ramazanda söylenen ilahiler / Bianet :: EBA’dan çocuklara Ramazan ilahileri

Ramazanda Söylenen Ilahiler

ramazanda söylenen ilahiler

Türkiye’nin en kapsaml&#; ilahi sözleri merkezi adresinden bulacaks&#;n&#;z.

Com olarak biz de tüm müslüman karde&#;lerimiz gibi Ho&#; Geldin Ramazan diyor ve sizlere ayr&#;ca Ho&#; geldin Ramazan sözleri de sunarak, Ramazan ay&#; ilahisi isteyenler için de Ho&#; Geldin Ramazan ilahisi sözleri payla&#;&#;m&#;nda bulunuyoruz.

Muhabbet P nar
mp mevlana ramazan - Ramazan Ilahisi Sözleri

Kürtçe Bilgi, Kürtçe alan&#;nda farkl&#; kategorilerde içerik sa&#;layan geni&#; kapsaml&#; bir portald&#;r.

Bu güzel sayfam&#;zda sizler için Elveda Ramazan Sözleri, Ho&#;geldin ramazan ilahisi sözleri, Elveda ey rahmet ay&#; ramazan sözleri, Elveda 11 ay&#;n sultan&#;, Son ramazan sozleri, Gule gule ramazan, Elveda bizden sana ey &#;ehri rahmet elveda sözleri, Ho&#;geldin ey ramazan ilahisi sözleri, Elveda kasidesi sözleri en güzel sözleri haz&#;rlad&#;k.

funduszeue.info
4 91 - Ramazan Ilahisi Sözleri
Lahi S zleri
rahmet gulu - Ramazan Ilahisi Sözleri

Ho&#; Geldin Ey Ramazan ilahisi isimli Çocuk ilahisini be&#;endiyseniz lütfen payla&#;arak, yorum be be&#;eni ile.

Her sene oldu&#;u gibi bu sene de yurdumuzun hemen hemen genelin de mevlid kandili kutlu do&#;um haftas&#; etkinliklerinden dolay&#; camilerimiz de Mevlidi &#;erifler kasideler ve ilahiler okunacak.

Zl S zler Anlaml ve G zel
dc6ba8badcce94fe7ffe - Ramazan Ilahisi Sözleri
Nihayet Dergi
unnamed 1 - Ramazan Ilahisi Sözleri
funduszeue.info
kkkkkk 11xQ - Ramazan Ilahisi Sözleri

Mübarek Ramazan ilahi sözleri: Mübarek Ramazan geldi bak yine / Mescidler nuruyla doldular bile / Mevla’m bize kerem k&#;lm&#;&#; hediye / Gafil olma uyan, uyan ey.

Lahi S zleri
hos geldin ramazan - Ramazan Ilahisi Sözleri
G zel S zler
ramazan dualari - Ramazan Ilahisi Sözleri
HD Images g zel s zler
9eaf38d5ad9db2aec67eb4 - Ramazan Ilahisi Sözleri
Bandedegosses
maxresdefault - Ramazan Ilahisi Sözleri

Terk ettiğimiz bir ramazan adeti: Temcid İlahileri

Bu sene ramazan biraz mahzun geçiyor. İnsanların hem ibadet hem de muhabbet için bir araya geldiği ramazanda bu yıl ne topluca ibadet edebiliyoruz ne de eş-dost bir araya gelip eğlenebiliyoruz. Eh haliyle biz de Nâbî merhumun

Ey meh, leyâl-i vesvese-hîz-i fırâkde

Sen gelmeyince hâtıra bilsen neler gelir

Dediği gibi ramazanı tam manasıyla yaşayamayınca bizim de hatırımıza neler geliyor neler.

Gelenlerden biri eski bir ramazan adeti: Temcid ilahileri.

Temcid nedir?

Temcid sözlüklerde "tâzim ve senâ etmek" anlamına geliyor. Bir dini musiki formu olarak anlamı ise sahurdan sonra, ezandan yarım saat kadar önce müezzinlerin veya bilenlerin minarelere çıkarak güfteleri büyük sufilere ait muhtelif makamlarda bestelenmiş ilahiler.

Temcidlerin ezandan yarım saat önce okunmasının da bir hikmeti var. Adeta ezan yaklaşıyor, yemediyseniz yemek yiyin, yiyorsanız acele edin diyor ahaliye. Asıl hikmeti ise bir sünneti hatırlatması. Ta Bilal-i Habeşî'ye kadar gidiyor temcid okuma geleneği. Memlüklüler döneminde saray tarafından okutulmaya başlanmış. Kandil gecelerinde muezzin efendi temcid için minareye çıktığında ahali de zamanla minarenin altına toplanıp ilahilere iştirak etmeye başlamış.

Temcidler güftesi ne olursa olsun "Ya Hazret-i Mevlam" diyerek başlar. Üç kez tekrar edilen kelime-i tevhidin ardından peygamberlerin isimleri teker teker zikredilir ve en sonunda Hz. Peygamber zikredilir ve salat u selâm getirilir. Münacat ve naatten sonra fatiha ile sona erer.

İstanbul'da temcid büyük sufilerin ve musikişnasların katkısı ile bir başka hüviyete bürünür. İlahiler çeşitlenir, okunması yaygınlaşır. Neredeyse tüm selatin camilerde ve asitanelerde okunur ve Osmanlıların diğer işlerinde olduğu gibi bir tertibe, ritüele dönüşür.

Temcid İstanbul dışında da söylenir ama İstanbul gibi merasimi olmaz ve tekke şairlerinin ilahileri okunur. Mesela İstanbul'da tüm peygamberlerin isimlerinin sıralandığı Arapça ilahi yerine Taraklı'da Yunus Emre'nin;

Tehî görmen siz beni dost yüzün görüp geldim.

Baki devr-i rüzigâr dost ile sürüp geldim

Beytiyle başlayan şu devriyesinin;

Âdem oldum bilmedim, nefsin boynun vurmadım

Yanıldım buğday yedim, cennetten çıkıp geldim

Beytini müteakip yedi beyit okunurmuş.

Sivasî'nin temcid ilahisi

Muzaffer Özak Efendi bir sohbetinde temcid ilahilerinden birinin Şemseddin Sivasî'nin 'Olmadan' redifli gazeli olduğunu söyler. Aziz Mahmut Hüdaî'nin hürmet ettiği devrinin meşhur alimi ve mutasavvıfı Sivasî'nin tasavvufa yönelmesinin ilginç bir hikayesi var.

Sivasî, İstanbul'da medrese tahsilini tamamlar, müderrislik yapmaya da başlar ancak, bir gün müderrislerin kazaskere, ilim haysiyetine yakışmayacak tarzda yardakçılık yapmalarına rağmen kazasker tarafından aşağılanmalarına şahit olunca çok üzülür. Oradan ayrılır ve doğruca Fâtih Camii'ne gider. İki rek'at tövbe namazı kılar ve müderrisliği bırakıp onu Sivasî yapan yolculuğa çıkar.

Sivasî'den bir anekdot daha nakledeyim.

Sivas'ta uzun yıllar irşad faaliyetini sürdüren Şemseddin Sivâsî ömrünün sonlarına doğru III. Mehmed'in daveti üzerine Eğri seferine katılır. (/). Şemseddin Sivâsî, henüz padişahtan davet almadan düşmanla cihad etmek gerektiğini söyleyip sefer hazırlıklarına başlamış, İstanbul'a gitmek için halkla vedalaştığı sırada padişahın cihada davet mektubu kendisine ulaşmış, İstanbul'da başta padişah, devlet adamları ve ulemâ tarafından karşılanmıştır. Aziz Mahmud Hüdâyî, yaşlı haliyle sefere katılmasının sebebini sorduğunda şimdiye kadar cihâd-ı ekber yaparak Peygamber'in sünnetine uyduğunu, fakat cihâd-ı asgara katılamadığını, bu yolda da onun sünnetine uymak arzusunda olduğunu söylemiştir.

Sivasi'nin temcid ilahisi olarak okunan ilahisinin sözleri ve günümüz diliyle söylenişi şöyle.

Vâsıl olmaz kimse Hakk'a cümleden dûr olmadan

Kenz açılmaz bir gönülde tâ ki pür-nûr olmadan

Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ide Hakk

Pâdişâh konmaz sarâya hâne ma'mûr olmadan

"Mûtû kable en temûtu" sırrını fehm eyleyen

Haşr u neşri gördü bunda nefha-i sûr olmadan

Mest olanların kelâmı kendinden gelmez velî

Pes "ene'l Hakk" nice söyler kişi Mansûr olmadan

Hakk cemâlin Ka'besini kıldı âşıklar tavâf

Yerde Ka'be gökyüzünde Beyt-i Ma'mûr olmadan

Mest olup mestâne geldim tâ ezelden tâ ebed

İçdiler aşkın şarâbın âb-ı engûr olmadan

Bir 'acâib derde düşmüş Şemsî yanıyor müdâm

Hakk'a makbûl olmak ister halka menfûr olmadan

Kimse, her şeyden uzaklaşmadan Hakk'a ulaşamaz. Gönül nurla dolmadıkça da Hakk'ın hazinelerinin kapısı açılmaz.

Hakk'ın gönülde tecelli etmesi için ondan başka her ne var ise onları gönlünden çıkar. Çünkü padişah sarayın içi temizlenmedikçe oraya gelip ikamet etmez.

"Ölmeden evvel ölünüz" sözündeki sırrı anlayanlar bu dünyâda iken henüz sura üflenmediği halde haşrı ve neşri görürler.

Mest olanların sözleri onlara ait değildir. Onların ağzından çıkan Hak sözleridir. Hal böyle ise Mansur gibi fena mertebesine erişmeyen kişiler nasıl olur da "Ene'l-Hak" derler?

Aşıklar, yerde Kabe gökyüzünde Beyt-i Mamur olmadığı zamanlarda Hakk'ın cemal Kabe'sini tavaf ederler.

Aşk şarabını üzüm suyu olmadan içtiğimiz için ezelde mest idik, bu dünyada mestiz, ebedde de mest olacağız.

Halkın gözünde kötü olmadan Hakk katında makbul olmak isteyen Şemsî, öyle bir derde düşmüş ki devamlı yanmakta.

İnşallah temcid gibi güzel adetlerimizin unutulmasına izin vermeyiz. Bir sonraki ramazanı topluca ibadet edebilmek ve eğlenebilmek ümidi ve Halka menfur olmadan Hakk'ın katında makbul olanlardan olmak niyazıyla…





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım

Bölümler

Videolar

Afganlar Türkiye'ye neden geliyor?

Dinlediğim ilk hikâyelere inanmakta tereddüt etmiştim. Zira bunca insan ölüyor olsa bir gazeteci olarak haberdar olurdum. Hatta şöyle demiştim: “Gazeteciler, kamuoyu ilgilenmiyor diye yazmayabilirler ama mutlaka duyarlar.” Yanılmıştım. Ne yolculuğun zorluğundan ne de dağda ölenlerden haberim vardı. Biraz dikkat kesildiğimde her bahar Van sınırında karlar altında bulunan cesetleri fark ettim. Sonra kazaları, araçlarda havasızlıktan ölenleri… Fakat hiçbir haber Müşkül Dağı’nın ölümlerinden bahsetmiyordu. Bu dağ, on binlerce insana mezar olmuştu. Bu kitap, Afganların Türkiye’ye nasıl ve neden geldiklerini, ne düşündüklerini ve yol hikâyelerini anlatıyor. İçinde akademik bir özetin dışında 13 Afgan’ın hikâyesi yer alıyor. Hikâyelerden biri de sınır kapısında bekleyen ve deniz kızı olduğuna inanan Yeldâ’ya dair.

Nuri Çırağı ve Aşıklık Geleneği

Anadolu'da âşıklık geleneği
Halk edebiyatında âşıklık geleneği
Âşıklık geleneğinde usta-çırak ilişkisi,
Âşıklık geleneği ve âşık edebiyatı,
Âşık olmanın bir ölçüsü var mıdır?
Âşıklık geleneğinde "atışma"
Âşık edebiyatı hakkında bilinmesi gereken kavramlar
Âşıklık geleneğinde "muamma"
Âşıklık geleneğinde "güzelleme"
Âşık Nuri Çırağı'dan Vav TV'ye doğaçlama
Âşıklık geleneğinde ağıt

funduszeue.info

Ramazan ilahileri

RAMAZAN HABERLER&#x;

Dileyelim Ramazan ve bayram, ruhunda taşıdığı ve vadettiği ahengi, dirilişi, arınmayı gönlümüze taşısın; bayramı sıradan bir dinleniş gibi değil sevgiliye kavuşmanın şenliği gibi kalbimizde duyalım diyen Nihayet dergisinden Sema Babuşcu, Ramazan'ı karşılayan ve uğurlayan ilahileri kaleme aldı.

Abone OlGoogle News

Haber MerkeziNihayet Dergi

Ramazan bu topraklarda pürneşe merhabalarla karşılanır. Ramazan ufukta görününce kalbimizi saran neşeden, günlere yayılan telaştan anlarız ki bir bekleyişteymişiz meğer, gönlümüzü, ruhumuzu sarıp sarmalayan sisi dağıtacak, esip savuracak bir rüzgârı gözlermişiz. Ramazan gelir, kalbimizin bütün kapılarını açar ve seslenir: “Ey kalp güvenliğine er bütünleş sûrunu onar / narlar sarksın eskimiş taşlarından / ölümün ötesini bir rebab gibi çal” Duyabilirsek bu seslenişi, vadettiği dirilişle ayağa kaldırır bizi. Her dem yeniden doğuşun muştusunu taşır kalbimize; arınıp yeniden yola koyuluruz. Yok kulağınız başka seslenişlerle meşgulse, kalbiniz misafir yorgunuysa, hayfa ki kaçar gider elden. Ramazan'ın mihmandârlığı için agâh olmak gerektir.
Ramazan'ı yalnız pürneşe değil ahenkli, nağmeli merhabalarla da karşılamışız. Ramazan ayı boyunca Ramazan'ı karşılama ve uğurlama ilahileri camilerde, tekkelerde söylenegelmiş. İlk on beş gün okunan eserler merhabalarla başlayan ya da bir selamlama heyecanı taşıyan ilahiler, gazeller, kasideler olmuş:
“Merhaba ey sevgili mah-ı mübarek merhaba
Merhaba ey âlemin feyz ü neşatı merhaba
Sensin ol âlemi nurunla münevver eyleyen
Merhaba ey bâis-i fahr-i mübâhat merhaba”
“Müştak olup özlediğim
Şehr-i Ramazan merhaba
Bakıp yolun gözlediğim
Şehr-i Ramazan merhaba”
“Müjde müminler size
ihsan-ı Rahmandır gelen
Şanına tazim içün bu mah-ı
Gufrandır gelen
Andadır feyz-i hidayet andadır
afv u kerem
Kadrini bil mevsim-i inzal-i
Kur'an'dır gelen”
“Donandı her yer kandiller ile
Doldu camiler müminler ile
Zikr ü tesbihler saf diller ile
Sana eylerler ey şehr-i Ramazan
Hoş safa geldin ey şehr-i Ramazan”
Sanki her merhaba biraz da 'uyan da bak, kim geldi' der gibi kalplerin kubbesinde çınlasın diye söylenir. Ramazan'ı karşılayan bu eserler Ramazan'ın son on beş gününde yaklaşan vedanın hüznüyle yerini elveda ilahilerine bırakır.
“Elveda bizden sana ey şehr-i rahmet elveda
Sen gidesin ille bizi yaktı hasret elveda
Nur ile zeyn oldu âlem, cümle mescitler temam
Zikr u tesbih u teravih gitti bunlar elveda”
“Ey şehr-i nüzûli sûre
Bâis oldun çok sürûre
Gark eyledin bizi nûre
Şehr-i Ramazan elveda”
Elveda ilahileri arasında anmadan geçemediğim bu iki ilahi acemaşiran makamındadır ve bu makamın bir hüznü kalbimize taşımaktaki kudretine de delil gibidir; uğurlamanın, ayrılığın yangınını, duyurduğu hüznü bir feryat gibi değil de içli bir ah gibi, zarif bir iç çekiş gibi hissettirir bize.
Ramazan'ı karşılayan ve uğurlayan eserler dışında, teravih namazlarında, her selamdan sonra söylenen “Ramazan ilahileri”ni de anmak gerekir. Bununla beraber Ramazan'ın hayatın akışına getirdiği farklılık, insana ve gündelik hayata tesiri yalnız ilahilerde, tekke ve camilerde icra edilen müzikte değil türkülerde de karşımıza çıkar.
Ramazan boyunca gökkubbeye salınan bu kadim nağmeler vakit erişip de bayram olunca bu defa bayram neşesini terennüm etmeye başlar. Evvela bayram boyunca mânilerle geceleri şenlendiren davulcular “Bu sabahın yazına / Kalkın Hakk'ın niyazına / Abdest alın ey komşular / Bayram, bayram namazına” mânisiyle karşılar bayramı.
Bayram türkülerde, şarkılarda, ilahilerde hep sevgiliye kavuşmakla birlikte anılmıştır. Hacı Bayram Veli'nin, ilahisi bunun örneklerinden biridir:
“Bayram'ım imdi Bayram'ım imdi
Bayram ederler yâr ile şimdi
Hamd ü senalar hamd ü senalar
Yar ile bayram kıldı bu gönlüm”
Muzaffer Özak'ın, ilahisi de yine Hacı Bayram Veli'nin eserinde olduğu gibi gönlünde ilahî aşkı çerağ edinenlerin bayramın aydınlığını asıl yaşayanlar olduğunu ilan eder; kavuşmanın neşesi, bulmanın esenliği, hakikatin keskinliğini taşır dünyamıza bu nağmeler:
“Şarab-ı aşkını nûş ettir ya
Rabb İçelim îmânla bayram edelim”
Bayram tüm coğrafyada söylenen türkülerde vuslat sevincini, ümidini dillendirir. Çünkü bayram herkesin meydanlarda toplanıp bayramlaştığı, eğlendiği, küslerin barıştığı, uzaktakilerin yakın olduğu bir zaman dilimi. Bu birliktelik her âşık için umut olmuştur. Mesela Neşet Ertaş bir türküsünde o mükemmel telaffuzuyla şunları söyler:
“Gönlümün sensin meramı gel bugün bayram olsun
Sinamda gizli yaramı sar bugün bayram olsun”
Bir Erzincan türküsü ise;
“Bugün bayram günü derler âlem eğlenir
Sen bizim yaylaya gel başın için
Dertliler oturmuş derdin söyleşir
Etme intizarı gül başın için”
diyerek aynı temenniyi terennüm eder. Âdeta, “beni o dertlilerin arasına katma, gel ki benim için de bayram olsun” diye yalvarır gibidir.
“Men seni seveli neçe gün neçe ay neçe ildi
Sen meni aldattın bu sende nece dildi
Gülüm di gel bayramlaşak bugün şanlı bayram günüdü”
diyen Kerkük türküsü bu defa aşığın gönlüne çöken dargınlık kahrının bayram ile nihayete ermesini diler. Bazen de bayram yârinden ümidi kalmayanlar için hiç değilse bir selam almanın ümidini taşır:
“Gurbeti mesken mi tuttun
Gittin de beni unuttun
Belki başka yar da buldun
Bir selam gönder bari
Bayramdan bayrama”
Hepimizin bildiği “Geceler yârim oldu” diye başlayan Urfa türküsüyle işitiriz ki geceyi yâr eyleyen dertli gönüller bayramın neşesine kalbinde yer bulamaz. O zaman bayram da olsa, söz gelir efkârlı bir feryada yaslanır:
“Bayram gelmiş neyime
Kan damlar yüreğime
Yaralarım sızlıyor
Doktor benim neyime”
Dileyelim hem Ramazan, hem bayram ruhunda taşıdığı ve vadettiği ahengi, dirilişi, arınmayı gönlümüze taşısın; bayramı sıradan bir dinleniş gibi değil, sevgiliye kavuşmanın şenliği gibi kalbimizde duyalım.

REKLAM

Türkiye’den Gazze’yemilyon dolarlık yardım

Her gün bir aile iftar veriyor

Fındıklı Şekerpare

sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki amaçlar ile sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.

Unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek: Ramazan ilahileri

Ramazan ayı, İslam dünyasında her sene manevî iklimin hüküm sürdüğü bir dönemdir. Hicri takvimin sırasıyla yedinci, sekizinci ve dokuzuncu ayları olan Receb, Şâban ve Ramazan ayı bütün İslam tarihi boyunca Müslümanlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılanmıştır. Ramazanın gelişini kutlamak için yazılan Ramazan ilahileri bu coşkuya örnek teşkil etmekle beraber halk arasında çokça sevilen eserler arasında olmuştur. Peki, unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek olan Ramazan ilahisi nedir? Musiki ve sosyal hayatımızdaki yeri nedir? Hangi ünlü isimler tarafından bestelenmiştir? İşte bu soruların cevabı ve daha fazlasını sizler için derledik

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:

Türk musikisi
Türk dini musikisi

Dini musiki içerisinde yer alan Ramazan ilahileri

Dini musiki içerisinde yer alan Ramazan ilahileri
Ramazan ilahisi nedir?

Ramazan ilahileri nasıl ortaya çıkmıştır?

Ramazan ilahileri nasıl ortaya çıkmıştır?

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası