mevlidi nebi programı sunucu metni / Mevlidi Nebi (Kutlu Doğum) Haftası Sunucu Program Akışı - funduszeue.info

Mevlidi Nebi Programı Sunucu Metni

mevlidi nebi programı sunucu metni

Mevlidi Nebi sunucu metni.

E: ….Bekliyoruz Sultânım! Rüyada olsa bile, Belki teşrif edersin diye
Hem de hiç kimseyi beklemediğimiz gibi.
Seni bekliyoruz.
Gelseydin, Bizim için cennet olurdu gelişin.
Gelseydin, Saadetli asrından gönderdiğin selâmını,
'Kardeşlerim' deyişini Birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün.
Gelseydin, Dolaşsaydın sofralarımızı,
Bir tabak fazla görecektin,
Bir bardak, bir kaşık fazla
Ve sofrada bir yer boş,
Baş köşe! ..
Ola ki Sen lutfeder gelirsin diye….&#;






K: Saygı değer Müdürüm Kıymetli hocalarım, sevgili arkadaşlarım… Öncelikle hepiniz programımıza hoş geldiniz. Bugün Âlemlere Rahmet Efendimiz Hz. Muhammed’in s.a.v. dünyaya gözlerini açmasının yıl dönümünü idrak etmek için burada toplandık.

İstedik ki bu güzel sebebe bir katkıda bulunalım ve Efendimizi Nurdoğdu Ortaokulu olarak bir nebze de biz anlatalım. Onu anlatmaya kelimeler yetersiz gelse de dilimiz döndüğünce ifadeye çalışalım.





Programımızın akışını arz ediyorum:

funduszeue.infoı duruşu ve İstiklal Marşı 2.Günün anlam ve önemiyle ilgili konuşma

3. Şiirler funduszeue.info funduszeue.info Hutbesi Oratoryo funduszeue.infoış

Şimdi sizleri aziz şehitlerimiz ve din büyüklerimiz için saygı duruşuna ve akabinde İstiklal Marşımızı söylemeye davet ediyorum…

E: Konsun yine pervazlara
Güvercinler;
"Hu hu"lara karışsın
Aminler.
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!&#;




Şimdi . Sınıfı öğrencilerinden……….yı günün anlam ve önemini anlatan konuşmayı yapması için buraya davet ediyorum.





K: Var eden'in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat.&#;




Şimdi …. Sınıfından ……….. 40 Yaşındasın isimli şiiri okuması için buraya davet ediyorum.



E: Sen yoktun Hz Âdem’deydi nurun
Önce cenneti, Sonra yeryüzünü şereflendirdin.
Âdem nuruna affedildi, Arafat bu affa şâhitti..

Sen funduszeue.info’un gemisindeydi Nurun
Dalgalar yeryüzünü boğarken

Toprağın bağrındaki su Gökyüzüyle buluşurken
Ve bu bir ilahi azap derken, Allah nurunu taşıdı binbir sebeple
Tûfan, nurunu selamladı edeple&#;




Şimdi 6.sınıf öğrencilerinin seslendireceği "'de bir güneş doğdu” ilahisi ile sizleri baş başa bırakıyorum.



K: Gel, ey Muhammed, bahardır

Dudaklar ardında saklı

Âminlerimiz vardır

Hacdan döner gibi gel;

Mi’râc’dan iner gibi gel;

Bekliyoruz yıllardır!’&#;




Şimdi Sizleri …. Sınıfı öğrencilerinden ……..yı Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed şiirini okuması için buraya davet ediyorum.



E: Sultanım!
Ey Medine minberinde ' ümmeti, ümmeti ' diye hüznü giyen sevgili
Ey Mekke mihrabında alemler hesabına ' Allah! ' diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik…



Şimdi … Sınıfı öğrencilerinden ……yı Ya Rasulullah şiirini okuması için buraya davet ediyorum.






K: Günler, ne günlerdi, ya MUHAMMED;
Çağlar ne çağlardı:
Daha dünyaya gelmeden
Müminlerin vardı..
Ve bir gün ki gaflet
Çöller kadardı,
Halime’nin kucağında
Abdullah’ın yetimi,
Amine’nin emaneti ağlardı!

&#;


Şimdi …. sınıfı öğrencilerini " Peygamberimizin Veda Hutbesi” oratoryosu'nu okuması için buraya davet ediyorum.



E: Bir güzide mektuptur, çağların ötesinden,
Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına,
Yayılır o en büyük muştu, pazartesinden,
Beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına,
Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin,
Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin.




Nasıl ki bugün burada Allah Rasulü için Toplanıyorsak ötelerde de Onun Sancağı altında toplanmayı Ona komşu olmayı Rabbim cümlemize nasip etsin.

Peygamberimizin Doğumu hatırasına, hazırlamış olduğumuz programımız burada sona ermiştir. Programda emeği geçen Öğretmenlerimize ve arkadaşlarımıza, Programımıza göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı sizlere, teşekkür ediyor, Mevlidi Nebi’nin tüm insanlığın barışına vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyoruz…

Allah a emanet olunuz.&#;


 

Mevlid-i Nebi Haftası A&#;ılış Programı’nda Yaptıkları Konuşma

Diyanet Teşkilatımızın Kıymetli Mensupları,

Saygıdeğer Hocalarım,

Sevgili Gençler,

Yavrularımız,

Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.

Allah’ın selamı, rahmeti Hazreti Muhammed Mustafa Aleyhissalatu Vesselam Efendimizin, Ehlibeytinin, dostların en güzeli Ashabı Kiramın, tabiinin, tebei tabiinin ve 14 asırdır hak yoldan ayrılmayan tüm Müslümanların üzerine olsun.

Buradan Filistin’den Arakan’a, Türkistan’dan Afrika’ya kadar dünyanın dört bir ucundaki kardeşlerime selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum.

Mevlidi Nebi Haftası Açılış Programı vesilesiyle siz Peygamber aşıklarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, milletin evinde misafir etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Bu muhabbet ikliminde gönüllerimizi buluşturan herkese, programı teşrif eden siz kıymetli misafirlerimize şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.

Diyanet İşleri Başkanlığımızı, Sayın Başkan ve ekibini Mevlid-i Nebi Haftası’nı başta milletimiz olmak üzere tüm insanlık için öğretici bir fırsata, bir tefekkür ve teneffüs imkânına tahvil ettikleri için tebrik ediyorum.

Mevlid-i Nebi Haftası’nın hayırlara vesile olmasını, bereketli geçmesini, kalplerimizi yumuşatmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

Yunus Emre’nin aşk diliyle diyoruz ki:

“Canım, kurban olsun senin yoluna

Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Şefaat eyle bu kemter kuluna

Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Mümin olanların çoktur cefası

Ahirette olur zevk-u sefası

Onsekizbin âlemin Mustafa’sı

Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Yedi kat gökleri seyran eyleyen

Kürsi’nin üstünde cevlan eyleyen

Miracda, ümmetin Hakk’tan dileyen

Adı güzel, kendi güzel Muhammed.”

Rabbime bizleri adı güzel, kendi güzel Muhammed’in Aleyhissalatu Vesselam dünyaya vasıl oluşunun bir sene-i devriyesine daha ulaştırdığı için hamd ediyorum.

Sizlerin şahsında milletimizin ve İslam âleminin Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece idrak edeceğimiz Leyle-i Mevlidi’ni şimdiden tebrik ediyorum. Rabbim bu mübarek geceyi günahlarımızın kefaretine vesile kılsın. Rabbim bu gece hürmetine yaptığınız duaları, kıldığınız namazları, hayır ve hasenatınızı dergahı izzetinde kabul buyursun.

Yüce Allah bizleri kardeşin kardeşi, ananın evladını tanımayacağı ruzi mahşerde işte bugün burada olduğu gibi Peygamber Efendimizin Aleyhissalatu Vesselam Liva-ül Hamd ismiyle müsemma sancağı altında toplanan takva sahiplerinden eylesin. Rabbim hepimizi Hazreti Nebi’nin şefaatine nail olanlardan eylesin.

Kıymetli Misafirler,

Bu sene Mevlid-i Nebi’yi gerek tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını, gerekse bölgemizde yaşanan sıkıntılar sebebiyle ne yazık ki buruk yaşıyoruz. Şimdiye kadar dünya genelinde 1 milyon bin insanın hayatına mal olan salgın dalgalar halinde yayılmaya devam ediyor.

Güçlü sağlık altyapımız, vakitlice aldığımız tedbirler ve sağlık çalışanlarımızın fedakârlıkları sayesinde diğer ülkelere göre hamdolsun bu sağlık krizini daha hafif geçiriyoruz. TMM diyerek, sloganlaştırdığımız temizlik, maske, mesafe kurallarına riayet ederek, hastalıkla mücadelemizi sürdürüyoruz. Rehavete kapılmıyor, tedbiri asla elden bırakmıyoruz. Ülkemizi, milletimizi, rızkının peşindeki insanlarımızı sıkıntıya sokmadan dengeli, önü-arkası iyi hesaplanmış adımlarla süreci yönetiyoruz. Genel tabloya göre sıkıntı gördüğümüz alanlarda gereken müdahaleleri yapmaktan çekinmiyoruz. İlgili bakanlarımız tam bir koordinasyon içinde meseleyi takip ediyor. Biz de şahsen bu alanda uzman arkadaşlarımız aracılığıyla an be an durumu izliyor, bilgilendirmeleri alıyor, gerekli talimatları veriyoruz.

Tüm dünyada hasta sayılarının ürkütücü boyutlara ulaştığı bugünlerde milletimden tedbirlere daha fazla hassasiyet göstermelerini özellikle rica ediyorum. Mücadelemizi birlikte zafere dönüştürmek için hepimize, 83 milyonun her bir ferdine burada görev düşüyor. Bir süre daha sabredecek, sebat edecek, kurallara uyacak, ondan sonra inşallah hep birlikte felaha erişeceğiz. Hasretini çektiğimiz o güzel günlere milletçe hep beraber kavuşacağız.

Bu vesileyle bir kez daha salgında hayatını kaybeden vatandaşlarıma Allah’tan rahmet, hastalarımıza acil şifalar diliyorum. Rabbimden milletimizi ve tüm insanlığı bu musibetten en kısa sürede kurtarmasını niyaz ediyorum.

Kardeşlerim;

Millet olarak bu dönemde hüznümüzü artıran tek şey, koronavirüs salgınında yitirdiklerimizin acısı değildir. Bizleri asıl endişeye sevk eden, yüreklerimizi asıl dağlayan başta gönül coğrafyamız olmak üzere Müslümanların içinde bulunduğu ahvaldir. İslam âlemi gerçekten sancılı imtihan ve zorluklarla dolu günler yaşıyor. Zulmün, terörün, işkencenin ve daha nice dinimizce ve Peygamberimizce yasaklanmış fiilin her gün, her an işlendiği bir dönemin içindeyiz. Suriye’de rejimin ve teröristlerin saldırıları sebebiyle 1 milyon kardeşimiz hayatını kaybetti. 12 milyon kişi de evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Yemen’de 6 yıldır süren kirli savaşın tüm bedelini bir lokma ekmeğe, bir tas çorbaya muhtaç olarak ölen yüzbinlerce masum çocuk ödedi. Libya’nın zengin yeraltı kaynakları darbeciler ve Batılı emperyalist güçler tarafından talan edildi.

Asırlar boyunca barışla, ilimle, hikmetle anılan İslam beldelerinden bugün ne yazık ki göğe ezan sesleri değil anaların feryatları, çocukların çığlıkları, bombalarla enkaza çevrilen camilerin dumanları yükseliyor. Tüm dünyanın gözleri önünde Filistin’de zulüm, Arakan’da şiddet, Türkistan’da baskı, Irak ve Afganistan’da terör can almaya devam ediyor. Sırf Müslüman oldukları için öldürülen, evlerinden-yurtlarından kovulan yüz binlerce Müslüman kardeşimiz var. Misyonerler tarafından din değiştirilmeye zorlanan, evlatları kendilerinden koparılan milyonlarca Müslüman var. Etnik ve dini kimliğinden dolayı şiddet gören, baskı gören, ayrımcılığa uğrayan milyonlarca kardeşimiz var. İşte Fransa’da yaşananlar, işte Almanya’da yaşananlar; bütün bunlar dünyanın gözü önünde oluyor. Fakat Batı, özellikle Hristiyan dünyasına sesleniyorum, Musevilere sesleniyorum; her şeyden önce insanız, insan olarak bizim dinimizde Hristiyan olmak suç değildir, biz ona da sahip çıkıyoruz. Aynı şekilde Musevi’ye de sahip çıkıyoruz. Ama gelin Fransa’da eğer Müslümanlara bir zulüm varsa, hep birlikte biz oraya da sahip çıkalım diye buradan dünya liderlerine sesleniyorum. Özellikle Avrupa ülkelerinde İslam ve Müslüman düşmanlığının adeta veba gibi toplumlara sirayet ettiğini görüyoruz. Müslümanlara ait iş yerleri, evler, ibadethaneler, okullar hemen her gün ırkçıların ve faşist grupların saldırısına maruz kalıyor. Şimdi ben burada milletime sesleniyorum, nasıl ki Fransa’da Türk markalı mal satın alınmayın diyorsa, ben de şimdi buradan milletime sesleniyorum sakın Fransız markalara asla iltifat etmeyin, bunları satın almayın.

Düşünebiliyor musunuz Müslüman kadınlar kılık kıyafetlerinden dolayı sokakta, çarşıda, otobüste, vapurda ya hakarete ya da fiili tacize uğruyor. Müslüman çocukların hiç olmadık bahanelerle eğitim öğretim hakları ellerinden alınıyor. Gün geçmiyor ki Müslümanlara ait bir ibadethaneye, mescide, derneğe yapılan saldırı haberini almayalım, işte son olarak Almanya ve Avusturalya. Daha önce Avusturalya’da büyük felaketi görmüştük, şimdi yine ibadethanelere oralarda saldırı gördük, aynı şeyi Almanya’da gördük. Ve ben buradan tabii Şansölye Merkel’e de sesleniyorum hani sizde din özgürlüğü vardı? Hani sizde din veya dinini yaşayanlara karşı devletinizin güvencesi vardı? Peki, bir sabah namazında nasıl oluyor da ’ü aşkın polis camiye saldırıyor? Bunların tam tersini siz bugüne kadar Türkiye’den duydunuz mu? Hayır. Niye? Çünkü bizde gerçek din özgürlüğü var, ama bunlarda bu yok.

Gün geçmiyor ki Müslümanların inanç ve ibadet hürriyetlerini kısıtlayan bir uygulamayla karşılaşmayalım. Gün geçmiyor ki Peygamber Efendimizi Aleyhissalatu Vesselam mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’i hedef alan bir edepsizlikle, bir alçaklıkla muhatap olmayalım. İşte Fransa’da yaşananlar Charlie Hebdo olayı ve duvarlarda ne yazık ki Fransa’nın akli noktada kontrole muhtaç olan liderinin teşvikiyle bu saldırılar yapılmaya başlandı. Bugün lafa gelince demokrasiyi kimseye bırakmayan birçok Batılı devlette Müslümanlara yönelik hukuksuzluklar adeta sıradan hale gelmiştir. İslam ve Müslüman düşmanlığı kimi Avrupa ülkelerinde bizzat devlet başkanı seviyesinde teşvik edilen, desteklenen bir politika haline gelmiştir. Irkçı terörizm şimdi buradan sesleniyorum, işte siz gerçek manada faşistsiniz, siz gerçek manada Nazi’nin adeta zincir halkalarısınız. Irkçı terörizm, medya ve siyaset eliyle çoğu zaman da güvenlik birimlerinin göz yummasıyla toplumda yaygınlaşıyor. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’daki Musevilere karşı yürütülen linç kampanyasının bir benzerine bugün Müslümanlar maruz kalıyor. Avrupalı Müslümanlar bilinçli, planlı, kasıtlı bir şekilde kandan ve şiddetten beslenen yapıların kucağına itiliyor.

Kardeşlerim;

Peygamberimiz Aleyhissalatu Vesselam bir hadisi şeriflerinde günümüzü tasvir edercesine şöyle buyuruyor: Öyle bir zaman gelecek ki dininin gereklerini yerine getirme konusunda sabırlı davranıp, Müslümanca yaşayan kimse avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır. Fransa başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde şahit olduğumuz manzara işte budur. Açık söylüyorum, günümüzde Batı’da Müslüman olmak, Müslümanca yaşamak, İslam’a göre hayat sürmek giderek imkansız hale geliyor. FETÖ gibi örgütler en üst düzeyde korunurken, dininin gereğini yapmaktan başka gayesi olmayan samimi müminler dışlanmakta, ötekileştirmektedir. Müslümanların canına kast eden grupların önü açılırken, meşru zeminde faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları baskıya uğramaktadır. DEAŞ gibi teröristlerin işlediği cinayetlerin faturası dinimize ve müminlere kesilerek Müslümanlara yönelik kin ve nefret iklimi körüklenmektedir. Müslümanlara farklı isimler ve kisveler altında İslamsız bir dindarlık profan bir din anlayışı dayatılmaktadır. Batı’da yükselen İslam karşıtlığı bugün artık kitabımıza, peygamberimize ve tüm kutsallarımıza yönelik topyekun bir saldırıya dönüşmüştür. Esasen farklı din mensuplarına yönelik tehcir, engizisyon ve soykırım uygulamaları Avrupa’nın yabancısı olduğu bir pratik değildir, alışkındırlar buna. 80 yıl önce Musevilere karşı işlenen insanlık suçları daha 25 sene önce Srebrenitsa’da Bosnalı kardeşlerimize yapılanlar halen hafızalardadır. Son günlerde yaşanan hadiseleri devlet başkanı düzeyinde sergilenen hadsizlikleri, sabah namazı vaktinde camilerimize yapılan polis baskınlarını sıradan vakalar olarak görmüyoruz. Bu olaylar oldukça tehlikeli, Avrupa Müslümanlar için çok vahim sonuçlar doğurabilecek bir sürecin işaret fişeğidir. Ciddi bir inanç buhranı içinde olan Batı toplumları İslam’ı ve Müslümanları hedef alarak buradan çıkış yolu aramak gibi yanlışa düşmüşlerdir. Batılı siyasetçiler iç ve dış politikadaki başarısızlıklarını Müslümanları hedef haline getirerek örtmeye çabalıyor. Koronavirüs salgınının sebep olduğu ekonomik sıkıntıların faturası bile Müslümanlara ve göçmenlere kesilmeye çalışılıyor. Bu nefret ikliminin günlük siyasetin olağan gerilimleriyle hiçbir bağının olmadığı açıktır. Korkarım çok daha karanlık, çok daha sinsi bir planın çarkları işlemektedir.

Kardeşlerim,

Buradan bir gerçeği çok net bir şekilde ifade etmek istiyorum. 6 milyon insanı Avrupa’da yaşayan bir ülkenin Cumhurbaşkanı olarak muhataplarımıza şu ikazı yapmakta fayda görüyorum: Müslümanları düşmanlaştırarak elde edebileceğiniz hiçbir kazanım yoktur. Çapsızlığını perdelemek amacıyla girdiğiniz bu yolun sonu felakettir. İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan katliamlardan herkes ders çıkarmalıdır. Irkçı terörizm Avrupa’ya kan, gözyaşı ve iç çatışmadan başka bir şey getirmemiştir, getirmeyecektir. yılında Norveç’te Breivik denen bir caninin katlettiği 77 masum izlediğiniz bu politikaların ne tür acı sonuçlar doğuracağını göstermiştir.

Türkiye, vatandaşlarının hak, hukuk ve güvenliğini korumakta kararlıdır. İslam düşmanlığını ve ırkçı terörizmi bir milli güvenlik meselesi olarak değerlendiriyor, planlarımızı buna göre yapıyoruz. DEAŞ’tan PKK’sına, terör örgütlerine nasıl bakıyorsak, Neonazi terör örgütlerine de aynı nazarla bakıyoruz. Avrupa’nın kanser hücresi gibi yayılan bu örgütlerle ilgili artık daha tutarlı, kararlı ve medeni bir tavır alması gerekiyor. Irkçı terör tehdidiyle mücadelede özellikle Avrupa Birliği kurumlarına çok ciddi sorumluluk düştüğüne inanıyorum. Avrupa Konseyi İslam düşmanlığını daha fazla görmezden gelemez. Ülkemizle ilgili olur olmaz her konuda görüş bildiren Avrupa Parlamentosu 3 maymunu oynayarak, bu meseleyi geçiştiremez. Avrupa’nın basiret, ahlak, vicdan sahibi liderleri koru duvarlarını yıkmalı, İslam ve Müslüman düşmanlığı hakkında konuşmaya başlamalıdır. Aşırı sağcı fikirlerin Avrupa’nın ana akım siyasetini esir almasına izin verilmemelidir. Avrupa siyasetçiler Fransa Devlet Başkanı Macron’un başını çektiği nefret kampanyasına artık bir dur demelidir. Her ne kadar Macron’un hoşuna gitmese de önceki gün yaptığım çağrıyı buradan az önce ifade ettim, tekrarlamak istiyorum; ırkçılık ve İslam düşmanlığı, görevi, konumu, makamı ne olursa olsun insanın akli ve vicdani melekelerini yok eden bir psikozdur. Ret ederek, yokmuş gibi davranarak bu sorunun üstesinden gelinmez. Ülkesinin ve vatandaşlarının geleceğini düşünen her siyasetçi bunu kabul etmeli, yüzleşmeli, sorunu çözmenin yollarını aramalıdır.

Kıymetli misafirler, çok değerli dostlarım; Rabbimiz Kur'an-ı Kerim’de; siz insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsanız buyuruyor. Emribilmaruf ve nehyi anilmünker, yani iliği emretme, kötülükten vazgeçirme her Müslümana farzdır. Müslüman, şahit olduğu kötülükler karşısında sessiz ve tepkisiz kalamaz. Müslüman, etrafında yaşanan adaletsizliklere gözlerini kapayamaz. Suriye’den Libya’ya, Afrika’dan Avrupa’ya kadar dünyanın birçok yerinde hakkaniyeti, adaleti, barışı savunan tavrımızın gerisinde işte bu hakikat vardır. Şartlar ne olursa olsun, biz mazlumun yanında durmak zorundayız. Üç günlük dünya hayatı için ukbamızı tehlikeye atamayız. Hakk’ın hatırını, edep, ahlak yoksunu insanlık fukaralarının hoyratça çiğnemesine izin veremeyiz. Zulmü alkışlamamak, hak namına haksızlığa tapmamak, soysuzun ardından zağarlık yapmamak bizim milletimizin karakteridir. Bunun için dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, hangi inanca, kökene, kültüre sahip olursa olsun, haksızlık ve hukuksuzluk karşısında sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.

Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği bizimle olduğu müddetçe son nefesimize kadar bu kutlu mücadeleyi yürüteceğiz, tüm bunları yaparken elbette evimizin içini de ihmal etmedik, etmiyoruz. Ailemizden başlayarak toplumumuzda iyiliğin, güzelliğin, İslami ve insani değerlerin yaygınlaşması için çaba harcıyoruz. Özellikle istikbalimizin teminatı olan gençlerimizi, çocuklarımızı en güzel şekilde yetiştirmenin mücadelesini veriyoruz. Millet olarak bir dönem çocuklarımıza dinimizi hakkıyla öğretememenin, kendi kültür ve geleneklerimizde yetiştirememenin sıkıntısını çok çektik. Camilerin emlak niyetine satıldığı, ibadethanelerin ahıra çevrildiği, Kur’an kurslarının kapatıldığı günlerimiz oldu. Kur'an-ı Kerim’in tren vagonlarında, ahırlarda, derme çatma binalarda gizli saklı bir şekilde öğretildiği süreçlerden geçtik. Milletin desteğiyle, duasıyla, parasıyla kurulan Kur’an kursları, imam hatip okullarımızın kapısına kilit vuruldu. Üstat Necip Fazıl’ın ifadesiyle, “bu ülkede Allah ve ahlak demenin yasak olduğu zorlu, sıkıntılı, utanç verici dönemler yaşadık.”

Allah’a hamdolsun, son 18 yılda attığımız kararlı adımlarla sadece bu faşist zihniyeti tasfiye etmekle kalmadık, aynı zamanda sene önce hayal dahi edilemeyen birçok reformu hayata geçirdik. Katsayı, okul katkı puanı gibi engelleri ortadan kaldırarak her öğrencimizin eşit şartlarda yükseköğrenime geçişini sağladık. Okul kapılarında yavrularımızın çıkışlarını beledik, kızlarımızın çıkışlarını bekledik, içimizde birçok anne herhalde bu sıkıntıyı hep yaşadınız, aynen bizler de bunları yaşadık, ama daha sonra elhamdülillah bahar iklimi geldi ve bunlardan sıyrıldık.

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartırken 4+4+4 sistemiyle meslek liseleri ve imam hatip okullarına yapılan haksızlığa son verdik. Ortaokuldan itibaren Kur'an-ı Kerim, Siyer-i Nebi, Arapça gibi dersleri seçmeli bir şekilde öğrencilerimizin istifadesine sunduk. Bugün isteyen her öğrencimiz erken yaşlarda öğrenilmesi daha kolay olan Kur'an-ı Kerim’i artık okullarda özgürce öğrenebiliyor. Sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için eşsiz bir emsal olan Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam’ın hayatını dileyen her öğrencimiz öğrenme imkânı buluyor. Bir dönem öğrenci sayısı 60 binlere kadar düşen iman hatip okullarına yönelik teveccüh artmış, şu anda yaklaşık 1 milyon bin civarında öğrenci imam hatip okullarında eğitim, öğretim görüyor. Keza yaz Kur’an kurslarımızdan az önce Diyanet İşleri Başkanımızdan da rakamları dinlediniz, faydalanan evlatlarımızın sayısı giderek yükseliyor. Vakıf, dernek ve gönüllü kuruluşlarımızın hayırlı faaliyetlerine gereken desteği veriyoruz. Çocuklarımızın Efendimizin ve gönül dünyamızın kandillerinin örnek hayatlarını öğrenmesi için her türlü çabayı gösteriyoruz.

Karanlıktan Aydınlığa Asr-ı Saadet radyo tiyatrosunu az önce dinledik. Çocuklar, nasıl buldunuz? Beğenmişler. Şimdi bütün bu yavrularımıza Sayın Başkan, şöyle bunları ücretsiz olarak bence dağıtmak lazım, isabetli olur. Çocuklar, ne dersiniz, iyi olur değil mi? Maskeleri olduğu için sesleri çıkmıyor.

Dini değerlerimizi ve İslam tarihini anlatan yenilikçi projeleri teşvik ediyoruz. Peygamberimiz ve çocuk temasıyla düzenlenen bu seneki Mevlid-i Nebi Haftası’nın da Efendimizin kutlu hayatını öğrenme, evlatlarımıza öğretme bakımından önemli bir fırsat olduğunu görüyor ve buna inanıyorum. Zira Peygamberimiz Aleyhissalatu Vesselam, emin kişiliği, sade yaşantısıyla, edep ve hayasıyla, insana ait değerli her ne varsa onu kalbinde ve benliğinde müşahhas hale getirmiş örnek bir şahsiyetti. Hazreti Peygamber Aleyhissalatu Vesselam bir yetim ve öksüz olarak, en çok da yetim ve öksüzlerin, en çok da çocukların Peygamberiydi. O sadece iki reyhanım dediği torunları Hasan ile Hüseyin’in değil, Medine ve Mekke’deki bütün çocukların sevgilisiydi. O, çocukların başını okşamanın sadaka olduğunu ifade edecek kadar çocuklara inanmış bir Peygamberdi. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü bir cahiliye toplumunu tüm insanlığa örnek gösterilecek seviyeye yine o taşıdı. Cömertlik, tevazu, muhabbet, uhuvvet, cesaret, ahlak, şefkat, merhamet, adalet, anne-babaya hürmet gibi insanın özüne ait bütün iyi hasretleri bize hep sevgililer sevgilisi Peygamberimiz öğretti. Peygamber Efendimizin hayatında ne bizim çocuklarımız, ne de başka dinlere mensup toplumların çocukları için bir tek olumsuz an, bir tek olumsuz sahne dahi mümkün görmek değildi. Kendi çocuklarımız gibi dünyadaki bütün çocukları da böyle güzel bir örnekten, böyle güzel bir hayatı öğrenmekten mahrum etmemeliyiz.

Mevlid-i Nebi Haftası’nın bu anlamda hayırlara, yeni ve özgün çalışmalara vesile olmasını diliyorum.

Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, dünyayı nurla aydınlatan Nebi’nin güzel doğumun yıldönümüne erişmeyi bizlere nasip ettiği için Rabbimize hamd ediyorum.

Hazreti Peygamberi, Ehlibeytini, ashabını bir kez daha selam ve salat ile yâd ediyor, şefaatine nail olmayı diliyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımıza bu güzel programı tertip ettikleri için şahsım, milletim adına tekrar teşekkür ediyorum.

Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun diyor, hepinizi Allah’a emanet ediyorum, kalın sağlıcakla.

 

KUTLU DOĞUM HAFTASI SUNUM METNİ

Sayın Valim

Sayın Belediye Başkanım

Değerli Misafirimiz, Konuşmacımız Doç.Dr. Muhit MERT Bey,

Sayın İl Müftüm,

Sayın Daire Amirlerim

Teşkilatımızın Değerli Mensupları

Çok Kıymetli Hanımefendi ve Beyefendiler

Basınımızın Değerli Temsilcileri

Kütahya Müftülüğümüz ve T.D.V. Kütahya Şubemizin işbirliği ile hazırlanan “Kutlu Doğum Haftası” konferansına hoş geldiniz.

Programa teşrifinizden dolayı teşkilatımız adına teşekkür ediyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Şimdi programın akışını arz ediyorum:

  1. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı
  2. Kur’an-ı Kerim ve Mealinin Okunması
  3. İl Müftüsü Sayın Hüseyin ŞİMŞEK Bey’in açış konuşması
  4. Kütahya Müftülüğü İlahi Korosundan İlahi ve Kasideler
  5. Gazi Üniversitesi Çorum  İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç .Dr. Muhit MERT’in “Çağımızda Aile ve Gençliğin Problemleri” konulu konferansı.
  6. İl Müftülüğüne Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle maddi ve manevi katkıda bulanan kişi ve kuruluşlara teşekkür belgelerinin verilmesi
  7. Kutlu Doğum aşının konferans sonrası misafirlere ikramı
  8. Kapanış

Şimdi sizleri cumhuriyetimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, aziz şehitlerimiz ve din büyüklerimiz için saygı duruşuna ve İstiklal Marşına davet ediyorum.

Teşekkür ederim.

Yâ Rasûlallah, eğer Sen, gelmeseydin âleme,

Güller açmaz, bülbül ötmez, mechûl esmâ Âdem’e

Varlığın mânâsı kalmak, garkolurda mâteme!

Değerli Misafirler

Şimdi vereceğim tarihe dikkat edin lütfen!

Rasülullah (SAV), fil yılında, Rebiulevvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi dünyaya gelmiştir.

Bu tarih, miladi takvime göre, yılının Nisan ayının yirmisi olarak hesaplanmıştır. Evet, bu yılki mevlid kandili, Rebiulevvel ayının, yani miladi nisan ayının tam 20’sine tevafuk etmektedir.

yıl öncekiyle aynı gün. Kaç yüz yılda böyle bir tevafuk söz konusu olur, doğrusu bilmiyorum. Ama bu tarih, beni olağanüstü denecek derecede heyacanlandırıyor. Heyecanımı anlayanlara “müjdeler olsun” demek, hatta, bunu burada yüksek sesle haykırmak geliyor içimden.

Düşünsenize, tam yıl öncekiyle aynı gün.

O gece, Efendimiz (SAV)’, sanki yeniden teşrif etmiş gibi hazırlanmak, bizlere emanet olarak bıraktığı “Kitap ve Sünnet’e bilenmiş bir şekilde yeniden sarılmak için bu geceyi bir vesile addetmek, az bir kazanç mı sahi!

Her şey için bir kez daha yeniden Bismillah demek için bulunmaz bir fırsat.

Ey Muhammed (SAV)! Hoş geldin, başımızın gözümüzün üstüne geldin. Safalar getirdin, Şerefler verdin, Aziz Efendim.

Peygamberimizin dünyayı teşrifleri olan Mevlid-i Nebevi (Hicri Rebiülevvel ayının gecesi), asırlardır milletimiz tarafından “Mevlid Kandili” olarak kutlanmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı, yüzyıllar önce bir ilim ve kültür bayramı şeklinde kutlanan mevlid geleneğini canlandırmayı amaçlamış, bu düşünce ile de Peygamberimizin doğum gününü içine alan haftayı, “Kutlu Doğum Haftası” olarak ilan etmiştir.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yılından itibaren Peygamber Efendimizin doğum yıldönümleri, her yıl “Kutlu Doğum Haftası” adıyla ilmi ve kültürel etkinliklerle kutlanmaktadır.

Kutlamaların cısı bu yıl Nisan tarihleri arasında Türkiye genelinde konferans, panel ve diğer sosyal-kültürel faaliyetlerle icra edilecektir.

Şimdi Kur’an-ı Kerim okumak üzere Kütahya Merkez Nuruosmaniye Camii Müezzin-Kayyımı Hayati ATALAY’ı  kürsüye davet ediyorum.

-Hocamıza vermiş olduğu bu Kur’an-ı Kerim ziyafeti için teşekkür ediyorum.

Okunan Tevbe Suresi ayetlerinin mealini veriyorum:

Esirgeyen ve Bağışlayan Allah’ın Adıyla

Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belâlarla) imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar.

Bir sûre indirildiği zaman, (göz kırpıp alay ederek) birbirlerine bakar (ve): (Çevreden) sizi birisi görüyor mu? diye sorarlar, sonra da (sıvışıp) giderler. Anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalplerini (imandan) çevirmiştir.

Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.

(Ey Muhammed!) Yüz çevirirlerse de ki: Allah bana yeter. O’ndan başka ilâh yoktur. Ben sadece O’na güvenip dayanırım. O yüce Arşı’ın sahibidir.

YAĞMUR

Yağmur, seni bekleyen bir taş  da ben olsaydım

Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım

Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım

Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım

Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım

Bahîra’dan süzülen bir yaş da ben olsaydım

Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım

Senin için görülen bir düş de ben olsaydım

Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım

Senin visâlinle bir gülmüş de ben olsaydım

Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım

Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım

Bâtılı yıkmak için kuşandığın kılıcın

Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım.

Nurullah Genç’in bu güzel naatinden sonra Açılış konuşmasını yapmak üzere Kütahya Müftüsü Hüseyin ŞİMŞEK Bey’i davet ediyorum. Buyurun hocam.

-Günümüzün mana ve önemini güzel bir şekilde anlatarak bizleri aydınlatan İl Müftümüz Sayın Hüseyin ŞİMŞEK Bey’e teşekkür ediyorum.

Ay desem nûruna, aydan daha parlaksın Sen.

Su desem, cümle sulardan daha berraksın Sen.

Şaşırıp inci desem, inci de Senden doğuyor.

Sade bir katresi deryâ gibi ırmaksın Sen.

Gül desem, ey yüce mahbûb, terinin damlası o

Neye teşbih edeyim, mahzar-ı levlâksın Sen.

Ey Rauf, anneler evlada dönüp bakmazken,

Bir Rahimsin ki, bütün aleme kundaksın Sen.

Şimdi de, Kütahya Müftülüğü İlahi korosu eşliğinde ilahi ve kasideler dinleyeceksiniz.

Ben, sizlere ilahi korusunu takdim ediyorum.

1. Süleyman CEYHAN (Ulu Cami Müezzin-Kayyımı)

2. Ali PARLAK (Selvi Cami İmam-Hatibi)

3. Hayati ATALAY (Nuruosmaniye Camii Müezzin-Kayyımı)

4. Mehmet Ali SARI (Yeşil Cami İmam-Hatibi)

Şimdi de koroyo eşlik edecek, arkadaşları takdim ediyorum

1. İlhan DÖNMEZ (Kaditler Cami İmam-Hatibi) (Bendir)

2. Kemal BİLEN (Ney)

3. İ. Ethem DÖNMEZ (Ney)

4. Ömer İNAK (Kudüm)

Sizleri koroyla başbaşa bırakıyorum:

Teşekkür ediyorum.

Değerli misafirler!

Allah Rasülü (SAV), İslam’ın ilk ışıklarının doğduğu günlerde, nice vahşi bir simadan yıldızlar parlaklığında şahsiyetler inşa etti. Onlardan birisinin İslam’dan önceki adının “Vahşi” olması bu anlamda sembolik bir değer de taşımıyor mu? Vahşi, vahşi idi, çünkü öldürdüğü adamın ciğerini söküp, ağzında çiğneyebilecek bir yürek ufuneti içine sürüklenmişti. İslam o adamdan, yufka yürekli bir “sahabi-dost” çıkardı. Vahşi, yalnız o değildi oysa, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen daha kaç insan vardı ve onlar, İslam’ın potasında yepyeni bir “Rahmet İnsanı” oldular.

Şimdi de yılı Kutlu Doğum haftasının Hazreti Muhammed Mustafa Sav’i anmaktan onu anlamaya çalışmamız gerektiğine dair Diyanet İşleri Başkanlığının hazırlamış olduğu sinevizyon gösterisini sunuyoruz.

Allah hazırlayanlardan razı olsun.

Dedi ki onlara, Kutlu Haber’in taşıyıcısı ve bütün zamanların Rahmet önderi:

-         Müslüman elinden ve dilinden başkalarının emniyette olduğu insandır.

Dedi ki:

-         Ayıpları araştırmayın. Hased etmeyin. Kin tutmayın. Kimsenin gizli hallerini araştırmayın. Katı kalpli olmayın. Kibri terkedin.

-         İnsanların yüreklerini yıkadı, gözlerini, ellerini, ayaklarını, ruhlarını yıkadı…

Dedi ki:

-         Merhambetli olun. Sevin birbirinizi. Mütavazi olun. Birbirinizin dertleriyle ilgilenin. Birbirinizin hatasını düzeltin. Hediyeleşin. Selamlaşın birbirinizle.

Onları insanlığın ebedi erdemleri ile yeniden donattı. “Ademoğlunun mükerrem fıtratı” ile yeniden buluşturdu onları…

Bir müslüman şahsiyetinin en temel vasıflarından biri olan “Takva”nın tarifi yapıldı.

-         Sen hiç dikenli yolda yürüdün mü? Orada nasıl dikenlere basmamak için sakınır, ayağını çok daha dikkatli atarsın. İşte öyle, hayat seyrinde günaha düşmemek için dikkatli atman gerekir adımlarını… Takva budur.

Böylesine titiz bir süzme ile yaşanan bir hayatın içine kişiliği kirlere bulayan yanlışlıklar girer mi?

Şimdi, “Çağımızda Aile ve Gençliğin Problemleri” konulu konferansı vermek üzere Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç .Dr. Muhit MERT Bey’i davet ediyorum. Hocam hazırlığını yaparken ben de Doç .Dr. Muhit MERT Bey’in  özgeçmişini  sizlere arz etmek istiyorum.

ÖZGEÇMİŞ

yılında Ankara'da doğdu. 'de ilkokuldan, 'de Ortaokuldan, 'da Ankara İmam Hatip Lisesinden, 'de Atatürk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi'nden mezun oldu.

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde 6 yıl görev yaptı. 'de Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kelam Anabilim Dalı doktora programından mezun oldu. yılları arasında Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğretim üyesi olarak iki yıl çalıştı.

'de Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Kelam Ana Bilim dalında öğretim üyesi olarak göreve başladı. Mayıs 'de Doçent oldu. tarihleri arasında Dekan Yardımcılığı görevini yürüttü. Halen aynı fakültede öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.

Evli ve üç çocuk babasıdır. İngilizce, Arapça ve Rusça bilmektedir.

Bu değerli konferansı ve sormuş olduğumuz sorulara doyurucu cevaplar veren Çok Değerli Hocamız Doç. Dr. Muhit MERT  Bey’e teşekkür ediyoruz.

Değerli Misafirler,

Kütahya Müftülüğümüzün yılı yürüttüğü hizmetlerde, bizlere maddi ve manevi yönden destek olan değerli dostlarımız oldu. Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle, düzenlemiş olduğumuz Kütahya il ve ilçelerinin katılıyla gerçekleşen Kuran Kursları arası bilgi yarışması tertip edildi. Bu yarışmaya katılan ve dereceye giren kuran kurslarımıza çeşitli hediyeler verildi.

Şimdi bu hediyeleri veren kişilere, birer teşekkür belgesi verilecektir. Şimdi müftülüğümüze maddi ve manevi yönden destek olan bu gönül dostlarını sahneye davet edeceğim.

  1. Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İhsan TUNÇOĞLU Bey: Bugüne kadar müftülüğümüzün faaliyetlerinde, basın olarak, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak destek ve moral vermiştir. Bundan sonraki çalışmalarımızda desteğinin devam etmesini bekliyoruz.  Teşekkür belgesini vermek üzere Sayın:  ……………………………funduszeue.info ediyorum.
  2. Yimpaş Kütahya Mağazası Müdürü- Ahmet SEVER  Bey: (Kütahya İl ve ilçelerinde birinci gelen Kur’an kurslarımızın yarıştığı bilgi yarışmasına katılan öğrencilere, 3 pardesü, 18 eşarp ve 3 gömlek hediye ettiler…  Teşekkür belgesini vermek üzere………………………………………………….                                         Davet ediyorum.
  3. Bozüyük Süt Sahibi Mehmet YAŞAR Bey: Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle ikram edeceğimiz kutlu doğum aşının ayranları Bozüyük Sütten. Teşekkür belgesini vermek üzere………………………………………………………funduszeue.info ediyorum.
  4. Kütahyamızda sarrafiye olarak hizmet veren Duman Sarrafiye’nin iki değerli ortağı İzzet DUMAN ve Halil İbrahim ALTINÇEYREK: Kütahya İl ve ilçelerinde birinci gelen Kur’an kurslarımızın yarıştığı bilgi yarışmasına katılan öğrencilere, 2 adet altın hediye ettiler. Teşekkür belgesini vermek üzere………………………………………………….                                         Davet ediyorum
  5. Genç Ortaklar Çini Seramik Ltd. Şti. Sahibi Ali KILINÇ Bey, Kütahya İl ve ilçelerinde birinci gelen Kur’an kurslarımızın yarıştığı bilgi yarışmasına katılan öğrencilere, 2 adet altın hediye ettiler. Teşekkür belgesini vermek üzere………………………………………………….                                         Davet ediyorum
  6. Kütahyamızda Cep telefonu dükkanı sahibi olan Furkan Cep-Furkan Sarrafiye olarak hizmet veren Sayın Mehmet ÇAĞLAR Bey, Kütahya İl ve ilçelerinde birinci gelen Kur’an kurslarımızın yarıştığı bilgi yarışmasına katılan öğrencilere, 2 adet altın hediye ettiler. Teşekkür belgesini vermek üzere………………………………………………….                                         Davet ediyorum.
  7. Ceyhan Giyim Sahibi Sahibi Cengiz KAVA Bey, Kütahya İl ve ilçelerinde birinci gelen Kur’an kurslarımızın yarıştığı bilgi yarışmasına katılan öğrencilere,  6 adet gömlek hediye ettiler. Teşekkür belgesini vermek üzere………………………………………………….                                         Davet ediyorum.
  8. Melcom Computer Sahibi Bayan Hasret DEMİRAĞ, Kütahya İl ve ilçelerinde birinci gelen Kur’an kurslarımızın yarıştığı bilgi yarışmasına katılan öğrencilere, 1 adet altın hediye ettiler. Teşekkür belgesini vermek üzere………………………………………………….                                         Davet ediyorum.
  9. Tuğcu Ticaret Sahibi Sayın funduszeue.info ÖZTUĞCU Bey, Kütahya İl ve ilçelerinde birinci gelen Kur’an kurslarımızın yarıştığı bilgi yarışmasına katılan öğrencilere, 2 adet altın hediye ettiler. Teşekkür belgesini vermek üzere………………………………………………….                                         Davet ediyorum.
  10. Karöz Ltd Şti Sahipleri Kütahya onları Doy Doy Kebap olarak tanıyor. Sayın Seyyit ÖZDEMİR ve Ömer KARATURP Beyler:  Kütahya İl ve ilçelerinde birinci gelen Kur’an kurslarımızın yarıştığı bilgi yarışmasına katılan öğrencilere, 1 adet altın hediye ettiler. Teşekkür belgesini vermek üzere………………………………………………….                                         Davet ediyorum.
  11. Çakır Elekrik Aydınlatma Sahibi Sayın Ramazan ÇAKIR Bey, Kütahya İl ve ilçelerinde birinci gelen Kur’an kurslarımızın yarıştığı bilgi yarışmasına katılan öğrencilere, 1 adet altın hediye ettiler. Teşekkür belgesini vermek üzere………………………………………………….                                         Davet ediyorum.
  12. Mimoza Çiçekçilik Sahibi M. Ali KOYUNCU Bey; Kütahya İl ve ilçelerinde birinci gelen Kur’an kurslarımızın yarıştığı bilgi yarışmasına katılan öğrencilere, 1 adet altın hediye ettiler. Teşekkür belgesini vermek üzere………………………………………………….                                         Davet ediyorum

 İl Müftülüğümüz ve Türkiye Diyanet Vakfı Kütahya Şubemiz tarafından hazırlanan Kutlu Doğum Haftası programı burada sona ermiştir.

Programa teşriflerinizden dolayı teşkilatımız adına teşekkür ediyor, hayırlı günler diliyorum.


Yorumlar- Yorum Yaz

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası