en güzel kitap önsözü / Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Kütüphanesi s19.2

En Güzel Kitap Önsözü

en güzel kitap önsözü

Kitaplara Önsöz Yazmanın Artık Demode Olması

crusherma (görkem) 1

Özellikle klasik kitaplar ya da eski tarihli yeni basım kitaplar aldığımda canımı sıkıyor bu durum. sayfalık bir kitap , 30 sayfası önsöz, içtenlikle verdiğim paraya acıyorum.
lü yıllarda , ’lü yılların başı ve ortasında tv, radyo , internet keşfedilmemişken kitaba önsöz yazılması anlaşılabilir birşeydi.

Şu an ise bu demodelik özellikle tüm klasik kitaplarda sayfa israfına sebep olmakta. Bazı önsöz yazarları hadlerini de aşarak kitap hakkında ciddi 'spoiler’larda vermekte , kitap zevkini dibine kadar baltalamakta.

Kitabevleri önsöz basma adetinden neden vazgeçmiyor?
Merak ediyorum.

3 Beğeni

Sayhh2

crusherma:

lü yıllarda , ’lü yılların başı ve ortasında tv, radyo , internet keşfedilmemişken kitaba önsöz yazılması anlaşılabilir birşeydi.

Argümanınızı tam olarak anlamadım. Neyi kastediyorsunuz? Önsözde edineceğimiz bilgileri daha ucuz şekillerde de öğrenebileceğimizi mi, yoksa farklı medya unsurları sebebiyle kitaplardaki önsöz kısmı için eskisi kadar vaktimiz olmadığını mı?

Ben önsöz okumayı seviyorum. :blush: İlk aklıma gelen örnek Frankenstein için yazarının hazırladığı önsöz. Öyle lezizdi ki kitabın kendisi kadar yer etti aklımda. Onu okumasam kitap eksik kalırdı.

Bir de yazarların farklı yıllarda ekledikleri birden fazla önsözü olan kitaplar var. Bence en güzeli de o, çünkü yazarın kitabıyla ilişkisinin nasıl devam ettiği hakkında okura ipucu veriyor.

crusherma:

Bazı önsöz yazarları hadlerini de aşarak kitap hakkında ciddi 'spoiler’larda vermekte , kitap zevkini dibine kadar baltalamakta.

Spoilerın varlığı konusunda size katılıyorum. Birkaç sayfayı geçen önsözler genelde incelemeye dönüştükleri için onları en sonda okumak daha iyi olabilir. En azından benim tercihim bu yönde oluyor.

Sadece önsöz değil, yazar ve çevirmenin biyografisi, yayıncının notu, çevirmenin notu, teşekkür sayfası… Ne yazıldıysa okuyorum çoğunlukla ama benim de dayanamadığım bazı önsözler oluyor ve onları atlıyorum. Atlarken de şunu düşünüyorum: :joy:sen-de-yalanmissin-dostoyevski_

11 Beğeni

maviadige3

Bazı önsözler ilgi çekici olabiliyor ama genelde uzun uzadıya destan gibi yazılanlara sabrım yetmiyor. :slight_smile:

Voldemort4

Ben önsözü atlıyorum, kitabı bitirdikten sonra okuyorum. dediginiz gibi spoiler olabiliyor içerisinde. Ancak bence önsözler bir kapanış hissi veriyor, ayrıca fark edemediğim incelikleri de genelde o bölümde buluyorum.

1 Beğeni

DigitalMilitia (Yakışıklı) 5

20’li yaşların başındayken ben de nefret ederdim bu durumdan ve direkt olarak kitaba başlardım, zira kendi içimde bir “sidik yarışı” vardı “çok kitap okumak” ile ilgili. Sonrasında yaş 30’lara dayanınca zevk alarak okumaya başladım. Yazarla, yazarın o eseri yazarken içinde bulunduğu durumlarla ilgili mükemmel bilgilere rastladım. Tabi genelleme yapamıyorum, zira bazıları cidden boş yapıyor.

Usta ile Margarita meselâ, aynı şekilde Dava, önsözlerini okurken bitmesin istedim. Aynı şeyi akademik eserler için de söyleyebilirim; üniversitedeyken Ahmed Rashid’in Taliban: Militant Islam, Oil and Fundamentalism in Central Asia kitabıyla Stephen Tanner’ın Afghanistan: A Military History from Alexander the Great to the War against the Taliban kitabını okumuştum. On günlük bir süre sonrasında postayla geldi kitaplar, saldırdım resmen, direkt olarak içeriğe geçmek istiyordum, ama önsözler dahilinde verilen bilgiler çok değerliydi benim için.

Hâlihazırda kitabını yazdığı vakit teşekkür edeceği insanlar olan biri olarak bu tarz yazılara çok takılmıyorum açıkçası, ama tabi kişiden kişiye ve eserden esere göre değişebilir.

6 Beğeni

Rosemary6

Zaten hiçbir donanımlı okur önsözle karşılaştığında bu duruma sevinmez. Çünkü önsözün içerisinde ne çıkacağını asla bilemez. Şimdi adını hatırlayamadığım bir kitabın önsözünde Sabahattin Eyüboğlu da buna yakın bir şeyler demişti hatta “okur sen önsöz sevmezsin, haklısın ama bunu oku bu başka önsöz” gibi sözlerde bulunmuştu.

Ben de önsöz okumayı severim. Hele şöyle ne dediğini bilen bir önsözse tadı bir başka olur. Ama crusherma burada sen de biraz suçlusun gibi. Gider İthaki’den, Can’dan önsöz okursan tabii yersin tokatları üst üste (tersi durum varsa belirt lütfen). Her zaman söylemişimdir deneysiz bir kimya düşünülemez, daha doğrusu İletişim’siz bir klasik düşünülemez. Bir klasiği özellikle İletişim’den okurum çünkü hem önsöz ve sonsöz bulunur ve hem de bunlar çok özenlidir. İyi önsöz kitabın içeriğine dair pek bir şey söylemezken kötü önsöz kitabın içeriğinden başka bir şey bilmez. Bundan dolayı önsöz okumada kararsız kaldı mı insan, yayınevinin namına değil daha önceki işlerinden kalan güvenirliliğine bakmalı. İletişim elde zaten, Payel de bu konuda çok iyi, İş de beni daha üzmedi. Ha bu saydıklarım da üzebilir belki ama çok nadir olur böyle bir durum. Ama Can’dan önsöz okuyan cidden kendi ayağına sıkmıştır. Adamlar işin raconuna hiç bağlı kalmıyorlar, belki arada.

Yoksa sen de seviyorsun önsözleri aslında ama kötülerini sevmiyorsun. Mesele de burada işte. Umarım bazı yayınlar artistlik yapacağına azıcık racon öğrenirler de okurlar böylesine mağdur olmaz.

9 Beğeni

darlyopus (Onur Selamet) 7

Defalarca basılmış bazı klasikleri sattırmanın en kolay yolunu, artık klasik olmuş bir yazarın kitabına o sıralar popüler olan başka bi yazardan birkaç sayfa yazı koparmakta bulan birtakım yayınevleri var.

“Başkan şu kitaba önsöz çak da kapakta adını Dostoyevski’nin altına yazalım.”

İyi fikir. Çünkü neden olmasın.

Bazı önsözleri okuması hem keyifli hem de yol gösterici olabiliyor. Okur her kitabın değerini ilk bakışta kavramakla yükümlü değil. Kimi yol gösterici işaretler bu süreci hızlandırabilir. Tüm deryayı kendi keşfetmek isteyene de, okumaya işaretli yerlerden kazıyarak başlayana da saygı duyuyorum.

Fakat seni sevmiyorum iki sayfalık Tolstoy övgüsü. Sen çakalsın çünkü. Biz burada çakalları sevmeyiz.

10 Beğeni

yavanna (k) 8

Bir kitap hakkında öncesinde bilgim varsa ya da güvendiğim bir okurdan tavsiye aldıysam önsöze gerek duymuyorum, kitap beklentilerimi karşılamazsa ya da beni arada bırakırsa ve basımı beğendiysem önsöze bu şekilde geri dönüyorum. Dönem kitaplarında genellikle sonradan okumak yukarıda da bahsedildiği gibi kaçırdığımız ayrıntıları sonradan da olsa görmemize yardımcı oluyor. Onun haricinde bir bağlılığım yok.

1 Beğeni

_OZ (Boşluk Öyküleri kitabı yazarı) 9

Ben basılı bilgiyi tercih ederim ve kitap hakkında ne kadar çok bilgi edinirsem benim için o kadar iyi. Önsöze karşı değilim ama bazıları spoiler içeriyor ilk defa kitabı eline almış okuyucu buna dikkat edemez yayıncıların bunu kontrol etmesi lazım. Kitap sonuna eklenebilir böyle olanlar.

1 Beğeni

Fahrettin (Fahrettin Levent) 10

Bu konuda benim şahsi fikrim kitabın kendisinde bir önsöz varsa benim için değerlidir. Yazar veya derleyenin yazdıklarını veya nasıl yazıldığına dair olanları okumayı seviyorum.

3 Beğeni

okanakinci (Okan Akıncı) 11

Bence önsöz yazmak bir gelenek değildir. Gerekliyse yazılır, gerekli değilse yazılmaz. Bazı eserlerde önsöz yazma ihtiyacı gerçekten de hissediliyor. Elbette kötü yazılmış önsözler vardır. Aslında spoiler dolu önsözlerin ismini değiştirip sonsöz yapmalılar ve kitabın sonuna koymalılar. Bunun yapıldığını da gördüm. Bu biraz da editörlerin ve yazarların ne kadar işlerinin ehli olduğuna bağlı bir şey.

5 Beğeni

bayramallanpoe (nostaljik portakal 🍊 ) 13

Rosemary:

Can’dan önsöz okursan tabii yersin tokatları üst üste

Kesinkes katılıyorum buna. İlk aklıma gelen ve her yerde söylediğim kötü ön söz örneği Can’ındır: Orwell’in ’ü. Ön sözde, kitabın en son cümlelerinden birini söyleyerek sürprizbozanların büyüğünü veriyordu. Semenderle Savaş’ta da bahsettiğin incelemeye varan bir çevirmenin ön sözü mevcuttu ve yazar ile Platonov’un ön sözlerini sayfa olarak geçerek abartmıştı.

Tuncay Birkan’ın Godot’yu Beklerken’in ön sözünde dediği bir şey var, çok hoşuma gider, çünkü doğrudur bir nevî:

Önsözler aptalcadır halbuki, gereksizdir, hele çevirmenin önsözleri hiç çekilmez; hayranlık ifadeleri, malumatlar, bir sürü yarım yamalak yorum yapıp sonra da 'asıl yorumu okuyucuya bırakıyoruz’lar… Budala çevirmen-önsözcü cılız bir sesle, boğazını temizleyip “bakın, ben de buradayım, gönüllü ulak benim, ama önce ben de bir şey söyl…” diyedursun, işini bilir okur onun üç-beş sayfasını atlayıp 'esas’a, 'saded’e, kitaba geçmiştir bile: “Yapacak hiçbir şey yok.” Doğru, yok gerçekten.

Ön sözlerin ehemmiyetini, Kral Arthur’un Sarayında Connecticutlı Bir Yankee ve Frankenstein okurken anladım. Olmasa çok eksik kalacak elzem tarih bilgisi veriyorlar. Okur, kitabı sadece zevk almak için okuyorsa, bu bilgileri araştırmadan kitaba dalar, ama derinlemesine çözümlemek isteyen kimseler ancak araştırır da belki binbir güçlükle bulur. Manidâr ön sözler, kısmen bu yükten kurtarıyor bizi. Yazarın ve çevirmenin esere dair yazdıkları ilgi çekici bence.

2 Beğeni

В. Г. Гузев. Избранное

559 Категория изъявительного наклонения (индикатив)... 100) — Она опять и один за другим выпила несколько глот- ков вина. Через некоторое время проговорила: «Я сейчас приду» и качаясь удалилась; 3) Yarın Ahmetler’e misafir gidiyoruz (информант) — Завтра мы идем в гости в семью Ахмеда; 4) Haftaya Salı günü, dönüyorum (информант) — Я возвраща- юсь на следующей неделе, во вторник; 5) Seneye öğrencilik hayatım sona eriyor (информант) — В сле- дующем году моя студенческая жизнь заканчивается. Примечания 1. Ларс Юхансон производит глубокий анализ функциональных свойств этой формы, полемизируя при этом с Эрвином Кошмидером. 2. Отсутствие в примере указания на номер страницы источника означает, что он взят из произведения, размещенного в интернете. 3. Достаточно вспомнить использование глаголов shall и will со знамена- тельными значениями долженствования, намерения и желания в формах буду- щего времени в английском языке и глагола ща (хотеть), выполняющего такую же функцию в болгарском языке. Принятые сокращения AN DB — Aziz Nesin. Deliler Boşandı. 7. basım. İstanbul: Kardeşler Basımevi, 1981. AN GK —  Aziz Nesin. Geriye Kalan / Bütün Kitapları. 2. basım. İstanbul: Karacan Yayınları, 1981. AN ŞÇH — Aziz Nesin. Şimdiki Çocuklar Harika. İstanbul, 1982. AU —  İsmet Zeki Eyyuboğlu. Anadolu Uygarlığı. İkinci basım. İstanbul, 1991. BK GKB —  Bilge Karasu. Göçmüş Kediler Bahçesi. 5. basım. İstanbul: Metis Yayınları, 1999. FÖ Ö — Ferit Ongören. Önsöz // Orhan Kemal. Istanbuldan Çizgiler. Istambul: Sinan Yayınları, 1971. EŞ A— Elif Şafak. Aşk. 1. baskı. İstanbul, 2009. HE SB —  Halide Edip [Adıvar]. Sinekli Bakkal. İstanbul: Ahmet Halit Kitap Evi, 1936. NH YGŞK — Nazım Hikmet. Yaşamak Güzel Şeydir Kardeşim // Nazım Hikmet. Bütün Eserleri. Cilt 7. Sofya: Narodna Prosveta, 1969. S. 337–721. OP BAK —  Orhan Pamuk. Benim Adım Kırmızı. 6. baskı. İstanbul: İletişim Yayınları, 1999. OP BK —  Orhan Pamuk. Beyaz Kale. 13. baskı. İstanbul: İletişim Yayıncılık A. Ş. Kasım, 1994.


Made with FlippingBook

RkJQdWJsaXNoZXIy MzQwMDk=


Müslümanların her konuda bilgi sahibi olmaları bir görevdir. Din konusunda bilgi ise, İlmihal (herkesin durumuna göre gerekli olan bilgiler) adını alarak en önemli yeri tutar. Her müslümanın bağlı bulunduğu İslam dini konusunda yeterli bilgi sahibi olması bir borçtur. Edindiği bilgilerle de üzerine düşen dinî görevleri yerine getirmiş olacaktır.

Aslında bütün insanlığın manevî ruhu yerinde olan dinden, din bilgisinden hiç kimse uzak kalamaz. Öteden beri ister ilkel olsun, ister medenî toplumlar, hiç biri bir dine bağlı kalmaktan dışarı çıkamamıştır.

İnsanların gerçek mutlulukları ve saadetleri ilahî bir din yolu ile ortaya çıkar. Sağduyulu kimselerin ruhları ve vicdanları, böyle bir din ile huzursuzluktan kurtulur, yatışır. İnsanlığın yaratılışındaki yüksek amaç, ancak böyle ilahî bir dine sarılmakla gerçekleşir.

Öyle ise, uyanık bir ruha, temiz bir vicdana sahib olan insan böyle gerçek bir dinden nasıl uzak kalabilir: Kendi benliğini, geleceğini ve mutluluğunu korumak isteyen bir insan, böyle yüce bir dinin inançlara, temizliğe, ibadete, helal ve harama, ahlaka dair kutsal hükümlerinden muhtaç bulunduklarını öğrenip uygulamak duygusundan nasıl habersiz kalabilir?

O mübarek dinin yaşamasına, yükselmesine, yayılmasına, medeniyet saçan şanlı tarihine ait bazı bilgileri öğrenmek isteğinden, insan nasıl gafil bulunabilir?

Hiç şüphe yok ki, benliklerini kaybetmeyen uyanık kişi ve cemiyetler bu ihtiyacı ruhlarında duymuşlardır. Dinî eserleri aramayı, onları bulup okumayı gerekli görmüşlerdir.

İnsanların, yaratılışlanndaki meyilleri ve ruhî ihtiyaçları sebebiyle her asırda din bilginleri tarafından sayısız dinî eserler yazılmıştır. Ancak her devrin ve muhitin durumuna ve kabiliyetine göre bu gibi eserlerde bir yenilik göstermek, mana ve ruhları değişmeyecek şekilde dini meseleleri imkan dahilinde herkesin anlayabileceği bir ifadeyle yazmak, bunların birtakım hikmet ve faydalarını sade bir dille ortaya koymak da çok gereklidir.

İslam dininin kapsadığı hükümler esas bakımından dört kısma ayrılır:

1- İtikada air hükümler,
2- İbadetlere ve amellere ait hükümler,
3- Helal-haram olan şeylere, mubah ve mekruhlara ait hükümler,
4- Ahlaka ait hükümler.


Bu dört kısım hükümler üzerinde çok geniş ve değerli kitablar yazıldığı gibi, özet halinde kolay anlaşılır kitablar da fazlasıyla yazılmıştır. Gerçek şu ki, bu dört kısmın her biri üzerinde ayrı ayrı birer kitab yazılmış; fakat bu dört kısmı bir araya toplayan kitaplar azınlıkta kalmıştır.

Biz aslında ayrıntılı eserlerden uzak kalamayız. Ancak böyle geniş kapsamlı eserleri okuyup onlardan gerekli meseleleri seçip ayırmaya herkesin güce yetmez. Görevleri ve zamanları buna elverişli olmaz. Çok kısa eserler de ihtiyacı karşılamaya yeterli olmaz, maksadı karşılayamaz. Üstelik bu eserlerin ifadesi ağır olursa, istenilen bilgileri elde etmek çok güçleşir.

Çeşitli görev ve hizmetlere ayrılmış olan din kardeşlerimizin dini ihtiyaçlarını yeterince karşılayabilecek bir "İlmihal" kitabı yazılmasını çok kimseler benden isteyerek bana başvurmuşlardı. Bunun üzerme kutsal dinimizin İtikat`a, temizliğe, ibadete, kerahiyet (hoş olmayan) ve istihsana (güzel olan şeylere), ahlaka dair hükümleri üzerinde ve bir kısım büyük peygamberlerin hayatları ile İslam dininin tarihçesine ait on kitabdan ibaret oldukça büyük bir "İlmihal" kitabı yazmayı bir görev saydım. Yüce Allah`dan yardımlar dileyerek bu görevi yerine getirmeye başladım. En güvenilir, en kıymetli din kitablarımıza başvurdum. İbadetler kısmını daha uzunca hazırlamaya çalıştım. İkram ve feyzi bol olan Yüce Allah`ın yardım ve ihsanı ile meydana gelen bu esere "Büyük İslam İlmihali" adını verdim.

Eğer bu eserim, din kardeşlerimin faydalanmalarına hizmet ederek hayırlı dualarını kazanmaya vesile olursa, kendimi bahtiyar sayarım. Bütün yazı ve çalışmaları ile yalnız Hak Teala Hazretleri`nin nzasını kazanmak isteyen aciz bir yazar için bundan büyük bir mükafat olmaz. Başarı Yüce Allah`dandır

Fatih Dersiamlarından
Erzurumlu Ömer Nasuhî Bilmen

Kitaptan Alıntı Sözler - Unutulmaz Kitap Sözleri, İz Bırakan Kitap Cümleleri

Kitapta Alıntı Sözler

Kitaplardan alıntı yapılmış güzel sözler ve özlü sözleri sizler için bu içerikte bir araya getirdik Güncellenmiş ve en son çıkan kitapların en güzel sözlerini isterseniz sözlü isterseniz resimli olarak paylaşabilirsiniz.

Kitaplardan alıntı en güzel 5 söz önerisi;

1. "Asla sana sıradan gibi davranan birini sevme." Oscar Wilde

2. “Kendi araçları dahilinde yaşayan herkes hayal gücünün eksikliğinden muzdariptir.”  Oscar Wilde

3. Mutsuzken, başkalarının mutsuzluğunu daha güçlü hissederiz; duygu parçalanmaz, yoğunlaşır

4. Mantıksız geldikleri için hislerimi inkar edecek kadar büyümemiştim daha.

5. Oysa insan olmanın özü budur, dönmekte olan bu gezegenin üzerinde var olmakta olduğumuz şu kısa anda, zamanın ve ölümün sonunda hepimizden hakkını alacağı gerçeğine karşın bazı insanları ve şeyleri sevebiliriz.


En Güzel Kitaptan Alıntı Sözler 

Kitap Sözleri

"Gözlerimi kapadığım zaman senin hayalini görüyorum" diyorsun.

Hayatta parayla alınamayacak en değerli şey; senin derdini kendi derdi gibi gören dosttur. La Edri

Sabrın tükenmediği demir, aklın geçemediği şehir, iradenin yıkamadığı kale yoktur. Lao Tzu

Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı…

Ölüm insanı bir kere, korku insanı bin kere öldürür.

İnsan bildiğini terk etmeden bilmediğine ulaşamaz ve insan en çok da kendini bilmez.

Kitap Sözleri

Sevgiyle kendimize dokunabilmek için önce ruhunuza yüklediğiniz tüm fazlalıkları, süsleri, takma ve sahte olan ne var hepsini çıkarıp bir tarafa bırakmamız gerekiyor.

Kirletilmiş bir ilişkiyi, bir tek ayrılık temizler.

Beni defalarca üzen birini ben ise defalarca sevdim.

Anlatılır, ağlatılır da… Ama! Gülünmez bir daha eskisi gibi…

Ne diyeyim… Dilerim, ihtiyacı olan birine gidiyordur bizden çaldıkları umutlar.

Ne kötü değil mi? İnsanın sende boğulup kendi içinde ölmesi.

Yağmurlar darılmaz mesela… Ne üstüne basana ne şemsiye açana.

Kitaplardan alıntı sözler

Hayatta en değerli olan zamandır… Kime hediye ettiğine dikkat et.

“Öyle zekiyim ki, bazen söylediklerimin tek bir kelimesini anlamıyorum.” Oscar Wilde

Ah Aliye, ben gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum."

İçimde büyük bir hafiflik, bir genişlik duyuyorum. Belki de hakikaten sevmek budur. Belki de ben şimdiye kadar sahiden sevmenin ne olduğunu bilmiyordum.

Çevrendeki her şey peş peşe değişiyor, her gün yeni bir çalkantıya yol açıyor, eski görüşler, eski inançlar geçerliliğini kaybediyor.

Aşk; içi ateş dışı buz, girer yanarsın, çıkar donarsın, düşte gör, ateş mi yakar seni, sen mi ateşi yakarsın.

Ne konuşmayı başarabildim ne de oradan uzaklaşmayı, ne bir şeyler yapabiliyor ne de onu orada bırakabiliyordum.

Kitaplardan alıntı sözler

İnsanoğlu böyledir; bir emelin ardından mütemadiyen koşar durur; sonra o emel gerçekleşmeye yüz tuttuğu zaman da yanına yaklaşmaya cesaret edemez.

Bu açıdan bakınca, yağmurda hüzün gibi bir şey galiba: İlk başta aman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın, emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın, ama baktın ki olmuyor, baktın ki yağıyor üzerine dört bir koldan, gark olursun ta dibine kadar ve bir kez bu kadar battın mı içine, ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne fark eder. Yağmur da hüzün gibi bir şey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık. Olsa olsa "kuru kalabilenler" ve "sağanaktan nasibini alanlar" var. Elif Şafak - Baba ve Piç

İhtiras her şeyi affettirir; siz ise, bu bencilliğiniz ile hep kendinizi düşünüyorsunuz. Ivan Aleksandroviç Gonçarov – Oblomov

Kendimi evliliğe hazır hissettiğimde, doksana basmış olacağım ve iş işten geçmiş olacak. Kim gömecek beni? Ailenin en genciyim, işte insanlar bu yüzden çocuk doğuruyor.  Harper Lee - Tespih Ağacının Gölgesinde

Yitirilmiş kentlerde bıraktığım kendimi aramam bunca yıl sonra, sonra aranılacak bir ben daha bırakarak kentin kapılarından çıkmambulmak, yitirmekten büyük yitirmem nakkaş olduğumdabulmam nakkaşlığımdan.  Nazan Bekiroğlu - Mor Mürekkep

Başınızı dik tutun, yumruklarınızı da indirin. Kim size ne derse desin, sinirlerinize hakim olun. Değişiklik olsun diye, kafanızla mücadele edin öğrenmeye dirense de kafa denen şey iyi bir şeydir.  Harper Lee - Bülbülü Öldürmek

Eğer bir şeftali kurtlara kanar, onların etlerine işlemesine, çekirdeklerini kemirmesine duyarsızlaşır ise ölür. Eğer çekirdeğindeki gizli güçle yaşama bağlanırsa ve gelişme ortamına sahipse her şeftali gelişir.  Samed Behrengi - Bir Şeftali Bin Şeftali

kitap sözleri

Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?  Samed Behrengi - Küçük Kara Balık

Bir kadın bana, "Seni seviyorum, çünkü zekisin, çünkü namuslusun, çünkü bana armağanlar alıyorsun, çünkü zamparalık yapmıyorsun, çünkü bulaşık yıkıyorsun," derse, hayâl kırıklığına uğrarım; bu aşkta çıkarcı bir yan vardır. Şöyle bir cümle duymak kim bilir ne güzeldir: "Zeki olmamana, namuslu olmamana karşın, yalancı, bencil, alçak olmana karşın senin için deli oluyorum." Milan Kundera – Yavaşlık

O gün büsbütün güzeldi. Hiç yaşamamış şeyler gibi güzeldi. Hayatın eşiğinde,düşüncenin eşiğinde son bir defa gördüğümüz şeyler gibi güzeldi  Ahmet Hamdi Tanpınar - Huzur

Elmasın sertliği, saflığının da nedenidir. İçine ışıktan başkası girmez ve yansıttığı, aldığından fazlasıdır. Her şeyi kesebildiği hâlde hiçbir şey tarafından kesilemez. Bir elmas ancak bir başka elmas tarafından kesilebilir.   Nazan Bekiroğlu - Nar Ağacı

İpeksi bir sessizliğe büründük, Bir hayat, mahcup ve duru. Rabbim gülleri ve sessiz harfleri koru.  Khaled Hosseini - Uçurtma Avcısı

Kapının kulpu, arkasında saklı olanın güzelliğinden haber verir. İşte alemde gördüğün her güzel böyledir; kapı kulpu gibi özenli ve biricik. Ama sen kulpa takılma, kapıda kalma, ötelere buyur, içeri gel…  Senai Demirci - İnsan Güzeldir

Kimileri Gül dediler, ömür boyu güldüler; Kimileri de Gül dediler, Gül uğruna öldüler. İskender Pala

Haydi seninle saklambaç oynayalım. Yüreğime saklanırsan eğer, seni bulmak zor olmaz. Ancak kendi kabuğunun ardına gizlenirsen, seni bulmaya çalışmak bir işe yaramaz  Halil Cibran - Ermiş

Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyulayı da er geç silecektir, Rahmetle anılmak ebediyet budur amma, Sessiz yaşadım kim beni nereden bilecektir..  Mehmet Akif Ersoy – Safahat

Yaşamı güzel kılan, insanların birbirilerinin yüreklerini ısıtmak için bulabilecekleri iyilik dolu sözcüklerdir. Kimilerini ölene dek unutamazsınız, geriye dönüp baktığınızda anımsayacağınız tek şey size neler hissettirdikleri olacaktır.  Maksim Gorki - Benim Üniversitelerim

Sevgili Dost;  Bir zarfı açmak kadar kalbi titreten ne vardıseafoodplus.info mahremiyettir,mahrem olmasa da satıseafoodplus.info köşeye çekilinir , yalnız okunur mektuplar.  Ali Ural - Posta Kutusundaki Mızıka

Platonun idealar dünyası nerede? Suyun tanrısallık içerdiği doğru mu? Susuşlarımın süresi artıyor? İki gün oldu mu? Zamanın işleyişini doğru ölçemiyorum.  Tarık Tufan - Kekeme Çocuklar Korosu

Dünyanın üzerimde döndüğü birçok geceler geçirmiştim. Karanlıkta dünya insana zaten masal gelir, geceleri hiç bir şeye aldırmazsınız; sabahleyin ise kaygılarınız yok olup,gitmiştir. Bazen her şey çok güzeldir, sevgi doludur. Sokağa çıktığınızda birgün daha başlar ve arkasından bir gece daha. Geceyle gündüz arasındaki farkı anlatmaya çalıştıseafoodplus.info iyidir ama gündüz de temizdir.  Ernest Hemingway - Silahlara Veda

Dünya insanın gölgesi gibidir; ona sırtını dönersen peşinden gelir de, peşine düşersen hep önünden kaçar.  İskender Pala - Babilde Ölüm İstanbulda Aşk

'Karla zarar kardeştir.’ Bu gün ekonomik durumu iyi olanlar, bir bakmışsın yiyecek ekmeğe muhtaç olmuş. Bizim hayatımız daha güvenli. Belki o kadar imrenilesi değil fakat çok varlıklı olmasak da yiyecekten yana sıkıntımız yok. Lev Nikolayeviç Tolstoy - İnsan Ne ile Yaşar

Biz, her şeye hayret eden bir millet olduğumuz için albayım, sevinç ve şaşkınlıkla ellerimizi çırpıyoruz. Zaten her zaman alkışlarız. Beğensek de, beğenmesek de, oyumuzu versek de, vermesek de, her şeyi oyun sandığımız için durmadan ellerimizi çırparız. Ruh bilimciler de öyle söylüyor: Çocuk kalmak iyiymiş. Biz de iyi kaldık albayım; medeniyet bizi bozamadı.  Oğuz Atay - Tehlikeli Oyunlar

Ne tuhaf değil mi? En yakınlarımıza kalbimizi açamıyoruz, sonra gidip bir yabancıya içimizi döküyoruz.  Nilüfer Kuyaş - Yok Adam

Güneşli bir kış günü bir odada oturmak zordur. Hiçbir şey, bir şeylerin kaybolmakta oluşunu güneşli bir kış günü gibi kuvvetle hissettirmez insana.  Ahmet Altan - Bir Hayat Bir Hayata Değer

Bir ateşim yanarım, külüm yok, dumanım yok  Sen yoksan mekanım belli değil, zamanım yok. Ahmet Ümit - İstanbul Hatırası

Ama ben,ruhumun bütünlüğünde huzur bulacağım, çünkü yaşamımın bir anlamı olacak. Gün batımına bakıp bunun Tanrı'nın işi olduğuna inanabileceğim.  Paulo Coelho - Veronika Ölmek İstiyor.

Annemin ölümünün dil bilgisi, grameri olmuyor ki Eda. İnsanın annesinin ölümü zaten hayatın anlatım bozukluğu. Tarık Tufan - Şanzelize Düğün Salonu

Cenneti görmemiz için gözlerimizi açmamız değil, belki de kapamamız gerekir.  İhsan Oktay Anar - Efrasiyabın Hikayeleri


Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar Kitabının En Güzel Sözleri

Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar kitabı herkesin okunması gereken kitapların başında geliyor. Muhteşem bir felsefi düşünce barındıran bu kitabın içindeki her cümle bir bir okyanus mahiyetindedir. Kalın olduğu için insanlar tarafından göz korkutan bu kitabı okumasanız bile en azından sözlerini okuyarak kitabın ne derece güzel olduğunu anlayabilirsiniz. İşte, Tutunamayanlar kitabının en anlamlı, felsefi sözleri;;

Ne kadar ürkünç bir iş. Kafamın içinde belirsiz yaratıklar olarak yüzen ve sadece var olmalarıyla yetindiğim cisimciklerin resmini çizmek. Rüyaların resmini çizmek kadar güç.

Kelimeler yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve kelimeler insanın aklına geldikçe yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu.

kitaptan alıntı sözler

Bana acımayın. Ben kötüyüm; sizlere karşı kötü duygular besledim içimden. Beceriksizliğimden uygulayamadım kötü düşüncelerimi.

Oysa ben her an sana bakmak, bir sözünü kaçırmamak; bir kıpırdanışını, yüzünün her an değişen bütün gölgelerini izlemek, her an yeni sözler bulup söylemek istiyorum. Her mevsimde, her gittiğimiz yerde, insanlarla ve insanlarsınız, aşkın değişen yansımalarını görmek istiyorum. Bütün bunlar beni yoruyor. Sen orada duruyorsun ve beni seyrediyorsun sadece. Senin için sevmek, su içmek gibi rahat bir eylem. Ben, her an uyanık olmalıyım.

çıkarlarını düşünmeyenler unutulacaklardır. Her olayda bir kenara çekilenler gerçekten de bir kenarda kalacaklardır. Yaptıkları işlerin gizli kalmasını isteyenler, bunda başarıya ulaşacaklardır. Kimse, onların varlığıyla tedirgin olmayacaktır. Bir gün öldükleri zaman, arkalarında küçük bir iz, bir anı, bir göz yaşı, bir eser bırakmadan yok olacaklardır

Bizim için hüküm hep aynıdır. Kısa bir hükümdür: bekleyemediğimiz ve inanamadığımız bir hüküm. Yalnız bizim için çıkarıldığını sandığımız, oysa sayısız kopyası olan ve ayrıntılara inmeyen bir hüküm.

Kafatasımın çok inceldiğini hissediyorum. Yürürken çok dikkat ediyorum: bir yere çarparsam sanki dağılacak. Camdan bir kafanın içinde ağır bir beyin: başımı taşıyamıyorum.

Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. Tedirgin etme beni. Bu sefer geride bir şey bırakmadım. Tasımı tarağımı topladım geldim. Neyim var neyim yoksa ortaya döktüm. Beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim. Bir kere çavuş olduktan sonra bir daha amelelik yapamayan zavallı köylüye dönerim. Beni uyandır.

kitaptan alıntı sözler

Ne istiyorlardı senden Selim? Belki sen çok şey istiyordun onlardan. Verdiğinin hiç olmazsa küçük bir parçası kadar birşeyler istiyordun. Sonunda kaçıyorlardı.

İnsana benzetirsek acımaktan korkuyoruz. İşin içine bir kere acıma girerse, ondan bir daha kurtulamamaktan korkuyoruz. Sen de korkuyor musun Günseli? Ben sadece senin için korkuyorum Selim.

Hayatta silgim hep kalemimden önce bitti. Çünkü kendi doğrularımı yazacağım yere, tuttum başkalarının yanlışlarını sildim. Beklenen hep geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerlerde oluyor. Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım.

****

Kim o Olric?

Kapıcı, efendimiz.

Ne istiyor Olric?

Çöp var mı diye soruyor efendimiz.

Bi'tap bedenimden ala çöp mü olur Olric? Söyle taşıyabiliyorsa beni alsın Olric.

Olur mu efendimiz,çileyle yoğrulmuş ömrün ederi bu olamaz efendimiz.

Ya ne Olric. Bunca şeyden sonra göğsümüze nişan takacak değiller ya.

Ama efendimiz…

Kapat kapıyı Olric üşüyorum.

****

sevelim mi olric?

sevmek nedir efendimiz?

sevmek vazgeçmektir olric..

vazgeçtiyseniz sevelim efendimiz

***

bu yol nereye çıkar olric?

hiçbir yere efendimiz

hiçbir yer neresidir olric?

doğru yerdir efendimiz

gidelim mi?

vardık efendimiz

****

kitaptan alıntı sözler

yağmur yağıyor olric.. ıslanıyor etraf.. ağlasak kimse anlamaz değil mi?

anlamaz efendimiz..

tut ki güneş açtı.. papatyalardan taç yapar mı saçlarımıza?

bilinmez efendimiz

yıldız kaydığında diler mi bizimle olmayı?

sanmam efendimiz

ben de sanmam gidelim Olric

gidelim efendimiz


Küçük Prens Kitabının En Güzel Alıntı Sözleri

Bakıldığında bir çocuk kitabı olarak algılanan Saint Exuperi'nin  Küçük Prens'i  içeriği bakımından 7'den 70'e kadar herkesin okuyabileceği en güzel kitaplar arasında yer alıyor. Dünyanın en çok satan kitabı olan Küçük Prens'i bu kadar başarılı kılan içinde barındırdığı anlamlı sözleridir. İşte en güzel Küçük Prens kitabının alıntı sözleri;

Büyükler sayılara bayılırlar. yeni bir arkadaş edindiniz diyelim; onun hakkında hiçbir zaman asıl sormaları gerekenleri sormazlar. "sen nasılsın" demezler örneğin. ya da "hangi oyunları sever?" "kelebek koleksiyonu var mı" diye sormazlar. onun yerine "kaç yaşında?" derler. "kaç kardeşi var? kaç kilo? babası kaç para kazanıyor?", bu bilgilerle tanıyabileceklerini sanırlar arkadaşınızı. Eğer büyüklere "güzel bir ev gördüm, kırmızı kiremitli, pencerelerinde saksılar, damında ise kumrular var" derseniz, nasıl bir evden söz etmekte olduğunuzu bir türlü anlamazlar.

İnsan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez.

Hoşça kal" dedi tilki. "Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görünmez.

Sahibi olmayan bir elmas bulursan, o elmas senindir. Sahibi olmayan bir ada bulursan, o ada senindir. Bir buluş yaparsan patentini alırsın, buluş senin olur. Madem ki yıldızlara sahip olmak benden önce kimsenin aklına gelmedi, yıldızlar benimdir.

kitaptan alıntı sözler

İnsanların artık anlamaya zamanları yok. Dükkânlardan her istediklerini satın alıyorlar. Ama dostluk satılan bir dükkân olmadığı için dostları yok.

"Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. Her şeyi dükkandan hazır alırlar. Ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de insanların arkadaşları yok artık. Eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”

En zoru budur. Kendini yargılamak , başkalarını yargılamaktan çok daha zordur. Kendini gerektiği gibi yargılayabilirsen , gerçek bir bilgesin demektir.

Biliyorsun yabensorumluyum çiçeğimden! Bir bilsen, öylesine kırılgandır ki! Çok da saf yüreklidir. Her şeye karşı kendini savunmak için yalnızca dört dikeni var

Oysa aradıkları şey tek bir gülde ya da birazcık suda olabilirAma gözler kör. Ararken yüreğiyle bakmalı insan.

Çölü güzel kılan şey," dedi küçük prens, "bir köşesinde bir kuyu saklamasıdır"

Ama beni kendine alıştırırsan birbirimize ihtiyaç duyarız. Gözümde, dünyada eşin benzerin kalmaz. Senin gözünde de benim eşim benzerim olmaz

İnsanlar mı? Sanırım onlardan altı ya da yedi tane var. Yıllar önce görmüştüm. Ama nerede oldukları hiç bilinmez. Rüzgâr nereye eserse oraya giderler. Kökleri yoktur, güçtür onların yaşamları.

Büyükler hiçbir şeyi tek başlarına anlayamaz, çocukların hiç durmadan onlara açıklama yapmak zorunda kalması çok yorucu bir şey.

Birinin sizi evcilleştirmesini kabul etmişseniz, biraz olsun gözyaşı dökmeyi de göze alacaksınız…

Yıldızlar bütün insanların , ama her insan için aynı değiller. Yolcular için , yıldızlar yol gösterici.Ötekiler için yalnızca gökyüzündeki pırıltılar .Bilim adamları için birer problem. İş adamı için seafoodplus.info bütün yıldızlar sessiz. Sen Yalnızca sen yıldızlara herkesten farklı sahip olacaksın.

Sevdiğiniz çiçek milyonlarca yıldızdan yalnız birinde bile bulunsa yıldızlara bakmak mutluluğumuz için yeterlidir. 'çiçeğim işte şunlardan birinde' deriz kendi kendimize.

Sahibi olmayan bir elmas bulursan, o elmas senindir. Sahibi olmayan bir ada bulursan, o ada senindir. Bir buluş yaparsan patentini alırsın, buluş senin olur. Madem ki yıldızlara sahip olmak benden önce kimsenin aklına gelmedi, yıldızlar benimdir.

Büyükler, Onlar şekillerden hoşlanırlar. Onlara yeni tanıştığınız bir arkadaştan bahsetseniz,asla en önemli soruları sormazlar. Size arkadaşınızın sesinin nasıl olduğunu, hangi oyunları tercih ettiğini, ya da kelebek koleksiyonu yapıp yapmadığını hiçbir zaman sormazlar. “ Kaç yaşında? Kaç kardeşi var? Babası kaç lira kazanıyor? “ gibi şeyler sorarlar. Ancak bunları bildiklerinde onu tanımaya başladıklarını düşünürler.

- ''Senin gezegenindeki insanlar'' dedi Küçük Prens.

 ''Tek bir bahçeye beş bin gül dikiyorlar ama yinede aradıklarını bulamıyorlar''

 ''Evet bulamıyorlar '' diye yanıtladım onu.

 ''Halbuki,aradıkları tek bir gülde ya da bir yudum suda olabilir.''

 ''Haklısın'' seafoodplus.info üzerine küçük prens şöyle dedi:

 ''Ama gözler gerçeği görmez ki.Yüreğiyle aramalı insan.''

***

Diyelim, öğleden sonra dörtte geliyorsun, saat üçten itibaren içim mutluluktan kıpır kıpır olmaya başlar. Vakit yaklaştıkça, kendimi giderek daha da mutlu hissederim. Saat dört olur olmaz da bir telaş kaplar içimi: Ama, sen herhangi bir saatte gelirsen, yüreğimi ne zaman buna hazırlayacağımı bilemem.

Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, birkaç tırtıla katlanmam gerek.

İnsanların arasında da yalnızdır insan.

***

Senin gezegenindeki insanlar dedi Küçük Prens.

"Tek bir bahçeye beş bin gül dikiyorlar ama yinede aradıklarını bulamıyorlar "

Evet bulamıyorlar diye yanıtladım onu.

"Halbuki aradıkları tek bir gülde ya da bir yudum suda olabilir"

Haklısın dedim. Bunun üzerine Küçük Prens şöyle dedi :"Ama gözler gerçeği görmez ki yüreğiyle aramalı insan.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir