Manavgat Yanan Köyler
Sadece k&#;yler, evler değil Hayatlar k&#;le d&#;nd&#;
Antalya’nın Manavgat ilçesinde 5 gündür devam eden orman yangınlarını söndürme çalışmaları sürüyor.
Antalya, Manavgat’ta 5 gün önce başlayan yangınlar, Sırtköy Mahallesi’nde rüzgârın da etkisiyle büyüyerek devam ediyor. Yangının ilk başladığı Kalemler ve Evrenseki köylerinde yangın kontrol altına alındı ama geride bir enkaz bıraktı. Evlerin neredeyse tamamının küle döndüğü köy savaştan çıkmış harabe bölgeleri andırıyor. Canlarını zor kurtardığını söyleyen köylülerin kiminin anıları kül oldu, kiminin parası, kiminin de hayvanları öldü.
SIRTKÖY’DE TAHLİYE
Çardak Beydiğin Mahallesi’nde yer alan Çöplük Yolu Göğü mevkisinde çıkan orman yangınında alevler, rüzgârın da etkisiyle yükseliyor. Rüzgârın zaman zaman sert esmesiyle yangın yönünü değiştirirken, Sırtköy ve Güğlen Dağı sırtlarındaki yangınlar nedeniyle köylüler tahliye edildi.
Dağın yamacındaki Sırtköy’de yangından kurtulan vatandaşlar köyden ineklerini, eşyalarını alarak kaçmaya başladı. Sevinç, Beğdiğin, Gebece, Güneyyaka, Ahmetler’de de yaşanan yangınlarda bazı noktalarda parlamaların oluşabildiği kaydedilirken, Taşağıl tarafında da soğutma çalışmalarına rağmen alevler yükseldi. Yangının sürdüğü Sırtköy’de ise vatandaşlar evlerini boşaltmak zorunda kaldı. Dağın yamacına kurulan köyde, yakınları bulunan vatandaşlar bölgeye akın etti. Ancak alevlerin rüzgârla parlaması nedeniyle köye girmek imkânsız. Bölgede sık sık “Yangın aşağı tarafa geliyor, bölgeyi terk edin” anonsları yapılırken, canlarını kurtarmak isteyen vatandaşlar bölgeyi terk etti. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Sırtköy, alevlere teslim oldu. Bu arada Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı helikopterler de köyün yakınındaki havuzdan, bambiler aracılığıyla yangın bölgesine su taşıdı.
CEHENNEM ATEŞİ GİBİ
Yangının bittiği Kalemler ve Evrenseki köyleri adeta savaştan çıkmış gibi ağır yaralı. Köydeki evlerin yüzde 90’ı yandı. Köylüler, köy meydanında Türkiye’nin dört bir tarafından vatandaşların gönderdiği yardımlarla ayakta kalıyor. Elektriğin olmadığı köylerde gece çadırlarda konaklayan köylüler Milliyet’e konuştu. Yangının ilk çıktığı Evrenseki Köyü sakinlerinden Ali Çınar’ın evi tamamıyla küle dönmüş. Bir kilometre ileride gördükleri yangının 3 dakikada köylerine geldiğini belirten Çınar, yaşadıklarını anlattı:
“Annemi-babamı alabildiğim eşyaları aldım, hemen evden çıktım. Çıkmadan ateş eve geldi. Babam 50 yıldır burada, ben 36 yaşındayım. Doğduğum yer gözümün önünde
kül oldu gitti. Çocukluğum kül oldu. İlk günlerde çok ağladık. Ama yapacak bir şeyimiz yok. Annem-babam üstünde ne varsa onunla çıktılar. Sadece elbiselerimizle çıktık. Depolarımız, ahırlarımız komple yandı. Hayvanlarımız telef oldu. Ne böyle bir yangın yaşadım ne gördüm ne de duydum. Bu çok farklı. Anlatması bile güç. Şimdi çadırlarda kalıyoruz. Yangını anlatacak kelime bulamıyorum cehennem ateşi gibi üstümüze yağdı.”
‘ÜÇ DAKİKADA YOK OLDU’
Aynı köyden Hasan Çınar ise 33 yıldır yaşadığı köyün gözlerinin önünde nasıl yok olduğunu paylaştı:
“Paramız, eşyalarımız, anılarımız yandı. Eve bakınca sadece kül görüyorum. Her yıl üst taraflar yanıyordu, ama bu kadar olmadı. 3 dakikada köyümüze kadar geldi. Kimse böyle olacağını tahmin etmedi. 3 dakika içinde yok olduk. Ben burada doğdum, burada büyüdüm. Şimdi halimizi görüyorsunuz. Savaştan çıksak bu kadar harap olmazdı bu köyümüz. İnsanın evini bu halde görmesi kadar kötü bir şey yoktur. Tarlada, arazide, elektriksiz yatıyoruz. 20 bin TL biriktirdiğimiz paramız vardı, o da gitti. Şimdi nasıl olacak bilemiyoruz.”
YARDIMLAR İÇİN DAĞITIM MERKEZİ
Felakette kendi evi de yanan ama bölgeye gelen yardımları hem kendi köylülerine hem de çevre köylere dağıtan Yunus Erbaş, eşyaları gönlünden kopanların getirdiğini söylüyor:
“Dağıtma merkezi kurduk. İhtiyacı olanlara tek tek veriyoruz. Benim evimde yandı ama ne yapalım yaşamak zorundayız. haneli köyde ev ayakta kaldı. Yangının Yeniköy’den geldiğini görüyorduk. Eşimi ve çocuklarımı dakika ara ile kurtardım. Çam ağaçlarındaki kozalaklar torpil gibi patlıyordu. Şu anda psikolojimiz dumandan dolayı iyi değil. Dumanı görünce yine mi yanıyoruz diyoruz.”
ÇARESİZCE KURTARDI KENDİ YANDI
Kalemler Köyü sakinlerinden olan ve yangında kişiyi kurtarırken yüzü, elleri ve ayakları yanan Tahsin Uysal o anları anlattı: “Bu yangında ilk gazi olan benim. Köyün yukarısındaydık. Annem arayıp ‘Oğlum evi ateş sardı’ deyince koşup geldim. Evde perdelerden tutuşmaya başlamış. Eski okulun oraya annemi bıraktım. Evi yanan ablamı ve yeğenimi alarak evden çıkardım. İneklerimiz, buzağılarımız vardı, kurtarayım dedim, samanlar, naylon brandalar tutuştu. Yangının ortasında kaldım. Kendimi kurtardım. 50 büyükbaş, küçükbaş hayvanımız yandı. Büyükbaşlar hamileydi, traktöre bindirmiştim ama ateş çok yükseldi. Traktörü bırakıp yola yayan devam etti. Köyümüzde her sene dönüm yangın oluyordu. Kimse böyle bir yangın görmedi. En son kaçarken baktım yan komşum da buğdaylarını toplamaya çalışıyor. Köylü insan malını kurtarmaya çalışıyor. Kucakladım, kaçtık, hayatımda en çaresiz hissettiğim zamandı.”
YANMIŞ EVDE AKŞAM YEMEĞİ
Yanmış ve harabeye dönmüş evinin altında çaresizce ailesi ile yemek yiyen Mehmet Bey, yangın çıktığında eşiyle birlikte hastanede olduklarını belirterek, “Komşularımız yangın var diye aradı. Yarım saat sonra köye geldik, alevlerin her yeri sardığını öğrendik. Köye giremedik. Evi sağlam bıraktık, geldiğimizde küle dönmüştü” dedi. Köy sakinlerinden Mustafa Şalgam Amca’nın ise 52 bin TL’lik portakal ilaçlama makinesi yandı. Şalgam, “Evim harabeye döndü. Avcılık malzemelerim TL. Bana kalan üzerimdeki pantolon, gömlek ve ayakkabı” diye konuştu.
CAN KAYBI 8’E YÜKSELDİ
Antalya ve Muğla’daki yangınlarda hayatını kaybedenlerin sayısı 8’e yükseldi. Antalya’nın Manavgat ilçesi Kalemler Mahallesi’nde Fahri Yiğitokur ile Alman eşi Andrea Hartman Yiğitokur’un cansız bedeni evlerinin bahçesindeki zeytinlikte bulundu. Çiftin yangından korkarak kaçan köpeklerini bulmak için ormana girdiği ve hayatını kaybettiği öğrenildi. Manavgat’taki orman yangınında görevli ekiplere içme suyu taşıyan Yusuf Demirli (41), kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
AKSEKİ’DE MÜDAHALE SÜRÜYOR
Akseki ilçesi, Kepezbeleni Mahallesi’nde ormanlık alanda çıkan yangını söndürme çalışmaları dün de sürdü. Gazipaşa Küçüklü ve İnceğiz mahallerinde, Alanya’nın Güzelbağ, Yeniköy, Bayır, Takanlar ve Susuz mahallelerindeki orman yangınları da kontrol altına alındı.
SIRTKÖY ALEVLERE TESLİM
Manavgat’ta 4 farklı noktada başlayan yangın, rüzgârın da etkisiyle kısa sürede yayıldı. Yangın, dağ yamacına kurulu Sırtköy Mahallesi’nin kuzeyini tamamen sardı. Manavgat’ta yangının ilk çıktığı Yeniköy’e yakın noktada bulunan Kalemler Mahallesi’nde yanan evler dün kepçelerle yıkıldı. (Can Erok - Cihat Aslan / Milliyet)
İlçeye her yıl binlerce turist gelir. Turizm ilçenin en çok istihdam yaratan iş koludur.
64 kilometrelik sahil şeridi ve Manavgat Şelalesi, özel çevre koruma alanları, tatil köyleri ile ilçede turizm oldukça gelişmiştir.
Spor[değiştir kaynağı değiştir]
Notitia'larda piskoposluk makâmı olan Manaua 6. yy'dan itibaren zikredilmiş, son olarak yılında Manavğat (Ermenice) biçimiyle görüldü, Osmanlı devrinde de idâri birim olarak kaldı. Günümüzdeki ilçe merkezi, Manavgat ırmağının karşılıklı yakalarında bulunan Pazarcı ve Düşenbe köylerinin birleşmesiyle oluşturulmuştur.[4]Side (Selimiye Köyü) ve Selge (Altınkaya Köyü) antik kentlerinin MÖ 6. yüzyılda kuruldukları sanılmaktadır. Manavgat yılında Selçuklu, yılında ise Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresine geçmiştir. Sultan Alaattin Keykubat ise 'de fethettiği şehre Alaiyye ismini koymuştur.
Coğrafya[değiştir Manavgat'taki orman yangınının üzerinden 1 yıl geçti
Manavgat ilçesinde 28 Temmuz 'de başlayan, bir gün sonra Akseki'de çıkan, rüzgarın etkisiyle Gündoğmuş, İbradı, Alanya ilçelerine de yayılan ve günlerce süren yangının üzerinden bir yıl geçti.
6 kişinin hayatını kaybettiği, ormanda yaşayan çok sayıda canlının öldüğü ve yaklaşık 60 bin hektarlık alanın zarar gördüğü yangın sonrası bölgede rehabilitasyon çalışması başlatıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, evlerini, ahırlarını, depolarını yangında kaybedenlere yenilerinin yapılması için harekete geçti. TOKİ aracılığıyla yapının yenisi yapılmaya başlandı, bitirilen konutlar sahiplerine teslim edildi.
Öte yandan AntalyaOrman Bölge Müdürlüğü ekiplerince de bölgenin yeniden yeşillendirilmesi için hummalı bir çalışma yürütüldü. Gerek kozalaklardan çıkan tohumlar, gerek elle ekilen tohumlar ve dikilen fidanlarla yaklaşık 60 bin hektarlık alanın yüzde 90'lık kısmında çalışma yapıldı.
Alanda yeşillenmeyen yer kalmayacak
Antalya Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici, 4 ilçede yanan 59 bin hektar alanda yeniden yeşillendirme çalışmasında sona gelindiğini söyledi.
Bölgedeki 30 bin hektarlık alanda tohumlama tekniğini uyguladıklarını anlatan Dikici, çimlenme özelliğini kaybetmeyen kızılçam kozalakları ve elle ekilen tohumlamada kışın etkili olan yağışlar sayesinde verimli sonuçlar elde ettiklerini belirtti.
Dikici, yaklaşık 14 bin hektarlık alanı da makine ile sürüp 1 milyon fidan dikimi gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Ulaşılması zor, kayalık ve yolu bulunmayan yaklaşık 16 bin hektarlık alanı da tabiatın kendisini yenilemesi için bıraktıklarını belirten Dikici, şunları söyledi:
"Çalışmalarımız son hızıyla devam ediyor, yüzde 90'lara geldik, umduğumuzun çok üstünde çünkü çok büyük bir alan yandı, çok büyük bir iş gücü gerekliydi, hemen hemen tamamlamak üzereyiz. Antalya'da yaz döneminde fidan dikemezsiniz, ekim, kasım, aralık gibi kalan bölgelere de fidan dikimi yapacağız. Şu anda araziyi gezenler 10 santim civarındaki fidanları görebilir. sene sonra da karşıdan baktığımızda Allah nasip ederse yanan yerleri yeşil olarak göreceğiz."
Ormanlık bölgedeki yerleşim alanlarının kenarlarına hem yangınlara karşı daha dayanıklı hem de köy halkına gelir getirmesi açısından keçiboynuzu, defne, iğde gibi fidanlar diktiklerini ifade eden Dikici, buralarda da 2 yıl sonra üretimlerin başlayabileceğini kaydetti.
Zaman zaman "Yanan alanların imara açıldığı ya da otel yapıldığı" yönünde iddialar ortaya atıldığını hatırlatan Vedat Dikici, "İsteyen herkese gösterebiliriz, yanan alanlarda bir metrekare alan bile imara açılmadı, bırakın oteli, hiçbir yapılaşma yok. Yanan konutların yerine civarında ev yapılıyor, bazılarının inşaatı devam ediyor, teslim edilenler de oldu. Bunun bile bir tanesi ormanda değil, ya kendi arazisine ya da Hazine'nin arazisine yapıldı." diye konuştu.
Yangını unutmaya çalışıyorlar
Yangından büyük ölçüde etkilenen Kalemler Mahallesi'nin muhtarı Mustafa Cansız, köyde 'e yakın hane bulunduğunu ve kişinin yaşadığını söyledi.
Yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta olan yangının 45 dakika içinde bütün köyü etkisi altına aldığını anlatan Cansız, "57 ev tamamen yandı, şimdi hepsi devlet tarafından yapılıyor, bitenler teslim edilmeye başlandı. 2 aya kadar hepsi teslim edilir. Devlet elinden gelen her şeyi mükemmel şekilde ve hızlı yaptı. Neredeyse bir yılda mağduriyetler giderilmeye çalışıldı." diye konuştu.
Yangının izlerinin giderilmesi için yardımseverlerin ve devletin hummalı bir çalışma yürüttüğünü belirten Cansız, bir daha böyle bir afetin yaşanmaması temennisinde bulundu.
"Yarım saatte kocaman köy ve çevresi yandı"
Yangında evini kaybeden 63 yaşındaki Urkuya Özen, yangında ve sonrasında gerek devlet yetkililerin gerekse yardımseverlerin her türlü ihtiyaçlarını karşıladığını anlattı.
Özen, "Çok şükür yanan evimizin yerine yenisi yapıldı, anahtarımızı teslim aldık ve içinde oturuyoruz. İncir, elma portakal ağaçlarımız vardı onlar da yandı, şimdi onların yerine yenilerini dikiyoruz." dedi.
Hayatında böyle bir afet görmediğini belirten Özen, "Yarım saatte kocaman köy ve çevresi yandı. Köyde çok sayıda yaşlı var, bizi gelip evimizden götürdüler, yoksa hepimiz ölebilirdik. Allah bir daha göstermesin." ifadelerini kullandı.
Mahalle sakinlerinden Şükrü Okudan da yarım saatte bütün birikimlerini kaybettiklerini söyledi.
Bir yılda ise yaraların sarılması için herkesin elinden geleni yaptığını kaydeden Okudan, "Yanan evlerin yerine yenileri yapıldı, beklentilerimizden daha iyi evler oldu. Normalinden daha hızlı tamamlandı. Zor günlerin aşılması için devlet yardım etti, mağdur insanlara ödeme yapıldı ama bir zeytin ağacını yetiştirmek yıllar alıyor. Yangınlara karşı daha dikkatli olmak gerekiyor." diye konuştu.
nest...
Manavgat'taki orman yangınının üzerinden 1 yıl geçti
Manavgat ilçesinde 28 Temmuz 'de başlayan, bir gün sonra Akseki'de çıkan, rüzgarın etkisiyle Gündoğmuş, İbradı, Alanya ilçelerine de yayılan ve günlerce süren yangının üzerinden bir yıl geçti.
6 kişinin hayatını kaybettiği, ormanda yaşayan çok sayıda canlının öldüğü ve yaklaşık 60 bin hektarlık alanın zarar gördüğü yangın sonrası bölgede rehabilitasyon çalışması başlatıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, evlerini, ahırlarını, depolarını yangında kaybedenlere yenilerinin yapılması için harekete geçti. TOKİ aracılığıyla yapının yenisi yapılmaya başlandı, bitirilen konutlar sahiplerine teslim edildi.
Öte yandan AntalyaOrman Bölge Müdürlüğü ekiplerince de bölgenin yeniden yeşillendirilmesi için hummalı bir çalışma yürütüldü. Gerek kozalaklardan çıkan tohumlar, gerek elle ekilen tohumlar ve dikilen fidanlarla yaklaşık 60 bin hektarlık alanın yüzde 90'lık kısmında çalışma yapıldı.
Alanda yeşillenmeyen yer kalmayacak
Antalya Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici, 4 ilçede yanan 59 bin hektar alanda yeniden yeşillendirme çalışmasında sona gelindiğini söyledi.
Bölgedeki 30 bin hektarlık alanda tohumlama tekniğini uyguladıklarını anlatan Dikici, çimlenme özelliğini kaybetmeyen kızılçam kozalakları ve elle ekilen tohumlamada kışın etkili olan yağışlar sayesinde verimli sonuçlar elde ettiklerini belirtti.
Dikici, yaklaşık 14 bin hektarlık alanı da makine ile sürüp 1 milyon fidan dikimi gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Ulaşılması zor, kayalık ve yolu bulunmayan yaklaşık 16 bin hektarlık alanı da tabiatın kendisini yenilemesi için bıraktıklarını belirten Dikici, şunları söyledi:
"Çalışmalarımız son hızıyla devam ediyor, yüzde 90'lara geldik, umduğumuzun çok üstünde çünkü çok büyük bir alan yandı, çok büyük bir iş gücü gerekliydi, hemen hemen tamamlamak üzereyiz. Antalya'da yaz döneminde fidan dikemezsiniz, ekim, kasım, aralık gibi kalan bölgelere de fidan dikimi yapacağız. Şu anda araziyi gezenler 10 santim civarındaki fidanları görebilir. sene sonra da karşıdan baktığımızda Allah nasip ederse yanan yerleri yeşil olarak göreceğiz."
Ormanlık bölgedeki yerleşim alanlarının kenarlarına hem yangınlara karşı daha dayanıklı hem de köy halkına gelir getirmesi açısından keçiboynuzu, defne, iğde gibi fidanlar diktiklerini ifade eden Dikici, buralarda da 2 yıl sonra üretimlerin başlayabileceğini kaydetti.
Zaman zaman "Yanan alanların imara açıldığı ya da otel yapıldığı" yönünde iddialar ortaya atıldığını hatırlatan Vedat Dikici, "İsteyen herkese gösterebiliriz, yanan alanlarda bir metrekare alan bile imara açılmadı, bırakın oteli, hiçbir yapılaşma yok. Yanan konutların yerine civarında ev yapılıyor, bazılarının inşaatı devam ediyor, teslim edilenler de oldu. Bunun bile bir tanesi ormanda değil, ya kendi arazisine ya da Hazine'nin arazisine yapıldı." diye konuştu.
Yangını unutmaya çalışıyorlar
Yangından büyük ölçüde etkilenen Kalemler Mahallesi'nin muhtarı Mustafa Cansız, köyde 'e yakın hane bulunduğunu ve kişinin yaşadığını söyledi.
Yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta olan yangının 45 dakika içinde bütün köyü etkisi altına aldığını anlatan Cansız, "57 ev tamamen yandı, şimdi hepsi devlet tarafından yapılıyor, bitenler teslim edilmeye başlandı. 2 aya kadar hepsi teslim edilir. Devlet elinden gelen her şeyi mükemmel şekilde ve hızlı yaptı. Neredeyse bir yılda mağduriyetler giderilmeye çalışıldı." diye konuştu.
Yangının izlerinin giderilmesi için yardımseverlerin ve devletin hummalı bir çalışma yürüttüğünü belirten Cansız, bir daha böyle bir afetin yaşanmaması temennisinde bulundu.
"Yarım saatte kocaman köy ve çevresi yandı"
Yangında evini kaybeden 63 yaşındaki Urkuya Özen, yangında ve sonrasında gerek devlet yetkililerin gerekse yardımseverlerin her türlü ihtiyaçlarını karşıladığını anlattı.
Özen, "Çok şükür yanan evimizin yerine yenisi yapıldı, anahtarımızı teslim aldık ve içinde oturuyoruz. İncir, elma portakal ağaçlarımız vardı onlar da yandı, şimdi onların yerine yenilerini dikiyoruz." dedi.
Hayatında böyle bir afet görmediğini belirten Özen, "Yarım saatte kocaman köy ve çevresi yandı. Köyde çok sayıda yaşlı var, bizi gelip evimizden götürdüler, yoksa hepimiz ölebilirdik. Allah bir daha göstermesin." ifadelerini kullandı.
Mahalle sakinlerinden Şükrü Okudan da yarım saatte bütün birikimlerini kaybettiklerini söyledi.
Bir yılda ise yaraların sarılması için herkesin elinden geleni yaptığını kaydeden Okudan, "Yanan evlerin yerine yenileri yapıldı, beklentilerimizden daha iyi evler oldu. Normalinden daha hızlı tamamlandı. Zor günlerin aşılması için devlet yardım etti, mağdur insanlara ödeme yapıldı ama bir zeytin ağacını yetiştirmek yıllar alıyor. Yangınlara karşı daha dikkatli olmak gerekiyor." diye konuştu.