bir çöküşün öyküsü özet kısa / Bir Çöküşün Öyküsü Hakkında Konu Özet İnceleme Stefan Zweig | YORUMLAR | ESA

Bir Çöküşün Öyküsü Özet Kısa

bir çöküşün öyküsü özet kısa

MERHABALAR KİTAPLARIM OLMADAN ASLA TAKİPÇİLERİ;

Yakın Dönem Alman Edebiyatı deyince aklıma gelen iki isimden ilki Franz Kafka, ikincisi Stefan Zweig olur herhalde. Stefan Zweıg'ın kitaplarını seri haline getirmeye çalışıyorum son dönem kitap alışverişlerimde. 

Blogum da okuyucularım da bu durumdan nasibini alıyor haliyle Sizlerle Sweig'ın Novellalarından BİR ÇÖKÜŞÜN ÖYKÜSÜ'nü paylaşmayı istiyorum sizlerle 


'in son paylaşımında bu da benim ağacım olsun

&#;O da kadınların çoğu gibi tümüyle başkalarının ruh halinden beslenirdi. Arzulandığı zaman güzeldi, zeki insanların arasında nüktedandı, gururu okşandığında kibirliydi, sevildiği zaman âşıktı.&#; (Sayfa 33)

Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya&#;ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu. Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikânesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris&#;teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.

&#;Mektubun üzerindeki kraliyet mührünü ve getirdiği sıkıntılı haberin birinde olan subayın biraz şaşkın halini görmesine karşın ne merakını ne de kaygısını açığa vurdu.&#; (Sayfa 1)

&#;Saraya gündüz dönebilmek için yola gece çıkmak istiyordu&#; (Sayfa 4)

Kraliçe nedimesiMadame de Prie; gözden düşünce; Normandiya&#;daki şatoya sürülür. Madame de Prie başta durumu soğukkanlılıkla karşılar ve geçici bir durum olarak algılar.

Balolar, eğlenceler, aristokratlar arasında yaşadığı, sözünün geçtiği Paris&#;i bırakıp, şatosuna çekilir. Ancak sıkıcı, gösterişten uzak köy yaşantısı, yalnızlık kadını bir canavar gibi sarıp sarmalar. 

&#;Issızlık bütün odalarda hain bir hayvan gibi oturmaktaydı, kimsenin buralara girmediği yıllar içinde semirmişti ve kadın hayvanın üzerine atılmasından korktu.&#; (Sayfa 9)

Sırf yalnızlıktan kurtulmak adına köyün rahibiyle arkadaşlık kurar. Köyün rahibinin Paris&#;te eğitim görmek isteyen yeğeni ile gönül ilişkisi kurar. Madam&#;ın yeni aşığının amacı Paris&#;te eğitim görmek için Madamın kendisine hatırlı kişilerle aracılık yapmasıdır.

&#;Ama burada günler nasıl da uzundu. Saatler, sanki insanlar gibi temkinli adımlarla ilerliyordu ve madam onları hızlandıracak hiçbir yol bilmiyordu. Ne yapacağını bulamıyordu; içinde her şey susmuş, yüreğinin anlamlı müziği, anahtarı kaybolmuş müzikli saat gibi ölmüştü.&#; (Sayfa 9) 

Gün geçtikçe Madame de Prie, yalnızlığın da etkisiyle mantıklı düşünme gücünü kaybeder. Bu günlerde Paris&#;e artık geri dönemeyeceğini de anlamış bulunmaktadır. Kendi yerine Kraliçe Nedimesi olarak Madame de Calaincourt getirilmiştir.

&#;Öldü sanılıp gömülmüş, ancak toprağın altinda tabutunun içinde uyanıp bağırıp çağıran, kıyameti koparan ve duvarları yumruklayan biri gibi hissediyordu kendini kadın. Ancak onu yukarıda duyan yoktu, insanlar toprağın üzerinde hafif adımlarla yürüyor, onun sesiyle yalnızlığın içinde boğulup gidiyordu.&#; (Sayfa 21)

Çevresindekilerin onun yoksunluklarından beslenmemesi için; varını yoğunu Paris&#;teki şaşalı yaşamını canlandırmak için partiler yapmaya harcar. Bu partiler Madamın aldığı kararın ilk basamağıdır.

&#;Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti, çünkü hiç yalnız kalmamıştı.&#; (Sayfa 13)

&#;Uçuruma dans ederek düşmek istiyordu&#; (Sayfa 31)

&#;Kıskançlığın, kinin, yalanın olmadığı bir yaşam yaşamaya değmezdi.&#; (Sayfa 34)

&#;Evde bir ölü var, farkında değil misiniz?&#; (Sayfa 36)

&#;Çünkü ölüm sözcüğü bir sarhoşun yüreğine bile çekiç gibi inerdi.&#; (Sayfa 36)

&#;&#;insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi; talihin ilerlemekte olan arabasından düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi. (Sayfa 48)

Öncelikle her zamanki gibi içeriğe geçmeden kitabın fiziki  yapısı ile başlamak istiyorum. Bir Çöküşün Öyküsü, tek öyküden oluşan, 48 sayfalık bir kitap. Kapağı içerikle son derece uyumlu ve güzel hazırlanmış. Görselde kadının çöküşünü ve gözlerindeki tarifsiz kederi görmek mümkün.

Yazarın her kitabını okuduğumda her öyküsünü bitirdiğimde aynı duyguya kapılıyorum. Zweıg bence; karakterlerin ruh tahlillerinde, karakterin duygu durumunu yansıtmada öyle başarılı ki; karakterlerle kolay empati kurmamızı, karakteri sevmesek de anlamamızı sağlıyor.

Yazarın kutlanması gereken diğer konuda bence diğer pek çok kitabındaki gibi kadın ruhunu çok iyi anlatması. Bence kadın ruhunu en iyi çözen erkek yazar diyebilirim. Sanıyorum yazarın bu konuda bir seçimi de söz konusu. Çünkü kahramanları ağırlıklı olarak kadınlar. Henüz İş Bankası Kültür Yayınları tarafından çevrilmedi ama, geçtiğimiz yıllarda okuduğum yazarın romanı &#;ACIMAK&#; da muazzamdı. Koridor Yayınları ya da İş Bankası keşke yeniden çevirisini yapsa. Bendeki kitapta dizgi hataları var ve yazı karakteri çok küçük.

Kitaptaki küçük ayrıntılardan biri de yy&#;da Fransa&#;daki Osmanlı etkisinin kitapta yer bulması oldu. İçinde Türk kelimesi geçince ister istemez dikkatimi çekti.

&#;&#;Türk tatlılarını ve içeceklerini macera dolu görkemden gözleri kamaşmış konuklara sunuyorlardı.&#; (Sayfa 38)

Kitapta Madame de Prie&#;nin sergilediği tiyatro sahnesi bence kitabın en güzel sahnelerinden. Bu bölüm Madame de Prie&#;yi sonuna götüren basamakları yansıtma bakımından güzel kurgulanmış bence.

Yazarın pek çok öyküsünde hâkim olan ve kendi gönüllü ölümüne de gönderme olan intihar etme arzusu, intiharı bir kurtuluş görme durumu bu kitaba da damgasını vurmuş. Pek çok eserinde olduğu gibi, bu eseri de doğrudan ya da dolaylı intihara sahne olmuş.

Yeni kitaplarla görüşmek dileğiyle&#;.

Not: YAZARIN GÖRSELLİ ALINTIDIR.

Bir Çöküşün Öyküsü

Bir Çöküşün Öyküsü Kısa Özet

Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya’ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu.

Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikânesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris’teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.

Bir Çöküşün Öyküsü

Bir Çöküşün Öyküsü - Stefan Zweig

Kitap Türü:Yabancı RomanlarOrjinal Adı:Geschicte Eines UntergangsÇeviren:Regaip Minareci

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Bir Çöküşün Öyküsü Özet

Stefan Zweig’in yalnızlık psikolojisi ve etkilerinin doğurduğu bir olay sonucu gelişen intihar ve öncesinde yaşadığı durumlardan dolayı depresif haller içinde olan karakterlerden birini Bir Çöküşün Öyküsü kitabında işlemiştir. Bir Çöküşün Öyküsü, son derece akıcı ve bir okuyuşta bitirilebilecek bir eser. Kitabı okurken çoğu zaman kendinizi öyküdeki karakterin yerine koyup, sanki kendi sonunuzu okuyormuşsunuz gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Kalabalıklar arasında yalnız kalmanın tasavvurunu çok derinden hissedecek ve anlayacaksınız.

Madam Prie, bir zamanlar Paris prensesi olarak yaşamını geçirmiş, şatolarda eğlencelerin ve güzelliğin emsali olmuş bir bayandır. En iyi yerlerde gezer, en iyi alışverişleri yapar, en iyi giyinir ve şüphesiz en iyi baloları Paris gecelerinde veren kişide kendisidir. Hayatı boyunca birçok kez insanları küçümsemiş, kimseden emir almamış, kendini hayatta tutan şeyin insanlara hükmetmek ve önünde eğilişlerini görmek olduğunu öne süren Prenses Prie, bu bol huzurlu ve şatafatlı saltanatının biteceğini tahmin etmemektedir.

Her şey rüya gibi devam ederken bir köye gönderilmesi onun için ilk zamanlar bir ödül gibi görünse de, sonraları bir ceza olacak ve hayatının en kötü dönemine adım atacaktır. Öykü, Prenses Prie’nin Normandiya’ya sürgün edilmesi ile başlar. Uzun bir yolculuktan sonra kendini burada mutlu hissetmeye başlar. İlk iki gün tarlalarda bir çocuk gibi koşar. Bedenine ağır gelen kilolarca kıyafetlerden kurtularak hafifler. Buranın havası, toprağı, yemeği her şey lezzetli gelir ona. Ama bir hafta sonra Paris gecelerini, danslarını, eğlencelerini, erkeklerin ona hayranlıkla olan bakışlarını özlemeye başlar. Buradan çok sıkılır ve mektup yazıp Paris’ e yollar. Kraldan gelen mektup karşısında yıkılır. Kral devletin parasını çok fazla harcayıp, zaruri şeylere yatırım yaptığı için onu sürgün etmiştir. Akıbeti hakkında detaylı bilgiyi ve saraya ne zaman döneceğini iki yıl içinde düşünüp karar vereceğini söyler. Prie, için bu bir sürgün değil, ölümdür.

Bu sürede iktidarı yerle bir olacak. Leş kargaları koltuğuna oturup onun gidişini kutlayacaktır. Bunalımlı zamanlarına adım atan Prie, dua etmesi için köydeki papazı yanına çağırtır. Papazın yanında utangaç bir yeğeni vardır ve onu da papaz olarak yetiştirmek istiyordur. Prie bu utangaç çocuğu görür görmez içindeki vahşi emretme ve otorite kurma duygusu yeniden güçlenir. Ona hükmetmek ve kendisine itaat etmesini ister. Bu belki de şu sıralar onu kendine getirecek tek şeydir. Papaza çocuğun bütün eğitim masraflarını kendisinin karşılayacağını ve Paris’ e yazı yazıp orada tahsilini tamamlaması için yardım edeceğini söyler. Papaz ve yeğeni çok minnettar kalır. Bu süreden sonra bu utangaç köylü çocuk Prie’ nin adeta bir köpeği olur. Böyle bir süre köylü çocuk onun her dediğine uysa da zamanla ona itaat etmez ve söylediği şeylere karşı çıkar. Birgün yine Prie onun kendisine itaat etmesini buyurur ve buna itiraz eden köylü çocukla kavga etmeye başlar. Papazın yeğeni Prensesi yumruklar, döver ve oradan ayrılır. Prie kendini hiçbir zaman böyle çaresiz hissetmemiştir. Burada yavaş yavaş çürüyordur. Eski iktidarını hiçbir zaman kazanamayacağını anlar. Bir köylü çocuğuna bile sözü geçmiyordur. Bu hayata böyle devam edemeyeceğini ve kralın onu affetmeyeceğini anlar. Günlerce odasından çıkmaz ve düşünür. İntihar edecektir. Bu hayat ona ölümden daha kötü gelmeye başlar. Ancak bir prensesin ölümü aslında intiharı bu kadar kolay olamaz diye düşünür. Paris’ e haber yollar ve köydeki şatoda büyük görkemli bir balo düzenleyeceğini söyler. Herkesi davet eder ve büyük bir tiyatro gösterisi hazırlar. Başrolde kendisi oynar ve oyunun sonunda bu karakter kendini bıçakla öldürür. Uzun bir uğraştan sonra balo hazırlanır ve ülkenin her yerinden asiller gelmeye başlar. Üç gün boyunca mükemmel bir balo düzenlenir. Prie’ nin amacı bu baloda insanlara öleceği tarihi söyleyecek, insanlar onun bir kehanette bulunduğunu düşünecek ve onun ölümü yıllarca tüm Paris’ te yankılanacak ve ismi istediği itibara kavuşacak. Baloda sürekli ölümünden bahseder ve 7 Ekim ‘ de öleceğini söyler. İnsanlar pek aldırış etmez ve bir şaka olduğunu düşünür. Tiyatro oyunu bitince insanlar onu çok güzel bir intihar sahnesi oynadığı için tebrik eder. Günler sonra ölecek olan Prie bunlara umursamaz bir gülümseyişle karşılık verir.

7 Ekim’ i beklemek, öleceği günü beklemek ona çok zor gelir. Son gecesinde papazın yeğenini şatoya çağırtır. Onunla son gece birlikte olur. 7 Ekim sabahı ondan bir gün daha yanında kalmasını ister. Bunun karşılığında bütün servetini ona verip belki de ölümden vazgeçecektir. Gözünü para hırsı bürüyen köylü genç bir an önce Paris’ e gitmek ister. Prie bunun karşılığında ona değerli taşlarla ve takılarla dolu bir kutu servet verir ve onu Paris’ te bir manastıra bırakmasını ister. İçine de papaza ona bol bol dua etmesini isteyen bir kart koyar.

Prie en güzel kıyafetlerini giyer, en güzel kokularını sürünür. Zehir dolu kutuyu açıp hepsini yer. Anında etkisini gösteren zehir ona korkunç bir ölüm yaşatır. Can çekişirken tutunduğu perdenin iplik parçaları tırnaklarının arasına dolar. Ağzı ve çenesi yamulur. Uşaklar gelip ölüm haberini Paris’ e ilettiğinde ise her şey çok farklı olur. O gün kentte bir hokkabaz’ ın gösterisi vardır ve bu haber onlara ulaştığında biraz şaşırıp tekrar gösterilerini izlemeye devam ederler. Prie’ nin tahmin ettiği gibi yıllarca konuşulup, onun ölüm tarihini bilen bir kahin olduğunu kimse düşünmez. İktidar aşkı onun hem ölümü hem de bir çöküşü olur.

Yazan: Nisanur Duvarcı

Bir Çöküşün Öyküsü Soruları ve Cevapları

Bir Çöküşün Öyküsü kimin eseri?

Stefan Zweig

Bir Çöküşün Öyküsü türü nedir?

Yabancı Romanlar

Bir Çöküşün Öyküsü kaç sayfa?

56

Bir Çöküşün Öyküsü Yorumları

kitabı yeni bitirdim çok güzel bir kitaptı zaten kısa bir kerede bitiyor

kitabın konusu çok güzeldi çok beğendim

büyüleyücü bir kitap

kitabi hic begenmedim stefan bilinmeyen bir kadinin mektubu,santranc,olagunstu bir gece cok guzeldi ama bu kitap hic guzel degildi tavsiye yarisina kadar okudum dedim belki sonlara dogru guzel olur ama bastan sona sacma olan bir kitap almamanizi tavsiye ediyorum. (burda ben gorusumu soyledim anlayisli davranmanizi istiyorum)

çok güzel bir kitap ama keşke kadın ölmeseydi

bir çöküşün hikayesi mükemmel bir eser stefan zweig yazmış kötü olması mümkün değil

yazarın okuduğum ilk öyküsü. fena değildi ancak ben daha çok beklentiye girmiştim sanırım yazar ve eserleri ile ilgili olarak. genede fena değildi.
madame de prie gözden düşmüş aristokrat bir kadın. kralın emri ile sürgün edilir. fakat madame de prie için sarayın entrika dolu gösterişli hayatı onun tek varoluş gayesidir. bir süre sonra saraya geri döneceğini düşünsede yazdığı hiçbir mektuba cevap alamaz. kendisi için eğlence ve partiler düzenleyerek yine dikkat çekmeye eski hayatını canlandırmaya çalışsada başarılı olamaz. bu durum onu çileden çıkarır ve tiyatral bir şekilde intiharı bile düşünür. ancak bu eyleminde de başarılı olamayacaktır.

Esma dereli •

kitap tam olarak ne anlatıyor ana fikrini paylaşır mısınız

kitap incelemesini kim yazdı ise emeğine sağlık güzel yazmış

kitap aslında güzel bir mesaj veriyor anlamasını bilene harika bir roman neden okunması gerekenler listesinde yer aldığı açık belli

KızılÜç Büyük UstaLyon’da Düğünİnsanlığın Yıldızının Parladığı AnlarMecburiyetAy Işığı SokağıVicdan Zorbalığa KarşıBir Çöküşün ÖyküsüBir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatKorkuOlağanüstü Bir GeceBilinmeyen Bir Kadının MektubuAmok KoşucusuAcımakSatrançen iyi kitaplaryeni çıkan kitaplaren çok satan kitaplarokunması gereken kitaplaren çok okunan kitaplar temel eserbedava kitapeditör olkitap bağışıGün Olur Asra BedelTutunamayanlarAcımakCamdaki KızHayvan ÇiftliğiSokrates'in SavunmasıUzun HikayeAlice Harikalar DiyarındaHaritada KaybolmakKraliçeyi Kurtarmakİçimdeki MüzikÇalıkuşuÇocuk KalbiKüçük Kara BalıkİntibahBülbülü ÖldürmekBeyaz Zambaklar ÜlkesindeDon KişotSineklerin TanrısıToprak Anaİnce MemedSatrançİki Şehrin HikayesiVadideki Zambakİçimizdeki ŞeytanSergüzeştBeyaz GemiAraba SevdasıYabanİnsan Ne İle YaşarKüçük PrensDönüşümBeyaz DişSaatleri Ayarlama EnstitüsüFareler ve İnsanlarSol AyağımSuç ve CezaSefillerSimyacıŞeker PortakalıKürk Mantolu MadonnaMadalyonun İçiEsir Şehrin İnsanlarıÜç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, AlageyikYeraltından NotlarSait Faik Seçme HikayelerRüzgarı Dizginleyen ÇocukSabahattin Ali Bütün ÖyküleriSadako ve Kağıttan Bin Turna KuşuAhmet ÜmitAhmet BatmanAyşe Kulinİskender PalaCanan TanDostoyevskiElif ŞafakJojo MoyesKahraman TazeoğluMemduh Şevket EsendalOrhan KemalPeyami SafaSabahattin AliSarah JioTarık BuğraVictor HugoZülfü Livaneli

Bir Çöküşün Öyküsü - Stefan Zweig Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar:Stefan Zweig

Çevirmen: Regaip Minareci

Editör: Gamze Varım

Orijinal Adı: Geschicte Eines Untergangs

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN:

Sayfa Sayısı: 48

Bir Çöküşün Öyküsü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya’ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu. Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikânesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris’teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.

Bir Çöküşün Öyküsü Alıntıları - Sözleri

  • ölmekten çok daha zordu bu ölüm saatini bekleyiş.
  • ❝Ruhu zaten ölmüştü, geriye bir tek bedenini öldürmesi kalmıştı.❞
  • O an içinde bir şeyler öldü.

Bir Çöküşün Öyküsü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir Çöküşün Öyküsü: Avusturya-Macaristan doğumlu Yahudi roman ve oyun yazarı Stefan Zweig' in yazmış olduğu bir öykü kitabıdır. Bir saatte bitirilebilecek bir kitap. Kısa fakat üzerinizde etki bırakacak bir eser kendisi. Birkaç kitabında da gördüğümüz gibi yine baş karakterimiz bir kadın. Kadın psikolojisini bu kadar iyi anlatan erkek bir yazar daha okumadım sanırım . Sanki bir kadının satırlarını okuyormuşcasına ustaca yazılmış bir eser. Son derece çarpıcı bir çöküş öyküsü adından da anlaşılacağı gibi. XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanıyor. Baş karakter Madame de Prie sarayda yüksek mertebede olan bir kadındır. Kralın gözünden düşer ve Normandiya' ya sürülür. Burjuvamız bunu kendine yediremez ve insanlara tatile çıktığını söyler. Aynı zamanda saraya tekrar geri dönebilmek için planlar yapar fakat hiçbiri tutmaz. Madame' ın şatafatlı Fransa günleri sona ermiştir artık . Ve intihar eder. Ölürken bile konuşulmak isteyen Madame unutulmuştur artık. Aşırı egonun getirdiği zararlara da değinmiş yazar bu kitabında . Kesinlikle tavsiyemdir. İyi okumalar dilerim. (Sultan Şen)

BİR ÇÖKÜŞÜN ÖYKÜSÜ Bu öykü Fransa’da yaşayan ve sarayda sözü etkili olan bir kadının çöküş sürecini anlatıyor. Kahramanımız Madame de Prie, XV. Louis döneminde iktidarda sözü geçen sarayın gözdesi bir prenses iken saraydan Normandiya’ya (taşra) sürgün edilir. İlk zamanlar geri döneceğinden umutlu olduğu için doğada güzel zaman geçireceğini düşünür. Ne yazık ki bu denli görkemli hayattan sonra bir hafta içinde eski hayatını özler ve sıkılmaya başlar. Gün geçtikçe gözden düşmeye devam eder bu durum devam ettikçe saçma sapan hallere girer ve akli dengesini yitirmeye başlar. İlgiyi yeniden üzerine çekmek için akla hayale sığmayan planlar yapar. Yaptığı plan ve beklentisinin hüsranla sonuçlanması beni çok şaşırttı. Burada planını anlatıp heyecanını bozmak istemiyorum. Kitabın konusu hakkında anlatacaklarımı kısa kesiyorum ve yazar hakkında konuşmak istiyorum. Stefan Zweig’in bir kadının çöküşünü anlatırken yaptığı psikolojik tahlillere hayran kaldım ve o çaresizliği hissettim. Öyküyü okurken yaşanmış bir hikayeden kurgulanmış olması ve çaresiz hissettiğim bir anda okumuş olmamdan kaynaklı çok etkiledi beni. Kesinlikle okumanızı öneririm ama Stefan Zweig hiç okumadıysanız başlangıç önerim bu öyküsü değil. Yazarla tanışmak için Satranç kitabını önerebilirim. (İrem Taçlı)

Kitabın Yazarı Stefan Zweig Kimdir?

Babası varlıklı bir sanayici olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrendi. Viyana ve Berlin üniversitelerinde felsefe öğrenimi gördü. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo von Hofmannsthal'ın ve Rainer Maria Rilke'nin eserlerinin etkisiyle yazdı. 'den sonra Fransızca yazan Paul Verlaine ve Baudelaire'in şiirlerini Almanca'ya çevirdi. yılları arasında Seylan, Gwaliar, Kalküta, Benores, Rangun ve Kuzey Hindistan'ı gezdi, bunu, 'deki New York, Kanada, Panama, Küba ve Porto Riko'yu kapsayan Amerika yolculuğu izledi. yılında Belçika'ya Émile Verhaeren'in yanına gitti.

I. Dünya Savaşı'nda () gönüllü olarak Viyana'da savaş karargâhında "Savaş Arşivi"nde memur olarak çalıştı. Savaştan sonra Avusturya'ya dönerek Salzburg'a yerleşti. yılında, Frederike Von Winternit ile evlendi. Stefan Zweig Salzburg'da yaklaşık 20 yıl yaşadı. Kapuzinerberg'in yamacındaki villasında geçirdiği yıllar, Zweig'ın en verimli yıllarıdır. Kapuziner yokuşu, 5 numaradaki villayı, Friderike ile evli olduğu yıllarda satın aldı. Salzburg'da geçirdiği yıllar Zweig'ı edebiyatta doruğa tırmandırdı, en güzel eserlerini, kente ve Salzach’a yukardan bakan iki katlı, ağaçlar arasına gizlenmiş villada yazdı. Kısa sürede ünlü insanlarla dostluk kurdu, onları sık sık Salzburg'da konuk etti. Romain Rolland, Thomas Mann, H.G. Wells, Hugo von Hofmannstahl, James Joyce, Franz Werfel, Paul Valery, Arthur Schnitzler, Ravel, Toscanini ve Richard Strauss, Zweig'in konuğu oldu. Salzburg'da geçen yıllarında Zweig, Avrupa'nın düşünsel birliği için ağırlığını koydu; makaleleriyle ve konferanslarıyla aşırılıklara karşı uyarılarda bulundu; diplomatik çevrelere, akıl ve sabır çağrısı yaptı. 'de Almanya'nın Münih şehrinde "Duygu Karmaşası", "Yıldızın Parladığı Anlar" ve "Tarihsel Baş Minyatür" adlı kitapları yayımlandı, yine 'nin 20 Şubat tarihinde "Rilke'ye Veda" başlıklı konuşmasını yaptı. 'de Leo Tolstoy'un Doğum Yıldönümü Kutlamaları'na katılmak üzere, Sovyetler Birliği'ne gitti. 'de, Nazilerin yakmaya başladıkları kitaplar arasında Yahudi kökenli Zweig'ın eserleri de yer alıyordu. 'te Gestapo'nun villasını basıp, silah araması üzerine Zweig ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve İngiltere'ye, Londra'ya yerleşti. Ancak, kendini burada da rahat hissedemedi ve taşındı.

Zweig, 'de ilk karısı Frederike'den ayrıldı ve bir yıl sonra Portekiz'e yanında Lotte Altman adında bir kadınla gitti. O sıralarda Avusturya, Alman Reich'ına katılmıştı ve Zweig da İngiliz vatandaşlığına geçmek için müracaat etti. 'da "Kalbin Sabırsızlığı" adlı romanı yayımlandı ve Zweig da, Portekiz seyahatine birlikte çıktığı Lotte Altman ile evlendi. 'ta İngiliz tabiiyetine girdi, II. Dünya Savaşı sırasında New York'a, Arjantin'e, Paraguay'a ve Brezilya'ya gitti. Zweig konferanslar için gittiği Brezilya'ya yerleşmeye karar verdi. Orada ünlü "Bir Satranç Öyküsü"nü kaleme aldı. Stefan Zweig, 'de Montaigne üzerine çalışmaya başladı ve "Dünün Dünyası - Avrupa Anıları" adlı otobiyografisini kaleme aldı. "Dünün Dünyası" kitabı, ’lerin başında gençliğini yaşamış bir yazarın yaşadığı dünyanın asla eskisi gibi olmayacağını farkettiğinde eski günlere düzdüğü bir övgüdür.

Avrupa’nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 'de Rio de Janeiro'da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Buna Hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden oldu.

Üretken bir yazar olan Zweig, birçok konuda denemeler yaptı. Lirik şiirler yazdı, trajedi ve dram türünde sahne eserleri denedi, özellikle biyografi alanında önemli eserler ortaya koydu. Freud ve psikolojiye olan ilgisi onu bu alana yöneltti. Biyografi alanındaki çalışmaları, dönemin birçok ünlü kişisinin hayatlarını gözler önüne serdi. Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski; Kendi İçindeki Şeytanla Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche; Romain Rolland; Marie Antoinette; Magellan, Stendhal, Erasmus, Fouche eserleri bu biyografilerden birkaçıdır.

Stefan Zweig Kitapları - Eserleri

  • Satranç
  • Amok Koşucusu
  • İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
  • Sabırsız Yürek
  • Dünün Dünyası
  • Değişim Rüzgarı
  • Geleceğe Güven
  • Yolculuklar
  • Unutulmuş Düşler
  • Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
  • Balzac
  • Montaigne
  • Clarissa
  • Macellan
  • Rotterdamlı Erasmus
  • Amerigo
  • Günlükler
  • Joseph Fouche
  • Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
  • Kendileriyle Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche
  • Marie Antoinette
  • Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castello Calvin'e
  • Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski
  • Ay Işığı Sokağı
  • Avrupa'nın Vicdanı
  • Amok - Usta İşi
  • Ruh Yoluyla Tedavi
  • Korku
  • Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: Casanova, Stendhal, Tolstoy
  • Yarının Tarihi
  • Yakıcı Sır
  • Mektuplaşmalar
  • Sahaf Mendel - Bir Kadının Yirmi Dört Saati
  • Olağanüstü Bir Gece
  • Gömülü Şamdan
  • Dostlarla Mektuplaşmalar
  • Freud - Cinselliğin Yeryüzü
  • Mürebbiye
  • Mary Stuart
  • Korku Ruhu Kemirir
  • Buluşmalar
  • Karmaşık Duygular
  • Alacakaranlıkta Bir Öykü
  • Kurşun Mühürlü Tren
  • Mecburiyet
  • Bir Çöküşün Öyküsü
  • Seçilmiş Öyküler
  • Hikayeler
  • Geçmişe Yolculuk
  • Freud - Mutluluğun Mimarı
  • Kuş Kapanı ve Dönüşüm
  • Kaçak ve Sahaf Mendel
  • Dadı ve Leporella
  • Stefan Zweig - Seçme Eserleri
  • Geç Ödenen Bedel
  • Sanatta Yaratıcılığın Sırrı
  • Virata ya da Ölümsüz Bir Kardeşin Gözleri
  • Rilke'ye Veda
  • Görünmez Koleksiyon - Unutulmuş Düşler - Karda
  • Cenevre Gölü'ndeki Olay
  • Kadın ve Manzara
  • Nietzsche
  • Kızıl
  • O muydu?
  • Bir Kalbin Çöküşü
  • Bizans'ın Fethi
  • Gölge Kadınlar
  • Zalimce Bir Oyun
  • Dürüst Aptal Efsanesi Verlaine
  • Satranç
  • Lyon'da Düğün
  • Satranç Ustası - Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
  • Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor
  • Stefan Zweig'ın Mektupları
  • Erika Ewald'ın Aşkı
  • Efsaneler
  • Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi
  • Toplu Öyküler 1
  • Toplu Öyküler 3
  • Toplu Öyküler 2
  • Unutulmaz Bir İnsan
  • İki Yalnız
  • Stefan Zweig - Seçme Eserleri 2
  • Ormanın Üzerindeki Yıldız
  • Leporella
  • Aylak
  • Emile Verhaeren
  • Hayatın Mucizeleri
  • Brezilya
  • Kitapçı Mendel
  • Birbirine Benze(me)yen Kız Kardeşler
  • Stefan Zweig Kutulu Set
  • Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma
  • Leman Gölü Kıyısındaki Olay
  • Benimle Dostluk Zordur
  • Stefan Zweig - Seçme Eserleri
  • Seçme Eserler
  • Hikayeler 2
  • Bir Hayat
  • Öz Nəğməsini Oxuyanlar
  • Novellalar
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Tolstoy - Û ronahî di tarîye de dibirike
  • Oradan Uzakta
  • Twenty-Four Hours in the Life of a Woman and The Royal Game
  • Wondrak. Der Zwang. Zwei Erzählungen gegen den Krieg
  • Stefan Zweig Seti

Stefan Zweig Alıntıları - Sözleri

  • Verdiği kararın uygulanmasını engelleyecek her şeyi önlemek istiyordu (Stefan Zweig - Seçme Eserleri)
  • Ancak herkes de bilir ki, yardım çağrısında bulunmayan bir insana yardım etmekten daha zor bir şey yoktur, çünkü yardım dilenmiyorsa mutlaka son bir şey daha vardır: Israr edip incitmememiz gereken gururudur bu. (Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma)
  • Karakteri gereği kendini hiçbir şeyden yoksun bırakmaz, insan arasına karışmaktan hoşlanan biri olarak her yerde aranırdı. Arkadaşları, onun yalnızlığa hiç alışık olmadığını bilirdi. (Stefan Zweig - Seçme Eserleri 2)
  • Sana yardım edemem Boris. İnsanlar artık birbirine yardım etmiyor. (Kaçak ve Sahaf Mendel)
  • Unutuldu ve öyle de kaldı. (O muydu?)
  • Doğanın cömert davranarak engin topraklar, sonsuz zenginlikler bahşettiği, güzellikle ve akla hayale gelebilecek her türlü potansiyel güçle kutsanmış bu ülkenin kuruluşundan beri görevi hep aynıdır: Kalabalık bölgelerden aldığı insanlara geniş topraklarında kök saldırmak, eskiyle yeniyi birleştirerek yeni bir medeniyet kurmak. (Brezilya)
  • Ancak gerçeklik tüm düşlerden daha güçlü ve daha sağlamdır. (Aylak)
  • "bu adam konuşmak istiyordu, konuşmalıydı. Ve biliyordum ki ona ancak sessiz kalarak yardım edebilirdim." (Toplu Öyküler 3)
  • eski acısını iki kat daha fazla duyuyordu. (Hayatın Mucizeleri)
  • "darbeyi yiyen ancak bilir onun ne olduğunu, darbeyi vuran değil ve acı çekmeyi sadece acı çekenler bilir." (Virata ya da Ölümsüz Bir Kardeşin Gözleri)
  • Ruhlarının kapısını kapattıkları için kimse onlara ulaşamıyordu ve bu belki de yıllarca sürecekti. Herkesle savaş halindeydiler. Bir günde, kısacık bir günde büyümüşlerdi! (Dadı ve Leporella)
  • Buralardan çekip gittiğimizde tozun üzerindeki ayak izlerimizi bir rüzgar süpürüp götürecekse yaşamanın ne anlamı var ki? (Kaçak ve Sahaf Mendel)
  • Yoksun kalınan şey öylesine kaybedilmiştir ki, artık sadece bir ağrı gibi hissedilir ve acı verir. (Alacakaranlıkta Bir Öykü)
  • Bir Rus için tek bir şey vardır: ya hep, ya hiç! Rus insanı varoluşun o kozmik gücünü hissetmek ister. (Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi)
  • "İyilikle gülümseyebilen insanlar vardı hâlâ.." . (Satranç)
  • Ne de olsa, güzellik kadınlardan kaçıp gittiğinde ondan boşalan yere bilgelik yerleşirmiş. (Birbirine Benze(me)yen Kız Kardeşler)
  • Derimin altında akışını hissettiğim kan gibi bu karanlık yaşamın etrafımı yavaş yavaş kapladığını hissediyordum. Sanki hiçbir şey bana göre değildi, ama hepsi benim içindi. (Zalimce Bir Oyun)
  • Sevgili bay Zweig, Okumam için ödünç vermis olduğunuz kitaplari geri yollamadigim icin affiniza rica ediyorum R.M. Rilke (Dostlarla Mektuplaşmalar)
  • Yalnız yaşayan biri yalnızca kendine ders verebilir. (Efsaneler)
  • İki hafta boyunca kitap okumak , yürüyüşe çıkmak , hayal kurmak , rahatsız edilmeden uzun uzun okumak , iki hafta boyunca telefonsuz ve radyosuz yaşamak, konuşmak zorunda olmamak , bir anlamda rahatsız edilmeden kendim olmak istiyordum (O muydu?)

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası