Mersiye yüzyıllardan beri Klasik Doğu Edebiyatında önemli bir yere sahip olmuştur. Değer verilen ve sevilen bir insanın ölümünden ötürü yazılan bu şiir türü, bazen şair için yas tutma ve gözyaşı akıtma mekânı bazen de ölen kişiye dua etme, onu övme ve eğer başka birisi tarafından öldürülmüşse katiline beddua etme yeri olmuştur. Bu şiir türü, Klasik Kürt Edebiyatında da önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada başlangıçta ölümden dolayı çekilen acı hakkında bilgi verilip mersiyenin tanımı yapıldı, sonra da yüzyıllara göre Kürt Edebiyatında Kurmanci lehçesiyle hangi şair tarafından kaç mersiyenin yazılmış olduğu belirtilmeye çalışıldı. Ayrıca yapılan çalışma neticesinde elde edilen mersiyeler nazım şekli ve türü açısından değerlendirildikten sonra oranları tablo şeklinde verilip, içerik açısından örneklerle izah edilmeye çalışıldı. Yapılan bu çalışma ile mersiyenin Kürt edebiyatındaki başlangıç tarihi, hangi yüzyılda kaç tane mersiye yazıldığı, mersiyelerde en çok hangi nazım türü ve hangi aruz kalıbının kullanıldığı ve de mersiyelerin içerik açısından hangi seviyede olduğu tespit edilmeye çalışıldı.
Anahtar Kelimeler:
Epicede has had an important place in East Classical Literature for centuries. Epicede, a poetry type that written after death of a person who is dear to people’s heart, is sometimes a place of mourn and shed tear and sometimes a place of pray, praise for a dead person and if death person was killed by someone else it is a place of curse for the murderer cruelty. This poem type has an important place in Kurdish Literature, too. In this study, at first Epicede’s definition was given and then it has been tried to state how many poems have written by how many poets in Kurmanji dialect at Kurdish Literature according to centuries. At the same time, at the result of the study, epicedes’ chapters were explained with examples after obtained epicedes were evaluated in terms of verse formal and type. With this study, it was tried to determine the beginning date of epicedes in Kurdish Literature, how many epicedes were written in which century, which type of verses and prosody patterns were used most in epicedes as well as what level epicedes were at in terms of content.
Keywords:
Tam Metin
APA | Turan, C. & Bolelli, N. (). Lêkolînek li ser Mersiyeyên di Edebiyata Klasîk a Kurdî de . The Journal of Mesopotamian Studies , 6 (2) , . DOI: /jms |
Çanda medreseyan careke din li ser ekranên TRT Kurdiyê de geş dibe. Bernameya “Seyda” roja Înê saet di an de bi pêşkêşvaniya Akademîsyen Rıfat Ablay tê ser ekranên TRT Kurdiyê. Çanda medreseyan a ku li herêmê xwedî paşerojeke kevin e hêj li hin cihan didome
Di bernameyê de, mamosteyên ku wek “ Seyda” û xwendekarên ku wek “ Feqî” tên bi navkirin dê careke din werin ser ekranan. Di nav civaka kurdan de, Saziyên Medrese û Seydayan xwedî rûmeteke girîng in. Seydayên ku di nav gel de bi jiyeneke nefspiçûk dijîn, naxwazin derkevin bername û televîzyonan.
Lê bi vê bernameyê Seyda dê dengê xwe bigîhinin gelek kesan. Gel ji Seydayan re rêzê digire û wek rûspiyan dinirxîne. Di bernameya “Seyda” de jiyana wan dê bi hevpeyvînan bê ser ekranê. Herwiha Seydayên ku beşdarî bernameyan bûn jî dê li ser pirsgirêkên civak û Cîhanê, meseleyên kesayetî, biratî, aştî û bihevrebûnê û çanda hevpar bisekinin û van mijaran binirxînin.
Seyda
Doğu ve güneydoğuda var olan medrese kültürünü anlatan programda, bu kurumların önemine değinilmektedir. Her bir bölümünde farklı bir medresenin yapısı, işleyişi ve eğitim modeli tanıtılmaktadır. Ayrıca yüzyıllardır medrese geleneğinin varlığını nasıl sürdürebildikleri anlatılmaktadır.
Wexta Wesanê: Pêncşem
Şeyh Muhammed Zeki Atak; yılında, Şırnak’ın Güneyçam (Navyan) köyünde dünyaya geldi. İlkokulu köyde okudu. Medrese tahsiline başladığı için okula devam edemedi. Daha sonra ortaokul ve lise diplomasını hariçten sınavlara girerek iyi bir dereceyle aldı. 19 Şubat yılında Cizre ilçesinde PKK tarafından uğradığı suikast neticesinde şehadet şerbetini içip inandığı ve başkoyduğu davası uğruna canını vererek Rabbine kavuştu.
İlk başta belirtelim ki; Şeyh Zeki’yi hayatını, mücadelesini, örnek kişiliğini, dava adamlığını, edebi, İslamî terbiyesi, sosyallik ve sempatik yönünü bir dergi yazısında anlatabilmek imkansızdır. Buraya sığdırmaya çalışacağımız anlatım, hayatındaki güzelliklerden kısa bir özet olacaktır.
Seyda, daha çocuk ve gençliğinin baharında iken hayatının baş köşesine camiyi koymuştu. Köyde, sabah namazında cami imamından önce camiye gider ve etrafa çekidüzen verirdi. Daha yaşlarındayken belağatı ve konuşmasıyla insanları mest ederdi. Cami imamı, yer yer onu kendilerine namaz kıldırmaya davet ederdi. Onu yakından tanıyan imam ve seydalar, ‘ismin gibi zekisin’ derlerdi.
Seyda ilim tahsiline hızlı başladı. Kaybedecek zamanı yoktu. Irgen köyünde Mela Abdullah’ê Huti’nin yanında bir yıla yakın okuduktan sonra Şırnak’a gitti. Burada Mela Muhammed’ê Agit’in yanında okumaya başladı. Silopi’de Seyyid Hüseyn’ê Gırigin’in yanında da bir süre okudu. En son Deştolela’da Mela Abdullah’ın yanında okudu ve ilmini tamamladı.
Seyda genç yaşta medreselerde okuduğu yıllarda sivri zekasıyla müderrislerin dikkatını çekmiş ve seydalarının önerisiyle, medrese şeyhi, kızını ona nikahlamıştı. İlim tedrisini bitirdiği gibi icazeti beklemeden değerli bir şeyini kaybetmiş gibi aceleyle halkın arasına döndü. Batî aşiretine bağlı Bösükê köyünde fahri imamlık yapmaya başladı. Bu köyde çok değerli ve bereketli çalışmaları oldu. Bütün köylülerin kalbini kazandı. Çocuklarını Kur’an-ı Kerim’le tanıştırdı. Kur’an’a giren her bir çocuğun babasını mevlit vermek için teşvik ederdi. Böyle bereketli buluşmalarda kalplere Kur’an nurunu nakşetmeye çalışırdı.
Sosyal hayatta kadın, erkek iç içe, aynı ortamlarda bulunmanın önüne geçti. Evlenen her bir gencin nikahını kıyması için gerekli fıkhi bilgiye sahip olmasını ister ve namaz kılmasını sağlardı. Böylece köyün çehresi değişmiş, Seyda ile gülistana dönüşmüştü. Ancak Seyda kabına sığmayan bir şahsiyetti. Çevresine saçtığı benzersiz güzellik ve ışıltılardan çok daha fazla insanın istifade etmesi gerekiyordu. Zira bölgede sol anlayış, topyekün İslamî yaşantıya ve dini değerlere savaş başlatmıştı.
Anlatıldığına göre bir imamla tartışan solcu bir şahıs, imamın:
“Sen Allah’a inanıyor musun?” sorusuna karşılık yerden bir çöp alarak haşa:
“Allahın varlığı bize bu kadar yarar sağlamaz.” dediği bir dönemdi.
Seyda, hasret ve özlemini çektiği Müslümanların vahdet ve birliğini arıyordu. Sudan çıkmış balık misali çırpınıyor, İslam için bağrı yananları arıyordu. Bu bağrı yanıklardan biri köyünde öğretmenlik yapmaya giden biriydi. Seyda aradığı ışığı buldu. Çağlayan bir nehir gibi coşup aktı. Çevresine hayat vere vere ait olduğu denize kavuşmak üzere yol aldı.
Seydanın tecvidi, bölge şartlarına göre çok iyiydi. Mısır kıraat imamlarını taklid ederdi. Diyanet sınavlarına girdi ve Şeyh Ahmed Cezerî’nin Kırmızı Medresesinde (Medresa Sor) Kur’an Kursu hocalığına başladı. Köyden ayrılması köylülere çok ağır geldi, ama seyda bir köye hapsolup kalacak bir insan değildi. Rahmet yağmuru misali yüzlerce gönüle hidayet ışığını ulaştırması gerekiyordu…
Şeyh Ahmed Cezerî’nin medresesinde göreve başlamasıyla yaptığı ilk icraat, erkek ve kız öğrencileri birbirlerinden ayırması oldu. Seyda bir süre bu medresede ders vermeye devam etti. Ancak bu medrese de seydaya dar geliyordu. Seyda halk adamıydı ve halkın içinde halkın derdiyle dertlenmeliydi. Seyda tercihini yaptı ve cami imamlığına geçti. Orada hem öğrenci yetiştirecek ve hem de insanların sıkıntılarına ortak olacak, yardımcı olup yol gösterecekti. Cizre’nin kenar mahallesinden birinde, halktan almış olduğu destekle bir cami ve camiye bitişik odalar yaptı. Orada talebe/feqi yetiştirdi. Seyda, öğrencilerini Arapça tahsillerinin yanısıra okul okumalarını da teşvik ediyordu. Daha önce medrese tahsiline giden çocuklar ve gençler, okula gönderilmiyorlardı. Seyda ilmi derslerin yanında fenni derslerin de alınmasını teşvik ediyordu. Böylece öğrenciler daha donanımlı oluyor, sosyalleşiyor, hayatı ve mücadeleyi daha iyi anlıyorlardı. Seyda’nın yapmış olduğu cami hala onun adını taşıyor ve hatıratını canlı tutuyor.
Seyda’nın İslamî Cemaatle tanışması ve işlerini bir program çerçevesinde yapmaya başlaması, bölgede kısa sürede bereketini gösterdi. Yüzlerce insanın hidayetine vesile oldu. Medrese çevresinde, daha önce tanımış olduğu onlarca alime gitti ve onlara davayı anlattı. Medrese seydalarından birisine giderken şöyle demişti:
“Seyda! Yıllarca hasretini çektiğimiz, Müslümanların birliğini sağlayacak bir yapı ve cemaatle tanıştım. Sen de tanışmak ister misin?”
Seydası, teklifini kabul ediyor ve cemaat saflarında yerini alıyor. Şehadetinden yıllar sonra, çok muhterem bir zat olan o seydası şöyle diyordu:
“Ben, Molla Zeki’nin medrese ve ders hocasıydım, o da benim cemaat hocam oldu.”
Şeyh Zeki’nin İslami Cemaate olan bağlılık ve teslimiyeti kusursuzdu. Cemaate itaatı her şeyin üzerinde görürdü. Zira Müslümanların birlik ve beraberliği, gücü, kuvveti, İslami Cemaate itaatten geçerdi. Seyda, bu konuda hepimize misal olacak o tarihi sözünü şöyle ifade etmişti:
“Cemaat emretsin, yedi yaşındaki bir çocuk, kulağımdan tutup beni Cudi Dağına çıkarsa yine giderim.”
Molla Zeki, bölgenin yalçın ve sert dağlarının mizacını kapmış çelikten irade sahibi ve vahiy kültürü ile yoğrulmuş muvahhid bir sima idi. Alimlerin mürekkebinin şehidlerin kanlarıyla tartıldığının bilincinde olan Seyda, bir Peygamber Varisi olmanın sorumluluğuyla hareket eder “Alimin bozulması alemin bozulması ve alimin dirilmesi de alemin dirilmesidir.” kaidesini belamların yüzüne haykırmaktan çekinmezdi. Seyda, bulunduğu ortamda İslam’ı tebliğ ediyor, insanların küfür ve ilhad bataklığına saplanmamaları için muslih bir alim olmanın gereğini korkusuzca ifa ediyordu. Ameli ve ilmi yönüyle halk üzerindeki etkisini gören birçok kişi ve grubun kendisine yönelik cazip tekliflerine iltifat etmeyen Seyda, Cizre’de açmış olduğu kitabeviyle de çekim merkezi olmaya devam etti.
Seydâyé Molla Zeki’nin gayret ve yoğun faaliyetleri ile birlikte İslam Cemaati’nin, Cizre ve çevresindeki Müslüman halk üzerindeki etkinliği git gide arttı. Emperyalizmin bölge halkına yönelik ilhadi programlarının bir uzantısı ve yansıması olan PKK’nin ifsad edici faaliyetlerine darbe vurulunca, onların hedefi haline geldi. İslam Cemaati’nin izzetle direniş, vakar, irade ve kararlılık ruhunu şahsında somutlaştıran Seyda’ya karşı PKK’nin başlattığı karalama, iftira ve ambargo çalışmaları bir netice vermeyince onu tehdidlerle yıldırabilecekleri vehmine kapılmışlardı. Ancak Seyda bu yola çıkarken birçok dava arkadaşı gibi, kefenini boynuna takanlardandı. Allah için ölümün hiçbir gamı, tasası olmazdı. Hatta böyle bir ölüm herkese nasip olmazdı. Seyda, çevresini saran bütün tehditlere karşı şöyle haykırıyordu:
“… Muazzam, izzetli ve şerefli bir cemaat vücuda gelmiştir. Bu cemaatin izzet ve şerefine, prestij ve istikbaline hiç kimsenin kendi şahsında halel getirme hakkı yoktur. Düşmanın baş hedefi olduğumuzu biliyoruz. Her ne pahasına olursa olsun bizler, ilmimizi ve davetimizi kanımızla imzalamalıyız. Ancak o zaman samimiyetimizi tescil etmiş oluruz.”
Seyda, kitabevindeki kazancını dava için harcıyordu. Malıyla, zamanıyla ve sonunda canıyla cemaat tarihine ismini altın harflerle yazdırdı. Nusaybin’den otostop yaparak evine gitmeye çalışan Seyda, arkadaşlarından biriyle karşılaştı. Arkadaşı kendi arabasıyla onu Cizre’ye götürdü. Seyda, yol arkadaşına; cebinde dönüş parasının olmadığını, iyi ki onunla karşılaştığını dile getiriyordu.
Seyda, cemaatsel meşguliyetlerinden dolayı piyasada fazla görülmediğinden mülhidler, onun PKK tarafından öldürüldüğü şayiasını yaymışlardı. Seyda da bunu yalanlarcasına zaman zaman görünerek, onların yalanlarını açığa çıkarıyordu.
Cemaatsel faaliyetleri gereği uzun bir süre şehir dışında olan Seyda o gün eve döndü. Eve dönüşünden iki gün sonra, 19 Şubat Perşembe günü bir zaruret üzerine çarşıya çıktı. Seyda’nın bu çıkışını fırsat bilen PKK, yolunun üzerine 4–5 yerde ayrı ayrı pusu kurmuştu. O güne kadar Seyda’nın arkadaşları taksilerde onun ön koltuğa oturmasına müsaade etmezlerdi. Bu defa adeta herkese görünmek için önde oturmakta ısrar etmişti. Çarşı dönüşünde Seyda ile arkadaşları, PKK’nin kurmuş olduğu pusuya düşerler. Seyda’nın önde oturması katillerin işini kolaylaştırmıştı. Çıkan çatışmada Seyda Şehid olurken, katillerinden de iki kişi öldürülmüştü. Seyda’nın na’şı tekbir sesleriyle Cizre Asri Mezarlığına defnedildi. PKK ise şehrin dört bir tarafında havaya silah sıkarak Seyda’nın katledilişini kutladı.
Seyda, mükemmel bir edip ve İslam mübelliği idi. İslam ve Kur’an’ı mükemmel bir üslup ile tebliğ ediyordu. Söyledikleriyle dinleyenleri mutlaka cezb ediyordu. Seyda aynı zamanda şair ve mütercim idi. Birçok şiiri olmakla birlikte Arapça’dan Türkçe’ye tercümeleri de vardı.
Seyda bir şiirinde cihad aşkını şöyle ifade etmişti:
Karwanê me wê b’rêketi vê asra bistan
Ev çend asırbu halê me bu halê kerr u lâl
Şinbune mêrgên cihadê cardi va wextan
Geş buye bahar lıme çêbu susın u al al.
Berq u brüsk u zelzele tar u zulumat
Xapandına cehla nezanin idi me beskır
Ğazve u cihad u hukm u qanun j’nuve Şehadet
Saxkın wa ma’na berdın zulmê b’şêwr u cemaat.
Seydayê Şeyh Zeki’yi rahmet ve özlemle anıyoruz.
MEHMET BARAN
Görünme
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası