ulu cami afyon / ULU (CAMİ-İ KEBİR) CAMİİ - Afyon Haber Portalı I Afyon Haberleri

Ulu Cami Afyon

ulu cami afyon

Selçuklu Veziri Fahreddin Sahib Ata'nın oğlu Afyon Sancak Beyi Nasuriddin Hasan tarafından çivi kullanılmadan 40 adet ahşap direk üzerine oturtularak yaptırılan Ulu Cami yapıldığı tarihten yaklaşık yıl geçmesine rağmen dimdik ayakta kalmayı başararak günümüze kadar ulaştı. Halk arasında ‘çivisiz cami’ olarak bilinen eser mimari yapısı ile de büyük ilgi görüyor. Afyon Ulu Camii, Selçuklu döneminde yapılan ahşap direkli camiler grubu arasında yer alıyor. Ulu Camii, 40 adet ahşap direk üzerine oturtulduğu için Kırk Direkli Cami olarak da biliniyor. Moloz taş malzemeyle yamuk dikdörtgen biçiminde inşa edilen camiyi dönemin ünlü mimarlarından Emirhac Bey yaptı.

Normalleşme sürecinde cami eski günlerde olduğu gibi ziyaretçilerini ağırlamaya başladı
Pandemi döneminde girilen normalleşme sürecinde cami yine eskisi gibi ziyaretçilerini ağırlamaya başlarken, camiyi gezemeye gelenler hayranlıklarını gizleyemiyor. Ziyaretçileri özellikle camideki ahşap direkler ile tavandaki süslemelere mest ediyor. Selçuklular döneminin ender eserlerinden birisi olan Ulu Cami sütunların yani direklerin her biri o dönem bölgede esnaflık yapan kişileri temsilen ayrı ayrı motiflerle yapılmış. Yastık, kiriş, sütun ve döşemeler bir birine geçmeli şekilde yapılmıştır. Adeta bir ahşap ustalığı sergilenmiş.

Caminin işçiliği Anadolu’daki ender örneklerden biri
Harim, iri mukarnas başlıklı kırk ahşap direkle dokuz sahına bölünmüş. Ahşap kirişler ve lambriler üzerinde geometrik, bitkisel, yazılı ve figürlü kalem işi süslemeler bulunuyormuş ancak bu süslemelerden çok azı günümüze ulaşabilmiş. Kesme beyaz kireç taşından mihrabı, yalın bir Selçuklu taş işçiliğine sahip. Geometrik motiflerle bezeli ahşap minberi ise Selçuklu ahşap işçiliğinin güzel örneklerinden biri. Afyon Ulu Camii, yüksek nitelikli ahşap ve taş işçiliğinin yanında bezemeli tuğla minaresi ve Selçuklu'dan günümüze ulaşan en eski ahşap direkli camilerden biri olması sebebiyle Anadolu'daki yapı taşlarından biri olarak önemini koruyor.
Öte yandan, görenleri kendisine kayran bırakan Ulu Cami dış cepheden de İhlas Haber Ajansı (İHA) kameramanları tarafından drone ile havadan görüntülendi.

BİR AHŞAP KLASİĞİ ÖRNEĞİ:AFYON ULU CAMİ

Ulu Cami, yüzyıla kadar ‘Hoca Bey Cami’ olarak bilinmiştir. 40 ahşap direk üzerine oturtulmuş olması sebebiyle, “Kırk Direkli Cami” olarakta anılmaktadır.

Selçuklu, Anadolu Beylikleri ve Osmanlı dönemlerinden camileri bünyesinde taşımakta olan bir şehirdir Afyon. Özellikle Beylikler Dönemi’nin en önemli eserleri kabul edilen ve mimarî zenginliği ile dikkatleri üzerine çeken bir cami var: Ulu Cami.

Çivisiz olması ile dünyadaki sayılı camiler arasında yer alan ‘Afyon Ulu Cami’nin ahşap işçiliği, kündekari tekniği ile yapılmıştır.

Afyon’un en büyük camilerinden birisi olan bu değerli eser, m2 üzerine kurulmuştur. Büyüklüğü sebebiyle bir dönem ‘cuma cami’si olarak kullanılmış olan yapının duvarları dıştan moloz taştan olup üç sıra kesme taş hatıllarla cephe üç bölüme ayrılmıştır. Taşların araları Horasan harcı ile derzlenmiştir. Üstte, saçak altlarına ise toplam 24, çörten yani taştan yağmur oluğu yerleştirilmiştir.

Ahşap sütunlar üzerine konan ahşap sütun başlıkları sarkıt ve baklava dilimlidir: Camiye büyük bir manevi hava kazandıran ‘kırk ahşap sütun’un tamamı birbirinden farklı başlıklarla tamamlanmaktadır.

Ulu Cami’nde mukarnasnişli sade taş mihrap ile geometrik geçmelerle süslü ağaç minber mevcuttur. Mihrap nişinin alnında ve üç tarafında iki kitabe bulunmaktadır. Mihrap alnındaki kitabede ‘İhlâs Suresi’ yazılıdır. Niş’in üç tarafını çevreleyen geniş bordur kitabe kuşağına ise nesih yazıyla Ayet-el Kürsi kaydedilmiştir.

&#;Tek Bir Çivi Bile Çakılmadan Yapılan Ahşap Cami&#; Selçukluların Mirası Cami’nin en zengin süslemelerini, geometrik geçmeler şeklinde bir arada toplayan minber, bugün yağlıboya ile sıvanmış olmakla beraber, Selçuklu ağaç işçiliğinin güzel örnekleri arasında yer alıyor. Yeşil sırlı tuğlalı baklava dilimi tuğla minaresiyle de Selçuklu Dönemi’nin eşsiz örneklerinden biri olmayı sürdürüyor.

yüzyıl Selçuklu dönemi ağaç işçiliğinin güzel örneklerinden birisi olarak görülen Ulu Cami, çarpık dikdörtgen planlı ve beş sıralı kırk ahşap sütunla taşınan ahşap kirişli düz örtü üzerine toprak damlı olarak yapılmıştır. Caminin toprak damı, Cumhuriyet dönemindeki onarımlar sırasında değiştirilmiştir. Bugün Cami’nin üst örtüsü çinko çatı ile kaplıdır.

AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ’ NİN KÜLTÜREL DEĞERLERİNİN TURİST REHBERLİĞİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Hakan ÜSTÜNDAĞ Turizm Rehberliği Tezsiz Yüksek Lisans (İÖ) Programı Dönem Projesi Haziran, , Afyonkarahisar T.C. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TURİZM REHBERLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI (İÖ) AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ’NİN KÜLTÜREL DEĞERLERİNİN TURİST REHBERLİĞİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Hazırlayan: Hakan ÜSTÜNDAĞ Danışman: Doç. Dr. Ahmet BAYTOK Afyonkarahisar, YEMİN METNİ Dönem Projesi olarak sunduğum “AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ’NİN KÜLTÜREL DEĞERLERİNİN TURİST REHBERLİĞİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ” adlı çalışmanın, tarafımdan bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin kaynakça’da gösterilen eserlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanmış olduğumu belirtir ve bunu onurumla doğrularım. Tarih Hakan ÜSTÜNDAĞ İmza ii TURİZM REHBERLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI (İÖ) DÖNEM PROJESİ DANIŞMANI VE ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI KARARI VE ONAYI İmza Danışman : Doç. Dr. Ahmet BAYTOK ……………… Anabilim Dalı Başkanı: : Doç. Dr. Elbeyi PELİT ……………… Turizm Rehberliği Anabilim Dalı Tezsiz Yüksek Lisans Programı (İÖ) numaralı öğrencisi Hakan ÜSTÜNDAĞ’ın; “AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ’NİN KÜLTÜREL DEĞERLERİNİN TURİST REHBERLİĞİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ” başlıklı Dönem Projesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Sınav Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri uyarınca, değerlendirilerek /………./……… tarihinde kabul edilmiştir. iii ÖZET Türklerin yılında Malazgirt Zaferi ile sonuçlanan başarısı üzerine Anadolu toprakları bu savaşa katılan Beylere ve Komutanlara ikta olarak hediye edilmiştir. Bu Beylerden biri de hiç şüphesiz Süleyman Şah olmuştur. Malazgirt Savaşı’nda gösterdiği büyük yararlılıklar Süleyman Şah’ ı Anadolu topraklarında söz sahibi yapmıştır. Böylelikle yılından yılına kadar geçen toplam yıllık sürede Anadolu’da Türk varlığı başlamıştır. Bir başka deyişle çeşitli soyadlarıyla Orta Asya bozkırlarında başlayan serüven zaman içinde İslâmla şereflenmiş ve Selçuklu namıyla İran, Irak ve Suriye’den Anadolu coğrafyasına taşınmıştır. Bu tarihi, siyasal, sosyal, kültürel ve ticari serüven yüzyılda halen daha Anadolu’da Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile devam etmektedir. Zaman zaman kendi aralarında, bazı zaman ise özellikle Bizans ile geçen savaşlı yıllardan sonra Anadolu Selçukluları en verimli çağını yüzyılda geçirmiştir. Siyasi başarılar bu dönemde elde edilmiş, topraklar genişletilmiş, ekonomi güçlendirilerek halkın yaşam kalitesi artırılmış, fen ve edebiyat alanlarında deha isimler yetiştirilmiş, mimari alanda atılımlar yapılmıştır. Ancak yüzyıl ortalarında kaybedilen bir savaş bu gelişmeye dur demiş ve Moğolların Anadolu topraklarındaki istilâsına sebep olmuştur. Yüzyılın sonu tamamen hüsranla geçmiş, yüzyıl başlarında yılında ise devlet yönetimi tamamen iflas etmiştir. Böylece Anadolu’da artık resmen İlhanlı hâkimiyeti başlamıştır. Yukarıda kısaca anlatılmaya çalışılan Selçuklu öncesi Birinci Dönem Anadolu Beylikleri olarak nitelendirdiğimiz dönem ile Selçuklu Devleti tarafından yaptırılan dini ibadet alanı Afyonkarahisar Ulu Cami tezin ana çalışma konusunu oluşturmuştur. Bu çalışma ile söz konusu Afyonkarahisar Ulu Cami mevcut durumu tespit edilmiş, plan-mimari-süsleme açısından detaylı olarak incelenmiş ve Türk-İslâm mimarisindeki yeri tespit edilmeye çalışmıştır. Kendisinden önceki mimari gelişimden aldığı etkiler ile kendisinden sonrakileri etkileme süreçleri değerlendirilmiştir. Çalışmanın tüm verileri çağdaş kaynaklar, arşiv belgeleri, fotoğraf ve çizimlerle desteklenmiştir. Anahtar Kelimeler: Anadolu, Selçuklu, Cami, Mescit, Medrese, Kervansaray, Plan, Mimari, Süsleme. iv ABSTRACT Land of Anatolia was given as fief to commanders and rulers who attended to the war resulting from Malazgirt triumph of Turks in One of these rulers is Süleyman Şah. Efforts of Süleyman Şah during the war of Malazgirt made him leader of Anatolia. In this way, ruler ship of Turks started in Anatolia during years, from to , in other words, the mission that started in steppe of Central Asia was moved to Anatolia under the name of Seljuk with Islam by the way of Iran, Iraq and Syria. This political, social, historical, commercial and cultural adventure has been still carried on with Republic of turkey in Anatolia. Despite of the fact that they had many wars both between themselves and Byzantium, Anatolian Seljuk had their most successful years during the 13th century. During this century many political achievements were seen, land was enlarged, standards of people was raised with developing economy, many pioneers of science and literature were educated and many developments were occurred in terms of architecture. However, an unsuccessful war in 13th century gave rise to invasion of Moguls and caused decline in many fields. It was observed a chaotic atmosphere during the late 13th century and at the beginning of 14the century, in , control of crown completely collapsed. By the way, power of İlkanid officially started in Anatolia. The period we have described as the Anatolian Principalities before the Seljuk period and the religious worship area built by the Seljuk State constituted the main work of the thesis of Afyonkarahisar Ulu Mosque. In this study, the present state of Afyonkarahisar Ulu Mosque was determined and examined in detail in terms of plan-architecture-decoration and tried to determine its place in Turkish-Islamic architecture. The process of influencing the influences of his previous architectural development and the ones after him has been evaluated. All data of the workshop is supported by contemporary resources, archive documents, photographs and drawings. Keywords: Anatolia, Seljuk, Mosque, Masjid, Madrasah, Caravanserai, Plan, Architecture, Ornament. v ÖNSÖZ Değerli Eşime ve oğullarıma atfen, İlkokulda “Turizm nedir çocuklar?” diye sorardı öğretmen ve anlamını bilmeden “Bacasız sanayi!” diye yanıtlardık. Gözümde canlandırmaya çalışırdım; nasıl olur bu bacasız sanayi…“Yaz geliyor işte; turizm ‘yaz, kum, deniz’ demek.” derdim içimden. Öğretmen, “Turizm haftası ile ilgili yazı yazılacak.” dediğinde, biraz şiir, biraz şarkı ve tatlı bir telaş. Yıllar geçti üstünden ve ben Turizm Rehberliği Yükseklisans eğitimi aldım ve tez hazırladım. Turizmin, ne denli önemli olduğunu, “Baca” ve “Sanayi” kelimelerinin ne anlama geldiğini şimdi çok daha iyi anladım. Ülkemizin dünyadaki konumunun, mevcut ve yaratılabilecek kültür – turizm değerlerini nasıl kullandığımızla yakından alakalı olduğunu anladım. Dış politikalar ve iç güvenlik sorunları ile yıpranan turizm değerimizi acilen hayata döndürmeliyiz. Afyonkarahisar Ulu Cami’nin kültürel değerlerinin turist rehberliği kapsamında değerlendirilmesi çalışmamda buna destek olmasını temenni ederim. Çalışmanın hazırlama sürecinde bana yol gösteren, katkı sağlayan ve çalışma sürecinde motive eden değerli tez danışmanım Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Sayın Doç. Dr. Ahmet BAYTOK’a, Fakülte Dekanı Prof. Dr. Şuayıp ÖZDEMİR’ e, yüksek lisans eğitimim süresince bilgilerini ve görüşlerini paylaşan değerli Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Elbeyi PELİT’e, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. H. Hüseyin SOYBALI’ ya, yüksek lisans eğitimim ve tez sürecinde desteklerini esirgemeyen değerli öğretim üyeleri, Dr. Öğr. Üyesi Özcan ZORLU’ ya, Dr. Öğr. Üyesi Esra GÜL YILMAZ’a, Dr. Öğr. Üyesi Gonca KILIÇ’ a ve Yazı İşleri Memuru Soner DURĞUT’ a, yükseklisans öğrenci arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi ve derin saygılarımı sunarım. Her daim desteğini eksik etmeyen Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Sayın Erhan GÜNAY’ a teşekkürü ve saygıyı borç bilirim. Yüksek Lisans eğitimime ve hayatıma yapmış olduğu destek ve katkılarından dolayı değerli eşim ve kardeşlerime, topluma ve kendine faydalı bir birey olma kaygısıyla yetiştirme çabasında olan değerli aileme bütün sevgimle teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım. Hakan ÜSTÜNDAĞ vi İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET IV ABSTRACTV ÖNSÖZ VI İÇİNDEKİLER VII TABLOLAR LİSTESİ VIII SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ IX GİRİŞ ……….. 1 BİRİNCİ BÖLÜM TEMEL KAVRAMSAL BİLGİLER Cami Kelimesinin Kökeni Ve Cami Özelikleri .……….…………………. 3 Bir Caminin Ana Yapısının Dışında Tamamlayıcı Unsurları ………………. 4 Selçuklu, Beylikler Ve Osmanlı Cami Mimarisi Ve Ahşap İşçiliği ….. 5 Selçuklu Dönemi Cami Mimarisi Plan Tipleri …………………………… 5 Beylikler ve Osmanlı dönemi cami mimarisi ………………………………. 7 Anadolu Selçuklu Dönemi Ahşap İşçiliği …………………………………. 10 Ağaç Direkli Camiler ..…………………………………………………… 11 Sivrihisar Ulu Cami ……………………………………………………….. 11 Arslanhane Cami ………………………………………….……………….. 11 Konya Sahip Ata Cami ……………………………………………………. 12 Beyşehir Eşrefoğlu Ulu Cami …………………………………………… 12 Afyonkarahisar Uu Cami ………………………………………………….. 13 İKİNCİ BÖLÜM AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ (HOCA BEY CAMİİ YAHUT CAMİ-İ KEBÎR) TARİHÇESİ …..………………………………………………………….. 14 KİMLİK …………………………………………..…………………….. 17 KORUMA DURUMU ………………………………………………….. 17 DİĞER ÖZELLİKLER ……….……………………………………….. 18 FİZİKİ YAPISI ……..………………………………………………….. 18 vii Genel Tanım ……………………………………………………………….. 18 KULLANIM DURUMU ……………..…………….…………………….. 18 AYRINTILI TANIMI …..………………………….…………………….. 18 Caminin Kuzey Cephesi ………………………………………………… 18 Caminin Doğu Cephesi ………………………………………………….. 19 Caminin Güney Cephesi ………………………………………………… 19 Caminin Batı Cephesi ………………………………………………….….. 19 Caminin Minaresi ………………………………………………………….. 20 Caminin İç Mekânı ……………………………..………………………….. 21 ONARIMLAR VE BUGÜNKÜ DURUMU ………..…..……………….. 22 MİMARİ TANIM - PLAN (KESİT VE İÇ TASVİR) ……………….. 24 Mimari Tanım - Üç Boyutlu Mimari Özellikler (Cepheler ve dış tasvir) …. 24 Mimari Tanım - Malzeme ve Teknik ……………………………..……….. 26 Mimari Tanım - Süsleme Özellikleri ………………………..…………….. 26 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ’NİN KÜLTÜREL DEĞERLERİNİN TURİST REHBERLİĞİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ HARİMİ ….…………………….. 29 AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ MİHRABI …………….…………….. 31 AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ MİNBERİ …………………….…….. 34 AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ SÜSLEMELERİ ……………….. 35 Süslemenin Yer Aldığı Mimari Unsurlar ……………………….. 37 Sütun Başlıkları ………………………………………………….. 37 Kirişler ve Konsollar …………………………………………….. 38 Kiriş Aralarındaki Ahşap Levhalar …………….………………….. 38 Lambriler …………………………………………………….…….. 39 Bitkisel Motif Ve Kompozisyonlar …..………………………… 40 Yazı ……………………………………………………….……….. 43 Figür …………………………………………………………….. 44 SONUÇ – TARTIŞMA VE ÖNERİLER ……………………………………….. 45 KAYNAKÇA ………………………………………………………………….….. 47 viii TABLOLAR LİSTESİ Sayfa Tablo 1: Türkiye Selçuklu İle Beylikler Dönemi Mimarisi Arasındaki Farklar 9 Tablo 2: Erken Dönem Osmanlı Cami Mimarisi 9 ix SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ A.A. Anadolu Ajansı a.g.e. adı geçen eser a.g.m. adı geçen makale a.g.t. adı geçen tez AKÜ Afyon Kocatepe Üniversitesi b. bin bkz. bakınız BOA. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Cad. Cadde Çev. Çeviren Doç. Doçent Dr. Doktor Foto Fotoğraf H Hicrî Haz. Hazırlayan M Miladi Mah. Mahallesi M. Ö. Milâttan önce M. S. Milâttan Sonra MÜD. Müdürlüğü No. Numara Ort. Ortaklık Prof. Profesör s. sayfa TDVİA Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi UNESCO Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organisation) vd. ve diğerleri VGM Vakıflar Genel Müdürlüğü v.b.; v.s. Ve benzerleri; vesaire x GİRİŞ Stratejik konumu nedeniyle, tarihin her devrinde önemli bir merkez olma özelliği taşıyan ve Bizans devrinde "Akroinon" adıyla tanınan Afyonkarahisar, VIII. yy. boyunca Müslüman Arapların akınlarına sahne olmuş; XI. yy. da ise Türklerin eline geçmiştir. Türk fethinden sonra "Karahisar-ı Devle" adını alan şehir, XIII. yy. ‘ın ortalarında Selçuklu veziri Sahib Ata Fahreddin Ali'ye ikta olarak verilmiştir. Bu tarihten itibaren onun adına izafeten "Karahisar-1 Sahib" adıyla anılmaya başlayan Afyonkarahisar, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı devirlerinde birçok bayındırlık eserleriyle donatılmıştır. Afyonkarahisar Ulu Camii, şehir merkezindeki eski yerleşim bölgelerinden biri olan Hıdırlık Tepesi ile Karahisar Kalesi arasındaki vadide yer alıyor. Eski dar sokakların, iki katlı tarihi evlerin arasında yapıldığı dönemdeki ihtişamını koruyor. Kalenin bulunduğu tepenin güneybatısında yer alan Ulu Cami, Selçuklu döneminde tarihinde Sahip Ata oğullarından Nusretüddin Ahmet tarafından yaptırılmıştır. Karamanoğulları zamanında da yılında onarılmıştır. Yapı, 40 ahşap çam direk üzerine oturtulmuş olması sebebiyle “Kırk Direkli Camii” olarak da anılmaktadır. Selçuklu döneminde ahşap tavanlı, ağaç direkli camiler grubundan olan Ulu Cami dikdörtgen planlı olup, üzeri düz bir çatı ile örtülmüştür. Ahşap örnekleri stalaktit başlıklı ağaç sütunları ile Konya Sahip Ata Külliyesi içerisindeki Sahip Ata Mescidine çok benzemektedir. Ulu Cami dıştan moloz taşlı olup üç sıra kesme taş hatıllarla cephe üç bölüme ayrılmıştır. Kuzeyde ve batıda iki giriş kapısı bulunmaktadır. İç mekân batı ve kuzeyde dörder pencere ile aydınlatılmıştır. İç mekân kıbleye dik dokuz nefli olup her nef, altışar sütundan meydana gelmiştir. Cami içerisinde 40 ahşap direk bulunmaktadır. Sütun başlıklarının bazıları sade, bazıları mukarnaslıdır. Bu bakımdan farklı bir işçilik gösterirler. Düz tavanlı caminin tavanında kadınlar mahfilinin üst kısmında nakışlar, konsol kıvrımları arasında da yer yer süslemeler bulunmaktadır. Bu süslemelerde mavi, lacivert, kırmızı renkler kullanılmıştır. Bitkisel motiflerde ise mavi, yeşil, sarı, kırmızı ve kahverenginin değişik tonları kullanılmıştır. Motifler bitkisel ve geometrik olup, zaman zaman rumi ve palmetlere de rastlanmaktadır. Kıble duvarının ortasında Selçuklu işçiliğini yansıtan taş mihrap yer almaktadır. Mihrap nişinin ortasında ve üç 1 tarafında iki kitabe bulunmaktadır. Bu kitabede; “Büyük Serhat zamanında fakir köle Sivastos’un oğlu Ali Bey, Mahmud’un oğlu Hacı Murat” isimleri okunmaktadır. Ayrıca yazı ustalarının imzası niteliğinde de işaretler bulunmaktadır. Buradan da mimarının Emirhac Bey olduğu, nakışlarının da Nakkaş Mahmud oğlu Hacı Murat tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu mihrabın Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Kıble duvarına bitişik olan ve mihrabın sağında yer alan ahşap minber Selçuklu ağaç işçiliğinin en güzel örnekleri arasında olup, geometrik bezemeler, üçgen panolar ve geçmeler dikkati çekmektedir. Minber kapısı üzerindeki küçük bir kitabede de: “Büyük vezirler Sülalesinden büyük devlet adamı Nusratu’d Devle ve’d Din Ahmet. Allah onun yardımcılarını aziz kılsın. Saltanatı zamanında senesi Muharreminde bu cemaati toplayan mescidin imarına Allahu Teâla’nın rahmetine muhtaç kulu merhum Muzaferuddin oğlu Mugisiddin Emir İsa muvaffak oldu” yazılıdır. Caminin kuzeydoğu köşesinde yer alan minaresi orijinalliğini korumaktadır. Camiye bitişik olan bu minare saçak hizasına kadar üç sıra tuğla ve bir sıra kesme taştan kaidesi devam eder. Gövdesi açık yeşil sır renkli baklava motiflerinin süslediği tuğla örgülüdür. Ayrıca minare kaidesi önüne Osmanlı döneminde bir de çeşme eklenmiştir. 2 BİRİNCİ BÖLÜM TEMEL KAVRAMSAL BİLGİLER CAMİ KELİMESİNİN KÖKENİ VE CAMİ ÖZELİKLERİ Müslümanların beş vakit namazlarıyla cuma ve bayram namazlarını kıldıkları, topluca ibadet ettikleri minareli büyük mabetlere Türkçe'de verilen isme Cami denir. Arapça (mascīdu'l-)cāmiˁ ‫" )ﺟﺎﻣﻊ)ال ﻣﺴ ﺠﯿﺪ‬cuma mescidi, cuma namazı kılınan mescit" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça cmˁ kökünden gelen cāmiˁ ‫" ﺟﺎﻣﻊ‬toplayan, bir araya getiren" sözcüğünden türetilmiştir. (seafoodplus.info) En büyük ve gelişmiş camiler bir dış avlunun ortasında yer alan şadırvanlı iç avlu ve kubbeli asıl yapı olmak üzere iki bölümden oluşur. Caminin sözlük anlamı "toplayan"dır. Müslümanlar günde beş kez namaz zamanlarında, ayrıca bayram sabahlarında ve cuma namazlarında camide toplanırlar. Günlük namazları camide kılma zorunluğu yoktur; ama bayram ve cuma namazları cemaatle (topluca) ve camide kılınır. Camilerin bazı ortak özellikleri vardır. Hemen her cami, bir "dış avlu" nun ortasında bulunur. Bu avlu genellikle, pencereleri demir parmaklıklarla süslü bir alçak duvarla çevrilidir. Çeşitli yönlere açılan birkaç kapısı vardır. Bazı camilerde, dış avluda imamlar için "meşruta" adı verilen konut bulunur. Büyük bir cümle kapısıyla diğer yardımcı kapılardan girilen "iç avlu", dış avlu ile ana yapı arasındadır. İç avlu ya da harem, iç tarafında sütunlu bir galeriyle çevrilidir. Bu galerilere "revak" denir. Ortada abdest almaya yarayan bir şadırvan bulunur. Avlunun camiye giriş cephesi boyunca uzanan revakı, "son cemaat yeri" adını taşır. Yine büyük bir cümle kapısıyla geçilen asıl ibadet bölümüne genel olarak "harim" ya da "sahın" denilir. Ortada daha geniş olan "orta sahın" bulunur, bunun tam orta bölümüne "kubbealtı", yanlardakilere de, "yan sahınlar" denir. İbadet yönünü gösteren "mihrap", kıble duvarlarında çukur bir hücre hâlinde olur. Mihrabın önünde caminin esas tabanından az yüksekteki yer, "mihrap sekisi" adını taşır. Mihrabın sağ tarafında, hutbe okumak için merdivenli bir "mimber", solda yine birkaç basamakla çıkılan bir "vaiz kürsüsü" bulunur. Selâtin camilerde, güneydoğu köşesinde bulunan ve bir locayı andıran "hünkâr mahfili" vardır. Burada hükümdarlar namaz kılarlardı. Ayrıca caminin içinde kadınlara ayrılmış "kadınlar mahfili", müezzinler için "müezzin mahfili" gibi 3 bölümler yer alır. Namaz vakitlerini bildirmek üzere "şerefe" denilen balkonundan ezan okunan "minare", caminin önemli bir parçasıdır. Bazı camilerde iki ya da daha çok sayıda minare vardır. Birden çok minareli camilerde, kandil ve bayram günlerinde minareler arasına "mahya"lar kurulur. Eski camiler, genellikle tek yapılar değildiler. Medrese, kütüphane, çeşme, sebil, hamam, imaret, sıbyan okulu, darüşşifa, hazire (mezarlık) gibi yapıların bütünü ya da bir bölümüyle çevrilir ve bu yapılar topluluğuna "külliye" adı verilir. Müslümanlıkta ilk cami, Hicret'in ilk yılında, 'de, Mekke ile Medine arasındaki "Kubâ" köyünde kerpiçten ‘’Mescid-i Nebev’’ yapıldı. Daha sonra, Medine'de Muhammet Peygamber'in evinin avlusu cami olarak kullanıldı. Minaresi yoktu. Müezzin, yüksek bir taş üzerine çıkarak ezan okurdu. Bunun peşinden halife Ömer'in Kudüs’te yaptırdığı, kendi adıyla anılan mescit gelir. Emevi halifelerinden Velid'in Şam'da yaptırdığı Ümeyye Camisi, Abbasi halifesi MansuHun Bağdat'da yaptırdığı Cami - ül Kebir ve İspanya’daki sonradan kiliseye çevrilen Kurtuba camisi, İslam mimarlığının ilk ünlü eserleridir. Emevîler döneminde, gerçek anlamda camiler yapıldı. Bunların en ünlüsü, 'de yapılan Kudüs'teki Ömer Camii'dir. Bunu 'de yapılan Mescid-ül Aksa izler. Cami mimarlığı Abbasîler, Fatımîler ve Anadolu Selçukluları dönemlerinde güzel örnekler vermişse de en görkemli camilere Osmanlılar döneminde rastlanır. Bursa'daki Ulucami (), Yeşilcami (), Edirne'deki Beyazıt Külliyesi (), Selimiye Külliyesi (), İstanbul'daki Fatih Camii (), Beyazıt Camii (), Şehzade Camii (), Süleymaniye Camii () Osmanlı dönemi camilerinin önemli örnekleridir. (seafoodplus.info) Diğer İslam milletleri ‘cami’ yerine yalnız ‘mescit’ kelimesini kullanır. Hâlbuki Türkçede ‘mescit’, cuma namazı kılınmayan, mimbersiz camilere denir. (seafoodplus.info) BİR CAMİNİN ANA YAPISININ DIŞINDA TAMAMLAYICI UNSURLARI Mihrap, cami ve mescitlerin kıble yönündeki duvarında imamlar için ayrılan namaz yeridir. Mimber, din adamlarının camilerde Cuma ve bayram namazlarında hutbe okunması için yapılmış üzerine çıktıkları yüksekçe kürsüye denir. 4 Vaaz Kürsüsü, Vaaz sırasında vaizin oturması için yapılmış yerdir. Müezzin Mahfili, Müezzinler için caminin sağ arka bölümünde ayrılmış veya yapılmış yerdir. Seki, Mimberin yanında, müezzinin cami içinde ezan okudukları yerden biraz yüksekçe yerdir. Hünkâr Mahfili, Selatin camilerinde sultanların ibadeti için ayrılmış bölümdür. Caminin ön sol bölümünde yukarıda ve kafesli tarzda yapılmış bir bölme olup giriş-çıkışı da cemaatten ayrı bir yerden yapılır. Minare ise, müezzinin çıkıp ezan okuduğu, yüksek ve ince yapılı kulenin adıdır. Caminin ana bölümünü kubbe ve çatı altındaki alan meydana getirir. Namaz burada kılınır. Yine bütün camilerde bir son cemaat yeri, abdest almak için şadırvan veya muslukluklar, cenazelerin konulduğu bir musalla taşı vardır. (seafoodplus.info) SELÇUKLU, BEYLİKLER VE OSMANLI CAMİ MİMARİSİ VE AHŞAP İŞÇİLİĞİ Selçuklu dönemi cami mimarisi plan tipleri Selçuklu cami mimarisinde farklı etki alanlarının izini taşıyan 5 (beş) ana plan tipi izlemekteyiz. Bu beş tipe tam olarak girmeyen fakat onlardan esinlenen ara tipler de mevcuttur. Transept Tipi Camiler: "Transept tipi" (Çapraz sahınlı) olarak adlandırılan camiler Diyarbakır (ilk yapılışı 7. Yy. ile yüzyıllarda son şeklini aldı), Silvan, Dunaysır, Mardin (XII. Yy.) Ulu Camileri gibi Güneydoğu Anadolu'da hâkimdir. Bu tipin öncüsü Emevi Dönemi'nin ünlü Şam Ulu Camii'dir (Ümeyye Camii ). Bu camilerde enine uzanan harim, mihrap aksında maksura kubbesi ile taçlanan ve "transept" olarak adlandırılan, daha yüksek sivri çatılı dik bir şahınla kesilir. Şam Ulu Camii'nde olduğu gibi, çoğu örnekte avlu sütunlu bir revak sırasıyla çevrilir. Bazı örneklerde avlu yoktur veya bugüne kalmamıştır (Öney ). 5 Bazilikal Tip Camiler: Yy. Anadolusu'nun daha yaygın cami örnekleri "Bazilikal tip" olarak adlandırılan gruba girer. Kıble yönüne göre uzunlamasına yönlenen, sütun veya desteklerle şahına ayrılan bu yapılarda orta şahın daha geniş ve yüksektir. Avluları yoktur. Çoğu kez kıble aksında veya orta şahında sayısı değişen kubbeleri vardır. Orta şahının merkezindeki kubbe veya tonoz "aydınlık feneri" olarak isimlendirilen bir açıklıkla aydınlanır. Bu plan tipi Anadolu'da bol olarak görülen Ermeni, Gürcü ve Bizans Dönemi bazilikalarından ilham almış ve İslam dünyasında ilk kez Selçuklularda gelişmiştir. Divriği Ulu Camii, Niğde Alaeddin Camii bazilikal planlı örneklerdir (Öney ). Ahşap Tavanlı, Konsollu Ve Kirişli Camiler: Ankara Arslanhane, Beyşehir Eşrefoğlu Camileri Orta Asya çadır geleneğine ve Yy. Türkistan ahşap camileri geleneğine uzanan ahşap tavanlı, konsollu ve kirişli tip örneklerdir. Arslanhane Camii'nde devşirme Bizans Dönemi sütunları kullanılırken, Afyon'da ahşap sütun ve başlıklar kullanılmıştır. Bu eserler Selçukluların özgün Doğu-Batı sentezi uygulamasını yansıtır (Öney, ). Revaklı Büyük Avlunun Etrafında Dört Eyvanın Yer Aldığı Camiler: İran'da Büyük Selçukluların ana cami tipi olan, revaklı büyük avlunun etrafında dört eyvanın yer aldığı tip camiler Anadolu'da terk edilir. Bu tipin ilginç bir uzantısını tek eyvanla Malatya Ulu Camii'nde () buluruz. Bu ilginç yapı dekoratif şekilde kullanılan tuğla malzemesiyle de İran geleneğini sürdürür. Yapının büyük ustalıkla yapılmış çini mozaik ve sırlı tuğla işçiliği İran etkili planda Anadolu ayrıntısını verir. Kare planlı gövde üzerinde tek kubbeli cami ve mescitler, Anadolu'nun her yöresinde yüzyıllar boyu, bazı detay farklılıkları ile karşımıza çıkar. Son cemaat revakı, önlerinde veya yanlarında hol gibi bölümleri olan örnekler olduğu gibi, sadece duvarların taşıdığı kubbeden ibaret olanları da vardır. Bu yapıların kökeni konusunda çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. İlhamlarını büyük olasılıkla İran bölgesi Büyük Selçuklu türbelerinden almışlardır. Genelinde moloz taş veya tuğladan yapılmış olan bu küçük camii veya mescitler dışta süslü taş taçkapıları, taş veya tuğla minareleri, içte sırlı ve sırsız tuğla dizilerinin bezediği kubbeleri ile özenle yapılmış yapılardır. Konya Hacı Ferruh () ve Hoca Hasan ( yüzyıl sonu) Mescitleri, Akşehir Ferruh Şah () ve Taş Medrese () Mescitleri bu gruptan örneklerdir (Öney ). 6 Küfe tipi Camiler: "Küfe tipi" olarak adlandırılan camiler daha çok orta Anadolu'da yaygındır. Enine planlı harimde eşit aralıklarla sıralanan sucun veya destekler düz çatıyı taşır. Mihrap aksı özel olarak vurgulanmaz. Arap Yarımadası'nda, 8. seafoodplus.info Kufa şehrinde ilk örneği görülen bu, cami tipi adını oradan alır. Bu tipin avlulu ve avlusuz örneklerine rastlarız. Sivas Ulu Camii, Konya Alaeddin Camii'nin ilk yapılan doğu bölümü bu tipe örnektir. Sivrihisar ve Afyonkarahisar Ulu Camileri düz ahşap kirişli tavanları ve ahşap sütunları ile Anadolu'ya özgü ilginç "Küfe tipi" örneklerdir (Öney ). Beylikler ve Osmanlı dönemi cami mimarisi Osmanlı Mimarisi birçok alanda mirasçısı olduğu Selçuklular' dan mimari alanda ayrılır. Osmanlılar ve arasında görülen en büyük fark Selçuklular ‘ın süslemeyi yani biçimselliği Osmanlılar' ınsa mekân kullanımı yani işlevselliği ön plana çıkarmış olmasıdır. Ayrıca Osmanlılar' da dini mimariye daha çok önem verildiği görülür. Bu farklılıklarına karşın Osmanlılar özellikle erken dönemde Selçuklu sanatından etkilenmişlerdir. Örneğin Osmanlılar Selçuklu bezemelerini kullanmışlar fakat onları biraz sadeleştirmişlerdir (Yılmaz 12). Erken Dönem Mimarisi özellikle taş işçiliği bakımından Selçuk Sanatı ‘nın izlerini taşır. Fakat bu dönem eserlerini Selçuklu Sanatı ‘nın taklitleri olarak kabul etmemek gerekir: Erken Dönemde klasik anlayışın ve özgün Osmanlı sanatının ilk temelleri atılmış; kubbe geleneği ortaya çıkıp gelişmiştir (seafoodplus.info). Anadolu Selçukluları, Beylikler ve Erken Osmanlı Döneminde düzenli bir mimarlık örgütü bulunmuyordu. Oysa Fatih'in İstanbul'u dünya başkenti yapma tutkusu, hızla gelişen ve büyüyen devlet ciddi ve kapsamlı bir mimarlık örgütünün varlığını zorunlu kılıyordu. Bu ihtiyacı karşılamak için önce Hassa Mimarlık Ocağı kuruldu ve ardından ocağın alt kuruluşları olacak taşra teşkilatlarının düzenlenmesine geçildi. Devletin ocağa sunduğu imkânlar ve mimari alanda yaptığı yatırımlar artıkça ocak da kendini geliştirdi ve klasik üslubun ilk basamaklarına ulaşıldı. 'den sonra ocağın başına getirilen Mimar Sinan'ın çalışmaları sonucu kuramsal ve uygulamalı dersleriyle (resim, menazır, hesap, hendese=geometri, mimarlık dersleri) ocak bir okul niteliği kazandı ve seafoodplus.info gelişmesini tamamlayarak kendine bağlı alt 7 birimler olan taşra teşkilatları sayesinde tüm mimari faaliyetler üzerinde etkili oldu. (seafoodplus.info) Erken Osmanlı dönemi mimarisi Selçuklu mimarisinden göreceli bir ayrılışı ifade eder. Selçuklu mimarisinin unsurlarının bazı örneklerde devam ettiğini bazı örneklerde ise giderek değişmeye başladığını görebiliriz. Örneğin bir yandan düz çatı uygulamaları devam etmektedir. Erken dönem Osmanlı mimarisinde henüz büyük ölçekli yapılara rastlanmaz. O nedenle düz çatı veya merkezi kubbe uygulamaları sorunsuz inşa edilebilmektedir. Büyük ölçekli yapılarda (yukarıda sözü edilen Bursa Ulu Cami örneğinde olduğu gibi) merkezi kubbe yerine çok sayıda küçük kubbe ile mekânın örtülmesi çözümü bulunmuştur. Edirne Eski Cami’de de çoklu kubbe uygulaması karşımıza çıkar. Buna karşılık iç mekânda çatıyı kaldıran çok sayıda sütun ve tonozun kullanıldığı görülür. Bursa Ulu Camii Selçuklu mihrap üstü kubbesinin tüm çatıda çok sayıda tekrarla uygulandığı bir örnektir. (seafoodplus.info) Erken Osmanlı mimarisinde Ulu Cami plan şemasının uygulandığı örnekler azımsanmayacak sayıdadır. Bilindiği gibi Ulu Cami adıyla tanıdığımız pek çok örnek Anadolu'da ve Selçuklu dönemlerinden günümüze gelmiştir. Anadolu Selçuklu Dönemi'nde en büyük ölçüde bu plan yorumunun uygulamasını Sivrihisar Ulu Camii'nde ise payelerle ve bu yapılarla bu destek sistemleri üzerine çok bölümlü birer örtü sistemiyle, mihrap duvarına dik ya da paralel sahınlar halinde bölümler oluşturuyordu. Ancak bazı Ulu Camilerin mihrap bölümlerinin üzeri dıştan külahlı bir kubbe ile örtülmüştü. Ve bu özellik Anadolu Türk mimarisinde mihrap önü kubbeli cami geleneğinin de sürdürüldüğü önemli bir plan şeması olmuştu (Cantay ). Beylikler Dönemi Anadolu’sunda da mihrap önü bölümünün bir kubbe ile belirlendiği çok destekli ve çok bölümlü Ulu Cami plan şemasının sevilerek uygulandığı görülmektedir. Beyşehir’de Eşrefoğlu Süleyman Bey'in inşâ ettirdiği Beyşehir Eşrefoğlu Camii (), Birgi Ulu Camii () ve Karamanoğullarının yeniden inşâ ettirdiği Aksaray Ulu Camii, Beylikler Dönemi'nin önemli ulu cami yapılarıdır (Cantay ) 8 Tablo 1: Selçuklu İle Beylikler Dönemi Mimarisi Arasındaki Farklar Kaynak:(seafoodplus.info) Tablo 2: Erken Dönem Osmanlı Cami Mimarisi Kaynak:(seafoodplus.info) Anadolu Selçuklu Dönemi Ahşap İşçiliği Anadolu Selçuklu ahşap işçiliği minber, rahle, korkuluk, sanduka, pencere ve kapı kanatları ile sütun başlıklarında büyük ustalıkla uygulanmıştır. Cami ve medrese gibi yapılarda bulduğumuz bu eserlerin bazıları da Ankara Etnoğrafya, İstanbul Türk ve İslam Eserleri gibi müzelere nakledilmiştir. Aksaray Ulu, Konya Alaeddin, 9 Kayseri Huand Hatun, Divriği Ulu, Ankara Arslanhane, Sivrihisar Ulu, Beyşehir Eşrefoğlu gibi çeşitli camilerin minberlerinin kapı, gövde (merdiven, korkuluk, yan aynalıklar ve süpürgelik) ve şerefe (sahanlık, kubbe, külah, alem) bölümleri farklı bitkisel, geometrik şekiller, yazılar ve hatta değişik teknikler oluşturarak büyük sabır ve ustalıkla işlenmiştir. Minberlerin yan aynalıklarında bir çatma tekniği olan kündekari tekniği kullanılmıştır. Bu işçilikte sekizgen, baklava ve yıldız biçiminde bitkisel kabartmalı ahşap parçalarını biribirine bağlayan kenarları oluklu ahşap kirişler iç içe geçerek biribirine bağlanır. Parçaları ve kirişleri biribirine tutturmak için çivi veya tutkal kullanılmaz. Sağlamlığı sağlamak için arkada ahşap bir iskelet bulunur. Yapılması zor olan bu işçilik yerine parçaların biribirine yapıştırıldığı, çivilendiği veya blok şeklinde kabartma olarak işlenen ve "kündekari" görünümü veren örnekler de vardır. Taklit örneklerde ahşap parçalarının kuruyup ufalmasıyla arada çatlaklar, yarıklar görülür. Konya Alaeddin, Aksaray Ulu, Malatya Ulu Camilerinin ve Ankara Etnoğrafya Müzesi'ndeki Siirt Ulu Camii'nin minberleri hakiki "kündekarinin" başarılı örnekleridir. Kayseri Ulu ve Huand Hatun camilerinin minberleri ise taklitlerdendir. Daha hafif ve ince olmaları gerektiğinden pencere ve kapı kanatlarında tek parçada kabartma ile aynı görüntüyü sağlayan işçilik uygulanmıştır. Selçuklu kapı, pencere kanadı, rahle, kürsü ve sandukalarında, minberlerin yan yüzleri dışındaki alanlarda düz veya yuvarlak satıhlı derin oyma, çift kat izlenimi veren oymalar, dantel gibi delikli ajur şeklinde oymalar, "eğri kesim tekniği" adını alan, kökü Avrasya el sanatlarına kadar uzatılan örnekler ahşap ustalarının becerisini sergiler. Dekoratif yazılarla işlenen kabartma minber kitabelerinden bazen caminin yapılış tarihi ya da ahşap ustası öğrenilmektedir. Divriği Ulu Camii minberinde adı geçen Ahmad b. İbrahim al Tiflisi ahşap ustasının adıdır. Ahşap camiler olarak gruplandıran Afyonkarahisar ve Beyşehir Eşrefoğlu gibi ulu camilerin kirişlerinde, konsollarında rastladığımız kırmızı, mavi, sarı, beyaz renkli, Selçuklu üslubunda bitkisel ve geometrik bezemeler, Konya Mevlana Müzesi'nde bulunan ve tarihli rahle üzerinde çift başlı kartal desenli lake boyamalar, Selçukluların ahşabı değerledirmesindeki çeşitliliği gösterir (Öney ). 10 AĞAÇ DİREKLİ CAMİLER Sivrihisar Ulu Cami: Eskişehir' in Sivrihisar ilçesinde, kuzeyde bulunan kapısındaki yapım kitabesine göre 75 yıllarına tarihlenen Sivrihisar Ulu Camiî' ni Selçuklu emiri Mikail b. Abdullah yaptırmıştır. Osmanlı Ulu camilerini plan tipi olarak etkileyen bu yapıda, dikdörtgen plan, mihrap duvarına dik uzanan ahşap sütunlu altı sahın ve düz dam örtü görmekteyiz. Ahşap direklerden dördü kabartma motifli ve Bizans dönemine ait başlıkları ile dikkat çekiyor. Yuvarlak niş biçimindeki mihrap süsleme açısından sadedir. Ahşap minber ise, geçme tekniğinde kabartma rûmi ve palmet motifleriyle önemlidir. Üstteki köşk kısmında, kare formlarla sınırlanmış birbirini kesen sekizgenlerden oluşan örgü motifleri Selçuklu etkilidir. Ceviz ağacından oyma teknikli dolap kapakları da önemlidir. Camiye bitişik minare taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir (Çetin ). Arslanhane Cami: Ankara' nın Samanpazarı semtinde, Âhi Şerafeddin' in yaptırdığı Arslanhane Camiî 90 yıllarına tarihlidir. Minber kitabesine göre, mimarı Ebubekir oğlu Mehmed' dir. Caminin türbe duvarına gömülü bir antik arslan heykelinden dolayı bu adla da anılır. Ankara' daki Roma ve Bizans dönemi yapılarından toplanan devşirme taşlarla yapılmıştır. Ahşap sütun, ahşap tavan, bazilikal / uzunlamsına plan, beş sahın, ahşap çatı özellikleri gösterir. Altışardan dört sıra halinde yuvarlak ağaç sütunlar, Roma dönemine ait mermer sütun başlıklara sahiptir. Doğu, batı ve kuzey yönleri kapı açıklığına sahiptir. 12 pencere vardır. Tavan ahşap oymalıdır. yüzyıl Selçuklu etkili mihrap, açık mavi çinilerle kaplıdır. Minber ceviz ağacındandır. Caminin yanında, kubbeli ve sekizgen planlı türbe, yapının banîsine aittir (Çetin ). Konya Sahip Ata Cami: Bir külliyedir. Cephede çifte minareli taçkapı, taçkapının iki yanında derin niş halinde sebiller, taçkapının ortasında bir yazı frizi ve geçmeli mermer mozaiklerle çevrili bordür kuşatması gibi uygulamalara rastlanmaktadır. Süslemeleri 11 önemlidir. Caminin kapısı ahşap kündekâri tekniğindedir. Mihrap lacivert, mor, turkuaz renkli mozaik kakma tekniğindedir. Taçkapının güneyinde, şerefeden sonrası yıkık minare dilimli gövdeli ve lacivert- turkuaz renkli sırlı tuğlalarla süslüdür. Sivri kemerli kapının bordürleri iç içe kalın halat motifleri, köşeli grift bezemelerle süslüdür ve aynı biçim bezemeler kapının yanındaki sivri kemerli pencereyi de çevrelemektedir. Bu pencerelerin üzerindeki yüzeyler renkli sırlı tuğlalarla oluşan baklava desenli süslemeyle kaplıdır. Kare planlı, oniki ahşap direkli, çatı örtülü, ibadet mekânı mihraba dik beş sahından oluşan, bir avlu içinde yer alan bir yapıdır. Taçkapı girişini kuşatan bordürün içinde silmeli bir sivri kemer bulunur. Bu kemer mukarnaslıdır. Taçkapı sivri kemerlidir. 80 yıllarında vezir Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılıyor (Çetin ). Beyşehir Eşrefoğlu Ulu Cami: Mimarî olarak önemlidir. Ağaç direkli bir yapıdır. Selçuklu etkisi gösterir. Ön cephe duvarı kesme taş, diğer bölümler moloz taştandır. Mihrap mozaik (mavi, beyaz, firuze) çinilidir. Mihrabın mukarnaslarının altındaki motifler Konya Karatay Medresesi' nin kubbe içi çinilerine benziyor. Hünkâr mahfili caminin güneybatı köşesindedir ve mukarnas başlıklı iki sütunla taşınır. Osmanlı dönemine aittir. Planı Ulu cami plan şemasını hatırlatır. Mihrap önü kubbesi tuğladan üç sivri kemere oturur. Altı sıra halinde mukarnas başlıklı ahşap direkler mihrap duvarına dik yedi sahın oluşturur. Orta sahın daha yüksek ve geniştir. Merkezdeki dört direğin üzeri açıktır. Taçkapı, işçiliği ile Sivas Gök Medrese ve Çifte Minareli Medrese' nin taçkapılarını andırır. Ön cephede, taçkapının kuzey yanında bir silme duvarı kaplar. Bunu üzeri mazgallıdır. Taçkapının güneyindeki yüksek minare özgün değildir. Minare kaidesinin altında sivri kemerli niş içinde antik bir lahdin oluşturduğu bir sebil vardır. Taçkapı, mazgallardan biraz daha yüksektir. Süsleme olarak önemlidir. Çini ve Mozaik Süsleme: Taçkapı ile ön cephe duvarı ve kuzey duvarı arasında kalan; firuze ve mor çinilerle kaplı ana mekânda, sırlı tuğla ve mozaik kaplı ikinci bir taçkapı bulunuyor. Kubbe iç yüzeyi sırlı tuğla ve çinilerle bezenmiştir. Mihrap mozaik çinilidir. Kapı açıklığının üzerindeki kadınlar mahfili çinilerle kaplıdır. Banî Eşrefoğlu Süleyman Bey' in türbesi caminin doğu duvarına bitişik olup; kesme taştan, piramidal külahlı ve çini, ahşap ve taş işçiliklidir. Ahşap Süsleme ve 12 Malzeme: Ana mekân altı sıra halinde 48 ağaç direğin üzerindeki konsolların ve kirişlerin taşıdığı düz bir tavanla örtülüdür. Buradaki direklerin başlıkları, konsolları ve tavan kirişleri kalem işleriyle ve ahşap üzerine boyama tekniğiyle bezelidir. Kapı ve pencere kapakları ahşaptandır. Minber ve mahfil ceviz ağacından kündekâri tekniklidir. Mahfilin kirişleri ve tabanın alt yüzü nakış ve oymalarla süslüdür. Mahfil ahşap korkulukludur. Cami özgününde toprak damlıydı. Onarımla eğimli çatı yapıldı. Tavan düz ahşaptır. Vakfiyesine göre, han ve çifte hamamı vardır. Ana mekâna ile taçkapı üzerindeki iki kitabeden birinde yapım tarihi olarak, ; diğerinde de, tarihleri yazıyor. Yapı, Beyşehir gölü ile kale arasındaki düzlüktedir. Banîsi Eşrefoğlu Beyliği' nin kurucusu Süleyman Bey' dir (Çetin ). Afyonkarahisar Uu Cami: Aşağıda geniş biçimde anlatacağımız tarihli Afyonkarahisar Ulu Camiî' ni Sahip Ata oğlu Nasrüddin Ahmed yaptırıyor. Ahşap tavanlı, ağaç direkli, düz çatılı, dikdörtgen planlı ve ahşap sütun başlıklarının tezyinatıyla Konya' daki Sahip Ata Camiî' ne benzeyen bu yapı dıştan moloz taş malzemelidir ve cephesi üç sıra kesme taş hatıllarla üç bölüme ayrılır. Kuzey ve batıda birer kapı ve dörder pencere görülür. Mihrap duvarına dik uzanan dokuz sahın, altışar sütunla bölünür. Sütun başlıklarının bazıları sade, bazıları mukarnaslıdır. Kadınlar mahfilinin üst kısmında nakışlar, konsol kıvrımları arasında rûmi, palmet ve geometrik süslemeler görülür. Bunlar mavi, lacivert, kırmızı, yeşil ve kahve renklidir. Kıble duvarının ortasındaki taş mihrap Selçuklu etkilidir. Mihrapta geometrik bezemeler, üçgen panolar ve geçmeler bulunuyor. Kuzeydoğu köşedeki, camiye bitişk minare baklava motifli sırlı tuğla örgülü süslemeleri ve saçak hizasına değin üç sıra tuğla ve bir sıra kesme taş almaşık teknikli gövdesiyle dikkat çekmektedir (Çetin ). 13 İKİNCİ BÖLÜM AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ (HOCA BEY CAMİİ YAHUT CAMİ-İ KEBÎR) TARİHÇESİ: Ahşap sütunlu camilerin ilk örnekleri Arap Yarımadası, İran ve Orta Asya’da görülmektedir. Anadolu’da ise ahşap sütunlu cami yapma geleneği ilk olarak XIII. yüzyıl başlarında görülmeye başlanmıştır. Türkler tarafından Anadolu’ya getirilmiş olan bu cami tipi Orta Asya mimarisinin özelliğini taşımakla beraber Anadolu’da yeni gelişme alanları da bularak kendine özgü bir mimariye sahip olmuştur. Malazgirt Zaferinden sonra yapılan antlaşmayı Bizanslıların tanımaması üzerine, Büyük Türk Sultanı Alparslan, Kutalmışoğlu Süleyman Şah’tan Ege ve Marmara’ya kadar Anadolu’nun fethini istemişti. Süleyman Şah “Başkomutan” olarak Türk ordusu başında Anadolu içlerine girmiş “Artuk, Tutuk, Saltuk, Mengücek, Ebulkasım ve Atsız Bey” gibi büyük komutanlarının idaresindeki akıncılarla birkaç yıl içinde Anadolu’nun fethini tamamlamıştır (seafoodplus.info,/seafoodplus.info). Anadolu’ da Selçuklulardan başlayarak Yüzyılın sonuna kadar uzun bir gelişim süreci geçiren bu yapıların günümüze gelen en önemli örnekleri; Anadolu Selçuklu döneminden kalan Konya Sahip Ata Cami, Afyonkarahisar Ulu Cami, Sivrihisar Ulu Cami- y.y.ın ilk yarısı, Beylikler döneminden kalan Beyşehir Eşrefoğlu Cami- (7), kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte y.y. da yapıldığı tahmin edilen Ankara Arslanhane Cami, Kastamonu Kasabaköy Cami- , Niğde Eskiciler Mescidi, Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalan Ankara Ahi Elvan Cami- ’dir. Bu önemli örneklere bakıldığında ahşap direkli cami geleneğinin genellikle Anadolu’nun batısında geliştiğini görmek mümkündür (Akan 42). Anadolu Selçuklu cami mimarisinin genel özellikleri ahşap sütunlu camilere de yansımıştır. Ahşap sütunlu camilerin planlama anlayışı ve örtü sistemi çok sayıda ayaklarla taşınan taş konstrüksiyonlu camilerden farklı değildir. Genelde dikdörtgen plan şemasına sahip olan bu camilerde ahşap sütunlar ve sütun başlıkları harimde nefleri bölmek için kullanılmışlardır. 14 Ahşap sütunlu camilerin dört duvarı da kesme taştan oluşmuştur ve diğer cami örneklerinden bu anlamda bir farkı bulunmamaktadır. Diğer camilerden en önemli farkı çatının ve çatıyı taşıyan sütunların ahşap olmasıdır. Yastıklar sahınları bölen ve mihraba dik uzanan ahşap hatılları, bu hatıllar da mihraba paralel uzanan ahşap kirişleri taşır. Kirişlerin arasında baklavalar meydana getiren çıtalar çakılmıştır (Akan 42). yılları Anadolu Selçuklu Türklerinin siyasî birlik olarak güçlü oldukları devirdir. ’de Sultan Sancar’ın ölümü ile Büyük Selçuklular sona ermiş, büyük hakanlık tacı Batı’ya, Anadolu Selçuklularına geçmiştir. ’te Köse Dağ’da Moğollarla yapılan savaşta uğranılan bozgundan sonra dünyanın en güçlü devleti olma özelliğini kaybetmiş, Moğol egemenliği altına girmiş, İlhanlılara tâbi beyliklere ayrılmıştır. Selçuklulara bağlı olarak Anadolu’da kurulan ilk beyliklerden biri de SAHİBATA OĞULLARI’ dır. Bu beyliğin kurucusu Sahibata Fahrettin Ali, yaşamının büyük bir kısmını, mülkü saydığı Afyonkarahisar’da geçirmiştir. O zamana kadar “Karahisar” denilen şehre onun adına izafeten “Karahisar-ı Sahib” denmiştir. Afyonkarahisar, uzun süre bu beyliğin başkenti olarak kaldı.( ) Sahibata’ nın yerine geçen torunu Şemsettin Ahmet Bey, Germiyanoğlu’nun damadı idi. Ölümünden sonra yerine geçen oğulları Nusrettin Ahmet ve Muzafferüddin Devlet Beylerden Ahmet Bey, ana tarafından bağlı bulunduğu Germiyan sarayına gitmiştir. Önce bütün Afyonkarahisar çevresine hâkim iken, gittikçe küçülen beylik zamanında () Devlet Beyin oğulları şehirde hüküm sürmüşlerdir. Germiyan Beyi II. Yakup samimî bir Osmanlı dostu idi. ’dan ’a kadar İpsala’da Osmanlı ülkesinde oturmuştur. Beyliğini vasiyet yolu ile II. Murat’a bırakmış, böylece Germiyan beyliği içinde bulunan Afyonkarahisar’da OSMANLILAR’ın idaresine girmiştir. (). Bu dönemde Sultandağı, Çay, Bolvadin, Sandıklı, Şuhut ve özellikle kaleden dolayı Karahisar’a çok önem verilmiş, kaleler onarılmış veya yeniden yapılmış; camii, medrese, han, kervansaray, türbe, suyolu gibi anıtsal yapılar yapılmıştır. 40 ahşap direkli Ulu Camii, Taş Külliyesi, Sahipata Kervansarayı, Ebheri ve Kureyş Türbeleri bunlar içinde en önemli yapılardır. Esirüddin Ebheri’nin yazdığı mantık kitabı dünyanın her yerinde okutulmuştur. Beylikler döneminde, zaman zaman 15 Karamanoğulları, Hamitoğulları ve Eşrefoğullarının kısa süreler içinde varlıkları hissedilmiştir. Bolvadin, Sultandağı ve Şuhut’ta eserleri vardır (Afyonkarahisar İl Kültür Ve Turizm Müd.). Afyonkarahisar’da Selçuklulardan günümüze intikal eden nadir eserlerden birisi olan Ulu Cami, yüzyıla kadar Hoca Bey Camii olarak bilinmiş, bu yüzyıldan sonra ise Cami-i Kebir (Ulu Cami) olarak anılmaya başlanmıştır. Yapı, 40 ahşap çam direk üzerine oturtulmuş olması sebebiyle “Kırk Direkli Camii” olarak da anılmaktadır (seafoodplus.info). Afyonkarahisar’ın en büyük camilerinden birisi olan Ulu Cami, Anadolu Selçukluları devrinde 36x24 metre ebadında bir arsa üzerine Hicri Miladi yıllarında Sahipata Nusretiddün Hasan tarafından taştan inşa edilmiştir.(Resim-3) Kendi adı ile anılan mahallede kargir dört köşe kalın duvarlar üzerine toprak damlı iken, şimdi bakır kaplı çatı ile örtülmüş çatı beş sırada sekizerden kırk çam ahşap sütun üzerine oturtulmuştur. Ahşap sütunlar üzerine konan ahşap sütun başlıkları sarkıt ve baklava dilimlidir. Başlıklar üzerine konan ahşap atıkların yan yüzeyleri renkli motiflerle işlenmiş ise de, bugün çok az izleri kalmıştır. Selçuk tarzı oymalı iki kanatlı minber kapakları üzerindeki kitabede sureler ile ilk yapım tarihini belirten yazı vardır. Mimarı Emir Hacı Bey’dir. Caminin ilk büyük onarımı M. yılında Muzafferüddin Devle Beyin oğlu Emir Minüddün Abdullah Bey tarafından yaptırılmış ve doğu cephedeki kapı üzerine bir yazıt konulmuştur (Afyonkarahisar İl Kültür Ve Turizm Müd.). Ulu Cami'nin müezzini, Çavuşbaşı Mahallesi'nde yer alan caminin yılında "arasta" adı verilen çarşıdaki yanan mescidin yerine inşa edildiğini söyledi. Yanan çarşıdaki 40 esnafı temsilen camide 40 ahşap direğin bulunduğunu belirten müezzin, şöyle konuştu: "Yangın çarşıyı ve esnafın namaz kıldığı Hocabey mescidini kullanılamaz hale getirmiş. Esnafın isteği ve desteğiyle Sahipata Nusretiddün Hasan tarafından, 16 ahşap ustası Neccar Emir Hacı Bey'e bu cami yaptırılıyor. Yapan kişi de 40 esnafın anısına camiyi 40 direk üstüne inşa ediyor. Cami, bir birine geçme ve bindirme tekniği olan kündekari tekniği ile hiç çivi kullanılmadan yapılıyor. Bu özelliği ile Türkiye 'de ve dünyada sayılı camiler arasında gösterilmektedir." (seafoodplus.info). Ulu Camii, Afyonkarahisar’ ın en eski yerleşim birimlerinden olan Hıdırlık Tepesi ile m. yüksekliğindeki Afyonkarahisar Kalesi’ nin arasındaki derin vadiye (Kale’nin güneybatı eteğine) inşa edilmiş olup, bugün kendi adıyla anılan (Cami-i Kebir) caddededir (Resim-4) (Akkanat ). KİMLİK: Adı : ULU CAMİİ Envanter No : / Harita No : 19 K-1 a 1/ Mah. Köy – Mevkii : Camii Kebir Mahallesi, Camii Kebir Caddesi No: 25,11 ve 2 Adres : Camii Kebir Mahallesi, Camii Kebir Caddesi No: 25,11 ve 2 Merkez/Afyonkarahisar Pafta : 54 Ada : Parsel :5 KORUMA DURUMU Koruma Derecesi – Anıtsal : 1 Bakımından Sorumlu Olması Gereken Kuruluş : Vakıflar Genel Müdürlüğü-VGM DİĞER ÖZELLİKLER Yaptıran : Sahipata Nusretiddun Hasan Yapım Tarihi : H M 17 Yapan : Emir Haç Bey Hacı Murat Kültür Dönemi : Selçuklu Kitabe : Var (3 adet) Vakfiye : Var (3 adet) FİZİKİ YAPISI Genel Tanım : Camii kebir caddesi ile camii kebir sarıoğlu sokağın kesiştiği köşededir. Enine dikdörtgene yakın yamuk planlıdır. Yüksek pramidal çatısı bakır kaplanmıştır. Dış duvarları üç sıra kesme taş kuşak dolaşır. Kuşaklar arası sıralı moloz taştır. Minaresi tuğla gövdeli olup babuç, şerefe korkulukları ve külah kesme taştır. Kuzey- batı köşede çeşme, tuvalet ve müezzin odası ile doğu, kuzey ve batı cephelerde birer kapısı bulunmaktadır. KULLANIM DURUMU Koruma Durumu :A Taşıyıcı Yapı :A Üst Yapı :A Dış Yapı :A Süsleme Elemanları :B Rutubet :A AYRINTILI TANIMI Caminin Kuzey Cephesi: Mermer söveli iki kanatlı ahşap cümle kapısı ile saçak altında eşit aralıklarla küçük dikdörtgen beş pencere vardır. Kapının batısında minare kaidesi, müezzin odası ve tuvalet vardır. .(Resim- 5) Kapı üstünde asma bir yağmurluk, yağmurluk altında ise çini plakalardan yapılmış iki pano arasında bir mermer plaka yer almıştır (Resim-6). 18 Caminin Doğu Cephesi: Ortada, altı basamakla çıkılan kenarları demir parmaklıkla çevrili bir podyum, bu podyuma açılan sivri kemerli, iki kanatlı ahşap kapı yer almıştır. Kapı üstünde saç yağmurluk, onun üzerinde de sivri kemerli bir nişin içinde beş satırlık mermer tamir yazıtı vardır. Kapının kuzeyinde bir, güneyinde ise üç sivri kemerli geçme demir parmaklık pencere ve saçak altında dört çörten yer almıştır (Resim-7). Caminin Güney Cephesi: Yedi adet yuvarlak kemerli, bir adet Mihrap üzerinde düz lentolu pencere, duvar kenarında yağmur kanalı yer almıştır (Resim-8). Caminin Batı Cephesi: Mermer düz lentolu, 2 kanatlı ahşap kapı, kapının güneyinde düz lentolu bir, kuzeyinde düz lentolu 4 pencere ile saçak altında dört çörten yer almıştır (Resim-9). 19 Caminin Minaresi: Caminin kuzey cephesinin batı köşesine yakın inşa edilmiştir. Kesme taştan kare kaideli beşgen topukludur. Topuk bir sıra taş, üç sıra tuğla şeklinde yapılmıştır. 3 sıra tuğla ve üç sıra taş silme üzerinde tuğladan yapılmış teras-düz üçgenlerden oluşan pabuç ile taş bileziğe, taş bilezikten silindirik tuğla gövdeye geçilmiştir. Şerefe dört sıra kirpi burnu üzerine oturmuştur. Minare gövdesinde 4 aydınlık penceresi, 76 basamak vardır. Anadolu Selçuklularında üçgenli pabuç biçimi yoktur. Bu form XIV. yy. dan itibaren görülmeye başlanmaktadır. Ancak bazı yayınlarda Afyonkarahisar Ulu Cami minaresi örnek gösterilerek, XIII. Yy. ikinci yarısında sadece bu yapıda üçgenli pabucun varlığı ileri sürülmektedir. Fakat Afyonkarahisar Ulu Camii minaresinde, Selçuklu Devrine ait dörtgen prizmal kaidenin üstüne bindirilen, almaşık duvarlı sekizgen prizmal ikinci kaidenin sonraki bir devrin eklentisi olduğu açıkça bellidir (Resim). Hem kullanılan malzeme ve pabuç biçimi, hem de üzerindeki sırlı tuğlalarıyla, söz konusu minare kesin olarak XIV. yy. dan daha aşağı bir tarihe mâledilemez. Çünkü aynı zamanda XIV. yüzyıldan önceki minarelerde, bu tarz sırlı tuğla dekorasyonu kullanılmamıştır ve yaygın kanaatin aksine XIII. Yüzyıl minareleri sırlı tuğla mozaik ve çini mozaiklerle süslenmişlerdir (Uysal ). Ulu Cami minaresi yy’ da Yıldırım Bayezid devrinde yapılmıştır. Kuzeybatı kısmında yer alan ve birkaç yapı tekniği kullanılarak yapılmış olan bu minare orijinalliğini korumaktadır. Üçgenli bir pabucu ve dörtgen prizmal bir kaidenin üstüne bindirilen almaşık duvarlı sekizgen ikinci bir kaidesi bulunan bu minare, şerefe yüksekliğine kadar açık yeşil sırlı tuğladan baklava motifleriyle bezenmiştir. Minarenin 76 basamakla çıkılan şerefesi ise dört sıra kirpi burnu üzerine oturtulmuş korkuluklarla tamamlanmıştır. Ulu Cami minaresinin kaidesi yanına Osmanlı döneminde bir de çeşme eklendiğini belirtelim. 20 “Anadolu Selçuklularından Erken Osmanlı Dönemine Minare Biçimindeki Gelişmeler” başlıklı makalesinde Afyonkarahisar Ulu Camii minaresi inşa dönemi hakkında yapılan farklı yaklaşımlara temas eden Âli Osman Uysal, hem kullanılan malzemesi ve pabuç biçimi, hem de üzerindeki sırlı tuğlalarıyla, bu minarenin kesin olarak Yy .dan önceki bir tarihe mâl edilemeyeceğini kaydeder. Caminin İç Mekânı: Ahşap sütunların oluşturduğu dokuz nef kuzey-güney doğrultusundadır. Her nef altı bölümden oluşur. Böylece iç mekân kırk sütunlu, kırk beş bölümlüdür. Ahşap sütunlar silindirik olup tek topuklu yeni yapılmış sekizgen mozaik kaide üzerine oturmaktadır. Bir bölümü ve yıllarında değiştirilmiştir. Mihrabın bulunduğu nef diğer neflere göre daha geniş ve yüksektir. Mihrap önündeki ışıklık kısım yılında kaldırılmıştır. Hatllar, imposlar ve başlıklar aşı boyası çiçeklerle bezenmiştir. Mihrap mermerdir, hücresi sarkıtlıdır. Mihrap alnında İhlâs suresi, bordürde ise Ayetel kürsi ve son bölümünde yapanın ismi yazılmıştır. Mihrap nişin sağ yan yüzünde 21 ‘Lailaheillallah’ sol yan yüzde ise ‘Vahdehu âmine ya Allah’ yazılmıştır. Minber: Mihrabın batısında yer alan ahşap minber bu gün kapısı hariç yağlı boya ile boyanmıştır. Halk arasındaki söylentiye göre minber kapakları Ulu Camiin yerinde bulunan eski bir mescidin kapılarıdır. Kadınlar mahfili: Camiin kuzey duvarında, yarı yükseklikte, bütün duvar boyunca uzanan, birinci sıra sütunlara kadar genişleyen, arkada duvara, önde birinci sıra sütunlara oturan ahşap mahfil yer almıştır. Su : YOK Elektrik : VAR Isıtma : VAR Orjinal Kullanımı : Cami Bugünkü Kullanımı : Cami Önerilen Kullanımı : Cami Tescil Kararı : EKTVKBK , EKTVKBK , EKTVKBK , EKTVKK (Kültür ve Turizm Bakanlığı). ONARIMLAR VE BUGÜNKÜ DURUMU Afyonkarahisar Ulu Camii’nin ilk büyük onarımı yılında Muzafferüddinoğlu Emir Abdullah Bey tarafından yaptırılmış ve doğu cephesindeki kapı üzerine onarıma ait bilgiler bulunan bir kitabe konulmuştur. Halk ve eski eserleri koruma derneği tarafından yılında düz olan çatı piramidal yapılarak galvanizli saç kaplandı. yılında Ulu Camii tamir ihya ve yaşatma derneği tarafından kuzey batı köşeye dayanmış ev istimlâk edilerek yıkılmış (seafoodplus.info). Cami bunun dışında , , , , , , yıllarında bakım ve onarımdan geçirilmiştir (Akkanat ). Ulucami moloz taş malzeme ile yamuk dikdörtgen biçiminde ele alınmıştır. Üzeri kırma çatı ile örtülü yapı özgün planında düz toprak damla örtülü olup ortasında aydınlık feneri bulunmaktaydı. ’- deki onarım sırasında bu fener kapatılmış, yılında da çatısı yenilenmiştir (Kurtbil 82,83) 22 Söylendiğine göre, ’ daki onarım sırasında müezzin mahfili ile kuzey girişi arasındaki korkuluklarla çevrili bölümde 3 tane mezar çıkmış, yeri belli olsun diye bu şekilde bir tespite gidilmiştir. Bakım ve onarımlarında genel olarak en eski şekli korunan camiin çürüyen kimi ahşap unsurları değiştirilmiştir (Resim). Bu restorasyonlar sırasında caminin ahşap sütunları ve başlıkları elden geçirilmiş, düz toprak da örtüsü yenilenerek kurşunla kaplanmıştır. Yapıda yaşanılan bir diğer tahribat ise birkaç sağlam sütun başlığının yenileme sırasında yapıdan taşınarak Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesine taşınmasıdır. (Resim) Günümüzde cami ibadete açıktır (seafoodplus.info). Resim En sonki restore Resim Sütun başlığı (Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi) 23 MİMARİ TANIM - PLAN (KESİT VE İÇ TASVİR) Doğu-batı doğrultusunda, enlemesine gelişim gösteren cami yamuk dikdörtgen bir plana sahiptir (Resim). Kirişleri mihrap duvarına dik sekiz sütun dizisi ile mihrap duvarına paralel uzanan altı sahna ayrılmıştır. Harim mekânına; doğu, batı ve kuzey cephelerde yer alan kapılarla giriş yapılmaktadır. İç mekân beden duvarlarında çok sayıda bulunan dikdörtgen ve yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılmaktadır. Caminin dikdörtgen bir kaide üzerinde yükselen minaresi kuzey cephede bulunan giriş kapısının batı yanında bulunmaktadır. Afyonkarahisar Ulu Camii’nin iç mekânında dikkat çeken yön, kırk ahşap sütun ve bunların mukarnaslı başlıklarıdır. Bunların yanı sıra kirişlerde görülen işçilik, ahşap örtüyü sıradanlıktan kurtarmaktadır. Harim mekânını çevreleyen beden duvarları günümüzde sıvanmış ve badanalanmıştır. Dışa çıkıntı yapmayan, sade görünümlü taş mihrap, mukarnaslı bir kavsaraya sahiptir. Mihrabın hemen yanı başında yer alan ahşap minber geçmişte cami cemaatinin yanlış müdahalesi ile oldukça zarar görmüştür. Mihraba paralel uzanan, kuzey yönünde ilk sahnın üstünde bir ikinci kat daha mevcuttur (seafoodplus.info). Mimari Tanım - Üç Boyutlu Mimari Özellikler (Cepheler ve dış tasvir) Yapının cephelerinde ilk dikkati çeken, duvar örgüsünde farklı boyutlarda ve nitelikte taşların kullanılmasıdır (Resim). Beden duvarlarının tamamında moloz taş kullanılmış dikdörtgen ve yuvarlak kemerli dikdörtgen 24 pencerelere yer verilmiştir (seafoodplus.info). Camiin iç mekânı farklı yönlerde (hatta birisi mihrabın üstünde) toplam 23 (yirmiüç) pencere ile aydınlatılmaktadır. Bu pencereler farklı özellikler gösterir. Kimisi yuvarlak veya sivri kemerli, kimisi köşeli olan pencereler, yapının birkaç tamir gördüğüne işaret eder (Akkanat ). Yapının cepheleri belli bir düzen göstermeyen pencere açıklıklarına sahiptir. Güney yönünde bulunan pencereler sivri hafifletme kemerli ve dikdörtgen formlu, batı yönünde sivri kemerli, kuzey ve doğu yönlerinde ise dikdörtgen formlu biçimde ele alınmıştır. Kuzey cephesindeki pencereler saçak altında olup bu cephede çörtenler bulunmaktadır (Resim) (Kurtbil 82,83). Kuzey cephede dikdörtgen beş tepe penceresi, doğu cephede yuvarlak kemerle sonlanan beş dikdörtgen pencere, güney cephede mihrabın üstüne denk gelen yerde dikdörtgen bir tepe penceresi ve alt kısımda sekiz dikdörtgen pencere, batı cephede de beş dikdörtgen pencere bulunur (seafoodplus.info). Taştan inşa edilen caminin üç cephesinde (doğu, batı ve kuzey) yer alan, harim mekânına girişi sağlayan üç sade kapı bulunmaktadır (seafoodplus.info). Bunlardan doğudaki kapı cami zemininden aşağıda olup, bu kot farkı üç basamaklı bir merdivenle telafi edilmektedir. Bunun tersine batıdaki kapı zeminden hayli yüksekte olup, harim zeminine ulaşmak için 10 basamaklı bir merdivenden inmeniz gerekir. Batı kapısındaki bu yükseklik kot farkından değil, dış cephedeki merdiven sisteminden kaynaklanmaktadır (Resim). 25 Resim Caminin doğu, batı ve kuzeye açılan üç kapısı Mimari Tanım - Malzeme ve Teknik Yapının beden duvarlarında yoğun olarak moloz taş ve aralarda kesme taş kullanılmıştır. Minarede karşımıza kesme taş tuğla ve sırlı tuğla çıkar. İç mekânda örtü ve taşıyıcı sistem de ahşap malzeme kullanılmıştır. Son olarak mermer malzeme mihrapta kullanılmıştır (seafoodplus.info). Mimari Tanım - Süsleme Özellikleri Afyonkarahisar Ulu Camisinin cephelerinde dikkat çekici tezyinata rastlanmazken, minarenin gövdesinde kullanılan patlıcan moru ve turkuaz renkli sırlı tuğlalar ile baklava desenleri ile oluşturulmuştur (Resim). 26 İç mekânda, günümüze bazı bölümleri ulaşamayan, zengin bir süsleme programı kendini gösterir. Özellikle de ahşap, mukarnaslı sütun başlıkları ve örtüde görülen süsleme, bugün yer yer bazı noktalarda görülen çok zengin kalem işi ile süslenmiştir. Kalem işi süslemede geometrik desenler, çeşitli çiçek motifleri, rumiler ve yazı unsuruda yer almıştır. Genel görüntüsü itibari ile sade görünen fakat detaylarına inildiğinde farklı motiflerin kullanıldığı mermer mihrap tepeliği ile de dikkat çekicidir. Mihrabı çevreleyen en dıştaki ince bordürde dört şerit halinde birbirine dolanmış geçme motifi görülür. İçe doğru diğer ikinci ince bordürde birbirine dolanan dallar arasında çiçek motifleri görülür. Mihrabın asıl bordüründe yazı unsuruna yer verilmiştir. Mihraptaki kavsara dilimleri içerisinde küçük geometrik formlar yer almaktadır (seafoodplus.info). İnşa kitabesine sahip olmamasına rağmen, Afyonkarahisar Ulu Camii’nin yapılışı ve gelişimi ilgili bilgileri bünyesinde bulunan kitabelerden öğrenebiliyoruz. Bunlar arasında, mihrap ve minberdeki kitabelerle, batı kapısındaki mermer yazıtlar yer almaktadır. Caminin doğu kapısındaki iki mermer yazıta göre, Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahrettin Ali’nin oğlu Afyon Sancakbeyi Nusreddin Hasan tarafından yıllarında Mimar Emir Hacı Bey’e yaptırılmıştır (Resim). Afyonkarahisar’ın en büyük camilerinden birisi olan yapı m2 üzerine kurulmuştur. Büyüklüğü sebebiyle bir dönem cuma camii olarak kullanılmış olan yapının duvarları dıştan moloz taştan olup üç sıra kesme taş hatıllarla cephe üç bölüme ayrılmıştır. Taşların araları Horasan harcı ile derzlenmiştir. Üstte, saçak 27 altlarına ise toplam 24 (biri kırılmış) çörten (taştan yağmur oluğu) yerleştirilmiştir (Resim) (seafoodplus.info). Resim Afyonkarahisar Ulu Camii çörten (taştan yağmur oluğu) Afyonkarahisar Ulu Camii, Anadolu Selçukluları dönemini temsil eden Ankara Arslanhane Camii () ve Beyşehir Eşrefoğlu Camii () ile birlikte, ağaç direkli camiler grubunu oluşturarak, Anadolu’daki Ulu Cami tipleri arasında ayrı bir yer edinirler. Bu ahşap camilere Sivrihisar Ulu Camii (), Ayaş Ulucami’ni ( yy) ve Kastamonu Kasaba Köyü Camii’ni de ilave edebiliriz. Fakat Afyonkarahisar Ulu Camii, bu tarz camilerin Anadolu’daki ilk örneği kabul edilmektedir. yüzyıl Selçuklu dönemi ağaç işçiliğinin güzel örneklerinden birisi olarak görülen Ulu Cami, çarpık dikdörtgen planlı ve beş sıralı kırk ahşap sütunla taşınan ahşap kirişli düz örtü üzerine toprak damlı olarak yapılmıştır. Caminin toprak damı, Cumhuriyet devrindeki onarımlar sırasında değiştirilmiştir. Bugün cami üst örtüsü çinko çatı ile kaplıdır (Resim) (seafoodplus.info). 28 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ’NİN KÜLTÜREL DEĞERLERİNİN TURİST REHBERLİĞİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ HARİMİ Ana mekân, iri mukarnas başlıklı ahşap ayaklarla kıble duvarına dikey 9 sahna (nef’e) bölünmüştür. Böylece insana sükûnet veren rahat bir mekân etkisi uyandırılmıştır. Camiye büyük bir manevi hava kazandıran kırk çam ahşap sütunun tamamı birbirinden farklı başlıklarla tamamlanmaktadır. Bu mukarnas başlıkların biri diğerine benzemeden güzel motiflerle işlenmiştir. Ana mekândaki mukarnas başlıklı bu ağaç sütunlar m. boyundadır. Sütunlar vasıtasıyla oluşan netlerden ortadaki net m. genişliği ile diğerlerine göre daha geniş olup, bu yönüyle sütunlar arası normal açıklık kabul edilen m.’yi aşmıştır (Kaptanoğlu ). Kadınlar mahfeli kuzey duvarında ve yarı yükseklikte olup birinci sıra sütunlara oturur. Doğu ve batı yönündeki 12 basamaklı ahşap merdivenlerle mahfile çıkılır. Mahfil 67 cm yüksekliğe kadar ahşap korkulukla, cm yüksekliğe kadar da ince ahşap kafesle çevrilidir. Kuzey yönündeki kapıdan girişte soldan ikinci kolona dayalı müezzin mahfeli yer alır. Mahfil, 50 cm yüksekliğinde ve etrafı geometrik şekille çevrili ahşap korkulukludur. Müezzin mahfeli ile kuzey kapısı arasında x cm ebadında ve 60 cm yüksekliğinde yatır yeri bulunur. yılındaki restorasyonda üç tane mezar çıkmış, sonradan mezar yerinin belli olması için de bu yer tespit edilmiştir. (Kaya 80) Camide iç kapısının sol tarafında zamanın müftülerinden Çil Hafiz Ali Rıza Efendi'nin mezarı bulunuyor. Öğrencileri tarafından buraya defnedildiği biliniyor. Ayrıca özel günlerde ziyarete açılmak üzere Peygamberimizin Sakal-ı Şerifi de Ulu Cami'de bulunuyor. (H) (Resim) (seafoodplus.info). 29 Harim, iri mukarnas başlıklı kırk ahşap çam direkle dokuz sahına bölünmüş. Harimde kırk adet ahşap sütun üst yapıyı taşımaktadır. Afyon Ulu Camii'nde aynen Erzurum Ulu Camii'nde olduğu gibi, mihrap önünde kâgir (taş ya da tuğladan yapılmış olan yapı, duvar vb.) ayaklara binen bir kubbe vardır. Yani her ikisinde de kâgir, ahşap karışımı bir taşıyıcı sistem bulunmaktadır. İlk bakışta harim, küfe plan etkisi bırakmakla birlikte, sütunları birbirine bağlayan kirişlerin kuzey-güney doğrultusunda atılarak bir sahn düzeni teşkil etmeleri ve orta sahnın diğerlerinden daha geniş ve yüksek tutularak vurgulanması bazilikal bir düzene işaret eder. (Resim,23) Resim Harim 30 Resim Harim Mukarnaslı başlıklara sahip silindirik formlu sütunlar mermer kaideler üzerine oturmaktadır. Restorasyon sırasında zemin yükseltilerek bugün mermer kaidelerinin üst tarafları halı seviyesine yakın gözükmektedir.(Resim) (seafoodplus.info). AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ MİHRABI Ulu Camii’nin sıcak atmosferinde mukarnas Nişli sade taş mihrap ile geometrik geçmelerle süslü ağaç minber önemli pay sahibidir (Kaptanoğlu ). Mihrabında kenar hatlar mermer üzerine oymadır. Besmele ve Ayetel Kürsi bulunan mihrabın son kısmında mahlas dediğimiz, mihrabı yapan ustaların isimleri yer almaktadır. Mihrabın üst kısmındaki küçük bölümde ise İhlas Suresi bulunmakta ve 31 dikkatlice incelendiğinde surenin ilk iki ayetinin düz, son iki ayetinin ise ters asimetrik olarak yazıldığı anlaşılmaktadır (seafoodplus.info). Camiin altı sıra mukarnas nişli mihrabı, bitkisel bezemeli bordür ve nesih hatla yazılmış yazı kuşağı ile çevrelenmiş kesme beyaz kireçtaşından yapılmıştır. Mihrabın tarihi camiyle aynı olup Selçuklu taş işçiliğinin sadeliğini yansıtmakta iken, bugün modern yağlı boya nakışlarıyla çirkinleştirilmiştir. Mihrap nişinin alnında ve üç tarafında iki kitabe bulunmaktadır (Resim) (Akkanat ). Resim Taş mihrap bitkisel bezemeli bordür ve nesih hatla yazılmış yazı kuşağı Mihrap alnındaki kitabede ihlâs suresi yazılıdır (Resim). Nişin üç tarafını çevreleyen geniş bordur kitabe kuşağına ise nesih yazıyla Ayet-el Kürsi kaydedilmiştir. Bu kitabe kuşağında ayrıca, “Büyük Serhat zamanında fakir köle Sivastos’un oğlu Ali Bey, Mahmud’un oğlu Hacı Murat” isimleri okunmaktadır (Resim). Aynı kitabede yazı ustalarının imzası niteliğinde de işaretler bulunmaktadır. Bütün bunlardan, mihrabın Selçuklu Sultanı II. İzzettin Keykavus tarafından yaptırıldığı, Ulu Camii nakışlarının ise Nakkaş Mahmud oğlu Hacı Murat tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Hattat ve nakkaş Hacı Murat, caminin tavanı, 32 direk başlıkları ve kiriş bedenlerindeki çiçek motiflerini de işlemiş, aynı zamanda ayetler ile Esmâü’l-Hüsnâ yazılarını yazmıştır (Akkanat ). Resim Mihrap alnındaki kitabede ihlâs suresi Resim Mihrabın sağ ve sol iç nişinden detay Mihrapla ilgili dile getireceğimiz son husus, camiin kuzeydeki kapısı batı duvarına doğru kaydırıldığından, kıble duvarının ortasındaki mihrap, giriş ekseni üstünde değildir (Akkanat ). AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ MİNBERİ Kıble duvarına bitişik olan ve mihrabın sağında yer alan ahşap minber Selçuklu ağaç işçiliğinin en güzel örnekleri arasında olup, geometrik bezemeler, üçgen panolar ve geçmeler dikkati çekmektedir (Resim). 33 Resim Afyonkarahisar Ulu Camii minber ve orijinal ahşap kapısı Ulu Cami'nin en çok dikkati çeken bölümlerinden biri olan Minberin kapısı camiden daha eskidir. Yanan Hocabey mescidinin kurtarılan tek parçası olan giriş kapısı, minber kapısı olarak kullanılmıştır. Ağaç kurtlarının yemediği abanoz ağacından yapılan 9 asırlık kapının, hiçbir korucuyu madde olmadan günümüze kadar gelmiştir (seafoodplus.info). Minber kapısı üzerindeki küçük bir kitabede de: “Büyük vezirler Sülalesinden büyük devlet adamı Nusratu’d Devle ve’d Din Ahmet. Allah onun yardımcılarını aziz kılsın. Saltanatı zamanında senesi Muharreminde bu cemaati toplayan mescidin imarına Allah Teâlâ’nın rahmetine muhtaç kulu merhum Muzafferuddin oğlu Mugisiddin Emir İsa muvaffak oldu” yazılıdır. Bu kayıt, camiin ’deki onarımıyla ilgili malumatı ihtiva etmektedir (Resim). Orijinalliğini koruyan minber kapısı, Selçuklu tarzı oymalı, iki kanatlıdır. Bunun üzerindeki kitabede ise bazı ayetler bulunmakta, ayrıca “Amele Emir Hac el Neccar Rebiülevvel ()” şeklinde, camiin ve mihrabın ilk yapılışını da belli eden açık bir tarih yer almaktadır. Buna göre, camiin ve ağaç işlemelerin ustası, Dülger (Neccar) Emir Hacı Bey’dir (Resim). 34 Camiin en zengin süslemelerini, geometrik geçmeler şeklinde bir arada toplayan minber, bugün yağlıboya ile sıvanmış olmakla beraber, Selçuklu ağaç işçiliğinin güzel örnekleri arasında yer alır (Akkanat ). AFYONKARAHİSAR ULU CAMİ SÜSLEMELERİ Yapıdaki ahşap üzerine işlenmiş boyalı nakışlar ve süslemelere daha önce Katharina Otto-Dorn' un bir makalesinde değinilmiş; arkasından, rahmetli Prof. Dr. Yılmaz Önge, muhtelif makalelerinde eserden söz etmiştir. Fakat bunlar hep yüzeysel bilgilerden ibarettir. Büyük ölçüde harap oldukları için camideki boyalı nakışlar, araştırmacıların pek ilgisini çekmemiştir. Çarpık dikdörtgen oluşturan kargir duvarların sınırladığı caminin harimi bazilikal bir plan tipi ortaya koyar. Bugün üzeri dıştan kırma çatıyla kapatılmış olan cami; anıtsal boyutları, üç cephedeki birer kapısı ve minaresi ile "Ulu Cami" vasfına haizdir. Muhtelif zamanlarda geçirdiği onarımlar sırasında bilhassa cephelerinde, 35 minaresinde ve çatısında değişiklikler olmuştur. Afyonkarahisar Ulu Camii, Anadolu'da, üzerindeki boyalı nakışları günümüze ulaşabilmiş en eski örnek durumundadır. Fakat yılındaki onarım çalışmalarına kadar, yapının böyle süslemeler ihtiva ettiği pek bilinmiyordu. Bu tarihlerde Akşam Gazetesi'nde yer alan bir haber ilginçtir. 5 Mart tarihli haberde; "Afyon'un en eski abidesi olan Ulu Cami' in toprak olan damı açılmış, yılların ihmali ile harabeye yüz çeviren binanın Vakıflar Umum Müdürlüğü'nün ve halkımızın yardımıyla tamire başlanmıştır. Tavan açıldıkça yedi yüz yıldan fazla geçen zaman içinde ve kısmen is tabakalarıyla örtülü bir takım yağlı boya nakışlar ve yazılar bütün tazeliğiyle tavan tahtaları arasında meydana çıkmaktadır. Bu tahtaların bir kısmı evkaf dairesine nakledilmiştir. Bir kısmı henüz daha açılmamış tavan altında görülmektedir." denilmektedir. Haberde geçen ifadelerden, boyalı nakışlara sahip tavan parçaları olduğu anlaşılmaktadır. Yapının bugünkü haline bakılırsa, bu onarımlar sırasında çıkan orijinal ahşap parçaların birçoğu yenilenmiştir. Tabii bu arada, birçok parçanın da zayi edildiğini tahmin etmek güç değil. Bir zamanlar sütun başlıkları konsol ve kirişleri, lambrileri rengârenk boyalı nakışlarla süslü cami, zaman içerisinde birçok defalar onarım görmüştür. Belli ki her onarım, orijinal süslemelerden bir kısmını ortadan kaldırmıştır. Buna rağmen, camide boyalı nakışlarla bezeli iki yüzün üstünde ahşap levha vardır. Ayrıca bazı konsol ve sütun başlıklarında da süslemeler bugüne ulaşabilmiştir (Uysal ). Afyonkarahisar Ulu Camii’nin ahşap sütunlarının mukarnas başlıkları, ahşap tavan ve tavan kirişlerinin kaplamaları, çok renkli kalem işleriyle süslüdür. Bunlardan sütun başlıkları, sarkıt ve baklava dilimlidir. Boyalı nakışlara sahip sütun başlıklarında, mukarnasların her birinin içine birer çiçek motifi yerleştirilmiştir. Fakat bugün ahşap sütun başlıklarından çok azında söz konusu nakışlar mevcuttur. Başlıklar üzerine konan ahşap atkıların yan yüzeyleri renkli motiflerle işlenmiş ise de bugün bu motifleri görmek çok zordur. Bu süslemelerin çoğu harap olmuş, mukarnas başlıklar ve tavan kaplamalarını süsleyen kalem işlerinden sadece bazı izler kalmıştır. Camiin tavanında ve kadınlar mahfilinin üst kısmında nakışlar, konsol kıvrımları arasında ise yer yer süslemeler bulunmaktadır. Bu süslemelerde mavi, 36 lacivert, kırmızı renkler kullanılmıştır. Bitkisel motiflerde ise mavi, yeşil, sarı, kırmızı ve kahverenginin değişik tonları kullanılmıştır. Motifler bitkisel ve geometrik olup, zaman zaman Rumi ve palmetlere de rastlanmaktadır (seafoodplus.info). SÜSLEMENİN YER ALDIĞI MİMARİ UNSURLAR Sütun Başlıkları Ahşap sütunlar üzerindeki sarkıt ve baklava dilimli sütün başlıkları eskiden rengârenk boyalıymış. Kısmen de olsa bu boyalar günümüze kadar ulaşabilmiş (Resim). Ulu Cami'nin sütunlar üzerinde herhangi bir süsleme göze çarpmamaktadır. Eskiden var idiyse bile zamanımıza bir şey gelmemiştir. Buna karşılık kırk adet sütun başlığından sekiz tanesinde nakışlar dikkati çeker. Lakin bunların büyük bir kısmı harap olmuştur. Sadece, doğudan ikinci destek sırasında, güneyden ikinci sütunun başlığındaki süslemeler seçilebilmektedir (Resim) (Uysal ). 37 Kirişler ve Konsollar: Ahşap tavanı eskiden süsleyen parlak renkli boya kalıntıları hâlâ görülebiliyor. Aslında kirişler üzerinde pek bir şey kalmamıştır. Fakat kirişlerin oturduğu konsolların bazılarının yan yüzlerinde ve konsol kıvrımlarının alt yüzeylerinde hala süslemeler görülebilmektedir (Resim) (Uysal ). Kiriş Aralarındaki Ahşap Levhalar Yapının örtü sisteminde büyük kirişlere enine bindirilmiş kirişlerin araları ve tavan yüzeylerinde yer yer orijinal levhalar göze çarpmaktadır. Eserdeki boyalı nakışların ekseriyetini de bunlar oluştururlar. Özellikle orta sahnın kirişlerinin arasında bunlardan çok vardır. Bir kısmının süslemeleri tam fikir verirken bazıları kısmen bozulmuştur (Resim) (Uysal ). 38 Lambriler İlk haliyle camideki kirişlerin alt yüzlerine çakılmış palmet formlu ahşap lambrilerinde boyalı süslemelerle kaplı olduğu geriye kalabilmiş bir tek örnekten anlaşılmaktadır. Fakat bunun da süslemeleri dökülmüş olup, sadece astardaki ahşap levhalarda göze çarpmaktadır. Sadece konsollardan birisindeki bir yazı kompozisyonunda, sağlam kalabilmiş bir harfin ucu yukarı doğru kıvrılarak uzanırken geometrik geçine oluşturmaktadır. Kirişlerin arasındaki levhalarda, kırmızı fon üzerine siyahla konturlanmış çok açık yeşil boyayla geometrik motifler işlenmiştir. Bunlardan iki tanesinde, birbiriyle kesişen çokgenler-Selçuklu Devri taç kapılarındaki süslemeyi andırır şekilde ortada bir yıldız motifi meydana getirmektedirler. Bu kompozisyonlarda geometrik geçmelerin sınırladığı boşluklara yeşil ve mavinin tonlarıyla üç yapraklı çiçekler işlenmiştir. Geometrik motiflerin konturlarının çok düzgün oluşu, şablon ihtimalini akla getirmektedir. Bu türden diğer levhalarda ise "aynalı" tabir ettiğimiz şekilde simetrik geometrik kompozisyonlar vardır. Bunlarda, bordürlerin uçları bitkisel bir motifle ve çoğu zaman Rumi ile son bulmaktadır. Bazılarında ise, geometrik kıvrımlar, üç parçalı bir palmet oluşturacak şekilde biçimlenmektedir. Geometrik motiflerin birbirlerini alttan ya da üstten geçerek kesmelerine titizlikle uyulmuştur (Resim) (Uysal ). 39 Resim Kiriş Aralarındaki Ahşap Levhalar BİTKİSEL MOTİF VE KOMPOZİSYONLAR Bazı kirişlerde, sütun başlıklarında, kiriş aralarındaki levhalarda ve bir lambri üzerinde bitkisel motiflerle süsleme teşkil edilmiştir. Kirişlerden birinin yan yüzünde matlaşmış lacivert fon üzerine siyahla konturlanmış kirli sarı boyayla kıvrım dalla Rumi ve palmet motifleri işlenmiştir. Alttan ve üstten birer bordürle sınırlamış yatay dikdörtgen yüzeyde, kıvrım dal motifi peş peşe volütler meydana getirerek devam etmektedir (Uysal ). Her bir volütte içe kıvrılan dal, üç yapraklı bir palmetle son bulmaktadır. Ayrıca bu volütlerin arasında kalan köşeliklere ise, yine daldan çıkan Rumiler yerleştirilmiş, geriye kalan boşluklara boyayla küçük daireler yapılarak kompozisyon tamamlanmıştır. Palmet yapraklarının her birinin içinde, Rumi ve dairelerin ortalarında küçük kırmızı benekler göze çarpmaktadır (Resim). Resim Rumi ve palmet motifleri 40 Bir başka konsolun (S) yapan yüzeyinde, aynı tonda lacivert fon üzerine işlenmiş yazının harf ucu Rumi’yle son bulmaktadır (Uysal ). Yazı, bitkisel motiflerin teşkil ettiği fon üzerinde yer almaktadır. (Resim) Resim Kiriş Aralarındaki Ahşap Levhalar Benzer uygulama, yukarıda sözü edilen ilk konsolun (S) yapan yüzeyinde karşımıza çıkıyor. Ancak, bu defa son koyu kırmızıya boyanmıştır. Bitkisel motifler ile yazının konturları, firuzeye çalan bir maviyle verilirken, harflerin içi haki yeşil ile boyanmıştır. (Uysal ) Aynı konsolun düz alt yüzeyinde ise, dikdörtgen bir bordürle sınırlanmış bitkisel kompozisyonu Sınırlamaktadır. Geniş bordürde mat lacivert fon üzerine Rumi ve çiçek motifleri işlenmiştir. Motiflerin konturları siyahla vurgulanmıştır. Çiçekler birbirlerine birer Rumi’yle bağlanarak kesintisiz bir kompozisyon oluşturmuşlardır. Alttaki dikdörtgen panonun yüzeyinde bitkisel motiflerin teşkil ettiği girift kompozisyondan dolayı son, neredeyse tümüyle kapanmış gibidir. Kirişlerin arasındaki ahşap levhaların yüzeyini kaplayan bitkisel kompozisyonlardan bazıları sade, bazıları ise girift bir kompozisyon özelliği göstermektedir. Ancak bunların tümü fırça kullanılarak yapılmışlardır ve hiçbiri diğerinin kopyası değildir. Bunlarda kompozisyonun ana temasını ortadaki büyük çiçek teşkil 41 etmekte, bundan çıkan kıvrım dallara bağlı küçük çiçek ve yapraklar kompozisyonu tamamlamaktadır (Resim). Resim Kiriş Aralarındaki Ahşap Levhalar Hatayi türünde bir kompozisyon meydana getiren bu süslemelerde son ya kırmızı ya da koyu mavi/mat lacivert renkte olmaktadır. Çiçeklerin ve yaprakların konturları ile kıvrım dallar yeşilin açık tonlarıyla fırça kullanılarak çizilmekte, motiflerin içleri ise fonla kontrast oluşturacak şekilde kırmızı, kahverengi, lacivert renklerde boyanmaktadır. Konu edilen bir parçada yapraklar yeşil renkte boyanmıştır. Diğer bir örnekte ise kırmızı fon üzerine siyah renkli Rumiler dikkati çekmektedir. İlk sözünü ettiğim levhadaki Hatayi kompozisyonunda gölgeli bir desen anlayışı takip edilmesi ilginçtir. 42 Diğer parçalarda motifler aynı rengin farklı tonlarıyla verilerek kompozisyona zenginlik kazandırılmıştır (Resim). Resim Kiriş Aralarındaki Ahşap Levhalar Benzer hatayiler, sütun başlıklarındaki mukarnas yüzeylerine de işlenmiştir. Ulu Cami'nin lambrilerinin sadece bir tanesinin üstündeki izler eskiden bunların yüzeylerinin bitkisel motiflerle kaplı olduğunu anlatmaktadır. Lambrilerin büyük bir kısmı eski formlara sadık kalınarak yenilenmiştir (Uysal ). YAZI Camide ahşap üzerine boyama tekniğindeki süslemelerden yazı; kalan örneklerden anlaşıldığı kadarıyla konsolların (S) yapan yüzeylerine işlenmiştir. Yalnızca iki konsol üzerinde bugüne kalabilen yazı kompozisyonları büyük ölçüde harap olmuşlardır. Bu kompozisyonlarda yazı, bitkisel fon üzerine işlenmiştir. Kullanılan renkler, diğer kısımlardakilerle aynıdır. Yazılar neshi karakterlidirler (Resim) (Uysal ). Resim Kiriş Aralarındaki Ahşap Levhalar 43 FİGÜR Muhtemelen 'deki onarım sırasında yapıdaki orijinal parçalar arasında bulunan ahşap bir levha üzerinde horoz ve kuş figürü yer almaktadır. Horozun arkasında kalan yüzeye ise, yukarıda bir konsolu süslediğini belirttiğimiz kıvrım dallı Rumi palmet kompozisyonuna çok benzeyen kompozisyonun işlenmesi kayda değer. Bu parça, Katharina Otto-Dorn tarafından bilim dünyasına tanıtılmıştır. Yapıda görülen, kuş ve horoz figürlerinin yer aldığı bilinen tek parça müzede bulunmaktadır (Resim) (Uysal ). Resim Kiriş Aralarındaki Ahşap Levhalar üzerindeki horoz ve kuş figürü şekli 44 SONUÇ – TARTIŞMA VE ÖNERİLER Türk Mimarisinde köklü bir geleneğe sahip olan ahşap malzeme kullanımı, Orta Asya’dan sonra Anadolu'da da unutulmamıştır Ahşap malzeme ile birçok sanat eseri meydana getirilirken anıtsal mimarlık örneklerinden cami ve mescitlerin bir kısmının destek ve tavanları ahşaptan yapılmıştır. Anadolu Selçuklu Devrinden itibaren görülmeye başlanan ahşap sütunlu camilerin en erken örneğinin hangisi olduğu kesinleşmemiştir. Bu tip eserlerin daha ziyade Orta Anadolu ile İç Batı Anadolu'da yoğunlaştıkları bilinmektedir. Bu bölgede bilinen en erken örnek ise M. tarihli Konya Sahib Ata Camii'dir. Arkasından Afyonkarahisar Ulu Camii, Beyşehir Eşrefoğlu Camii, Ankara Arslanhane camii, Kastamonu Kasabaköy Camii, Köşk Köyü Mescidi, Çavuş Camii, Kıreli Camii, vd., gibi eserler zaman içerisinde inşa edilmişlerdir. Bu tarzda yapılmış camilerin bir diğer özelliği, ahşap sütunların başlık ve tavanlarının boyalı nakışlarla süslenmesidir. Anadolu'da böyle süslü eserlerin en ünlüleri Afyonkarahisar Ulu Camii, Beyşehir Eşrefoğlu Camii (M. ), Kastamonu Kasabaköy Emir Mahmud Camii (M. ) 'dır. Konya'daki Selçuklu Sarayı'nın artık mevcut olmayan süslemeleri dikkate alınmazsa, boyalı nakışlarla süslü en eski ahşap yapı Afyonkarahisar Ulu Camii'dir. ' de inşa edildikten sonra ' de esaslı bir tamir geçiren yapı, zaman içinde birçok defalar harap olup, onarım gördüğü içini süslemelerinin çok büyük bir kısmı yok olup gitmiştir. Ama kalan parçalar, her şeye rağmen, eserin boyalı nakışları hakkında fikir verebilecek durumdadır. Ulu Cami’deki boyalı nakışlar, Selçuklu ve Beylikler döneminin benzer örnekleriyle aynı teknikte işlenmişlerdir. Kullanılan renkler Eşrefoğlu Camii ya da Kasabaköy Camii'nde olduğu gibi kırmızı, mavi ve yeşilin tonları, sarı kahverengi ve tonları, lacivert, siyahtır. Motif olarak bitkisel ve geometrik motiflerin yanısıra yazı ve figür de söz konusudur. XIII. seafoodplus.info sonlarına doğru yaptırılan Beyşehir Eşrefoğlu Camii'nde de boyalı nakışların büyük bir kısmı zamanla yok olmuştur. Eşrefoğlu Camii'nde, tavandaki parçalar üzerinde geometrik motifli kompozisyonlar dikkati çeker. Ancak, bunların karakterleri Afyonkarahisar Ulu Cami' dekinden farklıdırlar. Eşrefoğlu'nda geometrik geçme bordürler geniş tutulmuştur. Buna karşılık Afyonkarahisar Ulu Cami 'de geçmeler ince şeritler halindedir. Eşrefoğlu'ndaki bu tür geçmeler Selçuklu Çağı'nın 45 taş ve çini-mozaik işçiliğini akla getirirler. Afyonkarahisar Ulu Cami 'dekiler, onlara göre daha sadedirler ve yuvarlak hatları, bordür uçlarının Rumi’yle son bulması bakımından Eşrefoğlu'ndan ayrılırlar. Öte yandan Afyonkarahisar Ulu Cami' deki geometrik kompozisyonların bazıları, Kasabaköy Camii nakışlarını andırmaktadır. Ancak Kasabaköy' de geometrik geçme kompozisyonlarının şablon kullanılarak tekrarlandığı dikkati çekmektedir. Afyonkarahisar Ulu Cami' nde ise, birbirinin taklidi bir kompozisyondan söz etmek imkânsızdır ki; bu durum bitkisel kompozisyonlar için de geçerlidir. Beyşehir Eşrefoğlu'nda bitkisel süslemelerin çoğu bozulmuştur. Buna karşılık Afyonkarahisar Ulu Camii'ndeki bitkisel süslemeler, Rumi, palmet, kıvrım dallar ve hatayileriyle en geç ' deki onarıma mal edilebilirler ki; özellikle konsollardan birinin yan yüzündeki kıvrım dallı palmet-Rumi kompozisyonu, Selçuklu çağında farklı malzemeler üzerinde sık karşılaşılan bir uygulamalıdır. Ulu Cami’deki bazı dekorasyonunda yazıdan arta kalan yüzeyler bitkisel motiflerle dolgulanmıştır. Bunlardan birinde, yazının yer aldığı alan dört taraftan bir bordürle çerçeve içine alınırken, bir diğerinde böyle bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Afyonkarahisar Ulu Camii'nin boyalı nakışlara sahip sütun başlıklarında, mukarnas birimlerinin her birinin içine birer çiçek ya da Rumi motifi yerleştirilmiştir. Bu açıdan Kasabaköy Camii ile aralarında bir benzerlikten söz edilebilir. Afyonkarahisar Ulu Camii'ndeki boyalı nakışların tam bir envanterinin çıkarılarak, daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve süslemelerinin tarihlendirme meselelerinin aydınlatılması şarttır. Bu araştırma da, esas itibariyle bu iki noktaya dikkati çekmek amacıyla yapılmıştır. Tarihi camiler, kendi zamanlarının toplumunun düşünüş ve yaşayış tarzlarının birer yansımasıdır. Bu nedenle içinde bulundukları koşullarla uyumlu bir yaşantı içerisinde tarih içinde var olmuşlardır. Günümüzde ise tamamen farklı toplumsal koşullarda aynı tip yapıların inşa edilmesi, düşünsel bir çarpıklığa işaret etmektedir. Bu durum aynı zamanda modern kentlerin imajının oluşumunu olumsuz yönde etkilemektedir. Oysa camiler de kültür ürünleridir ve her kültür ürünü gibi çağının anlayışını yansıtmalı, teknolojinin kullanımı ve mimarlığın insan hayatına katabileceği olumlu değerler açısından içinde yer aldığı topluma ve mimarlık ortamına rehberlik edebilmelidir. 46 KAYNAKÇA Akan, A. E. (). Tarihi Ahşap Sütunlu Camilerin Sonlu Elemanlar Analizi İle Taşıyıcı Sistem Performansının Belirlenmesi Akın, A. (). Tarihi Süreç İçinde Cami Ve Fonksiyonları Üzerine Bir Deneme H t t Ün vers tes İlah yat Fakültes Derg s /1, c. 15, sayı: 29, ss. Akkanat, C. (). Karahisar eteğinde ahşabın sükûneti: Afyon Ulu Camii- Diyanet Aylık Dergi Sayı: Arslan, Muhammet. (). Anadolu’da Selçuklu Çağı Cami Ve Mescit Mimarisi (Plan- Mimari-Süsleme), (Doktora Tezi), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, Mülayim, S. (). Anadolu Türk Mimarisinde Geometrik Süslemeler-Selçuklu Çağı, Ankara Cantay, G. (). Osmanlı Külliyelerinin Kuruluşu, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara. Çetin, O. (). Anadolu Selçuklu Camileri Ağaç Direkli Camiler, Blog Arşivi seafoodplus.info İbrahimgil, M. Z. (). Lise 2 Sanat Tarihi s,40 Baskı: KOZA Yayın Dağıtım Sanayi ve Ticaret AŞ, ANKARA, Kaya, F. (). Anadolu Selçuklu Dönemi Ahşap Direkli Camilerinin En Güzel Örneklerinden Biri Afyonkarahisar Ulu Camii, Taşpınar Dergisi S s Kurtbil, Z. H. () Afyon Ulucamii, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi c s Öney, G. (). “Anadolu Selçuklu San'atı”, Türkler, c.7, Ankara. 47 Uysal, A.O. (). Anadolu Selçuklularından Erken Osmanlı Dönemine Minare Biçimindeki Gelişmeleri s. , Uysal, Z. (). “Afyon Ulu Câmii’nin Ahşap Üzerine Boyalı Nakışları”, 3. Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyumu, Afyon, sd Selçuklu Mimari, (). 17 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info p/seafoodplus.info Anadolu Selçuklu Camileri, (). 19 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.infoelbellek. com/anadolu-selcuklu-camileri/. Selçseafoodplus.infoi Ve Osmanlı Dönemi Camileri, (). 19 Nisan ’te erişildi, https:// seafoodplus.info Sanat Tarihi Notları Osmanlı Mimarisi-Camiler, 17 Nisan ’te erişildi, https://www. seafoodplus.info Erken Osmanlı Dönemi Mimarisi / Prof. Dr. Gönül Cantay, 19 Nisan ’te erişildi, https: //seafoodplus.info?Syf=26&Syz=/. Osmanlı Cami Mimarisi, (). 25 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.infos. org/ forum/ osmanli-imparatorlugu/seafoodplus.info#ixzz2Flw9jHx9/. Selçuklu Dönemi Mimari Özellikleri, (). 17 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info selcuklu-donemi-mimari-ozellikleri/. Tarihi Süreç İçinde Cami Ve Fonksiyonları Üzerine Bir Deneme, (). 26 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info?ID=/. Her Gün Bir Mimarî Yapı, Ağaç Direkli Camiler, (). 13 Nisan ’te erişildi, http:// seafoodplus.info Türk-İslam Devletlerinde Mimari, (). 19 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.infos. com/wp-content/uploads/T%C3%BCrk-%C4%seafoodplus.info Osman Döneminde Mimari, (). 27 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info 48 seafoodplus.info Afyon Ulu Camii Türkiye Afyon Câmi-İ Kebîr/Hocabey Camii Also Known, 19 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info Afyon Ulu Camii, 27 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info portfolio/afyon-ulucamii/. Afyon’daki Tarihi Ulu Cami, (). 20 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info afyondaki-tarihi-ulu-cami/. Türk Ahşap (Ağaç) Sanatı, 10 Mayıs ’te erişildi, seafoodplus.info ahsap-agac-sanati/. Selçuklu ve Beylikler Döneminde Afyonkarahisar, (). 20 Nisan ’te erişildi. https:// seafoodplus.info%C3%A7uklu_ve_Beylikler_D%C3%B6neminde_ Afyonkarahisar, Tarih Öncesinde Afyonkarahisar, 22 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.infoulturturizm. seafoodplus.info,/seafoodplus.info Bir Ahşap Klasiği: Afyon Ulucami, (). 28 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info?p= Kırk Direkli Afyonkarahisar Ulu Camii, 27 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info insanyerlesimleri/mimarlik/seafoodplus.info Afyonkarahisar’da Gezilecek Yerler, (). 28 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.infosiyer. com Türkiye › Afyon. Ulu Camii, 16 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info?fid= Afyon Ulu Cami Tarihi, (). 17 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info seafoodplus.info, Afyonkarahisar Ulu Camii, 18 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info files/%C4%B0LLER%20VE%20ULU%20CAM%C4%B0LER%C4%B0/AFYON/AFYON %20ULU%20CAM%C4%B0%C4%B0/AFYON%20ULU%20CAM%C4%B0%C4%seafoodplus.info 49 Ulu Cami (Afyon) - 3D Sanal Tur, 17 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info seafoodplus.info İnanç Turizmi CAMİLER: Ulu Cami, 20 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.infoulturturizm. seafoodplus.info,/seafoodplus.info Ulu Camii – Afyonkarahisar, (). 20 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info tr/turkiye/afyonkarahisar/gezilecekyer/ulu-camii Afyonkarahisar - Ulu Cami, (). 17 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info /seafoodplus.info?t= Ulu Camii, “TARİHE YOLCULUK” “ yıllık ahşap cami” (). 20 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info diUlu_Camii-Afyonkarahisar_Afyonkarahisar_seafoodplus.info Anadolu Selçuklu Dönemi Mimari Planları, (). 17 Nisan ’te erişildi, https://okur seafoodplus.info Ulu Camii Cami ve Türbe Afyonkarahisar Fotoğraf, 17 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info, Afyonkarahisar’da Bulunan Tarihi Camiler 1-Ulu Cami, 21 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info,/seafoodplus.info , İstanbul'dan Antalya'ya Kahverengi Tabelalar, 21 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info tabelalar/31/43/1 Afyon Ulu Camii Pdf, (). 21 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info ulu-camii-pdf. Ulu Camii – Afyonkarahisar, (). 17 Nisan ’te erişildi. seafoodplus.infoportali. seafoodplus.info Türkiye’nin 40 Direkli En Büyük Ahşap Camii Afyon’da, 02 Mayıs ’te erişildi, https:// seafoodplus.info?categoryid=11&aid= Afyonkarahisar Hakkında Ne Dediler? (). 10 Mayıs ’te erişildi, seafoodplus.info 50 jdownloads//seafoodplus.info Kırk direkli camii: Afyon Ulu Camii, (). 17 Nisan ’te erişildi, seafoodplus.info seafoodplus.info 40 Direkli Çivisiz Cami Görenleri Hayran Bırakıyor, (). 10 Mayıs ’te erişildi. seafoodplus.info birakiyor/. Cami Kelime Kökeni, 07 Mayıs ’te erişildi, seafoodplus.info /cami 51

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir