gettolar nedir / Sesli Sözlük - getto

Gettolar Nedir

gettolar nedir

kaynağı değiştir]

  1. ^Domonoske, Camila (27 Nisan ). "Segregated From Its History, How 'Ghetto' Lost Its Meaning". NPR. 18 Mayıs tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Kasım &#;

Bu yeni olguyu anlamak için uygun kavramlardan birisi kentsel etnisitedir ve kuşkusuz kent ve etnisite kavramlarının basit birleşiminden daha fazla bir anlama sahiptir. Kentsel etnisite hem hemşerilikle hem de ilgili etnik grubun kent mekânında yer alma biçimiyle tanımlanabilir. Hemşerilik, bir yönüyle devletin kayıtlarında nüfusa kayıtlı olunan yeri anlatır. Ama aynı zamanda kent mekânında aynı coğrafi bölge ve bilhassa aynı dil ve kültür içinden gelenlerin mekânda kurdukları yeni ortaklaşalık anlamına gelir. Bu ortaklaşalık hali gündelik hayatta bir dizi iktisadi, sosyal, kültürel pratiklerin üretimine kaynaklık eder. Özellikle büyük şehirlerde hemşerilerin mekânsal olarak bir arada olmaları iktisadi, politik, toplumsal dayanışma alanlarında enformel veya formel çeşitli işlevler üretir.

Diğer yandan etnisiteyi, modern devletle birlikte düşünmek tarihsel/olgusal zorunluluktur. Zira kentsel etnisiteye konu olan etnik topluluğun var olma biçimi, büyük ölçüde ulus devlet inşası içinde okunabilir. Modern devletlerde yurttaşlık kurumu tüm bireyler arasında hukuken teorik eşitlik öngörse de, aslında yurttaşların bir etnik gruba dahil olduğu ve devletin bu etnik gruplara yönelik dışlayıcı politikalarından her bir yurttaşın etkileneceği gerçeğini değiştiremez. Başka bir ifadeyle kentsel nüfusun bir bölümünü oluşturan ve ülkedeki hâkim kültür dışında kalan kimlik grupları doğası gereği egemen kültürün çeşitli müdahaleleriyle karşı karşıya kalabilirler. Dolayısıyla karşılaştıkları çeşitli sosyal-politik müdahaleler, grubun kent mekânında yer seçme sürecinde etkili bir dinamik haline gelebilir.

KENTSEL AYRIŞMANIN TARİHSEL BİÇİMİ

Kentsel mekânda etnik kümelenmelerin tarihini anlamak için getto olgusuna bakmak gerekir. Getto tıpkı gecekondu gibi, toplumsal ve mekânsalın kesiştiği, ancak ayırıcı bir dizi özelliği olan bir kentsel olgudur. Gettolara dair ilk örnekler Avrupa kentlerinde görülen, Yahudilerin kapatılma mekânlarıdır. Tarihçi Henri Pirenne, yüzyıldan sonra palazlanan Hıristiyan tüccarların, o zamana kadar Avrupa’da ticareti ellerinde tutan ve büyük servetler kazanmış Yahudi tüccarları tasfiye etmek istediklerini yazmıştı. Gettolar, bu amacın da birer aracıydı ve Venedik Gettosu da bunun ilk örneklerinden biriydi. Şehirde çalışan Yahudiler, etrafı çevrili ve akşam kapıları kapatılıp sabah açılan bu yaşam alanına girmek ve şehir yönetimi tarafından belirlenen kurallara uymak zorundaydılar.

Venedik örneğinde olduğu gibi gettolarda yaşayanlar, diğer kesimlerden farklı olarak şiddetli bir ayrımcılığa uğramaktaydılar. Louis Wirth bunları zorunlu gettolar olarak tanımlamıştı. Zorunluluk, topluluğun, orada yaşamasına dışsal bir iradenin karar vermesinden gelmekteydi.

ZORUNLU GETTOLARDAN ‘GÖNÜLLÜ’ GETTOLARA

Modern zamanlar dünyada hızla yeni ulus devletlerin kurulduğu ve ülkeler arası göçlerin arttığı dönemi anlatır. Mübadeleler ve diğer göç anlaşmaları ile birlikte milyonlarca insan bu süreçte kendisine bir ‘vatan’ aramış ve yerleşmiştir. Ama aynı zamanda kendine ‘vatan’ bulamayan ve kimliksel haklarından vazgeçmiş olarak herhangi bir ülkenin içinde kalan pek çok kimlik grubu da söz konusuydu. Çünkü süreç her etnik kimliğin bir devlet kurabilmesiyle sonuçlanmamıştı. Dolayısıyla göçmen yerleşmeleri bundan sonra kendine özgü yeni biçimler ortaya çıkarmıştı. Böylece yeni türden bir gettolaşmanın iktisadi, toplumsal, politik bir zemini oluşmuştu.

Özellikle ’lı yıllardan başlayarak dünyanın değişik ülkelerinden göç alan Avrupa kentlerinde göçmen öbeklenmeleri adım adım gelişmiştir. Başlangıçta değişik ülkelerden ve dolayısıyla kimlik ve kültürlerden gelen göçmenlerin oluşturduğu bu yerleşmeler de zamanla kimliksel ayrışmaya uğramışlardır. Bugün eski göçmen mahallelerinin büyük bir bölümü, etnik kimliği baskın birer yerleşime dönüşme eğilimi göstermektedir.

Amerikan kentlerindeki gettolaşma örnekleri ise daha kendine özgüdür. ABD, büyük ölçüde dış göçlerle oluşmuş ve kentlerin toplumsal manzarası da bu göçün izlerini taşımıştır. Nitekim ’de kentsel nüfusun yüzde 75’inden fazlasını yabancı doğumlular oluşturmaktaydı. arasında İngiltere, İrlanda, Almanya ve İskandinav ülkelerinden; arasında ise daha çok Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ülkeleri ve İtalya, Polonya ve Rus göçmenleri gelip yerleşmişlerdi. Yahudilerin ABD’ye göçü de bu dönemde gerçekleşmişti. Yaklaşık 20 milyonu bulan bu göçmenler, daha önce gelen gruplar tarafından kurulan mekânlara yerleşmiş; gettolar da bu süreçte oluşmuştur.

Hem Avrupa’da hem de Amerika’da aynı kimlikten insanların bir mekânda toplanması, Sema Erder’in de işaret ettiği gibi gönüllü getto olarak tanımlanabilir. Çünkü tarihsel gettolarda olduğu gibi buralarda da kimliksel bir değişken vardır. Ancak bu yerleşmede dışsal bir iradenin zorlaması söz konusu değildir. Bir tür gönüllü/zorunlu yerleşme demek belki de daha uygundur.

KENDİNE ÖZGÜ ÖRNEKLER: AMERİKAN SİYAH GETTOLARI

Ancak Amerikan siyah gettolarının öyküsü bu iki tür arasında, çok daha kendine özgüdür. ABD’de yüzlerce yıllık köle geçmişi olan siyahlar, kentlere gelmeye başladıklarında, Avrupa’daki Yahudiler gibi, gündelik yaşamları birçok yasayla kısıtlanmıştı. Kuşkusuz bu kısıtlayıcı, ayırımcı politika ve pratikler siyah gettolarının oluşmasında büyük rol oynamıştır. Bu süreç o kadar uzun sürmüştür ki siyahların mülk edinmelerini önleyen yasal düzenlemeler ’e kadar yürürlükte kalmış; siyahlara, beyazlarla eşit muameleyi öngören yasanın çıkması ise ancak ’te gerçekleşebilmiştir. O tarihten sonra bile gerek kamu, gerekse özel konut piyasalarındaki ayrımcı uygulamalar, siyahların belli alanlarda yoğunlaşarak yaşamalarını bir bakıma zorunlu kılmaktadır.

Loic Wacquant, Amerikan siyah gettolarının yüzyılda komünal gettodan hipergettoya geçtiğini söyler. Komünal gettolarda siyahların bütün sosyal sınıfları, onlara ayrılmış ve sınırları keskin şekilde çizili bir yere tıkılır; bu sıkışık sosyomekansal oluşum içinde ortak bir kader yaşarlardı. Hipergetto ise ırk ve sınıfın birleştiği; yani sadece yoksul siyahların yaşadığı yeni mekânları ifade etmek için kullanılmıştır. Mahrumiyetin egemenlik kurduğu bu alanlar yani hipergettolar, siyasetçi, medya ve resmi idareciler tarafından “yasaların geçmediği mıntıka”, “sorunlu mevki”, “girilmez alan”, “vahşi bölge” olarak tanımlanmış; buralardan korkulduğu, kaçıldığı ya da uzak durulduğu yönünde yaygın bir algı gelişmiştir.

Sonuç olarak bu süreci birkaç biçimde özetlemek mümkündür: Birincisi; gönüllü gettonun bir biçimi olarak etnik yerleşmeler, hem bastırılmış kimliklerin yeniden inşa arayışının bir tezahürü hem de kentlere yeni gelen göçmen kimliklerin birer tutunma araçlarıdır. İkincisi, bir dış dinamik olarak küresel sosyal hareketlilik, kentlerde etnik yerleşme süreçlerini tetiklemekte; kentlere gelen yeni nüfus gruplarının önceden yerleşmiş aynı etnik kimlikten kesimlerle hızlıca komünike olmalarına; iş ve kabul görmelerine imkân sağlamaktadır. Son olarak bu yeni kentsel manzarayı bir ‘sorun’ olarak görmek, yaftalamak ve dışlamak yerine günümüz koşullarının ortaya çıkardığı bir sosyolojik olgu olduğunu anlamak ve buna göre politikalar geliştirilmek gereklidir.

Tüm Yazıları

Gettolar

“Getto” terimi Venedik'te 'da oluşturulan, Venedikli yetkililerin şehrin Yahudilerini içinde yaşamaya zorladıkları bir Yahudi mahallesinin adından gelmektedir. Yerel kent yetkililerinden Avusturya İmparatoru V. Charles'a kadar çeşitli yetkililer, ve yüzyıllarda Yahudiler için Frankfurt, Roma, Prag ve diğer şehirlerde gettolar oluşturma emri verdiler.

II. Dünya Savaşı sırasında gettolar, Almanların kentsel bazen de bölgesel Yahudi nüfusunu bir araya topladıkları ve onları sefil koşullarda yaşamaya zorladıkları, genellikle dışarıya kapalı olan şehir semtleriydi. Gettolar, Yahudileri Yahudi olmayan nüfustan ve diğer Yahudi topluluklarından ayırarak soyutladılar. Almanlar sadece Alman işgali ve ilhakı altındaki Polonya'ya ve Sovyetler Birliği'ne az getto kurdu. Alman işgal yetkilileri Polonya'da ilk gettoyu Piotrków Trybunalski'de Ekim 'da kurdu.

Berlin'deki Nazi önderliği Yahudi nüfustan kurtulma amacını hayata geçirme seçeneklerini tartışırken, Almanlar gettoların kurulmasını, Yahudilerin kontrol edilmesi ve ayrıştırılmasına yönelik geçici bir önlem olarak gördüler. Birçok yerde gettolaşma nispeten kısa sürdü. Kimi gettoların varlığı sadece birkaç gün, kimilerinin ise aylarca, hatta yıllarca sürdü. 'in sonlarında uygulanmaya başlanan “Nihai Çözüm”ün (tüm Avrupalı Yahudileri öldürme planı) uygulamaya geçirilmesiyle birlikte Almanlar, sistematik olarak gettoları ortadan kaldırdı. Almanlar ve yardımcıları getto sakinlerini ya yakın bir yerde kitle mezarlarda kurşuna dizdiler ya da genellikle trenle katledildikleri ölüm merkezlerine gönderdiler. Alman SS ve polis yetkilileri gettolardan küçük bir Yahudi azınlığı zorunlu çalışma kamplarına ve toplama kamplarına gönderdiler.

Üç tip getto vardı: kapalı gettolar, açık gettolar ve imha gettoları.

Polonya'daki en büyük getto 1,3 mil kare alana 'den fazla Yahudi'nin sıkıştırıldığı Varşova gettosuydu. Diğer başlıca gettolar Lodz, Krakow, Bialystok, Lvov, Lublin, Vilna, Kovno, Çestokova ve Minsk şehirlerinde kurulmuştu. On binlerce Batı Avrupalı Yahudi de doğudaki gettolara gönderildi.

Almanlar gettolarda yaşayan Yahudilere ayırt edici rozetler ya da pazı bandı takmalarını emrettiler ve birçok Yahudiyi Alman Reich'ı için zorunlu çalışmaya mecbur ettiler. Gettolardaki günlük yaşam Naziler tarafından atanan Yahudi heyetler (Judenraete) tarafından yönetiliyordu. Bir getto polis gücü, Alman yetkililerin emirlerini ve ölüm merkezlerine sürgün edilmeyi kolaylaştırma dahil Yahudi heyetlerin talimatnamelerini zorla uyguluyordu. Yahudi polis memurları, Yahudi heyet üyeleri gibi, Alman yetkililerinin emellerine hizmet ettiler. Almanlar emirleri uygulamakta başarısız olduğu düşünülen Yahudi polisleri öldürmekte tereddüt etmedi.

Yahudiler getto kısıtlamalarına çeşitli direniş çabalarıyla karşılık verdiler. Getto sakinleri sık sık getto duvarlarının ötesinden gıda, silah ya da istihbarat kaçırma gibi, çoğu kez Yahudi heyetlerinin bilgisi ve onayı dışında sözde yasadışı etkinliklerde bulundular. Bazı Yahudi heyetleri ve kimi heyet üyeleri, mallar getto sakinlerinin canlı kalması için gerekli olduğu için yasadışı ticarete göz yumdular ya da yasadışı ticareti teşvik ettiler. Almanlar genellikle dinî ibadetleri, kültürel etkinliklere katılmayı ya da getto duvarları içinde gençlik hareketlerine dahil olmayı ilkesel olarak pek sorun etmeseler de, herhangi bir sosyal etkinlikte sık sık bir “güvenlik tehdidi” hisseder ve elebaşı ve katılımcı olduğu düşünülenleri hapsetmede ya da öldürmede insafsızca hareket ederlerdi. Almanlar genellikle herhangi biçimde istikrarlı eğitim ya da öğretimi yasakladılar.

Kimi gettolarda, birtakım Yahudi direniş hareketleri mensupları silahlı ayaklanma düzenlediler. En büyüğü ilkbahar 'teki Varşova gettosu ayaklanmasıydı. Vilna, Bialystok, Czestochowa ve bazı daha küçük gettolarda da şiddetli başkaldırılar oldu. Ağustos 'te Alman SS ve polis gücü Lodz'ta en son önemli gettonun imhasını tamamladılar.

Macaristan'da, Almanlar ülkeye girdikten ve 'ün ilkbaharında ülkeyi işgal edene kadar gettolaşma başlamadı. Üç aydan kısa bir süre içinde Macaristan jandarması, Riech Ana Güvenlik Ofisi'nden Reichssicherheitshauptamt-RSHA) Alman sürgün uzmanlarıyla birlikte tüm Macaristan'dan, başkent Budapeşte dışında, yaklaşık Yahudiyi kısa vadeli “imha getto”larında bir araya topladılar ve Macar sınırında Alman gözetimine gönderdiler. Almanlar, Macar Yahudilerin çoğunu Auschwitz-Birkenau ölüm merkezine gönderdi. Budapeşte'de, Macar yetkililer Yahudilerin kendilerini işaretli evlere (sözde Davut Yıldızı evleri) kapatmalarını zorunlu kıldılar. Birkaç hafta sonra faşist Arrow Cross hareketinin liderleri Alman destekli bir darbe ile 15 Ekim 'te iktidarı ele geçirdiler, Arrow Cross hükümeti Budapeşte'de resmen, 0,1 mil kare alanda Yahudi'nin yaşadığı, bir getto kurdu. Tarafsız bir gücün koruması altında olduklarına dair bir sertifika taşıyan yaklaşık Yahudi, şehrin başka bir yerinde “uluslararası getto”ya hapsedildiler. Ocak 'te Sovyet güçleri, iki gettonun ayrı ayrı konumlandığı Budapeşte'nin bu bölümünü kurtardı ve yaklaşık Yahudi sakini özgürlüğüne kavuşturdu.

Holokost sırasında gettolar, Nazilerin Yahudileri kontrol altına alma, insanlıktan çıkartma ve kitlesel olarak katletme sürecinde merkezî bir aşamaydı.

Getto Ne Demek? TDK’ya Göre Getto Sözlük Anlamı Nedir?

Günlük hayatın içerisinde, televizyon programlarında, basılı ve dijital dergi, gazetelerde karşılaşılan kelimelerin TDK sözlüğündeki karşılığı merak ediliyor. Getto ne demek ve ne anlama gelir? Getto kelimesinin anlamı ile birlikte kökeni ve doğru yazılışı ile örnek cümlelere buradan ulaşabilirsiniz. İşte uzun yıllardır dilimizde olan ve günlük hayatta sıklıkla karşımıza çıkan getto kelimesi ne demek, TDK’ya göre anlamı, getto kelimesinin kaç anlamı var kökeni ne sorularının cevabı…

GETTO NE DEMEK? TDK'YE GÖRE GETTO ANLAMI

Getto kelimesi günlük hayatta sıklıkla kullanılan kelimelerden bir tanesidir.
Getto kelimesi Fransızca kökenlidir.
Getto kelimesinin TDK sözlüğündeki anlamı şu şekildedir:

- Avrupa ülkelerinde Yahudilerin gönüllü olarak veya zorlanarak yerleştirildikleri ve her türlü gereksinimini başka yere gitmeden karşılayabildikleri mahalle, Yahudi mahallesi
- Bir yerleşim bölgesinin, aynı şehirden gelen insanların yerleştiği bölümü

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası