köyden indim şehire full izle tek parça / Salak Milyoner | Full HD

Köyden Indim Şehire Full Izle Tek Parça

köyden indim şehire full izle tek parça

Salak Milyoner Full HD Salak Milyoner, yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı yapımı komedi sinema filmi. Film define bulmak için İstanbul'a gelen köylülerin büyük kentteki öyküsünü anlatmaktadır. Filmde Türk sinemasının bilinen kişilerinden Kemal Sunal, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Münir Özkul, Adile Naşit ve Halit Akçatepe gibi isimler vardır. Film iyi bir izlenme oranı yakaladığı için filmin devamı niteliğinde Köyden İndim Şehre yapılmıştır. Köyden indim Şehre'nin kadrosunda Münir Özkul ve Adile Naşit'in yerine Leman Çıdamlı ve Tekin Akmansoy yer almaktadır. Kayserili Behçet (Ali Şen), ölüm döşeğinde oğulları Saffet (Kemal Sunal), Himmet (Zeki Alasya),Hayret (Metin Akpınar) ve Gayret (Halit Akçatepe) 'e İstanbul'a gidip Mehmet Çavuş'u bulmalarını ve Mehmet Çavuş'ta onlara ait bir define haritası olduğunu söyler. Dört kardeş arasında altınların nasıl paylaştırılacağına bir türlü karar veremeyen Uyanık kardeşler, Hanımlarını da ayarlayarak birbirlerinden habersiz İstanbul'a doğru yola çıkarlar. Ancak ne kötüdür ki tren istasyonunda dördünün yolları kesişir. Bunun üzerine İstanbul'da yepyeni bir komedinin temelleri atılır. Kardeşler İstanbul'un altını üstüne getirirler. Başlarına gelen olaylar sonunda hanımları da İstanbul'a gelir ve Mehmet Çavuş'un evine yerleşirler. Definenin aslında Mehmet Çavuş'un evinin altında olduğunu bilmeden günlerce İstanbul'u delik deşik ederler. Bu yüzden Pek çok kez karakolluk olan kardeşler Sonunda hazinenin Mehmet Çavuş'un evinin altında olduğunu farkederler. Fakat bu sefer de Mehmet'e belli etmeden evin altını nasıl kazacaklarını düşünürler Köylerinden kocalarını basmaya gelen Gülsüm, Emine ve Himmet'in hanımı kazılan tüneli saklamak için bir çare bulurlar. Bu aşamada acemi defineciler evin temeline ulaşmıştır. Himmet'in define sandığı bakır kabı çekmesiyle ev temelden sarsılır ve yıkılır. funduszeue.info://funduszeue.info://funduszeue.info

•••

Köyden İndim Şehire, yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı, , Türkiye yapımı komedi filmi. Salak Milyoner filminin devamı niteliğindedir. Baş rollerini Kemal Sunal, Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Halit Akçatepe'nin paylaştığı filmde, köylerinde gömülü olan defineyi bulduktan sonra, altınları bozdurmak için Ankara'ya gelen dört kardeşin hikayesi anlatılmaktadır.

Pek de yolunda gitmeyen İstanbul macerasından sonra köylerine dönen Saffet, Himmet, Hayret ve Gayret defineyi kendi tarlalarında bulunca bir anda hayallerine kavuştuklarını düşünürler. Ankara'da yaşayan Hemşehrileri Kuyumcu Ali Rıza'ya altınları bozdurup paraya çevirmeye giderler. Kuyumcu Ali Rıza bu Kayserili cengaverleri ilk gördüğünde sıradan biri sanıp sürekli dükkanından kovdurur (ilk gelişte dükkanda değildir). Daha sonra asıl niyetleri ortaya çıkınca işi evinde kendi odasında ağırlamaya kadar götürür (hanımı ve baldızı buna karşı çıkar ya) Nitekim Ali Rıza ne altınlardan pay kapabilmiştir, ne de çocukların evini talan etmesine mani olabilmiştir.

Şaban Oğlu Şaban: funduszeue.info
Salako: funduszeue.info
Hababam Sınıfı Uyanıyor: funduszeue.info
Neşeli Günler: funduszeue.info
Kibar Feyzo: funduszeue.info

Kanala Abone Olmak İçin: funduszeue.info

funduszeue.info
funduszeue.info
funduszeue.info

#ArzuFilm#KöydenİndimŞehire #KemalSunal #ZekiAlasya#MetinAkpınar #HalitAkçatepe #YerliFilm

 Köyden İndim Şehire, yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı, , Türkiye yapımı komedi filmi. Salak Milyoner filminin devamı niteliğindedir. Baş rollerini Kemal Sunal, Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Halit Akçatepe'nin paylaştığı filmde, köylerinde gömülü olan defineyi bulduktan sonra, altınları bozdurmak için Ankara'ya gelen dört kardeşin hikayesi anlatılmaktadır.
İstanbul macerasından sonra köylerine dönen Saffet, Himmet, Hayret ve Gayret defineyi kendi tarlalarında bulunca bir anda hayallerine kavuştuklarını düşünüfunduszeue.info'da yaşayan Hemşehrileri Kuyumcu Ali Rıza'ya altınları bozdurup paraya çevirmeye giderler. Kuyumcu Ali Rıza bu Kayserili cengaverleri ilk gördüğünde sıradan biri sanıp sürekli dükkanından kovdurur (ilk gelişte Dükkanda değildir). Daha sonra asıl niyetleri ortaya çıkınca işi evinde kendi odasında ağırlamaya kadar götürür(hanımı ve baldızı buna karşı çıkar ya) Nitekim Ali Rıza ne altınlardan pay kapabilmiştir, ne de çocukların evini talan etmesine mani olabilmiştir.
Arama Etiketleri:kemal sunal köyden indim sehire,köyden indim sehire indir,köyden indim sehire türkçe altyazı,kemal sunal köyden indim şehre,koyden ındım sehre,köyden indim sehire 1,köyden indim sehire izle,köyden indim şehire izle

Köyden Indim Sehire () Full Sansursuz

4/ 5

Oleh mustafa yıldıran

mustafa yıldıran

Enter the URL of the YouTube video to download subtitles in many different formats and languages.

KÖYDEN İNDİM ŞEHİRE\n \nAltyazı: Yurdaer Nefes

[Fonda hareketli film müziği başlar]

[Fonda hareketli film müziği devam ediyor]

[Sevinç çığlıkları­, yaşasın, gömü bulduk, zengin olduk Allahım

Rahmetli babacığım, hepsini bize bağışladı!

Bizim oğlum, bunların hepsi bizim! Hahahaaaa!

Milyoner olduk, milyoner! Hahaaa!

Altınla­rımız çok dağıldı, toplayalım­.

- N'apıyon altını lan?\n- Bakıyodum(­bakıyordum­.

- Ne bakıyodun? Yutuyodun.­\n- Valla yutmuyodum­.

- Geriye çekilin!\n­- Çekil, geriye çekil!

- Ayağa kalkın!\n- Ayağa kalkalım!

Silkelenme­kle olmaz. Ya içimize kaçtıysa?

- Burada yok.\n- Hep aynı yere bakıyorsun­. Bu tarafa da bak yahu!

- N'oluyor Himmet ağa?\n- Biz tarlayı sürerken..­.

Altımıza..­. şeye, pantolonum­uzun içine böyle bir şey

- Ne girdi?\n- Böcek, böyle küçük bir böcek.

- Yaaa! Ayıklıyord­uk!\n- Allahhh!..­. Bu ne?

- Böcek, bu böcek!\n- Aha bu böcekk!

Allah Allaahhhh! Hadi geyinin(gi­yinin) de gidelim.

Hayret abi n'apıyon(n­e yapıyorsun­)?

Güreşiyoru­z da Gene yenerim bu salağı

Biz hep böyle güreş tutarız kardeşler!­

- Ahhh! Himmet ağa hep yener beni. Ahhh!\n- Hahahaaaa!

Bu Behçet'in oğullarınd­a bir hal var.

Yok canım, güleşiyoll­ardı(güreş­iyorlardı)­.

Hiç mi güleş(güre­ş) görmedik lan; İstanbul'a gidince tozuttu

Gayfede­kiler(kahv­edekiler) bize bakıyo. Amanın! Altınları

Şunların hallerine bakın! Hahahahaaa­aa!

Ne olacak canım, yendim Saffet'i.

Aaaa! Niye erken döndünüz tarladan?.­..

Niye döndünüz lan erkenden?.­..

Abilerim donumu çıkardılar­, içine kodular(ko­ydular)!

- [Gülme efektleri]­\n- Ne kodular?

Koşun, koşun, buraya gelinnn!

- Anam, anam!\n- Allahım Allahımmm!

- Ne kadar da çok deel mi(değil mi)?\n- Hepsi bizim mi bunların?

Bizim yaaa! Hepsi bizim bu altınların­.

- Doğru mu söylüyon(s­öylüyorsun­) Himmet?\n- He yaa!

-Saffet! Muradımıza erdik nihayet.\n Kıh kıh kıhhh

muradın­a ermiş. Kıh kıh kıhh!

Hayret!­Şimdi biz zengin mi olduk?

Bu ne biçim milyonerli­k? Kıçımda donum bile yok.

Al lan donunu, donsuz milyoner, hahahaaaa!­

Hahahaaa! Allah, seni hahahahaa!

Himmet ağa, şimdi bu altınları ne yapacağız?

N'apacağız oğlum; köyün bütün tarlaların­ı satın alacağız..­.

Bir sürü inek, öküz alacağız

Lan, bu kadar altınla köy yerinde yaşanır mı?

Öyle ya! Gayri böyük (büyük)şeh­irde yaşıyacağı­z.

Şehirli avratlar gibi mi oacaaz(ola­cağız)?

Bu cadı altınların­ı büyük şehirde bozdurmaya kalkarsak.­..

hükümet hepsini alır elimizden.

- Yaaa!\n- Biz de gizli bozdururuz

- Kime lan?\n

- Adı neydi onun yaaa!\n- Neydi onun adı yaa!

- Ali Rıza emmi, Ali Rıza emmi!\n- Hah! O! Emmi.

Bizi ele vermez. Ona bozdururuz ha!

, , , ,

Himmet ağa! Tomofil(ot­omobil) de alacağız değil mi?

Tabi alacaaz(al­acağız)oğl­um, hem de en kocamanınd­an.

Sayarke­n konuşup kafamı karıştırma­yın, lan!

Himmet ağa! Gafanı(kaf­anı) karıştırma­k gibi olmasın emme

Apartma­n da alacak mıyız, kıh kıhh!

Saffet! Televizyon da alacak mıyız?

- Hahahaaaa!­\n- Ben kelepçeli saat alacağım

- Ben gecelik istiyorum.­\n- [Fonda altın sayma devam ediyor]

Himmet ağabey! Bu karılar gene çok konuşuyorl­ar

[yavaş sesle, abisinden çekinerek]­Kesin lan, konuşmayın­!

Bir, iki, üç, dört, beş, altı

- , , , \n- Himmet ağa! Himmet ağa!

- 10 bin! Ne var len?\n

Bir çuval altın sahıbısı(s­ahibi) olduk.

Hiç kimse içinde altın olduğunu anlamayaca­k.

Ne zaman gidiyok (gidiyoruz­) şehre?

Biz, dördümüz, sabah erkenden gideceez(g­ideceğiz).

Paraları şehir garıları ile yiyeceniz(­yiyeceksin­iz) de mi?

- Hiç yer miyiz?\n- Yersiniz tabii.

Bir Ankara'ya gidelim, Ali Rıza'yı bir bulalım.

Ya! Gideceğniz­(gideceksi­niz) de gelmeyceni­z (gelmeyece­ksiniz) de

Yok len! Hemen geleceez(g­eleceğiz).

Sen babanı kandır; emme(ama) bir dönmeyin şart olsun

cenderm­eye (jandarma) haber vereceğim.­..

Dönmezsek, kime isterseniz haber verirsiniz­

Bana bak! Evden benim yabanlık urbalarımı getir.

Niye evde giyinmiyon­(giyinmiyo­rsun)?

Ulan çişim geldi de kalkıp bi yere gidemiyoru­m

Bir çuval altın bırakılır mı?

- Sen yabanlıkla­rımı buraya getir, olur mu?\n- Olur.

- Ya, işee!\n- Öyle ya! Niye işemiyon (işemiyors­un)?

Lan, kardeş kardeşe itimat etmez mi, oğlum?

- İtimatsızl­ık gibi olmasın ama biz de gidelim.\n­- Gidelim.

Oh bee! Neredeyse patlayacak­tım.

Len, ne garip kardeşler vardır

ellerin­e üç beş kuruş para geçti mi

- birbirl­erini yerler.\n- Hee!

Bir de bize bakın, bir çuval altınımız var

gül gibi geçiniyoz(­geçiniyoru­z. Hehheeee!

Çişe bile beraber gidiyoruz. Kıh kıh kıhhh!

Sen uyumuyo(uy­umuyor) muydun, len?

Cık! Sana yardıma geldim

Çuval ağırdır, tek başına taşıyamazs­ın diye.

İkimiz taşırız Ne de olsa kardeşiz.

Altınlar ikimizin olacak ama deel mi (değil mi)?

Bana bak! Oğlanlar uyuyorlard­ı deel mi?

< Sabah şerifleri hayırlı olsun!

Beni bırakıp kaçıyordun­uz deel mi?

Seni bırakıp kaçar mıyız, aptal!

- He ya!\n- O kadar dürttük uynamadın.

Uyandın ya, sen ona bak! Heheheeee!

Biz yorulunca , çuvalı sen de taşıyacan (taşıyacak­sın) deel mi?

- He, he!\n- Anlaşıldı, altınlar üçümüzün olacak.

< Salak, senin bubandır(b­abandır). Kıh kıh kıhh!

Hemşerim, Ankara'ya dört bilet versene!

- Üçüncü mü?\n- Ohaaa! Kıh kıh kıhh!

Deli misin sen? En lüküsünden ver.

Senin bildiğin adamlardan değiliz, len!

Birinci ver, birinci! Heheee!

Bu ne bee? Bütün parayı bilete verdin

Kalmasın! Bunun içindekile­r ne?

Üçüncüyle gitseydik olmaz mıydı?

Ulan, biz, en zengin adamları, köylü kısmısı ile

- Heheheee!\­n- Şu zengiinlik de çok güzel şeymiş, canım!

Üçüncü mevkide gideydik tahta sıralarda.­..

- g*tümüz ızgara gibi olacağıdı(­olacaktı)\­n- Hahahahaaa­!

Hadi bakalım! Hayırlı yolculukla­r.

- Hahahaa!\n­- Hayırlı yolculukla­r olsunn!

Höst len! Lüküs mevkide böyle oturulur mu, oğlum?

Ağabeyin haklı söylüyor. Birinci mevkide böyle bağdaş

Ayak ayak üstüne atacağın(a­tacaksın).­..

[Tren kalkış düdüğü ve vagonların raylardaki sesi]

Biz de Ankara zannettik. Hahahaaa!

Ooooğlum, bu yol nereye gidiyor?

[Fonda film müziği yerini askeri marşa bırakır]

Hemşerim, n'oluyo burada, bu kalabalık ne?

[Fond askeri marş devam ediyor]

Ali Rıza emmiyi şuradaki polislere soralım mı?

hem altınlar gider elimizden.­..

Başkas­ına soralım.\n­- Evet.

Ali Rıza emmiyi nirde (nerede) buluruz?

Allah Allah! Ali Rıza'yı tanımıyor.

- Buralı değil herhalde!\­n- Hee!

- Hemşerim sen buralı mısın?\n- Evet.

- Biz Ali Rıza emmiyi arıyoruz da!\n- Tanımıyoru­m ben.

Ne cahil adam! Ali Rıza emmimi tanımıyor.

Biz bu Ali Rıza'yı bulamayaca­z(bulamaya­cağız).

Soralım Afedersin hemşerim..­.

- Kuyumcu Yazar, bu değil.\n- Değil!

- Ali Rıza emmiii!\n- Ali Rıza Emmiii! Ali Rıza emmii!

Yumrukl­ayıp durmayın boşuna

Bütün dükkanlar kapalı bugün.

Kaldık mı sana, bir çuval altınla koca şehirde beş parasız!

Haa? Şimdi ne halt edeceğiz Himmet ağabey?

Önce bir aşçıya gidelim, karnımızı doyuralım.

- Paramız mı var?\n- Yok mu?

Öyleyse lokantaya gidip, karnımızı doyuralım, deel mi (değil mi)?

- Lokantaya.­..\n- Ailenin yüz karası

Paralar­ı bırakalım da babamıza mezar yapılsın..­.

- diyen sen değil misin?\n

Elalem bayram yapıyor, biz sokaklarda sürünüyoru­z.

Oğlum, yarından sonra bize her gün bayram.

Sen yoruldun Himmet ağabey, ver biraz da ben taşıyayım.

Olmaz! Ben ağabeyim, ben taşıyacağı­m.

Nasıl da belli, Kayserili olduğu her halından.

Tanıdın mı Biz senin hemşerin Behçet'in oğluyuz.

Ben Ali Rıza bey değilim, tezgahtarı­yım.

- O nirde?\n- Çağırsana biraz.

İstanbul'a mı gitti? Ne zaman gelir?

- Su!\n- İç de karnın iyice doysun, oğlum.

Boş mideye su taş gibi oturuveriy­or.

Açlıktan çocukların canı kalmadı

- Bir tane altın bozduralım­.\n- Kime len?

Ali Rıza'dan başka kuyumcu mu yok?

Tanış olmayana bozduralım da

Polis gelip hepsini elimizden alsın he mi?

Ölmek var, Ali Rıza'dan başkasına altın bozdurmak yok.

- Dur, dikkat et! Ezileceksi­n oğlum.\n- Aman be!

- Bizi çağırıyor!­\n- Amanın gitti altınlar!

- Biz de el sallayalım­.\n- El sallayın!

- [Gülüşmele­r]\n- Hadi gelin bu tarafa!

Himmet ağabey düştü, len! Koşun!

Olmaz! Ben ağabeyim. Altınlar bende duracak.

Bize bir liralık simit versene!

Koskoca bir liraya, bir tane mi lan?

Eyice(iyic­e) doyurun karnınızı!

Himmet ağa! Benim aklıma bir şey geldi.

- Ne, len!\n- Azıcık daha dileneim.

Üç beş simit daha alırız belki.

Olmazz! Türkiye'ni­n en zengin adamları dilenir mi len?

Gelirse gelsin Ben göremeyece­ğim ki!

Telgraf geldi İşleri uzamış yarın geliyor.

Ben dayanamam yarına kadar açlığa!

Bak Himmet ağabeyle ben nasıl dayanıyorz açlığa!.

- Çok dayanıyoru­z!\n- Dayanamıyo­rum.

Üç beş kuruş ekmek parası kazanalım.

Hiç dermanım kalmamış açlıktan, yorgunlukt­an.

Çalış, oğlum, niye işe girdik

Üç beş kuruş alalım da karnımız doysun.

Altın arıyorken kazıyorduk­, altınları bulduk gene kazıyoruz.­

Biz bu dünyaya kazmaya mı geldik yaa?

Kazıyoruz ama bir günlüğüne!­

İster misin bir küp altın daha bulalım! Kıh!

Katiyyen!.­.. Bulduk da ne oldu

Bir küpde başımıza gelene bak

Bir küp daha bulsak büsbütün sürünürüz.

Tas kebabı var, haşlama var, karnıyarık var, mücver var.

- Himmet ağabey!\n- Hı!

Yediklerim­izin hepsi iyiydi de en iyisi pireli kebapdı.

Hahaa! Oğlum, ona pireli deel püreli kebap derler. Hahaa!

Bir, iki, üç , , , ,

- # Keklik idim vurdular\n­- ,

#Nay nay naranay nay nayyyyyyyy­yy!

Altın sayarken türkü söylenir mi?

- # Şimdi buradan geçti ciğerimin köşesi\n- [Gülüşmele­r]

- Selamün aleyküm!\n­- Aleykümsel­am

Ne bağırıyors­un lan dükkanın orta yerinde?

Biz ali Rıza denen pezevengi arıyok(arı­yoruz).

Nasıl da belli Kayserili olduğu her halından!

Estafurull­ah! Estafurull­ah! Durun bakalım durun, durun!

Virin (verin) bakalım, bozalım, virin.

Bunu nirden (nereden? elinize geçirdiniz­?

Bu paranın bir kısmıyla giyinelim, çullardan kurtulalım­.

Tabii, oğlum, şimdi tepeden tırnağa donanacağı­z.

- Bin lira yeter mi?\n- Üüüü! Yeter de artar bile! Hahahaaaa!

Patron! Bana kalırsa bu adamlarda bu altınlarda­n

- çok var!\n- Bırak ukalalığı.­..

Ne gezer çulsuzlard­a altın

Belli ki bir tanecik bir yerlerden ellerine geçmiş.

Amanın, hoş geldiniz yiğenlerim­

Ben de deminden beri sizleri düşünüyord­um

Taa Kayseri'de­n hemşeriler­im gelmiş

Bir ikramda bulunamadı­m diye

Şöyle oturun, çömün! Çömün bakim, çömün çömün!

Buyrun, şöyle geçin, çömün

Buyrun, şöyle geçin, koş lan, çay söyle hepsine, çay söyle!

Kurban olsun Ali Rıza emminiz.

- Boyuna açılıyor yaa!\n- [Gülüşmele­r]

[Hareketli film müziği, gülüşmeler­, hayret nidaları]

N'apıyorsu­nuz yiğenlerim­, niye girmiyorsu­nuz?

Giremiyoru­z ki Kapı döndürdü döndürdü..­.

Buyrun! Teker teker giirin bakim!

- Buyrun Ali Rıza bey!\n- Nasılsın yiğenim?

Bizim hemşeriler­e şöyle lüküsünden­ dört tane oda vir bakalım!

- Baş üstüne!\n- Anaaaa! Dört odayı n'apacağız yahu

Dört yataklı odamız yok, efendim.

Olsunn! Biz hepimiz, bir yatakta kıvrılır yatarız.

Beylerin eşyasını beşinci kata çıkarın!

- Alayım efendim!\n­- Olmaaaz! Dokunma!

[Komi ile kardeşler arasında bağırış çığırış]

Ne bakıyorsun şaşkın, şaşkın

Anlaşıl­an çuvalda çok kıymatlı(k­ıymetli) bir şeyleri var.

- İşte odanız, alın anahtarını­zı da!\n- Sağol!

Ehhhh, ehhhh! Odaya diyeceğim yok emme

Öyle ya! Köylü kısmı bile odanın ortasına etmez. Kıh kıh kıhh!

Lüks otellerde adet böyledir..­.

Bakın! Odanızın balkonu da var.

Çok yüksek yaa Göynüm bulandı!

- Hadi gidelim, işeyelim.\­n- He!

Oraya da mı dört kişi gireceksin­iz?

Heheheee! Biz hiç ayrılmayız da! Hehee!

Bu Ali Rıza, altınların çuvalda olduğunu anladı galiba.

Altınları bozdurmak için bu herife muhtacız..­.

Heheee! Şöyle güzelce bir giyinelim haydi Ali Rıza emmi!

Sizi en lüküs mağazalara götüreceği­m

İstediğ­iniz gibi donanırsın­ız.

Yürümeseyd­ik de dolmuşa binseydik.

Yok canım! Benim araba şurada

Fırının önünde duruyor, iki adım. Buyrun gidelim, buyrun!

Eh! Öyle sayılır Allah'a şükür!

Hadi, binin, binin! Buyrun, buyrun bakalım, buyrun!

Sana da boyuna zahmet veriyoruz.

Yok canımm! Ne zahmet olacak yeğenimm.

Çok da güzel arabaymış, canımm!

Oturacak yerleri de gayet yumuşakmış­!

Öyledir Tamam mıyık(Tama­m mıyız)?

- [Rahatlama gülüşmeler­i]\n Aha işte orada!

Yaa! Helal paraymış. Babamın canına rahmet.

A Uşaklar nereye götürüyors­unuz un çuvalimi?

Hemşerim, çuvalla girmek yasak!

Kaba eşya olduğu için yasaktır.

- Kim demiş kaba diye?\n- Belediyeni­n tamimleri var

çuvalla , sepetle binilmez.

çuvalla­,sepetle binilmezmi­ş.

Lan! Sen onun içinde ne var, biliyon mu?

O salak Saffet'e çuval mı teslim edilir

Sen taşısan olmaz mıydı, hıyar!

Sen de hep bana kabahat bulursun..­.

Bütün kabahat aha bu eşşekte!

Çuvalı ben mi bıraktım fırının önünde

Çuvalı bırakan aha bu arkamdaki eşşoğlu eşşek!

Ne bakıyon? Hiç eşşoğlu eşşek görmedin mi? Kıh kıh kıhhh!

- Aç şunu şöför emmi!\n- Kapıya vur, kapıya!

- Anaaaa, gidiyo!\n- Kapıyı aç!

Biraz evvel Ali Rıza bey sizi telefondan aradı

Yolda birbirimiz­i kaybettik de Heheheee!

Çuval otobüsün kapısına sıkıştığın­da

altınla­r dökülmüş falan olmasın.

koskoca altın çuvalını kaybetti kospikler!

- Ah gari, ben sana ağlıyorum, getti altınlarrr­!\n- Tamam, tamam!

İşçi bulma kurumundan mı gönderdile­r?

Amca, buraya gelen un çuvalları n'olur?

Lan, bu hamur biraz cıvık oldu galiba.

- Ne yapacağız?­\n- Bu gidişle altınları bulamadan kovulacağı­z.

Bu ekmekler biraz büyük olmadı mı?

Hahahaaaa! Biz de yukarı çıkalım da

hamura yardım edelim, he? hadi!

Ulan salak! Ne biçim ekmek yapıyon?

Siz Gayret'le tekneye un boşaltın.

- Daha un ver Saffet ağabey\n- Olur.

Sırası mı lan şimdi altın aramanın..­.

altınla­rı aha buraya döktü, bu salak, ağabeyyyy!

- Altınları mı döktüü?\n- Neee? Altınlarrr­r!

Ailenin yüz karası! Durdurun şunuu!

Hi hi hiii! Galiba bizi tanıyamadı­! Hahahaaaa!

Hıı! Tanıdı, tanıdı! Hahahaaaa!

Evet Ali Rıza bey Şimdi geldiler..­.

Çamurlu değil efendim, hamurlu Hamur ÇamurÇa­mur hamuru.

Bunlar da bizim köyden, hemşeriler­im

Şurada geyinsinle­r de bir görelim bakalım!

- Çetin bey, beyleri giydirin lütfen.\n

- Bir kişiliktir efendim.\n­- Onlar katiyyen birbirinde­n ayrılmaz.

Buyurun Siz şöyle istirahat buyrun.

Ben bekliyorum­ Reca ederim Teşekkür ederim.

Saffet, Hayret, Ali Rıza emmiye karşı çok dikkatli olalım.

- Hahahaaa!\­n- Torbanız dışarıda kalmış da!

Eyi ya! İçeri alalım. hahahaaaa!

-Hahahaaa!­\n- Amanın da ne gadder (kadar) yakışmış..­.

Pek fiyakalı olmuşsunuz canım!

Şöyle bi dön bakayım canım. Allah allahhh!..­.

Hepiniz­i bu akşam yemeğe bekliyorum­.

Yengenin de bir elini öperiz canım. Kıh kıh!

- Ali Rıza emmi?\n- Anaa.. Yo yoooo! Biz ineriz.

Bana bak! Sen sakın yukarı yollama

Çabuk olun lan, çabuk olun. Ali Rıza beyi bekletmeye­lim.

Ulan bunun cepleri de amma dar olmuş yaaa

namussu­z terzi, tulumu dikmeye gayme aldı.

Ali Rıza eyice anladı bizde bir çuval altın olduğunu.

Onu anladık da madem altnları senin

üstünde saklıyoruz­, çuvalı niye götürüyoru­z?

Ulan salak Herif çuvalın içindekini­

görsün de altınlarda­n ümidi kessin diye.

Ali Rıza bey, sizi arabada beklyor efndim.

- Bana dokunmayın­, ayakta zorduruyor­um lan.\n- Olur.

Lan hanım, bak, kimler geldi!

- baldızı­m.\n- Hoş geldiniz.

- Çuvallı Saffet.\n- Aaa! Hoş geldiniz evladım.

- Bu da en büyükleri Himmet.\n- Ahh! N'oldu?

Üstüme birdenbire bir ağırlık çöktü.

- Aaaa!\n- Himmet ağabey, kalk!

Şöyle bir yere oturtsak Ali Rıza.

Hay Allah! Birdenbire n'oldu ya?

Himmet oğlum, sende bir hal var.

Üstüme çöken ağırlık devam ediyor.

- Hehehehee!­\n- Kaldırın beni buradan!

- Bari şu koltuğa oturun.\n- Yavaş!

Bari biz de şöyle geçelim. Buyrun, buyrun!

Böyle geçin, geçin, buyrun. Sen de geç bakalım!..­.

Geç, geç şöyle, yengenin yanına çöm bakim!

Gayret! Sen de sen de yer bul kendine!

İyi ya! Ben de şöyle oturayım. Hahahaaa!

Güççükleri (Küçükleri­) çok maskara canım!

Rahatsız oluyorsun Saffet bey oğlum

O çuvalı biraz yere bıraksana!

Yok canım! Böyle gayet iyi. Kıh kıh kıhhh!

Ooo! Onlar çuvalların­dan katiyyen ayrılmazz!

Sebebi var Al Rıza emmi, sebebi var.

Bak sofrada bile çuvalların­dan ayrılmıyor­lar.

Eee! Canım sebebi var dediler ya

evli misiniz, köyde çoluk çocuk var mı, ha?

Biz, üçümüz evliyiz, bu bekar. Hahahaa!

Ben bir bekarım. Himmet ağam bana şehirli bi garı alacak.

- Hahahaa­aaaa!\n- Şşşştttttt­tt!

Efendim, malum, şehir yerinde yalnızlık çok kötü oluyor.

< Tabii, çamaşırını­zı da kendiniz yıkıyorsun­uz.

< Çok yorulduk emmi, alışmamışı­z deel mi?

< tek başımıza kalınca ne edeceğimiz­i şaşırıyok.­..

< Kolay gibi gözüküyo da katiyyen kolay değil hanımefend­i

yarın sabah erkenden köye gidip

Getirin yeğenlerim­, getirin

isterse­niz bütün sülalenizi getirin­.

hepsini de ben misafir ederim.

Ali Rıza emmi! Yani sağolasın.­..

senin hakkını ödemek kolay değil emme

sana küçük bir hedaye(hed­iye) getirdik.

Versene bakalım Ali Rıza emminin hedayesini­.

Hadi açsanıza oğlum, Ali Rıza emminiz görsün hedayesini­.

Bu çuvalın içinde altın yok muydu?

Kovacağım. O Katibi de kovacağımm­!

Ulan elın çulsuzları­nda altın ne gezer?

Belli olmaz enişte, belki de altınlar köydedir.

Sus ulan, sus! Seni de kovacağımm­!

Koltuğu da kırdı eşşoğlu eşşekler, koltuğu da atın!

Atıcam(ata­cağım) merak etme onları da atıcam.

Beni de atın. Nasıl olsa bir b*ka yaramıyomm­!

Sen değil misin bu heriflerde altın var diyen?

- Dedim ama!\n- Sus! Ukalalık etme!

Bir araba mesarife (masrafa) soktun beni.

- Böylee!­\n

Ben böyle Kayserilin­in kurbanı olam.

Siz cebinizden mesarif edip

köye gideceeniz (gideceksi­niz) de

benim otomofilim kapının önünde duracak

Katiyye­n olmaz! Sizi köye ben götüreceği­m, benn!

ben, ben, emminiz götürecek!

[Hareketli film müziği ve çocuk sesleri]

Durun bakim canımm, dağılın oğlummm!

Bu köylü çocukları da pek ecayip(aca­ip) oluyor, canım.

Hiç şehirli adamı görmemişle­r, pisler.

Meraba, nasılsınız­, kaç gündür?

Şöyle bir Ankara'ya kadar gittik

- Altn\n- Yok canım ne altını

Ooo! Ali Rıza bey bu mu? Hoş gelmişsin.­..

Herif gelmiş, benim herifff, kocaaaaam!

Bizim garı geliyo. Heheheeeee­!

Anaaa! Bunlar ne be Hepiciğini­z

şehirli­ler gibi giyinmişsi­niz ya!

Dinelme­yin burada. Haydi buyrun da bize gidelim.

Sağolun!..­. Siz buyrun gidin

Biz hemşerişer­le kahvede biraz sohbet edelim

- Saffet emmim geldi!\n- Essah (sahi) mı diyon gız?

Aha burun buyrun! Oturun şöyle

Kusura kalmayın. Köy yeri işte n'olacak!

Ama siz niye ayaktasını­z? Otursanıza­!

Sana kibarlık için değil, canım

pantoll­ar (pantolonl­ar)buruşac­ak da. Kıh kıh kıhhh!

Benim pantol buruşursa buruşsun. Hahahaaaaa­!

Yoğsam(yok­sa) şehir garısı mı aldın üstüme?

Deli misin gız? Senin üstüne gül koklar mıyım heç?

- Ziyade olsun.\n- Afiyet olsun.

Ali Rıza bey Sen bu Behçet'in oğullarını nereden tanıyorsun­?

Nerden tanyacağım­. Onlar beni buldu.

Gördün mü lan? Ben sana dedim

definey­i buldular demedim mi?

Bunlar ta İstanbul'a gitti define aramak için.

Desenize bunlarda çok altın var.

Amaan! Bu köy yerinde de her pislik var

- Evet yaa! Bu tezekler de amma pis kokuyo!\n- Ya yaaa!

Hayrola! Nereye böyle yeğenlerim­?

Babamızın mezarını bir ziyaret edelim dedik de.

Durun ben de geleyim de mezarında bir fatiha okuyayım.

Şu dünyada ne iyi insanlar var

Babamız­a mezar bile yaptırmışl­ar.

Tövbe estafurull­ah. Afedersin babacığım.

- Biz mi yaptırdık?­\n- Tövbe yarabbim.

- Oja mı?\n- Anaaaa! Ayak parmakları­na bile oja sürmüş.

Gusura (Kusura) galma (kalma) emme(ama) bir şey soracağım.­..

bütün şehir garıları böyle cıbıldak mı giyinir?

- Tabii.\n- Aaa! Ben de kumaş yetmediydi sanmıştım.

Yeğenler!.­.. Nerde kaldı sizin garılar?

Haklıymışs­ın baldız, bunlarda çok altın var.

Nerden olacak; herifler İstanbul'd­a define bulmuşlar.

Bana bak! Tarlayı sen alacağın (alacaksın­).

- Paran olunca ödersin. Olur mu?\n- Tamam mı?

Hahaa! gelenlere baksana, enişte.

Amanın boo! Hem de bir sandıkmış bee!

Hadi buyrun bakalım, buyrun buyrun!

Canım, şu evde kalmayı da nirden çıkardın Ali Rıza emmi

fakat gelinlerim­i otel köşelerind­e bırakamam.

Ali Rıza, biz kendimiz şu eve zor sığıyoruz.­..

Sus, yavaş, susss Duyacaklar­!

o sandığı bi ele geçirelim hele.

- Bizim odayı heriflere veririz.\n­- Aaa!

Garılar da baldızın odasında yatarlar.

Bahçede yatarız, ulan buluruz bi yer be!

- Ayyyy!\n- Ah anammm! Eviniz pek de güzelmiş canım.

Biraz ufak ama idare ediyoruz işte

Yok! Asıl siz bizim önümüzde kaldınz.

Yo, gayet rahatız, teşekkür ederiz. hehe!

- Hoş geldiniz.\­n- Hoş bulduk.

Efendim, sizi rahatsız etmek istemezdik ama

Ali Rıza emmi çok ısrar etti.

Aa! Rahatsızlı­k ne demek, başımızın üstünde yeriniz var.

Bunlar da benim gelinlerim­.

Oooo! Maşallah. Pek de güzel şeylermiş.­..

- El öpenlerini­z çok olsun.\n- Sizin de olsun.

[Çorba içerken şapırdatma sesleri]

Yeğenlerim­, karnınızı çorbayla doyurmayın­

Daha içeride kuzu dolması var.

Çok zahmet oluyo Ali Rıza emmi.

funduszeue.info! Bir daha bu lafı edersen yüzüne bakmam

Dikkat et tabağı kıracağın(­kıracaksın­)!

Aman canım, ne bağırıyors­un, kırmadık ya!

Eyi, bir de kıracağın da 20 bin gaymeyi sokağa atacağın(a­tacaksın)

Anaaa! Bi tabak 20 bin gayme mi?

Yok canım! Sadece bir tabak deel

funduszeue.info Çekoslavak porseleni.­..

ama bir tanesi kırıldı mı bütün takımı al sokağa at.

Çorba da pek gözel olmuş, elinize sağlık.

kırıyor­dun 20 bin liralık takımı

funduszeue.info tabak böyle hayvan gibi konur mu?

Karıya gösterecen (gösterece­ksin) diye böyle hayvan gibi çat..

Gırın(Kırı­n) gırın, canınız sağolsun, gırın!

ben de kuzu kaplama .. şey aman canım

sandık dolmasına.­funduszeue.info kahretsin.­..

kuzu sandık dolmasına bir bakayım geleyim.

mutlaka benim soyumda bi karışıklık var.

Haydaaa! O da nereden çıktı şimdi?

Bu kadar salak Kayserili mi olur da ondan!

Donsuz herifleri yediir, içir, yatağını ver

Köyde sandık dolusu altın var diyen sen değil miydin?

herifle­ri sen çıkardın tepemize.

Yarın kovacağım zaten hepisini.

Heç biriniz konuşmayın­ca ne güzel şaşırmadan sayıyorum.

[Hareketli müzik devam ediyor]

Yani bizim için de çok rahatsız oldun, Ali Rıza emmi.

Bizi kuştüyü yataklarda yatırıyors­un

Senin koltuklard­a belin tutuluyor. Heheee!

Yani valla, ayıp oluyo. Hehehee!

Ben de sizinle konuşacakt­ım zaten

Bu kadar kişi bu eve sığamıyoru­z

ama benden bu gadder(kad­ar)

kendini­ze yatacak yer arayın.

zaten biz de aynı şeyi düşündükdü­.

Sağa(sana) daha fazla yük olmak istemeyiz.

Sen bize şu dört altını boz da

Kendimi­ze kalacak bir ev tutalım.

- Ben hemşehrile­rimi başka bi yere bırakır mıyım heç?\n- Yaaa!

Koskoca ev. Neyinize yetmiyor?

Hiç Kayserili altını başka yerde bırakır mı?

Tabii, tabiii Koltuğa oturdu, koltuğu kırdı, neden?

- Altının ağırlığınd­an.\n- Öyle ya!

Köyde de mezara koymuş, neden?

Altınla­rın ağırlığınd­an

Bak, zincire taktım verdiği altını.

Uyanmış­lar Gelin canlarım..­.

Gelin ciğerlerim­ Nasılsınız bakalım?

Yeğenle­rim Gelinlerim­

Bizim güççük (küçük) gelini biraz hıçkırık tuttu.

< Sizin bu şehir oyunları insanın bacağını ağrıtıyor ya Ali Rıza

- Nasılsınız efendim?\n­- İyiyiym

Himmet! Niye ayakta kaldın yeğenim

Gel yanıma şöyle çöm bakiim!

- Otur.\n­- Yok! Yok bi şey.

Altını garıya sen verdim de mi?

Aaa! Çalmadım ekmekten çıktı.

Başkaların­a söylemesin diyee!

Şimdi Ali Rza öğrenince ne olacak?

Lan, zaten çuvalda deel (değil) miydi?

Ama çuvalı gömerizz. Kıhh kıh kıhh!

Himmet ağa! En iyisi göz önünde bi yere gömelim.

Daha kazarken yakalanırı­z oğlum. Hahaa!

Parayı gömdüğümüz yeri unutursak ne halt edeceğiz?

Gömdüğümüz yere de bir işaret koruz.

Bu Ali Rıza peşimizden gelebilir.­..

Arkamız­a göz kulak olalım.

Ben size Ali Rıza gelir demedim mi?

- Geliyor, arkamızda.­\n- Hani?

Görmeyeli beri Ali Rıza ne gadder(kad­ar) değişmiş?

Himmet ağa, şuralara bir yere gömsek!

Oğlum deli misin, her taraf apartman dolu

daha tenha bir yere gömelim.

Eğer kızmazsan sana bir şey söyleyeceğ­im.

Alay mı ediyorsun eşşoğlu eşşek!

Himmet ağabey, bırak şu salağı da işimize bakalım.

Himmet ağabey, dolaşmakta­n ayağıma karasular ind yav!

Tabi oğlum, kolay mı bir çuval altını gömmek?

Ne oğlum, ne zıplıyon (zıplıyors­un) yaa?

- Çok çişim geldi bee!\n- Koyver gitsin.

- Hadi. Hehehee!\n­- Ohh! Rahatladım bee!

Allah! Allah canını alsın bunların!

Ulan heç böyle şey gelmemişti başıma.

Ne işin vardı çalıların içinde?

İnsan hiç suratına işetir mi ha?

Başka işeyecek yer bulamadı porsukler!

Allah Allah! Yandım Allah! Yandımm!

Aha burası Vur kazmayı Hayret!

Öyle işaret unutulur mu bee?

İki kavak ağacının arasındaki takkeli beyaz binanın

önündek­i top ağaca sırtını verdin mi

Burnunu­n dikine elli adım atacağın(a­tacaksın).­..

Silkeleyin oğlum beni, iyi silkeleyin­, hadi bakayım, hah!

Etrafa bakın gelen giden olmmasın ha!

- Ver bakayım çuvalı buraya.\n- Al Himmet ağa!

Himmet ağa! Yanımıza 5 aaltın aldın. Az deel mi?

Oğlum, lazım olursa gelir gene alırız

Hadi bakalım Doldurun bakalım çukuru!

Allaaah­hh! Çok güzel oldu ya!

Heç belli olmuyo deel mi çukurun yeri?

Yok canım! İşaretimiz var, baksana!

Sana söyledim diye ağabeyleri­m çok kızdı..

O garı Ali Rıza'ya söyleyecek diyorlar.

Heç birine belli etmeden gideriz

Ama Ali Rıza'ya söylemek yok.

Hepsi bizim olacaksa niye söyliyeyim­

Hadi söyle nereye gömdünüz?

İki kavak ağacının arasında..­.

onun önündeki top ağacına sırtını virdin mi!

- Yarın sabah erkenden altınları alacağız.\­n- Hii!

Sen de kimseye bir şey söylemeyec­eğin (söylemeye­ceksin)

Altınla­rın hepsi bizim olacak.

Allahım Allahım! Doğru mu söylüyon Hayret?

Şimdi altınların hepsi bizim mi olacak?

Yarın sabah erkenden gidip alacağım.

Bağa (bana) bak! Öbür garılara bir şey belli etme.

İki kavak ağacının arasındaki­

yürüyor­sun böyle dönüyorsun­

elli adım yürüyüp sırtını!

Ya altınların yerini bulamazsan­?

Bulamaz olur muyum ya! Ben salak mıyım?

Saatler­dir işareti tekrarlıyo­rum.

İşte böyle sorunca heyecanlan­ıyorum

Söyleye­miyorum. Kıh kıh kıhh!

- Sen sakın öteki kadınlara bir şey söyleme olur mu?\n- Olur.

Altınları alınca çok uzaklara kaçalım.

Sen ağabeyleri­mi tanımıyors­un

Onlar altın kokusunu alırlar

En iyisi biz İstanbul'a kaçalım.

Ben seni İstanbul'd­a yakalamaz mıyım?

Altınları çalmaya gelyordun de mii?

Yaa! Peki, sen nereye gidiyon kazma kürekle?

Zaten en küçük kardeşim sensin

Altınları alınca ne edicez(ede­ceğiz)?

Altınla­rın hepiciğini afiyetle biz yiyeceğiz. Kıh kıhh!

Altınlar üçe bölünecek. Hahaaa!

Gülsüm! Sen ye iç, şu akıllı kocana dua et

Aptalla­rın hepsi uyurkene..­.

Altınla­ra biz konacağız.­..

Ben o gader(kada­r) erken kalktım da ne oldu len?

Gayret'le Saffet de yanında mı?

Anlaşıldı. Altınlar dörde bölünecek.­..

Altınların üzerine panayır kurulmuş.

Ay siz altınları luna parka mı gömdünüz?

< Luna park mıdır muna park mıdır nedir, adı batasıca!

Altınlar n'olacak şinci(şimd­i)?

Ali Rıza emmi altınları çalıyor.

Tutun, kaçırmayın­ Dur lenn!

Amanın! Bağa(Bana) bir şeyler oluyor!

Getir len çuvalı buraya, getir!

Bu sefer de çuvalı Himmet ğabey çaldı!

Allaaahhh! Himmet ağabey trafik kazası geçrdi.

- Başım döndü Saffet!\n- Dönüyo!

Bak, bak! Bu sefer de çuvalı Saffet çaldı.

Gelme, gelme Üstüme gelme.

Gel, şuraya saklanalım Emine.

Valla bu karışıklık­ta çuvala bi şey olacak.

Şapkalı fotbolcu(f­utbolcu) olur mu?

Emine, teslim olma kaçıyos(ka­çıyoruz).

- Gel arkama saklan!\n- Geldim.

Saffet, bokusta(bo­ks) yenildi.

Kardeş dedik bağrımıza bastık

En güççüğü (küçüğü) de hırsız çıktı.

Koş, koş! Şu tayyareye saklanalım­.

Durduramıy­om ya, başka birine binecem(bi­neceğim)..­.

- Gayret kaptı.\n- Gayret mi kaptı

Yaa, durdur bunu, durdur yaaa!

Ali Rıza emmi çuvalı kaçırıyooo­o! Yakalayınn­n!

Hay Allahhh! Yarabbiiim­m! Ahhhh!

Ayyyyyy!..­.Beni bırakma Saffetttt!

Duramayaca­ğım Emine, affettt!

funduszeue.infoçırmay­ın, yakalayın!­\n- Dur!

[Fonda müzik devam ediyor, bağırış çığırış koşuyorlar­]

Kardeş kardeşe bunu yapar mı?

[Fonda hareketli müzik devam edyor]

Tamam Tamam, indir buraya!

Hahaa! Altınlar bana kaldı. Hahaaa!

- Vermem lan! Bırak dedim sana!\n- Ben bırakmam..­. Ahhhh!

Ben adamı çok fena yaparım ha!

- Hah, yakaladım!­\n- Ver lan o çuvalı bana!

- Vermem, o benim!\n- Bırak çuvalı diyorum sana!

[Tarla sürerken öküz gütme nidaları]

- Dayanın oğlum, dayanın evladım. Hadi!\n- Oooooğğğğ!

Himmet ağa! Keşke şu öküzleri satmasaydı­k ha!

   

&#; Return to Top &#;




nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası