yunus emrenin kısaca hayatı ve eserleri / Yunus Emre kimdir? Kısaca hayatı, hocası kim, nerede yaşadı?

Yunus Emrenin Kısaca Hayatı Ve Eserleri

yunus emrenin kısaca hayatı ve eserleri

Yunus Emre kimdir? Kısaca hayatı, hocası kim, nerede yaşadı?

Yunus Emre’nin hayatı ile ilgili günümüze kadar gelen net bir bilgi bulunmamaktadır. Birçok kaynak yy ikinci yarısı ile 14 yy ilk çeyreğini göstermektedir. Yunus Emre’ ye ait Risaletü’nNushiyye adlı eserinde yazdığı tarih bu olasılığı oldukça güçlendirmektedir. Bu yönde yapılan araştırmalar yılında doğduğu ve veya yılında öldüğü yönündedir. 

yılı Anadolu’ da Selçuklu Devletinin çöküşüne denk gelen, Moğollar tarafından istilaya uğranmış karışıklığın ve zulmün olduğu bir dönemdir. Bu dönemde dünyaya gelen Yunus Emre’nin eğitimi ile ilgili de net bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı kaynaklara göre Arapça ve farsça bildiği ancak bu eğitimi nerden aldığı ile ilgili bir kaynak bulunmamaktadır. Bazı rivayetlere göre Yunus Emre’nin okuma yazma bilmediği, babası ile çiftçilik yaptığı yönündedir. Günümüze aktarılan yazılı bir kaynak olmadığından dolayı eğitimini nerden aldığı hakkında bir bilgiye rastlanmamaktadır. Yunus Emre’nin Selçuklu Devletinin çöküş sürecinde neler yaptığı, ne ile uğraştığı tam olarak bilinmese de bazı kaynaklardan edinilen bilgiler onun bazı kişilerden eğitim aldığı yönündedir. 

yılı batıya doğru yayılan Moğol istilası ile birlikte birçok sanatçı, bilim adamı, mutasavvıf ve Türkmen çoğunluk Anadolu’ ya göç etmiştir. Bunlardan Mevlana Celalettin Rumi’nin babası olan Bahaeddin Veled de bu kişilerden biridir. Bu kişilerin göçleri ile Konya ve Kayseri’ de farklı din ve görüşler yaygınlaşmaya başlamıştır. Yunus Emre’nin hayatı tam olarak Selçuklu devlerinin çöküşü, Moğol hâkimiyetinin olduğu döneme denk geldiği için, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı, isyanlar ve savaş onun tüm eserlerine yansımıştır. Halkı sevgiye, hoşgörüye davet eden şiirleri günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.

F. Kadri Timurtaş’a göre Yunus emre tahsilini Konya’da yapmıştır. AyrıcaMevlanaCelalettin Rumi’nin sohbet meclisinde bulunduğu ve onunla görüştüğü yönünde bir bilgi de bulunmaktadır. Mevlana Celalettin Rumi öldüğünde ( ), Yunus Emre ise otuzlu yaşlarının başında idi.

Yunus Emre derviş kisvesiyle tasavvufi görüşünü yaymak için Anadolu’ ya, İran’ a ve Azerbaycan’ a seyahat etmiştir. Anadolu’ da Sivas, Kayseri, Nahçıvan, Maraş, Tebriz, Şiraz, Şam gibi kültür merkezi şehirlere de seyahat etmiştir.

Yunus Emre’nin evliliği hakkında net bir bilgi bulunmasa da, kendi yazdığı "Bunda dahı verdin bize oğul u kız çift ü helâl" mısraları çocukları olduğu yönündedir.

Yunus Emre eserlerinde Şeyhinin Tapduk Emre olduğunu belirtmiştir. Bazı şiirlerinde Tapduk Yunus adını kullanmış, yapılan araştırmaların Tapduk Emre dergahının MevlanaCelaleddin Rumi’ ye bağlı olduğunu göstermiştir. Yunus Emre Divanı’nda MevlanaCelaleddin Rumi için övgü dolu sözler de yer almaktadır.

Bazı görüşlere göre Yunus Emre’nin yolu Hacı Bektaşi Veli ile karşılaşmış ancak ondan bir eğitim almamış olduğudur. Bu görüşün temelinde Tapduk Emre’nin Hacı Bektaşi Veli’nin öğrencisi olduğu, bu yüzden Yunus Emre’ yi ona yolladığı yönündedir. Bektaşi menkıbelerinde Emre adlı bir kişiden söz edilir. Hacı Bektaşi Veli Anadolu’ya gediğinde, büyük kişiler arasında olan Emre’yi de Rum erenleri ile beraber davet eder ancak Emre bu davete icabet etmez. Bunun üzerine Hacı Bektaşi Veli başka bir yolla onu tekrar davet eder ve önceki davetine neden gelmediğini sorar. Emre erenler meclisinde perde arkasından bir elin ona nasip verdiğini söyler, bunun üzerine Hacı Bektaş Veli o elde bir işaret olup olmadığını sorar. Emre elin üzerinde yeşil bir ben olduğunu söyler, Hacı Bektaş da elini göstererek bunun gibi bir ben mi der. Bunun üzerine Emre ‘’Tapduk padişahım’’ der ve adı Tapduk Emre olarak anılmaya başlar. 

Yunus Emre’nin kendi eserlerinde ise Hacı Bektaşi Veli’nin adı geçmez. Ancak Hacı Bektaşi’nin tarikatındaki tasavvuf anlayışıyla birçok yönden paralellik göstermektedir. Ayrıca Hacı Bektaşi Veli’nin Ahmet Yesevi’nin anlayışıyla aynıdır. Yunus Emre’nin bu anlayışta olduğundan aralarında bir bağ olduğu varsayılabilir.

Yunus Emre’nin hayatının bazı kesitlerini Hacı Bektaşi Veli’ ye ait Vilayet Name isimli eserde de yer almaktadır. Bu eserde Yunus Emre için anlatılan hikâye şöyledir;

"Hacı Bektaşi Veli'nin şöhreti Anadolu’ da her yere yayıldı, her şehirden insanlar gelmeye başladı. Mürit olmak isteyen, muradı almaya gelen kişiler kapımızı çalıyor, derdine derman bulup dönüyorlardı. 

Sivrihisar’ın güneyinde kalan Sarıköy’de yaşayan Yunus adlı genç, ekincilikle geçinen fakir bir adamdır. Bir sene süren kıtlık yüzünden mahsul alamamış ve Hacı Bektaşi’nin adını duyarak yola çıkmıştı. Yolda Hacı Bektaşi için alıç toplamış, Karaöyük’ teki Hacı Bektaşi dergahına gelmişti. 

Hünkâra ‘’ Ben yoksul bir adamım, ektiğim ekinden mahsul alamadım, alıca karşılık nasibimi lütfedin, ehlimle, ayalimle yiyeyim der. Hünkar alıcı yemelerini emreder. Birkaç gün sonra Yunus köyüne dönmeye karar verir, bunun üzerine hünkar dervişi ile haber yollar. ‘’ Sorun bakalım buğday mı ister nefes mi?  Yunus Emre bu cevabı hiç beklemediğinden, ‘’ Ben nefesi ne yapayım bana buğday gerek ‘’ dedi. Bunun üzerine Hünkâr tekrar haber yolladı, ‘’ Alıç çekirdeği başına on nefes verelim’’ der.  Yunus Emre ‘’ Ehlim var, ayalim var, bana buğday gerek diye ısrar edince, buğdayını verirler ve yola çıkar. Yunus Emre yolda yaptığı hatanın farkına vararak, geri döner. Tekrar Hünkâr’ ın kapısını çalar. Hünkâr artık onun kilidinin anahtarının Tapduk Emre’ de olduğunu söyleyerek onu yollar. Yunus Emre Tapduk Emre’ ye Hacı Bektaşi Veli’nin selamını ve olup biteni anlatarak dergaha girer. Tapduk Emre’ de ‘’ Halin bize malum oldu, hizmet et, emek ver, nasibini al’’ der. Kırk yıldergaha hizmet eder. Dağdan en düzgün odunları, kırk yıl boyunca dergâha taşıyan Yunus Emre, bir gün bile eğri odun getirmemiştir. Bu durumu Tapduk Emre Yunus Emre’ ye sorduğunda, "Dağda eğri odun çok; lâkin senin kapında odunun bile eğrisi yakışmaz!" der.

Günlerden bir gün Tapduk Emre'ye bir neşe geldi, hallendi. Meclisinde Yûnus-ı Gûyende adlı bir şair vardı, ona söyle dedi. Mırın kırın etti, söylemedi. Tapduk, Yûnus dedi, sohbet et, şevkimiz var, işitelim. Yûnus gene söylemedi. Bu sefer Tapduk, Yûnus Emre'ye döndü, Hünkâr'ın nefesi yerine geldi, vakti tamam oldu, o hazinenin kilidini açtık, nasibini verdik, hadi söyle, dedi. Hemen Yûnus Emre'nin gözünden perde kalktı, söylemeye başladı. Söylediği nefesler, büyük bir divan oldu."

Yunus Emre’nin kırk yıllık dergâh hayatına ait bu bilgiler dışında bir bilgi bulunmamaktadır. Yunus Emre’nin mezarı ile ilgilide günümüze ulaşan net bir bilgi bulunmamaktadır. Miladi takvime göre veya yılında öldüğü biliniyor, mezarının yeri tam olarak tespit edilemediğinden, farklı yerlerde mezarı olduğu rivayet ediliyor.

Anadolu’ da bazı yerlerde Yunus Emre’ ye ait olduğu iddiaları olan mezarlar bulunmaktadır. Sivrihisar ( Sarıköy ), Isparta / Keçiborlu), Erzurum, Sivas, Bursa, Ünye, Ortaköy, Kula ve Sandıklı’ da bulunan mezarların hangisi Yunus Emre’ ye ait olduğu hala belirlenmemiştir.  Mezarının belli olmamasının nedeni ise, Anadolu’da yaygın olan büyük zatlara ait makam ihdas edilmemesi olarak da açıklanabilir. Bu büyük düşünür, şair, halk ozanı yaşadığı yüzyılın çok daha ötesine, eserleriyle ışık tutarak ölümsüzlük mertebesine ulaşmıştır. 

Yunus Emre’ ye ait şiirler divan adlı eserde toplanmış, şiirlerde aruz ve hece ölçüsü kullanmıştır. Bu eserden Fatih nüshası, Yahya Efendi nüshası, Balıkesir nüshası, Niyazi Mısri nüshası, Karaman nüshası, Nuruosmaniye nüshası, Bursa nüshası adı ile çoğaltılan kopyaları da mevcuttur.

Yunus Emre’ ye ait bir diğer eser de Risaletü’nNushiyye’ dir. Bu eser yılında beyitten oluşan, mesnevi tarzda kaleme alınmış bir eserdir.

Yunus Emre Kimdir? Hangi Dönem Yaşamıştır? Yunus Emre'nin Hayatı, Şiirleri, Eserleri

Haberler

Yaşam

Yunus Emre Kimdir? Hangi Dönem Yaşamıştır? Yunus Emre'nin Hayatı, Şiirleri, Eserleri

Yunus Emre - yılları arasında yaşadığı söylenen büyük bir şair ve halk ozanıdır. Nerede doğduğu tam olarak bilinmemekle birlikte bazı kaynaklarda Anadolu'ya Doğu'dan gelen Türk oymaklarından birine bağlı olduğu geçmekte.

Halk dilinin zenginliklerinden beslenip yazdığı şiirler, yüzyıllar boyunca gücünden bir şey yitirmemiştir. Halkın sorunlarını da şiirlerinde dile getiren Yunus Emre, şiirleriyle halka, kendine inanma, gerçeği kendinde bulma gücünü kazandırmaya, ilgisini yaşama çekmeye çalıştı. Her ırk, din ve inanıştan insan için beslediği insan sevgisi, ona evrensel bir kimlik kazandırmıştır.

Tasavvuf yorumunu benimseyen Yunus Emre'nin büyük bir gözlem yeteneği, derin bir hoşgörü anlayışı vardır. Şiirlerini hece ölçüyle yazmıştır. Ancak aruz denemelerine de yer vermiştir. Hece ölçüsüyle yazdığı dörtlüklerin dışında yine hece ile beyitler ve gazeller de yazmıştır. Dili saf Türkçe değildir. Yer yer Arapça ve Farsça tamlamalar kullanmıştır. Sağlığında düzenlediği divanı bulunmamaktadır. Günümüzdeki divanları derlemedir. Bütün eserlerinin sonradan toplandığı Divan ve Risaletü'n-Nushiye (Öğüt Kitapçığı) adında 2 kitabı bulunmaktadır. yılı, UNESCO tarafından Yunus Emre'nin doğumunun yılı olarak anılmıştır.

Bana Seni Gerek Seni

Aşkın aldı benden beni

Bana seni gerek seni

Ben yanarım dün ü günü

Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim

Ne yokluğa yerinirim

Aşkın ile avunurum

Bana seni gerek seni

Aşkın aşıklar oldurur

Aşk denizine daldırır

Tecelli ile doldurur

Bana seni gerek seni

Aşkın şarabından içem

Mecnun olup dağa düşem

Sensin dünü gün endişem

Bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek

Ahilere ahret gerek

Mecnunlara Leyla gerek

Bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler

Külüm göğe savuralar

Toprağım anda çağıra

Bana seni gerek seni

Cennet cennet dedikleri

Birkaç köşkle birkaç huri

İsteyene ver anları

Bana seni gerek seni

Yunus'dürür benim adım

Gün geçtikçe artar odum

İki cihanda maksudum

Bana seni gerek seni

Adem Oğlu

Miskin Adem oğlanı,nefse zebun olmuşdur

Hayvan canavar gibi,otlamağa kalmıştır

Hergiz ölümün sanmaz,ölesi günin anmaz

Bu dünyadan usanmaz,gaflet önin almışdur

Oğlanlar öğüt almaz,yiğitler tevbe kılmaz

Kocalar taat kılmaz,sarp rüzgar olmuştur

Beğler azdı yolundan,bilmez yoksul halinden

Çıktı rahmet gölünden,nefs gölüne dalmışdur

Yunus sözi alimden,zinhar olma zalimden

Korkadurın ölümden,cümle doğan ölmüşdür.

Aşk

İşitin ey yârenler,

Kıymetli nesnedir aşk.

Değmelere bitinmez,

Hürmetli nesnedir aşk.

Hem cefadır hem safâ

Hamza'yı attı Kaf'a.

Aşk iledir Mustafa,

Devletli nesnedir aşk.

Dağa düşer kül eyler,

Gönüllere yol eyler,

Sultanları kul eyler,

Hikmetli nesnedir aşk.

Kime kim vurdu ok?

Gussa ile kaygu yok.

Feryad ile âhı çok,

Firkatli nesnedir aşk.

Denizleri kaynatır,

Mevce gelir oynatır.

Kayaları söyletir,

Kuvvetli nesnedir aşk.

Akılları şaşırır,

Deryalara düşürür.

Nice ciğer pişirir,

Key odlu nesnedir aşk.

Miskin Yunus n'eylesin?

Derdin kime söylesin?

Varsın dostu toylasın,

Lezzetli nesnedir aşk.

Ah Ölüm

Yalancı dünyaya konup göçenler

Ne söylerler ne bir haber verirler

Üzerinde türlü otlar bitenler

Ne söylerler ne bir haber verirler

Kiminin başında biter ağaçlar

Kiminin başında sararır otlar

Kimi masum kimi güzel yiğitler

Ne söylerler ne bir haber verirler

Toprağa gark olmuş nazik tenleri

Söylemeden kalmış tatlı dilleri

Gelin duadan unutman bunları

Ne söylerler ne bir haber verirler

Yunus derki gör taktirin işleri

Dökülmüştür kirpikleri kaşları

Başları ucunda hece taşları

Ne söylerler ne bir haber verirler

Çağırayım Mevlâm Seni

Dağlar ile taşlar ile

Çağırayım Mevlâm seni

Seherlerde kuşlar ile

Çağırayım Mevlâm seni

Sular dibinde mâhiyle

Sahralarda âhû ile

Abdal olup yâhû ile

Çağırayım Mevlâm seni

Gök yüzünde İsâ ile

Tûr dağında Mûsâ ile

Elimdeki asâ ile

Çağırayım Mevlâm seni

Derdi öküş Eyyûb ile

Gözü yaşlı Ya’kûb ile

Ol Muhammed mahbûb ile

Çağırayım Mevlâm seni

Hamd ü şükrullah ile,

Vasf-ı Kulhüvallah ile

Daima zikrullah ile,

Çağırayım Mevlam seni

Bilmişim dünya halini

Terk ettim kıyl ü kâlini

Baş açık ayak yalını

Çağırayım Mevlâm seni

Yûnus okur diller ile

Ol kumru bülbüller ile

Hakkı seven kullar ile

Çağırayım Mevlâm seni

Yusuf'u Kaybettim

Yusuf'u kaybettim Kenan ilinde

Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz

Bu aklı fikr ile Leyla bulunmaz

Bu ne yaredir ki çare bulunmaz

Aşkın pazarında canlar satılır

Satarım canımı alan bulunmaz

Yunus öldü deyu selan verirler

Ölen beden imiş, aşıklar ölmez

Gel Gör Beni Aşk Neyledi

Ben yürürüm yana yana

Aşk boyadı beni kana

Ne âkilem ne divane

Gel gör beni aşk neyledi

Gâh eserim yeller gibi

Gâh tozarım yollar gibi

Gâh akarım seller gibi

Gel gör beni aşk neyledi

Akar suların çağlarım

Dertli ciğerim dağlarım

Şeyhim anuban ağlarım

Gel gör beni aşk neyledi

Ya elim al kaldır beni

Ya vaslına erdir beni

Çok ağlattın güldür beni

Gel gör beni aşk neyledi

Ben yürürüm ilden ile

Şeyh anarım dilden dile

Gurbette halim kim bile

Gel gör beni aşk neyledi

Mecnun oluban yürürüm

Ol yâri düşte görürüm

Uyanıp melûl olurum

Gel gör beni aşk neyledi

Miskin Yunus biçareyim

Baştan ayağa yareyim

Dost elinde avareyim

Gel gör beni aşk neyledi

Yürü Yürü Yalan Dünya

Yürü yürü yalan dünya

Yalan dünya değil misin

Yedi kez boşalıp yine

Dolan dünya değil misin

Bir od bıraktı özüme

Duman girdi gözüme

Bu gözle bugün yüzüme

Gülen dünya değil misin

Bir od bıraktın vay dile

Tutuştum yandın dert ile

Kıyamete bir kurt ile

Kalan dünya değil misin

Nide idim dağlar aşıp

Dağlar aşıp sular geçip

Havanın önüne düşüp

Yelen dünya değil misin

Yunus Emre'm sür sefayı

Sür sefayı çek cefayı

Ol Muhammed Mustafa'yı

Alan dünya değil misin

Bir Kez Gönül Yıktınısa

Bir kez gönül yıktınısa

Bu kıldığın namaz değil

Yetmiş iki millet dahi

Elin yüzün yumaz değil

Bir gönülü yaptınısa

Er eteğin tuttunusa

Bir kez hayır ettinise

Binde bir ise az değil

Yol odur ki doğru vara

Göz odur ki Hakk'ı göre

Er odur alçakta dura

Yüceden bakan göz değil

Erden sana nazar ola

İçin dışın pür nur ola

Belî kurtulmuştan ola

Şol kişi kim gammaz değil

Doğru yola gittin ise

Er eteğin tuttunusa

Bir hayır dua ettinise

Birine bindir az değil

Yunus bu sözleri çatar

Sanki balı yağa katar

Halka meta'ların satar

Yükü gevherdir tuz değil

Biz Kimseye Kin Tutmayız

Biz kimseye kin tutmayız

Ağyar dahi dosttur bize

Kanda ıssızlık var ise

Mahalle vü şardır bize

Adımız miskindir bizim

Düşmanımız kindir bizim

Biz kimseye kin tutmayız

Kamu âlem birdir bize

Vatan bize cennetdürür

Yoldaşımız Kak'dürür

Hak'tan yana yönelicek

Başka yollar dardır bize

Dünya bir avrattır karı

Yoldan iltir niceleri

Sürün gitsin öyleleri

Onu sevmek ardır bize

Dünya haramdır haslara

Helal olmuş nekeslere

Biz dünyayı dost tutmayız

Ol dünya murdardır bize

Yunus eydür Allah deriz

Allah ile kapılmışız

Dergâhına yüz tutuban

Hemen bir ikrardır bize

Çıktım Erik Dalına

Çıktım erik dalına

Anda yedim üzümü

Bostan ıssı kakıyıp

Der ne yersin kozumu

Uğruluk yaptı bana

Bühtan eyledim ona

Çerçi de geldi aydır

Hani aldın gözgünü

Kerpiç koydum kazana

Poyraz ile kaynattım

Nedir diye sorana

Bandım verdim özünü

İplik verdim cullaha

Sarıp yumak etmemiş

Becid becid ısmarlar

Gelsin alsın bezini

Bir serçenin kanadın

Kırk katıra yüklettim

Çift dahi çekemedi

Şöyle kaldı kazını

Bir sinek bir kartalı

Salladı vurdu yere

Yalan değil gerçektir

Ben de gördüm tozunu

Bir küt ile güreştim

Elsiz ayağım aldı

Güreşip basamadım

Gövündürdü özümü

Kafdağı'ndan bir taşı

Şöyle attılar bana

Öylelik yola düştü

Bozayazdı yüzümü

Balık kavağa çıkmış

Zift turşusun yemeğe

Leylek koduk doğurmuş

Baka şunun sözünü

Gözsüze fısıldadım

Sağır sözüm işitmiş

Dilsiz çağırıp söyler

Dilimdeki sözümü

Bir öküz boğazladım

Kakladım sere kodum

Öküz ıssı geldi der

Boğazladım kazımı

Bundan da kurtulmadım

Nideyim bilemedim

Bir çerçi de geldi der

Kanı aldın gözgümü

Tosbağaya sataştım

Gözsüz sepek yoldaşı

Sordum sefer nereye

Kayseri'ye âzimi

Yunus bir söz söylemiş

Hiçbir söze benzemez

Münafıklar elinden

Örter mâ'na yüzünü

Dervişlik Dedikleri

Dervişlik dedikleri

Hırka ile taç değil

Gönlün derviş eyleyen

Hırkaya muhtaç değil

Hırkanın ne suçu var

Sen yoluna varmazsan

Vargıl yolunca yürü

Er yolu kalmaç değil

Dirsin Şeyh'in aşkına

Yalın ayak başı açık

Er var dirlik dirlikmiş

Yalın ayak aç değil

Durmuş marifet söyler

Erene Yunus Emrem

Yol eriyle yoldadır

Yolsuza yoldaş değil

Dolap Niçin İnilersin

Dolap niçin inilersin

Derdim vardır inilerim

Ben Mevla'ya âşık oldum

Anın için inilerim

Benim adım dertli dolap

Suyum akar yalap yalap

Böyle emreylemiş Çalap

Derdim vardır inilerim

Beni bir dağda buldular

Kolum kanadım yoldular

Dolaba layık gördüler

Derdim var inilerim

Ben bir dağın ağacıyım

Ne tatlıyım ne acıyım

Ben Mevla'ya duacıyım

Derdim vardır inilerim

Dağdan kestiler hezenim

Bozuldu türlü düzenim

Ben bir usanmaz ozanım

Derdim var inilerim

Dülgerler her yanım yoldu

Her azam yerine kondu

Bu iniltim Haktan geldi

Derdim vardır inilerim

Suyum alçaktan çekerim

Dönüp yükseğe dökerim

Görün ben neler çekerim

Derdim vardır inilerim

Yunus bunda gelen gülmez

Kişi muradına ermez

Bu fanide kimse kalmaz

Derdim var inilerim

Elhamdülillah

Haktan gelen şerbeti içtik elhamdülillah

Şol kudret denizini geçtik elhamdülillah

Şol karşıki dağları meşeleri bağları

Sağlık sefalık ile geçtik elhamdülillah

Kuruyuduk yaş olduk ayak olduk baş olduk

Kanatlandık kuş olduk uçtuk elhamdülillah

Vardığımız illere şol sefa gönüllere

Baba  Tapduk ma'nisin saçtık elhamdülillah

Beri gel barışalım yâd isen bilişelim

Atımız eğerlendi eştik elhamdülillah

İndik Rum'u kışladık çok hayr ü şer işledik

Uç bahar geldi geri göçtük elhamdülillah

Dirildik pınar olduk ırıldık ırmak olduk

Aktık denize daldık taştık elhamdülillah

Taptuğun tapusunda kul olduk kapusunda

Yunus miskin çiğ idik piştik elhamdülillah

Evvel Bahar Olmayınca

Evvel bahar olmayınca

Kızıl gül açılmaz imiş

Kızıl gül açılmayınca

Bülbül zârı kılmaz imiş

Bülbül hevestir ötmeğe

Güle sarmaşıp yatmağa

Bağban kasdeyler satmağa

Gül kadrini bilmez imiş

Bre bağban satma gülü

Haramdır akçesi pulu

İnletme âşık bülbülü

Gözün yaşı dinmez imiş

Yılda bir kez hayvanlara

Aş yeli eser bunlara

Kimi âdem hayvan olur

Hayvan âşık olmaz imiş

Âşık olamıyan âdem

Benzerimiş bir ağaca

Ağaç yemiş vermeyince

Budağı eğilmez imiş

Yunus Emre'm hey biçare

Yârdan ayrıldın âvare

Yârdan ayrılmayınca dost

Yâr kadrini bilmez imiş

Evvel Benem Ahir Benem

Evvel benem ahir benem

Canlara can olan benem

Azıp yolda kalmışlara

Hazır medet eden benem

Bir karara tuttum karar

Benim sırrıma kim erer

Gözsüz beni nerde görer

Gönüllere giren benem

Kün deminde nazar eden

Bir nazarda dünya düzen

Kudretinden han döşeyip

Aşka bünyad olan benem

Düz döşedim bu yerleri

Baskı kodum bu dağları

Sayvan gerdim bu gökleri

Yeri sonra düren benem

Halk içinde dirlik düzen

Dört kitabı doğru yazan

Ak üstüne kara dizen

Ol yazdığı Kur'an benem

Dost ile birliğe yeten

Buyruğu neyise tutan

Mülk eyleyip dünya düzen

O bahçıvan hemen benem

Ben bu yere buyuracak

Yeryüzüne gün vuracak

Ulu deniz mevc urucak

Gemiye yol bulan benem

Diller damaklar şaşıran

Aşk kazanın taşıran

Hamza'yı Kaf'tan aşıran

O ağulu yılan benem

Yunus değil bunu diyen

Kendiliğidir söyleyen

Mutlak kâfir inanmayan

Evvel ahir zaman benem

Gayrıdır Her Milletten Bu Bizim Milletimiz

Gayrıdır her milletten

Bu bizim milletimiz

Hiç dinde bulunmadı

Din ü diyanetimiz

Bu din ü diyanette

Yetmiş iki millette

Bu dünya ol ahrette

Ayrıdır âyâtımız

Zahir suya banmadan

El ayak deprenmeden

Baş sücuda ermeden

Kılınız taatımız

Ne Kâbe ne de mescid

Ne rükû ne de sücud

Hak ile daim becid

Olur münacatımız

Ger Kâbe'ye varalım

Ger mescide girelim

Ger suyuyla yunalım

Çün bile illetimiz

Su ne kadar arıda

Çün yavuz fi'lşin senin

Meğer bizi pâk ede

Hak'tan inayetimiz

Kimin sözün kim bile

Akıl ermez bu hâle

Yarın anda bell'ola

Müslüman mürtedimiz

Yunus canın yenile

Kim dostluğun anıla

Aşk ile dinlerisen

Bilesin kudretimiz

Gel Dosta Gidelim Gönül

Yoldaş olalım ikimiz

Gel dosta gidelim gönül

Haldaş olalım ikimiz

Gel dosta gidelim gönül

Gel gidelim can durmadan

Suret terkini urmadan

Araya düşman girmeden

Gel dosta gidelim gönül

Gel gidelim kalma ırak

Dost için kalalım yarag

Şeyh'in katındadır durak

Gel dosta gidelim gönül

Terk edelim ili şarı

Dost için kılalım zarı

Ele getirelim yâri

Gel dosta gidelim gönül

Bu dünyaya kanmayalım

Fanidir aldanmayalım

Bir iken ayrılmayalım

Gel dosta gidelim gönül

Biz bu cihandan geçelim

O dost iline uçalım

Arzu hevadan geçelim

Gel dosta gidelim gönül

Kılavuz olgıl sen bana

Yönelelim dosttan yana

Bakmayalım önden sona

Gel dosta gidelim gönül

Bu dünya olmaz payidar

Aç gözünü canın uyar

Olgıl bana yoldaş u yâr

Gel dosta gidelim gönül

Ölüm haberi gelmeden

Ecel yakamız almadan

Azrail hamle kılmadan

Gel dosta gidelim gönül

Gerçek erene varalım

Hakk'ın haberin soralım

Yunus Emre'yi alalım

Gel dosta gidelim gönül

Geldi Geçti Ömrüm Benim

Geldi geçti ömrüm benim şol yel esip geçmiş gibi

Hele bana şöyle geldi şol göz yumup açmış gibi

İşbu söze Hak tanıktır bu can gövdeye konuktur

Bir gün ola çıka gide kafesten kuş uçmuş gibi

Miskin âdem oğlanını benzetmişler ekinciye

Kimi biter kimi yiter yere tohum saçmış gibi

Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm

Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi

Bir hastaya vardın ise bir içim su verdin ise

Yarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi

Bir miskini gördün ise bir eskice virdün ise

Yarın anda sana gele Hak libâsın biçmiş gibi

Yunus Emre bu dünyada iki kişi kalur derler

Meğer Hızır İlyas ola abı hayat içmiş gibi

Kalanlara Selam Olsun

Bu dünyadan gider olduk

Kalanlara selam olsun

Bizim için hayır dua

Kılanlara selam olsun

Ecel büke belimizi

Söyletmeye dilimizi

Hasta iken halimizi

Soranlara selam olsun

Tenim ortaya açıla

Yakasız gömlek biçile

Bizi bir asân vechile

Yuyanlara selam olsun

Azrail alır canımız

Kurur damarda kanımız

Yuyacağın kefenimiz

Saranlara selam olsun

Selâ verile kastımıza

Gider olduk dostumuza

Namaz için üstümüze

Duranlara selam olsun

Dünyaya gelenler gider

Hergiz gelmez yola gider

Bizim halimizden haber

Soranlara selam olsun

Miskin Yunus söyler sözün

Yaş doldurmuş iki gözün

Bizi bilmeyen ne bilsin

Bilenlere selam olsun

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası