Hco3 Bikarbonat'ın sembolüdür. Asit-baz dengesinin değerlendirilmesinde kullanılır.
Hamuru kabartmak için kullanılan kabartma tozu genellikle Sodyumbikarbonatın (NaHCO3), kuru asitin (H+) ve mısır nişastasının birleşimidir. Sodyumbikarbonat halk dilinde karbonat olarak bilinir. Aşağıdaki yazıda da sodyumbikarbonat yerine kısaca karbonat kelimesi kullanılacaktır.
Sıcaklığın (50 °C ve üstü), suyun (H2O) ve asitin etkisiyle kabartma tozundaki karbonat birkaç bileşene ayrılır. Bu işlem sırasında karbondioksit (CO2) gazı açığa çıkar, gaz kabarcıkları oluşur ve böylelikle hamur genleşir. Kimyasal tepkime şöyledir: NaHCO3 + H+ > Na+ + CO2 + H2O
Karbonat sadece hamuru kabartmakla kalmıyor: Yanmış tencereyi, yanmıs fırın tepsisini vs. kolayca temizlemek için: Örneğin tencereye bir parmak kalınlığı kadar su doldurulur; bir paket kabartma tozu (ya da karbonat) ilave edilip, 10 dakika kadar kaynatılır. Yanmış yemek tortusu anında çözülecektir.
Çaydanlıklardaki, termoslardaki ve çiçek vazolarındaki lekeler kaynamış su ve karbonat karışımı ile kolaylıkla giderilir. Karbonatın bu temizleme gücünü kimyasal olarak şu şekilde açıklayabiliriz: Kaynamış suda karbonat CO2sinin yarısını kaybederek soda (Na2CO3) oluşur.
Akut böbrek yetmezliğinde, hemodiyaliz endikasyonu bulunmayan hastalarda bikarbonat tedavisi hem köşetaşı olan tedavilerden biri olarak kabul edilir, hem de potansiyel yan etkileri nedeniyle ve bazen de “diyalizi öteleyici” olarak bilindiği için genellikle acil serviste başlanması istenmez. Bu yazıda, diğer metabolik asidoz nedenleriyle birlikte, özellikle böbrek yetmezliği ile ilgili yaptığım literatür taramasını sizlere sunmaya çalışacağım.
ÖNEMLİ NOT: Aşağıdaki metinde, konuyla ilgili yazının yayınlanma tarihinde güncel literatürde olan ve yazarın dikkatini çeken önemli noktalara yer verilmiştir. Yazı, herhangi bir makale veya kılavuzun birebir çevirisi olmayıp yazarın yorumlarını içermektedir ve sağlık profesyonellerine yöneliktir. Tıp sürekli gelişen ve değişen bir alandır; tıbbi uygulamalarınızda güncel literatürü esas almanız tavsiye edilir.
Akut böbrek yetmezliği, acil servislerde sıkça karşılaşılan temel başvuru nedenlerinden birini oluşturuyor. İntravenöz sodyum bikarbonat tedavisi, ortaya çıkan metabolik asidoz ve buna bağlı etkiler nedeniyle sıkça tercih edilen bir yöntem. yılında Hewitt ve ark. tarafından yapılan bir Cochrane derlemesi de bu soruya yanıt arıyor. Soru basit; akut böbrek yetmezliğinde oral veya intravenöz yolla uygulanan sodyum bikarbonat tedavisinin potansiyel yarar ve zararları nelerdir? Primer sonlanım noktası mortalite, sekonder sonlanım noktaları ise renal replasman tedavisi ve bazal böbrek fonksiyonlarına dönüş olarak belirleniyor. Sonuç ilginç; Kasım ’e kadar yapılan Medline, EMBASE ve nefroloji ağırlıklı yayın yapan dergilerde bu konuyla ilgili olarak yapılmış randomize kontrollü çalışma yok.
Renal replasman tedavisinin erken başlanması ve geç başlanmasıyla ilgili olarak biri Journal of Nephrology’de (STARRT-AKI), diğeri ise Trials’da (Trials ,) araştırma protokolleri yayınlanmış iki adet çalışma var. Bu çalışmaların sonuçları yayınlanıncaya dek, hemodiyaliz endikasyonlarını biraz yerinden oynatacak bir çalışma yayınlanması da zor görünüyor. Peki, hemodiyaliz endikasyonu olmayan ve çeşitli nedenlerle acil servise başvuran böbrek yetmezliği hastalarında sodyum bikarbonatın yeri nedir?
Acil serviste sodyum bikarbonat tedavisi uyguladığımız başlıca endikasyonlar şunlar:
Çelişkili endikasyonlar: Kardiyak arrest, DKA
Bikarbonat tedavisinin birçok istenmeyen etkisi var:
Metabolik asidozda bikarbonat kullanımıyla ilgili pratik uygulamalar neyi gösteriyor? Kraut ve arkadaşlarının nefrologlar ve yoğun bakım uzmanları arasında gerçekleştirdikleri bir anketin sonuçlarına göre:
Hastaya bikarbonat tedavisi başlanmadan önce birkaç sorunun yanıtının verilmiş olması gerekiyor, aşağıdaki soruların hepsinin yanıtı “evet”se gönül rahatlığıyla tedaviye başlayabilirsiniz:
• Hastada metabolik asidozun etkileri hangi durumda ve tedavi gerektirecek kadar ciddi mi?
• Hastaya sodyum bikarbonat verilmeli mi? Hastanın asidozu gerçekten de bikarbonat kaybına mı bağlı?
• Hastaya sodyum bikarbonat tedavisi uygulanırsa, bunun potansiyel yararları, zararlarından daha mı fazla?
Çoğu klinisyen kendi pratik uygulamalarında, metabolik asidozda pH< altındaki değerlerde bikarbonat infüzyonu uyguluyor; fakat belirtildiği gibi bunlar kanıta dayanan yaklaşımlar değil. Aynı zamanda her klinik durum için de geçerli değil. Örneğin laktik asidoz ve diabetik ketoasidozda bikarbonat kullanılmasıyla ilgili çok çelişkili sonuçlar var. Diabetik ketoasidozda pH için marjı birçok klinisyen için soru işaretleri yaratırken, pH< değerinde çoğu zaman sodyum bikarbonat infuzyonu başlanıyor. DKA’da sodyum bikarbonat infuzyonunun kandan ketonların atılmasını geciktirdiğini de deneysel ve klinik çalışmalardan biliyoruz. Bu nedenle DKA’da rutin bikarbonat uygulaması önerilmiyor.
Benzer şekilde hemodiyaliz endikasyonu olmayan (veya renal replasman tedavisi diyelim); fakat böbrek yetmezliği ve metabolik asidoz tablosuyla acil servise başvuran hastalarda da, pH ve bikarbonat değerlerinin optimize edilmeye çalışılması gerçekçi değil. Aslında buradaki temel hedef, kardiyovasküler kollapsın engellenmesi olarak konmalı. Birkaç teorik inci:
SONUÇLAR
Kaynaklar ve İlave Okuma
1. Hewitt J, Uniacke M, Hansi NK, Venkat-Raman G, McCarthy K. Sodium bicarbonate supplements for treating acute kidney injury. Cochrane Database Syst Rev ;6:CD
2. Sabatini S, Kurtzman NA. Bicarbonate therapy in severe metabolic acidosis. J Am Soc Nephrol ;20(4)
3. Di Iorio B, Aucella F, Conte G, Cupisti A, Santoro D. A prospective, multicenter, randomized, controlled study: the correction of metabolic acidosis with use of bicarbonate in Chronic Renal Insufficiency (UBI) Study. J Nephrol ;25(3)
4. Kraut JA, Kurtz I. Use of base in the treatment of acute severe organic acidosis by nephrologists and critical care physicians: results of an online survey. Clin Exp Nephrol ;10(2)
5. Chua HR, Schneider A, Bellomo R. Bicarbonate in diabetic ketoacidosis – a systematic review. Ann Intensive Care ;1(1)
Arter kan gazı (AKG) değerlendirmesi acil tıp hekimleri için özellikle kritik hastalarda çok önemli bir beceridir. Aşağıda yer alan altı adımlı işlem her AKGnın tam bir yorumunu sağlamaya yardımcı olur. Bunun yanı sıra tablolarla ya da farklı metodlarla AKG değerlendirilmesi yapılabilmektedir. Aşağıdaki basamaklar baz excess ya da Stewart metodu gibi yaklaşımları içermemektedir. Bu yaklaşımları, farklı makalelerde bulabilirsiniz.
Yazı üç kısıma ayrılabilir; birincisi 6 basamakta kan gazının değerlendirilmesini içeren kısımdır. Bir özetin ardından, incelenen kan gazı sonuçlarının seçilmiş örneklerle ilişkilendirildiği tablolar gelmektedir. Tablolar içerisinde asit baz bozukluklarının ve miks ve kompleks asit baz bozukluklarının özelliklerini ve seçilmiş bazı örneklerini içeren tablolar da yer almaktadır. Yazının son bölümünde ileri okuma önerileri bulunmaktadır. Şimdi adım adım ilerlemeye başlayalım.
Değerlerin tutarlılığını inceleyin
Henderseon-Hasselbach denklemini kullanarak değerlerin tutarlılığını inceleyin:
= 24 x(PaCO2)/
Eğer pH ve tutarlı değilse, AKG sonuçları büyük olasılıkla doğru değildir.
pH | Yaklaşık (mmol/L) |
89 | |
79 | |
71 | |
63 | |
56 | |
50 | |
45 | |
40 | |
35 | |
32 | |
28 | |
25 | |
22 |
Asidemi ya da alkalemi mevcut mu?
Asidemi ya da alkalemi mevcut mu?
pH < asidemi
pH > alkalemi
Bozukluk solunumsal mı ya da metabolik mi?
Bozukluk solunumsal mı ya da metabolik mi? pHın yönü ile PaCO2nin yönü arasında ilişki nedir? Primer solunumsal bozukluklarda pH ile PaCO2 zıt yönlerde değişir metabolik bozukluklarda pH ve PaCO2 aynı yönde değişir.
Asidoz | Solunumsal | pH ↓ | PaCO2 ↑ |
Asidoz | Metabolik | pH ↓ | PaCO2 ↓ |
Alkaloz | Solunumsal | pH ↑ | PaCO2 ↓ |
Alkaloz | Metabolik | pH ↑ | PaCO2 ↑ |
Primer bozukluk için uygun kompanzasyon var mı?
Primer bozukluk için uygun kompanzasyon var mı? Genellikle kompanzasyon pHı normale ( – ) getirmez.
Bozukluk | Beklenen Kompanzasyon | Düzeltme faktörü |
Metabolik asidoz | PaCO2 = ( x ) +8 | ± 2 |
Akut solunumsal asidoz | artış = ∆ PaCO2/10 | ± 3 |
Kronik solunumsal asidoz ( gün) | artış= (∆ PaCO2/10) | |
Metabolik alkaloz | PaCO2 de artış = 40 + (∆HCO3-) | |
Akut solunumsal alkaloz | da azalma= 2(∆ PaCO2/10) | |
Kronik solunumsal alkaloz | da azalma = 5(∆ PaCO2/10) ile 7(∆ PaCO2/10) |
Eğer gözlenen kompanzasyon beklenen kompanzasyon değilse, birden fazla asit-baz bozukluğunun bulunması olasıdır.
Metabolik asidoz varsa anyon gapi hesaplayın
(Bir metabolik asidoz varsa) anyon gapi hesapla : AG= -( + ) ± 2
Artmış anyon gap varsa, anyon gapteki artış iledaki azalma arasındaki ilişkiyi değerlendirin
Eğer artmış anyon gap varsa, anyon gapteki artış ile daki azalma arasındaki ilişkiyi değerlendirin.
Anyon gapteki değişme (∆AG ) ile değişme oranını (∆) inceleyin: ∆AG/∆
Eğer komplike olmayan anyon gap metabolik asidoz varsa bu oran ile arasında olmalı.
Eğer bu oran belirtilen aralığın dışında ise, o zaman başka bir metabolik bozukluk mevcuttur:
Hastanızda normal anyon gapi hesaplarken 5. adımda anlatılan hipoalbüminemideki düzeltmeyi yapmayı unutmamanız önemlidir.
Özet
Yazının bundan sonraki kısmında tablolarla yukarıda özetlenen 6 adım desteklenmektedir. Asit baz bozukluğunu inceledikten sonra hangi durumlarda bu bozuklukların olabileceğini gösteren seçilmiş klinik durumlar tablolarda yer almaktadır.
Seçilmiş klinik durumlarla ilgili tablolar
Bozukluk | pH | Primer problem | Kompanzasyon |
Metabolik Asidoz | ↓ | ‘ de ↓ | PaCO2 ‘ de ↓ |
Metabolik Alkaloz | ↑ | ‘ de ↑ | PaCO2 ‘ de ↑ |
Solunumsal Asidoz | ↓ | PaCO2 ‘ de ↑ | ‘de ↑ |
Solunumsal Alkaloz | ↑ | PaCO2 ‘ de ↓ | ’ de ↓ |
Bozukluk | Özellikleri | Seçilmiş durumlar |
Solunumsal asidozla birlikte metabolik asidoz | ↓ pH ↓ HCO3 ↑ PaCO2 |
|
Solunumsal alkalozla birlikte metabolik alkaloz | ↑ pH ↑ HCO3 ↓ PaCO2 |
|
Solunumsal asidozla birlikte metabolik alkaloz | pH normal sınırlar içinde ↑ PaCO2, ↑ HCO3 |
|
Solunumsal alkalozla birlikte metabolik asidoz | pH normal sınırlar içinde ↓ PaCO2 ↓ HCO3 |
|
Metabolik asidozla birlikte metabolik alkaloz | pH normal sınırlar içinde HCO3 normal |
|
Son olarak ileri okumalarla ilgili kısıma gelirsek; şüphesiz ilk başta funduszeue.infode yayımlanmış Steward Metodu ile Asit Baz ve Kan Gazı Degerlendirmesi (Kantitatif Teori) yazısı yer alıyor.
Diğer önerilen ileri okuma ise Diagnosing metabolic acidosis in the critically ill: bridging the anion gap, Stewart, and base excess methods.
Kan gazı analizi, hastanın metabolik ve solunumsal fizyolojisi hakkında güvenilir bilgiler veren önemli bir laboratuvar yöntemidir. Hastaların tedavilerini planlamak ve uygulanacak teknikleri belirlemek için gereklidir. Kanda bulunan oksijen ve karbondioksit gazlarının hem miktarı hem de parsiyel basınçlarının ölçülmesi sayesinde birçok parametre ortaya çıkar. Ortaya çıkan pH değeri, bikarbonat miktarı ve asit baz dengesi gibi parametreler hastada hipoksemi, asidoz ve alkalozun olup olmadığını gösterir. Hastanın yaşamının riske girmemesi için kan gazı parametrelerinin uygun değerler arasında seyretmesi gerekir. Solunum ise bu parametrelerin uygun değer aralığında kalabilmesi için gereken en önemli yaşamsal faaliyetlerden biridir. Solunumsal rahatsızlıklar bu nedenle çok ciddi sorunlara yol açabilir. Solunum cihazı kullanması gereken hastalar özellikle kan gazı analizine göre belirlenir. Cihazı kullanmadan önce ve kullandıktan sonra yapılan kan gazı analizi sayesinde solunum cihazının doğru bir şekilde ayarlanıp ayarlanmadığı netleştirilebilir.
Detaylı Bilgi İste »
Kan damarları dolaşım sisteminin en önemli organlarındandır. Görevi, kanı vücudun her yerine taşımaktır. Temel kan damarı tipleri atardamarlar (arter) ve toplardamarlardır (ven). Atardamarlar kanı kalpten alıp vücudun farklı bölümlerine taşırken, toplardamarlar vücuttaki kanı kalbe taşır. Akciğerlerle kalp arasındaki damarlar ise bunun tam tersi şekilde çalışır. Kirli kan kalpten akciğerlere atardamarlarla, temiz kan ise akciğerlerden kalbe toplardamarlarla gönderilir. Buna pulmoner dolaşım denir. Konunun pulmoner dolaşımla ilgisi olmadığı için bahsi geçen atardamarlar kalpten vücuda doğru kan taşıyan damarları ifade etmektedir.
Vücuttaki asit baz dengesinin ve solunum seviyesinin tespiti için arteriyel kandaki (arterden yani atardamardan alınan kandaki) oksijen (paO2) ile karbondioksit (paCO2) parsiyel basınçlarının, oksijen saturasyonunun (SpO2), pH ve bikarbonat (HCO3) değerlerinin ölçülmesi gerekir. Bu da arteriyel kan gazı analizi ile mümkündür. Solunum sisteminin doğru bir şekilde çalışıp çalışmadığı ancak kan gazı analizinin sonuçlarına göre ortaya çıkar.
Endikasyon, herhangi bir hastalığın tedavi sürecinde meydana gelen aşamaları ifade eder. Hastalığa ilişkin izlenmesi gereken tedavi yöntemlerinin sıralaması olarak da ele alınabilir. Arteriyel kan gazı analizi endikasyonları şunlardır:
pH = Power of hydrogen (hidrojenin gücü)
pH değeri, asidik bir parametreyi mi yoksa bazik bir parametreyi mi ifade ediyor öncelikle buna bakılır.
Bir çözeltinin pH değeri, hidrojen iyonu [H+] ile hidroksit iyonunun [OH-] derişimlerinin oranına bağlıdır. Eğer H+ derişimi OH- derişiminden fazla ise çözelti asidiktir, yani pH değeri 7den düşüktür. Eğer OH- derişimi H+ derişiminden fazla ise çözelti baziktir, yani pH değeri 7den büyüktür. Eğer OH- ve H+ iyonlarından eşit miktarda mevcutsa çözelti nötrdür ve pH 7 değerine sahiptir.
pH değeri, -log (H+) olarak da ifade edilebilir. Yani bir çözeltideki H+ iyonlarının negatif logaritmasıdır.
Diğer birçok parametreden etkilendiği için kan gazı analiz raporunda ilk önce pH değerine bakılır. pH değeri, paO2, paCO2 ve HCO3 parametrelerine bağlıdır. Bu parametreler sayesinde vücudun genel fizyolojik durumunun değerlendirilmesi yapılabilir. pH en önemli yaşamsal değerdir. Bu nedenle vücut, pHı dengede tutmaya çalışır.
Kanda asidik bir ortamdan bahsediliyorsa pH 7,35’in altında demektir. Bazik bir ortamdan bahsediliyorsa pH 7,45’nin üstünde demektir.
Asidoz < 7,35 < pH < 7,45 < Alkaloz
İnsan vücudu genel olarak asitliğe karşı daha dayanıklıdır. pH değeri 6,90’ın altına veya 7,60’ın üstüne çıkarsa bu durum ölümcül olabilir.
ÖLÜM < 6,90 < pH < 7,60 < ÖLÜM
pH’ı dengede tutmak için vücutta solunumsal ve metabolik aktiviteler gerçekleşir. Solunum sistemi, böbrekler ve tampon sistemleri kanın asit baz dengesini sağlar.
paCO2 = Parsiyel karbondioksit basıncı
CO2 (karbondioksit) asidik bir maddedir. paCO2, tek başına artarsa vücutta asidoz oluşur, tek başına azalırsa vücutta alkaloz oluşur. CO2 solunum ile dengelenir.
Karbondioksit asidik bir madde olduğu için kandaki miktarının artması kanı asidik seviyeye yaklaştırır. Böylece pH düşer ve omurilik soğanındaki solunum merkezi uyarılır. Solunum merkezinden gelen sinyaller neticesinde diyafram harekete geçer ve soluk alışverişi hızlanır. Bu sayede kanda biriken karbondioksit gazı akciğerler vasıtasıyla vücuttan atılır ve pH seviyesi normale dönmeye başlar. paCO2, normal koşullarda mmHg aralığında seyreder.
Alkaloz < 35 mmHg < paCO2 < 45 mmHg < Asidoz
HCO3 = Bikarbonat konsantrasyonu
HCO3 (bikarbonat) alkali yani bazik bir maddedir. Kan gazı analizinde bikarbonat iyonunun serum konsantrasyonu olarak ifade edilir. Asit baz dengesinin metabolik bileşenini değerlendirmek için kullanılır. HCO3 miktarı vücutta artarsa alkaloz oluşur, azalırsa asidoz oluşur. HCO3 böbrekler sayesinde metabolik olarak dengelenir. HCO3, normal koşullarda mEq/L aralığında seyreder.
Asidoz < 22 mEq/L < HCO3 < 26 mEq/L < Alkaloz
Kan gazı ölçüm cihazları doğrudan pH ve paCO2’yi ölçer. Bikarbonat değerini ise Henderson-Hasselbalch denklemini kullanarak hesaplar.
Henderson-Hasselbalch denklemi: pH = 6,1+log([HCO3]/[0,03xpaCO2])
paO2 = Parsiyel oksijen basıncı
paO2, arteriyel kandaki oksijen gazının parsiyel basıncıdır. Kanda olması gereken parsiyel oksijen aralığı mmHg’dir. Kan gazı raporundaki paO2 değeri standartların altındaysa hipoksemi oluşur. Hipoksemi (hipoksi), oksijen yetmezliğidir. paO2 değeri mmHg arasındaysa hafif hipoksemi, mmHg arasındaysa orta hipoksemi ve 40 mmHg altındaysa ağır hipoksemi söz konusudur.
SpO2 = Oksijen saturasyonu
SpO2 ve paO2 birbiriyle karıştırılabilir. Bunlar oksijenle ilgili farklı parametreleri ifade eder. Oksijen saturasyonu kan gazı cihazlarıyla ölçülebildiği gibi pulse oksimetre adı verilen cihazlarla da ölçülebilir. paO2 ise sadece kan gazı cihazlarıyla ölçülebilir.
Pulse oksimetreler, alyuvarların içinde bulunan hemoglobinin oksijen tutup tutmamasına göre renk analizi yaparak çalışır. Sensörler, oksijen oranını saptamak için kanın rengini kullanır. Alyuvarların oksijen taşıma miktarına bağlı olarak kanın renk tonunda değişiklik olur. Cihaz bir taraftan kırmızı ve kızılötesi ışık gönderir, diğer tarafta bulunan algılayıcı sayesinde de ölçümü sağlar. Bol oksijenli kan, parlak kırmızı renktedir ve pulse oksimetreden gönderilen ışığın çoğunu absorbe eder. Karşı tarafa ulaşan ışık miktarının ölçümü sayesinde de kandaki oksijen saturasyonu tespit edilir.
Pulse oksimetre kullanılarak elde edilen oksijen saturasyonu değeri, arteriyel kan gazı analiziyle elde edilen değere oldukça yakın olsa da arteriyel kan gazı analiziyle elde edilen veriler daha doğru kabul edilir. Arteriyel kan gazı analiziyle oksijen saturasyonu parametresi (SpO2) ölçülebildiği gibi parsiyel oksijen basıncı (paO2) parametresi de ölçülebilir. Oksijen saturasyonu (SpO2) ile parsiyel oksijen basıncı (paO2) birbirleriyle karıştırılabilir. Bu iki parametre oksijenle ilgili olsa da farklı değerleri ifade eder. Pulse oksimetreler oksijen saturasyonunu (SpO2) ölçer. Parsiyel oksijen basıncı (paO2) ölçümü için ise arteriyel kan gazı analizi gerekir.
SpO2 değeri, kandaki alyuvarların ne kadarının oksijen gazı taşıdığını ifade eder. SpO2 normal koşullarda %95den büyük olmalıdır.
Parmaktan yapılan ölçümde oksijen saturasyonu %90 iken, paO2 60 mmHg’ye düşmüş olabilir. Bu nedenle arteriyel kan gazı analizi, pulse oksimetreden daha doğru sonuç verir. Solunum cihazlarında hangi modun hangi parametrelerle uygulanacağı kan gazı analizi sonuçlarının değerlendirilmesi ile belirlenir.
Asidoz, kandaki pH değerinin 7,35’in altına düştüğü durumda oluşan asitliğin artmasını ifade eder.
Kanda HCO3 normal seviyede olup, paCO2 yükselirse solunumsal asidoz durumu oluşur. pH 7,35’in altına inmiştir. Böyle bir durumda tampon sistemler pHı dengeleyebilmek için kandaki HCO3ü arttırır. Böylece pH, 7,35 değerine doğru yaklaşır. Bu duruma kompanse solunumsal asidoz denir. Böbrekler sayesinde kandaki HCO3 artar.
Kanda paCO2 normal seviyede olup, HCO3 düşerse metabolik asidoz durumu oluşur. pH 7,35’in altına inmiştir. Böyle bir durumda tampon sistemler pHı dengeleyebilmek için kandaki paCO2yi düşürür. Böylece pH, 7,35 değerine doğru yaklaşır. Bu duruma kompanse metabolik asidoz denir. Takipne (hızlı soluk alıp verme) sayesinde akciğerlerden karbondioksit atılımı atar ve kandaki paCO2 azalır.
Alkaloz, kandaki pH değerinin 7,45’in üstüne çıktığı durumda oluşan bazikliğin artmasını ifade eder.
Kanda HCO3 normal seviyede olup, paCO2 düşerse solunumsal alkaloz durumu oluşur. pH 7,45’in üzerine çıkmıştır. Böyle bir durumda tampon sistemler pHı dengeleyebilmek için kandaki HCO3ü düşürür. Böylece pH, 7,45 değerine doğru yaklaşır. Bu duruma kompanse solunumsal alkaloz denir. Böbreklerden bikarbonat atılımı sayesinde HCO3 azalır.
Kanda paCO2 normal seviyede olup, HCO3 yükselirse metabolik alkaloz durumu oluşur. pH 7,45’in üzerine çıkmıştır. Böyle bir durumda tampon sistemler pHı dengeleyebilmek için kandaki paCO2yi arttırır. Böylece pH, 7,45 değerine doğru yaklaşır. Bu duruma kompanse metabolik alkaloz denir. Solunumun yavaşlaması sayesinde akciğerlerden CO2 atılımı azalır ve kandaki paCO2 artar.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası