61 gün oruç hadis / Oruç kefareti - Dinimiz İslam

61 Gün Oruç Hadis

61 gün oruç hadis

"Ramazan orucunu bozan sadece bir gün kaza tutar, kefaret tutmaz." diyen Şafiilerin delili nedir?

Değerli kardeşimiz,

Oruç kefareti, Kur'an'da yer almayıp Hz. Peygamber (asm) tarafından vazedilmiştir. Oruç bozma kefareti, herhangi bir mazereti bulunmaksızın Ramazan orucunu kasten bozan kimseye gereken kefareti ifade eder.

İslâm'ın beş temel şartından biri olan oruç ibadetini yerine getirmekte zor­lanan kimselere bir dizi kolaylık ve ruhsat getirilmiş, ayrıca kasten oruç tutmayan veya başladığı orucu meşru bir mazere­te binaen bozan kimseye de tutulmayan orucu kaza etmesi imkânı tanınmıştır.

Bu ruhsat ve imkânlardan sonra başladığı Ra­mazan orucunu hiçbir mâkul ve haklı gö­rülebilir sebep yokken, bilerek ve isteye­rek bozan kimsenin durumu ağır bir ku­sur ve suç kabul edilmiş, böyle kimselere, bu hatalı davranışlarından dolayı Allah'­tan af dileyebilmeleri için biri yine oruç cinsinden olmak üzere üç tür ibadetten biri kefaret olarak öngörülmüştür.

Oru­cu kasten bozan kimse için öngörülen ke­faretin ceza yönü ağır basar. Bu kefareti gerektiren sebep ise Ramazan orucunu eda eden kimsenin orucu kasten ve iste­yerek bozmasıdır. İkrah, hata, unutma gibi kasıtlı olmayan durumlar kefareti ge­rektirmez.

Hanefîler ve Mâlikîler dahil fa­kihlerin bir grubuna göre Ramazan orucu­nun cinsî münasebetle veya yeme içme ile bozulması aynı hükme tâbi iken, Şafiîler başta olmak üzere diğer bir grup fakihe göre Ramazan orucunun sadece cinsî münasebetle bozulması kefaret gerekti­rir, kasten de olsa yeme içme kefareti ge­rektirmez.

Birinci grup, kasten yapılan cinsî münasebetle kasten yeme içmenin aynı ortak illete sahip bulunduğunu, iki­sinin de orucun kasten bozulması mahiyetinde olduğunu ileri sürer.

İkinci grup ise Hz. Peygamber (asm)'in Ramazan ayında ka­rısıyla cinsî münasebette bulunan sahâbî hakkında kefarete hükmettiği (bk. Buhârî, Savm, ; Keffârât, 2, 4; Müslim, Sıyâm, 14) hadiste yeme içme geçme­diği ve yeme içmenin farklı olduğu mü­lahazasıyla hareket eder ve kıyas yoluyla kefaret hükmünü genişletmek istemez. Şâfiîler'in burada kıyas yoluna gitmeme­leri biraz da kolaylığı sağlama, zorluk ve sıkıntıya yol açmama düşüncesinden kay­naklanmış olabilir.

(Geniş bilgi için bk. TDV İslam Ansiklopedisi Kefaret md. 25/)

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Orucu Kasten Bozmanın Kefareti 61 Gün mü? -Hadislerin Yanlış Anlaşılması- Yazan: Ertuğrul Özalp Kasdî olarak orucunu bozan kimseye, kefâret gerektiği yaygın bir kanâattir. Buna da, -Hadîs külliyâtının çoğunda birtakım farklılıklar ve çelişkilerle rivâyet edilen- özetle şu meâlde bir Hadîs sebeb olmuştur: “Ramazan ayı'nda karisiyla cinsî münasebette bulunan ve Resûlullâh'a gelerek kendisine Allâh'ın hükmünü uygulamasını isteyen bir kişiye Resûlullâh, -kefâret olarak- bir köle/câriye âzâd etmesini söyler; adam buna gücü yetmeyeceğini ifade edince, peşpeşe iki ay oruc tutmasını söyler; adamın, zâten bu durumun oruç yüzünden başına geldiğini hatırlatması üzerine de, altmış miskîni (veyâ fakâri) doyurmasını söyler; adam buna da imkânının bulunmadığını ifâde edince, Resûlullâh ona bir zenbil hurma vererek, miskînlere- fakîrlere yedirmesini söyler; adamın Medine'de kendisinden daha miskîn-fakîr kimse bulunmadığını, hattâ aç sabahladıklarını belirtmesi üzerine de, Resûlullâh, onu [hurmaları], ailesiyle birlikte kendisinin yemesini söyler”. (E.Ö) • Âlimlerin ba‘zıları -Hadîs'in lafzını/zâhirini esâs alarak- sâdece orucunu cimâ [cinsel ilişki] yoluyla bozan kimseye; ba‘zıları ise –aynı Hadîs'i delîl getirerek ve kıyasla- hasta ve seferde olmadığı, bir mâzereti de bulunmadığı hâlde herhangi bir şekilde kasdî olarak orucunu bozan herkese kefâretin (-ki Hadîs'te zikredildiği üzere bir köle-câriye âzâd etmek, ona gücü yetmiyorsa iki ay oruç tutmak, ona da gücü yetmiyorsa altmış miskîni veyâ fakîri doyurmaktır- ) farz olduğunu söylemişlerdir. Ba'zi âlimler ise, her ne şekilde olursa olsun orucunu bozan kimseye kefâret gerekmediğini ifade etmişlerdir, ki bizce de doğru ve Kur'ân'a uygun olan budur. Zikri geçen Hadîs'in/rivâyetin tüm versiyonları incelendiğinde ve baş tarafı tesbit edildiğinde, hâdisenin şu şekilde cereyan ettiği anlaşılır: Sözkonusu kişi, sırf oruç tutabilmek için -Ramazan ayına mahsûs olmak üzere- hanımına zıhâr yapar, fakat yine de (ba'zi rivâyetlere göre gündüz, ba'zılarına göre ise gece (leylen-leyleten]) dayanamayıp karısıyla cinsî münasebette bulunarak zıhârını bozar ve Resûlullâh'a müracaat eder; Resûlullâh da tabii olarak, Kur'ân'ın hükmü olan zıhâr kefâretini (bkz. Mücâdele: ) uygular. (E.Ö) •Orucunu kasden bozan kimseye kefâret gerektiği iddiâsı, hâdisenin Ramazan ayı’nda cereyân etmesi sebebiyle mes’eleyi karıştırmaktan; derinlemesine incelemeden Resûlullâh'ın tatbik ettiği kefâretin oruc kefâreti olduğunu varsaymaktan kaynaklanmıştır. Aslında, kefârete delil olarak ileri sürülen Hadis dahi bu iddiâyı desteklemez; şöyle ki (E.Ö): •A) Hadîs'in baş tarafı tesbit edildiğinde, hâdisenin zıhârla ilgili olduğu net olarak ortaya çıkmaktadır. Zira, Hadis'te zikri geçen kişi, sırf oruc tutabilmek için -Ramazan ayı'na mahsûs olmak üzere- hanımına zıhâr yaptığını, fakat dayanamayıp hanımıyla cimâ etmek [cinsel ilişkiye girmek] suretiyle zıhârını bozduğunu açıkça ifâde etmektedir. B) Sözkonusu Hadîs'in versiyonları, Hadîs kitâblarının ba’zılarında “Kitâbu't-Talaq, Babu'z- Zuhâr”da geçiyor; ki bu da, rivâyette anlatılan hâdisenin orucla değil, zıhârla ilgili olduğuna delâlet eder. C) Adamın, -zikri geçen Hadis'teki- "Zaten bu durum oruc yüzünden başıma geldi" sözü de, mes'elenin zıhârla ilgili olduğunu gösterir. Yâni, adam demek istiyor ki: "Ben aşırı zaafım sebebiyle bir aylık Ramazan orucunu bile tutamaz iken, sırf Ramazan orucunu tutabilmek için karıma zuhâr yapmış ve buna rağmen dayanamayıp zıhârımı bozmuş iken, sen benden Ramazan orucuna ilaveten iki ay daha oruc tutmamı istiyorsun; hiç olacak şeymi?!" D) Zikri geçen rivâyetin ba`zı versiyonlarında adam, hanımıyla cinsel ilişkiye geceleyin [ley- len-leyleten] girdiğini açıkça belirtir, ki bu durumda adamın orucu, Oruç gecesi kadınlarınızla cinsel ilişkiye girmeniz helål kılındı. () Artık (oruc gecelerinde) onlarla cinsel ilişkiye girebilirsiniz (Bakara: ) âyeti gereği zâten bozulmamış, Resûlullâh'ın tatbik ettiği kefaret de doğal olarak zıhâr kefâreti (bkz. Mücâdele: ) olmuş olur. E) Ayrıca, Hadis'in hiçbir versiyonunda Resûlullâh adama, “Sen orucunu kasden bozmuşsun, bunun kefâreti de iki ay oruc tutmaktır" veya "Orucunu kasden bozan kimseye iki ay kefâret gerekir dememiştir. F) Hadîs'te zikri geçen kişi, hanımıyla gündüz cimâ etmiş (cinsel ilişkiye girmiş) olsaydı bile, yine kefâret gerekmezdi; zîrâ aynı rivâyetin ba'zı versiyonlarında Resûlullâh'ın adama, bir gün oruc tutmasını/kazâ etmesini emrettiği de kayıtlıdır. Zâten Kur’ân'a göre, oruc için hiçbir durumda kefaret [iki ay oruc tutmak] gerekmez. Netice olarak, -baʼzı âlimlerin de isabetle kaydettikleri üzere- Ramazan orucunu kasden bozan veyâ hiç tutmayan (-ki sonuç itibâriyle Ramazan orucunu kasden bozmakla hiç tutmamak arasında bir fark yoktur-) kimseye, kefaret gerekmez. Bu durumdaki kişi, öncelikle günahkâr olur ve tevbe etmesi gerekir; ikinci olarak da bozduğu veyâ tutmadığı orucları hem günü-gününe kazâ etmekle, hem de bozduğu veyâ tutmadığı her gün için bir miskîn doyumu fidye vermekle yükümlü olur. Ayrıca krs. Bakara: , not: (E.Ö) Kaynak: Muhtasar Hak Dini Kur'ân Dili Meal Tefsir, Elmalılı Hamdi Yazır, İşaret Yayınları, 3. Baskı, İstanbul Hazırlayan ve Notlandıran: Ertuğrul Özalp

Sual: Oruç tutmayana mı, yoksa orucunu bozana mı kefaret gerekir?
CEVAP
Kefaret, oruç tutmamanın değil, niyetli iken Ramazan orucunu kasten bozmanın cezasıdır. Bir gün orucu kasten bozmanın cezası 60 gün oruç tutmaktır. Bir gün de bozarak tutmadığı orucun kazası olarak toplam 61 gün tutulur.

Sual:
Oruç kefareti din kitaplarımızda var mıdır?
CEVAP
Elbette vardır. Geceden niyetli orucunu, kasten bozana kefaret lazım geldiği din kitaplarının hepsinde yazılıdır. Kütüb-i sitte isimli meşhur altı hadis kitabından Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'de mevcuttur. Hazret-i Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiği hadis-i şerif şöyledir:
Bir kimse, Peygamber efendimize gelerek, (Helak oldum ya Resulallah) dedi. Peygamber efendimiz, ne olduğunu sordu. O da Ramazan orucunu kasten bozduğunu söyledi. Peygamber efendimiz, bir köle azat etmesini bildirdi. Kölesi olmadığını bildirince, aralıksız iki ay oruç tutmasını emretti. Bunu da yapamayacağını bildirince, fakir doyurmasını bildirdi.

İslam âlimleri de, geceden niyetli orucunu bir mazeretsiz kasten bozan kimsenin kefaret olarak, varsa bir köle azat etmesini, yoksa peş peşe 60 gün oruç tutmasını, oruç da tutamazsa, 60 fakiri doyurmasını bildirmişlerdir. (Redd-ül Muhtar)

Peygamber efendimizin bildirdiği hükmü kabul etmeyen, Allahü teâlânın emrini kabul etmemiş olur. Çünkü Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

Sual: Oruç kefareti nasıl tutulur?
CEVAP
Oruç kefareti için peş peşe, 60 gün oruç tutar. 60 gün sonra, tutmadığı her gün için, birer gün daha tutar. Birkaç Ramazanda kefaretleri olan veya bir Ramazanda, 2 gün kefareti olan kimse, birinci kefareti yapmamış ise, ikisi için yalnız bir kefaret yapar. Birinci kefareti yapmış ise, ikinci kefareti de, ayrıca yapar.

Kefaret orucu, hastalık, yolculuk gibi bir özür ile veya bayram günlerine rastlamak sebebi ile bozulursa veya Ramazana rastlarsa, yeniden 60 gün tutmak gerekir. Bayram günlerinde bozmazsa, yine yeniden başlaması gerekir. Hayz ve nifas sebebi ile bozunca, yeniden başlamaz. Temizlenince, geri kalan günleri tamamlar.

Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, 60 gün kefaret orucunu tutamaz ise, 60 fakiri bir gün doyurur. 60 fakiri, bir günde iki defa doyurmak gerekir. Hepsine aynı gün yedirmek şart değildir. Bir fakiri her gün iki defa doyurmak üzere 60 gün veya her gün bir defa doyurmak üzere gün yedirmek de olur. Yahut, 60 fakirin her birine, gr buğday veya un veya kg arpa, kuru üzüm, hurma verir. Bunların kıymeti kadar ekmek, başka mal veya altın vermek veya bunları bir fakire 60 gün devamlı vermek de caiz olur. Kendisini doyurması için fakire kağıt para da verilir. 60 günlüğü, bir fakire, bir günde toplu verse, bir günlük vermiş olur. 60 fakiri sabah, 60 başka fakiri de akşam doyurursa, sabah doyurduklarını akşam veya akşam doyurduklarını sabah, bir daha doyurmalıdır. Yahut, bunlardan 60’ının her birine, sadaka-i fıtr miktarı mal verir. Oruç tutabilenin fakir doyurması caiz değildir.


Sual:
Yazarın birisi; (Her ne kadar hadislerde hayzlı ve nifaslı kadınlar namaz kılamaz, oruç tutamaz, Kur’ana dokunamaz deniyorsa da, namaz kılmasında, oruç tutmasında ve Kur’ana dokunmasında sakınca yoktur. Bu hadisler dinin ruhuna aykırıdır. Bir de kütüb-i sitte denilen altı hadis kitabında, kasten orucu bozanlara, ceza olarak 61 gün oruç tutmaları gerektiği bildiriliyorsa da, bu da Kur’anın ruhuna, dinin temel prensiplerine aykırıdır. Çünkü ceza işlenen suça uygun olmalıdır. Bir gün oruç yiyene, 61 gün oruç tutturmak zulüm olur) diyor.
Bahsettiği hususlarda açıklama yapar mısınız?
CEVAP
Dinimizde delil dörttür, bunlar: Kitab, Sünnet, İcma ve Kıyas-ı fukaha’dır. Bir hüküm için bu delillere bakılır. Hem kütüb-i sittedeki hadislerde var diyor, hem de, bu hadisler dinin ruhuna aykırıdır diyor. Önce hadis dinde delil midir değil midir, bunu kasten bildirmiyor. Sonra bu hadisler uydurma mıdır, yoksa sahih midir? Bunları da kasten söylemiyor. Uydurma demesine imkan yok. Çünkü kütüb-i sitte denilen en kıymetli altı hadis kitabındaki hadisler, bütün âlimlerce sahihtir. Mezhepsiz olmayan bir kimse, bu kitaplardaki hadis-i şeriflere uydurma diyemez. Yazar açıkça, “Peygamber Kur’anın ruhuna aykırı konuşmuş” demek istiyor. Zaten mezhepsizler, anlayamadığı hadis-i şeriflere, (Uydurma veya Kur’anın ruhuna aykırı) damgasını basarlar.

Yazar oruç tutmamakla, kasten orucu bozmayı birbirine karıştırıyor. Kefaret oruç tutmamanın cezası değildir. Orucu kasten bozmanın cezasıdır. Bir adamı yanlışlıkla öldürmekle, kasten öldürmenin cezası aynı olur mu? Hatta öldürmek niyetiyle kurşun sıksa, öldüremese bile, öldürmüş gibi ceza verilir. Ama kazaen öldürenin cezası hafiftir. Orucu kazaen bozmak ile, hiç niyet etmeden oruç tutmamak ve kasten niyetli orucu bozmak arasında çok fark vardır.

Sanki yazar, Kur’anın ruhunu, dinin temel prensiplerini biliyormuş gibi konuşuyor. Kur’an-ı kerimde, imanla ölenlerin yarın ahirette sonsuz olarak Cennette, imansız ölenlerin ise Cehennemde sonsuz olarak kalacağı bildirilmektedir. Bir kimse, 50 veya yıl yaşıyor, yüz yıllık iyi işlerine karşı sonsuz olarak Cennette kalıyor. Bir kimse de yıl günahına ve küfrüne karşılık bin yıl, milyar yıl, trilyon yıl değil, sonsuz olarak Cehennemde kalıyor. Bu dinin ruhuna aykırı olmadığına göre, orucu kasten bozmanın cezasının da 60 gün olması, dinin ruhuna aykırı olmaz. Bir gün orucu kasten bozmanın cezası 61 değil, 60 gündür. Bir gün de bozarak tutmadığı orucun kazasıdır.

Peygamber efendimizin ve Eshab-ı kiramın hanımlarında da, yıllarca hayz ve nifas hâli olmuştur, onlar namaz kılmamış, oruç tutmamıştır. Peygamber efendimiz ve Eshab-ı kiram Kur’anın ruhuna aykırı mı hareket ediyorlardı? Hazret-i Âişe’nin naklettiği hadis-i şerifte, hayzlı iken tutulamayan orucu kaza etmek gerektiği, kılınmayan namazları kaza etmek gerekmediği bildirilmiştir. (Buhari)
Hadis-i şerifte, (Hayzlı Kur'andan birşey okuyamaz) buyuruldu. (Tirmizi)

14 asırdan beri din kitapları ne yazıyorsa onlara uymalı, türedilere itibar edilmemelidir.

Sual:
Bir bayan kefaret orucu tutması gerekirse ne yapar? Biz 60 gün peş peşe tutamayız ki, menopozu mu bekleyeceğiz?
CEVAP
Bayanlar âdet dönemlerinde oruç tutmaz, ondan sonra devam ederler. Menopozu beklemezler.

Sual:
Gıybet edince, kan aldırınca orucu bozulmadığı halde, oruç bozuldu sanıp yiyip içen kimseye kefaret gerekir mi?
CEVAP
Evet. Yiyip içmek için zaruret yoktu. Bozuldu mu diye, bilen birine sormak gerekirdi.

Sual:
Ramazan günü ağız dolusu kusan veya ihtilam olan kimse, orucum bozuldu sanarak yiyip içerse kefaret gerekir mi?
CEVAP
Bunların orucu bozmadığını bilmiyorsa kefaret gerekmez. Fakat bu hallerin orucu bozmayacağını öğrenmiş ise, buna rağmen yiyip içmişse kefaret gerekir. Gıybet, kadınlara bakmak, sürme çekmek ve kan aldırmak gibi, orucu bozmadığı iyi bilinen şeyden sonra, oruç bozuldu sanarak, yiyip içilirse kefaret gerekir. Önceden bunların orucu bozmadığını bilip bilmemesi fark etmez. Her tarafa yayılan şeyi bilmemek özür olmaz, kefaret gerekir. (Redd-ül muhtar)

Sual:
5 gün kaza borcu ve kefaret borcu bulunan oruçlarını nasıl tutar, 65 günü ara vermeden tutması lazım mı?
CEVAP
Hayır 60 gün oruç tutar. Kalan beş günü de istediği zaman tutar. Yani aralıklı tutabilir. Ama 60 gün aralıklı olmaz peş peşe olur.

Sual:
Hastalığım artar diye orucumu bozdum. Ama artmadı. Kefaret mi gerekir?
CEVAP
Kefaret gerekir. Çünkü hastalık artmamış.

Sual:
Oruçlu, bir anda çok tuz yese, kefaret gerekir mi?
CEVAP
Kaza gerekir. Az tuz yerse kefaret gerekir.

Sual:
Oruç kefareti için 60 günlük parayı alan, 40 günlüğünü yese, 20 günlük parayı da başka fakire verse, kefaret parasını verenin bundan haberi olmasa, kefaret ödenmiş olur mu?
CEVAP
Başkasına da verebilirsin denmiş ise caiz.

Sual:
Oruç kefaretini alan şahsın, ara vermeden yemesi mi lazım?
CEVAP
Oruçta ara verilmez, doyurmakta ara vermek caiz.

Sual:
Ömürde bir kere kefaret tutmak lazım mı?
CEVAP
Hayır. Fakat ihtiyaten tutmak caizdir. Ancak (Kefaret tutmak gerekir) diye tutmak bid’attir.

Sual:
Kefaret orucu tutarken her gün için ayrı niyet lazım mı?
CEVAP
Ayrı niyet lazımdır.

Sual:
Kefaret orucu tutamayan kalb hastası ne yapar?
CEVAP
Devamlı hasta hükmündedir.

Sual:
(İyi olursam kefaret orucu tutacağım) diye adakta bulunmak sahih midir?
CEVAP
Hayır sahih olmaz.

Sual:
Beş oruç kefaretim var. Hepsi için niyet ederek bir kefaret tutsam hepsini tutmuş sayılır mıyım?
CEVAP
Evet.

Sual:
Kefaret orucu tutan bir kimse saatlerin geri alındığı günü saatte yanılıp imsak bittikten sonra orucu bozacak bir şey yapsa hükmü ne olur? Kefaret yeniden mi başlatılmalı?
CEVAP

Evet yeniden başlanır, eski oruçlar nafile olur.

Sual: Bir kadın, 60 günlük kefaret orucunu tutarken, hayzı başlasa ve kefaret orucuna ara verse, sabah kalktığında da, âdet müddeti ile birlikte, hayzı da, bitmiş olsa, fakat imsak vaktinden sonra yiyip içse, kefaretine devam edebilir mi?
CEVAP
Hayzı bittiği halde, kefaret orucuna devam etmediği için, kefaret orucuna baştan başlaması gerekir. Hayzın bitme ihtimali olduğu zaman, o gün imsak vaktinden önce niyet etmeli, hayzı bitmişse kefarete devam eder. Hayzı bitmemişse, o günkü orucu bozulmuş olur. Böyle yapmak ihtiyatlı olur.

Sual: Kaza ve kefaret orucunun yılını bilmeyen ne yapar?
CEVAP
İlk kazaya kalmış olan diye niyet eder.

Sual: Rahmetli babaannem, gençliğinde ilk bebeğini emzirirken, uyumuş, çocuk da nefes alamadığı için ölmüş. Kefaret olarak 60 gün oruç tutmuş. Yaptığı doğru mu idi?
CEVAP
Evet yaptığı doğrudur. Eğer bir de, bebeğin velisi olan dedenizden af dilemiş idiyse mesele kalmamış olur.

Yüksekten üstüne düşerek veya uyuyan kimsenin yuvarlanarak [veya motorlu vasıtaların çarpıp çiğneyerek] hata ile bir kimseyi öldürmesi halinde kefaret de verilir.

Sual: Kefareti olmayan kimsenin de kefaret orucu tutması caiz midir?
CEVAP
Evet. Bilmediği bir kefareti varsa, bunu ödemiş olur. Kefareti yoksa, tuttuğu oruçlar nafile olur. (Ömründe bir defa kefaret orucu tutmak gerekir) demek yanlıştır. Kefareti olmayanın kefaret tutması gerekmez.

Sual: Önce kefarete sebep olan orucu kaza etmek caiz mi?
CEVAP
Önce kefareti, sonra kazasını yapar.

Sual: Birkaç oruç kazası ile bir kefareti olan, kefaretten önce kaza orucu tutamaz mı?
CEVAP
Kaza oruçlarını kefaretten önce tutabilir. Sadece kefarete sebep olan orucun kefaretini yerine getirmeden kazası yapılmaz.

Sual:
Oruçlu iken, pişmiş bir pirinç veya bir mercimek tanesi, yenirse kefaret gerekiyor da, bunların pişmemişi yenince niye kaza gerekiyor?
CEVAP
Bunun gibi az tuz yemek kefaret gerektirirken, bir kaşık tuz yemek kefareti gerektirmez.
Toprak yemek kefareti gerektirmezken, kilermeni denilen toprağı yemek kefaret gerektirir.
Bir fındığı kabuğu ile yutmak kefaret gerektirmez, ama kabuğunu çıkarıp içini yutmak kefaret gerektirir.

Pişmemiş pirinç gibi, bunlar da, ilaç ve gıda olarak yenmesi âdet olmadığı için kefaret gerektirmiyor. Demek ki ölçü, ilaç ve gıda olarak yenmesi âdet olup olmamasına bağlıdır.

Kilermeni de toprak ama ilaç olarak yendiği için kefaret gerektiriyor. Hamile iken, aşeren bazı kadınlar veya bazı çocuklar da, kil ve kireç gibi toprak yerler. Bunların da bu hususa dikkat etmeleri gerekir. [Aşermek = Hamilelikte bazı yiyeceklere karşı aşırı düşkünlük göstermek demektir.]

Sual: Tam İlmihal’de, «Oruç kefareti için peş peşe 60 gün oruç tutmak gerekir» deniyor. Peş peşe iki kameri ay oruç tutulsa, ayın birisi 29 çekse toplam 59 gün tutulsa, kefaret yerini bulmaz mı? Bir de oruç kefareti hakkında hadis var mıdır?
CEVAP
Tam İlmihal’de, ihtiyatlı olan bildirilmektedir. Ayın birinde, hilali gözetleyerek iki hicri ay oruç tutmakla kefaret yerine gelmiş olur. İsterse 59 gün olsun. Hilal gözetlenmeden takvime bakarak iki ay oruç tutulursa, iki ayın toplamı 59 gün olursa, kefaret sahih olmaz. Hilal gözetlenerek tutulursa iki ay oruç tutmak yeterlidir. Hatta ayın 15 inde orucu başlayıp, ondan sonra gelen ayı tam tuttuktan sonra, 15 gün daha tutarsa yine iki ay oruç tutmuş olur. İmam-ı a’zam hazretleri ise, “60 gün oruç tutmak gerekiyor” buyuruyor. Günümüzde hilali gözetlemek ve birinci günü görmek kolay değildir. Bunun için 60 gün peş peşe oruç tutmak gerekir. Hem de bu ihtiyatlı olur. (Mebsut, Redd-ül muhtar)

Sual:
Ramazanda imsak bitmedi sanıyordum, ilişkide bulunduk. İmsakın bitmiş olduğunu sonradan öğrendim. Ama eşim imsak vaktinin bittiğini biliyormuş. Bize kaza mı kefaret mi gerekir?
CEVAP
Bilmediğiniz için size kaza gerekir, ancak eşiniz bildiği için ona kefaret gerekir.

Sual:
Bir hoca, (Hanımı ile ilişkide bulunmak orucu bozmaz) dedi. İlişki orucu bozmaz mı?
CEVAP
Bunu bir hocanın söylemesi mümkün değildir. Muhakkak bir yanlış anlama vardır. Cahil bir kimse bile böyle şey söylemez. İlişkide bulunmak orucu bozar ve kefaret gerekir. (Dürer)

Şafii mezhebinde, ilişkide bulunan erkeğe kefaret gerekir, hanıma ise kefaret gerekmez, fakat yine orucu bozulmuş olur, sadece kaza gerekir. (Tuhfe)

İlişkide kefaretin gerçekleşmesi için şu şartların bulunması gerekir:
1- Ramazan orucunu bozmuş olması gerekir. Ramazan orucunun kazasını tutarken veya başka oruç tutarken, bozana kefaret gerekmez.

2-
Ramazan orucuna imsaktan önce niyet etmiş olmalıdır. İmsaktan sonra oruca niyet ederse veya hiç niyet etmeden ilişkide bulunursa, haram işlemiş olursa da, yalnız kaza gerekir.

3-
Kasten ilişkide bulunmuş olmalıdır. Eğer unutarak ilişkide bulunmuşsa, kefaret gerekmediği gibi, oruç da bozulmuş olmaz, unutmak özür olur. Kefaret, orucu bozmanın değil, mübarek Ramazan-ı şerif ayının hürmet ve namus perdesini yırtmanın cezasıdır.

4-
İlişki, imsak vaktinden sonra yani gündüz olmalıdır. Eğer imsak vaktine daha var zannı ile ilişkide bulunduktan sonra, imsak vaktinin geçmiş olduğunu anlarsa, kasten orucunu bozmadığı için sadece kaza gerekir, kefaret gerekmez.

5-
İlişkiden sonra oruç tutamayacak kadar hasta olan kimseye kefaret gerekmez. Bunun gibi bir kadın ilişkide bulunduktan sonra, hayz hâli vuku bulursa, yine kefaret gerekmez.

6-
Kefaret olması için, ikamet ettiği yerde orucunu kasten bozmuş olmalıdır. Eğer seferde iken bozarsa, kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak farz değildir. Seferde oruç tutmayan kimse, sonra kaza eder.

7-
Karı-koca kendi arzuları ile ilişkide bulunmuş olmalıdır. Mülci ikrah ile zorlanırsa, kefaret gerekmez. İkrah, bir insanı, istemediği bir şeyi yapması için, haksız olarak zorlamak demektir. Birini zorlamanın ikrah olması için şu dört şart gerekir:

Zorlayan kimsenin, korkuttuğu şeyi yapabilecek kuvvette olması, zorlananın korkutulan şeyin muhakkak yapılacağını bilmesi, korkutulan şeyin, ölüm veya bir uzvun kesilmesi veya üzücü bir şey olması, zorlanan şeyin, yapılmaması gereken bir şey olması gerekir. (İbni Âbidin, Dürer-ül-hükkâm)

Bazı kimseler de, mastürbasyonun orucu bozmadığını, bazıları da bozduğunu ve kefaret gerektiğini söylüyorlar. Bunların ikisi de yanlıştır. Mastürbasyonun orucu bozduğu, fakat sadece kaza gerektiği, Hindiyye, Bahr ve Dürr-ül-muhtar ve diğer fıkıh kitaplarında yazılıdır. Bir Ramazanda iki defa mastürbasyon yapana kefaret de gerekir. Çünkü Ramazanın bir gününde, kaza gereken bir şey yaparak orucunu bozan kimse, başka gününde de bu şeyi kasıtla yine yaparsa, kefaret de gerekir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası