En Güzel ve Kısa Ümit Yaşar Oğuzcan’ın Aşk Şiirleri
Türk edebiyatının ileri gelen isimlerinden olan Ümit Yaşar Oğuzcan yılında Tarsus’ta dünyaya gelmiştir. Gençlik döneminde bankacı olarak çalışan ve uzun seneler bu mesleğe devam eden ünlü şair ardından emekliye ayrılarak hayatını tamamen şiire adadı ve özellikle " İstanbul " isimli şiiriyle tanındı. yılında hayatını kaybeden Ümit Yaşar Oğuzcan geriye birçok şiir bırakmıştır. Tıpkı Ümit Yaşar Oğuzcan sözleri içeriğinde olduğu gibi en güzel ve anlamlı Ümit Yaşar Oğuzcan şiirlerini derledik. İşte kısa Ümit Yaşar Oğuzcan aşk şiirleri…
Ümit Yaşar Oğuzcan Şiirleri;
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir işik mi yanar?
Bakişlarinda beni dinlendiren bir şey var;
Kiyisindaymiş gibi en sakin denizlerin
Bir yelkenliyim şimdi ben senin limaninda
Firtinalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
En eşsiz dakikalar sürsün senin yaninda
Hiç yumma gözlerini, işigin eksilmesin,
Gündüzüm aydinligim, ipek böcegim benim!
Güz bahçemde açilmiş o son çiçegim benim!
Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
Ayirma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin o yalansiz, o kuytu gözlerini.
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
Uzanır, gökyüzüne ellerin.
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin.
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma
Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma
Hala duruyorsa yeşil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma
Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma..
Evin içinde bir oda, odada İstanbul
Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul
Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı
Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul
Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
Çekmeğe başladı, oltada İstanbul
Bu ne biçim su, bu nasıl şehir
Şişede İstanbul, masada İstanbul
Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık
Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul
İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım
Nereye gidersen git, orada İstanbul.
Aşk başlamadan güzel,
Kalplerde heyecan
Bakışlarda korku olduğu zaman güzel
Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
Başkaları görmesin diye çabalayış,
Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman
Aşk başlamadan güzel
Ben acılar denizinde boğulmuşum
İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını
Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını
Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle
Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını
Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
Baksana;herkes içime dökmüş artıklarını
Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa
Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse
Yılların içimde bıraktıklarını
Bir daha dünyaya gelsem
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye
Biliyorum
Sen de bir daha dünyaya gelsen
Yine beni sevmezdin
Kahrımdan öleyim diye
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini
Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini
Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu
Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
Biri vardı ağlayan gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim
Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük
En solmayan güller açtı içimde
Ömrümü değerli kılan bir şeydin
Sen benim bozbulanık gençliğimde
Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim, ya sen beni
Önce çaresizlik çaldı kapıları
Sonra yoksulluk
Bütün aşina çehreler silindi aynalardan
Bir anda boşaldı dünya
Yapayalnız kaldık
Tez tükendi umut ekmeği
Bitiverdi suların hayali
Çevirdik derin bir karanlığa gözlerimizi
Sen ey büyük yalnızlık
Bir sen terketmedin bizi
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum
Oh ne iyi
Ayten'li içkiler içip
Sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li İki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yağma yok
Ayten'i size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi
Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
İki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Aşkın adı Ayten olsun
Sen üzerinde nice şafakların söktüğü
Sevgi denizlerime akan büyük nehir
Sen biraz ışık, biraz tılsım, biraz büyü
Sen yıllardır yazıp bitiremediğim şiir
Durmadan bir gül açar ellerinde pembe
Sen nefes alışı en bakir güzelliğin
Gözlerin midir parlayan gökyüzünde
Bir güneş doğarcasına geceleyin
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel
Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri
En karanlıklarda bile uzanır bir el
Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sen varsan dallarda kuşlar memnun
Tüm çiçeklerin rengi değişik, kokusu başka
Öylesine gerçek ki var olduğun
Çarpar güzelliğin kıyılarıma dalga dalga
Tutsam ellerini içim ürperir hazdan
Başım döner gözlerin gözlerime değse
Kalan tek hatıradır gülüşün bir yazdan
Yokluğun da odur senin ölmek neyse
Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü
Her zaman en güzel, her yerde eşsiz
Sen yaprak, sen köpük, sen kuş tüyü
Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz
Biliyorum, unutamayacaksın!
Ağır ağır geçecek mevsimler,
Bir bir ağaracak saçının telleri
Solacak albümde eski resimler.
Beni hatırladıkça için ürperecek,
Boşanan gözyaşlarını tutamıyacaksın.
Boşuna zorlama kendini, sevdiğim;
Biliyorum, unutamayacaksın.
Ve biliyorsun, ben de unutamayacağım,
Eskimeyecek içimde sana ait ne varsa
Şöhretmiş, servetmiş herşey geçiyor, inan
Dostluklar ve sevgiler kalıyor, kalırsa.
Sen benim gökyüzümdün, denizim, toprağımdın,
Şimdi bir hatıra olamazsın belirsiz, uzak
Biliyorsun bazı şeyler vardır elimizde olmayan
İşte öyle imkansız birşey seni unutmak.
Zannetme ki herşey bitti sevdiğim;
Birgün yeşerecek şu sararmış yapraklar.
Ve bundan sonra kim severse dünyada;
Seni ve beni hatırlayacaklar
Falcı kadın yalan söylüyor yalan
Bizi birbirimiz için yaratmış Tanrımız
Nasıl mümkün değilse
Yıldızları toplamak gökyüzünden
Öylesine imkansız bir şey aşkımız
Kurudu gölgesinde oturduğumuz ağaçlar
Bahçelerde sevdiğin çiçekler kalmadı
Sadece hatıralarda ebedi olan
Vazgeçemediğimiz, unutamadığımız
Onlar bile bize yar olmadı
Unut benden kalan ne varsa
Unutmak tesellidir yalnızlığın
Güneşi bir kadeh şarap gibi içip
Delicesine sarhoş olmak
En güzel tarafı imkansızlığın
Ümitlerimiz fırtınalı denizler ortasında
Bir hurda teknedir şimdi
Dalgalar dünden daha zalim
Rüzgar daha hoyrat
Ne bulut var ufuklarda ne gemi
Mevsimler toz pembe değil
Gündüzler gecedir, geceler zindan
Güneşin doğmasını beklemek boşuna
Boşuna artık medet ummak
Taş kalpli zamandan
İnan ki! Kırılmış bir ayna gibi
Paramparça, kırık dökük aşkımız
Çaresizliğin, ümitsizliğin türküsü
Türkülerin en içlisi, en hüzünlüsü
Büyük aşkımız
Hangi yalnızlıktır iten seni bu sığ sulara
Hangi şekilsiz gerçek bağlayan ellerini
Kattığın bir acı gülüştür düştüğün korkulara
Kim baksa gözlerine görür beklediğini
Saçında bir tel vardır, o çağırır hüznü
Ellerindir yorulmuş, anlaşılmamış, nemli, soğuk
Bir rengi vardır dudaklarının saklayan gülüşünü
Ne zaman baksam gözlerine ağlar bir çocuk
Ne kadar gülsen ortada kırıklığın öyle gerçek
Sen bir sarılarda, bir yeşillerde, bir morlarda
Sanki bir kederdir ömrün hiç bitmeyecek
Kimbilir seni bekleyen kim şimdi o yollarda
Bilmediğim, görmediğin kim çıkacak o romanlardan
Bir masal kahramanı mı? Ki kalmış eski zamanlardan
Bugün gökyüzü berrak. Her taraf Mas Mavi Denizler ve gökyüzü senden almış olmalı rengini Gök mavi, deniz mavi, Gözlerin daha da mavi Ama en tatlı mavi sen de be Deniz Gözlüm Yıldızlar geceye, Çiçekler toprağa, Bulutlar gökyüzüne nasıl mahkûmsa Bende mavi gözlerine mahkûm kaldım Mavi sende daha güzel Deniz Gözlüm Hava rüzgârlı Bulutlar dans ediyor Deniz coştu bir kere durmak bilmiyor. Sığınacak tek yerim Gözlerinin limanı gibi Mavi sende farklı güzel Deniz Gözlüm Baktığın her yer bir bir mavileşiyor! Senin yaşadığın şehri mavi görüyorum, Sen her zaman her şeye mavi bak. Olmaz mı? Mavi sende ışıl ışıl Deniz Gözlüm Mehmet Ali ONURLU
Benimle ol bende kal şarkılar söyleyelim nazende Gamzelerin belirsin güller açsın gül pembe yüzünde Bahar bulutum ol gel gezin sere serpe yüreğimde Çise çise yağan yağmurum ol, ama ıslatma beni Çok yürüyüp yorulduk oturalım istersen diz dize Sevgi bahçesinin gölgesinde dinlenirken biz bize Her şeyi söylemek istiyorum bakışırken göz göze Ilgıt ılgıt esen rüzgârım ol, ama savurma beni Kimselere görünmeden mehtaba birlikte çıkalım Gece karanlığında gezinip Hilal aya bakalım İnce hülyalara dalıp yine keyfimizce coşalım Işıl ışıl parlayan güneşim ol, ama yakma beni Aşkı sende tanıdım, yaşamayı seninle çok sevdim El ele güzel günler geçirdik, bu aşk bitmesin derim İster yak biteyim, ister yüreğimi dağla gideyim Alev alev yanan ateşim ol, ama külleme beni Mehmet Ali Unurlu
Ola ki bir gün gidersen, sakın geriye dönüp bakma Küllenen ateşin rüzgârda savrulan külleri gibi, Ağaçtaki yaprağın sararıp daldan düşmesi gibi, Ayrılık acısını sen de sapla kalbine mıh gibi, Elbet sen de savrulup yok olacaksın Bir Gün Gidersen. Geçmişi sileceksen eğer durma hadi güle güle Her şey bitti deyip te veda edeceksen bile bile. Gidiyorum deyip çekip ayrılacaksan üze üze Kararını vermiş gibisin artık dur demek nafile Yolun açık olsun sen de üzülürsün Bir Gün Gidersen. Çıkacağın kalbi çabuk boşalt girecek var bekletme! Kıvırıp ta sebepler arayıp bahaneler üretme, Galiba bu senin has özelliğin beni ikna etme Sen bildiğin gibi davran mutlu ol. Dilerim üzülme Son pişmanlık fayda etmeyecek yazık Bir Gün Gidersen. Değer verilip sevilirken sebepsiz ayrılık niye Her şey çok güzel giderken daldan dala atlamak niye Madem ayrıldın başka gönüllerdesin aramak niye Fırsatlar geçiyor…Zaman eriyor…Ümitler bitiyor… Hatıranla yaşayamam ki silerim Bir Gün Gidersen. Mehmet Ali Onurlu
Sahilde endamı farklı bir güzel görünüyor Etrafı süzerek edalı adımla yürüyor Herkesi takmış peşine havalı da gidiyor Bakışı sevda yüklü, bu Zümrüt Gözlüm olmalı Kış gününde manolya kokulu güller gibisin Çiçekleri gezip bal yapan arılar gibisin Sanki ufkuma ışık saçan şimşekler gibisin Gönlüme giren sadece Zümrüt Gözlüm olmalı. Özledim seni suya hasret kalan çöller gibi Özledim seni güle hasret kalan bülbüller gibi Özledim seni aşka hasret kalan gönüller gibi Özlemini çektiğim de Zümrüt Gözlüm olmalı Yürüyelim bu hayatın yollarını birlikte Hasret çeken bülbüller kavuşsun gülüne Aşka özlem duyan gönüller sarılsın el ele Hasret çekmesin Zümrüt Gözlüm senin oldu işte Mehmet Ali Onurlu
Sensizliği deniyorum; Ayrılık gelmeden önce, Gönlüm bir buruk oluyor, sanki gerçek gibi. Rüyalarıma da girmeni istemedim hırsız gibi, Sensiz yapamadım, Olmadı Olmuyor. Kâh yükseklerde yıldızlara yakın uçtum, Kâh ovalara süzülerek inip seke seke yürüdüm Seni unutup başka hayallere dalmak istedim, Sensiz yapamadım Olmadı Olmuyor. Sen olmayınca yanımda her şey suskundu. Sanki küstük, Deniz uyumuş, Bülbüller suskun, Rüzgârlar duruk. Biraz garip biraz şaşkın her şeye sadece bakakaldım! Sensiz yapamadım Olmadı Olmuyor. Ben vazgeçtim bu yapmacık deneme oyunundan Sensizlik çölde serap gibiymiş. Koşacağım ardından Anladım ki ya seninle olmak varmış, ya da hiç Sensiz yapamadım Olmadı Olmuyor olmuyor! ? Mehmet Ali Onurlu
Lodosun estiği Sıcak bir yaz akşamıydı Kayaların üzerine oturmuştuk ya; Taşlara çarpan sular Havaya yükselip Bize kadar geliyordu ya; Dalgaların kayayı dövdüğü Şimdi o yerdeyim… Hani çiftlik evindeydik Hatırlar mısın bilmem Gül bahçesine girmiştik ya; Leylak kokusu sarmıştı etrafı Zambaklar açmış Güller bize bakıyordu ya; Kokunu aldığım çiçeklerin açtığı Şimdi o yerdeyim… Parkı gezerken banka oturmuş Sevinçle şarkımızı söylerken Yaşlı Nine bize bakıyordu ya; Hani Bülbül omzuna konup Bir sana bakıp bir bana Sanki bir şeyler söylüyordu ya; Sesine benzettiğim Bülbüllerin öttüğü Şimdi o yerdeyim… Elbiseyle şelaleye girdiğimizde Gözlerimiz fırlamış Nefesimiz kesilmişti ya; Saçlarını düzeltip Beline sarılarak Ellerini tutmuştum ya; Dudağının kıpırdayıp heyecanla öptüğüm Şimdi o yerdeyim.
Aşk çölümde su misali serap gibi durdukça Sen ulaşacağım sanki kızıl hedef gibisin Yeşeren zümrüt gözler ile manalı baktıkça Sevgi pınarından can suyumu verir gibisin. Ben hayat ağacın olayım sen dalımda bülbül Ben sarmaşık çiçeğin olayım sen ise sümbül Uzat elini birlikte çıkalım yükseklere Ben kelebeğin olayım Sen ise kırmızı gül Sevgili aklı baştan alır döndürür deliye Gönüller sarhoş olur, Gözler görmez acep niye Bakışlar çok dalgındır, yaşatır sanki dünü Sözler başka olsa da; Eller uzanır sevgiye Kelebek uçup konar kırmızı güle sümbüle Yar saçını yaptırmış, olmuş sarı lüle lüle Çekmiş al fistanı üstüne geleceğim diyor Bekleyip duruyorum gelmen hayal olsa bile Mehmet Ali Unurlu
Sevmek mi zooor? Sevilmek mi güzel? Yaşayan yada bilen varsa söylesin Sevmenin mutluluğunu sevilince anlarken, Sevilmenin güzelliğini Sevince Anlarsın. Gidiyorum hayalinle mehtaba dalmak için Herkesten uzak sensizlikte seni yaşarken, Gülemedim, yokluğunda hep mahzundum Sevmenin zorluğunu sen de bir gün ancak Benim gibi Seversen Anlarsın Sevgiyi bilmezsin, sevilmekten anlamazsın Ruhun yok olmuş, ölü gibisin! Gözlerin de kör Bir gün hasretin acı hançeri saplanınca yüreğine; Sevgini kalkan edersin belki amma; Nafile Zamanın geçtiğini Unutulunca Anlarsın Anlarsın vefası eksik yârim Anlarsın Sevmenin ne olduğunu sen de kaybedince Anlarsın Boğazın düğümlenip; Yüzünü ateş basınca Ayrılık ilmeğinin boynunda olduğunu Severken ansızın terk edilince Ancak Anlarsın Mehmet Ali Onurlu
Sevgim büyüdükçe dillerde olsun, Sevgiden anlamayana ders olsun, Duyup da görmeyenler pişman olsun; Görenler aşkıma selam duruyor! Meclis kuruldu güller arasında Sözler şimdi âşıklar divanında Kuşlar dizilmiş sıra sıra dalda, Bülbüller aşkıma selam duruyor! Keder kalmasın sakın ha yarına Gelin dostlar eğlenelim doyunca; Sizde şahit olup bakın sema ya Yıldızlar aşkıma selam duruyor! Gök bize bakarken, yerler sallansın Aşkımı duymayan kimse kalmasın. Notalar dile gelip Ney’ler çalsın, Sazendeler aşkıma selam duruyor!
Yükseklerden yağmur yağar yeryüzü şekli değişir.
Gökyüzü açılırken bulutlar sırayla çekilir
Göğüsler kabarıp gözler bakarken eller birleşir
Bir nefes alıp birde oh çekerim Yağmurdan Sonra
Toprak suya kavuşunca otlar çıkar kuzu meler,
TÜM MEHMET ALİ UNURLU ŞİİRLERİ
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası