kuşlara dahi yol çizen allah / FOLKLOR AKADEMİ DERGİSİ Folklore Academy Journal Cilt:1 Sayı e-issn: X - PDF Ücretsiz indirin

Kuşlara Dahi Yol Çizen Allah

kuşlara dahi yol çizen allah

1 FOLKLOR AKADEMİ DERGİSİ Folklore Academy Journal Cilt:1 Sayı:1 e-issn: X

2 Sahibi/Owner Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yazarları Derneği adına Bican Veysel YILDIZ Baş Editör/Chief Editor Prof. Dr. Işıl ALTUN (Kocaeli Üniversitesi) Editörler/Editors Prof. Dr. Hanife Dilek BATİSLAM (Çukurova Üniversitesi) Doç. Dr. Sibel TURHAN TUNA (Muğla Üniversitesi) Dr. İsmail ABALI (Iğdır Üniversitesi) Dr. Çiğdem AKYÜZ (Gazi Üniversitesi) Dr. Şakire BALIKÇI (Mardin Artuklu Üniversitesi) Dr. Erhan SOLMAZ (Uşak Üniversitesi) Yayın Kurulu/Editorial Board Doç. Dr. Abdullah ACEHAN (Dumlupınar Üniversitesi) Dr. Zülfikar BAYRAKTAR (Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi) Dr. Özgür ERGÜN (Kocaeli Üniversitesi) Bican Veysel YILDIZ (Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yazarları Birliği) Sabri KOZ (Yapı Kredi Yayınları) Redaksiyon/Dizgi M. Tekin KOÇKAR Ersin ÇELİK

3 BU SAYININ HAKEMLERİ Prof. Dr. Tamilla ALİYEVA Prof. Dr. Hanife Dilek BATİSLAM Doç. Dr. Abdullah ACEHAN Doç. Dr. Rysbek ALIMOFF Doç. Dr. Necdet Yaşar BAYATLI Doç. Dr. Sibel TURHAN TUNA Dr. İsmail ABALI Dr. Erdal ADAY Dr. Çiğdem AKYÜZ Dr. Şakire BALIKÇI Dr. Demet AYDINLI GÜRLER Dr. Hülya ÇEVİRME Dr. Didem ÇETİN Dr. Uğur DURMAZ Dr. Şenel GERÇEK Dr. Cemile KINACI Dr. Yavuz KÖKTAN Dr. Orhan Fatih KUŞDEMİR Dr. Derya ÖZCAN Dr. Soner SAĞLAM Dr. Erhan SOLMAZ Dr. Gürkan YAVAŞ Muş Alparslan Üniversitesi Çukurova Üniversitesi Dumlupınar Üniversitesi İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Bağdat Üniversitesi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Iğdır Üniversitesi Dumlupınar Üniversitesi Gazi Üniversitesi Mardin Artuklu Üniversitesi Cumhuriyet Üniversitesi Kocaeli Üniversitesi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kocaeli Üniversitesi Kocaeli Üniversitesi Gazi Üniversitesi Sakarya Üniversitesi Amasya Üniversitesi Uşak Üniversitesi Pamukkale Üniversitesi Uşak Üniversitesi Kocaeli Üniversitesi

4 Tasarım ACT Reklam Ajansı, Eskişehir Folklor Akademi Dergisi, dört ayda bir elektronik ortamda yayımlanan uluslararası ve hakemli bir dergidir. Dergide yayımlanan yazıların sorumluluğu yazarına ait olup yayın hakları ise Folklor Akademi Dergisi ne aittir. Yayıncının yazılı izin belgesi olmaksınız dergide yayımlanan yazıların bir kısmı ya da tamamı basılamaz ve çoğaltılamaz. Yayın kurulu dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp yayınlamama hakkına sahiptir. Folklor Akademi Dergisi İDEALONLINE, RESEARCHBIBLE, SINDEX ve CITEFACTOR veritabanları tarafından dizinlenmektedir. İletişim E-posta: ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI YAZARLARI DERNEĞİ Bağdat Cad. No/B Maltepe-İSTANBUL

5 İÇİNDEKİLER / CONTENTS ARAŞTIRMA MAKALELERI / RESEARCH ARTICLES BOZCİGİT HİKÂYESİNDE OLAĞANÜSTÜLÜK MOTİFLERİ 1 İsmail ABALI THE EXTRAORDINARINESS MOTIFS IN THE STORY OF BOZCİGİT BERDEL EVLİLİĞİ ÜZERİNE KALİTATİF BİR ARAŞTIRMA MARDİN ÖRNEĞİ Çiğdem AKYÜZ A QUALITATIVE RESEARCH ON BERDEL MARRIAGE SAMPLE OF MARDİN KIRGIZ KAHRAMANLIK DESTANI MANAS IN İKİDİLLİ AKADEMİK SERİSİ SSCB HALKLARININ DESTANLARI Alla I. ALIEVA KYRGYZ HEROIC EPIC "MANAS" IN A BILINGUAL ACADEMIC SERIES "THE EPIC OF THE PEOPLES OF THE USSR" ŞAHMERAN EFSANESİ VE YILAN TILSIMLARININ PSİKANALİTİK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Şakire BALIKÇI CONSIDERATION OF ŞAHMERAN LEGEND AND THE SNAKE TALISMANS FROM THE VIEW OF PSYCNOANALYTIC KİMLİK OLUŞTURMA SÜRECİNDE TÜRK VE MOĞOL ULUSAL SEMBOLLERİNİN TARİHSEL İZDÜŞÜMÜ Songül ÇAKMAK IN THE PROCESSING OF CREATING HISTORICAL PROJECTION OF SYMBOLS TURKISH AND MONGOLIAN IDENTITY DİASPORADA YAŞAYAN KARAÇAY-MALKARLILARIN NİNNİ SÖYLEME GELENEKLERİ VE KÜLTÜREL DEĞİŞİM M. Tekin KOÇKAR, Roza KOÇKAR, A. Abrek KOÇKAR CULTURAL CHANGE AND THE TRADITION OF SINGING LULLABIES AMONG KARACHAY- MALKARS IN DIASPORA KIBRIS TÜRK KÜLTÜRÜNDE AZERBAYCAN VE AZERÎ TÜRKÜ İMGESİ Emin ONUŞ AZERBAIJAN IN CYPRUS TURKISH CULTURE AND AZERBAIJANI TURKISH IMAGE ÖZBEK HALK KÜLTÜRÜNDE DOĞUM İLE İLGİLİ PRATİKLER

6 Erhan SOLMAZ THE PRACTISES ABOUT THE BIRTH IN UZBEK FOLK CULTURE TÜRKLERDE MİLLİ DEĞERLERDEN BİRİSİ: ANA- BABA SEVGİSİ Sibel TURHAN TUNA ONE OF THE NATIONAL VALUES OF TURKS: LOVE FOR MOTHER AND FATHER KİTAP İNCELEME/BOOK REVIEW AYNUR, H., ÇAKIR, M., KONCU, H., KURU, S.S. & ÖZYILDIRIM A.E., ESKİ METİNLERE YENİ BAĞLAMLAR: OSMANLI EDEBİYATI ÇALIŞMALARINDA YENİ YÖNELİMLER Yağmur BULUT

7 EDİTÖRDEN Saygıdeğer okur! Folklor Akademi Dergisi, Nisan de 1. sayısı ile e-dergi olarak yayın hayatına başlamıştır. FAD olarak sizlerle buluşmaktan mutluyuz. Dört ayda bir çıkacak olan FAD, sosyal ve beşeri bilimlerin her alanında; Türkçe ve Türkçenin lehçeleri, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca ve Rusça yayın yapmaktadır. Dergimizin odak noktası folklor olmakla birlikte sosyal bilimler alanında nitelikli, özgün ve akademik yaklaşıma sahip, tarihsel veya güncele dair dikkate değer, uluslararası ölçekte farkındalık yaratabilecek yazıları yayınlamayı hedeflemektedir. Dergimizin /1 sayısında halkbiliminin çeşitli konularına ve Türk dünyası araştırmalarına yönelik yazılar yer almaktadır. Dokuz makalenin yer aldığı bu sayıda, bir adet de kitap incelemesi bulunmaktadır. Makalelerden birisi Manas destanı üzerine olup Rusçadır. Dört makale, saha araştırması temelinde, kaynak kişilerden derlenen bilgiler ışığında, folklora katkı sağlamayı ve ele aldıkları konulara dair farkındalık oluşturmayı amaçlamakta; Bozcigit Hikâyesinde Olağanüstülük Motifleri adlı çalışma ise Bozcigit hikâyesinin Kırgız versiyonun ilk defa Türkiye Türkçesine aktarılması ve incelenmesini içermektedir. Bir çalışmada Karaçay-Malkar ninnilerinin tarihsel süreçte geçirdiği değişim, geleneksel müzik yapısı açısından ele alınmakta; bir diğer

8 çalışmada ise aile kavramı etrafında literatür taramasına dayanan nitel bir inceleme olarak Türk toplumunda ana-baba sevgisi konu edilmektedir. Dergimiz, Metinlere Yeni Bağlamlar: Osmanlı Edebiyatı Çalışmalarında Yeni Yönelimler adlı kitap tanıtımı/inceleme ile sonuçlanmaktadır. /1 sayımızda yazılarıyla yer alan değerli yazarlarımıza çok teşekkür ederiz. Eksik olmayınız. Bizlerden desteğini esirgemeyen bu sayının hakemlerine de içten teşekkürler Folklor Akademi Dergisi ailesi olarak henüz yolun başındayken, bizimle yürüyecek olan arkadaşlarımıza, meslektaşlarımıza, yazarlarımıza ve okurlarımıza bundan sonraki sayılarımıza değerli katkıları için şimdiden teşekkür ederiz. Ağustos de yayımlanacak olan ikinci sayımızda görüşmek üzere Saygılarımızla Prof. Dr. Işıl ALTUN Baş Editör

9 Abalı, İ. (). Bozcigit Hikâyesinde Olağanüstülük Motifleri. Uluslararası Folklor Akademi Dergisi. Cilt:1, Sayı:1, Makale Bilgisi / Article Info Geliş / Recieved: Kabul / Accepted: Araştırma Makalesi/Research Article BOZCİGİT HİKÂYESİNDE OLAĞANÜSTÜLÜK MOTİFLERİ İsmail ABALI * Öz Ortaya çıktığı ilk andan itibaren sözlü anlatılar, nesilden nesle aktarıldığı her dönemde mensubu olduğu toplumun fikir, düşünce, dünya görüşü, yaşayış tarzı, dini inancı ve sosyo-kültürel yapısı gibi unsurlarından olabildiğince etkilenmiştir. Sözlü ürünlerini kuşaktan kuşağa devam ettiren toplum, var olduğu her çağda gerek toplumsal belleğinde mevcut bulunan gerekse hayal ve imge dünyasında yarattığı bazı motifleri bu anlatılarına yansıtır. Söz konusu bu motiflerden biri de olağanüstülük motifleridir. Gerek mitik anlatılardan kalan bir hatıra özelliği göstermesi gerek de eski inanış unsurlarının kültür öğelerine yansıması neticesinde bu olağanüstülük motifleri, birçok halk anlatmasının temel yapı taşı niteliği haline gelmiştir. Bu çalışma nitel bir araştırma olup doküman analizi ve metin incelemesine dayanmaktadır. Çalışmada, Kırgız halk edebiyatı ürünlerinden biri olan Bozcigit hikâyesi ele alınmıştır. Anlatıdaki olağanüstülük motifleri ise metnin tamamının Türkiye Türkçesine aktarılarak okunması sonucu ve sadece ilgili kısımlar alıntı gösterilerek tespit edilmiştir. İçeriğinde epik unsurlar barındırmasına rağmen bir halk hikâyesi özelliği gösteren anlatı, Bozcigit adlı kahraman ile Sayıpcamal ın arasındaki büyük aşkı konu edinmektedir. Hikâye, ihtiva ettiği dini motifler ve değerler ile de dikkati çekmektedir. Giriş bölümünde anlatı ile ilgili bazı bilgilerin verildiği makalenin inceleme kısmında ise hikâyede tespit edilen olağanüstülük motifleri alt başlıklar halinde incelenmiş, farklı anlatılarda mevcut bulunan motiflerle karşılaştırılmış ve hikâyeden aktarılan alıntılarla zenginleştirilmiştir. Sonuç bölümünde ise anlatı ile ilgili genel bir değerlendirme ve birtakım öneriler sunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Halk Hikâyesi, Bozcigit hikâyesi, Motif, Olağanüstülük * Dr. Öğr. Üyesi, Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi TDE Bölümü, [email protected] 1

10 İSMAİL ABALI THE EXTRAORDINARINESS MOTIFS IN THE STORY OF BOZCİGİT Abstract From the very first moment of its emergence, verbal explanations have been influenced as much as possible by the elements of society, such as ideas, thoughts, worldview, lifestyle, religious belief and socio-cultural structure. The society, which continues its oral products all along, contradicts some of the motives that it creates in its social memory and in the world of dream world and imagination. In fact, one of these motifs is the motif of extraordinary. Although it has a memento feature from mythical accounts, these extraordinary motifs have become the basic element of many folk narratives in the sense that the elements of old beliefs are reflected in the cultural elements. This study is a qualitative research based on document analysis and text analysis. In the study, the story of Bozcigit, one of the products of Kyrgyz folk literature, was taken up. The results are extraordinary narrative motifs in to read the complete text transferred to Turkey Turkish and citations were identified only by showing relevant parts. Despite the fact that it contains epic elements in its content, the narrative which shows the feature of a folk story is the subject of great love between Bozcigit hero and Sayıpcamal. The story draws attention with the religious motifs and values it contains. In this work, one of the rich Kyrgyz folk literature products, the narrative of Bozcigit, tried to determine the extraordinary motifs in it. In the introduction section, some of the information about the narrative have given in the examination section of the article and the extraordinary motifs found in the story have examined in subheadings, compared with the motifs available in different discriptions and enriched with quotations from the story. In the conclusion section, a general evaluation of the narrative and some suggestions have presented. Keywords: The Folk Story, The Story of Bozcigit, Motif, Extraordinariness 2

11 Bozcigit Hikâyesinde Olağanüstülük Motifleri Giriş Motif; mitoloji, masal, efsane, destan ve halk hikâyesi gibi türlerde yaşama gücüne sahip en küçük öğedir. Halk anlatılarının temelini oluşturan motifler, içinde bulunduğu metinde önemli fonksiyonlar icra eder ve metne doğrudan güç kazandırır. Ait olduğu toplumun milli kimliğini de tayin etmede belirleyici bir rolü olan motifler; Türk halk anlatılarında ad verme, sayı, renk, ışık, kuyuya atılma, mağara, bilge kişi, Hızır, bozkurt, at vb. şekilde karşımıza çıkmaktadır. Motiflerin bir türden başka bir türe aktarılması gibi bir özelliği mevcut olup bu niteliğini ise olağanüstülüğe borçludur (Kaya , ). Eski Türk inanç unsurlarının mitolojik metinlere yansıyıp bunların da masal ile destanlara aks etmesi ve toplumun değişen sosyokültürel ve dini özelliklerine uyum sağlayarak sonraki süreçte epikoromanesk anlatılara aktarılması neticesinde, halk hikâyelerimizde de yukarıda bahsedilen motiflere rastlamak mümkündür. Destancılık geleneğinden miras kalan unsurlarla ortaya çıkan halk hikâyeleri, masalsı ve epik motiflerden de izler taşır. Yani halk hikâyesi, masal/destan kaynaklı ise motif yönünden zengindir (Alptekin , ). Örneğin Kerem ile Aslı hikâyesi; barındırdığı elma ile hamile kalma, rüyada âşık olma, dağın ve suyun yol vermesi, hayvan ve cansız varlıkların konuşması ve sihirli elbise gibi olağanüstülük unsurları ile zengin bir motif yapısına sahiptir (Bars , ). Türk halk hikâyelerinin motifler yönünden gösterdiği niteliğe paralel olarak aşağıda incelemeye aldığımız ve bir Kırgız poeması (manzume) olan Bozcigit hikâyesi de bünyesinde birçok motif barındırmaktadır. İncelemede söz konusu motiflerden yalnızca olağanüstülük motifleri ele alınacaktır. 1. Bozcigit Hikâyesi Halk hikâyeleri, Türk halk edebiyatının en önemli anlatı türlerinden biridir. Mitten masala, masaldan destana dek süren sözlü anlatıların sürekliliği bağlamında halk hikâyesi, toplumun yaşayış ve düşünce tarzına bağlı olarak destan dönemi anlatmalarının son halkası olarak ortaya çıkmıştır. Konar-göçer yaşam tarzı ve bunun getirdiği savaşçı toplum yapısını terk edip İslam dinini tercih eden ve yerleşik hayata geçen Türk boylarının sözlü edebiyatı da bu sosyal değişimden etkilenmiş; epik anlatıların yerini epikoromanesk hikâyeler almaya başlamıştır. Bundan hareketle halk hikâyeleri; manzum-mensur bir yapıda olmakla beraber genellikle aşk, kahramanlık ve 3

12 İSMAİL ABALI din konularını işlemektedir. Ayrıca diğer türlerden farklı olarak halk hikâyeleri; türkü, atasözü, bilmece gibi çeşitli sözlü edebiyat ürünlerini de bünyesinde barındırabilmektedir. Bozcigit hikâyesi, epik anlatılara dayanan lirik bir poema (manzume) olup aşk, kahramanlık, sosyal hayat ve dini özellikleri bünyesinde barındıran destansı kıssa türündeki anlatılardan biridir. Arap, Fars ve diğer Orta Doğu toplumlarının mitolojik anlatılarıyla yoğrulmuş olan Bozcigit hikâyesi, ilk defa yılında Radloff tarafından derlenmiş ve yılında yayımlanmıştır yılında Kırgızistan a ulaşan kitabın nüshasıyla birlikte hikâye, akıncılar ve ırcılar tarafından ezberlenmiş; ırcıların halk arasında şifahen anlatmasıyla da Kırgız dili ve kültürünün birtakım özelliklerini bünyesine katarak yeniden yazılmıştır. Kırgız Respublikasının Uluttuk İlimder Akademiyası nın Eldik Poemalar () serisinin sayısında sekiz hikâye ile birlikte yayınlanan hikâyenin iki nüshası da Kriuva El Yazmanları bölümünde numarasıyla muhafaza edilmektedir (Kırgız Adabiyatı Entsiklopediyalık Okuu Kuralı, 60). Bozcigit hikâyesi, diğer Türk boyları tarafından da bilinmektedir. İçerik ve şekil olarak farklılıklar gösterse de özünde aynı olan bu hikâyelerin Dobruca, Kazak ve Uygur Türkleri arasında anlatılan varyantları da bulunmaktadır. Kazak varyantı yılında bir yüksek lisans teziyle (Direk, ) çalışılmışken Dobruca varyantı da yine yüksek lisans tezleriyle dilbilgisi açısından incelenmiştir (Arvas, ). Aşk ve kahramanlık hikâyeleri başlığı altında değerlendirilen Uygur varyantı (İnayet, 16) ise Kırgızlara ait Bozcigit metnine en çok benzeyenidir. Olay örgüsü ve epizot yapısının neredeyse aynı olduğu hikayedeki kişi ve yer isimleri de çok küçük farklılıklarla ayrılmaktadır (Direk, ): Kırgız Varyantı Bozcigit Sayıpcamal Kimin Abdalla han Tahmas han Uygur Varyantı Boz Yiğit Sahipcemal Kimen Abdullah han Tammas han 4

13 Bozcigit Hikâyesinde Olağanüstülük Motifleri Zeytun Meymun şehri Milatiye şehri Ziytun Maymunlar şehri Mulatiye şehri İncelememize esas olan Kırgızlara ait bu Bozcigit hikâyesinin ilgili bölümleri ilk defa tarafımızca Türkiye Türkçesine aktarılmış ve metin, Türkiye sahasında ilk kez halkbilimsel bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur 1. Söz konusu anlatının epizot yapısı şu şekildedir 2 : HAZIRLIK BÖLÜMÜ: a. Ailelerin Tanıtımı: 1. Kahramanın babasının adı Abdalla handır ve Bagdad şehrinin hükümdarıdır. 2. Sayıpcamal ın babasının adı Tahmas handır ve Milatiye şehrinin hükümdarıdır. b. Kahramanların Tanıtımı: 3. Bozcigit, görenin bir daha görmek istediği akıllı ve yiğit bir delikanlıdır. 4. Sayıpcamal, babasının kimseye göstermeye kıyamadığı akıllı ve güzel bir kızdır. KAHRAMANIN MACERASI BÖLÜMÜ a. Aşık Olma: 5. Sayıpcamal ile Bozcigit, birbirlerini rüyalarında görerek aşık olurlar. 6. Sayıpcamal aşkından yataklara düşer ve Bozcigit i yanına çağırır. 1 Tespit etmeye çalıştığımız olağanüstülük motifleri ve çalışmada verilen hikâye ile ilgili diğer bilgiler, hikâye metninin tamamının okunması ve Türkiye Türkçesine aktarılması sonucunda tespit edilmiştir. Çalışmada yalnızca olağanüstülük motifleri ile ilgili kısımlar metinden alıntılar halinde gösterilmiştir. Söz konusu alıntılar, yalnızca Bozcigit metnini kapsamakta olup sayfa numaraları (Metin, ) olarak ifade edilmiştir. 2 Epizot modeli, Nerin Yayın ın ilgili çalışmasındaki ( ) modelinden esinlenilerek oluşturulmuştur. 5

14 İSMAİL ABALI b. Gurbete Çıkma: 7. Bozcigit, rüyasında aşık olduğu Sayıpcamal ı bulmak için can dostu Kimin ile yollara düşer. 8. Bozcigit ile Kimin, Meymun şehrine gelir fakat burada tutsak edilir. Ancak birkaç denemeden sonra sal yaparak kurtulurlar. 9. Tekrar yola koyulan Bozcigit, Milatiye şehrine gelir ve burada dinlenmeye başlar. Bozcigit in rüyasına aksakal bir kişi girer ve aradığı kızın bu şehirde olduğunu söyler. Sayıpcamal, şehirde yabancıların olduğunu öğrenir ve kırk kızı, Sayıpcamal ın emriyle yabancıları saraya getirir. Bozcigit ile Sayıpcamal şiirlerle söyleşerek hasret giderirler. Sayıpcamal ın babası Tahmas han, kızının bir yabancı ile birlikte olduğunu öğrenir ve Bozcigit in üzerine asker salar. Yapılan savaşta Bozcigit, Tahmas hanın birçok askerini öldürür ve ona kızını vermesi için dostu Kimin i elçi gönderir. Bunu kabul etmeyen Tahmas han tekrar savaş ilan etse de sonunda Bozcigit i savaşla yenemeyeceğini anlayarak hile yapmaya karar verir ve kızını verdiğini ilan edip sahte bir toy düzenler. Bunun üzerine Bozcigit ortaya çıkar ve toyda sarhoş olur. Kimin ile Sayıpcamal ın yardımıyla ayılan Bozcigit tekrar kaçar ve Tahmas han ardından Zeytun adlı askerini gönderir. Bozcigit ile savaşından sonra Zeytun, onu mağlup edemeyeceğini kabul eder ve şehre geri döner. Bozcigit galip gelse de her tarafı yara içindedir. Allah a dua eder ve gökyüzünde bir bahçe belirir. Bu bahçeye sığınan Bozcigit burada sıçanların yardımıyla iyileşir ve Milatiye şehrine geri döner. 6

15 Bozcigit Hikâyesinde Olağanüstülük Motifleri c. Ölüm: Evinde kaldığı bir ihtiyarın ihanetine uğrayan Bozcigit, Tahmas hanın askerleri tarafından yakalanır ve türlü eziyetlere rağmen öldürülemese de en sonunda kendi kılıcıyla idam edilir. Bozcigit in öldüğünü gören Sayıpcamal da sarayını bir türbe haline getirir ve kırk kızı ile helalleşerek intihar eder. Bozcigit ile Sayıpcamal aynı mezara, koyun koyuna gömülürler. SONUÇ BÖLÜMÜ a. Memlekete Dönüş: Dostu Bozcigit i kaybeden Kimin, haberini Abdalla hana ulaştırmak için Bagdad şehrine gelir. Abdalla han ve karısı, oğullarının gurbette ölmüş olmasından dolayı büyük üzüntü duyarlar. b. Kahramanın Kabrine Ziyaret: Abdalla han, karısı ve Kimin; Bozcigit in mezarını görmek için Milatiye şehrine gelirler. Bozcigit ve kızı Sayıpcamal ın ölümünden sonra yaptıklarından pişman olan Tahmas han, her türlü cezaya razı olduğunu Abdalla hana bildirse de Abdalla han, cezasını Allah a bırakır. Bozcigit in annesi oğlunun mezarı başında ağıtlar yakar ve yüzünü son bir kez görmesi için mezarı açılır. Bozcigit ile Sayıpcamal sanki yaşıyormuşçasına birbirlerine sarılmış bir halde mezarda yatmaktadır. Kimin de onlarla birlikte olmak istediği yönünde Allah a dua eder. Duası kabul olur ve o da mezara girerek şehit olur. Lirik formel ifadeler ve semboller açısından zengin bir profil çizen anlatı, halk hikâyesi türünde Kırgızlara ait önemli bir eserdir. Hikâye; Bozcigit ile Sayıpcamal arasındaki büyük aşkı işlemekte ve rüyada sevgilinin suretini görme ile âşık olma, sevgiliye kavuşmak için türlü cefalara katlanma, 7

16 İSMAİL ABALI aksakal bir dervişin yardımına nail olma ve ölen âşıkların aynı mezara gömülmesi gibi birçok halk hikâyesi unsurunu da içermektedir. Trajik bir sonla biten hikâye, aynı zamanda, birtakım epik motifler de içermektedir. Türler arası ayrışmanın henüz tam manasıyla gerçekleşmediği İdil-Ural ve Sibirya anlatılarında olduğu gibi (Aça, 85) Kırgız halk edebiyatında da görülen bu durum, Bozcigit hikâyesinde de kendini göstermektedir. Nitekim Bozcigit, her ne kadar bir âşık olsa da düşmanla baş edecek kadar da yiğit bir kahramandır. Sayıpcamal ile görüştükten sonra Tahmas hanın askerleriyle çarpışan Bozcigit, tek başına yüzlerce askeri öldürebilmiştir. Tahmas hanın en güçlü askerlerinden biri olan Zeytun u bile korkutan Bozcigit, bir destan kahramanı hüviyetinde corgo ata binen, cesur bir bahadırdır. Bozcigit, aynı zamanda, sıradan silahlarla öldürülemeyen bir yiğittir. Tahmas hanın cellâtları onu ancak kendi kılıcı ile öldürebilmiştir. Bozcigit anlatısında dikkati çeken unsurlardan biri de hikâyenin bolca İslami değer ve unsurlara yer vermesidir. Hikâye boyunca sabretmenin, kadere boyun eğmenin, vefakâr olmanın ve tevekkül etmenin önemi sık sık vurgulanmaktadır. Öyle ki Bozcigit in babası Abdalla han, oğlunun katili Tahmas hanın cezasını ahrete bırakmıştır. Sayıpcamal da sevgilisini cellâtlara teslim eden ihtiyarı, günaha girmemek için öldürmemiştir. Dua etmenin faziletleri de bolca vurgulanan hikâyede bu durumun getirdiği keramet ve mucizelere de yer verilmiştir. Nitekim Tahmas hanın askerleri ile savaşından sonra yaralanan Bozcigit, Allah a dua etmiş ve gökyüzünde cennete benzeyen bir bahçeye girerek burada iyileşmiştir. Bozcigit in annesi de gurbette ölen oğlunun yüzünü son bir defa görebilmek için dua etmiş ve duası kabul olmuştur. Manzum ve mensur bir yapıda olan Bozcigit anlatısında, vakayı tahkiye etme bölümleri nesirle yapılırken karşılıklı konuşmalar ile dua, beddua, dilek, üzüntü, aşk ve sitem bildiren ifadeler ise manzum olarak ele alınmıştır. Sayıpcamal ın Bozcigit i yaşadığı şehre çağırması, Bozcigit in can dostu Kimin e gurbete çıkacağını anlatması ve sevgilisine kendini tanıtması, Tahmas hanın kızına akıl vermesi, Bozcigit in yaralandıktan sonra iyileşmek için Allah a dua etmesi, Sayıpcamal ın sevgilisini öldüren babasına ilenmesi, Kimin in can dostunun cesedinin başında ağıt yakması, oğlunun ölüm haberini alan Abdalla hanı bir ihtiyarın teselli etmesi ve yüzünü son bir kez görmeyi dileyen Bozcigit in annesinin Allah a dua etmesi gibi durumlar 8

17 Bozcigit Hikâyesinde Olağanüstülük Motifleri hikâyede manzum olarak ifade edilmiştir. Ağıt, ır, car-car ve dua örneklerini bolca barındıran hikâyenin bu manzum bölümleri hece ölçüsünün genellikle 7 li, 8 li ve 11 li kalıpları ile oluşturulmuştur. 2. Bozcigit Hikâyesinde Olağanüstülük Motifleri Rüyada Âşık Olma Türk halk edebiyatında rüya motifi, sıkça karşımıza çıkan bir unsurdur. Özellikle halk hikâyeleri ve halk ozanlarının âşıklık vasfını kazanmasını ihtiva eden anlatılarında karşılaştığımız rüya motifinin bu ve benzeri anlatmalarda birçok işlevi bulunmaktadır. Âşık biyografileri etrafında teşekkül eden halk hikâyelerindeki rüyalar ise aşığa, âşık olacağı kişinin suretini zihnine kaydetme işlevini barındırmaktadır (Günay, 89). Bozcigit hikâyesinde de kahramanımız, âşık olacağı Sayıpcamal ın suretini rüyasında görmüş ve onunla söyleşme imkânını yine rüyasında bulmuştur (Metin, ): Kündördün birinde Bozcigit catıp tüş köröt. Tüşündö bir suluu kızdın sürötün köröt. Kız acayıp baktın içinde kırk kızı menen cüröt. Bulbul, çabalekey, kuştar sayrap baktın içi kudu beyiştey. Bozcigit munu körüp tañ kaldı. Kız nazik obon menen Bozcigitke karap ırdaganı: (Günlerden bir gün Bozcigit uykusunda rüya görür. Rüyasında güzel bir kızın suretini görür. Kız heybetli bir bahçede kırk kızı ile yaşamaktadır. Bülbül, kırlangıç ve türlü kuşların ötüşüp durduğu bahçe tıpkı cennet gibidir. Bozcigit bunu görüp hayran kalır. Kız Bozcigit e bakıp güzel bir ezgiyle ır söyler) Cañı coldoş can cigit Cigit mintip catabı? Men coluñda ıntızar Makul bolsoñ maga bar. Cici eşim, can yiğidim Yiğit böyle durur mu? Ben yolunda çektim intizar Kabul edersen bana var. Oşol cılda Bozcigit on segiz caşka çıktı. Ekinçi cılı dagı tüş kördü. Kız ölgüdöy bolup, zarlap ıylap bir nuska aytkanı: (O sene Bozcigit on sekiz yaşına basar. Sonraki yılda da rüya görür. Kız ölüm döşeğindedir ve ağlaya ağlaya bir ır söyler) Tört cıl boldu kütömün Kelebi dep coktoymun Kabarıñ cok, özüñ cok Dört yıl oldu bekliyorum Gelir mi diye soruyorum Haberin yok, sen yoksun 9

18 İSMAİL ABALI Anda Bozcigittin coop bergeni: Bir ukmuş suluu nazırsıñ Keç bolgondo hazırsıñ Ne armanduu mazarsıñ Kay cerliksiñ ceriñ ayt. O zaman Bozcigit şöyle cevap verir: Ne acayip, hoş bakışlısın Akşam olunca hazırsın Ne kutsal bir yerdesin Neredesin, yerini söyle. Hikâyede yalnızca Bozcigit değil Sayıpcamal da âşık olacağı kişiyi rüyasında görmüştür. Hatta rüyasında Sayıpcamal ile Bozcigit in nikâhı bile kıyılmıştır (Metin, 10): Sayıpcamal attuu suluu, akılduu calgız kızı bar eken. Apası anı eç kimge körsötpöy çoñ sarayda bakçu. Sayıpcamal on beş caşka tolgondo bir acayıp tüş köröt. Tüşündö bir suluu cigit kelet. Kız menen taanışıp atım Bozcigit deyt. Bir kişi kız menen cigittin nikesin kıyat. Bulardı tegerektegen el bul eköönün cüzdörünön nur tamgan suluuluktarına tañdışat (Sayıpcamal adlı güzel, akıllı bir kızı vardır. Annesi onu hiç kimseye göstermeden büyük bir sarayda büyütmüştür. Sayıpcamal on beş yaşına bastığında garip bir rüya görür. Düşünde yakışıklı bir yiğit gelir. Kız ile tanışıp adım Bozcigit der. Bir kişi kızla yiğidin nikâhını kıyar. Etrafındaki insanlar bu ikisinin güzelliklerine ve yüzlerinin nur gibi parlamasına hayran kalır) Rüyada Gaipten Haber Alma Türk halk anlatılarında rüyanın en önemli işlevlerinden biri de kehanette bulunma ya da gelecekten/gaipten haber vermedir (Günay, 89). Bu tip rüyalar, Dede Korkut Hikâyelerindeki Salur Kazan ın evinin yağmalamasını haber veren rüya (Ergin, 99) gibi felaketleri anlatabilir ya da Oğuz Kağan ın gördüğü rüya (Ögel, ) gibi bir zaferin habercisi de olabilir. Bozcigit hikâyesindeki rüya motifi ise Bozcigit in sevdiğini bulacağını müjdelemektedir. Hikâyede Bozcigit, dostu Kimin ile Meymun şehrindeki esaretten kurtulduktan sonra beraber Milatiye şehrine gelir ve burada konaklamaya başlar. Bir gece rüyasında aksakal bir adamın kendisine, aradığı kızı bu şehirde bulacağına dair bir nasihat verdiğini görür (Metin,): Oşentip baldar kırk kün Milatie şaarında cürüştü. Közdörünö eç nerse körünbödü. Bozcigit bir künü caratkanga munacat aytıp ıyladı. Al catıp uktap ketet. Tüşündö bir ak sakalduu kişi: Ay baykuş, bul şaardan çıkpagın, tabasıñ deyt (O zaman çocuklar kırk gün boyunca Milatiye şehrinde kalırlar. Gözlerine hiçbir şey görünmez. Bozcigit bir gün yaratana dua edip ağlar. Yatıp uyuyuverir. Rüyasında aksakallı bir kişi: Ey zavallı! Bu şehirden ayrılma, bulacaksın der.) 10

19 Bozcigit Hikâyesinde Olağanüstülük Motifleri Sıçan Aracılığıyla Bulunan Şifalı Ot Türk halk anlatılarında görülen hekimlik uygulamalarından biri de bir sıçan vasıtasıyla şifalı otlardan faydalanmaktır. Örneğin Malçı Mergen destanında, ayakları Albıçı Bay tarafından kırılan Çoban Malçı Mergen, yaralı bir sıçanın yeşil otu yedikten sonra iyileştiğini görür ve kendisi de bu ottan yiyerek eskisinden sağlam hale gelir (Dilek. ). Canış- Bayış destanında da Kalmuklarla yaptığı savaş sonucunda ağır şekilde yaralanan Canış, kardeşi Bayış ın yokluğu sırasında Kara Üñkür mağarasına sığınır ve burada bir sıçandan öğrendiği yöntemi kullanarak iyileşmeye başlar (Abalı, ). Bozcigit hikâyesinde de Bozcigit, Tahmas hanın Zeytun adlı yiğidi ve askerleri ile vuruştuktan sonra yaralanır ve Allah a dua eder. Duası kabul olan Bozcigit, başını gökyüzüne kaldırdığında cennet gibi bir bahçe görür ve burada yaşamaya başlar. Bozcigit bu bahçede, bir sıçanı yaralar ve sıçanın şifalı bir otu yedikten sonra iyileştiğini görür. Bozcigit de aynı ottan yedikten sonra iyileşmeye başlar (Metin, 26): Añgıça alla taala munacatın kabıl kıldı. Başın cogoru kötördü ele bir bak köründü. Al baka bardı. Bulbul, sandugaç kuştar sayrap turat. Başka eç nerse körünböyt. Bozcigit türdüü cemişterdi terip cep, toydu. Bir çıçkandı bıçak menen caralap kuyruguna cip baylap, ciptin bir uçun koluna karmap, çıçkandı koyo berdi. Üymök çöptü çukup bir çöptü cedi. Karan otursa çıçkandın carası ayıga baştayt. Bozcigit oyloyt: Bul çıçkandın kudaydın caratkan makulugu. Biz dagı makulukbuz. Çıçkanga kuday şıpa berdi dep, özü da oşol çıçkan cegen çöptön tobokelge salıp cedi. Bozcigittin dagı caraattarı ayıga baştadı. (Bunun üzerine Allah Teala duasını kabul eder. Başını yukarı kaldırır ve bir bahçe görünür. O bahçeye varır. Bülbül ve sığırcık kuşları ötüşmekte. Başka hiçbir şey görünmemekte. Bozcigit türlü meyvelerden yiyip karnını doyurur. Bir sıçanı bıçakla yaralar ve kuyruğuna ip bağlayarak ipin bir ucunu elinde tutup sıçanı salıverir. Sıçan bir kök ot kazıp birini yer. Oturup baksa sıçanın yarası iyileşmeye başlar. Bozcigit şöyle düşünür: Bu sıçan Allah ın yarattığı bir mahlûk. Biz de mahlûkuz. Sıçana Allah şifa verdi, deyip o da sıçanın yediği o ottan tevekkül edip yer. Bozcigit in yaraları da iyileşmeye başlar.) Taşı Delen Ok Epik anlatılarda abartma ve büyütme, zincirlemeli olarak genişletilmiştir. Düşmanın abartılması ve gereğinden güçlü gösterilmesi, aslında, kahramanın yüceltilmesi amacını taşımaktadır (İbrayev, ). Yani düşman ne kadar güçlüyse kahramanın göstereceği cesaret ve yiğitlik de o denli gösterişli bir durum arz etmektedir. Örneğin Küsek Bey destanında 11

20 İSMAİL ABALI Babsak, obaya musallat olan bir aslana ok atar ve ok, aslanı delip geçtikten sonra bir kayaya saplanarak kayanın içinde kaybolur (Ergun&İbrahimov, 47). Bozcigit hikâyesinde de Tahmas hanın Zeytun adlı askerinin zeki ve güçlü olduğunu ifade etmek ve Bozcigit in ne kadar yaman bir yiğitle karşılaşacağını belirtmek için anlatıcı, Zeytun un okunun taşa saplandığını tahkiye eder. Fakat Zeytun dan daha yiğit bir özellikte olan Bozcigit in oku ise onunkinden daha derine saplanır. Bu sayede de Zeytun, Bozcigit in kendisinden daha güçlü ve kahraman olduğunu kabul eder (Metin, 24): Tahmas handın bir ubadalaşıp cürgön hanzadası bar ele. Atı Zeytun. Al eki cüz kişini alıp cana kuudu. Zeytun baatır, akılduu, daana cigit ele. Bozcigit kaçıp baratıp çoñ taşka ok attı. Al ogu carımına kirdi. Zeytun dagı oşol taşka ok attı. Anın ogu da carımına çeyin kirdi. Cigit oylodu. Bozcigittin küçü meni menen barabar eken. Birok menin askerim artık eken. Bozcigitti kiripter kılabız dep artınan toktoboy kuudu. Bozcigit taşka cana ok attı, ogunun carımçası battı. Zeytun da ok attı, anın da ogunun carımı battı. Cigittin öltürörünö közü cetpedi. Al mintip oylodu: Bozcigit menden küçtüü eken. Meni dagı, eki cüz kişimdi da ceñet. Abdan uyat bolup şaarga kirgençe, con ele kaytayın. Zeytun cigitteri menen Milatieke kaytat (Tahmas hanın kızını vermek için vaat ettiği- bir hanzadesi vardır. Adı Zeytun. O iki yüz kişiyle kovalamaya başlar. Zeytun bahadır, akıllı ve zeki bir yiğittir. Bozcigit kaçarak uzaklaşıp bir kayaya ok atar. Oku yarısına kadar saplanır. Zeytun da o kayaya ok atar. Onun oku da yarısına kadar saplanır. Yiğit şöyle düşünür: Bozcigit in gücü benimki kadarmış. Hem benim askerim de daha fazla. Savaşıp Bozcigit i yakalayabiliriz. diyerek ardından kovalar. Bozcigit kayaya yine ok atar. Okun yarısından fazlası kayaya saplanır. Zeytun da ok atar, onunki ancak yarısına kadar saplanır. Yiğidi öldürebileceğine aklı kesmez. O zaman şöyle düşünür: Bozcigit benden güçlü imiş. Beni de iki yüz askerimi de yener. Çok utanır ve şehre geri döneyim der. Zeytun yiğitleriyle birlikte Milatiye şehrine geri döner.) Kahramanın Ancak Kendi Silahıyla Öldürülebilmesi Epik geleneğimizde anlatı kahramanının öldürülmesi ya da etkisiz hale getirilmesi çok zor bir durumdur. Hatta bazı anlatılarda kahraman, tutsak edilse dahi öldürülemez. Örneğin Canış-Bayış destanında Bayış, Kıtaylara esir düştüğünde türlü işkencelere rağmen bir türlü öldürülemez ve bir zindana hapsedilir (Abalı, ). Destanlarda kahramanın yiğitliği, ona ait silahlara atfedilen özelliklerle de anlatılmaya çalışılır. Güçlü ve ölümsüz olan kahraman, ancak kendisine ait bir nesne ile öldürülebilir. Er Samır destanında Kara Bökö, işkencelerle kanı yeryüzünü kaplamasına rağmen bir türlü ölmez ve ancak kendi çelik bıçağı ile öldürülebilir (Dilek, ). Aynı durumu Dede Korkut Hikâyelerinde de görmek mümkündür. Obaya musallat 12

21 Bozcigit Hikâyesinde Olağanüstülük Motifleri olup Oğuz a türlü zararlar veren Tepegöz ü de Basat ancak kendi kılıcı ile öldürebilmiştir (Ergin, ). İncelememize esas olan hikâyede de Bozcigit, Sayıpcamal ın babası Tahmas hana esir düşmüş ve türlü eziyetlere rağmen ölmemiştir. Hikâyede bunun sebebi olarak da Bozcigit in daima dua okuması ve gusül abdesti alması olarak gösterilmiştir. Nihayetinde de Bozcigit, ancak kendi kılıcı ile öldürülebilmiştir (Metin, 28): Baş keser celdet bir kança colu Bozcigittin başına kılıç çabat. Birok kesilbeyt. Kılıç kespegen sebebi: Bozcigit dayıma Hızır valiyas haaliya alsalam dubasın okur ele. Gusul kılar ele. Akırı özünün kılıçı menen çaap öltürüşöt (Başını kesecek olan cellât birçok kez Bozcigit in başına kılıç çalar. Biraz olsun bile kesilmez. Kılıç kesmemesinin nedeni Bozcigit in daima Hızır valiyas haaliya alsalam duasını okuması, gusül abdesti almasıdır. En sonunda kendi kılıcı ile öldürebilirler.) Kahramanın Mezarının Açılması Allah a dua etmenin bir mükâfatı olarak gösterilen kahramanın mezarının kendiliğinden açılması durumu, hikâyede; Kimin in, can dostu Bozcigit in ölümünün ardından yaşayamayacağını bildirmesi ve ölmek istemesi neticesinde ortaya çıkmaktadır. Bozcigit ile aynı gün doğan ve hayatı boyunca yanından hiç ayrılmayan Kimin, Allah a Bozcigit ile aynı mezarda yatmak istemesi yönünde bir dua eder. Duası kabul olan Kimin, mezarın açılması üzerine Bozcigit ve Sayıpcamal ın yanında yatarak sonsuz bir uykuya dalar (Metin, 49): Oşol çakta kudaanın rayımı menen eşik açıldı. Kimin dosu Bozcigittin canına kirip şeyit boldu. Üçöösü birge bolup maksat muradına cetişti. A düynödö bolso da çoguu boluştu (O zaman Allah ın izniyle kapı açılır. Kimin, dostu Bozcigit in yanına girip şehit olur. Üçü de kavuşup muradına ererler. Öbür dünyada da olsa birleşirler.) Sonuç Bozcigit hikâyesinde tespit edilen olağanüstülük motiflerinin tümü Türk sözlü ürünlerinde var olan motiflerle aynı özelliği taşımaktadır. Hikâyede saptadığımız motiflerin özellikle destan ve halk hikâyesi menşeli olduğu açıkça görülmektedir. Rüyada âşık olma ve gaipten haber alma motifleri, Anadolu ve diğer Türk coğrafyalarında anlatılan halk hikâyeleri ile paralellik göstermektedir. Bunun yanında sıçan aracılığıyla şifalı ot bulma, taşa saplanan ok ve kahramanın ancak kendi silahıyla öldürülebilmesi motifleri de epik geleneğimize ait ve birçok Türk destanında mevcut olan 13

22 İSMAİL ABALI motiflerdir. Açıkça görülmektedir ki halk anlatıları bağlamında türler arası ayrışmanın tam olarak gerçekleşmediği Kırgız halk edebiyatında, Bozcigit poeması (manzume), destan ve halk hikâyesi özelliklerini bünyesinde barındıran bir anlatmadır. Dobruca, Uygur ve Kazak varyantları bulunan Bozcigit hikâyesi ile ilgili Türkiye sahası ve diğer coğrafyalarda birçok araştırma yapılmış olmasına rağmen söz konusu anlatının Kırgız varyantı ile ilgili herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Hikâyenin tamamının Türkiye Türkçesine aktarılıp yayımlanması sayesinde ihtiva ettiği birçok halkbilimsel özelliğinin gün yüzüne çıkarılabileceği ve çeşitli inceleme yöntemleriyle irdelendiğinde kültür dünyamızdaki yerinin tam olarak saptanabileceği kanısında olduğumuzu ifade etmek yanlış olmayacaktır. 14

23 Bozcigit Hikâyesinde Olağanüstülük Motifleri KAYNAKLAR Bozcigit, (). Eldik Poemalar, (Redaksiya: A. A. Akmataliyev), Bişkek: Kırgız Respublikasının Uluttuk İlimder Akademiyası. ABALI, İ. (). Canış ve Bayış ın Sonsuz Yolculuğu, Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 5, S. 1., AÇA, M. (). Tıva Destan ve Masallarının Araştırılmasında Tür Sorunu, Milli Folklor, S. 72, ALPTEKİN, A. B. (). Türk Halk Hikayelerinin Motif Yapısı, Ankara: Akçağ Yayınları. ARVAS, A. (). Türkiye de Kıpçak Sahası Türk Destanları Üzerine Yapılan Tezler ( ), Türkiye de Bir Kurmancan Datka Prof. Dr. Nerin Yayın Armağanı, Ankara: Sage Yayıncılık, BARS, M. E. (). Kerem İle Aslı Hikâyesinde Olağanüstülük Motifleri, JASSS, C. 3, S. 1, DİLEK, İ. (). Altay Destanları I. Ankara: TDK Yayınları. DİREK, H. (). Kazaklarda Bozcigit Anlatması, İzmir: Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi. ERGİN, M. (). Dede Korkut Kitabı I, Ankara: TDK Yayınları. ERGUN, M. Ve İBRAHİMOV, G. (). Başkurt Halk Destanları, Ankara: Türksoy Yayınevi. GÜNAY, U. (). Türkiye de Âşık Tarzı Şiir Geleneği ve Rüya Motifi, Ankara: Akçağ Yayınları. İBRAYEV, Ş. (). Destanın Yapısı, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi. İNAYET, A. (). Uygur Halk Hikâyeleri Üzerinde İncelemeler, İzmir: Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi. KAYA, D. (). Ansiklpedik Türk Halk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, Ankara: Akçağ Yayınları. Kırgız Adabiyatı Okuu Kuralı, (), (Redaktor: Ü. Asanov), Bişkek: Mamlekettik Til Cana Entsiklopediya Borboru. ÖGEL, B. (). Türk Mitolojisi I. Cilt, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi. YAYIN, N. (). Sürmeli Bey Hikâyesi İnceleme-Metin, Ankara: Milli Folklor Yayınları. 15

24 16 İSMAİL ABALI

25 Akyüz, Ç. (). Berdel Evliliği Üzerine Kalitatif Bir Araştırma Mardin Örneği. Uluslararası Folklor Akademi Dergisi. Cilt:1, Sayı:1, Makale Bilgisi / Article Info Geliş / Recieved: Kabul / Accepted: Araştırma Makalesi/Research Article BERDEL EVLİLİĞİ ÜZERİNE KALİTATİF BİR ARAŞTIRMA MARDİN ÖRNEĞİ 1 Çiğdem AKYÜZ ** Öz Temeli karşılıklı dünür olma (garsıkuda) esasına dayanan geleneksel bir evlilik türü olan berdel, günümüzde hâlâ uygulanmaktadır. Türkiye de berdel evliliklerinin yaygın olduğu illerden biri de Mardin dir. Aynı anda iki gelinin, aynı düzen içerisinde değiştirildiği bu evliliklerde, her iki taraf da gelin almanın sevincini ve kızını göndermenin hüznünü bir arada yaşar. Berdel evliliği, beraberinde bazı sorunları getirse de sağladığı birtakım toplumsal faydalar neticesinde yerleşmiş bir uygulama hâline gelmiştir. Yıllar içerisinde bölgenin sosyal hayatı ile diyalektik bir etkileşime giren bu pratik, özellikle kadın kimliğini şekillendiren referanslardan birisi hâline gelerek bölgenin sosyolojik yapısına tesir etmiştir. Bu çalışmada, Mardin bölgesinde berdel usulü evlilik yapan bireyler ile mülakatlar gerçekleştirilmiş ve bölge dinamikleri ile gelenekselleşen ve sosyal hayatı düzenleyen unsurlardan biri olan bu evlilik türünün, toplumsal boyutu üzerinden bireylerin, özellikle kadınların, toplumsal konumlandırılma ve tanımlanmalarına (sosyal kimliklerine), birlikte yaşama kültürlerine, sosyal statü ve rollerine tesiri üzerinde durularak toplumsal cinsiyet konusu çerçevesinde geleneksel evlenme biçimleri içerisinde berdel türü evliliğin işlevi ve güncelliği sorgulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Berdel evliliği, Mardin, toplumsal cinsiyet. 1Bu çalışma, Berdel of Women In The Southeast Of Turkey (Sample Of Mardin) adı ile 1st International Women s Congress toplantısında ( Kasım; Ankara ) sunulan bildirinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş şeklidir. ** Dr. Öğr. Üyesi, Gazi Üniversitesi Polatlı Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, [email protected] 17

26 ÇİĞDEM AKYÜZ A QUALITATIVE RESEARCH ON BERDEL MARRIAGE SAMPLE OF MARDİN Abstract This sudy discusses berdel marriage, based on garsikuda in other words being each others childs father-in-law or mother-in-law still preserves its vitality, as a social problem in Southeast of Turkey by sample of Mardin. The aim of the study is to present the role of traditional practices regarding berdel marriage using narrative of women who participated in the research. In this context, the importance of culture in the presence and maintenance of berdel marriage was sampled over Mardin. The research data was collected by in-depth interviews with ten women who married by berdel, lived in Mardin. In-depth interviews allowed us to obtain the history of the berdel marriage of the women who participated in the research; narrative analysis was used to analyze the narrative of women concerning berdel marriage. According to research results, Mardin is one of the cities in Turkey which berdel marriages have still being experienced. In this process, in which two brides being exchanged at the same time, both sides have the happines of having a new bride and on the other hand they have the sadness of sending his/her own girl to a new family. Though berdel marriages bring some problems within its nature, in accordance with Mardin case we can say that it has been a stable custom in the terms of social benefits it provides. Berdel tradition, interacted with the social life of the region in a dialectical manner. In particular it has been one of the references of female identity and gender of that region. Therefore we are in the opinion of this custom experienced in the region generally preferred for economic reasons and mostly affects the place of women in society. This study based on field survey and in that context interviews were carried out in Mardin with individuals who made berdel marriage. And berdel marriages was handled within the framework of gender issues and focused on social positioning and identifing of women. The actuality and function of berdel marriage was be questioned and tried identify the place of berdel among traditional forms of marriage. Keywords: Berdel marriage, Mardin, gender. 18

27 Berdel Evliliği Üzerine Kalitatif Bir Araştırma Mardin Örneği Giriş Bireyin yaşama ilişkin konumlanışını belirleyen geçiş dönemleri içerisinde doğum ve ölüm olmak ve ölmek- arasında gerçekleşen medeni dünyaya ilişkin statünün değiştiği evlenme, yaşamın geri kalanına tesir eden bir süreci işaret eder. Evlilik, iki bireyi toplumca kabul edilebilir bir düzende bir araya getiren bir kurum olarak en temel işlevi ile iki farklı hayatı, yeni bir hayat kurmak koşuluyla birleştirir. Evlilikle birlikte gelin ve damat sıfatları karı-koca, eş, anne-baba gibi tanımlamalara evrilir (Altun, 89). Tarihin ilk çağlarından modern dönemlere dek insanlar, evliliği belirli kalıplar içerisinde değerlendirir ve sosyal, antropolojik ve iktisadi gerekçelerle evliliği bazı kaidelere bağlarlar. Modern hayat deneyimlerine uzak iptidai dönemlerde, kurulacak yeni ailenin düzeni ve aile kurma sürecinde olan çiftler, töre olarak adlandırılan katı kurallar ağı ile çevrelenir. Bu bağlamda, toplum ihtiyaçlarına dayalı farklı evlilik türleri ortaya çıkar. Bazı gruplar, sadece kendi çevreleri dışından kız alırken (exogamy) bazı gruplar da, sadece kendi içlerinde kız alıp verirler (endogamy). İç evlilik ve dış evlilik olarak da tanımlanabilecek olan exogamy ve endogamy, ilerleyen zaman içerisinde farklı uygulamalara dönüşse de temel bileşenlerini saklayarak günümüze dek ulaşır. Abdülkadir İnan ın il içinden ve kişinin kendi boyu dışında belli bir boydan evlenmesi ( ) olarak tanımladığı exogamynin kaynağı daha önceki kız kaçırma yoluyla evlenmelerin sebep olacağı öç almayı engellemek ve tazminatı peşin olarak ödeme amacıyla başvurulan, bir çeşit mübadele/değiş-tokuş sayılan evleneceği kızın ailesinden birine kendi kız kardeşini veya akrabalarından birini verme (Gökalp, ) geleneğine dayanır. Çin kaynakları M.Ö. I. asırda (dahi) Hunlarda, söz konusu karşılıklı dünür olma geleneğinin oldukça yaygın olduğunu belirtir (İnan, ). Modern zamanlarda da geçerliliğini koruduğu bilinen karşılıklı dünür olma esasına dayanan evlilik türü, Anadolu nun çeşitli bölgelerinde farklı adlarla hâlâ uygulanır: Hakkâri yöresinde kepir, Denizli ve Aydın da değişik yapma, Maraş, Sivas ve Tunceli de guherandın veya berdel, bu evlilik türüne verilen isimlerdir. Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa gibi Güneydoğu Anadolu illerinde ise bu evliliğe berdel dendiği belirtilebilir (Yücel, 2; Köse, ). Berdel, evlenecek iki erkeğin, gelinlik çağındaki kız kardeşlerini veya akrabalarını değiştirmesi şeklinde gerçekleşir. Başlık, takı, ev eşyası vb. 19

28 ÇİĞDEM AKYÜZ düğün giderlerinin taraflara vereceği ekonomik yükümlülükleri, asgari düzeye indirmek maksadıyla yapılan bu evlilik türü, bazı hususların gözetilmesi sebebiyle tercihli evlilikler sınıfına girer (Sayın, 83; Balaman, ). Eşit şartlardaki ortaklığın birlik ve dirlik içerisinde sürdürülmeye çalışılmasına dayanan ve geleneksel kır hayatının bir gereği olan bu evlilik, sadece yakın akrabalar değil arkadaşlar arasında da görülebilir (Köse, ). Ayrıca evlenecek bireylerden çoğu zaman kadının, nadiren de erkeğin tercih veya söz hakkı olmaması bu evliliği, toplumsal cinsiyet bağlamında da irdelemeyi gerektirir. Araştırma Yöntemi, Veri Toplama ve Analiz Süreci Berdel evliliğinin güncel uygulamaları hakkında çeşitli nesnel verilere ulaşmanın saha araştırması yapmakla mümkün olabileceğinden hareketle, söz konusu geleneğin uygulandığı Mardin bölgesinde Çobanoğlu nun ( 63) ve Goldstein in ( 12) görüşleri esas alınarak bir saha araştırması yapılmıştır. Yüz yüze yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılarak soru türleri ile görüşülen kişilerin verdiği cevaplar üzerinden berdel olgusu irdelenmeye çalışılmıştır. Örnek olay ve değişim monografilerinden vaka metodu seçilmiş, incelenen olayların ayrıntılı olarak tanıtılması ve elde edilen verilerin geçerli kavramsallaştırmalara ulaşması sağlanmaya çalışılmıştır. Araştırmada berdel türü evlilik yapan on bir kişi ile görüşülmüş, bu bakımdan yirmi iki berdel örneklem olayı incelenmiştir. Aynı etnik şablonda yer alan örneklem gurubundaki yaş aralığı ise 56 ile 32 arasında olup yüz yüze görüşülen kadın sayısı 7, erkek sayısı 4 tür. Özellikle kadınlar, isimlerinin çalışmada yer almamasını, erkekler de anlatıları içerisinde zikrettikleri kadınların isimlerinin, çalışmada belirtilmemesini istemişlerdir. Bu bakımdan çalışmada tutarlı bir yol izlenmesi açısından kaynak kişilerin ve anlatılarda isimleri geçen kişilerin, açık kimlik bilgileri kullanılmamıştır. Görüşmeler, ses kaydı yöntemi ile yapılmış ve daha sonra ses çözümlemesine gidilmiştir. Kaynak kişiler, berdele ilişkin deneyimlerini ve öznel fikirlerini tahkiye ederek sunmuşlardır. Bu bağlamda verilerin çözümlenmesinde hikâye analizi yöntemi (Lawler, ) kullanılmıştır. Anlatılar, bireylerin kendi perspektiflerinden gördükleri ve göstermek istedikleri öznel fikirleri yanı sıra dâhil oldukları toplulukça ortak olarak benimsenen kolektif görüşleri de içerir. Görüşülen kişilerin metne aktarılmamasını istedikleri kısımlar, çalışmaya dâhil edilmemiştir. Kaynak 20

29 Berdel Evliliği Üzerine Kalitatif Bir Araştırma Mardin Örneği kişilerin çoğunun ana dili Türkçe olmadığından derlemeler, Kürtçe (ağırlıkta olmak üzere) Arapça ve Türkçe yapılmış; Türkçe olmayan kısımlar daha sonra Türkçeye çevrilmiştir. Saha araştırması yılında yapılmış, verilerin toplanması sekiz ay, verilerin analizi ise yedi ay sürmüştür. Çalışmanın şekillenmesinde, farklı hayat hikâyeleri ve bölgesel faktörler de göz önünde tutulmuştur. Güney Doğu Anadolu bölgesinde ve Mardin de şehir merkezinde çok yaygın olmamakla birlikte taşra kesimde uygulanmaya devam eden bir pratiktir. Dünyanın çeşitli ülkelerinde de görülen bu uygulama, kadının toplumdaki statüsünün belirlendiği bir değer mübadelesi olarak algılanır. Ödenen bedelin düşük olduğu ya da alınmadığı durumlarda, kadının bir kusuru olduğu düşünülür 21

30 ÇİĞDEM AKYÜZ (Wells, 86). Ailenin kızı için toplumca az olduğu düşünülen bir başlık parası istemesi, aile için bir onur meselesidir ve tercih edilen bir durum değildir. Zira başlık parası, zamanla maddi zenginlik üzerinden toplumda güç ve saygınlık gösterme aracına dönüşür. Bazı antropologlar tarafından birtakım toplumsal faydaları olduğu ileri sürülse de (Tezcan, ) çağdaş toplumbilim açısından bu uygulamanın, hem kadını değersizleştirdiği hem de toplumsal sorunlar ürettiği ifade edilebilir. Hindistan, İrlanda ve Polonya gibi dünyanın çeşitli yerlerinde bu uygulamanın tam tersi şekilde erkek için ödenen drahoma olarak adlandırılan başlık parası mevcuttur (Tezcan, ). Ancak araştırma sahasında böyle bir uygulama görülmez. Sadece kadının değil ailesinin değeri de, kendisi için ödenen başlık parası ile belirlenir. Bu durum, yalnızca yakın akraba evliliklerinde ve berdel yolu ile evlenmelerde göz ardı edilebilir. Bu bakımdan berdel türü evliliğin birincil işlevi olarak başlık parası başta olmak üzere, evliliğin maddi yükünü hafifletmesi gösterilebilir. Zira iki bireyin yuva kurmaları esasına dayanması gereken evlilik kurumu, zamanla tüm akrabaları kapsayan bir boyuta ulaşır. Bu çerçevede, toplumun kendi yarattığı geleneksel başlık uygulamasının soruna dönüşmesine, kendince bir çözüm bulma yoluna gittiği ve başka bir sorun olan berdel evliliğini icat ettiği belirtilebilir. Konu ile ilgili yapılan bir çalışmada, başlık parasından kurtulmak gibi maddi kazançlar sağlamak üzere insanların bir mal gibi alınıp verilmesi durumu; insan ticareti/kaçakçılığı bağlamında değerlendirilir ve insan ticareti ile mücadele politikalarının, berdel için de uygulanması gerekliliği vurgulanır (Bolat, ). Bölgenin özellikle kırsal kesimlerinde berdel dışındaki evlilik türleri, yüklü bir maddi külfet gerektirir. Genel olarak başlık parası uygulaması şu şekilde gerçekleşir: kızın babası, erkek kardeşi, dayısı, kız kardeşi ve amcasına yüklü bir miktar para (yul) ödenir. Yukarıda zikredilen akrabaların dışında hala ve teyzeye, diğerlerine ödenen miktarın yarısı ödenir. Kızı istenen aşirete veya aileye nevmal denen bir hayvan kurban olarak takdim edilir. Gelin el açtırma bedeli kefhanne olarak gelinin üzerine kapı açtırma bedeli deri olarak adlandırılır, ayrıca evlenen erkek kendi akrabalarına da hil at olarak tanımlanan hediyeler verir (Bozkurt, ty: 87). Tüm bunların, bölgede evliliği maddi yükümlülüğü ağır bir pratiğe dönüştürdüğü değerlendirilebilir. 22

31 Berdel Evliliği Üzerine Kalitatif Bir Araştırma Mardin Örneği Başlık parası uygulamasının, bölgede bugün de devam etmesi, berdel evliliğinin tercih edilme oranını artıran en belirgin etkendir. Zira ekonomik nedenler, saha araştırması kapsamında görüşülen on bir kişiden dört çiftin berdel yolu ile evlenmelerinin birincil nedeni; diğer çiftler açısından da önemli bir sebep olarak görülür. Kadın ve erkeğin, herhangi bir eşya hükmünde değerlendirildiği berdel usulü evlilikte, geleneksel düzende gerekli görülen (yukarıda zikredilen) maddi masrafların ortadan kalkması, uygulamayı aktif tutan başlıca gerekçedir. Bu duruma örnek teşkil edebilecek bir evlilik, şu koşullarda gerçekleşir: 23 yaşına gelmiştim. Bir sevdiğim vardı. Onunla evlenmek istiyorduk. Babası on bilezik, altın kemer, para vb. ne bileyim bir sürü şey istedi. Bende para yok. Babama desem o benden bekler. En iyisi dedim büyük şehre gideyim Gittim. Ailemin durumu iyi değil, para isterler. Okumamışım. Düzgün iş yok. Geri döndüm. Ne olmuş, dedim Çalışayım tarlada. Sevdiğimin bekâr bir ağabeyi var, benim de bekâr bir kız kardeşim var. Babam dedi, sizi berdel edelim. Bir bilezik aldım ben, onlar da kardeşime aldı. Başka da bi şey etmedik. Biz Z. ile birbirimizi seviyoduk ve mutlu olduk, kardeşim de mutludur n olacak. (KK-5). Çalışma kapsamında görüşülen bir başka kişinin (KK-4) berdel hikâyesi, birincil olarak ekonomik nedenlerden kaynaklanmakla birlikte, kadının erkek kardeşi için kurban edilmesi gibi toplumsal bir sorunu da içerir. KK-4, kendisi için istenen başlık parası verilebilseydi, ya da böyle bir para isteme durumu hiç olmasaydı, evlenip mutlu olabileceğini düşünür. Şu anki mutsuzluğunu, hem kendisi için istenen hem de abisinin vermek zorunda bırakıldığı başlık parasına bağlar. Kadının bu duruma karşı koyma ya da itiraz etme hakkı yoktur. Hayatının en önemli kararlarında dahi bir birey olduğu düşünülmeyen kadının, çoğu zaman fikri alınmaz. Ancak bu durum, zamanla kadınların da onayladığı bir sürece dönüşür. KK-4 ün istemediği bir kişi ile evlenmesine ailenin kadın üyeleri de onay verirler ve onun bu duruma itiraz etmesini yersiz bulurlar. Toplumun kadın cinsiyetini bastırması, etkisizleştirmesi ve ona hudutlar çizmesi, kadın tarafından da kabul edilen öğrenilmiş bir çaresizlik olarak onu çevreler. KK-4 ün berdel hikâyesi şu şekildedir: Ben on altı yaşıma geldim. Bizim buralara yabancılar (yabancı olarak kast ettiği başka köyden) gelmişti. Beni görmüş, beğenmişler. Dediler, 23

32 ÇİĞDEM AKYÜZ seni istemeye gelecek bunlar. Ben evlilik falan istemezdim o zaman. Babam dedi, kızım güzeldir, çalışkandır. On beş bin lira versinler, altın, bilezik yapsınlar, kızımı vereyim. Ben oğlanı gördüm, hoşuma gitti. Şimdi yalan nasıl diyem. Ama bana kimse sormadı. O zamanlar abim de bir kızı istemişti, bizim paramız yoktu, evlenememişti. Abim dedi, bunlar sana başlık parası versin, ben de o parayla evleneyim. Babam, abimle tartışırdı çok. Vermem, dedi sana para, kendin kazan başlık paranı Abim sinirliydi çok. Biz ondan çok korkardık. Birgün geldi, babama demiş, o zaman M. yi vereceksin. A. nın (evlenmek istediği kız) abisi var, iyidir, hoştur berdel yapacaz. Amcamgiller hep karıştı. Annem, teyzem evlensin dediler, karar verdiler. Beni V. ye verdiler. Ben tabi kimseye diyemedim, ben öbür oğlanı isterim diye. Anneme dedim V. yi istemem. Annem dedi, evlenince seversin, abin gitmiş konuşmuş, iyi adammış. Ve biz berdel yaptık. (KK-4). Bu hikâyede görüldüğü üzere erkek kardeş, kız kardeşinin iyiliğini istediğini ve onun mutluluğu adına bu kararın verildiğini kabul etmek ister. Kadının düşünmesine veya karar vermesine gerek yoktur, zira erkek, onun adına da düşünür. Bu örnek özelinde görülen ağabeyinin başlık parası için kurban edilen kız kardeş vakası, bölgede sık rastlanan bir olay değildir. Ancak genel olarak abisi ve babası evlenebilsin diye kendi fikri sorulmadan berdel yapılan kadınlar ile ilgili trajik hikâyeler, azımsanmayacak oranda mevcuttur. Çalışma kapsamında görüşülen KK-6 da babası için istemediği birisi ile berdel yapılmıştır. (Çalışmanın devamında bu olay detaylandırılmıştır.) Berdel ve Akrabalık İlişkisi Berdelle yaratılmak istenen bir diğer olgu; güçlü sosyal bağlardır. Evlenecek kişilerin ailelerinin görece daha fazla müdahale hakkı olan bu uygulamayı şekillendiren önemli hususlardan birisi de, geleneksel değerler hiyerarşisidir. Örneğin amca oğlu, amca kızını alma önceliğine sahiptir. Güney Doğu Anadolu bölgesinde sıklıkla görülen bu duruma göre, amca kızı ile evlenme hakkı, öncelikle amca oğluna aittir. Yaygın olarak kabul gören bu uygulama sonucu, bir kadını amcasının oğlu istediğinde kadının başka bir tercihte bulunma hakkı yoktur. Amca oğlunun kan bağı, muhtemel bir kan davasında diğer akrabalardan önce gelir. Bu kabul, siyasal ve ekonomik bir dayanışmayı içerir. Amca kızı ile evlenme, ailenin bölünmesini engeller. Ailenin mevcut ekonomik ve siyasal ilişkileri düğünden önce nasıl ise düğünden sonra da aynı biçimde devam eder. İktidar, soyağacından gelir ve 24

33 Berdel Evliliği Üzerine Kalitatif Bir Araştırma Mardin Örneği soyağacına başka kanların karışmasıyla, birlik bozulabilir (Yücel, ). Bu yüzden amca kızıyla evlenmek de amca kızını dışarı vermek de, amca oğlunun onayına bağlıdır. Daha çok feodal kanunlar çerçevesinde yaşayan toplumlar, akrabalık ilişkisinin, evlilik ile güçlenmesini öngörürler. Araştırma sahası olan Mardin ve genel olarak Güney Doğu Anadolu bölgesinde akrabalık ilişkilerine verilen önem, evlilik konusunda da görülür. Bu tür evlenmede karşılıklı her iki ailede de diğer evlenmelere göre daha sağlam temelli bir akrabalık tesis edilir. Zira her evli çiftten doğan çocuklar, birbirlerinin dayı ve hala çocukları olurlar. Bu olaya örnek teşkil eden bir kadının berdel hikâyesi şu şekildedir: 17 yaşındaydım. Biz köyde oturuyorduk, amcamlar şehir merkezinde. Amcamın oğlunu pek gördüğüm yoktu. Küçükken birkaç defa gelmişti, bize. Bir gün babam geldi ve seni Amcanın oğluna berdel yapacağız. Dedi. Ağabeyim de onların kızını alacaktı. Seçme şansım ya da hayır deme şansım var mıydı, bilmiyorum. Sustum. Ancak benim gönlüm başkasındaydı. Bunu babama söyleyemezdim. Anneme zor güç söyleyebildim. Annem Sevda da neymiş, amcanın oğlu bizim kanımızdandır, yabancıya mı gitmek istiyorsun? Sakın baban duymasın! dedi. Ağabeyime Amcamın oğluyla evlenmek istemiyorum., dedim. Bağırdı. Sevdiğin mi var yoksa? dedi, sustum. Babam anladı, istemediğimi sürekli Töremiz var, örfümüz var, kardeşimin oğlu seni alacak. diyordu. Köyde amcamlarla ortak büyük arazilerimiz varmış, bu araziler dağılmasın diye Tüm bunlara karşı gelemedim, kaderim dedim, kabullendim. Yaşım resmî nikâh için uygun değildi. Karşı taraf bir yıl beklemek istemedi. Amcamlar babama para ödeyerek bu işi hallettiler. Sonra evlendik. Amcam, kayınpederim oldu aynı zamanda. Bu aramızdaki akrabalık bağını daha güçlendirdi ve ailelerin evliliklerimize daha çok karışmasına neden oldu. Ben şehre gelin gittim ve amca kızım köye Tarlalar da bölünmemiş oldu. (KK-8). Berdel ve Toplumsal Cinsiyet (?) Bireyin kendi seçimi dışında gerçekleşen kadın ya da erkek olarak dünyaya gelmek; hangi kültürde, ya da çağda olursa olsun tıpkı ölümlü olmak gibi, insan biyolojisinin bir niteliğidir (Cornell, ). Ancak daha doğum öncesinde kız bebeklerin eşyaları için pembe, erkek bebeklerin eşyaları için mavi rengin tercih edilmesiyle başlayan süreç, erkeklerin ve kadınların yapabileceği işler konusunda yapay ayrımlar üretir. Tarihin farklı 25

34 ÇİĞDEM AKYÜZ anlarında, farklı coğrafyalarda ve farklı kültürlerde kadınlara ve erkeklere toplumsal olarak yüklenen roller ve sorumluluklar, toplumsal cinsiyet olgusunu belirler (Keller, 13). Toplum hayatını ve toplumsal ilişkileri düzenlerken sosyal yönden kadına ve erkeğe verilen roller ve sorumluluklar bütünü, birincil olarak onların cinsiyetleri ile ilişkilendirilir. Toplumsal cinsiyet algısı, bireyin toplum ile ilişkisini belirler. Saha çalışması kapsamında bölgede erkek cinsiyeti ile kadın cinsiyeti arasında sosyal yaşama katılma düzeyi açısından farklılıklar öne çıkmıştır. İki cinsin, toplumsal alanda temsiliyetleri de farklıdır. Kadın cinsiyeti, daha çok ev gibi özel alanlarda kalırken, erkek cinsiyeti, dışarıda her alanda kendini ifade edebilir. Çalışma yaşamından, siyasete, sivil toplum örgütlenmesinden, eğitime kadar her türlü kamusal alanda iki cins temelindeki bu farklı görünüm, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini oluşturur ve kadının haklarını, oldukça sınırlı bir düzeye indirir. Görüşülen kişiler içerisinde kadınların eğitim hayatına neredeyse hiç katılmadığı; erkeklerin ise bölgenin imkânları elverdiği ölçüde sınırlı düzeyde eğitim aldıkları görülmüştür. Toplumdaki kadın cinsiyeti algısına göre, ailenin en üretken/aktif üyesi, kadın olmalıdır. Fakat kadının aile içindeki ve toplumdaki statüsü, ailesi için yaptıkları ile doğru orantılı değildir. Geleneksel toplumlarda kadının aile ve toplum içindeki yeri, çocukların sayısı ve yaşlılık ile yükselir (Ortaylı, 63). Kısır olması veya kız çocuğu doğurması ise kadının evliliği için sürekli bir tehdit arz eder. Bölgedeki kadınların evlendikten sonra sadece kendilerine ait olan bir hayatın, hayalini dahi kuramadıkları tespit edilmiştir. Kadınlar, varlık amaçlarının çocuk doğurmak, onlarla ve eşi ile ilgilenmek olduğuna inanarak yaşamayı kabullenmişlerdir. Butler ( ), feminizm üzerine tarihsel bir sorgulama yaparken yönetilmeye rıza gösteren ve böylece toplumsal sözleşmenin meşruiyetini sağlayan kişilere ilişkin, toplumsallık öncesi bir ontolojiyi gündeme getirir. Söz konusu ontik bağıntı, kadının biyolojik farklılıkları dolayısı ile ataerkil düzeni öncelemesi ve kabullenmesi ile kültürel ve kümülatif bir birikim ile toplumsal cinsiyet rollerini şekillendirir. Kadınların erken evliliği üzerine yapılan bir araştırmada da (Burcu vd., 80), kadınların erken evlilikten ziyade, istedikleri kişi ile evlenememekten şikâyet ettikleri ve kendileri ile ilgili başkalarının verdikleri kararlara uymayı, kaderleri kabul ettikleri görülür. Başlık parası kapsamında yukarıda verilen 26

35 Berdel Evliliği Üzerine Kalitatif Bir Araştırma Mardin Örneği KK-4 ün berdel hikâyesinde annenin Evlenince seversin. ; yine akrabalık ilişkisi bakımından berdel hikâyesi aktarılan KK-8 in annesinin Sevda da neymiş Sakın baban duymasın. şeklindeki yaklaşımları, kendi fikri sorulmadan berdel yapılmak durumunda bırakılan kadının, hemcinsinden dahi destek göremeyişine ve çaresizliğine dikkat çeken, önemli bir gösterge olarak değerlendirilebilir. Kadının kendi hayatını feda etmeye razı olduğu evliliği, toplumun beklentilerini karşılayamadığı durumlarda tehlikeye girer. Bölgede kadının çok doğum yapması gurur kaynağı olarak görülürken özellikle erkek çocuk doğuramayan kadının, boşanma ya da kuma tehdidi ile karşılaştığı görülür. Araştırmaya kaynaklık edenlerden çocuğu olmayan bir kadının üzerine ikinci eş olarak ve babası için berdel yapılarak evlendirilen KK-6 nın anlattıkları şu şekildedir: Kocam beni kuma aldı, ikinci karısıyım. Bunun çocuğu olmamış. Geldi beni istedi babamdan. Babam dedi, benim de karım ölmüştür. Kızımı kuma almak istersen bir şartla olur: Sen de bana bacını vereceksin. Babam onun bacısını aldı. Ben de bu adama kuma oldum. 8 tane çocuğumuz oldu. Kumam da baktı, büyüttü, sağ olsun Ama kumalık hoş değildir. kaderdir n apalım. (KK-6). Bölgede, toplumsal sorunların çözümünde kadın-erkek cinsiyetleri açısından genellikle kadın cinsiyeti aleyhine çözümler üretildiği tespit edilmiştir. Kan davalarını sonlandırmak için kadın, başkalarına sunulabilecek bir meta gibi görülebilir ve kendi rızası aranmaksızın, ailedeki erkeklerden birinin işlediği cinayeti örtbas etmek için öldürülen kişinin ailesine bedelsiz olarak verilebilir. Yapılan görüşmelerde ailesinde annesi, iki kız kardeşi ve kendisi berdel usulü evlenen KK-9 un evliliği bu şekilde gerçekleşmiştir. Abisinin işlediği cinayetin kan davasına dönüşmemesi için KK-9, hiç tanımadığı birisi ile rızası aranmadan evlendirilmiştir. (Kaynak kişinin isteği üzerine söz konusu vakanın detayları, metne aktarılmamıştır.) Nadiren görülen bir durum olmakla birlikte, araştırmada erkeğin kadın için berdel evliliği yaptığı bir örneklem olay, tespit edilmiştir. Erkeğin, söz konusu vaka kapsamında bölgede yaratılmış olan toplumsal düzenin bozulmaması için denge unsuru olarak işlev gördüğü düşünülmektedir. Evlilik, şu şekilde gerçekleşmiştir: 27

36 ÇİĞDEM AKYÜZ Evliliğimin ablam için olacağını hiç düşünmemiştim. Ablamın yaşı ilerlemişti. Aslında çok da yaşlı sayılmazdı. Fakat etraf öyle düşünmüyordu. Ablam evde kalmıştı. İsteyenleri yoktu. Ne akraba ne de komşular. Kimse Ablam hep üzgündü. Annem ve babam da öylelerdi. Hayırlı bir kısmet çıkacak diye çok bekledi annem, fakat çıkmadı. Ablamı genelde dul erkekler istiyorlardı ve babam dul birine onu vermek istemiyordu. Bir adam, ben de kız kardeşimi senin oğluna vereyim deyince, babam benim düğün bedavaya gelecek diye kabul etti. Sonra berdel yaptık işte. Ablamın ve benim çocuklarımız oldu. Ablam mutlu. (KK). Berdel evliliklerinde kadın, pasif katılımcı olarak kabul edilirken erkeğin sahip olduğu birtakım haklar mevcuttur. Kadın, genellikle alınan kararlara uymakla yükümlüdür. Erkek, berdel yapılan karısının ölmesi halinde baldızını alma hakkına sahip olduğu gibi eşinin ailesinden başlık parası talep etme hakkına da sahiptir. Diğer yandan berdel sırasında eğer erkek ölür ise kadın, erkeğin küçük kardeşiyle evlendirilir. Evlendirilecek kimse çocuk ise, kadın bekler. Eğer evlendirilecek kimse yoksa veya evlenebilecek durumda olan kardeş evliyse, kadın kayınbiraderine ikinci eş olarak verilir. KK-7, berdel usulü 18 yaşında evlendiği eşi ölünce, berdel bozulmasın diye eşinin küçük erkek kardeşi ile evlendirilmiştir. ( yapımı Atıf Yılmaz ın yönettiği, Türkan Şoray ve Tarık Akan ın başrollerini paylaştığı Berdel isimli film, benzer bir olayı konu alır.) Berdelde Eşitlik ilkesi Berdelin en temel kuralı, çiftlerin azami ölçüde benzer şartlarda evlilikler kurmasıdır. Ev eşyalarından, evin büyüklüğüne, düğünün mekânından, takılacak takılara, kıyafetlere ve taraflara verilen hediyelere kadar her şeyin aynı sayıda ve nitelikte olması beklenir. Berdel yapılan kadınlar, aynı intizam içerisinde gelinlik kıyafetleri ile giydirilir, aynı zamanda düğünleri yapılır ve aynı anda değiştirilir. Evlenecek kişilerden yaşı küçük olanın düğünü bir süre sonra yapılacaksa bunun bir karşılığı olmalıdır. O da yaşı küçük olanın ailesine para veya mal vermek şeklinde gerçekleşir. KK-8, evlendiğinde 17 yaşında olduğundan berdel ile evliliği imam nikâhı ile gerçekleşmiştir ve bunun karşılığında ailesine bir miktar para ödenmiştir. Maddi beklentilerin yanı sıra gelinlerin aynı zamanda evlerden alınması ve kararlaştırılan yere aynı anda getirilmesi beklenir. Gelinlerden birinin geç kalması durumunda taraflar arasında sorunlar yaşanması hatta berdelin 28

37 Berdel Evliliği Üzerine Kalitatif Bir Araştırma Mardin Örneği bozulması muhtemeldir. Saha araştırması kapsamında görüşülen KK-6, düğün merasimleri esnasında gecikme nedeni ile sorunlar yaşandığını ancak berdelin bozulmadığını aktarmıştır. İki evliliğin psikolojik dinamiklerinin de, benzer şekilde yapılandırılmaya çalışılması söz konusudur. Bir tarafta kadına karşı şiddet uygulanırsa diğer taraf, kadını geçici süre ile geri çağırma veya olay ile alakası bulunmayan diğer kadına, şiddet uygulama hakkına sahiptir. İki taraf da, kız kardeşlerinin mutluluğu için kendi eşine iyi davranmak mecburiyetindedir. Böylelikle berdel yolu ile kurulan ailelerin korunduğu düşünülür. Aşağıya alıntılanan olay, benzer bir durumu örnekler niteliktedir: Kız kardeşime bir genç talip olmuştu. Kız kardeşim onu seviyordu, vermezsek kaçacaktı. Kız kardeşimi ona vermenin şartı olarak onun da kız kardeşini bana vermesini istedim. Güzel bir kız kardeşi vardı. Biz mutlu olduk ama bacım mutsuzdu. Kocası sebepli sebepsiz dövüyor, ona kötü davranıyordu. Kız kardeşimin o halini gördükçe ailem de bana, karıma kötü davranmam konusunda baskı yapıyordu. Damadı çağırdım ve böyle devam etmemesi konusunda uyardım. Bir süre beni dinlemiş gibi görünse de eski hâline döndü. Artan şiddet üzerine kız kardeşim babamın evine gitti, ben karımı seviyordum ancak babası da onu benden aldı. Uzun tartışmalar sonucu A. hizaya getirildi ve eşlerimiz evlerine döndü. Böylelikle kız kardeşimin kötü giden evliliği düzeldi. (KK-1). Ancak eşitlik ilkesi her zaman evlilik kurumunu desteklemeyebilir. Bazı durumlarda bir tarafın evliliğinin kötü gitmesi veya sonlanması nedeni ile sorunu olmayan diğer çift de boşanmak durumunda kalabilir. Berdel yöntemi ile evlenen KK-2 ve KK-3 kendi evlilikleri yolunda gitmesine rağmen diğer çiftin sorunları nedeni ile boşanmak durumunda bırakılmışlardır. KK-2 nin söz konusu berdel ve boşanma hikâyesi şu şekildedir: Berdelle A. ile evlendim. Onu ilk gördüğüm anda âşık oldum, diyebilirim. O da beni seviyordu. Ancak kız kardeşim eşini çok sevmiyordu ve ona karşı görevlerini yapmıyordu. Kız kardeşim biraz asi yaratılışta birisi idi. Sürekli eşiyle tartışıyor ve babamlar da damadı haksız bularak ona yükleniyorlardı. Bu durum bizim evliliğimize de yansıyor, A. erkek kardeşine kötü davranıldığı için benimle tartışıyordu. Ailelerin bir arada bulunduğu bir ortamda ağabeylerim A. nın erkek kardeşine kız kardeşimin eşi- saldırdılar 29

38 ÇİĞDEM AKYÜZ ve damat yaralandı. Çıkan kavga sonucu, aileler birbirine girdi ve berdel bozuldu, biz boşandık yani. (KK-2). KK-3 ün berdel ve boşanma hikâyesi ise şu şekilde gerçekleşmiştir: "Ben kocamla berdelle evlendim. Kocamın kız kardeşi A. da benim ağabeyim ile evlendirildi. Şu an benimle birlikte olan oğullarım D. ve Ö. nün haricinde eski eşimde kalan ve yaşlarını bile bilmediğim bir kızım ve bir oğlum daha var. Ağabeyim evlendikten sonra askere gittiği sırada karısından babamların bulunduğu yer olan Kızıltepe ye gitmesini ve askerlik dönüşüne kadar orda kalmasını istedi. Aslına bakarsanız A. çok iyi bir insandı. Fakat o, kendi babasında kalmak istiyordu. Aralarında çıkan sorunlar yüzünden boşandılar. Onlar boşandığı için biz de boşandık. İki çocuk bir de hamile iken Ş. beni boşadı. Yalnız ağabeylerimin resmi nikâhları vardı. Ben ise imam nikâhlıydım, ağabeylerimin de bir kız çocukları vardı." (KK-3) yılının Mayıs ayında Mardin Bilge Köyü nde yaşanan 44 kişinin öldüğü katliam da burada hatırlatılabilir. Katliamın gerçekleştiği gece, Bilge Köyü nde berdel usulü Habib ve Sevgi nin yanı sıra Halil ve Emine de nişanlanır. Olayın ardından söylenenler, bu katliamın, sevdiği kızın başkasıyla nişanlanması üzerine çıktığı yönündedir. Ayrıca bu olaydan sonra köyde berdel usulü evlenmiş çiftler, berdeli bozarak boşanırlar ( Sonuç Bu çalışmada, berdel evliliğinin güncel uygulamaları, konunun öznesi olan kişilerin anlattıklarından yola çıkılarak incelenmeye çalışılmıştır. Yapılan görüşmeler, berdel evliliğinin Mardin de hâlâ sürdürülen bir uygulama olduğunu göstermiştir. Berdelin, bugün de uygulanmasının en belirgin nedeni, feodal toplumların kendi paradigmaları açısından birtakım işlevleri haiz olmasıdır. Saha araştırması sonuçları, bu evliliğin tercih edilme sebebinin ekonomik parametreler etrafında yoğunlaştığını gösterir. Ancak temelde başlık parası ve düğün masraflarını ortadan kaldırmasından ötürü tercih edilse de, yerel dinamiklerin katı bir biçimde savunduğu töre kıskacıyla çerçevelendiği de belirgindir. Yapılan saha araştırması, toplumsal cinsiyet algısı bağlamında kadın haklarının, yok sayıldığını göstermiştir. Kadın, evleneceği kişiyi veya evlenme şeklini seçemez. Evliliğini devam ettirme veya sonlandırma 30

39 Berdel Evliliği Üzerine Kalitatif Bir Araştırma Mardin Örneği konusunda da özgür değildir. Ayrıca kadın bedeni, süregelen bir kan davasını bitirmek için aracı kılınabilir ve karşı tarafa verilen bir kadın, kan davasını sonlandırabilir; cinayet veya kız kaçırma gibi adli vakaların çözümü için de karşı tarafa bir kadın verilebilir. Katı geleneksel kurallar, kendini kadın üzerinden dayatır ve sürekliliğini uyguladığı ritüeller aracılığı ile sağlamlaştırır. Çalışmaya kaynaklık eden erkeklerin anlattıklarından hareketle, nispeten güçlü olduklarını düşünen erkeklerin de, denge unsuru olarak kuralların pozitif tarafında yer alsalar dahi, özgür birey kimliklerinin imkânının, toplumsal kabuller ile sınırlı olduğu görülür. Nitekim berdel evliliğinde, kadının görüşünün hiç sorulmadığı; erkeğin görüşünün ise bazen sorulduğu, genellikle evlenecek bireylerden daha çok onların ailelerinin beğeni ve görüşlerinin önemli olduğu görülmüştür. Gelenekleşmiş kurallara uymakta görece daha istekli olan aile büyükleri, işlevsel nedenlere dayandırdıkları bu kuralların, uyum süreci ile pekişmesine hizmet ederler. Zira berdel aracılığı ile toplum, kendini bireyler üzerinden yeniler. Hâkim yaşam biçimine uymamakta direnenler, cezalandırılır ya da baskı altına alınır. Böylece birey ya uyum sürecine girip toplumsal kuralları kabul eder ya da dışlanır. Berdel türü evlilik; kadın, erkek, zaman ve para kavramsallaştırmaları ve bunların hepsini kapsayan yerel dinamikler/töre etrafında gerçekleşir. Kadın ve erkek cinsiyetlerinin üzerinde toplum kuralları vardır. Hayatının en önemli kararlarından birini vermek kişinin kendi beklenti, istek ve tercihleri dışında, toplumsal gereklilikler kapsamında karara bağlanır ve hayatının devamını buna göre yaşaması dayatması karşısında, bireyleşme süreci neredeyse tamamen kaybolur. Kişi, sosyal normların öngördüğü şekilde düşünmeye ve hareket etmeye zorlanır. Özellikle kadının, aile kurumu içerisindeki yeri göz önünde tutulduğunda bu şartlarda kurulan ailede yetişen çocukların da, farklı perspektife sahip olmaları zorlaşır. Bir yığın hayat hikâyesi ile örülü bu pratik, sosyal gerilimleri, psikolojik süreçleri ve duygusal travmaları beraberinde getirir ve bu bağlamda güncelliği ve işlevselliği sorgulanmalıdır. Bireysel çabaların yeterli olmadığı durumlarda, toplum anomi süreçleri yaşar. Berdel evliliği etrafında oluşan bu sorunların çözümü için kentleşme ve modernliğin bütün araçları ile bölgeye hâkim olması gerekliliği belirginlik kazanır. Bölgenin genelinde 31

40 ÇİĞDEM AKYÜZ görülen bir durum olarak yetersiz eğitim, berdel türü evlilik yapan kişilerin de birincil sorunudur. En temel insan haklarından özgür iradenin önündeki engeller, yeterli düzeyde eğitim, bilinçlenme ve farkındalık ile kaldırılabilir. Böylelikle baskın geleneksel söylem parçalanabilir. Bunun için ise üçüncü sınıf teknolojik imkânlara sahip bir kültürel transferden ziyade yerel unsurların dikkate alındığı ve tedavi edici epistemolojik yapılanmaların sürdürülmesi gerekliliği ortaya çıkar. 32

41 Berdel Evliliği Üzerine Kalitatif Bir Araştırma Mardin Örneği KAYNAKLAR ALTUN, I. (). Kandıra Türkmenlerinde Doğum, Evlenme ve Ölüm. İzmit: Yayıncı Yayınları. BALAMAN, A. R. (). Evlilik, Akrabalık Türleri. İzmir: Karınca Matbaacılık. BOLAT, G. A. (). Berdel Töresi ve İnsan Ticareti. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü. BOZKURT, İ. (ty.). Aşiretler Tarihi. İstanbul: Kitap Matbaası. BURCU, E. vd. (). Çiçeklerin Kaderi: Türkiye de Kadınların Erken Evliliği Üzerine Nitel Bir Araştırma. Bilig. Bahar. S. 73, BUTLER, J. (). Cinsiyet Belası Feminizm ve Kimliğin Altüst Edilmesi. (Çev. Başak Ertür). İstanbul: Metis Yayıncılık. CONNELL, R. W. (). Toplumsal Cinsiyet ve İktidar Toplum, Kişi ve Cinsel Politika, (Çev. Cem Soydemir). İstanbul: Ayrıntı Yayınları. ÇOBANOĞLU, Ö. (). Halkbilimi Kuramları ve Araştırma Yöntemleri Tarihine Giriş, Ankara: Akçağ Yayınları. GOLDSTEIN, K. S. (). Sahada Folklor Derleme Metotları. (Çev. Ahmet E. Uysal). Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları. GÖKALP, Z. (). Türk Medeniyet Tarihi, Ankara: Elips Yayınları. İNAN, A. (). Türk Düğünlerinde Exogami İzleri. Makaleler ve İncelemeler I. Ankara: TTK Basımevi KELLER, E. F. (). Toplumsal Cinsiyet ve Bilim Üzerine Düşünceler. İstanbul: Metis Yayınları. KÖSE, N. (). Karşı Dünür Olma Âdeti ve Halk Hikâyeleri. Araştırmalar I. Ankara: Milli Folklor Yayınları LAWLER, S. (). Narrative in Social Research. Qualitative Research in Action. (Ed. T. May) United Kingdom: SAGE Publications ORTAYLI, İ. (). Osmanlı Toplumunda Aile. İstanbul: Pan Yayınları. SAYIN. Ö. (). Aile Sosyolojisi. İzmir: Ege Üniversitesi Yayınları. TEZCAN, M. (). İlkel Toplumlarda Başlık Parası Geleneği. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi. C. 9 S WELLS, C. (). Sosyal Antropoloji Açısından İnsan ve Dünyası. (Çev. Bozkurt Güvenç). İstanbul: Remzi Kitabevi. YÜCEL, M. (). Berdel. İstanbul: Agora Yayınları. 33

42 ÇİĞDEM AKYÜZ Elektronik Kaynak: Bilge Köyü Katliamı (Erişim: 10 Ağustos ) Sözlü Kaynaklar: KK Mustafa Mutlu, İstanbul , İlkokul Mezunu, Emekli. (Görüşme: ) KK S. B., Mardin , İlkokul Mezunu, Emekli. (Görüşme: ) KK C. A., Mardin , İlkokul Mezunu, İşçi. (Görüşme: ) KK V. H., Mardin , Okula Gitmemiş, Ev Hanımı. (Görüşme: ) KK M. L., Mardin , Ortaokul Mezunu, İşçi. (Görüşme: ) KK Ş. T., Mardin , İlkokul Mezunu, Emekli. (Görüşme: ) KK İ. A., Mardin , İlkokul Mezunu, İşçi.(Görüşme: ) KK A. S., Mardin , Okula Gitmemiş, Ev Hanımı. (Görüşme: ) KK A. K., Mardin , İlkokul Mezunu, Ev Hanımı. (Görüşme: ) KK S. T., Mardin , İlkokul Mezunu, Ev Hanımı. (Görüşme: ) KK A. A., Mardin , Okula Gitmemiş, Ev Hanımı. (Görüşme: ) KK M. Ö., Mardin , Ortaokul Mezunu, Tır Şoförü. (Görüşme: ) 34

43 Alieva, A.I. (). Kırgız Kahramanlık Destanı Manas ın İkidilli Akademik Serisi SSCB Halklarının Destanları. Uluslararası Folklor Akademi Dergisi. Cilt:1, Sayı:1, Makale Bilgisi / Article Info Geliş / Recieved: Kabul / Accepted: Araştırma Makalesi/Research Article KIRGIZ KAHRAMANLIK DESTANI MANAS IN İKİDİLLİ AKADEMİK SERİSİ SSCB HALKLARININ DESTANLARI Alla I. ALIEVA * Öz Makale, sadece Slavları değil, aynı zamanda Türk, Moğol, Fin-Ugur, Kafkasya, Sibirya, Uzak Kuzey, Uzak Doğu nun ve Rus İmparatorluğu&#;nun bir parçası olan farklı halkların folklorunun tespiti, yayın ve araştırma tarihini kısaca anlatmaktadır. Bu gelenek, yirminci yüzyılın ilk yarısında, Sovyetler Birliği&#;nin çeşitli cumhuriyetlerinde &#;ların başlarında devlet tarafından cömertçe finanse edilen araştırma enstitülerinin kurulmasından sonra devam etti. Bu kurumların çalışanları, folklorun farklı türlerine ait eserleri toplamak için folklor keşiflerini sistemli bir şekilde yürüttüler ve paha biçilemez folklor arşivleri yaptılar. Makaledeki bu tez, Kırgız halkının dâhice yazmış olduğu Manas Destanı nın toplanması, saklanması, yayınlanması ve okunmasının tarihini kısa özellikleri ile açıkça göstermektedir. Sovyetler Birliği&#;ndeki &#;li yıllarda bir dizi destanın derlenmesi ile her şeyden önce Kırgız destanı Manas ın bilimsel olarak ele alınması ve sosyolojik yorumların periyodik olarak incelenmesine başlandı. 60 lı yıllarda bu tür anıtsal eserlerin rehabilitasyonu başlamış, SSCB Bilimler Akademisi tarafından düzenlenen bir dizi bilimsel konferans gerçekleştirilmiş ve bu eserlere nesnel bir bilimsel değerlendirme yapılmıştır. SSCB halklarının epik mirasındaki ilklerden biri Kırgız destanı Manas ın geri getirilmesidir. Manas destanı &#;de Kırgızistan&#;ın başkenti Frunze&#;de (şimdi Bişkek) düzenlenen ülke folklorunun ilk bilimsel konferansına adanmıştı. Sonrasında dört ciltlik Manas Destanı nın yayınlandığı iki dilli bir akademik bilimsel dizi SSCB halklarının Destanı olarak yaratıldı. Anahtar kelimeler: İki dilli akademik seri SSCB Halklarının Destanları, Kırgız Kahramanlık Destanı Manas * Ph. D. of Philology (Doctor of Philological Sciences), Chief Research Associate, Department of Folklore, Gorky Institute of World Literature of RAS (Moscow, Russian Federation). [email protected] 35

44 ALLA I. ALIEVA KYRGYZ HEROIC EPIC "MANAS" IN A BILINGUAL ACADEMIC SERIES "THE EPIC OF THE PEOPLES OF THE USSR" Abstract The article briefly describes the history of fixation, publication and research of folklore of different peoples who were part of the Russian Empire, not only Slavic, but also Turkic, Mongolian, Finno-Ugric, numerous peoples of the Caucasus, Siberia, the Far North and the Far East. This tradition was continued in the first half of the twentieth century, after the establishment of research institutes in various republics of the Soviet Union in the early s, generously financed by the state. Employees of these institutions systematically conducted folklore expeditions to collect works of different genres of folklore they made invaluable folklore archives. This thesis in the article clearly illustrates the brief characteristics of the history of collecting, storing, publishing and studying the heroic epic created by the genius of the Kyrgyz people the epic "Manas". In ies in the Soviet Union a series of epic monuments first of all, the Kyrgyz epic "Manas" began to get in the scientific community and in the periodicals of the vulgarsociological interpretation. In the 60s of the twentieth century began the "rehabilitation" of such monuments was held a number of scientific conferences organized by the Academy of Sciences of the USSR, giving these monuments an objective scientific assessment. One of the first in the epic heritage of the peoples of the USSR returned Kyrgyz epic "Manas". It was dedicated to the first scientific conference of the country&#;s folklore, held in in the Kyrgyz capital city of Frunze (now Bishkek). Soon a bilingual academic scientific series "the Epic of the peoples of the USSR" was created, in which the publication of the epic "Manas" in four volumes was published. Keywords: bilingual academic series "The Epic of the peoples of the Soviet Union", Kyrgyz national epos "Manas". 36

45 Kırgız Kahramanlık Destanı Manas ın İkidilli Akademik Serisi Sscb Halklarının Destanları КИРГИЗСКИЙГЕРОИЧЕСКИЙ ЭПОС «МАНАС» В ДВУЯЗЫЧНОЙ АКАДЕМИЧЕСКОЙ СЕРИИ «ЭПОС НАРОДОВ СССР» Аннотация В статье кратко охарактеризована история фиксации, публикации, исследования фольклора разных народов, входивших в состав Российской империи, не только славянских, но и тюркоязычных, монголоязычных, финно-угорских, многочисленных народов Кавказа, Сибири, Крайнего Севера и Дальнего Востока. Эта традиция была продолжена в первой половине ХХ века, после того, как в разных республиках Советского Союза в начале х годов были созданы научноисследовательские институты, щедро финансировавшиеся государством. Сотрудники этих институтов систематически проводили фольклорные экспедиции для сбора произведений разных жанров фольклора они составили бесценные фольклорные архивы. Этот тезис в статье наглядно иллюстрирует краткая характеристика истории собирания, хранения, публикации и изучения героического эпоса, созданного гением киргизского народа эпоса «Манас». В е гг. в Советском Союзе ряд эпических памятников прежде всего киргизский эпос «Манас» стал получать в научной среде и в периодической печати вульгарно-социологическое толкование. В е годы ХХ века началась «реабилитация» таких памятников был проведен ряд научных конференций, организованных Академией наук СССР, давших этим памятникам объективную научную оценку. Одним из первых в эпическое наследие народов СССР вернулся киргизский эпос «Манас». Ему была посвящена первая научная конференция фольклористов страны, проходившая в г. в столице Киргизии городе Фрунзе (ныне Бишкек). Вскоре была создана научная двуязычная академическая серия «Эпос народов СССР», в рамках которой и было опубликовано издание эпоса «Манас» в четырех томах. Ключевые слова: двуязычная академическая серия «Эпос народов СССР», киргизский народный героический эпос «Манас». Исследователям полиэтнической устной народной поэзии, бытующей на территории бывшей Российской империи, бывшего Советского Союза, ныне Российской Федерации хорошо известно, как много сделала многонациональная отечественная фольклористика для фиксации, публикации, исследования богатейшего фольклора, созданного многочисленными народами, в течение ряда веков проживающих в пределах нашей страны. 37

46 ALLA I. ALIEVA Российская фольклористика вступила в ХХ столетие, располагая значительным фактическим материалом, зафиксировавшим состояние фольклорной традиции всех без исключения народов, входивших в состав Российской империи не только славянских, но и тюркоязычных, и монголоязычных, и финно-угорских, и многочисленных народов Кавказа, Сибири, Крайнего Севера и Дальнего Востока, и серьезным опытом его исследования. Этот материал был существенно дополнен в первой половине ХХ столетия, ставшего поистине «золотым веком» в истории отечественной фольклористики, прежде всего эпосоведения. Созданные в начале тридцатых годов во всех республиках Советского Союза научноисследовательские институты регулярно проводили научные экспедиции для фиксации фольклорных материалов, издавали произведения фольклора разных народов страны и на языках оригинала, и в переводе на русский язык. Решительный перелом в развитии советского эпосоведения произошел в е годы ХХ столетия, когда в оценке ряда произведений устной народной поэзии разных народов страны стало преобладать вульгарно-социологическое толкование их идейнохудожественного значения. Культурная общественность Советского Союза, ведущие ученые исследователи литературы и фольклора народов СССР (академики В.В. Виноградов, В.М. Жирмунский, И.А. Орбели, М.Ф. Рыльский, А.П. Окладников, доктора наук В.М. Чичеров, В.М. Абаев, М.Я. Чиковани, Б.М. Юнусалиев, Х.Т. Зарифов и многие другие именитые ученые), поддержанные и партийным руководством страны, и Президиумом Академии наук СССР, сделали одним из главных научных направлений в стране крупномасштабное и координированное исследование эпического наследия народов СССР, аналогов которому нет в мире. Это направление включало освобождение «из зиндана» эпических памятников, подвергшихся в е годы ХХ века преследованию, и их исследователей. Начало новым подходам к изучению эпоса народов СССР положила научная конференция, организованная Президиумом Академии наук СССР, Институтом мировой литературы им. А.М. 38

47 Kırgız Kahramanlık Destanı Manas ın İkidilli Akademik Serisi Sscb Halklarının Destanları Горького АН СССР, Президиумом Киргизского филиала АН СССР в июне года в столице Киргизской Республики городе Фрунзе (ныне Бишкек), посвященная великому созданию гения киргизского народа эпосу «Манас». После этой конференции в , , , годах были проведены конференции, посвященные эпосу славянских народов, «Алпамышу», нартскому эпосу народов Кавказа и что самое главное Президиумом Академии наук СССР на Институт мировой литературы была возложена задача координации «исследования фольклора народов Советского Союза с учетом того, что изучение русского фольклора должно быть сосредоточено главным образом в ИРЛИ АН СССР (Пушкинский дом» [Петросян ]). В году Редакционно-издательский совет АН СССР утвердил двуязычную академическую серию «Эпос народов СССР». На республиканские институты возлагалась подготовка томов эпоса, на Институт мировой литературы научная и научно-координационная работа, на главную редакцию восточной литературы издательства «Наука» выпуск томов в свет. Это решение не только подводило итог многолетней борьбы советских фольклористов за возвращение в мировой эпический фонд ряда эпических памятников народов СССР и их исследователей, но и на многие годы определило пути развития многонациональной советской фольклористики. Более того работа исследователей эпоса разных народов нашей страны над подготовкой и публикацией томов двуязычной академической серии «Эпос народов СССР», приобретшая невиданный размах во второй половине ХХ века, во многом определила не только пути развития многонациональной советской фольклористики, но и оказала существенное влияние на развитие эпосоведения во всем мире. И прежде всего потому, что в научный оборот было введено значительное число замечательных эпических памятников, подготовленных на самом современном уровне и представляющих богатейшие эпические традиции целого ряда народов нашей страны. 39

48 ALLA I. ALIEVA Программа издания томов в двуязычной академической серии «Эпос народов СССР» была составлена так, чтобы с максимальной полнотой представить все богатство и разнообразие эпического наследия народов нашей страны. Она включала выдающиеся эпические памятники, представлявшие эпическую традицию всех народов страны. С особенной полнотой в серии представлен эпос тюркоязычных народов Средней Азии, Казахстана, Поволжья и Южной Сибири. В серии «Эпос народов СССР» были опубликованы памятники узбекского народного эпоса («Алпамыш. Узбекский народный героический эпос», ), «Рустамхан. Узбекский героико-романический эпос», ), казахского («Кобланды-батыр. Казахский героический эпос», ); «Козы- Корпеш и Баян-Сулу. Кыз-Жыбек. Казахский романический эпос», ), туркменского («Хурлукта и Хелера. Саят и Хемра. Туркменский романический эпос, ); «Гёр-оглы. Туркменский героический эпос, ), башкирского («Башкирский народный эпос, ); алтайского («Алтайский героический эпос «Маадай-Кара», ); якутского («Строптивый Кулун Кулустуур», ); хакасского («Алтын-Арыг. Хакасский героический эпос», ). Самое значительное место в двуязычной академической серии и не только по объему (4 тома, страниц) занимает киргизский героический эпос «Манас». Выше уже было сказано, что решение судеб этого эпического памятника в году во многом определило пути развития советского эпосоведения во второй половине ХХ века. Но главное это исключительные особенности этого уникального памятника. В эпическом творчестве киргизов, где эпический жанр получил значительное развитие (здесь представлены и лиро-эпические поэмы «Коджоджаш», «Олджобой и Кишимджан», «Кедейкан» и др., и «малый» эпос героические поэмы «Курманбек», «Эр-Табылды», «Эр-Тештюк», «Джаным-Мырза» и др.), грандиозная эпопея о трех поколениях богатырей Манасе, его сыне Сейтеке и внуке Семетее (около полумиллиона строк) занимает центральное место. «Манас» превосходит по объему все мировые эпосы в 20 раз «Илиаду» и «Одиссею», в 5 раз «Шахнамэ», в 2,5 раза индийский «Махабхарата». Но трилогию о Манасе отличает не только уникальный 40

49 Kırgız Kahramanlık Destanı Manas ın İkidilli Akademik Serisi Sscb Halklarının Destanları объем, но и сложный сюжетный состав, многоплановость повествования, разветвленная образная система, стихотворная (от начала до конца) форма. В этом эпическом памятнике получили высокое художественное воплощение многовековая и многотрудная история киргизского народа, его мифология и религиозные верования, быт и нравы, этические и эстетические представления. Именно исключительный характер и художественные достоинства «Манаса» вызывали к нему необыкновенный интерес и постоянное внимание на протяжении последних полутора столетий. В его собирании, публикации и исследовании принимали самое активное участие выдающиеся представители отечественной науки второй половины ХIХ ХХ вв. академики В.В. Радлов, В.В. Бартольд, Ф.Е. Корш, В.М. Жирмунский, М.О. Ауэзов, К.К. Юдахин, казахские ученые прежде всего Ч.Ч. Валиханов, киргизские фольклористы, сформировавшиеся в годы советской власти И. Абдырахманов, К. Рахматуллин, Б.М. Юнусалиев, С.М. Мусаев и многие другие, а также зарубежные исследователи Н.М. and u N.K. Chadwick [Chadwick H.M. & N.K., ], C.M. Bowra [Bowra, ], K. Reichl [Reichl K., ] и особенно A.T. Hatto [Hatto A.T., , a, , , a, , , и др.]. Работы последнего получили высокую оценку киргизских фольклористов [Ботояров, ]. История записи и публикаций «Манаса» началась в году, особенно активно эта работа велась, начиная с х годов ХХ века. С тех пор от разных киргизских сказителей-манасчи записано более 4 миллионов строк сказаний трилогии о Манасе, Семетее и Сейтеке; запись эпоса продолжается и в наши дни. В рукописных фондах Института языка и литературы Республики Кыргызстан хранятся все материалы по эпосу «Манас», собранные в ХХ веке на территории Киргизии. Среди них центральное место занимают варианты Сагымбая Орозбакова (по причине его болезни и ранней смерти от него была зафиксирована только первая часть трилогии «Манас») и Саяки-бая Каралаева от него записана вся трилогия. Варианты этих двух исполнителей «Манаса» манасчи общепризнанно считаются классическими. Здесь же хранятся записи «Манаса» и от других крупных сказителей Тоголока Молдо 41

50 ALLA I. ALIEVA (Байымбет Абдырахманов), Молдобасана Мусулманкулова, Шапака Ырысмендиева, Багыша Сазанова, Ибрагима Абдырахманова, Мамбета Чекморова, не всегда отличающиеся такой глубокой и высокохудожественной разработкой всех сюжетов, эпизодов и образов, как варианты Орозбакова и Каралаева. Все эти записи и стали основой для различных изданий эпоса «Манас». К сожалению, при подготовке издания эпоса «Манас» в академической серии «Эпос народов СССР» никак не учитывались (и даже не упоминаются) версии этого эпоса, бытующие у киргизов, проживающих в Китае, в Синьцзяне. Между тем синьцзянские киргизские исполнители «Манаса» манасчи и сегодня не только исполняют, но и «развивают» эпопею об этом богатыре они создали сказания уже о семи поколениях богатырей из рода «Манаса». Во время поездки в Китай в г. мне довелось слушать исполнение «Манаса» одним из таких сказителей. Начиная с г., предпринимались многократные попытки опубликовать «Манас» полностью, но именно уникально огромный объем эпоса и не позволял это сделать без ущерба для воссоздания его во всей аутентичности. Свидетельство тому десять книг «Серии Манаса», изданных в гг. на киргизском языке. В этом издании, как свидетельствует один из ведущих современных киргизских исследователей «Манаса» проф. С.М. Мусаев, нарушена сюжетная канва повествования, допущены перестановка эпизодов, замена оригинала в стихах кратким прозаическим пересказом, неточности в передаче отдельных важных деталей, стилистическая правка эпического текста, исключения разных по форме, но одинаковых по смыслу слов [Мусаев С ]. Сходных принципов придерживались и создатели сводного варианта «Манаса», изданного в четырех томах на киргизском языке в гг. Крупнейший киргизский исследователь «Манаса» проф. Б.М. Юнусалиев подробно описал, как готовилось это издание, где «смонтированы» отрывки из вариантов, записанных от С. Каралаева, С. Оразбакова, М. Мусулманкулова, Б. Сазанова [Юнусалиев, С ]. Но, как свидетельствует Б.М. Юнусалиев, составителями 42

51 Kırgız Kahramanlık Destanı Manas ın İkidilli Akademik Serisi Sscb Halklarının Destanları этого свода приходилось решать и идеологические задачи: «Для сводного сокращенного варианта были выбраны наиболее удачные в идеологическом и художественном отношениях песни Отобранные эпизоды были усилены отрывками из других вариантов, более отработанными и художественными, сходными по стилю и содержанию. Сокращены были повторения Почти все варианты первого цикла, при сохранении народной основы со всеми ее историческими, этнографическими, мифологическими, географическими элементами, оказываются сильно засоренными различного рода идеологическими наслоениями» [Юнусалиев, С. ]. В дальнейшем киргизские фольклористы отказались от создания сводных текстов эпоса. В гг. на киргизском языке был опубликован вариант С. Орозбакова в четырех томах и в гг. вариант С. Каралаева в пяти томах. Естественно, что и в данном случае невозможно было воспроизвести все сказания, записанные от выдающихся манасчи: содержание эпизодов, которые не вошли в основной корпус текстов, было кратко изложено. Благодаря этому читатель может составить достаточно цельное представление о сюжетном составе вариантов двух выдающихся сказителей «Манаса». Опыт, обретенный киргизскими фольклористами при составлении всех названных (и многих неназванных здесь публикаций «Манаса») был учтен при подготовке издания этого эпоса в академической серии. В гг. были опубликованы четыре тома, в которых представлены все этапы эпической «биографии» Манаса от рождения до смерти в записи от С. Орозбакова [«Манас», , кн. 1 4], от которого, как говорилось выше, был записан только первый цикл, о Манасе. Текст эпоса на киргизском языке был подготовлен к печати учеными сектора манасоведения, созданного в г. в Институте языка и литературы АН Киргизии, уже участвовавшими в подготовке ряда изданий эпоса на киргизском языке. Это проф. Б.М. Юнусалиев (руководитель проекта), С.М. Мусаев, К.К. Кырбашев, Ж. Мусаева, Р. Сарыпбеков, О. Сооронов, А. Абдылдаев, Р. Кыдырбаева, 43

52 ALLA I. ALIEVA А. Джайнакова, С. Бегалиев, М. Мамыров, А. Усенбаев. Обратимся к составу этого издания. Текст «Манаса», исполненный С. Орозбаковым, составляет тысяч стихотворных строк и складывается из следующих циклов: I. Рождение и детство Манаса. Первые столкновения юноши Манаса с врагами. Избрание Манаса ханом. II. Битва Манаса и богатыря катаганцев Кошоя против врагов. III. Поход Манаса на Алатооо для освобождения земель своих предков. IV. Перекочевка киргизов во главе с Манасом с Алтая на Ала- Тоо. Победа над Алооке-ханом, битва и победа над Шооруком. V. История Алмабета сподвижника Манаса. VI. Женитьба Манаса на Каныкей. VII. Заговор родственников Манаса Кёзкаманов. VIII. Поминки по Кёкётею одному из старших соратников Манаса. IХ. Большой поход Манаса на Бейджин. Х. Малый поход Манаса против Конурбая. Смерть Манаса. Перед составителями издания стояла сложная задача: при ограниченном объеме издания, включающего и текст на киргизском языке, и его русский перевод, и обширный научный аппарат, дать читателю возможность составить максимально полное и точное представление о содержании варианта эпоса, исполненного одним из лучших манасчи. Было решено воспроизвести всю сюжетную канву эпоса в исполнении Орозбакова, поместив наиболее значительные эпизоды в основном корпусе текстов, а остальные охарактеризовать в комментариях (на уровне сюжетов, эпизодов, мотивов). В первый том полностью вошел первый цикл, повествующий о рождении Манаса, его детстве, первых столкновениях с врагами и избрании его ханом. Здесь же в разделе «Приложения» помещена статья С.М. Мусаева «Киргизский народный эпос Манас», где воссоздана 44

53 Kırgız Kahramanlık Destanı Manas ın İkidilli Akademik Serisi Sscb Halklarının Destanları историография этого эпоса, освещаются проблемы его генезиса и формирования, характеризуется творчество его создателей и исполнителей манасчи, сюжетный состав, образная система и поэтика. Самостоятельный интерес представляет раздел «Обзор записей вариантов эпоса «Манас» (авторы Мирбадалева А.С., Кидайш- Покровская Н.В., Мусаев С.М.) [«Манас», , кн Кн. 1. С ]. Он включает перечень всех записей трилогии о Манасе, хранящихся в рукописных фондах киргизского Института языка и литературы. В описании каждой записи приводятся максимально полные сведения об исполнителе сказания и записавшем его, о месте и времени фиксации, о характере рукописи и ее объеме. Особенно ценным в этом разделе представляется подробное изложение и анализ сюжетной канвы вариантов С. Орозбакова и С. Каралаева. Это позволило авторам, с одной стороны, выявить общие принципы объединения в одну сюжетную линию эпизодов, состоящих из однотипных мотивов и сюжетов, а с другой проследить расхождения в развитии основной сюжетной линии этих вариантов и выявить различия в трактовке многих сюжетов, мотивов, эпизодов, традиционных для этого эпоса. При обзоре всех остальных вариантов «Манаса» подробно перечисляются составляющие их сюжеты, мотивы, эпизоды. Таким образом, читатель уже первого тома «Манаса» может составить довольно полное представление об ареале бытования этого эпоса в нем приводятся места фиксации всех текстов, записанных на протяжении второй половины ХХ века. В статье «Напевы Манаса» известный музыковед В.С. Виноградов характеризует наблюдения своих предшественников (академика В.В. Радлова, П. Фалева, А.В. Затаевича, В. Кривоносова, В. Беляева) над самобытной манерой исполнения «Манаса» и предлагает свое объяснение и характеристику всего многообразия и богатства музыкальной интерпретации этого эпоса, прослеживает значительные изменения, которые происходят в манере его исполнения в наши дни. Статью сопровождают нотные приложения записей эпоса в исполнении С. Каралаева. В комментариях дается объяснение специфических выражений, 45

54 ALLA I. ALIEVA в которых воплотилась этноспецифика художественного мышления киргизов, своеобразная образность киргизского эпоса, во многом идущая от архаических фольклорных традиций, выражения, характеризующие исторические, этнографические, бытовые реалии. В словаре содержится объяснение имен собственных, этнонимов, эпиномов, гидронимов. Первый том ключевой ко всему изданию: по такой же схеме подготовлены тома II, III, IV. Для второй книги составителями отобраны основные традиционные сюжеты, определяющие сюжетную линию эпоса «Поход Манаса на Ала-Тоо для освобождения земель своих предков». «Перекочевка киргизов во главе с Манасом с Алтая на Ала-Тоо», «Женитьба Манаса на Каныкей», части циклов о соратниках Манаса Алмамбете и Кошое. Эпизоды из этих сюжетов, не вошедшие в основной корпус, кратко характеризуются в комментариях (с необходимыми ссылками на архивные данные). В третьем томе в основном корпусе текстов опубликован один из самых значительных в эпосе «Манас» и по содержанию, и по художественным достоинствам эпизод «Поминки по Кёкётею»; сюжетный состав предшествующего ему эпизода «Заговор родственников Манаса Кёзкаманов» кратко охарактеризован в комментарии. В четвертом томе помещен также один из главных эпизодов эпопеи о Манасе «Большой поход» о борьбе Манаса и его сподвижников с кытаями и калмаками, о походе на Бейджин, о победе дружины Манаса, его ранении и смерти. В силу того, что эпизод «Большой поход» записывался от тяжело больного манасчи С. Орозбакова, сюжет здесь «изложен непоследовательно, сбивчиво, порою со смешением действий героев, что явилось следствием провалов в памяти тяжело больного сказителя. Поэтому фабулу концовки эпизода пришлось подробно изложить в комментарии» [Манас. Киргизский героический эпос. Кн. 4. С. ]. Составители издания первоначально планировали представить эти эпизоды записями от другого манасчи Саякбая Киралаева, но при 46

55 Kırgız Kahramanlık Destanı Manas ın İkidilli Akademik Serisi Sscb Halklarının Destanları подготовке четвертого тома приняли более правильное решение как и в первых трех книгах, привести в комментариях перечень пропущенных мест и назвать сюжеты и эпизоды, входящие в концовку эпизода «Большой поход». Таким образом, в четырех книгах киргизского героического эпоса «Манас», изданного в академической серии, впервые представлен на языке оригинала и в русском переводе от начала до конца вариант С. Орозбакова, исполнившего весь цикл сказаний о главном герое этого эпоса Манасе, частично в основном тексте, большей частью в комментариях: из тысяч строк Орозбаковского варианта в четырех книгах напечатана почти четверть строк. Необходимость искать наиболее «безболезненный» путь адекватного представления варианта С. Орозбакова в серии была ясна составителям с самого начала работы: «Огромный объем Манаса не позволяет издать его целиком. Это и вынуждает составителей при подготовке эпоса к печати производить значительные сокращения текста. Само собой разумеется, сокращения не должны нарушать идейно-художественной целостности эпоса. Необходимо сохранить традиционную сюжетику древнего памятника, отсекая не только поздние привнесения, но и многочисленные повторения, обусловленные устным бытованием эпоса и многодневным его исполнением перед аудиторией. Сокращая тот или иной отрывок эпизода, мы стремились исключить такие места в тексте, без которых не прерывается сюжетная линия повествования. Кроме того, мы стремились к тому, чтобы сокращение в одном эпизоде не повлияло на другие эпизоды [Мусаев, С ]. Это свидетельство одного из составителей томов «Манаса» для издания в серии чрезвычайно важно. Как явствует из его слов, отсекались не только «многочисленные повторения», но и «поздние привнесения» в текст эпоса. А что именно составители считали «поздними привнесениями»? К сожалению, ни в одном из томов «Манаса» в академической серии не сформулированы принципы исключения тех или иных частей эпоса, т.е. не обозначена мера и степень вмешательства составителей в публикуемый текст, что не позволяет составить достаточно четкое 47

56 ALLA I. ALIEVA представление о том, насколько точно воспроизведен текст С. Орозбакова. Читателю было бы полезно знать, за счет чего произошло такое сокращение текста только за счет исключения целых сюжетов, мотивов, эпизодов, или производились купюры и внутри публикуемых частей? К сожалению, в тексте эпоса «изъятия» никак не обозначены. Однако даже это не снижает высокой оценки издания эпоса «Манас» в академической серии. Прежде всего, это первый не сводный текст, представляющий один из лучших вариантов первой части трилогии о Манасе. Киргизский текст и научный аппарат к нему подготовлены с учетом состояния советского языкознания и фольклористики, каким оно было к началу х годов началу издания этого памятника. Четырехтомное издание киргизского героического эпоса «Манас» по праву занимает достойное место в истории двуязычной академической серии «Эпос народов СССР». БЛАГОДАРНОСТИ Статья подготовлена в рамках проекта РФФИ «История российского академического кавказоведения в очерках и биографиях». LITERATURE BOTOJAROV K. () Anglijskoje izdanije eposa Manas (Tekstologicheskije aspekty) // Folklor. Poetyka i tradicija. M.: Nauka, S BOTOJAROV K. () English edition of the epic "Manas" (Textual aspects) // Folklore. Poetry and tradition. M.: Science, P MANAS. M.: Gl. red. vost. lit-ry, Kn MANAS. M.: Chief ed. of east. lit Book MANAS Kirgizskij geroicheskij epos. Sost. i podgot. teksta A.S. Sadykov i dr. Per. Mirdabaleevoj i dr. Redkol. A.S. Sadykov i dr. M.: Gl. red. vost. lit-ry,. Kn s. MANAS. () Kyrgyz heroic epic. Comp. a. prep. of text B.M. Unusaliev a. other. Transl. A.S. Mirbadaleeva a.o. Eitorial board A.S. Sadykov a.o. M.: Ch. ed. of east. liter., Book s. MANAS. () Kirgizskij geroicheskij epos. Tekst podg. B.M. Unusalijev i dr. Per. i komm. A.S. Mirbadaleevoj i dr. Redkol. A. Sadykov i dr. M.: Gl. red. vost. lit-ry, Kn s. 48

57 Kırgız Kahramanlık Destanı Manas ın İkidilli Akademik Serisi Sscb Halklarının Destanları MANAS. () Kyrgyz heroic epic. Prep. of text B.M. Unusalijev a.o. Transl. a. comment A.S. Mirbadaleeva a.o. Eitorial board A.S. Sadykov a.o. M.: Ch. ed. of east. liter. Book s. MANAS. () Kirgizskij geroicheskij epos. Sost. i podgot. teksta B.M. Unusalieva i dr. Per. A.S. Mirbadaleevoj i dr. Komm. i pojasn. slovar A.S. Mirbadaleevoj i dr. M.: Nasledije, Kn s. MANAS. () Kyrgyz heroic epic. Comp. a. prep. of text B.M. Unusaliev a.o. Transl. A.S. Mirbadaleeva a.o. M.: Heritage, Book s. MANAS. () Kirgizskij geroicheskij epos. Sost. i podgot. teksta B.M. Unusalijeva i dr. Per. A.S. Mirbadaleevoj i dr. Redkol. A.A. Akmatalijev i dr. M.: Nasledije, s. MANAS. Kyrgyz heroic epic. Comp. a. prep. of text B.M. Unusaliev a.o. Transl. A.S. Mirbadaleeva a.o. Edit. board A.A. Akmataliev a.o. M.: Heritage, s. MUSAJEV S.M. () Problemy nauchnoj publikaciji tekstov Manasa // Folklor. Izdanije eposa. M.: S MUSAJEV S.M. () Problems of scientific publication of Manas s texts // Folklore. Publication of epos. M.,. S PETROSJAN A.A. () Izuchenije problem natsionalnoj literatury i fol klora narodov SSSR. // Izvestija AN SSSR. Otdelenije literatury i jazyka. M.: Izd-vo AN SSSR, T. XVIII. Is. 2. S PETROSJAN A.A. The investigation of national literature s and folklore problems of people in USSR // News of Academy of Sciences of SSSR. The branch of literature and language. M.: Publish. house of Acad. of science SSSR, V. XVIII. Is. 2. S UNUSALIEV B.M. () Ob opyte sozdanija svodnogo varianta eposa Manas // Voprosy izuchenija eposa narodov SSSR. Kirgizskij geroicheskij epos Manas. M.: Izd. AN SSSR, S UNUSALIEV B.M. () About the experience of creation of summary variant of the epos "Manas" // Questions of study the USSR people s epic. Kyrgyz heroic epic "Manas". M.: Publ. house of AN SSSR, S BOWRA C.M. () Heroic poetry. London, CHADWICK H.M. & CHADWICK N.K. () The Growth of Literature. Cambridge, Vol. III. HATTO A.T. Almambet, Er Kökçö and Ak Erkeš () An Episode from the Kirgiz heroic cycle of Manas // Central Asiatic Journal. Wiesbaden, XIII. HATTO A.T. () The Birth of Manas. A confrontation of two branches of heroic epic poetry in Kirgiz // Asia Maior. London, Vol. XIV. Part 2. HATTO A.T. () The Kirgiz original of Kökötay found // Bull of the Oriental and African Studies University of London Vol. P. 2. HATTO A.T. () Köz-Kaman // Central Asiatic Journal Part I (XIV); Part II (XV). 49

58 ALLA I. ALIEVA HATTO A.T. () Semetéy // Asia Major Part I (XVIII); Part II (XIX). HATTO A. () The memorial feast for Kökötöydün aši). A Kirgiz Epic poem. Edited for first time from a photocopy of the unique manuscript with translation and commentary by A.T. Hatto. Oxford University Press. London, Proben der Volksliteratur der Türkischen Stämme Süd-Sibiriens und Übersetzt von Dr. V. Radloff. Spb., T. 1. REICHL K. () Turkic oral epic poetry. Traditions, Forms, Poetic, Structure. New-York London,

59 Kırgız Kahramanlık Destanı Manas ın İkidilli Akademik Serisi Sscb Halklarının Destanları ЛИТЕРАТУРА Ботояров К. Английское издание эпоса «Манас» (Текстологические аспекты) // Фольклор. Поэтика и традиция. М.: Наука, С Манас. М.: Гл. ред. вост. лит-ры, Кн Манас. Киргизский героический эпос. Сост. и подг. текста А.С. Садыков и др. Пер. А.С. Мирбадалевой и др. Редколл. А.С. Садыков и др. М.: Гл. ред. вост. лит-ры, Кн с. Манас. Киргизский героический эпос. Текст. подг. Б.М. Юнусалиев и др. Пер. и комм. А.С. Мирбадалевой и др. Редколл. А. Садыков и др. М.: Гл. ред. вост. лит-ры, Кн с. Манас. Киргизский героический эпос. Сост. и подг. текста Б.М. Юнусалиева и др. Пер. А.С. Мирбадалевой и др. Комм. и поясн. словарь А.С. Мирбадалевой и др. М.: Наследие, Кн с. Манас. Киргизский героический эпос. Сост. и подг. текста Б.М. Юнусалиева и др. Пер. А.С. Мирбадалевой и др. Редколл. А.А. Акматалиев и др. М.: Наследие, с. Мусаев С.М. Проблемы научной публикации текстов «Манаса» // Фольклор. Издание эпоса. М., С Петросян А.А. Изучение проблем национальной литературы и фольклора народов СССР // Известия АН СССР. Отделение литературы и языка. М.: Изд-во АН СССР, Т. ХVIII. Вып. 2. С Юнусалиев Б.М. Об опыте создания сводного варианта эпоса «Манас» // Вопросы изучения эпоса народов СССР. Киргизский героический эпос «Манас». М.: Изд-во АН СССР, С Bowra C.M. Heroic poetry. London, Chadwick H.M. & Chadwick N.K. The Growth of Literature. Cambridge, Vol. III. Hatto A.T. Almambet, Er Kökçö and Ak Erkeš. An Episode from the Kirgiz heroic cycle of Manas // Central Asiatic Journal. Wiesbaden, XIII. Hatto A.T. The Birth of Manas. A confrontation of two branches of heroic epic poetry in Kirgiz // Asia Maior. London, Vol. XIV. Part 2. Hatto A.T. The Kirgiz original of Kökötay found // Bull of the Oriental and African Studies University of London Vol. P. 2. Hatto A.T. Köz-Kaman // Central Asiatic Journal Part I (XIV); Part II (XV). Hatto A.T. Semetéy // Asia Major Part I (XVIII); Part II (XIX). 51

60 ALLA I. ALIEVA Hatto A. The memorial feast for Kökötöydün aši). A Kirgiz Epic poem. Edited for first time from a photocopy of the unique manuscript with translation and commentary by A.T. Hatto. Oxford University Press. London, Proben der Volksliteratur der Türkischen Stämme Süd-Sibiriens und Übersetzt von Dr. V. Radloff. Spb., T. 1. Reichl K. Turkic oral epic poetry. Traditions, Forms, Poetic, Structure. New-York London, УДК, Киргизский героический эпос «Манас» в двуязычной академической серии «Эпос народов СССР». 52

61 Balıkçı, Ş. (). Şahmeran Efsanesi ve Yılan Tılsımlarının Psikanalitik Açıdan Değerlendirilmesi. Uluslararası Folklor Akademi Dergisi. Cilt:1, Sayı:1, Makale Bilgisi / Article Info Geliş / Recieved: Kabul / Accepted: Araştırma Makalesi/Research Article ŞAHMERAN EFSANESİ VE YILAN TILSIMLARININ PSİKANALİTİK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ * Şakire BALIKÇI ** Öz Anadolu da uzun yıllardır halk arasında yaşayan Şahmeran Efsanesinde amansız bir hastalığa yakalanan kralın derdinin dermanı yalnızca Şahmeran ın etinin kaynatılarak yenmesidir. Şahmeran ın âşık olduğu genci tuzağa düşürerek kral ın isteğini yerine getirmek için harekete geçen vezirin amacı ise bambaşkadır. O Şahmeranın etini yiyip dünyanın bütün sırlarına hâkim olmak istemektedir. Fakat ne kral ne de vezir amacına ulaşamaz. Şahmeran ın şifalı kısmı olan başı yerine zehirli kısmı olan kuyruğunu yiyen vezir ölür ve layığını bulur. Şahmeranın başını ısıran Tahmasb ise dünyanın tüm sırlarına hâkim lokman hekim olarak bir başka efsane kahramanına dönüşür. Burada dünyanın bütün sırlarına hâkim bir varlığın sırlarına erme çabası insanoğlunun ölümsüzlük ab-ı hayat suyunu bulma saplantısını hatırlatmaktadır. Bu çalışmada Şahmeran Efsanesi ve yılan tılsımlarının yukarıda bir örneği verilen psikanalitik açıdan değerlendirilmesi yapılacak ve yılanın mitik düşüncedeki yeri üzerinde durulacaktır. Çalışma Anadolu nun çeşitli yerlerinden ve çoğunlukla araştırmacının ikamet ettiği şehir olan Mardin yöresinden derleme yöntemiyle elde edilen Şahmeran efsaneleri ve yılan tılsımları temel alınarak hazırlanmıştır.. Anahtar Kelimeler: Şahmeran, Psikanalik, Yılan, Tılsım, Anadolu * Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen I. Uluslararası Kültür ve Medeniyet Kongresinde kısa bir özeti sunulan bu çalışma Mardin Şahmeran ve Yılan Tılsımlarının Psikanalitik Açıdan Değerlendirilmesi adlı bildirinin genişletilmiş halidir. ** Dr. Öğr. Üyesi, Mardin Artuklu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. 53

62 ŞAKİRE BALIKÇI CONSIDERATION OF ŞAHMERAN LEGEND AND THE SNAKE TALISMANS FROM THE VIEW OF PSYCNOANALYTIC Abstract King s remedy of trouble, who is caught in a relentless disease which has been told in Anatolia for many years in Sahmeran Legend is only eating Sahmeran s meat by boiling. Vizier s aim, taking action fort o perform King s request by entraping Sahmeran s fall in love young, is completely different. He wants to dominate all mysteries of the World by eating Sahmeran s meat. But neither king nor vezier can not reach purpose. Vizier dies because of eating tail with poisonous part instead of head with curtive part and gets his deserts. Tahmasb who bite the head comes across in another legend as lokman hekim who dominate all mysteries of World. Hereby, efford of getting to the secrets of o presence which is dominate all secrets reminds the finding obsession of mankind s immortality namely abı hayat water. In this study, consideration of Sahmeran Legand and snake talismans from the view of psycoanalytic as exemplified above will be done and will focus on the place of snake in mythical tought. Study is prepared on the basis of Sahmeran Legends and snake talismans obtained with compilation method from Anatolia s various places and mostly researher s city of residence Mardin region. Keywords: Sahmeran, psycoanalytic, snake, talisman, Anatolian 54

63 Şahmeran Efsanesi ve Yılan Tılsımlarının Psikanalitik Açıdan Değerlendirilmesi Giriş Yılan kutsal anlatıların çoğunda şeytanın yardımcısı, insanoğlunun ebedi cezasının müsebbibi, yaratıcı tarafından ömür boyu sürünmeye mahkûm edilmiş bir mahlûk olarak karşımıza çıkmaktadır. Yılanın bu kötü ünü binlerce yıldır devam etmekle birlikte onun mekruhluğunun bir nişanesi olan zehri tam aksine insanlık için bir şifa kaynağı olmayı sürdürmektedir. Kısacası yılan, düalist bir yaklaşımla değerlendirilecek olursa hem düşman, hem ilaç olarak insanoğluyla kimi zaman mücadele kimi zaman ise bir ittifak içinde olmuştur. Bu mücadelenin kaynağını hem Semavi dinlerde hem de mitik anlatılarda aramak gerekmektedir. Kutsal kitaplar ele alındığında yılan Kur an da sadece Musa kıssalarının (Taha,20/40; Neml, 7/10; Kasas 28/31) anlatıldığı âyetlerde geçmekle birlikte, İslamî literatüre ait rivayetlerde Adem ve Havva nın cennetten kovulmasına sebep olan şeytana yardımcı bir hayvan olduğu ve Allah tarafından ömür boyu sürünmeye mahkûm edildiği rivayet edilir. (Bayat, ; Schmidt, 35). Yine Tevratta yılan, Adem e yardımcı olsun diye Adem in kaburga kemiklerinden yaratılan kadını kandırarak onun cennetten kovulmasına sebep olmuştur (Yaratılış:2/). Mitik anlatılarda cennetten kovulma motifine bakıldığında yılanın rolünün çok fazla değişmediği görülür. Türk mitolojisinde yılan, semavi kaynaklardaki imgesine paralel olarak yeraltı tanrısı olan Erlik ile ilişkilendirilir (Çoruhlu, ). Buna göre ilk yaratılan insanlar iki değil dokuz kişidirler. Fakat cennetten kovulma olayı bir kadın ve bir erkek arasında cereyan eder. Bu çift Törüngöy ve Ece dir. Kovulma motifinde Ece, Erlik in sözleri üzerine yasak meyvelerden birini ısırır ve kocasının da bu meyveden yemesini sağlar. Her ikisinin de yasak meyveyi yedikten sonra tüyleri dökülür, çıplak kalırlar ve cennetten kovulurlar. İnsanları yasak meyveden koruyamayan yılan ise lanetlenir (Bayat, ). Mitik anlatılara ek olarak kimi efsanelerde de yılanın insanoğlunun yaratılış serüveninde rolü olduğu görülmektedir. Bir Altay yaratılış efsanesinde tanrının dünyayı yaratmasına yardım eden şeytan Tanrıdan mükâfat olarak küçük bir çukur ister. Tanrı şeytanın iyiliğine karşılık isteğini geri çevirmez. Bunu fırsat bilen şeytan ise bu çukura yılan başta olmak üzere tüm zararlı hayvanları doldurur (Ögel, s. ). 55

64 ŞAKİRE BALIKÇI Türklerin inanç sistemlerinde önemli bir yeri olan Şamanizmde de yılanın rolüne rastlamak mümkündür. Ruhlarla iletişim kurabilme yeteneğine sahip şamanın görevini icra ederken yardımcısı kuşlardır. Şamanın kuşların dilini öğrenebilmesi için ise yılanı yemesi gerekmektedir (Eliade, ). Şamanın göğe yolculuğu sırasında kullandığı gökkuşağı da bir yılan şeklinde tasvir edilmiştir (Eliade, ). Aynı zamanda Türk kozmolojisinde yer unsurunun ve kuzeyin simgesi olan yılan, on iki hayvanlı Türk takviminin de yıl simgelerinden biridir (Çoruhlu, ). Yılan, birçok mitik anlatıda dişil bir sembol olarak ortaya çıkar. Havva nın İbrani öncesi biçimlenişinde yılanın eşi olduğu ifade edilir. Bu inanca Yunan Mitolojisinde de rastlanır. Buna göre yılan saçlı Medusa nın adı, hanım, yönetici, kraliçe anlamındadır (Campbell, ). İbrani dönemde hahamların bazıları, zaman zaman, Havva nın insan ırkını yılanla zehirlemesindeki payından söz ederler (Campbell, ). Bu yaklaşım Yezidi inancında da mevcuttur. Onlar da Havva nın soyundan yılanlar ve akreplerin zahir olduğuna inanmaktadırlar (Yalkut, 49). Sümer Mitolojisinde de aynı şekilde yılanın kadını kandırmasından ve tanrının yılanı lanetlemesinden bahsedilir (Çığ, 53). Bir başka ilginç örnek on üç kuşak ensest evlilik halkasının son temsilcisi olan Kleopatra nın kardeşiyle evlenmemek için kendini yılanlara sokturarak öldürmek istemesidir (Köse, ). Örneklerin çoğunda yılan Adem ile Havva nın ilk günahı işlemesine vesile olmuşsa da son anlatıda ensest ilişkiyi engelleyici rolde karşımıza çıkarak insanoğlunun sonsuz nefretinin bir nebze önüne geçmiştir. Yılanla ilgili mitler değerlendirildiğinde mitlerin onları yaratan toplumların ilkellik dönemindeki ruhsal bastırılmışlıklarının tezahürüdür (Ekici, vd., 76) düşüncesinden hareketle yılanın mitik dünyadaki izlerinden psikanalitik yorumuna gidilmesi mümkündür. Psikanalitik Bağlamda Şahmeran ve Yılan İnsanoğlunun aklını ve bilinçaltını hiçbir hayvan yılan kadar meşgul etmemiştir. İnsanoğlu hem yılandan nefret etmiş tüm günahlarını onun boynuna yüklemek istemiş, hem korkmuş hem de yeryüzündeki yaşamlarının kaynağı olarak ona saygı duymuştur. Psikanalitik açıdan bu durum değerlendirilecek olursa Freud un Yaratıcı Yazarlar ve Gündüz Düşleri adlı eserine bakmak gerekir. Freud, bu eserde her ne kadar yazarın bireysel yaratılarda gündüz düşlerinin ve fantezilerinin eserlerine yansıması (Cebeci, 56

65 Şahmeran Efsanesi ve Yılan Tılsımlarının Psikanalitik Açıdan Değerlendirilmesi ) üzerinde durmuşsa da kolektif yaratılarda da aynı durumdan söz etmek mümkündür. Bu bağlamda toplum gündüz düşleri ve ortak fantezilerini kolektif bilinçaltı yoluyla mitik anlatılara aktarmayı başarmıştır. Bu bağlamda Şahmeran Efsanesi ve yılan tılsımları Anadolu halkının toplumsal hafızasında ve ritüellerinde geniş bir yer tutan iki halkbilim unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Şahmeran ve yılan ile ilgili efsaneler yalnızca Anadolu sahasında değil dünyanın birçok bölgesinde geçmişten günümüze bilinmekte ve anlatılagelmektedir. Şahmeran Efsanesi hem de yılan tılsımları yerel anlatılar olmaktan çıkıp ulusal hatta evrensel kültür temellerine dayanmaktadır ve psikanalitik yorumu da buna göre yapılmalıdır. Efsanenin psikanalitik okumasına kısa bir giriş yapmak gerekir ise bir nevi yamyamlık sayılabilecek Şahmeranın yenmesi durumu ilkel kabilelerde görülen yamyamlık fenomeninin, ölen kişinin sırlarına ve ruhundan bir parçaya sahip olma (Freud, ) düşüncesinin yeni bir yorumudur. Kral şifa bulmak için, vezir ise Şahmeran ın bilgeliğine sahip olmak için onu yemeyi arzulamaktadırlar. Gizli bir mağarada yaşayan Şahmeran ın mağara, çukur (Dorson, 42) gibi dişil bir sembolün içinde yaşaması mağara kültünün mitolojik ana ve kadınların, çocukların hamisi olan Umay kültü (Bayat, 33) ile bağlantısını hatırlatmaktadır. Tüm bu ifadeler Şahmeran ın dişil bir sembolün içinde yılanların ana/atası ve Tahmasb ın âşığı rolünde karşımıza çıkışını temellendirmektedir. 1 İnsani özellikler gösteren kahramanın etinin kaynatılarak yenmek istenmesi zamanla totemciliğe (Bayat, ; Freud, ) evrilen ve insanların yenilen kişinin ilminin ve ruhunun bir parçasının kendilerinde yaşayacağına olan inançtan (Freud, ) kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu durum, ilkel kabilelerdeki yamyamlık ritüellerinin mitik temelleriyle örtüşmektedir. Tüm bunların yanı sıra insanoğlunun cennetten kovulmasına sebep olan yılan, yaratılmışların günahlarını sırtlamasıyla tüm insanlığın gölge arketipi (Jung, ) durumundadır. Efsanenin bir yerinde Tahmasb, gördükleri karşısında yaşadığı dehşeti ve şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışarak olduğu yerde kıvrılıp uyumuş 2 tur. Uykunun ölümün kardeşi olması düşüncesiyle Tahmasb ın sembolik anlamda ölüp yeni 1 Kk2 2 Kaynak kişi2 57

66 ŞAKİRE BALIKÇI bir hayata uyanışını bir çeşit erginlenme olarak düşünmek mümkündür. Efsanenin son bölümü de yılanın tıbbın ve şifanın sembolü olarak düşünülmesini açıklar niteliktedir. Efsanenin sonunda kötü kalpli vezirin Tahmasb ı zorlayarak Şahmeran ın yerini öğrenmesi üzerine kaynak kişi 2 nin aktardığı Ey sevdiğim, üzülme. Biliyorum ki sen bana kendi canın için ihanet etmedin. Sen üzülme ne olur. Şimdi size sırrımı vereceğim. Kim ki benim kuyruğumdan bir parça koparıp yerse o bütün dünyanın sırrına ve gizemine vakıf olacak. Her kim ki benim kafamdan bir parça yerse o da o anda öte dünyayı boylayacak Şahmeran daha sözlerini bitirmeden kötü kalpli vezir elinde kocaman kılıcı ile atılıp Şahmeran ın bedenini iki parçaya ayırmış. Kuyruğundan bir parça koparmış. Tahmasb da duyduğu acı ve utancın etkisi ile fırlayıp oracıkta ölmek için sevdiğinin kafasından bir parça ısırıvermiş. Kötü kalpli vezir kuyruktan kopardığı parçayı ağzına atar atmaz oracıkta can vermiş. Tahmasb a ise hiçbir şey olmamış. Şahmeran son anda yaptığı planı ile bütün bilgisinin sevdiğine geçmesine sebep olmuş. Ancak Tahmasb sevdiğini kaybetmenin acısına dayanamayarak kendisini dışarı atmış ve dağ, bayır, ülke ülke dolaşmaya başlamış. O günden sonra da Lokman Hekim efsanesi almış başını yürümüş şeklindeki bölümden anlaşılacağı üzere Lokman Hekim Efsanesi de Şahmeran efsanesine bağlanarak tıbbın doğuşunu anlatan bir etioloji mitine dönüşmüştür. Anadolu da özellikle yılan ve akrepten korunmak için yapılan bir çeşit psikolojik önlem niteliği taşıyan tılsımlar da aşağıda örnekleri verileceği üzere kırmızı renk ve kutsal mekânlarla ilişkilendirilmesi açısından insanoğlunun yılan ile ilgili bilinçaltını ortaya koyar niteliktedir. Şahmeran Efsanesinin yanı sıra derleme çalışmaları neticesinde ortaya çıkan yılan tılsımlarının varlığı da oldukça dikkat çekicidir. Tılsımların kaynağını Semavi dinlerin ortaya çıkış süreçlerinde ilkel insanların yaşam pratiklerinden kalma izlerde aramak gerekmektedir. İlkel insan her şeyden önce pratik nedenlerden ötürü doğa süreçlerini denetimi altına almaya çalışır, bunu da doğrudan doğruya ayinler ve büyü aracılığıyla yapar; bunlar aracılığıyla rüzgarı, fırtınayı, hayvanları ve bitkileri denetim altına almak ister (Malinowski, ). Bu denetimi yılan üzerinde uygulamak isteyen Anadolu halkı Mardin Ulu Camiyi ziyaret edenlere akrep ve yılanın yaklaşmaması ve akrep sokmalarına karşı özel okutulmuş şeker yenmesi; 3 3 Kaynak kişi3 58

67Burada en çok dikkat çeken unsurlar yılanın psikanalitikte şehveti temsil eden kırımızı rengi sevmemesi olarak karşımıza çıkar. Bu durumu yılanın Adem ile Havva nın günahının kendine bağlanmasına karşı bir tepkisi olarak düşünmek mümkündür. Bir diğer nokta ise kutsal mekânların ve mekânlarla ilişkili nesnelerin yılanı uzaklaştırmasıdır. Burada kutsalı ve rahmanı temsil eden mekânların yılanı rahatsız etmesi insan bilinçaltının hala yılanı şeytanla ilişkilendirmesinden kaynaklanmaktadır. Derleme metinlerinde öne çıkan yılanın soktuğu kişinin tükürüğünün şifalı olması Şahmeran Efsanesindeki gibi bize yılanın ilminin aktarılması motifini hatırlatmaktadır. Yılanın Ev İyesi Rolüyle Olumlulanması İnsanoğlunun yılandan çok korkmasına rağmen onda bir hikmet arama çabası insanlığın yılanla ittifak kurma isteği olarak yorumlamak mümkündür. Bu duruma Anadolu nun birçok bölgesinde rastlanan yılanın ev iyesi olma özelliği örnek gösterilebilir. Ev-eşik iyeleri genel anlamıyla ikiye ayrılmaktadır. Birincisi evi koruyan iyelerdir ki çeşitli adlar altında aynı işlevi yürütmektedirler. Birinci grup evin iç mekânlarında veya döşemenin altında yaşarlar diğer grup ise evin dışında olup genellikle eşikte veya bahçede yaşarlar (Bayat, ). Konuyla bağlantılı olan ev iyeleri ikinci gruptaki iyelerdir. Genelde bulundukları evin insanlarına iyilik yapan söz 4 Kaynak kişi4 5 Kaynak kişi5 6 Kaynak kişi6 7 Kaynak kişi7 8 Kaynak kişi8 59

68 ŞAKİRE BALIKÇI konusu ruhlar küstürülüp incitilirse, eve hastalık, bela, çeşitli rahatsızlık vs. geleceğine inanılır (Bayat, ). Bir çeşit ev/eşik iyesi olarak ortaya çıkan yılan Göktürk asilzadelerinin her yıl atalar mağarasına giderek onlara kurban sunmaları ve Türklerde koruyucu ata ruhlarının çok yaygın olması (Bayat, , s) ile bağlantılı olarak evin koruyucu ruhu olarak düşünülür. Şahmeran Efsanesinde kutsal ataların mağaralarda kutsanması boyut değiştirerek kutsal dişi Şahmeran ın yine kutsal bir mağarada diğer yılanların atası şekline dönüşmesine evrilmiştir. Ev iyelerinin evin temelinde yaşadığı inanışına paralel olarak yılanın yeraltında yaşaması onun ev iyesi olarak düşünülmesindeki temel nedendir. Evin bahçesinde yaşayan yılanın ev iyesi olmasından dolayı ona karşı tabular ve yasaklar geliştirilmiş bir dizi kaçınmalar uygulanmıştır. Ev iyesi olan yılana saygı duyulur, zarar verilmez, öldürülmez (Tursun, ). Yılanın ev iyesi şeklinde olumlulanmasını kaynak kişi 1 in aktardığı Mardin Savur Köyünde gerçekleşen bir olaydır bu. Olayı anlatan da olayı yaşayan Seyran Ergin in oğludur. Mahmut Ergin indir. Olay şu şekilde açıklanmıştır: Bir gün annesi Seyran Hanım köyde bahçede çalışırken bir yılanın ona yaklaştığını fark etmiş. Tabi kendisi bu olaydan çok korkmuş; fakat yılan ona hiç zarar vermiyormuş. Sadece durup onu izliyormuş. Günler geçmiş yılan tekrar onun karşısına çıkmış. Seyran Hanım bu olayı anlatmış fakat kimsenin ona inanmayacağını düşünmüş çünkü yılan insana zarar verir. Bir zaman sonra olayı anlatmış. Bir gün o uyurken yılan tekrar gelmiş ve onu izlemiş. Tam bu sırada o yılanı kayınpederi fark etmiş. O an kayınpederi eline aldığı sert bir cisimle yılanı öldürmüş. Aradan çok uzun bir zaman geçmeden ailede ölümler olmuş ve kan davası olmuştur. Ve hatta aile köyden ayrılmak zorunda kalmışlardır. Bu olayların sebebi olarak yılanın öldürülmesi ve bunun uğursuz sayılması gösterilmiştir şeklindeki hikâyede açık bir şekilde görmek mümkündür. Yılanın ev iyesi olarak düşünülmesine bir başka örnek kaynak kişi 10 un aktardığı Mardindeki eski evlerde devasa yılanlardan bahsedilir. Özellikle yaşlılar, o yılanlara dokunulmaması gerektiğini, onların zararsız olduğunu çocuklarına ve torunlarına anlatırlar. Bu yılanların duvarların içerisinde gezdiklerini de ifade ederler şeklindeki aktarımdır. Anlaşılacağı üzere yılan ev halkına zarar vermek şöyle dursun evin manevi koruyuculuğunu üstlenir niteliktedir. Ev halkından birinin evin koruyucu 60

69 Şahmeran Efsanesi ve Yılan Tılsımlarının Psikanalitik Açıdan Değerlendirilmesi ruhu olan yılanı öldürmesi sonucu evin üyelerinin başına türlü felaketler gelmiştir. Halk arasında yılanın öldürülmesinin uğursuz sayılması oldukça yaygındır. Anadolu halkı yılanı öldürmekten yılanların eşleri olduğuna olan inançtan dolayı imtina ederler. Bu eşin ev halkından intikam alacağı düşünülür. Tüm bunlara ilaveten nazarlık olarak yılan kavı taşıma 9, yılan ağzından çıkmış gibi 10 deyiminin güzel kadınlar için kullanılması yılan motifinin olumlulanmasına örnek teşkil etmektedir. Sonuç Yılan ve yılan eşlerin Semavi dinlerde ve dünya mitolojilerindeki yerleri ele alındığında yılanın Adem den çok Havva yla Tanrıdan çok şeytanla ittifak kurmuş, çoğu zaman dişil kötülüğün bir sembolü olduğu görülmüştür. Yılan tılsımlarında yılanın şehveti temsil eden kırmızı rengi sevmemesi, kutsal yerlerden uzak durması gibi durumlar bize şeytanla ittifakını hatırlatmaktadır. Yılan eş kavramı günümüz halk anlatılarında Şahmeran şeklinde yeniden üretilmiş ve efsaneleşmiştir. Efsanede her ne kadar Tahmasb adlı gençle Şahmeran ın evlilik akdini yerine getirdiği görülmüyorsa da bir ilişkiden söz etmek mümkündür. Efsanede bir mağarada karşımıza çıkan Şahmeran ın şeytanın, yılanlar için tanrıdan istediği çukurda yaşamaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Ama bu defa kötülüğün değil şifanın, güzelliğin ve bilgeliğin sembolü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumla bağlantılı olarak yılanın kötü imajının ev iyesi olması, olumlu deyim ve atasözlerine konu olması ve öldürülmesinden imtina edilmesi de Şahmeran efsanesinde olduğu gibi yılanın insanoğlunun zihnindeki olumlu yönünü temsil etmektedir. Sonuç olarak yılanı dünyevi yaşamın sembolü olarak düşünmek mümkündür. O, öte dünyadaki sonsuzluğun ve tekdüzeliğin aksine yeryüzündeki yaşam döngülerinin bir sembolüdür. İnsanoğlunun yeryüzüne gönderilmesine vesile olması da bu sebeptendir. Hiçbir şeyin sebepsiz hâsıl olmayacağı bilindiğinden yılana tarih boyunca böyle bir görev yüklenmiştir. Yılan dünyevi hayata ait her şeyin; hastalığın ve şifanın, yaşam ve ölümün ve son olarak insanoğlunun bilinçaltının bir yansımasıdır. 9 Kaynak kişi 9 10 Kaynak kişi 9 61

70 ŞAKİRE BALIKÇI KAYNAKLAR Bayat, F. (). Mitolojiye Giriş. İstanbul: Ötüken Neşriyat. Bayat, F. (). Türk Mitolojik Sistemi 1 (Ontolojik ve Epistemolojik Bağlamda Türk Mitolojisi). İstanbul: Ötüken Neşriyat. Bayat, F. (). Türk Mitolojik Sistemi 2 (Kutsal Dişi, Mitolojik Ana, Umay Paradigmasında İlkel Mitolojik Kategoriler, İyeler ve Demonoji). İstanbul: Ötüken Neşriyat. Campbell, J. (). Batı Mitolojisi, Tanrının Maskeleri. (Çev.:Kudret Emiroğlu). İstanbul: İmge Kitabevi. Cebeci, O. (). Psikanalitik Edebiyat Kuramı. İstanbul: İthaki. Çığ, İlmiye, M. (). Kur an, İncil ve Tevrat ın Sümerdeki Kökeni. İstanbul: Kaynak Yayınları. Çoruhlu, Y. (). Türk Mitolojisinin Ana Hatları. İstanbul: Kabalcı Yayınları. Dorson, R. M. (). Günümüz Folklor Kuramları. (Çev.: Selcan Girçayır). Ankara: Geleneksel Yayıncılık. Ekici, M. (). Türk Halk Edebiyatı El Kitabı. Ankara: Grafiker Yayınları. Eliade, M. (). Şamanizm.(Çev.: İsmet Birkan), Ankara: İmge Kitabevi. Freud, S. (). Uygarlığın Huzursuzluğu. (Çev.: Haluk Başaran), İstanbul: Metis Yayınları. Jung, C. G. (). Dört Arketip. (Çev.: Mehmet Bilgin Saydam), İstanbul: Metis Yayınları. Köse, N. (). Türk Halk Hikayelerinde Ensest Evliliğin İzleri. Tarih İncelemeleri Dergisi XI. İzmir: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını hikayelerindeki_funduszeue.info Erişim: Kutsal Kitap, (Tevrat, Zebur, İncil). (). İstanbul: Kitabı Mukaddes Şirketi. Küçük Tursun, F. (). Ceyhan Halk Kültürü ve Edebiyatında Yılan.Yılan Kitabı. Editör: Emine Gürsoy Naskali. İstanbul: Kitabevi. ss ru_ve_edebiyatinda_yilan_snake_in_ceyhan_folk_culture_and_folk_literature_fat magul_kucuk_tursun. Erişim: Malinowski, B. (). Büyü, Bilim ve Din. (Çev.: Saadet Özkal), İstanbul: Kabalcı. Ögel, B. (). Türk Mitolojisi I, (Kaynakları ve Açıklamaları ile Destanlar) Ankara: Türk Tarih Kurumu. Schmidt, J. (). Sophokles, König Ödipus: Das scheitern des aufklarers an der aalten religion, Aufklarung und gegenaufklarung in der europaischen literatür: Philosophie und politik von der antike bis zur gegenwart, Yalkut, (). Melek Tavus un Halkı Yezidiler. İstanbul: Metis Yayınları. 62

71Derleme Tarihi: Kaynak Kişi 10 Adı: Barış Balıkçı Yaş: 35, Doğum Yeri: Mardin. Mesleği: Öğretmen. Derleme Tarihi:

72 64 ŞAKİRE BALIKÇI

73 Çakmak, S. (). Kimlik Oluşturma Sürecinde Türk ve Moğol Ulusal Sembollerin Tarihsel İzdüşümü. Uluslararası Folklor Akademi Dergisi. Cilt:1, Sayı:1, Makale Bilgisi / Article Info Geliş / Recieved: Kabul / Accepted: Araştırma Makalesi/Research Article KİMLİK OLUŞTURMA SÜRECİNDE TÜRK VE MOĞOL ULUSAL SEMBOLLERİNİN TARİHSEL İZDÜŞÜMÜ Songül ÇAKMAK * Öz İnsanlık var olduğundan bu yana kendini bir yere bir gruba ait hissetme ve güvende olma hissiyatıyla yaşamış, bulunduğu sosyo/coğrafik yapıda yer edinmeye çalışmıştır. Bu durum kimlik oluşumunu zorunlu hale getirmiştir. Kimlik ve devlet sembolü oluşturma beraberinde bir çok sorunu da getirmiştir. Bu sorunların başında yeni anayasa düzenlemesi sonucu yeniden yapılanmanın herkes tarafından aynı şekilde kabul görmemesi, fikir ayrılığına düşülmesidir. Dolayısıyla yapılan değişiklikte halkın fikirlerinin de yer alması devlet-vatandaş yakınlaşmasında etkili ve yapıcı sonuçlar doğurmuştur. Kimlik oluşumunun sembolleşmesi sürecinde birçok düşünce ve yapı etkin rol oynamış ve sonuçta kimlik, insan varlığının yegane ifadesi olan; bayrak, mühür, marş gibi sembollerin ulusal birliğin ve beraberliğin kavrandığı, aidiyet hissinin çeşitli simgelerle ifade edildiğinin fenomenleri olarak kullanılmaya başlamıştır. Türk-Moğol devletlerinde kullanılan bu sembollerin hangi aşamalardan geçtiğiyle ilintili bu mukayeseli çalışmada, sembollerin devlet olma sürecinde neden önemli olduğu tarihsel desen yöntemi kullanılarak açıklanmıştır. Bu amaç doğrultusunda bayrak, arma, mühür, marş oluşumu irdelenerek konuyla ilgili yazılı ve görsel materyallere başvurulmuştur. Anahtar kelimeler: Kimlik oluşturma, ulusal semboller, Türk-Moğol, tarihsel izdüşüm. * Yüzüncüyıl Üniversitesi, Türk Müziği Devlet Konservatuarı, Öğretim Görevlisi VAN/Turkey. [email protected] 65

74 SONGÜL ÇAKMAK IN THE PROCESSING OF CREATING HISTORICAL PROJECTION OF SYMBOLS TURKISH AND MONGOLIAN IDENTITY Abstract Since mankind has existed, has lived with a sense of belonging to one group and feeling secure And tried to get a place in the socio/geografhic strucrure. This situation made identity formation mandatory. Creating identity and State symbols has brought with it many problems. At the beginning of these problems is the fact that the final restructuring of the new constitution is not accepted in the same way by everyone. Therefore, the inclusion of the opinions of the public in the change made in the State-Citizen rapprochment resulted in effective and constructive consequences in the process of symbolization of identity formation, many structures played an active role and as a result, identity was started to be used as the phenomenon that the symbol of nationality and co-existence, symbol of flag seal and anthem, which is the only expression of human existence, is expressed by various symbols. İn this comparative study related to which phases passed these symbols used in the Turkish-Mongolian States, it is explained why the symbols are important in the process of being a state, historical pattern method. Fort this purpose, the flag, the emblem, the seal, and the formation of the anthem were examined and the written evidence and visual materials related to the subject were consulted. Keywords: Creating identity, National symbols, Turkish-Mongol, Historical projection. 66

75 Kimlik Oluşturma Sürecinde Türk ve Moğol Ulusal Sembollerin Tarihsel İzdüşümü Giriş Semboller toplumsal ve kültürel kimliğimizin merkezinde yer alırlar. Doğadan alınma ya da insan icadı, canlı ya da cansız olabilir ve imgelerden ritüellere öykü anlatımına kadar pek çok biçim alabilirler. Bizlerin birbirimize bağlanmamıza yardımcı oldukları statü, milliyet, kültürel faaliyetler ve çok daha fazlasını yansıtan ortak şifreli bir sistem yarattıkları için yaşamsal bir işlevi yerine getirirler (Wilkinson, ). Sembollerin maddi güç haline gelmesi toplumları birleştiren ve birarada yaşamayı kolaylaştıran önemli gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Toplumlar geliştikçe, sembolizm ve sanal karışımı da sosyal kimliğin niteliklerini aktarmak üzere daha çok kullanılır olmuştur. Örneğin belirli bir kavim ya da grubu temsil eden sembollerin sergilenmesiyle kolektif kimlik işaret edilmiştir (Gibson, 13). Kollektiv kimlik, güvende hissetmenin yegane aracı olmakla birlikte bir gruba ve yere ait olmanın huzurunu da beraberinde getirmiştir. Bir ülküye ve devlete sahip olduğunu belirleyen en önemli unsur da ulus varlığını milliyetçilik birleştirmekle mümkün olmuştur. Bir ulusun, kendi varlığını "kendisi için" kılabilmesinin zorunlu koşulu, ulusal bir kurtuluş ideolojisinin ve politikasının maddi güç haline gelmesidir. Her ulusal kurtuluş mücadelesi, ulusun kendisini yeniden bulması, bir anlamda uluslaşmasının başlaması anlamına gelir. Bir ulusun kimliğinden sözedebilmenin olanağı ancak bu tamamlanma süreciyle doğabilmektedir. Ulus olmanın ortak bir özelliği de; birlikte aynı inançlar ve kutsallık etrafında yapılan ortak hareketler ve davranış biçimlerinin sistemli olarak var funduszeue.infoer devlete teslim olur, devlet de onlardan bir ulus çıkarır (Seymour, ). Bu oluşum sürecinde ulusal kimlik; hukukun ve hukukun üstünlüğüne saygının hakim olduğu, sınırları çizilmiş bir toprak parçasında hissedilen bir siyasi topluluk duygusudur. Bu anlayışa göre, tek bir siyasi irade altındaki toprak ve millet bütünlüğü, millet olmanın bir ön şartı sayılır. Milli onur, vatandaşlıktan kaynaklanır. Vatandaşlık milli topluluğu tanımlar. Dolayısıyla ulusal kültür bilincinin pekişmesi için bazı düzenlemeler yasalar yoluyla yerine getirilir. Bu düzenlemelerde ulusal kültür, belli bir coğrafyada yaşayan tüm insanların ortak maddi ve manevi değerlerini içerir. Bu durumda söz konusu semboller de, bir topluluğun, toplumsal bir varoluşun ortak özlem, beklenti 67

76 SONGÜL ÇAKMAK ve inançlarının göstergesi hâline gelir (Alp, 16). Bayrak, ulusal marş, para, davranış biçimleri, inançları, ortak tutum ve alışkanlıkları, ortak tarihleri ve ortak geçmişleri ulusal kültürü kapsar (Çobanoğlu, 33),Türkiye de ulusal kültürü yaşatmaya çalışanlar bu sürecin sonucu olarak Atatürk milliyetçiliği olarak vücut bulmuştur. Ulusal kimlik konusunda yapılan tartışmalardan biri de ulusların mı ulus-devleti inşa ettiği ya da devletlerin mi ulusları inşa ettiği yönündedir. Bu konuda birçok teori bulunmakla birlikte Türkiye de mevcut yapının devlet tarafından inşa edildiğidir. Smith e göre ethnie ler dış bir tehdit ile karşılaşınca modern ulusa dönüşür (Smith, ). Osmanlı dan cumhuriyete geçiş döneminde yaşanan toprak kayıpları bir tehdit olarak görülmüş ve bunun sonucunda yükselen bir bilinç söz konusudur. Toprak kayıpları sonucunda ayrılan toplulukların çoğunluğunun gayr-i Müslim olması sonucu Anadolu ve diğer bölgelerde kalan nüfus Müslüman ağırlıklıdır. Müslüman ethnie si Türk ulusal kimliği için belirleyici olmuştur. Örneğin Cumhuriyet erken dönemde, Osmanlı millet sistemi sonrasında, sivil-etnik milliyetçiliğin ötesinde farklı milliyetçilik türlerini tartışarak bir alternatif arayışı olarak vuku olmuştur. Dönemin siyasi, sosyal ve kültürel çerçevesini betimleyerek- Turancılık, Pan-Türkizm, Misak-ı Millî, Anadolu Milliyetçiliği gibi siyasi akımlara da kısmen atıflarla, Türkiye nin ulus inşası sürecinde ulusal kimlik, laik devlet-toplum, ulusçuluk, vatandaşlık, milliyet gibi kavramları ele alarak yeni Türkiye ulus devlet modelinin tek, homojen bir millet, tek devlet, tek dil ve siyasi aidiyet oluşturmak için izlediği politikaları uygulamaya çalışmıştıfunduszeue.infoetçilik siyasi bir gruba aidiyet bilinci olarak tarif edilmektedir. Ulus inşası ve bunun sonucu olarak ulus devlet milliyetçiliğin siyasi uygulaması, duygunun güce tercümesi dir. Milliyetçilik üzerine çalışan bilim adamları yaptıkları analizlerde sivil ve etnik milliyetçilik ikiliğini temel almayı adet edinmiştir (Özkırımlı, ). Milliyetçiliğin türleri ile ilgili farklı sınıflandırmalar da vardır: Örneğin; ilkçi, modernist, doğulu, Batılı, siyasi- kültürel, iradeci, ırkçıdışlayıcı, kapsayıcı- asimilasyoncu- entegrasyoncu, ayrılıkçı- reformcu milliyetçilikler gibi.şüphesiz milliyetçilik literatürü çok zengin ve sürekli gelişen bir sahadır ve bu kavramın, devlet, ulus, ideoloji, tarih, dünyevileşme, çok kültürlülük, bölgeselleşme, ulusüstü, çokuluslu, sosyal psikoloji, din, dil, 68

77 Kimlik Oluşturma Sürecinde Türk ve Moğol Ulusal Sembollerin Tarihsel İzdüşümü kültür, kimlik, etnik, terör, şiddet, ayrımcılık, ırkçılık ve daha birçok kavram ve konuyla karmaşık bir ilişkisi vardır. Türkiye sosyal milliyetçilik ilkesi doğrultusunda hareket etmiş, dolayısıyla ortak kökene değil ortak kültüre dayanan milliyetçiliği benimseyerek ideolojisini bu doğrultuda sürdürmüştür. Sosyal milliyetçilik, etnik ulusun üyesi olmayan herhangi birinin de bu kültürü benimseyip ulusa katılabilmesi anlamında kapsayıcıdır ( Özkırımlı, ). Moğollarla ortak kültüre dayalı bu ideolojinin dayanağını ilk büyük Türk imparatorluğunu kuran Hun ların, Orhun-Selenga ırmakları ile bu ırmakların batısındaki Ötüken ve daha aşağıda kalan Ordos yakınlarında yerleştiklerinden kaynaklandığı belirtiliyor. Bu bölge bugün Moğolistan ı ve kuzey Çin i içine alan bir bölgedir. Ulus Devlet Kapsamında Semboller Türkler ulus kavramı ve yürürlükteki amaçları ile Moğol devlet yapısına benzer yapılar sergilemişlerdir. Türk ve Moğollar zaman farkıyla da olsa benzer nedenlerle ulus-yaşam temelinde bazı düzenlemeler gerçekleştirerek özellikle devlet sembolleri hususunda önemli bir yer teşkil etmişlerdir. Ulusal sembollerin oluşum süreci ve Moğol Anayasasına uyarlanışı sürecinde devletin ve halkın görüş birliği içerisinde olduğu, ilgili makale sonucunda görülmüştür (Boldbaatar and Humphrey, 21). Yalnız ulus kavramı tarihsel açıdan dönüşümler geçirmiş ve konuyla ilgili birçok teorik yaklaşımlar geliştirilmiştir Moğol Anayasası kapsamında hükümetin, toplumsal ideoloji sembollerini meydana getirirken kamuoyu yoklaması ve halkın düşünce yapısına verdiği değerle Sosyal milliyetçilik kapsamında değerlendirilen tarihçesi kısaca şöyledir: Moğol ulusunun kararı piyasa ekonomisi ve demokrasiye doğru geçişiyle &#; nin sonu ve &#; ın başlarında yeni bir yol almak için yeni bir anayasa yazmayı gerektirdi. 17 mayıs &#;in üçüncü oturumunda, SBKH komiteden bir rapor aldı ve ön hazırlık görüşmelerine başladı. İlk başta, Devlet sembollerinin (Devletin amblemi, Devletin bayrağı, Ulusal marş.vb.) yalnızca anayasaya ile uyumlu olarak düzenlenmemesi gerektiği aynı zamanda gelecekteki Anayasa ile uyum içerisinde ortak bir kanun olarak da düzenlenmesi gerektiği düşünüldü. Ancak, çok geçmeden delegeler fikirlerini değiştirdiler ve yeni Moğol Devlet sembollerinin İkh Tsaaz (Büyük 69

78 SONGÜL ÇAKMAK yasa-anayasa) ın temelinde sunulması gerektiğini yasal bir önerge ile kabul ettiler. Ancak, sorun bu sembollerin basite indirgenmemesi gerektiği idi. Görüşmeler, Politik değişime dair fikirlerin çeşitli olduğunu ve dahası, nüfusun genç ve eğitimli olan kentsel yaşamın olduğu bölgeler arasında önceliğinin olması gerektiği gerçeğini yansıttı. Yaşlı ve kırsal bölgede yaşayan insanların herhangi bir değişikliğe karşı talepleri çok değildi. Bu nedenle, Moğol Sosyoloji Bilimler Akademisi (MAS) ve Felsefe Enstitüsü tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, tam olarak herhangi bir değişikliği isteyenlerin sayısı %29,5 iken, Moğol nüfusunun büyük bir çoğunluğu eski devlet sembollerinin korunması taraftarıydı. Yine de, halkın ilgisi hızlı bir şekilde ivme kazandı. Moğol Anayasasının (İkh Tsaaz) ilk taslağı haziran döneminden eylüle kadar medyada tartışıldı ve bu süre zarfında çocukları da içine alan 52 sıradan yurttaş tarafından oluşturulan yeni devlet sembolleri için kendine has önerilerini sundular (Devletin Büyük Khural Arşivi XH). Bu arada sanatçı ve milletvekili olan Norovragchaa, yeni kurulmuş olan devlet sembol idare komitesine aday gösterildi ve çok geçmeden sanatçılar birliğinde devlet sembollerini tasarlamak için bir yarışma düzenledi. Çeşitli temelleri olan yaklaşık sanatçı ve yaratıcı birey yarışmaya kabul edildi. Ressam Choijil&#; in kişisel teşebbüsü ve en iyi sergi örnekleri devlet sarayında yer aldı ve organize edildi. Yaz oturumu boyunca, Büyük Khural Halkı (PGKH&#; den sonra, parlamentonun alt meclisi) devlet sembollerinin konusu ile ilgili sonuçlar için den fazla öneri, talep, tavsiye, telgraf ve mektuplar aldı. İnsanların bu aktif katılımı devlet ambleminin imgesel versiyonları, bayrak, ulusal marş, mühür ve çok çeşitli standartlar ifade edildi. Bazı insanlar kişisel önerilerini PGKH ye sunmak için kırsal bölgelerden gelmişlerdi. Devlet sembolleri konusunda halkın tutumlarını öğrenmek için çeşitli sosyolojik araştırma projeleri yürütüldü. Bunlar arasında milletvekillerinin görüşlerini öğrenmek için Moğol Sosyoloji Akademi Bilimi ve Felsefe Enstütüsü araştırmacıları tarafından bir araştırma yürütüldü. Bu proje üst meclis (SBKH) tartışmalarındaki prosedürleri optimize etmeyi amaçlıyordu(boldbaatar, Humphrey, ). 70

79 Kimlik Oluşturma Sürecinde Türk ve Moğol Ulusal Sembollerin Tarihsel İzdüşümü &#;de piyasa ekonomisine geçiş yolunda ilk adımlar atılırken, ülke önemli ekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldı. &#;de yürürlüğe giren yeni anayasayla ülkenin adındaki "Halk Cumhuriyeti" sözcüğü kaldırıldı Moğol Anayasası devlet sembollerini oluşturma sürecini SSCB den ayrıldıktan sonra başlatmış, dolayısıyla bu anayasa değişikliği zorunlu ve kaçınılmaz bir durum olarak görülmektedir. Halkın eski sistemi ve sembolleri devam ettirmek istemesi, hak ve özgürlüklerini sosyalist devlet imajını devam ettirerek, sembollerdeki ideolojinin aktarılacağına duyulan derin bir algıdan kaynaklanıyor olsa gerek. Moğolistan &#;da Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile diplomatik ilişki kurması sonucunda kominist rejimi hatırlatan Halk Cumhuriyeti ibaresinin anayasa taslağında kaldırılmış, buna rağmen anayasındaki sembollerin oluşturulma sürecinde halkın her kesiminden öneri alması ve önerileri dikkate aldığını gösteren hareketlerde bulunulması halkın yeni anayasa teklifine göstereceği tepkiyi azaltmak için olduğu görülmektedir. Moğolistan Anayasa üyesi Amarsanaa: Kanunlar ve diğer hukuk kuralları insan hakları perspektifinden değerlendirilir ve insani kriter yasama faaliyetinde belirleyici olur. Çağdaş hukuk devletinin trendi bu yöndedir diyerek aslında kominist rejimin Yasama sürecinin demokratikleşmesinin bir sonucu olarak, insan hakları bir anlamda devletin ideolojisi haline geleceğini belirtir. Bazı sınırlamalar getirilmiş fakat sınırlama kriterleri ülkeler arasında farklılık göstermekle birlikte bu konuda uluslararası camianın kabul ettiği bazı ortak kriterler de bulunmaktadır. Günümüzde,uluslararası hukukta kabul gören sınırlama ölçütü demokratik bir toplumda gerekli olma kriteridir. Devlet olma sürecinde gerekli anayasal düzenlemeler halkın desteği ile sağlandığı sürece dış baskılar ve muhalif güçlerin baskısı minimal düzeyde zararsız aksiyomlar ötesine geçemeyeceği, anayasa üyeleri tarafından bilinmektedir. Benzer bir durumun Türkiye Cumhuriyeti Anayasa değişikliği sürecinde meydana geldiğini Karpat şöyle dile getirmiştir: Bir Türk milleti yetiştirmek için düzenli ve sistemli bir hareket uyguladılar. Ayrıca diğer milletler tarafından Türk milleti olarak tanınmak için de uğraştılar. Cumhuriyet elitleri; zihniyet, davranış ve felsefi bir değişimi öngören yani Osmanlıya ait olan eski dini, siyasi, sosyal, millet kurumlarının lağvedilmesiyle oluşabilecek olan modern Batı tarzı ulus devlet kimliğini benimsedi (Karpat, 33). 71

80 SONGÜL ÇAKMAK Osmanlı dan hızlı bir kopuşu sağlamaya çalıştıkları için, modernleşmeden huzur, güven ve özgürlük beklentisi içinde olan geleneksel Anadolu toplumunda bir reaksiyona neden olmuşfunduszeue.infoın dirayeti sıkı bir homojenlik yaratmış ve Türkçe reformu milli kimliğin başlıca göstergelerinden biri olarak yaygın kabul görmüştür. Türk milliyetçiliği Fransız devriminden etkilenerek-ernest Renan çizgisinde, milli kimlikte maddi öğelerden ziyade soyut, moral ve manevi öğeleri ön plana çıkaran sivil milliyetçilik unsurlarını benimsemiştir. Aynı şekilde daha sonra Alman ve İtalyan etnik milliyetçiliklerinden de etkilenerekzamana göre bu iki farklı milliyetçilik modelinin karışımına da sahip olmuştur. Cumhuriyet anayasası, Türklüğü siyasi bir vatandaşlık olarak tanımlar ve Türkçe konuşan Müslüman unsurlar etnik merkez olarak görülür. Milli bilinç etnik-kültürel motiflerle siyasal semboller güçlendirilir. Pan- Türkizm yadsınmıştır; Yeni Türk tarihinde Orta Asya kökene, Anadolu geçmişine ve İslam tarihi öncesine de yer verilmiştir. Ziya Gökalp; kapsayıcı siyasal, iradeci, tarihsel ve kültürel anlamda organik dayanışmacı bir millet şeklinde Türklüğü betimlemiştir. Sosyal devlet anlayışı kapsamında halkçılığa yönelişin ilk tohumları böylece atılmıştır. Türkiye; sivil, siyasi, sosyal dinamiklerinin yardımıyla demokratik yapısını güçlendirmek için yeni bir anayasa hazırlamıştır. Bu yeni anayasada, evrensel ve demokratik bir standardı sağlayarak,&#;de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından saltanatın kaldırılması üzerine halifeye mahsus olarak, yeşil zemin ortasında sekiz suali beyaz bir güneş içindeki saltanata mahsus bayrak kaldırılmış ve kırmızı zeminde beyaz ay yıldızı ihtiva eden sancak kabul edilmiştir. 29 Mayıs tarih ve sayılı Kanunla Türk Bayrağı nın şekli ve ölçüleri kesin bir şekilde tespit edilmiştir. 28 Temmuz tarih ve 2/ sayılı Kararnameye ilişik 45 maddelik bir tüzük (Türk Bayrağı Nizamnamesi) ile de Türk Bayrağı&#;nın kullanılışı kural altına alınmıştır. 72

81 Kimlik Oluşturma Sürecinde Türk ve Moğol Ulusal Sembollerin Tarihsel İzdüşümü Şekil 1: Osmanlı saltanat bayrağı Şekil 2: Osmanlı ihtişamını gösteren otuz ayrı sembolün yer aldığı arma 1 Türk Bayrağı ve Moğol Bayrağı Sembolik Oluşum Süreci Her ülkenin bayrağı kutsaldır ve bir anlam ifade funduszeue.infoüne kadar değişmeden gelen en eski ülke bayrağının yılından bu yana kullanılan Litvanya bayrağı olduğu sanılmaktadır. Orta doğu ve Asya gibi kıtalardaki savaşların hala devam etmesi, ülke bayraklarının renklerinde ve armalarında değişiklik yapılmasına neden olmuştur. Bazı siyaset bilimciler, tarihçiler ve sosyologlar bayrakları, belli zaman ve yere özgü kültürleri ifade eden, insan ürünü simgeler olarak kabul ederler. Başlangıçta genel olarak savaşlarda kullanılan bayrak, dostla düşmanı ayırt etmeye ve toparlanma noktalarını belirlemeye yarayan önderlik alâmetiydi; giderek devletin hakimiyetini, bağımsızlığını ve şerefini temsil eder duruma geldi (Akyol, 5/12). Genel olarak bayrak için; bir ulusun birliğini simgeleyen, belli bir topluluğun ya da bir kurtuluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimi özel olarak tasarlanmış, çoğunlukla dikdörtgen biçiminde olan ve genellikle bir göndere çekilen, bir yere asılan kumaş olarak tanımlar mevcut olmakla birlikte bayrak sözcüğünün ideolojik anlamda tanımlanması ülkelere göre farklılık arz etmektedir. Tarihi belgelerde, çok eski devirlerde kavimler ya da devletlerin, bayrak veya bayrağa benzer semboller kullandığına rastlıyoruz. Bayrağı ilk defa kimlerin kullandığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, bayrak veya 1 Osmanlı Arması sembollerin anlamları için bkz; Semboller, Günlük hayatımızı, dünyamızı değiştiren, etkileyen, belirleyen, yön veren semboller, İstanbul DHARMA Ansiklopedi Dizisi Cilt I,Editör: Halil Gökhan 73

82 SONGÜL ÇAKMAK bayrağa benzer sembolleri ilk defa Hintlilerin ya da Çinlilerin kullandığı inancı kabul görmüştür. Önceleri putları süslemek için kullanılan şeritlerin, sonradan bayrak biçiminde bu putlarınyerine aldığına inananlar da bulunmaktadır. Çin deki Çu hanedanı döneminde (İÖ y ) beyaz bayrak taşındığı; ayrıca Çin de, İS ta düşük rütbeli bir subayın, üstü durumundaki birsubay karşısında bayrağını indirmediği için cezalandırıldığı da bilinmektedir. Eski dönemlerde Çinlilerin bayraklarında kırmızı kuş, beyaz kaplan ya da mavi ejderha gibi armalar olduğu ve bu bayrakları ele geçirdikleri kentlerin surlarına hükümdar alameti için diktikleri sanılmaktadır. Hükümdarlarda bulunduğu kabul edilen bütün özellikler,gücün sembolü olan bayrağa da taşınır ve bayrak hükümdarla özdeşleştirilerek benzer bir biçimde saygı görürdü. Bu yüzden bayraklara dokunmak bile suçtu. Eski Hindistan da da bayrağa büyük önem verilirdi. Bayrak Hintliler ve Çinlilerden Birmanya, Siyam ve Güneydoğu Asya ya yayılmıştır. Savaşı konu alan bir Siyam yazısında savaş yürüyüşüne bayrak açılarak başlandığı belirtilir. Türklerin savaşçı niteliğini bayrak renginde kullandıkları kırmızı renkten aldıklarını Bahaeddin Ögel şöyle açıklamıştır: Eski Türk kaynaklarında kırmızı bayrak daha çok, kızıl bayrak diye söyleniyor. Ancak bu kızıl bayrak, yalnızca Türklerindir. Bağımsızlık, şehadet ve kan dökmenin, bir sembolüdür. Kırmızı bayrak Türklerde, bir savaş bayrağı idi. Kırmızı sözü Türkçemize, oldukça geç çağlarda, dışarıdan girmiştir. Bundan dolayı eski kaynaklarda hep, kızıl bayrak söylenişiyle geçer diye açıklamıştır (Ögel, 38). Moğol Bayrağı Bu bayrak, 5 yıl kullanılmış ve Amerika Sovyetler Birliği, Büyük Britanya, Fransa ve Çin gibi ülkelerin liderleri tarafından tanınmıştır. Bu durumun Moğolların gelişmesi için onları heveslendirdiğini göstermektedir çünkü in Temmuz başlarında Moğol lideri Moskova da Stalin ile bağımsızlık konularını tartışıp döndükten sonra başbakanlık heyetine devlet bayrağı tartışmasını sunmuştur. Bu yasa teklifi tam bağımsızlık düşünen Moğolları büyük arayışlara sürüklemiştir. 17 mayıs &#;in üçüncü oturumunda, SBKH komiteden bir rapor aldı ve ön hazırlık görüşmelerine başladı. İlk başta, Devlet sembollerinin 74

83 Kimlik Oluşturma Sürecinde Türk ve Moğol Ulusal Sembollerin Tarihsel İzdüşümü (Devletin amblemi, Devletin bayrağı, Ulusal marş.vb.) yalnızca anayasaya ile uyumlu olarak düzenlenmemesi gerektiği aynı zamanda gelecekteki Anayasa ile uyum içerisinde ortak bir kanun olarak da düzenlenmesi gerektiği düşünüldü. Ancak, çok geçmeden delegeler fikirlerini değiştirdiler ve yeni Moğol Devlet sembollerinin İkh Tsaaz (Büyük yasa-anayasa) ın temelinde sunulması gerektiğini yasal bir önerge ile kabul ettiler(boldbaatar, Humphrey, ). Kabul edilme sürecinde birçok önerge dikkate alınmış, kamuoyu düşüncesinin önemi vurgulanmış ve taslak herkesin hemfikir olacağı bir şekilde hazırlanmıştır. Bayrak, kırmızı çizgili, ülkenin sarsılmaz gücünün yanı sıra, bu inatçı ve iradeli insanların yaşamak için zor koşullarını temsil funduszeue.infoın kültürel ve siyasi düşünce tarzına uygun olan renkler ve semboller belirleyici olmuştur. Mavi çubuk, gökyüzünü ve umudu temsil ettiği için Moğolistan bayrağını süslüyordu. Sembolü "Soyombo", aynı zamanda gizli bir anlam taşıfunduszeue.info resim o alev - servet ve Moğol halkının refahını simgeleyen bir işfunduszeue.info dili, bunların her üçünde dünü, bugünü ve geleceği ile Moğolistan olduğunu söylüyor, güçlü ve müreffeh bir ülkeolduğunu Moğol Halk Cumhuriyeti sürecinde göfunduszeue.infoıca, bu ülkenin ebedi varlığı da sembolün bir parçası olan Ayın, yarısından fazlası güneş "Soyombo işareti hakkında öyle bir tasvir yapılmıştır yılından bu yana, Moğolistan bayrağı zaten modern ana hatlarını satın almıştı: iki tarafta mavi merkezi kırmızı çizgiler vardı."soyombo" zaten "doğru yerde" ve üstünde sosyalist yıldız vardı de bu yıldız kaldırılmıştır. Türk Bayrağı Mitsel düşünce yapısına göre; Ay, dişi sembolü yani annelik, duygular ve geçmişi temsil eder. Anavatan kelimesi bu simgeden türemiş funduszeue.infolik ve vakar anlamını taşıyan hilal ve yıldız yy da İslamın sembolü olarak benimsendi. Ay-yıldız İslami yaşamı düzenleyen ay takviminin de hatırlatıcısıdır. Osmanlılar zamanında da çeşitli renk ve şekillerde bayraklar kullanılmıştır. Osmanlılarda bayrak; padişahı, dolayısıyla devleti temsil ederdi. Kırmızı zemin üzerine hilal ve yıldız bulunan bayrak, Osmanlılarda İlk defa &#;de devletin resmi bayrağı olarak kabul edildi. Ancak bu bayraktaki yıldız, sekiz köşeli idi. Bu bayrak Osmanlı Devleti&#;nin resmi ve umumi sembolü olarak kullanıldı. Sultan I. Abdülmecit 75

84 SONGÜL ÇAKMAK zamanında &#;de yıldızın beş köşeli olması kararlaştırıldı ve Osmanlı bayrağının şekli kesinleşti. 2 Ay yıldız genelde İslamiyet in bir sembolü olarak görüldüğü için daha çok İslam ülkelerinin bayraklarında görülmektedir. Bayraklarda ayın hilal biçimi kullanılmıştır. Bu amblem, genelde aynı biçimde ve yönde fakat farklı renklerde kullanılmıştır. Bu gruba; Türkiye, Tunus, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti,Azerbaycan, Singapur, Cezayir, Pakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Malezya bayraklarını dâhil edebiliriz. Şekil 3: Öncesi Sosyalist Dönemde Moğolistan Bayrağı Döneminde SOYOMBO KullanılanTürk Bayrağı Şekil 4: Osmanlı Son Türk bayrağıyla ilgili bir çok tanım ve sözlü, yazılı anlatı mevcuttur. En çok bilineni Hilal, İslamiyet i; Yıldız, Türklüğü; Kırmızı, Şehit Kanlarını temsil etmektedir. 2 Bkz. 76

85

Kuznetsov P I Turetskiy Yazyk Zavershayushchiy Kurs PDF

0 оценок0% нашли этот документ полезным (0 голосов)
5K просмотров страницы

Оригинальное название

kuznetsov_p_i_turetskiy_yazyk_zavershayushchiy_funduszeue.info

Авторское право

Доступные форматы

PDF, TXT или читайте онлайн в Scribd

Поделиться этим документом

Поделиться или встроить документ

Этот документ был вам полезен?

0 оценок0% нашли этот документ полезным (0 голосов)
5K просмотров страницы

Оригинальное название:

kuznetsov_p_i_turetskiy_yazyk_zavershayushchiy_funduszeue.info

со
о
гз
GJ
ТУРЕЦКОГО
ЯЗЫ КА
^БК-9*(5Туц)
К 89

Печатается по постановлению
Издательского совета
Института стран Азии и Африки при МГУ
и Издательского Дома «Муравей»

Рецензенты
профессор Э. А. Грунина
доцент Г. П. Александров

ч Кузнецов П. И. Учебник турецкого языка. Завершающий


i курс. — М.: ИД «Муравей-Гайд», — с.

' Учебник излагает все основные сведения по фонетике турецкого языка,


вводит и закрепляет наиболее важные правила морфологии и синтакси­
са, самую употребительную лексику н фразеологию. Предназначен для
работы в аудиторных условиях, а также для лиц, желающих изучать язык
самостоятельно.

Издательский совет
ИСАА прн МГУ и ИД «Муравей»:

проф. М. С. Мейер (председатель)


проф. А. А. Вигасин
проф. А. М. Карапетьянц
В. Я. Кофман
проф. А. В. Панцов
проф. JI. А. Фридман

ISBN

© П, И. Кузнецов,
О Издательский Дом «Муравей-Гайд»,
ПРЕДИСЛОВИЕ

нием1аюно“!т 9 РС\У',еб',ИКа7>Рсщ:_0Г0я1ика яагмется прадолже-


" -гш п Т Г Г ’ ВМа"НОГ° курса. Этой книгой » .

грамматики турецкого языка Темном ИЗУЧеНие нормативного курса,


до усвоивший НС Менее’ ЧеловеК, достаточно твер-
Г ф р ^ о г и е й Т W ИВЛ»ДеЮЩИ* ВВадеНнбй в учебнике лексикой'
сочетаний и Лп ° К0Л° 00 СЛОВи окол° 1ОООустойчивых слово-

гг“-аЧ "^“
построенныхКпо v НаЧШ1ЬНЫЙ Курс’ “ ™ °raet и уроков (№№ 15—28), ,
тыре темы} слои * извеР™°и схеме: грамматическая часть (три-че-

вообразовательные^
прнипй „„ , аффтс^ы^с** ^раж невд^И^ на
; L упражнениями Ю^С ЯНеК°Т°РЫе ^вве­
закрепление
денной
стовымилексики и фразеологии и пйпИ.
общая (текстовая) часть с послетек-
стовыми Упражнениями.
чепгий гг В уучебнике ппспг^.
синике представлены также гГраммати-

лагаи,щ „йрео™ н” ™ и 1 Х Г е « Г “ еЛ
кто занимается языком без нренода^ля Г Ш> ’ - Т 0"
виду дополнить учебник фономаториатами лальне — ■
Лингнит^чГсктГтпГ,еРНЬг “ р"ант у ,е 6 »ика набирали студенты
ного университета ГИТУ иского государственного гуманитар-
Азии и Африки ГИГА д и ^ илологического отделения Института стран
ман, О. Хадарцев Е Копы ЛеЗКИНа’ ° ' СтреЛкович, М- Вуль, М. Гольд-
признательность.’ това и ДРУгие, которым автор выражает свою

3
УРОК 15{1)

ПРЕЖДЕПРОШЕДШЕЕ ВРЕМЯ
(b e lir s iz g e ç m iş z a m a n ın h ik â y e s i)

Преждепрошедшее I время образуется посредством сложного аффик­


са-mıştıf(T. e. -mış4+ i-di) и обозначает действие,совершившееся до опи­
сываемого момента в прошлом.
Можно говорить о следующих подзначениях (или оттенках значения)
этой формы: . ,
1. Ею обозначается второе из двух называемых действий, по времени
предшествующее первому.
İstasyona koşup geldi. Ne çare ki tren kalkmıştı (kalkmış idi). Он прибе­
жал на станцию. Увы, поезд (уже)ушел.
2. Внимание может фиксироваться не столько на действии (совершен­
ном до описываемого момента), сколько на его результате.
İyi giyinmişti. Он был хорошо одет (т. е. в то время, о котором ведет­
ся рассказ, находился в состоянии (уже) одетого). Форма на -miş(tir)
описывала бы состояние в момент речи: İyi giyinmiştir. Он хорошо одет
(сейчас, хотя действие— одет ься-—совершено ранее, и говорящий не
был ему свидетелем).
,, В описаниях наряду с -inişti часто употребляется также форма на
-(ı)yordu (определенный имперфект). При этом аффикс -dı (т. e. i-di) мо­
жет опускаться, но должен наличествовать в глаголе, который завершает
описание. '
Tablo bugünkü gibi gözümün önündedir. Büyük annem bir bahçe
iskemlesine oturmuş (oturmuş idi), Hüseyin namaz kılar gibi yanında diz
çökmüştü. Yavaş yavaş bir şey konuşuyorlardı (R. Nuri). Каргина, как жи­
вая, стоит у меня перед глазами. Бабушка сидела (букв, (уже) села) на
садовой скамейке, Хюсейин, словно совершая намаз,опустился рядом с
ней на колени. Они тихо о чем-то разговаривали.

4
3. Форма на -mıştı может обозначать действие, представляющееся гово­
рящему давно прошедшим.
— Babama bir şey söyleyeceğim. Karağıyı beiı kırm ıştım , otıu
söyleyeceğim.(Ö. Seyfettin). — Я должен признаться отцу. Это я (тогда)
сломал скребницу, вот об этом я (ему) скажу.
В видовом отношении давнопрошедшее I время равноценно формам
на-dı и -mış(tır): им обозначаются как однократные, так и многократные
действия.
Adamın yüzüne baktım ve hatırladım. Bu dairede onu birkaç defa
görmüştüm, bir gün konuşmuştukbile. Я взглянул ему в лицо и вспомнил. Я
его несколько раз видел в этом учреждении, однажды мы дажеразгова­
ривали.
В спряжении формы преждепрошедшего I времени нет никаких осо­
бенностей (по сравнению, в частности, с формой на -yordu — см.
урок 12).

Утвердительная форма

ben gelmiştim (gelmiş idim)


я (уже) пришел, приходил (к тому времени)
sen gelmiştin (gelmiş idin)
ты (уже) пришел, приходил (к тому времени)
о gelmişti (gelmiş idi)
он (уже) пришел, приходил (к тому времени)
biz gelmiştik (gelmiş idik)
мы (уже) пришли, приходили (к тому времени)
siz gelmiştiniz (gelmiş idiniz)
вы (уже) пришли, приходили (к тому времени)
onlar gelmişlerdi (gelmişler idi)
(gelmiştiler (gelmiş idiler))
‘они (уже) пришли, приходили (к тому времени)

Отрицательно-вопросительная форма

ben sormamış mıydım? (sormamış mı idim?)


я (еще) не'спросил, не спрашивал (тогда)?
sen sormamış mıydm? (sormamış mı idin?)
/ ты (еще) не спросил, не спрашивал (тогда)?
о sormamış mıydı? (sormamış mı idi?)
он (еще) не спросил, не спрашивал (тогда)?
5
biz sömiamış mıydık? (sormamış mı idik?)
мы (еще) не спросили, не спрашивали (тогда)?
siz sormamış mıydınız? (sormamış mı idiniz?)
вы (еще) не спросили, не спрашивали (тогда)?
onlar sormamışlar mıydı? (sormamışlar mı idi?)
(onlar sormamış mıydılar? (sormamış mı idiler?))
они (еще) не спросили, не спрашивали (тогда)?

ПРЕЖДЕПРОШЕДШЕЕ ИВРЕМЯ
( b e li r li g e ç m iş z a m a n ın h ik â y e s i)

Эта сложная временная форма, образующаяся посредством аффикса


-dıydı4/-tiydi4, (т. e. -dı/tı+ i-di), употребляется довольно редко. Ею обозна­
чаетсяранее илн когда-то совершенное действие, воспринимаемое как
отдельный, изолированный факт прошлого.
Форма на -dıydı4имеет два «конкурирующих» между собой типа спря­
жения:
I .geldimdi (gel-di-m i-di) «я приходил (тоща)», geldindi, geldiydi, geldikti
V.s.
II — geldiydim (gel-di i-di-m), geldiydin, geldiydi, geldiydik, v.s.
Отрицательно-вопросительная форма: sormadım mıydı (sor-ma-dı-m mı
i-di)? «разве я не спрашивал (тогда)?», sormadın mıydı?, sormadı mıydı?,
sormadık mıydı?, sormadınız mıydı?, sormadılar mıydı?.
ПРИМЕРЫ:
Biz buniı konuşmadık mıydı? — (Разве) мы не говорили об этом?
Konuştuktu: — Говорили.
О halde itiraz edemezsiniz. — В таком случае вы не можете возражать.
Hani akşamlan gelirim, dedindi, on beş gündür semtimize
uğramadın. (H. Edip)
— Помнишь, ты говорил «буду приходить по вечерам» и
вот уже полмесяца не появлялся у нас в квартале.

ALIŞTIRMALAR

1. Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çeviriniz:


1. Öğleden sonra metroyu gezdik. Moskova’nın meşhur metrosunu. Bu metro
hakkında az çok fikrim vardı. Fotoğraflarını da evvele^görmüştüm. (Z. Sertel)
2. Defteri Vaçfunduszeue.info\:yorulmuştu. (O. Atay) 3. İyi bir iş var— Ne? — Valinin
çocuğu için benden bir beyaz eşek istem işlerdi. Seksen liraya kadar
satabileceğiz. (Ö. Seyfettin)4. Yola öğle yemeğinden sonra çıktık. Babam çarşıya

6
gitm iş gelm iş, kahveye gitm iş gelm iş, sonunda yemeğe oturmuştuk.
(S. Kocagöz) 5. Düşünün bir kere, yüzünü ben bile unutmuşum. Hiç olmazsa
elli resmini çekmiştim. Çok değişmiş. (N. Hikmet). 6. Hani, sen ata binmeye
bayılırım (= binmeyi pek severim) demiştin. Unuttun mu? İşte Hakkı Bey
unutmamış. — A, ben ata binemem. O gün lâf olsun diye öyle bir şey
söylemiştim. (Y. Kadri) 7. Babam Andrey Petroviç Grinev gençliğinde graf
Münnich’in maiyetinde (=yanında)A/z/wef etmiş, yılında orâaâanayrılmıştı.
O zamandan beri Simbirsk’teki köyündeyayamı.? ve orada Avdotya Vasiliyevna
Yuile evlenmişti. Biz dokuz çocuktuk. Bütün erkek ve kızkardeşlerim daha
pek küçükken (= pek küçük yaşta) öldüler. (A. Puşkin. «Yüzbaşının kızı»
romanının başlangıcı) 8. Taş merdiveni koşarak indim, atımın yanına gittim. At
yiyemediği otların üstüne uzanmış, yatıyordu. 9. çitasını nereye koydun,
hanım?— Gene çocukların eline geçmesin diyesakladtydım. (İ. T.) Radko
beş dakikayı boş geçirmek istemedi Sabahtanberi hiç bir şey yememişti.
Hizmetçisini çağırdı. (Ö. Seyfettin) Dün gene Fakı Haşanın kızı buraya
gelmiş. — Geldi idi, ne olacak? (M. Yesari) Dün gece radyoyu neden
kapamadın? — Ben kapadımdı, geceyansma doğru odaya giren ağabeyim
açık bıraktı. kuyruğu (=sırasım) kim dinliyor? Ben kuyruğagirdimdi, birisi
önüme geçti. Başıma geleceği biliyordum. Kendisine söylediydim.
korkuyorum, dediydim. (O. Kemal) Vay, Nevres, nerede idin yahu?—
Dün Mısır’dan geldim. — Mısır’dan mı geldin? Sen Mısır’a mıgitmiştiri? Niçin
gittin? (funduszeue.info) Burası eski bir kontaktı. Altmış sene evvel, doksan yaştan
sonra on dört yaşında bir kızla evlenen bir ihtiyar tarafından yaptırılmıştı.
Mal sahibi bahçenin duvarlarını yapan ustaya mütemadiyen (=durmadan)
«İçerisini kargalar (=kara renkli kuşlar) bile görmesin!» demişti. (Ö. Seyfettin)
Yeryüzünde görmediğim memleket, gezmediğim yerkalmamış gibi idi. Yalnız
Sovyetler Birliğiyle Çini ziyaret etmemiştim. Bu iki memleketi görüp yakından
tanımak benim için bir ideal idi. (Z. Sertel)
2. Aşağıda sıralanan eylemlerden birini alıp Belirli geçmiş zamanın hikâyesi (= -diydi)
ve Belirsiz geçmiş zamanın hikâyesi (= -mişti)nin asıl (=olumlu), olumsuz, soru ve
olumsuz soru biçimlerine kişi ekleri getirerek sıra ile çekimlerini yapınız (çekimleyiniz):
işitmek, üşümek, korkmak, yanılmak, dökmek.

3. Üç noktanın yerine -mış, -mıştı, -dı, -dıydı, -yor, -yordu gibi biçimlerden birini
koyun, gereğinde bir kişi eki de ekleyin.
1. Evden çıkıp kenti dolaşmaya koyulduk. Arkadaşım kentimize ilk kezgel
Bu gezinti onun için çok ilginçti. 2. Yavaşça içeri girdim. Kardeşim kanapeye
otur, bir şey oku 3. Bunu bir defa Hilmi Bey Sabiha Hanımaлву/г (H. Edip)
4. Ne düşünüyorsun?— Bir gün Handan seni tarif et(=tanımla-, anlat-), onu
düşün (funduszeue.info) 5. Sokak kapısından bahçeye doğru bakındı. Herkes#//
Kendisi gitmek için geri dönüp şapkasını al, bu sırada kulağına müzik
odasından piyano seslerime/ (S. Ali) 6. Ona elbiselerimden bir şey ver. Pek
7
hafif giyin (A. Puşkin) 7. Annesine: — Kendine bir iş bulsun. Ne derdi var?
Neden bir şey yapmak isteme'? diye sordum. Esasen bu soruyu kendisine de
defarca sor 8. Yüzüme şaşkın şaşkın bakıyordu. Her halde sözlerimden bir
şey anlayama 9. Nihayet kapı açıldı, Nâzım göründü. Basit giyin Yavaş
adımlarla bize doğruyürü (Z. Sertel)

4. Aşağıdaki tümceleri Rusçadan Türkçeye çeviriniz.


1. Язаплакал, потому что говорил правду. Да, я видел его там. 2. Странно!
До вчерашнего дня ни он, ни я не понимали этого правила. 3. Как он
постарел! Впрочем, я не видел его пять лет 4. Был конецдекабря, но земля
еще не покрылась снегом. 5. Мы приехали в три десять. На перроне было
три-четыре человека. Пять минут назад поездушел. 6. Он согласился, так
как был приучен к этому с детства. 7. Почему вы ни у кого ничего не
спросили? — Мы спрашивали, но ннкто ничего не знал. funduszeue.info мы этого
тоща не делали? —Делали. — В таком случае что же вы хотите"} 9. По­
мнишь, ты говорил: «Он не делает того, что может». Оказывается, ты
ошибся. Я растерянно смотрел на его брата. Как изменила его бо­
лезнь!

ФОРМА -DIĞI ZAMAN


( - d ığ ı z a m a n b iç im i)

Сложная форма на -dığı zaman (или -dığı sırada, -dığı sıra, в старых
текстах-dığı vakit) состоит из нмени действия на-dık в сочетании с каким-
либо аффиксом принадлежности и служебного слова zaman (sıra, sırada,
vakit). Форма на-dık с аффиксом принадлежности может также стоять в
местном падеже: (-dığında1). Всеми этими формосочетаниями обознача­
ется сказуемое придаточного временного предложения. Подлежащее
такого предложения всегда ставится в основном падеже.
Перечисленные формы соответствуют по-русски словосочетанию:
союз «когда»+ та или иная форма изъявительного наклонения. Абсолют­
ное время совершения действия определяется по сказуемому главного
предложения, поэтому форма-dığı zaman (и другие) может переводиться
на русский язык не только прошедшим или настоящим, но также и буду­
щим временем. Названными формосочетаниями может обозначаться
действие завершенное или незавершенное, однократное или многократ­
ное.
Порядок слов внутри придаточного временного предложения обыч­
ный: форма -dığı zaman, как и всякое сказуемое, помещается в самом
конце придаточной конструкции, а сама эта конструкция обычно либо

1 Устаревшей являете* форма -dikta (-dik + -ta).


открывает сложное предложение, либо занимает место в его середине,
перед главным сказуемым. Возможны, однако, и случаи инверсии, тогда
придаточное временное замыкает собою предложение.

Образец спряжения глагола в форме


-dığı zaman (sırada, -dığında)

(ben) duyduğum zaman (sırada), duyduğumda


когда (я) (у)слышал, (у)слышу
(sen) duyduğun zaman (sırada), duyduğunda
когда (ты) (у)слышал, (у)слышишь
(о) duyduğu zaman (sırada), duyduğunda
когда (он) (у)слышал, (у)слышит
(biz) duyduğumuz zaman (sırada), duyduğumuzda
когда (мы) (у)слышали, (у)слышим
(siz) duyduğunuz zaman (sırada), duyduğunuzda
когда (вы) (у)слышали, (у)слышите
(onlar) duydukları zaman (sırada), duyduklarında
когда (они) (у)слышали, (у)слышат

ПРИМЕРЫ: (Ben) odaya girdiğim zaman (,girdiğim sıra(da), girdiğimde)


kardeşim uyumuştu (uyuyordu).
— Когда я вошел в комнату, мой брат уже заснул (спал).
Bana uğradığında (uğradığın zaman) sana o kitabı gösteririm.
— Когда ты зайдешь ко мне, я тебе покажу эту книгу.
Ona uğradığımız sıra(da) hep seni konuşur.
— Когда мы заходим к нему, он все время говорит
о тебе.
Birlikte olamadıkları zaman hemen her gün buluşurlar.
— Когда они не могут быть вместе, почти каждый
день встречаются.
1*
Формосочетание-acağı zaman (sıra, sırada) употребляется в тех слу­
чаях, когда в обозначаемое им действие включены значения намерения
или долженствования («когда собирался», «когда должен был» н т д.)
ПРИМЕР: *
Odadan çıkacağım zaman telefon çaldı.
— Когда я собирался выйти из комнаты, зазвонил
телефон.

Если слово zaman выступает в значении не послелога, а имейи суще­


ствительного («время»), то предшествующая ему форма на -dik (с аф­
9
фиксом принадлежности) является сказуемым придаточного определи­
тельного предложения (см. урок й Начального курса).
ПРИМЕР:
Sergim/ı açılacağı zaman henüz gelmedi.
— Время, когда откроется выставка, еще не пришло.

ALIŞTIRMALAR

5. Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çeviriniz:


1. Sigarayı, canım istediği zaman içerim. (Ş. Sıtkı) 2. Ben ok\ı\agittiğim zaman
öğretmenlerle öğrencilerin velileri (=anababaları) salonda konuşmaya
başlamışlardı. (Д. Nesin) 3. Topal gidip de odaya döndükleri zaman kadın
açtı ağzını, yumdu (=kapadı) gözünü. (O. Kemal) 4. Bu yazıyı bitirdiğim
zaman doğru gazeteye koştum. 5. Döndüğümüz zaman İstanbula Ordumuzla
döneceğiz. (S. Kocagöz) 6. O tarafa yürüdü. Kapısını açtığı sırada Macide
piyanonun kapağını kapamış, çantasını almıştı. (S. Ali) 7. Bizim üç ahbap
geldikleri sırada şehrin pazarıymış. (S. Ali) 8. Beni tekrar yukarı çıkardıkları
zaman âdeta bir zafer kazanmış (almış) gibiydim. (S. Ali) 9. en yakın
hastaneye geldiğimiz zaman çoktan gece olmuştu. (A. Nesin) Kapıya
doğru yürüdüğüm zaman, koğuşta (büyük oda, salon) hiç bir ses
duyulmuyordu. (T. Gürkay) Biraz sonra hepsi bir araya geldikleri zaman,
durumu kısaca anlattım. ve çocukların İstanbula döndükleri zaman
seni burada, benim evimde bulacaklar. (Y. Kadri) Bilseniz onlar sizi
gördükleri zaman nasıl sevinirler. (O. Pamuk) Kardeşlerim mışıl mışıl
uyuyordu ben yatağımagirdiğimde. (S. Kocagöz) Şu Alman doktorunun
karşısına, on üç yıl önce çıktığında böyle miydin ya? (B. Yıldız) «Siz ne
zamandan beri bu köydesiniz?» dedim. «Elli sene oluyor her halde. Babam bu
köye yerleştiğinde on beş yaşmda vardım (S. A.) İnsanlara inanmadığı
zaman onlardan kaçıyordu. (O. Atay) Sonraları iş değişti. Kerim olmadığı
zamanlar, onun işlerini Câzim Bey görmeye başladı. (A. Nesin) Dün yazıya
oturacağım zaman masanın üstünde uzun bir kâğıt elime geçti. (Ö. Seyfettin)
İçeriye (=odaya) gireceğim sıra, bir ses duydum. (B. Yıldız). Bir şey
istemeyeceğin zaman da gel! (O. P.)

6. Aşağıdaki tümceleri Türkçeye çevirin:


1. Когда мы вышли на улицу, вечерело (спускался вечер). 2. Завтра,
когда вы его увидите, вы можете сказать и об этом. 3. Когда мой стар­
ший брат был призван в армию, я еще учился в шестом классе средней
школы. 4. Пока сидите здесь. Когда поезд прибудет на станцию, вы ра­
зыщете Свой вагон. 5. Когда проводилось («делалось») это собрание,
наши товарищи еще не вернулись из Измита. 6. Когда по тем же доро­
10
гам они вернулись, время подходило к девяти часам вечера. 7. Когда
мы видим таких людей, мы нередко спрашиваем сами себя 8. Разве,
когда вы вышли из дома, в котором живете, слева от вас, у ворот,, не
было автомобиля? 9. Когда ваш дядя приедет; передайте ему от меня
прнвет. Когда я вошел в кабинет, он сидел у стола и писал письмо
своему отцу. Подходит время, когда три наших товарища по пригла­
шению ректора университета отправятся в Стамбул. Когда их дочь
не может посетить их, она звонит им («нщет их») по телефону.

ДОЛЖЕНСТВОВАТЕЛЬНОЕ НАКЛОНЕНИЕ
(g e r e k lik k ip i )

Долженствовательное наклонение передает идеюобъективного дол­


женствования, что по-русски выражается посредством оборотов типа
«(он) должен» в сочетании с инфинитивом основного глагола.
. Долженствовательное наклонение имеет форму настоящего време­
ни и форму прошедшего времени. Настоящее время образуется путем
присоединения к основе глагола сложного ударного аффикса -malı/-meli,
за которым следуют личны е аффиксы первой группы.

Образец спряжения

(ben) sevinmeliyim я должен (мне следует) радоваться


(sen) sevinmelisin ты должен радоваться
(о) sevinmelidir) он должен радоваться
(biz) sevinmeliyiz мы должны радоваться
(siz) sevinmelisiniz вы должны радоваться
(onlar) sevinmelidirler) они должны радоваться

Отрицательная форма долженствовательного наклонения образуется


посредством аффикса отрицания -ma/-me, а при при образовании отри­
цательно-вопросительной формы чаще используется слоро değil «не»:
-malı değil nii? «Разве не следует?» Не исключено и формосочета-
ние -mamalı mı?, семантически не равноценное первому: «следует
(ли) не?»
ПРИМЕРЫ:
Kendi kendime: «Buradan derhal gitmeliyim (uzaklaşmalıyım)» dedim.
— Я сказал сйм себе: «Мне следует тотчас же отсюда
уйти (удалиться)».

11
Ona bu soruyu sormamaksınız.
— Вы не должны задавать ему этого вопроса.
Bu bilgileriyaymalı değil miyiz!
— Разве мы не должны распространять эти сведения?
(или: yaymamalı mıyız?
— Нам не следует распространять эти сведения?)

Форма прошедшего времени образуется путем присоединения к ос­


нове наклонения (-malı/-meli) аффикса прошедшего времени-(y)di н тре­
буемого личного аффикса второй группы, например: (ben) gitmeliydim
(git-meli-i-di-m) «мне следовало уходить».

Образец спряжения
в отрицательно-вопросительной форме
(ben) aramalı değil miydim? (aramamalı mıydım?)
разве я не должен был искать? (следовало ли мне
не искать?)
(sen) aramalı değil miydin? (aramamalı miydin?)
(разве) ты не должен был искать?
(о) aramalı değil miydi? (aramamalı mıydı?)
(разве) он не должен был искать?
(biz) aramalı değil miydik? {aramamalı mıydık?)
(разве) мы не должны были искать?
(siz)aramalı değil miydiniz? (aramamalı mıydınız?)
(разве) вы не должны были искать?
(onlar) aramalı değil ıtriydiler? (aramamalı mıydılar?)
(разве) они не должны были искать?
%
ПРИМЕРЫ:
Çûcuğa bu kitabı okutmamalıydınız.
— Вам не следовало давать ребенку читать эту книгу.
О da mıgitmeliydn — Ему тоже следовало идти?
Особенностью форм 3-го лица единственного числа в настоящем и
прошедшем времени (-malı(dır), malıydı) является то, что они использу­
ются и в тех случаях, когда субъект действия является неопределенным
(неопределенно-личные предложения). Подлежащее в таких предложени­
ях отсутствует.
ПРИМЕРЫ:
Oraya bir gitmeli(dir). — С лезет сходить туда.
Bu soruyu sormamalıydi. — Не следовало задавать этого вопроса.

12
Формы долженствовательнош наклонения от глагола olmak («быть,
становиться») имеют дополнительное значение: «должно быть». Они мо­
гут присоединяться не только к именам, но и к основе настоящего време­
ни (-yor) или прошедшего субъективного (-mış) времени.
ПРИМЕРЫ:
Herhalde Tüıkçekonuşuyor olmalılardı ki anlamıyordum. (R. Nuri)
— Безусловно, они (должно быть) говорили по-турецки,
ноль скоро я не понимала

ALIŞTIRMALAR

7. Aşağıdaki eylemleri asıl gereklik kipi (-ıhalı) ile bu kipin geçmiş zamanı, yani
Bileşik hikaye zamanı (-malıydı)nın olumsuz, soru, olumsuz soru gibi çeşitli
biçimlerine sokarak çekimleyiniz:
tutmak, yıkamak, yüzmek, seçmek.

8. Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çevirin.


1. Beni dinle Rabia, sen mutlaka kocaya varmalısın. çocuklaryetiştirmelisin.
(H. Edip) 2. Bugün bir resim yapmaya karar vermişti bir şeylerbulmalıydı. (S. Ali)
3. Köpeği de hemen öldürmeli. Hemen. (A. Çehov). 4. «Artık sen de bizden mi
oldun? Çoktan böyle yapm alıydın .»(A. Puşkin). 5. İnsan olan bir insan evliliği
düşünmeli. (O. Kemal) 6. kara yoluyla döneceksin. Kımseşüphelenmemeli. Biz
hemen gitm eliyiz.^. Sıtkı) 7. «Buraya bir daha gelmeyeceğim! Daha çok
çalışacağım! Buraya bir dahagelmenKli.» (O. Pamuk) 8. Ama insan bunlan birisine
anlatmalı değil m il (O. Kemal) 9. Bütün bunlara tezelden (=çabuk, çabucak) bir
sonvermeliydim. (O. Kemal) Hemen dışarı çıkıp kapının önünde onubeklemeli
miydim? (S. Ali) bir tıraş olmalı değil mi idin ele güne (=her kese,
{tanımadığın} insanlara) karşı? (H. Taner) Almanlar Urallar’dan öteyegeçmeli
mi geçmemeli mi? (F. Baysal) Bu doğru ama ona bunu söylemeliydimj
(O. Pamuk) Nadire Hanım: «Evlendirmel'ı bu kızı!» diye düşündü. (O. Pamuk)
Bu Hilmi Bey buraya şık sıkgeliyor olmalı. (Miz. Hik., 4) Efendi, gene bir
oyun çıkarıyorsun olmalı. (M. Yesari)

9. Aşağıdaki tümceleri Türkçeye çevirin.


1. Мы обязательно должны посетить этот музей. 2. Мне не следует расска­
зывать ему об этом случае. 3. Вам следовало лучше готовиться к экзаме­
нам. 4. Следовало воспользоваться его предложением и посетить выстав­
ку, где ни один из нас не бывал. 5. «И действительно, мне не следовало
будить больного человека», — думает он. 6. К девяти часам ему следует
быть здесь. 7. Тебе следовало по крайней мере сказать об этом мне. 8. Не
нужно было этого делать. Ведь он и сам все знает. 9. Разве вам не следова­

13
ло навестить больного товарища? Я не понял: куда я должен ехать?
Он, должно быть, ничего н,е понял. Смотрит на нас с большим удивлени­
ем. Надо было верить ему или не верить? Разве не следует написать
ему письмо? Следует ли не писать ему писем?

РЕДУПЛИКАЦИЯ (УДВОЕНИЕ) ИМЕН


( ik ile m e le r )

Различают полную и частичную редупликацию имен.


Полной редупликации могут подвергаться некоторые существитель­
ные^ многие прилагательные.
удвоенные имена существительные обычно образуют сложное сло­
во (словосочетание), часто с наречным значением.
уег уег местами
zaman zaman (vakit vakit) временами, время от времени
Kenti sokak sokak dolaştı. Он обошел весь город улица за улицей.

Adım adım ilerliyorlar. Они шаг за шагом продвигаются вперед.


Удвоение имени прилагательного указывает на повышенную степень
качества.

büyük büyük (evler) большие-преболыние (дома)


san san (çiçekler) желтые-прежелтые (цветы)

Прилагательные может разделять вопросительная частица пи.


Buradaki nehir yer yer derin mi derin!
— Ну и глубока же местами здешняя река!

Многие прилагательные, особенно отглагольные прилагательные,


удваиваясь,приобретает наречное значение.
şaşkın растерявшийся, изумленный
şaşkın şaşkm растерянно, изумленно
Yavaş yavaş kendine geldi. Он постепенно пришел в себя.
В некоторых случаях второе слово может быть отличным от ^ервош,
но сходным с ним по значению или по форме (хотя бы и не имеющим
самостоятельного значения).
В других случаях начальный согласный имен существительных за­
меняется звуком ш.
şen neşeli развеселый (оба слова означают
«веселый»)
eğri büğrü искривленный, весь перекошенный (büğrü
самостоятельно не употребляется)
eski püskil старый, драный (püskü самостоятельно
не употребляется)
tek tük единичные, отдельные; понемногу
kitap mitap книги и прочее; всякие там книги
Частичной редупликации (pekiştirme) подвергаются только имена
прилагательные. В этом случае к началу слова (слева) присоединяется
первый звук (гласный) или же два звука (согласный и гласный) этого же
слова в сочетании с одним из четырех согласных звуков — m, р, г,s. Этим
способом образуются слова:
bambaşka совсем другой
bembeyaz белый-белый
bomboş совершенно пустой
dimdik крутой, отвесный, прямой
dümdüz совершенно ровный
sımsıkı очень тесный; крепко-накрепко
simsiyah черный-черный, чернущий
yemyeşil зеленый-презеленый
apaçık совершенно открытый; без (всякой) утайки, откровенно
арак белый-пребелый
арауп совсем другой
dopdolu переполненный
ipince тоненький
kapkara черный-пречерный
kapkaranlık мрачнейший
kıpkırmızı краснейший, красный, как рак
kupkuru совершенно сухой
sapsağlam очень прочный, абсолютно здоровый (невредимый)
sapsan совсем желтый, резко побледневший
sapsakin абсолютно спокойный
taptaze свеженький, наисвежайший
upuzun длинный-предлинный
yepyeni абсолютно новый
çarçabuk очень быстро, молниеносно
tertemiz чистейший
besbelli совершенно ясный, очевидный
büsbütün целиком и полностью
dosdoğru совершенно прямой; прямехонько; совершенно верно
kaskatı очень твердый, жесткий
masmavi синий-синий
tastamam совершенно готовый; ровнехонько
yusyuvarlak совершенно круглый — и ряд других слов.
Метод частичной редупликации неприменим по отношению ко мно­
гим прилагательным (ciddi, fena, geç, glizel, dik, iyi, kötü, tuhaf и мн. др.),
хотя, вероятно, допустимы (но не фиксируются словарями) i акие слова,
как gemgeniş, dipderin, ирисиги др.

ALIŞTIRM ALAR

Aşağıdaki tümceleri (ve parçayı) Rusçayaçeviıiniz.


funduszeue.info ev gezerek durumu anlatıyorlar. 2. Ben ata mata binmem. 3. Zaman zaman
görüşürüz. 4. Bu odada dolap molap yok. 5. Simsiyah bir masa. 6. Birdenbire
kıpkırmızı oldu (sapsan kesildi). 7. Kapı apaçık duruyor. 8. Uzun uzun
(=upuzun) koridorlardan geçtik. 9. Şen neşeli bir delikanlı. Kahveye tek tük
müşteri gelmeye başladı. Dün mağazaya araba araba mal geldi. Bana
şaşkın şaşkın ne bakıyorsun? Gökmasmavi, güneş kıpkırmızı. Bilmem
nereden eğri büğrü bir masa getirdiler.
Adamın biri, yeni bir eve taşınmak için bir arabacı çağırmış, evin
eşyalarım göstererek:
— Bak, bakalım, bıinlan kaldırmak için ne vereceğiz? demiş.
Arabacf:
— Efendi, on liradan aşağı kaldıramam bunu.
— Ama da çok istiyorsun.
"v—Bak bu eşyalara: karyola maryola, dolap molap, iskemle miskemle,
lamba mamba
—Eh, öyle ise beş lira veririm.
— Neden?
— Karyolayı al, maıyolayı bırak, dolabı al, molabı bırak, iskemleyi al,
miskemleyi bırak, lambayı al, mambayı bırak

Sözlük

1. iskemle — скамья, скамейка; табу- 5* ziyaret— посещение, визит


ретка •(birinin) -ine gitmek — нанести
2. kırm ak— (с)ломать; разбить; огор- визит (кому-л.)
чить; обидеть ~ etmek — посещать, наносить ви­
3. adım — шаг зит
шаг за шагом 6. yoklamak — осматривать; прове­
~ atmak —делать шаг, шагать рять; навещать
4. ıstırap(bı)— мучение, страдание 7. saklamak— прятать; скрывать; со­
~ çekmek— испытывать мучение, хранять
страдать 8. vali — губернатор

16
9. ek — 1) (ilâve) добавление, при­ -lenmek — развеселиться
ложение; 2) аффикс randevu— свидание, встреча
eklemek (ilâve etmek) — доба­ alıcı (reseptör, almaç, ahize) —
вить; присоединить приемник; телефонная трубка
sağlam — прочный; здоровый; на­ kulak — ухо
дежный ~ı ağır — он туг на ухо, глуховат
katı — твердый, жесткий ~ asmak — прислушаться
sa k in — 1) спокойный, тихий yapıştırmak — приклеить, приле­
2) житель, обитатель пить, влепить
dik — отвесный, крутой; перпен­ yapışkan — липкий, навязчивый
дикулярный özür (zrü) —•извинение, оправда­
lâf — слово; словеса; болтовня ние
(sizden) - dilerim — прошу (вас)
~ olsun diye для красного словца;
простить меня
для проформы
af (ffı) — прощение, извинение
dert(di) — горе, беда; боль (ду­
affınızı rica ederim — прошу (вас)
шевная); болезнь
извинить меня
~li — огорченный; страдающий
affetmek — прощать, извинять
yuvarlak— 1) круглый; округлый
kahraman — герой, храбрец
2) шар dikmek — 1) втыкать, водружать
yer ~ı — земной шар 2) шить
tez — быстро, скоро bıyık — усы
- elden — быстренько, на скорую ~ bırakmak — отпустить усы
руку sakal — борода
hafif ■— легкий ak— - почтенный старец, аксакал
ağır— тяжелый; медленный sarışıh — блондин, светловолосый
—başlı — серьезный, степенный kumral — шатен, светло-коричне­
~lık — тяжесть; вес вый
merdiven— лестница esmer — брюнет; (yağız) темный,
-den (veya -i) çıkmak, inmek—под­ смуглый
няться, спуститься по лестнице tüccar — купец, торговец
çehre (=yüz) — лицо, облик
* * *
kılık— внешность, внешний вид;
alışfmak (-e) — привыкать (к че­ одеяние
му, каиу-л.) * * *
~kan — привычный; привыкший
-kanlık (itiyat*(dı)) — привычка şişmek — пухнуть, раздаваться
öğüt (nasihat) — совет; наставле­ -kin — опухший, припухлый
ние -m an — полный, толстый (о чело­
tavsiye— рекомендация, совет веке)
~de bulunmak — дать совет omuz — плечо
~ etmek — рекомендовать (кого, parm ak — палец
что-л.), советовать - oynatmak — шевельнуть паль­
neşe (=sevinç) — радость, весе­ цем
лость dudak — губа
-1İ — веселый, радостный (о чело­ yanak — щека
веке) zayıf — слабый

17
-lam ak — слабеть, худеть kurt (du) — 1) волк;
zavallı— несчастный, бедный 2) червь; червь сомнения
olasılık (ihtimal) — вероятность yorgan — одеяло
olası (muhtemel, ihtimal) —г ве­ sarmak — обвязывать, перевязы­
роятный, вероятно вать; завертывать; окружать
boyun (ynu) — шея sanlmak(-e) — браться (за что-
bağ — узел, связка, связь то); бросаться, припадать (к
boyun ~ı (kıra vat) — галстук
eğmek — сгибать, наклонять
чему-л.)
baş (boyun)склонить голову; korumak — защищать, охранять,
смириться оберегать
kaş — бровь top — 1) пушка; 2) мяч;
~la göz arasında — в мгновенье kar topu — снежки
ока nikâh — обручение; бракосочета­
nöbet — 1) дежурство; черед ние
2) приступ (болезни) (i) ~ altına almak— взять в жены;
muhatap (bı)— собеседник жениться
buyurm ak— повелеть ipek — шелк; шелковый
-unuz! — пожалуйте! пожалуйста! adalet— справедливость; юстиция
kurtarm ak — спасать; выручать - yerini bulur — справедливость
vait, vaat (dı) —1обещание
восторжествует
-te bulunm ak— дать обещание
inşallah — если будет угодно Ал­
vadetmek — обещать
лаху; дай-то Бог; надеюсь (на
ilâç (cı) — лекарство
şü k ü r (teşekkür) — благодар­ это)
ность el — посторонний, чужак
ço k премного благодарен el oğlu — посторонний, незнако­
allah a слава богу мец
hele (еще) спасибо (что) aziz — а) дорогой, милый
ümit (di) (umut) — надежда б)святой
- (-ini) kesmek (-den)— потерять adî— простой, обычный; низкого
надежду качества
~siz— безнадежный; потерявший bizzat — лично
надежду alâka (= ilgi) — 1) (-е) интерес;
reçete — рецепт
2) (ile) отношение, связь
* * • müteşekkir— благодарный, при­
знательный
nitelik (vasıf (sfı)) — качество, medeni (uygar) — цивилизован­
свойство ный, культурный
tavır (vrı)— вид, манера boz — серый, бурый

Türemiş sözcükler
1. kapak— крышка; обложка (книги)
2. boyuna— беспрерывно
3. iler(i)lemck— продвигаться; прогрессировать
4. duygu (his (ssi)) — чувство
18
5. vııryUmak (-p)— влюбиться
6. bakış (nazar*)— взгляд, взор
ilk - t a — с первого взгляда
7. tam dık-г- знакомый
8. oyuncak — игрушка
9. benzetmek (-i, -e) — 1) находить сходство (с чем-л.)
2) принять за (другого)
3) сломать
b akan — министр
baş премьер-министр
başlangıç— начало
doğrulmak— 1) выпрямиться, подняться
2) направиться (куда-то)

Deyimler
1. ne çare k i—-увы
2. görülüyor (ki) — видно (что)
3. neredeyse (nerede ise) — того н гляди, вот-вот
4. akl(ın)a gelm ek— прнйти на ум; вспомнить(ся)
5. yan gözle bakm ak — посмотреть искоса
6. ne yapıp yapıp — во что бы то ни стало, приложив все усилия
7. nâsılsa (nasıl ise) —-как-то, каким-то образом

К ом м ентарий
Имена ağır и h a fif — антонимы, и соответствуют русским прилага­
тельным «тяжелый» и «легкий» в их основных значениях: «тяжелый ка­
мень», «тяжелая болезнь», «Тяжелая (=трудная) работа», «тяжелое ^ д о ­
рогое) пальто», «тяжело (медленно) идти» (ağır ağır уйгйтек)и т. п. В зна­
чении «это (сделаггь) легко/трудно» употребляются слова kolay/güç, zor.
Имя ihtimal в значении «вероятно» употребляется только как в в о д ­
н о е с л о в о (İhtimal gelir. «Вероятно, он придет»)иВ настоящее время
заменяется неологизмом olası, который употребляется и как п р и л а ­
г а т е л ь н о е : Buolası (muhtemej*) değil. «Это невероятно».
Глагол buyurmak «повелевать» при вежливо-почтительном обраще­
нии к собеседнику может заменять собою такие глаголы, как girmek, geçmek,
gitmek, almak, söylemek, а также вспомогательный шагал etmek.
ПРИМЕРЫ:
Şu odaya buyurun.
— Пожалуйте (=проходите, войдите) в эту' комнату.
Ne buyurdu?— Что он соизволил сказать?

19
Словообразовательный,аффикс -gan/-kan

Аффикс-gan, -gen/-kan, -ken присоединяется, как правило, к двуслож­


ным глагольным основам н образует от некоторых из них отглагольные
прилагательные обычно со значением постоянно проявляющегося при­
знака: konuşkan «разговорчивый», unutkan «забывчивый», çalışkan «тру­
долюбивый», çekingen «застенчивый», yapışkan «привязчивый, прилип­
чивый», alışkan «привыкший, приученный» и т. п.

Словообразовательный аффикс -gm/-kın

Аффикс-gın, -gin, -gun, -gün/-kın, -kin, -kun, -künприсоединяется в


основном к односложным глагольным основам, образуя прилагатель­
ные обычно со знамением завершенного действия, перешедшего в состо­
яние (чаще с пассивным оттенком): şaşkın «изумленный, изумившийся»,
şişkin «опухший, вздувшийся», seçkin «избранный», düşkün «падший»,
bitkin «слабый» (доел, «кончившийся»), yorgun «уставший, усталый»,
üzgün «огорченный» и др. Иногда образует также имена существитель­
ные: bilgin (âlim) «ученый, специалист», gezgin «путешественник».
Alıştırma Şu tamlama gruplan ile tümceleri Rusçaya çevirin:
1. Çalışkan öğrenci. 2. Ne yapışkan biri! 3. Seçkin eserler. 4. Şaşkın şaşkın ne
bakıyorsun bana! 5. Düşkün kadın. 6. Yorgun görünüyordu, sesi de bitkindi.
7. Şu bilgin (âlim) biraz çekingen ama, hiç te unutkan değil. 8. Hasta olacak.
Bak, bir yanağı şişkin. 9. Alışkan bir tavırla kapının ziline bastı. Üzgün
görünüyor. Daha üç fincan kırgın. Evliya Çelebi adındaki büyük Türk
gezgini Altmış yaşım geçkin bir adam.
Alıştırma Kalın harflarla yazılan sözcük ve deyimleri ezberlemek üzere aşağıdaki
tümceleri çeviriniz:
1. Allah Allah! Çocuk bardağı kırdı. 2. Kırdım mı? Üzülme canım. İsteyerek
yapmadım. 3. Dayısını ziyaret mi etmiş? Atıyor! 4. Galiba bi nsaklanıyorbmbda.
Evin her yanını yoklasınlar. 5. Yarın öğretmen bir yoklama ödevi verecek.
6. Vali kim, ben kim? Ne diye ziyaretine gideyim? 7. Bir iskemle al da otur
yanıma. 8. Yumurta (çatı olmuş. 9. Bu tahta katı, fakatgörülüyor ki pek sağlam
değil. Dik çizgi. Bugün deniz pek sakin. Müşterileri arasında bu
köyünsakinleri de var. Uzun/â/Â hacet (=gerek) yok. Lâ/zamanı bitmiş,
iş zamanı gelmiş. Ek bir zorluk. Sözüne birşey eklemek istiyor.
Yuvarlak hesapla bu kentin nüfusu iki yüz bini aşkın. Bu işi tez elden
yaptılar. Durum pek ağır. Hafifbir kahvaltı. 21 .Ağır ağ/r yürüyor (Ağır
adımlar atıyor). Bize dik dik bakıyor. Bütün eşya sağlam geldi.

20
— Ah doktor, tuhaf bir derdim var. Dert ağlatır,aşk söyletir, (atalar
sözü). Yani dert. ıstırap verir, aşk sevindirir.
1. Надо навестить больного товарища. 2. Шаг за шагом они приближа­
ются. 3. Я хотел нанести ему визит. Не получилось. 4. Тяжелая болезнь.
5. Дорогое пальто. 6. Он одет очень легко. 7. Каков вес этого камня? 8.
Легкая головная боль. 9. Лавочник огорчен. Это мы делаем не для
проформы. Прочное здание. Твердый согласный. Почему вы
скрываете истину? Сколько миллиардов лкщей проживает на земном
шаре! Собраться за круглым столом. Что у вас за беда? Видно, что
вы страдаете.
1. Bu yeni kurallara alışamıyorum. 2. Evet, bunlara alışkanlık (itiyat) gerek.
3. Şen neşeli bir delikanlı. funduszeue.infoeni çıktığında Öğüt terinizi kendinize
saklayın. 6. Reseptörü (alıcıyı, almacı) kulağına yapıştırdı. 7. Sizden özür
dilerim. Affediyor musunuz beni? 8. Biri esmer, biri sarışın, biri de kumral saçlı
üç çocuk Şu tuhaf kılıklı sakallı bıyıklı adam neci? Bîr tüccar mı?
Öykünün baş kahramanı kim? Kentin çehresi değişti. Bahçeye
ağaç diktiler. Gözleri yere dikilmişti. Ben o kıza randevu vermedirn.
Bu kılıkta sokağa çıkılır mı hiç?
1. Детям шьют одежду. 2. Поставьте («воткните») сюда часового. 3. Ка­
кой геройский поступок! 4. Он вдруг развеселился. 5. Вы не смотрите на
внешний облик этого смуглого человека. Он очень богатый купец. 6. Я
вперил взор в его лицо. 7. Рекомендую вам этого товарища. 8. Я никак не
могу привыкнуть к его наставлениям.
1. Geniş omuzlu gür sesli bir adam. 2. Siz önden buyurun. 3. Buyurunuz
kahvenizi. 4. Hastanın harareti yükseliyor. Sıkı bir ilâç için doktora fcay vurmalı
(müracaat etmeli). 5. Bir zamanlar pek şişmandı. Bak, ne kadar (ne denli)
zayıflamış. Buna olasılık (ihtimal) bile vermiyordum. 6. Muhatabım temiz
kıyafetli, boyun bağlı (kravatlı) efendiden bir adamdı. 1. Hasta ümitsiz gibi
görünüyor, fakat Allaha şükür, doktor hâlâ umutlu. Hattâ bir reçete yazdı.
8. Ne? Nöbet bende mi? Bir yanlışlık olacak. Benparmağımı bile oynatmam.
9. İnsanparmakları şöyle adlanır: baş parmak, ikinci parmak (işaret parmağı),
orta parmak, dördüncü parmak (adsız parmak), küçük parmak. Kız annesinin
boynuna atıldı. Aralarında kardeşlik bağları var. 12 . Zavallı adam derdine
ilâç bulamıyor. İnanmayın. Bunlar boş vaitler. Size hastayı kurtarmayı
vadeden kim? Istırap veren dert (hastalık), ıstırap çeken de zavallı
m uhatabınızın).
1. На лице каждого человека два таза, две брови, два уха, две щеки, и две
губы", верхняя губа и нижняя губа. 2. Премного благодарен, лекарство у
меня есть. 3. Ваши обещания нас не спасут. 4. Вы сегодня заступаете («вхо­
дите», «выходите») на дежурство! 5. Ярецептов не выписываю. Обра­
21
титесь к другому специалисту. 6. Вероятность этого мала . 7. В мгновенье
ока верхняя губа у негораспухла. 8. Надежда умирает последней. 9. Не­
счастная девушка все еще очень слаба. Я вам обещаю это. ^

1. Bu tarım aracının niteliklerini (vasıflarım) saysın. 2. Zavallı üzgün bir tavırla


içeri girdi. funduszeue.info kurdu yemez (atalar sözü). 4. Yorganına göre ayağım uzat
(a.s.). 5. Adalet bakanlığına kimi getirdiler? 6. İhtimal, beni başka birine
benzetiyorsunuz. 7. Evet, ilk bakışta bir tanıdığıma benzettim sizi. 8. Kitabın
kapağını beğendim, fakat başlangıcı ilginç değil. 9. Ele güne karşı bu kılıkta
çıkıjırmı? funduszeue.infor&p. Yasa (kanun) bizi korur. Şimdi aklıma geldi, o
söylediğiniz adam nikâh dairesinde çalışıyor. Ne yapıp yapıp kar topu
oynamak istiyorlar. Ancak kar yok, boyuna yağmur yağıyor. Yan gözle bize
baktı, fakat bir şey demedi. Bu ülke son yıllarda çok ilerledi: Benim
nazarımda (gözümde) o bir hiçtir. \1. İnşallah, yakında buluşuruz. eloğlu
neredeyse gene gelecek. Bu işe alâkanız tabiî. Uygar ülkeler (medenî
memlekefler).
I. Ни начала, ни конца! 2. Бесчувственный человек. 3. Он взял в жены
эту девушку с густыми шелковистыми волосами. 4. Они играют не в
футбол, а в ручной-мяч. 5. Ребенок сломал игрушку. 6. Он подошел ко
мне с обиженным видом. 7. Волков окружили с четырех сторон. 8. На
этом собрании министра юстиции нет. 9. Во что бы то ни стало надо
купить новое одеяло. Они шаг за шагом продвигаются вперед.
II. Несчастный вот-вот заплачет. Впрочем, понять его чувства легко.
Мне вспомнился один его знакомый. Он беспрерывно читал какую-
то книгу без обложки. Увы, он сумел отсюда каким-то образом
выйти. Я нахожу в вас сходство с моим другом. Дорогом мой,
почему ты проявляешь интерес к этому зверю? Это же обычный се­
рый волк. Вы лично видели этого незнакомца!. Я порвал связи с
этим человеком. Он признателен вам за оказанную ему помощь.

Alıştırma Kaim harflerle yazılan sözcüklerin yerine eşanlamlılarını kullanın:


1. Ben kravatsız oraya gitmem. 2. Ne hafifiş! 3. Adamı çehresinden tanıdım.
4. Elbette tanırım, eskiftoramdır. 5. Hanemize teşrif buyurunuz. 6. Bu düşünceyi
doğru bulmuyorum. 7. Çokciddi bir adam. 8. Onu sahiden tanımayız.

B ir randevu

Sabahleyin gözümü açtığım zaman saat dokuzu geçiyordu. Demek, ona bir
saatten az bir zaman vardı. Hemen yataktan kalktım. Dünkü telefon konuşması
aklıma gelmişti. O konuşan kimdi acaba? Bu koskocaman kentte ne akrabam

22
vardı, ne de bir tanıdığım. Oysa (halbuki) dün gecenin geç saatinde, buraya
geldiğim gündenberi masamın üstünde gereksiz bir oyuncak gibi duran telefon
birdenbire çalmıştı. «Acaba kim olabilir?» düşüncesiyle telefonu açmıştım (yani
reseptörü kaldırıp kulağıma yapıştırdım). Tanımadığım bir ses:
— Sermet Beyle görüşmek istiyordum Dedi. ‘
— Sermet Bey benim.
— Affımzı rica ederim, beyim. Sizi böyle geç saatte rahatsız ediyorum
daFakat başka çare yoktu—
— Zaran yok. Kiminle konuşuyorum?
— Siz beni tanımazsınız. Zaten ben de yalnız adınızı biliyorum.
— O halde
— O halde yarın sizinle görüşmeliyiz, daha doğrusu ben sizi bir iş için
görmek istiyorum (Bir rahatsızlık hissetmiştim. Çünkü böyle tanımadığım
kimserlerle görüşmek alışkalığı yok bende).
— Ne işi?
— Şimdi telefonla söyleyemem. Yarın buluşur, konuşuruz. Saat ondan sonra
boş vaktiniz var mı?
— Öğleye dek var.
— Ne âlâ. Öyleyse nerede buluşuruz?
— Oturduğum «Atlantik Palas» otelinin tâ karşısında bir kahve var. Sabahlan
orası bomboş
— Tamam efendim. O kahveyi bilirim. Yarın sabah saat onda beni orada
bulursunuz. İçeri girdiğinizde dikkat edin: solumda bir gazete bulunduracağım.
İsmimi de yazınız: Lütfı Bey.
I
***

Taş merdiveni çıkıp kahveye girdiğim zaman saat onu ya geçmiş ya


geçmemişti. Biraz karanlık olan salonda gerçekten de hemen hemen kimse yoktu.
Yalnız biri ortada biri arkada duran iki masada iki adam oturuyordu. Biraz
yavaşlayarak ikisine de şöyle bir baktım.
Arkadaki masada oturan tüccar kılıklı bir adamdı. Şöyle geniş omuzlu,
şişman, iri yarı biriydi. Garsonun getirdiği kahveyi içiyor, derin derin bir
şeyler düşünüyordu. Gözleri uzakça bir yere dikilmişti. Sol elinin parmaklan
ile bir gazete tutuyordu. Henüz ihtiyar tdeğildi, fakat 45 yaşını her halde
geçkindi. Bıyıklı sakallı çehresinde iri burunla kalın dudaklardan başka iki de
şişkin yanak insanın dikkatini çekiyordu. Kumral saçları karışmıştı.
İkinci müşteri sarışın, gözlüklü, boyun bağlı (kıravatlı) bir gençti. Temiz,
fakat basit giyinmişti. Olası (ihtimal), üniversite öğrencilerindendi. Ötekiden
çok daha zayıftı. Eline bir gazete almış, gözden geçiriyordu. En tuhafı şuydu ki
solunda bir başka gazete vardı.

23
Şaşkınlığımdan olduğum yferde durdum ve kendi kendime: «Acaba
hangisi?» dedim. Arkadaki müşteri geldiğim tarafa başını bile çevirmemişti.
Rahat rahat kahvesini içmeye devam ediyordu. Oysa daha yakın olanı
okuduğu gazeteyi biraz indirerek yan gözle bana bakmıştı. Birini bekliyor
gibiydi. Ben de nihayet kararımı verdim, oturduğu masaya doğru gittim.
Kulağına eğilerek: «Lütfi Bey?» dedim. Kaşlan yukarıya kalktı. Gülümseyerek:
«Benzetiyorsunuz, bayım. Dedi. Adım bambaşka». Bu kez şaşmak nöbeti
bana geldi. Demek, beni arayan öteki adamdı. Salonun arka tarafına doğru
yürümeğe yükümlü (mecbur) kaldım.
Evet, tüccar kılıklı adam, Lütfi Beydi. Selâmlaştık. Meğer babamın eski
ahbaplarından biriymiş. İzmir’deki telefon numaramı nasılsa öğrenmiş, babam
için yazdığı mektubu şimdi bana uzatıyordu.
— Son görüştüğümüz zaman babanız esmer, gür saçlı, yuvarlak yüzlü, şen
neşeli bir delikanlıydı. Eh, nerede o günler! Acaba şimdi nasıl görünüyor? Ne
yapıp yapıp görüşmeliyim onunla.
Muhatabım sordu, ben yanıt verdim. Böylece yarım saatten fazla konuştuk.
Öteki müşteri çoktan gitmişti. Nihayet ayağa kalktım: «Bayım, bana müsaade.
Öğleden sonra göreceğim acele bir işim var. Sizinle tanışmaya pek memnun
oldum. Konya’ya gittiğinizde bizlere buyurunuz (hanemize teşrif buyurunuz).»
Dedim. Hararetle el sıkıştık, ayrıldık.

Sağlık (bir konuşma)

Kerim: Hele şükür! Artık ayaktasınız.


Şahap: Özür dilerim! Geceleyin iyi uyuyamadım. Birazkeyfsizim.
Кл Öyle mi? neniz var?
Ş.: Ben de bilmiyorum. Epey zamandan beri boyuna başım ağrıyor, nöbet
geliyor.
K: Demek oluyor ki bir süredenberi ıstırap çekiyorsunuz. Fakat genellikle
Sağlığınız yerindedir, değil mi? İştahınız var mı?
Ş.: Son zaman bir şey yiyemiyorum.
Kj Aman, aç mı duruyorsunuz? Azizim, derhal bir doktora müracaat etmelisiniz
(baş vurmalısınız).
Ş.: Ettim, fakat verdiği ilâçlardan şimdiye dek hiç yarar (fayda) görmedim.
İşte yazdığı reçete de yanımdadır. Oysa beni kurtarmayı vadetmişti.
K: Size hangi doktor bakıyor?
Ş.: Aile doktorumuz. Âli Bey.
K : Anneme de o baktıydı.
Ş.: Bayan anneniz şimdi nasıldır?
K : Artık kalkıp dolaşabiliyor. Hatta biraz bahçede geziniyor.
Ş- Buna pek memnun oldum ŞeyHasta dedim de aklıma geldi. Hakkı Beyden

24
haberiniz var mı? Acaba şimdi nasıl oldu? İyi midir?
İ t: Maalesef, hastalığı epey ağır. Doktoru bile ümidini kesti.
Ş.: Vah zavallı! Hastalığı nasıl başladı?
K : Bay Hakkı’nın, çocukluğundan beri gözleri zayıftı. Bu derde bir çare
bulunamıyor.
Ş.: Ne yapıp yapıp yüksek nitelikli göz hastalıkları uzmanı doktor Orhan Beye
başvurmalı.
K: Ne çare ki Orhan Bey pek pahalı bir doktormuş. Hani, söz var ya: yorganına
göre ayağını uzat. Biliyorsunuz, Hakkı Bey zengin bir adam sayılamaz.
Ş,: Evet, fakat sağlığı korumaktan önemli şey yok, sanırım. Nitekim medeni
insanlarız.
K : Doğrusunuz (hakkınız var). Gördüğüm vakit doktor Orhanı onlara bizzat
tavsiye ederim. Şimdi nasılsınız? Başınızın ağrısı hafifledi mi? Dışarıya
çıkabilir misiniz?
Ş.: Tamamiyle geçti.
К : O halde çıkalım. Şimdi arkadaşımız Nuri Beyin ziyaretine gideceğiz, değil
mi?
Ş.: Hay hay. Biliyorsunuz, bir(kaç) zaman önce Nuri Bey ipek saçlı güzel bir
kızı nikâh altına aldı.
K : Artık adalet yerini bulur. EskidenNuri Bey futbol topuna vurulmuştu.
Bundan böyle işine ve ailesine sarılır.
Ş.: İnşallah!

Alıştırma Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çeviriniz:


1. Gene içime o kurt düşüyor. Zafere nasıl inanmalı? Lâkin (=fakat) işte, asıl bu
gördüğüm şeyler için zafere inanmalıdır. Türk köylüsü top arabalarım kendi
yoıganına sarıp taşıyor, işte bunun için inanmalıdır. (Y. Kadri. Yaban) 2. Ne ise,
olan oldu. Şimdi bana bilârdo öğretmeyi teklif etti. (A. Puşkin) 4. Denıek ki
komutanın evinde idim. M.I.-na yanıma gelmişti. Saveliç’e bazı şeyler sormak
istedim, fakat ihtiyar kulaklarını tıkadı. (A. Puşkin) 5. Sofada PugaçoFa
rasladım, yol elbisesi giymişti. (P.) 6. Her şeyi gördüydük debunu görmediydik.
(funduszeue.info)7. gözlerini gözlerimin içine dikmiş bakıyordu. (S. Kocagöz) 8. «Vah
vahKeşke bana varmalı idinizArtık nikâhınız olduğu gün kendimi
öldürmeli» demiş ve kaçmıştım. (R. Nuri) 9. Birinci soru: «Çocuğu hastalıktan
korumak için ne yapmalıdır?» (A. Nesin) Merhaba, diyorum. Otobüs
bulamadın mı? — Var, diyor. Köyüme dönemem ama. İş bulmalıyım
Ankara’d a — Var mı tanıdığın birisi?— Var.— Kim?— Bizim köyden çıkan
ilk hükümet adamı. — Görevi (=vazifesi)? — Adalet Bakanlığında kapıcı.
— İyi. diyorum. Hadi, bir kaç saat uyu. Otobüs neredeyse kalkar. Gitmeliyim
ben. Eyvallah. (B. Yıldız) Tuhaf kılıklı adam kapıdan içeri girdiği zaman
kabinede benden başka kimse yoktu. Baş vurmak istediği kulakçı henüz

25
çıkmıştı. Kumral sakalım karıştırarak düşünceli düşünceli odanın ortasında
durdu. Şişman adam başını çevirdi, parmağıyla boş sandalyeyi göstererek:
«Müsaade eder misiniz?» diye sordu. Öteki müşteri ona şaşkın' şaşkın
baktıktan sonra «Rica ederim. Oturunuz.» dedi ve başını eğerek gazetesini
okumaya devam etti. (O. Kemal) Niyazi hastalanmış, yattyordu. (O. Kemal)
Sonra «Şimdi ne yapmalı?» diye kendi kendime sordum. (S. Ali)
İçimden: «Mutlaka bütün bunlara alışmalıyım» diyordum. (Y. Kadri)
Ayol zavallı Hocanın kimi var ki? Kendi ölmüş, kendi geldi haber verdi!
Bizim de kimimizvaı? Kendi yazımızı kendimiz yazarız. (B. Felek) Meraktan
yerimde duramıyordum. Kalkacağım sırada o doğruldu, tekrar gitti. (S. A.)
Sonra, elindeki paralan sayacağı sıra Beytullah’i gördü. (B. Y.)

Alıştırma Aşağıdaki tümceleri Türkçeye çevirin:


1. До сегодняшнего дня я не знал этого. Точнее говоря, и сейчас не знаю.
2. Ну слава богу,приступ прошел. Но все же я очень слаб.— А что гово­
рит ваш !ран?— НичегоДва месяца тому назад, когда мы виделись впер­
вые, он обещал меня спасти. Но сейчас он, видимо, утратил надежду.
Такое у меня чувство. 3. Нам известны беды многих жителей этого горо­
да. Министерство юстиции должно проверить ситуацию и защитить не­
счастных. 4. Мое внимание привлекли его густые брови и ярко-красные
губы. 5. Мне не хотелось обижать моего собеседника. Но навестить я
хотел не его, а другого своего знакомого. 6. Вы хотите что-то добавить?
— Да, дать совет. Не следует ничего обещать. Особенно для красного
словца. 7. Такие прогулки дадут вам больше пользы, чем любое лекар­
ство. Сегодня вы выглядите не столько степенным, сколько здоровым и
веселым. 8. У этого незнакомца был вид морского волка. Кроме того, он
хорошо играл в ручной мяч. Другие его качества были пока неизвестны.
9. Ему как-то удалось войти в зал, но когда мы пришли, его там уже не
было. Я поднял трубку и стал говорить. Мне пришлось отклонить сви­
дание, которое хотел мне назначить мой знакомый. Ибо мне хотелось встре­
титься с девушкой, в которую я влюбился с первого взгляда и которую
хотел во что бы то ни стало взять в жены.

Alıştırma Aşağıdaki tümceleri Türkçeye çevirin:


Вы, конечно, знаете парк культуры в Измире. Несколько дней назад под
вечер я пошел туда, чтобы (дать голове) немного отдохнуть. Я живу неда­
леко от парка, в гостинице на бульваре Газилер, и время от времени посе­
щаю парк культуры. Когда я вошел (внутрь), часы уже пробили шесть.
Погода была теплой. Дождь, шедший после полудня, час назад прекратил­
ся, облака ушли на северо-запад. Вечерами здесь бывает многолюдно, но
сейчас гулявших по парку было мало. Я прошел мимо зоопарка и сел на

26
одну из скамеек. Поодаль сидел средних лет мужчина. Это был круглоли­
цый человек с каштановыми усами и внешностью чиновника или бизнес­
мена. Он не был толст, однако был крупным мужчиной. Одет он был
просто и легко, в парк пришел без пиджака и без галстука. Когда я сел, он
искоса взглянул на меня. Кого-то он мне напоминал (=я находил сход­
ство), но кого? Вдруг, поднявшись (со своего места), он подошел ко мне
и сказал:
— Прошу прощения, вы такой-то,
— Да, вы не ошибаетесь, я он (самый),— ответил я, несколько удивив­
шись. — А выНе могу узнать.
— Омер. Ваш одноклассник.
— Да, теперь узнал. Но до чего же ты изменился! Ты же был слабень­
ким, болезненным ребенком, а стал широкоплечим, сильным мужчиной.
Ты в Измире живешь?
— Да, работаю в резиденции губернатора. Пойдем,^) дороге погово­
рим.
Мы двинулись в направлении Лозаннских ворог.

Alıştırma Aşağıdaki atasözlerini ezberleyin:


1. Bir insanı tanımak için kendisiyle yol arkadaşlığı etmelidir. 2 Çok çocuk
anayı şaşkın babayı düşkün eder. 3. Dert derdi açar. 4. Dünyada rahat yaşamak
isteyen her şeyi hoş görmelidir. 5. Eğilen baş kesilmez. 6. El beş parmaktır,
hangisi bir boyda. 7. El işler baş buyurur. 8. Eski kurt yolunu şaşmaz. 9. Gezen
kurt aç kalmaz. İki iş bir olmaz, başka başka düşünmeli. Kırk kurda bir
a£lan ne yapsın. Kurdu kurt ile avlamalı. Lâfla iş bitmez. Mart ayı dert
ayı. Na oldum dememeli, ne olacağım demeli. Sakalım yok ki sözüm
dinlensin. Vaktine göre söz söylemeli. Yalan söyleyen unutkan olmamalı.
Yerin kulağı var. Yoıgamna göre ayağım uzat.
УРОК 16(2)

ПРИДАТОЧНЫЕДОПОЛНИТЕЛЬНЫЕ ПРЕДЛОЖЕНИЯ
(tü m le y ic i tü m c e )

В турецком языке придаточные дополнительные предложения, явля­


ющиеся частью сложного (полипредикативного) предложения, в струк­
турном плане напоминают распространенное дополнение простого пред­
ложения.
Ср.: Ben, ablanızın yeni çantasını (çanta-sı-n-ı) gördüm. «Я видел (кого?,
что?) новую сумочку вашей сестры».
Ben, ablanızın evden çıktığını (çık-tık-ı-n-ı) gördüm. «Я видел (что?), что
ваша сестра вышла из дома».
Сложные предложения указанного типа состоят из главного и прида­
точного предложений.
Главное предложение чаще всего разрывается: подлежащее (и отно­
сящиеся к нему слова) ставятся в начале сложного предложения, сказуе­
мое — в конце его: Ben (no/yresKai4ee)gördüm (сказуемое).
Придаточное предложение обычно помещается внутри главного.
Подлежащее представляет собой имя существительное (или, факульта­
тивно, местоимение) в родительном падеже (ср.: ablamz-ın), сказуемое—
глагол в форме на -dik или -асак с аффиксом принадлежности, обозна­
чающим лицо, совершающее данное действие, и с падежным аффиксом,
которого требует управляющий глагол (ср. : çıktığını: çık-tık-ı-n-ı (gördüm)).
Винительного падежа имен действия на -dik и на -асак требуют такие
глаголы, как açıklamak «разъяснить (что)», anlamak «понять»,anlatmak
«рассказать», belirtmek «передавать», bildirmek «сообщить», bilmek «знать»,
duymak«ycnbinıaTb, почувствовать», düşünmek «думать», farketmek «за­
метить», görmek «видеть», ispatlamak «доказать», öğrenmek «узнать», sanmak
«полагать», söylemek «сказать» (но не: demek!), yazmak «написать» и ряд
funduszeue.infoным падежом имен действия управляют глаголы bakmak
«смотреть (, как)», dikkat etmek «обратить внимание», inanmak «верить»,
karar vermek «решить (, что)», şaşmak «удивляться»,yanmak «сокрушаться
(по поводу того, что)» и некоторые др. Имя действия получает исход­
ный падеж, если оно предшествует, в частности, глаголу korkmak «бояться
(, что)».
28
Второстепенные члены придаточного предложения помещаются в
обычном порядкемежду подлежащим и сказуемым (ср.: ablanızınevden
çıktığını), иногда— перед подлежащим.
Имя действия на -dik указывает на то, что действие совершено в про­
шлом или совершается в настоящее время, например: Arkadaşım, ayın
yirmisinde Izmire’e geldiğini bildirdi. «Мой товарищ сообщил, что двадцато­
го числа прибыл (прибывает) в Измир».
Имя действия на -асак выступает в значении будущего времени на
-асак, настоящего-будущего на -ar/-ır, а также может заключать в себе
значение долженствования, например: Arabacıya iki sokak sonra sola
dönüleceğini söyledi. (O. Pamuk) «Он сказал извозчику (водителю), что
через две улицы нужно повернуть («будет повернуто») налево».
Спряжение имен действия на -dık/-acak с аффиксами принадлежно­
сти (выступающими в значении личных аффиксов) вутвердительной и
отрицательной формах не имеет никаких специфических особеннос­
тей.

Образец спряжения

О, (benim) gel(me)diğimi // gel(mey)eceğimi söyledi.


Он сказал, что я (не) приехал/приезжаю // (не) приеду.
О, (senin) gel(me)diğini // gel(mey)eceğini söyledi.
Он сказал, что ты (не) приехал/приезжаешь // (не) приедешь.
О, (onun) gel(me)diğini // gel(mey)eceğini söyledi.
Он сказал, что он (не) приехал/приезжает // (не) приедет.
О, (bizim) gel(me)diğimizi // gel(mey)eceğimizi söyledi.
Он сказал, что мы (не) приехали/приезжаем // (не) приедем.
О, (sizin) gel(me)diğinizi // gel(mey)eceğinizi söyledi.
Он сказал, что вы (не) приехали/приезжаете // (не) приедете.
О, (onlann) gel(me)diklerini // gel(mey)eceklerini söyledi.
Он сказал, что они (не)приехали/приезжают // (не) приедут.
К формам Ha-dık/-acak может присоединяться и вопросительная ча-
стицапи (mi, mu, mü), например:
О, (benim) gelebileceğimi // gelemeyeceğimi mi söyledi?
Он сказал, что я смогу // не смогу приехать?
Если подлежащее должно быть представлено личным местоимением, то
последнее в большинстве случаев опускается, так как лицо будет обозначено
аффиксом принадлежности (в сказуемом придаточного предложения), на­
пример: İzmir’e geldiğimi bildirdim. «Я сообщил, что прибыл в Измир».
29
Если подлежащее главного предложения является также и подлежа-
щим придаточного, то последнее всегда опускается, например:
Arkadaşım, İzmir’e geldiğini yazıyor. «Мой товарищ пишет, что приехал в
Изм&р».
Если имя действия образовано от непереходного глагола в страда­
тельном залоге, то подлежащее в придаточном предложении отсутству­
ет; а сказуемое (т. е. форма на -dık/-acak) всегда получает аффикс при­
надлежности 3-го лица единственного числа, например: Sonra tiyatroya
gidilecek. «Затем пойдут в театр». —> Sonra tiyatroya gidileceğini
söylüyor. «Он говорит, что потом пойдут в театр».
Подлежащее придаточного предложения иногда ставится в основ­
ном (а не родительном) падеже. Обычнсгэто бывает тогда, когда подле­
жащее непосредственно предшествует сказуемому и обозначает неоду­
шевленный или неопределённый предмет. Например: Gazete, caddenin
her iki yanında birçok yeni binalar kurulacağını yazıyor. «Газета пишет, что
по обеим сторонам проспекта будет построено много новых зданий».
, Чтобы трансформировать в придаточное дополнительное предложе­
ние простое именное предложение (с аффиксами сказуемости или пре­
дикативными именами var и yok), используется глагол olmak «быть»,
«стать», например: (Biz) Öğrenciyiz // öğrenciydik «Мы учащиеся //
были учащимися». —> (Bizim) Öğrenci olduğumuza dikkat çekti. «Он при­
влек внимание к тому, что мы учащиеся // были учащимися». <
(Onun) Oğlu var. «У него есть сын» —>(Onun) Oğlu (без родительного
падежа!) olduğunu söyledi. «Он сказал, что у него есть сын».
Когда логическое ударение падает на подлежащее главного предло­
жения, оно по общему правилу помещается непосредственно перёд
сказуемым, а придаточное дополнительное предложение перед ним, t. е.
в самом начале сЛожнОго предложения, например: Ablanızın evden
çıktığını ben de gördüm. « # тоже видел, что ваша сестра вышла из
дома».
Возможна также и такая инверсия: главное предложение, составляю­
щее рему (наиболее значимую часть) сообщения, помещается перед
придаточным предложением, например:
Benjde gördüm çıktığım. «Я тоже видел, что он вышел (она вышла)».
Формам на -dık/-acak могут предшествовать вопросительные сло-
ea (kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl и т. п.). Предложения этого типа соот­
ветствуют аналогичным сложным предложениям русского языка, на­
пример: Arkadaşımın nereye gittiğini biliyorum. «Я знаю, куда уехал мой
товарищ». Ne yapacağımızı bilmiyorum. «Я не знаю, что нам делать
(что мы будем делать)».

30
Alıştırma İ. Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çeviriniz:
1. Sen Yüzbaşım, vapurların geldiğine, geleceğine şaşıyorsun. (S. Kocagöz)
2. Benim vefat ettiğimi (=öldüğümü) gazetelerde okumadınız mı? (A. Nesin)
3. Benim de Camus gibi bir ahmak olduğuma karar verdi. (O. Atay) 4. Hangi
insan kendisinin de hakikaten (^gerçekten) öteki insanlar gibi günün birinde
mutlaka öleceğine inanır. (N. Hikmet) 5. Nigâr nereye gittiğine bakmayınız,
nasıl gittiğine bakınız. (Y. Kadri) 6. Mühendislerin kesinliği olmayan (kesin
olmayan) sorunlarla ilgilenmediğini mi söylemek istiyorsunuz? (O. Pamuk)
7. Kurtulduğuma hâla inanamıyorum. («Milliyet») 8. Yeni öğreniyorum kimlerle
arkadaş olduğunu. Son zamanlarda ne yaptığını da kimse bilmiyor. 9. Şükür,
tek bacağımı kaybettiğime. (B. Yıldız) Alzylabaktıklarmı sandjm. (O. Kemal)
Kabahat(!) kimde olduğum biliyor musunuz? Babamda mı, onda mı?
(Y. Kadri) Pek yakında ordularımızla birlik İstanbul’a dönebileceğimizi
sanıyoruz. (S. Kocagöz) Ne zaman geleceklerini demin söylememiş miydim?
(Y. Kadri) Hepsi ne yapacağıma bakıyordu. (Ö. Seyfettin) Benbirşeyler
yapılacağına inanıyorum. (O. Pamuk) zamangel; beni kitaplarımın temiz
arkadaşlığından ayıracağından korkma. (S. Ali) Zeliha’yı bir sevdiğini
söylüyorsun, bir sevmediğini. (O. Atay) Güzel! Çok güzel! Böyle
yazacağınızı ummuyordum doğrusu. Ustaca yazılmış. (Çehov) Ne
gülüyorsun? dedi. Yoksa benim büyük çar olduğuma inanmıyor musun?
(Puşkin)
Alıştırma 2. Aşağıdaki tümceleri birer -dık’lı/-acak’lı tümce haline getiriniz:

Bir örnek: Dedi ki (kendisi) bu kitabı okumadı -(kendisinin).


Bu kitabı okumadığını söyledi.
söylüyor ki biz haklı değiliz. 2. Biliyorum ki kızı yoktur. 3. Dün bildirdi ki
gelmeyecekler. 4. Gazeteler yazıyor ki Ankara radyosuna genel müdür
olacaksınız. 5. Gazete bildiriyor ki festival iki ay sonra başlayacak.
Alıştırma 3. Aşağıdaki tümceleri, kaim harflerle yazılan sözcüğün yerine bir sora
sözcüğü kullandıktan sonra, Rusçaya çeviriniz:

Bir örnek: (sizin) İzmir 'den geldiğinizi biliyorum—


(sizin)Nereden geldiğinizi biliyorum.
1. Bu trende bulunduğunuzu bilmiyordum. 2. Bana bir şey söylemek istediğini
anlıyorum. 3. Ziya’mn buralara köylüleri aldatmak için geldiğini şimdi daha
iyi anlıyoruz. 4. Ancak gecenin ikisinde, doktorların saat on birde yatmayı
tavsiye ettiklerini hatırladık. 5. Masamda oturan genç kadın bana soruyor —
Nerelisiniz? Kendisine Türk olduğumu söylüyorum. 6. Bana bak, köpeği
generale götürüp sorarsın. Benim bulup gönderdiğimi de söyle. (Çehov)
7. Ablam mektubunda, bu haberimizden aldığını yazmıyor.

31
Alıştırma 4. Aşağıdaki tümceleri, kalın harflerle yazılan eylemleri yeterlik,
sonra yetersizlik biçimiyle genişlettikten sonra, Rusçaya çevirin:

Bir örnek. Dün buraya geldiğini biliyorum. —


Dün buraya gelebildiğini/gelemediğini biliyorum.
1. Tanıdığım, bunu yapacağını bildirdi. 2. Çocuk, kapıyı kapadığını söyledi,
i . Akrabamın buraların havasına alışacağına ihtimal(olasılık) vermiyorum.
4. Adamın bu sözleri işittiğini (duyduğunu) sanmıyorum (zannetmiyorum).
5. Onunla iyi geçineceğimi ne biliyorsunuz? 6. Uzmanların mühim bir şey
yaptıklarım anlıyorduk.

ПРИДАТОЧНЫЕ ПОДЛЕЖАЩНЫЕ ПРЕДЛОЖЕНИЯ


(« ö z n e -tü m c e » )

Если придаточное дополнительное предложение является как бы раз­


вернутым дополнением в составе предложения, то придаточное подле-
жащное играет роль развернутого подлежащего, (Ср.: «Сообщается
(кто?, что?) важная новость». «Сообщается (кто?, что?), что собрание
наннется в четыре часа».)
Формы на -dtk/-acak, выступающие в таких случаях в роли сказуе­
мого придаточного предложения и одновременно в роли подлежаще­
го главного предложения, оформляются аффиксами принадлежности
и нулевым падежным аффиксом (основной падеж). Сказуемым глав­
ного предложения обычно является какой-либо переходный глагол в
страдательном залоге или же слова типа belli «ясный; ясно», malûm
«известный; известно», yok «нет, не имеется» и некоторые другие.
ПРИМЕРЫ:
Toplantının saat dörtte başlayacağı bildiriliyor.
— Сообщается, что собрание начнется в четыре часа.
Bana inandığı yok. — Он мне не верит.

ОБЪЕКТНОЕ ЗНАЧЕНИЕ ПАССИВНЫХ ПРИЧАСТИЙ


НА -DIK/-ACAK

Следует различать: а) имена действия на -dık/-acak, выступающие в


значении непосредственно действия (okuduğum «то, что я читал (чи­
таю)») и б) омонимичные формы в значении объекта или результа­
та действия (okuduğum «то, чтб я читал/читаю»). В последнем случае
форма на -dık/-acak является не именем действия, а субстантивирован­
ным причастием с пассивным значением (okuduk «прочитанное/чита­
32
емое»; okuduk + um «прочитанное/читаемое мной», букв, «мое прочи­
танное/читаемое»)1.
Если глагол, следующий за причастием на -dık/-acak, требует по­
становки последнего в винительном (дательном, исходном) падеже, то
возникают конструкции, которые от придаточных дополнительных пред­
ложений отличают лишь следующие признаки:
1) Объект может быть множественным. Поэтому к пассивному
причастию может присоединяться аффикс -1ar. okuduklarım «все то
(многое), что мною прочитано/читаемо» (имена действия присоединя­
ют аффикс -1аг только в значении личного аффикса (3-е лицо множе­
ственного числа): bir kitap okuduklarını bilyorum «Я знаю, что они чита­
ли/читают какую-то книгу»);
2) Пассивное причастие, будучи объектом действия, не может
управлять прямым дополнением, т. е. именем в винительном падеже2;
3) Пассивному причастию не могут предшествовать вопроситель­
ные слова3.
ПРИМЕРЫ:
(Senin) gördüğünüZ/gördüklerini anlat.
— Расскажи, что//все, что ты видел.
(Benim) söylediğimi anladın mı?
— Ты понял, что я сказал/говорю
(сказанное/говоримое мной)?

Конструкции с пассивными причастиями в основном падеже омо­


нимичны придаточным подпежащным предложениям.
Gördüğüm şu(dur) — Я видел вот что.
(«Виденное мною — следующее».)
Alıştırma S. Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çeviriniz:
1. Kim o gülen?.. — Kimsenin güldüğü yok. (N. Hikmet) 2. Kabahatin bizde
olmadığı hepsmee malûm (O. Kemal) 3. Ne kadar ağır yük taşıdığı belli
işte(A. Nesin) 4. Fakat bu durum karşısında hâkimin duyduğu haklı öfkenin
gittikçe şiddetlendiği meydandaydı. (T. Gürkay) 5. Kimin ölüp kimin kalacağı

1Если субстантивированное причастие образовано от непереходного глагола,


оно не может считаться пассивным ( b Icz . Alışt. S, № 18).
2За исключением тех случаев, когда оно употреблено в значении не прямого, а
косвенного объекта, например: Özür dilediği kim? «У кого он просит прошения?»
{Тот. у кого он просит прощения, кто?); Çözünü diktiği ne? «Во что он вперил
взор?» (Что есть то, во что он вперил свой взор?).
1В отдаленном прошлом был и четвертый признак: связь объекта действия со
своим обладателем — притяжательная, а подлежащее придаточного предложения
родительного падежа не получало (пою не подпало под воздействие объектной кон­
струкции).

2— 33
belli olmaz ki Fettah efendi dedi. (Ş. Sıtkı) 6. ve nihayette bütün bildiklerintt
söylemeye mecbur etti. (R. Nuı 7. Üstat, şiirlerimden hangilerini çök
beğendiniz?— Okumadıklarınızı. («Meşh.») 8. Kim geliyor, Haşan?.. — Aha,
onlarSenin dediklerin. (Y. Kadri) 9. Bu yaptığımızın makul bir hareket
olduğuna emin misin? (Y. Kadri) Ne kadar iyi efendim, hep benim
söyleyeceklerimi, benim düşündüklerimi, hatta benim kendilerine tef’atle (çok
defa) söylediklerimi siz söylüyorsunuz. (Y. Kadri) Bizim de, o eserlerden
öğreneceklerim z elbette ki olacaktır. (E. Çölaşan) Herkese, müessesenin
kurulusunun yirminci yıldönümünün kutlanacağı bildirildi. (A. Nesin)
Mayısının 29’una rastlayan Pazar günü akşamı Yeşiköy Havaalanına
Ankara’dan uçaklarla yüzelli tutuklu getirileceği bildirildi. (T. Gürkay) Ama
Kantarcının istediği olmadı. (O. Kemal) Seninle konuşacağım var (B. Nuri)
Bir şey olacağı yok (O. Pamuk) Adam sen de Yemeyeceği şeker
olsun(0. funduszeue.info) Bizim çalıştığımız, onun en eski işiydi. (A. Nesin)
neden sizler serbest dolaşıyor, istediğinizle görüşüyorsunuz? (H. Edip)
Kulağına yapıştırdığı ne, bir alıcı mı (bir almaç mı)?

Alıştırma 6. Aşağıdaki tümleyici tümceleri «özne- tümce» haline »okunuz:

Bir örnek. Yönetmenimi.., (sizin) İzmir’e gideceğinizi söylüyor. —


(Sizin) İzmir’e gideceğiniz söyleniyor.
1. Dayısı, o kentin çok büyük ve güzel olduğunu söylüyor. 2. Saat altıda
bana gelerek elbisemizin yarın hazır olacağını bildirdi. 3. Son posta gazetesi,
dün ülkemize kalabalık bir ticaret heyeti geldiğim yazıyor. 4. Kumpanyamı an
tecim kuruluna baş seçildiğini hepimiz biliyoruz. 5. Bana bir şey söylemek
istediğini gözlerinden anlıyorum.
Alıştırma 7. Aşağıdaki «özne-tümce» leri tümleyici tümce haline sokun:

Bir örnek: (sizin) İzmir’e gideceğiniz söyleniyor. —


Arkadaşım (kardeşiniz) İzmir’e gideceğinizi söyledi.
1. Tjcim heyetinin kentimizde birkaç gün kalacağı bildiriliyor. 2. Yarın da bu
işe başlamayacaktan söyleniyor. 3. Bu güç ödevi yapmanın çok önemli ve
yararlı bir şey olduğu anlatılıyor. 4. Ali Ustanın şu bizim Cemal*' pek sevdiği
belli. 5. Şu adamın kim (kimin nesi) olduğu bilinmiyor mu?

Alıştırma 8. Aşağıdaki tümceleri Türkçeye çeviriniz:


1. Как, вы здеоь? Мы полагали, что вы несколько дней тому назад уехали
в Измир. 2. «Я вижу, что вы в хорошем настроении, — говорит мой
учитель. — Расска овайте, что вы видели на Востоке». 3. Слышали вы, о
чем говорили те двое? 4. Рефик, где ты? Пришли те, кого ты ждал. 5. Он
не знал, с чего ему начать. 6. Я, может быть, не прав. Но я же не знал,
что это будет так. 7. А теперь пусть переведет то, что прочитал. Ь. Изве­

34
стно, что у него нет ни земли, ни быка. Но корова все-таки есть! 9. Сооб­
щи своему брату, что мы завтра не сможем сюда приехать. Вы не
знаете, кого спрашивал приходивший сюда человек? И. Сообщают, что
во время этой поездки губернатор проконтролирует несколько учреж­
дений. Не обижай меня. Покажи то, что ты спрятал. Несчастный
сказал, что в ближайшее время обратится в министерство юстиции.
По его лицу было видно (ясно), что лекарство, которое порекомендовал
врач, пользы не принесло (не дало). У кого ты просишь прощения?

ДЕЕПРИЧАСТИЯ ОБСТОЯТЕЛЬСТВА ВРЕМЕНИ


(z a m a n u la ç la r ı)

Деепричастия этой группы (а равным образом сложные формы дее­


причастного значения) отвечают на вопрос «когда?» (ne zaman?), т. е.
вместе с относящимися к ним словами представляют собою разверну­
тое обстоятельство времени (zaman zarfı)1. В данном уроке вводятся
два деепричастия и одна из нескольких сложных форм деепричастного
значения (ранее уже была введена форма -diktan sonra «после того
как»).

ДЕЕПРИЧАСТИЕ НА -INCА
Деепричастие на -(y)ınca (восемь фонетических вариантов) обозна­
чает побочное действие, по окончании которого совершается главное
действие. Действие, обозначаемое деепричастием на -(y)ınca, может
быть как однократным, так и многократным. При переводе на русский
язык используются или деепричастия — чаще от глаголов совершен­
ного вида — или, когда деепричастный оборот имеет особое подлежа­
щее, глагольные конструкции (придаточные предложения), вводимые
союзами и союзными словами «когда», «как только», «стоило/стоит,
как» и т. п.
ПРИМЕРЫ:
Oğulunu görünce «Yanıma gel!» diye çağırdı (seslendi)
— Увидев сына, он позвал (окликнул): «Иди ко мне!»
General çıkınca subaylar oturdular.
— Когда (или: Как только) генерал вышел,
офицеры сели.
İki kadeh fazla içince akıllan başlarından gidiyor. (Y. Kadri)
— Стоит им выпить лишние две рюмки, и оии
теряют рассудок.
'В отличие от деепричастия образа действия (hal/durum ulacı) на -arak и соеди­
нительного (bağlama ulacı) деепричастия -ip.

2* 35
Значение деепричастия на -ınca, особенно когда речь идет о буду­
щем, может видоизменяться, приобретая смысловые оттенки, передава­
емые по-русски союзами и союзными словами «(до тех пор) пока»,
«если (уж)», «раз», «коль скоро» и т. п.
ПРИМЕРЫ:
Düşünce kim kaldırır? — А если она упадет, кто поднимет?
Deniz kenarında, güzel görüntülü geniş bahçeli, caddeye
yakın bir ev istiyordu. Olunca tam olmalı. (A. Nesin)
— Он хотел красивого вида дом на берегу моря,
с большим садом и вблизи проспекта.
Уж раз будет (дом), то должен быть что надо.

Отрицательная форма деепричастия (-mayınca) обозначает момент


или время, когда «не совершается» или выявляется невозможность со­
вершения побочного действия.. Она нередко передает также указанные
выше смысловые оттенки.
ПРИМЕРЫ:
Ali, aradığını bulamayınca (bul-a-ma-yınca) fena halde öfkelendi.
— Не найдя (не сумев найти) того, что искал, Али
страшно разгневался.
Gece olmayınca yıldız görünmez (atalar sözü).
— Пока не настанет ночь, звезд не видно.

Форма gelince(gel-ince), управляющая дательным падежом имени,


имеет еще особое значение: «что касается», например: bana gelince
«что касается меня».

СЛОЖНАЯ ФОРМА -IRM AZ

Эта сложная форма образуется путем присоединения к основе од­


ного и того же глагола сначала показателя настоящего-будущего време­
ни (-ar/ır), а затем отрицательной основы того же времени (-maz). На­
пример: alır almaz, gider gitmez. Форма -ırmaz является частичным си­
нонимом деепричастия на -ınca, однако ею специально подчеркивается
быстрота смены действий, что по-русски передается оборотами типа
«как только», «едва(как)».
ПРИМЕРЫ:
Para gelir gelmez size yeni bir palto alırız.
— Как только придут деньги, мы купим вам
новое пальто.
Sizi uzaktan görür görmez o kadar sevindim ki
— Едва завидев вас издали, я так обрадовался.

36
ДЕЕПРИЧАСТИЕ НА İKEN

Деепричастие на iken отличается от других деепричастий способом


своего образования. Оно представляет собою деепричастную — исто­
рически причастную — форму от недостаточного глагола i(m ek)
«быть»: i + -ken = iken «будучи», «когда был». Эта форма, как и все
формы глагола i(mek), присоединяется либо к именам, либо к основам
времен. При этом начальное i обычно отпадает, и форма iken превра­
щается в безударный аффикс -(y)ken, не подчинающийся закону гармо­
нии гласных.
ПРИМЕРЫ:
asker iken//askerken — будучи военным (=когда был военным)
birinci sınıfta iken//sımftayken — будучи на первом курсе
Öğrenciyken Orhan Kemal’in birçok eserlerini okudum.
— Будучи студентом, я прочитал многие
произведения Орхана Кемаля.

ФОРМА -(A)RKEN, -İRKEN


Наиболее часто аффикс -ken присоединяется к основе настояще-
го-будущего времени. Сложная форма (a)rken, -irken, имеющая семь
фонетических вариантов, обозначает побочное действие незавершен­
ного вида (действие в его развитии), которое протекает/протекало (не-
(быпо) завершено), когда совершается/совершилось главное действие.
Форме на -irken в русском языке соответствуют деепричастия от
глаголов несовершенного вида. Если деепричастный оборот имеет
особое подлежащее, то деепричастию на -irken соответствует сказу­
емое придаточного предложения, вводимого союзом «(в то время)
когда», причем опять-таки используются глаголы несовершенного
вида.
ПРИМЕРЫ:
Odaya girerken (gir-er-(i)ken) arkama baktım.
— Входя в комнату, я оглянулся.
Arkadaşım odaya girerken pencerenin önünde duruyordum.
— Когда мой товарищ входил в комнату, я стоял
у окна.
Ben dışarı çıkarken komşum: «Uğurlar olsun» diyor.
— Когда я выхожу из дома, мой сосед говорит:
«Счастливого пути!»

Лицо субъекта побочного действия обозначается местоимением


или определяется по ситуации (по контексту). Если, однако, субъект

37
представлен 3-м лицом множественного числа («они»), то между аф-
te p шцлояцего-будувдего времени и деепричастным аффиксом
pijşjijbraa' помещается показатель множественности -1аг, например:
iorotit konuşurlarken (konuş-ur-Iar-(i)ken) neredeydin? Где ты
Ф к когда они там разговаривали?
, Если за деепричастием на -irken следуют такие глаголы, как görmek
«видеть», bulmak «найти; застать» и т. п., то словосочетания такого типа
часто переводятся оборотами «видеть, как», «застать за (каким-то де­
лом)», например: Onu içeri girerken gördüm. — Я видел, как он входил
(ср. İçeri girerken onu gördüm. — Входя в помещение, я увидел его).
Деепричастие на -irken нередко выступает в противительно-усту­
пительном («в то время как» — «между тем как»), а иногда — в
причинно-следственном («раз уж») значении. В этих случаях чаще
фиксируется и употребление отрицательной формы настоящего-буду­
щего времени (-mazken).
ПРИМЕРЫ:
Biz burada eğlenirken arkadaşlarımız ders çalışıyorlar.
— Между тем как мы здесь развлекаемся,
наши товарищи готовят уроки.
Onlar bir şey yapmazlarken siz buna hoş bakıyorsunuz.
— Между тем как они ничего не делают,
вы потворствуете этому.
Alı$tırma 9. Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çeviriniz:
I. yolda üç beş sözle arkadaşlarına şehre varınca nasıl davranacaklarını
öğretmiş. (S. Ali) 2. Sofadaki muslukta yüzünü gözünü yıkadı. Tekrar odasına
gelip (minder)e oturunca biraz evvel elinden attığı kitabı aldı veyannki
dersi gözden geçirdi. (S. Ali) 3. Bu ödevleri öğretmenimiz evine gidince saat
kaçta okumaya başlar? (A. Nesin) 4. Daireye gidince «müdür seni istiyor»
dediler. (A. Nesin) 5. Bir gün hastalanınca, onu hemen hastaneye
göndermek istemiştim. (T. Gürkay) 6. Nigâr Hanım onu görür görmez tamdı.
(Y. Kadri) 7. Ve (ben) işe başlar başlamaz yanıma geleceksin. («T. Dili»)
8. Hele siz, şurada durup gözcü olun. Anastas gelirken bana haber verin.
(O. Cemal) 9. .. .mektepte (=okulda) en çok edebiyata çalışırken riyaziyatten
(=matematikten) birinci çıkıyordum. (Ö. Seyfettin) Sakin bir tatlılıkla
sordu: — Biz bunıda otururken yanımıza kimse geldi mi? (Ö. Seyfettin)
II. Biz burada soğuktan donarken sen kocanın annesininevinde, kim bilir
ne kadar rahattasın («Ulus») Evsahibi Hafız’a doğru yürüdü, Fakaf o
fırtınayı hissedince namaza durmuştu. (R. Nuri) Bir köşeyi dönünce
birdenbire o(0. Kemal) Galiba şu mektup meselesini soracaksınız.
Sabahtanberi gelirsiniz diye bekledimsiz görünmeyince her halde kendisi
de hatâsını (=yanlışını) anlamıştır, dedim. (S. Ali) Kapının önüne çıkarak

38
beklemiş, ancak araba gelmeyince evine girmiş ve o sıralarda vefat
etmişti(=ölmüştü). (M. Birand) Özal orada ev sahibi olarak Devlet
Başkanı’nı gelirken karşılamıştı. Giderken de uğurhiyordtf. (M. Birand)
Köprüyü geçerlerken Cevdet Bey saatine baktı. (O. Pamuk) Babamın
ahbaplarından birisi bana bir iş bulacağım vadetmişti ama iki haftadır bir ses
çıkmayınca ben de eskisi gibi balığa gitmeye başladım. (O. Kemal) Arada
dinlenmeyince olmuyor. (O. Atay) Onlar ge/ırge/znezhep birden ayağa
kalkıldı. (Y. Kadri). Döndüğümde Selim’i Zeliha’nın yanında onu
seyrederken buldum. Beni görmedi. (O. Atay) Ve genç adamın, ilk defa
bu cümleleri (=tümceleri) söylerkendir ki sesi titremeye başlamıştı. (Y. Kadri)
Gerçekten amca o gece eve gelmeyince meraklanmış, sabaha kadar
uyumamıştı. (K. Nadir) Çıkarken, kendisine iyi geceler diledim.
Teşekkür etti. Çıktım. (T. Gürkay)

Alıştırma Aşağıdaki tümcelerde kalın harflerle yazılan eylemleri çevirirken


-ınca, -irken, ir -maz, -diktan sonra, -ıp, -arak gibi biçimlerden
hangisini seçeceğinizi söyleyin:
1. И Ленский, жмуря левый глаз, стал также целить, (П.) 2. И усевшись
под сосной, кашу есть, ссутулясь. (Тв.) 3. А вы, уходя от его жены,
одели мои сапоги. (Ч.) 4. Чуть утро осветило пушки и леса синие вер­
хушки — французы туг как тут. (Л.) 5. Он метил в умники, (а) попался
в дураки. (Л.) 6. Шоссе Россию здесь и тут, соединив, пересекут. (П.)
7- И, в новый мир вступая, знаю, что люди есть и есть дела. (Бл.) 8. Он
крался над вечным покоем, жестокую месть утоля. (Бел.)

Alıştırma U. Aşağıdaki tümceleri Türkçeye çeviriniz:


1. Закончив это дело, он сел у стола. 2. Заслышав вдалй шаги, она повернула
пшову. 3. По правде говоря, я не знал, как следует вести себя, встречая
главу государства: 4. Не заметив насмешливых взглядов, поэт успокоился.
5. Почувствовав, что его обманули, разгневанный клиент направился к су­
дье. Но Вто время, как он был уверен, что продавец виноват, судья возлагал
вину на нега самого. 6. Как же его фамилия? Коща шел сюда, помнил
7. То, что, я предлагаю, это надежный и разумный путь. Но если ты проиг­
раешь, ты не должен на меня сердтъся. 8. Сообщая категорически, что он
отправится послезавтра утром самолетом, маэстро не скрывал своей оза­
боченности, волнения и даже страха. 9. «Милости прошу!» — говорил хо­
зяин дома, улыбаясь своим гостям. Как только придут деньги, мы выпу­
стим подготовленный нами поэтический сборник. В то время как его
младший брат был далеко не глупец, его самого невозможно было назвать
разумным человеком. Коща я взял в руки и раскрыл журнал, они с
интересом стали слушать перевод статьи известного литератора.

39
ФОРМОСОЧЕТАНИЕ -МАК AMACIYLA
(-так maksadıyla)
В книжкой речи употребляется ряд формосочетаний, первым со­
ставляющим которых является форма инфинитива, а вторым — слово­
формы типа amariyla, maksadıyla, şartıyla, suretiyle и др. Формосочета-
ние -так amacıyla (или maksadıyla) употребляется для обозначения цели
главного действия: «с целью».
ПРИМЕРЫ:
Yeni Demokrasi Partisi’nde aktif politika yapabilmek amacıyla
— С целью получить возможность вести активную
политическую работу в партии новой демократии
Türkçeyi öprenmek maksadıyla Türkiye’ye gittiler.
— Они поехали в Турцию с целью изучения
турецкого языка.

Sözlük

1. belirmek — 1) показываться, по­ kaybetmek — 1) (yitirmek) поте­


являться; ■ рять; 2) проиграть (что-л.)
2) выявляться, выясняться suç (kabahat) — вина, проступок
belirtmek — определять; выяв­ ~ işlemek — провиниться, совер­
лять, прояснять шить проступок
2. fark— отличие, различие ummak (-i; -den) — надеяться,
4 ı — отличный, отличающийся рассчитывать (на что-л.), задать
-etm ek — различить, заметить (чего-л. от кого-л.), думать
3. ispat — доказательство, подтвер­ aldatmak— обманывать, вводить
ждение в заблуждение
~ la m a k (~ etmek) — доказывать, aldanmak — обмануться
подтверждать yük — груз, ноша; бремя
4. yanmak — 1) гореть; сгорать; ■Чешек (-İ -е) — нагружать; воз­
«погореть»; 2) (-е) сокру­ лагать (обязанности и пр.)
шаться (о чем-то) yargıç (hâkim) — судья
5. ahmak (kı) — глупец, дурак hfikimiyet // hâkimlik (egemen­
lik) — господство, владыче­
6. kesin (kati) — окончательный, ка­
ство; суверенитет
тегорический
öfke (hiddet) — гнев, ярость
~ lik — категоричность, реши­
-lenm ek (funduszeue.info) — разгне­
тельность, твердость
ваться
7. alay — 1) насмешка; 2) процессия;
şiir — стихотворение, поэзия
толпа, полк; şair (ozan) — поэт
b ir много, куча, толпа makul — разумный; разумно
~ etmek (ile)— смеяться (над кем-л.) emin (-dan ve -e) — уверенный
8. bacak — нога (голень) (в ком, чем-л.); верный, надеж­
~ kadar крошечный, «от горшка ный;
два вершка» uçmak —летать
9. kayıp (ybı) — потеря uçak — самолет

40
davranmak — действовать; вести anî— моментальный; внезапный
себя (как-то)', basmak — 1) ступать, наступать;
gitmeye собираться уйти; начинаться; 2) нажимать; 3) на­
silâha ~ — браться за оружие грянуть
yazar (edip) — писатель, литера­ baskın — 1)налет, нападение;
тор; автор 2) превосходящий
yazın (edebiyat) — литература bağımsız (müstakil) — независи­
edebiyat yapmak — выражаться мый
высокопарно, мудрствовать bağımlı (tabi) (-e)— зависимый
donmak — мерзнуть, замерзать rivayet (söylenti) — предание,
namaz — намаз, молитва молва
~ kılmak — совершать намаз - etmek — рассказывать, переда­
~а durmak — становиться на мо­ вать
литву havali — округа, местность, край
titremek — дрожать; трястись zaptetmek (ele geçirmek) — за­
heyecan — волнение, возбужде­ хватывать, покорять; фиксиро­
ние вать
Чаптак — волноваться damla — капля; капли (мед.)
uygulamak (tatbik etmek) — ~ hastalığı — апоплексия
осуществлять, применять, mustarip (-dan) — страдающий
проводить в жизнь; cenaze — покойник, тело
haksız uygulamalar — незакон­ ~ alayı— похоронная процессия
ные действия türbe— усыпальница, гробница
*** , gömmek — зарыть, закопать, хо­
ронить
torun — внук
gazi — победитель * * *

başbuğ — главнокомандующий


tez — 1) тезис; 2) диссертация
fetih (thi) — завоевание, покоре­
denemek — пробовать, испыты­
ние
вать
fethetmek — завоевывать, поко­
deneme (= tecrübe)— испытание,
рять
проба, опыт
fatih — завоеватель, покоритель
anahtar — ключ hayran — изумленный, ошелом­
ленный; восхищенный
sunmak — вручать; направлять
ırıalik(-e) — владеющий, облада­ 4 ık —; изумление, восхищение
ющий kalp (Ы) (yürek) — сердце
~ane (yurtluk) — владение; по­ gizlemek — прятать, маскировать
местье gizli — скрытый, тайный
düğün — свадьба çağ— пора, века
~ yapmak — устроить свадьбу orta средние века
tuzak — капкан, западня; ловуш­ ~daş — 1) современник;
ка 2) (muasır) современный
~ kurmak — устроить западню lehçe — диалект
kale — крепость; ворота (фут­ Türk -leri— тюркские языки (ди­
больные) алекты)
ап— мгновение, миг vadi — долина

41
bu ~de — в таком духе; в этой ~ gelmek — победить
области galebe (=yengi) — победа
saptamak (tesbit etmek) — уста­ galebe çalmak — победить
новить, определить ortam — обстановка, среда
odak — средоточие, фокус dizmek — расставлять, распола­
~lamak — сфокусировать, наце­ гать (рядами); нанизывать
лить dizin— список, опись, индекс
üretmek (istihsal etmek) — про­ ifade — 1) выражение; 2) объясне­
изводить, изготовлять ние; показание; 3) значение
üretim (istihsal) — I) производ­ ~ etmek — выражать; объяснять,
ство; 2) продукция излагать; означать
detay — деталь tutar (meblağ) — сумма, итог
4 ı — детальный borç (си) — долг; долг, обязанность
kavramak — 1) охватывать; pusu — заёада
2) постигать, схватывать р. kurmak (-е) — устроить засаду
güven — 1) (itimat /dı/) доверие; damat (dı) — зять
2) уверенность bozmak — 1) портить; нарушать;
- т е к (-е) — доверять(ся), пола­ 2) конфузить; теряться; 3) раз­
гаться менять
tanım (tarif) — определение, опи­ bozuk— 1) испорченный; 2) мел­
сание кий (о монете)
-lam ak (tarif etmek) — опреде­ şahıs(hsı) (zat) — особа, лицо
лять, описывать cihaz — прибор, аппарат
garip — странный, непонятный; malzeme — материал
чужой gütmek — 1) пасти; 2) вести, про­
dönem — период; созыв (парла­ водить, преследовать;
мента) . amaç преследовать цель
azim (zmi) — решимость, воля menfaat — интерес, заинтересо­
azmetmek(-e) — намереваться, ванность, выгода
решаться aykırı(-e) — противоречащий,
galip— победитель; побеждающий идущий в разрез

Türemiş sözcükler
1. ilgilenmek (ile) — интересоваться
ilgili (ile) — связанный (с кем, чем-л.)
2. kurtulmak — освободиться, спастись, отделаться
3. şiddetlenmek — усилиться
4. üstat (dı) — маэстро, мэтр
5. rahatlamak — успокоиться
6. kuruluş — 1) создание, устройство;
2) учреждение, организация
7. gözcü — 1) наблюдатель; дозорный;
2) окулист
8. hissetmek — чувствовать

42
9. başkan — председатель
devlet ~ı — глава государства, президент
karşılamak — встречать
karşılaşmak — встречаться
uğurlamak — провожать, желаггь счастливого пути
meraklanmak — 1) тревожиться; 2) интересоваться
kurucu — основатель, создатель
memur etmek (kimi neye) — поручить, уполномочить
ölüm — смерть
hükümdar — монарх, правитель, властелин
bilgisayar — компьютер
söz etmek (-den) — говорить (о ком, чем-л.)
sınırlı — ограниченный
matematiksel — математический
işlem — процедура, операция, действие
gerekmek— требоваться
yetinmek (ile) — ограничиться
satış — продажа
korku — страх
işletim — эксплуатация, использование
karıştırmak — путать; перемешать
karışık — запутанный, смешанный, сложный

Deyimler
1. arada (bir) — иногда, время от времени
2. yakınlarım olarak — ориентировочно, приблизительно
3. ortadan kaldırmak — устранять; отменять
4. (bir şeyin) altından kalkmak — преодолеть (что-то),
справиться (с чем-то)
5. kargacık burgacık — кривой, искривленный
6. Osmanlı İmparatorluğu — Османская империя
7. ortaya çıkmak — возникнуть, появиться
8. hoş görmek, bakmak — относиться снисходительно, прощать

Словообразовательный аффикс -İş


Словообразовательный аффикс -(y)ış\ свободно присоединяющий­
ся к любым глагольным основам (кроме производных основ с показате­
лем взаимного залога: -(ı)ş-4, образует глагольные имена, обозначаю­
щие название действия или манеру совершения действия. Превращаясь
в отглагольное имя, получает более конкретные значения существитель­
ного, называющего каюе-то явление или предмет.
43
ПРИМЕРЫ:
atış — бросание; стрельба
yürüyüş — ходьба; марш; походка
yazış — манера писать, почерк
kuruluş — создание, устройство; учреждение, организация

Alıştırma Aşağıdaki sözcüklerin anlamlarını bilmeye (veya hatırlamaya) bakın:


açılış (toplantının açılışı), bakış, görüş (görüşleri belli), görünüş (görünüşüne
göre), kapanış, biniş, kalış, kalkış (uçağın kalkışı), basış, vuruş, gülüş (pek
tatlı (içli) bir gülüşü var), sarılış, akış (nehrin akışı; akış aşağı; akış yukarı),
duruş (esas duruş), tanış (biliş tanış çok), düşüş, katılış.

Alıştırma Kalın harflerle yazılan sözcükleri ezberlemek üzere aşağıdaki


• tümceleri çeviriniz:
1. Amacımı belirttim. Alayla baktı. 2. Hiç te ahmak değildir ama, herkesten
farklıdır. 3. Bacak kadar bir çocuk bu ağır suçu işler mi? Yargıca (hâkime)
kabahatsiz olduğunu ispatlamaya çalıştım. İnandığı yok. 4. Ozan
öfkeleniyor. Çok emek verdiği şiir kitabı satılmıyor. Fakat şair satıcının
kendisini aldattığına emin. 5. Yazar (edip) fazla sert davrandı. Böyle
davranacağım ummamıştım (ondan). Suçu bize yüklemek istiyor. Seçtiği yol
makul sayılamaz. 6. Yalancının evi yandı, kimse inanmadı. 7. İnsan kuş
değildir. Uçmak için bir uçağa binmelidir. 8. Heyecandan mı titriyor, ne? —
Hayır, burası epey soğuk. Ben de donmaya başladım. 9. Günde kaç kez
namaza durulur? — Kural olarak beş defa. Haksız uygulamalara yer
vermemelidir.
1. Я не понял. Пусть пояснит свою мысль. 2. Это был другой человек,
с короткими ногами и густыми бровями. Решительно не наш поэт. Но
в темноте я не разобрал. Мои глаза меня обманули. 3. Они с гневом
требуют (хотят) полного суверенитета и готовы взяться за оружие. Я
надеюсь, что мы найдем разумный выход. 4. Вы смеетесь надо мной?
Разве я могу нести такой груз? 5. Вот глупец'. В то время как у него
горит дом, он сел писать стихотворение! 6. Летайте (совершайте по­
ездки) самолетами нашей компании (нашего общества). 7. Он, конечно,
не виноват (его вины нет). Но уверен ли ты, что сумеешь доказать это
судье? 8. Вероятно, направляясь (идя) сюда, он потерял эти три стихо­
творения. Большая потеря для нашей литературы! 9. Нет причин вол­
новаться. Правительство вот уже год осуществляет эту политику.
Он замерз. На молитву встал, но дрожал от холода и потом долго не
появлялся в зале.
1. Bir erkek torununuzun dünyaya geldiği rivayet ediliyor. 2. Başbuğ olarak
birkaç büyük kent fethetmiştir. Bundan dolayı adına Osman Gazi denir.

44
3. Kalpten tebriklerimi sunanm efendim! 4. Düğünden sonra yurtluğuna
(malikanesine) çekildi. 5. Bu havali güzel bir iklime malik. 6. Tuzak
kapanmıştı. Anî bir baskından sonra kale ele. geçirildi (zaptedildi). 7.
Ayaklarımızın ucuna basarak çıkalım. Zavallı edip ağır hastalıktan mustarip.
Demin damla içmiş, uyuyor. 8. Cenaze alayına katılmak istiyoruz. Ancak
nereye gömüleceğini bilmiyoruz.
1. Вероятно, ключ взяла моя младшая внучка. 2. Он главнокомандую­
щий, но имени покорителя не заслуживает. Из девяти сражений восемь
проиграл. Несколько дней назад мы потеряли еще одну важную кре­
пость. 3. В связи с его свадьбой мы вручили ему ценный подарок.
4. Ключа при мне нет. Нажмите на звонок. 5. Передают, что его усы­
пальница находится в этой округе. 6. К сожалению, я не зафиксировал
его слов. Что за капли он рекомендовал? 7. Да, страна некогда была
захвачена. Но сейчас она независима. 8. Он погряз в долгах. 9. Он стра­
дал от апоплексии. Сейчас его тело в больнице. В одно мгновение
ловушка захлопнулась (закрылась).
1. Tezi hayranlığımı uyandırmadı. 2. Bu değerli mallar üzerine fiyatlar henüz
saptanmadı (tespit edilmedi). 3. Üretimde son dönemde de önemli bir artış
hissediliyor. 4. Ortam elverişli. Makinayı detaylı bir denemeden geçirmeli.
5. Ancak yapılan matematiksel işlemlere karşı tam bir güvenim yok. 6.
Ortaya çıkan zorluklara galip çıktı. 7. Bütün azmine karşın orta çağ lehçeleri
gramerinin altından çıkamadı. 8. Bilgisayardan söz ediyorsunuz. Oysa ben
bu vadide uzman değilim, kavrayamıyorum. Her şeyden önce bilgisayar
nedir, tanımını verir misiniz. 9. Borcumun tutarını görünce bozmadım,
damadıma baş vurdum. Genç devletin kurucusu olan Devlet Başkanı
hava alanında yaşlı hükümdarı uğurladı. Meraklanmayın. Üstadı
karşılamaya başkan sizi değil, beni memur etti. Üstat yakınlama olarak
ne tarihte gelecek? — Garip, dersiniz ama, bu tarih henüz gizli tutuluyor.
Yüzünün ifadesinden alana galebe çalmak {galip gelmek) için çıktığı
anlaşılıyordu. Üstadın korkusundan çok şaşırdım, her şeyi karıştırdım,
gereken matematiksel işlemi yapamadım. Gözcü olun. Yeni model
bilgisayar satışa çıkarıldı, fakat işletimi hususunda pek sınırlı bilgim var.
Bunun için de bir deneme dönemine gereksinim var. Bizimkileri buna
odaklayın. Topladığımız malzemeye göre güttükleri gaye
(amaç)»ıen/aarimize aykırıdır.
1. Современный мир иногда кажется странным. А иногда мы смотрим на
него с восхищением. 2. В Институте стран Азии и Африки изучают мно­
гие современные тюркские языки. 3. В этой долине расположены два
больших города. 4. В то время эти испытания, разумеется, проводились
тайно. 5. Вы победили. Но обстановка не была благоприятна. Я не могу
постичь причины этого успеха. 6. Его показания были путаными, да и

45
сумма, которую он называл, очень отличалась от той, что мы знали.
7. Конечно, наш завод не может производить все требующиеся товары.
8. Они расставит часовых (дежурных), устроили засаду. 9. Период
(срок) эксплуатации этого прибора не очень велик. Не описаны также
многие детали. Он испортил нам дело. Теперь уж мы не можем
ограничиться возвратом нашего долга. Не сбиться бы нам с пути
Я не очснь-то полагаюсь на этого человека. Правитель поручил вам
встретить и проводить высокого гостя. Избавиться бы нам от
страха. Тогда успехи будут большими. И все это почувствуют. Он
любит говорить о зяте президента. Однако этот вопрос не в фокусе (не в
центре) нашего внимания. Прежде всего установим сумму вашего
долга. Лицу, о котором я сказал, этот прибор не требуется.

Türkiye tarihinden. Osman I


(— )
Osmanlı devletinin kurucusudur. Ertuğrul Bey’in oğlu, Süleyman Şah’ın
torunudur. Söğüt’te doğmuştur. Ona Osman Gazi de derler. Anadolu Selçuk
devletinin Bizans hududunda bir uçbeyi' olan babasının ölümü üzerine
de başbuğluğa geçirilmiştir. Osman babasının ölümünden birkaç gün önce
Karacahisar’ı fethetmiş, oğlu Orhan da o yıl içinde doğmuştur. Osman Bey,
Karacahisar’ın anahtarını Selçuk sultanına sunmuş, bunun üzerine Selçuk
hükümdarı Karacahisar’ı ona malikâne (yurtluk) olarak vermiştir. Bu hâdise
(olay) yakmlama olarak tarihindedir. Rumlar, Osman Beyi ortadan
kaldırmak için, onu Bilecik tekfurunun (= valisinin) düğününe davet
etmişlerdir. Fakat kurulan tuzağı haber alan Osman Bey kırk kişi ile Bilecik
kalesine âni olarak bir baskın yapmış, yolda düğün alayına pusu kurarak
damadı ortadan kaldırmış, ele geçirdiği güzel Nilüfer’i oğlu Orhan’a
peylemiştir (saklamıştır). Selçuk devleti — de batınca Osman Bey
müstakil (bağımsız) kalmıştır. Osman’ın amcası Dündar Bey bu sıralarda
ölmüştür, ki Osman’ın eliyle öldürüldüğü de rivayet edilir (söylenir). Bu
olaylardan sonra Osman, oğlu Orhan’ı İzmit ve havalisini almaya, sonra gene
Orîıan’ı Bursa’yı zapta memur etmiş, kendisi damla hastalığından muztarip
olarak Yenişehir’de otururken Bursa’nm fethini haber aldıktan biraz sonra
68 yaşında ölmüştür. Cenazesi Bursa’ya götürülerek oradaki türbesine
gömülmüştür. Osman'ın başbuğluğu 11, müstakil hükümeti 27 yıl sürmüştür.

B ir tezin hikâyesi
Üniversite yıllarımda Montaigne’ın Denemeler' ini büyük bir hayranlıkla
okumuştum. Denemelerde insan kalbinin derinlikleri gizlidir. İlim adamlarının
1 Sınır boyundaki bir küçük devletin başı.

46
nasıl çalıştıklarım hep merak etmişimdir. Ben de bu vadide yol almak
istiyordum.
O günlerde, değerli bir ilim adamı olan Ahmet Hoca’dan çağdaş Türk
lehçeleriyle ilgili dersler alıyorduk. Türkmence çalışmaya karar verdim.
Türkmenceyle ilgili bir tezin kolayca altından kalkabileceğimi sanıyordum.
Ancak Türkmenlerin yirminci yüzyılda yaşayan en büyük şairinin kim
olduğunu tespit etmek bile benim için büyük sıkıntı oldu. Türkmenistan’dan
sınırlı sayıda insan, Türkiye’ye gelip gidiyordu ve bunlarla
karşılaşamıyordum.
O günlerde kendini bilgisayar dünyasına odaklayan arkadaşım İbrahim,
bana bilgisayarla çalışmanın öneminden söz etti. Ben, o zamana kadar
bilgisayarın yalnız matematiksel işlemler yapmada kullanılan bir âlet
olduğunu zannediyordum.'Daha sonra sosyal bilimlerle ilgilenenlerin yavaş
yavaş bilgisayar kullanmaya başladıklarını gördüm. Kısa sürede çok iş
üretiyorlardı. Dostlarımı sevindirmek amacıyla ben de bilgisayar almaya
karar verdim.
Tanıdığım bir arkadaşımın çalıştığı bilgisayar firmasına gitmekle ne
kadar iyi ettiğimi sonradan anladım. Çünkü detaylı izah etmeye çalışan on
yıllık arkadaşımın bile ne demek istediğini tam olarak kavrayamamıştım.
Hayatımda ilk defa duyduğum kelimelerle konuşuyordu. «Disketle mi
çalışacaksın? Remi ne kadar olsun?..» Ne cevap vereceğimi şaşırmıştım.
Önce kendisine itimat ettiğimi söylemekle yetindim. Bana vermek istediği
bilgisayarı çalıştırdı. Satış yapmanın da heyecanıyla birçok şey anlattı. Çok
önemli olan bilgileri bir kâğıda not etmeye çalıştım. Sevinç ve korkuyla
kanşık bir his kaplamıştı içimi. Bilgisayarımı alıp evin yolunu tuttum. Tarif
ettikleri şekilde masamın üstüne kurdum. Sıra çalıştırmaya gelmişti.
Arkadaşımın yazdırdığı notlan uygulamaya başladım; ekranda garip şeyler
oluyordu. Hemen telefona sarıldım. Sattıkları âletin bozuk olabileceğini
söyledim. Arkadaşım güldü. Telefonla yardımcı olmaya çalıştı. Ama ben
işin böyle yürümeyeceğini anlamıştım. İşletim sistemiyle ilgili kitaplar
aldım. Bu dönem tam iki ay sürdü. Artık bilgisayarımı ne çocuklarım
seviyordu, ne de eşim.
Hocam, ana metinde bütün uzun ünlüleri göstermenin gerektiğini
söylemişti. Metne baktığımda hiç bir uzun ünlünün bulunmadığını fark
ettim. Zaten Kiril harfleri gözlerime kargacık burgacık görünüyordu. Neden
sonra çalışma azmi bütün hislerime galip geldi, bütün metni bilgisayar
ortamına taşımaya karar verdim. Bir yandan bunu yaparken bir yandan da
uzunluklarla ilgili bilgiler ediniyordum. İlk yirmi sayfada öğrendiklerimi
uygulamaya başladım. O kadar çok uzunluk vardı ki birinci sayfada
uyguladığım uzunluğu ikinci sayfada unutuyor ve her şeyi birbirine
karıştırıyordum.
Bir cumartesi günü bilgisayarı aldığım firmaya gittim, bilgisayar
programcısına, dizin programına ihtiyaç duyduğumu belirttim .
47
Yapabileceğini ifade etti. Ancak bilgisayarın yan fiyatına yakın bir meblağ
söyledi. Sonradan programcının mobilya borcunun da o kadar olduğunu
öğrenince şaşırmadım değil
(Mehmet Kara; kısaltılmıştır).
Çalıştırma Yukarıdaki metinleri anlatmaya hazırlanırken aşağıdaki sorulan
yanıtsız bırakmayın:
1. Ertuğrul Bey’in oğlu Osman kaç yılında ve nerede doğmuştur?
Söylediğiniz yer Anadolu’nun neresindedir? 2. Osman kaç yaşındayken, kaç
yılında ve ne gibi olay üzerine Anadolu Selçuk Devletinin başbuğluğuna
getirilmiştir? 3. Yakmlama olarak bir yıl sonra ne kalesi fethedilmiştir? Bunun
üzerine de neler olmuş? 4. Bilecik tekfuru (valisi) Osman Beyi düğününe
davet ederken ne gibi bir amaç (gaye) güdüyormuş? Bu zat (şahıs)
Osmandan korkuyor muymuş? Bu olaym sonu ne olmuştur? 5. Selçuk
Devleti batınca (kaç yılında?) Osman Beyin durumunda bir şey değişmiş
midir? Osman’ın amcası Dündar Bey’in davranışları bu sıralarda (fikrinizce)
Osmanın menfaatlerine neden aykm olmuş? Sonucunda Dündar Beyin
başına ne gelmiş? 6. Osman nerede, ne zaman ve oğlu Orhan’ın hangi büyük
kenti fethettiğini haber aldıktan sonra gözlerini dünyaya kapamıştır?
Gömüldüğü yer neresi? 7. Mehmet Kara, kimin öğütlerine (tavsiyelerine)
kulak vererek kendine bir bilgisayar almaya karar vermişti? Türkmenceye
dair topladığı malzeme zengin miydi? 8. Cihazı alıp evine götürdükten sonra
ne gibi güçlükler (zorluklar) ortaya çıktı?
Çalıştırma Aşağıdaki parçayı Türkçeye çeviriniz:
Вы знаете, что основателем Османской империи был Осман Первый,
родившийся в середине XIII века. Разумеется, независимое княжество
(beylik), которое он создал в Западной Анатолии в нанале XIV века, пос­
ле того как распалось («утонуло») Сельджукское государство, еще не
было империей. Однако это государство быстро расширялось. В год,
когда родился сын Османа Орхан, т. е. в году, был завоеван неболь­
шой город Караджахисар, а через 38 лет; т. е. в году, когда умирал
сам Осман, его сын Орхан завоевал крупный город Бурса. Сюда из Ени-
шехира перенес Орхан столицу своего государства. Вообще говоря, у
Османа было два сына — Орхан и Аляэттин. Точно не известно, кто
(который) из них был старшим братом. Впрочем, властелином стал Ор­
хан, одержавший много побед. Поэтому его, как и его отца, называют
«Победитель».
Когда по приказу Орхана его сын Сулейман-Паша перешел в Румелию,
император Византии (Bizans) Кантаюозен стал думать, как ему действо­
вать в дальнейшем. Когда один за другим падали города, такие, как Гели-
болу, Текирдаг, Ипсала и другие, император с целью установить друже­

48
ственные отношения с Орханом отдал ему свою дочь принцессу Теодо­
ру. Орхан обвенчался с ней, но продолжал захватывать города и посел­
ки, находившиеся вблизи от столицы Византийской империи. Впрочем,
известно, что взял Константинополь лишь седьмой султан Мехмед Вто­
рой Фатих. Это событие произошло почти через сто лет после смерти
Орхана, в году.

Çalıştırma Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çevirin:


1. Düğün yaparken, nasılsa bir düğün armağanı getirmeyi unutmuştu.
2. Mektubu okuyunca bir ağladı, bir ağladı. 3. Yanlarından geçerken hepsi
birden kalkıp bana selâm verdiler (Y. Kadri). funduszeue.infoi Muhammet gibi, dağ
ayağına gelmeyince, o dağın ayağma gitti (Ş. Sıtkı). 5. İsmaile yolun üstünde
raslıyorum. Ya ben giderken o dönüyor, yahut ben dönerken o gidiyor
(Y. Kadri). 6. Bak, bu kadar yıldır bir evde otururuz, karşı karşıya geçip iki lâf
etmemişizdir. Şimdi icap etti (= gerekti). Ortada neler olup döndüğünü
bilmiyorum (S. Ali). 7- Çocuk hasta mı ki? Günler var, bahçede göründüğü
yok (M. Yesari). 8. Merhum Hamdi Beyin hiç bir defa kendisine ait bir iş için
üzüldüğü, kızdığı, meraklandığı olmamıştır (Y. Kadri). 9. Otele döndüm. Bir
çay söyledim oturur oturmaz (B. Yıldız). Nasıl hiç haber aldığın var mı?
(Y. Kadri.) Korktuğum da başıma geldi (S. Kocagöz). Ahmet Vefık
Paşa, Bursa’ya vali olur olmaz, bir tiyatro kurmayı düşünmüştür (gaz).
Yaşadıklarımız bizi şaşırtmıyor, üzüyor («Zaman»). Özal, bazı
konularda (= sorunlarda) nasıl davranacağını kestıremiyordu (M. Birand).
Hepsi ne yapacağıma bakıyordu (ö. Seyfettin). O akşam üstü,
yabancı kadından, öğreneceklerimi öğrendikten sonra odama gidiyordum
(R. Nuri). Tam Menderes çıkarken, Ada Kumandanının gür sesi duyuldu
(T. Gürkay). Sizi uzaktan görür görmez, ne sevinmiştim bilseniz! (M. S.)
Konuk umduğunu değil, bulduğunu yen Kol kesilirken parmak acımaz.
t
Çalıştırma Aşağıdaki tümceleri Tüıkçeye çevirin:
1. В то время как мы сокрушались о том, что его обманули и он потерял
столько денег, он в душе посмеивался над нами. Потому что знал, что
деньги ему вручат в другом месте. 2. Вот поэтому, переходя улицу, сле­
дует посмотреть сначала налево, а потом направо. 3. Всем известно, что
Турция — страна гористая. 4. Сын Орхана Сулейман-паша погиб. Но в
этом не было чьей-либо вины. Впрочем, мы не знаем, кто это доказал.
5. Борьба за национальный суверенитет, которую турки вели после Пер­
вой мировой войны, была необходимой и разумной. 6. Когда я был сту­
дентом, у меня было множество разных намерений. 7. Он не пояснил,
как будет действовать, если не докажет своей невиновности. Ведь судья
может принять неприятное для него окончательное решение. 8. Моло­
дая особа рассказывала: — Господи, недавно в трамвае был случай.

49
Когда кондуктор сзади сказал: «Османбей» (это название района в Стам­
буле), спереди толстый человек произнес: «Да. Я здесь». Мы умерли от
смеха. 9. Этот край обладает приятным климатом. Даже зимой мы не
мерзнем, не дрожим от холода. Ясно, что они что-то от нас скрыва­
ют. Надо установить, что они производят. Если не объяснят, мы не мо­
жем им доверять. Обстановка сложная.
Çalıştırma Aşağıdaki tümceleri ağızdan Türkçeye çevirin:
1. Кто победитель? 2. Странное определение! 3. Это не требуется. 4. Они
говорят о математических действиях. 5. На этой дороге они устроили
засаду. 6. Его зять очень сконфузился. 7. Мы, кажется, потеряли дорогу.
8. Их успехи были очень ограниченными. 9. Кого он уполномочил сде­
лать это (кому поручил)? Он не справится с этим делом. При
виде похоронной процессии ребенка охватил страх. Он глава госу­
дарства, но не его основатель. Этот закон давно отменен. Экс­
плуатация компьютера (эксплуатировать, (заставить) работать)— дело
не простое, особенно для нашего мэтра. От волнения он все перепу­
тал. Этот молодой человек — внук главнокомандующего. Завтра у
него свадьба. Я не схватываю его слов (сказанного им). Постарай­
тесь зафиксировать. В это мгновение начался воздушный налет.
Они устроили западню. В этой долине находится старинная кре­
пость. — Как его сердце? — Он страдает от апоплексии. Услышав
названную сумму, он встревожился. Его лицо выражало решимость
(решимость действовать). Он председатель этой организации. Пи­
сатель собирается уходить. Проводим его.

Çalıştırma Aşağıdaki atasözlerini ezberlemeye bakınız:


1. Akıl olmayınca ne yapsın sakal. 2. Alışın oğlu veriş. 3. Araba kırılınca yol
gösteren çok olur. 4. Ay doğuşundan insan yürüyüşünden bellidir. 5. Bir
kere aldanışta kabahat aldatanın, iki kere aldanışta kabahat aldananın.
6. Bilerek yapan aldanmaz. 7. Çok yeyen ahmak olur. 8. Fena haber tez
duyulur. 9. Gireceğini düşünme çıkacağını düşün. Gökte ararken yerde
buldum. Gönül çocuğa benzer gördüğünü durmayıp ister.
Güvendiğimiz dağlara karlar yağdı. İnsanı görürsün yüreğindekini ne
bilirsin. İstediğini söyleyen istemediğini işitir. Kale içinden alınır.
Kaş yaparken göz çıkarır. Köpek suya düşmeyince yüzmeyi
öğrenmez. Misafir umduğunu yemez bulduğunu yer. Ne kumaş
olduğunu biliriz. Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.
Урок 17(3)

ПРОШЕДШЕЕ НЕОПРЕДЕЛЕННОЕ ВРЕМЯ (-ARDI / -IRDI)


(geniş zamanın hikayesi)

Основа прошедшего неопределенного времени (или: неопределен­


ного имперфекта) слагается из ударного аффикса настоящего-будущего
времени -(a)r/-ır и безударного показателя прошедшего времени (i)di.
Таким образом, эта сложная форма имеет восемь фонетических вари­
антов: -rdı/rdi, -ardı/-erdi,-ırdı/irdi/-urdu/-ürdü. Например: uğrâ-rdı, уё-
rdi, sor-ârdı, ed-erdi, san-ırdı bil-ırdi, ol-ürdu, öl-ürdü. Спряжение осуще­
ствляется посредством личных аффиксов второй группы, например: ben
uğrâ-rdım (uğra-r i-di-m), sen uğrardın (uğra-r i-di-n) и т. д.
Прошедшее неопределенное время во многом сходно с настоящим-
будущим временем (см. урок 10), содержание которого перенесено в
прошлое. Оно имеет два основных значения.
Значение первое: форма на -ardı/-ırdı обозначает «абстрактное»
прошедшее действие, т. е. действие, не связанное с каким-либо конкрет­
ным моментом или отрезком времени. Такое действие может быть:
а) естественным по своей природе («Аму-Дарья некогда впадала в Кас­
пийское море»); б) совершавшимся в силу установленного порядка,
укоренившейся привычки и т. п. («Он ложился спать не позже 12 часов
ночи»).
Прошедшее неопределенное время в первом его значении всегда пе­
редается по-русски прошедшим временем несовершенного вида -
«брал», «приходил» и т. п.1
ПРИМЕРЫ:
Amu-Derya (Ceyhan) ıfehri eskiden Hazar denizine dökülürdü.
— Аму-Дарья некогда впадала в Каспийское море.
Her sabah uyanıp yataktan kalkınca jimnastik yapardı.
— Каждое утро, проснувшись и встав с постели,
он делал зарядку.
1 Однако форма прошедшего времени несовершенного вида в зависимости от
содержания высказываемой мысли может соответствовать различным турецким фор­
мам: 1) -yordu, 2) -irdi, 3) -dı, 4) -mış(tır), 5) -mıştı.

51
Значение второе. Утрачивая значение прошедшего времени,
форма на -irdi передает содержание своего рода сослагательного накло­
нения, т. е. обозначает: а) действие, совершению которого что-то пре­
пятствует («Я пошел бы сейчас в театр, но у меня нет билета»); б) дей­
ствие, которое при определенных условиях могло бы совершиться в
любой временной плоскости («Я дал бы такой совет»), включая и плос­
кость прошедшего времени («Разве я не мог (бы) (тогда) туда пойти?»)1.
ПРИМЕРЫ:
Şimdi tiyatroya giderdim ama biletim yok.
— Я сейчас пошел бы в театр, но у меня нет билета.
Bir dakika susamaz mıydınız?
— Разве вы не могли (бы) минуту помолчать?

Образцы спряжения глаголов


в прошедшем неопределенном времени
1. Утвердительная форма:
ben alırdım «я брал (вообще)», «я взял бы, брал бы», sen alirdın, о
alırdı, biz alırdık, siz alırdınız, onlar alırlardı (alırdılar).
2. Отрицательная форма:
ben gelmezdim «я не приходил (вообще)», «я не пришел бы», sen
gelmezdin, о gelmezdi, biz gelmezdik, siz gelmezdiniz, onlar gelmezlerdi
(gelmezdiler).
3. Вопросительная форма:
ben bilir miydim? «(разве) я знал (вообще)?», «знал ли бы я?», sen
bilir miydin?, о bilir miydi?, biz bilir miydik?, siz bilir miydiniz?, onlar bilirler
miydi? (bilir miydiler?)
4. Отрицательно-вопросительная форма:
ben sormaz mıydım? «(разве) я не спрашивал (вообще)?», «(разве) я
не спрашивал бы?», sen sormaz miydin?, о sormaz mıydı?, biz sormaz
mıydık?, siz sormaz mıydınız?, onlar sormazlar mıydı (sormaz mıydılar)?

Alıştırma 1. Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çeviriniz


1. Amcam, akşamlan, çok defa, odasında pencerenin önünde iskemleye
oturur, Marmara’ya, uzaklardaki dağlara bakar, şarkı söylerdi.
(S. Üstüngel) 2. Macide etrafmdakilerde hoşuna gitmeyen herhangi bir şey

1 Отличие формы на - irdi от русского сослагательного наклонения в том, что


она не передает оттенков совета, рекомендации ( «Пошел бы ты прогуляться» - см.
урок 11).

52
gördüğü zaman aklına ilk olarak: «Acaba ben de aynı şeyi yapmıyor
muyum?» düşüncesi gelirdi. (S. Ali) 3. Kâğıtta ince, düzgün bir el yazısı ile
iki satır: «Selim'in bir arkadaşıyım. Sizinle görüşmek isterdim.» Ne imza, ne
adres. (O. Atay) 4. Size Almanca, Fransızca öğretirim — Teşekkür ederiz
ama — Goethe' den şiirler okurum — çok iyi olurdu ama
Hapisane doktoru (O. Kemal) 5. Bizim lokantanın* bitişiğindeki
apartmanda, eski paşalardan birinin kızı olduğunu söyleyen bir kadın
oturuyordu: Naciye, gayet güzel türkçe konuşurdu. Hemen ahbap olduk,
bize hayatını anlattı. (O. Kemal) 6. Araba hareket etti, önlerinde durdu. Bu
yirmi sekiz yaşmda, ama bembeyaz saçli adamı şehrin bütün arabacıları
sayarlardı. Üstelik o şehrin yerlisiydi. (Ş. Sıtkı) 7. sordum: «Kendisini
tebrik etmek istemez miydiniz?» (T. Gürkay) 8. «Bir çay içmez miydiniz'?»
dedi (T. G.) 9. Biz şimdi böyle düşünüyoruz, o zamansa büsbütün başka
türlü düşünüyorduk. Şimdi ona bin ruble bile verirdim, halbuki o zaman on
rubleyi de vermedim. (Çehov) Gruşnitski yanıma yaklaşıp kolumu
tutarak: - Bunu senden beklemezdim, dedi. (Lermontof) Amcam, iyi
yürekliydi. Halk adamlarını severdi. (S. Üstüngel).

Alıştırma 2. Aşağıdaki tümceleri Türkçeye çeviriniz.


1. Мы знали: президента всегда встречал и провожал премьер-министр.
2. Он просыпался довольно рано и немного погодя совершал свой пер­
вый намаз. 3. Они, конечно, устроили бы засаду в этой долине или со­
вершили внезапный налет на крепость. Однако противник может дей­
ствовать разумно, и тогда их план обнаружится и не даст результата, на
который они рассчитывают. 4. До часа работали, потом обещали. После
обеда работа продолжалась еще несколько часов. 5. Я бы с удовольстви­
ем прочитал новое произведение нашего уважаемого метра. Но нигде
не вижу его книги. Взять на неделю у Вас? 6. Летом мы не\ знали, как
спастись (как спасемся) от жары, зимой дрожали и замерзали от холо­
да. 7. Он насмехался и над ним самим, и над стихами, которые слышал.
Тот, естественно, втайне сердился (гневался) и ждал своего часа. 8. По­
чему ты не послушал меня (моего слова)? Мы бы вернулись в гостини­
цу, поужинали, выспались, а завтра утром продолжали бы свой путь.
I
#
УСЛОВНЫЕ ФОРМЫ И КОНСТРУКЦИИ
(koşul kipi//şart sıygası)
Условные формы турецкого глашла сводятся к двум основным типам.
Формы первого типа называются формами условного накло­
нения. Условное наклонение совпадает с желательным (дезидератив-
ным) и в турецкой грамматике носит название условно-желательного
(dilek şart kipi).
53
Основная форма (иначе -настоящее время) этого наклонения обра­
зуется путем присоединения ударного аффикса -sa, -se к основе глаго­
ла: alsa (al-sa), gel-s£ (gel-se) (см. урок 11).
Форма прошедшего времени условно-желательного наклонения об­
разуется путем присоединения к ударному аффиксу -sa, -se показателя
прошедшего времени (i)di: -sâydı, -şeydi (-sa idi, -se idi), например:
alsaydı, gelseydi. Спряжение всех условных форм осуществляется по­
средством личных аффиксов второй группы (-m, -n, -k, -nız).
В значении желательного наклонения форма -saydı, как форма
главного сказуемого, обозначает неисполнимое желание, например:
(Keşke) gelseydi! «(Ах,) пришел бы он!» (но он не пришел (или: не при­
дет)).
Форма прошедшего времени условного наклонения является фор­
мой придаточного условного предложения. Эта форма (-saydı) всегда,
а основная форма (-sa) в большинстве случаев соответствует русскому
сочетанию «если бы» + глагол в форме прошедшего времени: gelseydi
если бы он пришел (чаще о прошлом); gelsd «если бы он пришел»,
«приди он», «если он придет».

Образец спряжения в форме прошедшего времени


условного наклонения
funduszeue.infoительная форма:
ben alsaydım «если бы я взял (брал)», sen alsâydın, о alsaydı, biz
alsâydık, siz alsâydınız, onlar alsâydılar (alsalardı).
2. Отрицательная форма:
ben âlmasaydım «если бы я не брал (не взял)», sen âlmasaydın, о âl*
masaydı, biz âlmasaydık, siz âlmasaydımz, onlar âlmasaydılar (âlmasalardı).
Формой прошедшего времени условного наклонения всегда переда­
ется нереальный тип условно-следственной связи; формой настоящего
времени — нереальный, а также предположительный тип (о котором
см. в последующих уроках).
Нереальный тип условно-следственной связи имеет место тоща, ког­
да выставленное условие оказывается в действительности неосуществ­
ленным или неосуществимым, что по-русски передается путем исполь­
зования союза (союз + частица) «если бы». Например: Если бы вчера
он пришел, то увидел бы нас (но в действительности он не пришел).
По-турецки в придаточном предложении используется любая форма
условного наклонения (несколько чаще - форма прошедшего времени), в
главном предложении —прошедшее неопределенное время. Формула
нереального случая (типа) условно-следственной связи такова: -saydı (или
-sa) irdi (в отдельных случаях также: -s a ır (или -асак)).

54
Примечания: 1. Порядок слов в придаточном условном предложении в
принципе аналогичен порядку слов в любом простом распространенном пред­
ложении. 2. Придаточное предложение может вводиться персидским по проис­
хождению союзом eğer «если» (изредка — şayet «ежели»), но постановка его
отнюдь не обязательна. Постановка каких-либо союзов или частиц между при­
даточным и главным предложениями недопустима.
ПРИМЕРЫ:
(О) gelseydi (gelse) bizi bulurdu (görürdü).
— Если бы он пришел, то нашел бы (увидел бы) нас.
(Eğer) Vaktiyle onunla konuşsâydık (konuşsak) bunu yapmazdı.
— Если бы мы в свое время поговорили с ним, он бы
этого не сделал.
Условные формы второго типа представляют собой форму -se
от недостаточного глагола i(mek) быть : i + -se = ise, причем возникает
безударный четырехвариантный аффикс -(y)sa, -(y)se, присоединяющий­
ся к именам, а также к основам времен: öğrenciyse (öğrenci ise), alırsa (alır
ise), geldiyse (geldi ise) v.s. Такие формы, называемые формами услов­
ной модальности, выражают реальный тип условно-следственной свя­
зи, передаваемый по-русски посредством союза «если», например:
«Ест он придет, то найдет», «Если он не ушел, то позови его сюда»
ит. п
Вводимая в данном уроке форма условной модальности от настоя­
щего-будущего времени (-ırsa; türkçesi: geniş zamanın şartı), как прави­
ло, соответствует по-русски сочетанию союза «если» с одной из форм
будущего времени, изредка настоящего; в главном предложении исполь­
зуется необходимая по смыслу форма изъявительного или повелитель­
ного наклонения.

Образец спряжения глагола


в утвердительной форме условной модальности
от настоящего-будущего времени

Ben alırsam («если я возьму, буду брать»), sen alırsan, о alırsa, biz
alirsak, siz alırsanız, onlar alırlarsa.
Отрицательная форма:
ben almâzsam («если я не возьму, не буду брать»), sen
almazsan, о almazsa и т. д.
ПРИМЕРЫ:
(Eğer) Yarın öğleden sonra bana uğrarsanız birlikte Kültürparka gideriz.
— Если завтра после полудня вы зайдете ко мне,
мы вместе пойдем в Культур-парк.

55
(Eğer) Selim* i bulamazsan bana haber ver.
— Если не сумеешь разыскать Селима, сообщи мне.
Форма ise, -(y)sa? (в «чистом» виде, без предварительного форманта
изъявительного наклонения) составляет формальную часть именного
сказуемого придаточного условного предложения. Поскольку глагол
i(mek) не имеет будущего времени и формы прошедшего времени ус­
ловного наклонения (форма *iseydi вышла из употребления), он в этих
случаях заменяется (как и предикативные слова var и yok) соответству­
ющими формами глагола olmak. Например: (о) öğrenci olursa «если
он будет, станет учащимся », (о) öğrenci olsaydı » если бы он был
студентом», kızı olursa «если у него будет дочь».
ПРИМЕРЫ:
(Eğer) Fakültemizin öğrencilerinden ise (öğrencılerinddnse) onu
da topla ıtıya çağırsınlar.
— Если он студент нашего факультета, пусть и его
позовут на собрание.
Yarın hava güzel olursa parka gideceğiz.
— Если погода завтра будет хорошая, мы пойдем
в парк.
Husuri otomobili olsaydı bu yaz ailece Sofya’ya giderdi.
— Если бы у него был свой автомобиль, он этим летом
(со своей) семьей поехал бы в Софию.
В главном предложении вместо формы olurdu обычно употребляют
именную форму idi, например: Yardımına koşsaydmız hali daha iyiydi —
Если бы вы поспешили ему на помощь, его состояние было бы лучше.

Alıştırma 3. Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çeviriniz:


1. .. .Hele Yusuf kızı Şakir’e verseydi tabiî vaziyetleri ( =durumlan) başka
türlü olurdu. (S. Ali) 2. Manastırın kapısını kapadım, dünyaya döndüm.
Annem tabiî bir kadın olsaydı, ben de normal bir hayata dönerdim.
Olamadı. Beni affetmedi. (H. Edip) 3. — Aman Paşa, sen de herkesi
evlendirmek istiyorsun, Rabia kocaya varırsa beni akşamları kim
eğlendirecek! (H. E.) 4. Tevfik evlenirse, sen görürsünl — İşte o olmaz.
(H. E.) 5. Paşadan yazılı kâğıt getirmezsen yanına koymazlar. — Paşa
efendi buradaysa bana izin verir. (H. E.) 6. Eğer oğlumuz olursa ben bu
mektebe (=okula) veririm. (H. E.) 7. Efendimizin düşüncesini bilmem ama,
bizim hanım çok başka bir kadındır. Bir daha gelirse size tanıttıracağım, çok
seversiniz. (H. E.) 8 .0 cesur, o akıllı, o sevimli Rabia! Eğer kalbinde Buâl’e
zerre kadar (=azıcık olsun) alâka varsa mutlak paşa onları birbirine verecek.
(H. E.) 9. «Yerimizden aynlmasak başımıza bu işler gelmezdi. (S. Ali)
Ömer, Bakır Efe’nin yanında değil mi? — Emine’ye sorarsan, konakta

56
diyor. Ben, hiç ummuyorum Bakır Efenin niyetini bilseydim, Ömerin nerede
olduğunu söylerdim. (MYesari) «içinde onlara karşı en küçük bir
düşmanlık sakladığınıfarkederlerse seni ezerler» (S. Ali) Karısını merak
etmeye başladı. Yakın komşularda olsalar muhakkak Yusufun geldiğini
mahalle çocuklarından duyup gelirlerdi. (S. A.) Bağda köpek filân
olsaydı halim haraptı. (R. Nuri) Zannederim ki, başka bir mektepte
(=okulda) bunu yapsam ya hapsedilir, yahut da bir başka ceza görürdüm.
(R. N.) Cemal isterse misafirler geldiği zaman ben üe bulunurum. (H. E.)
Memlekette, bir avukat, bir gazetecinin oğlu olmaktan bıkmıştım.
.. .Öyle ki kaç sefer (= kerre, defa), ah, keşke bir eskicinin çocuğu olsaydım,
diye düşünmüştüm. (O. Kemal)

Alıştırma 4. Parantez içindeki eylemi gerekli biçime (biçimlere) sokarak ikişer


«şart-sonuç» tümcesi kurunuz (şu örneklere dayanarak:
Arkadaşım (gelmek), ben oı unla (konuşmak)
1. Arkadaşım gelseydi, (ben) onunla konuşurdum.
2. Arkadaşım gelirse onunla konuşurum)
1. Sen bize (gelmemek), biz sensiz (gitmek). 2. Okuduğunuz kitabı kitaplığa
(vermek), onu ben (almak). 3. Otomobilim (olmak), sizi her gün (gezdirmek).
4. Üstat (buradadır), mutlaka bizim odaya (uğramak). 5. Sevdiğin kız (hasta
düşmek), tiyatroya yalnız mı (gitmek). 6. Yazdığı şiirle (siz alay etmek), şair
öfkesini (tutamamak). 7. Yaptıkları denemeleri (devam ettirmek), belki bir gün
çalıştığımız kuruluş adına (namına) onları (kutlamak). 8. Gördüğü şeylere
hayranlığım (belirtmemek), duygusuz bir adam olduğuna (hüküm verilmek).

Alıştırma 5. Aşağıdaki tümcecikleri Türkçeye naklediniz:


I. Если бы он пришел 2. Если бы он мог прийти 3. Если бы он не
мог прийти.. Если бы он купил 5. Если бы он был куплен 6. Если
бы он мог быть куплен 7. Если бы он не мог быть куплен 8. Если он
обманет 9. Если он сможет обмануть Если он будет обманут
II. Если у него есть сын Если у него будет сын Если бы у нею
был сын Если бы у вас не было сына Я рассказал бы Я
мог бы рассказать Я (обычно) рассказывал Я не мог бы рас­
сказать. .. (Разве) вы не могли (бы) рассказать Если мы привык­
нем Если бы мы привыкли Если бы мы могли привыкнуть
Если вы нас приучите Если бы вы нас не смогли приучить
Если я смогу испытать Если ты сможешь применить Если
мы не сможем установить Если вы не сможете произвести
Если они не смогут постичь Если бы они не выбирали
Если бы мы не выражали (не излагали) Если бы они не намере­
вались уйти Если вы вознамеритесь зафиксировать Если вы
вручите.. Если он будет завоеван Если он не разгневается
57
Alıştırma 6. Aşağıdaki tümceleri Türkçeye geçiriniz:
funduszeue.info бы он позавчера зашел к нам после полудня, то застал вы всех
нас дома. 2. Если он сейчас в библиотеке, то мы, конечно, его \зйдим.
3. Если ты не придешь к 6 часам вечера, то мы поедем в театр &з тебя.
4. Если бы у меня было столько денег, я бы давно купил себе автомо­
биль новой модели. 5. Он поступил разумно; он был бы глупцси, если
бы действовал иначе. 6. Он надежный товарищ. Впрочем, если бы
деньги потерялись (подумайте об этой сумме!), вина была бы его. 7. Я
бы с удовольствием прочитал ваши новые стихотворения, ноу меня
нет последнего номера журнала. 8. Я надеюсь, что он не виноват. Если
бы у судьи (у суда) были верные (окончательные) доказательств, па­
рень был бы давно арестован. Если бы мы проиграли этот дач, то
первенство не могло бы быть завоевано. Теперь же у нас все еде есть
надежда. Если бы я знал, что он не сумеет выполнить тако'о про­
стого задания, я поручил бы вам проводить нашего литератора.
Если свадьба будет проведена в поместье, то, возможно, наИпред­
стоит встретиться в тех краях. Бедняга! Уж лучше бы он умер!
Очень странное определение! Разве вы не могли изложить это как-
то иначе. Если бы мы прислушались (послушали) к их советам, то
еще в тот период и в той обстановке избавились бы от (любой) зависи­
мости. Если у них нет каких-либо тайных целей, если на нгаможно
положиться, давайте установим с ними нормальные отношена.

ФОРМЫ -DIĞI//-ACAĞI İÇİN, -DIĞINDAN//-AСAĞINDAÜ


Присоединением послелога için к имени действия на -dik (или и -асак)
в личной форме образуется сказуемое придаточного предложенширычи-
ны (sebeptik tümce). Придаточное причины всеща предшествует ггвному
предложению (или помещается внутри его). Подлежащее приданного
причины ставится в основном (именительном) падеже. Все членыприда-
точного причинного предложения располагаются в обычном поря^е (см.
порядок слов в простом распространенном предложении).
Формосочетание-dığı/-acağı фппередается по-русски посредством
подчинительных союзов и союзных слов «поскольку», «так как»,«ввиду
того, что», «из-за того, что» и т. п. Например: (ben) aldığım için,.— по­
скольку (так как) я беру / взял, брал(onlar) alamayacakları için../—так
как они не смогут взять (брать)
ПРИМЕРЫ:
Dün arkadaşımı görmediğim için bunu haber veremedim.
— Поскольку я вчера не видел своего тоьрища,
я не мог сообщить ему of этом.

58
Salih Bey konsere gidemeyeceği için biletini size verebilirim.
— Так как Салих-бей не сможет пойти на концерт,
я могу отдать вам его билет.
Форме -dığı/-acağı için синонимична форма -dığından /-acağından,
представляющая собой имя действия на -dik или -асак в личной форме с
аффиксом исходного падежа: (ben) aldığımdan— поскольку я беру
(взял, брал).
ПРИМЕР:
Çantamı bulamadığımdan (=bulamadığım için) çantasız
gitmeye mecbur oldum.
— Так как я не нашел (не смог найти) своего портфеля,
я был вынужден идти без него.
К форме -dığından/-acağından могут присоединяться послелоги ötürü
или dolayı, а к форме dığı/-acağı изредка также служебное имя hasebiyle
«вследствие», которые не вносят в содержание формы существенных
оттенков: (о) hasta olduğundan ötürü, hasta olduğu hasebiyle —
вследствие того, что он (был) болен
Примечания. 1. Постановка подлежащего в родительном падеже (анало­
гично подлежащему дополнительного предложения) является ошибкой - за
исключением тех, очень редких, случаев, когда форма -dığı/-acağı, сопровожда­
емая послелогом için («ради»), получает объектное значение (см. урок 16),
например: (onun) gördüğü için— ради того, что он видел / видит («ради види­
мого им»)
2. Следует учитывать, что сказуемое придаточного дополнительного
предложения также может иметь форму -dığından/-acağından (см. урок 16).

Alıştırma 7. Aşağıdaki tümceleri Türkçeden Rusçaya çevirin:


1. Köylüler pek bir şey anlamadıkları için tercüman açıklamak zorunda
kaldı. (A. Nesin) 2. Size bir yardımda bulunamayacağım için çok üzgünüm.
(F. Baysal) 3. Necla, kendisi telefon ederken annesi girdiği için belki bu
adı işitebileceğini düşünmüştü. (K. Bekir) 4. Bana beş, on milyon dolar
kazandırdığınızdan dolayı size teşekkür ederim. (A. N.) 5. Daha önceden
tanışık olduklarından büyük bir içtenlikle el sıkştılar. (A. N.) 6. Havalar hayli
(=pek) serinlediği, üşündüğü için, deniz kıyısına inmiyor lardı.
(O. Kemal) 7. sözünden dönmek mecburiyetinde kalacağı için üzülüyor
mu? (S. Ali) 8. Metin, yatak odasına gittiği için, sözlerinin sonu içerden
geliyordu. (A. N.) 9. Umduğundan önce eve döndüğünü anlayarak
sevindi.(0. Pamuk) Anadili sayesinde kültürlü, aydın, başarılı insanlar
yetiştireceğimiz hasebiyle bu ders için genel lise, meslek lisesi gibi bir ayırım
son derece yanlıştır. («T. Dili»)

59
Alıştırma 8. Aşağıdaki tümceleri Rusçadan Türkçeye çevirin:
1. Поскольку ученик не понял, что спросил учитель, вопрос остал­
ся без ответа. 2. Поскольку с той поры (aradan) прошло восемь лет и к
тому же человек отпустил усы, я, конечно, не узнал его. 3. Поскольку
завтра вы, будучи в отпуске, собираетесь ехать за город, нам следует
поговорить сегодня. 4. Чтобы иметь возможность принять участие в
этом празднике, я полетел самолетом. 5. Так как автобус двигался
очень медленно, то когда мы подъехали к театру, опера уже началась.
6. В связи с тем, что мы выиграли два крупных сражения, противник,
можно сказать, подавлен. 7. Поскольку принять такое решение не в его
власти, дело мое гиблое. 8. Поскольку эти люди косо на меня смотре­
ли, у меня отнялся язык, я не смог говорить. 9. В связи с тем, что сути
дела я не знал, это заседание быстро мне надоело. Поскольку пред­
ложенный вами метод не нов, давайте не поднимать (не открывать)
вопроса о первенстве.

Sözlük

1 .şarkı — песня 8. düşman — враг; противник


- söylemek — петь песни -—lık — вражда
2. düzmek— 1) упорядочивать, уст­ 9. ezmek — раздавить, истолочь;
раивать; 2) выдумывать, со­ подавить, изнурять
чинять harap — разрушенный, запущен­
düzgün (muntazam) — упорядо­ ный; жалкий, гиблый
ченный, устроенный, пра­ - etmek — разрушать; терзать
вильный И. hapis (psi) — заключение в тюрь­
düzen — 1) (intizam) порядок; му
строй, система; 2) интриги, hapsetmek — арестовать, запе­
козни реть; заключить (кого-л. ку-
3. masal — сказка да-л.)
- düzmek — сочинять сказки ~(h)ane — тюрьма
4. satır — строка -e girmek — попасть в тюрьму
~ başı — красная строка, абзац -te yatmak — сидеть в тюрьме
5. imza —: подпись cesur -— храбрый, смелый
~ atmak (-а) — поставить под­ cesaret — смелость, отвага
пись cesaret etmek (-e) — осмелиться,
-lamak (-İ) — подписать отважиться (сделать что-л.)
6. boylamak (-i) — 1) пройти, отма­ mahalle — квартал (города)
хать ( какое-л. расстояние)-, ceza —- наказание
2) шутл. попасть, «загре­ - görmek — понести наказание
меть» (куда-л.) - hapis —sı— тюремное заключение
7. paşa — генерал para -sı kesmek — оштрафовать
-m! -— почтенный!, любезный! ~4andırmak — наказать

60
sokmak— всовывать, втискивать; тельный (о мужчине); подо­
впускать; жалить бающий, уместный
yılan — змея fırsat — подходящий случай
nakil (kli) — 1) перевозка, пере­ ~ düştü — представился удобный
броска; 2) перевод, пересказ случай
-etm ek — перебрасывать, от­ ~ kaçırmak — упустить случай
правлять; переводить; пере­ - bu ~! — вот он, случай!
сказывать ansiklopedi — энциклопедия
nalkiye (ta şıt) — транспорт; usul (lü) — метод, способ
транспортировка (metot(du))
taşıt (nakliye) araçları — транс­ kurnaz — хитрый, хитрец
портные средства ~lık yapmak — схитрить
belediye — муниципалитет ansızın — внезапно, вдруг
~ taşıtları — городской транс­ atlamak — прыгать, впрыгнуть,
порт спрыгнуть, перепрыгнуть; пе­
mahkeme — суд рескочить, пропустить
~уе düşmek — попасть под суд kafa — голова
mahkûm (-е) — осужденный, об- ~lı — с головой, головастый
реченый (на что-л.) dam — крыша
mahkûm etmek — осудить, при­ -dan düşer gibi — ни с того ни с
говорить (кого-п. к чему-л.) сего
kazanmak — зарабатывать, приоб­ saniye — секунда
ретать; выигрывать, завоевать
mahıv(hvı) — уничтожение, ис­
sınavı выдержать экзамен
требление
* * * -etmek— уничтожать, разрушать
-olmak — быть уничтоженным,
ense — затылок
погибать
sinek — муха; комар
rezil — опозоренный
- avlamak — бездельничать
rezalet — позор, срам
sivri — заостренный, острый
-sinek — комар * * *

mizah — юмор felâket — несчастье, бедствие


telâş — тревога, беспокойство sıtma — лихорадка; малярия
~ etmek (~а düşmek, -lanm ak)
-ya tutulmak (yakalanmak) —
— тревожиться, волноваться,
заболеть малярией
суетиться
~Ь — больной малярией, малярик
dehşet — ужас
mücadele (=savaş) — борьба
~е düşmek — ужаснуться
savaşmak (~ etmek) — бороться,
-И — ужасный; ужасно, страшно
сражаться (с кем-то)
din — религия, вера
çirkin — безобразный, некраси­
mikrop — микроб, бактёрия; зло­
вый вредный тип, зараза
yakışık — 1) пригожесть; 2) при­ yaka — 1) воротник; 2) берег
личие, уместность (реки); сторона
- alm ak — приличествовать, -lamak — поймать, схватить
быть уместным ters — 1) оборотная сторона, из­
-Ь — симпатичный, привлека­ нанка; наизнанку;

61
işi ~ gidiyor— у него дело не кле­ bıkmak (-dan) — надоедать, пре­
ится сыщаться
2) нелюбезный; bundan bıktım — мне это надоело
~ adam— строптивый человек karakol — караул, патруль;
- bakmak— косо смотреть участок
-ine — наоборот polis -и — полицейский участок
-temek — осадить, поставить на iddia — 1) утверждение; 2) притя­
место (кого-л.) зание, претензия; обвинение
kanat(dı) — крыло; фланг - etmek — 1) утверждать; 2) (-а
sallamak — махать, размахивать; hak) претендовать (на что-л.)
кивать; ayna — зеркало
başını salladı — он кивнул голо­ • • •
вой bağırmak — кричать
elini salladı — он махнул рукой bağrışmak — кричать (о многих)
tokat — оплеуха, пощечина kavga— ссора, скандал; драка
~ yemek — получить пощечину ~ etmek— ссориться, скандалить
~ yapıştırmak (atmak) — вле­ hız — скорость, быстрота
пить оплеуху 4 ı — скорый, быстрый; быстро;
düdük — дудка; свисток, гулок громко
- çalmak — свистеть, гудеть silmek(-i) — стирать, вытирать;
şaka — шутка вычеркнуть
- etmek — шутить, подшучивать silinmek — стереться; исчезнуть
- (olsun) diye — в шутку kanape — диван
~cı — шутник esna — промежуток времени; мо­
tesadüf — совпадение; случайная мент
встреча alelâde — обыкновенный, обыч­
bir - (eseri) — случайное совпа­ ный
дение, по случайному совпа­ aşırı — 1) чрезмерный, крайний;
дению 2) по ту сторону; через
- etmek (-е) — повстречаться; gün через день
приходиться (на какое-л. чис­ azar — нагоняй, нарекание
ло) - lamak (-İ)—давать нагоняй, по­
herif — субъект; тип; малый прекать, отругать
inat — упрямство, упорство aptal—глупый; глупец
- (olsun diye) (-а) — назло кому-л.;
- yerim koymak (-i) — принять
из упрямства
за дурака
cins — 1) род, вид, сорт; 2) поро­
~«ı — упрямый, упрямец
да; 3) пол; род
defi — сумасшедший, помешан­
- köpek — породистая собака
ный
beriki — находящийся по эту сто­
- olmak, -ye dönmek — обезу­ рону, тот, что ближе, этот
меть (прям, и перен.) beyan— изложение; разъяснение
gayet — очень, весьма - etmek (-İ) — излагать, разъяс­
yenmek — побеждать, обыграть нять; заявлять
(кого-л.) ~at — заявление;
yenilmek (-е) — быть побежден­ -atta bulunmak — сделать заяв­
ным (кем-л.) ление
Türemiş sözcükler
L üstelik — к тому же, вдобаво , впридачу
2. sayın — уважаемый
3. sevimli — милый, симпатичный
4. birincilik — первенство
- i kazanmak — завоевать первенство
5. kaçırmak — дать убежать; упустить
tre n i опоздать на поезд
6. yollamak — посылать, направлять
yollanmak — быть посланным; направляться (куда-л.)
7. düşürmek — повергнуть (в какое-л. состояние)
(bu) beni meraka düşürdü — (это) возбудило во мне любопытство
8. gözlemek (-i) — 1) наблюдать (за кем-л., чем-л.); 2) ожидать (кого-
л., чего-л.)
9. konmak — быть поставленным; останавливаться (на ночлег,
и т. п.)
soğukluk— 1) прохлада; холодные отношения, холодок; 2) прохла­
дительный напиток
açmak — открыть (тайну), поведать (о чем-л.)
12i üzgün — расстроенный, огорченный; измученный
içten — сердечный, искренний
-lik — сердечность, искренность
ayrım — различие; различение, разветвление, подразделение; дис­
криминация
köpoğlu — сукин сын
kızgın — раскаленный, жгучий, распаленный; злой
belirli (muayyen) — определенный
serinle(ş)mek — стцровиться прохладнее, посвежеть
sözde — на словах; так сказать

Deyimler
1. günün birinde (=günlerden bir gün) — в один прецгасный день
2. yan bakmak — косо смотреть (на кого-то)
3. iş güç sahibi — занятой человек
4. neyse (ne ise) — ну (да) ладно; еще ладно
'5. ha bre (ha bire) — безостановочно, все время
6. (deli olmak) işten değil — тут недолго // ничего не стоит (сойти с ума)
7. (işin) iç yüzü — подоплека, суть (дела)
8. sessiz sedasız — беззвучно, молча
9. ne diye? — чего ради?, для чего?, зачем?
dilim tutuldu — у меня отнялся язык, я онемел
aklım başıma geldiği zaman — когда я опомнился, пришел в себя
bir aralık — в один из моментов, в какой-то момент у л у ч и в момент

63
aradan çok vakit geçti — с тех пор (с того момента) прошло
уже много времени
(bu) elimde değildir — (это) не в моей власти, не от меня зависит
elimde olmayarak — будучи не в состоянии противиться себе
(hasta) olmasın ■— уж не (болен) ли он?, как бы он не был (болен)
göz göre (göz göre göre) — прямо на глазах
aman yarabbi — о боже!, боже мой!
arkasına düştüm — я пошел следом за ним
önüne düştüm — я пошел впереди него
var kuvvetimle, olanca kuvvetimle — изо всех (моих) сил
ortalık karıştı — все перемешалось; началась сумятица
düşündüm taşındım — я поразмыслил, пораскинул умом
altı ayı giydi — он получил шесть месяцев (полгода)

Аффикс -gı/-kı
Отглагольный аффикс -gı/-kı4 образует

а) имена с конкретным значением:


çal-gı — музыкальный инструмент
iç-kı — напиток (чаще спиртной)
sar-gı — повязка; бинт
sil-gi — тряпка; резинка (для стирания)

б) имена с абстрактным значением:


bas-kı — печатание; давление, гнет; нападение, налет; издание;
тираж
bil-gi — знание
duy-gu — чувство
say-gı (hürmet) — уважение, почет
sev-gi — любовь
ver-gi — налог
vur-gu — ударение

К именам с показанием -gı/-kı могут присоединяться другие слово­


образовательные аффиксы (-Ü, -sız и др.):

bilgili(bii-gi-Ii)— знающий, сведущий


bilgisizlik (bil-gi-siz-lik)— незнание, невежество
saygılı (say-gı-h)— почтительный, учтивый, вежливый
saygısızlık (say-gı-sız-lık)— непочтительность
sevgili (sev-gi-li)— любимый
vuıgulu (vur-gu-lu) — ударный (слог и т. п.)
64
А ф ф икс -m
Относительно малопродуктивный отглагольный аффикс -ш4 образу­
ет несюэлько имен существительных (ak-ın «наплыв; налет, атака», bas­
ın «печать, пресса», ek-in «посев, всход(ы)», gel-in «невестка» (т. е. при­
ходящая в дом мужа), yay-ın «публикация, издание; передача») и прила­
гательное say-ın «уважаемый».

Alışırma 9. Aşağıdaki birkaç cümleciği Rusçaya geçiriniz:


İçkili lokanta, sevgili çocuğum, duygulu çocuk, sargılı kol, vurgulu hece,
bilgili adam, kitabın üçüncü baskısı; içkici midir?, bu içkiyle aranız nasıl?,
eğri çizgi, düz çizgi, herkesin sevgisini kazanmak, çok saygılı bir genç,
saygısız biri, saygısızlığı herkesi şaşırtıyor; Basın ve yayın bakanı, ekinlere
bakmak, hava akınlan, sayın (hürmetli) profesör.

Alışırma Altı çizilen sözcükleri ezberlemek üzere aşağıdaki tümceleri çeviriniz:
I. Şu satırların altma imza(nızı) atar mısınız? 2. Konuştuğumuz ülkenin
politika düzeni ne imiş biliyor musun? 3. «O gün eve biraz geç dönmüştüm.
Niyazı hastalanmış, yatıyordu. Babam başucunda Beni görünce: “Bu
çocuk niye hasta ulan?” diye sordu. “Bilmem” dedim. “Bilmezsin ha? Ben
sana sorarım bilmemi Kim bilir nasıl sokmuşsundur oğlanı yılan gibi”»
(O. Kemal. Baba evi.) 4. Kentin bu mahallesinde harap binalar da yok
değildir. Belediye nereye bakar? 5. Nakil işini de düzene sokmalı. Belediye
taşıtları gereği gibi işlemiyor. 6. Efendiden sayın bir adam Üstü başı
düzgün Fakat odasındaki intizamsızlık adeta şaşırtıcı.. . — İş güç sahibi bir
adam. Ha bre şiir, şarkı, masal düzüyor. Etrafındaki şeylere dikkat ettiği yok.
7. Bunu yapmağa nasıl cesaret etti? Yaptığı, bir suç sayılırsa ceza görüp
hapse girebilir. 9. O, böyle şeyleri her zaman dinlemeye mahkûmdur.
Nitekim, çalışan kazanır. önce mahkemeyi boyladı, sonra hapisaneyi.
II . Düşmanı adeta ezdiler. Adam mahkemelik oldu. Kendisini harap eden
de budur. Zaten Bulgaristanda her tarafta geniş ve muntazam yollar
yapılmış. Ülkenin her tarafını otomobille dolaşabilirsiniz. (Z. Sertel.) İçeri
soksun diye biletçinin yanma sokuldu. Paşam buraya gelsene. Her çeşit
mallarımız vair. Üç yıl hapse mahkûm edildi.
1. В нашем квартале суда нет. 2. Этого сюда не пускай. Песен петь он
не может, а чтобы сочинять и рассказывать сказки, пусть поищет дру­
гое место. 3. Подпись не моя. Я это могу доказать. 4. Я не отважусь
подписать эту бумагу. 5. Он приговорен к пяти годам тюремного за­
ключения. 6. Сидел в тюрьме четыре года. 7. Не женщина, а змея1. И
всегда остается безнаказанной. 8. Его смелость подорвана (разбита). Он

Э— 65
прямо-таки раздавлен. 9. Мой личный автомобиль сломан. Такси не
найдешь. Воспользуемся городским транспортом. Бедняга попал
под суд. Однако выиграл. К сожалению, этот матч наша команда
выиграть не сумела. Мы его проиграли. А они вдобавок и первенство
выиграли. Любезнейший). Не забудьте зайти к нам. Самый лучший
товар — у нас. Он отмахал длинный путь.

1. Duvardan atladı. 2. Din sözcüğünü atladınız. 3. Oğlu hapse girince kadm


telâşa düştü. 4. Bu ne rezaleti 5. Aferin! Hem yakışıklı, hem çesur. Korku
nedir, bilmiyor. 6. Baksana onlara, sinek avlıyorlar. 7. Böyle davıamş yakışık
û/maz. 8. Bir saniye bekleyin, mizah dergisini yanıma alayım. 9. Böyle çirkin
hareket ondan beklenemezdi. Bu bıçak sipsivri. Tavsiye ettiğim usule
baş vursunlar. Dehşetli kurnaz biri. Harap olmak, ezilmek,mahvolmak
— bu üç eylem hemen hemen aynı anlama gelir. Damdan düşer gibi: «Bu
fırsatı kaçırmayayım!» dedi. Ansızın top kaleye sokuldu (girdi).
1. Дом с зеленой крышей? Знаю. 2. Увидев это, я ощутил ужас. 3. Я
погиб. 4. Видали способ? Ну н хитрый же он человек! 5. Разве он все
еще не уехал? — Нет, он опоздал на поезд. 6. Сути дела никто не знает.
7. «Вот он, подходящий случай!» — думал я. Но когда я сел сней рядом,
у меня отнялся язык. 8. Куда это он направился? 9. Когда я опомнился,
вокруг никого не было. Уместно ли задавать такого рода вопросы?

1. Nefelâket] Evi yanmış. 2. Sol kanadımızın önünde düşman yoktur. 3. Şu


kaim enseli harife bak. Mikrobun biri. 4. Ciddi bir adamdır, fakat inatçının
biri. 5. Bak, bize elini sallıyor, galiba bizim kitaplar uçmuş, 6. Herif ceza
görmedi. Neyse, öyle olsun. 7. Şaka olsun diye bir toka atılır mı?
8. Paltosunun yakasını kaldırmış, hızlı hızlı yürüyordu. 9. İş bununla kalsaydı
neyse. Bu herif her zaman bizi gözlüyor. Bizi o kadar sıktılar ki bir
aralık: «Elimde olsaydı buradan hemen giderdim» diye düşündüm.
Herkes Mersine, o tersine. Kitabı ters tutuyorsun. Bize ters
bakıyorlar. Gayet kuvvetli, fakat ben ona yenilmem. Takımımız dijn
«Ankar9gücü»'nü yendi. Bu nevi yemeklerden bıkılır иг? Pek
üzgündü, içtenlikle söylediğime inanmıyordu. Bizde gençler de var,
yaşlılar da var. Yaş ayırımı yapmıyoruz. Aramızda çoktanberi soğukluk
var. Şimdi de bana inat (olsun diye) dediğimi yapmayacak. Bir terslemeli
herifi. Bu toprağa hak iddiasına ne dersiniz?
1. Это же несчастье! А вы шутите. 2. «Эго он получил оплеуху?» Я
кивнул головой. 3. Парня быстро поймали. Теперь он понесет наказание.
4. У них натянутые отношения. 5. Женщины закричали, началась сумяти­
ца. 6. Хотел бы вам помочь, но это не в моей власти. 7*Прямо на глазах
у человека украли чемодан. 8. Я хотел поведать ему обо всем, но с тех
пор прошло уже много времени. 9. Он пошел следом за мной, но я сразу

66
же сел в «долмуш» и уехал. Это, конечно, не что иное, как случайное
совпадение. Мне надоело каждый раз его обыгрывать. К тому же
после каждой партии он сходил с ума. Но из упрямства снова садился
шрать. Его вина была налицо. Боже! Как бы он не попал под суд и не
получил тюремного заключения ( и не получил подгода). — Даст Бог,
ограничатся штрафом (назначением штрафа). Надо зайти в полицейский
участок. Я не утверждаю, что он сошел с ума. Но в таком случае его
надо поставить на свое место.

1. Bizimle kavga mı çıkaracak? Hep bağırıp dunıyor. 2. Alelâde bir adam


dersiniz, fakat aşırı solcu diye tanınıyor. 3. Deniz aşırı ülkelerde
bulunmadım. 4. Ortadan silindi, bu esnada hızlı hızlı yürüyor. 5. Sizinki cins
köpek mi? — Nerede! Ama erkek cinsi. 6. Beni azarlarken aptal aptal
yüzüne baktım. 7. Buraya muayyen (belirli) günlerde gelir. 8. Savaş esnasında
bu kent yeryüzünden (haritadan) silinmişti. 9. O kalemi istemedim, berikini
ver. Yanlış var. Bunu beyan eden ben değilim, ben hiç bir beyanatta
bulunmadım.
1. Как громко говорит этот человек!. 2. Смотри не в зеркало, а в окно:
как быстро он бежит. 3. Мы видимся с ним чер'ёз Дёйь. 4. Они живут
через два дома от нас. 5. Его можно принять за дурака, но не обманы­
вайся, такого рода люди могут быть очень хитрыми. 6. Обыкновенный
диван. А тебе какой нужен? 7. Что ты кричишь? Кто дал тебе право
ругать меня? 8. Вычеркни его фамилию из списка. 9. Этот что спро­
сил, и тот что сказал? На этом берегу (на этой стороне) я его не
видел. Он так изложил свою мысль. По этому поводу надо сде­
лать заявление.

Ensesinde bir sinek

(Hikâye. Kısaltılarak ve biraz değiştirilerek bir mizah


dergisinden alınmıştır)
Allah korusun, günün birinde mahkemeye düşersem halim dumandır.
Çünkü sabıkalıyım1. Dört sene önce bir sivrisinek öldürdüğüm için altı ay
hapse mahkûm olmuştum.
Bir sivrisinek yüzünden insan hapse girer mi? Girdim işte!.. Hem de altı
ay yattım.
O yaz Çegelköyüne gitmiştik. Sözde dinlenme için! Benim gibi iş güç
sahibine dinlenme olur mu? Sabahleyin erkenden İstanbula in; akşam üstü
geç vakit dön! \&puru kaçırdım kaçracağım telâşı da var üstelik.

1 Sabıka = geçmişte işlenmiş suç.

3*
67
Neyse orası lâzım değil; her sabah aynı vapurla indiğim için her gün
hemen hemen aynı yüzlerle karşılaşıyordum. Bunların arasında bir yolcu
vardı ki beni dehşetli meraka düşürmüştü.
Kim olduğunu ne iş yaptığını, hatta ne dinden ne milliyetten olduğunu
bilmiyordum. Gençten bir adamdı. Güzel, çirkin, yakışıklı, yakışıksız, nasıl
olduğunun farkında bile değildim. Yalnız gözlüklü olduğunu biliyorum.
Bu adam her gün vapurda birkaç gazete alır, cebinden kalemini çıkanr;
okur, okur ve habre birçok kelimelerin altını çizerdi. Bir gün, beş gün, on
gün Hep böyle!.. Bu adamm ne yaptığını sözcüklerin altım niçin çizdiğini
çok merak ediyordum.
Hepimizin böyle merak ettiğimiz şeyler, vardır. Fakat çok defa sorup
öğrenmek cesaretini yahut fırsatını bulamayız. Ben de ne cesaret, ne de fırsat
bulabiliyordum. Adamın gazeteden baş kaldırdığı, bir an için olsun
etrafındakilerin yüzüne baktığı yoktu ki.
Bir gün yanındaki yere oturdum ve hangi sözcüklerin altım çizdiğine
baktım. Çok dikkat ettim; çok düşündüm ama sözcüklerin altını ne maksatla
çizdiğini bir türlü anlayamadım.
Deli olmak işten değildi. Hiç kimse ile konuşmuyordu ki onunla ahbap
olup sorayım. Ykpur köprüye gelinçe yerinden kalkar dosdoğru kapıya
yollanırdı.
Düşünüyordum: Bu kelimeleri niçin çizebilir? Belki bir ansiklopediye
hazırlık yapıyordur! Eğer öyle ise, pek garip bir usul.
Ancak işin iç yüzünü öğrenmek kolay değil. Siz benim yerimde
olsaydınız ne yapardım€1 Ben kurnazlığa baş vurmaya karar verdim, şöyle
bir çare buldum.
Bir gün tekrar adamın yanıbaşına oturdum. O yine elinde kalemi, hem
okuyor, hem çiziyordu. Bir zaman onu sessiz, sadasız seyrettikten sonra bir
aralık ansızın parmağımı uzatıp çizmediği bir kelimeyi göstererek:
— Atladınız! dedim.
— Hiç cevap vermedi, dönüp yüzüme bile bakmadı, gösterdiğim
kelimenin altını çizip işine devam etti. Fırsat bu fırsat. «Canım bu sözcüklerin
altını niçin çiziyorsunuz»? diye sorsaydım ya! Dilim tutuldu, soramadjm.
Aklım başıma geldiği zaman da aradan çok vakit geçmişti.
Bu işi ertesi güne sakladım. Ertesi gün yiiıe yanındaki yere oturdum.
Kafamı yaklaştırarak bir zaman yaptığı işi seyrettikten sonra damdan düşer
gibi:
— Bu çizdiğiniz sözcükleri ne yapıyorsunuz?
Diye sordum.
Başını bir saniye bana çevirdi. Günlerce uğraşarak topladığım cesareti bir
anda yok eden bir sertlikle:
— Lâzım mı?
Diye cevap verdi.
68
Aynaya bakmadım ama her halde kıpkırmızı kesilmiştim. Mahvoldum, rezil
oldum. Ne cevap verebildim, ne de bir şey yapabildim. Bir daha adamın
yanına da oturmadım.

***

Bir sabah (oturacak) yer bulamamış, ayakta kalmıştım. O-oturuyordu.


Gittim oturduğu kanapenin arka tarafında, ayakta durdum. Elimde olmayarak
onun durmadan kelimelerin altım çizen kalemini gözlüyordum.
Bu sırada kulağımın dibinde hafif bir ses iştildi: bir sivrisinek. Sol
kulağımdan burnuma doğru inerek tatlı bir uçuş yaptıktan sonra,dosdoğru
gitti, bizimkinin ensesine kondu.
Birden aklıma sıtma mücadelesi geldi. Mikroplu sivrisineklerden biri
olmasın bu! Hayvana dikkatle baktım, ta kendisi! Sıtma taşıyan
sivrisineklerden biri. Şimdi ne yapmalı? Mesele gayet ciddi idi. Göz göre
göre bir adam, hem de gayet çalışkan, ciddi bilgili bir adam sıtmaya
yakalanıyordu.
— Bayım, ensenize bir şey kondu. Bir sivrisinek!
Diyeceğim ama bir ters cevap verirse? Zaten aramızda bir soğukluk var.
— Sana ne?
Derse ne cevap veririm?
Köpoğlu sinek bir türlü uçup gitmez! Evet, ne kalkacağı var, ne de
gideceği..;. Eğer mikroplu ise herif yandı. Değilse iki ihtimal (olasılık) var.
Bu adam ya sıtmalıdır, yahut değildir. Sıtmalı değilse mesele yok. Fakat ya
sıtmalı ise hastalığı hayvan vasıtasıyla başka bir vatandaşa geçebilir. Aman
yarabbi! Burada büyük bir sıtma felâketi hazırlanıyor.
Ben böyle düşünürken sinek keyifli keyifli kanatlarını sallıyordu. O sırada
Köprüye gelmişiz. Vapurdan inmek için adam ayağa kalkınca hemen arkasına
düştüm. O gider, ben giderim. Sinek keyfinde Deli olmak işten değil
Birden ne oldu, nasıl oldu, nasıl yaptım, bilmiyorum, bilemiyorum. Olanca
kuvvetimle herifin ensesine bir tokat aşketmişim (=atmışım, yapıştırmışım).
Adam tokatı yer yemez düştü. Hem nereye? Denize!
Bitabiî ortalık karıştı. İnsanlar bağrıştı, düdükler çaldı, polis yetişti.
Kollarımdan yakalanınca aklım başıma geldi. Adamı çabucak kurtardılar. Tabiî
ben de karakolu, oradan da mahkemeyi boyladım.
Yolda düşündüm taşındım. Bu işi bir sivrisinek yüzünden yaptım dersem
gülecekler; kimse inanmayacak. Akıl muayenesi yaptıracaklar. Akıllı
olduğunu kim ispat edebilmiş ki ben edeyim?
Baktım ki o ceza daha ağır; sivrisinek sorununu hiç açmadım. Arkadan,
kendisini bir arkadaşa benzettiğimi, şaka diye ensesine bir tokat attığımı,
fena bir tesadüf eseri denize düştüğünü, kendisine karşı hiç bir düşmanlığım
olmadığını söyledim.

69
Fakat herif inatçı çıktı. Çoktandır kendisini takip ettiğimi, hattâ geçenlendç
işine karıştığım için beni terslemek zorunda kaldığını, bu yüzden kavga
çıkarmak ıtediğimi ve sonunda kendisini denize attığımı iddia etti. Kısası altı
ayı giydik!
Hiç bir şeye yanmıyorum. O adam gazetedeki sözcüklerin altım ne diye
çiziyor, onu bir türlü öğrenemedim, deli olacağım!
(Rakım Çalapala)
Alışırma Aşağıdaki somlan yanıtlayın:
1. Okuduğunuz mizah öyküsünde başlıca kaç kahraman var? 2. Öyküyü
anlatan, birkaç yıl önce ne yüzden hapse girmişti? 3. İiban bir sivrisinek
öldürdüğü için hapis cezası (veya hatta para cezası) görür mü? 4, O yaz
nereye, ne için gitmişlerdi? 5. Hikâyeci istirahattan söz edeıken neden «sözde»
sözcüğünü kullanır? 6. Her sabah tstanbula indiği vapurda öykücünün
dikkatini çeken, merakım uyandıran adamı tarif eder misiniz*? Aledâdebir i ısan
mıydı? 7 .0 adam vapurda her gün ne yapardı? 8. Sözcüklerin altım çizmekte
amacı ne olabilirdi? 9. Beriki işin içyüzünü neden cğrenem:yordu? Nihayet
ne yaptı? Hazırladığı soruyu neden sormadı? Ertesi sabah sorunca ne
oldu? Öteki bizimkini azarladı mı? Kavga mı çıkardı? bağırıp çağırdı mı? Nasıl
oldu da berikini aptal yerine koyda? Bir sabah gencin ensesine konan
sivrisinek nasıl bir sinekti? Bununla ilgili olarak beriki, akl ndan ne gibi
ihtimalleri geçirdi? Sineğin konduğunu söylemeye neden cesaret
edemiyordu? Söyleseydi ne olabilirdi? Bizimki, sineği öldürmek için nihayet
fırsat bununca ne oldu? MaLkemede ne söyledi? Sivrisinek meselesini
niçin açmadı? Genç adamın söyledikleri neydi? Sonunda beriki
duyduğu hissi beyan edencen ne diyor? Yandığı şey neymiş?

Abşırma Üç nokta yerine gerekli ekleri koyunuz:


1. Eğer (sent ileride bir daha kurnazlığa baş vur.,, (ben) seninle arkadaşlı*
etm e 2. Dün (ben) arkasına düş nerede oturduğunu b il 3. Size yan
baktıklarına şaşmıyorum. Az çok cesur ol telâşa düşmeyip onlara yardım
göster 4. İşiniz duman. Eğer anlattıklarınızı ispat etme, ceza gör.. „ hapse
gir . 5. Keşke biz meraka düşme de yolumuza devam et . 6. (Siz)
zamanında her şeyi bana aç şimdi her şey yerinde . 7. Şaka etmeyin.
İleride başımıza bir felâket gel, bunun cezasını siz g ö r 8. Uzaktan bir
polis filân görün, bana haber ver. 9. Otoyu o kadar hızlı sürme. Polis dikkat
etpara cezası kesebilir. gün kavgaya girişme, şimdi hapiste yatma,
annesi de üzülme Alelade bir olay. O esnada aşırı heyecanlanıp kavga
çıkarmaadamla pekâlâ anlaşabil

Abşırma Aşağıdaki tümceleri Rusçaya nakledin:


1. Başkanın asıl kızgınlığı otelci Hüsnü’ye idi. Üstünde frak olduğu için en
başa geçmiş, birdenbire bir önem almıştı. Frakı giyince kimse de ona «Geri
70
Air!» deyemiyordu. (A.N.) 2 Lokantanın dehşetli iş yaptığını söyledin.
Herif cuma günü gelince rezil olacağız! (A.N.) 3. Treni kaçıracağım
telâşından evden çıkarken çantamı unutmuştum. 4. Türkiye’ye gezi yapmak
fırsatı düşerse vallahi kaçırmam. 5. Gazeteme röportaj göndereyim
düşüncesiyle postaya yollandım. 6. O herifi yakalatıp hapse yatırtmak
lüzumunu (gereğini) çoktanberi duyuyoruz ama, bunu yaptırmak elimizde
(değildir. 7 .0 yıllarda iyi kötü küçük bir sermayem (param) olsaydı, bugün
ben de en azından birkaç yüzbin liralık adamdım! (O.K.) 8. Meselâ N.
Hikmet’in hayatına bakınız. Nâzım Türkiyede hayatını kazanmak için bin
bir çareye başvurur, gazetelere yazı yazar, tiyatrolara piyes hazırlar,
sinem aya rejisörlük yapardı. Şiirlerinde beş para kazandığını
hatırlanıyorum. (Z.S.) 9. Bir plaja gitseydiniz? — Sonunda öyle yaptım.
(A.N.) Bir gün sıkıldı:— Ben kitapların olduğu yere gitsem, dedi. (Ö.S.)

Alışırma Aşağıdaki parçayı Türkçeye geçiriniz:


Селим и Кямиль — два одноклассника, выпускники одной школы.
Селим был серьезным, воспитанным и немного хитрым мальчиком. Он
хорошо учился и всегда оказывался первым среди своих товарищей,
Кямиль — смелый, но резкий человек и большой упрямец. В школе он
был лентяем, на уроках бездельничал («ловил мух»). Селим его иноща
стыдил, но он не слушал.
Недавно на голову Кямиля обрушилась (пришла) беда. Между ним н
каким-то человеком возникла ссора. О подоплеке этого дела Кямиль
рассказывать не хочет. Кто-то кому-то дал несколько оплеух, к тому же
изо всех сил. Кого-то увезли в больницу, кто-то попал в полицейский
.участок. Если Кямиль попадет под суд и понесет тюремное наказание,
то положение его семьи ужасное. Особенно при нынешней дороговиз­
не жнзнн. Кямиль и сам не знает, как ему следует действовать. Чтобы
получить какой-то совет, он едет к Селиму. Кямиль говорит:
«Два года тому назад Селим с неизвестной мне целью уехал в Кыр-
шехир, и с тех пор я с ним не виделся. Сегодня утром я случайно увидел
fero, проезжая на трамвае по улице Мешрутийет, и, конечно, очень об­
радовался. Селим симпатичный парень высокого роста. Я его сразу от­
личу среди сотни людей. Если бы я крикнул и махнул рукой, он, вероят­
но, меня узнал бы. Но у меня отнялся язык — кричать в трамвае пока­
залось стыдно. От растерянности я не знал, что делать. Потом, наконец,
я пришел в себя и на следующей остановке сошел с трамвая. Однако
Селим не показывался. Проходя мимо одного кафе, я подумал: «Уж не
здесь ли он?» — и зашел внутрь. Но и там его не было. Значит, я его
упустил. Однако, поразмыслив, я сказал сам себе: «Селим — занятой
человек. Но вечером он должен быть дома. Зайду к нему, и все будет в

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası