metran isa destanı / bulanmak üzereyiz..

Metran Isa Destanı

metran isa destanı

Ahtamar inatla ayakta

Van Gölü ortasında bulunan Ahtamar Adası ve klisesiyle ilgili halk arasında yaygın olarak bilinen iki hikaye vardır. Biri Kürt dengbêjlerin kilamlarına konu olan “Metran İsa” hikayesi diğeri ise Ahtamar adasında Ermeni baş keşişin “Tamar" ismindeki güzeller güzeli kızına aşık olan etraf köylerde çobanlık yapan bir gencin aşkını anlatan hikayesi. 

Degbêjlerin kilamlarına konu olan efsaneyle başlamak istedik. Hikayeye göre Van Gölü üzerinde bulunan Ahtamar Adası’ndaki kilisede hikaye yaşanır. Metran İsa (Metran Kürtçe’de piskopos demek) Ahtamar Kilisesinin piskoposudur. Van'da güzelliğiyle nam salmış Ermeni olan Meryem, Müslüman Kürt genci Eliyê Qolaxasî ile birbirine aşık olurlar. Ancak Meryem’e zalimliğiyle nam salmış olan Van Valisi de talip olur ve Meryem’in ailesine haber salar, ‘Meryem benimdir. Başkasına verirseniz karatoprağın olur’ diye. Van Valisinin kendisini istediğini duyan Meryem kendini eve kapatır 3 gün 3 gece hiçbir şey yemez. 3 günün sonunda Van Gölü kıyısında balık tutan Eliyê Qolaxasi’nin yanına gider ve meseleyi anlatır. Bunun üzerine Meryem ve Eliyê Qalaxasi yönlerini Ahtamar Kilisesine vererek kendileri için kurtarıcı olarak gördükleri Metran İsa'ya sığınır. Bunu öğrenen Vali ise Metran İsa’ya keseler dolusu altın teklif eder. Fakat Metran İsa karşı çıkar ve Meryem ile Elî’yi evlendireceğini valiye vermeyeceğini söyler. Vali bunun üzerine Ahtamar Kilisesine savaş açar.  3 gün 3 gece dillere destan bir çatışma yaşanır. Bu savaşta yenik düşen vali geri çekilmek zorunda kalır. Bu çekilmenin ardından Metran İsa iki genci kilisede evlendirir.

ÇOBAN GENÇ İLE TAMAR AŞKI

Diğer efsaneye göre ise bu adada Ermeni baş keşişin "Tamar" isminde dünya güzeli bir kızı vardır. Adanın etrafında bulunan köylerde çobanlık yapan bir genç ise bu kıza aşık olur. Genç, Tamar'ı görmek için her gece adaya yüzer; Tamar da karanlıkta yerini belli etmek için çobanı elinde bir fenerle bekler. Bir süre sonra Tamar'ın babası bu durumdan haberdar olur.  Bunun üzerine onları ayırmak için fırtınalı bir gecede eline feneri alarak adanın kıyısına iner ve fenerle sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzmesine, yorulmasına neden olur. Yüzmekten yorgun düşen genç çoban ise boğulur ve "Ah Tamara" diyerek son nefesini verir. Sevdiğinin feryadını duyan Tamar da bunun üzerine kendini uçurumdan atarak aşklarını ölümsüzleştirir. 

AHTAMAR’A YOLCULUK

Bu iki efsaneden yola çıkarak yönümüzü tarihin kokusunu alabileceğiniz kentin en güzel yerlerinden biri olan Ahtamara Adası’na ve üzerinde ihtişamı ile gözleri kamaştıran kiliseye verdik. Van’a yolu düşen herkesin mutlaka gidip görmesi gereken adaya yapılan yolculuk ise bambaşka bir keyif veriyor. Dolmuşlarla Van’ın Gevaş ilçesine gidip orada bulunan tekneler ile yolculuğunuzu başlatıyorsunuz. Yaklaşık yarım saat kırk dakika Van Gölü üzerinde yaptığınız yolculuğun ardından adaya varıyorsunuz. Ada’nın içerisinde bir tur attıktan sonra tarihleri arasında Vaspurakan Kralı 1’inci Gagik tarafından Keşiş Mimar Manuell’e yaptırılan kiliseyi geziyorsunuz. Dört yapraklı yonca şeklinde haç planında yapılmış olan kilise içten kubbe, dıştan piramidal külahla örtülmüş. Batı ve güneyde iki kapısı bulunan kilise yılında manastıra çevrilmiş. 

DİLEK SAĞNICINA DÖNÜŞTÜ 

Kilisenin dışındaki kabartmaların yanı sıra içerisine girdiğinizde ise hemen sağınızda su sarnıcı sizi karşılıyor. Zamanında su sarnıcı olarak kullanılan bu yer şimdi ise ziyaretçilerin içerisine para atarak dilek tuttuğu bir yer haline gelmiş. 

TURİSTLERİN UĞRAK YERİ 

Kilisenin iç duvarlarında konularını Kitab-ı Mukaddesten (kutsal kitap) alan çeşitli tasvirlerin işlendiği duvar resimleri bulunmakta. Ancak bu resimlerin büyük bir kısmı silinmekle yüz yüze kalmış durumda. Buna rağmen ihtişamından bir şey eksiltmeyen ada ve kilise yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden biri olmaya devam ediyor. (MA)

Etiketler :Akdamar Adası, Van

Hikaye Van Gölünün içine bulunan Akdamar kilisesinde geçer. Metran kelime olarak Kürtçe’de piskopos anlamına gelmektedir. Metran İsa Akdamar Kilisesi’nin piskoposudur. 

Van’da güzelliğiyle nam salmış Ermeni olan Meryem’in müslüman Kürt genci Eliyê Qolaxasî’ye varmak için Metran îsa’ya sığındıkları maceraları içerir bu hikaye.  Meryem’e zalim Van Valisinin talip olmasıyla başlar asıl serüven. Metran îsa’yı kurtarıcı olarak görürler, yönlerini Akdamar Kilisesi’ne çevirirler.  Bunu öğrenen Vali, Metran îsa’ya keseler dolusu altın teklif eder. Fakat Metran karşı çıkar ve Vali Akdamar Kilisesine savaş açar. 

Hikayenin sonraki aşamalarında ise Metran Îsa’nın bir imam çağırıp bu iki genci evlendirdiğinden söz edilir. Hatta Metran İsa’nın müslüman olduğuyla da ilgili söylentiler vardır. 

Destanı Hesen Cizîrî’den dinleyeyebilir, Kürtçesini ve Türkçesini aşağıdan okuyabilirsiniz.

Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
Metran Îsa ji wî zamanî heta vî zamanî
Navê xwe ji devê dengbêjan her deranî

Eliyê Qolexasî got:
Ez diçûme Wanê, Wan li wêde
De tu rabe kelekvano
Kelek û qayikê ji me re girêde
Emê biçine cem Metran Îsa di bahrê de
Delîl delîl delîl secrarî lo dilo
Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
Li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
Metran Îsa ji wî zamanî heta vî zemanî
Navê xwe ji devê dengbêjan her deranî

Elî gezî kir got:
Metrano çi sibeye sibe zûye
Ji xewka şîrîn rabe Metrano
Min tiştekî ne qenc di emneta fulehtê de qet nekiriye
Min Meryema Fuleh destgirtiya waliyê Wanê revandiye
Ez li bextê te me û tu jî li bextê xwedê be
Tu were mara min û Meryema Fuleh bibire bi fuletiye
De hayê sed caran li min hayê.

Metran Îsa digot:
Elî yo wiha nakim
Elî yo migot wiha nakim, şerîetê betal nakim
Dînê Muhemed li hewşa dêra Aqtermanê ji bo jinekê rezîl nakim
Hecî qesta Dêra Aqtarmanê bike bê kuştina xwe
Sonda Îsayê Nûranî dikim,
ezê bê mirad ji Dêra Aqtarmanê bernadim
Ezê li gor qewl û dînhe resûlê xwedê
Meryema Fileh li canê Eliyê Qolaxasî mahr kim
Delîl delîl delîl secarî lo dilo
Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
Metran Îsa ji wî zamanî heta vî zemanî
Navê xwe ji devê dengbêjan her deranî

Waliyê Wanê bi sê dengan gazî kir û got:
Lo lo Metrano dîsa, dîsa
Min şeva bûrî di xewna xwe de dîtibû
Cotek kevok firî hate cem te lîsa
Heger tû Meryema Fuleh û Eliyê Qolaxasî radestî min bikî
Ez ê bidime te bi hezabê zêra hizar kîsa.
Delîl delîl delîl secarî lo dilo
Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
De hayê sed caran li min hayê.

Metran Îsa lê zivirî gazî kir û got:
Waliyo ez wiha nakim
Lo lo Waliyo ez wiha nakim
Şerî’etê lo lo betal nakim
Ola xwe li nîvê dêrê rezîl nakim
Hecî qesta Dêra Aqtarmanê bike bê kuştina xwe
Sonda Îsayê Nûranî dikim,
Ezê bê mirad ji Dêra Aqtarmanê bernadim
Meryema Fileh li canê Eliyê Qolaxasî mahr kim

Werin li min û li vî Metranî
Li vî hogucî li vî beranî
Li ser Dêra Aktarmanê şerî’kemîn danî
Metran Îsa sala weke vê salê
navê xwe li nav koşik û dîwanxaneyan tev de danî.

Delîlê dilo.

Türkçesi

Şu Metran’ın verdiği savaşa bakın,
Bu koçun, bu yiğidin
Akdamar Kilisesi önünde pusu kurdu
Metran İsa o günden bu güne
İsmini dengbêjlerin dilinden düşürmedi

Eliyê Qolaxasî dedi:
Van’a gidiyordum, Van ötede
Kalksana kayıkçı
Bizim için kayığı bağla
Denizin ortasında bulunan Metran İsa’nın yanına gideceğiz
Delil delil delil, bin kere delil

Şu Metran’ın verdiği savaşa bakın,
Bu koçun, bu yiğidin
Akdamar Kilisesi önünde pusu kurdu
Metran İsa o günden bu güne
İsmini dengbêjlerin dilinden düşürmedi

Eliyê Qolaxasî Metran İsa’ya seslendi:
Metran bu nasıl bir sabahtır, şafak vaktidir
Tatlı uykundan uyan Metran
Kötü bir şey yaptım ben, Hristiyanlık’ta bunun ifadesi yok
Van Valisi’nin nişanlısı Hristiyan Meryem’i kaçırmışım
Ben sana sığınıyorum, sen tanrıya sığın
Gel Hristiyan dininin kurallarına göre Meryem ile nikahımızı kıy

Metran Isa dedi:
Elî yapamam
Elî diyorum ki bunu yapamam, şeriatı ortadan kaldıramam
Muhammed’in dinini bir kadın için,
Akdamar Kilisesi’nin avlusunda rezil edemem
Akdamar Kilisesi’ne sığınan hiç kimseyi
Kutsal İsa’nın üzerine and olsun ki, muratsız geri yollamam.
Resullullahın din ve kavli üzerine
Hristiyan Meryem’i, Elî Qolaxasî ile evlendireceğim
Delil delil delil, bin kere delil

Van Valisi Metran İsa’ya sesleniyor:
Ey Metran yine yine
Dün gece bir rüya gördüm
Bir çift güvercin uçup senin yanına konuyordu
Eğer Hristiyan Meryem ile Elî Qolaxasî’yi bana teslim edersen
Altın hesabıyla sana bin kese vereceğim
Delil delil delil, bin kere delil

Matran İsa Vali’yi şöyle yanıtlar:
Ey Vali, dediğini yapamam
Hey gidi vali bunu yapamam, Şeriatı yok sayamam
Kendi dinimi kilisenin ortasında rezil edemem
Akdamar Kilisesi’ne sığınan hiç kimseyi
Kutsal İsa’nın üzerine and olsun ki, muratsız geri yollamam.
Hristiyan Meryemi, Elî Qolaxasî ile evlendireceğim
Delil delil delil, bin kere delil

Şu Metran’ın verdiği savaşa bakın,
Bu koçun, bu yiğitin
Akdamar Kilisesi önünde pusu kurdu
Metran İsa o günden bu güne
İsmini köşk ve divanhanelerde dengbêjlerin dilinden düşürmedi..

Metran kelime olarak Kürtçe’de ‘piskopos’ anlamına geliyor. Metran İsa da Akdamar Kilisesi’nin Piskopos’u İsa’dır. Kürt sözlü edebiyatında önemli bir yer edinen Metran İsa destanı; aşk, hoşgörü ve kahramanlığın içiçe örüldüğü bir Kürdistan destanıdır.

Van Gölü içinde bulunan Akdamar Kilisesi’nde geçen bu öykü, Kürt dengbêjlerinin klamlarıyla
günümüze kadar gelen en güzel aşk destanlarından biridir.

Denilir ki; Van’da Meryem adında bir Hristiyan (Ermeni) kız vardır. Güzelliği dillere destan bu kızın namı, zalim Van Valisi’ne ulaşır. Vali onu babasından ister. Babası da korkusundan kızını vermeyi kabul eder. Ama Meryem, Eliyê Qolaxasî adında bir Müslüman Kürt gencine aşıktır. Bazı versiyonlara göre de Eliyê Qolaxasî aslında valinin emirberidir ve kızı alması için vali onu görevlendirir. Meryem’i almaya gidince, Elî’ye aşık olduğunu ve kaçırmasını söyler.

Meryem ile Elî kaçarlar ve Akdamar Kilisesi’ne Piskopos İsa yani Metran İsa’ya sığınırlar. Kısa bir sürede valinin adamları, para vererek konuşturdukları kayıkçı sayesinde Akdamar Adası’na kaçtıklarını öğrenirler. Bunun üzerine vali, silahlı güçleriyle Ada’ya çıkartma yapar. Önce Metran İsa’ya, Elî ve Meryem’i onlara teslim etmeleri halinde torbalar dolusu altın ve servet vermeyi teklif eder. Ancak Kilise’nin imajı ve güvenirliğine zarar vermek yerine ölmeyi yeğleyen Metran İsa, valinin tüm tekliflerini red eder.

Destanın tüm bölümlerinde Meryem ve Elî’nin kiliseye sığındığı andan itibaren onu nelerin beklediğini bilen Metran İsa’nın, bir yandan da valinin kuvvetlerine karşı savaş hazırlığı yaptığı söylenir. Her bölümün sonunda Metran İsa’nın kilisenin etrafında kazdığı mevzi ve çeperlerden söz edilir.

Çok değişik versiyonlarda söylenmesine rağmen Metran İsa destanının kahramanları da, diğer aşk destanlarının trajedi ile biten akibetinden kurtulamaz. Dengbêjlerin bir kısmı Metran İsa’nın savaştan galip çıktığını ve Meryem ile Elî’yi islami kurallara göre evlendirdiğini söylerken, bir kısmı da ‘destanın özünden uzaklaşarak’ Metran İsa’nın sonunda Müslüman olduğunu iddia eder. Ancak işin aslı dengbêjlerin oturdukları divandaki insanlara bir nebze olsun moral vermek istemesi ve sevinmelerini sağlamaları için, ‘tatlı son’a bağlamalarından çok farklı. Eğer Metran İsa, bir aşk destanı olarak günümüze kadar gelmişse bu trajik son ile ilgilidir.

Bu aşk destanının içinde halklararası saygı, dinlerarası hoşgörü ve zulme karşı halkların, dinlerin ortak mücadelesi anlatılır. Zalime karşı her şart ve koşulda mazlumdan yana olmanın yüceliğinin ifade ediliş biçimidir Metran İsa destanı.

Bu destanda kahraman, aşık olan Elî ve Meryem değildir. Kahraman şüphesiz Metran İsa’dır. Kendi dininden bir kız ile kaçan Müslüman bir genci ölümüne koruyacak kadar geniş yürekli bir hoşgörü adamıdır. Umutsuzluğa düşüp korkudan Hristiyan olmayı öneren Müslüman Elî’ye söylediği, “Böyle bir şeyi yapamam, bir kadın için Muhammed’in dinine leke getiremem” sözü hoşgörünün ulaşabileceği en üst düzeyi gösterir. Bununla da kalmayarak gizlice Van’dan bir imam getirir, onları evlendirir. Yine Van Valisi’nin önerdiği ‘bin kese altın’ı red ederek, “Kiliseye duyulan güveni boşa çıkarmayacağım, kendi dinimi kilisenin avlusunda rezil etmeyeceğim ve ölümüne de olsa buraya gelen hiç kimseyi muratsız geri göndermeyeceğim” diyerek, kendi inancı ve misyonuna ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor.

Metran İsa, bir anlamda Kürdistan’da yaşayan halkların ve inançların nasıl bir hoşgörü ve barış ortamı içinde yaşadıklarının anlatıldığı ve Elî ile Meryem’in aşklarıyla örülen tüm kutsal, hümanist ve insani duyguların zirvede yaşandığı bir anlatıdır.

Yine Metran İsa’nın, Van Valisi’nin silahlı güçlerine karşı verdiği mücadele aslında yukarıda sayılan yönlerinin yanı sıra Metran İsa destanının aslında tam bir kahramanlık destanı olduğunu da ortaya koyuyor. Destanın her bölümünden sonra Metran İsa’nın kahramanlığının övüldüğü bölüm nakarat olarak söyleniyor:

Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
Metran Îsa ji wî zamanî heta vî zamanî
Navê xwe ji devê dengbêjan her deranî

(Şu Metran’ın verdiği savaşa bakın,
Bu koçun, bu yiğidin
Akdamar Kilisesi önünde pusu kurdu
Metran İsa o günden bu güne
İsmini dengbêjlerin dilinden düşürmedi)

Eliyê Qolexasî ile Metran İsa, yine Van Valisi ile Metran İsa arasındaki diyaloglardan oluşan destandan bazı kesitler şöyle:

Eliyê Qolexasî got:
Ez diçûme Wanê, Wan li wêde
De tu rabe kelekvano
Kelek û qayikê ji me re girêde
Emê biçine cem Metran Îsa di bahrê de
Delîl delîl delîl secrarî lo dilo
Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
Li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
Metran Îsa ji wî zamanî heta vî zemanî
Navê xwe ji devê dengbêjan her deranî

(Eliyê Qolaxasî dedi:
Van’a gidiyordum, Van ötede
Kalksana kayıkçı
Bizim için kayığı bağla
Denizin ortasında bulunan Metran İsa’nın yanına gideceğiz
Delil delil delil, bin kere delil
Şu Metran’ın verdiği savaşa bakın,
Bu koçun, bu yiğidin
Akdamar Kilisesi önünde pusu kurdu
Metran İsa o günden bu güne
İsmini dengbêjlerin dilinden düşürmedi)

Elî gezî kir got:
Metrano çi sibeye sibe zûye
Ji xewka şîrîn rabe Metrano
Min tiştekî ne qenc di emneta fulehtê de qet nekiriye
Min Meryema Fuleh destgirtiya waliyê Wanê revandiye
Ez li bextê te me û tu jî li bextê xwedê be
Tu were mara min û Meryema Fuleh bibire bi fuletiye
De hayê sed caran li min hayê.

(Eliyê Qolaxasî Metran İsa’ya seslendi:
Metran bu nasıl bir sabahtır, şafak vaktidir
Tatlı uykundan uyan Metran
Kötü bir şey yaptım ben, Hristiyanlık’ta bunun ifadesi yok
Van Valisi’nin nişanlısı Hristiyan Meryem’i kaçırmışım
Ben sana sığınıyorum, sen tanrıya sığın
Gel Hristiyan dininin kurallarına göre Meryem ile nikahımızı kıy)

Metran Îsa digot:
Elî yo wiha nakim
Elî yo migot wiha nakim, şerîetê betal nakim
Dînê Muhemed li hewşa dêra Aqtermanê ji bo jinekê rezîl nakim
Hecî qesta Dêra Aqtarmanê bike bê kuştina xwe
Sonda Îsayê Nûranî dikim,
ezê bê mirad ji Dêra Aqtarmanê bernadim
Ezê li gor qewl û dînhe resûlê xwedê
Meryema Fileh li canê Eliyê Qolaxasî mahr kim
Delîl delîl delîl secarî lo dilo
Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
Metran Îsa ji wî zamanî heta vî zemanî
Navê xwe ji devê dengbêjan her deranî

(Metran Isa dedi:
Elî yapamam
Elî diyorum ki bunu yapamam, şeriatı ortadan kaldıramam
Muhammed’in dinini bir kadın için,
Akdamar Kilisesi’nin avlusunda rezil edemem
Akdamar Kilisesi’ne sığınan hiç kimseyi
Kutsal İsa’nın üzerine and olsun ki, muratsız geri yollamam.
Resullullahın din ve kavli üzerine
Hristiyan Meryem’i, Elî Qolaxasî ile evlendireceğim
Delil delil delil, bin kere delil)

Waliyê Wanê bi sê dengan gazî kir û got:
Lo lo Metrano dîsa, dîsa
Min şeva bûrî di xewna xwe de dîtibû
Cotek kevok firî hate cem te lîsa
Heger tû Meryema Fuleh û Eliyê Qolaxasî radestî min bikî
Ez ê bidime te bi hezabê zêra hizar kîsa.
Delîl delîl delîl secarî lo dilo
Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
De hayê sed caran li min hayê.

(Van Valisi Metran İsa’ya sesleniyor:
Ey Metran yine yine
Dün gece bir rüya gördüm
Bir çift güvercin uçup senin yanına konuyordu
Eğer Hristiyan Meryem ile Elî Qolaxasî’yi bana teslim edersen
Altın hesabıyla sana bin kese vereceğim
Delil delil delil, bin kere delil)

Metran Îsa lê zivirî gazî kir û got:
Waliyo ez wiha nakim
Lo lo Waliyo ez wiha nakim
Şerî’etê lo lo betal nakim
Ola xwe li nîvê dêrê rezîl nakim
Hecî qesta Dêra Aqtarmanê bike bê kuştina xwe
Sonda Îsayê Nûranî dikim,
Ezê bê mirad ji Dêra Aqtarmanê bernadim
Meryema Fileh li canê Eliyê Qolaxasî mahr kim

(Matran İsa Vali’yi şöyle yanıtlar:
Ey Vali, dediğini yapamam
Hey gidi vali bunu yapamam, Şeriatı yok sayamam
Kendi dinimi kilisenin ortasında rezil edemem
Akdamar Kilisesi’ne sığınan hiç kimseyi
Kutsal İsa’nın üzerine and olsun ki, muratsız geri yollamam.
Hristiyan Meryemi, Elî Qolaxasî ile evlendireceğim
Delil delil delil, bin kere delil)

Werin li min û li vî Metranî
Li vî hogucî li vî beranî
Li ser Dêra Aktarmanê şerî’kemîn danî
Metran Îsa sala weke vê salê
navê xwe li nav koşik û dîwanxaneyan tev de danî.
Delîlê dilo.

(Şu Metran’ın verdiği savaşa bakın,
Bu koçun, bu yiğitin
Akdamar Kilisesi önünde pusu kurdu
Metran İsa o günden bu güne
İsmini köşk ve divanhanelerde dengbêjlerin dilinden düşürmedi..

Etiketler:edebiyatsanattarih

Hollanda Leiden Üniversitesi Kültürel Antropoloji Bölümü’nden, Kürt halk şairleri (dengbêjler) üzerine bir doktora tezi yazmakta olan Wendy Hamelink, Müslümanlaştırılmış Ermenilerin, geçmişleriyle ve bağlılık hissettikleri kimliklerle müzik aracılığıyla kurdukları ilişkileri anlattı.

ALTUĞ YILMAZ

Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler Konferansı’ndaki konuşmasında, öncelikle, Kürt sözlü geleneklerinde ‘Ermenilik’ temasının yer alış biçimlerine değinen Hamelink, Van’da yaşayan bir Ermeni din adamının kızı olan ve Vali tarafından istenen, fakat bir Kürt gence âşık olan Meryem’in hikâyesini anlatan, ünlü ‘Metran Îsa’ destanından örnek verdi. Hamelink, Ermenilerin, Karapetê Xaço ve Gulê gibi, hep Kürtçe okumuş Ermeni dengbêjlerin şarkıları aracılığıyla da hatırlandığını, ancak bu müzisyenlerin, Ermeni değil Kürt kültürel hafızasının taşıyıcıları olduğunu belirtti.

Geleneksel Kürt müziğinin yüzyıldaki en önemli isimlerinden, Ermeni dengbêj Karapetê Xaço (Garabet Haçaduryan, Batman - Bilêyder köyü, – Yerevan, ) 

yüzyılda Osmanlı egemenliği altına giren, ancak yüzyıl sonlarına kadar, Ermeni köylerinden oluşan, büyük ölçüde bağımsız bir federasyon olarak kalan Sasun’un öncesi ve sonrasındaki nüfus yapısına dair bilgiler veren araştırmacı, soykırımdan kurtulan Ermenilerin çoğunun, ismen Müslümanlaşsa da, Hıristiyanlık inancını ve ritüellerini uzun süre devam ettirdiğini söyledi.

Hamelink, ’ten önce bölgede Ermenice, Arapça ve Kürtçe konuşulduğunu, birçok Ermeni’nin ve Kürt’ün birbirinin dilini bildiğini; ’ten sonra ise Ermeni dili ve kültürünün bir kuşak içinde bölgeden neredeyse tamamen silindiğini vurguladı. Hamelink, soykırım sonrasında, bölgede tanınan tek bir Ermeni dengbêj kaldığını, önceleri Ermenice şarkılar da okuyan Amo adlı bu müzisyenin, ’ten sonra Müslüman olup Ömer adını aldığını ve yalnızca Kürtçe okuduğunu anlattı. Araştırmacının, sunumunun başında, Sasunlu bir Ermeni’den yaptığı alıntı da, bu gerçekliğe işaret ediyordu: “Kürt müziği artık kulağımızdan silinmiyor”

Ermeni-Arap bir Kürt dengbêjin hikâyesi

Hamelink, Ermeni kimliğinin bir yandan neredeyse yok olmuş olmasının, bir yandan da unutulamayışını, bir Kürt dengbêjin hayat hikâyesine odaklanarak anlattı. Babasının Ermeni olduğunu söylemekten çekinmeyen ve Hıristiyan kökenli bir Müslüman olmaktan gurur duyan, birçok Sasunlu Ermeni’nin aksine, kendini ‘Fılle’ değil, Kürt ve Müslüman (‘Misilmîn’ yani Müslüman olmuş Ermeni) olarak tanımlayan Dengbêj Cihan, soykırımdan kurtulup din değiştiren Hagop ile Arap bir annenin oğlu olarak, yılında, Hewrê köyünde dünyaya gelmiş. Sekiz yaşındayken, annesi babasını terk etmiş ve başka biriyle evlenmiş. Babası da kısa süre sonra ölünce, Cihan, bir Kürt’le evli olan halasının yanında büyümüş ve 20 yaşlarındayken, annesi Ermeni, babası Kürt olan bir akrabasının (Hamo Ağa) davetiyle, onun köyüne gidip yanında çalışmaya başlamış; bir süre sonra da, kızıyla evlenmiş. Cihan, dengbêjliği, ağanın evine gelip giden dengbêjlerden öğrenmiş.

Hamelink, bölgedeki Müslümanlaşmış-Kürtleşmiş Ermeniler ile Hıristiyan kalmış olanlar arasındaki ilişkilere dair bir örnek olarak, Dengbêj Cihan’ın anlatısından, zorla Müslümanlaştırıldıktan sonra Hıristiyan kimliğine dönen bir kadın dengbêjden söz ettiği bölümü de aktardı. Dengbêj Cihan, Müslüman adı Henîfe olan Xemê’den, hayatında gördüğü tek kadın ve Ermeni dengbêj olan bu kadının icracılığından büyük bir hayranlıkla söz ediyor.

Hamelink, dokuz çocuğu olan ve ’ten beri İstanbul’da yaşayan Dengbêj Cihan’ın bütün çocuklarının, Kürt hareketinin güçlü savunucuları olduğunu, kendi çocuklarıyla her zaman Kürtçe konuştuklarını, bir avukat olan ve İstanbul’da yaşayan en küçüklerinin ise, kökenlerindeki Ermeniliği yeniden keşfettiğini ve Ermenice bir isim aldığını, hem Kürt hem de Ermeni meselesini yakından takip ettiğini söyledi. Babası Dengbêj Cihan ise, “Ben Kürt ve Müslüman’ım, Fılle değilim” demeye devam etse de, kişisel ‘Ermenilik’ hikâyesini, çekinmeden anlatıyor.

Hamelink de, sunumunu, Türkiye’de Ermeni kimliğinin sistematik bir şekilde silinmeye çalışıldığını, ancak buna rağmen, Ermenilerin ‘ses’inin, artık Kürt olan bir dengbêjin sözlerinde olduğu gibi, yankılanmaya devam ettiğini belirterek tamamladı.

Kategoriler

GüncelAzınlıklarİnsan Hakları

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası