istanbul hayat ayşe teyze / Ayşe Teyze Ne Yapsın? Radyo Programı - funduszeue.info

Istanbul Hayat Ayşe Teyze

istanbul hayat ayşe teyze

Çılgın Ayşe teyze bulundu

Ayağı burkulduğu için Ayder Yaylası'nda bir çiftin aracına otostop çeken 60 yaşlarındaki Ayşe Kurucu, fotoğraf makinesini araçta unuttu. Makinenin içinden çıkan fotoğraflardan dünyanın birçok yerini gezdiği anlaşılan Ayşe teyze günlerdir sosyal medya tarafından aranıyordu. Sonunda bulundu.

Yayınlanma: - 13 Aralık Güncellenme:

Çılgın Ayşe teyze bulundu

Ayağı burkulduğu için Ayder Yaylası’nda bir çiftin aracına otostop çeken 60 yaşlarındaki Ayşe Kurucu, fotoğraf makinesini araçta unuttu. Makinenin içindeki fotoğraflara bakan çift, arabalarına aldıkları kadının tek başına dünya turunda çekildiği fotoğrafları görünce fotoğrafları sosyal medyada paylaştı. Çift, uzun uğraşların sonucunda Ayşe Teyzeyi buldu ve İstanbul’dan İzmir’e gelerek fotoğraf makinesini teslim etti.

ayseteyze
Fotoğraf makinesini otostop çektiği araçta unutan Ayşe Kurucu ile onu araçlarına alan Tülin Tezel Öztemel ve Emre Öztemel’in hikayesi gülümsetti. Karadeniz üzerinden Gürcistan’a geçen Öztemel çifti, Ayder Yaylası civarında ayağını burktuğu için otostop çeken Ayşe Teyzeyi araçlarına aldı. Bir tur otobüsünün durağında inen Ayşe Teyze fotoğraf makinesini arabada unutunca, üçlü arasında ilginç bir hikaye yaşandı. Araçlarına aldıkları kadına ulaşmak için fotoğraf makinesindeki fotoğrafları sosyal medyaya yüklemeyi düşünen çift, makineyi açtıklarında şaşkınlıklarını gizleyemedi. 60'lı yaşlarında olan Ayşe Teyzenin tek başına dünyayı gezerken çektiği fotoğrafları gören çift, bu fotoğrafları sosyal medyada paylaştı. İnternet kullanıcıları da Hindistan, Fransa ve İtalya gibi ülkelerde fotoğraf çekilen Ayşe Teyzenin bulunması için adeta seferber oldu.

ayseteyzebulundu
Uzun uğraşların sonucunda Ayşe Teyzenin İzmir'de yaşadığını öğrenen Öztemel çifti, İstanbul'dan İzmir'e fotoğraf makinesini teslim etmeye gitti. Üçlü arasında eğlenceli diyaloglar yaşanırken, Ayşe Teyze kendisini bulan çiftle hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi.

“Bu fotoğraflar 10 yıllık birikimim”

ayseteyze

Ayşe Teyzeyi, onu tanıyan bir sosyal medya kullanıcısı aracılığı ile bulan Öztemel çifti, soluğu İzmir’de aldı. Tek başına katıldığı turlarla 10 yıldır yurt içinde ve yurt dışında pek çok yer gezen Ayşe Kurucu, makinesine kavuşmanın sevincini yaşarken, “Fotoğraf makinem kaybolunca çok üzülmüştüm. Makine yine alınır ama içindeki fotoğraflar önemliydi. Fotoğrafları hiçbir yere aktarmamıştım. 10 yıllık birikimim. O yerlere bir daha gitme imkanım olmaz. Bana dünyayı bağışladınız sanki” dedi.

“Ev kadını gezmeyi sevemez mi?”

ayseteyze
Öte yandan, birçok internet kullanıcısı Ayşe Teyzeyi bulmak için uğraşırken, bazıları da bu paylaşımın viral reklam amaçlı olduğunu iddia etmişti. Tülin Temel Öztemel bunun üzerine sosyal medya hesabında şu yazıyı paylaşmıştı:
“Başımıza böyle ilginç bir durum geldi. Tatlı bir teyze aracımıza bindi, onun hayır duasını aldık ve o da bize makinesini bıraktı. Çok insani bir durum bir kişinin eşyasını unutması aslında ama içinden böyle fotoğraflar çıkınca olayın seyri değişiyor tabii ki. Fakat bu durum şunu görmemi sağladı; insanlar iyi niyetini çoktan kaybetmiş. Her şey yalan, dolan diye düşünülüyor. Anlıyorum, sosyal medya burası ama orta yaşın üzerinde bir teyzenin seyahat etmeyi sevmesi neden bizi bu kadar şaşırtıyor ki? Neden zihnimiz hemen onun gerçek olmadığını, bunun bir düzen olduğunu düşünüyor ki? Bu yaşlarda bir ev kadını gezmeyi sevemez mi? Neden bu şaşkınlığımız? Bence asıl bu soruyu kendimize sormamız lazım. Bir insanı mutlu etmek güzel bir şey. Her gün bomba haberleri, ölüm haberleri aldığımız bu zamanda insanların mutlu anlarını fotoğraflayıp, ölümsüzleştirmeye çalışmaları en değerlisidir. O mutlu anların kaybolması da içimizi acıtır. Yalan yok. Biz de eşim Emre ile tanıştığımız ve birkaç dakika geçirdiğimiz, anılarını kaydettiği makinesini aracımızda unutan teyzeye ulaşmaya çalıştık. Bu sürede iyi niyetli insanlardan Allah razı olsun çok yardımcı oldular bize. Ancak diğer taraftan ne kadar da kötü niyetli insanlar var aramızda. Bu kadar halis niyetli bir amacı bile kötüye yorup hareket edenler. Biz Ayşe Teyzeye ulaştık çok şükür. Makinesini de kendisine ulaştıracağız inşallah. İyilik yapıp ona ulaşmamızı sağlayanlar her gün bomba ve ölüm haberlerinden sıyrılıp güzel şeyler görmenin ve bir iyiliğe yardım etmenin mutluluğunu yaşayacaklar. Onlara bir anı olacak, bize olduğu gibi. Ama kötülüğünden sıyrılamayanlar; bir mutluluk ışığını bile kendinize çok gördüğünüz bu dünya da o kötülüğünüz ile kalacaksınız. Sizin için üzülmekten başka bir şey gelmez elimizden.” İHA

bombaDünyaFransaGürcistanHindistaninternetistanbulİtalyaizmirÖlümsosyal medya

71 yaşında okuma yazma öğrenen Ayşe Teyze'nin hayat hikayesi kitap oldu

71 yaşında okuma yazma öğrenen Ayşe Teyze'nin hayat hikayesi kitap oldu

AA

İstanbul Tuzla'da yaşayan Ayşe Başoğlu, azmi ve başarısıyla "Okumanın yaşı yok" sözünün gerçekliğini bir kez daha kanıtladı.

Dedesi istemediği için okula gönderilmeyen ve okuma yazma öğrenemeyen Ayşe Başoğlu, 20 yaşında evlendi. Başoğlu, 37 yaşındayken 9 çocuğuyla İstanbul'a geldikten sonra çeşitli nedenlerle eşinden de boşandı.

9 ÇOCUK BÜYÜTTÜ

Gündüzleri yemekhanede çalışarak 9 çocuğunu büyüten Başoğlu'nun okuma yazma öğrenme isteğiyse hiç dinmedi.

71 yaşında okuma yazma öğrenen Ayşe Teyze'nin hayat hikayesi kitap oldu-Video

YILLAR SONRA, 3 AYDA OKUMA YAZMA ÖĞRENDİ

Tuzla Belediyesi Yaşlılar Merkezinde okuma yazma öğretildiğini duyduğunda hemen derslere başlayan Ayşe Başoğlu, 71 yaşında, 3 ayda okuma yazmayı öğrendi.

Bununla da yetinmeyen Başoğlu, koronavirüs salgını döneminde, evinde bulduğu kasa defterine hayat hikayesini yazdı. Başoğlu'nun hayatını yazdığı kitap, Tuzla Belediyesi tarafından basılacak.

71 yaşında okuma yazma öğrenen Ayşe Teyze'nin hayat hikayesi kitap oldu

HEM ÇALIŞTI HEM DE ÇOCUKLARINA BAKTI

Ayşe Başoğlu, eski eşinin kendisine ve çocuklarına sahip çıkmadığını söyledi.

Başoğlu, İstanbul'a geldiğinde kırık dökük bir evde oturduğunu anlatırken, "Çocuklarımı tek bir yer yatağının üzerinde yatırırdım. Bir çocuğum o evlerin birinde hasta oldu. Orada yaşam mücadelesi verdik. Bazen komşularımdan çay isterdim çocuklarıma içirmek için. Çocuklarımla bir hayat kurdum. Kimse bana 'İstanbul'da ne yapıyorsun, ne ediyorsun?' diye sormadı. 9 çocuğumun hepsiyle ben ilgilendim, hepsini ben yetiştirdim, evlendirdim. Hayatta hiç yılmadım. Hem çalıştım hem de çocuklarıma baktım. Hayatla tek başıma mücadele ettim." diye konuştu.

71 yaşında okuma yazma öğrenen Ayşe Teyze'nin hayat hikayesi kitap oldu

"OKULA GİDEN ÇOCUKLARI AĞLAYARAK İZLERDİM"

Dedesinin, kendisini okula göndermediğini dile getiren Başoğlu, okula giden komşu çocuklarını gördüğünde çok üzüldüğünü ve onları camdan ağlayarak izlediğini ifade etti.

Başoğlu, "'Keşke bir önlüğüm, bir yakalığım olsa' derdim. Okula gitmiyorum diye üzülürdüm. Biri kulağıma fısıldasa ben de kaçacağım okula. 'Elbiseyle okula gidiliyor.' deseydiler ben de kaçardım okula. Kimse bana demedi. O içime bir dert kaldı. O günden beri dua ettim 'Allah'ım bana yardım et, ölene kadar okumayı inşallah öğrenirim' diye." dedi.

Bir komşusunun vasıtasıyla Tuzla Belediyesi Yaşlılar Merkezine gittiğini ve orada okuma yazma dersleri almaya başladığını anlatan Başoğlu, şöyle devam etti:

"Günde 1 saat okuma yazma öğrenmek için ders aldım. 3 ayda okuma yazmayı öğrendim. Bu imkanı tanıyanlardan ve okuma yazmayı bana öğretenlerden Allah razı olsun. Sanki 15 yaşına geri döndüm, hiç büyümemişim, yeni büyüyorum gibi geldi bana. Okumayı yazmayı öğrendim, başardım. Ne mutlu bana 70 yaşında çocukluk hayalime ulaştım. Okuma öğrendikten sonra kafamdaki sıkıntılar hep gitti. Öyle bir mutlu, huzurlu oldum ki dünya benim oldu. Okuma yazmayı öğrenince okuma yazmanın ne kadar önemli olduğunu anladım. Ben hiçbir şey bilmiyormuşum, cahilmişim, bir şey bilmez biriymişim. Kur'an-ı Kerim'in Türkçesini okudum, çocuk romanları okudum. Onlar çok hoşuma gidiyor. Okuma yazma öğrenince çevremdekiler çok mutlu oldu. Çocuklarım bana 'Anne maşallah sana' diyor."

71 yaşında okuma yazma öğrenen Ayşe Teyze'nin hayat hikayesi kitap oldu

"İNSANLARIN KİTABIMDAN DERS ALMASINI İSTİYORUM"

Ayşe Başoğlu, Kovid önlemleri kapsamında dışarı çıkamadığı dönemde, evde bulduğu çocuklardan kalan bir kasa defterine hayatını kaleme almaya başladığını dile getirdi.

Kitap yazmanın hep kendisi için hayal olduğunu belirten Başoğlu, "Bulduğum defter kalın bir defterdi. 'Bu benim hikayeme yeter' dedim. Sonra aklıma ne geldiyse, ne yaşadıysam, ne acılar çektiysem hepsini yazdım. Kitabım ansiklopedi gibi oldu. 1 senede hayatımı yazdım. Kitabımı Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı da gördü, beraber okuduk ve beğendi. 'Bu yazdıkların kitap haline getirelim.' dedi. Başkanımız yazdığım kitabı basacak. Zor bir hayattan geldim. İnsanların kitabımı okumasını, kitabımdan ders almasını istiyorum." diye konuştu.

Başoğlu, İstanbul'a geldiğinde okuma yazma bilmediği için annesine mektup yazamadığını, bu durumun kendisini kahrettiğini ve çaresiz hissettirdiğini sözlerine ekledi.

71 yaşında okuma yazma öğrenen Ayşe Teyze'nin hayat hikayesi kitap oldu

"ÖĞRENMENİN YAŞI OLMADIĞINI GÖSTERECEĞİZ"

Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı da Tuzla Belediyesi Yaşlılar Merkezinde yaşlılar için birçok etkinlik düzenlendiğini ve yaşlıların merkezde akranlarıyla zaman geçirdiğini anlattı.

Merkezde bazen yaşlıların hayallerinin de gerçekleştirildiğini dile getiren Yazıcı, şunları kaydetti:

"Büyüklerimizin hayatlarında yapamadıkları bazı şeyler vardır. Buradaki büyüklerimizden Ayşe Teyzemizin çok büyük bir hayali varmış. Kendisiyle konuştuğumuzda 'Keşke küçükken bir siyah önlük, beyaz yakayla okula gidebilseydim.' dedi. Okula gitmek, okuma yazma öğrenme hayali varmış. Biz burada her işi yaptığımız gibi okuma yazma bilmeyen vatandaşlarımıza da destek oluyoruz. Ayşe Teyzemiz, hayali olan okuma yazmayı merkezimizde öğrendi. 3 ayda okuma yazmayı öğrenmeyle de kalmadı, kendi duygularını kitaba döktü. Biz Tuzla Belediyesi olarak editöryal çalışmayla yazdıklarının basımını yapacağız. Öğrenmenin yaşı olmadığını ve ortaya eser bırakmanın ne kadar kıymetli olduğunu Ayşe Teyze'nin yazdıklarını kitaplaştırarak göstereceğiz."

Yazıcı, Ayşe Başoğlu'nun kitabının gençlere motivasyon kaynağı olacağını belirtti.

71 yaşında okuma yazma öğrenen Ayşe Teyze'nin hayat hikayesi kitap oldu

71 yaşında okuma yazma öğrenen Ayşe Teyze'nin hayat hikayesi kitap oldu

71 yaşında okuma yazma öğrenen Ayşe Teyze'nin hayat hikayesi kitap oldu

Tuzlakitap

Google News ile Takip Et

‘Ayşe teyze’nin hik&#;yesi &#;zel şof&#;rl&#; hayattan pazarcılığa

İstanbul Kadıköy’e bağlı Kozyatağı’nda, mahalle muhtarlığının önünden başlayan pazarda daha önceden randevulaştığım ama yüz yüze tanışmadığım Ayşe Dede’yi arıyorum. Bir pazarcıya soruyorum, “İç çamaşırı satan Ayşe hanımı arıyorum”, “Ooo Ayşe teyze mi o bizim canımız, biraz ileride” diyor Biraz yürüdüğümüzde iç çamaşırlarının olduğu tezgâhın arkasında, güler yüzüyle Ayşe Dede karşılıyor bizi. “Gelin gelin” diye bizi tezgâhın arkasına alırken, komşu pazarcılar, “Ayşe abla ünlü mü olacaksın?” diye takılıyor. Yanıt gülerek geliyor: “Ben zaten ünlüyüm.” 

İLK İŞİ SANTRAL MEMURLUĞU

Pazarlar hep bildiğimiz gibi gürültülü, neşeli, renkli. Bizi Ayşe Dede ile buluşturan neden de filmlere konu olabilecek yaşam öyküsü. Ayşe Dede ve ailesi, özel şoförlerle dolaştığı, eşinin gazino ve taverna sahibi oldukları dönemin ardından ekonomik olarak büyük bir çöküş yaşıyor. Ayşe teyze, ’da değişen hikâyesine şöyle başlıyor: “Liseden sonra PTT’de santral memuru olarak çalışıyordum. Çalışma hayatımın ilk yılında evlendim. Tahtakale Santral’de 3 bin kadın çalışıyorduk. yılından yılına kadar çalıştım. O sıralar eşimin işleri çok iyiydi. Küçük kızım Gülin’e hamile kaldığımda o dönemde sağ sol olaylarından dolayı çatışmalar vardı. İş yerinde de bu tip olaylar olmaya başlamıştı. PTT’deki memurluk işimi bırakmak zorunda kaldım.”

‘Ayşe teyze’nin hikâyesi Özel şoförlü hayattan pazarcılığa

BÜLENT ERSOY, EMEL SAYIN

Eşi ilk dönemlerde gümrük komisyonculuğu yaparken yavaş yavaş ithalat ve ihracat işlerini büyütmüş: “Eşim işleri iyi gittikçe fazlaca açıldı. Tavernalar açtı, gazino açtı, Turizm şirketi kurdu. Ben gece hayatını seven biri olmadım. Eşimin yurtdışı seyahatleri olduğunda da çocuklarımı bırakıp onunla birlikte gitmezdim. Bülent Ersoy, Ferdi Özbeğen, Emel Sayın o dönem popüler hangi sanatçı varsa Gourmet Gazinosu’nda sahne aldı. Beşiktaş’ta stadın arkasında tavernamız vardı, gazinomuz vardı. Türkiye’nin en zenginleri gelirdi buralara. Ancak eşim çok büyük oynayan biriydi işler kötüye gitmeye başlayınca her şey elimizden kaydı gitti, borçlar ortaya çıktı. Tüm düzen bozuldu.”

OĞLUM DURUMU ANLADI

Gazinoculuk serüveni yılına kadar süren aile, babanın borçları yüzünden hapse girmesiyle çıkmaza girmiş:
“İşler bir anda bozulunca ben de penye takımlar alıp, hastanelerde pazarlamaya başladım. Borçlar dağ gibi, iki çocuk var, elimden geleni yapmaya çalışıyordum. Alacaklılar yüzünden tehditler alıyoruz. Çocuklar küçük olmasına rağmen ters giden bir şeyler olduğunu fark ediyor. O yıllarda 12 yaşında olan oğlum Polat yanına da bir arkadaşını almış, ‘Anne pazarda su satmak istiyorum, sürahiyi doldurur musun?’ dedi. O yıllarda pet şişeyle su satmak diye bir şey yok. Ben o güne kadar hayatımda pazardan alışveriş etmiş dahi değilim, öyle düşün. Özel şoförlerle geziyorum. Ama işler bozulmuş. Oğlan da anlıyor bana katkıda bulunmak istiyor. Pazarda başlarına bir şey gelir diye endişe ediyorum. Ama ticaret yapma isteklerini de desteklemek istiyorum bir yandan. İki sürahi doldurdum verdim ellerine Bostancı pazarına gittiler. Satmışlar geri geldiler ‘Anne yine bize su ver’.

PAZARA İLK GİDİŞİM

İki arkadaş pazarcılığı sevdi. Orada birini bulmuşlar. ‘Amca biz mal getirsek bu pazarda satabilir miyiz’ demişler. O da bunlar küçük diye ‘Siz getirin ben sizi kollarım’ demiş. Eve geldiler ‘Biz pazarcılık yapacağız bize hastanelerde sattığın penyelerden ver anne’. Ben de biraz verdim. Gitmişler satmışlar. Parayı bana getirdiler, ikisi arasında bölüştürdüm parayı çok mutlu oldular. Ertesi hafta yalnız kalmasınlar diye ben de hayatımda ilk kez pazara gittim. Baktım bunlar yere sermiş malları. Kadınlar başlarına toplanmış gayet güzel satıyorlar.”

‘Ayşe teyze’nin hikâyesi Özel şoförlü hayattan pazarcılığa

O SÖZLERLE BAŞLADIM

Bizim çocuklar o dönem Özel Tercüman Koleji’nde okuyor. Bir baktım pazarda müdür muavini geliyor. Polat’a ‘İstersen sen görünme öğretmenin geliyor’ dedim. Çünkü biz zaten attan indik eşeğe biniyoruz. Bir de yere çakıldık sanmasınlar diye geçiriyorum içimden. Oğlum, ‘Niye görünmeyeyim anne ben ayıp bir şey mi yapıyorum?’ dedi. Gitti öğretmeninin boynuna sarıldı. Öğretmen işlerimizin bozulduğunu biliyordu. ‘Aferin çocuğum tebrik ederim” deyince Polat da ben de çok memnun olduk. Yüksel öğretmenin o lafının ardından ben motive oldum ve pazarcılığa başladım.

KADIN OLMAZSA ALMAZLAR

Pazarlardaki kadın sayısı ’li yıllarda arttı. Eskiden bir elin parmaklarını geçmezdik. Şimdi kadının olmadığı tezgahtan kimse çamaşır almaz. Bazen eşim de benimle pazara gelmek istiyor. Müşterilerim rahat edemediği için gelme diyorum. Mesela demin uğrayan benim 30 yıllık müşterim. Birbirimizin her şeyini biliriz.

‘Ayşe teyze’nin hikâyesi Özel şoförlü hayattan pazarcılığa

BORÇLARI PAZARCILIKLA KAPATTIK

Eşinin tüm borçları bir anda üstüne kalsa da çalışarak o zor günleri atlatmış: “Ben yılından bu yana külot, penye tarzı ürünler satıyorum. O dönemlerde pazarlardan çok iyi paralar kazanılırdı. Polat’ı, Gülin’i, kız kardeşimin kızını bir sandığın üzerinde sattığım çamaşırlarla büyüttüm diyebilirim. Günde ürün satardık. Hastanelerde pazarlama yaptığımız zaman parasını daha geç alabiliyorduk. Biz ise öyle zor durumdaydık ki günlük paraya ihtiyacımız olduğu için tamamen pazarcılık yapmaya başladım.”

ÇOCUKLARI OKUTTUM

8 ayın ardından eşi hapisten çıkan Dede, eşiyle birlikte çalışmaya ve yavaş yavaş borçları kapatmaya başlamış. Ancak bu kez de yaşadıkları zor süreçlerin etkisiyle eşi önce kalp krizi, bir iki sene sonra beyin kanaması geçirmiş. Bu zor günleri de dayanışmayla atlatan çiftin oğlu Polat iktisatçı, kızı Gülin ise mimar olmuş.‘Ayşe teyze’nin hikâyesi Özel şoförlü hayattan pazarcılığa

PSİKOLOG: BANA GELME PAZARA GİT

Pazarda arkadaşlık ortamı çok güzel. Pazar benim psikoloğum diyebilirim. Ben buraya geldiğimde tüm sorunlarımı unutuyorum. Kafamın içi bomboş oluyor ve sadece iyi satış yapmaya odaklanıyorum. Evde oturunca sorunları kafamda kuruyorum. Pandemi döneminde pazarlar kapalıyken panik atak krizleri geçirdim. Kızım beni psikoloğa götürdü. Psikolog bana ‘Bana niye geliyorsun pazara git’ dedi. Ben de öyle yaptım.

‘Ayşe teyze’nin hik&#;yesi &#;zel şof&#;rl&#; hayattan pazarcılığa

Güncelleme Tarihi:

VAZGE&#;MEYEN KADINLAR - Ece &#;elik / Fotoğraflar - Emre YUNUSOĞLU

Oluşturulma Tarihi: Ocak 24,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Türkiye’nin en zenginlerini ağırladıkları gazinoları borç nedeniyle batınca 2 çocuğunu okutmanın telaşına giren Ayşe Dede, şimdi Kozyatağı Semt Pazarı’nın ‘Ayşe teyzesi’ Özel şoförlü aracından inip başladığı pazarcılıkta iç çamaşırı satarak okuttuğu oğlu iktisatçı, kızı mimar olmuş.

Haberin Devamı

İSTANBULKadıköy’e bağlı Kozyatağı’nda, mahalle muhtarlığının önünden başlayan pazarda daha önceden randevulaştığım ama yüz yüze tanışmadığım Ayşe Dede’yi arıyorum. Bir pazarcıya soruyorum, “İç çamaşırı satan Ayşe hanımı arıyorum”, “Ooo Ayşe teyze mi o bizim canımız, biraz ileride” diyor Biraz yürüdüğümüzde iç çamaşırlarının olduğu tezgâhın arkasında, güler yüzüyle Ayşe Dede karşılıyor bizi. “Gelin gelin” diye bizi tezgâhın arkasına alırken, komşu pazarcılar, “Ayşe abla ünlü mü olacaksın?” diye takılıyor. Yanıt gülerek geliyor: “Ben zaten ünlüyüm.” 

İLK İŞİ SANTRAL MEMURLUĞU

Pazarlar hep bildiğimiz gibi gürültülü, neşeli, renkli. Bizi Ayşe Dede ile buluşturan neden de filmlere konu olabilecek yaşam öyküsü. Ayşe Dede ve ailesi, özel şoförlerle dolaştığı, eşinin gazino ve taverna sahibi oldukları dönemin ardından ekonomik olarak büyük bir çöküş yaşıyor. Ayşe teyze, ’da değişen hikâyesine şöyle başlıyor: “Liseden sonra PTT’de santral memuru olarak çalışıyordum. Çalışma hayatımın ilk yılında evlendim. Tahtakale Santral’de 3 bin kadın çalışıyorduk. yılından yılına kadar çalıştım. O sıralar eşimin işleri çok iyiydi. Küçük kızım Gülin’e hamile kaldığımda o dönemde sağ sol olaylarından dolayı çatışmalar vardı. İş yerinde de bu tip olaylar olmaya başlamıştı. PTT’deki memurluk işimi bırakmak zorunda kaldım.”

Haberin Devamı
‘Ayşe teyze’nin hikâyesi Özel şoförlü hayattan pazarcılığa

BÜLENT ERSOY, EMEL SAYIN

Eşi ilk dönemlerde gümrük komisyonculuğu yaparken yavaş yavaş ithalat ve ihracat işlerini büyütmüş: “Eşim işleri iyi gittikçe fazlaca açıldı. Tavernalar açtı, gazino açtı, turizm şirketi kurdu. Ben gece hayatını seven biri olmadım. Eşimin yurtdışı seyahatleri olduğunda da çocuklarımı bırakıp onunla birlikte gitmezdim. Bülent Ersoy, Ferdi Özbeğen, Emel Sayın o dönem popüler hangi sanatçı varsa Gourmet Gazinosu’nda sahne aldı. Beşiktaş’ta stadın arkasında tavernamız vardı, gazinomuz vardı. Türkiye’nin en zenginleri gelirdi buralara. Ancak eşim çok büyük oynayan biriydi işler kötüye gitmeye başlayınca her şey elimizden kaydı gitti, borçlar ortaya çıktı. Tüm düzen bozuldu.”

Haberin Devamı

OĞLUM DURUMU ANLADI

Gazinoculuk serüveni yılına kadar süren aile, babanın borçları yüzünden hapse girmesiyle çıkmaza girmiş:
“İşler bir anda bozulunca ben de penye takımlar alıp, hastanelerde pazarlamaya başladım. Borçlar dağ gibi, iki çocuk var, elimden geleni yapmaya çalışıyordum. Alacaklılar yüzünden tehditler alıyoruz. Çocuklar küçük olmasına rağmen ters giden bir şeyler olduğunu fark ediyor. O yıllarda 12 yaşında olan oğlum Polat yanına da bir arkadaşını almış, ‘Anne pazarda su satmak istiyorum, sürahiyi doldurur musun?’ dedi. O yıllarda pet şişeyle su satmak diye bir şey yok. Ben o güne kadar hayatımda pazardan alışveriş etmiş dahi değilim, öyle düşün. Özel şoförlerle geziyorum. Ama işler bozulmuş. Oğlan da anlıyor bana katkıda bulunmak istiyor. Pazarda başlarına bir şey gelir diye endişe ediyorum. Ama ticaret yapma isteklerini de desteklemek istiyorum bir yandan. İki sürahi doldurdum verdim ellerine Bostancı pazarına gittiler. Satmışlar geri geldiler ‘Anne yine bize su ver’.

Haberin Devamı

PAZARA İLK GİDİŞİM

İki arkadaş pazarcılığı sevdi. Orada birini bulmuşlar. ‘Amca biz mal getirsek bu pazarda satabilir miyiz’ demişler. O da bunlar küçük diye ‘Siz getirin ben sizi kollarım’ demiş. Eve geldiler ‘Biz pazarcılık yapacağız bize hastanelerde sattığın penyelerden ver anne’. Ben de biraz verdim. Gitmişler satmışlar. Parayı bana getirdiler, ikisi arasında bölüştürdüm parayı çok mutlu oldular. Ertesi hafta yalnız kalmasınlar diye ben de hayatımda ilk kez pazara gittim. Baktım bunlar yere sermiş malları. Kadınlar başlarına toplanmış gayet güzel satıyorlar.”

‘Ayşe teyze’nin hikâyesi Özel şoförlü hayattan pazarcılığa

O SÖZLERLE BAŞLADIM

Bizim çocuklar o dönem Özel Tercüman Koleji’nde okuyor. Bir baktım pazarda müdür muavini geliyor. Polat’a ‘İstersen sen görünme öğretmenin geliyor’ dedim. Çünkü biz zaten attan indik eşeğe biniyoruz. Bir de yere çakıldık sanmasınlar diye geçiriyorum içimden. Oğlum, ‘Niye görünmeyeyim anne ben ayıp bir şey mi yapıyorum?’ dedi. Gitti öğretmeninin boynuna sarıldı. Öğretmen işlerimizin bozulduğunu biliyordu. ‘Aferin çocuğum tebrik ederim” deyince Polat da ben de çok memnun olduk. Yüksel öğretmenin o lafının ardından ben motive oldum ve pazarcılığa başladım.

Haberin Devamı

KADIN OLMAZSA ALMAZLAR

PAZARLARDAKİ kadın sayısı ’li yıllarda arttı. Eskiden bir elin parmaklarını geçmezdik. Şimdi kadının olmadığı tezgahtan kimse çamaşır almaz. Bazen eşim de benimle pazara gelmek istiyor. Müşterilerim rahat edemediği için gelme diyorum. Mesela demin uğrayan benim 30 yıllık müşterim. Birbirimizin her şeyini biliriz.

‘Ayşe teyze’nin hikâyesi Özel şoförlü hayattan pazarcılığa

BORÇLARI PAZARCILIKLA KAPATTIK

EŞİNİN tüm borçları bir anda üstüne kalsa da çalışarak o zor günleri atlatmış: “Ben yılından bu yana külot, penye tarzı ürünler satıyorum. O dönemlerde pazarlardan çok iyi paralar kazanılırdı. Polat’ı, Gülin’i, kız kardeşimin kızını bir sandığın üzerinde sattığım çamaşırlarla büyüttüm diyebilirim. Günde ürün satardık. Hastanelerde pazarlama yaptığımız zaman parasını daha geç alabiliyorduk. Biz ise öyle zor durumdaydık ki günlük paraya ihtiyacımız olduğu için tamamen pazarcılık yapmaya başladım.”

Haberin Devamı

ÇOCUKLARI OKUTTUM

8 ayın ardından eşi hapisten çıkan Dede, eşiyle birlikte çalışmaya ve yavaş yavaş borçları kapatmaya başlamış. Ancak bu kez de yaşadıkları zor süreçlerin etkisiyle eşi önce kalp krizi, bir iki sene sonra beyin kanaması geçirmiş. Bu zor günleri de dayanışmayla atlatan çiftin oğlu Polat iktisatçı, kızı Gülin ise mimar olmuş.

‘Ayşe teyze’nin hikâyesi Özel şoförlü hayattan pazarcılığa

PSİKOLOG: BANA GELME PAZARA GİT

PAZARDA arkadaşlık ortamı çok güzel. Pazar benim psikoloğum diyebilirim. Ben buraya geldiğimde tüm sorunlarımı unutuyorum. Kafamın içi bomboş oluyor ve sadece iyi satış yapmaya odaklanıyorum. Evde oturunca sorunları kafamda kuruyorum. Pandemi döneminde pazarlar kapalıyken panik atak krizleri geçirdim. Kızım beni psikoloğa götürdü. Psikolog bana ‘Bana niye geliyorsun pazara git’ dedi. Ben de öyle yaptım.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası