sami uslu kimdir / İZMİR EMNİYET MÜDÜRÜ SAMİ USLU GÖREVİNDEN ALINDI - İzmir Haberleri

Sami Uslu Kimdir

sami uslu kimdir

Ekonomist Sami Uslu, Bediüzzaman’ın ekonomiyle ilgili tesbitlerini “Bugünkü olayları mükemmel açıklamış. Bediüzzaman israfa yer olmayan, kaynakların yerinde kullanıldığı bir sistemi savunuyor. Bugün İktisat Risalesi’nin öngördüklerini aynen yaşıyoruz. Ziraat ön plana çıktı. Açgözlülüğün ne kadar zararlı ve tehlikeli olduğu ortaya çıktı” diye ifade etti.

BU hafta, dünyayı kasıp kavuran ekonomik krizi, ekonomist Sami Uslu’yla konuştuk. Uslu bu krizin kapitalist sistemin yanlışlıklarından kaynaklandığını söylüyor. Sistemin haksız kazanımları kustuğunu ifade ediyor. Bediüzzaman’ın İktisat Risâlesiyle dünya ekonomik sisteminin yanlışlarına dikkat çektiğini söyleyen Uslu “Türkiye’nin krizden az etkilenmesi için KOBİ’lere önem vermesini istiyor.

SAMİ USLU KİMDİR?

Darüşşafaka Lisesi ve İ.Ü. İktisat Fakültesi mezunu. Sakarya Üniversitesinde MBA Newyork/ABD Irving Trust Co. Bankasında de Uluslararası Bankacılık eğitimi, Londra ve Madrit, bankacılık operasyonları hakkında incelemeler.

İş deneyimi: Halen Sakarya Üniversitesi, Sapanca MYO Öğr. Gör., Zaman Gazetesi ekonomi yazarı, üç enerji sektörü şirketi Yönetim Kurulu Üyeliği, Türkiye İş Bankası Müfettiş ve Dış İşler Müdür Yardımcısı, T. İhracat ve İthalat Bankası Kurucu Genel Müdür Yardımcısı, M. Hanover Trust Co. Genel Müdür Yardımcısı ve A. Vice President, TYT Bank Genel Müdürü, Sümerbank Holding Genel Müdür Yardımcısı, T. Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Bakü-Azerbaycan’da Kafkas Bank Kuruluşu Arap Türk Bankası Genel Müdür Yardımcısı, Ar Faktöring Ar Leasing ve Ar Menkul Değerler Şirketlerinin Yönetim Kurulu Başkan V. ve Genel Müdürü, yirmi iki Faktöring ve Finansal Kiralama Şirketinin kurucusu, muhtelif şirketlerde Finans Danışmanlığı, Ekonomi Bakanının Müşavere Heyetinde yer aldı. Üç KOBİ’de Kurumsallaştırma Çalışmaları, iş adamlarına özel İş İngilizcesi dersleri veriyor.

Dünyadaki ekonomik krizin mortgage (konut kredisi) sisteminin çökmesi sonucu olduğu söyleniyor. Bu sistemi biraz anlatır

mısınız?

Mortgage’in tarafları müşteriler, yatırım bankaları, müteahhitler, kredi veren şirketler, hukuk büroları, brokerlar Örneğin mortgage kredisi veren 70 milyar dolarlık bir firma var. Bu firma bankalara trilyon civarında kefil olmuş. Bunun yanında bankalardan 3 trilyon dolarlık kredi satın almış. Sistem krize girince ortaya 70 milyar dolarlık sermayesi bulunan, trilyon dolar borcu olan bir firma çıkıvermiş. Aslında bu kriz yılında ortaya çıkıyor fakat muhasebe oyunlarıyla bunun Temmuz’una kadar üstü örtülüyor

Burada bankacılık sistemiyle de ilgili bir sorun var galiba?

Sistem haksız yere verdiği şeyleri kusuyor adeta. Bu bankalar aptalca müşteri bulmuşlar. Diyelim ki sizin 2 bin lira geliriniz var. Banka sizi 5 bin liralık borca sokmuş. Müşteri “Ben bu evi alayım. Birkaç ay taksidini ödeyeyim sonra ev fiyatları yükselince borcuyla birlikte satayım” diyor. Böylelikle cebine para kalıyor. Hatta gazetelere “Hapisten mi çıktın? İşsiz misin? Parasız mısın? Ümitsiz misin? Öyleyse gel mortgage kredisi bizim bankada” diye ilân verilmiş. Sistem ’e kadar böyle devam ediyor. Ancak hiçbir trend sonsuza kadar devam edemez. Sonra ev fiyatları düşmeye başlıyor. Diyelim ki normal gelirli bir aile bin dolara 30 yıl vadeli bir ev alıyor. Kriz meydana gelince evin fiyatı bin dolara düşüyor. bin dolar zarar edeceğini gören aileler de taksitlerini aksatmaya başlıyor. Bankalar haftada 8 bin haciz yapıyor. Bu durum olayı daha da kötüleştiriyor. İnsanlar güvenlerini yitirmeye başlıyorlar.

Dünyada yaşanan bu krizi sadece mortgage’e indirgemek doğru mu?

Hayır mortgage indirgenmez bankacılığın uygulama felsefesi ve uygulaması bozuk. İşte ekonomik krizin nedeni. Ekonomiyi bankalara mahkûm hale getiriyor kapitalist sistem. Bugün bankalar olmadan ticaret ve sanayi hayatının yürümesi olanaksız tek kelimeyle. Bankasız para transferi yapamazsınız, akreditif açamazsınız, yani dış ticaret yapamazsınız. Teminat mektubu olmadan müteahhitlik yapamazsınız. Teminat mektubu için banka şart. Mevduat toplama imtiyazı sadece bankalara verilmiş, dolayısıyla kredi inhisarı da bankalarda. Kapitalist sistem yapıyı öyle kurmuş ki her şey bankaya bağlı. Onun içinde ABD milyar doları batmasın diye bankaların kasasına koydu. Kapitalist sistemde bankalar battı mı sistemin kendisi de göçer. Bu sistemde banka olmazsa taş devrine döneriz. O derecede mahkûmuz bankalara.

Bankacılıkla krizin bağlantısı nasıl peki?

Bankalar olur olmaz herkese mortgage kredisi veriyor Amerika’da. Sigorta şirketleri bu kredileri sigortalıyor. Bazı uzman şirketler bu kredilere kefil oluyor. Büyük bankalar bu kredileri satın alıyor. Sonra bu kredileri veren bankalar aynı kredileri teminat göstererek tahvil benzeri borç senetleri çıkarıyorlar triyonlarca dolarlık. Bütün dünya merkez bankalarına satıyorlar. Çin, Japonya, İngiliz, Alman, vs. merkez bankaları kapışıyor kâğıtları. Bu Amerika’nın devi diyor, buna güvenirim diyor, alıcılar.

Şimdi bulaşma olayını görüyor musun? Kefil olan bankaya bulaşıyor, iyi müşteriye bulaşıyor, içerde satın alanlara bulaşıyor. Çin’e bulaşıyor Konut fiyatları aşağı inince işsiz güçsüz ödemiyor. İşli de ödemiyor. Sonuçta dünyayı sarıyor. İşte kriz böylece bütün dünyaya bulaşıyor. İslâmî literatürdeki bulaşma kelimesinin anlamı ortaya çıkıyor bu vesileyle.

Menkul kıymetleştirmeyi uzman kurumlar yapar. Özel firmalara gidiyor bankalar, “Bu firmalara ben tahvil çıkaracağım, teminatını verdiğim mortgage kredileri” diyor. “Önce ülkenin SPK’sına tahvil çıkaracağım, dünya kadar kredi verdim, nakitten mahrum kaldım. Şimdi onları geri alacağım diyor. Peki, tahvili nereden geri ödeyeceksin sorusuna mortgage kredilerinin geri ödemelerinden diyor. Meselâ, milyon dolarlık tahvil çıkaracağım diyor bunu halka satacağım, tahvilin vadeleri geldiğinde ana paraları ve dönemsel gelir payı ödemelerini bu kaynaktan karşılayacağım diyor. O vadelere uygun tahvilleri çıkarıyor Sonra bu vadeleri yukarıda söylediğim gibi dünya finans sistemine satıyor. Tabiî kârıyla. Yüz dolarlık geliri olan tahvili öyle bir fiyattan satıyor ki, alan 80 dolar elde ediyor, 20 dolar satana kalıyor. Böylece mortgage kredileri için verdiği kaynağı geri alıyor. Onu tekrar mortgage kredisi olarak sirkülasyona sokuyor. Tekrar tahvil çıkarıyor, satıyor ve saadet zinciri uzayıp gidiyor. Tâ ki, konut fiyatları tepetaklak olana kadar. Finansal işlemlerin reel sektörlerle ilişkisi kesilmiş Bir ağaç düşün bir kökü var, bunların ki dalları havada, kökü yok. Halk deyimiyle, bir koyundan iki post çıkmaz derler ya bunlar bir koyundan on post çıkarıyorlar.

Aslında bu sosyal bir krizin de habercisi değil mi?

Tabiî ki ekonomik bir kriz sosyal alana inmez mi? Kriz, reel sektöre doğru hızla ilerliyor. Ondan sonra toplu işten çıkarmalar filan. Alın size sosyal buhran. Ben özel bir bankanın genel müdürüyken “Bankayı hortumlayalım” dediler. Ben de “Misyonum banka hortumlamak değil, banka yönetmek” dedim bin dolar maaş alırken işsiz kaldım.

Kapitalist sistem nereye doğru gidiyor?

Görünen o ki kapitalist sistem devletleşiyor. Devlet batan kurumları hisselerini satın alarak destek olmaya çalışıyor. Bu açıdan baktığımızda kapitalist sistem geriledi. Dünyada yüzde yüz liberal sistem yoktur, karmadır. Devlette vardır, özel sektör de vardır. Tam rekabette yoktur. En liberal sistem ABD’de denir, ancak piyasada devlette var, ordu da var. Şimdilerde kapitalist sistem devletleştirmeler yaparak kendini inkâr etmekle meşgul.

Bu kapitalizmin, dönemsel olarak düzeltilmesidir. Bu krizle devletin ekonomide ağırlığı gereğinden fazla arttı. İngiliz Başbakanı “Bu müdahaleler geçiçidir. İşler açılınca aldığımız hisseleri satacağız” diyor.

Amerika da aynı şeyi söylüyor.

İşler nasıl açılacak?

Bankalara milyarlar verildi yetmeyecek daha da verecekler. Hiçbir düşüş trendi sonsuz değildir. Bunun yanında işçi ücretleri düşecek. Düzelince devlet ağırlığını azaltacak. Aynı şey dönüp duracak. Sistem değişikliğini düşünmek bile komik. Dünya sosyalizme mi gidecek? Biz de AKP devletin payını düşürdü, ancak görünen o ki özelleştirmeler duracak.

Türkiye, mortgage krizinden nasıl

etkilenecek?

Bizde mortgage kredisi sistemi yok. Konut kredisi sistemi var. Bizim bankalarımız hapishane kaçkınlarına kredi vermedi. Bankaların sermaye rasyoları iyi. Ancak Türkiye KOBİ’eri muhafaza etmezse, bankacılık sistemi büyük zarar görür. Bizde de Kobi’ler battı mı, bankalar batar.

Peki bu kriz KOBİ’leri tehdit ediyor mu?

KOBİ’ler tehlikede. Hükümete bağlı bakanlıklardan beklediğim açıklamaları bulamadım. Kriz karşısında pasif kalıyorlar. Beyanat ve icraatları ne bilmiyorum. Bildiğim “Bize birşey olmaz” anlayışına fazlaca bel bağladıkları. Ama Maliye Bakanının yurt dışındaki Türk mevduatını kaynak sormamak suretiyle yurda getirme planı mükemmel. Çok yararlı, etkili olacak bir tedbir.

Ekonomist Süleyman Yaşar, mortgage kredi sistemi bizde olmadığı halde, Amerika’dakine benzer bir şekilde Türkiyedeki bazı sermaye sahiplerinin hükümetten yardım istediklerini yazdı.

Yorumunuz ne?

Doğru bir tesbit. Biz de carî açığı meydana getirenler bas bas bağırıyor. Öbür taraftan küçük işletmeler susuyor. Bu cari açığı bakkal Hüsamettin değil, büyük sermaye meydana getirdi.

Büyükler, TÜSİAD’çılar iki liralık ihracat yapıp dört liralık ithalat yaptılar. Carî açığı meydana getirenler bugün alacaklı gibi davranıyorlar. Alacaklı olan KOBİ’lerdir, küçük işletmelerdir. Ekonomiyi bugüne kadar sırtlayıp getirdiler. Bu KOBİ’er batarsa halk işsiz kalacak. Küçükler mutlaka korunmalı.

Sizce hükümet bu kriz karşısında ne yapmalı?

Bence Cumhurbaşkanı Başbakanla beraber devreye girip global krizin millî bir felâkete neden olmaması için projeler geliştirilmeli.

Küçük işletmelerle büyük işletmeler arasındaki denge nasıl sağlanacak?

Hükümet TÜSİAD’ı ele almalı, gücünü kontrol etmeli. Üç-beş Türk kapitalistinin menfaatini savunan bu dernek baştan aşağı irdelenmeli.

Muhtemelen sizin üç-beş kapitalist dediğiniz kesimi hükümet Türkiye’nin ekonomisinin gelişimi

için önemli buluyor?

Ekonomik olarak değerli iseler güçlerini göstersinler ekonomiyi takır takır çalıştırsınlar. Çuvallayınca devlete gözlerini diyorlar. Teşvikler onlara çalışıyor. Bu da yetmezmiş gibi carî açığı meydana getiriyorlar. Hükümet mi ithalat yapıp carî açığı oluşturdu. On paralık yedek parçayı imal etmeyip yurtdışından ithal ettiler.

Türkiye, bu krize karşı yeni pazar açılımları

yapabilir yorumlarına katılıyor musunuz?

Türkiye jeopolitik konumu gereği ticarî anlamda yeni açılımlar yapabilir. Tüzmen bu konuda başarılı bir bakan ama bunu daha da geliştirmeli. İranla ihracatımız milyon dolar. Bence Türkiye’nin bölge ülkeleriyle kullanmadığı potansiyel var.

”Biz krizinde sistemimizi sağlamlaştırdık krizden fazla etkilenmeyiz” görüşüne katılıyor

musunuz?

Bu muğlak bir lâf. Bankacılık sistemimizi düzelttik ekonomimiz çok sağlam denilemez. Şirketlerin sallanırsa, bankaların da sallanır.

Ev sahibi olan, olmak isteyen, kirada yaşayan insanların merak ettiği soru emlâk piyasasının ne olacağı?

Emlâk piyasası durgunluğa girdi. Batıdaki kötü tecrübelerden ders alarak, ülkemiz koşullarına uygun bir konut edindirme sistemi kurulmalı. Sistem, basit ama fonksiyonel olmalı. Devlet kontrolünde bir sistem geliştirilmeli. Kaynaklar lüks konuta değil, tamamen sosyal konuta yönlendirilmeli.

İktisat Risâlesi’nden yola çıkarak hazırladığınız birkitap önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak. Biraz bu kitaptan bahseder misiniz?

İktisat Risâlesi’ni bugünkü çağdaş ekonomi kavramlarıyla incelemeye çalıştım. Bugünkü ekonomik sistemin eleştirisini yaparken iktisat Risâlesi’nden çözüm yollarını göstermeye çalıştım.

İktisat Risâlesi tüketici alışkanlıklarına hapsedilir. Siz burdan bugünkü ekonomik sistemi eleştiren yeni bir kurumsal yapıyı nasıl öngördünüz?

Evet dediğiniz gibi profesör düzeyindeki Nur talebeleri bile İktisat Risâlesi’ni tüketici alışkanlıklarını inceliyor diye bir kenara koymuş. Ben bu anlayışı kırmak istedim. Bence Said Nursî’nin öngördüğü sistem Batı modelinden tamamen farklı. Sadece reel sektöre dayanan bir sistem.

Nasıl bir liberal sistem?

Kapitalist sistem kaynak meselesidir. Bu sistem beynimizi “İnsanın sonsuz ihtiyacı vardır ancak kaynaklar kıttır” diye yıkıyor. Her ekonomik bahiste bu işleniyor. Bediüzzaman ise kaynakların kıt olmadığını söylüyor. Bu sistem kaynakları hoyratça kullanıyor.

Bediüzzaman’ın bakış açısı nedir bu konuda?

Kaynakların hesaplı bir şekilde kullanılmasını istiyor. Zarurî ihtiyaçlar için kullanılmasını istiyor. Bediüzzaman bu eseri kaleme aldığında zarurî ihtiyaçlar 15 ise bugün olabilir. Bediüzzaman zarurî ihtiyaçlar derken, bunları tâdat edip sınırlamıyor. Günün dinamiğine göre zarurî kavramı değişir, buna olanak tanıyor. Meselâ, bugün için bilgisayar bir zaruret. Ancak bugün süper marketlerde 30 bin çeşit mal var. Bu israf değil mi? Bazı üretimler ihtiyacı karşılamak için yapılmıyor ki. Reklâm sektörü insanlara yalan söylüyor. Esas itibariyle iktisatta bireylerin talebi pazarın talebini oluşturur. Bediüzzaman da bireye Kur’ânî ölçülerle “Yiyin, için, ama israf etmeyin” diyor. Hiçbir verim sağlamayacak şekilde kaynakların heba edilmesini kim savunabilir ki. Avrupa çöpünü kaldıramaz duruma gelmiş. Türkiye’de 4 milyon ekmek çöpe gidiyor Reklâmlar yoluyla istekler sınırsız izlenimi yaratılıp, insanları kandırıyorlar.

Sizin bu ifadeleriniz okuyan liberalizmi değil, devletin müdahale etmesi gereken bir yapıyı

çıkarır. Ne dersiniz?

Kontrollü olmak zorunda. Devlet kontrolünden ziyade insanın yönlendirilmesine dayanır. Bediüzzaman’ın ekonomik modeli. Bugünkü haliyle piyasa kontrolsüz mü? Ama yanlış noktalardan ve yanlış kurumlar tarafından kontrol ediliyor. Bu yüzden, küresel krizi önlemek için devlet müdahale etmek zorunda kaldı.

Bediüzzaman’ın hangi tesbitleri sizi çok etkiledi?

Çok kısa ve veciz ifadelerle işin özüne inmiş. İktisadın sınırlı kaynak ve sınırsız istek teorisini baştan çürütmüş. Bugünkü olayları mükemmel açıklamış. Batılı makaleleri okuyanlar görür ki akademik olarak dünyanın geldiği noktayı “aç gözlülük”le açıklıyorlar. Bu yedinci nüktede var. Krizin kökenlerinde ceo denen modern şeytanın aç gözlülüğü var. Bediüzzaman israfa yer olmayan, kaynakların yerinde kullanıldığı bir sistemi savunuyor.

Bugün İktisat Risâlesinin öngördüklerini aynen yaşıyoruz. Ziraat ön plana çıktı. Aç gözlülüğün ne kadar zararlı olduğu ortaya çıktı. Bediüzzaman “Yedikçe iştihan gider, az yersen çok lezzet alırsın” diyerek marjinal faydayı muhteşem anlatıyor.

Elektrik akımına kapılan Sami Uslu kurtarılamadı

Bilecik'in Bozüyük ilçesi mevkiinde meydana gelen olayda yüksek gerilim enerji nakil hattı direğine tırmanan genç Sami Uslu, akıma kapılarak hayatını kaybetti.

Sami Uslu elektrik akımına kapıldı 

Olay saat sıralarında Bilecik'in Bozüyük ilçesinde meydana geldi. Sami Uslu (29) henüz belirlenemeyen bir nedenle enerji nakil hattı direğine tırmanmaya başladı. Direğin üst ucuna kadar tırmanan genç Sami Uslu, bir anlık dikkatsizlik sonucu elektrik akımına kapılarak, yaklaşık 5 metre yükseklikten yere düştü. Ağır yaralanan Sami Uslu, yoldan geçen vatandaşlar tarafından yaralıya ait 16 J plakalı araçla Bursa İnegöl Devlet Hastanesine götürüldü.

Sami Uslu Bursa'ya getirildi

Sami Uslu, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Sami Uslu'nun cenazesi savcılık incelemesinin ardından kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Adli Tıpa gönderildi. Jandarma komutanlığı ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı.

#Sami Uslu, elektrik, akıma kapıldı

Ankara o emniyet müdürüne iade-i itibara hazırlanıyor

İzmir İl Emniyet Müdürlüğü görevine 10 Ocak tarihinde başlayan Sami Uslu, yapılan atamayla Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, yani kızak göreve alındı. 

İzmir Liman İşletmeleri'ne yönelik yolsuzluk soruşturması sonrasında görevden alınan Ali Bilkay'ın yerine, Kasmonu Emniyet Müdürlüğü'nden Sami Uslu atanmıştı. 10 Ocak tarihinden görevi Bilkay'dan teslim alan Uslu, 32 gün sonra tekrar tayin edildi. Emniyet Genel Müdürlüğü'ne alınan Sami Uslu, Pasaport Daire Başkanı oldu. Uslu'nun yerine Celal Uzunkaya atandı.

Hatırlatalım:

Görevden alınan Sami Uslu’dan önceki İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay İzmir’deki Cemaat örgütlenmesinin kritik isimlerindendi. AKP’li bürokratların da fişlendiği, tam bir hukuk katliamı olan İzmir Casusluk Soruşturması’nın perde arkasındaki polislerdendi. 

Yapılan tasfiyelerin sonrasında yerine gelen isimler arasında Cemaat’ten sızmalar olduğunu dile getirmiştik. İşte onlardan biri de, dün kızağa alınan Sami Uslu idi. 

Ve yerine gelen isim: Celal Uzunkaya…

Uzunkaya’nın adı, yılında isimsiz bir ihbar mektubuyla “dolandırıcılık” operasyonuna adı karıştırılmış ve tasfiye edilmişti. Celal Uzunkaya’nın kızak göreve alınmasının perde arkasında ise Cemaat vardı. Zira, Cemaat’in bir diğer kurbanı olan eski emniyet müdürü Hanefi Avcı “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabında da bu konuyu dile getirmişti. 

Sözün özü; AKP-Cemaat savaşının yoğun olarak sürdüğü bugünlerde Celal Uzunkaya’ya bir nevi iade-i itibar yapıldı. 

GÜLCÜ BOMBASI

İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Celal Uzunkaya ile birlikte eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü de aynı “dolandırıcılık” operasyonu kılıfıyla tasfiye edilmişti. 

Odatv’nin edindiği bilgiye göre; Ankara’da Mustafa Gülcü’ye de iade-i itibar yapılması konuşuluyor. Öyle ki; eğer Cumhurbaşkanı Gül de “onaylarsa”, Cemaat’in ekarte ettiği isimlerden Mustafa Gülcü’nün Emniyet Genel Müdür Yardımcısı yapılması planlanıyor. 

Ve…

Soru şu:

Cemaat’in kendisine “ayak bağı” olan ve komplolarına karşı çıkan Emniyet Müdürleri’ne iade-i itibar verilirken; Hanefi Avcı ne olacak?

Halen Devrimci Karargah davası kapsamında Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan Hanefi Avcı’ya bir formül bulunacak mı?

Bulunacaksa, nasıl olacak?

Ankara bu sorulara yanıt arıyor.

funduszeue.info

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası