edgar allan poe eksi / ~ UYUYAN ~ EDGAR ALLAN POE

Edgar Allan Poe Eksi

edgar allan poe eksi

Edgar Allan Poe Şiirlerindeki Su İmgesinin G&#;r&#;nenden Daha Derin Anlamları

su ve düşler'i yeniden okurken poe sanatının deşifre edildiği bölümler dikkatimi bir hayli celbetti. mesela şu yargı:

"edgar poe'da suyun imgelerinin yazgısı başlıca hayal olan ölüm hayalinin yazgısını
adım adım izler." (gaston bachelard, "su ve düşler")

su ve düşler (l'eau et les reves): poe, hugo, goethe ve daha birçok ismin eserlerinden faydalanarak suyun ruh çözümlemesinin yapıldığı gaston bachelard kitabı. kitabın "analık suyu ve dişil su" bölümü ayrıca ilginçtir. "her mutlu içecek anne sütüdür." der.

annabel lee'nin ışıktan hayaleti evimin içini doldurdu ve şiiri yeniden ve yeniden okudum.

freud'un da es geçmediği ölüm karşısındaki büyülenme sembolizmin temel olmasa da yerleşik ilgi alanıdır. yüzyıl boyunca ressamların durmaksızın çalıştığı ophelia tablolarında suyun üzerinde çiçeklenen genç kadın bedenleri de bunu doğrular. poe'dan baudelaire'e ölüm düşüncesi yaşamla tam bir birlik içinde ele alınmıştır. kötülük çiçekleri biraz da muammalı ophelia'nın (hamlet'i severek öldü) taze genç kız bedeninin üzerinde boy atan çiçeklerdir. ama çürüyeceklerdir. yavaş yavaş çürüyen ve aristokrasiye elveda diyen yüzyıl gibi. baudelaire'de bu çürüme modern gündelik hayatın şiirini yaratmıştır.

su imgesi ile başlı başına bir imge olan düş arasında kurulan ilgi suyun parıltısı, derinliği, karanlığıyla, sonsuzluğu çağrıştıran formuyla bir düşe benzemesinden ileri gelir. poe öykülerinde karanlık dalgaların batırdığı gemilerin suya karışarak başka bir form alması ya da sudaki cesetlerin çözünerek suyun maddesel alemine katılması gibi su ve düş (imge) arasında ilksel bir bağlantı var gibidir. bir nevi yaşamın suda başlaması gibi düşler (imgeler) de şiire hayat verir. suyun çağrışım olanakları geniştir: kuyuya, aynaya, mezara benzer su. tekinsiz bir evdir de aynı zamanda. platoncu bir mağaradır. hem barınaktır hem de karanlık bir tabut. bu yüzden tekinsiz olarak kalacaktır.

ve ilginçtir, yüzyıl ingiliz romanlarında suya atlayarak intihar eden bir genç kız mutlaka vardır. ahlakçı viktoryen dönemin karabasanlı bunaltıcılığından suya (sonsuzluğa) atlayarak sanata dönüşen genç kız bedenleridir bunlar. gerçi yıkıcı-sanatın müsebbibi oscar wilde su ve intihar mitosunu öykülerinde hicvetmiştir. onu ayrıca yazacağım.

düşlerdeki su ve boğulma vizyonları freud'da ana rahminin yerine-geçenidir

bachelard, su ve düşler'de psikanalitik bulgulardan yararlanır haliyle. bizi düşlerin yorumlanmasına geri götürür. poe, baudelaire, hugo veya başkalarında su imgesi hem tanıdık, bildik olanı hem de bilinmezi, yabancı olanı aynı anda çevrelediği için tekinsizdir, ele avuca sığmaz olandır. tıpkı düşler gibi. düşleri de görürüz ama asla tam olarak anlamlandıramayız. hakiki anlamlar, basit gerçeklikler sıkıcıdır zaten, aksi halde sanata, konumuz itibarıyla şiire gerek kalmazdı. gizemli olan, sanatsal, evrensel ve kalıcı olandır. gizemini yitiren bir sevgilinin kötü bir düşten uyanışı anımsatışı gibi insanlar da böyledir. gizemleri kalmadığında onlara elveda deriz. sudan (ana rahminden) şiire (imgeye), şiirden başka bir imgeye (hayata) geçeriz yaşam boyunca. öldüğümüzde ise biz de bir imgeye dönüşürüz: ölümün imgesine. -di'li zamanlarla konuşuruz:

"bir gün işte bu yüzden göze geldi,
o deniz ülkesinde,
üşüdü rüzgârından bir bulutun
güzelim annabel lee;
götürdüler el üstünde
koyup gittiler beni,
mezarı ordadır şimdi,
o deniz ülkesinde."

sevgilinin taze bedeni ise doğa imgeleriyle çoktan bir olmuştur artık:

"ay gelip ışır, hayalin erişir
güzelim annabel lee;
bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
güzelim annabel lee;
orda gecelerim, uzanır beklerim
sevgilim, sevgilim, hayatım, gelinim
o azgın sahildeki,
yattığın yerde seni."

edgar allan poe -- çev. melih cevdet anday

su ve sevgili bir olmuştur: ikisi de şiire (sanata) dönüşmüştür. poe'nun poetikasının özü de budur nihayetinde: devinen her şeyi sanata dönüştürmek.

yüzyılda boyanmış iki ophelia tablosu iliştirip hayaletimsi annabel lee'yi somutlaştırmak istiyorum:

jean-baptiste bertrand, ophelia,

paul albert steck, ophelia drowning,


bu tablolarda ölü genç kızlar huzurlu görünürler. kalbinin çiçeğine ibadet eder gibi bir pozda dokunan ölüler. huzurludurlar çünkü ölümle birlikte hiçbir tasa, keder ve arzu kalmamıştır. arzular silinince her varlığın doğal olana yeniden kavuşması gibi. arzu bir derttir. o bitince geri kalan her şey de yitip gider. son sözü yine üstada, bachelard'a bırakmak icap eder:

"öyleyse, ilkin parlak olan her su edgar poe için koyulaşması gereken bir sudur, kara acıyı içine alacak bir sudur. her tür canlı su yazgısı yavaşlamak, ağırlaşmak olan bir sudur. her tür canlı su ölmek üzere olan bir sudur. zaten devingen şiir'de nesneler oldukları şey değil, dönüştükleri şeylerdir. hayalimizde, sonu gelmek bilmeyen rüyalarımızda dönüştükleri şeye dönüşürler imgelerde de. suyu seyretmek akıp gitmektir, eriyip gitmektir, ölüp gitmektir." (su ve düşler)

edgar allan poe

  • jake offenhartz'ın hakkında zaman yolcusu olduğu teorisini öne sürdüğü usta yazar.

    tarihli yazarın tek romanı olan the narrative of arthur gordon pym of nantucket'in hikayesinde açlıktan geminin mürettebatı tarafından yenen richard parker isimli gencin olayı, ne tesadüftürki yılında da aynen vuku bulucaktır: erzakları biten ve batmak üzere olan bir geminin mürettebatı 17 yaşındaki richard parker isimli genci yamyamlaşarak yerler. daha sonra poe'nun hikayesi ile benzerlik gösteren bu olayı arthur koestler isimli gazeteci the sunday times'da ele alır.

    poe'nun 'ta ele aldığı the businessman isimli hikayesinde ise, beyninin ön lobunda ortaya çıkan bir hasardan ötürü sosyopatlaşan bir genç anlatılır. ancak yıllar sonra bilim insanları tarafından keşfedilecek olan bu olay, ne hikmet ki 8 yıl sonra phineas gage isimli adamın başına gelir. kafasına giren demirle davranışları değişen ve şiddete meyillenen adam, beynin ön lobunun sosyal biliş üzerindeki etkisi buluşuna ön ayak olur. daha sonra nörolog eric altshuler, poe için bir düzine semptom var poe bunların hepsini biliyor. o öyküde her şey var, biz daha fazlasını ancak öğrenebildik. bu o kadar kesin ki, haliyle çok acayip. sanki poe&#x;nun zaman makinesi vardı sözlerini sarf edecektir.

    son olarak poe, big bang teorisi ortaya atılmadan 80 yıl önce kaleme aldığı euroka isimli düzyazı şiirinde, genişleyen evrenin bir parçacıktan ortaya çıkan ani bir ışıkla meydana geldiğini söyler. hatta bununla da yetinmeyip olber paradoksu için, genişleyen evrendeki ışığın henüz bizim güneş sistemimize ulaşmadığını öne sürer. yıllar sonra italyan astronom alberto cappi ise, ünlü yazarın zamanında henüz böyle bir teoriye ulaşılacak gözlem tekniğinin ya da herhangi bir kanıtın var olmadığını, o dönemdeki hiçbir astronomun sabit olmayan bir evreni hayal bile etmediklerini söyleyecektir.

    edit: tabi poe için ortaya atılan bu iddia hakkındaki benim kişisel görüşüm daha farklı. bu durum daha çok dahi sanatçıların geleceği öngörebilme yeteneklerinin, hayal güçlerinin ve yaratıcı zekalarının en üst düzeyde olması ve tesadüflerin ilginç bir şekilde bir araya gelmesiyle alakalı. tarihte de bunun gibi bir çok örnek mevcut. ancak bunlar yine de insanı heyecanlandıran detaylar.

    kaynak: historybuffgaia

  • hiçbir ahlaki kaygı gütmeyen, şaşırtıcı hikaye finalleriyle okuru şok eden, sarsan büyük amerikalı.

    elimin altındaki hikayelerini zaman zaman alıp okurum. kısa veya uzun, bütün hikayeleri ayrı bir güzeldir. en çok etkilendiğim ve birçok yazarda benzerini aradığım, karşılaştırma yaptığım hikayesi için: (bkz: william wilson).

  • lisede okuduğum cask of amontillado ile tanıştığım korkunç etkileyici hikayelere sahip amerikan yazar. kendisinin hikayelerine başlarken ne tür bir hikayeyle başlandığına dikkat etmek gerek, zira edebi taşlama tarzında hikayeleri de var. edebi taşlamaları anlamayıp bu muymuş ulan koskoca poe diyip bırakma ihtimaliniz çok yüksek. hikayeyle başlamak istemezseniz de annabel lee gibi bir şaheseri var.

  • amerikalı şair, yazar, editör ve edebiyat eleştirmeni. karanlıkların asil, aşık ve bir o kadar deli adamı. poe okurken gerilmeyen bir okur hatırlamıyorum. poe okurken olayı bizzat kendim yaşıyormuş gibi geriliyorum. bence poe karanlık bir romantik .ayrıca küçük bir tavsiyede bulunmak istiyorum. yazar ile tanışmak isteyenler için en doğru yayınevi tercihi kesinlikle iletişim yayınlarıdır. ithaki yayınlarının tek ciltli kitabını satın almak gibi bir hata yapmayın. zira şahsen çeviri kalitesini beğfunduszeue.infoıca kesinlikle gaza gelip şiir kitabınıda almayın. ingilizce biliyorsanız ingilizce versiyonunu alabilirsiniz ancak türkçeye çevirilmesi tam bir facia.

  • kelimelere sığmayacak kadar muhteşem bi' yazar, şair, kritik ama felaket sefil de bi' hayat yaşamış. karısı virginia'ya ya deli gibi aşıkken kadının genç yaşta ölümü, yine en bağlı olduğu kadınlardan annesinin ve üvey annesinin ölümü ruhsal dengesini altüst etmiş. yaşamının ve bunalımlarının yazılarını nası etkilediğini araştırmanın en az yapıtlarını okumak kadar zevkli olduğu üstün kişi. üstün demek ne kadar doru bilmiyorum aslında, yapıtları üstün kendisi yenilmiş kişi, born as a loser modelinde insan.

  • annabel lee gibi bir şaheserin yazarı.

    ıt was many and many a year ago,
    ın a kingdom by the sea,
    that a maiden there lived whom you may know
    by the name of annabel lee;
    and this maiden she lived with no other thought
    than to love and be loved by me.

    ı was a child and she was a child,
    ın this kingdom by the sea,
    but we loved with a love that was more than love&#x;
    ı and my annabel lee&#x;
    with a love that the wingèd seraphs of heaven
    coveted her and me.

    and this was the reason that, long ago,
    ın this kingdom by the sea,
    a wind blew out of a cloud, chilling
    my beautiful annabel lee;
    so that her highborn kinsmen came
    and bore her away from me,
    to shut her up in a sepulchre
    ın this kingdom by the sea.

    the angels, not half so happy in heaven,
    went envying her and me&#x;
    yes!&#x;that was the reason (as all men know,
    ın this kingdom by the sea)
    that the wind came out of the cloud by night,
    chilling and killing my annabel lee.

    but our love it was stronger by far than the love
    of those who were older than we&#x;
    of many far wiser than we&#x;
    and neither the angels in heaven above
    nor the demons down under the sea
    can ever dissever my soul from the soul
    of the beautiful annabel lee;

    for the moon never beams, without bringing me dreams
    of the beautiful annabel lee;
    and the stars never rise, but ı feel the bright eyes
    of the beautiful annabel lee;
    and so, all the night-tide, ı lie down by the side
    of my darling&#x;my darling&#x;my life and my bride,
    ın her sepulchre there by the sea&#x;
    ın her tomb by the sounding sea.

  • ihsan oktay anar'ın, kendisini, rol model aldığını düşünüyorum.

    nickimin hakkını veremedim'in uyarısı üzerine gelen edit:

    ihsan oktay'ın kitaplarında, birtakım doğaüstü olaylar vardır ve bu olaylar gerçekliğin içine o kadar iyi yedirilmiştir ki durumun garipliğinin farkına varmazsınız, varsanız dahi durup şaşırıp sıkılmazsınız; adeta kitap kendi dünyasını yaratıp sizi içine almış ve sorgulama yapmanızı engelleyecek şekilde sizi kendine ikna etmiştir. aynı durum poe'nun hemen hemen tüm öykülerinde de var.

    ayrıca ihsan oktay, yazdığı kitabın konusunda göre bazen gemicilikle, bazen müzikle, bazen mekanikle ilgili, olay gidişatını yarıda keserek uzun sayfalar boyunca teknik bilgiler verir. hiç ilginiz olmayan bir konu olduğunda sıkılma gafletine düşebilirsiniz ama hemen akabinde bunun ne kadar büyük bir başarı işi olduğunu fark ettiğinizde, sıkıntınız, yerini yazara duyduğunuz saygıya bırakır. aynı durum poe'nun öykülerinde de mevcut. tabii bunu öyküden ziyade romanda yapmak daha zor ve ilgi çekici diye düşünüyorum.

    her iki yazara da şükranlarımızla, olmasaydınız olmazdık.

  • kendine pek şahane girişler yazmıştır öykülerinde. ya da tanıtım pasajları mı demeliyiz?

    "true! - nervous - very, very dreadfully nervous i had been and am; but why will you say that i am mad? the disease had sharpened my senses - not destroyed - not dulled them. above all was the sense of hearing acute. i heard all things in the heaven and in the earth. i heard many things in hell. how, then, am i mad? hearken! and observe how healthily - how calmly i can tell you the whole story."

    "doğru! -sinirli- çok, çok dehşetengiz şekilde sinirli olduğum olmuştur ve öyle sinirliyim; ama neden benim deli olduğumu söyleyesiniz? hastalık benim duyularımı sivriltti -tahrip etmedi- köreltmedi onları. hepsinin de üstünde; keskin işitme duyum gelirdi. cennetteki ve dünyadaki her şeyi duydum. cehennemdeki birçok şeyi duydum. nasıl, o zaman, deli miyim? kulak kesilin! ve tüm hikayeyi size nasıl da sıhhatli şekilde, nasıl sakince anlattığımı gözleyin."

    (bkz: the tell-tale heart)*

  • orta okula giderken hikayeleri ile tanışıp birdaha vazgeçemediğim yazarkara mizah dehası..

  • çağdaşlarından onu ayıran en önemli özelliklerinden biri eserlerinin daha bir melodik olması. ayrıca döneminin evrensel anlamda en çok yer bulan kişilerinden. annabel lee şiiri çok ilgincime gitmişti.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

edgar allan poe

  • 'in a night, or in a day, in a vision, or in none,is it therefore the less gone? all that we see or seem is but a dream within a dream.' dıyen aşmış. amerikan edebiyatının mevcut ilk dahisi

  • (bkz: annabel lee) (bkz: a dream within a dream) gibi (bkz: siir)leriyle unlu sair/yazar.

  • "sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış edgar allan poe, dingin ve rdemli goethe den yada walter scott'dan çok daha fazla hoşuma gidiyor. 0 ve onun gibi özel yapıdaki adamlar içinşöyle diyeceğim: bizler adına acı çektiler"
    -charles baudelaire
    annabell lee, dream within a dream, raven, the black cat, the tell-tale heart

  • kelimelere sığamicak kadar muhteşem bi yazar, şair, kritik ama felaket sefil de bi hayat yaşamış. karısı virginia'ya ya deli gibi aşıkken kadının genç yaşta ölümü, yine en bağlı olduğu kadınlardan annesinin ve üvey annesinin ölümü ruhsal dengesini altüst etmiş (bkz: poe)nun. yaşamının ve bunalımlarının yazılarını nası etkilediğini araştırmanın en az yapıtlarını okumak kadar zevkli olduğu üstün kişi. üstün demek ne kadar doru bilmiorum aslında, yapıtları üstün kendisi yenilmiş kişi, born as a loser modelinde insan.

  • dunya edebiyatına "pulp" kavramının kapılarını açan ilk yazar olduğu idda edilir, bu gun 3. sınıf edebiyat diye nitelendirilen tum turlerin fikir babası kabul edilir, yaşarken hayatını herkesin nefret ettiği son derece acımasız bir eleştirmen olarak kazanmıştır. alkol butun kotuluklerin anasıdır lafı roosvelt tarafından onun için soylenmiştir.

  • şöle bi varsayım da vardır poe hakkında; aslında çok büyük miktarlarda alkol almadığı halde alkolden çok fazla etkilendiği, bunun da genetik olduğu, babasının ve kardeşinin de alkole zaafı olduğu söleniyor. bunu bi hastalık olarak adı da varda aklıma gelmedi şimdi.

  • tüm hikayelerinden zeka fi$kiran yazar

  • tasvirleri her anlamda yarmıs olan deha , saygı duyulacak yazar.

  • 22 yashındayken olen karısı virginia yla, 7 yaşından 13 yaşına kadar aynı evde yaşayıp, 13 yaşında evlenmiş ölumunden sonra bı buçuk yıl boyunca saga sola yenı kadınlara saldırmısh, aslında o gayet anormal bı hayat surdurmush adam, o zekayla uretmesı normal bu baglamda

  • hikayelerini uyku ve uyanıklık arasında gidip gelirken düşünür, işe yarar bir şey bulduğuna inanınca yataktan fırlayıp yazmaya başlarmış.
    bu açıdan korkma sönmezci, milliyetçi bir türk ünlüsüyle (bkz: mehmet akif ersoy) ortak bir yönleri var.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası