küresel ısınma çözüm önerileri / KÜRESEL ISINMA: DÜNYANIN İKİ UCU - Escarus Blog

Küresel Isınma Çözüm Önerileri

küresel ısınma çözüm önerileri

Eyvah Renkler Karıştı!">

Satın AlTüm Ürünler

• Ekstrem olaylar: Sıcak hava dalgaları, kuraklık ve seller gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve yoğunluğu son yıllarda dünyanın birçok yerinde artmıştır. Bu olaylar genellikle küresel ısınma ile ilişkilidir ve gelecekte daha sık ve şiddetli olmaya devam etmesi beklenmektedir.

• Biyoçeşitlilik: Pek çok bitki ve hayvan türü iklim değişikliğinden etkileniyor ve sonuç olarak bazıları tehlike altında veya nesli tükeniyor. Örneğin, artan sıcaklıklar ve değişen yağış düzenleri, birçok türün menzilinin değişmesine neden olarak diğer türlerle çatışmalara ve yiyecek ve yaşam alanlarına erişimin azalmasına yol açıyor.

İklim Değişikliği ve Küresel Isınma İnsan Dahil Tüm Hayvanların Beyin ve Sinir Sistemini Nasıl Etkiliyor?

İklim değişikliği ve küresel ısınma, insanlar da dahil olmak üzere tüm hayvanların beyni ve sinir sistemi üzerinde çeşitli etkilere sahip olabilir. Potansiyel etkilerden bazıları şunlardır:

• Isı stresi: Daha yüksek sıcaklıklar, hayvanlarda bir dizi fizyolojik ve davranışsal değişikliğe neden olabilen ısı stresine yol açabilir. Örneğin, ısı stresi vücudun sıcaklığını düzenleme yeteneğini etkileyerek termoregülasyon ile ilgili sorunlara yol açabilir. İnsanlarda ısı stresi yorgunluğa, sinirliliğe ve konsantrasyon güçlüğüne neden olabilir.

• Hava kalitesindeki değişiklikler: İklim değişikliği beyni ve sinir sistemini etkileyebilecek hava kirliliğine yol açabilir. Örneğin, hava kirliliği artmış inme riski, bilişsel gerileme ve diğer nörolojik problemlerle ilişkilendirilmiştir.

• Su kalitesindeki değişiklikler: Sıcaklıktaki artışlar veya kimyasal bileşimdeki değişiklikler gibi suyun kalitesindeki değişiklikler, bu suya güvenen hayvanların beyinlerini ve sinir sistemlerini etkileyebilir. Örneğin, daha yüksek su sıcaklıkları, Batı Nil virüsü gibi sinir sistemini etkileyen hastalıkların yayılmasına yol açabilir.

• Yiyeceklerin dağılımındaki ve bolluğundaki değişiklikler: Yiyeceklerin dağılımındaki ve bolluğundaki değişiklikler, o yiyeceğe güvenen hayvanların beyinlerini ve sinir sistemlerini etkileyebilir. Örneğin, av mevcudiyetindeki değişiklikler avcıların avlanma davranışını etkileyebilir.

• Stres ve kaygı: İklim değişikliği ve küresel ısınma, insanlar da dahil olmak üzere hayvanlarda stres ve kaygıya neden olabilir. Örneğin hayvanlar, habitat kaybı, gıdanın dağılımı ve bolluğundaki değişiklikler veya iklim değişikliğinin diğer etkileri sonucunda stres ve kaygı yaşayabilir.

Genel olarak, iklim değişikliğinin ve küresel ısınmanın insanlar da dahil olmak üzere hayvanların beyin ve sinir sistemi üzerindeki etkileri, bu değişikliklerin her bir tür üzerindeki spesifik etkilerine bağlı olacaktır. Bazı hayvanlar bu değişikliklere diğerlerinden daha dirençli olabilir.

Alıntı Yap

Okundu Olarak İşaretle

Paylaş

Sonra Oku

Notlarım

Yazdır / PDF Olarak Kaydet

Bize Ulaş

Yukarı Zıpla

Bu blog yazısıyla ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git

Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?

Kaynaklar ve İleri Okuma

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

seafoodplus.info

İklim değişikliği: Küresel ısınmayı sınırlandırmak için hangi ülke ne kadar adım atıyor?

küresel ısınma görseli

İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak isteyen ülkeler, her yıl sera gazı salımlarını sınırlandırmak için vaatlerde bulunuyor.

Fakat dünya ısınmaya devam ediyor.

Geçen ay bilim insanları küresel ısınmanın 1,5 derecelik sınırı önümüzdeki beş yılda büyük ihtimalle aşacağını açıkladı.

Sıcaklıklar arttıkça sıcak hava dalgaları, yangınlar ve seller gibi yıkıcı doğa olayları da daha sık ve daha güçlü bir şekilde görülüyor.

Bugün en önemli soru, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlayıp sınırlandıramayacağımız.

5 Haziran'dan Bonn İklim Konferansı'nda bir araya gelen ülkeler, Birleşmiş Milletler'in bu yıl Kasım'da Dubai'de düzenlenecek büyük iklim konferansı COP28 öncesinde vaatlerini masaya yatırdı.

Peki küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırmak için hangi ülkeler verdikleri vaatleri tutuyor? Ve bu vaatler bu hedef için yeterli mi?

İnteraktif grafiğimizde inceleyin.

Habere katkıda bulunanlar: Becky Dale ve Esme Stallard.

Cihazınız bu görselleştirmeyi desteklemiyor

İklim Değişikliğine Bireysel Çözümler

17 Temmuz İklim Değişikliğine Bireysel Çözümler

İklim değişikliği küresel bir problem olsa da günlük hayattaki alışkanlıklarımızı değiştirerek bunu önleyebileceğimiz birçok yöntem var aslında. Bir yandan enerji ve para tasarrufu yaparken bir yandan da küresel ısınmayla mücadele edebiliriz.

İşte bu yöntemlerden bazıları:

  • Kullanmadığımız elektrikli aletlerin fişini çekelim. Televizyon, bilgisayar ve telefon şarj aleti gibi elektrikli cihazlar beklemede olsalar bile elektrik kullanırlar. Bu sebeple fişlerini çekmeyi unutmayalım.
  • Enerji tasarruflu ampul kullanalım. LED, kompakt floresan ampul ve halojen lambalar eski lamba modellerine göre %80’e kadar daha az enerji tüketmekle birlikte %25 daha uzun ömürlüdürler.
  • Enerji tasarruflu ürünler alalım. Elektronik bir ürün satın almadan önce ne kadar güç kullandığına dikkat edelim. Enerji tasarruflu bir ürün alarak hem küresel ısınmaya karşı bir adım atmış olur, hem de uzun vadede bütçe tasarrufu yapabiliriz.
  • Evimizin ısı yalıtımını güçlendirelim. Düzgün bir yalıtım enerji tasarrufunu önemli ölçüde etkiler. Çift veya üç camlı pencere ya da enerji tasarruflu kapı kullanabiliriz.
  • Güneş paneli kullanalım. Çatımıza güneş paneli taktırarak evimizi ve evde kullandığımız suyu güneş enerjisiyle ısıtalım.
  • Yürüyelim veya bisiklet sürelim. Bu sayede hem enerji tasarrufu yapmış, hem sağlığımızı geliştirmiş, hem de çevreye yardım etmiş oluruz.
  • Araba yerine toplu taşıma kullanalım. Yaşadığımız yerde okula ya da işe yürüyerek gitmek mümkün değilse kendi arabamız yerine toplu taşımayı tercih etmek karbon salınımını azaltacaktır.
  • Daha az uçalım. Uçaklar çok fazla sera gazı salınımına neden olmaktadırlar. Bu yüzden mümkün olduğu sürece uçak yerine tren, otobüs veya vapur tercih etmeye çalışalım.

seafoodplus.info

Doğa Temelli Çözümler ile Kentler İklim Değişikliğine Dirençli Hale Getirilebilir

İklim değişikliği her geçen yıl etkisini daha fazla hissettiriyor. Gün geçmiyor ki sıra dışı bir hava olayı yaşamayalım. Uzmanlar, son üç yıldır yaşanan La Nina’nın (Soğuk evre) sona erdiğini, bu yıl sıcak evre olarak tanımlanan El Nino etkisinin görüleceğini belirtiyor. Kentlerin küresel ısınmada önemli rol oynadığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Bengi Korgavuş, “Kentlerin peyzajı, tasarım ve planlanması iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir yer tutmaktadır” dedi.

Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı ve aynı zamanda Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı Bölümü Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Bengi Korgavuş, küresel ısınmanın boyutları ve kentlerin küresel ısınma üzerine etkisine ilişkin bilgi verdi.

yılının önceki yıllara göre daha sıcak ve kurak geçtiğini ifade eden Korgavuş, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre kuraklık riskinin giderek arttığını vurguladı.

Sıra Dışı Hava Olayı Yaşandı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre yılında, sıra dışı hava olayı yaşandığını anımsatan Korgavuş, şunları kaydetti:

“Neredeyse tüm kara alanlarında artık daha sıcak günler ve sıcak hava dalgaları görülmektedir ve görülmeye de devam edecektir.  NASA’ya göre ’de üst üste üçüncü serinletici etkiye sahip La Nina (soğuk evre) yılı yaşanmış olmasına rağmen dünya genelinde bugüne kadar ölçülen en sıcak beşinci yıl olarak rekor kırdı. La Nina’nın serinletici etkisinin küresel sıcakları düşürdüğü, La Nina olmasaydı küresel ortalama sıcakların çok daha yüksek olacağı tahmin edilmektedir.  İngiltere Meteoroloji Ofisi’ne (UK Met Office) göre, üst üste üç yıl yaşanan serinletici etkiye sahip La Nina yılında sona erdi ve bu yıl sıcak evre olarak tanımlanan El Nino etkisinin görülmesi beklenmektedir. Bu sebeple İngiltere Meteoroloji Ofisi, ’ün kayıtlardaki en sıcak yıllardan biri olacağını ön görmektedir.”

Her Yıl 13 Milyon İnsan Bu Nedenle Hayatını Kaybediyor

İklim değişikliğinin çevresel, toplumsal ve insan sağlığı üzerinde hem doğrudan hem dolaylı birçok etkisinin gözlendiğine işaret eden Bengi Korgavuş, “Birleşmiş Milletler verilerine göre çevresel faktörler, her yıl yaklaşık 13 milyon insanın hayatını almaktadır. İklim değişikliği insanları yoksullaştıran etkenleri arttırarak toplumları fakirleştirmektedir. Yine Birleşmiş Milletler verilerine göre son on yılda, hava durumuyla ilgili olaylar her yıl ortalama 23,1 milyon insanı yerinden etmiş ve çok daha fazlasını yoksulluğa karşı savunmasız bırakmıştır. Mültecilerin çoğu, en savunmasız ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamaya en az hazır olan ülkelerden gelmektedir” diye konuştu.

Çözüm Önerileri

Dr. Öğr. Üyesi Bengi Korgavuş, günümüzde dünya nüfusunun yarısından fazlasının kentlerde yaşadığını anımsatarak “Kentler, toplam dünya yüzeyinin sadece yüzde 3’ünü kaplamalarına karşın enerji tüketiminin yüzde 60 – 80’inden ve karbon emisyonlarının yüzde 80’inden sorumludur. Milyonlarca nüfusun yaşadığı kentler hem iklim değişikliğinin baş aktörleridir hem de iklim değişikliğine bağlı felaketlerden ekolojik, ekonomik ve toplumsal olarak en çok zarar gören alanlardır. Bu sebeple kentleri iklim değişikliğine karşı dirençli hale getirmemiz gerekmektedir” diye konuştu.

Korgavuş iklim değişikliğine dirençli kentler için şu önerilerde bulundu:

“Küresel ısınmanın 1,5 dereceyle sınırlanması için toprak, enerji, sanayi, bina, ulaşım ve şehirlerde hızlı ve geniş kapsamlı dönüşümler yapılması gerekmektedir. Kentlerdeki yeşil alanların artırılması ile kentlerdeki karbondioksit miktarı ve ısı adası etkisinin azaltılmasına, havanın temizlenmesine, kentin su yönteminin geliştirilmesine, sel, taşkın ve erozyon riskinin azalmasına katkı sağlanabilir. Kentlerde geçirimli malzemelerin kullanımı, yeşil altyapı sistemleri ve yağmur bahçelerinin oluşturulması ile yağmur suyu yönetimi yapılarak iklim değişikliği nedeniyle su kıtlığı çeken kentlerde su ihtiyacı karşılanabilir. Ulaşımda yaya ve bisiklet kullanımına öncelik verilen yaya odaklı tasarım ve toplu taşıma sistemlerinin arttırılması ile kentlerde fosil yakıt kullanımı ve ulaşım kaynaklı karbon emisyonları azaltılabilir. Ayrıca kentlerde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, geri dönüşümün arttırılması, doğa temelli çözümler ve afet yönetim planları ile kentleri iklim değişikliğine karşı dirençli hale getirmek mümkündür. ”

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir