ahmet davutoğlu pelikan / Ahmet Davutoğlu'ndan 'Pelikan dosyası' açıklaması - Son Dakika Flaş Haberler

Ahmet Davutoğlu Pelikan

ahmet davutoğlu pelikan

Ahmet Davutoğlu'ndan 'Pelikan dosyası' a&#;ıklaması

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün memleketi Konya'da yerel yayın yapan 'Kanal 42'deki 'Kerem İşkan ile Ramazan Geceleri' programına katıldı. Davutoğlu, sunucu Kerem İşkan'ın, ''Sosyal medya hesaplarını kullanan 'troll' dediğimiz isimlerin parti içindeki önemli isimlere saldırıları, itibar suikastı yapmaları ve en son Mehmet Görmez hocaya yapmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine 'troller' ve 'Pelikan dosyası' yazanlar hakkında açıklamada bulundu. Trollerin, FETÖ taktiği olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:

AK Partili eski bakan yazdı: AK Parti’ye yönelik oyun içinde oyun

Bu FETÖ'nün taktiği

''Önce bu yapılar nasıl çıkıyor ona bakmak lazım. Açık söyleyeyim; bu bir FETÖ taktiğidir. Bunu ilk kez FETÖ uygulamıştır Türkiye'de. Sayın Cumhurbaşkanımız başbakan iken, onun hakkında, benim hakkımda, 10 kişilik şeyleri var bunların 'kahariyeistis', kahar ismi okunarak Allah kahretsin denilen, beddua. İçinde yakılandır bu. Başta sayın Cumhurbaşkanımızla başlıyor, ben, Mehmet Görmez, Hakan Fidan, Beşir Atalay, şu anda troller kime saldırıyorsa Cumhurbaşkanımız dışında, hepsine saldıran bir listeydi bu. Bu bir kültürdür. Maalesef iyi şeyler  nasıl kolay yayılabilir ise kötü şeylerde yayılır ve damarlarda akmaya başlar. Birileri önce akan şeyi, damarlarda dolaşan virüsü muhalif gördüğü kişileri zaafa uğratacağı düşüncesiyle tolere edebilir. Ama bir sonraki aşamada o virüs, o bedenden başka bir bedene geçer ve onu çıkaranları bu şeyre uçar eder.''

'Pelikan dosyasını yazanlar, ben yazdım diyemedi'

Pelikan dosyasına değinen Davutoğlu, 'Pelikan dosyası'nı yazanlarla ilgili de şunları söyledi:

"Kimliği meçhul görünüyor. Herkes kimler olduğunu biliyor ama kimse sahiplenemiyor. Çünkü onu yazanlar bile çok insani bakımdan kabul edilemez gayri ahlaki bir iş yaptıklarını biliyorlar. Çıkıp da 'Bu metni ben yazdım' diye cesaret edemiyor. Ama herkest kimin yazdığını ve finanse ettiğini biliyor. En güçlü insan, kendisiyle barışık olandır. Bir insan kendi vicdanı, aklı, ruhuyla barışıksa onunla hüsnüsü yok. Bunlar kendi vicdanlarıyla barışık değil, bu troller. Kendi vicdanıyla barışık olan birisi maske takmaz, gizli hesap açmaz. Mertçe çıkar, kimi eleştiriyorsa eleştirir, cevabını alır ya da almaz. Burada mesele konu değil. Mesele belli şahsiyetlerin yıpratılarak, bu davaya hayatları boyu emek vermiş, alın teri, zihin teri dökmüş vicdanlı insanların irtibasızlaştırılarak devre dışına çıkarılmaya çalışılması. Bakın bu isimlere, troller zaten meçhulde, o trolleri kullanan isimler veya kendi gerçek isimleriyle bu faaliyetleri organize edenler, şu davaya zerre miktar katkıları olmamıştır, hiçbir ter dökmemişlerdir. Şimdi isim vermek istemiyorum ama siz isimleri düşünebilirsiniz. Hayatlarında oturdukları sırça saraylar dışında halkın içine girmemişlerdir. Tek bir insan yetiştirmemişlerdir, tek bir sancı çekmemişlerdir. Tek bir çile duymamışlardır. Bırakın Arakan’lıyı gidip kucaklayarak onunla birlikte ağlamayı, bırakın Gazze’de bombalar altındaki kızı öldürülmüş baba ile kucaklaşmayı, komşusu ile kucaklaşmamıştır bunlar. Ama 15 Temmuz şartları öyle şeyler getirdi ki, olabilecek en adi, en alçak iftiraları bu davaya en büyük hizmeti yapmış insanlara rahatlıkla yapabildiler. Bu anlamda kendim için söylemiyorum sadece. Mehmet Görmez Hoca için de. Mehmet Görmez hocanın Diyanet İşleri Başkanlığı bir yüz akıdır. Çok açık söylüyorum.'

Ahmet Davutoğlu oyunu Konya'da kullandı

'Siyasi mücadeledeki en büyük makamı bıraktım'

Davutoğlu, yaşamında sürekli eleştiriye açık olduğunu, ama kişileri itibarsızlaştırmak için bir takım çeteci, tetikcilerin tutulduğu zaman, bunun arkasından Türkiye'nin 14 yıllık birikimini berhava etmek isteyen bazı unsurlar olduğu anlamına geldiğini söyledi.  Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bu saldırılar benim şahsıma karşı olsa, zaten ben bıraktım. Düşünün ki, bir siyasi mücadele içinde olan bir insanın bırakabileceği en yüksem makam neresiyse, ben orayı bıraktım. Niye hala saldırılıyor? Mesele ben değilim. Benim temsil ettiğim şey,  zihniyet, yaklaşım, o rahatsız ediyor. Kusura bakmasınlar rahatsız olacaklar. Çünkü bu zihniyet bu toprakların tohumudur. Bizden duyulan rahatsız her hangi bir makam sebebiyle değil. Benim şu an da Konya'ya temsil etmek dışında siyası bir makamım yok. Bilsinler ki ben bu zihniyeti temsil etmeye devam edeceğim. Burada bizim tarihi, insanlık sorunumuz var. Yeter ki eleştirecek olan mertçe çıksın.''

Davutoğlu'dan referandum sonrası ilk yorum

Troll çetesi

Sunucu İşkan'ın, ''Çetelerin hedeflerindesiniz. Sizin gibi Ak Parti içerisinde önemli görevler yapmış isimler bu çetelerin hedefinde. İtibar suikastları devam ediyor. Birilerinin kafasında, halk bu insanları çok seviyor. Bir gün döner gelir bunların hesabını bize sorar? bunun endişesi mi var?'' sorusu üzerine Davutoğlu, trol çetesinin olduğunu öne sürdü. Davutoğlu, şöyle devam etti:

''Bu ilk defa da değil. Burada bir troll çetesinden bahsediyoruz. Daha önce sayın Cumhurbaşkanımızın, benim ve Hakan Fidan hakkında, FETÖ uluslararası kampanya yürütüyordu. Ondan önce biz Filistin ile ilgilendik diye bütün Yahudi lobisi aleyhimizdeydi. Ondan önce başka lobiler aleyhimizdeydi. İlk defa karşılaşmıyoruz. Bu durum için üzülenlere diyorum ki; Bu durumda o kadar doğal ki. Hep böyle olageldi. Bilelim ki ‘Şeytanın defterinde adı olmayanın rahmanın defterinde adı olmaz.’ İnsanlar düşmanlarıyla bilinir. 

Egemen Bağış: Erdoğan'la Davutoğlu da birbirine düşmüştür

Ben Filistin’in yanındaydım, birileri onun için bana düşman olabilir. Elhamdülillah ben Arakan'daydım, ben Somali’deydim, ben Suriyeli mültecilerin, yetimlerin alın terini sildim. Ben derken sadece şahsım değil, bütün bu şey içinde olanları belirtiyorum. Elhamdülillah. Bunun için birileri bizi hedef alacaksa amenna. Zaten hedef alınmamak için korkarak yaşayacaksak bu hayat bize haram olsun. Onun için de bir yıl içinde niye cevap vermiyorsunuz? Cevap vermeye tenezzül etmediğimiz için cevap vermiyoruz.''

'Susanlar beni üzüyor'

Trollere kızmadığını, ancak susanların kendisini üzdüğünü belirten Davutoğlu, şunları anlattı:

''Trollere kızmıyorum. Gönül koymuyorum. Ama susanlar beni üzüyor. Beni üzdüğü gibi eminim Mehmet Görmez hocayı da üzüyordur, daha önce Hakan Fidan’a, sayın Abdullah Gül’ü. Esas bizleri üzen, trollerin saldırmaları değil. Yurt içi ve yurt dışında FETÖ irtibatlı 'Bize en çok saldırıda bulananlardan birinin FETÖ irtibatı ortaya çıktı' saldıranlar, yurt dışındaki bir takım lobilerin saldırıları değil, bunları zaten doğal görüyorsunuz. Ama en yakın olduğunu düşündüğünüz birisi. Birisi ‘Kırılmıyor musunuz? Bu sessizliği suskunluğa kızmıyor musunuz?’ deyince Nazım Hikmet’in ‘Küsmek’ ile ilgili şiirini okudun mu diyorum. Nazım Hikmet’in küsmek ile ilgili güzel bir şiiri vardır. Orada 'küsmek', ben seni seviyorum demektir. Ben buradayım demektir. Küsmek aslında karşı tarafa değer vermektir. Hatta bazen tartışmak bile dostluğuna değer verdiğini gösterir. En çok beni üzen küsmeyi unuttuk. Çünkü artık doğallaşıyor her şey. Susanlar doğallaşıyor.''

Selahattin Demirtaş hakime anayasayı hatırlattı

'Makamı bırakmanın en güzel yanı bütün maskeler düşer'

Başbakanlık görevini bıraktıktan sonraki dönemine de değinen Davutoğlu, bir süre önce size hitap edenlerin, daha sonra nasıl hitap ettiğine bakıp, nasıl davrandıklarını görebildiklerini vurgularken, "Bir makamı bırakmanın en güzel tarafı, bütün maskeler düşer. Hakikat ortaya çıkar. Hakiki dostlardan mürailere hepsini Allah size gösterir. Önemli olan onurla geldiğiniz yerden onurla çıkabilmektir. Önemli olan bu. Ama bilinsin ki, benim hiç böyle bir hesabım olmadı. Hiç kimseye kinim, nefretim hayatta olmadı. Bundan sonra da olmaz. Ama yapılanları da insan hafızası kolay unutmaz'' dedi. 
Davutoğlu, Arap dünyasındaki Katar'a yönelik yapılanlarla da ilgilide şunları söyledi:

''İslam dünyasında son  yıldır Arap baharı sonrası mezhebi ve etnik çatışmalar vardı. Şimdi birde körfez içinde parçalanma kendini gösterdi. İslam dünyasının  ortak bazı temel değerlerde bir araya gelmesi gereken dönemde, özellikle DEAŞ gibi hepimizi tehdit eden ve özellikle İslam algısını olumsuz yönde etkileyen tehdit varken. İslamafobi gibi Avrupa'da İslam dünyasında dönük çok kapsamlı bir algı operasyonu yürürken, Amerika'da seçimler sonrası bazı Müslüman ülkelerin vatandaşlarına giriş yasağı koyma aşamasına gerekirken, İslam dünyası liderlerinin ve ülkelerinin bir araya gelip, bütün bunlarla nasıl başa çıkarız diye sorması gerektiği dönemde en büyük parçalanmayla karşı karşıya gelmek çok hüzün verici.''


kaynağı değiştir]

Ana madde: Ahmet Davutoğlu'nun istifa süreci

İstifasının yolunu açan bildiriyle ilgili olarak Ahmet Davutoğlu şunları söylemiştir: "Her birimiz öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki. Artık fikirler çarpışmıyor, kimin ne kadar trolu var ve karşı tarafa ne kadar zarar verebilir? Başbakanlıktan ayrılma süreci esnasında 'Pelikan dosyası' diye bir şey çıktı. Beni birazcık tanıyanlar için her birisi iftira olan şeyler. Peki kim bunu çıkarttı, belli değil. Ben biliyorum da toplum bilmiyor. Kendileri saklandılar. Nice hakaretler yaptılar."[41]

Kaynakça[değiştir

Ahmet Davutoğlu 'Pelikan Dosyası'nı hatırlattı: Para ile tutulmuş iletişim teröristleri

<video>

Ahmet Davutoğlu, Karabük'te Milli Türk Talebe Birliği tarafından Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Duruş Konuşmaları' adlı konferansa katıldı. Ahmet Davutoğlu, kişilik salona sığmayan ve ayakta kalanları daha iyi dinleyebilmeleri için sahneye davet ederek, "Talebeyle yüz yüze, göz göze gelemeyen bir ders başarılı olmaz" dedi.

<haber-dikey,,,,>


Davutoğlu para ile tutulmuş trollerin algı oluşturduğunu söyleyerek, "İletişim teröristleri çıktı ki; ahlakı yerle bir etti. Kim bunlar, troller. Bunlar iletişim teröristleri. İnsanların şahsiyetini, haysiyetini, izzetini, yok yere bitirecek şekilde para ile tutulmuş adamlar, bir anda bir algı oluşturuyorlar. Her birimiz öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki. Artık fikirler çarpışmıyor, kimin ne kadar trolu var ve karşı tarafa ne kadar zarar verebilir? Başbakanlıktan ayrılma süreci esnasında 'Pelikan dosyası' diye bir şey çıktı. Beni birazcık tanıyanlar için her birisi iftira olan şeyler. Peki kim bunu çıkarttı, belli değil. Ben biliyorum da toplum bilmiyor. Kendileri saklandılar. Nice hakaretler yaptılar. Bu sadece bana mı yapıldı? Bu bir çete. Çık ortaya, eleştireceğin şeyi eleştir, söyleyeceğin sözü söyle, vereceğin kavgayı ver. Ama şahsiyetsiz kimlikler arkasına kimliklerini gizleyerek saldırma. Böyle yapanları tutma. Hiç kimse birbirinden emin olamaz. Emin olma vasfını yitiririz. İletişim teknolojisi şimdi bir insanın itibarını çok kısa sürede yok edebilecek bir şey" diye konuştu.

Davutoğlu kendisiyle ilgili bir habere değinerek, "Bir gün bir haber; Davutoğlu'nun erkek kardeşi tutuklandı. Benim 6 tane kardeşim var, hepsi de kız. Bir erkek kardeşim olsa mutlu olacağım da ama yok. Kız kardeşlerimin evlerine gitmişler, tutuklanan mı var diye. Yok. Şimdi bu yalanlama çıktı ya, haberi bu sefer aynı sitenin veriş şeyi şu; 'Davutoğlu kardeşini reddetti'. Reddettiğim senin haberin. Şimdi burada bir ahlak olabilir mi? İşte bugün böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Böyle bir dönemde sizlerin yapması gereken şey şu; sosyal medyayı kullanın, kimi eleştirecekseniz eleştirin. Ama zinhar farklı kimlikler kullanmayın. Ben şuyum ve şuna şuna söylüyorum, onunda sana cevap verme hakkı olsun. Sakın olan bir cazibeye kapılıp, fenomen olma şeyi dahi olsa, şahsiyetinizi gizlemeye alışmayın. Bir kere şahsiyetini gizleyen, takiye yapan, hayat boyu takiye yapar, kurtulamaz bundan" dedi.

Davutoğlu'na konuşmasının sonunda Safranbolu maket eviyle birlikte çeşitli hediyeler verildi.


Davutoğlu sözlerine şöyle başladı:

&#;İslam dünyasının problemleriyle ilgili en temel sorun nedir diye soruldu. En temel problem düşünce özgürlüğünün olmadığını söylemiştim. Sansür çok kötüdür ama en kötü sansür otosansürdür. İnsanlar kendi kendilerini kontrol etmekten toplumu düşünmeye vakit bulamazlar. İçeriden bir eleştiri olarak söyleyeyim otosansürün en yoğun olduğu dönemden geçiyoruz. Özgürce konuşursanız her türlü problemi çözersiniz.&#;

Ardından Akif Beki, yılında Davutoğlu ile ilgili yazdığı eleştiri yazısını hatırlatarak, &#;Geçmişte &#;da Radikal&#;de yazarken yazı hayatımın en ağır yazılarından birini yazdım. Şu merak ediliyor; benim de bulunduğum bir ekiple mülakatı kabul edebiliyorsunuz. Bana öfkeniz, kzıgınlığınız geçti mi, hain olarak görmüyor musunuz beni? Nasıl oldu da bakanlığınız döneminde övgüler almış başını giderken ağır bir yazı yazdım. Hiç rastlaşmadık ama medeni iletişime benimle devam ettiğinizi başka bir yazımda yazmıştım ama insanlar benimle ilgili düşüncenizi merak ediyor&#; diye sordu.

&#;Öfkem geçmedi, çünkü&#;&#;

Davutoğlu, Beki&#;ye şöyle yanıt verdi:

&#;Öfkem geçmedi çünkü yoktu. Akademik hayata ve devlet hayatına giren birisi de bunu özünde eleştiri olduğunu bilmesi lazım. Ben devlet hayatını gireyim de hiç eleştirilmeyeyim diyen biri devlet hayatını hiç bilmeyendir. Esas olan sizin o tutum karşısındaki ilkesel duruşunuzdur. Öğrencilerime önce beni eleştirin derdim. Devlet hayatında da bu böyle. hamama giren devlet. Devlet hayatına giren eleştiriye açık olacak.

Önce ne kastediliyor anlamak lazım. Belki haklı bir eleştiridir. 

Ateşin çemberinden birlikte geçtiğimiz biri beni eleştirmiş.. Bir devlet adamına yakışmayan en önemli şey nezaketsizliktir. Ben tekrar teşekkür ederim yılındaki yazın için. O yazıyı o kadar iyi hatırlıyorum ki. Bir nefis muhasebesine davet ediyordu beni. Gerçekten öyle mi diye yazıyı okuduktan sonra düşündüm.&#;

Davutoğlu açıklamalarına şöyle devam etti:

&#;PELİKAN&#;IN ARKASINDAKİLERİ BİLİYORUM&#;

&#;Pelikan çetesi denilen çete, herkes tarafından malum oldu. Bu bildirinin arkasındakileri biliyorum, kimlerden talimat aldıklarını biliyorum. Ben ne yaptım bu insanlara dedim. Acaba kendimde bir şey var mı dedim. Beni istifaya zorlamak istenen bildiri beni Alman ajanı ilan ediyordu. ben ne yaptım ki bu kadar ağır bir ithamla karşı karşıya kaldım. 

MKYK&#;dan bahsediyorum bir muhtıra vari bir tavır yaşadım. Ondan iki gün sonra böyle bir bildiri yayımlandı. O la ki yanlış bir takım politikalar geliştirmiş olabilirim. Hepsine açığım ama niye bu şekilde hedef alındım? Bakınız bugün hâlâ, bu bağlamda 3 yıl sonra ilk defa konuşuyorum. 3 yıl boyunca ben susmadım aslında, Cumhurbaşkanına hep düşüncelerimi aktardım. Hep düzelir umuduyla böyle açıklama yapmamıştım. 

&#;AKP&#;nin MHP ile girdiği ittifaktan rahatsız olduğunu en başından beri söyledim&#;

Yurt dışında benim Mavi Marmara dolayısıyla yaptığım konuşmadan tutun da bir takım dış politikanın da hedefindeysem anlarım. AK Parti&#;nin girdiği ittifak ilişkilerine girmesinden rahatsız olduğunu hep söyledim. Mart ayında bunu Erdoğan&#;a da aktardım. Bu ittifak ilişkisi AKP&#;nin doğasını bozmakta ve MHP&#;ye oy kaçırmaya neden olacağını anlatmaya çalıştım. Bundan dolayı Bahçeli&#;nin bana öfkelenmesini anlarım. Ama benim anlayamadığım şey, kendileri için makamımdan ayrılmayı göze aldığım kişilerin hedefinde olmam. Benim yakınlarımın, eşimin konferansının iptal edilmesini anlayamam. 

&#;Beni gönülden yaraladı&#;

15 Temmuz gecesi sokağa inip, beyaz gömlekleriyle direnmiş İstanbul, Ankara il başkanımız sadece &#;Davutoğlu döneminde atandı&#; deyip, görev teslimlerde konuşmasına bile izin vermeyip atmak nedir? Beni gönülden yaralayan bir şeydir bu. 

&#;Devre dışı bırakılmam gerekiyordu&#;

Sadece bir muhtelif grubun bunu yazıp deklare etmesi değildi mesele. 2 Kasım günü bu ülke yeni bir umuda uyanmıştı. 4 yıl seçimsiz yıllar. 3 ay içinde bütün sözlerimizi yerine getirmişiz. Bütçe açığı yüzde &#;lere inmiş, ÜFE yüzde idi. Böyle bir ortamdaki Türkiye&#;nin yaşamasını istemeyen kimlerse, bunu sadece Erdoğan&#;la aramda gibi görmeyin lütfen, şimdi düşündüğümde bunun daha kapsamlı bir planın, arka arkaya gelen seçimler ve son derece özünden koparılan bir başkanlık sistemiyle Türkiye&#;nin yüzde 50+1&#;e mecbur edildiği bir koalisyon için benim devre dışına bırakılmam gerekiyordu.

&#;Düzeltmek için her şeyi yaptım&#;

Ben AKP&#;nin genel başkanıydım, bir an bile bir hizip düşüncesi zihnime gelse onu zihnimden atmak için her şeyi yaparım. Ben şunlar bana yakın, bunlar bana karşı diye bir tutum takınmak benim siyasi anlayışıma karşı. Ben o zaman Yüksekova&#;da ve Iğdır&#;da olan şehidimin cenazesiyle meşgulken liste tartışması gündemdeydi. Bakın manifestoyu yayımladığımda bütün AKP kitlesine hitap ettim. Ben onlarla yağmurda, sıcakta 2 seçim geçirdim. Ben o kitlenin yaptıkları fedakarlıkların farkındayım. Hiçbir zaman bir hizip başı olmamaya özen gösterdim. Hiçbir grup bir tarafla parti içinde bir çalışma yaptığıma şahit olmamıştır. Yazılı metinler verdim, düzeltilmesi için her şeyi yaptım.

Ben bunları fark ettiğimde, Temmuz , baktım ki 7 Haziran&#;da zor bir süreç geçirmişiz. İnsanlar gidip benim Cumhurbaşkanına gidip onun altını oymaya çalıştığımı söyleyip fitne koyanlar var. Gidip Cumhurbaşkanı ile konuştum. &#;Gelin Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile konuşayım, onları pür parlamenter sistemine ikna edelim, bütün yetkileri başbakanda toplayalım&#; dedim. Siz başbakan olun ve bütün yetki sizde olsun. &#;İsterseniz ben danışmanınız olayım istemiyorsanız ben akademisyenliğe dönelim&#; dedim. Perşembe gününe kadar siz tefekkür edin, istediğiniz arkadaşlarla konuşun dedim. &#;Benim size meydan okuma gibi bir kaygım yok&#; dedim. Erdoğan, &#;böyle devam edelim&#; dedi. Eğer onu yapmış olsaydık sonraki birçok tıkanma yaşanmayabilirdi. 

&#;Bana o iftiraları atanlara şahsi kul hakkım helal olsun&#;

Kırgınlığı keşfetmiş olmak güzel bir şey ama önce hepimiz karşı tarafı ne kadar kırdığımıza bakalım. Ben kırgın değilim. Ben bayram tebriği için aradım Cumhurbaşkanını. Ben hukukları gözetirim. Benim kırgınlığım şahsıma yapılan şeylerden kaynaklanmıyor. Bana o iftiraları atanlara şahsi kul hakkım helal olsun. 

İstikşafı görüşmeler bağlamında MKYK&#;da oturdum saatlerce konuştuk; &#;Biz neden oy kaybettik, samimi görüşlerinizi söyleyin; bundan sonra ne yapmalıyız?&#; diye sordum. Birinci soruya verilen cevaplar hep siyasi etikle alakalıydı. O zaman dedim bununla ilgili partili siyasi etik kurulu kuracağız dedim. İkinci soruya o heyetin büyük çoğunluğu CHP ile koalisyon kuralım dedi. Bir kısım da MHP ile koalisyon dedi. Ama seçimlerin yenilenmesi üzerinde de duruk. 

(Siz koalisyonu Erdoğan&#;sız bir AKP için mi istediniz?) Tarafsız ama AKP&#;nin manevi olarak lideri durumunda. 12 Eylül kongresine giderken, Ankara&#;da ilk olarak alternatif MKYK listeleri hazırlanırken, Cumhurbaşkanına &#;ben burada liste tartışması yapmam seafoodplus.info istiyorsanız onu getirin&#; dedim. &#;Birileri size gelip senaryolar söylüyor ya benim tek hedefim bu partiyi kurumsallaştırmak&#; dedim. Bu parti kurumsallaşırsa Türk siyasetinin en geniş örgütlenmesi olacak dedim. Ben sizin kurduğunuzu yaşatmaya çalışıyorum dedim. İzin vermezseniz ya sizin ya benim ömrümde bu parti biter dedim. Ben hiçbir zaman Cumhurbaşkanı&#;nın liderliğini elinden almak, onu etkisiz kılmak niyetinde olmadım. Böyle küçük hesaplar peşinde olsaydım Başbakanlığı bırakmazdım.

&#;Cumhurbaşkanı benden &#;Sen başbakan ol ama başbakan gibi olmamayı&#; istedi&#;

Devlet işleyişi bağlamında hata yaptığımı düşünmüyorum, başbakanlığı bırakmam konusunda. Bırakmamış olsaydım çok çirkinleşen bir siyasetin parçası haline gelirdim ve parti bölünürdü. O gece üç yol vardı önümde. (2 Mayıs gecesi) Gece ayrısı kalkıp tek başıma bir yere çekilerek aldım. Çalışma odama çekildi. Bu muameleyi ne kalbim, ne aklım be vicdanım aldı! Ne yaptım ben? Ter dökmekten, ailemi ihmal etmekten başka ne yaptım! Üç gün üst üste aynı yatakta yatmadım ben. Üç yol var önümde. Bir; MKYK ile bana, &#;Sen başbakan gibi görün ama başkana olma, başbakanmış gibi yap ama yetki kullanma&#; dendi.

Bunu benden Cumhurbaşkanı ve MKYK&#;ya imza atanlar istiyordu. Ben kendimi bilirim benden her şey olur da düşük profilli olmaz. (Kukla mı demek istiyorsunuz?) Öyle bir ifadeyle dolaylı da olsa kimseye söylemem. Ben böyleydim, akademik hayatta da böyleydim. İkinci yol, mücadele etmekti. Kongreyi kazansam bir türlü kazanmasam başka türlü bölünürdü parti. Buradan izzetle girdiğim yoldan izzetle çıkmanın yolu çekilmek olduğunu söyledim o gün çalışma odamda. Keşke diyorum, bir ay daha sabredip Haziran ayınca vize muafiyetini alıp ayrılsaydım. Aynı gün AB Komisyonu AB Konseyi&#;ne Türkiye ile vize muafiyeti başlatılması kararını gönderen kararı gönderdi. Ve Haziran ayı içinde kalkacaktı. Siyasi etik kanunu vardı, o zaman 72 maddeden 7&#;si kalmıştı. Siyasi etik çıksın sonrası daha sonra tamamlanır gibi bir durum vardı. 

İHTİYAÇ HALİNDE PARTİ KURMAK İHANET DEĞİLDiR

Önümüzü kesmeye çalışsalar da ben konuşacağım. Yeni pratik, eğer başka yol kalmazsa parti kurmaktır. Siyaset biliminde bir kural vardır, boşluk kabul etmez. AK Parti kendine çekidüzen verirse ekonomik krizi çözecek yöntemler uygulanırsa kim niye ihtiyaç hissetsin? İhtiyaç halinde yapmak ne ihanettir ne yanlıştır.

&#;SAYIN ESAD&#;LA, BAKIN SAYIN DİYORUM&#;

(Suriye konusunda bir pişmanlığınız var mı?) Sayın Esad&#;la&#; Bakın &#;sayın&#; da diyorum. O zaman kendi dışişleri bakanı gibi güvenirdi bana, ben de güvenirdim. Sayın Esad’la ilk görüşmemiz Şubat , Irak savaşı başlarken gittim, Irak Savaşı’nı engellemek için ilk önce Suriye ile temasta bulunduk. O zaman da bana Türkiye’nin eksenini kaydırıyor deniyordu. O zamandan sonra aramızda güven ilişkisi oldu. 62 kere gittim ben Suriye’ye, vizeleri kaldırdık. Arap Baharı başladığında biz Suriye’yi korumak için her şey yaptık. Suriye’nin yanında olduğumuzu küçük reformlarla bunu yönetilmesi gerektiğini söyledik. &#;Pişman mısınız?&#; sorusuna cevaben söylüyorum, Suriye’de tek bir yürek yıkıldıysa onun hüznünü içimde hissediyorum ama gereken her şeyi yaptık. Beşar Esad’ın ve Suriye’nin böyle bir facia yaşamaması için bütün uyarıları yaptık. Esad’la benim yaptığı saatlik görüşmede Esad bana beyaz kağıt vermiş de ben reddetmişim gibi iddialar var. Mezhepçilik yapmadık. Esad o zaman da nusayridi. Biz bilerek ilişkiye geçtik. Suriye&#;de elimizden geleni yatık. Yetersiz kaldığımız yerler de oldu. Şam’da Emevi Camii’nde namaz kılacağım diye bir ifadem yok. Algı operasyonu yapılarak bütün bunlar bizim üzerimize yapılıyor.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir