peyami safa dokuzuncu hariciye koğuşu ana fikri / Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (Peyami Safa) Roman Özeti - ÜniversiteGO

Peyami Safa Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Ana Fikri

peyami safa dokuzuncu hariciye koğuşu ana fikri

Yazar: Peyami Safa ( &#; )

Ana Fikir:
İnsan yaşamı boyunca hangi güçlüklerle karşılaşırsa karşılassın, hangi duruma düşerse düşsün asla içinda ki yaşama isteğini ve sevincini yitirmemelidir.

Konu:
Çocukluğundan beri bacağından sorunu olan ve kimseyi dinlemeyen birisinin, hayaller peşinde koşarken başından geçen olaylar.

Özet: Yazar, onbeş yaşında bacağı sakat olan, birkaç kez ameliyat geçirmiş olmasına rağmen şifa bulamamış bir çocuktur. İstanbul’un kenar mahallelerinden birinde annesiyle birlikte eski bir evde oturmaktadır. Sık sık tedavi olmak amacıyla hastaneye gider, doktor ameliyat olması gerektiğini ancak ameliyattan sonra yaralı bacağının kısalacağını söyler, ama yazar gün geçtikçe kötüye giden durumunu kimseye söylemez. Kafası da iyice karışmıştır ve hem annesine üzüntüsünü belli etmemek hem de başka bir doktora muayene olmak için şehrin karşı tarafında oturan akarbaları Paşa’nın yanına gider. Paşa 60 yaşlarında, gençliğinde Fransa’da çalışmış bu yüzden onlara karşı sempati ile yaklaşan bir kişidir. Sahip olduğu köşkte karısı, kızı Nüzhet, ve hizmetliler ile birlikte yaşamaktadır. Yazar Paşa’yı her ziyarete gidişinde ona ve kızı Nüzhet’e kitap götürmektedir. Nüzhet ondokuz yaşında yazarla çocukluğundan beri arkadaş olan genç ve güzel bir kızdır. Yazarı her zaman kendine yakın bir dost olarak görmüştür. Yazar köşke gelmeden birkaç gün önce Ragıp Bey adında 35 yaşlarında bir doktor Nüzhet’i babasından istemiştir. Nüzhet ve Paşa evlenme işine pek sıcak bakmamaktadır. Ancak Nüzhet’in annesi evliliğin gerçekleşmesi için elinden geleni yapmaktadır. Çünkü, Ragıp Bey evlendikten sonra Nüzhet’i Berlin’e götürmek istemektedir. Yazar da Nüzhet gibi onunla konuşmaktan büyük zevk almaktadır. Küçüklüğünden beri Nüzhet’e beslediği arkadaşlık duyguları son zamanlarda anlam veremediği duygulara dönüşmektedir. Ragıp Bey’i öğrendikten  sonra ise bu anlam veremediği hislerin Nüzhet’e duyduğu aşk olduğunu anlar. Bir gece Nüzhet dertleşmek için gizlice yazarın odasına gelir. O gece yazar Nüzhet’e karşı hissettiklerinin karşılıksız olmadığını anlar ve aralarında bir elektriklenme olur. Bu elektriklenme gün geçtikce güçlenir ancak birgün Ragıp Bey yüzünden araları açılır. Yazar köşkü terk etmeye karar verir, ancak annesinin de köşke gelmesi nedeniyle orada kalmak zorundadır. Birgün yazar ülkenin bulunduğu durum hakkında Paşa ve Ragıp Bey ile de tartışır ve evine geri döner. Döndükten sonra hem üzüntü hem de doktorlarım uyarılarına rağmen ayağını fazla zorlaması nedeniyle daha fazla dayanamaz ve kaldırılır. Doktorların teşhisi kesindir: “Bacağının kesilmesi gerekiyor.” Yazar bacağının kesilmemesi için doktor doktor dolaşmaya başlar. Ancak bu sırada ona ızdırap veren bacağının ağrısı değil, Nüzhet’in aşkının kalbinde açtığı derin yaradır. Onu bir türlü unutamaz. Bu sırada bacağıda iyice kötüleşmiştir. Son çare aile dostu olan ve hastanede çalışan Mithat’a giderler. Mithat, yazarı çalıştığı hastanede ki operatöre götürür. Operatör, yazarın bacağını kurtarabileceğini ancak birkaç ay hastanede yatması gerektiğini söyler. Böylece yazarın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu&#;ndaki hastane günleri başlar. Yalnız kaldığı odasında Nüzhet’i düşünmekten başka birşey yapamaz. Birgün Nüzhet’ten kart gelir; çok yakın zamanda Ragıp Bey ile evleneceği ayrıca Paşa&#;nın felç geçirdiği ve ölmeden önce onu görmek istediği yazmaktadır. Bu karttan sonra yazarın düşünceleri değişir. Başarılı ameliyatlar sonunda bir bacağı kısa kalmasına rağmen iyileşir. Annesi ile yeni bir hayata başlamak üzere ızdırap dolu günler geçirdiği o hastane koğuşundan taburcu olur.  

Yazar: Hastalığının kötüye gitmesi onun geleceğe karamsar bakmasına yol açmıştır. Ancak yine de o içindeki umudu hiç yitirmemiştir. En zor günlerinde bile hep o çok sevdiği Nüzhet’i düşünmüştür.
Nüzhet: Hayatta hiç zorluk görmemiş, yazardan başka yakın dostu olmayan genç bir kızdır. Kendinden yaşça büyük, hiç tanımadığı bir insanla  evlenip evlenmeme konusunda tereddüttedir. Bu tereddüt onu yazara daha da yakınlaştırmıştır. Yazar ile aralarında elektriklenmeler olduysa da en sonunda Ragıp Bey ile evlenir.
Paşa: Gençliğinde Fransa’da yaşadığı için Fransız etkisi altında kalmıştır. Evden dışarı çıkmayan, yazarın getirdiği kitapları dinlemekten zevk alan yaşlı bir adamdır.
Nüzhet’in annesi: yazara acıdığı için evinde kalmasına müsade eden, ancak yazarın kızıyla konuşmasından hoşlanmayan bir kadındır.
Yazarın annesi: yaşlı, hasta bir kadındır. Ruh halini genelde oğluna belli etmemeye çalışır. Tek isteği oğlunun iyileşmesidir.
Ragıp Bey: Nüzhet’ten onaltı yaş büyük, yazarı Paşa istediği için muayene eden, Paşa gibi Fransız hayranı olan bir doktordur.
Mithat Bey: Hastanede çalışan, yazarın yakın dostu, onun iyi olması ve bacağının kesilmemesi için en çok çalışan kişilerden birisidir. Elinden geleni yapmıştır.


  OLAY ÖRGÜSÜ:

     Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanının olay örgüsü üç bölümden oluşur. 
     
     Birinci bölüm, romanın başından &#;Beni Karşılayan Sükut&#; bölümüne kadar uzanan kısmıdır.(Peyami Safa (), Dokuzuncu  Hariciye Koğuşu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, s:5, 41) Birinci bölümde çatışma, gençle hasta organı arasında meydana gelir:
     &#;15 yaşındaki hasta genç, 9 yaşından beri çektiği dizindeki bilinmeyen hastalık dolayısıyla girmiş olduğu hastaneden bitkin bir şekilde ayrılır. Doktor, dizindeki hastalığın, bacağının kısalmasına sebep olacağını bildirmişfunduszeue.infoul&#;un kenar mahallelerinden birinde annesiyle yalnız oturmaktadır ve felaketli haberi annesine mümkün olduğu kadar geç vermek için eve gitmek funduszeue.info yapacak işi ,gidecek başka yeri olmadığından eve gitmek zorundadıfunduszeue.infoyla mahallesine doğru hareket edince,şehir gürültüleri,onun aksi istikametine doğru uzaklaşmakta ve şehir bu gürültülerle birlikte geride kalmaktadır. Eşiklerinde, kapı önlerinde soluk yüzlü, çıplak ayaklı, ürkek ve sessiz çocukların oynadıkları sokaklardan geçerek, evine gelir. Annesini üzmek istemediğinden, tesellinin hakim olduğu bazı kısa ve yanlış açıklamalar yapar, hastalığının vehametini annesinden saklar. Ertesi gün, Erenköy&#;e, uzaktan akrabaları olan Paşa&#;ya gider. Köşktekilerin ısrarı üzerine orada kalır. Çocukluğundan beri arkadaş oldukları, Paşa&#;nın kızı Nüzhet ile aralarında hissi bir yakınlık vardır. Fakat kendisinden dört yaş büyük olmasına rağmen ruhen çocuk olan Nüzhet&#;i Ragıp adında bir doktor istemektedir. Bu evlenmeye sadece yengesi taraftardır. Kendisi ise Paşa&#;nın Doktor Ragıpla ilgili endişelerine fazlasıyla katılmakta, Nüzhet&#;in, otuz beş yaşındaki koskoca bir insanla anlaşamayacağını düşünmektedir.
     
     İkinci bölüm, &#;Beni Karşılayan Sükut&#; kısmından &#;Kozmopolitlerin Hücumu&#;na kadar sürer. (Safa, a.g.e. s, 72) İkinci bölümde çatışma, gençle çevresi arasında yaşanmaktadır: Yengesi, Nüzhetle aralarını açmak için bir çare bulmuştur. Hasta gencin hastalığının bulaşıcı olması söz konusudur. Dolayısıyla Nüzhet bu gençten uzak durmalıdır. Yengesinin bu davranışı onu son derece etkiler ve bu sebeple hemen o gece köşkten ayrılmaya mecbur eder. O akşam, yengesi, yemeğe Doktor Ragıp ile annesini de davet etmiştir. Yemekte açılan siyasi bir münakaşada &#;geleceği üzerinde nasıl olumsuz tesirleri olacağını düşünmeksizin- Doktor ve Paşa&#;nın kozmopolit fikirlerine muarız olur. Bu olay Paşa&#;yla aralarını açmış, Paşa&#;nın kendisine duyduğu iyi hisleri değiştirmiştir. Bu arada Nüzhet de annesinin telkinleriyle kendisine karşı oldukça değişmiştir. Aralarında her şeyin bittiğini düşünür. Her şey öylesine ani bir değişiklikle nihayet bulmuştur ki artık tek kelime bile konuşmamaktadırlar. Sonunda dönecekleri gün gelir. Annesiyle birlikte köşktekilere veda ederler.            
     
     Üçüncü bölüm, &#;Kozmopolitlerin Hücumu&#;ndan romanın sonuna kadar olan kısmı kapsar. (Safa, a.g.e. s, ) Üçüncü ve Son bölümdeyse çatışma gençle, hasta organı arasında tekrar yaşanır: Gencin hasta organıyla baş başa kalışı ve onunla mücadelesi anlatılır.)- Felaketler birbirini kovalamaktadır. Bir müddet önce fenalaşan hastalığı zamanla daha kötü bir hal alır. Yapılan bütün muayeneler ameliyata gidilmesinin şart olduğunu ortaya koymuştur. Dizindeki hastalığın aşırı ifrazat yüzünden ciğer veremine dönüşmesi mümkün olduğundan bacağın bütünüyle kesilmesi ihtimali mevcuttur. Ameliyat edilmek üzere Dokuzuncu Hariciye Koğuşu&#;na yatırılır. Operatörlerin gösterdikleri olağanüstü gayret ve ihtimam sayesinde bacağı kesilmekten kurtularak sadece biraz kısalır. Bu arada Paşa&#;ya nüzul indiğini ve son bir defa kendisini görmek istediğini, Doktor Ragıp ile Nüzhet&#;in nikahlanmak üzere olduklarını öğrenir. Yapılan pansumanlardan sonra hastaneden çıkacağı gün gelmiştir. Günlerce yattığı bu odada daha önce olduğu gibi her zaman içinde kendisinden sonra ve ebediyen bir hastanın bulunacağını şimdiden bilmektedir. (Bakırcıoğlu, Türk romanı. s)
KİTABIN ANA FİKRİ:
Bize verilen öğütleri ciddiye almalı ve hayallere peşinden koşmamalıyız. Aksi takdirde kaybeden yine biz oluruz.
  

ŞAHIS KADROSU VE ŞAHISLARIN  ÖZELLİKLERİ

HASTA,SAKAT ve DEJENERE TİP
     Hasta Genç:Adı belirtilmemekle beraber bunun yazarın kendisi olduğu anlaşılmaktadıfunduszeue.info müddetten beri çektiği hastalığın ruhunda uyandırdığı buhranlar içerisinde ve dolayısıyla bedbaht,aşırı derecede kuruntulu,hassas ,15 yaşında olmasına rağmen yaşındaki insanların tecrübesine ve çok kuvvetli sezişlere sahip ciddi bir genç.Çok okuyor ve düşünüyor. &#;Hasta,sakat ve dejenere tip&#; örneğini görüyoruz hasta gençte.
     
BATICI TİP
     Nüzhet: Paşanın  19 yaşındaki -kumral saçlı, ela gözlü (Safa, a.g.e. s)- tek evladı.Ailesi ,özellikle babası tarafından şımartılmış hoppa mizaçlı ,zeki bir genç kız.Çocukluktan bir türlü kurtulamamıştır.

     &#; Korkusunun şiddetini hissettiren büyük bir cesaret hamlesiyle yaklaştı ve bana bakarak bir kahkaha attı.&#; (Safa, a.g.e. s)
         
     
DÜZ YAPILI KAHRAMAN 

     Doktor Ragıp: Uzun boylu,yakışıklı,sıhhatli,kendine güvenen bir insan.Dış görünüşünün mükemmelliğine karşılık iç dünyası basit ve kozmopolit fikirlere sahip bir genç.

     Paşa: Okumayı seven, anlayışlı, babacan tavırları olan biri. Kozmopolit fikirlere sahip bir insan.

     Doktor Mithat: Hasta gencin doktoru. 

     Nurefşan: Köşkün hizmetçisi ve genç hastanın mutluluğu için elinden geleni yapan birisi.

MEKAN:
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanının dış mekânı İstanbul&#;dur. Roman boyunca olayların yaşandığı üç ana mekân vardır: Hasta Çocuğun İstanbul&#;un kenar mahallelerinden birinde annesiyle beraber oturduğu &#;ev&#;, Uzak akrabaları olan emekli bir Paşa&#;nın Erenköy&#;deki &#;köşk&#;ü ve Hasta Çocuğun dizindeki hastalığın tedavisi için gidip geldiği &#;hastane&#;.
Romanın olay örgüsünün büyük ölçüde kapalı mekânlarda yaşanmasının sebebi, bir türlü iyileşmeyen meçhul hastalıktan kaynaklanan karamsar, ümitsiz ve mutsuz ruh halidir. Yazar mekânı, Hasta Çocuğun iç dünyasındaki değişmeler doğrultusunda yansıtır. Çocuğun dizindeki hastalık, ruhsal durumunu da olumsuz bir biçimde etkilemiştir. Romanda okuduğumuz dış dünya, yıllardır hastane köşelerinde perişan olan, iyileşme umuduyla türlü acılara katlanan henüz on beş yaşındaki küçük bir çocuğun gözüyle yansıtılır.
Roman Hasta Çocuğun yedi yıldır aşina olduğu hastane tasviriyle başlar. Okuyucu kendisini bir anda hastane, hastalık, hastalar, ilaç kokusundan oluşan bir atmosferin içinde buluverir.
ZAMAN:
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmış, yılında ise kitap olarak basılmıştır.
Romanın kurmaca dünyasında zaman, &#;öğleye doğru&#; başlar. Romanın başkahramanı Hasta Çocuk, bir öğle vakti hastanede, muayene odasının önünde beklemektedir. &#;İlkbahardan yaza geçilen bir mevsim çizgisinin üstündeyiz&#; Romanda anlatılan olaylar yılında geçer. Hasta Çocuk, ameliyattan sonra tuttuğu notların sonuna &#;5 Teşrinievvel (Ekim) &#; tarihini atar. &#; yılı, aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı&#;nın en acılı ve en bunalımlı dönemi olarak bilinir. Ancak, romanda bu dönemin karakteristik olaylarına pek yer verilmemektedir. Kenar mahallelere hâkim olan sefalet manzaraları ile hastanelerdeki insanların dramatik tablosu, bu döneme işaret ederse de, romancının amacı, bu manzaralarla dönemin genel panoramasını çizmek veya anlatmak değil, çocuğun çevresini tanıtmaktır. Zamanın olumsuz şartlarıyla şekillenen çevre içinde, çocuğun bireysel macerası daha bir ağırlık kazanmaktadır.&#;
Romanın olay örgüsünde zamanın akışı büyük ölçüde kronolojiktir. Romanın ilk üç bölümünde yaşanan olayların zamanı dört gündür, dördüncü bölüm birkaç gün, beşinci ve altıncı ana bölümler ise üç-dört aylık bir zaman diliminde geçer. Kısaca romanda yaşananlar yılının Haziran ve Temmuz ayları arasında geçer.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Romanının Bakış Açısı ve Anlatıcısı:
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanı, kahraman anlatıcı tekniğiyle yazılmıştır. funduszeue.info şahıs anlatım kullanılmıştır. Yazar, anlatma işini romanın başkahramanı olan on beş yaşındaki Hasta Çocuğa vermiştir. Okuyucu, romanın diğer kişilerini, romanda yaşanan olayları anlatıcı konumundaki Hasta Çocuğun penceresinden, dar ve kısıtlı bir bakış açısıyla takip eder. Hasta Çocuğun iç dünyası ayrıntılı bir biçimde verilir, fakat diğer kişiler -Nüzhet, Doktor Ragıp, Paşa, karısı- için aynı şeyi söyleyemeyiz.
Romanın bir diğer özelliği &#;otobiyografik roman&#; olmasıdır. Romanın başkahramanı Hasta Çocuk ile yazarı arasında ciddi manada benzerlikler vardır. Romanda Hasta Çocuk küçük yaşta babasını kaybetmiş, annesiyle beraber yaşamaktadır.
Romanın bakış açısı ve anlatıcısıyla ilgili diğer bir önemli özellik ise, olayların yaşanma zamanı -Hasta Çocuk on beş yaşında- ile anlatma (yazılma) zamanı arasında uzun bir boşluk olmasıdır. Roman bir hatıra defteri biçimindedir, ancak olaylar yaşanırken değil, yıllar sonra yazılır. Romanın yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan son bölümünde geçen &#;Aradan on iki sene geçti&#; cümlesi bunu açıkça ortaya koyar.
DİL VE ANLATIM
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanında biçim/içerik uyumu vardır. Romanın düzenlenmesinde bölümle başlık arasına yerleştirilen ve sağ tarafta yer alan epigraflar metinde işlenen tema ile başlık arasında bağlantıyı sağlarken diğer yandan da okuyucunun ilgisini metin üzerine çeker, ilgiyi sürekli kılar.

UYARI:BU ROMANIN ÇOK AYRINTILI AKADEMİK İNCELEMESİ İÇİN BU MAKALEYİ okuyabilirsiniz

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası