peter pan hikayesinin ana fikri / Peter Pan - Bkmkitap

Peter Pan Hikayesinin Ana Fikri

peter pan hikayesinin ana fikri

Peter Pan: Büyümek İstemeyen Bir Çocuğun Hikayesi

5 dakika

Peter Pan: Büyümek İstemeyen Bir Çocuğun Hikayesi

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Peter Pan James M. Barrie tarafından yazılan ünlü bir oyun. Barrie bu oyunu küçük çocuklar için yazdı ve oyun, 1904 yılında ilk kez Londra’da oynandı. Uzun bir geçmişi var.

Tiyatro oyununa dönüşmeden önce Peter Pan, Barrie’nin bir başka romanında okuyucunun karşısına çıkmıştı. Bu ilk versiyonda Peter Londra’da yaşıyordu ve tüm çocuklar yarı kuştu. Bu yüzden Peter uçabiliyordu.

Barrie romanını günden güne geliştirdi ve ona Peter Pan oyununda da gördüğümüz yeni ögeler ekledi. Yeni ögeler arasında en çok dikkat çekenlerden biri uçmak için kullanılan masal tozu.

Barrie şehirde meydana gelen kazalar nedeniyle bu detayı romana eklemek zorunda kaldı. Çünkü çocuklar uçabileceklerini düşünüyorlardı.

Barrie Hyde Park’taki Kensington Bahçelerinden ilham almıştı. Vaktinin çoğunu orada geçiriyordu. Llewelyn Davies’in ailesi de oraya sık sık gidiyordu. Çocukları hikayenin ilham kaynağı oldular. Sık sık bahçede oyunlar oynuyorlardı.

Londra’ya gidip Hyde Park’ı ziyaret ederseniz orada Peter Pan’in heykelini bulacaksınız. Bu heykel şans eseri orada bulunmuyor. 1912 yılında bizzat oyunun yazarı tarafından orada durması için yaptırıldı.

Barrie, Londra’lı çocuklara bir hediye olarak bu heykeli yaptırdı ve heykel, oyunun ilk versiyonunda Peter Pan’in iniş yaptığı yere yerleştirildi. Ayrıca Barrie oyunun telif haklarını Londra’daki Great Ormon Street Çocuk Hastanesi’ne bağışladı.

Peter Pan efsanesi hiç şüphesiz sonsuz olacak. Sayısız kez tiyatro ve film uyarlaması yapıldı. Bugün en sembolik olanlara odaklanacağız. 1953 yılında Disney tarafından yapılan uyarlamadan bahsedelim.

Hayal ülkesi

Hayal ülkesi (Neverland) uzak bir ada. Oraya ancak gökyüzünün en yüksek kısmında uçarak ulaşılabiliyor. Sonra, “sağdaki ikinci yıldızdan dönmeli ve ‘sabaha kadar’ aralıksız uçmalısınız.”

Kuralların olmadığı bir yer. Orada yaşayan çocukların hiçbir sorumlulukları yok. Vakitlerinin çoğunu oyun oynayarak ve eğlenerek geçiriyorlar.

Bu ada size kısmen Pinokyo’daki Mutluluk Adası’nı hatırlatabilir. İki filmde de adada yaşayan çocukların hiçbir sorumlulukları yok ve bu çocuklar büyümüyorlar.

Yetişkinlerin giremediği, ne isterlerse onu yapabilecekleri uzak bir yerdeler. Ancak Pinokyo’nun tersine Hayal Ülkesinde yaşayan çocuklara Kayıp Çocuklar deniyor. Bu çocuklar, kimsenin sahip çıkmadığı çocuklar.

hayal ülkesi

Adada peri, deniz kızı, Kızılderili ve korsan gibi hayali yaratıklar yaşıyor. Hayal Ülkesinde ne kadar çok vakit geçirirlerse oradan ayrılmaları o kadar zorlaşıyor. Ayrıca anılarını ve yaşamlarını geri almaları da git gide daha zor bir hale geliyor.

Hayal Ülkesini her şeyin mümkün olduğu cennete benzer bir yer gibi düşünebilirsiniz. Macera ve eğlence dolu bir yer. Ancak aynı zamanda bir tuzak. Oradaki çocuklar büyüyemiyorlar. Hiçbir zaman olgunlaşmıyorlar. Sonuç olarak yalnızca kısa dönemli bir hafızaları var.

“Sağdaki ikinci yıldızdan dön ve ‘sabaha kadar’ uç.”

– Peter Pan

Wendy: Mantık ve Olgunluk

Wendy, Londra’da ailesiyle birlikte yaşıyor ta ki bir gece Peter Pan onun evinde ortaya çıkana kadar. Peter Pan Wendy’i ve erkek kardeşlerini alıp Hayal Ülkesi’ne götürüyor.

Önceleri tıpkı diğerleri gibi Wendy de Hayal Ülkesi’ne bayılıyor. Uçabilme ve Hayal Ülkesini ziyaret edebilme fikri onu heyecanlandırıyor. Bu yüzden Peter’ın teklifini kabul edip yolculuğa çıkıyor.

Peter ve Kayıp Çocuklar Wendy’i bir anne figürü gibi görmeye başlıyorlar. Wendy onlara bakıyor ve hikayeler anlatıyor. Hayal Ülkesinde kızlar yok. Koruyup kollayan bir anne figürü eksik. Bu yüzden Wendy bu rolü üstleniyor.

peter pan çocuklar

Zamanla kendi gelişimi için büyümenin ne kadar önemli olduğunun farkına varıyor ve bunu kabulleniyor. Kayıp Çocuklar için bir tür anne oluyor. Sonunda kendini büyümesi gerektiği konusunda ikna ediyor.

Wendy, Peter’ın tam tersi olan dişi bir karakter. Küçük kardeşlerine bakan sorumluluk sahibi bir kız. Yetişkin bir kadın olmak istiyor. Wendy mantıklı biri ve Peter’i tamamlıyor.

“Bir annenin sevgisinin ne kadar harika bir şey olduğunu bilseydin korkmazdın.”

– Wendy, Peter Pan

Peter Pan, büyümek istemeyen çocuk

Hikayenin başkahramanı Peter Pan. Hayal Ülkesinde yaşayan bir çocuk ve geçmişiyle ilgili hiçbir şey hatırlamıyor. Kayıp Çocuklar’ın lideri. Böyle bir rolü var çünkü kuralları olmayan bir ülkede bile bir lider gerekli. Bu durumda da sorumluluk Peter Pan’e düşüyor.

Bunun yanı sıra Peter, Hayal Ülkesini kurtaracak olan seçilmiş kişi. Kayıp Çocuklar her zaman ona eşlik ediyorlar. Ayrıca kıskanç ve sahiplenici küçük bir peri olan Tinkerbell de her zaman Peter’ın yanında.

Aslında Peter büyümekten korkan bir çocuk. Sorunlarıyla yüzleşmekten ve olgunlaşmaktan korkuyor. Kaptan Hook’a gülerken Peter çok cesur görünüyor. Onunla dalga geçip onu deli ediyor. Ancak kendisi gerçek dünyayla ve olgunlukla yüzleşecek kadar cesur değil.

Uçabildiği için müthiş bir hayal gücü var. Peter çok mutlu ve hiçbir şeyin tehlikeli olduğunu düşünmüyor. Liderlik konusunda çok yetenekli. Ayrıca Wendy’i ve erkek kardeşlerini Hayal Ülkesini ziyaret etmeleri için ikna eden de o.

Hayal Gücü

Çocuklara düşüncelerinin onları uçuracağını söylediğinde, çok güçlü bir lider olduğunu ve güçlü bir ikna kabiliyeti olduğunu ortaya koyuyor. Onlara tek yapmaları gereken şeyin kendilerine inanmak olduğunu söylüyor.

Uçmanın mümkün olduğuna inanmaları ve mutluluk verici şeyler düşünmeleri gerekiyor. Böylece, masal tozunun da yardımıyla Peter gibi uçabilecekler.

Uçmak hayal gücü ve özgürlükle yakından ilişkili. İmkansız ve neredeyse kutsal bir şey gibi gördüğümüz için olsa gerek insanlık her zaman kuşlar gibi uçmayı istedi.

Çocukken en büyük arzularımızdan biri kesinlikle uçabilmektir. Bu yüzden, yetişkinlerin dünyası tarafından değiştirilmemiş saf bir çocuk olan Peter kendini hayal gücüne bırakıyor ve uçuyor.

Çocukların hayal gücü kesinlikle çok güçlü ve büyüleyici. Ancak yetişkinlerin müdahalesi yüzünden bazen kısıtlı bir hal alıyor. Bu nedenle Kayıp Çocuklar ve Peter Pan tamamen sıra dışı bir hayal gücüne sahipler. Uzun süredir hiçbir yetişkin tarafından değiştirilememiş bir hayal gücü.

Peter’in gölgesi

Peter Pan çok karizmatik bir kişiliğe sahip. Ama aynı zamanda umursamaz ve dalgın. O kadar ki kendi gölgesini bile kaybediyor.

Bu, aynı zamanda kimliğini kaybetmesini de simgeliyor. Kendisini kabullenme ile ilgili bir sorunu olduğuna işaret ediyor. Bir açıdan kişiliğinin gözler önüne serilmesi.

Gölgemiz kendimizi tanıdığımız bir ayna gibidir. Bize bağlı ve bize ait bir şeydir. Ancak Peter sürekli onu kaybediyor. Yani kendini kaybedip duruyor. Peter kendi gölgesinden saklanıyor. Onu kontrol edemiyor. Bunun sebebi en çok korktuğu şeyden, büyümekten kaçıyor olması.

Bu oyun, farklı şekillerde pek çok kez yorumlandı ve sayısız adaptasyonu yapıldı. Ancak aynı zamanda sözde Peter Pan sendromuna da adını verdi. Bu sendromdan muzdarip kişiler büyümek veya olgunlaşmak istemiyorlar.

Ayrıca Wendy Sendromu da ismini bu hikayeden alıyor. Bu sendroma sahip kişiler sürekli başkalarını mutlu etme ihtiyacı hissediyorlar ve derinlerde bir yerde yoğun bir reddedilme korkusu çekiyorlar. Peter Pan hiç şüphesiz Birleşik Krallık’ın en sembolik oyunlarından biri.

“Ben çocukluğum. Ben mutluluğum. Bir yumurtayı kırıp çıkan küçük bir kuşum.”

– Peter Pan

İlginizi çekebilir ...
\n

Desen: Selçuk Demirel

\n

İskoç oyun yazarı ve romancı J.M. Barrie'nin (1860-1937) Peter Pan hikâyesi, en etkileyici giriş cümlelerinden biriyle açılır; Biri dışında, bütün çocuklar büyür.

\n

Barrie burada büyümeyecek tek çocuk olan Peter Pan'den bahsediyor. Peter Pan, daha doğduğu gün, anne ve babasının bu yeni çocuklarının büyüyünce ne olacağı üzerine konuşmalarını duyup, hiç büyümek istemediğinin farkına varır ve hep çocuk kalmak için evden kaçar. O andan itibaren de hiç yaşlanmaz (bebeklikten çocukluğa geçiş, hikâyede bir boşluk olarak kalmıştır). Hikâyede büyüme korkusu derinlemesine işlenir ve bundan kaçış başarılı bir şekilde yansıtılır. Yani Peter Pan'in hikâyesi, çocukların hayal güçleri tarafından inşa edilen Düşler Ülkesi (Neverland) ve aorada karşılaştığı korsanlar, Kızılderililer, deniz kızları ve perilerle olan maceralarından ibaret değildir yalnızca. Peter Pan, genç olmakla yaşlanmak arasındaki bitmeyen mücadelenin simgesidir.

\n

Orijinal kitaptan bir çizim ('Peter Pan and Wendy', by J.M. Barrie, 1911) 

\n

İlk olarak 1904'te oyun olarak sahnelenen Peter Pan, 1911'e kadar basılı olarak yayımlanmamış. Ama o zamandan bu yana çeşitli versiyonlarıyla defalarca basımı yapılıp, çok sayıda filmde, oyunda ve TV uyarlamalarında kullanıldığından, Peter Pan'in Düşler Ülkesi'ndeki maceraları günümüzdeki çoğu insana tanıdık gelir.

\n

Fakat J. M. Barrie'nin asla büyümeyen çocuk hakkındaki orijinal romanının Disney'in çocuk dostu versiyonundan oldukça farklı bir hikâyesi olduğu da belirtilmelidir. Düşler Ülkesi, özellikle kitlesel medyanın seçici vurgularıyla, çocuklar için genellikle bir ütopya olarak tanımlanır. Hâlbuki eserin orijinali ütopik yanlarının yanı sıra güçlü distopik unsurlar da içerir.

\n

Peter Pan hikâyesinin temel ilham kaynağı, başarılı bir oyun yazarı olan Barrie'nin 37 yaşındayken Londra'daki Kensington Gardens'da tesadüfen tanıştığı Llewelyn Davies ailesinin beş küçük oğludur. Barrie'nin bu beş küçük erkek çocukla ve onların anne ve babasıyla olan dostluğu zaman içinde iyice ilerler. Barrie, boş zamanlarının çoğunu, Peter Pan karakterlerine isimlerini veren Llewelyn Davies çocuklarıyla, korsanlarla ve Kızılderililerle savaşmayı içeren hikâyeler anlatıp, oyunlar oynayarak geçirir. Barrie'nin derinden bağlandığı bu çocuklar, Peter Pan'e sızıp, hikâyedeki 'Kayıp Çocuklar (Lost Boys)'a dönüşürler. Llewelyn Davies'lerin en küçüğü Peter, adını Peter Pan ile paylaşır.

\n

J.M. Barrie (Captan Hook) ve Michael Llewelyn Davies (Peter Pan), Düşler Ülkesi'ni oynuyorlar (1905)

\n

Öte yandan, hikâyenin belki de en önemli düşünsel kaynağı, Barrie'nin erken yaşlarında yaşadığı ve hikâyede kendini çeşitli düzeylerde hissettiren bir trajedidir. Barrie daha altı yaşındayken, ağabeyi David bir buz pateni kazası sonucu 14 yaşında ölür. David, annesinin gözdesidir ve ölümü kadını derinden etkiler.

\n

Barrie'nin annesi, bu kaybın üstesinden bir türlü gelemez. Annesini biraz olsun rahatlatmak isteyen Barrie, David'in kıyafetlerini giymeye ve onun hareketlerini taklit etmeye başlar. Bu tuhaf durum, Barrie 14 yaşına, yani David'in öldüğü yaşa gelinceye kadar devam eder. Barrie 14 yaşına girdiğinde, abisini taklit etmeyi bırakır ve yeniden, kendisi gibi davranmaya başlar.

\n

Barrie daha sonraları, geçmişe dönük düşündüğünde, annesine hiç değilse oğlu David'in asla büyümeyeceğinin ve hep masum bir çocuk olarak kalacağının garip bir rahatlık verdiğini söyleyecektir. David'in ölümü ve ölümünden sonra, artık daima bir çocuk olarak kalacağı fikri, Barrie'nin Peter Pan karakterini yaratmasındaki temel motivasyon kaynağı olarak görülür.

\n

Peter Pan 1904'teki ilk performansından bu yana, zamanın geçişi ve yaşam döngüsü hakkındaki hikâyesiyle, hem genç hem de yaşlı okuyucuların ve izleyicilerin aynı anda keyif alabildiği ender eserlerden olmuştur.

\n

Peki, çocukların sevimliliği ve masumiyetinin kalıcı olabileceği fikri ile ilişkili olarak genellikle güzel ve melankolik bir fantezinin ifadesi olarak yorumlanan Peter Pan, nasıl oldu da psikoloji alanında belirli türden bir yetişkin davranış bozukluğunu tanımlamak için ideal bir model olarak kullanılmaya başlandı?

\n

Peter Pan Sendromu

\n

Peter Pan Sendromu adını J.M. Barrie'nin yetişkin bir erkeğin toplumsal rolü altında ezilmek istemeyen ve Düşler Ülkesi'nde perilerle yaşayan ikonik karakteri Peter Pan'dan alır. Sendrom ilk kez Dr. Dan Kiley tarafından 1983 yılında \"tek bir semptom değil, bunun yerine yetişkinliğin ortak normlarını benimsemedeki başarısızlık\" olarak tanımlanmış. Bu arada, Dünya Sağlık Örgütü sendromu psikolojik bir bozukluk olarak tanımıyor.

\n

Yani Peter Pan Sendromu, disipliner bir teşhisten çok mental olgunlaşma eksikliğini yansıtan bir dizi davranış olarak öne çıkıyor. Bu davranış biçiminin bireyin her türden sosyal ilişkisi ve yaşam kalitesi üzerinde etkili olabileceği konusunda birçok uzman arasında fikir birliği var. Dr. Kiley'in ifadesiyle, \"Yaşamsal bir riski olmadığı için bu bir hastalık değil. Ama kişinin ruh sağlığını tehlikeye atıyor, bu yüzden de bir rahatsızlıktan daha fazlası. (...) Tanınabilir herhangi bir kategoriye uymaması var olmadığı anlamına gelmiyor. Bizim alanda böyle bir anomaliye sendrom deriz.\"

\n

Dr. Kiley çalışmalarında, mental olarak olgunlaşamamanın özellikle erkeklerdeki görünümlerine odaklanıyor. Fakat Peter Pan Sendromu her cinsiyetten veya kültürden insanı etkileyebilir. Bu sendromu gösteren kişi, \"kendi eylemlerinin sorumluluğunu üstlenemediği gibi diğer insanlarla gerçek ilişkiler kurmakta da büyük zorluklar yaşıyor.\" Sendromun görülme sıklığındaki çarpıcı artış, Kiley'e göre, modern yaşamın baskılarının soruna neden olan faktörleri şiddetlendirmesiyle ilgili, ve sorunun önümüzdeki yıllarda daha da kötüleşmesini beklemek için her türlü nedenimiz var.

\n

Son yıllardaki ekonomik durgunluğun özellikle genç nesillerde Peter Pan sendromunun yaygınlaşmasına katkıda bulunabileceğine dikkat çekiliyor. Peter Pan sendromuna neden olan durumlar arasında kronik işsizlik, eksik istihdam ve eğitim hayatındaki başarısızlıklar gösteriliyor. Dolayısıyla bireylerin kendi kontrolleri dışındaki etkenler, olgunlaşmalarını geciktirebiliyor. Kiley'in de tahmin ettiği gibi giderek daha fazla sayıda yetişkin duygusal olarak olgunlaşamamış davranışlar sergiliyor ve yetişkin sorumluluklarını üstlenmekte güçlük yaşıyor. Yani günümüzde \"yetişkin olmak\" eskisinden daha zor görünüyor. Gelir dağılımının daha da bozulup, istihdama katılımın zorlaşması \"yetişkinleşme adaletsizliğini\" de beraberinde getiriyor.

\n

\"Post-endüstriyel toplumlarda gençlikten yetişkinliğe geçiş kişisel bir mesele değildir\"

\n

Son yıllarda yapılan pek çok araştırma, ekonomik zorlukların gençlikten tam yetişkinliğe geçişi geciktirebildiğini gösteriyor. Genç yetişkinlerin işgücüne katılım oranı \"yirmi yıldan fazla bir süredir düşüyor ve kariyerlerine başlamaları, önceki nesillere göre daha uzun sürüyor.\" Yani günümüzde gençler, önceki nesillere göre ekonomik bağımsızlıklarını daha geç yaşlarda kazanıyor.

\n

Bunu doğrudan destekleyen veriler, örneğin Türkiye'de işsizlik oranının daha ileri yaş gruplarına kıyasla gençler arasında daha yüksek olduğunu gösteriyor. Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) 2020 yılı verileri, Türkiye'deki 15-24 ve 25-29 yaş grupları için işsizlik oranlarını sırasıyla yüzde 25.1 ve yüzde 17.9 olarak gösteriyor. Bu işsizlik oranları, ortalama ulusal işsizlik yüzdesinin (yüzde 12.2) bazen iki katını geçiyor. Bu tablo, gençlerin eğitimden işgücü piyasasına hızlı ve kolay bir geçiş yapamadıklarını açıkça gösteriyor.

\n

Genç yetişkinlerin eğitimden tam zamanlı kariyere geçişlerinin gecikmesinin neden olduğu aileye ekonomik bağımlılık ise yaşam döngüsü üzerinde zincirleme bir etki yaratıyor. Bu bağımlılık, evlenme ve çocuk sahibi olma yaşını geciktirebildiği gibi gençlerin ebeveynleri ile birlikte daha uzun süre yaşamalarına da neden olabiliyor.

\n

Ebeveynleriyle birlikte yaşayan gençlerin en yüksek yüzdesi Akdeniz ülkeleri arasında görülüyor

\n

Eurostat verilerine göre (2019), İskandinav ülkeleri, Birleşik Krallık ve Orta Avrupa ülkeleri, 16-29 yaşları arasında hala ebeveynleriyle birlikte yaşayan gençlerin en düşük yüzdesine sahipken, en yüksek yüzde Akdeniz ülkeleri arasında görülüyor.

\n

Mesela Türkiye'de ebeveynleri ile yaşayan 18-34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin yüzdesi 70.6 gibi çok yüksek bir orandır. Ayrıca Türkiye'de 16-29 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin aile evinden ayrılma yaşı ortalama 27.8'dir. Yunanistan, İtalya ve İspanya gibi Akdeniz ülkeleri de Türkiye ile benzer yaş ortalamasına sahiptir. Buna karşın, aile evinden ayrılma yaşı, Birleşik Krallık'ta ortalama 24.6, Almanya'da 23.8, İsveç'te ise 17.6'dır. Ayrıca Türkiye OECD ülkeleri içinde 'ne eğitimde ne istihdamda' olan gençlerin (16-29 yaş) oranında yüzde 32 ile ilk sırada yer alıyor (Eurostat, 2020).

\n

Tüm bu verileri göz önüne aldığımızda, Türkiye'deki gençlerin devlet tarafından güçlü bir şekilde desteklenen Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerindeki gençlerin aksine, büyük ölçüde ailelerine bağımlı yaşamak zorunda oldukları yorumu yapılabilir.

\n

Aile evinde uzun süre yaşamanın ne gibi sonuçlarının olabileceği, Yunan gençlerinin yaşam koşulları ile ilgili Sotirios Chtouris ve arkadaşları tarafından yapılan 'Çağdaş Yunanistan'da gençliğin durumu' başlıklı çalışmada ulaşılan ampirik bulgularla gösteriliyor. Buna göre, \"aile evinde yaşamak, aile üzerinde ekonomik bir yük, sosyal yetişkinliğe ve bağımsızlığa ulaşmada gecikme, öz kimlik konusunda kafa karışıklığı, iş piyasasına girmede gecikme ve nihayet, kendi ailesini kurmada gecikme gibi olumsuz sosyal ve ekonomik sonuçlara yol açıyor.\"

\n

Bahsi geçen çalışma temel alınırsa, Yunanistan ile benzer sosyo-ekonomik yapıya sahip Türkiye'de de yetersiz kurumsal örgütlenmenin bir sonucu olarak gençler için başlıca koruyucu mekanizmayı geleneksel çekirdek ailenin oluşturduğu söylenebilir. Bunun da ekonomik azgelişmişlik ve siyasal istikrarsızlıkla yakından ilişkili olduğunu düşünebiliriz. Tıpkı Yunanistan'da olduğu gibi Türkiye'de de refah devletinin gençlere sunması gerekenleri aile dayanışması sağlıyor. Sonuç olarak, eğitimden kariyere geçişteki bu sorunlu aşama, gençleri, ergenlik yıllarından çok sonra, finansal olarak ebeveynlerine giderek daha fazla bağımlı hale getiriyor.

\n

\"Büyümek için umutsuzca çabalıyor, ama olmuyor\"

\n

Peter Pan'in yayımlanmasından yıllar sonra, Barrie defterine şu notu düşer: \"Peter Pan'ı yazdıktan ancak çok sonra onun gerçek anlamını anlamaya başladım sanki... büyümek için umutsuzca çabalıyor, ama olmuyor.\"

\n

Barrie'nin bu son notları, Peter Pan'in sadece büyüme korkusuyla değil, aynı zamanda büyüyememe korkusuyla da ilgili bir hikâye olduğunu gösteriyor. Peter Pan'i bu şekilde değerlendirmek, hikâyeyi, günümüzde yetişkinliğe geçişte zorluk yaşayan gençlerin durumuyla bağlantılandırmayı da mümkün kılıyor.

\n

Çünkü bu gençlerin, yetişkinliğin sorumluluklarını almak istemedikleri için büyümekten kaçındıklarını söylemek zor. Daha çok, ülkelerinin koşulları gerçek anlamda bir yetişkin olmaya el vermediği için büyümek onlar için korkutucu bir yaşamsal deneyime dönüşüyor. Başka bir deyişle, olgunlaşmaya giden yolun kontrolümüzün dışında olduğunu fark ettiğimiz anda, büyüme ve zamanın geri döndürülemezliği fikri en büyük korkumuz oluyor.

\n

Tek bir kimseyi bile beklemeye vakti yokmuşçasına acımasızca akan zaman, gelecek beklentileri yıkılan ve hiç büyümediklerini sanan Peter Pan'leri sanki yavaş yavaş Kaptan Kanca'nın (Captan Hook) kaderini yüklenmeye zorluyor. Hatırlanırsa Peter Pan, korsanların lideri Kaptan Kanca ile bir dövüşü sırasında onun bir elini keser ve oradan tesadüfen geçen bir timsaha atar. Kaptan Kanca'nın ismi de, artık timsahın midesindeki elinin yerine taktırdığı bu kancadan ileri gelir. Kaptan Kanca'nın eliyle birlikte bir de saat yutan timsah, karnındaki saatin dışarıdan bile duyulan tik tak'ları ile

\n

Kaptan Kanca'nın peşini hiç bırakmaz.

\n

Peter Pan Resim kitabından bir çizim (1907)

\n

Peter Pan fazlasıyla hayal ürünü, ama kaderi Kaptan Kanca'nınki ile çaprazlandığında günümüz için fazlasıyla gerçek bir hikâye anlatıyor; büyüyememek, ama zamanı da durduramamak…

\n

Timsah, midesindeki saatin mekanik tik tak'ları ile sürekli peşimizde. Artık neden kaçtığımızı unutup, timsahtan değil, midesindeki saatten korkmaya başlıyoruz. Tıpkı Peter Pan gibi zamanın aktığını unutmak istiyor, ama Kaptan Kanca gibi daima hatırlatılıyoruz. Çünkü timsah peşimizde ve midesindeki saatin tik tak'ları daima kulağımızda. Korkuyoruz. O saat bir gün duracak. Bunu çok iyi biliyoruz.

\n

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası