Dikloron, ağrılarda ve iltihap probleminin tedavi edilmesinde uygulanan, steroid hormonu olmayan anti-inflamatuar ilaçlar kategorisinde yer alan bir ilaçtır. Etken maddesi diklofenak sodyum, bedende iltihap yapar ve ağrı oluşturan kimyasalların üretilmesini engelleyerek tedavi eder. Dikloron, romatizma rahatsızlıklarında, kasta ve eklemde oluşan ağrılarda, regl sancısında ağrısında etkili olmaktadır. Formları ise; tablet şeklinde, ampul, jel ve fitil biçimindedir. Eczanelerde satılmaktadır. Mide bulantısı, karında ağrı, sindirim sisteminde problemler, yeme problemleri en sık meydana gelen yat etkilerindendir.
Dikloron ağrı ve iltihaplanma gibi durumlarda kullanılmaktadır. Uzmana danışılmadan bilinçsiz bir şekilde kullanımı uygun değildir. Dikloronun kullanım alanlarını şu şekilde sıralayabiliriz;
Dikloron uzman tarafından hasta olan kişiye reçete edilirse kullanılır. Etken maddesi diklofenaktır. Bedende iltihaplanmaya ve ağrıya sebep olan prostaglandin olarak adlandırılan kimyasalların üretilmesini engeller ve ağrıyı hafifletir ve iltihaplanmayı azaltır. Dikloronu aşağıda belirtilen şekilde kullanabilirsiniz;
Dikloron kullanırken ağrıyı kontrol altında tutabilen en küçük doz ve en az zaman seçilmelidir. Doktorun önerdiği dozdan yüksek doz kullanılmamalıdır. Dikloronun kullanım dozları aşağıda belirtilen şekildedir;
Dikloron tablet dozu: Yetişkinler için önerilen ilk doz günde ’e ayrılmış mg olarak belirlenmiştir. Basit durumlarda mg yeterlidir. En yüksek doz gün içinde mg’dır. Regl sancısında ağrının başlangıcı ile birlikte tek doz mg veya 3 doza bölünerek mg kullanılabilir.
Çocuklar ve ergenler için ise rahatsızlığın yoğunluğuna göre önerilmekte olan gün içinde tüketilen doz miktarı mg/kg’dır. En yüksek doz ise gün içinde mg olarak belirlenmiştir.
Yaşlı hastalarda genellikle en hafif doz ve erken tedavi önerilir. İstenmeyen bir etki görüldüğünde mutlaka doktora başvurulması gerekir.
Dikloron ampul dozu: Yetişkin bireyler için önerilmekte olan doz genel olarak günde 1 ampul şeklindedir. Tedavi zamanı ise 2 gündür. Gerektiği zaman tablet şeklinde veya fitil şeklindeki formları da kullanılabilir. Çocuklar ve 18 yaş altı kişiler kullanamaz.
Dikloron jel dozu: Jeli gün içinde kez uygulanabilir. Kullanılan miktar uygulanan kısmın büyüklüğüne göre belirlenir. İlacın haftadan daha fazla kullanılmaması gerekir. Ancak 1 haftalık tedavinin ardından sağlık durumunda bir farklılık olmuyorsa bir uzmana danışın.
Dikloron bazı ilaçlarla etkileşim içine girdiği zaman ilaçların etkileri değişebilir. Aşağıda belirtilen ilaçları kullanıyorsanız doktorunuza danışabilirsiniz;
Dikloron rast gele kullanılan bir ilaç değildir. Doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bu ilacın kullanım alanları vardır. Dikloron kullanması sakıncalı olan kişileri şu şekilde sıralayabiliriz;
Yukarıda belirtilen hastalıklara sahip olan kişilerin bu ilacı kullanmaması gerekmektedir. Ayrıca doktor kontrolünde kullanılması gereken bir ilaçtır.
Her ilaçta olduğu gibi dikloronun da yan etkileri bulunmaktadır. Eğer aşağıdaki semptomları yaşarsanız vücudunuz diklorona alerjik reaksiyon gösteriyor olabilir. Dikloronun yan etkileri şu şekildedir;
Yukarıda belirtilen semptomlardan birkaçını yaşıyorsanız en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.
Kas iskelet ağrılarında iltihaplanma gibi durumlarda kullanılır. Regl ağrılarının azalmasına yardımcı olur. Dikloron doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Etken maddesi diklofenaktır.
Dikloronun yan etkileri; ağız ve yüz bölgesinde şişlik, göğüste sıkışma, mide bulantısı, kas ve eklem ağrıları, iştahsızlık gibi yan etkileri olmaktadır.
Dikloron ampul, adet sancısı, yoğun baş ağrısı, idrar yollarında iltihaplanma sonucu oluşan ağrılar, diş çekiminden sonra oluşan ağrı veya ameliyat sonrası oluşan şişliklerin giderilmesi için kullanılır.
Güncelleme Tarihi: 19 Eylül
Yayınlama Tarihi: 14 Eylül
Sayfa içeriğinde yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. İlgili sayfada tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğeler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Gerilim baş ağrısı en sık görülen baş ağrısı tipidir.
Geçmişte, kas kasılması baş ağrısı, stres baş ağrısı, psikojenik baş ağrısı gibi isimlerle anılmaktaydı.
Migrenden farklı olarak, zonklayıcı olmayıp, genelde baskı hissi, sıkışma hissi, kafada doluluk, baş ve boyunda ağırlık hissi veya mengene ile sıkılma hissi şeklinde tanımlanır.
Genellikle iki taraflıdır. Alın bölgesinde, başın arkası ve ense bölgesinde olabileceği gibi, aynı anda başın tamamında da olabilir.
Migrende olduğu gibi bulantı kusma eşlik etmez, fiziksel aktivite ile artmaz.
Ağrı kısa sürmez. Günlerce sürebilir (30 dakika ile 7 gün arasında değişebilir).
Genellikle günlük aktiviteleri yapmayı engellemez.
Özellikle öğleden sonra ve akşama doğru biraz daha kötüleşir.
Stres, gerilim, yorgunluk, gürültü, uykusuzluk, açlık, adet görme gibi etmenler gerilim tipi baş ağrısını tetikleyebilir ya da şiddetlendirebilir.
Yine bazı gerilim tipi baş ağrılı hastalarda çene eklemi ile ilgili sorunlar ve boyun ağrıları görülebilir.
Genellikle yirmili yaşlarda başlar. Orta yaşlarda daha sık görülürken, yaşla birlikte görülme sıklığı azalır. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür.
Gerilim baş ağrısı yaşayan hastaların baş ağrısı sıklıkları az ise genellikle hekime baş vurmazlar ve ağrı kesicilere baş vurarak çözüm bulmaya çalışırlar.
Ancak sık gerilim baş ağrısı yaşayan (ayda 1 ile 15 gün) hastalar ya da kronikleşmiş (son 3 ayda, ayda 15 günden çok) gerilim bağ ağrılı hastalar, günlük yaşamlarının olumsuz etkilenmesi nedeni ile hekime başvururlar.
Gerilim baş ağrılı hastaların muayenesinde, alın, şakaklar, çene, boyun ve omuz kaslarında hassas tetik noktalar saptanabilir. Bu kaslarda saptanan gergin tetik noktalara elle, orta düzeyde basınç uygulandığında hassasiyetin elektrik hissi gibi bir hisle yayıldığı ve başka bir bölgeye yansıdığı saptanabilir.
Bu tetik noktalar ağrıyı ve hassasiyeti arttırıcı bazı inflamatuvar maddelerin salınımına neden funduszeue.info kafa çevresindeki kasların içerisindeki sinir uçlarının hassaslaşmasına ve uyarılmasına neden olarak daha sık baş ağrısı oluşumuna neden olur.
Bir başka deyişle, baş, çene, boyun ve omuz kaslarında hassas tetik noktaları olan gerilim baş ağrılı bireylerin baş ağrıları daha sıklaşmakta ya da kronikleşebilmektedir.
Bu nedenle gerilim baş ağrısı yaşayan bireylerde tetik noktaların saptanması ve bu noktaların girişimsel yöntemlerle yok edilmesi tedavi açısından oldukça önemlidir.
Ayrıca gerilim baş ağrısı olan hastalarda çene eklemi sorunları, diş sorunları ve diş sıkma sorunlarının sık olduğu ve baş ağrısı sıklığını arttırdığı unutulmamalıdır.
Özellikle uyku apnesi ve hipertansiyon hastalarında, sabah saatlerinde ortaya çıkan baş ağrılarını gerilim tipi baş ağrılarını taklit edebilirler.
Bu nedenle, düzenli tansiyon ölçümleri ile hipertanisyon olup olmadığı takip edilmeli, uykuda horlama, uykuda nefes durması ve gündüz aşırı uykululuk gibi uyku apnesini düşündürecek yakınmaların olup olmadığı mutlaka sorgulanmalıdır.
Gerilim tipi baş ağrılı hastalarda kaygı bozuklukları (anksiyete) ve depresyon gibi psikiyatrik sorunların varlığı da sık görülüfunduszeue.info nedenle, gerilim baş ağrılı hastalarda kısa da olsa, psikiyatrik değerlendirme tedavinin planlanmasında oldukça önemlidir.
Tüm bu durumların dışında, özellikle kronik gerilim tipi baş ağrısı olan hastalarda ‘fibromiyalji’ de oldukça sık görülür. Fibromiyalji, sıklıkla kadınlarda görülen ve tüm vücutta yaygın kas ağrısı ve hassasiyet ile seyreden kronik bir hastalıktır. Fibromiyalji yaşayan bireylerde, baş ağrısının yanısıra uyku bozuklukları, yorgunluk, kaygı, depresyon, unutkanlık, sabah katılığı, yaygın vücut ağrıları ve uyuşmaları gibi belirtiler görülebilir.
Sonuç olarak bir çok hastalık gerilim tipi baş ağrısına benzer bir baş ağrısı tablosu ile ortaya çıkabilir.
Bu nedenle, bir kişideki baş ağrısı gerilim tipi baş ağrısı özelliklerini taşısa bile, eğer hastanın hikayesinde, muayenesinde, ağrı özelliklerinde kuşkulu durumlar var ise beyin görüntüleme yöntemlerine ve ileri incelemelere baş vurmak gerekebilir.
Gerilim Baş Ağrısını Neler Tetikler ?
Migren baş ağrısında olduğu gibi, gerilim baş ağrısının da tetikleyicileri vardır.
Stres, psikolojik sorunlar, depresif ve kaygılı duygu durumu, uykusuzluk ya da çok uyumak, aşırı kafein alımı, düzensiz beslenme, ağır egzersiz, sıvısız kalma ya da az sıvı alma, adet dönemi ve adet düzensizlikleri ve aşırı ağrı kesici ilaç alımı gibi etmenler tetikleyiciler arasında sayılabilir.
İster gerilim tipi baş ağrısı için, isterse de migren tipi baş ağrısı için olsun, ağrı kesicileri sık kullanmak (triptan ve kombine ağrı kesiciler için ayda 10’dan, basit ağrı kesiciler için ayda 15’ten fazla) baş ağrısını kronik günlük ve süreğen hale getirebilir.
Tetikleyicilerden ve ağrı kesici aşırı kullanımından uzak durmak gerilim tipi baş ağrılarının çoğu kez önüne geçmektedir.
Tersi durumda ise gerilim baş ağrısı sıklığı giderek artmakta ayrıca baş ağrısının kronik hale gelmesine neden olabilmektedir.
Bu saydığımız tetikleyiciler dışında, horlama, obezite gibi rahatsızlıkların da gerilim baş ağrısının kronikleşmesine neden olabileceği unutulmamalıdır.
TEDAVİ
Gerilim tipi baş ağrısında tedavi, ilaç tedavileri ve ilaç dışı tedavi yöntemleri olarak kabaca ikiye ayrılabilir. İlaç tedavileri de akut atağı gideren tedaviler ve koruyucu tedaviler olarak ayrılabilir.
funduszeue.info Atak Tedavileri
Baş ağrısı atakları sırasında, ağrı atağını atlatmak amacı ile kullanılıfunduszeue.infozin bildiği ve günlük yaşamda pek çok nedenle sıkça kullandığı basit ağrı kesiciler bu amaçla sıklıkla kullanılırlar.
Migren tedavisinde kullanılan triptan grubu ilaçların ve kas gevşeticilerin gerilim tipi baş ağrısı ataklarını tedavi etme özelliği yoktur.
Hangi hastada, hangi ağrı kesicinin, hangi dozda ve sıklıkta kullanılacağı kişiden kişiye değişir. Ayrıca bilinçsiz ve sık ağrı kesici kullanımı yan etkileri nedeni ile başka organlara zarar verebileceği gibi, bir süre sonar baş ağrısını kronik ve günlük hale getirebilir! Bu nedenle hekim görüşü olmadan, gelişigüzel ağrı kesici kullanmamak gerekir.
2. Koruyucu Tedaviler
Baş ağrısı sık olarak ortaya çıkmaya başladıysa ya da sosyal yaşamı ciddi olarak etkiliyorsa koruyucu tedaviler düşnülmelidir.
Koruyucu tedavinin amacı, baş ağrısı ataklarının sıklığını, şiddetini ve süresini azaltmaktıfunduszeue.infoıca zamanında, doğru koruyucu tedavileri, yeterli süre ve dozda kullanmak baş ağrısının kronikleşmesinin ve ağrı kesici aşırı kullanımının da önüne geçilmesini sağlayacaktır.
Baş ağrısında hangi hastaya, hangi koruyucu tedavinin, hangi doz ve sürede uygulanacağı kişiye göre değişeceğinden, koruyucu tedavi mutlaka hekim tarafından başlanılmalıdır.
Koruyucu tedavide antidepresanlar başta olmak üzere, santral etkili kas gevşeticiler, tranklizanlar, bazı antikonvulzan ilaçlar ve melatonin kullanılabilir.
funduszeue.infoç Dışı Tedaviler
Yaşam tarzı değişiklikleri, hastalığı kontrol altına alabilecek bazı tekniklerin uygulanmasının yanısıra, ilaç tedavilerine direnç gösteren ya da tolere edemeyen hastalarda tercih edilebilecek etkili ve güvenilir bazı tedavi seçenekleridir.
Bu yöntemleri kabaca şöyle listeleyebiliriz.
funduszeue.infoşam şeklinin düzenlenmesi ve hastalık hakkında bilinçlenme
- Düzenli uyku ve beslenme
- Egzersiz
- Rahatlama egzersizleri
- Postur düzenlenmesi
B. Tetikleyicilerin farkında olma ve kaçınma
C. EMG-Biyofeedback
D. Bilişsel -davranışsal tedaviler (BDT) Psikolojik destek, kaygıların giderilmesi
E. Fizik tedavi
F. Kuru İğne Tedavisi
G. Tetik nokta enjeksiyonları
H. TENS (transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu)
© Copyright - Baş Ağrısı Merkezi - Beyin ve Sinir Hastalıkları - Bu sitede yer alan tüm içerikler, bilgilendirme amaçlı olup tıbbi uygulama ve öneri niteliği taşımamaktadır.
Yayınlanma:
Her iki kadından birinde görülen adet ağrıları, fiziksel olduğu kadar ruhsal sorunları da beraberinde getirebiliyor. Ağrının tipi ve şiddetine göre; egzersiz, sıcak uygulama, çeşitli bitki çaylarının içilmesi hatta cerrahi yöntemlere başvurulması gibi tedbirler alınabiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü'nden Op. Dr. Nadide Korkut, adet ağrıları ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
ADET AĞRISINA EŞLİK EDEN BELİRTİLER
Dismonere denilen adet ağrıları yaklaşık her iki kadından birinde görülmektedir. Adet dönemlerinde yaşanan ve bazen günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyen ağrılar; kasıklara, bacaklara ve bele yayılan kramplar şeklinde yaşanmaktadır. Bu ağrı ve kramplara; baş ağrısı, baş dönmesi, kusma, halsizlik, ishal, sinirlilik ve bayılmalar da eşlik edebilmektedir.
ADET AĞRISINA SEBEP OLAN ETKENLER
Adetlerin oluşmasıysa birlikte ağrılar herhangi bir organik nedene bağlı olmadan yaşanabilmektedir. Doğal bir süreç olarak kabul edilen ve “Primer Dismonere” denilen bu ağrılar yaşlarına kadar azalarak devam edebilmektedir. yaşlarında ortaya çıkan ve artarak devam eden “Sekonder Dismonere” deniler ağrılara ise;
*Miyom
*Endometriosiz yani rahim içini döşeyen ve her ay adetle birlikte dökülen tabakanın karın içinde başka yerlere yerleşmesi.
*Yumurtalık kisti
*Polip
*Genital enfeksiyonlar
*Servikal darlık,
*Rahim içi yapışıklık,
*Bası yapan tümörler neden olabilmektedir.
Ağrının gerçek nedenini ortaya koymak için jinekolojik muayenenin yanı sıra ultrasonografi, smear testi ile ağrının özellikleri incelenmelidir. Ağrının nedeninin belirlenemediği durumlarda laparoskopik yöntemlerle karın içinde ağrıya neden olabilecek rahatsızlıkların varlığı sorgulanmalıdır.
MİYOMLAR TEDAVİ EDİLEBİLİR
Ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlarla birlikte hormonal dalgalanmaların neden olduğu kasılmalara karşı doğum kontrol ilaçları kullanılabilmektedir. Kontrol altına alınamayan ve altında farklı sorunların neden olduğu ağrılara genellikle miyomlar neden olmaktadır. 40 yaş sonrası her 3 kadından birinde görülen miyomlar şiddetli ağrı ve kanamalar yapabilmektedir. 5 cm. üzerinde olan miyomların genel anestezi altında miyemektomi yöntemiyle alınması yaşana sorunların giderilmesini sağlayabilmektedir. Miyom gibi şiddetli ağrılara neden olan rahim iç zarına ve yumurtalıklara yerleşen kistlerde açık ya da laparoskopik cerrahiyle çıkarılarak ağrılar sonlandırılabilmektedir. Bütün cerrahi müdahalelere rağmen geçmeyen şiddetli ağrılar için “Presakral Nevrektomi” denilen rahim arka bölgesinden geçen sinirler kesilerek ağrıların beyne iletimi engellenebilmektedir.
Ruhsal ve cinsel sorunlar, eğitim yetersizliği, sosyo-ekonomik durumu iyi olmayan kadınlarda ağrılı adet daha sık görülmektedir. Ailesinde adet ağrısı öyküsü olanlarda genetik faktörler dışında; koşullandırma yönü ile adet ağrılarının daha yaygın olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır Bu da adet ağrılarının psikolojik kökeni hakkında bilgi vermektedir.
Yaşanan ağrıları dindirmek için;
1. Sıcak uygulama önemlidir. Sıcak banyo, karın üzerine ısıtılmış havlu uygulaması veya sıcak su torbası ağrıyı azaltabilir.
2. Spor ve egzersiz düzenli yapılmalıdır: Yürüyüş, bisiklet, yüzme gibi hafif spor ve egzersizler endorfin salgılamasını artırarak adet ağrısını azaltabilir. Sporcularda adet ağrılarına daha az rastlanır.
3. Karın kaslarının kanlanmasını artırıp gevşeme sağlayan masajlar ağrıyı giderir.
4. Akupunktur önemli bir tedavi alternatifidir. Belirli sinir bölgelerinde blokajlar yaparak; ağrı oluşturan yolakları keser ve kimyasal nöromediatörleri azaltır.
5. B vitamini, magnezyum takviyeleri ve balık yağı da ağrı giderecek nöro kimyasalları artırır.
6. Bitki çayları da başvurulabilecek yollardan biridir. Özellikle papatya, civanperçemi, sarı kantaron, nane, adaçayı, aslan perçemi, safran, maydanoz suyu hem ödem atıcı; hem de kas kramplarını önleyici özelliklere sahiptir.
7. Sigara içen kadınlarda adet ağrılarına daha fazla rastlanır. Sigarayı bırakanlar da adet ağrılarında azalma görülür.
8. Uyku, meditasyon, yoga ve pilates gibi uygulamalar kasların gevşemesini sağlayarak ağrı kontrolü açısından faydalı olabilir.
9. Lifli gıdalarla sağlıklı beslenmek adet ağrılarını hafifletebilir. Adet ağrılarına baş ağrısı karında şişlik gibi sorunlarda eşlik ediyorsa tuzu kısıtlamak olumlu sonuç verebilmektedir.
Karın kaslarının rahatlamasını sağlayan cenin pozisyonunda yatmak, ağrı kesici ilaç ve sıcak uygulamalarla birlikte olumlu sonuçlar yaratır
Adet ağrısıAğrıBalıkbaş ağrısıBisikletbitkiEgzersizgenetikKadınsigarauygulamayogayumurtalık kistiyüzme
Etken maddesi Diklofenak Sodyum, Tiyokolşikosid olan MUSCOFLEX DUO Jel, kasların aşırı seviyede gerilmesinden sorumlu olan beyin ve omurilik kaynaklı kas gerginliğini azaltmaya yararlı ve ortadan kaldıran kas gevşetici, ağrı kesici ve iltihap önleyici bir preparattır. Ağrı, iltihap ve kas gerginliği ile belirgin kas-iskelet sistemi hastalıkları; eklem kireçlenmesi (osteartrit); eklem çevresindeki keselerin iltihabı (bursit); kas kiriş kılıfının iltihabı ( tenosinovit); kas, kiriş iltihabı (tendinit); eklem çevresi yumuşak doku iltihabı ( periartrit); omurganın (vertebral kolon) ağrılı hastalık belirtilerinın tedavisinde ve kazaların ve spor yaralanmalarının neden olduğu kas ve eklemlerde meydana gelen burkulma, incinme ve ezilme dolayısıyla meydana gelen ağrı, şişme ve iltihabi vakıaların rahatlatılmasında uygulanır.
Etken Maddesi: Diklofenak Sodyum, Tiyokolşikosid
Ticari-Jenerik ismi: MUSCOFLEX DUO Jel
MUSCOFLEX DUO Jel Resmi prospektüsü için ilaç firması sitesinden faydalanmanızı öneririz.
Post Views:0
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası