip-gittiği bilgisini eniştem olan Fikri Oğuz bana söylerdi. Fikri Oğuz, Fethiye’de manganez işinde çalışmıştı ve zengin Rumları o iyi biliyordu. Rumlarla diyaloğu iyiydi. Bildiğimiz şey, bu yöreye Makarios gelip gitmiş. 

Bunu duyduk. Ailesi mi buradaydı, kendisi mi Ereğli Rumlarındandı net olarak bilgimiz yok. Zaten Cumhuriyetten önce Ereğli’de Rumlarla beraber yaşadığımız bir gerçek. Ereğli zenginleri hep Rumlardı, ticaret onların elindeydi” sözleri epey tartışılmıştı. 

Ereğli’ye çok büyük katkıları olan İbrahim İzmirlioğlu ile yapılmış olan bir görüşmede, bu konu da sorulmuş, İzmirlioğlu: “Evet önceki yıllarda Makarios hakkındaki bu bilgi-dedikodu çok duyuldu dillendirildi” diye yanıt vermişti. 

Karakavuz Köyü’nde ikamet eden Mehmet İlik ise "Rumlar, Makarios’un bu yöreden gittiğini senden benden iyi biliyorlar.. Makarios’un buradan (Ereğli ya da Karakavuz Köyünden) gittiği kesin.. Ben bu bilgiyi dayımdan duydum (’lı yıllarda) 

Dayım Makarios için ‘çok dik kafa bir çocuktu derdi.. Hatta bir gün radyodan Kıbrıs’ta Makarios’un yaptığı Türkleri öldürme eylemlerinin radyodan haberi veriliyorken, dayım “zaten bu adamlar buradan giderken onun hali belliydi, belliydi bu olacaklar” demişti..

Karakavuz Köyünden İhsani Kenanoğlu: “Bir gün Ereğli’de üç üniversiteli Rum turiste rast geldik. Çat pat İngilizcesi olan bir arkadaş vasıtasıyla onlarla iletişim kurduk. Niçin Ereğli’ye geldiklerini sorduk. ‘Makarios’un ve atalarımızın gittiği bu yöreye gezmeye geldik’ dediler.. 

Kara-kuz köyüne gideceğiz” dediler, ama mevsim kış’tı kar vardı köye gidemediler” dedi.. Köyün Rumlar dönemindeki adı Kara-kuz’muş.. Ormanlı Köyünden Bayram Çelebi: “Babam Hüseyin 60’lı yıllarda söylemişti, ne kadar doğru bilmiyorum ama Makarios’un babası gemiye bindirilme esnasında denize düşmüş (ölmüş) diye duyduk” diye  bilgi paylaşmıştı. (*)

Prof. Dr. Bahri ATA; Bursa Tirilye’de Taş Mektep olarak bilinen Rum Okulunda Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’un öğrenim gördüğüne dair yerel kaynaklarda bilgi bulunduğunu belirtti.

Türkçe adıyla Zeytinbağı yani İstanbul'dan sürgün edilen 3 papazdan aldığı, bir diğer rivayete göre de barbunya balığı anlamına gelen Trigliya-Tirilye’de doğan ve Yunanistan’da eğitim gördükten sonra Metropolit olarak Türkiye’ye dönen Chirisostomos tarafından yılları arasında yaptırılan Taş Mektep’te, Kıbrıslı Rum lider Başpiskopos Makarios’un eğitim gördüğü rivayet ediliyor.

Bu okulda müdür olarak görev yapan Hrisostomos (Chrysostomos Kalafatis) daha sonra İzmir metropolitanı olmuştu, ’de Yunan ordusuna yardım ve yataklık ettiği için linç edilerek öldürüldü. 

Kasabanın adı, 'de “Zeytinbağı” olarak değiştirildi.

'de tekrar Tirilye oldu. 13 Ekim ’te ‘Mübadele, İmar ve İskân Vekaleti’ kuruldu. Göçün hızlandırılması için çalışmalar yapıldı.

Gülcemal, Gülnihal, Giresun, Sakarya, Dumlupınar, Kızılırmak, Cumhuriyet, Kılkış, Kırzade, İnebolu, Bandırma, Gelibolu, Millet, Reşit Paşa, Akdeniz Ereğli ve Şam gibi vapurlar, Anadolu ve Yunanistan limanlarından karşılıklı olarak insan taşımaya başladılar. Tirilye’de yaşayan Rumlar, Kaptan Philip’in gemisiyle kasabayı terk etti.  

Rumların kasabadan ayrılmasından sonra bu Taş Mektep; Kazım Karabekir tarafından ’te şehit, öksüz, yetim çocukların okudukları ‘Dar ül Eytam Okulu'na tahsis edildi. 

Şimdi soru şu:

Resmi doğum tarihi 13 Ağustos olan Mihail Hristodulu Muskos yani namı diğer gara popaz Makaryos,Tirilye’deki Taş Mektep’de mübadeleden önce mi yoksa Kazım Karabekir tarafından  ’te şehit, öksüz, yetim çocukların okudukları ‘Dar ül Eytam Okulu'na tahsis edilmesinden sonra mı okudu?

İngilizler, Kıbrıslı Türkler arasında Mihail Hristodulu Muskos yani Makaryos’un Türk bir babanın yasak ilişki yaşadığı Rum bir kadından peydahladığıgayri meşru çocuğu olduğunu yaydılar. 

Hâlen bu söylenti  kabul görür. 

Resmi kayıtlarda Mihail Hristodulu Muskos III. Makarios…

13 Ağustos 'te Baf'ta yoksul bir çobanın oğlu olarak doğdu. 

Panayia Kilisesi'nde vaftiz edilirken kendisine verilen ad Mihail Hristodulu Muskos-misk-'du.. 

Kimi zaman Makarios'un çok güzel Türkçe konuştuğu, bunu İstanbul Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nda okuduğu sıralarda asla öğrenemeyeceği o nedenle Türkçe’yi çocukluğunda öğrenmiş olması gerektiği ileri sürüldü. 

Doğruydu. 

Baf’ta yaşayan Müslüman Türkler, gayrimüslimleri ayırmaz, komşularına kâh helva, kâh aşure yollarlar. Mihail, Türk çocukları ile büyür, birlikte kırlara çıkar, beraber çelik çomak oynarlar. 

Ailesi yağıyla zor kavrulan bir rençper olduğu için onu Çiko Manastırına verir, leylî (gececi) okuturlar.

Kıbrıs'ta, Atina Üniversitesi'nde, sonra da Boston Üniversitesi İlahiyat Okulu'nda öğrenim gördü. 

'da papazlığa atandı. 'de Kition (Larnaka) piskoposu, 18 Ekim 'de başpiskopos oldu.

Makaryos, Türk Bayrağını Kıbrıs'ta 82 yıl sonra dalgalandıran adam…

Ağustos gecesi Kıbrıs Cumhuriyeti bir devlet olarak resmi bir törenle kuruldu.

Anlaşmalar gereğince Türk ve Yunan askerlerine adada belli yerlerde garantör devlet olarak üs kurma hakkı verildi ve 16 Ağustos günü antlaşmalar gereğince adaya Yunan ve Türk askeri çıktı. Türk askeri Mağusa’dan karaya çıktı.

Ve böylece Osmanlı yönetiminin adanın İngilizler’e kiralanmasından 82 yıl sonra Kıbrıs’ta Türk bayrağı yeniden dalgalanmış oldu.

4 Aralık ’da acil durum ilan edildi ve 9 gün sonra Makarios, onu ENOSİS’e ihanetle suçlayan sağ kesim, Yunan ve Türk askerlerinin adada konuşlanması ve İngiliz üslerine karşı olan AKEL taraftarlarınca karşı çıkılmasına rağmen cumhurbaşkanı seçildi. 

Aynı gün, Kıbrıslı Türkler’in lideri Fazıl Küçük de muhalefet olmadan cumhurbaşkanı yardımcısı seçildi.

Kıbrıs’ın ilk Türk büyükelçisi Emin Dırvana itimatnamesini Cumhurbaşkanı Makarios’a sundu. “Makarios Türk Birliğini Ziyaret Etti”, Milliyet, , s.5;

Emekli kurmay albay olan Dırvana, 16 Ağustos ile 12 Eylül tarihleri arasında Kıbrıs’ta T.C. Büyükelçiliği görevini yaptı. 

Gara Popaz Makaryos, Türkiye'nin Kıbrıs davasına nasıl hizmet etti?

Makarios, başpiskopos olduktan sonra enosis hareketiyle özdeşleşmeye başladı. 

İngiliz hükümetinin Kıbrıs’a özerklik ya da Uluslar Topluluğu üyesi statüsü verilmesi yolundaki önerilerine olduğu kadar, Türkiye’nin, adayı taksim etme yolundaki isteklerine de karşı çıktı. 

ENOSİS’in gerçekleşmesi için kiliselerde bir imza kampanyası başlatmıştır. 

İmzaların yüksek oranda ENOSİS’in istenilmesi üzerine olunca Makarios bu imzaların sonuçlarını New York’taki BirleşmişMilletler’e götürmüş ve Kıbrıs’a tam bağımsızlık verilmesini istemiştir. Fakat İngilizler, bunun Kıbrıs’ın iç meselesi olduğunu ve BM’yi ilgilendirmediği şeklinde yanıt vermişlerdir.

Makaryos Anavatan Türkiye'de! 

Makarios’un Türkiye ziyareti Türkiye Cumhuriyeti’nin önceki yıllarda öne sürdüğü “taksim’’ politikasından vazgeçip Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varlığını devam ettirmesi yönündeki tercihini ortaya koyması bakımından da önem taşıyordu.

İngilizci DP” iktidarı, askeri darbeyle yönetimden uzaklaştırılmış, Türk Devleti Kıbrıs meselesinde fabrika ayarlarına geri dönmüştü. 

Makarios, 4 gün süren Türkiye gezisini 22 Kasım tarihinde gerçekleştirdi. 

Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in kendisine tahsis ettiği uçakla Ankara’ya hareket etmişti. 

Makarios’un içinde bulunduğu uçak, 22 Kasım günü Ankara Esenboğa Hava limanında Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Başbakan İsmet İnönü, Bakanlar Kurulu ve Senato üyelerinin de bulunduğu geniş bir resmi heyet tarafından karşılandı.

Kıbrıs Cumhurbaşkanı’nın Türk topraklarına ayak basması münasebetiyle kendisi 21 top atımı ile selamlandı. 

Takdimi takiben tören kıtasının karşısına yerleştirilmiş olan platforma gelen iki devlet başkanı çalınan Türk Milli Marşı’nı dinledi. 

Cumhurbaşkanı Gürsel’in ardından bir konuşma yapan Makarios, iyi niyet dileklerinden sonra; “Kıbrıs halkı, Rum ve Türkler, şimdi ahenk içinde birlikte yaşamakta ve memleketlerinin kalkınması için çalışmaktadırlar. Yabancı idaresinden hürriyete kavuşturulan memleketleri, istikbalden gayet ümitli olarak terakki yolunda sebatla ilerlemektedir.” temennisinde bulundu. .

Kıbrıslı Rumlar, EOKA terör örgütünce ENOSİS’i gerçekleştirmek için adadaki İngiliz askeri hedeflerine yönelik terör eylemlerini kısa bir sonra Türkler’e uygulamaya başladı. 

Yüzlerce Kıbrıs Türkü’nü öldürdüler. 

Yunan ordusunun subay ve askeri sivil kıyafetleriyle geldikleri adada EOKA güçleriyle işbirliği yaptılar ve Kıbrıs Ortodoks Kilisesi başpiskoposu ve bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı asıl adı Mihail Hristodulu Muskos veya III. Makaryos’u darbeyle görevden uzaklaştırdılar.

Kıbrıs’taki olaylarıyla ilgili olarak ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerine yer alan bilgiye göre, Atina’da yönetimi ele geçiren cunta lideri Dimitrios Yuannides, kendisini ziyarete gelen ABD Büyükelçisi Tasca’ya, Türkiye hakkında "kendileri ile konuşmuyoruz ama Türkler beni rahatsız etmiyor. Ortak bir petrol şirketi kurup kárı Türklerle paylaşmakta hazırım" demişti. 

16 Temmuz’da Makarios bir İngiliz helikopteriyle İngilizler tarafından Malta adasına güvenliği için götürüldü. 

Kıbrıs’ta bir darbe yapıldığı haberi, Lefkoşa’da bulunan Türk Büyükelçiliği’nin gönderdiği şifreli mesajla 15 Temmuz sabahı Türk Dışişleri tarafından öğrenildi.  

Sonrası “Çırpınırdı Akdeniz!..

Rum Ortodoks Kilisesi, 3 Ağustos ’de kalp krizinden Lefkoşe’de ölen Başpiskopos III. Makarios’un, otopsi için çıkarılan ve mumyalanarak cam kutu içinde saklanan kalbini, "çürüdüğü" gerekçesiyle ölümünden 29 yıl sonra, Kasım ’da mezarına gömmüştü.

Muhammed Bak diyor ki; "-Merak ettiğim: Makaryosun Kıbrıs'ta işlemiş olduğu icraatların neticesinde, Türkiye'nin adaya müdahale edebilmesi için uluslararası hukuki zemini sağlaması Bilinçli mi! Makaryosun başka bir ağaçta yetişen Türk yaprağı mı?

.

Ömür Çelikdönmez, funduszeue.info

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

(*) 1 Nisan   / funduszeue.info

MAKARİOS TÜRK MÜYDÜ?

Kıbrıslı Rum lider Başpiskopos Makarios&#;un kökenleri hep kapalı kapılar ardında konuşuldu. Fısıltı gazetelerinde onun hayatta kimsesiz kaldığı için Kirkos Manastırı&#;na evlatlık verildiği söylendi.

Kimi zaman Makarios&#;un çok güzel Türkçe konuştuğu, bunu İstanbul Heybeliada&#;daki Ruhban Okulu&#;nda okuduğu sıralarda asla öğrenemeyeceği o nedenle Türkçeyi çocukluğunda öğrenmiş olması gerektiği ileri sürüldü!..
Rum liderin kişiliğine ilişkin söylentiler çok. Ancak Makarios&#;un biraz sır perdesiyle kaplı geçmişi gün ışığına çıkıyor.

Kıbrıs Türkü&#;nün tarihinde önemli rol oynayan Rum liderinin gerçek kimliğine ulaşabilmek, onun geçmişinde kalan sır perdesini aralamak istiyoruz.

Şurası gerçek ki, Kıbrıs gibi son derece küçük bir coğrafyaya sıkışıp kalan Kıbrıslı Türk ve Rumlar arasında gönül maceralarının yaşanması kaçınılamazdı.
Çoğu kez hüsranla sona eren bu ilişkiler zaman zaman meyvelerini de verdi. Ancak, annesi veya babası Türk olan karma evliliklerden çocuklar, genellikle bu ilişkileri örtbas ederek geçmişlerini saklamak istediler. Çünkü Rum Kilisesi, Türklerle evliliği ret ediyor, Müslüman bir erkeğin Rum kızı ile evlenebilmesi için kızın Müslümanlığı seçmesi gerekiyordu. O nedenle gönlünü bir Rum&#;a kaptıran kimi Türk kızları Rum tarafına kaçıp kendisine yepyeni bir kimlik alırken, kimi Rum kızları da Türkleşmeyi kabul ediyordu.

Bu arada sayıları az da olsa, kimliklerini inkar etmeyenler de oluyordu. Bazen, karma evliliklerde çiftler kendi aralarında çözümler buluyordu. Örneğin bir Rum anne, kocasına &#;Eğer kızımız olursa onu Rum kimliği ile büyütelim&#;, önerisinde bulunuyordu. Tabii, çocukları erkek olursa, oğulları da Türk kimliği ile büyüyecekti. Nitekim böyle bir ailenin iki oğlu Erenköy&#;e gönüllü çıkan Türk gençlerin başında yer almıştı.
MAKARİOS&#;UN GİZEMLİ GEÇMİŞİ
Makarios&#;un annesi de, dediklerine göre gönlünü Türk&#;e kaptıranlardan biriydi.
Dağaşan (Vreça) köyü Troodosların batısında, orman içindeki bir Türk köyüydü. Hemen yanında da Panayia adlı bir Rum köyü vardı. Geniş toprakları, üzüm bağları harup ve zeytin ağaçları ile verimli toprakların hemen bitiminde, Poli&#;ye giden yol üzerinde, dağdan inen gür su üzerinde Vreçalı Hacı Hoca tarafından bir değirmen yapılmıştı.
İşte Makarios&#;un hayatındaki en önemli dönüm noktasının bu değirmende yaşandığı söylenirdi.
Hacı Hoca, her ne kadar dini bütün birisiyse de, harama uçkur açmıştı. Makarios&#;un genç annesi Hacı Hoca&#;yı baştan çıkartmayı bilmiş ya da tersi olmuş, Hoca, Hacılık gibi manevi değeri büyük bir ünvanı unutup, Makarios&#;un annesini değirmendeki samanların üstüne atmayı başarmıştı.
Bugün yaşları 70 ve üzerinde olan Vreça-Panayia ve çevresi köylüleri arasındaki söylentiye göre işte o değirmenlikte birbirlerine arzuyla kavuşan bedenlerin ürünüydü, Makarios. Dünyaya gözlerini açtığında 13 Ağustos idi ve Panayia Kilisesi&#;nde vatviz edilirken kendisine verilen ad Mihail Hristodulu Muskos&#;du. Ne var ki dünya onu Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi&#;nin başına geçtiğinde aldığı Makarios II adıyla tanıyacaktı.
İki kişinin bildiği gerçek sır kalır mı?
Aslında bir Türk&#;e gönül kaptıran sadece Makarios&#;un annesi değildi. Teyzesi de Dağaşan köyünde bir Türk&#;e aşık olmuş, o zamanın geleneklerine göre adını değiştirip Müslüman olmuştu. Yeni Ayşe adıyla anılacak olan genç kadın, belki de annesinin Değirmenci Hacı Hoca ile tanışmasına yardımcı olmuştu.
Büyük bir olasılıkla durumu ilk bilen kişi Yeni Ayşe diye tanınan Makarios&#;un teyzesiydi.
Küçük yerlerde sır saklamak zordu. Belki, Yeni Ayşe bu sırrı kocasıyla paylaşmıştı. Belki de Hacı Hoca bir Rum kadınıyla yaşadığını dakikaları köylüleriyle paylaşmıştı. O nedenle &#;sır&#; uzun süre saklanamamıştı. Kulakta kulağa söylenenler kısa zamanda komşu köy Panayia&#;ya ulaşmış, Makarios&#;un babası da dedikodulardan nasibini almıştı.
Ancak adam güzel karısını sevmiş, söylenenlere kulak tıkamıştı. Ne var ki, yıllar geçerken küçük Makarios&#;un da giderek Rum annesinin kocasına pek benzemediği anlaşılmıştı. Onun Dağaşan köyündeki Türk değirmenciye benzediğini gören adamın içine &#;şüphe&#; kurdu düşmüştü. Acaba söylenenler doğrumuydu? Çocuk gerçekten kendisinden değil miydi?
Kurulan hain plan Başlangıçta arada bir aklına takılan bu sorular giderek Makarios&#;un babası için dayanılmaz bir hal almıştı. Artık gözü içten içe dönmüş, öç alma duygusu benliğini kaplamıştı.
Önce kendisini bütün köy halkının önünde aşağılatan kadından kurtulması gerektiğine inanmıştı. Yıllardır köyde başının eğik gezmesine neden olan, o pis dedikoduların kaynağını kurutacaktı. Ona vereceği ceza herkese ibret olmalıydı. Daha sonra yapacağını biliyordu. Türk&#;ten peydahladığı oğlanı da başından defedecekti.
Kendisine ihanet eden karısını öldüremezdi. Herkes cinayetin kendisi tarafından işlendiğini kolaylıkla anlayabilirdi. O nedenle nefret ettiği karısının başına masum bir kaza gelmeliydi. Yoksa İngiliz Hakimi nasıl inandırabilirdi? Karısının günlük yaşamını iyice incelemeli, onun bir boşluğunu yakalamalıydı.

BEKLENEN FIRSAT
Derken Makarios&#;un sözde babası aradığı fırsatı bulmuştu. Karısı her çarşamba çamaşır yıkıyor, gerekli kova kova suyu kuyudan çekmekteydi. Adam, hiçbir şeyden habersiz su çeker karısına gizlice yaklaşmıştı. Onun tam arkasına geldiğinde karısını hiç acımadan kuyuya itmişti.
Tabii, talihsiz kadın kuyuya yuvarlanırken avazı çıktığı kadar bağırmış, komşularından yardım istemişti. O daha atik davranmış; tüm gücüyle bağırarak köylüleri yardıma çağırmıştı. Ancak gelenlerin yapacağı bir şey kalmamıştı. Kadın kuyuya düşmüş ve ölmüştü.
DEDİKODULAR DİNMİYOR
Adam karısını kuyuya itmiş ve köyde kendisini rezil eden kadından kurtulmuştu. Ancak, karısını kuyuya ittiği dedikoduları hızla yayılmıştı. Hiç kimse, kadının dengesini kaybederek daracık kuyuya düşeceği yalanına inanmamıştı. Dedikodular artarak suçlamaya şeklini alırken kadının akrabaların ölümden adamı sorumlu tutmuştu.
Sonunda iş Baf&#;taki mahkemeye yansıdı. İngiliz Hakim karşısındaki adama pek inanmasa da elinde yeterli delil bulamamıştı. Adam karısı kuyudan kovayı kaldırırken dengesini kaybederek bağırdığını duymuş, onu kurtarmaya çalışmışsa da, başaramamıştı!. Suçsuzdu, beratını istiyordu.
KİRKOS MANASTIRI&#;NA GİDİŞ
O günden sonra Makarios babasından hiçbir destek göremedi. Öyle ki, köylüler çoğu kez yarı aç, yarı tok yaşayan çocuğun hayatını kurtarabilmesi için Kirkos Manastırı&#;na yatılı verilmesini düşünülmüştü.
Kirkos Manastırı Troodos&#;un yüksek tepelerinden biri üzerinde kurulmuştu. Önce Vreça&#;ya geliniyor, oradan manastıra gidiliyordu. Orman içindeki Venedik köprülerinin üzerinden geçen eski kervan yolunda, eşek üstünde yapılan 6 saatlik bir yolculuktan sonra Milikouri köyüne varılıyordu. Oradan Kirkos Manastırı sadece 2 saat çekiyordu.
Gel zaman, git zaman Makarios Manastır&#;da okudu, büyüdü. Kilise içinde hızla yükselerek zaman içinde Kıbrıs&#;ın Başpiskoposu oldu.

YOKSA MAKARİOS DR. İHSAN ALİ&#;NİN KARDEŞİ Mİ?
Vreça ve çevresinde yaygın olan bir başka söylenti de, bölgenin en zenginlerinden biri, çiftlik ağası hovarda Ali Bey yaşamıştı. Rahmetli Ali bey ünlü Doktor İhsan Ali&#;nin de babasıydı.
Ancak dedikodular da zaten İhsan Ali&#;nin Makarios&#;a inanılmaz benzemesinden kaynaklanmıştı. Sanki ikisi birbirlerine bir yumurta ikizi kadar benziyordu. Dediklerine göre, Ali Bey&#;in yoksul Rum kadını baştan çıkartması zor olmamış, birlikteliklerinden nur topu gibi bir erkek çocuk dünyaya gelmişti. İşte, o çocuk kardeşi olduğu ileri sürülen Doktor İhsan Ali&#;ye çok benzetilmişti. Öykünün geri kalan bölümü gene aynıydı. Annesi bir şekilde ölüyor, sokakta kalan Makarios Kirkos Manastırında büyütülüyordu.
Bu teorinin en can alıcı noktası, daha sonraki yıllarda savunduğu görüşler nedeniyle Türk toplumundan uzaklaştırılan Doktor İhsan Ali&#;ye Makarios&#;un sahip çıkması ve ona ölesiye kadar maaş bağlatmasıydı.

BAŞPİSKOPOSLUA GELEN EŞEKLİ ZİYARETÇİ
Lefkoşa&#;da Baf Kapısı yakınlarındaki Başpiskoposluğa yılda bir kere Troodos dağlarından eşek sırtında bir yaşlı Türk gelir ve kendisini ziyaret ederdi.
Önceden izin ve randevu almaksızın Makarios&#;u görmeye gelen o yaşlı Türk&#;ün kim olduğunu hiç kimse sormadı; soramadı!..
Makarios da ziyaretine gelen o ilginç kişi hakkında kimseye bir şey söylemedi.
Dedikodular, o yaşlı Türkün kendisine sahip çıkıp Kirkos Manastırına yerleşmesine yardım eden kişi olduğu doğrultusundaydı. Ancak kimsenin aklına, o yaşlı Türkün aslında annesiyle gizli aşk hayatı yaşayan değirmenci Hacı Hoca olup olmadığını sormak gelmedi. Gerçek hiçbir zaman öğrenilemedi!..
GERÇEĞE NASIL ULAŞILIR?
Ancak Dağaşan köyündekiler zaman içinde Kıbrıs Cumhuriyeti&#;nin Cumhurbaşkanı olan Makarios&#;un aslında köyün bazı delikanlılarına çok benzediğini söyleyerek, ünlü Rum liderin Rum kültüründeki yaygın adıyla &#;Türk tohumu&#; olacağını söylediler.
Bu dedikodular hiç susmadı. Dağaşan ve çevre köylerinin kahvelerinde dedikodulara meze oldu. Taa ki, o günleri yaşayanlar birer ikişer aramızdan ayrılana dek&#;
&#;Gel İhsan Ali, gardaşın Papaz&#;ın bugün gazetede çıkan resmine bak!..&#;
&#;Günahı boyunlarına, valla çok benziyor!..&#;
Acaba Marakios&#;daki dinmek bilmeyen Türk düşmanlığının ardında annesinin ölümüne neden olan gizli aşk macerası mı vardı?
Makrios&#;un gerçek babası Doktor İhsan Ali&#;nin de babası mıydı; yoksa Değirmenci

Hacı Hoca mıydı?..
Makarios&#;un halen hayatta olan kız kardeşinden alınan DNA&#;lar ile Dağaşan Köyünden ve bizde kimlikleri saklı bazı köylülerin DNA&#;ları karşılaştırılarak.

Bu haber defa okunmuştur

KUZEY KIBRIS’TA ilk ziyaret etmeniz gereken yerlerden biri olan bu köşk yılında yapılmıştır.  Köşkün sahibi İTALYAN asıllı PAULO PAOLIDES isminde bir rum avukattır.  Ayni zamanda avukat olmasından daha ön planda olan ORTADOĞU’NUN en büyük silah tüccarıdır.  PAOLIDES, bu yıllarda KIBRIS CUMHURBAŞKANI BAŞPİSKOPOS MAKARIOS’UN avukatıdır.
MAVİ KÖŞK YY.’IN en modern teknikleriyle yapılmış, DOĞU ve BATININ mimari tasarımlarıyla TÜRK, RUM İTALYAN ve AKDENİZ BÖLGESİNİN mimari özellikleriyle donatılmıştır.  MAVİ KÖŞK’ÜN bir diğer adını da KAÇAKÇI’NIN KÖŞKÜ olarak ananlar da var.

GİRNE/GÜZELYURT BÖLGESİ’NDE, ÇAMLIBEL ve KORMACİT (KORUÇAM) köyü arasında; şehre 45 dakika kadar uzaklıkta bulunan bu köşkü UYGUN FİYATA ARAÇ  KİRALAYARAK veya TURİSTLER için DÜZENLENEN TURLARA katılarak ziyaret edebilirsiniz. Köşk askerlerin kontrolünde halka ziyarete açılır.

MAVİ KÖŞKÜ diğer köşklerden ayıran eşsiz mimari ve tekniksel  özelliklerinin dışında köşkün sahibi PAULO PAOLIDES’in efsane olmuş hikayesidir.  Dönemin KIBRIS CUMHURBAŞKANI MAKARIOS’UN avukatlığını da yaptığını belirttiğimiz PAOLIDES bu mesleği silah ticaretini kolaylıkla gerçekleştirebilmek ve gizleyebilmek için kullanmıştır.  MAVİ KÖŞKÜN en önemli özelliklerinden biri adeta görünmez bir kale olması.  Nereden bakarsanız bakın dışarıdan kesinlikle bu köşkü kesinlikle göremezsiniz.  Bu detayın en önemli amacı güvenlikti.  Siz köşkte bulunuyor iseniz rahatlıkla dışarıdan bütün boğaz ve dağların görünebildiğine şahit olacaksınız.

Sanata aşık bu adam köşkü birçok eşsiz sanat eserleriyle donatmış.  Bunlardan bazıları el yapımı İRAN HALILARI, paha biçilmez tablolar, içki dolapları vb. Bazılarını satın almış, bazı eserleri isehediye olarak verilmiştir.  Bu sanat eserlerinden biri de halesi som altından, elindeki tas ve gerdanlığın altın suyuna batırılmış MERYEM ANA TABLOSU.  Diğer bir özelliği ise hangi açıdan bakarsanız bakın ayak uçları, dizleri, elleri ve gözleri size doğru bakıyor olmasıdır.  Köşkte bulun eşyaların veinşaatın  yapımı hakkında anlatmakla bitiremeyeceğimiz detaylar mevcuttur.  Bunlardan bazıları; SOPHIA LOREN’in dahi içerisinde SÜT BANYOSU yaptığı  SÜT HAVUZU.  Günümüz teknolojinde bulunan MERKEZİ ISITMA SİSTEMİ, LED IŞIKLAR, çalışma odasının özel bir açılma sistemine sahip olması üst düzey bir çalışmayı sergilemekte.  Odada bulunan perdeler ses geçirmiyor. Güvenliğin hat safhada düzenlendiği köşkte PAOLIDES’in yattığı yerin baş ucunda tünele açılan bir çıkış yolu var. İbadet ettiği tüm odaların duvarlarının dört bir yanı ayna ile çevrilidir.  Oturduktan belirli bir süre sonra duvar gibi sertleşip, uykunun gelmesini engelleyen PAOLIDES’e ait özel bir sandalye mevcut. Evde 13 sayısını simgeleyen birçok ürün mevcut. Havuzun içerisinde bulunan musluk sayısının  13 olması, evde bulunan 13 adet oda, evin kuşbakışı görüntüsünün 13 sayısını andırması.  Bahçede özel bir nokta mevcut ve burada konuştuğunuz zaman sesiniz yankı yapıyor.  Fakat bunu sadece siz duyabiliyorsunuz. Bunların yanısıra; Odaların herbiri farklı renkte. Misafirler kaldıkları odaların rengindeki masa sandalyelerde oturabiliyorlar. 24 saat şarap akan aslan çeşmesi, sirtaki yapılan özel bir taverna,deprem uyarı cihazı, günah çıkarma noktaları, köşkle bütün gibi görünen fakat depremde yıkılmaması için ayrı olarak ve farklı bir teknikle yaptırılmış deprem odası.  Gizli bir kasada bulun altın anahtarın da halen daha nereye ait olduğu bulunamamıştıfunduszeue.infoES bu köşkü yaptırmış olduğu mimar arkadaşı ve tüm işçileri, tüm planları ve kaçış noktalarını bildiği için öldürmüş.

Son olarak PAOLIDES çok sevdiği bu köşkü BARIŞ HAREKATI sırasında, yatak odasında bulunan ve İngiliz mahallesine çıkan tünelden kaçmıştır.  Kaçış esnasında tünelleri patlattığı için nerede açıldığı bilinmiyor. Köşke birgün geri dönebilme ümidini hiç yitirmeyişinden , ta ki yılında mafya toplantısında öldürülene dek, ihtiyaçlarını İTALYA’dan KUZEY KIBRIS’a göndermiştir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası