dopamin hormonu nasıl artar / Dopamin Nedir? Ne İşe Yarar? | NPİSTANBUL

Dopamin Hormonu Nasıl Artar

dopamin hormonu nasıl artar

Dopamin Nedir?

Moraliniz çok bozuk olduğunda veya aşırı üzgün hissettiğinizde, bu vücudunuzun dopamin ihtiyacı olduğu anlamına gelir. Bu hormonun salgılanması motivasyon için çok önemliyken, bir diğer taraftan da fazla salgılanması sıkıntı yaratabilen bir durumdur. Peki, dopamin hormonu tam olarak nedir, mutlulukla tam olarak nasıl bir alakası vardır?

Dopamin Hormonu ve Görevleri

Dopamin kimyasal formülüyle (C6H3(OH)2-CH2-CH2-NH2) şeklinde ifade edilir. Vücutta doğal olarak üretilen bir kimyasaldır. Görevi ise beyinde sinir hücreleri arasındaki iletişimi kontrol etmektir. Nörotransmitter nöronlar arasında veya nöronlar ile başka bir türdeki hücreler arasında iletişimi sağlayan kimyasallara verilen isimdir. Dopamin beyinde dopamin reseptörlerini aktive eder ve nörotransmiter olarak görev yapar.

Beynimizde bulunan haz alma duygusundan dopamin sorumludur. Hipotalamustan da salgılanan dopamin, kana karışarak nörohormon görevi üstlenir. Kana karışarak nörohormon olarak görev yaptığı sıradaki amacı, hipofizin ön lobundan prolaktin salgılanmasını baskılamaktır.

Beğendiğiniz bir şeyi tükettiğinizde veya yaptığınızda beyninizde dopamin salgılanmaktadır bunun sonucunda da bu eylemi bir daha gerçekleştirmeniz için uyarılırsınız. En önemli fonksiyonu budur ancak bunun dışında daha başka fonksiyonları da bulunmaktadır. Dopamin aynı zamanda mutluluk hormonu olarak da bilinir ve hareket etme, öğrenme, konsantrasyon sağlama gibi günlük hayatta sıkça gerçekleştirdiğimiz işlemlerin gerçekleşmesinde de çok önemli bir role sahiptir.

Sempatik sinir sisteminde yarattığı etkiler nedeniyle kalp atışlarını hızlandırmak ve kan basıncını yükseltmek amacıyla ilaç olarak da kullanılan dopamin, kan-beyin omurilik sıvısı bariyerini geçemez ve bu nedenle merkezi sinir sistemini direkt olarak etkileyemez. Bu nedenle Parkinson hastalarında ve diğer bazı hastalıklarda L-DOPA (dopamin sentezinde öncü molekül) molekülü kullanılır, bu molekül kan-beyin bariyerini aşabilen bir moleküldür.

Dopaminin Fazla Salgılanması

Dopamin vücudun günlük işlemlerini gerçekleştirebilmesi için çok önemli olan bir hormondur. Hatta vücutta dopaminin eksik veya fazla olması, birçok hastalığın ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Dopaminin vücutta fazla olmasının sebepleri arasında en sık görülen durum bağımlılık halidir.

Dopamin sigara ve uyuşturucu kullanımı sonrasında yoğun şekilde salgılanır ve bu durum vücudu bu yaptığı şeyi tekrar etmeye iter, bunun neticesinde ise bağımlı olma sonucu meydana gelir.

Dopamin fazlalığının meydana gelmesi durumunda bireyde aşırı neşe, hareket ederken zorlanma, halüsinasyon görme gibi belirtiler meydana gelir. Bunlar dopaminin fazla salgılanması durumunda en sık gösterilen tepkilerdir.

Dopaminin Eksik Salgılanması

Dopaminin eksik olması durumunda en sık rastlanan hastalık Parkinson’dur. Bu hastalığın en belirgin durumu, vücutta çeşitli bölgelerde görülen titreme ve hareket ederken tutukluk yaşamadır. Titremenin yanı sıra bir diğer görülen belirti ise dikkat eksikliği ve konsantrasyon sağlamanın zorlaşmasıdır.

Dopaminin eksik salgılanması durumunda ortaya çıkabilecek diğer hastalıklar ise şizofreni ve depresyondur. Bu durumlardan da görüldüğü üzere, vücutta dopaminin eksik salgılanması sinir sistemine ciddi ölçüde zarar vermektedir.

Vücutta Salgılanan Dopamin Miktarını Nasıl Artırabiliriz?

Tüm bunları öğrendikten sonra, vücudumuzdaki dopamin oranını aşırıya kaçmadan ve doğal yöntemleri kullanarak nasıl artırabiliriz? Duygularımızı, zevk ve acı algılarımızı, hareketlerimizi etkileyen bir nörotransmitter olan dopaminin daha fazla salgılanmasını sağlayabilir miyiz?

Yapılan araştırmalara göre dopamini artırmanın en önemli yolu egzersiz yapmak. Faydalarından hali hazırda sürekli bahsedilen egzersiz, vücutta dopamin salgılanması adına çok önemli bir uyarıcı olarak görülüyor.

Egzersizin yanı sıra sağlıklı beslenmek, balık – fındık – fıstık gibi besinleri tüketmek, bol bol C vitamini almak ve güneş ışığından faydalanmak, vücudunuzdaki dopamin seviyesini artıran faktörlerdendir. Bunları yaparak dopamin seviyenizi yükseltebilir ve daha mutlu bir insan olabilirsiniz.

Dopamin Nedir? was last modified: Mayıs 4th, 2019 by hipnoterapi

kaynağı değiştir]

Parkinson hastalığı, kaslarda sertlik, hareketin yavaşlaması ve kullanılmadığında bacakların titremesi gibi hareket bozuklukları ile karakterize edilen, yaşa bağlı bir hastalıktır. İleri evrelerde demansa, ardından da ölüme kadar ilerleyebilir.[29] Bu hastalığın ana semptomları, substantia nigra'daki dopamin salgılayan hücrelerin kaybından kaynaklanır.[44] Bu dopamin hücreleri özellikle hasara karşı savunmasızdır. Ensefalit (beyin iltihabı) ve tekrarlanan beyin sarsıntıları (hafif travmatik beyin hasarı) gibi fiziksel darbeler veya MPTP gibi bazı kimyasal zehirlenme biçimleri yüksek oranlarda dopaminerjik hücre kaybına neden olabilir. Bu, Parkinson hastası olmayan kişilerde Parkinsonizme yol açabilir.[45]

Parkinsonizm için en yaygın kullanılan tedavi, dopaminin metabolik öncüsü olan L-DOPA'dır.[34] L-DOPA, beyinde ve vücudun çeşitli bölgelerinde DOPA dekarboksilaz enzimi tarafından dopamine dönüştürülür.[46] Tedavide dopamin yerine L-DOPA'nın kullanılmasının sebebi L-DOPA'nın dopaminden farklı olarak kan-beyin bariyerini geçebilmesidir.[34]

L-DOPA tedavisi, kaybolan dopamin hücrelerini geri getiremez, ancak kalan hücrelerin daha fazla dopamin üretmesine neden olur, böylece kaybı en azından bir dereceye kadar telafi eder. Fakat hastalığın ileri evrelerinde tedavi başarısız olmaya başlar. Çünkü hücre kaybı o kadar şiddetlidir ki, kalan hücreler L-DOPA seviyelerinden bağımsız olarak yeterli dopamin üretme kapasitesine sahip değildir. Bromokriptin, pergolid ve monoamin oksidaz inhibitörleri gibi dopamin işlevini artıran diğer ilaçlar da bazen Parkinsonizmi tedavi etmek için kullanılır, ancak çoğu durumda L-DOPA, olumlu etkiler ve olumsuz yan etkiler arasında en iyi dengeyi sağlamaktadır.[34]

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu[değiştir kaynağı değiştir]

Bir sinapsta dopaminin işlenmesi.

Beynin içinde, dopamin bir nörotransmitter ve nöromodülatör olarak işlev görür ve tüm monoamin nörotransmiterlerinde ortak olan bir dizi mekanizmalar tarafından kontrol edilir.[12] Sentezlendikten sonra dopamin, hücre içi sıvıdan (sitozol) sinaptik veziküle bir tür veziküler monoamin taşıyıcı olan VMAT2 tarafından taşınır.[13] Dopamin, sinaptik boşluğa atılana kadar bu veziküllerde depolanır. Genellikle, dopamin salınımı, aksiyon potansiyelinin neden olduğu ekzositoz adı verilen bir süreç yoluyla gerçekleşir, ancak hücre içi TAAR1 aktivitesi de dopamin salınımını tetikleyebilir.[11]

Sinapsa girdikten sonra dopamin, dopamin reseptörlerine bağlanır ve onları aktive eder.[14] Bu aktive edilen reseptörler, dendritlerde (postsinaptik nöron) bulunan postsinaptik dopamin reseptörleri veya bir akson terminalinin (presinaptik nöron) zarında bulunan presinaptik otoreseptörler'den (örneğin, D2sh ve presinaptik D3 reseptörleri) biri olabilir.[12][14] Postsinaptik nöron bir aksiyon potansiyeli ortaya çıkardıktan sonra, dopamin molekülleri hızla reseptörlerinden bağımsız hale gelir. Daha sonra ya dopamin taşıyıcısı ya da plazma membranı monoamin taşıyıcısı tarafından aracılık edilen geri alım yoluyla presinaptik hücreye geri emilirler.[15] Sitozole geri döndüğünde dopamin, monoamin oksidaz tarafından katalize edilebilir, veya VMAT2 tarafından veziküllere geri taşınarak tekrar kullanılabilir.[13]

Merkezi sinir sistemi[değiştir kaynağı değiştir]

Kokain, metamfetamin, amfetamin/dekstroamfetamin (Adderall), metilfenidat gibi psikostimulanlar, çeşitli mekanizmalar yoluyla beyindeki dopamin seviyelerini esas olarak veya kısmen artırarak etkilerini gösterirler.[51] Kokain ve metilfenidat, dopamin birer dopamin geri alım inhibitörüdür.[52] Bu moleküller dopamin geri alımını inhibe ederek sinaptik boşlukta bulunan dopamin miktarının artmasına neden olur.[53][54] Kokain gibi, metamfetamin ve amfetamin de sinaptik boşlukta bulunan dopamin miktarını arttırır, ancak bunu farklı mekanizmalar ile gerçekleştirirler.[54][55]

Psikostimulanların etkileri arasında kalp atış hızında artış, vücut ısısı ve terlemedeki artışlar; uyanıklık, dikkat ve dayanıklılıkta artış ve aktivitelerden alınan zevkte artış bulunur. Ancak daha yüksek dozlarda ajitasyon, anksiyete ve hatta gerçeklikle temas kaybı (derealizasyon) meydana gelebilir. Bu gruptaki ilaçlar, beyindeki dopamin ödül sistemi üzerindeki aktive edici etkileri nedeniyle yüksek bir bağımlılık potansiyeline sahiptir.[51] Ancak bazıları, düşük dozlarda, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve narkolepsi tedavisinde kullanılır.[56][57]

Çeşitli bağımlılık yapan ilaçlar, ödülle ilgili dopamin aktivitesinde bir artış sağlar.[51]Nikotin, kokain ve metamfetamin gibi stimülanların dopamin üzerindeki etkileri, bu maddelerin bağımlılık yapmasının ana sebebi olarak kabul edilir. Bir opioid olan heroin gibi diğer bağımlılık yapan ilaçlar için, artan dopamin seviyeleri bağımlılıkta sadece ufak bir rol oynamaktadır.[58] Psikostimulanlara bağımlı kişiler yoksunluk durumunda, alkol yoksunluğu veya opioid yoksunluğunda görülen fiziksel semptomları yaşamazlar. Bunun yerine, psikolojik bağımlılığın neden olduğu irratibilite, huzursuzluk ve diğer uyarılma semptomları ile karakterize edilen maddeyi kullanmaya yönelik yönelik yoğun bir arzu, özlem yaşarlar.[59]

Dopamin sistemi, bağımlılığın çeşitli yönlerinde çok önemli bir rol oynar. En erken aşamada, beyindeki dopamin reseptörlerinin ifadesini değiştiren genetik farklılıklar, bir kişinin psikostimülanları çekici mi yoksa itici mi bulacağına karar verir.[60] Tekrarlayan yüksek doz psikostümilan tüketiminin sebep olduğu dopamin seviyelerindeki kronik artış, beyinde fiziksel olarak değişime neden olur.[61] Psikostümilan bağımlılığının tedavisi çok zordur, çünkü kullanım dursa bile psikolojik olarak geri çekilmeyle gelen yoğun madde kullanma isteği azalmaz.[60]

Psikotik bozukluklar ve antipsikotikler[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır