ilber ortaylı türkiye nin yakın tarihi özet / Kitap · Yakın Tari̇hi̇n Gerçekleri̇

Ilber Ortaylı Türkiye Nin Yakın Tarihi Özet

ilber ortaylı türkiye nin yakın tarihi özet

Türkiye’nin Yakın Tarihi – İlber Ortaylı

Genç Aktivistler Hukukçular Okuma Gurubu sayesinde ilk defa bir İlber Ortaylı kitabı okudum. Açıkçası hayal kırıklığı yaşadım. Yıllardır Ortaylı dinler ve severdim. Kitaplarında konuştuklarını belgelendirir ispat eder ve öyle yazar diye düşünürdüm. Maalesef yanılmışım. Aynı konuştuğu gibi de yazıyormuş. Dip not yok, belge yok, atıfta bulunmak yok. Türkiye’nin Yakın Tarihi başlığında Ortaylı’nın anılarını ve hikâyelerini okudum. Şaşkınım doğrusu. Elbette not alınacak altı çizilecek çok bilgi var. Ama ben daha akademik bir kitap beklerdim İlber hocadan.

Gerçi kendi kitabının içinden öyle bir satır var ki bakın ne diyor : “ Bizim ülkemizde ve zihniyetimizde yakın tarih, araştırılıp yazılacak bir konu olmalıydı; oysa yaşlıların gençlere aktardığı anı ve dedikodudan ibarettir”. İşte tamda budur kitabının özeti, Türkiye’nin Yakın Tarihi adı verilen kitap araştırma yerine anılar ve hikâyelerle dolu. 124. sayfada da “Herkes tarih ve sistem kendine göre yorumlanınca alkış tutar” diyerek anılarının kimin hoşuna gidiyorsa ondan alkış alacağını da ortaya koymuş İlber hocamız.

Kitaba şöyle baştan sona bir bakarsak, anayasalar ile başlamış kitaba. Örneğin Britanya’da anayasa olmadığı, Amerika’da anayasayı değiştirmenin mümkün olmadığı ancak eklerle düzeltmeler yapıldığı, Fransız Anayasasının sıklıkla değiştiği, Cezayir anayasasının en kısa anayasa olduğu, Hindistan anayasasının ise kocaman bir kitap olduğu bilgilerini paylaşmış bizimle. İlginç bilgilerdi doğrusu. Hele İran İslam Cumhuriyetinin anayasasının ülkede nüfusu çok çok an olan Zerdüşti, Yahudi ve Ermeni cemaatlerine birer veya ikişer mebusla mecliste temsil hakkı verdiği bilgisi beni şaşırttı. İlber Hoca aynı zamanda Osmanlı da 1877 Mebuslar Meclisi’nin üçte birinin gayrimüslimlerden oluştuğunun da altını çizmiş 16. Sayfada.

1876 anayasası ile ilgili de bir yenilikten bahsediyor 18. Sayfada “ Ananeyle alakası olmayan bir yenilik; toplanan Heyet-i Vükelanın hiyerarşisinde sadrazamdan sonra şeyhülislamın yer almasıydı. Oysa eski imparatorlukta şeyhülislam efendi, yani başka bir deyişle başkent İstanbul müftüsü, Divan-ı Hümayun üyesi değildi. 1908 tadilatında da şeyhülislamın yerine kimse el sürmedi.” Vay arkadaş şeyhülislamı siyasete kimler sokmuş bakın heleee… ve şeyhülislamın siyasi sahneye el atmasıyla Osmanlının yıkılma süreci paralel ilerlemiş ilginç değil mi…

İttihatçılar konusunda önemli ve gerçekten altı çizilecek bir notu var İlber Hocanın “ ittihatçılar nerede olursa olsun birbiriyle ilişkileri olan, belirli zamanlarda ortak hareket edebilen bir zümreydi”. Hımm bundan ders almak gerek…

34.sayfa da beni kitaba mıhladı aslında. Eğer bu söyledikleri doğruysa vah ülkemizin geçmişine. “ 1924 – 1960 meclisleri dış politikayı asla tartışmamıştır”. Tekrar söylüyorum eğer bu doğruysa vah halimize vah ki ne vahhh..

Birinci Dünya savaşı ve sonrasını anlatırken “Harpten sonra insanlığın 3000 yıllık ödeme sistemi çöktü ve değişmek zorunda kaldı. Kadınlar daha fazla üretim için, erkeklerin boşalttığı fabrikaları ve şirketleri doldurdu; bir daha evlerine dönmedi” diyor İlber Hoca. Düşünsenize dünya savaşından önce kadınlar kadın olmanın ayrıcalığını yaşayabiliyor anne olmakla yetiniyor ve sefil bir çalışma hayatı altında kaybolmuyormuş. Savaşın acı sonuçları işte..

52. sayfada İzmir’in işgali sonrası kurulan Yunan Cumhuriyetini anlatırken Venizelos’u şöyle tarif ediyor “ İzmir’e tayin edilen memurların içinde hukukçuluğu dışında İslam Hukuku üzerindeki bilgisiyle de tanınıyordu”. Baksanıza buraya adam Yunanlı, ama kalkmış İslam hukukunu hatmetmiş. Eee uyumamak gerek … Bak yüzyıllar öncesinde Osmanlıyı nasıl anlatıyor aynı kitabında 65. Sayfada “ Kanuni Sultan Süleyman sadece bir mareşal değildi, toplum hayatına müdahaleyi bilen usta bir kültür siyasetçisiydi. Nitekim Katolik kültüre ve kiliseye karşı Protestanlığı himaye etmiş ve kışkırtmıştır.” İşte böyle büyük olunuyor değil mi.

Hilafet konusuna da değiniyor kitapta İlber Hoca, “Zira hilafet ruhani bir makam değildir. Dünyevi iktidar sahibi olmak gerekir.” Diyerek hilafetin kaldırılma nedeni ve sonrası hakkında büyük gerçeği ortaya koyuyor bence. Gerçekten de hilafet dediğin makam da gücün yoksa hiçbirşeye yaramaz. Hilafet sadece ruhani bir etiket değildir. Kitap ta hilafetin de kaldırılmasıyla yurtdışına sürülen haneden mensuplarını anlattığı satırlar da önemli doğrusu. Bakın neler yaşamışlar “ Osmanlı hanedan üyeleri yurtdışında zor günler geçirdiler; parasızdılar. Avrupa bankalarına para yatırmayan tek hükümdar ailesiydiler. Buna rağmen geçinmek için onursuz bir yaşam seçmediler. Yüz kızartıcı suçlar işleyen çıkmadı. Asıl önemlisi Türk Devleti ve milleti aleyhinde cemiyet kurmak, kışkırtıcı politika gütmek gibi olumsuzlukları hiç düşünmediler.” Gördünüz mü Osmanlı hanedanını. Bakın bu satırları yetmezse 223. Sayfada da şöyle diyor; “12. Yüzyıldan beri ayakta kalan muhteşem kervansarayların yanında bir hükümdar sarayı bile yoktur. Hükümdar sarayları daha mütevazıdir ve zamana dayanamamıştır” ardından paşaların konaklarından bahsediyor ve sonunda şunu yazıyor. ““ hırsız ve soyguncu Osmanlı yönetici sınıfı” nasıl tekrarlanan bir slogan haline gelmiştir ki ismi geçenlerin torunları bile o binalarda oturamıyor”

Hilafet konusunu bitirirken “İktidar değişimi sancısız olmaz” demeyi ihmal etmiyor ve hanedanın erkek üyelerinin 1974 de çıkan af ile ülkeye döndüklerini belirtiyor. Sahi 1974 de kimler vardı iktidar da hadi bi düşünün…

“Ama matbaayı Orta Avrupa’da geliştiren bir unsur da 17. Yüzyıldaki Türk ilerlemesine karşı el ilanlarının basımı ve dağıtımı için ucuz tekniklerin icadı oldu. “ bak bak bakk matbaa Türk korkusundan yayılmış Avrupa’da. Süper beaaaa

Türk hafiye teşkilatını anlatırken “ Geleneksel Türkiye’de halk çok meraklıydı ve herkes her gördüğünü olağanüstü bir biçimde hafızasına nakşediyordu”  diyor ve sanki bugünleri anlatıyor. Hala aynı değil miyiz sizce de?

İlber Hoca siyasete de dokundurmadan geçmemiş; “ Türkiyecin hekimlerinin niteliği değişti, mühendislerinki değişti, işletmecileri, iktisatçıları, bir ölçüde sosyal bilimcileri değişti; ama siyaset kadrolarında mükemmelleşme olduğunu söylemek zor. Çünkü siyasi partiler uzun ömürlü olmadıkları gibi kadrolarını batılı partiler gibi yetiştiren örgütlenme ve eğitimden uzaklar. Sorun, ülkeyi yönetecek seçkinler gurubunun yapısında yatıyor.”  İşte bu sorun bitmez…

166. sayfada da “Kimse Türkiye’yi kalkındırmak için bir ittifak düşünmez, ama kalkınmış bir Türkiye’nin ihmal edilmeyeceği açıktır” cümlesiyle de Avrupa’nın Türkiye’ye bakışını ortaya koymuş İlber hoca. Ayrıca birkaç sayfa sonrasında “ Bütün Araplar aynı Arap değildir, Arap toplumları birbirinden farklıdır”. Diyerek Araplara bakarken farklı görmek gerektiğinin da altını çizmiş.

Tarihimize bakarken işimiz zor değil mi, bakın ne diyor İlber Hoca “ Araştırma deyince Osmanlı Hariciye arşivlerinin ve Cumhuriyet arşivlerinin kullanılması gerekir. Oysa her iki kurum da fena durumdadır. Osmanlı Hariciye Nezareti arşivleri son zamanlarda düzenlenmeye başladı, Cumhuriyet dönemi arşivlerimizin ise bakanlık dışı kimselere gösterilecek durumda olmadığı anlaşılıyor”. Süper yaaa  arşivi olmayan bir toplummuşuz… Bakın bir de ne diyor İlber Hoca “ Arap dünyasını tanımıyoruz. Daha dün terk ettiğimiz bir sahayı, bir kavmi ve bölgenin dillerini bilmemek, bu konuda uzmanlara sahip olmamak, olanların da bu dünyadan gittikçe yerine yenisini yetiştirmemek bizim ayıbımız. Batı dillerindeki çifter çifter tercümesi olan Arapça ve Araplar hakkındaki eserlerin çoğunu Türkçeden izlemek mümkün değil. Arapça diyanette çalışanlara bırakılmış, bilgisizlikle övünüyoruz. Petrolümüzü temin ettiğimiz bölge hakkında bilgisizliğimiz sürüyor. Politikasının karmaşıklığından korktuğumuz Arap milletlerinden uzak durmayı marifet addediyoruz. Oysa Araplara çok karışmadan onlarla birlikte olmayı bilmeliyiz; bunu yapmak zorundayız çünkü bu dünyada iç içeyiz… Oradan üzerimize ateş de gelebilir barış rüzgârının serinliği de… Marifet bilgili ve becerikli olmaktır. Ortadoğu dünyası romantizmle veya buluğ çağı bebesinin kinciliğiyle yanaşılacak bir saha değil. Çünkü bilsek de bilmesek de; istesek de istemesek de Ortadoğu’dayız…”

İşte böyleee. İlber Hocanın yakın tarih üzerine anılarını ve hikayelerini okumak isterseniz güzel bir kitap tavsiye ederim..

Tevfik YAZICILAR

23 Kasım 2016

www.mezatvar.com

 

İlgili

YAKIN TARİHİN GERÇEKLERİ

“İttihatçılar milliyetperver ve büyük ideallere sahiplerdi ama kendilerini değerlendiremeyen bir ekip olmaları onları başarısızlığa sürükledi.”

“Mustafa Kemal (Atatürk), Suriye’de Vatan Cemiyeti’ni kuruyor, ertesi sene Makedonya’ya geliyor, oradan Trablusgarp’a koşuyor. Trablusgarp’taki görevi bitince tekrar bu tarafa Balkan Harbi’ne geliyor. Bu durum tabii ki kendisini ve düşüncelerini müthiş etkilemiştir.”

“Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türk toplumu kaosu ve yeni bir dünya savaşını değil, Milli Mücadele’yi tercih etmiştir.”

“Osmanlı İmparatorluğu, milliyetçi akımlar sayesinde dağılan tek imparatorluk değildi; fakat ne Rusya, ne de Avusturya-Macaristan’da ulusalcı akımlar bu derecede aktif ve silahlı eyleme dönüşmüştü.”

“1967’de bindiğimiz trendeki ihtiyar Araplar ‘Ah nerede o Osmanlı!’ diye yakınıyorlardı. Cevabı düşündürücüdür. Acaba o Osmanlı’yı kim kovaladı, bizimle beraber mi kovalandı; bilemiyoruz.”
“1918 yılında, mütarekenin en hazin vaktinde, millet her yerde direniyordu. Ama bu direnişlerin arasında koordinasyon yoktu. O eşgüdümü hangi politik deha sağlayacaktı? Ancak arkasında askerî bir başarı ve müspet intibaları olan bir komutan… Mustafa Kemal Atatürk…”

“İkinci Dünya Savaşı, cephede öldürdüklerinden çok, geride yaşayan ölüler bıraktı.”

İLBER ORTAYLI

***

Osmanlı’nın çöküşünün nedenlerini, milliyetçilik akımlarını, Trablusgarp Harbi’ni, Balkan Harbi’ni, Birinci Dünya Harbi’ni, küllerinden doğan bir cumhuriyet kuran Mustafa Kemal Atatürk ile arkadaşlarını, Türk siyasal hayatında demokrasiye geçiş çabalarını, Demokrat Parti’nin iktidarda olduğu yılları ve 1965 yılına doğru giden gelişmeleri, Ortadoğu’nun tarihini, Krallıkların yükselişini ve çöküşünü, baskıcı liderler ve oğullarını Türk tarihçiliğinin kılavuz ismi İlber Ortaylı’nın derin analizleriyle soluk soluğa okumak için benzersiz bir davet…YAKIN TARİHİN GERÇEKLERİ, 19 ve 20. yüzyıla dair tartışılan, gündemden düşmeyen konulara dair İlber Ortaylı’nın görüşlerini merak edenler için mutlaka okunması gereken bir kitap…

Yakın Tarihin Gerçekleri

Yakın Tarihin Gerçekleri - İlber Ortaylı

Kitap Türü:Tarihi

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Yakın Tarihin Gerçekleri Özet

Son zamanların en bilinen ve en sevilen tarihçilerinden olan İlber Ortaylı, bu kitabında, Türkiye’nin yakın tarihiyle alakalı bazı konulara değinmektedir. İlber Ortaylı’nın yaptığı konuşmalardan ve röportajlardan derlendiği anlaşılan bu kitabın, bir akademik çalışma olmadığı açıktır. Dipnotsuz ve kaynakçasız olan “Yakın Tarihin Gerçekleri” kitabı konusunda ya bahsedilen konuyu iyi bilmeli ya da İlber Ortaylı’nın verdiği bilgilere ve yaptığı yorumlara güvenmelisiniz. Başka yolu yoktur. Zaten bu kitapta önemli olan, İlber Ortaylı’nın verdiği bilgilerden ziyade bahsi geçen meseleler üzerindeki yorumlarıdır. Nitekim söz konusu meseleler daha ortaokul ve lise döneminde öğretilen, herkesin aşina olduğu ve bu konular üzerinde bazı fikirlere sahip olduğu konulardır.

İlber Ortaylı bu kitapta hangi konulardan bahseder? Yazarın öncelikle fikir beyan ettiği konu milliyetçiliktir. Milliyetçiliğin hem Osmanlı Devleti’nde hem de Balkan dünyasında aldığı şekillerden ve meydana getirdiği problemlerden bahseder yazar. Ardından İtalya’nın Trablusgarp’ı işgali meselesine gelir. Türkiye ile Fransa arasındaki yüzyıllarca öncesine dayanan dostluktan, yüzyıllar boyunca savaştığımız Almanlarla nasıl yakınlaştığımıza ve onlarla I. Dünya Savaşı’na katıldığımıza getirir konuyu. Sonra konu, imparatorlukların bitişi meselesine gelir. Okuyucu, imparatorluktan cumhuriyete geçişin sancılı süreçlerinin yalnızca Türkiye’ye has olmadığını, pek çok devlette ve imparatorluktan cumhuriyete geçiş sürecinde aynı sıkıntıların ya da bunların benzerlerinin yaşandığını anlar.

Günümüzde çok konuşulan ve üzerinde birbirine zıt fikirler beyan edilen meselelerden biri Sultan VI. Mehmed Vahideddin’in İstanbul’u terk edip İngilizlere sığınması ve ardından Avrupa’da yaşamaya başlamasıdır. Kiminin hain ilan ettiği, kimininse adeta bir kahraman gibi kabul ettiği bu padişahın padişah olarak son eylemi hakkında İlber Ortaylı, daha geniş bir pencereden, daha anlayışlı ve daha detaylı bir bakış açısı sergiler. Vahideddin terk etmesine terk etmiştir devleti; ancak ne hazineden para almıştır, ne de alınmasına izin vermiştir. Ayrıca o, bilindiği üzere, Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatan bir yakınını susturmuş ve onun bir Osmanlı paşası olduğunu ifade etmiştir. İlber Ortaylı, konuyu fazla uzatmaz ve bazılarının ifade ettiği gibi, aslında Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak üzere Mustafa Kemal Atatürk’ü geniş yetkilerle Samsun’a gönderenin bizat Sultan VI. Mehmed Vahideddin mi olduğu, yoksa Mustafa Kemal Atatürk’ün Sultan VI. Mehmed Vahideddin’e ve İstanbul yönetimine rağmen mi ulusal kurtuluş mücadelesini başlattığı gibi meselelere hiç girmez. Bu tarz teorilerden ziyade, somut gerçeklere odaklanır ve Sultan VI. Mehmed Vahideddin’in çokça bahsedildiği gibi basit bir hain veya korkak olmadığına, onun bazı kişisel değerlerine odaklanır.

Yakın tarihin en önemli konularından biri de hiç şüphesiz İttihat ve Terakki Cemiyeti’dir. Bu cemiyetin oluştuğu ortam, cemiyete dahil olan kişiler ve komitacılık meseleleri tartışılır burada. Enver Paşa’nın o büyük hatalarının, aslında onun bilgisizliğinden ya da çılgınlığından değil de tecrübesizliğinden ve yaşça küçük olduğu halde paşa yapılmasından kaynaklandığı öne sürülür. Doğrusu Enver Paşa, Osmanlı Devleti’nin o zamana dek en büyük ordusunun kumandanlığını yapmış vatansever birisidir. Bu orduda Müslüman da vardır gayrimüslim de. Asker de vardır halk da. Ne yazık ki Enver Paşa, ne kadar milliyetperver olursa olsun, neticede genç ve tecrübesiz birisidir, bundan dolayı bu büyük orduyu kısa zamanda harcar.

Osmanlı’nın nasıl çöktüğü meselesi, bir röportaj konuşmasında enine boyuna tartışılır. İlber Ortaylı, bu konuyu sadece tarih açısından değil, iktisat açısından de değerlendirir. Osmanlı’nın borçları, kültürel özellikleri, kimliği, nüfusu ve diğer özellikleri konuşulur. Konu, bir şekilde günümüzün siyasetiyle bağlanır. Zaten tarih de aslında günümüzü anlamak için öğrenilmez mi?

İlber Ortaylı’nın bahsettiği konular devam eder; modern Türkiye’nin ilk anayasası, Mustafa Kemal Atatürk gerçeği, diğer anayasalar, Cumhuriyet’in ulaşım hamleleri, hukuk eğitimi, Osmanlıdan günümüze elit kesim, Kıbrıs meselesi, 1945 ve sonrası… Tabi ki her konudan burada bahsetmenin imkanı yoktur. Gerisi, meraklı okuyucuya kalmıştır.

Editör: Murat ASLAN

Yakın Tarihin Gerçekleri Konusu

Türk edebiyatının ünlü tarihçilerinden olan Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın son eseri olan Yakın Tarihin Gerçekleri kitapseverlere yine mükemmel bir tarihi kitap sunuyor.

Tarihe ışık tutan kitapları ile dikkat çeken ve tarihin az bilinenlerini okurlarına sunan İlber Ortaylı son kitabında Osmanlı’nın son günlerini, Birinci Dünya Savaşını ve Kurtuluş Savaşı döneminin bilinmeyenlerine değiniyor.

Türklerin nasıl Almanya'nın yanında kaldığını, savaşlarda yaşananları, milli mücadelenin doğuşunu, Mustafa Kemal'in ortaya çıkışını ve sonrasını mükemmel bir dil ile sunuyor.

Yakın tarihimize ait bilinmeyenleri öğrenmek istiyorsanız ve ders kitaplarından faklı şeyleri öğrenmek istiyorsanız okumanız gereken güzel bir kitap.

Yakın Tarihin Gerçekleri Soruları ve Cevapları

Yakın Tarihin Gerçekleri kimin eseri?

İlber Ortaylı

Yakın Tarihin Gerçekleri türü nedir?

Tarihi

Yakın Tarihin Gerçekleri kaç sayfa?

256

Yakın Tarihin Gerçekleri Yorumları

ÇOKKK GÜZEL :)

30-01-2013 17:10

devamını istiyoruzz

27-10-2015 22:35

bilgilendirici güzel bir kitap ilber ortaylıyı artık tanımayan da kalmadı yakın tarihimizi öğrenmek için de yine mükemmel bir kitap yazmış

07-01-2016 23:11

yakın tarihin gerçekleri özeti bu kadar mı?

04-08-2019 12:00

kaynakça konusuna değinmeniz çok iyi olmuş. bu tür kitaplar her kim yazarsa yazsın en kötü dipnotlara ihtiyaç duyar. tarih kitapları kaynakçasız eksktir. en azından editör notları ilave edilmelidir. aksi takdirde güvenirlik sorunu ortaya çıkıyor. tarih değil fikir kitabı oluyor.

24-06-2020 17:29

ilber hocayı dinlemek harika ama okumak çok zor çok fazla detay veriyor kitapta kayboluyorum anlatırken böyle değil

19-06-2022 23:46

istanbuldan sayfalar kitabı neden yok

31-03-2023 20:37

Dakikalar İçinde Atatürk ve DünyasıTürklerin Altın ÇağıTürklerin TarihiYakın Tarihin Gerçekleriİlber Ortaylı Seyahatnamesi - Bir Tarihçinin GezileriBir Ömür Nasıl YaşanırGazi Mustafa Kemal Atatürkİmparatorluğun Son NefesiOsmanlı'yı Yeniden KeşfetmekOsmanlı'ya BakmakCumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923-2023)en iyi kitaplaryeni çıkan kitaplaren çok satan kitaplarokunması gereken kitaplaren çok okunan kitaplar100 temel eserbedava kitapeditör olkitap bağışıGün Olur Asra BedelTutunamayanlarAcımakCamdaki Kız1984Hayvan ÇiftliğiSokrates'in SavunmasıUzun HikayeAlice Harikalar DiyarındaHaritada KaybolmakKraliçeyi Kurtarmakİçimdeki MüzikÇalıkuşuÇocuk KalbiKüçük Kara BalıkİntibahBülbülü ÖldürmekBeyaz Zambaklar ÜlkesindeDon KişotSineklerin TanrısıToprak Anaİnce MemedSatrançİki Şehrin HikayesiVadideki Zambakİçimizdeki ŞeytanSergüzeştBeyaz GemiAraba SevdasıYabanİnsan Ne İle YaşarKüçük PrensDönüşümBeyaz DişSaatleri Ayarlama EnstitüsüFareler ve İnsanlarSol AyağımSuç ve CezaSefillerSimyacıŞeker PortakalıKürk Mantolu MadonnaMadalyonun İçiEsir Şehrin İnsanlarıÜç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, AlageyikYeraltından NotlarSait Faik Seçme HikayelerRüzgarı Dizginleyen ÇocukSabahattin Ali Bütün ÖyküleriSadako ve Kağıttan Bin Turna KuşuAhmet ÜmitAhmet BatmanAyşe Kulinİskender PalaCanan TanDostoyevskiElif ŞafakJojo MoyesKahraman TazeoğluMemduh Şevket EsendalOrhan KemalPeyami SafaSabahattin AliSarah JioTarık BuğraVictor HugoZülfü Livaneli

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası