Doğum tarihi: 1885, İstanbul
Ölüm tarihi ve yeri: 1921
Şahabettin Süleyman
1885 yılında İstanbul’da doğmuştur. Ailesi Zeybek Türkmenlerinden Çavdarlı Ali Ağa Hanedânı’na dayanır. Şahabettin Süleyman’ın çocukluğu İzmir ve İstanbul’da geçer. İlk ve orta tahsilini sekiz yıllık İzmir İdâdisi’nde tamamlayarak aynı yıl Mekteb-i Mülkiye-i Şahane’ye kaydolmuştur.
Lise yıllarında edebiyata merak salarak Fransızca öğrenmiştir. 1908 yılında Maarif Nezareti’nde çalışmaya başlamıştır.
Aynı yıl Vefa Lisesi’nde Fransızca öğretmenliği yapmaya başlamış ve edebi faaliyetlerine hız vermiştir. 1911 yılında Mekteb-i Sultani’de Osmanlıca öğretmenliği görevine getirilmiştir. Yine bu okulda felsefe ve edebiyat dersleri de vermiştir. 1921 yılında tatil için gittiği İsviçre’de hastalanarak hayatını kaybetmiştir.
Henüz lise yıllarında edebiyata ilgi duymaya başlayan Şahabettin Süleyman, genç yaşında çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yayımlamıştır.
1908 yılında yakın arkadaşı Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile birlikte “Ümid” isimli bir dergi çıkarmıştır.
Türk basınının önde gelen isimlerindendir. Kendi imkanları ile çeşitli gazete ve dergiler yayımlamış, birçok gazetede de yayın yönetmenliği ve yazarlık yapmıştır.
Fecr-i Ati edebiyatının kurucuları arasında yer almıştır.
Hikâye türünde eseler kaleme almıştır. Ancak Şahabettin Süleyman’ın hikayeleri teknik açıdan pek başarılı olamamıştır.
Eserlerinde son derece ağır bir dil kullanmıştır.
Hikayelerinde yaşadığı devrin aşk ve safahat hayatını romantik bir tarz ile aktarmıştır.
Hikayelerinde mekan tasvirine önem vermemiştir.
Toplumsal konulardan uzak kalmayı seçmiştir.
Şahabettin Süleyman, tiyatro türüne de ilgi göstermiş, bu alanda da eserler vermiştir.
“Fırtına” (oyun ve öyküler, 1910)
“Tarih-i Edebiyât-ı Osmaniye” (Osmanlı Edebiyat Tarihi, 1910);
“Çıkmaz Sokak” (oyun, 1912)
“Tenkidat-ı Edebiyye: Namık Kemal” (1913)
“Tenkîdât-ı Edebiyye: Abdülhak Hâmit Hayatı ve Sanatkâr” (1913)
“Yeni Osmanlı Tarih-i Edebiyâtı” (1914)
“Malumatı Edebiyye”
1885 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası, Süleyman Şevket Bey’dir[1]. Süleyman Şevket Bey, Türkmenistan'dan gelerek Sındırgı-Bigadiç civarına yerleşen ve Osmanlı Devleti’ne yüksek bürokratlar yetiştirmiş olan “Çavdarlı Ali Ağa hanedanına” mensuptu[2]. Şahabettin Süleyman, ailenin en büyük oğlu idi. Kardeşleri Memduh Süleyman ve Rıza Çavdarlı da yazar olarak yetişmiştir.
Çocukluğu İstanbul ve İzmir’de geçti. Ortaöğrenimini 1904 yılında İzmir İdadisi’nde tamamladı. Lise yıllarında iken Batı edebiyatını izleyecek kadar Fransızca öğrendi[3]. İlk yazısı, 1903 yılında İzmir’de yayımlanan “Ahenk” adlı dergide çıkan “Ceriha-i Namus” adlı öyküsüdür. Bu ilk öyküden sonra yazılarını İzmir gazetelerinde yayımlamayı sürdürdü.
Yüksek öğrenimini İstanbul’daki Mülkiye Mektebi’nde 1908 yılında tamamladı. Babası Süleyman Şevket Bey, o sene hayatını yitirmişti. Ailenin geçimini üstlenen Şahabettin Süleyman, Vefa İdadisi’nde Fransızca öğretmenliği ve müdür muavinliği yaptı. Bir yandan da yazı hayatına II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’da yayımlanmaya başlayan çok sayıdaki gazete ve dergide devam etti. 1909’da, türlü edebiyat ve sanat dergilerinde yazıları çıkan gençlerin bir araya gelip bir topluluk kurmalarına öncülük etti. Fecr-i Ati (Geleceğin Ateşi) adını alan topluğun “Sanat şahsî ve muhteremdir” sloganı Şahabettin Süleyman’a aittir[2]. Fecr-i Aticiler çıkarmayı düşündükleri dergiyi yayımlayamayınca “Şiir ve Tefekkür” (2–9 Eylül 1909) ile “Jale” (25 Kasım 1909) dergilerini yayımladı.
1910 yılında idadilerin 6. ve 7. sınıfları için “Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye” adlı edebiyat tarihi kitabını yayımladı. Bu kitabı daha sonra geliştirerek sultanîler için Mehmed Fuad'ın da (Köprülü) imzasıyla Yeni Osmanlı Târîh-i Edebiyyâtı adlı eseri yayımladı[2].
“Ahlaksızlığı yayıcı” bulunan[2] “Çıkmaz Sokak” oyunu nedeniyle 1910 yılı mayıs ayında Vefa İdadisi’ndeki görevinden uzaklaştırılınca on bir ay boyunca açıkta kaldı[3]. Bu sırada siyasetle ilgilendi. Başlangıçta İttihat ve Terakki taraftarı olsa da Fecr-i Ati zümresi yazarlarından arkadaşı Ahmet Samim’in İttihatçılarca öldürülmesi üzerine bu cemiyetin karşısında yer aldı[4] Bu partinin karşısında kurulan Osmanlı Demokrat Fırkası (Fırka- İbad)’na katıldı ve Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde siyasi yazılar yazdı[2]. Yeni Ses ve Muahede gazetelerinde başyazarlık yaptı.
1911’de Mekteb-i Sultani’de Osmanlıca öğretmenliğine atandı. 1912 yılından itibaren “edebi müdürü” olduğu “Rübab” adlı bir haftalık dergi çıkardı; başyazarlığını yaptı. Türk edebiyat tarihindeki iki büyük kalem savaşı bu dergide gerçekleşti[5]. Birisi, daha sonra kendilerini “Nayiler” olarak tanıtan “Nesl-i Ati” (yeni nesil) sanatçılar ile Fecr-i Ati sanatçıları arasında idi. Bu tartışmada Fecr-i Atici eski arkadaşlarına karşı yeni nesli destekledi. Mevlana’dan ilham alan bu gençlere Mevlevilerin sembolü neyden ötürü “Nayiler” adı verildi. İkinci kalem savaşı ise Şahabettin Süleyman’ın derginin 51. sayısında yayımlanan bir yazısıyla başladı. Bu yazısında Hüseyin Rahmi’nin “Cadı” adlı eserini ağır bir dille eleştirdi. Şahabettin Süleyman ve onu takip eden pek çok yazarın eleştirileri, Hüseyin Rahmi’yi “Şekavet-i Edebiye” adlı yeni bir eser yazmaya yöneltti[5].
II. Meşrutiyet’ten sonra İstanbul’da kurulan “Dârü't Temsîl-i Osmânî” ve “Yeni Tiyatro Cemiyeti” gibi kuruluşların edebi heyetinde yer aldı[2].
1914’te Darülmuallimin’de edebiyat ve Fransızca dersleri vermeye başladı. 1915’te ise Galatasaray Mekteb-i Sultanisi ve İstanbul Sultanisi’nde edebiyat ve felsefe öğretmenliği yaptı.
1914 yılında Vezir Köse Raif Paşa’nın kızı İhsan Raif Hanım ile evlendi. İhsan Raif, dönemin tanınmış kadın şairlerindendir. Sanatçı çiftin evi, devrin edebiyatçıların toplantı yerlerinden birisi oldu[1]. Tatillerini her sene İsviçre’de geçirmeye başlayan Şahabettin Süleyman, Davos-Platz kasabasında iken İspanyol gribine yakalanarak 1921 yılında hayatını kaybetti.
HAYATI
1885 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. 1919’da Davos/İsviçre’de hayatını kaybetti. Çocukluğu İzmir ve İstanbul’da geçti. İlk ve orta öğrenimini 1903 yılında İzmir İdadisi’nde tamamladı. 1908’de ise Mülkiye Mektebi’nden mezun oldu. İlk görev yeri olan Maarif Nezareti İzmir Tedrisat-ı İptidaiye katipliğini dört ay kadar sürdürdükten sonra 1908 yılının Aralık ayında Vefa İdadisi Fransızca muallimliğine ve müdür yardımcılığı görevlerine getirildi. Kaleme aldığı “Çıkmaz Sokak” adlı oyununun ahlaka aykırı bulunması sebebi ile Maarif Nezareti tarafından görevinden uzaklaştırıldı. Daha sonra Nisan 1911’de Galatasaray Sultanisi lisan-ı Osmani muallimliğine atandı. Darülmuallimin-i Aliye’de müdür yardımcılığı yaptı. Bu okulda edebiyat ve Fransızca derslerini okuttu. Son resmi görevi olarak 1915 yılında Galatasaray Sultanisi’nde edebiyat ve İstanbul Sultanisi’nde edebiyat ve felsefe hocalığı görevlerinde bulundu. 1914’te Köse Raif Paşa’nın büyük kızı şair İhsan Raif Hanım ile evlendi.
Şahabettin Süleyman, idadi yıllarında İzmir gazetelerinde pek çok yazı kaleme aldı. Yayımlanan ilk eseri ise Ahenk dergisinde “Süleyman Şahabettin” imzası ile çıkan “Ceriha-ı Namus” adlı öyküsüdür. Daha sonra eserleri İzmir, İzmir Sadası, Musavver Eşref, Şiir ve Tefekkür, Jale, Servet-i Fünun, Rübab, Resimli İstanbul, Resimli Roman, Musavver Hale, Mehasin, Piyano, Tenkit, Hakimiyet-i Milliye, Yeni Ses, Muahede ve Hür Memleket gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı.
Fecr-i Ati topluluğunu kurucuları arasında yer aldı. Topluluğun temel ilkesini ifade eden “sanat şahsi ve muhteremdir” sözü Şahabettin Süleyman’a aittir. Tiyatro yapıtları ve edebiyat tarihi araştırmaları ile tanındı. Bunların yanı sıra edebiyat ve tiyatro eleştirileri, öyküler, “fantaziye” adını verdiği düz yazı şiirler kaleme aldı.
Halit Fahri Ozansoy, Şahabettin Süleyman hakkında şu değerlendirmeyi yapar: “Şahabettin Süleyman bizim ağabeyimizdi dedim. Yalnız öyle mi? Dert ortağımızdı da. Biz şımardıkça, ilk gençlik gönül maceralarımızı da ona açmaktan çekinmez olmuştuk. O da bize, bu yoldaki tecrübelerinin verdiği salâhiyetle tavsiye ve nasihatlerini eksik etmezdi. Şairlerin hep Celâl Sahir gibi uzun saçlarla gezdikleri bir devirde şiirin ilk temelinin de aşk olduğuna kendisi bir kere inanmış, bizi de inandırmıştı. Yalnız bu aşk işi o haremli selâmlıklı zamanlarda pek öyle kolay yürütülemiyordu. Açık kapı en ziyade Beyoğlu’nda idi. Buna da bolca para lâzımdı. Haydi biz ne ise, fazlasına çıkışamıyorduk, fakat o? Hem okulundan öğretmenlik maaşlarını tıkır tıkır alıyor, hem de Rübab ve başka dergilerle bilhassa Sabah gazetesindeki günlük fıkra yazarlığından ve üstelik çıkardığı kitaplardan para alıyordu. Bu kitaplar arasında, Köprülü ile beraber yazdıkları edebiyat kitapları da vardı. Fakat ne çare ki, para elinde eriyordu. Her gün parasızlıktan şikâyetine karşı gözlerimiz dolu dolu olurdu. Biz, babalarımızdan aldığımız az çok para ile günümüzü gün ederken, o nasıl oluyordu da bu para sıkıntısından bir türlü kurtulamıyordu. Ama, şunu da itiraf etmeli ki, onun bu hali de bazen hoşumuza gidiyordu. Gözyaşımızı kurutup dostumuzun bu özelliğine hayran bir bakışla bakıyorduk. Para denen nesne, o tarihte ya altın, ya gümüştü, kâğıt para henüz ortaya çıkmamıştı. E, böyle yuvarlak bir maden olunca da, bu lâtif şeyin uzun süre cepte taşınması mânâsız geliyordu Şahabettin Süleyman’a!”
ESERLERİ
OYUN: Fırtına, Aralarında (iki oyun, dört hikâye, 1910), Ben… Başka!, Çıkmaz Sokak (1911), Kırık Muhafaza (Tahsin Nâhid ile, 1911), Kösem Sultan (Tahsin Nahit’le).
İNCELEME: Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye (1910), Sanat-ı Tahrir ve Edebiyat (1911), Nâmık Kemâl (1911), Abdülhak Hamit, Hayatı ve Sanatı (1911), Meşrutiyette Terbiye-i Etfal (Fuad Köprülü ile, 1911), Resimli Muktatafat I-III (1911-12), Osmanlılıkta Vâhime-i Mesuliyyet (1913), Malumat-ı Edebiye (M. Fuat Köprülü ile, 2 cilt, 1914-15), Osmanlılıkta Vahime-i Mesuliyet (1915), Yeni Osmanlı Tarih-i Edebiyatı (1. cilt, Fuat Köprülü’yle birlikte, 1916).
ÇEVİRİ: Rehber-i Erib Kâmil I-III (Brunot’dan, 1910).
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası