dr hafize erkal / funduszeue.info - Türkiye Yerel Arama ve Firma Rehberi

Dr Hafize Erkal

dr hafize erkal

Uzm. Dr. Hafize Erkal

Uzm. Dr. Hafize Erkal, Uzm. Dr. Hafize Erkal ilçesinde Çocuk Doktoru hizmeti sunan bir firmadır.

Uzm. Dr. Hafize Erkal

Uzm. Dr. Hafize Erkal Nerede?

Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasına gitmek için doğru adresi bulmak Bumaps ile oldukça kolay. Uzm. Dr. Hafize Erkal Nerede, Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasını arıyorsanız Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. 24/A, Bahçelievler/İstanbul bilgisi ile kolaylıkla aradığınız Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasına ulaşabilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal adresi sizlere en yakında ki adresler içerisinde yer alabilir. Aynı zaman da aynı Çocuk Doktoru hizmetleri arasında yer alan diğer firmaların bilgilerine de Bumaps ile ulaşabilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal firması haritada nerede yer alıyor diye merak ediyorsanız Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. 24/A, Bahçelievler/İstanbul üzerinden hızlıca erişim sağlayabilir ve Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasına erişim sağlayabilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal firması Çocuk Doktoru hizmetleri arasında yer almaktadır. Bu sayede aradığınız firmanın iletişim bilgilerine Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. 24/A, Bahçelievler/İstanbul bilgisi ile ulaşabilirsiniz. Üstelik aynı Çocuk Doktoru üzerinde hizmet ver diğer firmalara da Bumaps sizlere kolaylıkla sunmaktadır.

Uzm. Dr. Hafize Erkal İletişim

Aradığınız Uzm. Dr. Hafize Erkal iletişim numarası bulmakta zorlanıyor musunuz? Uzm. Dr. Hafize Erkal telefon numarasına bumap sitemiz üzerinden hızlıca erişebilir ve aynı Çocuk Doktoru üzerinde yer alan firmalara da hızlıca erişim sağlayabilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal telefon numarası ya da Uzm. Dr. Hafize Erkal iletişim bilgilerine sitemiz üzerinden hızlıca ulaşabilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal iletişim bilgileri konusunda sorun yaşıyorsanız aynı Çocuk Doktoru hizmetlerini sunan firmalara Bumaps üzerinden ulaşabilirsiniz.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Telefonu

Uzm. Dr. Hafize Erkal telefon numarası arayışınızda Bumaps sizlere ev sahipli yapmaktadır. Bumaps, Uzm. Dr. Hafize Erkal adresini, telefonunu ve kategorisi konusunda sizlere hızlı ve güvenilir bilgi sağlamaktadır. Uzm. Dr. Hafize Erkal telefon numarasına sitemiz üzerinden erişebilir ya da Uzm. Dr. Hafize Erkal mail adresini görüntüleyerek bilgi edinebilrisiniz. Çocuk Doktoru hizmetleri telefon numarasını bulmak bazen meşakkatli olabilir. Bumaps Çocuk Doktoru hizmetlerini sunan firmaların adres, telefon, iletişim, konum ve mesai saatleri gibi bilgilerini sizlere sunar. Üstelik Çocuk Doktoru hizmetleri arasında yer alan Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasına ulaşmak için Bumaps’i tercih ederek hızlıca zamandan kazanabilirsiniz.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Fotoğrafları

Bulunduğunuz bölgede ya da aradığınız firmalardan birisi olan Uzm. Dr. Hafize Erkal fotoğraflarına erişmek Bumaps ile oldukça kolay. Uzm. Dr. Hafize Erkal fotoğrafları sitemiz üzerinde görüntüleyebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal sahibi tarafınca buraya Uzm. Dr. Hafize Erkal fotoğrafları eklenebilir ve düzenlenebilir. Uzm. Dr. Hafize Erkal fotoğrafları ve videoları konusunda arayış içerisindeyseniz Bumaps’e güvenebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal görüntüleri ile aradığınız firmaya dair bilgiler edinebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal ulaşım, mail, irtibat veya görüntü ve video bilgileri gibi tüm aradığınız detaylar Bumaps’te sizlerle.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Nasıl Giderim

Uzm. Dr. Hafize Erkal ulaşım bilgileri konusunda sıkıntı mı yaşıyorsunuz, Uzm. Dr. Hafize Erkal nasıl giderim sorusuna bumaps hızlıca cevap veriyor. Uzm. Dr. Hafize Erkal haritada işaretli bölgenin lokasyon bölgesine hızlıca Bumaps ile erişerek ulaşabilirsiniz. Bumaps Uzm. Dr. Hafize Erkal ulaşım bilgilerini sizlere kolayca erişmenizi sağlar. Uzm. Dr. Hafize Erkal yürüyerek kaç dakika ya da Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasına nasıl giderim sorunları artık tarih oluyor; Bumaps Uzm. Dr. Hafize Erkal adresine ulaşmanızı kolaylaştırıyor. Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasına nasıl giderim diyorsanız Bumaps üzerinden inceleyebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal adresine ulaşmak için hangi otobüse binmelisiniz ya da Uzm. Dr. Hafize Erkal ulaşım bilgileri arayışındaysanız sizlere Bumaps yardımcı olmaktadır. Üstelik Uzm. Dr. Hafize Erkal arayışında alternatif kaynaklar sunan Bumaps ile aynı Çocuk Doktoru bölümünde hizmet veren işletmeleri görüntüleyebilirsiniz.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Yol Tarifi

Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasına gideceksiniz ancak adresi mi bulamıyorsunuz, Bumaps ile artık Uzm. Dr. Hafize Erkal adresine gitmek oldukça kolay. Bumaps ile Uzm. Dr. Hafize Erkal yol tarifi bilgilerine erişebilirsiniz. Aynı zamanda alternatif Çocuk Doktoru hizmetleri sunan diğer firmalara da Bumaps ile hızlıca erişebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal adresine ulaşmak istiyorsanız Bumaps haritalarına güvenebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal ulaşım bilgilerine Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. 24/A, Bahçelievler/İstanbul üzerinden erişebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal adresi nerede konusunda arayış içerisinde olanlara Bumaps destek sağlamaktadır.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Mesai Saati

Aradığınız firmaların mesai saatlerine ulaşmak bazen zorlu olabilir. Uzm. Dr. Hafize Erkal mesai saatleri, Uzm. Dr. Hafize Erkal mesai bitiş saatleri, Uzm. Dr. Hafize Erkal mesai başlangıç saatleri ya da Uzm. Dr. Hafize Erkal hangi günler tatil olduğu bilgilerine Bumaps ile hızlıca ulaşarak öğrenebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal mesai saatleri doğruluğu, firmanın sağladığı bilgiler ile uyuşmuyor ise Uzm. Dr. Hafize Erkal adresine bu durumu bildirebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal hangi günler çalışıyor sorusunun cevabına sitemiz üzerinden erişebilrisiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal firması Çocuk Doktoru kategorisinde yer almakta ve Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. 24/A, Bahçelievler/İstanbul adresindedir. Bumaps ile Uzm. Dr. Hafize Erkal tatil günleri ya da Uzm. Dr. Hafize Erkal izin günleri konusunda ki bilgilere sitemiz üzerinden erişebilirsiniz.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Sanal Tur

Uzm. Dr. Hafize Erkal dışarıdan nasıl görünüyor ya da adrese gitmeden içeriğini mi görmek istiyorsunuz? Bumaps ile artık adres gitmeden Uzm. Dr. Hafize Erkal sanal tur bilgilerine erişebilir, Uzm. Dr. Hafize Erkal fotoğraflarını inceleyebilir ya da Uzm. Dr. Hafize Erkal görüntüleyebilirsiniz.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Haritada Nerede

Aradığınız Uzm. Dr. Hafize Erkal ise harita üzerinde kolaylıkla bulmak mümkün. Zira Bumaps’in geliştirdiği harita modülü ise Uzm. Dr. Hafize Erkal adresine ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Uzm. Dr. Hafize Erkal adresine ulaşmak için, Uzm. Dr. Hafize Erkal haritada kolaylıkla işaretli olduğunu görebilir ve Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasına ulaşabilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal haritada nerede yer alıyor diye merak edenlere, Google Maps veya Yandex Haritalar ile hızlıca ulaşım sağlayabileceğiniz Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasının Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. 24/A, Bahçelievler/İstanbul adres bilgisi Bumaps haritalarınca listelenmektedir. Üstelik aynı Çocuk Doktoru kategoride hizmet veren diğer firmalara da Çocuk Doktoru kategorisi üzerinden ulaşabilirsiniz.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Mail Bilgisi

Uzm. Dr. Hafize Erkal firması Çocuk Doktoru kategori hizmetlerinde yer almaktadır. Uzm. Dr. Hafize Erkal mail adresi konusunda birçok kişi uzun arayışlar yapmaktadır. Bumaps, Uzm. Dr. Hafize Erkal mail bilgisini paylaşmaktadır. Uzm. Dr. Hafize Erkal irtibat mail adresi için Bumaps sitemizi ziyaret ederek bilgi edinebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal e-posta bilgileri web sitemiz üzerinde yer almaktadır. Aynı zamanda Çocuk Doktoru kategorisi üzerinde yer alan aynı Çocuk Doktoru firmalarının mail adreslerine de Bumaps aracılığıyla ulaşım sağlayabilirsiniz.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Fax Numarası

Uzm. Dr. Hafize Erkal ulaşımı zor olan firmalardan birisidir. Zira birçok kullanıcı Uzm. Dr. Hafize Erkal fax numarası ve adres arayışı içerisin siteleri ziyaret etmektedir. Uzm. Dr. Hafize Erkal fax bilgisine bumaps internet sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda aynı Çocuk Doktoru kategorisi üzerinde yer alan diğer firmaların iletişim bilgilerine de buradan ulaşabilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal fax telefonu irtibatı için sitemizi ziyaret ederek bilgi edinebilrisiniz.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Hangi Şehirde

Uzm. Dr. Hafize Erkal hizmet verdiği Çocuk Doktoru hizmet biriminin Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. 24/A, Bahçelievler/İstanbul bölgesinde yer almaktadır. Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasının açık adresi konusunda bilgi edinmek için Bumaps harita özelliğini kullanabilir ya da Uzm. Dr. Hafize Erkal firmasını ziyaret için Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. 24/A, Bahçelievler/İstanbul adresine gidebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal hangi şehirde ya da Uzm. Dr. Hafize Erkal hangi bölgede yer aldığı bilgilerine Bumaps üzerinden erişerek öğrenebilirsiniz.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Web Sitesi

Uzm. Dr. Hafize Erkal yaygın aranan firmalardan birisidir. Uzm. Dr. Hafize Erkal web sitesini ziyaretçiler ulaşmak için aramaktadırlar. Uzm. Dr. Hafize Erkal firmanın resmi web sitesine ulaşmak için Bumaps sitesi üzerinden bilgi edinebilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal internet sitesi bilgileri Bumaps aracılığıyla erişebilir ya da firmanın irtibat bilgilerini kullanarak doğrudan erişim sağlayabilirsiniz. Aynı zamanda Çocuk Doktoru kategorisi üzerinde yer alan Uzm. Dr. Hafize Erkal firması gibi diğer firmaların da internet sitesi ya da web sitesine hızlıca öğrenebilirsiniz.

Uzm. Dr. Hafize Erkal Hakkında

Uzm. Dr. Hafize Erkal firması, hizmet verdiği bölge içerisinde Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. 24/A, Bahçelievler/İstanbul adresin yer almaktadır. Uzm. Dr. Hafize Erkal firması Çocuk Doktoru kategorisinde hizmet vermekte olup, açık adres bilgilerine ise Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. 24/A, Bahçelievler/İstanbul adresi üzerinden ulaşabilir ya da Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. 24/A, Bahçelievler/İstanbul konum bilgisine Bumaps ile erişim sağlayabilirsiniz. Uzm. Dr. Hafize Erkal firma hakkında bilgi edinmek için Çocuk Doktoru kategorisinde ki hizmetleri veren diğer firmalara da göz atabilirsiniz.


Sponsorlu Hizmetler:

Hem anne hem doktor olmak

<p> Annelik de doktorluk da zor. Ama hem doktor hem de anne olmak çok daha zor. Biz de doktor annelere iki görevi birden nasıl yürüttüklerini sorduk, ilginç cevaplarla karşılaştık.</p>

Hem anne hem doktor olmak

Abone Ol:

Medimagazin google abone ol

Annelik de doktorluk da zor. Ama hem doktor hem de anne olmak çok daha zor. Biz de doktor annelere iki görevi birden nasıl yürüttüklerini sorduk, ilginç cevaplarla karşılaştık.

Beş yaşındaki küçük kız, doktor bir annenin çocuğu sıfatıyla radyo programına katılır. Spiker, “Ne kadar şanslısın, hekim bir annen var, doktora gitmek zorunda kalmıyorsundur.” der. Ufaklık, gecikmeden taşı gediğine oturtur: “İnsan doktora yılda birkaç kez gider. Ama anne her gün lazımdır.”

Bu anekdot, aslında hem doktor hem de anne olanların yaşadıklarını özetliyor. Onlar yıllarca gecesini gündüzüne katarak eğitimlerini tamamlıyor, ardından da ağır mesailere ve uykusuz gecelere maruz kalıyorlar. Hayatları belirli bir yoğunlukta akıp giderken her kadın gibi anneliği tatmak istiyorlar. Fakat mesaisi 24 saat bitmeyen bu iki önemli mesleği bir arada götürmek öyle göründüğü kadar kolay olmuyor.

Biz de doktor annelere çocuklarını nasıl büyüttüklerini, hangi zorluklarla karşılaştıklarını, evlatları hastalandığında hangi kimliğe büründüklerini, anneliğin mesleklerine etkisini sorduk. Onlar filmi geriye doğru sararken bazen hüzünlenip bazen gülümseseler de her daim mutluydular…

“Babam genç iken tüberküloz (verem) geçirmiş. Ankara’da tedavi görmüş. Doktorunun adı Esin’miş. Babam da ‘Allah bana kız çocuk verirse adını Esin koyacağım, okursa da doktor olsun’ diye aklından geçirmiş. Bu olay evimizde zaman zaman anlatılır ve beni etkilerdi. Bu vesileyle severek doktorluğu seçtim.” Çorlu Şifa Hastanesi’nden Göz Doktoru Esin Erbilen, tıp fakültesini tercih sebebini böyle anlatıyor. Üsküdar Mihrimah Sultan Tıp Merkezi’nin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Gülhanım Bayrak Hanım’ın da benzer bir hikâyesi var: “Bu mesleği özellikle seçmedim. Babam çok istiyordu. Kendisi Türkiye’nin ilk kalkınmaya başladığı yıllarda öğretmendi. O dönemler erkek çocuk için görebileceği en uzak ufuk mühendislik, kız için de doktorluktu. Onu dinledik. Erkekler mühendis, kızlar da doktor şimdi.” Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hafize Erkal’ı da büyükleri yönlendirmiş: “Ablam eczacıydı. Tıbbı istemişti ama kazanamadı. Benim yazmamı arzu etti. Bana kalsa fizik mühendisliği okurdum. Doktorluğu seçecekler soğukkanlı olmalı. Ben çabuk heyecanlanan, küçükken ölen tavşanının ardından günlerce ağlayan, duygusal biriyim. Mesleğime zor alıştım.”



DOKTORLUKTAN ANNELİĞE GEÇİŞ

Şu anda Dr. Hafize (50) ile Dr. Esin’in (32) 3, Dr. Gülhanım’ın da (46) 8 çocuğu var. Dr. Hafize Erkal ihtisasın ikinci yılında oğlu Turan Selman’ı dünyaya getirmiş. Kendi bebeğine de ilk etapta doktor gözüyle bakmış: “İhtisasımı Haseki Hastanesi’nde yapıyordum. Orada çok anomalili çocukla karşılaşıyordum. Gördüğüm hastalar rüyalarıma girerdi hep. O zaman ultrason da yaygın değildi. Oğlumun sağlık durumunu bilemiyordum. Kayınvalidem hâlâ anlatır, güleriz. Doğumdan sonra çocuğu yanıma getirdiler. Hemen kundağını açmış, eline ayağına bakıp genel bir muayene etmişim. Acaba bir anormallik var mı diye.”

Dr. Esin de ihtisasını tamamlamasına bir yıl kala oğlu Ahmet Emre’yi kucağına alır. “15 Aralık ’te ilk çocuğum doğdu. Doğurmak için o kadar çaba sarf ettikten sonra bebeğin ağlama sesini duymak çok rahatlatmıştı beni. Problem yoktu ve beraberlik bitmişti. Artık yüzünü görebilecektim. İlk kucaklayış, ilk sarılma, onu ilk öpme… Çok müthiş duygular bunlar. O gece bebeği sevmekten uyuyamamıştık nerdeyse.”

İhtisas dönemi her doktor için oldukça sancılı bir süreç. Çünkü öğrencilikten daha fazla ders çalışmaları, ödev hazırlamaları gerekiyor. Üstelik ayda gece nöbet tutuyor, gündüzleri de sabahtan akşama kadar hastanede çalışıyorlar. Bu yoğunluğun üzerine bir de çocuk ya da çocukların sorumluluğu eklenince sizce yaşamları nasıl değişiyor?





“BİR İNSANA ONU UYUTMAYARAK NASIL İŞKENCE YAPILIR BİLİRİM”

Üniversitenin dördüncü yılında sınıf arkadaşıyla hayatını birleştiren Dr. Gülhanım, 21’inde anneliğe adım atmış. Okulunu bitirdiğinde de iki çocuğu varmış. Okul dersleriyle anneliğin getirdiği mesuliyetlerin üstesinden ebeveyn desteği alarak gelmiş: “Anne-baba olsak da hayatımızın büyük çoğunluğu öğrencilik faaliyetiyle geçiyordu. Eşimin ailesiyle birlikte yaşıyorduk. Görümcem de diş hekimliği okuyordu. Birlikte okula gider gelirdik. Evin çocukları gibiydik. Yeni doğan bebek de minik kardeşimizdi sanki.”

Yalnız Dr. Gülhanım’ın zorlu hayatı ihtisas döneminde başlar. Hem önceki yılların aksine büyüklerden yardım almaz hem de 2 değil, 5 çocuğun bakımından sorumludur artık: “Eşimle ayarlama yapıyorduk. O, ben nöbet tuttuğumda evde oluyor, o tuttuğunda da ben kalıyordum çocuklarla. Ayın sadece üçte biri ikimiz de evde bulunuyorduk. Bebek olduğunda da ben nöbetteyken eşim onu ve diğer çocukları toplayıp getiriyordu hastaneye. Bekliyorlar, ufaklığı emziriyordum. Sonra hepsi birlikte geri dönüyorlardı.”

Olaylara pratik çözümler bulmayı seven ve hayatı önüne geldiği gibi yaşayan Gülhanım Hanım, bu zorlu sürecin de üstesinden gelir. Mesela çok çok az uyur. Hem de ‘Bir insanı uyutmayarak nasıl işkence yapılır, uykusuzluklar ne hisseder iyi bilirim’ diyecek kadar. Evinde işe yaramayan hiçbir eşyayı bulundurmaz. Çünkü ‘ne kadar eşya o kadar hizmet’ demektir. Çocukların eğitimini, kişilik gelişimini olumsuz etkilememek için de asla evine televizyon almaz. Hayatını dakikası dakikasına planlar. Birkaç saniyelik aksayış bile onun günlük yaşamını olumsuz etkiler. İşini iş yerinde bırakmak için cep telefonu kullanmaz. Allah’ın yardımı, eşinin manevi desteğiyle sıkıntılı günler geride kalır. Diğer ebeveynleri çok fazla meşgul eden çocukların eğitim faaliyetleri Gülhanım’ın ailesinde pek sorun yaratmaz, çocuklar çoğunlukla kendi işlerini hallederler.

Dr. Esin de ilk çocukla birlikte yeme-içme alışkanlığından tutun da hayatındaki her şeyi bebeğine göre ayarlar. Çocuklarını büyütürken babaanne ve dededen yardım alır. Ama yine de aklı evdedir: “Daha stresli biri oldum. Çünkü düşünmem gereken, sorumlu olduğum sadece kendim değildim artık. Çalışarak nasıl iyi çocuk yetiştirebilirim diye kara kara düşünüyorum. Üç çocuğum da aylıkken işe başladım. Yalnız; çalışmamam, evde bulunup onlarla hakkıyla ilgilenmem gerektiğini düşünerek uzun süre vicdan azabı çektim.”

Tabii bu yoğun tempoda üzerine düşünmeye bile fırsat bulamadıkları üzücü olaylar da yaşarlar… Dr. Hafize Hanım, doğumdan sonra eğitimine kaldığı yerden devam eder. Dört aydan sonra bebeğinden ilk kez ayrılır. Henüz yeni başlamıştır işe. Oğlunu çok özler. Nöbet sonrası eve gelir. Turan Selman bakıcının kucağındadır. Heyecanla ‘Annecim ben geldim’ der. Fakat oğlu bir türlü başını çevirip yüzüme bakmaz, kucağına gelmez: “Bu olay beni çok üzse de üzerine düşünmeye bile vaktim olmadı. Asistan sayısı çok azdı. Hastalarınız oluyor, teşhis koymak, araştırma yapmak, ders çalışmak zorundasınız sürekli. Bir de insan hayatıyla uğraşıyorsunuz. Kendi sorunlarınızı ikinci plana atıyorsunuz. İhtisas bitti. Zihnim duruldu. Sonra o günleri düşününce hep içim acıdı. Annesini doğru düzgün göremedi oğlum.”

Hastalık deyince aklımıza ilk gelen isim doktordur. Hep zannederiz ki doktorların çocukları hasta olmaz. Halbuki onların da yavruları hasta oluyor, onlar da her anne gibi paniğe kapılıp soluğu başka bir hekimin yanında alıyor. Dr. Hafize Erkal ilk yıllar çocuklarının hastalığından kendini sorumlu tutsa da zamanla bu tutumundan vazgeçer: “Benim de imtihanım hastalıklarlaydı. Büyük kızım Senanur ve küçük kızım Feyza sık sık boğaz enfeksiyonu geçirir, ateşleri cok zor duşerdi. Bazen hastaneye götürmek zorunda kaldığımız olurdu. Onları o hâlde görmek beni çok üzüyordu. Evde tüm müdahaleleri yaptıktan sonra soluğu başka bir doktorda alıyorduk. İnsan bir noktadan sonra hekim değil, anne oluyor. Sağlıklı düşünemiyor. Hele bir seferinde Feyza yine ateşlenmiş, kötüleşince bakıcısı hastaneye götürmüş. Beni aradılar. Oraya tek başıma gidemeyecek kadar panikledim. Uzun yıllar santraldeki görevli ‘evden arıyorlar’ dediğinde içimden bir şey kopardı. Biri mi hastalandı acaba derdim.”

İnsan biyolojik ve psikolojik açıdan karmaşık bir varlık. Maddi ihtiyaçları olduğu kadar manevi gereksinimleri de var. Özellikle bebeklik, çocukluk ve yaşlılık döneminde sevgi, ilgi ihtiyacı dorukta. Peki, yavrularıyla kısıtlı zaman dilimlerinde birlikte olan doktorlar onların manevi ihtiyaçlarını nasıl gideriyor?



“ÇOCUKLARIMIN SEKİZİNE DE YETEBİLİYORUM”

Şu anda 25, 24, 22, 18, 16, 12, 10 ve 7 yaşında dört kız, dört de oğlan çocuğu sahibi Dr. Gülhanım Bayrak evlatlarını tıpkı annesi, babaannesi gibi büyüttüğünü ve onlara her açıdan yetebildiğini düşünüyor: “Bence şekillendirilmiş ya da önceden tasarlanmış sevgi gösterisinden çok, ilkel sevgiye ihtiyaçları var çocukların. Kapıdan girip ‘Yavrucum nasılsın? Bugün okul nasıldı?’ demekten çok ‘gel bakayım bir tane’ deyip sımsıkı onu sarmaktır, varlığımı, sevgimi ona hissettirmektir. İşimi işte bırakıyorum. Geri kalan zamanım çocuklarıma ait. Onlara ‘gerçekten’ yardım edebilecek en yakın kişi benimdir, bilirler. Bu ilişkimiz açısından çok önemli. Ben çocuklarıma ah vah yapan bir anne değilim, realistim. Öyle romantik ilişkilerimiz yok aslında. Onlar da benim gibiler.”

Dr. Hafize Hanım ise yaşı ilerledikçe bu konuya kaderci bakmaya başlamış: “Bazı şeyler var ki yaşanması gerekiyor. Hayatta her şeyi kontrol edemiyoruz. Anne hastalanıyor, vefat ediyor ya da hiç annesini görmemiş çocuklar var yurtlarda. Şükrediyorum hâlimize. Belli kalıplara bağlı kalmaya gerek yok. Çocuğunuz sizin sevginizden eminse bebekken olmasa bile ileride sizi anlayacaktır. ‘Annem-babam beni seviyor’ diye düşünüyorsa zaman konusu telafi edilebiliyor.” 6, 4 ve 1 yaşında, üç erkek çocuk annesi Dr. Esin’in de sıkıntısı vakit: “Onlara yetemediğimi düşündüğüm zamanlar oldu tabii. Çocuklarla hep beraber ağladığımız günleri hatırlıyorum mesela. Küçücükler daha. Keşke bana her biriyle ayrı ayrı ilgilenebileceğim bir zaman dilimi hediye edilse.”

Doktor anneler, bu iki önemli vasfı üzerlerinde bulundurmanın bazen kolaylıklarını bazen de güçlüklerini yaşıyorlar. Gerçi her hâlükârda kârlı çıkan hastaları oluyor. Çünkü çocuk doktorları, hastalanan evladı için kaygılanan annenin neler hissettiğini, düşündüğünü, muhtemel sorularını tahmin edebiliyor. Ya da göz muayenesi yaparken bir çocuğa nasıl yaklaşacağını çok iyi biliyor. Fakat çocukları hastalandığında da normal annelere göre daha fazla kaygılanıyor, basit bir problemin altında başka sıkıntılar arıyorlar. Bu süreç de moral bozup onları üzmeye yetiyor da artıyor bile. Bunca yoğunluk, yorgunluk, sürekli bir yerlere yetişme kaygısı, günlük ev işleri derken doktorların başlarını kaşıyacak vakitleri yok. Bundan dolayı onlara biraz da çekinerek ‘Hiç boş vaktiniz oluyor mu?’ diyoruz. Önce gülümsüyorlar. ‘Bize 24 saat yetmiyor ki’ dercesine. Ama ruh ve bedensel sağlıklarını korumak için kendilerine az da olsa vakit ayırmaya çalışıyorlarmış. Ortak aktiviteleri ise kitap okumak. Bazen kendi alanlarıyla alakalı bazen de alan dışı. 8 çocuklu olmasına karşın kendine muhakkak zaman ayırdığını söyleyen Dr. Gülhanım, tam bir kitap kurdu. Hastanede, evde küçük boşluklarda, akşamları bir saat ve gece arası okuyacağı dört farklı kategoride kitapları var. Onu bu hayatta rahatlatan tek şey ise gece sadece kendi nefesinin sesini duyarak okumak, okumak…Hem de yerli ve yabancı edebiyat eleştirileri, tezler, yazar hayatları. Emekli olduktan sonra yapacakları da şimdiden belli: “Binlerce kitap okumak.” Sohbetimiz biterken doktor annelere kritik bir soru soruyoruz: “Çocuklarınızın da doktor olmasını ister misiniz?” Cevap, dolaylı da olsa ‘hayır’…

TÛBA KABACAOĞLU-AKSİYON

hem

anne

hem

doktor

olmak

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Antibiyotik yerine soğan suyu

Çocuğunuz sık hastalanıyorsa, sürekli antibiyotik ve ateş düşürücü kullanıyorsanız, kansızlığı giderecek ilaçlardan fayda göremiyorsanız ya da çocuğunuzu tabii yöntemlerle büyütmek istiyorsanız okumalısınız.

Her cumartesi olduğu gibi o hafta da yeni derginin içeriğini konuşuyor, gelecek aylara dair yayın planı yapıyorduk. Konu dönüp dolaşıp çocuklarımız ve mutat hastalıklarına geldi. Bu esnada 3 yıl önce ilk çocuğunu dünyaya getirmiş muhabir arkadaşımız hepimizi şaşırtacak şeyler söylüyordu: “Kızım bu zamana kadar hiç antibiyotik kullanmadı”, “İshal ilaçlarla kesilmemeli”, “' u görmeden ateş düşürücü vermek yanlış”, “Çocuklara bebek bisküvisi yedirilmemeli” gibi bilgileri sebepleriyle anlatıyordu. Bunları duymaya çok alışık değildik. Ama bilgilerin kaynağı bir çocuk doktoruydu ve arkadaşımızın kızı da oldukça sağlıklıydı. Dolayısıyla biz de kendi muayenehanesinde çocuk ve ailelere hizmet veren Dr. Hafize Erkal'ın kapısını çaldık. Antibiyotik kısır döngüsünden nasıl kurtulacağımızı, ateş düşürücüleri çocuklarımıza ne zaman, nasıl vermemiz gerektiğini, alerjilerin hangi hastalıkları tetiklediğini ve doğal yollarla bağışıklık güçlendirmenin püf noktalarını sorduk.

Antibiyotik yerine soğan suyu

Antibiyotikler belki de Türkiye'nin en önemli sağlık problemleri arasında. Çünkü aile hekimliği uygulamasıyla vatandaşın doktor yüzü görme ihtimali hayli arttı. Her hekim de ilaç verme konusunda yeterince cimri davranmadığı için öksürük, nezle ve gripte bile hastalar antibiyotik kullanır duruma geldi. Tabii kafasına göre eczaneden ilaç alıp tüketenleri de unutmamak lazım. Tablonun vahameti her geçen gün artmakla birlikte dünya ciddi alarmda. İngiliz Tıp Dairesi Başkanı Dr. Dame Sally Davies, eğer kullanım alışkanlığımızı değiştirmezsek 20 yıl sonra insanların basit enfeksiyonlar sebebiyle hayatını kaybedeceğini, mikropların geliştirdiği antibiyotik direncinin kendilerini oldukça endişelendirdiğini açıklamıştı geçen günlerde. Dr. Hafize Erkal, Türkiye'deki hekimlerin büyük kısmının bu konuda hassas davrandığını düşünüyor. Ama genele yayılmış bir bilinç henüz yok. Bundan dolayı da bağışıklık sistemi tam gelişmemiş aylık bebekler ile çocuklar bir kere hastalanıp antibiyotik tedavisi almayagörsün; hassasiyetleri artıyor ve çok daha sık hastalanıyorlar. Sebebi basit; antibiyotikler zararlı bakteriler kadar, vitaminleri sentezleyen, hastalıklara karşı mikropların geçişini engelleyen yararlı bakterileri de yok ediyor. Bağırsaklarımızdaki doğal flora yaralandığı için savunma sistemimiz çöküyor, hafta hastalıklara açık duruma geliyoruz. İyi bakteriler öldüğü için dışarıdan gelen kötü bakterilerle hakkıyla savaşamıyoruz. Onlar da bağırsaklarımıza yapışıyor, kana karışıp hasta ediyor bizi. Kandidalar da (bir tür zararlı mantar) antibiyotik kullanımına binaen artıyor, bebeklerde ishal ve derin pişikleri tetikliyor.

Dr. Hafize Erkal, üst solunum yolu enfeksiyonlarının çoğunda antibiyotik tedavisinin gerekmediğini söylüyor. Hastalarına da bundan dolayı soğan suyunu öneriyor. Soğanın rendelenip suyunun çıkarılmasıyla elde edilen sıvı, enfeksiyonlarla başa çıkmada başarılı, ciddi durumlarda bile oldukça etkili. Yalnız dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, sıkılır sıkılmaz içilmesi. Kullanım için alt sınır 6 ay. Bebeklere genelde günde 1 kez, 1 çay kaşığı veriliyor. Yalnız direkt içirmek zor olacağı için meyve püresi, mama ya da anne sütünün içine damla karıştırıla karıştırıla veriliyor. 3 yaş ve üstü çocuklara da tokken 1 yemek kaşığı, günde kez hastalığın şiddetine göre içirilebiliyor. Hem soğan suyunun etkisi hem de vücudun kendi savunma mekanizmasını devreye sokmasıyla enfeksiyonlar gün arasında geçiyor. Yalnız soğan suyu çocukta kusmaya, öksürüğe, huzursuzluğa sebep oluyorsa devam etmemek gerekiyor. Bu tedavi midesine soğan dokunanlar ile soğana alerjisi bulunanlara uygulanmıyor. 

Antibiyotik kısır döngüsünden çocuk ve yetişkinlerin bu yolla kurtulabileceğini belirten Erkal, soğan suyunun koruyucu özelliğinden de bahsediyor: “Kış aylarında, okula giden çocuklar, bebekler, çok sık hastalananlar haftada kez soğan suyu içebilir. Böylece hastalanma ihtimali çok azalıyor.”

39'u görmeden ateş düşürücü yok

Birçok anne-babanın korkulu rüyalarının başında geliyor ateş. Hatta bu endişe paranoya düzeyine ulaştığında ebeveynler çocuk aksırıp tıksırmaya başladığında, ufak bir boğaz enfeksiyonunda dahi ‘yükselebilir' ihtimaline binaen ateş düşürücü veriyor. Hâlbuki ateş yüksekliği vücudun önemli savunma mekanizmalarından biri, üstelik virüs ya da bakterinin bedene girip yerleştiğinin de ilk işareti. Peki, ateşimiz neden yükseliyor? Çünkü vücut ısısının artmasıyla birlikte bedene giren, hızla çoğalan mikrop ve bakteriler o esnada öldürülüyor, doğal şekilde hastanın direnci artırılıyor. Ateş düşürücü ilaçlar ise bu doğal savunma mekanizmasının sağlıklı çalışmasını engelliyor. Dr. Hafize Erkal, 39 dereceden sonra ilaç verilmesinden yana. Tabii onun için de belli şartlar lazım: “Ebeveynler 37 dereceyi gördüklerinde ilaç veriyor. Bu çok yanlış. Genelde normal bir vücutta 40'ın üzerine çıkmaz ateş. Nadiren 41 olur. Vücut terleyerek otomatik şekilde ısısını düşürür. Bu ayarlanmış bir sistemdir. Dolayısıyla ateş vücuda zarar vermeye başladığında ancak müdahale edilmeli. Şöyle ki: Sıcaklık 39'un üzerinde, çocuğun eli ayağı soğuk, titreme var. Bu sıcaklık daha da yükselecek demektir. O zaman gerekir ilaç. Çoğu zaman hastalarıma ‘4 saat kadar kullanmayın, takip edin.' diyorum. Stabil ateş, yani çocuğun elleri-ayakları sıcak, ateş 38,'larda ama keyfi yerinde. O zaman ateş düşürücü için acele edilmemeli.”

Günümüz çocuklarına yıl öncesine kıyasla vitamin, beslenme, soğuktan-sıcaktan korunma konusunda daha çok ihtimam gösterilse de çabuk hastalanıp zor iyileşiyorlar. Dolayısıyla ebeveynler de bağışıklık güçlendirici ilaç, besin takviyesi vererek bu gidişatı normalleştirmeye çalışıyor. Fakat ailelerin bütün çabaları bazen yetersiz kalıyor, bebek-çocuk sürekli hastalanıyor, kilo alamıyor, kan değerleri normalleşmiyor. Böyle durumlarda Dr. Hafize Erkal süt ve buğday başta olmak üzere besin alerjilerini işaret ediyor. Çünkü alerjiye sebep olan gıdaları bilmeden tüketmeye devam ettiğimizde bağışıklık sisteminin en önemli elamanlarından biri olan bağırsak mukozamız-floramız bozuluyor, zararlı bakterilerin vücudumuza yerleşmesi ve orada üremesi kolaylaşıyor. Böylece her türlü hastalığa kocaman bir kapı aralanıyor. Sürekli anatomik bozukluğun eşlik etmediği idrar yolu enfeksiyonu, alt ve üst solunum yolu hastalıkları, sinüzit, astım ve ortak kulak iltihabına yakalanan çocuklar için hekimler ‘Bağışıklık sistemi güçsüz' deyip besin takviyeleri öneriyor. Yalnız bağırsaklardan alerji sebebiyle yeterince emilemediği için verilen tedaviler de olumlu sonuçlanmıyor. Çocuk diyetine dikkat ettiğinde ise bağırsak mukozası düzeliyor, mikroplar artık eskisi kadar vücuda kolay giremiyor, doğal yollarla bağışıklık güçleniyor. Besin takviyeleri ise her zamankinden çok daha fazla işe yarıyor. Üstelik çocukların sürekli tekrarlanan hastalıkları da neredeyse tamamen ortadan kalkıyor. Bağışıklık sistemini güçlendiren doğal takviyeler olarak çinko, propolis, C vitamini, ekmek mayasından elde edilen beta-glukan, ekinezya, pelargonium extresi vs gibi bitkisel ürünleri sayıyor Dr. Erkal. Yalnız tüm bunların doktor reçetesi ile alınması gerektiğini, yüksek dozun karaciğere zarar verdiğini de son sözlerine ekliyor

Geçmeyen demir eksikliğinin arkasında besin alerjileri var

“Birçok çocukta demir eksikliği var. Bu durum süt ve buğday (çölyak) alerjisiyle bağlantılı aslında. Çölyak hastalarının ortak özelliği uzun süre değişmeyen demir eksikliğidir. Takviyelere rağmen iyileştirilemeyen hastalarda çölyakı araştırmak lazım. İnce bağırsaklardaki villus adı verilen yapılar, besinlerin emilimle kana geçmesini sağlıyor. Bu kılcıklar sayesinde, öğütülmüş olarak gelen besinlerin faydalı kısımları emilerek kana karışıyor. Buğday ve süt alerjisi çocukta var ve çocuk bu gıdaları tüketmeye devam ediyorsa o zaman villuslar düzleşiyor, emici yüzeyi azalıyor, miktarı 4'te 1'e düşüyor. Düzelmeyen kansızlık tablolarında alerjiye bakmak gerekiyor. Yalnız şöyle bir sıkıntı var. Kan tahlillerinde belli antikor oranına ulaşmadıysa sonuç negatif çıkabiliyor. Bu alerjinin yokluğu anlamına gelmiyor. Sadece tespit edilebilir düzeyde değil. En iyi sonuç biyopsi ile alınır. Bu da kolay değil, çocuk için çok yıpratıcı. Bundan dolayı şüphelendiklerimi haftalık diyete alıyorum. Annelerin canı sıkılıyor, ‘Şimdi ben ne yedireceğim? Süt ve süt ürünleri, buğday yok, zayıflar çocuk' diyorlar. 1 ay sonra geliyorlar tekrar. Tartıya çıkarıyoruz. Çocuk kilo almış. Bunun sebebi şu; yediği gıdadan çocuk artık faydalanmaya başlıyor. Önceden villusların emici yüzeyi zarar gördüğü için yediklerinin yüzde 25'i emilirken şimdi yüzde 75'e çıkıyor rakam. Eskisine nazaran daha az yediği hâlde kilo alıyor, kan değerleri yükselmeye başlıyor.”

Küçücük bebeğe günde 1 litre süt veriyorlar!

“Annelerin kalsiyum takıntısı var. O kadar çok süt ve süt ürünü yediriyoruz ki çocuklara. Bakıyorsunuz anne 1 bardak sütün içine yoğun süt tozlu bebe bisküvisi koyuyor. İçine peynir ekliyor, öğlen yoğurt, akşam muhallebi yediriyor, gece de biberonla süt içiriyor. Çocuğun gün içinde aldığı süt neredeyse 1 litreyi buluyor. Yetişkinler için bile bu miktar çok yüksek. Ondan sonra yakınıyor anneler ‘Çocuk bir şey yemiyor' diye. Bebek zaten gün içinde harcayacağı kaloriyi fazlasıyla alıyor. Sonra da yemek yemek istemiyor tabii. Bu kadar beslememize rağmen çocuk obez değilse bunun sebebi alerji yüzünden yediklerinin büyük kısmının emilememesi. Vücut fazlalığı atarak aslında kendini korumaya çalışıyor.”

İshal durdurulmamalı

“İshal, bağırsaklara yapışan mikropları atmak için ortaya çıkar. Buna kusma da eşlik ediyorsa midedekiler de atılır. 3 kusma iyidir. Daha fazlası ise ağız yoluyla sıvı alınamayacak anlamına gelir. Sıvı ihtiyacı serumla giderilir ama yine ishali durduracak herhangi bir müdahale yapılmaz. İlk 4 günün sonunda hâlâ karın ağrıları varsa, ishal devam ediyorsa, çocuk çok bitkinse o zaman yine durdurmaya yönelik değil, daha çok tedavi amaçlı takviyeler veriyoruz. Ama en güzeli kaybedilen sıvıyı geri vermektir. İlaçla ishali baskılarsanız bir süre sonra bakteriler tekrar aktifleşebilir. Hazmı kolay, alerji yapmayacak sıvı gıdalar tüketilmesi lazım. İshal dönemlerinde hem gluten hem de sütlü yiyecekleri kesinlikle vermemek gerekiyor. Bağırsak hücreleri harap olduğu için gıdalar bütünüyle emiliyor ve ona karşı antikor üretmeye başlıyor, alerjik reaksiyonlar ortaya çıkıyor. Onun için ishal dönemlerinde, alerji yapacak gıdalardan kesinlikle uzak durulmalı.”

D vitamini eksikliği çok

“Türkiye'de kadın ve çocuklarda yüksek oranlarda D Vitamini eksikliği var. D vitamini yetersizliğini önlemenin en doğal yolu anne ve bebeklerin günde dakika güneş görmesi. Eksiklik kişinin yaşadığı bölgenin iklimiyle de doğru orantılı. Ne kadar sıcaksa eksiklik azalıyor. İstanbul gibi metropol şehirlerde ise bu zaman dilimi de yeterli değil. Çünkü hava kirliliği D vitamini sentezini sağlayacak UV B ışınlarının etkisini azaltıyor. Güneş kremleri de güneş ışınlarının emilmesinin önündeki en büyük engel. Bazen insanlar yaz aylarında bile bu yüzden güneşten vitamin alamıyor. Doğumdan itibaren bebeklere veriyoruz D vitamini takviyesi. Annelerin büyük kısmı sadece 2 yaşına kadar kullanıyor. Halbuki kış aylarında büyük şehirlerde yaşayan çocuklara 6 yaşına kadar D vitamini takviyesi verilmeli. Bebeğin neresi erken gelişiyorsa D vitamini eksikliğini biz orada görmeye başlıyoruz. En hızlı baş büyür. Bebek nereye doğru yatarsa baş o yöne göre şekil alır, düzleşir, çok da terler. Kaburgaların uçları göğsün ön tarafının orta kısmına kadar gelir ve orada kemik sonlanır, kıkırdakla devam eder. Normalde düz olması gerekirken burada tespih tanesi gibi çıkıntı olur. Biraz daha büyük çocukların el bilekleri şiştir, geniştir. Çocuk eğer yürüyorsa bacakları ya ‘x' ya da ‘o' şeklini almaya başlar.”

Bebe bisküvisiyle çocuklarınızı hiç tanıştırmayın

“Bebe bisküvisinin çocuk beslenmesindeki yeri tartışılmalı. İçinde süt tozu, beyaz un, bol şeker, tuz ve katkı maddeleri var. Üstelik çok ucuz, lezzetli ve her yerde kolaylıkla bulmak mümkün. Bakıyorum bebek 5 aylık, anne hemen bebe bisküvisine başlamış. Bir kere onun tadını alan çocuk başka şeyi yemek istemiyor. Böylece günlük tüketilen bisküvi miktarı giderek artıyor. Şeker, beyaz un, süt tozundan oluşan bir beslenme döngüsü ortaya çıkıyor. Ebeveynlere ilk ‘Bebek bisküvisi kullanıyor musunuz?' diye soruyorum. İçindeki süt tozu miktarı çok yüksek. Bizim zaten süt alerjisiyle başımız dertte. En iyisi bebe bisküvisiyle çocukları hiç tanıştırmamak.

funduszeue.info Hafize Erkal

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası