kuran a göre insan / Kuran’da İnsanın İyi Özelliklerini Öne Çıkartan Ayetler Nelerdir?

Kuran A Göre Insan

kuran a göre insan

Kur'an-ı Kerim'e göre insanın yaratılışı nasıldır?

Değerli kardeşimiz,

Kur'an-ı Kerim, insanın muhtelif yaratılış devrelerinden bahseder. Bunu ana hatlarıyla ikiye ayırmak mümkündür. Birisi; ilk insan Hz. Âdem (as)'ın, ikincisi de diğer insanların yaratılmasıdır. Bu farklı yaratılışlara bazen ayrı ayrı ayetlerde, bazen de aynı ayette dikkat çekilir. Nitekim Mü'minun suresinde;

"Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülasadan yarattık. Sonra onu (Hz. Âdem'in nesli olan) insanı sarp ve metin bir karargahta (rahimde) bir nutfe (zigot) yaptık. Sonra o nutfeyi alaka (yapışan şey) hâline getirdik, derken o alakayı mudga (bir çiğnem et) yaptık, o bir çiğnem eti kemik(lere) çevirdik (ve) o kemiklere de et (kaslar) giydirdik. Sonra onu başka yaratılışla inşa ettik (can verdik, konuşma verdik)..."(Mü'minun, 23/12-14).

Görüldüğü gibi, insanın ilk yaratılıştan itibaren geçirdiği devreler safha safha nazara verilmektedir. Bunlardan kendi yaratılış devrelerimizi anlamak, ilk yaratılışa da ışık tutacaktır.

Yukarıdaki ayet-i kerimede geçen yaratılışla ilgili hususlara, bir hadis-i şerifte de işaret edilir:

"Her birinizin yaratılışı ana rahminde nutfe olarak 40 gün derlenip toparlanır. Sonra aynen öyle (40 gün daha) alaka (yapışan şey) olur. Sonra yine öyle (bir 40 gün daha) mudga (et parçası) hâlinde kalır. Ondan sonra melek gönderilir. Ona ruh üfler..." (Mehmet Sofuoğlu, Sahih-i Müslim ve Tercemesi, VIII/114).

Bu hadiste, zigot, morula ve blastula safhaları, derlenip toparlanma devresi (nutfe) olarak ifade edilmiştir. Bugün embriyoloji ilminin tespiti de yukarıda bahsedilen gelişim devrelerine paralellik gösterir. Yumurtalık kanalında döllenen yumurta, ana rahmine doğru inmeye başlar. Daha inerken bile bölünmektedir. Ana rahmine gelen yumurta, plasenta (eten=eş) oluşunca mukoza ve kasları içine iyice yapışarak gömülür. Bir başka ifade ile tohum gibi ekilir. Bu safha, ayet ve hadislerde "alaka"(*) (yapışan şey) kelimesiyle ifade edilir.

Buradaki embriyo, çıplak gözle görülmeye başladığı zaman, küçük bir et kütlesi (mudga) hâlindedir. Bulunduğu yerde gelişir ve kademe kademe bir insan şeklini almaya başlar.

Bugün ilim, insanın yaratılışı hakkında Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerin ortaya koyduğu hükümlerin ancak bir kısmını tesbit edebilmiştir. Mesela; his ve duygular, bu maddi gelişimin hangi safhasında vücutta yerini almaktadır? İlim buna henüz bir cevap bulamamıştır. Peygamberimiz (sav) ise, kırk gün sonra ruhun geldiğini bildirmekle, insan vücudunu süsleyen duyguların göreve başladığı zamana işaret etmiştir.

Zigot teşekkülünden itibaren 40 gün kadar cenin sadece büyüme kanununa tabidir. Yani, bu devre içinde hücreler bölünür ve farklılaşır. Aynı büyüme kanunu, bitki ve hayvan embriyolarında da cereyan eder. Bir başka ifade ile cenin, 40 gün sonra insan mertebesine yükselir. Nitekim bu duruma ayette; "... sonra onu bambaşka bir yaratık (insan) yaptık..." (Mü'minun, 23/14) beyanı ile dikkat çekilir.

Hz. Âdem (as)'in topraktan yaratıldığını bildiren pek çok ayet vardır.

"Allah sizi (Hz. Âdem'i) bir topraktan, sonra bir meniden (Hz. Âdem'in neslini) yarattı." (Fatır, 35/11).

Şu ayet-i kerimelerde de insanın topraktan yaratıldığı belirtilir: 3/59; 18/37; 22/5; 35/11; 40/67; 30/20.

İlk insanın yaratılışında da günümüzdeki yaratılış gibi çeşitli devreler yer alır.

"O'dur ki her şeyin yaratılışını güzel yaptı ve insanı yaratmaya çamurdan başladı." (Secde, 32/7).

Şu ayette de bu çamurun mahiyetinden bahsedilir:

"Andolsun biz insanı kuru bir çamurdan, değişmiş cıvık balçıktan yarattık..." (Hicr, 15/26).

Bu ayet-i kerimelerden, yaratılışın; toprakla başladığını, daha sonra bunun çamur hâlini aldığını anlamak mümkün. Bu çamur da süzülerek çamur özü hasıl olmuştur.

"Andolsun ki biz insanı çamurdan süzülmüş bir hülasadan (özden) yarattık."(Mü'minun, 23/12).

Daha sonra balçık halini alan bu çamur özünün zamanla değiştiği ifade edilir.

"(İblis: 'Ben bir salsaldan (kurumuş çamurdan) değişken bir balçıktan (Hamein mesnun) yarattığın insana secde edemem.' dedi."(Hicr, 15/33).

Bazı müfessirler "insanı bir nutfeden yarattık" hükmünün, Hz. Âdem (as) için de geçerli olabileceğini ileri sürerler. Onlara göre bu balçıktan nutfe hasıl edilmiştir. (Elmalılı, V/3058).

Bu safhaya kadar olan gelişmeler, günümüzdeki ceninin ilk dört aylık (40 günlük) durumuna benzerlik gösterir. Midedeki besinlerden spermanın süzülerek çıkarıldığı gibi, çamur da süzülerek çamur özü (sülale) hasıl edilmiştir. Bir müddet bu hâlde kalan çamur özü, balçık şeklini (Hamein mesnun) almış ve daha sonra katı hâle (salsal) sokulmuştur. Bu devreden sonra kuruyan bu balçığa insan şekli verildiğini anlıyoruz.

"... sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere: 'Âdem'e secde edin.' dedik..."(A'raf, 7/11).

Nuh suresinde ise, gerek ilk insan ve gerekse insan neslinin merhale merhale yaratılışına da işaret edilir:

"Halbuki O, sizi çeşitli merhaleler hâlinde yarattı."(Nuh, 71/14).

İlk insanın bu safhaya kadar bitki ve hayvanlarda görülen büyüme, gelişme ve farklılaşma kanunlarına tabi olduğu söylenebilir. Artık bundan sonra ceninde olduğu gibi, yeni bir yaratılış safhası başlayacaktır. Yani, ruh bedene gelecektir. Çünkü, insanın terkip ve tesviyesi tamamlanmıştır...

"...sonra onu bambaşka bir yaratık (insan) yaptık..."(Mü'minun, 23/14).

"Onun (şeklini) düzeltip ona ruhumdan üflediğim zaman, kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın" (Sa'd, 38/72).

Şu ayet-i kerimede de yaratılışın bütün safhalarına işaret edilir:

"Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilmek hususunda herhangi bir şüphe içinde iseniz, şu muhakkaktır ki biz sizi (aslınızı) topraktan, sonra (onun neslini) insan suyundan (spermadan) sonra alaka (yapışan şey)'dan daha sonra da hilkati belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık (ve bunları) size (kudretimizin kemalini) apaçık gösterelim diye (yaptık) sizi dileyeceğimiz muayyen bir vakte kadar rahimlerde tutuyoruz, sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz."(Hacc, 22/5).

Bu ayet-i kerimenin son bölümündeki hükümler, yani yaratılışta tabi olduğumuz kanunlar, günümüzde aynen cereyan ediyor. Bu bize, ayetin başında zikredilen topraktan yaratılmanın da vuku bulduğunu ifade etmez mi? Bütün bunlarla Cenab-ı Hak, dilediğini dilediği şekilde yaratacağını göstermiştir.

İnsan vücudundaki elementlerin büyük bir kısmı toprakta mevcuttur. Özellikle balçık ve yapışkan çamurda karbon (C—4) ve (N—3) molekülleri eksi değerlidir. Bunlar, topraktaki oksijen, fosfor ve hidrojenle kolaylıkla birleşerek insan vücudunun teşkilinde önemli görev almış olabilir. Ama bütün bunlar, bir kudret olmadan nasıl şekilden şekle girecektir?

Günümüz insanı her şeyi, kendi akıl ölçüleriyle değerlendirmeye çalışır. Eline bir avuç çamur alır, bundan insanın nasıl yaratılabileceğini düşünür. Bir çamura, bir de kendisine bakar. Arada hiç benzerlik yok. Ona göre bundan, ya tuğla veya çömlek yapılabilir. Çünkü kendi gücü buna yetmektedir.

Aslında tek hücreden insan yaratılması, çamurdan insan yaratılmasından daha kolay değildir. Gözle görülemeyecek kadar küçük bir hücreden, dokuz ayda şuur ve akıl sahibi bir insan süzülüyor. Zigotun bebek haline gelinceye kadar geçirdiği değişiklikleri adım adım takip etmek mümkün. Ama, hadisenin izahını nasıl yapacağız? Hangi kudret kalbi tanzim ediyor; baştan gözü, ağızdan dişi çıkarıyor? Hem de Hz. Âdem (as)'den beri bütün insanlarda aynı kanunlar hükmünü icra ediyor. Şunu itiraf etmek durumundayız ki, insanın yaratılışı gerçekten bir mucize. İster ilk insan, isterse günümüz insanı olsun, bu hüküm hepsi için geçerli.

Meselenin anlaşılmasındaki güçlük, sanırım yanlış kıyastan ileri geliyor. Biz, kâinattaki hadiselerin cereyan tarzını devamlı kendi güç, kuvvet ve ilmimizle mukayese ediyoruz. Tabii ki, sonuçta işin içinden çıkamıyoruz. Halbuki bu hadiselere Cenab-ı Hakk'ın kuvvet, kudret ve ilmi noktasından bakmak gerek. O zaman, her şeyin gerek vücuda gelmesi, gerekse ortadan kalkması o kadar kolay olur ki, şüpheye mahal kalmaz.

İlk insanın yaratılışını açıklamak hususunda evrimciler çıkmaz yoldadırlar. Bunu kendileri de itiraf ediyorlar. O halde, "Yapan bilir, bilen konuşur." kaidesince, yapanın beyanına kulak vermek gerekiyor. O, insanı topraktan yarattığını bildiriyor.

"Muhakkak sizi topraktan yarattık..."(Hacc, 22/5).

Hem de en güzel şekilde:

"Biz insanı en güzel biçimde yarattık."(Tin, 95/4).

On defa evrimcileri dinleyenlerin, hiç olmazsa bir defa da Yaratan'ın fermanlarına nazar etmesi gerekmez mi?

(*) "Alaka" kelimesinin manalarından birisi "kan pıhtısı" diğeri de "yapışan" veya "asılıp tutunan şey"dir. "Yapışan şey" ceninin bu safhasına daha uygun düşmektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Kuran’da İnsanın İyi Özelliklerini Öne Çıkartan Ayetler Nelerdir?

Kur’an’da insanın özelliklerine yer verilmektedir. “İyi insan” ve “kötü insan” özelliklerine bazı ayetlerde rastlayabiliyoruz. Burada aslında şunu söylemek gerekir; “Kur’an’a göre iyi insan iman eden insanlardır, kötü insanlar ise iman etmeyen insanlardır.”

kuranı kerim

İslam dinine göre “iyi insan” olabilmenin ilkeleri temel olarak 3 bölümde incelenir. Bunlar;

Bu üç vasfa sahip olan insanlar hakkında Kur’an da “iyi insan” veya “örnek insan” olarak bahsetmektedir. Allah (c.c) insanı en mükemmel şekilde yaratmıştır. Nitekim Tîn Suresi 4. Ayette bunu net olarak söylemektedir. “Biz insanları en güzel şekilde yarattık.” En iyi şekilde yaratılan insandan elbette birtakım şeyler istenecektir. Allah, yaratılışında hiçbir noksan bırakmadığı insanlardan “iyi olmalarını” yani “örnek insan” olmalarını ister ve Kuran’da insanın iyi özelliklerini öne çıkartan ayetler vardır. Şimdi bunları yazacağız.

“(Onlar) gayba iman ederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiklerimizden hayra harcarlar, Sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler ve âhirete de onlar kesin olarak inanırlar.” (Bakara 3-4)

“Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler” (Mü’minun-8)

“Yine o iyi kullar, harcama yaptıkları zaman ne saçıp savururlar ne de cimrilik ederler; harcamaları bu ikisi arasında mâkul bir dengeye göre olur.” (Furkan – 67)

“Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah´ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah´tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler.” (Âli İmran -136)

kuranı kerim

Kur’an’ı Kerim’de Müminlerin yani iman edenlerin özellikleri farklı ayetlerde verilirken, Mü’minun Suresi’nin ilk 5 ayeti iman edenleri ele almaktadır yani Kur’an’da insanın özelliklerini öne çıkan ayetlerdir. Bu ayet-i kerimelerde Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır;

Müminler kesinlikle kurtuluşa ermiştir; (1)

Ki onlar, namazlarında derin bir saygı hali yaşarlar; (2)

Anlamsız, yararsız şeylerden uzak dururlar; (3)

Zekâtı verirler; (4)

İffetlerini korurlar; (5)

Namaz kılarlar: Yukarıdaki ayetlere baktığımızda aslında model insan veya iyi insanın tüm özelliklerini bir arada görebiliyoruz. “namazlarında derin bir saygı hali yaşarlar.” Yani namazlarını dosdoğru kılarlar. Birileri görsün diye veya söylesin diye değil, sadece Allah rızası için namaz kılarlar ve öyle bir namaz kılarlar ki; namaz kılarken derin bir saygı hali yaşarlar. Yani namazda iken kendilerinin Allah’ın (c.c) huzurunda olduklarının farkında olurlar ve böyle bir yüce zatın karşısında dünyevi olarak hiçbir şey düşünmeler.

Yararsız işlerden uzak dururlar: İyi insan olabilmenin en büyük ölçüsü anlamsız ve yararsız işlerden uzak durmaktır. Nitekim Mü’minun Suresi 3 ayette de bunu söylemektedir. Ne kendine, ne topluma ne de başka bir canlıya fayda sağlamayan işlerden uzak durulması bu ayet-i kerimede iyi insan olabilmenin yani Mü’min olmanın özelliği olarak belirtilmiştir.

Zekât verirler: Zekât, Allah’ın (c.c) insana vermiş olduğu malın bir bölümünü muhtaçlara yılda bir kere dağıtılmasına denir ve Allah katında çok önemli bir ameldir. İslam’ın temel 5 şartlarından biri olan “Zekât vermek” hem Müslüman bireyin üzerine farzdır hem de Allah’ın Kuran’da iyi insan özelliklerini öne çıkartan ayetler arasında yer almaktadır.

İffetlerini korurlar: Müslüman insan yani iyi insan veya Kur’an’ın tabiri ile “iman eden insan” iffet sahibi insandır. “İffet” kelime anlamı olarak “cinsel konularda ahlak kurallarına uymak” anlamına gelmektedir. Mü’min’un Suresi’nin 6. Ayetinde iman edenin iffet konusunda nasıl davrandığı açıkça zikredilmiştir.

kuranı kerim

Kuran’da insanın iyi özelliklerini öne çıkartan ayetlerden diğerleri de şunlardır;

“Onlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve hoşgörü ile geçip gidenlerdir.” (Furkan -72)

“Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.” (Tevbe – 71)

Kısaca ayetlere değinecek olursa iyi insanın özellikleri Kuran’da şu şekilde özetlenmiştir;

  1. Allah’a iman ederler.
  2. Meleklere iman ederler,
  3. Ahiret gününe yani öldükten sonra hesap vereceklerine iman ederler,
  4. Sahip oldukları malları Allah (c.c) yolunda harcarlar,
  5. Doğru sözlüdürler, verdikleri sözü tutarlar ve emanete hıyanet etmezler,
  6. Namazlarını dosdoğru kılarlar,
  7. Zekatlarını verirler,
  8. Haya ve iffet sahibidirler,
  9. Yalancı şahitlik etmezler, hoşgörülüdürler, faydasız işlerden yüz çevirirler,
  10. İyiliği emrederler, kötülükten alıkoyarlar,
  11. Gıybet, dedikodu, iftira atmak, haksız yere adam öldürmek gibi kötü işlerden uzak dururlar.
  12. Peygamberlere iman ederler.

Yüce Allah Kur’an’ı Kerim’de Mü’minlerin özelliklerini farklı bazı ayetlerde de vurgulamaktadır. Müslüman olan insan yani “iyi insan” Kuran’ın emirlerini yerine getiren ve mümin özelliklerini üzerinde barındırmaya çalışan insandır. Yukarıda maddeler halinde saydıklarımızın hiçbiri insana ağır gelecek kurallar değildir. Fakat insanın nefis sahibi olması, kolay işleri bile zor göstermeye çalışır. Ama harekete geçildiğinde iyi bir insan olmanın hiç de zor olmadığı görülecektir


Önerilen İçerik:Kuran-ı Kerim'in Temel Özellikleri

NeOldu.com / DİN

Kur’an’a göre nasıl bir insan olmalıyız?

Bu yazıyı yazmamın sebebi şu dikkat çekici bilgidir. Şöyle ki İslam dinine göre günlük hayatımızda uyulması gereken kriterleri(dürüstlük, çalışkanlık, doğruluk, temizlik, yalan söylememe, adil davranma v.s.) ölçü alarak yapılan bir araştırmada, müslüman ülkelerin hiçbiri ilk 25’ e girememiştir. Yapılan bu çalışmaya göre İrlanda, Finlandiya, İsveç gibi ülkeler ilk sıralarda yer alırken halkı Müslüman olan ülkeler arka sıralarda kalmıştır. Halbuki dini hassasiyetini ailesinden, ilk- ortaokul eğitim yıllarının yarı yıl tatillerinde mahalle camii imamından almış biri olarak çalışkanlık, temizlik, dürüstlük, yardım sever olmak gibi iyi-güzel davranışlar kazanmış biri olduğuma inanıyor ve çevremdeki bir çok insanda da benzeri durumun olduğunu biliyorum. Bu duruma göre bir eksikliğimizin olduğunu düşünmemiz gerekmektedir. Ayrıca son zamanlardaki haberlerde daha çok gördüğümüz göç konusu da bizim için dikkat çekicidir. Afrika’ da ki bir kısım insanların İtalya üzerinden; Orta Doğu ve Asya ülkelerinden gelen insanların ise büyük tehlikeler içinde, küçük çocuklu ailelerin bile dramatik bir şekilde ülkemiz üzerinden batı ülkelerine göç edip kendi ülkelerinden kaçmalarıdır. Bunların çoğunlukla İslam ülkelerinin insanları olması düşündürücü durumdur.

Peygamberimiz Hz. Muhammed ‘’ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim’’ demiş ve bizlere kutsal kitabımız KURAN’ı rehber bırakmıştır. Yukarıda yazdığım çarpıcı çelişkiler sebebiyle kutsal kitabımızın bizlerden nasıl bir insan olmamızı istediğini anlamak için, daha önceden birçok farklı Kur’an mealini okumuş olmama rağmen tekrar okuyup bir değerlendirme yapmak istedim. Bu maksatla Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından Kur’an Yolu mealini, yeniden gitme imkanı bulduğum, dinimizin çıkış şehirleri olan Medine ve Mekke’de okuma imkanını buldum. Tam sayfa düzeni, Türkçesinin anlaşılabilirliği, rahat okuma sağlayan harf büyüklüğü, ihtiyaç duyulan yerlerdeki açıklayıcı bilgileri ile dinimizin emir ve yasaklarını bizzat kolayca öğrenebileceğimiz tavsiyeye uygun bir mealdir diyebilirim. Bu kitabın daha çok insanımız tarafından okunmasının dinimize uygun davranışlar ile yaşayan insanlarımızın sayısını artıracağını düşünüyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımız hac ve umreye gidecek insanlarımıza bu kitabı hediye ederek buna katkı verebilir.

Bu okumam ve daha önceki bilgilerim ışığında Kur’an bize nasıl bir insan olmamızı istiyor sorusuna şöyle bir cevap ile özetlemek isterim:

-En önemli uyarı Allah’ın varlığına, tekliğine, her şeyin yaratıcısı olduğuna inanmak ve bu inancın doğrultusunda O’na şirk koşmamaktır. Şirk konusu çok önemsenmekte ve Allah inancının yerine geçecek her türlü aşırı bağlılıktan sakınmamız istenmektedir.Paraya,mala,mülke,makama veya her hangi bir şeye sevgi ve bağlılığımızdaki aşırılıkların şirke kadar gidebileceği uyarısı yapılmaktadır.

-Diğer husus ibadetlerimizdir..İbadetlerin her biri imanımızı pekiştirmek ve imanın hikmetini(Allah’ın varlığı ve birliği)unutturmamak için bizlere emredilmiştir.5 vakit namaz,oruç,hac,zekat ibadetlerinin hepsinde de kulluk görevini unutmamamızı sağlamak amaçlanmıştır.Bedenimizle,zamanımızla,malımızla bu kulluğun gereğini yerine getirmemiz istenmektedir.Çok önemli ve unutulmaması gereken husus ise her ibadet görevi ile birlikte SALİH AMEL den bahsedilmesidir. Buradan da şunu anlıyoruz ki yaptığımız her ibadet bizi daha İYİ, daha çok faydalı,KENDİSİNDEN EMİN OLUNAN insan olmamız yönünde geliştirmelidir.İbadetlerimiz; bizleri eşimize,çoluk-çocuğumuza,yaşadığımız topluma önce faydalı ,eğer olamıyorsak zararlı olmamamızı sağlamalıdır.Salih amel şeklinde bahsedilen bu yöndeki uyarılar Kur’an’ın birçok ayetinde bulunmaktadır. Sebe suresinin 10 ve 11 ayetinde Hz.Davut’ a hitaben verilen uyarıyı iyi anlamalıyız. Şöyle ki demir cevherine hükmetme becerisi verildiğinden bahisle ” geniş zırhlar imal et,örgüsünü ölçülü yap; siz de ey müminler dünya ve ahirete faydalı işler yapın; şüphesiz ben yaptıklarınızı görmekteyim’’ denilerek bu konuda biz insanlara bizzat sorumluluk verilmekte ve bu yönümüzle takip edildiğimiz hatırlatılmaktadır.Dolayısı ile inanan bir insan için yaptıkları ibadetleri yanında günlük hayatındaki her işi iyi ve güzel yapması ibadet gibidir şeklinde anlamalıyız.Eğer insanlar kendini, ibadetlerini ve salih amellerini bu çerçevede değerlendirilebilme özelliğini geliştirilebildiği oranda çok daha güven,huzur ve zenginliğin adaletli paylaşıldığı toplumda yaşayacaklardır.İşte o zaman İslam ülkeleri bu konulardaki yapılan çalışmalarda ilk sıralarda olacak, insanlar İslam coğrafyasındaki ülkelerden kaçmak yerine bu bölgelere huzur bulmak için gelmek isteyeceklerdir..

Konuyu Asr suresi ile kapatmak isterim. Üç ayet olan bu surede Allah bize şöyle buyurmaktadır:’’Asıra(mutlak zamana)yemin ederim ki, insan gerçekten ziyandadır. Ancak iman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar, birbirine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler başka’’.

.Dinimizin hikmetlerini doğru anlayıp uygun yaşayanlardan olmak dua ve dileklerimle.

Özet

İnsan, tek boyutlu bir varlık değil, akıl, ruh ve bedenden oluşan, büyük sorumluluk taşıyan, çeşitli istek, arzu ve eğilimleri olan çok yönlü bir varlıktır. Böylece Kur’an-ı Kerim, kişiliğini kazanması, şahsiyetini geliştirmesi, dünya ve ahiret saadetini elde edebilmesi için insanın en iyi bir şekilde tanınmasını ve eğitilmesini öngörür. Kur’an’la psikoloji ve sosyoloji, konuları yönünden benzerlik arz etmelerine rağmen insanı ve toplumu ele alışları ve bunlara bakış açıları yönüyle farklılıklar arz etmektedirler. Zira psikolojik ve sosyolojik olgular, sistematik bir biçimde Kur’an’da yerÂά almazlar. Kur’an, insanı bir bütün olarak ele almakta ve ona bir bütün olarak hitap etmektedir. İnsanı bilimlerin yaptığı gibi değişik yönleriyle sistematik olarak ele almamaktadır. İlÂ΢hÂή bir kitap olan Kur’an, ideal bir insan ve toplum tipi önerir. Böylelikle, insanı en iyi tanıyan ve tanıtan Allah, Kur’an’da insandan geniş bir şekilde bahsederek ona yol gösterir, onu rÂλhen eğitir ve ondan yeryüzünde ahlaka dayalı bir sosyal düzen oluşturmasını ister. Biz bu tezimizde son derece önemli olan insan konusuna, insanın psikolojik ve sosyal yönüne Kur’an’ın bakışını ele aldık. Tezimiz giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde araştırmanın önemi, amacı, metodu ve kaynakları açıklanmıştır. Birinci bölümde Kur’an’ın insana bakışını anlamaya katkısı olacağından dolayı, genel olarak insan kavramı üzerinde durularak Kur’an’da insan kelimesiyle alakalı kelimeler, insanın yaratılışı ve özellikleri ele alınmıştır. İkinci bölümde Kur’an’da insanın psikolojik yönü ele alınarak bu bağlamda insanın tabiatı, karakter özellikleri, olumlu ve olumsuz nitelikleri, Kur’an’ın insanı psikolojik olarak olgunlaştıran prensipleri üzerinde önemle durulmuştur. Üçüncü bölümde ise Kur’an’da insanın sosyolojik yönü ele alınarak toplumsal düzen, aile hayatı, cemiyet içindeki guruplar, başka toplumlarla ilişkiler ve Kur’an’ın öngördüğü toplumun özellikleri Kur’an’ın bütünlüğü içerisinde incelenmiştir.

Bağlantı
http://hdl.handle.net/20.500.12575/28340

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası