Isveç Diyetinden Ölenler

Yazının başında "koruma" derken neyi kastetmiş olabiliriz? Hükümet, akıl hastalarının dişlerini ülkenin çeşitli yerlerinde insanları ısırdıkları için mi imha etti? Elbette hayır. Bu, hükümet tarafından bir diş eti hastalığını durdurmak için hayata geçirilen bir plandı .

II. Dünya Savaşı'nın başlamasından hemen önce, Birleşik Devletler hükümeti sadece karşılıklı altı dişi de sağlam olan erkek askerleri kabul etme kararı almıştı. Dünya çapında ciddi bir ağız hastalığı salgını başlamıştı. Diş çürükleri, oyuklar ve ağız kokusu diş sorunları arasında en üst sıralarda yer alıyordu.

Çürümüş ya da kırılmış dişleri sökmek dışında onarmanın bir yolu yoktu, bu yüzden insanlar rahatsızlıkla başa çıkmayı öğrendi. Bu dayanılmaz ıstırabı sona erdirmek için hızlı ve kesin bir eylem gerekiyordu.

İsveç hükümeti bu duruma son vermek için geniş çaplı bir çaba başlatan ilk ülke oldu. Hükümet için çalışan diş doktorları buna kalıcı bir çözüm bulmakla görevlendirildi. Her bilimsel prosedürde olduğu gibi, önlem yöntemini tespit etmeden önce nedeninin bulunması ihtiyacı vardı.

Test ortamı olarak Vipeholm akıl hastanesi seçiliyor

Vipeholm gibi bir akıl sağlığı merkezi bu tür bir programı yürütmek için ideal yerdi. Hükümeti yorumlayacak olursak, kesinlikle öyleydi. Ülkenin dört bir yanındaki bölge koğuşlarından akıl hastalığı olan hastalar Vipeholm'da bir araya getirildi. Görev için binden fazla hasta toplandı. Kendilerine bir tedavi sözü verilmiş olmasına rağmen, aslında bir tedavi bulma çabası sürecinde denek olarak kullanıldılar.

Onlara aptal deniyordu. "Aptal (Idiot)" kelimesi psikiyatristler tarafından IQ'su 25'in altında olan hastalarını tanımlamak için kullanılıyordu. Bu kişiler küçük bir çocuğun sosyal becerilerine ve davranışlarına sahiptir. Bu aptalların yaşları 15 ile 70 arasında değişiyordu ve ortalama yaşam süreleri çok düşüktü.

Başlangıçta yapacak pek bir şey yoktu; insanlar çoğunlukla geniş koridorlarda bağırarak ve direkleri tutarak tepki korunmaya çalıştılar. Sorun çıkaranlara buz banyosu yaptırılıyor ya da istekleri dışında zorla yatağa gönderiliyorlardı. Altı ay sonra, bireyler yeni çevrelerine alışmışlardı. Deneylerin yakında başlaması gerekiyordu.

İlk beslenme deneyi

Vipeholm'un tek doktoru Hudo Froderberg ve asistanları, deneylere hastaları yedi farklı gruba (sıfır-altı) ayırarak başladı. Sıfır Grubu üyeleri fizyolojik olarak hayvan türlerinin çoğunun altında sıralandı (gruplandırmanın fiziksel görünüme değil zihinsel dengeye dayandığına dikkat edin). Üst kategorilerde yer alanlara, gözetim altında tutulurken yapmaları gereken görevler verildi; kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda olanlar ise sınava tabi tutuldu.

Deneyin ilk iki yılı boyunca katılımcılar nişasta ve A, B ve D vitaminleri bakımından düşük ve tipik bir İsveç diyetinin yarısı kadar şeker içeren bir diyetle beslendi.

İki yıl boyunca bu rejime sadık kaldı. Çalışma süresince katılımcıların hiçbirinin dişinde yeni çürük (dişte oyuk) oluşmadı. Artık bir sonraki seviyeye geçmeleri gerekiyordu.

Şeker yüklemesinin acımasız sonucu

Bu aşamada katılımcılar dört gruba ayrılmıştır. İlk grup şekerli, baton ekmek tüketirken ikinci grup şekerli içecekler içti. Son üç gruba ise çikolata, şekerleme ve karamel verildi. Başından beri plan, bu yemeklerin şeker içeriğini tipik İsveç yemeklerine göre iki katına çıkarmaktı.

Kontrol içenlerin elindeydi. Araştırmacılar denekleri şekerli ekmek, şeker ve şekerleme ile beslemenin olası olumsuz sonuçlarını inceledi. Bu kişilerin dişleri iki haftadan kısa bir süre içinde çürümeye ve kötü kokmaya başladı. Çoğu vakada, dişlerin tahrip olması hastaların aşırı derecede rahatsız olmasına neden olmuştur.

Hastane yönetimi, en düşük tedavi kategorilerine giren ya da o dönemde mevcut olan sert tedavileri tolere edemeyen hastaları tedavi etmeme kararı aldı.

Neden zihinsel özürlülere bu şekilde davranıldı?

Yirminci yüzyılda insan hakları net bir şekilde tanımlanmamıştı ve herkese eşit muamele edilmesi gerektiği fikri tam olarak hayata geçirilememişti. Zihinsel veya fiziksel engelleri nedeniyle çalışamayanların devlete borçlu olduğu düşünülüyordu. Hükümet, bu kişilerin kendilerine baktıkları için topluma borçlu olduklarını düşündü ve bu nedenle kamu hizmeti yapmalarını zorunlu kıldı. Bu kişiler çalışamadıkları ve vergilerin kesilebileceği yeterli gelir elde edemedikleri için, tek çareleri hükümetin gerçeklik tanımını kabul etmektir.

Kaynaklar:

• The Vipeholm dental caries study; the effect of different levels of carbohydrate intake on caries activity in individuals observed for five years – PubMed. (, 1 Eylül). PubMed. funduszeue.info
• LaMotte, S. (, Ekim 30). The Swedish cavity experiments: How dentists rotted the teeth of the mentally handicapped to study candy’s effect

  13 günde 10 kg vermek istiyorsanız bu başlığa

  +14-2

  not:beyler yukarıda söylemeyi unuttum : kalp hastası, şeker hastası veya tansiyon hastası gibi tehlikesi olan hastalığı bulunan panpalarımızın kullanması kesinlikle yasaktır. kesinlikle.
  
  not2 : günde en az 2 litre su tüketmelisiniz. suyu aklınıza gelen her an içebilirsiniz. ayrıca aynı gün içinde öğlen ve akşam yemeklerinin yerlerini değiştirebilirsiniz. fincan kahve türk kahvesi olabilir dileyen nescafe de içebilir ancak bu 3ü 1 arada olmasıfunduszeue.info nescafeyi alıp içine bir kesme şeker atsın. yarım yağlı veya yağsız sütle yapılırsa çok daha iyi olur. ekstradan kahve tozları eklemeyin.
  
  1. gün
  Sabah: 1 Fincan kahve, 1 Kesme şeker
  Öğle: 2 katı yumurta, 1 porsiyon haşlanmış ıspanak, 1 domates
  Akşam: 1 biftek( gram,) zeytinyağlı ve limonlu yeşil salata
  
  2. gün
  Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
  Öğle: 1 dilim salam, gram yoğurt
  Akşam: 1 biftek ( gram), yeşil salata, 1 meyve
  
  3. gün
  Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
  Öğle: Haşlanmış ıspanak, 1 Domates, 1 meyve
  Akşam: 2 katı yumurta, 1 dilim salam, yeşil salata
  
  4. gün
  Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
  Öğle: 1 katı yumurta, 1 rendelenmiş havuç, 25 gram yağsız beyaz peynir
  Akşam: 2 dilim portakalın suyu, gram yoğurt
  
  5. gün
  Sabah: 1 büyük rendelenmis havuç (limonlu)
  Öğle: Haşlanmış yağsız balık ( gram, limonlu ve tereyağlı)
  Akşam: 1 biftek ( gram), salata ve brokoli
  
  6. gün
  Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
  Öğle: 2 katı yumurta, 1 büyük rendelenmiş havuç
  Akşam: Derisi alınmiş tavuk ( gram), salata
  
  7. gün
  Sabah: Şekersiz çay
  Öğle: Izgara et ( gram), taze meyve
  Akşam: Hiçbir şey
  
  8. gün
  Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme seker
  Öğle: 2 katı yumurta, 1 porsiyon haslanmış ıspanak, 1 domates
  Akşam: 1 biftek( gram), zeytinyaglı ve limonlu yeşil salata
  
  9. gün
  Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
  Öğle: 1 dilim salam, gram yoğurt
  Akşam: 1 biftek ( gram), yeşil salata, 1 meyve
  
  gün
  Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
  Öğle: Haşlanmış ıspanak, 1 domates, 1 meyve
  Akşam: 2 katı yumurta, 1 dilim salam, yeşil salata
  
  gün
  Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
  Öğle: 1 katı yumurta, 1 rendelenmiş havuç, 25 gram yağsız beyaz peynir
  Aşam: 2 dilim portakalın suyu, gram yoğurt
  
  gün
  Sabah: 1 büyük rendelenmis havuç (limonlu)
  Öğle: Haşlanmış yağsız balık ( gram, limonlu ve tereyağlı)
  Akşam: 1 biftek ( gram), salata ve brokoli
  
  gün
  Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
  Öğle: 2 katı yumurta, 1 büyük rendelenmiş havuç
  Akşam: Derisi alınmiş tavuk ( gram), salata

  Tümünü Göster

  Ölen kişi kendi cenazesini görür mu ve kişi öldükten sonra nasıl bir aşamadan geçer? Ölüm hak’dır  ve gerçektir. Aynı yaşadığımız hayat gibi diyerek başlayabiliriz bu konuya. Bu konu ile alakalı peygamberimizin (s.a.v) hadislerinden anlıyoruz ki ölen kişi kendi cenazesini görür ve orada bulunanları tanır.

  Peygamber (s.a.v) “Ölen adam kendisini yıkayanı, taşıyanı, tekfin (kefenlenmesi) edeni ve kabir’e uzatanı tanır.” buyurmuştur.

  Ölüler Ağladığımızı Görür Mü

  Ölüler ağladığımızı görür mü, ölüm acı bir hadisedir gayet tabi. Ölülerimizin arkasından hüzünlenmek kederli bir hal almak doğaldır. Ağlama şeklinin bağırıp çağırma, dizlerine vurma caiz değildir. Nitekim hadislerde ölünün kendisine ağlayanların ağlamasından azap duyacağından bahsedilmektedir. Ölüler bizim o hallerimizi görür. Ölüler hakkında konuşulanları işitirler.

  

  Ölen Kişi Allah&#;ı Görür Mü

  Ölen kişi Allah&#;ı görür mü, melekler ruh bedenden çıkınca hemen ruhu alır. Beden daha yıkanırken gömülmeye hazırlanırken Allah meleklere ruha gideceği yeri göstermelerini emreder. Melekler gidince ölen ruhu Allah teala huzuruna alır.

  Morgdaki Ölüler Ne Hisseder

  Morgdaki ölüler ne hisseder, ruhun bedenden çıkıp mezara koyulana kadar ki olan süre geçiş süresi berzah (geçit) alemi’dir. Ruh kabre konulana kadar bedende değildir.

  Morgda Ölüler Ne Yapar

  Morgda ölüler ne yapar, ruh bedenden ayrıldığı için bedeni morgda iken ruhu orda değildir. Melekler o ruhu almıştır.

  

  Ölen Kişi Olduğunu Ne Zaman Anlar

  Ölen kişi olduğunu ne zaman anlar, ölen kişi öldüğünü ruh bedenden çıktığı anda anlar. Kabre koyulduğu süreye kadar ruhu bedende değildir. Kabir&#;e konulduğunda sorgu melekleri geldiğinde ruhu tekrar bedenine girer.

  Bir ölünün ilk 36 saati

  Bir ölünün ilk 36 saati, Yaşadığımız dünya da ki zaman kavramı ile ahiret hayatında ki zaman kavramı aynı değildir. Ölünün vefatından kabre koyulacağı süre içerisinde bedeni ile ruhu ayrıdır. Bazı cenazeler iki ya da üç gün bekletiliyor. Bekleyen bedendir ruh bu sürede bedende değidir.

  Vefat eden kişi evine gelir mi

  Vefat eden kişi evine gelir mi, berzah aleminde ruhlar iki kısım’a ayrılır. Nimet içinde olanlar ve azap içinde olanlar. Nimet içinde olan ruhlar iyi ruhlar serbesttir diğer ruhlarla görüşür ziyaret ederler.

  Öldükten Sonra Ruh Ailesini Görür Mü

  Öldükten sonra ruh ailesini görür mü, ölen yok olup giden bedenlerimizdir. Ruh her zaman baki&#;dir. Sahih hadislerden anlıyoruz ki Ruh her zaman ailesinden akrabalarından haberdardır.

  Sa’id b. Cübeyr’in rivayetinden;

  “Muhakkak ki ölülere dirilerin haberleri gelir. Daha önce bir yakını ölmüş, olan hiç kimse yoktur ki ona geride kalan akrabalarının haberleri gelmesin. Eğer gelen haber iyi ise sevinir ve ferahlar; kötü ise o zaman da üzülür.” Demiştir. 

  Kabirden Çıkış Gününe Ne Denir

  Kuranı Türkçe Okumak – Kabul Olur Mu, Arapça Bilmiyorum Nasıl Kuran Okurum?

  Kuran Nasıl Yazıldı – Kur’an-ı Kerim Tarih Geçmişi? Kuran Ne Zaman Kitap Oldu?

  Araştırma: Abur cubur tüketimi, derin uyku kalitesinin bozulmasıyla bağlantılı

  MEDİMAGAZİN -  Uppsala Üniversitesi'nde yapılan yeni bir çalışmada, araştırmacılar abur cubur tüketiminin uyku kalitesi üzerindeki etkisini araştırdı.

  Obesity dergisinde yayınlanan çalışma, daha sağlıksız bir diyet uygulayan bireylerin, daha sağlıklı bir diyet uygulayanlara kıyasla derin uykularının kalitesinde bir bozulma yaşadıklarını gösteriyor.

  Önceki epidemiyolojik çalışmalar diyet ve uyku değişiklikleri arasında bir bağlantı olduğunu gösterirken, çok az çalışma diyetin uyku üzerindeki etkilerini doğrudan araştırmıştı. Bu boşluğu gidermek için araştırmacılar, sağlıklı katılımcıların rastgele bir sırayla hem daha sağlıksız hem de daha sağlıklı bir diyet tükettikleri bir müdahale çalışması tasarladılar.

  Uppsala Üniversitesi'nde Doktor ve Tıbbi Hücre Biyolojisi Doçenti olan Dr. Jonathan Cedernaes, araştırmanın arkasındaki motivasyonu şöyle açıkladı:

  "Hem kötü beslenme hem de kötü uyku, çeşitli halk sağlığı koşullarının riskini artırıyor. Yediklerimiz sağlığımız için çok önemli olduğundan, farklı diyetlerin sağlık üzerindeki bazı etkilerinin uykumuzdaki değişiklikleri içerip içermediğini araştırmanın ilginç olacağını düşündük."

   

  Uyku kalitesinde önemli farklar gözlendi

  Çalışmaya, bir uyku laboratuvarında birkaç gün boyunca gözlem altında tutulan 15 sağlıklı, normal kilolu genç erkek katıldı. Katılımcıların önerilen gece başına yedi ila dokuz saat aralığında normal uyku alışkanlıklarına sahip olmaları gerekiyordu. Her katılımcı bir hafta boyunca her iki diyeti de uyguladı ve öğünler ayrı ayrı ayarlanan saatlerde tüketildi.

  Daha sağlıksız diyet daha yüksek şeker ve doymuş yağ içeriğinin yanı sıra daha fazla işlenmiş gıda maddesinden oluşurken, daha sağlıklı diyet bir karşılaştırma görevi gördü. İki diyet de izokalorikti, yani her katılımcının günlük gereksinimlerine göre ayarlanmış aynı sayıda kalori içeriyordu.

  Her diyet döneminden sonra katılımcılar laboratuvarda uyku muayenesinden geçirildi. Katılımcılar her iki diyetle de aynı süre uyurken, araştırmacılar derin uyku kalitesinde önemli bir fark buldular. Katılımcılar sağlıklı diyete kıyasla abur cubur diyeti tükettiklerinde derin uyku, onarıcı derin uykunun bir göstergesi olan yavaş dalga aktivitesinde azalma sergiledi. Üstelik bu etki, katılımcılar bir sonraki gece için aynı diyete geçtiklerinde bile devam etti.

  Uzun süreli etkiler hala bilinmiyor

  Araştırmacılar, sağlıksız beslenmenin uyku üzerindeki uzun süreli etkilerinin bilinmediğini kabul ediyor. Ayrıca, çalışmada gözlemlenen daha sığ derin uykunun, hafıza gibi derin uyku tarafından düzenlenen işlevleri etkileyip etkilemediğinin araştırılmadığını belirtildi.

  Diyet ve uyku arasındaki bağlantının anlaşılması gelişmeye devam ederken, bu çalışma sağlıklı beslenmenin optimal uyku kalitesini desteklemedeki öneminin altını çizerek ve bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor.

  aburcubur

  uppsala universitesi

  sagliksiz diyet

  derin uyku

  nest...

  161648 161649 161650 161651 161652