vasvar antlaşması kiminle yapıldı / Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler (Tarih Konu Anlatımı) - Ders: Tarih

Vasvar Antlaşması Kiminle Yapıldı

vasvar antlaşması kiminle yapıldı

Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında sınıf tarih dersinin 1. ünitesi olan Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti () ünitesinin 1. konusu olan Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler konusuna yer verdik. Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler konusunu &#; yılları arasındaki süreçte meydana gelen başlıca siyasi gelişmeleri tarih şeridi ve haritalar üzerinde gösterir.&#; kazanımı çerçevesinde anlattık.

Bu Yazının İçindeki Başlıklar:

Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler

Tarih 11

Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti ()

Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler

yılları arasındaki süreçte meydana gelen başlıca siyasi gelişmeleri tarih şeridi ve haritalar üzerinde gösterir.

Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler konusunda Haçova Muharebesi, Zitvatorok Antlaşması, Nasuh Paşa Antlaşması, Serav Antlaşması, Hotin Antlaşması, Kasr-ı Şirin Antlaşması, Vasvar Antlaşması, Girit’in Fethi, Bucaş Antlaşması, Bahçesaray Antlaşması, II. Viyana Kuşatması, Karlofça Antlaşması, İstanbul Antlaşması olay ve olgularını neden sonuç ilişkisi içinde açıkladık.

Haçova Muharebesi ()

Osmanlı Devleti’nin sahip olduğu Eflak, Erdel ve Boğdan’da çıkan karışıklıklar sonucu Vezir-i Azam Koca Sinan Paşa’nın arzusu doğrultusunda Osmanlı ile Avusturya-Macaristan muharebesi başlamıştır. Bu muharebenin, On Beş Yıl Savaş ve Uzun Harp olmak üzere iki farklı adı da vardır. Savaşın ilk yıllarında Osmanlılar, Avusturya-Macaristan kuvvetlerinin karşısında iyi bir başarı sağlayamamışlardır. Ayrıca Osmanlılar, bu dönemde stratejik olarak önemli bir bölge olan Estergon’u kaybetmiştir. Öte yandan Eflak’taki karışıklıklar fazlasıyla artmış, bölgedeki Osmanlı otoritesi iyice sarsılmıştır. Bu sırada dönemin padişahı olan 3. Murad’ın ölmesiyle beraber onun yerine geçen 3. Mehmed, devletin ileri gelenleri ve özellikle yeniçeriler, Sinan Paşa ve hocası Sadeddin Efendi’nin yarattığı etkiyle sefere gitme kararı almıştır. Sefere giderken Sinan Paşa’nın ölmesi üzerine yerine geçen Damad İbrahim Paşa’nın yaptığı muhalefete rağmen azalmayan yeniçerilerin baskısıyla padişah ordunun başına geçmek zorunda kalmıştır.

3. Mehmed, miladi takvim ile 20 Haziran tarihinde ordunun başına geçerek İstanbul’dan harekete geçmiştir. Slankamen’e vardıklarında sefer yönü ve savaş stratejisi konu başlıkları altında bir toplantı yapılmıştır. Toplantı sonrasında Eğri Kalesine doğru hareket edilmesi kararına varılmıştır. Kuşatma altına alınan Eğri Kalesi savunucuları 12 Ekim tarihinde teslim olmuşlardır. Böylece Eğri Kalesi’ni fetheden Osmanlı kuvvetleri harekâtını sürdürmek zorunda kalmıştır. Bunun nedeni Eğri Kalesi kuşatması sırasında Avusturya-Macaristan arşidükü Maximilien ve asi Erdel Voyvodası Sigismund Bathory kumandasındaki müttefik güçler Eğri Kalesi’ni kuşatmak üzere harekete geçmeye niyetlenmiş ancak bu niyetleri Bathory’nin gecikmesi üzerine uygulanmamıştır. Ancak Eğri Kalesi’nin Osmanlı kuvvetleri tarafından fethedilmesi üzerine Osmanlı kuvvetlerine saldırmak üzere fırsat kollamaya başlamışlardır. Bu sırada müttefik güçlerin durumunu öğrenmek ve keşif yapmak için dördünce vezir olan Hadım Cafer Paşa kumandasındaki öncü birlikler müttefiklerin bulunduğu Mezökeresztes bir başka deyişle Haçova bölgesine kadar ilerlemişlerdir. Cafer Paşa, bu bölgede oldukça kalabalık müttefik birlikleriyle çarpışsa da zayiat vererek geri çekilmiştir.

Haçova Muharebesi Sonuçları

Yaşanan bu başarısızlık ve müttefik kuvvetlerinin beklenildiğinden daha kalabalık olması padişah ve devlet büyüklerinin maneviyatını sarsmıştır. Ayrıca yaşanılan bu başarısızlık üzerine, kış gelmesi gerekçesiyle geri çekilme konusu bile düşünülmeye başlanmıştır. Ancak özellikle Hoca Sadeddin Efendi’nin teşvik etmesiyle beraber padişah komutasındaki ordu Haçova’ya doğru harekete geçmiştir. 25 Ekim tarihinde taraflar karşı karşıya gelmiştir. Müttefik ordusu ila kişi aralığında, Alman, İspanyol, papalık, Floransa, Macar, Çek ve Leh güçlerinden oluşmaktadır. Osmanlı kuvvetleri de müttefik kuvvetleri ile hemen hemen aynı sayıdadır. Yaşanan ilk çarpışmalar 25 Ekim’de küçük birlikler ile yaşanmıştır. Asıl harp ise 26 Ekim’de başlamıştır. Osmanlı ordusu klasik savaş düzeni ile savaşmıştır. Haçova bataklığının arka kısmında bulunan Habsburg kuvvetlerini harekete geçirmek için Sinan Paşa komutasındaki birlikler ileri harekata geçtiyse de imparatorluk ordusu tarafından ikindi vaktine kadar top ve tüfek atışları ile engellenmiştir. İkindi vaktinde ise harekete geçilerek Osmanlı kuvvetleri üzerine birlikler halinde saldırılmaya başlanmıştır.

Saldırılar sırasında Sokulluzade Hasan Paşa komutasındaki Rumeli birliklerinin bulunduğu sağ kol dağılmıştır. Daha sonra merkeze doğru hücum ederek savunma hattını yaran Habsburg birlikleri buradaki ağırlıkları, hazine sandıkları eşyaları yağmalamaya başlamışlardır. Bu durum karşısında Vezir-i Azam İbrahim Paşa geri çekilme planları yapmıştır. Hoca Sadeddin Efendi ise padişahın meydandan çekilmesinin ordunun dağılmasına yol açacağını söyleyerek padişahı savaşmaya devam etmesi yönünde ikna etmiştir. Bu sırada merkeze saldıran Harbsburg kuvvetleri hizmetliler tarafından kolayca püskürtülmüştür. Harbsburg askerlerinin geri çekilmesi Osmanlı kuvvetlerinin moralini arttırmış ve dirilişe geçmesini sağlamıştır. Daha sonra saldırmaya başlayan Osmanlı kuvvetleri müttefikleri bataklığa doğru sürüklemiştir. Bu sayede Osmanlı kuvvetleri kesin bir zafer kazanmıştır.

Zitvatorok Antlaşması ()

Osmanlı Devleti ile Habsburg Hanedanlığı arasında yaşanan Haçova Savaşı’nı bitiren antlaşma, Slovakya’da 11 Kasım tarihinde imzalanmıştır. Antlaşmanın imzalanmasında Habsburg Hanedanlığına karşı hareketlenen Macar soyluları önemli rol oynamıştır. Zitvatorok Antlaşması yalnızca askeri sonuçların değil siyasi sonuçların da yaşandığı bir antlaşmadır. Antlaşmanın toplamda 5 tane maddesi vardır. Bunlar;

  • Eğri, Estergon ve Kanije kaleleri Osmanlılar’da, Raab ve Komarom kaleleri ise Avusturyalılar’da kalacaktır.
  • Osmanlı İmparatoru, Avusturya Arşidüküne Roma İmparatoru olarak hitap edecektir.
  • Avusturya bir kere için miktarında altını savaş tazminatıyla ödeyecektir.
  • Avusturya’nın elinde olan Kuzey Macaristan bölgesi toprakları için ödediği yıllık altın miktarındaki vergi bundan sonra ödenmeyecektir.
  • Barış göstergesi olarak taraflar birbirine üç yılda bir hediyeler gönderecektir.

Nasuh Paşa Antlaşması ()

20 Kasım yılında Osmanlı İmparatorluğu ve Safevi Hanedanlığı’nın imzalamış olduğu antlaşmadır. Antlaşmanın 7 tane maddesi vardı. Bunlar;

  • Kanuni Sultan Süleyman devrinde Osmanlı İmparatorluğu ve Safevi Hanedanlığı arasında imzalanan Amasya Barış Antlaşması ile çizilen sınırlar geçerli olacaktır.
  • Safevi Hanedanlığı her sene Osmanlı Padişah’ına yük ipek miktarında haraç verecektir.
  • Osmanlı otoritesi altındaki bölgeler yine Osmanlı’da kalacaktır.
  • Şehrizor kentini işgal eden Hilev Han’a ve Seyyid Mübarek’e Safevi Hanedanlığı hiçbir şekilde yardım etmeyecektir.
  • Şemhal ve Dağıstan bölgeleri üzerinde Osmanlı Devleti otoritesi altında kalmaya devam edecektir.
  • Osmanlıların, Rus milletine karşı yapacakları herhangi bir seferde Safevi Hanedanlığı, Osmanlılara yardım edeceklerdir.
  • İranlı Hacılar, Bağdat ve Basra yoluyla değil Halep-Şam yolu üzerinden kutsal topraklara gideceklerdir.

Nasuh Paşa antlaşması yaklaşık 3 sene kadar yürürlükte kalmıştır. Daha sonra iki devletin arası tekrar bozulmuştur. Yapılan savaşlar ve çatışmalar sonucu yılında Serav Antlaşması ile taraflar arasında tekrar barış sağlanmıştır.

Serav Antlaşması ()

Osmanlı Devleti ve Safevi Hanedanlığı arasında tekrar barışı getirmek adına 26 Eylül tarihinde imzalanan antlaşmadır. Antlaşmanın maddeleri şunlardır;

  • Nasuh Paşa Antlaşması ile birlikte çizilen sınırlar esas alınacaktır.
  • Kars ve Ahıska kaleleri Osmanlı Devletinin olmaya devam edecektir.
  • Osmanlı otoritesi altında bulunan Dağıstan beylerine saldırılmayacaktır.
  • Karşılıklı olarak esirler serbest bırakılacaktır.
  • Safevi Şahı, Osmanlı Padişah’ına her yıl deve yülü ipek, kumaş ve değerli eşyayı haraç olarak gönderecektir.

Hotin Antlaşması ()

Osmanlı Devleti ile Lehistan-Litvanya Birliği arasında 9 Ekim yılında imzalanmış barış antlaşmasıdır. Lehistan’ın Eflak ve Boğdan bölgelerinin iç işlerine karışması sonrasında Osmanlı Devleti Lehistan’a savaş açmıştır. Sonrasında Osmanlı Devleti Hotin Kalesi’ni kuşatmıştır ancak birçok denemeye rağmen alamamıştır. Kuşatmadan kaçmaya çalışan civarında yeniçerinin yakalanıp idam edilmesi sonrasında yeniçeriler ile Ohrili Hüseyin Paşa’nın arasının bozulması üzerine, Lehistan Kralı’nın sunduğu barış antlaşması imzalanmıştır. Antlaşmanın maddeleri;

  • Kırım Tatarlarının Lehistan üzerine yaptığı akınlar yasaklanacaktır.
  • Kazaklar’ın, Osmanlı’ya karşı yapacakları saldırıları Leh kralı engelleyecektir.
  • Hudud’a inşa edilen Leh kaleleri yıkılacaktır.
  • Lehistan, Erdel, Eflak ve Boğdan’ın iç işlerine karışmayacaktır.

Kasr-ı Şirin Antlaşması ()

Kasr-ı Şirin Antlaşması, yaklaşık 15 yıldır İran’ın ellerinde bulunan Bağdat’ın fethinden sonra 17 Mayıs yılında savaşı bitirmek adına imzalanan barış antlaşmasıdır. Bu konuyla ilgili olarak Kasr-ı Şirin Antlaşması Nedir? Nedenleri, Sonuçları, Önemi ve Maddeleri başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Vasvar Antlaşması ()

Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında geçen savaşını bitiren, 10 Ağustos tarihinde imzalanan barış antlaşmasıdır. Antlaşmanın maddeleri;

  • Savaşta Osmanlı güçleri tarafından ele geçirilen Uyvar ve Nograd kaleleri Osmanlılarda kalacaktır ancak Zerinvar Kalesi Avusturyalılarda kalacaktır.
  • Erdel, Osmanlı Devleti’ne bağlı kalacaktır ve iki tarafın kuvvetleri de bölgeden çekilecektir.
  • Her iki taraf da birbirlerinin topraklarına akın etmeyecektir.
  • Avusturya savaş tazminatı ödeyecektir. Sonrasında ise barışın göstergesi olarak kara kuruş miktarında armağanlar gönderilecektir.
  • Antlaşma 20 yıl geçerlidir.

Girit’in Fethi ()

Osmanlı Devleti ile Venedik Cumhuriyeti, Malta Şövalyeleri, Papalık Devleti ve Fransa Krallığı arasında geçen savaş yılında başlayıp yılına kadar sürmüştür. Girit’in büyük bir kısma savaşın ilk yıllarında Osmanlı Devleti tarafından fethedilmiştir ancak Kandiye Kuşatması uzun yıllar sürmüştür sonrasında yılında kale fethedilmiştir.

Bucaş Antlaşması ()

Bucaş Antlaşması Osmanlı Devleti ile Lehistan-Litvanya Birliği arasında 18 Ekim tarihinde imzalanan barış antlaşmasıdır. Bu antlaşma Osmanlı Devleti’nin toprak kazandığı son antlaşmadır. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti tarihinin en büyük sınırlarına ulaşmıştır.

Bahçesaray Antlaşması ()

3 Ocak yılında, Osmanlı-Rus savaşını bitiren antlaşmadır. Bu antlaşma Ruslar ile Osmanlıların imzaladığı ilk antlaşmadır.

2. Viyana Kuşatması ()

yılında 4. Mehmet devrinde Osmanlı Devleti’nin bozguna uğradığı ve sınırlarının daha fazla ilerleyememesine neden olan kuşatmadır. Kuşatmanın bir tarafında Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, diğer tarafında ise Osmanlı İmparatorluğu vardır. 15 aylık bir süreç içerisinde hazırlık yapılan kuşatma 14 Temmuz tarihinde başlamıştır. Kuşatma boyunca nice muharebeler yapılmıştır ancak Osmanlı’ya darbeyi vuran zaman Lehistan Kralı’nın gönderdiği kişilik ordunun, Osmanlı tarafında bulunan Kırım Hanı’nın durduramamasıdır. Bu darbe üzerine kuşatma sona ermiştir. Kuşatma sonucunda bozguna uğrayan Osmanlı komutanı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa idam edilmiştir. Osmanlı’nın bu hezimeti bütün Avrupa’da büyük bir coşkuyla kutlanmıştır. Osmanlılar’ın yenilmez olduğunu gören Avrupalılar, Osmanlılara karşı hücuma geçmiştir ve Osmanlı gerileme dönemine girmiştir.

Karlofça Antlaşması ()

Karlofça Antlaşması, Osmanlı ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu arasında 26 Ocak tarihinde imzalanan barış antlaşmasıdır. Karlofça Antlaşması, Osmanlı’nın büyük oranda toprak kaybettiği ilk antlaşmadır. Bu antlaşmayla beraber Osmanlı kaybettiği toprakları geri alma siyasetine geçiş yapmıştır. Ayrıca duraksama döneminden gerileme dönemine geçiş yaşanmıştır.

İstanbul Antlaşması ()

Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasında 14 Temmuz tarihinde imzalanan Osmanlı-Rus savaşını bitiren antlaşmadır. Rus Çarlığı, Büyük Petro’nun liderliğinde güçlenmiştir. yılındaki saldırıda başarısız olmuş fakat yılında Azak Kalesi’ni ele geçirmişlerdir. Osmanlı Devleti, Papa Ordusu ile uzun süre savaşmış ve yorgun düşmüştür. Bu sebeplerden dolayı antlaşma imzalanmıştır. Ayrıca Rus delegesinin Karlofça Antlaşmasını imzalama yetkisi olmaması dolayısıyla imzalanamayan Karlofça Antlaşmasının devamı niteliğindedir. Antlaşmaya göre, Anzak Kalesi Rusya’ya verilmiştir ve Rus Çarlığı İstanbul’da elçi bulundurabilme hakkına sahip olmuştur. Bu antlaşma çok önemlidir çünkü bu antlaşma sonrası Rusya Panslavizm politikasını uygulmak için ilk adımı atmıştır.


Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti () ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.

Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler (Şu an bu başlıktasınız!)

Uzun Savaşlardan Diplomasiye

Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi

Osmanlı-Safevi Savaşları ()

Sınırları Belirleyen Antlaşma: Kasr-ı Şirin ()

XVII. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Dış Politikası

Kutsal İttifak Osmanlılara Karşı

Karlofça Antlaşması Sonrası Dış Siyaset

Avrupa&#;da Din Savaşlarından Modern Devlete

Otuz Yıl Savaşları ()

Westphalia Antlaşması’nın Sonuçları

Modern Devlet (Hazırlanmaktadır&#;)

XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti&#;nde ve Avrupa&#;da Denizcilik Faaliyetleri

Sömürgecilik Hızlanıyor

Osmanlı Denizciliğinde Kadırgadan Kalyona Geçiş

Osmanlı Devleti’nin Denizlerdeki Egemenliği Zayıflıyor

Fetihlerden Savunmaya

Prut Sonrası Gelişmeler

Doğu’da Mücadele ve Safevilerin Sonu

Osmanlı-Rus Savaşı

Küçük Kaynarca Antlaşması ()

kaynağı değiştir]
  1. ^Doğu- Batı İmajı Gölgesinde Konstantinopolis ve Beç: XVI. ve XVII. Yüzyıllarda Osmanlı - Habsburg İlişkileri. Türkan Polatcı, Alican Batmaz. Akademik Bakış Dergisi. Yaz Cilt: 6, Sayı: 12, Sayfa: 65
  2. ^abKunt M., Akşin S., Ödekan A., Toprak Z., Yurdaydın H.G. Türkiye Tarihi 3. Osmanlı Devleti , Sayfa Cem Yayınevi, İstanbul
  3. ^Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi, Osmanlı Devri. III. Cilt 4. Kısım Eki, İkinci Viyana Kuşatması Sayfa Genelkurmay Basımevi, Ankara

Vasvar Antlaşması Kimle Kim Arasında İmzalandı?

Osmanlı ve Habsburg imparatorlukları arasında savaşlarını resmen sona erdiren ve Osmanlılar’ın Macaristan’daki en geniş sınırlarını belirleyen antlaşma 16 Muharrem ’te (9 Ağustos , T&#;rk&#;e metindeki tarihin yanlış &#;evrilmesinden &#;t&#;r&#; Batı tarih&#;iliğinde 10 Ağustos) Vasvar (Vasv&#;r/Eisenburg) yakınlarında kurulan Osmanlı ordug&#;hında Habsburg tam yetkili el&#;isi Simon Reniger ile Osmanlı Sadrazamı K&#;pr&#;l&#;z&#;de F&#;zıl Ahmed Paşa tarafından imzalanmıştır

Antlaşma, metinlerin Habsburg İmparatoru I. Leopold ile Osmanlı Padişahı IV. Mehmed tarafından onaylanmasının ardından Osmanlı ve Avusturya temsilcileri arasında icra edilen bir merasimle resmen yürürlüğe konmuştur.

Vasvar Antlaşması ile sonuçlanan savaşların başlaması Erdel bölgesinde gelişen olaylarla yakından ilgilidir. Osmanlılar'ın Erdel harekâtı, II. Rákóczi'nin ölümü ve Habsburglar'ın duruma müdahaleleri iki devletin askerî güçlerini karşı karşıya getirdi. Osmanlı Serdarı Köse Ali Paşa 27 Ağustos 'ta Varad'ı aldı. Erdelli asilzadeler, Habsburg sarayı ile yaptıkları yardım antlaşması kapsamında () yazında bazı Erdel kalelerine Alman birliklerinin yerleştirilmesine razı oldular. Osmanlı yönetimi Habsburg müdahalesine hemen tepki gösterdi. yazında ve sonbaharında düzenlenen iki Osmanlı seferi Erdel Prensi Kemény János'un kaçmasına yol açarken 14 Eylül'de Ali Paşa'nın davetiyle toplanan meclis Apafi Mihály'yi Erdel prensi ilân etti. Kemény, 23 Ocak 'de tahtı geri alabilmek için Yanova Beyi Küçük Mehmed Paşa ile giriştiği savaşta hayatını kaybetti.

Bu esnada İstanbul'daki Habsburg dâimî elçisi (Osmanlı kaynaklarında kapı kethüdâsı) Simon Reniger von Reningen vasıtasıyla iki devlet arasında ilk diplomatik adımlar atılmıştı. I. Leopold, yazı ortalarından itibaren Erdel meselesinin halli için sınır heyetlerinin teşkiline taraftardı. Fâzıl Ahmed Paşa'nın 1 Kasım 'de Köprülü Mehmed Paşa'nın vefatıyla sadâret mührünü alması diplomatik havayı biraz yumuşattı. 16 Ocak 'de sınır komisyonunun kurulması kabul edilerek Tımışvar Valisi Ali Paşa bu işle görevlendirildi. Habsburg sarayı, Şâbanında (Nisan ) diplomatik müzakerelere katılmak üzere Johann Philipp Beris'i Osmanlı başşehrine yolladı. Simon Reniger ve Beris, 25 Mayıs 'de sadrazamın huzuruna çıkarak Habsburg tarafının iddia ve taleplerini bildirdiler. İki taraf arasındaki görüşmeler istilâcı kuvvetlerin Erdel'den çekilmesi, Székelyhíd Kalesi'nin hukukî durumu ve yazında Hırvat Banı Miklós Zrínyi tarafından Kanije Kalesi'nin karşısında inşa ettirilen Yenikale'nin (Zrínyi-Újvár) yıktırılması hususları etrafında yoğunlaştı.

Fâzıl Ahmed Paşa haziran ayında Habsburg dâimî elçisine yedi maddelik bir antlaşma metni teklif etti. Simon Reniger'in Viyana sarayına gönderdiği taslak metin, temmuz ayı içinde karşı tarafın değişiklikleri ve I. Leopold'ün 28 ve 29 Temmuz tarihli mektuplarıyla birlikte geri yollandı. 17 Ağustos'ta imparatordan gelen metni alan Reniger ertesi gün sadrazamın huzuruna çıktı. 19 Ağustos'ta bizzat padişahın huzurunda düzenlenen toplantıda Şâmîzâde Mehmed Efendi'ye antlaşma metnini gözden geçirmesi tâlimatı verildi. Reîsülküttâb, hazırladığı yeni taslakta 'te akdedilecek Vasvar Antlaşması'nın belli başlı maddelerinin tamamını yazıya döktü. Elçi teâtisi ve Leopoldstadt'ın inşasına izin veren hüküm dışında (bunlar sonradan vuku bulacak askerî gelişmelerin sonucudur) sekiz maddenin tamamı yaklaşık iki yıl sonra imzalanacak antlaşmada yer alacaktı. Ancak Habsburg yönetimi, büyük ihtimalle önerilen antlaşma şartları kendi menfaatlerine pek uygun düşmediğinden diplomatik temasların bu aşamasında işleri ağırdan aldı, görüşmeler de giderek çıkmaza girdi. Bunun üzerine Osmanlı ordusu yeni bir sefer hazırlığına başladı.

Serdârıekrem Fâzıl Ahmed Paşa, 8 Haziran 'te Osmanlı ordusunun başında gösterişli bir törenle Belgrad'a girdi. İki gün sonra, Osmanlı ordusuyla seyahat eden dâimî elçi Simon Reniger ve Ali Paşa ile birlikte Tımışvar'dan Belgrad'a gelmiş olan von Goëss ve Beris'le yapılan görüşmelerden bir netice alınamadı. İki taraf arasında problem haline gelen Zólyomy ailesine ait Székelyhíd Kalesi'nin durumu belirsizliğini koruyordu. Fâzıl Ahmed Paşa da Habsburg askerlerinin Erdel'den çekildiğini ve Yenikale'nin yıkıldığını görmeden masaya oturma taraftarı değildi. Johann Philipp Beris, sonuçsuz müzakerelerin ardından sadrazamın Sagan Dükü Lobkowicz'e hitaben kaleme aldığı bir mektupla geri gönderildi. Osmanlı ordusu Zemun sahrası üzerinden yürüyüşüne devam etti. Osmanlı ordugâhındaki Habsburg temsilcileri von Goëss ve Simon Reniger temmuzun ilk haftasında Ösek'te iki diplomatik temasta bulundular. Osmanlı tarafı görüşmelerde daha uzlaşmaz ve talepkâr bir tutum takındı. Habsburg hükümetinin en azından bu sefer yılı içinde Osmanlı ordusunun karşısına esaslı bir askerî güç çıkaramayacağı belli olmuştu. Habsburg temsilcileri, I. Leopold'dan aldıkları tâlimat doğrultusunda Erdel'den çekilme ve Yenikale'nin yıktırılması konularında zorluk çıkarmıyordu; fakat Fâzıl Ahmed Paşa, bu iki şartın yanında Habsburg hükümdarının Kanûnî Sultan Süleyman devrinde geçerli olan senelik haracı yeniden ödemeye başlamasını talep etti.

Habsburg temsilcileri ve Osmanlı devlet adamları 28 Temmuz'da Budin yakınlarında tekrar bir araya geldiler. Simon Reniger ile von Goëss, kendilerine on beş günlük mühlet verilmesi durumunda Erdel'deki Habsburg garnizonlarını tahliye edecekleri ve Kanije karşısında inşa edilen Zrínyi-Újvár'ı yıktıracakları taahhüdünde bulundularsa da Osmanlı yetkilileri zaman talebini açık bir oyalama taktiği olarak gördüklerini bildirdi. Osmanlılar, yıllık altın haraç, bu şartın kabul edilmemesi halinde Zitvatorok Antlaşması'na göre bir defaya mahsus ödenmiş olan talerde ısrar ediyordu. Bu meblağın yarısı nakit ödenecek, yarısı paraya çevrilebilir değerli hediyelerden oluşacaktı. Ayrıca Osmanlı ordusu, Habsburg elçilerinin talep ettiği süre zarfında Estergon istikametine ilerlemekte serbest kalacaktı. Habsburg temsilcilerinin I. Leopold'ün maddî ödeme yapmaya yanaşmadığını söylemeleri üzerine görüşmeler yine kesildi.

Estergon yakınlarında Tuna'yı geçen Osmanlı ordusu 17 Ağustos'ta Uyvar Kalesi'ni kuşatma altına aldı. Yaklaşık altı haftalık zorlu bir muhasaranın ardından kale ele geçirildi ve Osmanlı birlikleri kışı geçirmek amacıyla Belgrad'a çekildi. Hırvat Banı Miklós Zrínyi ve Ren bağlaşıkları başkumandanı Julius von Hohenlohe'nin Ocak sonlarında ve nisan ayında düzenlediği iki beklenmedik saldırı, Osmanlı askerî planlamasına esaslı bir darbe indirdi ve stratejik üstünlük geçici bir süre müttefiklerin eline geçti. Zrínyi-Hohenlohe kuvvetleri nisan sonlarında Kanije'yi kuşattılar. Hazırlıksız yakalanan Osmanlı askerî kademesi Kanije muhasarasını ancak haziran başında kaldırabildi. Kanije önlerinden çekilen müttefik birlikleri, Mur nehrinin karşı yakasına geçerek Habsburg ve Osmanlı yetkilileri arasında yürütülen diplomatik müzakerelerin başlıca tartışma maddelerinden biri olan Zrínyi-Újvár istihkâmları civarına yerleştiler. 9 Haziran 'te başlayan Yenikale kuşatması haziranın son gününde başarıya ulaştı. Kale içinde ele geçirilen cephane ve silâhlar boşaltıldıktan sonra kale ateşe verildi. Böylece yapılacak barış görüşmelerinde Zrínyi-Újvár'ın durumu bir sorun olmaktan çıktı.

Osmanlı ordusunun Nisan 'te harekete geçtiği günden beri Sadrazam Fâzıl Ahmed Paşa ve Sagan dükü arasındaki mektuplaşma kesintiye uğramadan devam etmişti. Osmanlı ordusu, Mur suyu yakınlarında gerçekleşen savaşın ardından kuzeye yönelip irili ufaklı bazı palankaları zaptederek yürüyüşünü sürdürdü. Osmanlı birlikleri 27 Temmuz'da Rába nehrine vardı. Akarsu boyunca yukarıya doğru ilerleyişine devam etti ve nehrin öte yakasında Csákány palankasının karşısına yerleşti. Burada Habsburg delegesi Simon Reniger ve Osmanlı devlet adamları bir görüşme daha gerçekleştirdi. İki devlet arasında mevcut anlaşmazlık noktaları tek tek ele alındı. İki yıl önce İstanbul'da tartışılıp karara bağlanmış maddeler aynen kabul edilirken görüşmeler bir defa daha üç meselede tıkandı. Osmanlı idaresi Erdel'e ilişkin maddenin barış antlaşmasına girmesine karşıydı. Erdel'in bütünüyle Osmanlı Devleti'nin bir iç meselesi olarak tanınmasını istiyordu. Ayrıca Osmanlılar, Székelyhíd ve St. Job kalelerinin yıktırılmasının gündem dışı tutulmasında ısrar ediyordu. Nihayet yeni bir antlaşmanın imzalanması için Habsburglar'ca verilmesi gereken taler değerindeki "hediye"nin cinsi ve getirilme şekli belirsizliğini koruyordu. Fâzıl Ahmed Paşa, talerin yarısını nakit istiyor, Habsburg büyükelçisinin İstanbul'da Osmanlı sarayına yapacağı ziyaretin ardından Osmanlı büyükelçisinin Viyana'ya doğru yola çıkmasını öngörüyordu. Simon Reniger bu iki talebe de karşı çıktı. 1 Ağustos 'te Rába nehrini zorlayan Osmanlı güçleri Raimondo Montecúccoli kumandasındaki müttefik ordusu tarafından durduruldu. Akarsuyun karşısına geçen Osmanlı birlikleri ordunun geri kalan kısmıyla irtibatını kaybederek ağır kayıplar verdi. Osmanlı ordusu günün sonunda muharip kuvvetlerinin önemli bir bölümünü kaybetmişti. Fâzıl Ahmed Paşa, imparatorluk kuvvetlerinin nehri aşıp Osmanlı ordusuna saldırması ihtimaline karşı 6 Ağustos'a kadar yerinden ayrılmadı.

St. Gotthard yenilgisi, Osmanlı ordugâhında Habsburg hükümetiyle barış yapılması yönündeki beklentinin güçlenmesine yol açtı. Osmanlı idaresi yeni şartlar altında birtakım değişikliklere göz yumdu. 9 Ağustos'ta Fâzıl Ahmed Paşa'nın otağında tercüman Panayoti ve sadrazam kethüdâsı İbrâhim Ağa'nın yanında el değiştiren antlaşma metinlerinde "alâ hâlihî" (status qou) ilkesi kabul edildi. Şu anda içinde bir Osmanlı garnizonu bulunan St. Job Osmanlılar'da kalırken Székelyhíd'in yıkılmasına onay verildi. Antlaşmanın imzalanmasından önce zaptedilen Uyvar ve Novigrad gibi kaleler antlaşma metnine dahil edilmedi. Fâzıl Ahmed Paşa nakit para talebinden bütünüyle vazgeçti. On madde halinde düzenlenen Vasvar Antlaşması Türkçe ve Latince olmak üzere iki dilde yazıldı. Latince nüsha S. Reniger tarafından imzalanıp mühürlenerek Fâzıl Ahmed Paşa'ya teslim edildi. Fâzıl Ahmed Paşa'nın imza ve mührünü taşıyan Türkçe nüsha da S. Reniger'e verildi. Bu metinler, I. Leopold ve IV. Mehmed tarafından onaylanmaları için Osmanlı ve Habsburg saraylarına gönderildi. İki ordu onaylanmış metinler geri gelinceye kadar askerî harekâtta serbest olacaktı.

Osmanlı birlikleri, ağustos sonlarında İstolni Belgrad'a geçip eylülün ortalarına doğru Ciğerdelen sahrasına vardı. Bu arada Mayıs ve Temmuz aylarında Nitra ve Léva (Levice) kalelerini geri alan Habsburg kumandanı Jean-Louis Raduit de Souches, Uyvar'ı kuşatmasına rağmen Osmanlı ordusunun yaklaştığı haberi üzerine buradan çekildi. Fâzıl Ahmed Paşa, Uyvar yakınlarında karargâh kurup onaylı antlaşma metinlerini beklemeyi uygun buldu. 27 Ekim 'te vezîriâzamın çadırında düzenlenen mecliste resmî bir tören icra edilerek Osmanlı ve Habsburg metinleri teâti edildi. Müzakerelerin en başından itibaren Habsburg tarafının sözcülüğünü üstlenen Simon Reniger'e küçük elçi pâyesi verildi.

Vasvar Antlaşması'nın ilk üç maddesi Erdel'in hukukî durumu ve ülke sınırlarının yeniden düzenlenmesine ilişkindi. 1. madde Osmanlı ve Habsburg birliklerinin Erdel'den eş zamanlı çekilmesini öngörüyor, halen Erdel'de bulunan imparatorluk garnizonlarının ülkeyi terketmesini ve Erdel tahtı sahibinin serbest seçimle belirlenmesini güvence altına alıyordu. Sınır düzenlemeleriyle ilgili 2. madde ile Szatmár ve Szabolcs bölgeleri Habsburg yönetimine bağlanırken 3. madde de Székelyhíd Kalesi'nin bir daha kullanılmamak üzere yıktırılmasını öngörüyordu. 4 ve 5. maddelere göre Rákóczi ve Kemény aileleri başta olmak üzere hiç kimse Erdel'e dışarıdan karışmayacak, Osmanlı ve Habsburg devletleri birbirlerinin düşmanlarına yardım etmeyecekti. 6. maddede Temmuz başında Osmanlılar'ca zaptedilerek yıkılan Yenikale'nin yeniden yaptırılmayacağı karara bağlanıyordu. 7. maddeye göre son yıllarda meydana gelen siyasî kargaşada Habsburg ve Osmanlı tarafına sığınan Erdel asilzadeleri memleketlerine dönerek aile emlâklerine sahip çıkabileceklerdi. 8. maddede I. Leopold'e ülke topraklarını koruyabilmesi için Vág (Váh) nehrinin öte yakasında yeni bir kale yapması için izin veriliyordu. 9. madde Osmanlı-Habsburg sınırlarında çete faaliyetlerinin önlenmesine yönelikti. Sonuncu maddede antlaşmanın yirmi yıl süreyle yürürlükte kalması öngörülüyor, dört ay içinde iki devletin büyük elçilerinin karşılıklı mübadele edileceği bildiriliyordu. Vasvar Antlaşması'nın kayda değer özelliklerinden biri devletin devamlılığı ilkesini esas almasıdır. Osmanlı ve Habsburg idareleri arasında imzalanan tarihli Zitvatorok Antlaşması'nda yirmi yıllık bir barış süresi kabul edilse de birinci tekil şahıs kullanılarak I. Ahmed'in kişisel taahhüdüne atıfta bulunulmaktaydı. Bu antlaşmayı yenileme amacını taşıyan ve tarihli ahidnâmelerde de benzer bir usul izlenerek doğrudan padişahın şahsî rızası formüle edilir. IV. Mehmed ise antlaşmayı onayladığını ortaya koyan ahidnâmesinde "taraf-ı hümâyûn-ı padişâhâne"si dışında "akab-i ensâbı"nın da antlaşma şartlarına riayet edeceği sözünü vermektedir.

I. Leopold, daha uygun şartlarda bir antlaşma yapabilme umuduyla Viyana'ya ulaşan metni uzunca bir süre onaylamamıştı. Ancak imparator, müttefik ordusu başkumandanı Raimondo Montecúccoli'den ordunun durumuna dair gelen olumsuz raporlar ve imparatorluk meclisinin savaşın devamına taraftar olmaması sebebiyle 9 Eylül'de antlaşmayı kendi namına onayladı. IV. Mehmed'in antlaşma metnini ne zaman onayladığı açık olmasa da Fâzıl Ahmed Paşa imzalı nüshanın bir sûretinin en geç 2 Eylül 'te Osmanlı sultanının eline geçtiği kesindir. Yine IV. Mehmed'in Fâzıl Ahmed Paşa'nın Macaristan cephesinden gelen adamıyla 5 Eylül'de yaptığı görüşme barış antlaşmasının tasdikiyle alâkalı olmalıdır. Ahidnâme metni, padişah adına Osmanlı ordugâhında Reîsülküttâb Acemzâde Hüseyin Efendi tarafından yazıya geçirildi. 9 Ekim 'te sadrazamın kapıcılar kethüdâsı İbrâhim Ağa, Edirne'de bulunan padişaha antlaşmanın yürürlüğe girdiği haberini götürdü.

Fâzıl Ahmed Paşa, Vasvar Antlaşması resmen geçerlik kazanmış olmasına rağmen kışında Osmanlı ordusunu Belgrad'da tutmaya karar verdi. Böylece antlaşmanın son maddesinde belirtilen elçi mübadelesini çabuklaştırabileceğini düşünüyordu. Osmanlı yönetimi, Rumeli beylerbeyiliği pâyesi verilen Kara Mehmed Paşa'yı büyükelçi sıfatıyla, Habsburg Devleti'yle dostluk ilişkilerini yeniden düzenlemesi için 31 Ocak tarihinde Viyana'ya gönderdi. 8 Haziran'da Viyana'ya ulaşan Kara Mehmed Paşa on gün sonra Habsburg İmparatoru I. Leopold'ün huzuruna kabul edildi. Osmanlı elçilik heyeti Habsburg başşehrinde yaklaşık dokuz ay kaldı. Bu sefâret gezisinin en ilginç yanlarından biri, Kara Mehmed Paşa'nın tertip ettiği muhtasar sefâretnâmesinde merasim ve teşrifatla ilgili bilgilerin yanı sıra Viyana şehir istihkâmlarına dair gözlemlerini kaydetmiş olmasıdır. Evliya Çelebi'nin 'te Habsburg başşehrini ziyaret eden Osmanlı elçilik heyetinde bulunduğu bilinmektedir. Aynı sıralarda Habsburg büyükelçisi Walter Leslie, Vasvar Antlaşması'nda kararlaştırılan altın (kara kuruş) değerindeki hediyeleri takdim etmek üzere Edirne ve İstanbul'a ziyaretlerde bulunmuş ve başlarında Viyana'ya dönmüştü.

Vasvar Antlaşması, Macar asilzadeleri arasında geniş çaplı bir hoşnutsuzluğa yol açtı. K. Frangepán, F. Wesselényi, P. Zrínyi, F. Nádasdy ve F. Rákóczi gibi soylular, Macar ülkesini mahvettiğini ileri sürdükleri bu antlaşmanın kraliyet zâdegânının rızası alınmadan imzalandığını söyleyerek mevcut durumu tanımayacaklarını ilân ettiler. Macarlar, bilhassa Habsburg Devleti'nce desteklenen aileleri Erdel'den uzaklaştıran 4, 5 ve 9. maddelere itiraz etmekteydi. Macaristan'daki huzursuzluk, nihayet İmre Tököly isyanının doğuşuna yol açmak suretiyle Osmanlı ve Habsburg yönetimlerini 'lerin ikinci yarısından itibaren bir defa daha karşı karşıya getirecektir.

Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

Osmanlı İmparatorluğu duraklama dönemi antlaşmaları ve önemleri

Nasuh Paşa Antlaşması ()

Osmanlı – Safevi Savaşları’nın ilk aşamasını bitiren bir antlaşmadır. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti Ferhat Paşa Antlaşması ile kazandığı yerleri kaybetmiştir. Safeviler ise her yıl Osmanlılara, yük ipek göndereceğini taahhüt etmiştir.

Serav Antlaşması ()

Nasuh Paşa Antlaşması’ndan yaklaşık üç yıl sonra, Safevilerin taahhüt ettiği ipeği göndermemesi üzerine iki devlet arasında yeniden bir savaş patlak vermiştir.

Yaşanan savaş yılında Serav Antlaşması ile sona ermiştir. Bu antlaşma ile Güney Azerbaycan coğrafyası Safevilere bırakıldı ve İran’ın göndereceği ipek miktarı, deve yüküne düşürüldü.

Hotin Antlaşması ()

Osmanlı toprakları üzerinde gerçekleşen Kazak yağmacılık faaliyetleri ve Kazakların, Lehistan tarafından himaye edilmesi üzerine Osmanlı Devleti ile Lehistan arasında yaşanan savaş, Hotin Antlaşması ile sona ermiştir. Bu antlaşmaya göre;

Kasr-ı Şirin Antlaşması ()

4. Murad tarafından gerçekleştirilen Bağdat Seferi; Bağdat’ın, Osmanlıların eline geçmesiyle sonuçlanmış ve Osmanlılar ile Safeviler arasında Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre Bağdat, Basra ve Şehrizor’un Osmanlı toprağı olduğu Safeviler tarafından kabul edilmiştir.

Ayrıca, günümüz Türkiye – İran sınırını da belirlemiş olan Kasr-ı Şirin Antlaşması; Osmanlı İmparatorluğu duraklama dönemi antlaşmaları tarihi içinde özel bir yere sahiptir.

Vasvar Antlaşması ()

ile yılları arasında gerçekleşen Osmanlı – Avusturya Savaşı’nı sona erdiren Vasvar Antlaşması’nın öne çıkan maddeleri şunlardır:

Bucaş Antlaşması ()

Lehistan’ın, Osmanlı himayesinde bulunan Ukrayna Kazaklarına saldırması sonucu iki ülke arasında gerçekleşen savaş; Bucaş Antlaşması ile sona ermiştir. Bu antlaşma ile Podolya, Osmanlı Devleti’ne bırakılmış ve Osmanlılar batıdaki en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Bu özelliği sebebiyle Bucaş Antlaşması; Osmanlı İmparatorluğu duraklama dönemi antlaşmaları arasında büyük bir öneme sahiptir.

Bahçesaray Antlaşması ()

- Osmanlı – Rus Savaşı’nı bitiren Bahçesaray Antlaşması; Osmanlılar ile Rusya arasında imzalanan ilk resmi antlaşmadır. Bu antlaşmayla Dinyeper Nehri, iki ülke arasında sınır olarak kabul edilmiştir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası