mezhep kelimesinin anlamı / Milel Ve Nihal Ne Demek? Milel Ve Nihal Özellikleri Nelerdir?

Mezhep Kelimesinin Anlamı

mezhep kelimesinin anlamı

Mezhep nedir: İtikadi mezhepler nelerdir?

İslâm’ın inanç esasları, ibadetleri ve sosyal hayatla ilgili kuralları vahiy ile ortaya konulmuş, Resûl-i Ekrem’in sözlü ve fiilî sünnetiyle hayata aktarılmış olmakla birlikte bu modelin değişik telakkideki çevreler ve farklı kültürlere sahip kesimler tarafından anlaşılması ve yorumlanması mezhep realitesini meydana getirmiştir. İslâm’ın bir ilâhî yönü, bir de insanların anladığı ve uyguladığı yönü vardır. Peki, mezhep nedir? İşte, mezhebe dair bilgiler.

Terim olarak “dinin aslî veya fer‘î hükümlerinin dayandığı delilleri bulmakta ve bunlardan hüküm çıkarıp yorumlamakta otorite sayılan âlimlerin ortaya koyduğu görüşlerin tamamı veya belirledikleri sistem” diye tanımlanabilir. Tanımda yer alan aslî hükümler dinin inanç esaslarını, fer‘î hükümler ise ibadetler ile insanlar arası münasebetleri hedef almaktadır. İman esaslarını konu edinen mezhepler itikadî, diğerleri de fıkhî mezhepler diye isimlendirilmiştir. Muhammed Ebû Zehre gibi bazı çağdaş mezhepler tarihi müellifleri, fıkıh mezheplerinin dışındaki grupları siyasî (Şîa, Hâricîler) ve i‘tikadî (Mu‘tezile, Eş‘ariyye, Mâtürîdiyye vb.) olmak üzere taksime tâbi tutmuşsa da siyasî mezheplerin, sonraları kendilerine has itikadî ve fıkhî görüşleri de oluştuğundan sözü edilen taksimi esas almak isabetli görünmemektedir.

İslâm tarihinde dinî ve siyasî gruplaşmalar oluşum aşamasında “ashâbü’l-makālât” diye anılmıştır. Bunun sebebi, bazı âlimlerin toplumdaki meselelerle ilgili olarak “makāle” (görüş, söz) adıyla risâle yazmaları yahut bazı konular hakkında görüşlerini sözle ifade etmeleridir. Giderek belirginleşen bu görüşler belli bir süreç içinde gruplaşma mahiyetini almış, ashâbü’l-makālât artık, “bir kurucunun liderliğinde ortak düşünceler etrafında bir araya gelen gruplar” anlamına gelmeye başlamıştır. Daha sonra fırka (çoğulu fırak) kelimesi İslâm mezhepleri tarihinde zümreleşmeyi ifade eden en yaygın terim olmuştur. Meselâ Nevbahtî, Şiî gruplarına dair eserini Fıraḳu’ş-Şîʿa, itikadî ve siyasî grupları inceleyen Abdülkāhir el-Bağdâdî de kitabını el-Farḳ beyne’l-fıraḳ şeklinde isimlendirmiştir. İslâm coğrafyasının genişlemesi ve diğer dinlere ait inanç grupları ile karşılaşılması neticesinde milel ve nihal kelimeleri ortaya çıkmıştır. Milel “din” mânasındaki milletin, nihal de “iddia, görüş ve dinî zümre” mânasındaki nihlenin çoğuludur. Buna göre “el-milel ve’n-nihal” tabiri “dinler ve mezhepler” anlamında kullanılmıştır. Bunun yanında hevâ (“tutarsız düşünce”, çoğulu ehvâ) kelimesiyle oluşturulan “ehl-i ehvâ” terkibi dayanakları zayıf ve temelsiz olan grupları ifade etmiştir. Bu kullanımlara örnek olarak İbn Hazm’ın el-Faṣl fi’l-milel ve’l-ehvâʾ ve’n-niḥal’i ile Şehristânî’nin el-Milel ve’n-niḥal’i zikredilebilir. İnanç ve siyaset grupları klasik literatürde daha çok ashâbü’l-makālât, fırka ve nihle ile, amelî-fıkhî gruplaşmalar da mezhep kelimesiyle anılmasına rağmen son zamanlarda daha kapsamlı olan mezhebin kullanımı tercih edilmiştir.

Kur’ân-ı Kerîm’de zehâb kökü çeşitli türevleriyle birçok âyette yer almakla birlikte (M. F. Abdülbâkī,

, “ẕhb” md.) mezhep kelimesine rastlanmamaktadır. Fırka sözlük anlamında bir âyette geçmekte (et-Tevbe 9/), nihal ve makālât da Kur’an’da görülmemektedir. Hadislerde de mezhep terim olarak zikredilmemiş, Hz. Peygamber ümmetinin düşeceği ihtilâfları genellikle fırka kelimesiyle ifade etmiştir. Klasik kaynaklarda müslümanların inanç ve fikir alanındaki ayrılıklarının daha çok fırka ile karşılanmasında hadisteki bu kullanımın rolü vardır.

İSLAMDA MEZHEPLER KAÇA AYRILIR?

Birçok dinde olduğu gibi İslam'da mezhepler farklılık gösterir. İslam'da mezhepler Fıkhi Mezhepler ve İtikadi Mezhepler olmak üzere iki ana gruba ayrılır. İçeriğimizin bu bölümünde hem Fıkhi mezhepleri hem de İtikadi mezhepleri derinlemesine inceleyeceğiz. İşte, İslam'da yer alan Hak Mezhepler ve bu mezhepler hakkında bilgiler

İslam dininde ibadet, evlilik, boşanma, ticaret, miras ve amel gibi konular doğrultusunda ortaya çıkan mezheplerdir. Bu mezhepleri kısaca şu şekilde sıralayabiliriz;

İslam dininin sünni fıkıh mezheplerindedir. Kurucusu İmam- Azam diye adlandırılan Ebu Hanefi'dir. Hanefi mezhebi ilk olarak Irak topraklarından doğmuş, ortadan batıya doğru yayılmıştır. Abbasiler döneminde başlıca fıkıh mezhepleri içinde yer almıştır. Abbasiler'in yıkılmasıyla Hanefi mezhebinde bir gerilemeye gidilmiş ancak Osmanlı Devleti'nin kurulmasıyla birlikte yeniden canlanmaya başlamıştır. Türkiye nüfusunun çoğu Hanefi mezhebine mensuptur. Günümüzde, Türkiye, Afganistan, Pakistan, Mısır, Suriye, Ürdün, Hindistan, Bulgaristan, Yunanistan, Bosna Hersek ve Romanya topraklarında yaşayan Müslümanların çoğu Hanefilik mezhebindedir. Hanefilik mezhebine göre bir konunun çözümü ile ilgili olarak ilk olarak Kuran ayetlerine bakılır. Ayetlerde konu ile ilgili bir çözüm yolu yok ise bu kez de sünnete başvurulur, peygamber efendimizin yaşayışını, davranışlarını esas alırlar.

İmam Maliki bin Enes tarafından kurulmuştur. İhtiyacı olunan ilmin Medine'de olduğuna inanan İmam Maliki, yaşamı boyunca kutsal olan bu peygamber şehrinden ayrılmamıştır. Bu mezhep ilk olarak Hicaz halkı tarafından benimsenmiş, daha sonrasında hac görevini yapmak için gelenler tarafından hızlı bir şekilde yayılmaya başlamıştır. Tamamen Hz. Muhammed (S.A.V)'in doğrultusunda ilerleyen ve bu yolda fetva veren İmam Malik, Maliki mezhebinin oluşmasını sağladı.

Kurucusu İmam-ı Şafi hazretleridir. Şafii mezhebi ilk olarak Mısır'da doğmuş sonrasında Irak, Yemen, Suriye ve Horosan'a yayılmıştır. Günümüzde Mısır, Suriye ve Irak'taki Müslümanların çoğu Şafii mezhebine mensuptur. Türkiye topraklarında ise Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu'daki insanların çoğu Şafiilik mezhebindedir.

Kurucusu Ahmet bin Hanbel'dir. Kuran ve hadislerin önde geldiği fıkhi mezhepler içerisinde yerini almıştır. Eğer bir konu hakkında Kuran ve sünnette kesin bilgilere varılmıyorsa, buna en yakın yola başvurulur. Günümüzde Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan 'da bu mezhebe mensup Müslümanlar çoğunluktadır.

İtikad kelime manası olarak aksine ihtimal vermeyecek bir şekilde bir şeyi kabullenmek, gönülden bağlanmak demektir. İtikadi mezhepler ise iman ve inançla ilgili konular üzerine yoğunlaşmış mezheplerdir. Bu mezhepleri şu şekilde sınıflandırabiliriz;

Hz. Muhammed (S.A. V) 'in yolundan giden ve bu yoldan hiç sapmayan mezheptir. Bu mezhebin kaynağı Kuran- ı Kerim ve sünnetlerdir. Ehl-i sünnet mezhebi Kuran-ı Kerim'de ya da sünnette ne buyrulmuşsa ona inanır ve onu uygularlar. Ehl-i sünnet mezhebi kendi içerisinde iki kola ayrılır.

Kurucusu Semerkand köylerinde Matürid'de doğmuş olan Ebu Mansur Muhammed'dir. Genellikle Hanefiler Mâtüridi mezhebindedirler.

Kurucusu Ebu'l Hasan Eş'ari hazretleridir. Maliki ve Şafiler genellikle eş'ariyye mezhebine mensupturlar. İki mezhep de peygamber efendimizin sünnetine uygundur.

Hz. Muhammed (S.A.V)'in sünettlerini ve Kuran-ı Kerim'in hükümlerini kendilerine göre yorumlayıp uygulayan kimselerdir. Yani bu şu demek oluyor, sünnet yolundan sapan, bid'ata giren kişilerdir. Bid'at kelime anlamı olarak dinin esaslarına ters düşen her türlü davranış, söz ve düşünce manasına gelmektedir. Peygamber efendimiz bir hadisinde şu şekilde söylemiştir;

" Sözlerin en hayırlısı Allah'ın Kitabi, yolların en hayırlısı Muhammed'in yoludur" İşlerin en kötüsü ise sonradan çıkarılanlardır. Sonradan çıkartılan, uydurulan şeylere bidi'at yani sapkınlık denilmektedir.

Ehl-i bid'a mezhebinin birçok kolu bulunmaktadır.

?İnsanda cuzi irade olmadığı için seçme şansının verilmediğini savunur.

Aklın vahiden daha üstün olduğunu gören mezheptir.

İstedikleri kadar günah işleselerde "La ilahe İllallah Muhammeden Resulullah" dediklerian cennete gireceklerine inan mezheptir.

?Yalnız ve mutlak suretle Kuran-ı Kerim'de hüküm çıkartmakta, Peygamber sünnetlerini yok saymaktadır.

?Kuran-ı Kerim'in bazı ayetlerinin eksik olduğunu iddia edenler ve dört büyük halifeden Hz. Ali'nin dışındakileri sevmeyenlerdir.

?İngilizler'in ümmeti bölüp, dağıtmak için ortaya çıkarttıkları bir mezheptir.

Allah'a, peygambere ve ahrete iman konusunda sapkınlığa düşen kişilerin mezhebidir. Delalet, doğru yoldan sapkınlık manasına gelir. Ehl-i Delalet ise Allah'a, peygambere ve ahrete iman konusunda sapkınlığa düşmüş kimselerin mezhebidir. Durzilik ve Bahailik bunlara örnektir. Bahailer kurucularını ilah olarak sayarlar, namazlarını o kişinin öldüğü evin yönüne doğru kılarlar.

Hz. Ali ve Muaviye arasında sürdürülen savaşlar ve mücadelelerde Hâricîler üçüncü grup olarak ortaya çıkmışlardır. Siyasi, itikadi veya tarihi bazı ihtilaflar nedeniyle Hâricîler kendi içlerinde de çeşitli gruplara ayrılmışlardır. Bu grupların bazıları İslam dininin temel akide kaidelerini takip ederken, bazıları İslam dininin itikadi prensiplerinden ayrılarak İslam dairesi dışı ilan edilmiş ve İslam dinin dışında incelenmiştir. Fakat bu grupların da temelleri Haricilere ve İslam dinine dayanır.

Haricî Grupların Başlıcaları

    İslâmda aşırı kabul edilenler

      Mezhep Ne Demek? Mezhep Kelimesinin TDK Sözlük Anlamı Nedir?

      Mezhep Ne Demek? Mezhep Kelimesinin Güncel TDK Sözlük Anlamı Ne Demektir?

      Cevap: Bir Dinin Görüş, Yorum Ve Anlay&#x;ş Ayr&#x;l&#x;klar&#x; Sebebiyle Ortaya Ç&#x;kan Kollar&#x;ndan Her Biri
      Anlay&#x;ş, Görüş
      Öğreti

      Mezhep Kelimesi Nasıl Yazılır? Mezhep Kelimesinin Doğru Yazımı Nedir?

      Cevap: Mezhep

      Mezhep kelimesi ile Google aramalarda en çok sorulan sorular şunlardır: Mezhep ne demek? Mezhep kelimesi nasıl yazılır? Mezhep kökeni nedir? Mezhep kelimesinin cümle içerisinde kullanımı



      nest...

      batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir