esir şehrin insanları kemal tahir konusu / Esir Şehrin İnsanları – Kemal Tahir Eser Özeti

Esir Şehrin Insanları Kemal Tahir Konusu

esir şehrin insanları kemal tahir konusu

Esir Şehrin İnsanları kitabını kim yazmıştır? Esir Şehrin İnsanları kitabı özeti, konusu ve karakterleri

Haberin Devamı

Esir Şehrin İnsanları Kitabını Kim Yazmıştır?

 Esir Şehrin İnsanları kitabını yazan kişi Türk romancı ve aynı zamanda senarist olan Kemal Tahir'dir.

Esir Şehrin İnsanları Özet

 Kamil bey Osmanlı imparatorluğunda yaşayan oldukça iyi eğitimli ve kültürlü bir insandır. Sultan Abdülhamit'in vezirlerinden birisi olan Selim Paşa'nın tek evladıdır. Babası genç yaşta vefat ettikten sonra bütün mirası da Kamil Bey'e kalmıştır. Hayatını bu noktadan itibaren babasının ölümü ile birlikte Avrupa'da geçirmeye karar verir. Kamil Bey bir paşa kızı olan Nermin Hanım ile evlenir. Nermin Hanım'ın babası bir kumarbazdır. Bundan dolayı babasının borçları da üzerine kalmıştır. Mallarına el konulmuş ve ortada kalmak üzeredir. Bundan dolayı hayatını düzene sokmak amacı ile Kamil Bey ile evlenmeye karar vermiştir.

 Kamil Bey eşi ile birlikte mutlu bir evlilik geçirmektedir. Gel zaman git zaman eşi Nermin Hanım'dan bir tane de kızı olmuştur. Kızına ise Ayşe ismi koymuştur. Kamil Bey ve eşi Nermin Hanım kızı ile birlikte Batı kültürü etkisi altında yetişmiş ve kendi öz kültürlerinden epeyce uzaklaşmıştır. Batı kültürünü iyi bilen oldukça kültürlü insanlar olmuştur. 1914 yılında ise birinci dünya savaşı patlak vermiştir. Bunun üzerine Osmanlı imparatorluğu da hızlı bir şekilde toprak kaybetmeye başlamıştır. Kamil Bey ve eşi ile birlikte çocuğunu da alarak İstanbul'a geri dönmeye karar verirler. 2 sene sonra İstanbul'a döndükten sonra artık burada yaşamaya başlarlar. Savaş esnasında çalışamayan Kamil Bey geçimini sağlamak ve ailesini idame ettirmek için mallarını ve mülklerini satmaya karar verir. Eşi Nermin Hanım'ın halası ise onları kendi köşklerinde ağırlayacağını söylemiştir. Kamil Bey'de bu teklifi kabul etmiştir.

Haberin Devamı

 Kamil Bey Çanakkale'nin bir yangın yeri olduğu haberi alır. Bu esnada da bulaşıcı hastalıklar her yere yayılmaya başlamıştır.

Esir Şehrin İnsanları Karakterleri

 - Kamil Bey

 - Nermin Hanım

 - Fuat Bey

 - Ayşe

 - Nedime Hanım

 - Ahmet Bey

 - Ali Kesğin

 - Niyazi Abi

 - Ramiz Efendi

 - Fatma Hanım

 - Necati Osman Bey

 - Rıfat Bey

 - Nazike Hanım

 - Hacı Sıtkı

Roman Özetleri

Kitabın yazarı Kemal Tahir'dir.Kitabın ilk basımı 1956 yılında yapılmıştır.Yazarın Mütareke dönemi aydınlarını anlattığı "Esir Şehir" üçlemesinin ilk kitabıdır.Kısaca Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul'daki sivil aydınların durumunu konu edinir.Ana kahramanlar; Kamil Bey, Nermin Hanım, Ayşe,Fuat Bey, Nedime Hanım, İhsan Bey, Ahmet Bey, Niyazi Ağabey, Ramiz Efendi ve Fatma Hanım'dır. Kamil Bey Abdülhamid'in en zengin vezirlerinden Selim Paşa'nın tek çocuğudur.Genç yaşta çok büyük bi mirasa konmuş ve hayatının büyük bölümünü yurt dışında geçirmiştir.Nermin Hanım,Kamil Bey'in eşidir.O da bir Paşa kızıdır.Maddi manevi hiç bir zorlukla karşılaşmamış,bolluk içinde yaşamıştır.Ancak babası ansızın öldüğünde kumar borçlarından dolayı varlıkları yağma edilmiştir.O dönemde karşısına çıkan Kamil Bey ile evlenerek hayatını düzene sokmayı amaçlamıştır.Ayşe,Kamil Bey ve Nermin Hanımın tek çocuğudur.İspanyada doğmuştur ve İstanbul'a döndüklerinde altı yaşına gelmiştir.Küçük yaşına rağmen bir genç kız gibi girişken,hoş sohbet ve bilgilidir.Fuat Bey,Kamil Bey'den dört yaş büyük Galatasaray'da beraber okudukları bir tanıdığıdır. Mahir Paşa'nın oğludur.Bağlarbaşı'ndaki köşkün komşusudur.İhsan Bey ve Ahmet Bey, Kamil Bey'in Galatasaray Lise'sinden sınıf arkadaşlarıdır.Nedime Hanım, İhsan Bey'in eşidir.Niyazi Ağabey; İhsan Bey,Ahmet Bey ve Nedime Hanım'ın Anadolu'ya yaptıkları yardımlar için aracılık yapan en önemli yardımcıları ve güvenilir dostlarıdır. Ramiz Efendi,Mütareke'den sonra savaşa geri dönmemiş ve Anadolu'ya yardım etmek için çalışan bir yedek subaydır.Fatma Hanım,Ramiz Efendi'nin karısıdır. Eğitimsiz ancak son derece cesur ve vatansever bir kadındır.
1914 Dünya Savaşı karışıklığından iki yıl kadar sonra Kamil Bey,karısı Nermin ve kızı Ayşe ile birlikte İstanbul'a döner.Savaş yılları süresince yurtdışında mülklerinin bazılarını satarak geçindiği için bir miktar para sıkıntısı çekmektedir.İstanbul'a döneceklerini öğrenen Nermin Hanım'ın halası ve eniştesi israrla kendilerini köşklerinde misafir etmek isterler.Kamil Bey'de kabul eder. İstanbul'a kendilerini getiren vapur Çanakkale'de durduğunda limana inen Kamil Bey İstanbul'un içinde bulunduğu acı durumu daha iyi öğrenme fırsatı bulur.Şehir yangın yeri halindedir.Kuçuk kız çocukları sefaletten kendilerini satmaktadır ve bulaşıcı hastalıklar giderek yayılmaktadır.Vatanın felaketine dayanamayan subay ve memurların bazıları intihar etmektedirler.
Nermin Hanım'ın halası ve eniştesi son derece büyük ve gösterişli bi köşkte oturmaktaydılar.Enişte Bey, işgal kuvvetlerinin ileri gelenleri ile işbirliği içinde olan, gönülden Padişaha bağlı,vatanseverlik duyguları gelişmemiş,her şeye sadece ticaret gözüyle bakan bir insandır.Kamil Bey'i Kerkük'deki topraklarını İngilizlere satması için ikna etmeye çalışmaktadır;ancak Kamil Bey bu emrivakiyi kabul etmez ve en kısa zamanda kendi evine taşınmaya karar verir.
Serencebey'deki konakla,Çengelköy'deki yalı yanmış olduğundan Bağlarbaşı'nda bulunan çok uzun yıllardır bakım görmemiş köşkü tamir ettirerek orada yaşamayı planlar.Köşkün tamiri esnasında eski arkadaşı Fuat Bey'le görüşür ve o'nun başına gelen bir felaket neticesinde yaşamını tamamen değiştirerek bir kadiri dervişi olduğunu öğrenir.Fuat Bey İtalyan olan karısının, çocuğunu da yanına alarak başka birine kaçması yüzünden çocuğunu da kaybetmiş olmanın acısıyla derviş olmaya karar vermiştir.İki yıllık derviş Fuat Bey'le,iki yıllık yoksul Kamil Bey köskün yeniden yapılmasında kader birliği yaparlar.Birbirlerine hayat görüşlerini anlatarak etkilerler.

16 Mart 1920'de işgal altında olan İstanbul tekrar işgal edildi.İngilizler İstanbul'u ikinci kez işgal ederken Eskişehir ve Afyonkarahisar'daki askerlerini geri çektiler.Osmanlı yanlısı olanlar sanki İstanbul'u Kuvayi Milliyeciler işgal etmişler gibi Anadoluya ateş püskürmekteydiler.Bazaıları içinse son umut Anadoludaydı.Kamil Bey ömründe Yakacık'tan öteye geçmemiş bir İstanbullu olduğundan Anadolu hakkında hiç bir fikri yoktu. ve bu düşünceye bu sebeple katılmıyordu.Anadolu'dan Mustafa Kemal ile ilgili bazı haberler geliyordu.İstanbul'da aydınlar bazı dernekler aracılığıyla Anadolu'ya yardım gönderiyorlar,subaylar gizlice Anadolu'ya kaçıyorlardı.Kamil Bey vatansever olmanın neyi gerektirdiğine hala karar verememişti.Bu dönemlerde karşısına Galatasaray Sultani'sinden sınıf arkadaşı Ahmet Bey çıktı.Ona arkadaşları İhsan'ın yedek subay olarak harbe gitmiş,beş kere yaralanmış,büyük yaralar göstermiş, esir düşmüş,kurtulup gelince küçük bir sermaye uydurup bi dergi çıkartmaya başlamış, Kuvayi Milliye'yi tuttuğu için mimlenmiş,üzerine işlemediği bir suç atılarak on yıl kürek cezasına çarptırılmış olduğunu anlattı.İhsanın karısı Nedime Hanım'ın dergiyi çıkartmaya devam ettiğini ancak çok zorluk çektiğini söyledi.İhsan Bey'le Ahmet Bey, Kamil Bey'in Nedime Hanım'a yardımcı olabileceğini düşündüler ve bunu Kamil Bey'e Ahmet Bey teklif etti.Kamil Bey'den ilk defa bir fedakarlık isteniyordu,böyle bir hizmeye evvelden beri muhtaçtı.İşi sevinerek kabul etti.Hemen İhsan Bey'i Ahmet Bey'le beraber ziyaret ettiler.İhsan güçsüz düşürüldüğü,mahpusa tıkıldığı halde büyük bir iş yapmakta olduğu belliydi.Kamil hayata girmeye başladığını ve bunun kendisi için iyi olduğunu düşünüyordu.Çıkartılan gazetenin adı Karadayı'ydı.Artık Kamil'de memleketi kavrayan,felakete karşı çıkanların yanında,arasındaydı.Elinde iyi-kötü bir savaş silahı olan bir sorumlu insandı.Nedime Hanımla tanıştı.Nedime Hanım kendisine gazete çıkarmaktan başka işlerde gördüklerini,mimli olduklarını bir çok hafiye ve sivil polisin kendilerini sık sık ziyaret ettiklerini anlattı.Önce onların dostlarını tanıması gerektiğini belirtti bunlardan en önemlisi Niyazi Ağabeydi.Kamil Bey,gazetedeki çalışma ortamını düzeltmek için evden birçok eşyayı oraya taşıttı.Antika bir Buda heykeli satarak elde ettiği parayla işe dört elle sarıldı.Gün geçtikçe Nedime Hanım'ın görüşlerinin,cesaretinin,vatan sevgisinin etkisi altında kalarak ona hayran oldu.Nedime Hanım hamileliği ilerlemiş olmasına rağmen çalışmaya devam ediyordu.Gazete ünlü yazar ve şairlerin toplanıp,memleket meseleleri ile ilgili görüştükleri,buluştukları bir yer haline geldi.Niyazi Ağabey'den biraz bahsetmek gerekirse,kendisi seferberlliğin her cephesinde çarpışmış,Yunan'a ilk kurşunu atanlar arasında olan biridir.Oğlu rum çetelerince öldürülmüş, kızının ise ırzına geçilmiştir.Karısı Anadolu'da kaybolmuş, düşmana duyduğu kin duyduğu kin öylesine artmış ki nerede tehlikeli bir iş sezse hizemete koşar hale gelmiştir.İhsan,Nedime,Ahmet ve Kamil Bey ona sonuna kadar güvenirdi.
Bir gün Ahmet Bey perişan bir şekilde gazeteye geldi ve acilen 50bin liraya ihtiyacı olduğunu,bin ton cephanenin Anadoluya gönderilmek üzere zorluklarla gemiye yüklendiğini,pazarlıkta önce 11bin lira istendiğini ancak daha sonra Rozalti isminde birinin fiyatı 50bin liraya çıkardığını,eğer aradaki farkı bulup veremezse halkın parası olan 11bin liranında yanacağını anlattı.Hiç birinde metelik yoktu,borç alabilecekleri herkesi düşünüdler;ama hiç umut yoktu.Kamil Bey nakliye şirketinin direktörünü tesadüfen,Enişte Bey'in evinde tanıdığını hatırladı ve son çare olarak onunda görüşmeye gitti.Direktör Fransızdı,Kamil Fransızlar'ın her çeşit vatanseverliği hoş görürlülük ile karşılayacağını düşündüğünü söyleyerek durumu açıkca anlattı.Direktör zaten taşıma ücretinin 11bin lira olduğunu aradaki fazkın Rozalti tarafından istenmiş olabileceğini tahmin ederek onlara yardım etmeyi kabul etti.Gemi sefere çıktıktan sonra Rozalti'nin işine son verdi.

Nedime Hanım'ın rahatsızlanarak eve gittiği bir gün Niyazi gazeteye gelerek acilen Nedime ile görüşmesi gerektiğini söyledi.Kamil,Nedime'nin rahatsız edilemeyecek kadar hasta olduğunu,ne gerekiyorsa kendisinin yapacağını;artık kendisine güvenebileceklerini söyledi.Niyazi çok önemli bazı evrakların Karadeniz postası yapan Gülcemal vapuruna teslin edilmesi gerektiğini;ancak Ahmet'in bir gece evvel tutuklandığını,evrakların Nedime Hanım'da olduğunu söyleyerek sadece Nedime ile bu işi halledebileceğini anlattı.Kamil aniden aklına gelen bir yalanla Nedime'nin adada yakınlarının yanında olduğunuve ancak kendisinin ona ulaşabileceğini söyledi. Niyazi bu durumda mecbur kalarak detayları açıklamak zorunda kaldı.Niyaziyi atlatan Kamil karışık yollardan Nedime'nin evine ulaşarak durumu anlattı Nedime evrakları vapura kendisi teslim etmek istediğini,bu işe karışmamasının daha iyi olacağını söyledi.Kamil Nedime'yi de kendisinin güvenilir olduğuna ikna etmeyi başardı.İlk kez bu kadar büyük bir iş yapabileceği için kendini şanslı hissediyordu.Bir çok zorlukdan sonra gayet önemli belgelerle dolu kuru üzüm sandığını Tophane rıhtımında,Gülcemal vapurunun kahvecisi Ramiz Efendi'ye verirken suç üstü yakalandı.

Uzun ve yorucu sorgularda kendisine bir paşa oğlu olduğu için iyi davranıldı.Tüm suçlamaları inkar etti,belgeleri bilmediğini,Ramiz'i tanımadığını söyledi.Sorgulamayı yapan yüzbaşı Nedime Hanım'ın elebaşı olduğunu bildiklerini, kendisini uzun süredir takip ettiklerini,itiraf ederse babasının hatırı için kendisini affedeceklerini söylesede Kamil Bey kessinlikle bunu kabul etmedi,sonuna kadar Nedime Hanım'ı korumaya devam etti.Yüzbaşı arkadaşlarından birinin Nedime Hanım hakkında tüm bilgiyi verdiğini,Ararat vapurunda kaçırılan cephane işi içinde onun sorumlu olduğunu bildiklerini söledi.Kamil Bey gemide cephane olduğunu bilmediğini, ilaç ve hastane malzemesi yüklü olduğunu sandıklarını bunun için Fransız direkötöre kendisinin aracı olduğunu,Nedime Hanım'ın suçu olmadığını söyledi. Yüzbaşı Nedime'nin özellikle rahatsızlanarak adaya gittiğini evrakları teslim etmesi için Kamil'i kullandığını söyledi.Bunları ispatlamak için bir şahitleri olduğunu da belirtti.Her şeye rağmen Kamil,inkara devam etti.Şahitle yüzleştirilmesini istedi. Askerler şahidi getirdiler.Kamil içeri gelen bu perişan insanı tanıyamadı.Bu Ahmetti. Ahmet inanılmaz işkencelere maruz kalmıştı.Yüzbaşının söylediği her şeyi kabul etti.

Bütün suçun Nedime Hanım'ın olduğunu söyledi.Kamil çılgına döndü,o anda aklına gelen ilk yalanı söyleyerek,Ahmet Nedime'ye aşıktı,kendisi tutuklanınca Nedime'nin dışarda olmasına dayanamadı ve kıskançlıktan bunları uyduruyor diyerek saldırdı. Ahmet her şeyi olduğu gibi bunu da kabul etti ve o akşam hapiste intihar etti.Kamil Nedime'nin adaya gitmedi hikayesini sadece Niyazi'ye söyledği bir yalan olduğunu bildiğinden gerçek ihbarcının o olduğundan emindi;ama yinede Ahmet'i de affedemedi.Eşinin eve gelmemesinden meraklanan Nermin,hala ve eniştesinin yardımıyla Kamili buldu ve görüştüler.Nermin Hanım,Kamil'i hiç anlayamıyordu. Kendisinin ve kızının perişan olduğunu,eniştesinin yardımcı olduğunu ve artık işbirliği yapması gerektiğini söyledi.Karısının Padişah yanlısı tutumu,kızının özlemi,Kamil!in direncini kırıyordu.Fakat kutuyu teslim ederken yakalandığı Ramiz Efendi ile yaptıkları arkadaşlıkda,onun cesaretinden,karısı Fatma'nın vatanseverliğinden,tüm cahilliğine rağmen kocasını Anadolu'ya yardım etmek için yüreklendirmesinden öylesine etkilendi ki kendinden utandı ve kararından dönmedi.Son bir teklifle kendisine Roma Elçiliği'nde baş katip olması ve Nedime Hanım hakkında bilgi verdikten sonra hiç bir yüzleştirmeye ve mahkemeye çıkarılmadan yurt dışına gönderilmesi tekilf edilmesine rağmen kadını korumaya devam etti.Ramiz'e de Kamil alehinde ifade vermesi için baskılar yapıldı ama o hiç oralı olmadı.Bu arada İnönü Zaferi'nin haberi bir bayram sevinci gibi İstanbul'a ulaştı.Mahkemede Ramiz beraat etti,Kamil Bey,yedi yıl kürek cezasına mahkum oldu.Ramiz Efendi,Kamil Bey'in elini öptü ve "Yanlızca sizin elinizi öpmedim,bütün kahramanların ellerini öptüm.İnönüde ölenlerin,sakat kalanların,mahpus yatanların.İşin sonuna geldik,buradaki misafirliğiniz çok çok birkaç ay sürer,ben Anadolu'ya geçsemde Fatma Hanım mutlaka size gelir, ömrümün sonuna kadar minnetle hatırlayacağım."dedi.Ramiz Efedi çıktı.Kapı kititlendi.

Esir Şehrin İnsanları

Esir Şehrin İnsanları - Kemal Tahir

Kitap Türü:Yerli Romanlar

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Esir Şehrin İnsanları Özet

Esir şehir İstanbul’dur. Savaş yıllarında insan psikolojileri romana sirayet etmiştir. Olaylar Birinci Dünya Savaşı ile başlayıp Milli Mücadele’ye kadar gitmektedir. İstanbul’un karışık yıllarını ve İstanbul’daki mütareke dönemi anlatılır. Kâmil Bey Selim Paşa’nın oğludur. Vatansever biri olan Kâmil Bey, Birinci Dünya Savaşı başladığında İspanya’dadır. Kâmil Bey’in eşi Nermin hamiledir. Savaşın başladığı yıllarda Madrit Elçiliği’nde çalışan Kâmil aynı zamanda büyükelçiliğe giderek vatanı için ne yapması gerektiğini hakkında fikir alır. İşlerinin de bozulmasıyla Kâmil ve Nermin İstanbul’a vapurla gelir. İstanbul’a geldiklerinde kızları Ayşe altı yaşına basar. Küçük olmasına rağmen çok olgun davranan bir kızıdır. Romanda dikkat çeken bir olay da asker olan Mehmet Ali’nin intihar mektubuna ulaşılmasıdır. Mehmet Ali, 21 yaşında bir genç bir askerdir. Şehit olmayı arzulayan Mehmet Ali şehit olamadığı için kendini suya atarak cezalandırır. Mektubu okuduklarında Türk halkının ümitsizliğinden yakınıldığı görülmektedir. İstanbul’a gelen Kâmil ve eşinin kalacak yeri yoktur. Nermin’in halasının akşam yemeğine konuk olurlar. Halasının kızı şımarık ve hoppa bir kızdır. Yeni boşanmış olan bu kız sürekli Batı hayranlığından bahsetmektedir. Nermin’in halasının eşi ise tüccardır. Sabriye, Anadolu’nun içinde bulunduğu zor anları sanki çok iyi biliyormuş gibi anlatır. Sabriye ve Kâmil Garden Bar’a hep birlikte eğlenmeye gider. Sabriye, Kâmil Bey’e kötü duygular ile yaklaşır ve Kâmil’e Musul’daki mal varlığını satmasını söyler. Kâmil malvarlığının bulunmadığını söyler. Kâmil Bey, Sabriye’nin o halinden sonra anasından kalan evinde oturmaya karar verir. Evin tamirini yaptırır. İstanbul tekrar işgal edilir. Geçim kaynağı bulmada zorlanan Kâmil, kitap çevirileri yapmaya karar verir. İlk çevirisi Don Kişot’tur. Kâmil Bey, Fransızca ve İngilizceyi çok iyi bilmektedir. Resim yapmayı ve çevirilerle uğraşmayı sever. Abdülhamid’in vezirinin oğlu olmasına rağmen varlık içinde yokluk çekmektedir. Dedesinden kalan mirası sorgulatır ama bir şey çıkmaz. Kâmil Bey, adliyeye gider. Burada sosyal ve siyasi eleştiriler bulunmaktadır. Kâmil, Ahmet ile karşılaşır. Ahmet, Kız İhsan’ın Kuvayımilliye taraftarı olduğu için kürek cezasına çarptırıldığını anlatır. Abdullah Ağa adında birinin de Kuvayımilliye yanlısı olmadığı için hapse atıldığını söyler. İhsan’ın eşi Nedime Hanım “Karadayı” adında bir dergi çıkartır. Nedime Hanım, hamiledir. Ona yardımcı olma duygusu Kâmil’i rahatlatır. Kâmil, bu dergide çalışma kararı alır. Kâmil, dergiye para bulmak pahasına fildişi heykelini satar. Kâmil Bey, bu ortamda gazeteciliği kavrar. Bu iş onun sayesinde daha da anlam kazanmıştır. “Karadayı” dergisinde çalışması ona sorumluluk yüklemiştir. Bu dergiyle beraber Milli Mücadeleye destek verdiği netleşir. Nedime Hanım, Kâmil Bey’e Niyazi’yi anlatır. Anadolu’ya yardım için vapur kiralanacaktır. Bunun içinde para lazımdır. Kâmil Bey, üzüm sandığı içinde vapurla belge yollayacaktır. Belgelerin Ankara’ya gönderilmesi planlanıyordur. Kâmil, Ramiz Efendi’ye gidecek olan sandıkla beraber suçüstü yakalanır. Kâmil Bey sorguya çekilir. Paşa oğlu olduğu için fazla zorlamazlar. Kâmil, tüm suçlamaları kabul etmez. Nedime Hanımı korumaya çalışır. Tutuklanan Ahmet, Nedime’yi suçlasa da Kâmil Bey, kendisine inanmalarını sağlar. Ramiz Efendi’yi sorguya çekip döverler. Nermin, eşi Kâmil’e resim malzemeleri ve eşyalarını hapse gönderir. Kâmil’in eşi Nermin Milli Mücadele’ye karşı olan taraftadır. Buna rağmen Kâmil vatanı uğruna davasından vazgeçmez. Kâmil, Nedime’yi korumakta kararlıdır. Hiçbir şekilde Nedime’yi ele vermez. Bunu vatanı için yapar. Ramiz Efendi’nin eşi İnönü Zaferi’nin kazanıldığı haberini verir. Ramiz Efendi, serbest bırakılır. Kâmil, ise on yıl kürek cezası alır. Paşa oğlu olduğundan üç yıl ceza indirimi sağlanır.

Değerlendirme

Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları adlı romanını 1943-1946 yıllarında kaleme almıştır. Esir Şehrin İnsanları 1920’leri anlatmaktadır. Roman Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele yıllarını kapsamaktadır. Romandaki mekân İstanbul’dur. O dönemlerde işgal altında olan İstanbul esir bir şehirdir. Çözümler arayan aydın insanlar vatanları için kendilerini feda ettiklerini gözlemleyebiliyoruz.

Romanda iki grup insan vardır. Milli Mücadeleye sahip çıkanlar ve sahip çıkmayanlardır. Sahip çıkanların başında Kâmil gelmektedir. Ramiz Efendi ve eşi Fatma Hanım desteğini esirgememiştir. Karşı çıkanlar arasında Kâmil’in eşi Nermin gelmektedir. Nermin’in halasının kızı Sabriye’yi de bu gruba dahil edebiliriz. Romanda anlatılan mütareke yılları aile bireylerini bile karşısına alacak kadar etkilidir.

Editör: Begüm Attar

Esir Şehrin İnsanları Konusu

I. Dünya Savaşı’nın patlak verdiği 1914 yazı, padişah Abdülhamit döneminin en zengin vezirlerinden Selim Paşa’nın oğlu Kâmil Bey, İspanya’ da bulunmaktadır. İspanya’daki ahbabını ziyarete geldiği sırada, Osmanlı İmparatorluğu’nun da savaşa dahil olduğunu öğrenen Kamil Bey, hamile eşi ve gelecekleri için endişelenir ve savaş halinin bitmesini Madrid’deki elçilikte gönüllü görev yaparak beklemeye karar verir. Sonradan Osmanlıların satın almış olduğu iki Alman zırhlısının, Rus limanlarını bombalayarak savaşa sürükledikleri Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya Savaşı sırasında uğradığı yenilgilere karşı direnmeye çalışıp, Kutul-Ammare’de ve Çanakkale’de zaferler elde eder.

Kâmil Bey’in Madrid’de bulunduğu süre boyunca savaş tüm şiddetiyle devam eder. Kâmil Bey Madrid’de ortalığın düzelmesi için boşuna beklediğini düşünerek, İstanbul yoluna koyulur. Bu sırada Rusya’ da Çarlık düzeninin yıkıldığı, Bolşevik devrimi boy gösterir (1917). Savaşın beraberinde getirdiği yoksulluk Kâmil Bey’i de yakalar ve Kâmil Bey ve ailesinin İstanbul yolculuğu Nermin’in (Kâmil Bey’in eşi) halasının evinde son bulur. Bir süre sonra Kâmil Bey, halanın evinde kalmayı kendisine yediremez ve anneannesinden kalma Bağlarbaşı’ndaki evi tamir ettirerek, ailesiyle birlikte oraya taşınır.

İstanbul’da başlayan yeni düzen Kâmil Bey ve ailesi için çözüm yolu gibi gözükse de, Kâmil Bey yoksulluğun verdiği iç sıkıntılarıyla, Anadolu’da başlayan mücadeleden habersiz, para sıkıntısına çözüm yolları aramaktadır. Sahibi olduğu mal varlığını elden çıkarıp, para kazanmak ümidiyle avukatları gezen Kâmil Bey, bir gün liseden dostu Ahmet Bey’den gazetelerinde yazma teklifi alır. Milli mücadele için hapse düşmüş dostu İhsan Bey’in karısı Nedime Hanım’la çıkaracakları gazete için Kamil Bey sevinç içindedir. Gazete ve yazarları milli mücadeleyi destekler. Ayrıca gazete Anadolu’ya gizli belgeler göndermek için üzeri örtülü bir yöntem olur.

Çalıştığı gazete sayesinde milli mücadele hareketine katılan Kâmil Bey, bir gün Anadolu’ya gidecek gizli bir evrakın teslimi yüzünden tutuklanır. Gazete sayesinde tanıdığı birçok milli mücadele yandaşlarının ihanetine uğrar ve Osmanlı hafiyesi olduklarını öğrenir. En başından beri Kâmil Bey’in gazetede çalışmasını doğru bulmayan eşi, onu haklı mücadelesinde yalnız bırakır. Ancak Kâmil Bey, milli mücadelecilere olan sadakatini korur ve onları ihbar etmez. Bu doğruluk örneği davranışı ona yedi yıl kürek cezasına mâl olur.

Kemal Tahir’in yalın bir dille kaleme aldığı eşsiz eseri Esir Şehrin İnsanları, Esir Şehir Üçlemesinin ilk eserini oluşturuyor. Kitabın sonunda okuyucuya verdiği ‘devamı gelecek’ niteliğindeki mürekkep tadı, eserin bir sonraki kitapta vücut bulacağının canlı bir kanıtı gibi... Eser boyunca yer yer okuyucuyla buluşturduğu esir şehir benzetmeleri ( Ara sıra bulutları yaran güneş, bu yaşlı “Esir Şehre” maskara renkleriyle makyaj rezilliği veriyordu. ) , dönemin İstanbul ve Anadolu resmini ortaya koyuyor. Okurken kendinizi işgal atındaki bir devletin, yiğit evlatlarıyla verdiği mücadeleye tanık oluyorsunuz. Okuyucuyu sayfalar boyunca maceralar peşinde sürükleyen Kemal Tahir, bizleri diğer kitapları okumaya teşvik ediyor adeta. Esir Şehrin İnsanları dönemine ışık tutan kitaplarından biri şüphesiz ki… Eşsiz anlatımı ve okuyucuyu dönemle kaynaştırdığı yalın dili için Kemal Tahir’e sonsuz teşekkürler…

Esir Şehrin İnsanları Soruları ve Cevapları

Esir Şehrin İnsanları kimin eseri?

Kemal Tahir

Esir Şehrin İnsanları türü nedir?

Yerli Romanlar

Esir Şehrin İnsanları kaç sayfa?

464

Esir Şehrin İnsanları Yorumları

harika bir roman herkesin okumasını tavsiye ederim

10-06-2015 20:12

kitabı okudum. çok güzel bir kitap. herkese tavsiye ederim.

11-06-2015 00:10

enfes bir kitaptı. mutlaka herkes okumalı...

15-06-2015 01:01

bu ne uzun bir kitap çok sıkıldım ama okumak zorundaydım sınav vardı çünkü
mecbur kalmadikça sakin okumayin!!!

11-05-2016 10:50

hangi bakış açısı var bu kitapta
gençlerrrr

31-05-2016 19:11

benim de sınavídeo olduğundan okudum

03-11-2016 21:04

ben kitabı okudum kemal tahir esir şehrin insanları kitabı ile çok güzel bir esere imza atmış adeta o dönemi yaşatıyor size o dönemi anlamak için böyle romanlara ihtiyacım var diye düşünüyorum

05-11-2016 22:14

sınavım olduğu için mecburen okudum fakat kitap fena değil tavsiye ederim

28-11-2016 21:02

sinavimdan dolayı okuduğum bi kitap... kitap tek kelimeyle mükemmel...
mutlaka okunmali tavsiye ederim👍👍

31-12-2016 13:21

sinav vesilesiyle okudum yalin bir dille anlatilmis fakat akici olmasada donemine ayna tuttugu icin muhtesem bir kitap

19-03-2017 19:52

karakterler yazmıyormu bu sitede

04-05-2017 23:33

okuyacağim kitap inşallah severim

31-12-2017 11:13

olaylar çok karışık. bende sınav nedeniyle okudum

31-01-2018 09:54

bende sınav nedeni ile okudum kitap aynı o dönemi yaşatıyor ama çok uzn

27-03-2018 18:33

öğretmen ödev verdi esir şehrin insanları özet çıkacak kitap çok kalın ve uzun nasıl okuyup bitireceğim bilmiyorum bari güzel mi diye bakıyordum burayı buldum umarım işime yarar teşekkür ederim

08-06-2019 16:48

mükemmel bir kurgusu var konusu çok güzel karakterler çok gerçekçi anlatım kusursuz neden bu kadar beğenildiğini okuyunca anlıyorsunuz sanki gerçek bir hikaye anlatılmış gibi hissi veriyor dönemi çok güzel ele almış mutlaka okuyun

14-12-2019 22:09

esir şehrin insanları kitabı çok önemli bir dönemi yansıtmış bize. savaş dönemindeki ayrılıkları, istanbul'da birçok ülkenin askerlerinin dolaşıyor oluşunu, insanların özellikle askerlerin yaşadığı çaresizliklerini anlatan bir kitap. bu olaylara ise uzun yıllar yurtdışında yaşamış, savaş zamanında fakirlikten dolayı ülkesine dönmek durumunda kalan bir paşa çocuğu kamil bey'in gözüyle tanık oluyoruz.
kamil bey'in eski arkadaşlarıyla tanışması ve bir gazete bürosunda çalışmasıyla da asıl olaylar başlıyor diyebiliriz. en son kamil bey'in yedi yıl hapis cezası almasıyla kitap son buluyor . fakat kemal tahir bu kitabı üçlü serisiyle yazdı. ikinci kitabında kamil bey' in hayatından tekrar devam ediyor.
yaşadığımız o zorlu dönemlerden bahseden güzel bir kitap esir şehrin insanları .

Hilal • 09-04-2020 13:23

öğretmen karakterleri çıkartmamızı istedi o yüzden okudum bir dönemi güzel anlatmış ama dili ağır geldi bana çok fazla detay var karakterler zamanla kafa karıştırıyor bir taraftan okuyup bir taraftan liste çıkarttım resmen

30-03-2022 15:48

hangi dönemi anlatıyor açıklayabilecek var mı

03-07-2022 22:40

okurken dönemi yaşatıyor o kadar harika bir anlatımı var

06-11-2022 22:44

kısa özet de ekler misiniz iki özetinizde çok uzun

05-02-2023 18:06

bana kamil beyin özellikleri lazım

04-05-2023 19:48

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır