destrüktif ne demek / Destrüktif Nedir? Destrüktif Ne Demek? - Tıp Akademi

Destrüktif Ne Demek

destrüktif ne demek


                                                                Hafif Ventrikulomegali

  

İnsidensi yüksektir. doğumda 0,,5 sıklığında görülür.

Aksial transventriküler planda üniventriküler veya biventriküler 10 mm üzerinde dilatasyon olmasıyla tanı konur. Korpus kallozum agenezisi ve Dandy Walker Malformasyonu gibi başka konjenital anomalilere eşlik edebileceği gibi kanama veya infeksiyon gibi edinsel durumlara da eşlik edebilir.  Kromozomal anomali riski izole ventrikülomegalide %1, iken diğer malformasyonlarla birlikte görülen ventrikülomegalide %'dır. Non kromozomal sendrom riski yüksektir.

  • Prognoz: Değişkendir. Etiyoloji ve ilişkili lezyonlara bağlı olarak değişir. Sendrom ve diğer santral sinir sistemi anomalilerine eşlik ediyorsa prognoz daha kötüdür.
  • Hafif Ventrikülomegali: mm.
  • Borderline Ventrikülomegali: mm.
  • Ilımlı Ventrikülomegali: mm.
  • Ciddi Ventrikülomegali (Hidrosefali): 20 mm. Üzerinde

 

 

Gebeliğin ikinci veya üçüncü trimesterinde ultrasonografi ile lateral ventrikül atrium ölçümünde mm‘lik değerle karşılaşılması tanı koydurur. Nadiren tek taraflıdır. Tanı konan olguların çoğunda bu görünüm stabil kalır. Olguların %30’unda normale dönüş olurken bir bölümünde ise lateral ventriküldeki genişleme artabilir.  Hafif ventrikülomegali dışında başka anomalisi bulunmayan  olguların % 4’lük bölümünde daha sonra ilerleyici hidrosefali veya kistik beyin lezyonu gibi beyin anomalileri gelişebilir.  İzole HV olgularının %9’luk bölümünde ise doğum sonrasında, doğumdan önce tanısı konamayan anomalilerle karşılaşılabilir. Yirmisekizinci haftadan sonra fetusta MR yapılması da tanıda yardımcı olur.   Hafif ventrikülomegali tanısı konduğunda korpus kallozum agenezisi ve obstrüktif hidrosefali ile ayırıcı tanıya gitmek gerekir. 

 

Ventrikülomegali, serebral ventriküler sistemin genişlemesine yol açan pek çok hastalıktan kaynaklanabilir.

Kromozomal anomalili fetüslerde çoğunlukla borderline ventrikülomegali izlenir.

Unilateral veya bilateral ventrikülomegalinin ayırıcı tanıda bazı ipuçları sağladığı ortadadır. Destrüktif vakalarda ventrikülomegali unilateral iken malformasyonlarda genellikle bilateraldir. Bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.

Ventrikülomegali bariz olarak izole ise hafif ve ılımlı olguların şiddetlilerden ayrılması ayrıca önem taşır. Kimi otoriteler mm arasındaki olgular ile 12 mm üzerinde olanlar arasında istatistikçe anlamlı nörolojik prognoz farklı bulmuşlardır. Aslında mm arasında olan hafif borderline ventrikülomegali izole ise normalin bir varyantı sayılır. Bu durum, erkek bebeklerde daha sık görülür. Bu, erkek fetüslerin kız fetüslerden hafifçe daha büyük olmasına bağlı olabilir. Borderline ventrikülomegali, doğum öncesi kendiliğinden ortadan kalkabilir. Bu olgularda ileride ek bir sorun da ortaya çıkmaz. Fakat bu bulgu az bir olguda farklı nedenlere bağlı beyin lezyonlarının erken belirtisi olabilir. Örneğin lissensefali gibi primer serebral gelişim bozuklukları. Akuaduktal stenoz, nedeni ne olursa olsun ventrikülomegalinin artmasından sorumludur. Akuaduktal stenoz enfeksiyon veya intraventriküler kanamaya bağlı edinsel olabilir. Aslında genellikle multifaktöriyeldir. X'e bağlı kalıtılan mental retardasyon, spastik parapleji ve addukte baş parmak ile karakterize bir hastalıktan da bahsedilebilir.

Santral Sinir Sistemi Malformasyonları ile İlişkili Ventrikülomegali

Ventrikülomegali, santral sinir sistemi anomalilerine eşlik edebilir.

Chiari II Malformasyonu: Ventrikülomegaliye ek olarak küçük posterior fossa, küçük ve dismorfik serebellum, genişlemiş sisterna magna ve meningomyelosel bulunur.

Dandy-Walker Malformasyonu: Ventrikülomegaliye ek olarak dördüncü ventrikülün dilatasyonu ve serebral vermisin komple veya parsiyal agenezisi bulunur.

Korpus Kallozum Agenezisi: Lateral ventriküller gözyaşı görünümündedir. Buna kolposefali denir. Paralel yan ventriküller laterale yer değiştirmiştir. Üçüncü ventrikül yukarı yer değişltirmiştir. Bu olgularda korpus kallozum agenezisi koronal ve sagittal planlarda teyid edilmelidir.

Serebral Destrüksiyon ile İlişkili Ventrikülomegali

Destrüktif lezyonlara eşlik eden ventrikülomegali unilateral veya bilateral olabilir. En sık nedenleri hipoksi, infeksiyon ve vasküler lezyonlardır.

Ventrikülomegaliye eşlik eden hiperekojen fokus varsa fetal infeksiyondan şüphelenilmelidir. Hiperekojen fokus, beyinde veya periventriküler kist içinde olabilir.

Nodüler subepandimal kalsifikasyonlar periventriküler hiperekojen band oluşturacak şekilde bir araya geliyorsa sitomegalovirüs (CMV) enfeksiyonu akla gelmelidir. Ventrikül içinde eksuda ve dökülen epandimal hücrelerin oluşturduğu serbest yüzen partiküller bulunur. Bu partiküllü sıvı ventriküler foramenleri tıkayarak sekonder obstrüktif hidrosefaliye yol açar. Bu vakalarda intraventriküler kanamaya ayırıcı tanı yapılmalıdır. CMV ve diğer enfeksiyonlar için maternal serolojinin yanı sıra eski ultrason muayenelerinde elde edilen görüntüler de yararlı olur.

İzole Ventrikülomegali

Santral sinir sisteminde ultrasonografik olarak saptanabilen başka bir anormallik olmadığında izole ventrikülomegaliden bahsedilebilir. İzole ventrikülomegali unilateral de olabilir. Asimetrik ventrikülomegali atrial boyutlarda 2 mm.’den fazla fark olmasıdır. Normal fetuslarda dilatasyon olmadan ventriküler asimetri olabilir.

Ciddi Ventrikülomegali

Nonkomünikan hidrosefali, komünikan olandan daha sık görülür. Postnatal periyodda oranlar bunun tersi şeklindedir. Nonkomünikan hidrosefalide ventriküler sistemde bir tıkanıklıktan bahsedilebilir. Örneğin akuaduktal stenoz bir nonkomünikan hidrosefali nedenidir. Komünikan hidrosefalide obstrüksiyon ventriküler sistemin dışındadır. Akuaduktal stenozda tipik sonografik patern, triventriküler hidrosefalidir. Triventriküler hidrosefalide üçüncü ventrikül ve lateral ventriküller genişlemiştir. Akuaduktal stenoz en azından bazı olgularda komünikan hidrosefalinin volüm etkisiyle orta beyine yaptığı bası sonucunda ortaya çıkabilir. Hidrosefali, beyin omurilik sıvısının prodüksiyon-rezorpsiyon dengesizliğinden de kaynaklanabilir. Prodüksiyon fazlalığı çok nadir bir nedendir. Ventriküler dilatasyonların çoğundan rezorpsiyon bozuklukları sorumludur. Prodükziyon fazlalığının en sık görülen nedenleri koroid pleksus papillomlarıdır.

Borderline ventrikülomegali, kolposefaliden ayırd edilmelidir. Kolposefalide görülen korpus kallozum agenezisini sonografik olarak saptamak mümkündür. Diğer Malformasyonlarla İlişkisi: Olguların %’i diğer serebral (holoprozensefali, korpus kallozum agenezisi, Dandy-Walker malformasyonu) ve ekstraserebral (myelomeningosel) anomalilerle birliktedir.  Anöploidi riski, izole ventrikülomegalilerde %1, iken diğer malformasyonlara eşlik eden vakalarda %’dır. Yalnız ventrikülomegali destrüktif lezyonlara eşlik ediyorsa kromozomal anomali riski düşüktür.

Hafif ventrikülomegalinin sebebi çoğunlukla (% 90) bilinmez.  Gebenin CMV gibi infeksiyonları zaman zaman HV’ye neden olabilir. Kromozom anomalileri, kafa içi kanamalar ve diğer beyin anomalileri HV’ye yol açan diğer sebeplerdir. Hafif ventrikülomegali olgularının yaklaşık % 4’lük bölümünden kromozom anomalileri sorumlu tutulmuştur. Bunların büyük bölümünü Trizomi (Down sendromu) oluşturur. Bu nedenle  trizomi’in ultrasonografik markerleri dikkatlica aranmalı ve gerekirse amniosentez yapılarak karyotip bakılmalıdır. Hafif ventrikülomegali, erkek fetuslarda dişi fetuslara göre 3 kat daha fazla görülür. 

 

 

Nonkromozomal Sendrom Riski: Yüksek risk bulunur. En sık görülenler:

  • Miller-Dieker Sendromu: Ventrikülomegali, lizensefali, mikrosefali, kardiyak anomaliler, fasial anomaliler ve polidaktili bulunur.
  • Goldenhar Sendromu: Ventrikülomegali, fasial asimetri, preauriküler tag, vertebral anomaliler, yarık dudak ve damak.
  • Meckel-Gruber Sendromu: Ventrikülomegali, ensefalosel, polidaktili, polikistik böbrek ve diğer santral sinir sistemi anomalileri.
  • Neu-Laxova Sendromu: Ventrikülomegali, ekstremitelerde lenfödem, lizensefali, mikrosefali, proptozis, intrauterin gelişme geriliği, artrogripozis, diğer santral sinir sistemi anomalileri.
  • Walker-Warburg Sendromu: Ventrikülomegali, göz anomalileri (mikroftalmi, katarakt), santral sinir sistemi anomalileri (lizensefali, ortak hat anomalileri, serebral anomaliler, mikrosefali, sefalosel)
  • Crouzon Sendromu: Ventrikülomegali, kraniofasial dizostoz, hipoplastik çene kemiği.
  • Gorlin Sendromu: Ventrikülomegali, fasial anomaliler, makrosefali, multipl neoplazmlar.
  • Kartagener Sendromu: Ventrikülomegali, situs inversus


kaynağı değiştir]

Jacques Derrida, yılında yayınladığı “Gramatoloji”, “Konuşma ve Görüntü” ve “Yazı ve Fark” isimli kitaplarıyla yapı bozum olarak isimlendirdiği tekniğini tanıtmıştır. Genel olarak ifade etmek gerekirse Derrida, Batı metafiziğine karşı bir eleştiriye girişmiştir. Daha önce ise bu eleştirinin farklı halleri, Nietzsche ve Martin Heidegger’de görülmektedir. Yukarıda Nietzsche’nin soy bilim eksenindeki eleştirileri ayrıntılı olarak incelenmişti. Heidegger ise Varlık meselesi üzerine odaklanmıştır. Heidegger’e göre Varlığın ilk haline ulaşabilmek için mevcut metafizik düşünce tarzından kurtulmak gerekmektedir. Bu düşünme tarzı ise Heidegger’in kullandığı kavram, destrüksiyon (destruktion) sayesinde mümkün olacaktır. Çünkü destrüksiyon, felsefi mirasa ulaşabilmenin yegâne aracı konumdadır.[62] Derrida, özellikle Heidegger’den oldukça etkilenmiştir.

Husserl, destrüksiyon ile benzer anlamda Deneyim ve Yargı (Experience and Judgement) eserinde abbau (sökmek) kavramını kullanmıştır.[63] Husserl, abbau ile kavramların “gizli kaynaklarındaki bir kırılma noktasını” keşfetmeyi amaçlamıştır.[64] Başka bir deyişle, Husserl, “tarihin orijinal tarihsel öncülleri olarak işlev göreceklerse esas olarak gizli kalması gereken kökenlere geri gitme” amacında olmuştur.[65] Abbau, kısaca kavramların kökenlerine inmek için başvurulan bir yöntemdir. Heidegger, Varlık ve Zaman eserinde destrüksiyon (destruktion) kavramını “eleştirel sökme (kritischer Abbau)” olarak ele almıştır.[66] “Destrüksiyon, sadece bilimin egemen olduğu geleneksel güçlere değil, aynı zamanda antikiteden beri felsefi geleneğin tümüne saldırmaktadır.”[66] Destrüksiyon ve abbau yıkmak ve yok etmek anlamında kullanılmayıp incelenen şeyin nasıl meydana geldiğini anlayabilmek için parçalara ayrılması anlamına gelmektedir.[67] “Destrüksiyon, felsefede Varlık sorununun indirgemeci inşasının imhası için zorunludur.[68] Bu açıdan bakılacak olursa Heidegger, Batı metafiziğinin ve Varlığın ilk kullanılma amaçlarına ulaşmak istemiştir.[69] “Derrida, çok etkilendiği Heidegger’in izinde Batı logosuna, yani en üst düzeyde rasyonalite biçiminde algılanan Batı metafiziğine savaş açmıştı. Ona göre Batılı insan yanılgılar içinde yaşıyordu.”[70] Bu yanılgıların kaynağını ise Batı felsefesinin kelimelere yüklediği metafiziksel anlam oluşturmaktadır. Derrida’ya göre birçok filozof felsefelerini oluştururken metafiziksel anlamlar yüklü olan kavramları kullanmışlardır. Derrida, bu basmakalıplıktan kurtulmak için yapı bozuma başvurmuştur.

Derrida, Husserl’in ve Heidegger’in kullanmış olduğu abbau ve destrüksiyon kavramlarının yerine deconstruction (yapıbozum) kavramına başvurmuştur. Fakat belirtmek gerekir ki Derrida’nın yapı bozumu, abbau ve destrüksiyondan farklıdır. Derrida, Husserl’in fenomenolojik indirgemeciliğini eleştirirken Heidegger’in metafiziğin destrüksiyonunu metafizik içinde yapmasından dolayı metafiziğin ilkelerini daha açıklayıcı kıldığı için eleştirmektedir.[71] Derrida, yapıbozum kavramını yıkmak ve yok etmek anlamında kullanmayıp bahse konu olan kavramın nasıl kullanıldığını anlamak ve onu yeniden yapılandırmak için kullanmıştır.[72] Yapı bozumla yapılmak istenen, kavramların mevcut kullanımlarındaki anlamların geçmişe doğru izini sürmektir. Yani kavramların temeline gidip kullanımlarını öğrenmektir.[73] Bu bakımdan olsa gerektir ki Derrida için her metin kendi kendisini yapıbozuma uğratmaktadır.[74]

Yapı bozum, bir bakıma metot olarak nitelendirilmektedir. Antik Yunan’dan başlayıp Hegel ile zirveye ulaşan diyalektik, Batı felsefesinde ana metot olarak görülmüştür. Böylece metot, hakikat arayışı olmaktan öte hakikatin kendisi konumunda olmuştur.[75] Yapı bozum ise yeni bir metot olarak diyalektiğin karşısına çıkmıştır. Çünkü Derrida, yapı bozumun Hegelci diyalektiğin ürettiği felsefi bilginin ötesinde olduğunu belirtmiştir.[75] Yani yapıbozum, bilgiyi üreten metodun da yapı bozumunu içermektedir.

Derrida’ya göre Batı felsefesinin temeli söz merkezciliğe (logocentrism) dayanmaktadır. Çünkü felsefe de aklı, yani logosu, başka bir deyişle rasyonaliteyi mutlak olarak addedip merkeze alan bir anlayış benimsemektedir.[76] Hatta Derrida, Sokrates’ten itibaren felsefenin söz merkezcilik ekseninde geliştiğini belirtmektedir.[77] Söz merkezcilik ise, erkek-kadın ve varlık-yokluk gibi zıtlıklar/ikili karşıtlıklar (binary opposition) üzerine inşa edilmiştir. Bu karşıtlıklarda ise bir hiyerarşi söz konusudur. Yani karşıtlıklardan birisi diğerinin üstünde olarak değerlendirilmektedir. Bu üstün olarak nitelendirilen kavram da merkeze yerleştirilerek hareket edilmektedir. Örneğin, erkek-kadın ikiliğinde erkek kadından üstün olarak değerlendirilmekte ve bir açıklama yapılırken erkeği merkeze kadını çevreye konumlandıran bir yaklaşım benimsenmektedir. Derrida, yapıbozum sayesinde bu karşıtlıkları ortadan kaldırma amacındadır. Bu sayede Derrida, doğru olarak nitelendirilen incelemelerin doğru olmadığını ortaya koyup özellikle felsefi metinleri yapıbozuma uğratmaktadır. Yapı bozum kapsamında Derrida, metinlerin diğer metinler sayesinde var olduğu üzerinde durmuştur. Böylece metinlerin atıf yaptığı metinlerle de yakın bir şekilde ilgilenmiştir.[78] Bu bağlamda Derrida, Platon’u, Rousseau’yu, Kant’ı vd. yapıbozuma uğratmıştır. Kavramların hiyerarşik bir şekilde ele alınmasından dolayı tek anlamlılık Batı felsefesinde etkili olmuştur. Çünkü üstün olan kavramın merkeze alınarak açıklama yapılması söz konusudur. Belirtilmesi gereken diğer bir husus ise söz merkezcilikten dolayı Batı felsefesinde yazı, konuşma karşısında ikincil konumda olmuştur. Derrida’nın yazıyı keşfetmesinde Husserl’in “Geometrinin Kökeni” isimli kitabını Fransızcaya çevirirken karşılaştığı şu cümle etkili olmuştur: “Sadece, yazı, (matematikte) düşünsel nesnelerin bir şekilde tarihe girmelerini sağlayabilir: Düşünsel nesnelerin tarihsellikleri yazıdan kaynaklanıyor.”[79]

Derrida, yazı ve konuşma ikiliğinin kökeninin Platon’a dayandığı düşüncesiyle Platon’u yapıbozuma uğratmaktadır. Platon’a göre yazı, konuşma karşısında ikincildir.[80] Çünkü yazı, konuşma olmadığı zaman başvurulan bir şeydir.[81] Derrida, Platon’un pharmakon kelimesini farklı yerlerde farklı anlamlarda kullandığından ve felsefesini hep bir karşıtlıklar üzerine inşa etmesi üzerinde durmaktadır. Platon’a göre yazı: “1) yaşayan belleğe ve söze kesinlikle dışsal ve bunlara göre daha aşağıdadır. 2) Yazı onlara zararlıdır, çünkü onları uyutur ve aksi halde el değmemiş olarak kalacak hayatları kirletip hasta eder. 3) Zaten, eğer hypomnesie’ye (ilave) ve yazıya başvurulsa bile, bunun nedeni onların kendilerine özgü bir değer taşımaları değil, yaşayan belleğin sonlu olmasıdır, yazı boşluklara izlerini bırakmadan evvel bellekte boşluklar bırakır. Yazının bellek üzerinde hiçbir etkisi yoktur.”[82] Derrida, pharmakon kelimesinin hem zehir anlamına hem ilaç anlamına geldiğini belirterek Platon’un zehri öne çıkarırken kendisinin ilacı öne çıkararak yapı bozumu gerçekleştirmeye başlamaktadır.[83] Derrida, yazının bilgiyi artırıp unutkanlığı azalttığını belirtmektedir.[84] Böylece Derrida, yazıyı konuşma karşısındaki ikincil konumdan kurtarmaya çalışmaktadır.

Sonuç[değiştir kaynağı değiştir]

  1. ^"soykütüğü."Türkçe Sözlük. Dil Derneği. Erişim tarihi: 15 Kasım
  2. ^"Soy&#;kütüğü"Güncel Türkçe Sözlük. Türk Dil Kurumu. Erişim tarihi: 15 Kasım
  3. ^abTürk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük, funduszeue.info?option=com_bts&view=bts&kategori1=veritbn&kelimesec= 12 Haziran tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.,
  4. ^Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük, funduszeue.info?option=com_bts&arama=kelime&guid=funduszeue.info5acf9f3cc1df 12 Haziran tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.,
  5. ^Keskin, Ferda. "Michel Foucault'da Etik ve Jeneoloji (Soy Bilimi) Kavramları". funduszeue.info.&#;
  6. ^Friedrich Nietzsche, Ahlakın Soykütüğü: Bir Polemik, İstanbul: Kabalcı Yayınevi, , s. 8.
  7. ^abNietzsche, a.g.e., s. 9.
  8. ^abKeskin, “Michel Foucault’da Etik ve Jeneoloji (Soy Bilimi) Kavramları”, funduszeue.info 12 Haziran tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.,
  9. ^Nietzsche, a.g.e., ss.
  10. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  11. ^Nietzsche, a.g.e., ss.
  12. ^abNietzsche, a.g.e., s
  13. ^Nietzsche, a.g.e., ss.
  14. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  15. ^Nietzsche, a.g.e., ss.
  16. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  17. ^abcNietzsche, a.g.e., s.
  18. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  19. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  20. ^Nietzsche, a.g.e., ss.
  21. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  22. ^abcNietzsche, a.g.e., s.
  23. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  24. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  25. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  26. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  27. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  28. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  29. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  30. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  31. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  32. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  33. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  34. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  35. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  36. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  37. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  38. ^Nietzsche, a.g.e., ss.
  39. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  40. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  41. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  42. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  43. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  44. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  45. ^abNietzsche, a.g.e., s.
  46. ^Nietzsche, a.g.e., s.
  47. ^abcdKeskin, funduszeue.info 12 Haziran tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.,
  48. ^Michel Foucault, “Nietzsche, Soybilim, Tarih”, Seçme Yazılar 5: Felsefe Sahnesi, Ferda Keskin (Ed.), İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2. Baskı, , s.
  49. ^abcdFoucault, a.g.e., s.
  50. ^Foucault, a.g.e., s.
  51. ^Foucault, a.g.e., s.
  52. ^abcFoucault, a.g.e., s.
  53. ^Foucault, a.g.e., s.
  54. ^Foucault, a.g.e., s.
  55. ^abcFoucault, a.g.e., s.
  56. ^Foucault, a.g.e., s.
  57. ^abcFoucault, a.g.e., s.
  58. ^Foucault, a.g.e., s.
  59. ^abFoucault, a.g.e., s.
  60. ^Foucault, a.g.e., s.
  61. ^Foucault, a.g.e., s.
  62. ^Dermot Moran, Introduction to Phenomenology, New York and London: Rotledge Press, , s.
  63. ^Rodolphe Gasche, The Tain of the Mirror: Derrida and the Philisophy of Reflection, USA: Harvard University Press, 5. Baskı, , s.
  64. ^Gasche, a.g.e., s.
  65. ^Gasche, a.g.e., s.
  66. ^abGasche, a.g.e., s.
  67. ^Simon Glendinning, On Being with Others, London and New York: Routledge University Press, , s.
  68. ^Gasche, a.g.e., s.
  69. ^Jacques Derrida, “Japon Bir Dosta Mektup”, çev. Medar Atıcı ve Mehveş Omay, Toplumbilim: Jacques Derrida Özel Sayısı, Sayı 10, İstanbul: Bağlam Yayınları, , s.
  70. ^Taner Timur, Felsefi İzlenimler, Ankara: İmge Kitabevi, , s.
  71. ^Gasche, a.g.e., s.
  72. ^Derrida, a.g.e., s.
  73. ^Jacques Derrida, Of Grammatology, çev. Gayatri Chakravorty Spivak, London: The Johns Hopkins University Press, s.
  74. ^Jacques Derrida, Memories for Paul de Man, çev. Cecile Lindsay vd., New York: Colombia University Press, , s.
  75. ^abGasche, a.g.e., s.
  76. ^Moran, a.g.e., s.
  77. ^Derrida, Of Grammatology, s.
  78. ^Paul Lagasse, “Deconstruction”, The Columbia Encyclopedia, New York: Columbia University Press, , s.
  79. ^Jacques Derrida, Sur Parole, Paris, L’Aube, , s. 21 aktaran; Timur, a.g.e., s.
  80. ^Jacques Derrida, “Platon’un Eczanesi”, çev. Zeynep Direk, Toplumbilim: Jacques Derrida Özel Sayısı, Sayı 10, İstanbul, , s.
  81. ^Derrida, a.g.e., s.
  82. ^Derrida, a.g.e., s.
  83. ^Niall Lucy, Derrida Sözlüğü, çev. Sabri Gürses, Ankara: Bilgesu Yayınları, , ss.
  84. ^Derrida, a.g.e., s.
  85. ^Jacques Derrida, “Afterword: Toward an Ethics of Discussion”, Limited Inc, ed. Gerald Graff, Evanston: Northwestern University Press, , s.
  86. ^Macit Gökberk, Felsefe Tarihi, İstanbul: Remzi Kitabevi, , s.
kaynağı değiştir]

Soy bilim ve yapıbozum birtakım ortak amaçlara sahiptir. İkisi de kavramların nihai temeline inmeye çalışmaktadırlar. Yalnız burada bir sorun ortaya çıkmaktadır. Foucault’un dediği gibi kökene inerken elimizde gerekli tarihi belgelerin ya da verilerin yetersizliğinden dolayı durmak zorunda kalırız. Daha fazla geriye gidilmemesinin nedeni, yeterli veri olmamasından kaynaklanmaktadır. Buradan itibaren özellikle post yapısalcılar, kavramları kendi perspektifinden adlandırmaya başlamaktadır. Tarihsel süreçler içerisinde başkaları tarafından anlamlandırılan kavramları reddedip kendileri kavramlaştırma çabası içerisinde girmektedir. İşte bu mevzu, kendi içerisinde bir çelişki barındırmaktadır.

İlk çağlardan beri varlığı açıklayabilmek için her şeyin kaynağı, ilk neden, töz, arkhe gibi kavramlara başvurulmuştur. Örneğin Thales arkhe’yi su olarak ele alırken Heraklitos, ateş olarak ele almıştır. Bu ‘ilk neden’den hareketle de her şeyi açıklamaya çalışmışlardır. Soy bilim, böyle bir açıklamanın yani bir başlangıç noktası oluşturmaya karşıdır. Aynı şekilde yapıbozum da ilk ve son olarak nitelendirmeye karşıdır. Çünkü Derrida, bağlamın dışında hiçbir şey olmadığını belirtmektedir.[85] David Hume’un nedensellik konusundaki sözleri soy bilim açısından son derece önem teşkil etmektedir. Hume, bir şeyin başka bir şeyden önce gelmesi onun nedeni olduğunu göstermeyeceğini ifade etmiştir.[86] Bu bakımdan ilk olarak adlandırılan bir şey, ilk olmayabilir ve bir şeyin nedeni olarak görülen bir şey onun nedeni olmayabilir. Bu sadece bizim bilgimizin ilk olarak adlandırdığımız şeye kadar uzanmasıyla ve neden olarak gördüğümüz şeyin diğerinden önce gelmesiyle ilgilidir.

Başka bir husus ise, soy bilim ve yapıbozum özellikle Batı felsefesine karşı girişilmiş çalışmalardır. Ancak bu çalışmalar, bizatihi felsefe geleneği içerisinde cereyan etmektedir. Yani düşünürler, felsefi geleneğin içerisinde düşünmektedirler. Felsefenin dışında düşünmek mümkün değildir. Çünkü bugüne kadarki bütün düşüncelerimiz bu felsefi gelenek tarafından inşa edilmiştir. Felsefi gelenek içerisinde felsefeye karşı girişilen bir savaş da üzerinde durulması gereken başka bir konudur. Çünkü içinde bulunulan felsefi geleneğin kavramlarıyla düşünülüp felsefi geleneğin yanlışlıkları üzerinde durulmaktadır.

Soy bilim ve yapı bozumla ilgili diğer bir husus ise ikisinin arasındaki temel bir farktır: Soy bilim, geriye doğru giderken parçaladığı kavramı yeniden anlamlandırma derdinde değildir. Soy bilim sadece kesişme yani yoğunlaşma noktalarında kavramların tesadüfen ya da güç ilişkileri sonucu aldıkları anlam üzerinde durmaktadır. Ancak yapıbozum, Batı felsefesindeki kavramları ikilikler üzerinden ele alıp incelemekte ve bu inceleme sonucunda kavramı yeniden anlamlandırma amacındadır. Bu bakımdan yapı bozumda ele alınan kavramın – yukarıda pharmakon kavramında yapıldığı gibi – tekrar anlamlandırılması söz konusu olmaktadır.

Kaynakça[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası