süftece nedir / SÜFTECE - TDV İslâm Ansiklopedisi

Süftece Nedir

süftece nedir

Tahrîmen mekrûh olan bir havâle şekli. Yolcuya borç verip, gittiğin yerde, falancaya ödeyeceksin demek.

Süftece yoluyla borc vermek tahrîmen mekrûhtur. Çünkü emânet olarak vermeyip süftece yolunu tercih etmenin sebebi, paranın yolda kaybolması, çalınması veya elinden alınması gibi tehlikelere karşı, alanın mes'ûliyetini sağlamak ve parasını emniyete almaktır. Çünkü emânet olarak verseydi, onun adına zâyi olacaktı. Borç olarak vermesiyle bunu alan nâmına olmasını sağlamış ve böylece verdiği borçtan menfaat te'min etme cihetine gitmiş olmaktadır. Bu ise mekrûhtur. Ödünç veren mektub yazıp, ödünç verdiği yolcunun gideceği yerdeki arkadaşını o yolcuya havâle etmektedir. İşte, ödünç verme esnâsında süftece denilen borç şekli şart koşularak borç verilirse, bu haramdır. Şartla alınan borç fâsiddir. Süftece şartı taşımadan, yolcuya ödünç vermek câizdir. (Mergînânî, İbn-i Âbidîn)

1-)SÜFTECE



Poliçe, tahvil, kambiyo senedi, borcu ödeme emrini kapsayan mektup; bir kimsenin bir tüccara belli miktar parayı, başka bir beldedeki alacaklısına veya arkadaşına ödemesi için, yol riskini düşürmek üzere karz olarak vermesi anlamında bir fıkh terimi. Çoğulu "sefatic"tir. Süftece anlaşması şöyle yapılır: "Şu parayı filanca beldedeki vekiline, orada filanca kimseye ödemesi için talimat mektubu yazman şartıyla sana karz (ödünç) olarak veriyorum". Karşı taraf da bu teklifi kabul edip parayı teslim alınca akit tamam olur. Ancak böyle bir şart koşmaksızın parayı karz olarak verdikten sonra, bunu ödünç alandan istese, o da yerine getirse bir sakınca bulunmaz (el-Meydani, el-Lübab, tıpkı basım, İstanbul t.y., II, ).

Yol riskini düşürmek amacıyla süftece anlaşması yapmak mekruhtur. Çünkü bu, gerçekte, ödünç verenin yol riskini kaldırarak bir yararlanma karşılığında karz vermesi anlamına gelir. Hz. Peygamber menfaat celbeden her çeşit karzı yasaklamıştır (seafoodplus.infoi, Sünen, V, , , Beyhaki bu hadise "münker" demiştir. İbn Kudame, el-Muğni, IV, ). Ashab-ı kiramdan Ubeyy b. Ka'b, İbn Mesud ve İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, "Onlar menfaat celbeden her çeşit karzı yasak kabul etmişlerdir" (bk. Hamdi Döndüren, Günümüz Ekonomik Problemlerine İslami Yaklaşımlar, İstanbul , s. 92 vd.). Hz. Ali'den "Her menfaat celbeden ribadır" dediği nakledilmiş ise de; bu sözün ravilerinden Suvar İbn Mıs'ab'ın "metrük" bir ravi olduğu belirlenmiştir. İbn Adiy'in "el-Kamil"de Cabir b. Semüre'den naklettiğine göre, Hz. Peygamber "Süfteceler haramdır" buyurmuştur. Ancak bu hadis de illetli bir ravinin bulunması yüzünden zayıf sayılmıştır. Sonuç olarak menfaat celbeden karz yasağı ez-Zeylai'nin Nasbü'r-Raye'de tesbit ettiği gibi, herhangi bir hadise dayanmaz. Bunu şart koşulan veya örf haline getirilen menfaatlerle sınırlamak mümkündür (ez-Zeylai, Nasbu'r Raye, 1. baskı, y.y.,/, IV, 60; ez-Zühayli, el-Fıkhul-İslami ve Edilletüh, Dimaşk /, V,; el-Fıkhul-İslami fi Uslubihil-Cedid, 2. baskı Dimaşk t.y., I, ; H. Döndüren, a.g.e., s. 93).

Süftece işleminin mekruhluğu, yol riskini düşürme şart koşulduğu takdirde söz konusu olur. Başka bir beldeye emanet olarak veya havale ederek para göndermekte ise bir sakınca bulunmaz (bk. "Havale" mad.).

Günümüz beşeri hukukunda süftece karşılığı olarak görülen poliçe, kambiyo senetlerinden birisidir Kambiyo senetleri üç adet olup, bunlar; poliçe, emre yazılı senet (bono) ve çek'tir. Poliçe, hamiline para ödenmesi gereken değerli kağıttır. Belli bir süre sonunda belli bir parayı kendi adına ya da bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçlusuna yazdığı bildiriyi ifade eder. Üçlü bir para ilişki aracıdır. Mesela; A, B'ye yüz liralık mal satmış ve henüz parasını almamıştır. Bu arada C'den yüz liralık mal alan A; B'ye yüz lira alacağının C'ye veya onun ciro edeceği herhangi bir kimseye (emrü havalesine) ödenmesi için bir poliçe çeker. Burada A, poliçeyi çeken; B, kendisine poliçe çekilen ve C de, poliçeden yararlanan kimsedir. C de D'den yüz liralık mal alsa, bu poliçeyi para gibi kullanır ve D'ye ciro edebilir. Bu durumda asıl borçlu olan B, parayı D'ye ödeyecektir. Böyle bir işlem banka aracılığı ile yapıldığı takdirde, B son ödeme tarihinde kendi hesabında yüz lira bulundurmak zorundadır.

Ödemelerde akıcılık ve kolaylık sağlamak amacıyla günümüzde geliştirilen poliçe, bono ve çek işlemleriyle alacakların başkasına cirosu (havalesi) mümkün ve caizdir. Burada borçlu ve alacaklıya ödeme prosedüründe sağlanan kolaylığın faizle bir ilgisinin bulunmaması gerekir. Ödemede aracılık yapan kuruluş da hizmetinin bedelini alabilir. Paranın karz olarak müessesedeki hesapta bekletilip kullandırılması problemi, yol riskinden farklı bir olaydır. Burada ödünç verenin değil, alanın bir süre yararlanması söz konusudur.

Sonuç olarak süftecenin amacı, bir beldeden başka bir beldeye emanet bir para göndermek isteyenin, yoldaki gasp, hırsızlık vb. yol riskini kaldırmak üzere bu parayı beldesine ulaştıracak kimse ile "emanet sözleşmesi" değil "karz sözleşmesi" yapmasıdır. Çünkü emanet olarak gönderilmesi halinde paranın yolda telef olması halinde "kasıt, kusur veya ihmal" bulunmadıkça, emanet alanın taanin sorumluluğu olmayacaktır. Aynı parayı "karz akdi" ile alması halinde ise her durumda bu parayı tazmin riskini üstlenmiş olur. işte bir bedel karşılığı olmaksızın sırf iyilik, ecir ve sevap için yapılacak bir işte, aracılık edene yol riskinin yükletilmesinde sıkıntı ve bir yönüyle art niyet vardır. Bu yüzden böyle bir havalenin emanet sözleşmesiyle değil de, "karz akdi" tercih edilerek gönderilmesi mekruh sayılmıştır. Günümüzde ülkeler arası havale işlemleri posta veya bankalar aracılığı ile ve belli bir ücret karşılığında yapılmaktadır. Havale işini bir ücret karşılığı yapan kişi veya kuruluş ise yol riskini de üstlenmiş olur.

Hamdi DÖNDÜREN


2-)Süftece yoluyla borc vermek tahrimen mekruhtur. Çünkü emanet olarak vermeyip süftece yolunu tercih etmenin sebebi, paranın yolda kaybolması, çalınması veya elinden alınması gibi tehlikelere karşı, alanın mes'uliyetini sağlamak ve parasını emniyete almaktır. Çünkü emanet olarak verseydi, onun adına zayi olacaktı. Borç olarak vermesiyle bunu alan namına olmasını sağlamış ve böylece verdiği borçtan menfaat te'min etme cihetine gitmiş olmaktadır. Bu ise mekruhtur. Ödünç veren mektub yazıp, ödünç verdiği yolcunun gideceği yerdeki arkadaşını o yolcuya havale etmektedir. İşte, ödünç verme esnasında süftece denilen borç şekli şart koşularak borç verilirse, bu haramdır. Şartla alınan borç fasiddir. Süftece şartı taşımadan, yolcuya ödünç vermek caizdir. (Merginani, İbn-i Âbidin)


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içindeSüftecekelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Süftecekelimesi anlamı defa okunmuştur. [] Süftece kelime anlamı, Süftece nedir, Süftece ne demek, Süftece sözlük anlamı

seafoodplus.info anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


seafoodplus.info kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir