kadınlar doğum yaparken ne kadar acı çeker / Uyurken doğum yapan bile var! | Prof. Dr. Güliz Onat Köşe Yazısı - Hürriyet Haberler

Kadınlar Doğum Yaparken Ne Kadar Acı Çeker

kadınlar doğum yaparken ne kadar acı çeker

Doğum ağrısı nasıldır?

"Kadınlar sezaryen istiyor çünkü doğum ağrısına katlanmak istemiyorlar" diye söylenir çoğu yerde.


Hiç kimse bir şeye KATLANMAK istemez, ACI ÇEKMEK için heveslenmez!


İnternette "doğumda aynı anda 20 kemik kırılıyor gibi ağrı duyarsınız" diye bir paylaşım var. (Resimde soldaki yazı.)

Ya da gülmemiz beklenen türlü türlü videolar çıkıyor karşımıza; erkeklerin karnına ağrılı uyaran verdirip, nasıl kıvrandıklarına baķıyoruz.




"Doğum korkunç bir şekilde ağrılıdır" imajını iyice sokuyor genç kızların ve gebelerin bilinçaltına


Doğumda o kadar ağrı duyacak birşey olsaydı hepimiz tek kardeş büyürdük! Hatta neslimiz tükenirdi. Çünkü 20 kemiğin birden kırılacak bir acıyı kimse kaldıramaz.


Demiyorum ki doğumda hiç ağrı olmaz. Elbette bir miktar ağrı olacaktır. Ancak doğum yaparken oluşan ağrıyı karşılayacak kadar da ENDORFİN hormonu denen UYUŞTURUCU da salgılanıyor. Tabii endorfin salgılanmasını engellenmezse! Endorfinin salgılanabilmesi için ortamın huzurlu, sakin, sessiz ve loş olması gerekiyor. Annenin kendini güvende hissetmesi, desteklenmesi ve tevekkül etmesi gerekiyor. Ayrıca doğum yapacağına inanması, her şeyin yolunda gideceğini düşünmesi gerekiyor.


Oysa bugün doğum yapılan ortamlar bunun tam tersi. Doğum ortamı ana baba günü gibi. Ortamda olanlar sağlık personeli de olsa anneye yabancı kimseler. Konuşmalar, koşuşturmalar, ışıklar, aletlerin sesleri Gebe doğumdan ve doğumhaneden korkuyor. Genelde yalnız ve gerekli desteği sunacak personel yok. Doğumda sürekli bir "bir şeyler olacak" hissi ile kanama, yaralanma, bebeğin zarar görmesi vb. korkusu var. Doğurabilecegine inanma ise hiç yok. Akıllarda hep bir "sezaryen mi olsaydım" düşüncesi


Endorfin salgılanmasını önlemek için herşey hazır!


Ha bir de suni sancı var, onu da unutmayalım. Suni sancı denen sentetik oksitosin hormonu, gerçek oksitosin hormonu gibi salınmadığı için peşine endorfin salgısı gerektiği gibi olmuyor.


Daha önce "Sancı çekmek mi, dalgaları karşılamak mı?" yazımda kuzenimden bahsetmiş, korkunun yokluğunda dalgaların nasıl karşıladığını anlatmıştım. O durumda dalganın geçmesinin ardından hissedilen sıcaklık ve rahatlama hissi ve uykuya dalma isteği endorfinin uyuşturucu etkisidir. Doğum yapan kadın zaten kendini bırakırsa uyur, dalgındır, sarhoş gibi davranır. Çünkü zihni "trip"tedir. Ama biz doğum yaparken kendimizi bırakmadığımız için, ayıp olacak düşüncesiyle kendimizi kontrol etmeye çalışıyoruz ve gidiyor o endorfinin güzelim etkisi


Bir de epidural yapılınca da endorfin salgılanması gerektiği gibi olmuyor. Bu nedenle epidural ile doğum yapanlar Neşe Karabekir'in tabiri ile "Doğum kafası" durumunu pek yaşayamıyorlar.


Gelelim resimdeki futbolcuya


Bilmem kaç km hızla giden bir top durup dururken kafanıza çarparsa kim bilir ne kadar acıtır. Ama bir futbolcu kafa topuna çıkarken "Acıyacak!" diye düşünüyor mu? Tek gördüğü gole giden açı! Çünkü motivasyon ve spor yaparken de salınan endorfin sayesinde futbolcuya sorsan AĞRI YOKTUR. İkisi de aynı darbe ama uygun koşullar varsa endorfin salgılanması oluyor.


Futbola yeni başlayan çocuklara futbol oynayacağı sırada ayağına, kafasına yiyeceği yüzlerce darbeyi mi anlatırlar, yoksa atacağı ya da kurtaracağı gollerde yaşayacağı sevinci mi? Sporcu olmanın güzelliğini mi?


Biz doğumda kadınlara bunu yapıyoruz işte! Acı, katlanma, sancı çekme, yaşanabilecek sorunlar diye diye kadının bebeğini kucağına almaya, bir can dünyaya getirme sevincine odaklanmasını önlüyoruz. En önemlisi de kadınları öyle bir korkutuyoruz ki sonunda korktukları başlarına geliyor ve uygun ortam olmadığı için endorfin salgılanması olmuyor ve sonra da durup dururken kafaya çarpan top gibi geliyor doğum!

funduszeue.info

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/06/ tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: funduszeue.info

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Kategoriler ve Etiketler

Tümünü Göster

Aklımdan Geçen

Komünite Seç

Aklımdan Geçen

Fark Ettim ki

Bugün Öğrendim ki

İşe Yarar İpucu

Bilim Haberleri

Hikaye Fikri

Video Konu Önerisi

Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?

Daha Fazla İçerik Göster

Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın % okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katmak için hemen buraya tıklayın.

Popüler Yazılar

EA Akademi

Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan ve kendi kendinizi bilimin çeşitli dallarında eğitebileceğiniz bir çevirim içi eğitim girişimi! Evrim Ağacı Akademi'yi buraya tıklayarak görebilirsiniz. Daha fazla bilgi için buraya tıklayın.

Etkinlik & İlan

Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.

Podcast

Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.

Alıntı Yap

Evrim Ağacı Formatı

APA7

MLA9

Chicago

Ç. M. Bakırcı. Doğum Yaparken Kadınların Acı Eşiği "İnsan-Üstü" Değerlere Ulaşır mı?. (13 Mayıs ). Alındığı Tarih: 25 Haziran Alındığı Yer: funduszeue.info

Bakırcı, Ç. M. (, May 13). Doğum Yaparken Kadınların Acı Eşiği "İnsan-Üstü" Değerlere Ulaşır mı?. Evrim Ağacı. Retrieved June 25, from funduszeue.info

Ç. M. Bakırcı. “Doğum Yaparken Kadınların Acı Eşiği "İnsan-Üstü" Değerlere Ulaşır mı?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 13 May. , funduszeue.info

Bakırcı, Çağrı Mert. “Doğum Yaparken Kadınların Acı Eşiği "İnsan-Üstü" Değerlere Ulaşır mı?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, May 13, funduszeue.info

Türkiye'de bilim iletişimini yılında da hep beraber güçlendirebiliriz!

Bu yıl sayfamızda gezdiniz.

yılından beri Türkiye'de bilim iletişimini geliştirmek adına durmaksızın ter döküyoruz ve sizin gibi bilimseverlerin destekleri sayesinde Türkiye'nin en çok ziyaret edilen, en güvenilir, en büyük bilim arşivini yaratmaya devam ediyoruz. Sitemizde reklamlar görüyor olsanız da bunların bize getirisi önemsenmeyecek kadar az. Bizi ayakta tutan, Türkiye'deki bilimseverlerin gönüllü destekleri. Eğer yılında da Türkiye'de bilimi yeşertme çabalarımıza katkı sağlamak isterseniz, maddi destekçilerimiz arasına katılabilirsiniz. Hatta bu sayede sitemizi ve mobil uygulamamızı tamamen reklamsız bir şekilde kullanmanız mümkün olacak. Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz arasına şimdi katılın.

Evrim Ağacı Logo

Kreosus (₺)YoutubePatreonDiğer Yöntemler

Geri Bildirim Gönder

Uyurken doğum yapan bile var!

Haberin Devamı

KORKULU BİR DOĞUM HİKAYESİ DAHA FAZLA İLGİ ÇEKER

Kadından kız evladına ya da akranlar tarafından aktarılan korku dolu doğum hikayelerini duymayanınız yoktur. Peki, ya filmlerdeki doğum sahneleri nasıl ama!

Sanki doğum anında ne kadar çok acı çekersen, o kadar kahraman gibi algılanırsın ülkemizin bazı bölgelerinde… Özellikle kadınlar aile içinde bunu bir statü elde etmek için daha da abartarak anlatabilir ki; kayınvalidesi tarafından takdir edilsin ve ailede itibarı yükselsin, kocasına sözü geçsin. Özellikle doğuma karşı bilgisi az olan kadın, bu hikayelerden nasibini alır, filmlerdeki görüntülerdeki olumsuz mesajlara karşı daha savunmasızdır. Böylece “doğum korkusu” nesiller boyu sürer gider.

“TARLADA ÇALIŞIRKEN DOĞUM YAPTIM, SONRA DA İŞİME GERİ DÖNDÜM”

Aslında bilinenin aksine doğum o kadar da korkutucu bir şey değildir. Doğumu, doğal yaşamın bir parçası, doğal bir süreç olarak gören toplumlarda, bazı Afrika kabilelerinde kadınlar, bizim film sahnelerinin aksine yumuşacık doğururlar. Hemen de evlatlarını emzirip, günlük yaşamlarına geri dönerler. Bizim de anneanne ve babannelerimizden çok duydum “tarlada çalışırken çekildim bir kenara doğurdum, taşla da göbek bağını kesip, işime devam ettim” tarzında hikayeleri….

Az bilinen bir gerçek var ki; tüm kültürlerde bazı kadınların ağrısız doğum yapabileceği…

UYURKEN DOĞURAN BİLE VAR

Uyurken doğum yapan bile var

Literatürde uç bir örnekten bahsedilir. ’de Dr. Douglas, Londra’da bir aile için doğuma çağrılır. Ancak bebek, o gelmeden önce doğar. Kadın, uyurken doğurmuştur. Bunun farkına ancak, 5 yaşındaki kızının uyandırmasıyla varır.

Tek örnek bununla da kalmaz. Dr. Dick-Read “Korkusuz Doğum” kitabında ’te, bir tıp öğrencisiyken tanık olduğu bir durumu anlatır. O zamanlar doğumun ağrılı olduğuna inanılırdı ve ağrı kesici olarak kadınlar kloroform koklatılarak, bayıltılırdı. İlk defa bir kadın bunu red eder. Dr. Dick-Read nedenini sorduğunda; lohusa kadın hemen cevap vermez. Başını, ona yardım eden yaşlı kadından (muhtemlen ebe), günün ilk ışıklarının içeriye dolduğu pencereye doğru çevirerek:

- “Acımadı ki”

Sosyal medyadan bana ulaşan doğumda uyuduğunu bildiren bir başka annenin mesajı da burada

Uyurken doğum yapan bile var

Peki, aynı fiziksel eylemin; tamemen farklı şekillerde deneyimlenmesi nasıl mümkün?

Eğitimle sevgili anne :)

Bunu sağlayan en önemli şey kadının “doğuma atfettiği anlamdır”. Doğum olayını algılayış biçimidir. Günümüzde “farkındalıkla doğum”, “hypnobirting” gibi teknikleri kullanarak yürütülen doğuma hazırlık sınıflarında ve kişisel danışmanlıklarımda doğum korkusu dönüştürülmeye çalışılır. Örneğin; acı kelimesi yerine “doğum dalgası” ifadesi kullanarak başlamak bile fark yaratır çünkü beyin söylenene inanır. Ya da acının bedenimizde yolunda gitmeyen bir şeye dikkat çekmek süretiyle, aslında “bedenden beyne gönderilen bir bilgi” olduğu ve bu bilginin hayat kurtarıcı rolü olduğu kavratılır, mesela parmağımız yandığında acı duyarız ve bedenden beyne gönderilen bu bilgi sayesinde elimizi çekerek, daha fazla yanmaktan kurtuluruz. Bu eğitimlerde acı ile başetme çalışmaları yapılır. Mesela buzlarla dolu bir kaba eller daldırılarak, nefesimize odaklanma yolu ile günden güne ağrı ile daha fazla kapasitede mücadele etme becerisi kazandırılır. Seri halde farkındalık ve içsel çalışmalar, nefes çalışmaları ve meditasyon pratikleriyle çiftlerin doğuma hazırlanmaları sağlanır.

DOĞUM SIRASINDA ORGAZMA BENZER DENEYİMLER YAŞAYAN KADINLAR VAR

Uyurken doğum yapan bile var

Öncelikle doğum ve cinsellik eylemi arasında büyük benzerlikler olduğunu belirtmekle söze başlamak isterim. Basitçe bakarsak; cinsellik eyleminin bir sonucudur doğum. Ancak her ikisinde de mahremiyet ihtiyacı gibi, kasların gevşemesi için zaman gerekmesi gibi, loş ışıkların, hoş bir kokunun, yumuşak dokunuşların her iki eylemde de faydasının olması gibi ortak yanları da var. Bu iki eylem arasında fizyolojik bağıntılar da var. Örneğin doğumda rahim kasılmalarını uyarmak için suni sancı dışında doğal bir yöntem kullanılmak istenirse, meme başı uyarısı yapılır. Doğum daha etkili ilerler. Ya da post tem olarak adlandırdığımız haftasında olmasına rağmen doğmayan bebeklerde cinsel ilişki önerilir. Görüldüğü gibi cinsel eylemlerin doğum olayıyla yakından ilgisi vardır. 

BUGÜNE KADAR “ORGAZMİK DOĞUM” KAVRAMINI DUYMAMIŞ OLABİLİRSİNİZ

Son 30 yılda doğum olayına yaklaşımın değişmesiyle birlikte; bazı kadınların doğum anına ilişkin orgazma benzer duygular yaşadıkları belirlenmiştir. Doğumun kendinden geçirecek kadar mutluluk verici ve coşkulu olduğunu hisseden kadınlar vardır. Amerika’da bir doğal doğum merkezinde orgazmik doğum yapanların sayısı %20 olarak bildirilmiştir. Bugüne kadar “orgazmik doğum” kavramını duymamış olabilirsiniz. Bunu çoğu sağlık peroneli de bilmeyebilir ya da yüksek beklenti oluşturmamak için size bahsetmemiş olabilir.

Uyurken doğum yapan bile var

EĞİTİM ALAN KADINLAR ORGAZMİK DOĞUMLARA DAHA MEYİLLİ

Doğum dalgalarını anlamak ve onlarla baş etmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan ve yukarıda bahsettiğim doğuma hazırlık eğitimlerinden geçmiş kadın orgazmik doğum yapmaya eğilimli oluyor.

Ayrıca sosyal medya üzerinden bana ulaşan mesajlarda Türk kadınlarının da adına “orgazmik” demeseler bile, benzer coşkuları yaşadıklarını anlamak mümkün. İşte birkaç örnek:

“Öyle güzeldi ki doğurmak…Ne acı, ne ağrı hatırlamıyorum”
“Doğum anı gibi müthiş bir an daha hatırlamıyorum…Doğum anı çok rahatlatıcıydı”
“Harika bir his…Mutluluk var, huzur var…”
“Çok rahat doğum oldu…şiddetli bir ağrı değil, defalarca uyudum”
“Dalgalar canımı acıtmadı…Doğumla birlikte inanılmaz bir enerji patlaması yaşadım” (Dalgalar ifadesini kullanmasından eğitim almış bir anne olduğunu anlıyoruz.)

Haydi sevgili anne, sen de eğitim al ve bu mucize deneyimi korkarak değil, keyifle yaşa, bebeğini aşkla besle

BEBEĞİM NE ZAMAN DOĞACAK?

#Doğum Yaparken Orgazm Olmak#Orgazmik Doğum M&#;mk&#;n M&#;#Orgazmik Doğum

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Doğum Hakkında Bilinmesi Gereken T&#;m Detaylar

Pek çok ailenin en büyük isteklerinden biri olan çocuk sahibi olmak heyecan verici bir süreç olduğu kadar aynı zamanda dikkat edilmesi gereken bir dönemdir. Hamile kaldıktan sonra bebeğin ne zaman dünyaya geleceğini merak eden anne adaylarının aklında doğum şekilleriyle ilgili de pek çok soru bulunur. Genel anlamda normal doğum tavsiye edilen doğum şekli olsa da bazı durumlarda sezaryen de hayat kurtarıcı bir operasyon olabilir. Bu makalemizde doğum çeşitlerinin detaylarını öğrenebileceğiniz gibi, annelerin 9 ay hamilelik boyunca, doğum sırasında ve sonrasında yapması gerekenleri inceleyebilir ve bu bilgileri kullanarak rahat bir hamilelik süreci geçirebilirsiniz.

Doğum Çeşitleri Nelerdir?

Hamilelik haberini alan anneler, bebeğin sağlıklı gelişiminin yanı sıra nasıl doğum yapacağını da sürecin en başından itibaren düşünmeye başlar. İlk haftalarda doğum şekli gerek bebek gerekse de annenin anatomisine göre tam olarak belli olmasa da ilerleyen haftalarda ailelerin ve annelerin farklı doğum çeşitleri arasında tercih yapması mümkün olacaktır. Normal doğumun dışında, annelerin duyacakları doğum sancısını en aza indirmek ve daha kolay bir doğum olması için zamanla farklı teknikler geliştirilmiştir. Bu doğum çeşitleri arasında en çok tercih edilenler ise sezaryen ve suda doğum yöntemleridir.

Normal Doğum

Yüzyıllardır kullanılan bir doğum şekli olan normal doğum, doğal doğum olarak da adlandırılır. İlaç, ağrı kesici ve hiçbir tıbbi müdahale olmadan gerçekleştirilen bu doğumda ilk olarak rahimde kasılmaların başladığı görülür. Kasılmalar sonucunda bebeğin vajinal yoldan çıkışı ile gerçekleşen normal doğum hamileliğin 37 ila haftaları arasında gerçekleşmektedir.

Normal doğum, üç aşamada gerçekleşir. İlk aşamada rahimde kasılmalar görülür. 10 ila 15 dakikada bir gelen bu kasılmalar yaklaşık saat sürebilir. Bu aşamada rahim ağzının cm açılması beklenir. Zaman geçtikçe kasılma şiddeti arttığı gibi, kasılmaların hissedildiği dakika aralığı da dakikaya kadar düşebilir. 2. aşama ise bebeğin doğduğu aşamadır. Bu aşama annenin itme ve ıkınma hareketleriyle birlikte bebeğin vajinal yoldan çıkışı şeklinde kısa bir sürede sonlanabileceği gibi, bu aşama, bazı durumlarda birkaç saat sürebilir. 3. aşama olan son aşamada ise plasenta rahimden ayrılır.

Doğum konusunda kendine güvenen ve sancı ile baş edebileceğine inanan çoğu kadının sezaryen gerektiren bazı istisnai durumlar haricinde tercih ettiği normal doğumun birçok avantajı bulunmaktadır. Öncelikle annelik duygusunu hamilelik haberi ile deneyimlemeye başlayan kadınlar, doğum tecrübesini başından sonuna kadar yaşamak ister. İlaç kullanılmadığı için uyuşukluk hissi yaşamayan anneler uyanıklık durumunda bebeğin doğduğu andan itibaren onunla sıkı bir bağ kurma şansı yakalar.

Normal doğum yapan kadınların vücutlarında doğum sırasında ağrı kesici verilen kadınlara oranla daha fazla endorfin salgılanır. Bu da annelerin daha çabuk normal hayatına dönmesini sağlar. Aynı zamanda, normal doğum yapan kadınlarda sezaryen gibi diğer yöntemlerle doğum yapanlara oranla doğum sonrasında daha az ağrı şikayeti olduğu görülmektedir.

Sezaryen Doğum

Sezaryen doğum, normal doğumun riskli olduğu durumlarda kullanılan doğum yöntemlerinden biridir. Anne adayına spinal, epidural veya genel anestezi uygulanarak yapılan sezaryen doğumda anne karnına ve rahmine kesi atılmasından dolayı, bu yöntem cerrahi bir müdahale olarak değerlendirilmektedir.

Sezaryen doğum, genel olarak normal doğumun güvenle tamamlanmasının mümkün olmadığı vakalarda tercih edilmektedir. Anne veya bebeği tehdit eden bir durum tespit edildiğinde tıbbi müdahalenin getirdiği riskler de göz önüne alınarak sezaryen doğuma başvurulmalıdır. Risk teşkil eden bu durumlar arasında bebeğin doğum için ideal pozisyonda olmaması, bebeğin ideal ölçülerden daha büyük olması, plasentanın erkenden ayrılması, bebeğin kalp atışlarının düşük olması ve ilk gebeliğin 35 yaşından sonra olması gibi durumlar yer alır. Anne adayının psikolojisinin normal doğumu veya doğum sancısını kaldırabilecek güçte olmaması da sezaryen doğumun tercih edilmesinin sebepleri arasında sayılabilir.

Sezaryen, özellikle Türkiye’de normal doğumdan sonra en sık tercih edilen doğum şekli hâline gelmiştir. yılının doğum verilerine göre her çocuktan 53’ü sezaryen ile dünyaya gelmektedir. Ancak, Sağlık Bakanlığı ve diğer pek çok uzman, sezaryen doğumun sadece normal doğumun mümkün olmadığı istisnai durumlarda tercih edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Sadece ülkemizde değil birçok ülkede de kadınlar, normal doğuma teşvik edilmektedir. Örneğin, Amerikan Jinekoloji ve Obstetri Birliği’nin (ACOG) yılında yaptığı açıklamada haftadan önce isteğe bağlı sezaryen doğum yapılmasının kabul edilen bir durum olmadığı belirtilmiştir.

Anne adayları, sezaryen doğumda normal doğumdaki kadar ağrı ve acı çekmez. Ancak, sezaryen doğumun dezavantajları normal doğuma göre çok daha fazladır. Öncelikle, sezaryen doğumda anestezi gerekli olduğu için anne, vücudunda uyuşukluk hisseder ve dolayısıyla normal doğumun vermiş olduğu hissi yaşayamaz. Karın katları kesi ile tek tek açıldığı için annenin doğumdan sonra iyileşme süreci normal doğuma göre daha uzundur. Bu durum hem hastanede kalış süresini uzatabilir hem de annenin bebekle kuracağı yakın teması da olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca, sezaryen doğum cerrahi bir müdahale olduğu için her ameliyatta yaşanabilecek riskler bu ameliyatta da bulunmaktadır. Normal doğumun bir diğer avantajı ise normal doğumda bebeğin akciğerdeki sıvıyı daha kolay atmasıdır. Sezaryen doğumda bu süreç daha uzun sürebileceğinden, bebekte geçici solunum problemleri görülebilir.

Anne ve bebek sağlığını tehdit eden bir durumun olduğu vakalarda, sezaryen doğum hayat kurtarıcı bir operasyona dönüşmektedir. Ancak, acil müdahale gerektirmeyen durumlarda sadece annenin değil doktorun da bu konuda görüşüne başvurulmalı, şartlar normal doğum için uygun değilse sezaryen tercih edilmeli ve süreç hakkında detaylı bilgi alınmalıdır.

Suda Doğum

Suda doğum, özellikle son yıllarda sıkça tercih edilmeye başlanan bir doğum şeklidir. Normal doğuma alternatif olarak görülen bu doğum şeklinde anne, derecelik ılık bir suyun içerisinde doğumu gerçekleştirir. Ilık su, anneye rahatlatıcı etki kazandırdığından bu doğum şeklinde ağrı kesici veya suni sancıya gerek duyulmaz. Dolayısıyla, suda doğumun normal doğuma benzer bir doğum şekli olduğu söylenebilir.

Ayrıca, doğum sırasında salgılanan endorfin hormonunun su içerisinde daha fazla salgılandığı kanıtlanmış bir gerçektir. Annenin gevşemesini ve daha rahat bir doğum yapmasını sağlayan bu hormon stres ve kaygı düzeyini de azaltır. Suda doğum sayesinde, aynı zamanda, bebek, 9 ay geçirdiği anne karnındaki sudan çıkıp başka bir su ortamına geçer ve bu da bebeğin şoka girmesini önler. Ancak, bu gibi sebeplerle oldukça tercih edilen suda doğumun uygulanamayacağı bazı durumlar da bulunmaktadır. Örneğin, erken doğum, bebeğin ters gelmesi, ikiz gebelik, aşırı kanama, genital uçuk gibi durumlarda suda doğum yapılamamaktadır. Bunun yanı sıra, genel olarak suda doğum ikinci ya da üçüncü doğumlarda tavsiye edilmektedir.

Suda doğumda; doğumu yaptıracak olan doktor ve ekibinin deneyimli olmasına, ortamın steril olmasına ve acil bir durumda sudan çıkışın hızlı ve etkili bir şekilde yapılabilecek olmasına dikkat edilmelidir.

Doğum Ne Zaman Gerçekleşir?

Zamanında doğum, bebeğin gelişimini tamamlamasının ardından 37 ila haftalar arasında gerçekleşmektedir. Bebeğin dünyaya geleceği zaman, annede rahim kasılmaları ve düzenli sancılar başlar. Bazen nişan gelişi ( rahim ağzındaki kanlı mıkuslu tıkacın atılması) ve su gelişide doğumun habercisi olan durumlardır.  Bu belirtiler ortaya çıktığı anda anne adayının doktoruna ulaşmalı ve onun yönlendirmesine göre hastaneye gitmelidir.

Bebek Kaç Haftada Dünyaya Gelir?

Anne adayları, hamile kaldıklarını öğrendikten sonra bebeğin hamileliğin kaçıncı haftasında dünyaya geleceğini merak ederler. Heyecan verici bu süreç 37 ila 42 hafta arasında sürebilir.

Doğum zamanını hesaplamak için son adet tarihinin birinci gününden itibaren 40 hafta yani gün eklemek gerekir. Gün ve hafta sayma dışında, doktorlar ultrason görüntüleriyle de bebeğin ne zaman doğacağını tahmini olarak hesaplayabilirler. Doğum tarihini yaklaşık bir şekilde hesaplamak için ise gebeliğin fark edildiği anda doktora başvurmak büyük bir önem taşımaktadır. Böylelikle bebeğin her günü ve haftası doktor kontrolünde takip edilebilir.

Gebelik tarihini hesaplamanın bir başka yolu ise son adet tarihinin üzerine 7 gün ekleyip 3 ay çıkarmak ve 1 yıl eklemektir. Örneğin;

1 Ağustos + 7 gün: 8 Ağustos

8 Ağustos - 3 ay: 8 Mayıs

8 Mayıs + 1 yıl: 8 Mayıs

Tahmini doğum tarihi 8 Mayıs ’den 3 hafta önce olabileceği gibi 2 hafta sonra da olabilir.

Doğum Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hemen hemen her kadın hamile kaldıktan sonra günlük hayattaki alışkanlıklarının bazılarından vazgeçmek durumunda kalır. Sağlıklı beslenmek, stresten uzak durmak, kilo vermek gibi hem anne hem de bebek sağlığı için dikkat edilmesi gereken birçok konu bulunmaktadır. Hamilelik döneminde yapılması gerekenler, annenin rahat bir hamilelik geçirmesini sağlayacağı gibi bebeğin gelişimini de olumlu yönde etkileyecektir. Anne adaylarının doğum öncesinde dikkat etmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir:

Doğum Sırasında Yapılması Gerekenler

Doğum anı, her ailenin yaklaşık olarak 9 ay 10 gün sabırsızlıkla beklediği bir andır. Doğum sırasında sadece doğuma odaklanmak ve olumsuz düşüncelere kapılmamak, annenin daha rahat doğum gerçekleştirmesine yardımcı olur. Normal doğum yapacak annelerin doktorun önerdiklerini uygulaması büyük önem taşımaktadır. Belirtilen zamanlarda ıkınmak doğum süresini azaltabileceği gibi annenin enerjisini boşa harcamamasını da sağlar. Sezaryen doğumda da yine hem kadın doğum doktorunun hem de anestezi doktorunun söylediklerine uymak doğumun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesinde önemli rol oynar.

Doğum Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hamilelik ve doğum sırasında yapılması gerekenler kadar lohusalık dönemi de dikkat edilmesi gereken bir dönemdir. Bebek doğumu sonrasında başlayan ve ortalama 6 hafta süren bu dönemde annenin hem psikolojisi hem de fizyolojisinde birtakım değişiklikler görülür. Bu süreci daha rahat atlatmak için anne adaylarının dikkat etmesi gereken bazı noktalar aşağıda sıralanmıştır:

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası