Antik Cibali Canlı Mezat

** NEJAT UYGUR / CİBALİ KARAKOLU FOTOĞRAFI ** Yaklaşık 18 x 12 funduszeue.infoında, arkası yazılı ve kaşeli, tarihli, son derece temiz vaziyette,döneminin orijinal fotoğraflarından

Türkçe dilindedir.

Boyutları, 12 cm genişliğinde 18 cm yüksekliğindedir.

NEJAT UYGUR CİBALİ KARAKOLU ORİJİNAL FOTOĞRAF.., yıllar önce satışa sunulmuştur.

NEJAT UYGUR CİBALİ KARAKOLU ORİJİNAL FOTOĞRAF.. başlıklı ürün, Efemera, Müzik, Sinema > Kartpostallar > Artist Kartpostalı > ve sonrası kategorisi altında İkinci El olarak satılmaktadır.

Kondisyon: İyi

Ürün kondisyonları ürün açıklamalarında belirtildiği ve/veya ürün fotoğraflarında görüldüğü gibidir. Açıklamada yer alan veya fotoğrafta görülen üründen farklı nitelikte bir ürün gönderilmesi halinde siparişin iadesi/iptali funduszeue.info güvencesi ile sağlanabilmektedir.

Kargo Ödeme Durumu

Alıcı Öder

Ürün ustunm koleksiyon ürünleri tarafından, PTT, Yurtiçi, Aras veya Sendeo Kargoyla gönderilecektir. Kargo ücreti TL dir ve sipariş anında ödenir. Aynı mağazadan veya ortak kargo anlaşmalı mağazalardan bu ürünle birlikte alacağınız diğer ürünler için ek kargo ücreti ödemezsiniz.

ustunm koleksiyon ürünleri - Mağaza Hakkında

" KOLEKSİYONUNUZA ÖNEM KATMAK, ZAMANINIZI GÜZEL DEĞERLENDİRMEK, 

MERAKLI VE KEYİFLİ ALIŞVERİŞLERİNİZ İÇİN "

Lise arkadaşlarımla Cibali, Fener ve Balat sokaklarında geziyor, fotoğraf çekiyor ve sohbet ediyoruz.  Gördüğümüz tüm eskici dükkanlarına, tasarım dükkanlarına da girip, objelere bakıyoruz. Fener Antik Mezatcısının önündeyiz; mezat başlamak üzere, biraz izleyelim diyoruz.

Genişçe düz ayak bir dükkan,  sandalye koymuşlar, her yerde eskiler var. Öyle antikacıya değilde, bildiğimiz eskiciye benziyor. İlk gözümüze  çarpanlar rengarenk, camdan kuğular.  Daha küçüklerinin kolleksiyonu yapardım bir ara.. Biz küçükken ne modaydılar, her evde camdan kediler, köpekler, kuğular, horozlar vitrinde sergilenirdi.

Heyecanlıyım, hiç mezata katılmamışım.  Ses düzeninde bir problemi giderip açık arttırmaya başladılar. Bir ahşap palyaço 7 liraya alıcısını buldu, ikinci parça bakır bir maşrapa. Bakır objeleri çok severim. Evde bakır kazanlarım ve eşimin teyzesinden topladığım bakır tencerelerim var. Alsam mı.. 10 lira sadece 10 lira istiyorlar, şimdi gezerken elde de bakır maşrapa, zor. Elimi kaldırmıyorum. Metin Abiye sattım 10 lira diyor mezatçı. Sürekli gelen çok kişi var anladığım kadarıyla. mezatçı Leon abi, Metin abi ön sıradakilere hep adıyla hitap ediyor.  Bir sevimli biblo çıkıyor alıcıya. Palyaçoyu alan genç kız alıyor onu da. Mezatçı ikinci objeyi alınca ona bir numara veriyor, müdavimler kızı söyle bir süzüyorlar.

Üçüncü obje yine bakır. Kütahya yöresinden bir bakır ibrik. Çok zarif, işcilik harika Ama çok büyük ve ağır.. 10 liradan satış başlıyor, 15 derken 60 liraya öndeki bir müdavim beye gidiyor. Arkadaşlarla iç geçiriyoruz çok güzeldi, alsa mıydık?

Biraz hırpani giyimli bir adam giriyor içeriye elinde bir torba. Mezat görevlisi ile konuşuyorlar.  Torba hemen açılıyor ve bir avize çıkıyor. mezatçı 'lerden şık bir avize, iyi durumda.. 35'ten açıyorum mezatı diyor. Kimse alıcı çıkmayınca, fiyat düşüyor, sonunda ne verirsenize bile düşüyor Ama 'ler pek popüler değil sanırım, kimse istemiyor avizeyi. Adam torbasına koyup, başı önde dükkandan çıkıyor.  Ne hikayeler yazdım o kısacık sürede bu avize ve adam hakkında. Evdeki avizeyi mi söktü getirdi acaba son bir ümit, akşama sofraya şey koymak için. Üzüldüysem bu kadar alsaydım ya avizeyi izlemek ve hikayesini yazmak, bizim hastalığımız da bu.

Bir minik terazi çıktı simdi de .. Kuyumcu terazisi, çok sempatik. 5 derken 7 lira derken 15 çıkacak ağzımdan ama çıkmadı. 14 TL'ye gitti canım terazi, sadece kadife kutusu 20 lira eder halbuki.  Epey de oturmuşuz, kapıda da içeri giremeyen, bekleyenler var. Hadi gezmeye devam diyorum. Çıkıyoruz.

"Niye çıktık ama ben teraziyi alacaktım,"
"Ben de az daha alacaktım, ne güzeldi"
"Telefonumun şarjına daldım, yoksa kaldırdım ben elimi"
"Kuğular kaça gider acaba"

Aklımız mezatta bir kafeye giriyoruz. Ah o teraziyi alacaktık..

Akşam evde eşime anlatıyorum mezatı, teraziyi ve bakırları..

"Yeni bir eskiye yer yok evde, holde bile bakır tencerelerin" diyor.
"Fonksiyonu var ama onların, bakır kazan şemsiyelik, tencerede de ayakkabı boyaları, fırçalar var, hatırlatırım diyorum."

Salondaki bakır tencereme de sahilden topladığım taşları koymuşum.

Eski objeler daha mı estetik, yoksa yaşanmışlıkları mı bizi çeken? Nostarji duygusu mu? Kullan at çağına bir tepki mi eski eşya sevmemiz ? 

Hayatım Roman Yazı Maratonuna katıldığımda, Ruhum eskici benim diye bir yazı yazmışım.
Söyle başlıyor ;

"Ruhum eskici benim galiba. Geçmişe ait ne bulursam alır, eve getiririm. Yaşlı akrabaların evlerinde, arkadaşların akrabalarından, Üsküdar, Kadıköy, Topkapı bit pazarlarından topladığım objelerimi evin değişik yerlerine yerleştiririm. Bakır tencerelerim, ahşam mobilyalı barometrem, Ercan'ın büyük, büyük annesinin Üsküp'te gecelerini aydınlatan zarif gümüş süslemeli gaz lambası, kolalı dantel etekleri olan bisküvi porseleni bebeklerim, yüksüklerim, topçu subayı büyük dedemin toporafya nişanı ve daha dolaplarda, kütüphanelerde, masalarda duran eskiye dair eşyalar."


Geçmiş zamanlar, geçmiş yaşamlardan parçalar bulmak ve saklamak tutkunu olarak eski bir semtte mezat seyretmek te çok keyifli. Bir daha gitmeli. :)

Not : Eskici Ruhum benim yazımın tamamı :
Benim Eskici Ruhum

Not 2: Balat'ta halk mezatı - Filiz Gazi çok güzel yazmış 

hfunduszeue.info