اطول افعى بالعالم / اسطنبول الآسيوية - السياحة

اطول افعى بالعالم

اطول افعى بالعالم

Uluslararasi Ilim Membaı Maveraünnehir Sempozyumu Bildirileri

As in previous Muslim states, the Ottoman community was a multi-lingual and multi-faith community. For this very reason followers of these religions wrote numerous texts (raddiyas) with the intention of criticizing one another. However, for many reasons, the raddiyas of the Ottoman period remained unstudied for a long period of time. Nevertheless, starting from the s, anti-Jewish and anti-Christian raddiyas began to be subjected to studies by different academic funduszeue.info subject of the present study is Risālah of the Andalusian Jew Abdulallām who lived in late 15th and the early 16th century. It was written after his conversion along with an explanation of the reason for his conversion, with the intention of demonstrating that the good tidings of the coming Prophet Muhammad were foretold in Jewish holy scriptures, and that Jewish claims of the everlastingness of their religion were unsound. In this article, in addition to the context where it was written, and the issues it dealt with, its translation and manuscript are presented. In addition to restating similar topics and related Bible texts in previously compiled. Abdulallām both manifests new evidence and seems to effect subsequent anti-Jewish raddiya authors.

( الكبر &#; الحسد &#; الحرص  )

 YAPILMASI GÜNAH OLAN ŞEYLER

Günah, dinde suç sayılan, Allah'ın emirlerine aykırı söz ve davranışlar demektir.
  Allah'ın yasak ettiği bir şeyi -mesela hırsızlık yapmak günah olduğu gibi, emrettiği bir şeyi yapmamak da -mesela namaz kılmamakta- aynı şekilde günahtır.
  Günahların hepsi eşit değildir. Bir yabancı kadının ırzına geçmek günah olduğu gibi sözle, elle sarkıntılık etmek de günahtır. Ama bunlar aynı seviyede değildir. Bunun için günahlar, büyük ve küçük olmak üzere iki kısma ayrılır.
  İnanmış olan kimse, büyük olsun küçük olsun, o günahı kime karşı yaptığını düşünerek bütün günahlardan sakınmalıdır. Özellikle büyük günahlara yaklaşmamalıdır. Çünkü büyük günahların küçük günahlara nisbetle sorumluluğu daha ağırdır.
  Büyük olsun küçük olsun, günah işleyen kimse dinden çıkmış olmaz, ancak günahkâr olur; mü'mindir, ama kusurlu mü'mindir. Bu konuda alimler arasında görüş ayrılığı yoktur.
  Biz burada dinimizde büyük sayılan günahların önemli bir bölümüne işaret edeceğiz.  

                                                    ŞİRK


Büyük günahların en büyüğü şirktir. Şirk, Allah'a ortak koşmak, Allah'tan başka ilâh olduğuna inanmak. Daha açık bir ifade ile Allah'ın ortağı olduğunu kabul etmektir, bu anlamdaki şirk, sadece büyük günah değil, aynı zamanda küfürdür. Yani Allah'ın ortağı olduğuna inanan kimse mü'min değildir. Peygamberimiz zamanındaki müşrikler, Allah'a inanıyorlardı. Ancak Allah'a ortak koştuktarı için mü'min sayılmıyorlardı.
  Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:
  "İlahınız bir tek ilahtır. O'ndan başka ilah yoktur. O rahmandır, rahimdir." (Bakara, )
  "De ki O, Allah birdir. Allah sameddir. O doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiç bir şey O'na eş ya da denk değildir." (İhlas Suresi)
  "Eğer yerde ve gökte Allah'tan başka tanrılar bulunsaydı yer ve gök kesinlikle bozulup gitmişti. Demek ki Arş'ın Rabbi olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan münezzehtir." (Enbiya, 22)
  Bu âyet, Allah'ın bir olduğunu, eşi ve denginin bulunmadığını gösteren inandırıcı ve ikna edici bir delildir. Evrende her şeyin yerli yerinde olması, bir bozukluğun ve düzensizliğin bulunmaması, onu yaratan ve yönetenin bir olduğunu ve ortağının bulunmadığını göstermektedir.
  Allah'a ortak koşan kimse en büyük günahı işlemiştir. Bundan tevbe etmedikçe yani şirki terketmedikce Allah Teâlâ onu bağışlamaz. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:
  "Allah kendisine ortak koşulmasını elbette bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse büyük günah ile iftirada bulunmuş olur." (Nisa, 48) Çünkü Alllah'ın ortağı yoktur.
  İbadet yalnız Allah'a yapılan ve ancak O'nun hakkıdır. Çünkü insanı yaratan, yaşatan ve üstün yeteneklerle donatan O'dur.
  Onun için de en üstün saygı demek olan ibadet de O'nun hakkıdır. Ondan başkasına ibadet yapılmaz. Bunun için O'na yapılan ibadete başkasını ortak etmek de şirktir, belki de şirkin en yaygın olanıdır. Bazı kimseler farkında olmadan bu günahı işlemekte; Allah'a gösterilmesi gereken saygı ve tazimin benzerini insanlara da göstermektedirler. Halbuki günde beş vakit kıldığımız namazın her rekatında okuduğumuz Fatiha sûresinde:
  "Ey Rabbımız, yalnız Sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz." diyoruz.
  Peygamberimiz bu konuda bizi uyarıyor. Hristiyanların Hz. İsa'ya gösterdikleri aşırı derecedeki saygı gibi kendisine saygı gösterilmemesini öğütlüyor ve şöyle buyuruyor:
  "Hristiyanların Meryem oğulu İsa'yı övdükleri gibi beni övmeyin. Şüphesiz ki ben, Allah'ın kuluyum. Bana, "Allah'ın kulu ve elçisi" deyiniz." (Buharî, Enbiya, 48)
  Hristiyanlar Hz. İsa'yı aşırı derecede överek onu ilahlaştırmışlar ve küfre gitmişlerdir. Çünkü Hz. İsa ilah değil, bizim Peygamberimiz gibi Allah'ın kulu ve elçisidir. Onu ilahlaştırmak, onu övmek değil, aksine ona hakarettir.
  Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
  "Andolsun ki, "Allah, kesinlikle Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesih, "Ey İsrailoğulları Rabbim ve rabbınız olan Allah'a kulluk ediniz. Biliniz ki kim Allah'a ortak koşarsa muhakkak Allah ona cenneti haram kılar; artık onun yeri ateştir ve zalimler için yardımcılar yoktur." demiştir." (Maide, 72)
  Hz. İsa, Hristiyanları uyardığı halde onlar onu dinlememiş ve ona tanrılık isnad ederek küfre gitmişlerdir. Çünkü onun tanrılıkla bir ilgisi olmadığı gibi böyle bir iddiası da yoktu. O, Allah'ın kulu ve elçisi idi.
  Peygamberimiz, Hristiyanların düştükleri bu korkunç hataya düşmememiz için bizi uyanyor. Çünkü Peygamber de olsa bir insanı aşırı derecede övmek -Allah korusun- insanı şirke götürür.
  Allah'a yapılan ibadete başkasını ortak koşmak şirk olduğu gibi, gösteriş için, bir çıkar veya itibar sağlamak için ibadet etmek, hayır yapmak da şirkin bir başka çeşididir.
  Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:
  "Her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç bir şeyi O'na ortak koşmasın." (Kehf, 10)
  Gösteriş için yapılan ibadeti, hayır ve hasenatı, Allah kabul etmez. Böyle bir ibadetin Allah katında bir değeri de olmaz.
  Peygamberimiz, Allah Teâlâ'nın şöyle buyurduğunu bildirmiştir:
  "Ben ortakların ortaklıktan en müstağni olanıyım. Her kim yaptığı amel ve ibadette bana başkasını ortak yaparsa onu bana koştuğu ortağı ile başbaşa bırakırım (yani yaptığı amellerin sevabından mahrum ederim.)" (Müslim, Zühd, 5)
  İbadeti, her türlü gösterişten uzak, yalnız Allah rızası için yapmalı, bunda dünya ile ilgili bir çıkar sağlama düşüncesi olmamalıdır.



                                                  ADAM ÖLDÜRMEK



Allah'a ortak koşma günahından sonra en büyük günah, adam öldürmektir. Allah Teâlâ'nın en güzel surette yarattığı ve kâinattaki her şeyi hizmetine verdiği insana haksız yere kıymaktır.
  Dinimize göre herkes yasama hakkına sahiptir. Bu hakkı insana yüce Allah vermiştir, insanı bu haktan mahrum etmeye, Allah'tan başka hiç kimse yetkili değildir. Bunun için başkasını haksız yere öldüren kimse büyük günah işlemiş olur. Çünkü Allah Teâlâ: "Haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın." (İsra, 33) buyurmuştur.
  Haklı bir sebep olmadan başkasını öldürmek dinimize göre insanlık suçudur. Bir insanı öldürmek, bütün insanları öldürmek gibi günahtır.
  Kıyamet günü insanlar dünyada yaptıklarının hesabını verirken ilk önce bu suçtan sorgulanacaklardır. Bunu Peygamberimiz haber vermişler, şöyle buyurmuşlardır:
  "Kıyamet gününde insanlar arasında ilk görülecek dava kan davasıdır." (Buhari, Rikak, 48; Müslim, Kasame,8)
  Bir insanın başkasını öldürmesi büyük günah olduğu gibi, kendi canına kıyması yani intihar etmesi de aynı derecede büyük günahtır.
  Peygamberimiz buyuruyor:
  "Kim ki keskin bir âletle kendini öldürürse, bu kimse cehennem ateşinde o âletle azab olunur." (Buhari, Cenaiz, 84)
  İnsan dünyada çeşitli sıkıntı ve üzüntülerle karşılaşabilir. Ancak karşılaştığı sıkıntılara sabrederek onlardan kurtulmaya çalışması ve Allah'a sığınarak O'ndan yardım dilemesi gerekir. Yoksa düştüğü bunalımdan kurtulmak için canına kıyması ve böylece kurtulacağını sanması yanlıştır. Çünkü Peygamberimiz, ölüm ile yaşlılıktan başka her derdin bir çaresi olduğunu bildirmiştir. Yeterki insan, içine düştüğü sıkıntıdan kurtulmak için moralini bozmadan ve ümidini yitirmeden çaresini arasın.




                                        NAMUSLU KADINLARA İFTİRA ATMAK




İftira etmek de büyük günahlardandır.
  İftira: Bir kimsenin yapmadığı bir şeyi yaptı demek, söylemediği bir sözü söyledi diyerek ona kara çalmaktır.
  İftira, toplumu rahatsız eden sosyal bir hastalıktır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
  "Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi yaptıklarından sorumludur." (İsra, 36)
  Bu âyet-i kerime, iyi bilmediğimiz herhangi bir konuda bir şey söylemenin doğru olmadığını, bunun insanı sorumlu kılacağını bildirmektedir.
  İftiranın çeşitleri vardır. En kötüsü hiç şüphe yok ki, iffetle ilgili olanıdır.
  Namuslu bir kadına iftira etmek onun dünyasını yıkar. Çünkü iffet kadının en değerli varlığıdır, iftira onu perişan eder. Günahsız yere ölünceye kadar üzüntü çekmesine sebep olur.
  Peygamberimiz, namuslu kadınlara iftira etmeyi, insanı helak edici günahlardan saymış, şöyle buyurmuştur:
  "İnsanı mahveden yedi şeyden kaçının."
  -Ey Allah'ın elçisi, bu yedi şey nedir? diye sorduklarında, Peygamberimiz:
  "Allah'a ortak koşmak, sihir yapmak, Allah'ın, öldürülmesini haram kıldığı bir kimseyi haksız yere öldürmek, yetim malı yemek, faiz yemek, düşmana hücum anında savaştan kaçmak, namuslu kendi halinde olan mü'min kadınlara zina iftirası yapmaktır" buyurdu. (Buhari, Tıb, 48; Müslim, İman, 38)
  Günahsız yere insanların azab çekmesine ve huzursuz olmasına sebep olmak ne kötü bir davranıştır. İnsan kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına da yapmamalı, üç günlük dünya için ahiretini yıkmamalıdır.




                                                         ZİNA ETMEK


Zina da büyük günahlardan birisidir.
  Zina, birbiriyle evli olmayan kimselerin cinsi ilişkide bulunmalarıdır.
  Dinimiz zinayı yasaklamıştır. Çünkü zinanın pek çok zararları vardır.
  Her şeyden önce insan sağlığını bozar. Pek çok zührevi hastalıkların kaynağı zinadır. Hatta bugün insan sağlığını tehdit eden aids hastalığı da çoğunlukla cinsel ilişki ile bulaşmaktadır.
  Zinanın çoğaldığı toplumlarda ölüm olaylarının artacağını haber veren Peygamberimiz bu noktaya dikkatimizi çekmiştir.
  Aile için en büyük tehlike hiç şüphe yok ki zinadır. Çünkü zina ailenin kurulmasını engeller. Kurulmuş olan aileyi ise yıkar perişan eder. Aile ise toplumun çekirdeğini oluşturur. Çocuk ailede büyür. Ahlâk ve terbiyesini aileden alır. Ailenin tehlikeye girmesi, toplumun tehlikeye girmesi demektir. Bunun içindir ki dinimiz zinayı yasaklamıştır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:
  "Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, şüphesiz bir hayasızlıktır, kötü bir yoldur." (İsra, 32)
  Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur:
  "Allah'a ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocukları öldürmemek, kendiliğinizden uyduracağınız hiç bir yalanla bühtan ve iftirada bulunmamak, doğru işde isyan etmemek üzere bana biat edeniz." (Buhari, İman,11; Müslim, İman, 24)
  "Zina eden, zina ettiği vakit mü'min olduğu halde zina etmez. Hırsızlık yapan hırsızlık yaptığında mü'min olduğu halde hırsızlık yapmaz. İçki içen içki içtiği vakit mü'min olduğu halde içki içmez." (Buhari, Eşribe, 1)






                                                   SAVAŞTAN KAÇMAK



 Dinimizin bize yüklediği bir takım görevler vardır. Vatanı korumak ve gerektiğinde bu uğurda savaşarak ölmek, bu görevlerden birisi ve önemlisidir. Çünkü din, namus ve bağımsızlık gibi kutsal değerler, ancak vatan sayesinde korunabilir.
  Bunun içindir ki inanan insanlar olarak vatanımız için katlanamayacağımız hiç bir fedakârlık yoktur.
  Vatan savunması için askerlik yapmak, millî olduğu kadar da dinî bir görevdir. Çünkü vatan savunması aynı zamanda dinin savunması demektir.
  "Dinimiz askerliğe büyük önem vermiştir." Sınırda bir tam gün nöbet beklemenin bir ay gündüz nafile oruç tutup gece ibadet etmekten daha çok sevap olduğunu Peygamberimiz müjdelemiştir. (Müslim, İmare, 50)
  Askerlik, gerektiğinde savaş için bir hazırlıktır. Vatan için savaşmak ise Allah'ın emridir. Peygamberimize hangi davranışın daha üstün olduğunu soran kimseye: "Allah'a inanmak ve O'nun yolunda savaşmaktır." (Buhari, İman, 18; Müslim, İman, 36) buyurmuştur.
  Vatan için savaşırken ölenlere şehit denir. Şehitlik ise bir müslümanın dünya'da erişebileceği en yüksek mertebedir.
  "Peygamberimiz, öldükten sonra cennete giren hiç bir kimse, bütün dünya kendisine verilecek olsa dahi tekrar dünyaya dönmeyi istemeyecektir. Yalnız şehitler, şehitliğin üstünlüğünü gördüklerinden dünyaya dönüp de tekrar on defa şehit olmayı arzu edeceklerini, haber vermişlerdir." (Buhari, Cihad, 21)
  Düşmanla savaşmak ve şehit olmak, ne kadar üstün mükâfata erişmeye vesile ise, savaştan kaçmak da o kadar büyük suç ve günah sayılmıştır.
  Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:
  "Ey mü'minler, (savaşta) toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arkanızı dönmeyin (korkup kaçmayın). Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilme ve diğer bölüğe ulaşıp mevzi tutma durumu dışında kim öyle bir günde onlara arka çevirirse (korkup kaçarsa) Muhakkak ki o, Allah'ın azabı ile döner, yeri de cehennemdir. O ne kötü varılacak yerdir." (Enfal, )
  İslâm tarihinde konu ile ilgili bir olay var, Tebûk seferine katılmayan üç kişi ile ilgili bu olay gerçekten savaştan kaçmanın Allah ve Peygamberi tarafından en ağır şiddet ve nefretle karşılandığını görüyoruz.
  Tebûk seferine mazeretleri olmadığı halde katılmayan Ka'b b. Mâlik, Murare b. er-Rebî el-Amrî ve Hilâl b. Ümeyye el-Vakıfî Peygamberimiz tarafından çok ağır bir şekilde cezalandırılmışlardır. Peygamberimiz bunları topluluktan ayırmış, müslümanların bunlarla konuşmasını yasaklamıştır. Bunlar çarşı pazarda dolaşırken karşılaştıktan hiç kimse bunlara selâm vermez, konuşmaz, yüzlerini dönerdi, içinde yaşadıkları toplumun kendilerine karşı olan bu tavrından son derece etkilenen bu kimseler çok daralmış ve bunalmışlardı. Allah'a yalvarıyor bu suçlarının bağışlanmasını diliyorlardı.
  Nihayet elli gün sonra Allah Teâlâ, tevbelerini kabul buyurmuş ve kendilerini bağışlamıştı. Konu ile ilgili şu âyet inmişti:
  "Ve (savaştan) geri bırakılan üç kişinin de tevbelerini kabul etti. Yeryüzü, genişliğine rağmen onlara dar gelmiş vicdanları kendilerini sıktıkça sıkmıştı. Nihayet Allah'tan yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönmeleri için Allah onların tevbesini kabul etti. Çünkü Allah tevbeyi çok kabul eden, pek esirgeyendi." (Tevbe, )
  Bu olaya şahit olanlar bundan büyük ders almışlar, bundan sonraki seferlerden mazeretsiz geri kalan olmamıştır.





                                                     SİHİR YAPMAK



 Büyük günahlardan birisi de sihir yapmaktır.
  Sihir, sebebi gizli olan şeye denir ki gözbağcılık ve hilekârlık şeklinde cereyan eder.
  Biz buna "Büyü" ve "Efsun" diyoruz.
  Çok eskidenberi sihir hemen her toplulukta yapılagelmiştir.
  Sihrin değişik yollan ve pek çok çeşitleri vardır.
  Sihir daha çok ruhlar üzerinde etkili olur. Düşünceleri karıştırır, gönülleri çeler, ahlâkı perişan eder. Karı ile kocanın arasını ayırır, aile yuvasını yıkar. İnsanları birbirine düşürür, toplumun huzurunu bozar.
  İşte bu sebeple dinimiz sihri yasaklamış, sihir ile meşgul olanların kötü ruhlu insanlar olduklarını, dünyada da ahirette de perişan olacaklarını bildirmiştir.
  Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur: "Büyücü nereye varırsa iflah olmaz." (Tâhâ, 69)
  Sihirbazın sihir yapması günah olduğu gibi bir kimsenin sihir yaptırması da günahtır.
  Peygamberimiz buyuruyor:
  "Kuş uçuran ve kendisi için kuş uçurulan, fala bakan veya baktıran, sihir yapan veya yaptıran bizden değildir. Kim bir falcıya gider de onun söylediğine inanırsa o kimse Muhammed (s.a.v) indirilen (Kur'an-ı Kerim)'i inkâr etmiş olur." (et-Terğib ve't-Terhib, c.4, s, Beyrut )





                                                    YETİM MALI YEMEK


İnsanlar, zenginlik ve fakirlik yönünden eşit değildir. Bir kısmının malî durumu iyi iken bir kısmı da fakirdir. Anne ve babası ile aile yuvasında huzur içinde büyüyen çocuklar olduğu gibi, öksüz kalmış ve yuvası dağılmış ve yıkılmış çocuklar da vardır. Sonuç olarak insanların sosyal durumları aynı değildir.
  Bunun için dinimiz, durumu her yönü ile iyi olanların yoksulları ve öksüzleri görüp gözetmelerini öğütlemiştir.
  Kendi çocuklarımız gibi öksüzler de bize Allah'ın emanetidir. Çocuklarımızla ilgilendiğimiz gibi onlarla da ilgilenmemiz lazımdır. Çünkü onların anası da babası da biziz. Onların, kendi çocuklarımız gibi eğitilip yetiştirilmesi ve toplum için yararlı birer insan haline getirilmesi bizim görevimizdir.
  Öksüzlerin kendileri gibi mallarını da korumak görevimizdir. Yetimlerin mallarını kendi mallarına katarak yiyenler büyük vebal altında kalır, büyük günah işlemiş olurlar.
  Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:
  "Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler, şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten alevlenmiş ateşe gireceklerdir." (Nisa, 10)



                                              ANNE BABAYA ASİ OLMAK
   

Müslümanın iki önemli görevi vardır.
  Birisi, yalnız Allah'a ibadet etmek, diğeri de Allah'ın yaratıklarına şefkat ve merhamet göstermektir.
  Allah'ın yaratıklarından insana en yakın olan anne ve babadır. Çünkü onlar, insanın dünyaya gelmesine sebeptir. Sadece dünyaya gelmesine sebep değil, aynı zamanda onu büyüten, yetiştiren, terbiye eden ve eğiten insanlardır. Bu hizmetleri için bir karşılık beklemedikleri gibi bir ağırlık da duymamışlar, bu hizmetleri seve seve yapmışlardır. Kendileri yememiş çocuklarına yedirmişler, giymemiş çocuklarına giydirmişlerdir. Çocuklarının rahatı için hiç bir fedakârlığı esirgememişlerdir.
  İşte bunun içindir ki dinimiz anne ve babaya karşı saygısızlığı yasaklamış ve bunu büyük günahlardan saymıştır.
  Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
  "Büyük günahlar; Allah'a ortak koşmak, anne ve babaya karşı gelmek, adam öldürmek ve yalan yere yemin etmektir." (Buhari, Eyman, 16)
  "Üç şey vardır ki, bunlar ile yapılan amelin faydası olmaz: Allah'a ortak koşmak, anne ve babaya asi olmak ve savaştan kaçmaktır." (et-Terğib ve't-Terhib, c.3, s, Beyrut, (Hadisi, Taberani, rivayet etmiştir.)
  "Allah'ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah'ın gazabı, anne ve babanın gazabındadır." (Tirmizi, Birr, 3)
  Anne ve babaya özellikle yaşlandıklarında, yapılacak hizmet, kişinin Cennet'e girmeyi haketmesine, aksi ise cenneti kaybetmesine ve cehenneme gitmesine sebeptir. Nitekim Peygamberimiz:
  "Burnu sürtülsün (yani zillete uğrasın), yine burnu sürtülsün, yine burnu sürtülsün," buyurdu. Kendisine soruldu:
  -Kimin ey Allah'ın Resulü? Peygamberimiz:
  "Anne, babasından birinin veya ikisinin ihtiyarlıklarına yetişip de sonra cennete giremeyenin (yani onların rızasını alamayanın)," buyurdu.(Müslim, Birr, 3)
  Anne ve babaya lâyık oldukları hizmet ve saygı gösterilmeli, onları üzecek her türlü davranıştan uzak durulmalıdır. Çünkü onlar bizim velînimetimizdir.
  Hiç bir mazeret, onlara karşı saygıda kusur etmemizi haklı çıkarmaz.




                                       YALAN VE YALAN ŞAHİTLİĞİ


  Doğruluk, insanın en güzel sıfatlarındandır. Çünkü sözü ve üzü doğru olan kimseyi Allah Teâlâ sever.
  Doğruluk, Peygamberlerde bulunması gerekli sıfatlardan birisidir.
  Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de Peygamberlerini, bu sıfata sahip olmaları ile övmüştür.
  Doğruluk, ahlâkın temeli ve bütün faziletlerin başıdır.
  Doğruluk ne kadar övülmeye değer bir fazilet ise, bunun karşıtı olan yalancılık da o kadar yerilen kötü bir huydur.
  Bu sebeblerdir ki, dinimiz yalan konuşmayı yasaklamış, onu büyük günahlardan saymıştır.
  Yalan, insan için en kötü sıfat olan münafıklık alametidir. Yalan konuşan kimse ibadetlerini yapsa da yine münafıklık belirtisinden kurtulmuş olmaz.
  Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
  "Münafıkın belirtisi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder (onu korumaz)." (Buhari, İman, 24; Müslim, İman, 25)
  Yalanın her çeşidi günahtır. Ancak öyle yalanlar vardır ki, onlarla haklı olan haksız çıkarılır ve gerçekler örtbas edilir. İşte yalan şahitliği bu tür yalanlardan biridir.
  Hatır için, yahut -Allah korusun- çıkar için mahkemede yalan şahitliği yapmak büyük bir günahtır. Çünkü yalancı şahit adaleti gölgeler, hakkın kaybolmasına ve günahsız insanların eziyet görmelerine, mağdur olmalarına sebep olur. Böylece yalancı şahit, başkasının dünyasını yapacağım, gönlünü hoş edeceğim diye kendi gönlünü karartır ve ahiretini yıkar. Allah'ın gazabını ve azabını hakeder. Aleyhlerine şahitlik ettiği kimselerin de nefretini kazanır.
  Şahitlik ettiğimiz davalı ve davacılar arasında yakınlarımız ve sevdiklerimiz de olsa yine şahitliği Allah için yapmak ve doğruyu söylemeliyiz.
  Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de söyle buyuruyor:
  "Ey mü'minler, adaleti titizlikle ayakta tutan; kendiniz, anne-babanız ve akrabalarınız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adeletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker, yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır." (Nisa, )
  Peygamberimiz arkadaşlarına:
  -Büyük günahların en büyüğünü size bildireyim mi?
buyurdu. Onlar:
  -Evet, bildir, ey Allah'ın Peygamberi, dediler. Peygamberimiz:
  -Allah'a ortak koşmak, anne ve babaya âsî olmak, buyurdu, sonra dayanmakta olduğu yerden doğrulup oturdu ve:
  -İyi dinleyin, bir de yalan şahitliği, dedi ve bu sözü durmadan tekrar etmeye başladı. Arkadaşları, "Keşke sükut buyursalar" dediler. (Buhari, Şehadet, 10; Müslim, İman, 38)
  Yalan şahitliği yapan kimse üç çeşit günah işlemiş oluyor. Birincisi, yalan konuşuyor, ikincisi, haksız olan kimseye yardım ediyor. Üçüncüsü de haklının mağdur olmasına sebep oluyor.






                                                        GIYBET(ÇEKİŞTİRME)



Gıybet, bir kimsenin müslüman kardeşini arkadan çekiştirmesidir, onda var olan bir eksikliği söyleyip onu ayıplamasıdır.
  Peygamberimiz bir gün arkadaşlarına:
  -Gıybet nedir, bilir misiniz? diye sordu. Onlar:
  -Allah ve peygamberi daha iyi bilir, dediler. Peygamberimiz:
  -Kardeşini gıyabında (arkasında) onun hoşlanmadığı bir şey ile anmandır, buyurdu. Dinleyenler:
  -Dediğim kardeşimde varsa ne buyurursunuz? diye sordular. Peygamberimiz:
  "Eğer dediğin ayıp kardeşinde varsa o zaman gıybet olur. Yoksa ona bühtan ve iftira etmiş olursun" buyurdu.
(Müslim, Birr, 20; Ebû Davud, Edep, 40)
  Demek ki gıybet, bir insanın arkasından onun hoşlanmayacağı şeyleri söylemektir. Bunlar, onun fiziğiyle, soyu ile, ahlakıyla, kılık ve kıyafetiyle ve dini ile ilgili olabilir. Boyu kısadır, ailesi iyi değildir, gösterişe meraklıdır, yalancıdır, cimridir, güvenilmez gibi.
  Bu ve benzeri kusurları din kardeşinin arkasından söylemek gıybettir ve iğrenç bir günahtır.
  Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:
  "Biriniz diğerini gıybet etmesin, sizden biri ölü kardeşinin etini yemek ister mi? Elbette bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkunuz. Allah tevbeleri kabul eder. Çok esirger." (Hucurat, 12)
  İnsan başkasının gıybetini niçin yapar? Büyük âlim İmam Gazâli, "gıybetin belli başlı sebeblerinden birinin kin olduğunu söylüyor. Bir kimse başkasına duyduğu kin sebebiyle onu çekiştirmekten ve aleyhinde konuşmaktan zevk alır" diyor. Halbuki mümin kin tutmaz.
  Gıybetin bir başka sebebi de çekememezliktir. Genelde insan kendisinden üstün olan, toplum içerisinde saygınlığı bulunan ve bilgili olan kimseyi bu ve benzeri üstünlüklerinden dolayı çekemez ve onda gördüğü bazı kusurları söyleyerek onu ayıblamaya çalışır.
  Şu örnek gıybeti çok güzel anlatıyor. Hz. Aişe validemiz diyor ki, ben bir gün Peygamberimize:
  -Ey Allah'ın elçisi, Safiyye'nin -ki bu da Peygamberimizin eşi idi- kısa boylu olduğunu kasdederek, şöyle böyle oluşu sana yeter, demiştim de. Peygamberimiz:
  -Aişe, öyle bir söz söyledin ki, eğer o söz denizin suyu ile karışsa, her halde onu bozardı, buyurdu.(Ebû Davud, Edep, 38)
  Peygamberimiz, müslüman kardeşini arkasından çekiştirenlerin kıyamet gününde korkunç bir şekilde azap edileceklerini bildirmiş söyle buyurmuştur:
  "Ben miraç ettirildiğim gece, bir topluluğun yanından geçtim. Bunlar bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalıyorlardı. Ben:
  -Ey Cebrail, bunlar kimlerdir? diye sordum. Cebrail aleyhi'sselâm:
  -Bunlar, insanların etlerini yiyen -gıybet eden- ler, onların iffet ve şereflerine dokunanlardır, dedi." (Ebu Davud, Edep, 40)
  Gıybet etmek günah olduğu gibi yapılan gıybeti dinlemek de günahtır. Müslüman kardeşi bir yerde çekiştirilirken, onun iffet ve namusuna dil uzatılırken, bunu duyan kimseye düşen, ona mani olmaktır. Çünkü bir müslümanın kanı ve malı gibi ırz ve namusu da dokunulmazdır.
  Peygamberimiz buyuruyor:
  "Bir kimse, kardeşinin ırz ve şerefini çekiştirene karşı onu savunursa Allah Teâlâ kıyamet günü o kimseyi cehennemden uzaklaştırır." (Tirmizi, Birr, 20)
  Müslüman kardeşini arkadan çekiştirerek günaha giren kimse bu günahtan kurtulmak için tevbe etmesi yeterli olmaz. Hem tevbe edecek hem de gıybet ettiği kardeşinden helâllik dileyecektir. Ancak o zaman bu günahtan kurtulmuş olur.



                                                           KOĞUCULUK


Dinimizin yasakladığı ve büyük günahlardan saydığı çirkin davranışlardan birisi de koğuculuktur.
  Koğuculuk, ara bozmak için birinden laf alıp diğerine götürmektir. Bu kötü huy mü'mine yakışmaz. Bu davranış insanları birbirine düşürür, kardeşi kardeşe düşman eder. Aileyi parçalar ve büyük fitnelere sebep olur.
  İbn Abbas (r.a.) diyor ki, Peygamberimiz iki mezarın yanından geçerken:
  - Bu mezarlarda yatanlar azap görüyorlar. Hem de (kendilerince) azap görmeleri büyük bir şey için değildir,
buyurdu ve sözüne devam ederek:
  -Evet (onlar her ne kadar bunu basit görüyorlarsa da) günahları büyüktür. Biri idrardan sakınmaz, iyice temizlenmezdi. Diğeri de koğuculuk yapardı, buyurdu. (Buhari, Cenaiz, 89; Müslim, Tahare, )
  Yine Peygamberimiz buyurur:
  "Ara bozmak için laf götürüp getiren kimse cennet'e giremez." (Buhari, Edep, 50; Müslim, İman, 45)
  "Şüphesiz insanların en kötü olanları da iki yüzlü kimselerdir ki, birine bir yüzle diğerine başka bir yüzle gelirler." (Buhari, Cenaiz, 82; Edeb, 49)
  Kur'an-ı Kerim, ayıp araştıran ve koğuculuk yapan kimselere itibar edilmemesini ve yaptıklarının hoş karşılanmamasını öğütlemektedir. Şöyle buyuruluyor:
  "Ayıp araştıran, koğucukla söz gezdiren kimseye sakın ilgi duyma." (Kalem, 11)
  Peygamberimiz âyet-i kerimedeki uyarıya aynen uyardı. Arkadaşlarından hiçbiri hakkında kendisine söz getirilmesini hoş karşılamaz ve:
  "Arkadaşlarımdan hiçbiri diğeri hakkında hoşlanmayacağım bir şeyi bana ulaştırmasın. Çünkü ben, hepinize salim bir kalb ile -sevgi dolu gönül ile- çıkmayı isterim." (Ebû Davud, Edep, 33) buyurur ve arkadaşlarının böyle çirkin bir davranış içine girmelerine izin vermezdi.
  Koğuculuk yapmak günah olduğu gibi insanların güvensizliğini kazanmaya da sebebtir.





                                                      SU-İ ZAN




Büyük günahlardan birisi de sû-i zan'dır ki, bu da başkasını kötü sanmaktır.
  Zan, kesin bilgiye dayanmaz. Kesin bilgi olmadan bir kimse hakkında hüküm vermek, söz söylemek yanlış olur. Kur'an-ı Kerim'de:
  "İyice bilmediğin bir şeyin ardına düşme." (İsra, 36)
  İyice bilmediğimiz ve görmediğimiz şeyler hakkında konuşmamamız emrediliyor. Çünkü insanın duyduğu şeylerin çoğu yalan, bir kısmı da kin ve garazın ürünü olabilir. Bunu kesin bir bilgi gibi yaymak pişmanlık getirir. Bunun için Peygamberimiz: "Her işittiğini söylemek insana yalan olarak yeter." (Müslim, İman, 3)
  Her duyduğumuz, gerçek değildir. Gerçek olduğunu farzetsek bile onu başkalarına söylememiz gerekmez. Hele gerçek değilse o takdirde araştırma yapmadan, doğruluğu kesin olarak anlaşılmadan onu nakledecek olursak sorumlu oluruz.
  Bazı kimselerin söz ve davranışlarına bakarak onlar hakkında tahminle hüküm yürütmek hatadır, günahtır.
  Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmustur:
  "Ey mü'minler, zannın çoğundan sakının, zira zannın bazısı vardır ki, günahtır." (Hucurat, 12)
  Peygamberimiz de şöyle buyuruyor:
  "Kötü zanda bulunmaktan sakının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır." (Buhari, Edeb, 58; Müslim, Birr, 9)
  Görülüyor ki, kötü zanda bulunmak ve başkalarının gizli kusur ve ayıplarını araştırmak günahtır.
  Tabii zannın hepsi günah değildir. Çünkü âyet-i kerime'de bazı zannın günah olduğu bildirilmektedir. O halde günah olmayan zan da vardır. Hüsn-ü zan -iyi sanmak- günah olmayan zandandır. Hatta hüsn-ü zanda bulunmak tavsiye edilmektedir. Nitekim Peygamberimiz:
  "Sizden biriniz sakın Allah'a hüsn-ü zan etmeden ölmesin." (Müslim, Cennet, 19) buyurulmuştur.
  İyi sandığımız kimse, zannettiğimiz gibi değil ise bizim için bunda bir sorumluluk yoktur. Çünkü biz kesin bir bilgiye sahip olmadığımız kimseler hakkında ancak iyi zanda bulunabiliriz. Şayet kötü zanda bulunduğumuz kimse, bizim zannettiğimiz gibi değil de iyi bir kimse ise, o takdirde biz Allah'ın emrine aykırı hareket etmiş olmakla günah işlemiş oluruz.






                                                     ALAY ETMEK



Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona haksızlık etmez. Onun malına ve ırzına tecavüz etmez. Onu aldatmaz. Onunla alay etmez. Onu kıracak söz ve davranışlardan uzak durur. Kendisine yapılmasını istemediği bir işi ona da yapmaz. Onu sever, malını, şerefini ve namusunu korur.
  Müslüman kardeşi ile alay etmek, onu incitecek söz söylemek ve kötü ad takmak büyük günahlardandır.
  Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
  "Ey iman edenler, bir topluluk bir başka topluluğu alaya almasın. Belki de onlar kendilerinden daha iyidir. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın. Birbirinizi kötü lâkaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir. Kim de tevbe etmezse, böylesi kimseler zalimlerdir." (Hucurat, 11)
  Peygamberimiz de:
  "Birbirinize haset etmeyiniz. Alış-verişte birbirinizi aldatmayınız. Birbirinize dargın durmayınız ve birbirinizden yüz çevirmeyiniz. Birbirinizin bitmek üzere olan pazarlığını bozmayınız. Allah'ın kulları kardeş olunuz.
  Müslüman, müslümanın kardeşidir; ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz, ona hor bakmaz" buyurmuş, sonra da üç defa göğsüne işaret ederek:
  "Takva işte buradadır. Bir kimsenin kötü olabilmesi için müslüman kardeşini hor görmesi yeter. Müslümanın müslümana kanı, malı, ırzı haramdır." (Müslim, Birr, 10) buyurmuş ve müslümanı hor görmenin ne kadar kötü bir davranış olduğunu bildirmiştir.
  Bir insan, kendisi gibi insan olan bir başkası ile niçin alay eder? Ona değer vermediği, akıl ve zekâsını beğenmediği ve doğuştan onda var olan bir eksikliği için alay eder. Bu ise doğru değildir. Bu ölçü olmaz. Bunu ölçü olarak kullanmak yanlıştır. Çünkü insan Allah'ın en üstün yaratığıdır. Saygınlığı vardır. Allah'ın itibar ettiği insanı hakir görmek büyük hatadır. Kaldı ki, bilmiyoruz, belki de alay edilen kimse Allah katında alay edenden daha değerlidir.
Allah Teâlâ, gerek el ile gerek dil ile şunu bunu itip kakmayı, kırıp incitmeyi âdet edinmiş kimselerle ilgili olarak şöyle buyuruyor:
  "Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi ve başkalarını ayıplamayı ve servet biriktirip onu saymayı âdet edinenlere yazıklar olsun. O, malının kendisini ebedi kılacağını mı zanneder? Hayır, andolsun o Hutame'ye atılır. Hutame'nin ne olduğu sana söylendi mi? Allah'ın tutuşturulmuş, yandıkça tırmanıp kalblerin tâ üstüne çıkan ateştir. Onlar bu ateşin içinde sütunlara bağlanmışlar ve o vaziyette kapılar üzerine kapatılmıştır." (Hümeze Suresi)
  İşte başkası ile alay etmek, onu incitecek söz ve davranışta bulunmak yasaktır, günahtır. Müslüman değil bir insana, diğer canlılara bile eziyet etmeyecektir. Çünkü dinimiz başta insan olmak üzere bütün canlılara eziyet etmeyi yasaklamıştır.





                                               HİLE YAPMAK



 İslâmiyet, doğruluğa büyük önem verir. Her iş ve sözde doğru olmayı ahlâkın temeli ve bütün faziletlerin başı sayar.
  Dinimiz yalan konuşmayı haram kıldığı gibi, iş ve ticarette hile yapmayı, müslümanı aldatmayı da haram kılmış ve bunu büyük günahlardan saymıştır.
  Bir insanın müslüman kardeşini, onun saflığından yararlanarak aldatması, gerçekten çok kötü bir huy, çirkin bir davranıştır.
  Peygamberimiz bir defasında pazar yerinde bir tahıl yığınının yanından geçerken, elini bu yığının içine soktu ve parmakları ıslandı. Bunun üzerine tahıl sahibine:
  -Bu nedir? diye sordu. Adam:
  -Yağmurda ıslandı, ey Allah'ın Peygamberi, diye cevap verdi. Peygamberimiz:
  -Islak kısmını üste koysan da insanlar görse olmaz mı? Bize hile yapan, bizi aldatan bizden değildir" buyurdu. (Müslim, İman, 43)
  Başkasına ait olan bir malı çalmak, hile yapmak nasıl haramsa, ticaret ve alış verişte eksik ölçmek ve yanlış tartmak da aynı şekilde haram ve günahtır.
  Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:
  "İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp düşünmezler mi ki, kendileri büyük bir günde hesap vermek için diriltilecekler. Öyle bir gün ki, insanlar O günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklar." (Mutaffifîn, )
  Bir gün İbn Ömer (r.a.) bu âyetleri okuyordu. "O gün insanlar, âlemlerin rabbi olan Allah'ın huzurunda divan duracaklar." âyetine gelince, kendini tutamayıp ağlamaya başlamıştır. Çünkü o gün öyle bir gündür ki, her hak sahibine hakkı verilecek ve hiç kimseye haksızlık yapılmayacaktır. Buna inanan kimse, başkasını aldatmaz. Kimseye hile ve haksızlık yapmaz.






                                   KİBİR(BÜYÜKLÜK TASLAMA)




  Büyük günahlardan birisi de kibirdir. Kişinin kendini beğenmesi ve başkalarına karşı böbürlenmesidir.
  Bu kötü huy, insanların birbirin sevmesine ve birbiriyle kaynaşmalarına engeldir. Kendini beğenen kimseyi Allah sevmediği gibi insanlar da sevmezler. Bunun içindir ki, Kur'an-ı Kerim'de alçak gönüllülük övülmüş, kibir yani kendini beğenme ve böbürlenme yerilmiştir.
  Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
  "Kibirlenip insanlardan yüzünü çevirme. Yeryüzünde çalımla yürüme. Çünkü Allah kurulup övünenlerin hiçbirini sevmez." (Lokman, 18)
  "O ahiret yurdunu yeryüzünde kendilerini büyük görmek ve fesat çıkarmak istemeyenlere tahsis ederiz. Son kazanç müttakilerindir." (Kasas, 83)
  "Allah büyüklük taslayanları sevmez." (Nahl, 23)
  Peygamberimiz de şöyle buyurmuşlardır:
  "Cehennemlikleri size haber vereyim mi? Onlar katı yürekli, malını hayırdan esirgeyen kibirli kimselerdir.(Buhari, Kalem Suresi Tefsiri,; Müslim, Kitabu'l-Cenne, )
  "Çalım satarak elbisesini sürükleyen kimseye, Allah Teâlâ kıyamet gününde rahmet nazariyle bakmaz." (Müslim, Libas, 9)
  Peygamberimiz:
  "Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennet'e giremez" buyurdu. Ashabtan (Mali b. Minare):
  "Ey Allah'ın Resulü, insan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını sever" dedi. Peygamberimiz:
  "Allah güzeldir, güzelliği sever. Kibir ise hakkı kabul etmemek ve insanları hor görmektir." buyurarak (Müslim, İman, 39) temiz giyinmenin, üst baş, kılık ve kıyafet düzgünlüğüne özen göstermenin kibirle bir ilgisi bulunmadığını bildirmiştir.
  Büyüklük Allah'a mahsustur. Kula yaraşan tevazu, alçak gönüllülüktür. Allah'a has bir sıfata kulun talip olması doğru değildir. Nitekim Peygamberimiz,
  "Yücelik ve ululuğun Allah'ın şanına lâyık sıfatlar olduğunu, bu sıfatlardan bir tanesinde Allah'a ortak olmak isteyenleri Allah'ın azab edeceğini" (Müslim, Birr, 38) bildirmiştir.
  Müslümana yaraşan alçak gönüllü olmak ve böylece hem Allah'ın hem de insanların sevgisini kazanmaktır.






                                      FARZ OLAN İBADETLERİ TERKETMEK




İnsanı yaratan ve ona sayısız nimetler veren Allah Teâlâ'nın kullan üzerinde bir hakkı vardır. Bu, ibadettir. Mü'minler Allah'ın bu hakkına riâyet ettikleri yani ibadet görevlerini yerine getirdikleri takdirde Allah katında değer kazanırlar, ibadet görevlerini yerine getirmeyenler ise bundan mahrum olurlar.
  Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
  "Ey Muhammed, de ki, ibadetiniz olmasa Rabbım size ne diye değer versin." (Furkan, 77)
  Elbette ibadet, insana Allah katında değer kazandırır. Çünkü yaratılışımızın gayesi, Allah'ı tanımak ve O'na ibadet etmektir. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de söyle buyurulmuştur:
  "Ben cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat, 56)
  Farz Olan İbadetler Şunlardır
  1- Kelime-i Şehadet: Allah'tan başka ilah olmadığına, Hz. Muhammed'in Allah'ın Peygamberi olduğuna şahitlik etmek. Yani bu anlamdaki "Eşhedü en la ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resülûh" kelime-i şehadeti dil ile söylemek.
  2- Namaz Kılmak: Erginlik çağına gelen ve akıllı olan her müslümanın günde beş vakit namaz kılmasıdır.
  3- Zekât Vermek: Zengin olan müslümanların mal ve paralarının belirli miktarını yoksullara vermeleridir.
  4- Hacca Gitmek: Gücü yetenlerin ömürlerinde bir defa hac görevini yerine getirmeleridir.
  5- Ramazan Orucunu Tutmak: Erginlik çağına gelen ve akıllı olan müslümanların her yıl Ramazan ayını oruç tutmalarıdır.
  İşte İslâm'ın farz kıldığı ibadetler bunlardır.
  Bu ibadetleri, şartlarını taşıyan her müslümanın yerine getirmesi farzdır, gereklidir.
  Şartlarını taşıdığı halde bu ibadetleri yapmamak büyük günahlardandır.
  Örnek olarak namazı ele alalım. Erginlik çağına gelmiş aklı başında olan kadın ve erkek günde beş vakit namaz kılmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğünü dikkate almayıp namazı kılmayan kimse büyük günah işlemiş olur.
  Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
  "Onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ilerde azgınlıklarının cezasını çekeceklerdir." (Meryem, 59)
  Diğer ibadetler de namaz gibidir. Terkedilmeleri büyük günahtır.





                                                         TEVBE ETMEK




İnsan olarak herkes günah işleyebilir. Peygamberler hariç, hiç kimse masum değil, yani günah işlemekten korunmuş değildir.
  Peygamberimiz buyuruyor:
  "İnsanoğlunun hepsi günah işler. Günah işleyenlerin en hayırlısı ise (işledikleri günaha pişman olup) tevbe edenlerdir." (İbn Mace, Zühd, 30)
  Görülüyor ki, Peygamberimiz, insanın hatasız olmayacağını bildiriyor, insan, bilerek olsun yanılarak olsun günah işleyebilir. Bu konuda ne kadar titiz davranırsa davransın hiç hatasız ve günahsız olamaz. Ancak insanlar birbirlerine nisbetle çok günahkâr, az günahkâr olabilirler.
  Ne olursa olsun insan hiçbir vakit ümitsizliğe düşmemeli, yaptığı hatalardan pişmanlık duyarak Allah'a yönelmeli, O'ndan af ve bağış dilemelidir. Çünkü Allah Teâlâ sonsuz merhamet sahibidir, içtenlikle kendisine tevbe edenlerin tevbelerini kabul eder.
  Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
  "Allah, kullarından tevbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir." (Şûra, 25)
  "Onlar bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından hemen tevbe istiğfar ederler. Zaten günahtan Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki. Bir de onlar işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler." (Âl-i İmran, )
  Her ne suretle olursa olsun işlediğimiz günahlar için tevbe etmemizi Allah Teâlâ emrediyor.
  Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
  "Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tevbe ediniz ki, felah bulaşınız." (Nûr, 8)
  "Ey iman edenler, bir daha (günaha) dönmeyecek tevbe ile tevbe ediniz." (Tahrim, 8)
  Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyuruyor:
  "Ey insanlar, Allah'a tevbe edin ve O'ndan mağfiret dileyin, ben günde yüz kere tevbe ediyorum." (Müslim, Zikr, 12)
  Tevbenin sözlük anlamı, dönmektir. Dindeki anlamı ise işlenen günaha pişman olup, bir daha işlemeyeceğine dair Allah'a söz vermek ve O'ndan af dilemektir.
  Tevbe, günahlardan aklanma yoludur. Kirlenen vücudumuz su ile temizlendiği gibi günahla kirlenen manevi bünyemiz de tevbe ile aklanır.
  Allah Teâlâ, bir lütuf olarak, tevbe kapısını açık tutmuştur. Kul kendi iradesi ile Allah'a yöneldiği ve O'ndan af ve bağış dilediği zaman Cenab-ı Hak onun tevbesini kabul eder. Ancak kul yapacağı tevbeyi son nefesine kadar geciktirmemeli, hatanın hemen peşinden tevbe etmelidir.
  Her ne kadar mü'minin son nefesindeki tevbesinin makbul olacağı umulur ise de bu kadar önemli bir işi geciktirmek doğru olmaz.
  Allah Teâlâ buyuruyor:
  "Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tezelden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah, bunların tevbesini kabul eder. Allah, her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelince, "Ben şimdi tevbe ettim" diyen ve kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlanmıştır." (Nisa, )
  Demek ki can boğaza gelmeden ve henüz yaşamaktan ümidini kesmeden önce küfürden tevbe kabul edilir. Fakat can çekişme durumunda yaşama ümidi kalmamış olan kimsenin küfürden tevbe ederek iman etmesi geçerli değildir.
Fakat günahkâr mü'minin son nefesdeki tevbesi bile makbuldür. Allah'tan ümid kesilmez.
  İnsanın işlediği günahlar iki kısımdır.
  Bir kısmı, içki içmek gibi kul hakkı ile ilgisi olmayıp, yalnız Allah'a karşı işlenmiş günahlardır.
  Bu gibi günahlardan yapılacak tevbenin usûlüne uygun yapılmış tevbe olması için üç şartın yerine getirilmesi lazımdır.
  Bunlar:
  a) Günahı terketmek,
  b) Yaptığına pişman olmak,
  c) Bir daha yapmamaya karar vermek.
  Günahı terketmeden yapılmış olan tevbe ile yine günaha pişman olmadan ve aynı günahı bir daha işlememeye karar vermeden yapılacak tevbe, usulüne uygun yapılmış tevbe sayılmaz. Bu, içki içmekte olan kimsenin, "Ben içkiye tevbe ettim" demesine benzer ki, böyle tevbe olmaz.
  Diğer bir kısmı da, hırsızlık yapmak ve haksız yere adam öldürmek gibi insan hakkıyla ilgili olan günahlardır.
Bu gibi günahlardan tevbe etmenin, yukardaki şartlara ilaveten bir şartı daha vardır ki, o da, hak sahibine hakkını vermek yahut ondan helâllik almaktır.
  İşte, işlenen günaha göre şartlarına uyarak yapılan tevbe makbul olur ve Allah Teâlâ, tevbe edeni bağışlar, emrine uyarak tevbe ettiği için de ondan razı olur.
  Peygamberimiz buyuruyor:
  "Kulunun tevbesinden dolayı Allah Teâlâ'nın sevinci, sizden birinizin ıssız çölde devesini kaybedip de tekrar bulduğundaki sevincinden daha fazladır." (Buhari, Daavat, 4; Müslim, Tevbe, 1)
funduszeue.info

المهلكات ثلاث

&#;


بسم الله الرحمن الرحيم


أولا&#; : الكبر :


حذرنا الله تعالى من الكبر ومن عاقبة المتكبرين , قال تعالى : " ق&#;يل&#; اد&#;خ&#;ل&#;وا أ&#;ب&#;و&#;اب&#; ج&#;ه&#;ن&#;&#;م&#; خ&#;ال&#;د&#;ين&#; ف&#;يه&#;ا ف&#;ب&#;ئ&#;س&#; م&#;ث&#;و&#;ى ال&#;م&#;ت&#;ك&#;ب&#;&#;ر&#;ين&#; (72) سورة الزمر.


أخرجه أحمد 1/(و"مسلم" 1/65() و"أبو داود" وابن ماجة( 59 و .


1- معنى الكبر وعقوبته :


الكبر هو رد الحق ومدافعته وإنكاره تجبر&#;ا وعلو&#;ا وتكبر&#;ا وهو أيض&#;ا احتقار الناس وازدراؤهم والتجبر والترفع عليهم وغالب&#;ا ما يكون ذلك بسبب إعجاب المرء بنفسه ويرى نفسه أعلى وأرفع من باقي عباد الله&#; هذا هو معنى غمط الناس وأكثر ما يوقع الإنسان في غمط الناس .


والكبر صفة من الصفات الذميمة التي لا ينبغي على المسلم أن يتصف بها , والكبر أول معصية ع&#;صي الله بها.


فأصل الأخلاق&#; المذمومة كل&#;&#;ها الكبر والاستعلاء, به ات&#;&#;صف إبليس فحس&#;د آدم واستكبر وامتنع من الانقياد لأمر ربه&#; قال تعالى : " و&#;إ&#;ذ&#; ق&#;ل&#;ن&#;ا ل&#;ل&#;م&#;ل&#;ائ&#;ك&#;ة&#; اس&#;ج&#;د&#;وا ل&#;آد&#;م&#; ف&#;س&#;ج&#;د&#;وا إ&#;ل&#;&#;ا إ&#;ب&#;ل&#;يس&#; أ&#;ب&#;ى و&#;اس&#;ت&#;ك&#;ب&#;ر&#; و&#;ك&#;ان&#; م&#;ن&#; ال&#;ك&#;اف&#;ر&#;ين&#; (34)سورة البقرة


وبالكبر تخل&#;ف الإيمان عن اليهود الذين رأ&#;وا النبي&#;&#; صلى الله عليه وسلم وعرفوا صح&#;&#;ة نبو&#;ته&#; وهو الذي منع ابن&#; أبي&#; بن سلول من ص&#;دق التسليم&#; وبه تخل&#;&#;ف إسلام أبي جهل&#; وبه استحب&#;&#;ت قريش&#; العمى على الهدى&#; قال سبحانه: (إ&#;ن&#;&#;ه&#;م&#; ك&#;ان&#;وا&#; إ&#;ذ&#;ا ق&#;يل&#; ل&#;ه&#;م&#; لا إله&#; إ&#;لا&#;&#; الل&#;&#;ه&#; ي&#;س&#;ت&#;ك&#;ب&#;ر&#;ون&#;) [الصافات].


والكبر سبب&#; للف&#;رقة والنزاع والاختلاف&#; والبغضاء,وعلامة على النفاق قال جل&#; وعلا: (و&#;إ&#;ذ&#;ا ق&#;يل&#; ل&#;ه&#;م&#; ت&#;ع&#;ال&#;و&#;ا&#; ي&#;س&#;ت&#;غ&#;ف&#;ر&#; ل&#;ك&#;م&#; ر&#;س&#;ول&#; الل&#;&#;ه&#; ل&#;و&#;&#;و&#;ا&#; ر&#;ءوس&#;ه&#;م&#; و&#;ر&#;أ&#;ي&#;ت&#;ه&#;م&#; ي&#;ص&#;د&#;&#;ون&#; و&#;ه&#;م م&#;&#;س&#;ت&#;ك&#;ب&#;ر&#;ون&#;) [المنافقون:5].


والكبر سبب تعذيب الأمم السابقة : قال تعالى عن قوم&#; نوح: " و&#;اس&#;ت&#;غ&#;ش&#;و&#;ا&#; ث&#;ي&#;اب&#;ه&#;م&#; و&#;أ&#;ص&#;ر&#;&#;وا&#; و&#;اس&#;ت&#;ك&#;ب&#;ر&#;وا&#; اس&#;ت&#;ك&#;ب&#;ار&#;ا[نوح:7]&#; وقال عن فرعون&#; وقومه: و&#;اس&#;ت&#;ك&#;ب&#;ر&#; ه&#;و&#; و&#;ج&#;ن&#;ود&#;ه&#; ف&#;ى الأر&#;ض&#; ب&#;غ&#;ي&#;ر&#; ال&#;ح&#;ق&#; و&#;ظ&#;ن&#;&#;وا&#; أ&#;ن&#;&#;ه&#;م&#; إ&#;ل&#;ي&#;ن&#;ا لا&#; ي&#;ر&#;ج&#;ع&#;ون&#; &#; ف&#;أ&#;خ&#;ذناه&#; و&#;ج&#;ن&#;ود&#;ه&#; ف&#;ن&#;ب&#;ذناه&#;م&#; ف&#;ى ال&#;ي&#;م&#; ف&#;انظ&#;ر&#; ك&#;ي&#;ف&#; ك&#;ان&#; عاق&#;ب&#;ة&#; الظال&#;م&#;ين&#;[القصص&#; 40]&#; وقال عن قوم&#; هود: ف&#;أ&#;م&#;&#;ا ع&#;اد&#; ف&#;اس&#;ت&#;ك&#;ب&#;ر&#;وا&#; ف&#;ى الأ&#;ر&#;ض&#; ب&#;غ&#;ي&#;ر&#; ال&#;ح&#;ق&#; و&#;ق&#;ال&#;وا&#; م&#;ن&#; أ&#;ش&#;د&#;&#; م&#;ن&#;&#;ا ق&#;و&#;&#;ة&#; أ&#;و&#;ل&#;م&#; ي&#;ر&#;و&#;ا&#; أ&#;ن&#;&#; الل&#;&#;ه&#; ال&#;&#;ذ&#;ى خ&#;ل&#;ق&#;ه&#;م&#; ه&#;و&#; أ&#;ش&#;د&#;&#; م&#;ن&#;ه&#;م&#; ق&#;و&#;&#;ة&#; و&#;ك&#;ان&#;وا&#; ب&#;ـآيات&#;ن&#;ا ي&#;ج&#;ح&#;د&#;ون&#;[فصلت].


والكبر سبب لغضب الله على العبد غضبا&#; يستوجب صرف الهداية عنه والطبع على قلبه وإخراجه من دائرة الحب ثم الحرمان من دخول الجنة واستحقاق غضب الجبار ودخول النار , قال تعالى : (س&#;أ&#;ص&#;ر&#;ف&#; ع&#;ن&#; آي&#;ات&#;ي&#; ال&#;&#;ذ&#;ين&#; ي&#;ت&#;ك&#;ب&#;&#;ر&#;ون&#; ف&#;ي ال&#;أ&#;ر&#;ض&#; ب&#;غ&#;ي&#;ر&#; ال&#;ح&#;ق&#;) (الأعراف/) &#; وقال تعالى : (ك&#;ذ&#;ل&#;ك&#; ي&#;ط&#;ب&#;ع&#; الل&#;&#;ه&#; ع&#;ل&#;ى ك&#;ل&#;&#; ق&#;ل&#;ب&#; م&#;ت&#;ك&#;ب&#;&#;ر&#; ج&#;ب&#;&#;ار&#;) (غافر/35) وقال تعالى : (إ&#;ن&#;&#;ه&#; لا ي&#;ح&#;ب&#;&#; ال&#;م&#;س&#;ت&#;ك&#;ب&#;ر&#;ين&#;) (النحل/23) &#; وقال عز وجل : (إ&#;ن&#;&#;ال&#;&#;ذ&#;ين&#; ي&#;س&#;ت&#;ك&#;ب&#;ر&#;ون&#; ع&#;ن&#; ع&#;ب&#;اد&#;ت&#;ي س&#;ي&#;د&#;خ&#;ل&#;ون&#; ج&#;ه&#;ن&#;&#;م&#; د&#;اخ&#;ر&#;ين&#;) (غافر/60) .


ع&#;ن&#; أ&#;ب&#;ي ه&#;ر&#;ي&#;ر&#;ة&#; &#; ع&#;ن&#; الن&#;&#;ب&#;ي&#;&#; صلى الله عليه وسلم &#; ق&#;ال&#;:ق&#;ال&#; الله&#; &#; ع&#;ز&#;&#; و&#;ج&#;ل&#;&#; : ال&#;ك&#;ب&#;ر&#;ي&#;اء&#; ر&#;د&#;ائ&#;ي &#; و&#;ال&#;ع&#;ز&#;&#;ة&#; إ&#;ز&#;ار&#;ي &#; ف&#;م&#;ن&#; ن&#;از&#;ع&#;ن&#;ي و&#;اح&#;د&#;ا م&#;ن&#;ه&#;م&#;ا أ&#;ل&#;ق&#;ي&#;ت&#;ه&#; ف&#;ي الن&#;&#;ار&#;.أخرجه "أحمد" 2/() و"أبو داود" .


ع&#;ن&#; أ&#;ب&#;ي ه&#;ر&#;ي&#;ر&#;ة&#; &#; أ&#;ن&#;&#; ر&#;س&#;ول&#; الله&#; صلى الله عليه وسلم ق&#;ال&#;:لا&#; ي&#;ن&#;ظ&#;ر&#; الله&#; ت&#;ب&#;ار&#;ك&#; و&#;ت&#;ع&#;ال&#;ى ي&#;و&#;م&#; ال&#;ق&#;ي&#;ام&#;ة&#; إ&#;ل&#;ى م&#;ن&#; ي&#;ج&#;ر&#;&#; إ&#;ز&#;ار&#;ه&#; ب&#;ط&#;ر&#;ا.أخرجه مالك :الموطأ" . والب&#;خاري ().



ق&#;ال&#; ع&#;ي&#;اض&#; : و&#;ك&#;ن&#;ت&#; ح&#;ر&#;ب&#;ا ل&#;ر&#;س&#;ول&#; الله&#; صلى الله عليه وسلم &#; ف&#;أ&#;ه&#;د&#;ي&#;ت&#; إ&#;ل&#;ي&#;ه&#; ن&#;اق&#;ة&#; ق&#;ب&#;ل&#; أ&#;ن&#; أ&#;س&#;ل&#;م&#; &#; ف&#;ل&#;م&#; ي&#;ق&#;ب&#;ل&#;ه&#;ا &#; و&#;ق&#;ال&#; : إ&#;ن&#;&#;ي أ&#;ك&#;ر&#;ه&#; ز&#;ب&#;د&#; ال&#;م&#;ش&#;ر&#;ك&#;ين&#;. - لفظ أ&#;بي داود : إ&#;ن&#;&#; الله&#; أ&#;و&#;ح&#;ى إ&#;ل&#;ي&#;&#; أ&#;ن&#; ت&#;و&#;اض&#;ع&#;وا &#; ح&#;ت&#;&#;ى لا&#; ي&#;ب&#;غ&#;ي&#; أ&#;ح&#;د&#; ع&#;ل&#;ى أ&#;ح&#;د&#; &#; و&#;لا&#; ي&#;ف&#;خ&#;ر&#; أ&#;ح&#;د&#; ع&#;ل&#;ى أ&#;ح&#;د&#;. أخرجه الب&#;خ&#;اري في )الأدب المفرد( وم . وأبو داود ().


عن عبد الله بن عمرو قال كنا عند رسول الله صلى الله عليه و سلم فجاء رجل من أهل البادية عليه جبة سيجان مزرورة بالديباج فقال ألا إن صاحبكم هذا قد وضع كل فارس ابن فارس قال يريد أن يضع كل فارس ابن فارس ويرفع كل راع ابن راع قال فأخذ رسول الله صلى الله عليه و سلم بمجامع جبته وقال ألا أرى عليك لباس من لا يعقل ثم قال إن نبي الله نوحا صلى الله عليه و سلم لما حضرته الوفاة قال لابنه إني قاص عليك الوصية آمرك باثنتين وأنهاك عن اثنتين آمرك بلا إله إلا الله فإن السموات السبع والأرضين السبع لو وضعت في كفة ووضعت لا إله إلا الله في كفة رجحت بهن لا إله إلا الله ولو أن السموات السبع والأرضين السبع كن حلقة مبهمة قصمتهن لا إله إلا الله وسبحان الله وبحمده فإنها صلاة كل شيء وبها يرزق الخلق وأنهاك عن الشرك والكبر قال قلت أو قيل يا رسول الله هذا الشرك قد عرفناه فما الكبر قال أن يكون لأحدنا نعلان حسنتان لهما شراكان حسنان قال لا قال هو أن يكون لأحدنا حلة يلبسها قال لا قال الكبر هو أن يكون لأحدنا دابة يركبها قال لا قال أفهو أن يكون لأحدنا أصحاب يجلسون إليه قال لا قيل يا رسول الله فما الكبر قال سفه الحق وغمص الناس. أخرجه النسائي في "الكبرى" والبزار والحاكم من حديث عبد الله بن عمرو وقال الحاكم صحيح الإسناد . السلسلة الصحيحة 1 /


2- أسباب الكبر:


قد يتكبر الإنسان بماله : وذلك يجري بين الأغنياء في لباسهم وخيولهم ومراكبهم فيحتقر الغني الفقير ويتكبر عليه &#; وكل ذلك جهل منهم بفضيلة الفقر وآفة الغنى , وقد قص علينا القرآن الكريم قصة أصحاب الجنتين أحدهما تكبر بما لديه من مال وأشياع والآخر كان متواضعا&#; مخبتا&#; لله , قال سبحانه : " ) سورة الكهف .


وكذلك قص علينا قصة قارون الذي اغتر وتكبر بماله فخسف الله به وبماله , قال تعالى : سورة القصص .


وقد يتكبر بمنصبه , مر بعض أولادالمهلببمالك بن ديناروهو يتبختر في مشيته &#;ومعه أشياعه وأنصارهفقال لهمالك: يا بني لو تركت هذا الخيلاء لكان أجمل &#; فقال أوماتعرفني &#; قال : أعرفك معرفة جيدة &#; أولك نطفة مذرة&#; وآخرك جيفة قذرة &#; وأنت بين ذلك تحمل العذرة . فأرخى الفتى رأسه وكف عماكان عليه . وقالالأحنف : عجبتلمن جرى في مجرى البول مرتين كيف يتكبر .وقال ابن عوف رحمه الله:


ع&#;ج&#;ب&#;ت&#; م&#;ن&#; م&#;ع&#;ج&#;ب&#; ب&#;ص&#;ور&#;ت&#;ه&#; * * *  و&#;ك&#;ان&#; ب&#;الأم&#;س&#; ن&#;ط&#;ف&#;ة&#; م&#;ذ&#;ر&#;ه&#;


و&#;ف&#;ي غ&#;د&#; ب&#;ع&#;د&#; ح&#;س&#;ن&#; ص&#;ور&#;ت&#;ه&#; * * *  ي&#;ص&#;ير&#; ف&#;ي الل&#;&#;ح&#;د&#; ج&#;يف&#;ة&#; ق&#;ذ&#;ر&#;ه&#;


و&#;ه&#;و&#; ع&#;ل&#;ى ت&#;يه&#;ه&#; و&#;ن&#;خ&#;و&#;ت&#;ه&#; * * *  م&#;ا ب&#;ي&#;ن&#; ث&#;و&#;ب&#;ي&#;ه&#; ي&#;ح&#;م&#;ل&#; ال&#;ع&#;ذ&#;ر&#;ه&#;


جاء أن عمر بن عبد العزيز أتاه ليلة ضيوف &#; وكان يكتب فكاد السراج يطفأ فقال الضيف : أقوم إلى السراج فأصلحه &#; فقال : ليس من كرم الرجل أن يستخدم ضيفه &#; قال : أفأنبه الغلام &#; فقال : هي أول نومة نامها &#; فقام وملأ المصباح زيتـ&#;ا فقال الضيف : قمت أنت يا أمير المؤمنين &#; فقال : ذهبت وأنا عمر &#; ورجعت وأنا عمر &#; ما نقص مني شيء &#; وخير الناس من كان عند الله متواضعـ&#;ا .


وقد يتكبر بحسبه ونسبه : فالذي له نسب شريف يستحقر من ليس له ذلك النسب &#; وإن كان أرفع منه علمـ&#;ا وعملا&#; &#; وهذا من فعل الجاهلية .


)".أخرجه "أحمد" 5/ () و"الب&#;خاري" 1/14(30) وفي "الأدب المفرد" و"مسلم" 5/92().


وقد يتكبر بأنصاره وأشياعه : فقد يغتر الإنسان بمن حوله من أشياع وأنصار وينسى انه سوف يأتي ربه يوما وليس معه أحد " إن&#; ك&#;ل&#;&#; م&#;ن&#; ف&#;ي الس&#;&#;م&#;او&#;ات&#; و&#;ال&#;أ&#;ر&#;ض&#; إ&#;ل&#;&#;ا آت&#;ي الر&#;&#;ح&#;م&#;ن&#; ع&#;ب&#;د&#;ا (93) ل&#;ق&#;د&#; أ&#;ح&#;ص&#;اه&#;م&#; و&#;ع&#;د&#;&#;ه&#;م&#; ع&#;د&#;&#;ا (94) و&#;ك&#;ل&#;&#;ه&#;م&#; آت&#;يه&#; ي&#;و&#;م&#; ال&#;ق&#;ي&#;ام&#;ة&#; ف&#;ر&#;د&#;ا (95) سورة مريم .


واعلم أن التكبر في شمائل الرجل كصعر في وجهه &#; ونظره شزر&#;ا &#; وفي أقواله حتى في صوته ونغمته &#; ويظهر في مشيته وتبختره &#; وقيامه وجلوسه وحركاته وسكناته &#; فمن المتكبرين من يجمع ذلك كله &#; ومنهم من يتكبر في بعض ويتواضع في بعض &#; فمنها التكبر بأن يحب قيام الناس له أوبين يديه &#; ومنها أن لا يمشي إلا ومعه غيره خلفه &#; ومنها أن لا يتعاطى بيده شغلا&#; في بيته &#; والتواضع خلافه .


قال ابن أبي سلمة : قلت لأبي سعيد الخدري : ما ترى فيما أحدث الناس من الملبس والمشرب والمركب والمطعم &#; فقال : يا ابن أخي &#; كل لله واشرب لله والبس لله &#; وكل شيء من ذلك دخله زهو أو مباهات أو رياء أو سمعة فهو معصية وسرف &#; وعالج في بيتك من الخدمة ما كان يعالج رسول الله - صلى الله عليه وسلم - في بيته &#; كان يحلب الشاة &#; ويخصف النعل&#; ويرقع الثوب &#; ويأكل مع خادمه &#; ويشتري الشيء من السوق لا يمنعه الحياء أن يعلق الإناء بيده &#; ويصافح الغني والفقير &#; ويسلم مبتدئـ&#;ا على كل من استقبله من صغير أو كبير &#; ويجيب إذا د&#;عي&#; ولا يحقر ما د&#;عي&#; إليه &#; لين الخلق &#; جميل المعاشرة &#; طليق الوجه &#; شديد&#;ا في غير عنف &#; متواضعـ&#;ا في غير مذلة &#; جواد&#;ا من غير سرف &#; رقيق القلب &#; زادت عائشة - رضي الله عنها - وأنه - صلى الله عليه وسلم - لم يمتلئ قط شبعـ&#;ا &#; ولم يبث إلى أحد شكوى &#; وكان يقول : " البذاذة من الإيمان "(رواه أبو داود وابن ماجة والحاكم &#; وصححه الألباني) .


فقال هارون : سألت عن معنى البذاذة فقال : هو الدون من اللباس &#; فمن طلب التواضع فليقتد به - صلى الله عليه وسلم - ومن لم يرض لنفسه بذلك فما أشد جهله &#; فلقد كان - صلى الله عليه وسلم - أعظم خلق الله في الدنيا والدين &#; فلا عز ولا رفعة إلا في الاقتداء به .


وقد يتكبر الإنسان بعلمه :فما أسرع الكبر إلى بعض العلماء فلا يلبث أن يستشعر في نفسه كمال العلم &#; فيستعظم نفسه ويحتقر الناس ويستجهلهم ويستخدم من خالطه منهم وقد يرى نفسه عند الله تعالى أعلى وأفضل منهم . قال تعالى :" سورة الأعراف .


قال ابن عباس وابن مسعود ومجاهد رحمهم الله : نزلت هذه الآية في بلعم بن باعوراء &#; وذلك لأن موسى عليه السلام قصد بلده الذي هو فيه &#; وغزا أهله وكانوا كفارا&#; &#; فطلبوا منه أن يدعو على موسى عليه السلام وقومه &#; وكان مجاب الدعوة &#; وعنده اسم الله الأعظم فامتنع منه &#; فما زالوا يطلبونه منه حتى دعا عليه فاستجيب له ووقع موسى وبنو إسرائيل في التيه بدعائه &#; فقال موسى : يا رب بأي ذنب وقعنا في التيه . فقال : بدعاء بلعم . فقال : كما سمعت دعاءه علي &#; فاسمع دعائي عليه &#; ثم دعا موسى عليه أن ينزع منه اسم الله الأعظم والإيمان &#; فسلخه الله مما كان عليه ونزع منه المعرفة . فخرجت من صدره كحمامة بيضاء فهذه قصته . تفسير الرازي 7/


3- علاج الكبر:


والكبر من المهلكات &#; وإزالته فرض عين &#; ولا يزول بمجرد التمني&#; بل بالمعالجة &#; وفي معالجته مقامان :


أحدهما : قطع شجرته من مغرسها في القلب :


فإن أصحاب النفوس العلية الكريمة إذا وس&#;ع الله عليهم لم يزدادوا إلا تواضعا وذلة لله وللمؤمنين&#; عمر بن الخطاب على جلالة قدره&#; ويدمر رب العزة دولة كسرى وفارس تحت قدمه&#; ويحكم ثلث العالم في وقته&#; وقف على المنبر والناس عند قدمه&#; فتعجبه نفسه فيقول - مخاطبا لنفسه -: (لقد كنت تسمى عميرا&#; ولقد كنت ترعى غنميات لآل الخطاب&#; على تمرات تأكلها وتسد بها جوعتك&#; ثم أصبحت تسمى عمرا&#; ثم أصبح يقال لك: أمير المؤمنين)&#; ثم ترك المنبر ونزل&#; سأله الناس&#; لماذا قلت هذا يا أمير المؤمنين &#;! قال: (أعجبتني نفسي فأردت أن أذلها)


ومر عمر رضي الله تعالى عنه بخوله هذه في أيام خلافته فقالت له قف يا عمر فوقف لها ودنا منها واصغى اليها وأطالت الوقوف واغلظت له القول أي قالت له هيات يا عمر عهدتك وأنت تسمى عميرا وأنت في سوق عكاظ ترعى القيان بعصاك فلم تذهب الأيام حتى سميت عمر ثم لم تذهب الأيام حتى سميت أمير المؤمنين فاتق الله في الرعية واعلم أنه من خاف الوعيد قرب عليه البعيد ومن خاف الموت خشي الفوت فقال لها الجارود قد أكثرت أيتها المرأة على أمير المؤمنين فقال عمر رضي الله عنه دعها وفي رواية فقال له قائل حبست الناس لأجل هذه العجوز قال ويحك وتدري من هذه قال لا قال هذه امرأة قد سمع الله شكواها من فوق سبع سموات هذه خولة بنت ثعلبة والله لم تنصرف عني إلى الليل ما انصرفت حتى تنقضي حاجتها . الاستيعاب 4: ,  السيرة الحلبية 2/


الثاني : دفع العرض منه بالأسباب التي قد يتكبر بها .


جعل عمر بن الخطاب فيطريقه إلى الشام بينه وبين غلامه مناوبة &#; فكان يركب الناقة ويأخذ الغلام بزمامالناقة ويسير مقدار فرسخ ثم ينزل ويركب الغلام ويأخذ عمر بزمام الناقة ويسير مقدارفرسخ &#; فلما قرب من الشام كانت نوبة ركوب الغلام فركب الغلام و أخذ عمر بزمامالناقة &#; فاستقبله الماء في الطريق فجعل عمر يخوض في الماء ونعله تحت إبطه اليسرىوهو آخذ بزمام الناقة &#; فخرج أبو عبيدة بن الجراح وكان أميرا على الشام وقال : " ياأمير المؤمنين إن عظماء الشام يخرجون إليك فلا يحسن أن يروك على هذه الحال " &#; فقالعمر : " إنما أعزنا الله بالإسلام فلا نبالي من مقالة الناس.


قال الشاعر:


تواضع تكن كالنجم لاح لناظر **** على صفحات الماء وهو رفيع
ولا تك كالدخان يعلوبنفســـــه **** إلى طبقات الجو وهو وضيع


قال الواقدي : فلما أشرف خالد بن الوليد رضي الله عنه ومن معه على عساكر الروم نظر المسلمون إلى عساكر الروم وهم خمسة فراسخ في العرض وعن نوفل بن دحية أن خالد بن الوليد لما ترجل عن جواده وترجل المائة جعلوا يتبخترون في مسيرهم ويجرون حمائل سيوفهم ويخترقون صفوف الحجاب والبطارقة ولا يهابون أحد&#;ا إلى أن وصلوا إلى النمارق والفراش والديباج ولاح لهم ماهان وهو جالس على سريره فلما نظر أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى ما ظهر من زينته وملكه عظموا الله تعالى وكبروه وطرحت لهم الكراسي فلم يجلسوا عليها بل رفع كل واحد منهم ما تحته وجلسوا على الأرض فلما نظر ماهان إلى فعلهم تبسم وقال : يا معاشر العرب لم تأبون كرامتنا ولم أزلتم ما تحتكم من الكراسي وجلستم على الأرض ولم تستعملوا الأدب معنا ودستم على فراشنا .قال : فقال خالد بن الوليد : إن الأدب مع الله تعالى أفضل من الأدب معكم وبساط الله أطهر من فرشكم لأن نبينا محمد&#;ا صلى الله عليه وسلم قال : جعلت لي الأرض مسجد&#;ا وطهور&#;ا ثم قرأ لقوله تعالى : { منها خلقناكم وفيها نعيدكم ومنها نخرجكم تارة أخرى } [ طه : 55 ] .انظر : الواقدي : فتوح الشام


روي في شرح الصحيفة عن عمر بن شيبة انه قال بينما كنت في مكة المكرمة بين الصفاوالمروة رأيت شخصا قد ركب جملا وغلمانه يبعدون الناس من حوله &#; بعد مدة دخلت بغدادفرأيت شخصا ناحلا حافيا أشعث طويل الشعر فأطلت النظر إليه فقال لي مالك تنظر إلى&#;فقلت : انك تشبه رجلا متكبرا رأيته بين الصفا والمروة&#; وكان كذا وكذا فقال: آنا ذلكالرجل &#; فقلت : وما الذي جرى حتى صرت إلى ما أنت فيه&#; فقال : لقد تكبرت حين كانيتواضع لي الناس&#; فجعلني الله في موضع يتكبر علي الناس.


ي&#;ا م&#;ظ&#;ه&#;ر&#; ال&#;ك&#;ب&#;ر&#; إع&#;ج&#;اب&#;ا ب&#;ص&#;ور&#;ت&#;ه&#; * * * ا&#;ن&#;ظ&#;ر&#; خ&#;لا&#;ك&#; ف&#;إ&#;ن&#;&#; الن&#;&#;ت&#;ن&#; ت&#;ث&#;ر&#;يب&#;


ل&#;و&#; ف&#;ك&#;&#;ر&#; الن&#;&#;اس&#; ف&#;يم&#;ا ف&#;ي ب&#;ط&#;ون&#;ه&#;م&#; * * * م&#;ا اس&#;ت&#;ش&#;ع&#;ر&#; ال&#;ك&#;ب&#;ر&#; ش&#;ب&#;&#;ان&#; و&#;لا&#; ش&#;يب&#;


ه&#;ل&#; ف&#;ي اب&#;ن&#; آد&#;م&#; م&#;ث&#;ل&#; الر&#;&#;أ&#;س&#; م&#;ك&#;ر&#;م&#;ة&#; * * * و&#;ه&#;و&#; ب&#;خ&#;م&#;س&#; م&#;ن&#; الأق&#;ذ&#;ار&#; م&#;ض&#;ر&#;وب&#;


أ&#;ن&#;ف&#; ي&#;س&#;يل&#; و&#;أ&#;ذ&#;ن&#; ر&#;يح&#;ه&#;ا س&#;ه&#;ك&#; * * * و&#;ال&#;ع&#;ي&#;ن&#; م&#;ر&#;ف&#;ض&#;&#;ة&#; و&#;الث&#;&#;غ&#;ر&#; م&#;ل&#;ع&#;وب&#;


ي&#;ا اب&#;ن&#; الت&#;&#;ر&#;اب&#; و&#;م&#;أ&#;ك&#;ول&#; الت&#;&#;ر&#;اب&#; غ&#;د&#;ا * * *  أ&#;ق&#;ص&#;ر&#; ف&#;إ&#;ن&#;&#;ك م&#;أ&#;ك&#;ول&#; و&#;م&#;ش&#;ر&#;وب&#;


جعلنا الله وإياكم من المتواضعين الذين يمشون على الأرض هونا , وأعاذنا الله وإياكم من شر الكبر والمتكبرين .


ثانيا&#; : الحسد :


الحسد داء عضال, وشر وبيل يضر بصاحبه قبل أن يضر بالآخرين , وأول خطيئة كانت في الوجود هي خطيئة الحسد حيث حسد إبليس آدم وأبي أن يسجد له فحمله الحسد على المعصية , وكان سببا&#; في طرده من رحمة الله تعالى , كما أن أول جريمة حدثت على ظهر الأرض كانت بسبب الحسد حينما حسد قابيل أخاه هابيل , ولقد نهى الإسلام عن الحسد وحذر منه لما له من خطر على الدين , قال تعالى ذما&#; لأهل الكفر والضلال " و&#;د&#;&#; ك&#;ث&#;ير&#; م&#;&#;ن&#; أ&#;ه&#;ل&#; ال&#;ك&#;ت&#;اب&#; ل&#;و&#; ي&#;ر&#;د&#;&#;ون&#;ك&#;م م&#;&#;ن ب&#;ع&#;د&#; إ&#;يم&#;ان&#;ك&#;م&#; ك&#;ف&#;&#;ارا&#; ح&#;س&#;د&#;ا م&#;&#;ن&#; ع&#;ند&#; أ&#;نف&#;س&#;ه&#;م م&#;&#;ن ب&#;ع&#;د&#; م&#;ا ت&#;ب&#;ي&#;&#;ن&#; ل&#;ه&#;م&#; ال&#;ح&#;ق&#;&#; ف&#;اع&#;ف&#;وا&#; و&#;اص&#;ف&#;ح&#;وا&#; ح&#;ت&#;&#;ى ي&#;أ&#;ت&#;ي&#; الل&#;ه&#; ب&#;أ&#;م&#;ر&#;ه&#; إ&#;ن&#;&#; الل&#;ه&#; ع&#;ل&#;ى ك&#;ل&#;&#; ش&#;ي&#;ء&#; ق&#;د&#;ير&#;  ()سورة البقرة.


والمسلم يستعيذ بالله من شر الحسد, قال تعالى: {و&#;م&#;ن ش&#;ر&#;&#; ح&#;اس&#;د&#; إ&#;ذ&#;ا ح&#;س&#;د&#;} (5)سورة الفلق.


وبين النبي صلى الله عليه وسلم أن الناس لا يزال فيهم الخير والصلاح ما لم ينتشر بينهم الحسد والبغضاء. ع&#;ن&#; ض&#;م&#;ر&#;ة&#; بن ث&#;ع&#;ل&#;ب&#;ة&#;&#; ق&#;ال&#;: ق&#;ال&#; ر&#;س&#;ول&#; الل&#;&#;ه&#; ص&#;ل&#;&#;ى الل&#;&#;ه&#; ع&#;ل&#;ي&#;ه&#; و&#;س&#;ل&#;&#;م&#;:"لا ي&#;ز&#;ال&#; الن&#;&#;اس&#; ب&#;خ&#;ي&#;ر&#; م&#;ا ل&#;م&#; ي&#;ت&#;ح&#;اس&#;د&#;وا". أخرجه الطبراني (8/ &#; رقم ) . قال الهيثمى (8/78) : رجاله ثقات, السلسلة الصحيحة 9/


والحاسد يضر نفسه قبل أن يضر غيره فيظل في عذاب دائم وفي ألم مستمر وفي حزن متواصل,وهو صاحب قلب ميت ونفس خبيثة , وقديما قيل : " لا راحة مع الحسد " . 


ولقد انتشر هذا الداء بين الناس اليوم , ولا يكاد يخلو جسد من حسد , بل وأصبح الناس &#; ولا حول ولا قوة إلا بالله -  لا يحسدون الأحياء فقط, بل وصل الحسد إلى الأموات, فيقولون كان مشهد فلان ( أي جنازته ) كيت وكيت , وصلى عليه فلان وفلان , وترك كذا وكذا , قال الشاعر :


هم&#; يحسدوني على موتي فوا أسفا&#; * * * حتى على الموت&#; لا أخلو م&#;ن&#; الحسد&#;


وهذا كله من ضعف الإيمان, ومن عدم الرضا واليقين بما وهب الرحمن المنان .


1- معنى الحسد:


قال ابن الأثير: الحسد : هو أن يرى الرجل لأخيه نعمة فيتمنى أن تزول عنه وتكون له دونه. ( النهاية في غريب الحديث والأثر لابن الأثير (1/).


وقال ابن حجر رحمه الله : الحسد تمني زوال النعمة عن مستحق لها .( فتح الباري (10/).


وقال النووي رحمه الله : الحسد هو تمني زوال النعمة عن صاحبها &#; سواء كانت نعمة دين أو دنيا . رياض الصالحين (ص : ).


ولقد وردت كلمة الحسد في القرآن الكريم بمشتقاتها المختلفة خمس مرات.


وقال ابن القيم ـ رحمه الله ـ: أصل الحسد هو بغض نعمة الله على المحسود وتمنى زوالها , فالحاسد عدو النعم&#; وهذا الشر هو من نفسه وطبعها&#; وليس هو شيئا اكتسبه من غيرها&#; بل هو من خبثها وشرها. ( التفسير القيم صـ ).


وقال صاحب الظلال في تعريف الحسد: هو انفعال نفسي إزاء نعمة الله على بعض عباده مع تمنى زوالها&#; وسواء اتبع هذا الحاسد هذا الانفعال بسعي منه لإزالة النعمة تحت تأثير الحقد والغيظ&#; أو وقف عند حد الانفعال النفسي&#; فإن شرا&#; يمكن أن يعقب هذا الانفعال . تفسير الظلال (6/).


حقيقة الحسد والحاسد :


وحقيقة الحسد : بغض نعمة الله على العبد وإن لم يتمن&#;&#; زوالها ,قال الحسن رحمه الله : ما رأيت ظالما&#; أشبه بمظلوم من حاسد &#; نغص دائم وحزن لازم .


والحسد كما هو حقيقة شرعية فهو حقيقة علمية, فإن الله ـ تبارك وتعالى ـ ما ذكر شيئا في كتابه الكريم إلا وله شأن وحكم وحكمة&#; فالحسد جاء ذكره في القرآن وفي السنة النبوية الشريفة&#; وذلك يعنى أنه طبيعة قائمة في نفوس الناس الذين لا يتقون الله فيحسدون الناس على ما آتاهم الله من فضله&#; وهذا من حيث الاعتقاد لا مراء فيه ولا جدال عليه&#; ولكن ت&#;رى هل له من القطعيات العلمية اليقينية ما تؤكد  مصداقية حدوثه وإنه حق .


قال ابن القيم( كما في التفسير القيم صـ&#; والطب النبوي صـ): "أبطلت طائفة ممن قل نصيبهم من السمع والعقل أمر العين&#; وقالوا: إنما ذلك أوهام لا حقيقة  لها&#; وهؤلاء من أجهل الناس بالسمع والعقل&#; ومن أغلظهم حجابا&#; وأكثفهم  طباعا&#; وأبعدهم عن معرفة الأرواح والنفوس وأفعالها وتأثيراتها&#; وعقلاء الأمم على اختلاف مللهم ونحلهم لا تدفع أمر العين ولا تنكره&#; وإن اختلفوا في سببه ووجهة تأثير العين&#; ثم قال: " وقد دل&#; القرآن والسنة على أن نفس حسد الحاسد يؤذي المحسود " أهـ


مما لا ريب فيه ولا يختلف عليه إنس ولا جان بأن للإنسان روحا&#; تحكمه وتهيمن عليه&#; وهي سر حياته ونبض فؤاده وهذه الروح كالملائكة والجن لا ت&#;رى وإن كانت مثلهم حقيقة لا خيالا&#;&#; وواقعا&#; لا محالا&#;&#; وهذه الروح تتأثر بروحانيات وأمور شتى ينتج عن ذلك تقلبات وتغيرات في الإنسان&#; فالحزن مثلا&#; شيء وجداني قد يصل به الأمر أن يدمر الإنسان إن استمر ودام&#; وكذلك السرور والفرح قد يؤثران على الإنسان بما يبهج حياته ويدعم صحته ويطيل في عمره بإذن الله ويحرك فيه  طاقات وطاقات .


هكذا إن تسلط شيطان منطلق من عين حاسد يريد نشر الشر بين الناس ويتمنى زوال ما أنعم الله عليهم فإن ذلك الخفي الشرير إبليس يحدث اضطرابا في صاحب النعمة&#; أو في ذات النعمة في&#;خر&#;&#;بها ويهلكها بقوة خفية تحركت باديء ذي بدء من هذا الحاسد المطيع للشيطان .


قال الدكتور فيكتور يوشيه:" إن الحسد والغيرة والحقد أقطاب ثلاثة لشيء واحد&#; وإنها لآفات تنتج سموما&#; تضر بالصحة وتقضي على جانب كبير من الطاقة والحيوية اللازمتين للتفكير والعمل ".  (القرآن والعلم للدكتور / عبد الرزاق نوفل صـ 28).


قال ابن القيم ـ رحمه الله ـ: فلله كم من قتيل&#; وكم من سليب&#; وكم من معاف&#;&#; عاد مضني على فراشه &#;.يقول طبيبه: لا أعلم داءه ما هو &#; فصدق&#; ليس هذا الداء من علم الطبائع&#; فهذا من علم الأرواح وصفاتها وكيفياتها ومعرفة تأثيراتها في الأجسام والطبائع وانفعال الأجسام عنها&#; وهذا علم لا يعرفه إلا خواص .


وقال الجاحظ عن حقيقة الحاسد : هو الكلب الكل&#;ب &#; والنمر الحر&#;ب &#; والسم القش&#;ب &#; والفحل القط&#;م &#; والسيل العرم &#; إن م&#;ـل&#;ـك&#; قتل وسبا &#; وإن م&#;ل&#;ك عصى وبغى &#; حياتك موته وثبوره &#; وموتك عرسه وسروره &#; يصدق عليك كل شاهد زور &#; ويكذب فيك كل عدل مرضي&#; &#; لا يحب من الناس إلا من يبغضك &#; ولا يبغض إلا من يحبك إنك غير سالم منه وإن رفعت القذى عن لحيته &#; وسويت عليه ثوبه فوق منكبه &#; ولبست ثوب الاستكانة عند رؤيته &#; واغتفرت له الزلة بعد زلته &#; واستحسنت كل ما يقبح من شيمه &#; وصدقته على كذبه &#; وأعنته على فجرته &#; فما هذا العناء &#; وما هذا الداء العياء &#; &#; إنه لا يأتيك ولكنه يناديك &#; ولا يحاكمك ولكنه يوازنك &#; أحسن ما تكون عنده حالا&#; : أقل ما تزيد مالا&#; &#; وأكثر ما تكون عيالا&#; &#; وأعظم ما تكون ضلالا&#; . وأفرح ما يكون بك أقرب ما تكون بالمصيبة عهدا&#; وأبعد ما تكون من الناس حمدا&#; &#; فإذا كان الأمر على هذا فمجاورة الأموات &#; ومخالطة الزمنى &#; والاجتنان بالجدران &#; ومص المصران &#; وأكل القردان &#; أهون من معـاشرة مثله &#; والاتصال بحبله . رسالة الحاسد والمحسود (ص: 26 &#; 29).


قال الشافعي رحمه الله تعالى :


وداريت كل الناس لكن حاسدي *** مداراته عز&#;&#;ت وعز&#;&#; منالها


وكيف يداري المرء حاسد نعمة&#; *** إذا كان لا يرضيه إلا زوالها &#;


الفرق بين الحسد والعين :


من أهم الفروق التي ذكرها أهل العلم كابن الجوزي وابن القيم وابن حجر والنووي وغيرهم ـ رحمهم الله جميعا&#; ـ


1ـ الحاسد أعم من العائن&#; فالعائن حاسد خاص&#; فكل عائن حاسد وليس كل حاسد عائنا&#;&#; ولذلك جاء ذكر الاستعاذة في سورة الفلق من الحاسد&#; فإذا استعاذ المسلم من شر الحاسد دخل فيه العائن&#; وهذا من شمول القرآن وإعجازه وبلاغته.( التفسير القيم ).


2ـ الحسد يتأتى عن الحقد والبغض وتمني زوال النعمة&#; أما العين فيكون سببها في الغالب الإعجاب والاستعظام والاستحسان .


3ـ الحسد والعين يشتركان في الأثر حيث يسببان ضررا&#; للمعين والمحسود&#; ويختلفان في المصدر&#; فمصدر الحسد تحر&#;&#;ق القلب واستكثار النعمة على المحسود&#; وتمنى زوالها عنه&#; أما العائن فمصدره انقداح نظرة العين&#; لذا فقد يصيب من لا يحسده من جماد أو حيوان أو زرع أو مال&#; وربما أصابت عينه نفسه&#; فرؤيته للشيء رؤية تعجب وتحديق مع تكيف نفسه بتلك الكيفية تؤثر في المعين .(التفسير القيم&#; وبدائع الفوائد جـ2صـ ).


4ـ الحاسد يمكن أن يحسد في الأمر المتوقع قبل وقوعه&#;أو يحصل عند غيبة المحسود وحضوره بينما العائن لا يعين إلا الموجود بالفعل , قال تعالى : {و&#;إ&#;ن ي&#;ك&#;اد&#; ال&#;&#;ذ&#;ين&#; ك&#;ف&#;ر&#;وا ل&#;ي&#;ز&#;ل&#;ق&#;ون&#;ك&#; ب&#;أ&#;ب&#;ص&#;ار&#;ه&#;م&#; ل&#;م&#;&#;ا س&#;م&#;ع&#;وا الذ&#;&#;ك&#;ر&#; و&#;ي&#;ق&#;ول&#;ون&#; إ&#;ن&#;&#;ه&#; ل&#;م&#;ج&#;ن&#;ون&#;} (51) سورة القلم.


5ـ لا يحسد الإنسان نفسه ولا ماله ولكنه قد يعينهما .


6ـ لا يقع الحسد إلا من نفس خبيثة حاقدة&#; ولكن العين قد تقع من رجل صالح من جهة إعجابه بالشيء دون إرادة منه إلى زواله&#; كما حدث من عامر بن ربيعة عندما أصاب سهل بن حنيف بعين برغم أن عامرا&#; tمن السابقين إلى الإسلام&#; بل ومن أهل بدر .


2- أسباب الحسد:


 أول من وقع في قلبه الحسد إبليس &#; عليه لعنة الله &#; فقد حسد آدم &#; عليه السلام &#; لأن الله اجتباه بالخلافة&#; وأمر الملائكة أن تسجد له&#; عند ذلك اضطرمت واشتعلت نار الحقد والحسد في أحشاء إبليس فتكبر عن أمر الله كما قال ربنا: { و&#;إ&#;ذ&#; ق&#;ل&#;ن&#;ا ل&#;ل&#;م&#;لا&#;ئ&#;ك&#;ة&#; اس&#;ج&#;د&#;وا&#; لآدم ف&#;س&#;ج&#;د&#;وا&#; إ&#;لا&#;&#; إ&#;ب&#;ل&#;يس&#; أ&#;ب&#;ى و&#;اس&#;ت&#;ك&#;ب&#;ر&#; و&#;ك&#;ان&#; م&#;ن&#; ال&#;ك&#;اف&#;ر&#;ين&#; } ( البقرة: 34 ).


وكانت النتيجة أن طرده الله من الجنة&#; كما قال تعالى: الأعراف ).


وقول إبليس &#; لعنه الله &#;:{و&#;لا&#; ت&#;ج&#;د&#; أ&#;ك&#;ث&#;ر&#;ه&#;م&#; ش&#;اك&#;ر&#;ين&#; }  أي أنه توعد بأن يجعلهم من الحاسدين .


قيل لما ركب نوح السفينة&#; وحمل فيها من كل زوجين اثنين&#; كما أمر&#; فرأى في السفينة شيخا&#; لم يعرفه&#; فقال له نوح: " ما أدخلك&#; قال: دخلت لأصيب قلوب أصحابك&#; فتكون قلوبهم معي&#; وأبدانهم معك&#; قال نوح: " اخرج منها يا عدو الله فإنك رجيم&#; " وإن عليك اللعنة إلى يوم الدين " &#; فقال إبليس: خمس أهلك بهن الناس&#; وسأحدثك منهن بثلاث&#; ولا أحدثك بالثنتين&#; فأوحى الله إلى نوح أنه لا حاجة بك إلى الثلاث&#; مره يحدثك بالثنتين&#; قال: فهما أهلك للناس&#; وهما لا يكذبان&#; هما اللتان لا يخلفاني: الحسد&#; وبالحسد لعنت&#; وجعلت شيطانا&#; رجيما&#;&#; والحرص&#; أتيح آدم الجنة كلها&#; فأصبت حاجتي منه بالحرص.( ابن منظور : مختصر تاريخ دمشق 8/38).


وكل ذي نعمة محسود قال أبو تمام الطائي :


وإذا أراد الله نشر فضيلة&#; *** طويت أتاح لها لسان حسود&#;


لولا اشتعال النار في جزل الغضا *** ما كان يعرف طيب ريح العود&#;


لولا التخوف للعواقب لم يزل *** للحاسد النعمى على المحسود&#;


وللحسد أسباب كثيرة منها :


1) عدم الرضا والقناعة بما قسمه الله تعالى.


فالحسود عدو النعمة &#; غضبان على القدر . قال ابن مسعود رضي الله عنه : ألا لا تعادوا نعم الله &#; قيل : ومن يعادي نعم الله &#; قال : الذين يحسدون الناس على ما آتاهم الله من فضله . القرطبي : الجامع لأحكام القرآن 1/


فإن أول خطأ يقع فيه الحاسد هو: رد&#;ه لقدر الله في خلق الله&#; وثاني ما يصيبه أنه قبل أن ينال المحسود بشر&#; منه&#; فقلبه يحترق حقدا&#;. ولذلك قالوا: الحسد هو الذنب أو الجريمة التي تسبقها عقوبتها&#; لأن كل جريمة تتأخر عقوبتها عنها إلا الحسد&#; فقبل أن يرتكب الحاسد الحسد تناله العقوبة&#; لأن الحقد يحرق لبه وربما قال قائل: وما ذنب المحسود&#;.. ونقول: إن الله جعل في بعض خلقه داء يصيب الناس&#; والحسد يصيبهم في نعمهم وفي عافيتهم. وما ذنب المقتول حين يوجه القاتل مسدسه ليقتله به&#; هذه مثل تلك. فالمسدس نعمة من نعم الله عند إنسان ليحمي نفسه به&#; وليس له أن يستعمله في باطل. تفسيرالشعراوي 54/


قال الشاعر :


ح&#;س&#;د&#;وا الفتى إذ&#; لم ينالوا سعي&#;ه&#; * * فالناس&#; أعداء&#; له&#; وخصوم&#;


كضرائر&#; الحسناء&#; ق&#;ل&#;ن لوجه&#;ه&#;ا * * حسدا&#; ومقتا&#; إنه&#; لذميم&#;


2) الكبر والعجب بالنفس :


 فإذا كان الحاسد معجبا&#; بنفسه رأى أنه أحق بالنعم من غيره, وأن غيره لا يستحق هذه النعم &#; لأنه &#; فيما يخيل له &#; أذكر وأعقل منه , وينسى أن الأرزاق أقدار من الله وأسباب , وليست فهما&#; ولا حجا .


قال أبو تمام :


ي&#;ن&#;ال&#; ال&#;ف&#;ت&#;ى م&#;ن&#; ع&#;ي&#;ش&#;ه&#; و&#;ه&#;و&#; ج&#;اه&#;ل&#; * * و&#;ي&#;ك&#;د&#;ي ال&#;ف&#;ت&#;ى م&#;ن&#; د&#;ه&#;ر&#;ه&#; و&#;ه&#;و&#; ع&#;ال&#;م&#;


و&#;ل&#;و&#; ك&#;ان&#;ت&#; الأرزاق ت&#;ج&#;ر&#;ي ع&#;ل&#;ى ال&#;ح&#;ج&#;ا * *  ه&#;ل&#;ك&#;ن&#; إذ&#;ن&#; م&#;ن&#; ج&#;ه&#;ل&#;ه&#;ن&#;&#; ال&#;ب&#;ه&#;ائ&#;م&#;


3) خبث النفس :


 فبعض النفوس نعوذ بالله منها لا تتمنى لأحد خيرا&#; أبدا&#; &#; بل ربما تتمنى الشر لمن أحسن إليها لخبث دفين فيها .ولقد أخبرنا النبي صلى الله عليه وسلم أن أفضل الناس ما كان قلبه طاهرا ونفسه طيبة &#; لا يحقد ولا يحسد . ع&#;ن&#; ع&#;ب&#;د&#; الله&#; ب&#;ن&#; ع&#;م&#;ر&#;و . قال:ق&#;يل&#; ل&#;ر&#;س&#;ول&#; الله&#; صلى الله عليه وسلم : أ&#;ي&#;&#; الن&#;&#;اس&#; أ&#;ف&#;ض&#;ل&#; &#; ق&#;ال&#; : ك&#;ل&#;&#; م&#;خ&#;م&#;وم&#; ال&#;ق&#;ل&#;ب&#; &#; ص&#;د&#;وق&#; الل&#;&#;س&#;ان&#; . ق&#;ال&#;وا : ص&#;د&#;وق&#; الل&#;&#;س&#;ان&#; ن&#;ع&#;ر&#;ف&#;ه&#; &#; ف&#;م&#;ا م&#;خ&#;م&#;وم&#; ال&#;ق&#;ل&#;ب&#; &#; ق&#;ال&#; : ه&#;و&#; الت&#;&#;ق&#;ي&#;&#; الن&#;&#;ق&#;ي&#;&#; &#; لا&#; إ&#;ث&#;م&#; ف&#;يه&#; &#; و&#;لا&#; ب&#;غ&#;ي&#; &#; و&#;لا&#; غ&#;ل&#;&#; &#; و&#;لا&#; ح&#;س&#;د&#;.أخرجه ابن ماجة () السلسلة الصحيحة" 2 /


test

عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

1


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

2


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

هذا الكتاب ‏"عالم الحيوان<br />

"<br />

المقدمة<br />

الكتاب السابع والعشرون من كتب سلسلة الموسوعة الشاملة في اللغة<br />

التركية هذا<br />

الكتاب<br />

يبحث في أسماء الحيوانات والحشرات والزواحف والطيور والكائنات المائية<br />

وما يتعلق بها ،<br />

وقد تم وضع الترجمة باللغات الثالث العربية والتركية واإلنكليزية ،<br />

في وقد تم<br />

القسم األخير من الكتاب.‏ وضع بعض الشروحات عن بعض الحيوانات وكذلك محادثة في حديقة<br />

الحيوان وكذلك تم وضع<br />

مكتبة لصور بعض الحيوانات.‏<br />

المهندس محمد عامر المجذوب<br />

3


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

المحتويات<br />

اسم الجدول<br />

رقم الصفحة<br />

-1 الثدييات 5<br />

2- الحشرات والزواحف 9<br />

3- الطيور والدواجن 11<br />

4- الكائنات المائية والبحرية 13<br />

5- أصوات الحيوانات وحركاتها 15<br />

6- مفردات منوعة 16<br />

قسم النصوص 20<br />

1- طائر النعامة 21<br />

-2 الفهد 22<br />

-3 النسر 24<br />

-4 الحوت 25<br />

-5 الفيل 26<br />

6- في حديقة الحيوانات 27<br />

مكتبة الصور 32<br />

4


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

-1<br />

Memeliler<br />

الثدييات<br />

عربي تركي إنكليزي N<br />

1. Coyote Çakal<br />

ابن آوى 2. Weasel Gelincik<br />

ابن عرس 3. Rabbit Tavşan<br />

أرنب 4. Lion Aslan<br />

أسد 5. Sea lion Denizaslanı<br />

أسد البحر 6. Leopard cat Panter<br />

أسد أمريكي 7. Wild horse Yaban atı<br />

الحصان الوحشي 8. Sable Samur<br />

السمُّور 9.<br />

Cheetah<br />

Çita<br />

الفهد الصياد،‏ شيتا<br />

أنثى األسد،‏ لبوة Lioness Dişi aslan<br />

باندا bear cat - Panda Panda<br />

بغل Mule Katır<br />

بقرة Cow İnek - sığır<br />

تمساح Crocodile Timsah - krokodil<br />

تنين Dragon Ejderha<br />

تيس Goat Teke<br />

تيس الجبل Mountain goat Dağ tekesi<br />

تيس الماعز Goat Keçi tekesi<br />

ثعلب Fox Tilki<br />

5


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

ثور Ox - Bull Öküz - boğa<br />

Buffalo Bufalo - Camız<br />

<br />

Mandate - water<br />

buffalo<br />

Manda<br />

جاموس<br />

جاموس الماندا<br />

جحش Colt - foal Sıpa<br />

جدي Goat kid Oğlak<br />

جُرَ‏ ذ،‏ جُرْ‏ ذان Rat - mouse Sıçan<br />

جمل Camel Deve<br />

جمل عربي Arabian camel Hecin deve<br />

<br />

Saddle horse, riding<br />

horse<br />

Binek atı<br />

حصان Horse At - aygır<br />

حمار Donkey Eşek<br />

حمار الوحش Zebra Zebra – Yabanı eşek<br />

خاروف Sheep Koyun<br />

خروف صغير،‏ الحمل Lamb Kuzu<br />

خنزير Pig Domuz<br />

Wild pig<br />

Yaban domuzu<br />

Vahşi domuz<br />

جواد<br />

خنزير بري<br />

دب Bear Ayı<br />

دب أسود Black bear Kara ayı<br />

دب روسي Russian bear Rus ayısı<br />

دب قطبي Pole bear - ice bear Kutup ayısı<br />

دبة،‏ أنثى الدب Bear female Dişi ayı<br />

ديناصور Dinosaur Dinozor<br />

<br />

Wolf<br />

Kurt<br />

ذئب<br />

6


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

زرافة Giraffe Zürafa<br />

Turtle - tortoise<br />

Kaplumbağa -<br />

tosbağa<br />

سلحفاة<br />

سلحفاة بحرية Sea turtle Deniz kaplumbağası<br />

سنجاب Squirrel Sincap<br />

ضبع Hyena - hyaena Sırtlan<br />

ظبي Deer - stag - hart Geyik - karaca<br />

ظربان أميركي Skunk Kokarca<br />

عجل Calf Dana - buzağı<br />

Deer ceylan - Geyik<br />

غزال،‏ أيل<br />

غوريال Gorilla Goril<br />

فأرة Mouse Fare<br />

فقمة Seal Fok balığı<br />

فهد Leopar Leopard<br />

فيل Elephant Fil<br />

قرد Monkey Maymun<br />

قطة،‏ هرَّ‏ ة Cat Kedi<br />

قندس Beaver Kunduz<br />

قنفذ Hedgehog Kirpi<br />

<br />

Gergedan- rhinoceros,<br />

rhino<br />

Kekreden<br />

كركدن،‏ وحيد القرن<br />

كلب Dog Köpek<br />

كلب أجرب Mangy dog Uyuzlu köpek<br />

keep watch dog<br />

Bekçilik köpeği -<br />

koruma iti<br />

كلب الحراسة<br />

كلب الصيد Hunting dog, hound Av köpeği<br />

7


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

كلب صغير جرو Puppy Enik<br />

كلب عضَّاض Biting dog Isırgan köpeği<br />

كلب مُدرَّ‏ ب Trained dog Eğitilmiş köpek<br />

كنغر Kangaroo Kanguru<br />

الما Lama Lama<br />

لبؤة،‏ أنثى األسد Lion femal Dişi arsalan<br />

ماشية Plant eating animals Ot yiyen hayvan<br />

ماعز،‏ عنزة Goat Keçi<br />

مُهر الحصان Newborn foal Tay - kulun<br />

filly-<br />

Mare<br />

مهر الفرس Kısrak<br />

ناقة Camel femal Dişi deve<br />

نسناس Baboon Şebek<br />

نعجة Female sheep - ewe Dişi koyun<br />

نمر Tiger Kaplan<br />

وشق Felis lynx Vaşak<br />

وعل Sığıncak Erkek kızıl yelesi<br />

8


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

2- احلشرات والزواحف<br />

Böcek ve Sürüngenler<br />

عربي تركي إنكليزي N<br />

أم أربع وأربعين .1 Caterpilla Kırkayak<br />

برغوث 2. Flea Pire<br />

بعوضة 3. Mosquito Sivrisinek<br />

بق،‏ قمل الفراش .4 Bedbug Tahtakurusu<br />

تمساح 5. Crocodile - Alligator Timsah<br />

جرادة 6. Grassopher Çekirge<br />

حرباء 7. Chameleon Bukalemun<br />

حلزون،‏ قوقعة 8. Snail Salyangoz<br />

حية،‏ ثعبان،‏ أفعى .9 Snake Yılan<br />

خنفساء Black beetle Karafatma<br />

دبور Wasp - Hornet Eşekarısı - Yabanarısı<br />

دودة Worm – insect Kurt<br />

Earthworm<br />

Yer solucan - toprak<br />

solucanı<br />

دودة األرض<br />

دودة القز Silk moth - silkworm İpekböceği<br />

دودة،‏ حشرة İnsect - beetle Böcek<br />

ذبابة Fly Sinek<br />

Buckwheat Buğday biti<br />

سوسة الحنطة،‏<br />

سوسة القمح<br />

سوسة الفاكهة Weevil Caries<br />

شبكة أو نسيج العنكبوت Spider's web - cobweb Örümcek ağı<br />

9


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

صرصار Cockroach Hamam böceği<br />

ضفدع Frog Kurbağa<br />

عتِّة،‏ سوسة Mite Güve<br />

Lizard Kertenkele<br />

عظاءة،‏ حرباء،‏ أبو بريص،‏<br />

سحلية<br />

عقرب Scorpion Akrep<br />

عنكبوت Spider Örümcek<br />

فراشة Butterfly Kelebek<br />

صرصار زقزوق Cricket Cırcır böceği<br />

قرادة Tick - acarid Kene<br />

قملة Louse Bit - kehle<br />

نحلة Bee Bal arısı<br />

نملة Ant Karınca<br />

10


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

3- الطيور والدواجن<br />

Kuşlar ve Kümes Hayvanları<br />

عربي تركي إنكليزي N<br />

1. Parrot Papağan<br />

ببغاء 2. Pelican Pelikan<br />

بجعة 3. Duck Ördek<br />

بط 4. Penguin Penguen<br />

بطريق 5. Philomel - nightingale Bülbül<br />

بلبل 6. Owl Baykuş<br />

بومة 7. Goldfinch Saka kuşu<br />

حسُّون 8. Pigeon Güvercin<br />

حمامة 9. Chicken Tavuk<br />

دجاج Cock - Rooster Horoz<br />

ديك Turkey Rumi horozu - Hindi<br />

Falcon doğan - Şahin<br />

ديك حبش،‏ رومي<br />

صقر،‏ شاهين<br />

طاووس Peacock Tavus kuşu<br />

طائر Bird Kuş<br />

<br />

Sparrow hawk - haw k-<br />

slingshot sapan<br />

Atmaca<br />

طائر الباز<br />

طائر البطريق Penguen Penguin<br />

طائر السمانة،‏ السلوى Quail Bıldırcın<br />

طائر السنونو Martin bird Kırlangıç<br />

طائر العقاب Vulture Akbaba<br />

11


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

طائر الكنار Canary Kanarya<br />

طائر اللقلق Stork Leylek<br />

طائر الهدهد Hoopoe, hoopoo Çavuş kuşu - hüthüt<br />

طائر اليمام Streptopelia decaocta Kumru<br />

<br />

Hummingbird -<br />

humming bird<br />

Sinekkuşu<br />

طائر طنان<br />

عصفور Sparrow Serçe<br />

غراب Crow Karga<br />

قبَّرة Skylark, lark Tarlakuşu<br />

كتكوت،‏ صوص Chick Civciv<br />

مالك الحزين Kervan Balıkçı kuşu<br />

نسر Eagle Kartal<br />

نعامة Ostrich Deve kuşu<br />

نورس Gull – sea gull Martı<br />

وز Goose Kaz<br />

وطواط،‏ خفاش Bat Yarasa<br />

12


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

4- الكائنات املائية والبحرية<br />

Suda Yaşanan Canlılar<br />

عربي تركي إنكليزي N<br />

1. Octopus Ahtapot<br />

أخطبوط 2. Sea Lion Denizaslanı<br />

أسد البحر 3. Sponge Sünger<br />

اسفنج 4. Seal Fok<br />

الفقمة 5. Shrimp Karides<br />

القريدس 6. Corals Mercan<br />

المرجان 7. Snail Salyangoz<br />

حلزون 8. Whale Balina<br />

حوت 9. Mermaid Denizkızı<br />

حورية البحر Dolphin Yunus<br />

دولفين Lobster Istakoz<br />

سرطان بحري Crab Yengeç<br />

سرطان،‏ سلطعون Fish Balık<br />

سمك Tuna Fish Tonbalığı<br />

سمك التونا Sardine Sardalye<br />

سمك السردين Salmon Somon balığı<br />

سمك السلمون Shark Köpekbalığı<br />

سمك القرش Sword Fish Kılıçbalığı<br />

سمكة السيف Frog Kurbağa<br />

ضفدع 13


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

Sea Horse Denizatı<br />

فرس البحر Hippopotamus - Hippo Suaygırı<br />

فرس النهر Jelly Fish Denizanası<br />

قنديل البحر Sea Urchin Denizkestanesi<br />

قنفذ البحر Seed Oyster İstiridye<br />

محار Starfish - Sea Star Denizyıldızı<br />

نجمة البحر 14


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

5- أصوات احليوانات وحركاتها<br />

Hayvanların sesleri ve hareketleri<br />

عربي تركي إنكليزي N<br />

تغريد العصافير أو البالبل 1. Bülbül sesi Serçe / Bülbül ötmesi<br />

ركض الحيوان 2. Animal runner Hayvan koşması<br />

زقزقة العصافير 3. Cheep Kuş cıvıldaması<br />

زئير األسد 4. Roar Aslan kükremek<br />

صهيل الخيل 5. To neigh - whinny At kişnemek<br />

صياح الديك 6. Cockadoodledoo Horoz ötmesi<br />

طنين النحل 7. Whizz Arı vızıldamak<br />

طيران الطيور 8. Bird flying Kuş uçması<br />

عضة الكلب 9. Dog bite Köpek ısırması<br />

عواء الذئب Howling Kurt uluması<br />

فحيح األفعى Snake's hiss Yılan tıslaması<br />

قرصة البعوضة Mosquito bite Sivrisinek ısırığı<br />

قرصة العقرب Scorpion sting Akrep sokması<br />

لسعة النحلة Bee sting Arı sokması<br />

مواء القطة Mew Kedi miyavlaması<br />

نباح الكلب Bow - wow Köpek havlaması<br />

نقر الطيور To peck Kuş Gagalaması<br />

نقيق الضفادع Croalk Kurbağa vıraklaması<br />

ثغاء الخروف bleat Kuzu melemek<br />

نهيق الحمار Hee haw Eşek anırması<br />

هديل الحمام Mourn lament Güvercin ötmek<br />

15


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

6- مفردات منوعة<br />

Çeşitler<br />

عربي تركي إنكليزي N<br />

افتراس 1. Prey Parçalamak<br />

بيضة الطائر أو الدواجن .2 Egg Yumurta<br />

3. Poultry feeding<br />

Kümes hayvanları<br />

beslemek<br />

تربية الدواجن<br />

تفقيس البيض 4. To lay eggs, lay Yumurtalamak<br />

تكاثر،‏ توالد 5. Reproduction Üremek<br />

الثدييات 6. Mammals Memeliler<br />

جلد البقر 7. Cowhide Sığır derisi<br />

جلد التمساح 8. Alligator skin Timsah postu<br />

جلد الثعبان 9. Snake skin Yılan derisi<br />

جلد الحيوان Leather - skin Deri<br />

جلد الغزال Gazelle skin Ceylan derisi<br />

kid leather-<br />

جلد الماعز Goatskin Keçi derisi<br />

جناح Wing Kanat<br />

حدوة الحصان Horseshoe At nalı<br />

حديقة الحيوانات Zoo - zoological garden Hayvanat bahçesi<br />

الحشرات İnsects Böcekler<br />

حشرات األرض Earth insects Yer böcekleri<br />

حشرات بحرية Sea insects Deniz böcekleri<br />

حشرات ضارة Harmful insects Zararlı böcekler<br />

16


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

حشرات مؤذية Harmful insects Yaramaz böcekler<br />

<br />

Poultry yard, poultry<br />

farm<br />

Tavuk çiftliği<br />

حظيرة الحيوانات<br />

حيوان أليف Domestic animal Evcil hayvan<br />

Wild animals<br />

Grass animals<br />

Vahşi hayvan - yabani<br />

hayvan<br />

Bitki ile beslenen<br />

hayvanlar<br />

حيوان بري،‏ متوحش<br />

حيوانات آكلة النباتات<br />

الحيوانات البحرية والمائية Sea creatures Suda yaşanan canlılar<br />

الحيوانات البرية Wild animals Yabani hayvanları<br />

حيوانات أليفة Domestic animals -Pets Evcil hayvanlar<br />

Pets<br />

Refakatteki evcil<br />

hayvanlar<br />

حيوانات أليفة مصاحبة<br />

حيوانات بحرية Sea animals Deniz hayvanları<br />

حيوانات برمائية Amphibian animals Karasu hayvanları<br />

حيوانات برية Wild animals Kara hayvanları<br />

حيوانات جبلية Mountain animals Dağ hayvanları<br />

حيوانات داجنة Domestic animals -Pets Evcil hayvanlar<br />

Horned animals Boynuzlu hayvanlar<br />

حيوانات ذات القرون،‏ حيوانات<br />

ناطحة،‏ مواشي ذات القرون<br />

حيوانات ذوات الحافر Hoofed animals Toynaklılar<br />

حيوانات غير فقارية Invertebrate animals Omurgasız hayvanlar<br />

حيوانات فقارية،‏ فقاريات Vertebrate animals Omurgalı hayvanları<br />

<br />

Gnawing animals -<br />

rodent<br />

Kemirgen hayvanlar<br />

حيوانات قاضمة<br />

حيوانات قطبية Pole animals Kutup hayvanlar<br />

حيوانات مائية Water animals Su hayvanları<br />

Brutal - Wild animals<br />

Vahşi (yabani<br />

hayvanlar)<br />

حيوانات متوحشة<br />

17


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

Ruminant animals<br />

Geviş getiren<br />

hayvanlar<br />

حيوانات مجترة<br />

حيوانات مفترسة Predatory animals Yırtıcı hayvanlar<br />

خرطوم الفيل Elephant's trunk Fil hortumu<br />

خلية الدبابير Vespiary Eşekarısı yuvası<br />

خلية النحل Beehive Arıkovanı<br />

داء الكلَب Rabies Kuduz hastalığı<br />

الدواجن Poultry Kümes hayvanları<br />

ذَنَب،‏ ذيل Tail Kuyruk - etek<br />

ريشة الطائر Feather Tüy<br />

Reptiles<br />

Sürüngen - sürüngen<br />

hayvan -yerde<br />

sürünen<br />

الزواحف<br />

سم الحيوان Poison Zehir<br />

سن الفيل،‏ عاج İvory Fildişi<br />

سنم Hump Hörgüç<br />

صائد الحيوانات Hunter Avcı<br />

صدَفة Shell Kabuk<br />

صوف Wool Yün<br />

طير جارح Raptor Yırtıcı kuş<br />

عالم الحيوانات The world of animals Hayvanlar dünyası<br />

عش الطائر Nest Yuva<br />

علف الحيوان Bait Mama – olta yemi<br />

فرخ Chick Yavru - palaz<br />

فرخ األوز Gooz chick Kaz palazı<br />

فرخ البط Duck chick Ördek palazı<br />

18


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

Chick<br />

Tavuk yavrusu -<br />

Civciv<br />

فرخ الدجاجة<br />

فرخ الضفدع Tadpole Kurbağa yavrusu<br />

فرخ الطائر Bird chick Kuş yavrusu<br />

فرو الحيوان Fur Post - kürk<br />

فريسة،‏ صيد Prey - victim Av<br />

Hatch<br />

Kuş yavrusu<br />

yumurtadan çıkmak<br />

فقس الفرخ من البيضة<br />

قرن الحيوان Horn Boynuz<br />

قطيع Flock Sürü<br />

<br />

<br />

Chicken coop - chicken<br />

house<br />

Marine species -<br />

marine animals<br />

Tavuk kümesi<br />

Deniz canlıları<br />

قن الدجاج<br />

الكائنات البحرية<br />

كمامة الكلب Muzzle Ağız kapatıcısı<br />

لدغة أو عضة الحيوان Bite Isırık<br />

مخلب Claw - nail Tırnak<br />

مزرعة الحيوانات Animal farm Hayvan çiftliği<br />

<br />

Poultry yard, poultry<br />

farm<br />

مزرعة الدواجن Tavuk çiftliği<br />

مقود الكلب،‏ الرسن Collar Tasma<br />

مملكة الحيوانات Animal kingdom Hayvan krallığı<br />

منقار Beak Gaga<br />

وحش Beast Canavar<br />

19


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

قسم النصوص<br />

20


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

Merhaba! Kanatlarım var ama uçmuyorum. Benim en çok bu<br />

özelliğimi biliyorsunuz. Kuşların en büyüğü benim. Çok hızlı ve<br />

uzun süre koşuyorum. Gözlerim çok uzakları çok iyi görüyor. Bil<br />

bakalım, ben kimim?<br />

1<br />

Bildiniz mi? Evet, evet bu hayvan deve kuşu. Deve kuşları daha<br />

çok Afrika’da yaşıyor. Çok güçlü bacakları var. Sürü halinde<br />

yaşıyorlar. Deve kuşları hakkında son bilgimiz çok önemli. Onların<br />

yanında çok dikkatli olun. Çünkü deve kuşları düşmanlarına tekme<br />

atıyor.<br />

مرحبا!‏ لدي أجنحة لكن ال أستطيع الطيران.‏ تعلمون هذه األكثر ميزة عندي.‏ أنا أكبر الطيور.‏<br />

سريعة جداً‏ وأركض فترة طويلة.‏ وعيني تنظر لمسافات بعيدة وتشاهد بشكل جيد جداً.‏ لنرى<br />

اعرفوا،‏ أنا من أكون؟<br />

هل عرفتم؟ نعم،‏ نعم هذا الحيوان هو طائر النعامة.‏ طيور النعامة تعيش أكثر في أفريقيا.‏ لديها<br />

ساقين قويتين جداً.‏ وتعيش بشكل جماعات كبيرة.‏ معرفتنا األخيرة عن طيور النعامة هامة جداً.‏<br />

يجب أن تكونوا حذرين جداً‏ عندما تكونوا بجانبها.‏ ألن طيور النعامة ترفس أعدائها.‏<br />

21


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

2<br />

Merhaba! Hayvanlar dünyasının en hızlısıyım. Benden daha hızlı<br />

bir hayvan yok. Saatte kilometre hızla koşuyorum. Ama bu işte<br />

çok dikkatliyim. Çünkü metreden daha fazla koşmak beynime<br />

zarar veriyor. Bu sebeple her zaman bir dakikadan daha az<br />

koşuyorum. Kemiklerim çok hafif ve ince.<br />

Bil bakalım, ben kimim?<br />

Bu hayvanın adı çita. Çitaları en çok Güney ve Doğu Afrika’da<br />

görüyoruz. Sarı renkli bu hayvanın üzerinde siyah noktalar var.<br />

Çita, “çitraka” kelimesinden geliyor. Çitraka, “benekli” anlamına<br />

geliyor.<br />

Ben de aslan, kaplan ve leopar gibi kedigiller ailesinden olan bu<br />

hayvanım. En tipik özelliklerimden biri, öne doğru sivrilen çene<br />

yapımdır. Hızlı koşmamı sağlayan uzun ve dengeli ayaklara<br />

sahibim. Boyum yaklaşık 80 cm, ağırlığı ise 45–65 kilodur. Dişi<br />

çitalar her defasında arasında yavru dünyaya getirir. Ben, kara<br />

hayvanları dünyasının hızlı hareket eden yaratığıyım. Kısa<br />

mesafede km. hıza ulaşabilirim. Bu hızlanabilme özelliğimle<br />

antilopları ve tavşanları kolayca yakalarım. Hatta açık arazide<br />

kuşlara bile saldırırım. En büyük düşmanım, bana grup halinde<br />

saldıran sırtlanlardır. Onlardan korunmak içinse ağaçlara<br />

tırmanırım.<br />

مرحبا،‏ أنا أسرع حيوان في الدنيا.‏ ال يوجد حيوان أسرع مني.‏ أنا أركض بسرعة <br />

بالساعة.‏ لكن في العمل أكون حذر جداً.‏ ألن الركض أكثر من<br />

كم<br />

متر يضر دماغي كثيراً.‏<br />

لهذا السبب أنا دائماً‏ أركض ألقل من دقيقة واحدة.‏ عظامي خفيفة ورقيقة جداً.‏<br />

اسم هذ الحيوان هو شيتا ، الفهد،‏ حيوانات الشيتا نشاهدها أكثر في جنوب وشرق إفريقيا.‏ لديه<br />

لون أصفر وفوقه نقط سوداء.‏ شيتا آتية من كلمة"‏ شيتراكا"‏ آتية من معنى مُنقَّط.‏<br />

22


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

أنا أيضاً‏ حيوان من عائلة القطط الشبيهة باألسد والنمر والفهد.‏ من أحد أكثر الخصائص عندي،‏<br />

هيكل الفك مدبب إلى األمام وأملك قدمين متينتين وطويلتين ومتوازنتين تمنحني الركض<br />

السريع.‏ طولي تقريباً‏ 80 سم.‏ أما وزني<br />

من<br />

65 – 45<br />

أجنة.‏ -1 6<br />

كيلو غرام.‏ إناث الفهد تنجب في كل مرة<br />

أنا أسرع مخلوق بري متحرك في الدنيا.‏ أقصر مسافة أستطيع الوصول إليها<br />

كم.‏ بقدرة <br />

ميزة السرعة عندي أصطاد بسهولة الظباء واألرانب.‏ حتى أنني أهاجم الطيور في األراضي<br />

المكشوفة.‏ أكبر أعداء لي هو الضبع عندما تكون على شكل قطعان.‏ من أجل أن أحمي نفسي<br />

منهم أتسل ق األشجار.‏<br />

23


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

3<br />

Merhaba! Dağların en yüksek tepelerinde uçuyorum. Bacaklarım<br />

kaslı, gagam ve pençelerim çok güçlüdür. Gözlerim bir teleskoptan<br />

daha keskindir. Gözbebeklerim çoğu hayvandan daha büyüktür.<br />

Havada benden daha hızlısı yoktur. Bil bakalım, ben kimim?<br />

Evet, bu hayvanı tanıdınız mı? Onun adı kartal. Kartal, dünyanın<br />

en hızlı kuşudur. Av konusunda çok yetenekliler. Avlarına büyük<br />

bir hızla çarpıyorlar. Kartallar gerçekten çok güçlü.<br />

مرحبا:‏ أنا أعيش في أعلى قمم الجبال.‏ قدمي تحوي على عضالت،‏ منقاري ومخالبي قوية جداً.‏<br />

وعينيَّ‏ أكثر حدة من التلسكوب.‏ حدقات عينيَّ‏ أكبر من أغلب الطيور.‏ ال يوجد أسرع مني في<br />

الجو.‏<br />

نعم،‏ هل عرفتم هذا الحيوان؟ اسمه النسر.‏ النسر هو أسرع طائر في الدنيا.‏ وهو محترفة جداً‏<br />

في موضوع الصيد.‏ ويضربون بسرعة كبيرة للصيد.‏ النسو ر فعالً‏ قوية جداً.‏<br />

24


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

4<br />

Merhaba! Hayvanların en büyüğü benim. Okyanuslarda<br />

yaşıyorum. Boyum 30 metreye, ağırlığım tona yakın. Kafamın<br />

üzerinde bir delik var. Bu delik sayesinde nefes alıyorum. Çok<br />

uzun süre suyun altında kalıyorum, bazen de nefes almak için<br />

suyun dışına çıkıyorum. Gözlerim, büyük kafamın iki yanında ve<br />

çok iyi görmüyor. Ama kulaklarım gözlerimden daha hassas. Her<br />

şeyi duyuyorum. Bil bakalım, ben kimim?<br />

Bu canlıyı tanıdınız mı? Bu bir balina. İsminin anlamı, “büyük<br />

deniz canlısı”. Diğer balıklar ile arasındaki en büyük fark,<br />

kuyruklarıdır. Balıkların kuyrukları dik, balinaların ise yataydır.<br />

مرحبا!‏ أنا أكبر الحيوانات.‏ أعيش في المحيطات.‏ طولي<br />

30<br />

متر،‏ وزني قريب من<br />

طن.‏<br />

يوجد في أعلى رأسي ثقب.‏ بفضل هذا الثقب أنا أتنفس.‏ أبقى تحت الماء لفترة طويلة.‏ أحياناً‏<br />

أيضاً‏ من أجل أن آخذ نفس أخرج إلى خارج الماء.‏ عينيَّ‏ قريبتين من رأسي الكبير وال أر بهما<br />

جيداً.‏ لكن أذنيَّ‏ أكثر حساسية من عينيَّ.‏ أسمع كل شيء.‏ اعرفوا لنرى،‏ من أنا؟<br />

هل عرفتم من هذا المخلوق؟ هذا حوت.‏ معنى اسمه " مخلوق البحر الكبير".‏ الفرق األكبر بين<br />

األسماك األخرى هو الذيول.‏ ذيول األسماك عمودية،‏ بينما ذيول الحيتان أفقية.‏<br />

25


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

5<br />

Ben çok büyük bir hayvanım. Sadece balina benden daha büyük.<br />

Uzun bir burnum var. Buna hortum diyoruz. Hortumumun iki<br />

yanında uzun dişlerim var. Dünyanın en uzun dişleri benim. Boyum<br />

5 metre, kilom 5 ton. Bil bakalım, ben kimim?<br />

Bu canlıyı tanıdınız mı? Evet, evet doğru bildiniz. Bu hayvanın adı<br />

fil. Filler, Sahra Altı Afrika ile Asya kıtasının bazı bölgelerinde<br />

yaşıyor. Filler, uzun hortumlarını birçok iş için kullanıyor. Onunla<br />

nefes alıyor, kokluyor, dokunuyor, tutuyor ve ses çıkarıyorlar. En<br />

önemlisi de bu hortumla kilo ağırlığı kaldırıyorlar.<br />

أنا حيوان كبير جداً.‏ فقط الحوت هو أكبر مني.‏ لديَّ‏ أنف طويل.‏ ونقول عنه خرطوم.‏ وبجانب<br />

5 طن.‏<br />

خرطومي يوجد لديَّ‏ سنَّيْن طويلين.‏ لديَّ‏ أطول أسنان في الدنيا.‏ طولي 5<br />

لنرى هل عرفتم من أنا؟<br />

قدره<br />

متر،‏ ووزني<br />

هل عرفتم هذا المخلوق؟ نعم،‏ نعم عرفتم صح.‏ اسم هذا الحيوان الفيل،‏ األفيال،‏ تعيش أحياناً‏ في<br />

المناطق الصحراوية الجنوبية ما بين آسيا وافريقيا.‏ الفيلة،‏ تستخدم خراطيمها الطويلة ألعمال<br />

متعددة.‏ تتنفس بها،‏ تشم،‏ تجس،‏ تمسك وتخرج صوتاً.‏ أهمها أيضاً‏ بهذا الخرطوم ترفع وزناً‏<br />

كيلوغرام.‏<br />

26


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

6- يف حديقة احليوانات<br />

HAYVANAT BAHÇESİNDE<br />

1.<br />

Can: Baba, daha çok yol var mı?<br />

Gelmedik mi?<br />

جان:‏<br />

بابا،‏ هل مازال الطريق طويل؟ ألم نصل؟<br />

2.<br />

Baba: Biraz daha var oğlum. Hayvanat bahçesi şehir dışında.<br />

Bak, burası Darıca.<br />

األب:‏ بقي القليل بعد بُني.‏ حديقة الحيوانات في خارج المدينة.‏ أنظر،‏ هنا ‏"داريجا"‏<br />

3.<br />

Can: Baba, hayvanlar hayvanat bahçesinde birbirlerini yemezler mi?<br />

جان:‏ بابا،‏ أال تأكل الحيوانات بعضها البعض في حديقة الحيوانات؟<br />

4.<br />

Baba: Hayır, oğlum. Orada aslanlar kapalı bir bahçede, balıklar ayrı<br />

ayrı akvaryumlarda, kuşlar da kocaman kafeslerde yaşıyor.<br />

األب:‏ ال بُني.‏ هناك األسود في حديقة مغلقة،‏ واألسماك في أحواض مائية منفصلة،‏<br />

والطيور أيضا<br />

تعيش في أقفاص ضخمة.‏<br />

5.<br />

Can: Baba, fillerle zürafaları da görecek miyiz?<br />

جان:‏ بابا،‏ هل سنُشاهد أيضاً‏ األفيال والزرافات؟<br />

6.<br />

Baba: İşte geldik. Oğlum, otobüsten inelim, bilet alalım.<br />

األب:‏ ها هو وصلنا.‏ بُني،‏ لننزل من الحافلة،‏ دعنا نأخذ تذكرة.‏<br />

27


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

7.<br />

Can: Baba, burada atlar da var mı?<br />

جان:‏ بابا،‏ هل توجد األحصنة أيضاً‏ هنا؟<br />

8. Baba: Sabırlı ol. Yavaş yavaş hayvanat bahçesini dolaşacağız.<br />

األب:‏ كُن صبوراً.‏ نحنً‏ سنتجول حديقة الحيوانات على مَهل.‏<br />

9.<br />

Can: Aaa.. bak. Burada yavru bir at var.<br />

جان:‏ آآه..‏ أنظر.‏ يوجد هنا حصان صغير.‏<br />

<br />

Baba: O at değil, zebra. Ayrıca atın yavrusuna ' tay' diyoruz.<br />

األب:‏ هو ليس حصان،‏ حمار وحشي.‏ إضافة إلى ذلك مهر الحصان نقول ‏"تاي"‏<br />

<br />

Can: Ne komik, zebra pijamalı eşek gibi.<br />

جان:‏ كم هو مُضحك،‏ الحمار الوحشي مثل الحمار بالبيجاما.‏<br />

<br />

Baba: Zebraların hepsi pijamalı, oğlum.<br />

Bak, burada geyikler ve karacalar var.<br />

األب:‏ جميع ال ‏ُحمر الوحشية بالبيجاما،‏ بُني.‏ أنظر يوجد هنا ا يل وغزالن.‏<br />

<br />

Can: Hangisi karaca?<br />

جان:‏ أيهما غزال؟<br />

<br />

Baba: Şuradaki karaca, oradaki büyük boynuzlu hayvan da geyik.<br />

األب:‏ تلك غزالة،‏ التي هناك أيضا الحيوان الذي قرنه كبير هي آيل.‏<br />

<br />

Can: Baba, aslanlar nerede?<br />

جان:‏ بابا،‏ أين األسود؟<br />

28


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

<br />

Baba: İşte burada. Bak, burada bir de kaplan var.<br />

األب:‏ هاهي هنا.‏ أنظر،‏ يوجد هنا أيضاً‏ النمر.‏<br />

<br />

Can: Baba, kaplanlar her şeyi yer mi?<br />

جان:‏ بابا،‏ هل النمور تأكل كل شيء؟<br />

<br />

Baba: Hayır, her şeyi yiyemez, sadece et yerler.<br />

األب:‏ ال،‏ ال تأكل كل شيء،‏ فقط تأكل اللحم.‏<br />

<br />

Can: Aaa.. baba, bak!Bu kuşların gagası torba gibi.<br />

جان:‏ أأبابا انظر!‏ منقار الطيور كأنها كيس<br />

<br />

Baba: Onlar pelikan.<br />

األب:‏ هذه البجع.‏<br />

<br />

Can: Çok büyküler; uçabilirler mi?<br />

جان:‏ كبيرة جداً؛ هل تستطيع الطيران؟<br />

<br />

Baba: Evet, uçabilirler, ama bütün kuşlar uçamaz.<br />

األب:‏ نعم،‏ تستطيع الطيران،‏ ولكن جميع الطيور ال تستطيع أن تطير.‏<br />

<br />

Can: Hangileri uçamaz?<br />

جان:‏ أيهما ال تستطيع أن تطير؟<br />

<br />

Baba: Meselâ, penguenler, tavuklar uçamaz.<br />

األب:‏ مثالً،‏ طيور البطريق والدجاج ال تستطيع أن تطير.‏<br />

29


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

<br />

Can: Baba, burada bir yılan uyuyor.<br />

جان:‏ بابا،‏ هنا ثعبان نائم.‏<br />

<br />

Baba: Dinleniyor, uyumuyor. Hayvanlardan hangisini beğendin?<br />

األب:‏ هو يستريح ليس نائماً.‏ أي من الحيوانات أعجبتك؟<br />

<br />

Can: Bunu beğendim.<br />

جان:‏ هذا أعجبني.‏<br />

<br />

Baba: Bu yılanın adı kobra. Evet, güzel bir hayvan, ama çok tehlikeli!<br />

األب:‏ هذا الثعبان اسمه كوبرا.‏ نعم،‏ حيوان جميل،‏ ولكنه خطير جداً.‏<br />

<br />

Sen yılanlardan korkmuyor musun?<br />

أال تخاف أنت من الثعابين؟<br />

<br />

Can: Şimdi korkmuyorum, çünkü şimdi buraya gelemez, değil mi?<br />

جان:‏ أنا ال أخاف اآلن،‏ ألنه لم يستطع أن يأتي إلى هنا اآلن،‏ أليس كذلك؟<br />

<br />

Balıklara bakalım mı?<br />

هل لننظر إلى األسماك؟<br />

<br />

Baba: Akılı çocuk! Haydi gel. Belki timsahları da görürüz.<br />

األب:‏ طفل ذكي!‏ هيا تعال.‏ رُ‏ بما نشاهد التماسيح أيضاً.‏<br />

<br />

Can: Timsahlar beni yiyebilir mi?<br />

جان:‏ هل تستطيع التماسيح أن تأكلني؟<br />

30


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

<br />

Baba: Timsahlar her canlıyı yiyebilir,<br />

Ama insanlar hayvanlardan daha güçlü, oğlum.<br />

األب:‏ التماسيح تستطيع أن تأكل كل كائن حي،‏ ولكن الناس أكثر قوة من الحيوانات بُني.‏<br />

<br />

Çünkü biz akıllıyız. Ama maalesef vahşi hayvanları boynuzları, dişleri,<br />

kürkleri için öldürüyoruz.<br />

ألننا نحنُ‏ أذكياء.‏ ولكن مع األسف الحيوانات المتوحشة نقتُلها من أجل القرون واألنياب والفراء.‏<br />

<br />

Can: Biliyorum baba, okulda da öğreniyoruz.<br />

جان:‏ أنا أعرف بابا،‏ نحن نتعلم في المدرسة أيضاً.‏<br />

<br />

Bunun için ben hayvanlara kötü bir şey yapmıyorum.<br />

من أجل هذا أنا ال افعل شيء سيء للحيوانات.‏<br />

<br />

Baba: Ne yapmıyorsun, meselâ?<br />

األب:‏ ماذا لم تفعل مثالً؟<br />

<br />

Can: Meselâ bazı çocuklar gibi köpeklere taş atmıyorum, kedilerin<br />

kuyruğuna basmıyorum.<br />

جان:‏ مثالً،‏ ال أرمي الكالب بالحجارة مثل بعض األطفال،‏ وال أدوس على ذيل القطط.‏<br />

<br />

Baba: Aferin aslan oğluma.<br />

األب:‏ عفارم البني األسد<br />

31


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

مكتبة الصور<br />

Foto Album<br />

32


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

33


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

34


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

35


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

36


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

37


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

38


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

39


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

40


عالم الحيوان<br />

تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب<br />

نهاية الكتاب<br />

41

عالم الحيوان تأليف وإعداد وترجمة:‏ المهندس محمد عامر المجذوب 1

Inappropriate

You have already flagged this document.
Thank you, for helping us keep this platform clean.
The editors will have a look at it as soon as possible.

Mail this publication

Loading

Delete template?

Are you sure you want to delete your template?

For this magazine there is no download available

Magazine: test

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası