üçgende açılar benim hocam / TYT Matematik Konuları ve Soru Dağılımı » ÜniRehberi

Üçgende Açılar Benim Hocam

üçgende açılar benim hocam

Kütüphaneler kitap sevgisini artıracak

Kütüphanelerimizin sayısı her geçen gün artıyor. İhtiva ettikleri önemli kitaplarla pek çok insanın da odağı oluyor. Hem İstanbul’da hem de Türkiye genelinde son yıllarda başlayan bu artışın okuma oranlarına bir etkisi olup olmadığı ise soru işareti. Biz de Ali Haydar Haksal, Mustafa Birol Ülker, Dursun Gürlek, Mehmet Narlı, Sabri Koz, Ali Çelik, Mehmet Kamil Berse, Yıldız Ramazanoğlu ve Mehlika Karagözoğlu Aslıyüksek ile bu konuyu masaya yatırdık.

Onlara sorduğumuz sorular şunlardı: Son dönemde çok sayıda kütüphane açıldı. Her ilde, her ilçede neredeyse büyük bir kütüphane var. Peki bu kütüphaneler toplumun okuma kültürüne nasıl bir katkı sunuyor? Okuma kültürünün toplumumuzda geçmişten bugüne seyrini nasıl yorumluyorsunuz?

Eskiden evlerde, köy odalarında da gerçekleşen toplu okumalardan bugüne akseden toplu okuma halkalarının izdüşümü bugün devam ediyor mu? Kütüphaneler toplumun okuma kültürü hafızasında nasıl bir yer tutuyor? Kitaba ulaşım kolaylaşması kendi okuma kültürümüzü hangi yönde, nasıl etkiliyor sizce?

Cevaplar bazı ortak kanaatler olduğunu ortaya çıkarıyor. Bunları şöyle özetleyebiliriz: Kütüphaneler artık gençler için önemli bir çalışma merkezi. Gençlerin kitaba yaklaşmaları güzel ama okuma oranlarının arttırılması için daha fazla çalışma da yapılmalı. Ancak durum ümitvar.

GÜVENİLİR BİLGİ KÜTÜPHANELERDE

Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nden Doç. Dr. Mehlika Karagözoğlu-Aslıyüksek “okuma kültürü iyi kütüphaneler ile gelişebilir” diyor.

Kütüphanelerin, var oluş amacı bizzat okuma kültürünü geliştirmek olan yegâne kurumlar olduğunu vurgulayan Aslıyüksek, “açılan her kütüphane bizi okuma kültüründe fersah fersah öteye götürüyor. Ama hala çok gerideyiz. 91 ilçemizde kütüphane yok. Türkiye’nin 2. yüzyılından ilk beklentim, bu 91 ilçenin de kütüphaneye kavuşması” diyor.

Okuma kültürü seyrimizin iyiye gittiğini düşünen Aslıyüksek’e göre “Dijital çağa geçerken kaybettiğimiz nesiller olsa da şu an okul öncesindeki nesil, bilinçli ebeveynler tarafından kitapla büyütülüyor. Bu nesli zengin kütüphanelerle buluşturabilirsek Türkiye’nin bambaşka bir geleceği olabilir.”

Aslıyüksek’e göre, “kütüphaneler toplumumuzun okuma kültürü hafızasında gereken yerde değil. Kütüphaneyi salt kitap ödünç alınan, sessizce çalışılan, duygudan yoksun ıssız bir mekân zanneden büyük bir kesim var. İyi örnekler görmemişler. 30 yıl önce gördükleri kötü bir örneği zihinlerinde kodlamışlar. Dijital çağda kütüphanenin gereksizleştiğine dair yanlış bir kanı da var. Oysa güncel ve güvenilir bilgi kütüphanede. Bugün kütüphaneler her yaştan grubun toplanıp kaynaştığı, sosyalleştiği, okuduğu, öğrendiği, eğlendiği, birçok ihtiyacını giderdiği yaşayan mekânlar. Bunun bilincine dünyadaki örnekler gibi hizmet veren iyi kütüphanelerle tanıştıkça varacağız. Okuma kültürümüz için kütüphanelerimizi iyileştirmek zorundayız. Kütüphanelerin doğru anlaşılması ve iyi hizmet vermesi içinse kütüphane uzmanı istihdamı yapılmalı.”

Karagözoğlu-Aslıyüksek, mevcut kütüphanelerdeki personelin daha iyi hizmet sunması için 2 projeyi tamamladıklarını, 3 yeni projeye de başladıklarını söyledikten sonra ekliyor: “Türkiye’nin okuma kültürü için hep birlikte elimizi taşın altına koyarak daha güzel günlere ulaşacağımıza inanıyorum.”

ELİMİZDEN KİTAP VE DERGİLER DÜŞMEZDİ

Sorularımızı yönelttiğimiz isimlerden biri olan Ali Haydar Haksal, “Kendimizi bildik bileli kültür hayatının içindeyiz” diyor ve okuma sorununun bugün olduğu gibi dün de olduğuna dikkat çekiyor. “Geçmiş yıllarda bir fikir ve düşünce rekabeti vardı. Eylemler içinde bulunanların okuma diye bir sorunu yoktu. Bizim kuşağın şansı bu dönmede olayların içinde olmayışı, okuma hızı ve düzeni ile temposu vardı” diyen Haksal, şu cümlelerle devam ediyor: “Okullardaki kütüphanelerdeki sınırlı kitaplar, kentlerde bulunan kitapevleri. Oralarda sadece kitap satılırdı. Kırtasiyeler ise sadece kırtasiye satardı. Elimizden kitaplar ve dergiler düşmezdi.”

Kültür Bakanlığı’na bağlı kütüphanelerin de sık uğradıkları yerler olduğunu belirten Haksal, “Sığınıklarımız vardı, üstad ve ustalarımız, ağabeylerimiz, onların çıkardıkları dergiler. Bizim kuşak, Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat, Mavera ve Yönelişler dergilerinin sıkı okurlarıydık. Dergimiz Yedi İklim de bu düşünce ve kültür izleğinde. Okuduklarımız sınırlıydı ama kuvvetliydi, besleyiciydi. Okuduklarımızı iyi sindiriyorduk” ifadelerini kullanıyor. Günümüzde, kentlerde sadece kitap satan kitapevlerinin çok sınırlı olduğunu belirten Haksal, nitelikli kitaplar yerine popüler olanların gündemde yer aldığının da altını çiziyor. “Yedi İklim dergisini çıkarıyoruz, giden kitapevlerinde çok sınırlı bir okur var” sözleriyle devam eden Haksal şunları anlatıyor: “Kent ve ilçelerde açılan kütüphaneler daha çok göstermelik. Gençlerin havanın durumuna göre ya buluşma mekânları ya da ders çalışan test çözen öğrencilerin rahat çalışabilecekleri mekânlar. Şu yararı olabilir, gençler oralarda kendilerini kitapların arasında görüyorlar. En azından kitap görüyorlar. Hiç yoktan iyidir. Kültür Bakanlığı’nın kütüphanelerini uğranılıyor mu, oralarda kitap okunuyor mu pek bilgimiz yok. Okuma kültürü dijinin sınırlı dünyasındaki bilgiler. Bu da derinliğine bir oluşa götürmüyor izleyenleri veya okur denen kitleleri. Kadın okurların dikkat çeker biçimde kitap taşıdıkları, edindikleri ve okuduklarını biliyoruz. Evlerinde kitaplıklar oluşturuyorlar. Bunlar dergimize gelen yazıların akışından biliyoruz. En azından bir çaba içindedirler.”

YENİ KÜTÜPHANALER BÜYÜK BİR İHTİYACI KARŞILIYOR

İSAM Kütüphane ve Dokümantasyon Müdürü Mustafa Birol Ülker ise kütüphanelerin kendi içinde özelliklerine göre tasnif edildiklerini hatırlatıp Milli Kütüphanelerin yanı sıra üniversite, araştırma, halk ve çocuk kütüphaneleri türleri de olduğunu belirtiyor. Ülker son dönemde açılan kütüphanelere özellikle gençlerin çok ihtiyaç duyduğuna vurgu yaparak şunları anlatıyor: “Son dönemde özellikle belediyelerimizin açtığı kütüphaneler, bilgi evleri, millet kıraathaneleri de nüfusun yoğun olduğu ilçelerde büyük bir ihtiyacı karşılıyor. Fakat burada bir ayrımı çok iyi yapmamız gerekiyor. Sahip olduğumuz genç nüfus çok sayıda imtihana giriyor ve bu imtihanlar için hazırlık yapıyor. Liseye girişle başlayan süreç, üniversiteye giriş, üniversite içi imtihanlar, ALES, KPSS, YDS, ÜDS’lerle devam ediyor. Dolayısıyla gençlerin evleri, okulları, iş yerleri dışında haftanın her günü açık kütüphanelere ihtiyaçları doğuyor.”

Belediyelerin bu ihtiyacı fark edip, bu konuda çalışmalar yapmaya başladığını belirten Ülker çok önemli bir gelişme sağlandığına dikkat çekiyor. Ülker, “Gençlere yönelik bu hizmetin ilçelerin, bölgelerin nüfusuna oranla daha da arttırılması gerekir. Yaklaşık yıl önce Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, her 50 bin nüfuslu mahalle için bir kütüphane organize edilmesini öngörüyordu. Şimdi yerel yönetimler ilçe bazında bu türden kütüphaneler açmaya başladı. İstanbul’da bunun güzel örnekleri var” diyor. Ayrıca, “Fatih Belediyesi sayısı 15’e ulaşan kütüphaneyi okurla buluşturdu. Zeytinburnu Belediyesi çok güzel konseptlere sahip kütüphaneler açıyor ve sayılarını her gün arttırıyor. Üsküdar Belediyesi Nevmekân konseptiyle hizmet veriyor. Beykoz Belediyesi’nin de faaliyete geçirdiği değerli mekânlar var. Diğer ilçe belediyelerle beraber İBB’nin de bu yönde bazı faaliyetleri olduğunu biliyoruz ve takdirle karşılıyoruz. Bu kütüphaneler toplumun nüfusuna, gençlerin ihtiyacına göre büyük bir boşluğu dolduruyorlar” ifadelerini kullanıyor.

Kütüphanelerin sayılarının arttırıldığı gibi içeriğinin iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Ülker, Avrupa’daki örneklerde olduğu gibi farklı yaş gruplarına, mesela yaşlılara hizmet verecek kütüphanelerimizin olması gerektiğini de vurguluyor. Ülker’e göre yeni kütüphaneler bugün daha ziyade gençlerin ders çalışma mekânı, etüt merkezi olmuş durumda. Ancak bu gençlerin eğitim hayatlarında ilerledikçe okuma kültürlerinin de artacağını düşünüyor ve “Entelektüel seviyeleri arttıkça kitaba yönelme oranlarının da artacağı kanaatindeyim” ifadelerini kullanıyor.

Kitaba ulaşım kolaylaşması kendi okuma kültürümüze etki edip etmediğini sorduğumuzda ise Ülker şu yanıtı veriyor: “Kütüphaneler kendi imkânları dahilinde kitaplara ev sahipliği yapar. Oradan hizmet alanlarla kitapları bir araya getirir. Kullanıcılarının kitaba ulaşmasını kolaylaştırır. Bu da tabii ki okuma kültürüne olumlu yönde katkı sağlayacaktır. Bir kütüphane ortamı, kitap okuru olmayan birini bile ilgi sahasına göre okumaya yaklaştıracaktır.”

OKUMA ALIŞKANLIĞI İLKOKULDA BAŞLAMALI

Ülker, okuma kültürünün kadim bir tarihi olduğuna da dikkat çekerek, İsmail E. Erünsal Hoca’nın bu konuda yaptığı çalışmalar çok değerli ve önemli olduğunu vurguluyor. Ülker şunları anlatıyor: “Yüzyıllara göre, toplumun farklı kesimlerine göre okuma kültürünün nasıl değiştiği ile ilgili yapılan yeni tez çalışmaları da var. Toplumun gelir ve eğitim düzeyine göre okuma alışkanlıklarının nasıl değiştiğini, medrese öğrencilerinin, halkın, kadınların, hocaların, kadıların, ulemanın nasıl kitaplara sahip oldukları da bu tür çalışmalar sayesinde ortaya çıkarılıyor. Günümüzde de yoğun bir yayın hayatı var. Bu üretimin kitap okuma kültürüne katkı sağlayacağını düşünüyorum. İlkokuldan başlayarak çocuklara okuma alışkanlığının kazandırılması gerekiyor. Son dönemde okul öncesi yaş grubu için hazırlanan kütüphanelerimiz bile açıldı ve bu konuda Bilgi ve Belge Yönetimi bölümlerimizde uzman akademisyenlerimiz çalışmalar yapıyorlar Ben bunların yıllar içinde okuma kültürümüze olumlu etki edeceğini düşünüyorum. Tabii bu konuda da ailelerin önemli bir rol model olma durumları var. Kitapla çocukluğunda tanışan kişi ilerleyen yıllarda bu alışkanlığını sürdürüyor.”

İSTANBUL KÜTÜPHANELER ŞEHRİDİR

Yazar Dursun Gürlek de “Kütüphaneler, bir ülkenin ilim ve kültür hazineleridir” cümlesiyle konuya giriş yapıyor. “İslam’ın ilk emri de “Oku” olduğu için ecdadımızın kütüphane açma konusuna büyük önem verdiklerini biliyoruz” diyen Gürlek, şunları anlatıyor: “Yüz yıllarca şanlı Osmanlı Devleti’nin başkentliğini yapan İstanbul aynı zamanda bir kütüphaneler şehridir. Konuya bu açıdan bakılacak olursa Ankara siyasetin, İstanbul kültürün başkenti diyebiliriz. Gerek basma, gerek yazma eserlerle dolu bulunan tarihi İstanbul kütüphaneleri dün olduğu gibi bugün de ilim irfan ışıklarıyla yolumuzu aydınlatmaya devam ediyorlar.

Ne mutlu! Bugün de kütüphane açma hareketi bütün hızıyla devam ediyor. Mimari güzelliğiyle olsun, kitaplarının çokluğuyla olsun muhteşem birer manzara arz eden bu kitap sarayları hepimizin göğsünü kabartıyor. Ama şurası da bir gerçek ki, bu kütüphaneleri dört başı mamur bilgi evleri, ilgi odakları ve cazibe merkezleri haline getirmek gerekiyor. Bu da kütüphanelerde kitap ve kültür sohbetleri yapmak, okuyucunun ayağını alıştırmak suretiyle olur.”

Gürlek “Kütüphanelerin sade öğrencilerin ödev yapma mekânları olarak bırakırsak, maddi yapısı ne kadar gösterişli olursa olsun, gerçek anlamda kütüphane özelliğini taşımaz” ifadelerini de kullanıyor. “Kitabı sevdirmenin yolu, canlı kitapları buralarda istihdam etmekten, onlara düzenli sohbet yaptırmaktan geçer” diyen Gürlek, bu fikrini Cumhurbaşkanlığı bünyesinde tesis edilen Millet Kütüphanesinin açılışında yaptığı konuşmada da dile getirdiğini belirtiyor.

OKUMA GELENEĞİ CANLANDIRILSIN

“Süleymaniye, Beyazıt ve Ali Emiri Efendi’nin kurduğu Millet Kütüphanesi aynı zamanda bir sohbet mekânıydı. Yazılı kültür gibi, sözlü kültürün de önemli olduğu unutulmamalıdır” diyen Gürlek şunları anlatıyor: “Kütüphaneler her açıdan ilgi odağı, bilgi kaynağı haline getirilirse okuma kültürüne büyük katkıda bulunulmuş demektir. Bunun için bir de gençlere büyük kitabiyyat bilginlerinin, ünlü kütüphanecilerin, kitap dostlarının ilginç hayat hikâyelerini anlatmak gerekir. Yahya Kemal, kitap mülkünün sultanı Ali Emiri için yazdığı şiire ‘Muhtaç isen füyuzûna eslâf pendinin / Diz çök önünde şimdi Emiri Efendi’nin’ diye başlıyor, ‘Yekpâre nur olan bu kütüphane-i nefis / Yekpâre servetiydi bu âlemde kendinin’ diye devam ediyor. Yeni Ali Emirileri de, yeni açılan bu kütüphanelerde yetiştirmek gerekiyor.”

Az okuyan millet suçlamasından kurtulmak için, çok okuyan ecdadımızın yolundan gitmemizin icap ettiğine vurgu yapan Gürlek, toplu okumalar gelenek haline getirilirse kütüphanelerin müdavimlerinin sayısının da çoğalacağını söylüyor. Gürlek şunları aktarıyor: “Köy odalarında, şahısların evlerinde hatta kahvehanelerde bu gelenek canlandırılmalıdır. Ben de çocukluğumda köyümüzün ihtiyarlarına Hz. Ali Cenkleri, Yunus Emre İlahileri, Battal Gazi, Köroğlu, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı gibi halk kitapları okumuşumdur, çok da faydalanmışımdır. Marketlere olan ilginin -hiç değilse- yarısını bile kütüphaneler için duyduğumuz gün, kültür konusu halledilmiş olacaktır.”

OKUMA ALIŞKANLIĞI KARNEMİZDE ZAYIF VAR

Rami Kütüphanesi Müdürü Ali Çelik, “Sorunuzun direk olarak cevabını vermeden önce, vereceğim cevabın daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağını düşündüğüm birkaç hususun altını çizmek isterim” diyor ve şunları anlatıyor: “Okuma kültürü, birbiriyle ilişkili ve birbirini bütünleyen birçok beceriyi içinde barındıran bir süreç. Bu süreçler doğru işlemediğinde toplumda okuma kültürünün yaygınlaşmasını beklemek biraz boşuna bir beklenti olur. Öncelikle bu sürecin ilk basamağı olan görsel okuryazarlığın küçük yaşlardan itibaren bireylere kazandırılması, sonrasında ikinci aşama olarak okuma-yazma becerisi edindirmenin gerçekleştirilmiş olması ve son aşama olarak da bireylere okuma alışkanlığı becerisinin kazandırılmış olması o toplumda okumanın bir kültür haline gelmesinin temelini oluşturan faktörlerdir. Bu sürecin yanı sıra ev-okul-çevre üçgeninin okumaya teşvik edici atmosferde olması da en az bahsettiğim temel süreçler kadar önemlidir.”

Çelik, “Bir toplumda okuma kültürünün varlığından söz edebilmek için öncelikle o toplumu oluşturan bireylerin okuma alışkanlık karnelerini masaya yatırmak icap ediyor” diyor ve şunları anlatıyor: “Verilere boğmamak için sadece karnemizin zayıflığını söylemekle yetineyim. Tam da burada hatırıma gelen bir veriyi paylaşarak toplumumuzun okuma karnesinin niçin zayıf olduğunun gerekçelerinden birini hatırlatmış olayım. Belki 16 yıl öncesinin verisi olması hasebiyle güncelliğini yitirmiş bir veri olabilir lakin hâlâ bize bazı analizler yapma imkânı vermesi açısından kıymetini yitirmeyen bir veri. Söz konusu araştırmanın yapıldığı tarihte nüfusumuzun yüzde 40’ı hayatında hiç kütüphaneye gitmediğini söylemiş. Okuma kültürü yaygın olan toplumlarda bu oran yüzde ’ları geçmez.”

Yeni açılan her bir kütüphanenin ülkemizin okuma karnesini iyileştirmek için yeni bir umut olduğunu da belirten Çelik, yine de bir toplumunda okumayı “kültür”e dönüştürebilmek için tek başına kütüphanelerin varlığının yeterli olmadığını da vurguluyor. Son zamanlarda açılan kütüphanelerin gençlerin kütüphane kullanım alışkanlıklarına ciddi katkı sağladığını ifade eden Çelik, bu durumun okuma kültürünün yaygınlaşmasına da katkılarının olabilmesi için bu hedefe yönelik projelerle hizmet alanlarının genişletilmesi gerektiğini söylüyor.

MUAZZAM KÜTÜPHANELER AÇILDI

Yazar Mehmet Narlı da “Son yıllarda devlet ve yerel yönetimler tarafından çok sayıda kütüphane açıldığı doğru” diyerek başlıyor. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, Rami Kütüphanesi gibi mekân tasarımı, kitap sayısı ve konu çeşidi bakımından muazzam kütüphaneler açıldığını, belediyeler tarafından mahallelere kurulan kütüphanelerin daha çok orta öğrenim gençlerinin çalışma mekânı olarak değerlendirilebilecek mekânlar da olduğunu vurguluyor. Bu toplama bir de evvelden beri var olan şehir halk kütüphaneleri, çok az şehirde bulunan özel kütüphaneler de eklenince kütüphane sayısı konusunda azımsanmayacak bir yekuna ulaştığımızın da altını çiziyor.

“Kütüphanelerin doğrudan ve koşulsuz olarak okuma kültürünü geliştirdiğini teorik olarak var saysak bile henüz söz konusu kütüphane artışının yaygın ve özel okumayı ne kadar geliştirdiğine dair elimizde veri yok” diyen Narlı şunları anlatıyor: “Söz konusu kütüphanelere gelen insan sayısının artığı basit bir gözlemle bile tespit edilebilir durumda. İster mekânsal tasarımlarıyla merak uyandırsınlar, ister orta öğrenim gençleri için sağlıklı ve güvenlikli çalışma ortamı oluştursunlar, kütüphaneler bağlamında bu gelişmelerin bir toplumun hanesine önemli bir kültür hareketliliği olarak kaydedildikleri kesin. Şu da açık bir gerçek: Kütüphaneyle tanışma, kitapla tanışmanın, kütüphane etkinliklerine katılmanın yolunu açıyor.”

Kütüphanelerin, kitap bulundurmanın, çalışma ortamı olmanın yanında bilginin, müzakerenin, buluşma ve paylaşmanın yolunu açan etkinliklere yer verirse, bir bakıma geçmişteki Beyt’ül Hikme işlevlerine dönerse, toplumun toplam okuma yetkinliğini yükselteceğini ifade eden Narlı, “Kitaba ulaşmanın kolaylaşmasının, göreceli olarak nitel ve nicel bakımdan okumayı olumlu etkilediği söylenebilir. Ama sorun kolay ulaşmaktan çok kitapla nitelikli ilişki kurmaktır” diyor.

KÜTÜPHANELERİN GÜN BOYUNCA OKUYAN DEMİRBAŞLARI

Kültür tarihçisi ve yazar Sabri Koz ise “Son dönemde çok sayıda kütüphane açıldı. Her ilde, her ilçede neredeyse büyük bir kütüphane var. Peki bu kütüphaneler toplumun okuma kültürüne nasıl bir katkı sunuyor?” sorumuza şöyle cevap veriyor: “Bu soru bir süreden beri beni de meşgul ediyordu. Çeşitli sebeplerle gittiğim birçok ilde yeni binalarında çok yönlü etkinlikler sunan “il halk kütüphaneleri”ne götürüyorlar. Ne yazık ki Ankara ve İstanbul’daki “Millet Kütüphaneleri”ni ziyaret edemedim, kısmet olmadı. Gençliğimde devam ettiğim bütün kütüphanelerin okuma salonlarında bir kitabı, arkasından bir başkasını gün boyunca okuyan “demirbaş okurlar”a rastlardım. Salondaki “gözlemci kütüphaneci” arada bir yanlarına gider, uyumuşlarsa uyandırırdı.”

Koz, “Ben, “kitabı kütüphanede okuyan okurlar”dan olmadım hiçbir zaman. Ödünç alır evde okurdum… Liseyi ve yüksek okulu yoğun bir okuma düzeniyle geçirdim. Özellikle lise çağlarımda yatılı okuduğum öğretmen okulunun zengin kütüphanesinde akşam yemeğinden sonra iki saat kadar kitap okuduğum olmuştur” ifadelerini kullanıyor.

“Çok uzun zamandan beri (bunu elli yıla yuvarlayabiliriz) “kütüphane saatleri”nin oturup kitap okuyan değil, “kitaplarda aradığı yerlere bakan” müdavimlerindenim” diyen Koz, şunları ifade ediyor: “İhtiyaç duyduğum kitaplar, makaleler ya “evimde” ya da (bunu açık etmek istemezdim) bilgisayarımda, taşınabilir belleklerimde. Rahmetli hocamın şu güzel dizesi ne kadar denk düştü: “Suç benim miydi, çağ” (Behçet Necatigil).

Kütüphaneleri (eskisiyle yenisiyle) gençlerin “ders çalışma” ve “sosyalleşme” mekânları olarak gördüm. Buradan bakınca aslında çok olumlu bir gelişme ama benim aradığım kütüphane ve okur profili bu değil… Aslında bu soruya “kütüphaneciler”in vereceği karşılık da önemli… Yeni kütüphaneler açılması çok güzel bir gelişme, ancak kütüphane, “kütüphane” olmaktan çıkmamak şartıyla…”

KİTAPLA DOLU DOLAPLARINDA GÖRDÜKLERİM AKLIMDAN HİÇ ÇIKMAZ

Koz’a eskiden köy odalarında devam eden toplu okumaların bugüne yansımalarını sorduğumuzda ise şu yanıtı veriyor: “Bana, geçmişteki bir güzel geleneği soruyorsunuz… Bizim evde, ben çocukken, kitap okunduğuna tanık oldum. İlkokul üçten sonra okuyamamış, yalnızca adını yazmayı bilen, yeni yazıyı hiç öğrenememiş annem okur, babamla ben dinlerdik: Yûnus Emre Dîvânı, Kerbelâ Vak’ası ve Muhammediye… Harekeli yazıları daha rahat okurdu annem, bildiği birkaç “ezgi kalıbı”yla okunan bu kitaplarda yer yer gözyaşlarımızı tutamaz, olan bitene ağlardık. Amcamların “toyhana”sında da kitap okunduğunu duyardım. Hatta komşulardan birinin emanet alınmış kitabı, iade edilmek üzere aranırken, duvara oyulmuş, eski yeni evrak ve kitapla dolu dolaplarında gördüklerim aklımdan hiç çıkmaz.”

Yıllardan beri, elinde olmayan kitaplar için kütüphanelere gittiğini ifade eden Koz şunları aktarıyor: “Amma, İSAM’ı keşfettikten sonra, anlatılanlardan bildiğim, kitaplardan şöyle böyle bilgi edindiğim “açık kütüphane” ile tanışmak çocukluğumun, ilk gençliğimin kütüphane müdavimliğine geri dönmemi sağladı. Artık beş-altı saat boyunca kitaplarla, dergilerle ilgili ihtiyaçlarımı karşıladığım bir yeni “sığınak” var hayatımda. Beyazit Kütüphanesi’ne, Atatürk Kitaplığı’na da gidiyorum ama orası çok farklı. Yeni açılan Rami Kütüphanesi’ne gidememiş olmak, içime dert. Bir gideyim, göreyim, havasını soluyayım diyorum ama tek başıma gözüm kesmiyor. Galiba benim gibi okurlarla kütüphaneler arasındaki bağ kolay kolay kurulamıyor, eski bağlarsa oldukça kavi…”

Yıldız Ramazanoğlu ise okuma kültürüne şu açıdan bakmamızı salık veriyor: “Kitap okuma meselemiz üzerine birçok araştırma var. Toplumun yarısının hiç kitap okumadığı verisiyle, daha önceleri yedi kişiye bir kitap düşerken, şimdilerde kişi başına sekiz kitap yayınlandığı bilgisi yan yana. Okumaktan ne kastettiğimiz önemli. Sadece edebiyat ve akademik-bilimsel kitapları düşünürsek hayal kırıklığı olabilir. Okullarda başvuru için ihtiyaç halinde kullanılan kitapların okunması da önemlidir. Çünkü sadece internette serseri mayın gibi dolaşan yanlış bilgilerle yetinenler çok fazla. Yılda elli binden fazla kitap basılan bir ülke haline geldik, bunu azımsamak mümkün değil. E-Kitap okumak, ya da seslendirilmiş kitap dinlemek de giderek yaygınlaşıyor. Basılı sektörün hacmi milyar dolar olmuş. Okunmuyorsa bu kitapların başına ne geldiğini sorgulamamız lazım. Gittiğim şehirlerde vakit buldukça şehir kütüphanelerine uğramayı seviyorum. Ödünç verme servisleri aktif çalışıyor, kitaba ulaşım kolaylaştı fakat daha çok popüler kitaplar tercih ediliyor. Kütüphaneler biraz da sosyalleşme alanına dönüştü. Bu kötü bir şey değil fakat gelenleri raftaki kitaplara yönlendirmek için çalışmalar yapmak gerekiyor. Birçok ilçede ve şehirde okuma grupları var ve üzerine konuşularak yapılan okumalar ufuk açıcı olabilir. Okurlar zamanla ihtiyaçlarını daha iyi fark edip özgürce yollarına devam edebiliyorlar. Fakat kütüphanelerin ‘yeni çıkan kitaplar’ bölümleri de olmalı. Artık ekonomik zorluklar kitaba erişimin önünde büyük engel ve özenli kaliteli güncel seçmeler, ilgiyi artıracaktır. Bu konuda dijital dünyayı da içine alan kapsamlı bir araştırma yapılmasını çok isterim.”

KÜTÜPHANELER VE KİTAP OKUMA AŞKI

Mehmet Kamil Berse ise bugünü anlamak için geçmişe daha dikkatli bakmamız gerektiğini bize söyleyerek Milli Eğitim Bakanlığı’nın Temel Eser çalışmalarına başladığı yılları hatırlatıyor. Bu projenin devam etmesi durumunda çok faydalı sonuçlar alınacağını belirten Berse şunları aktarıyor: “Bu serinin kitabına önsöz yazan Milli Eğitim Bakanı Rıfkı Danışman, şu satırları yazmış: ‘’da yayımlanmasına başlanıp kısa zaman içerisinde 66’yı bulan Temel Eser serisine kaldığı yerden aynı hız ve inançla devam ediyoruz. Devlet eli ile tek milli kültür serisini teşkil eden Temel Eserin her köyde kurulacak bir kitaplığa temel olması esas alınmıştır…’ Önsöz çok anlamlı ve güzel cümlelerle devam eder ve son paragrafta bugün de anlamını devam ettiren şu cümleyi kurar: ‘Milletimizin derin bir mazisi ve bu geçmişe dayanan köklü ve çok zengin bir kültürü vardır. Hedefimiz, bütün imkânlarımız ve gücümüzle bu kültür unsurlarını her yönden araştıran, inceleyen, işleyen eserleri aziz milletimizin istifadesine sunmaktır. Kültür birliği temeline dayanan milli birliğin en sağlam ve sarsılmaz birlik olduğuna inanıyoruz.’ İşte bu cümlelerdeki heyecan ile yayımlanmaya devam eden Temel Eser kitapları gençliğimizin el kitapları olmaya başlamıştı. Siyasi idare değişince bu kitaplar yüz elliyi bulmadan yayımlanmasına son verildi. Burada anlatmak istediğim birçok mesele var aslında; Yüz yıl önce kitaplarını milletine bağışlayan bir kitap aşığına devletinin sahip çıkması, mekân tahsis etmesi… Güzel Türkiye’min köylerinde küçük de olsa birer kütüphane kurulsun, gençler buradan kitaplar alıp okusunlar diye milli şuur taşıyan kitapları Temel Eser adı ile yayınlayan bir irade… Bizim nesil bu kitaplardan çok istifade etti. Devam etseydi, köylere kütüphaneler kurulsaydı, yarım asır boyunca nesillerin tamamı okuyan, araştıran, öğrenen ve öğreten nesiller olacaktı.”

Toplumların kültürel gelişmeyi, tarihten gelen bilgiyi kitaplarda bulduğuna vurgu yapan Berse, “Önemli olan o kitapları insanla buluşturmaktır. Önce aileden başlayan kitabı çocuklara sevdirmek, sembolikte olsa ev kütüphanelerini oluşturmak. Sonrasında kitaba olan sevgi çocuğu genci kitaba ulaşmak arzusu ile kitabı bulacağı mekânlara götürecektir” ifadelerini kullanıyor.

BİZ KİTABI SEÇMEDİK KİTAP BİZİ SEÇTİ

Berse bu noktada bize Ahmet Kot’u ve onun yaşamını hatırlatarak, Kot’un “Kitabı ben seçmedim, kitap beni seçti” cümlesini aktarıyor. Kendisinin çocuk yaşlarında Sahaflar Çarşısı’na girip çıkmaya başladığını söyleyen Berse şunları anlatıyor: “Hayatımın en verimli çağlarında lisede, üniversitede okurken kitabevinde yaşadım, ömrüm o kutsal mekânda geçti uzun süre… Bugün mütevazi de olsa gene kitap dolu bir ofisimde onlarla konuşuyorum bazen… Kültür dünyamızın önemli bir ismi ve entelektüel ‘imiz Ahmet Kot son bir yıldan fazla bir zamanda Balıkesir de Büyükşehir belediyesi tarafından inşa edilen binada yılların kitap birikimi ile Ahmet Kot Kitaplığında ilk günkü aşkla yıllardır biriktirdiği kitapları ile aslında aşk yaşıyor. Her gün bu kitaplarını sevdiğini düşünüyorum ve onlara sevgi ile baktığını, konuştuğunu… Ve tabii ki bu birikimi ile kitap okuyanlara hizmet ediyor… Buranın Balıkesir’de bir kültür evine evrildiğini kültür insanlarının buluşma mekânı olduğunu görüyorum. Zaman zaman İstanbul’dan özleyerek bu mekâna gitme ihtiyacı duymam bu duyguların neticesidir.”

Son olarak Berse, kendi çocukluğunda yapılan toplu okumalara dikkat çekerek şunları aktarıyor: “Bizim çocukluğumuzda aile içinde kitaplar, makaleler okunur dinlenirdi ve bilgi öğrenilirdi. Güzel bir alışkanlık. Zamanla kitapların okunup dinlenmesi çeşitli mekânlarda idealist münevver kişilerce hatırlandı, yazarların kitapları okunup üzerine münazaralar yapılmaya başlandı. Kitaplara ulaşmak zamanla pahalı hale geldi. Bunun için kütüphanelerin her yerde çoğalması gerektiğine kanaat getirildi. Okullar, belediyeler ve bakanlık kütüphane sayılarını artırmak için büyük çaba içindeler. Örnekleri çok olan bu güzel faaliyetlerden gençler okuma yönünde çok istifade ediyorlar. Hatta teşvik için çay çorba kek ikramları ile güzel bir hava yaratılıyor. Örnek olarak Fatih Belediye Başkanımız kısa zamanda 13 kütüphaneyi ilçeye sığdırdı, ama gençler bu mekânlara sığmıyor daha çok kütüphaneler lazım. Okuma aşkı kütüphaneler arttıkça artıyor. Geleceğimiz aydınlık, okuyan nesil var ve çoğalıyor. Varolsun kütüphaneler ve sevgili gençler.”

3 tane üçgende alan sorusu

  • Yüzbaşı
    Mesaj
  • Teğmen
    Mesaj
    8 de Hocam harf ver. 36 nın karesi eşittir a.a+b, sordugu &#;&#;genin alanı, a.a+b/2 36/2 den 18

    9da harflendir. ABC &#;&#;geninde Adan dik indir , ADE &#;&#;geninde A dan 4e dik indir dikd&#;rtgen oluşacak. Gerisini yaparsın



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emre -- 9 Ocak ; >
  • Yüzbaşı
    Mesaj
  • Teğmen
    Mesaj
  • Teğmen
    Mesaj
    quote:

    Orijinalden alıntı: Dostlarsağolsun

    9. soruda 8'i verdiğini g&#;rmemişim. 8. soruda ikinci kısmı anlamadım hocam. Nereyle nereyi &#;arptık?

    BH ye a dedik HC ye b, dbh &#;&#;geni 45 45 DH 'da burdan a gelir. &#;klid yapıyoruz 36 eşittir a.a+b alanını sordugu &#;cgende &#;klid yapıyoruz. a.a+b b&#;l&#; 2. ; a.a+b 36 idi bize 2 ye b&#;l&#;nm&#;ş&#;n&#; soruyor 18
  • Yüzbaşı
    Mesaj
  • Teğmen
    Mesaj
    quote:

    Orijinalden alıntı: TheLordMan

    &#;&#;genler zor mu sence hocam ? 1 ayda sağlam biter mi ?

    Alim&#;nyumuna koyarsın hocam. Bunu 1 ay &#;nceye kadar geometri &#;z&#;rl&#;s&#; olan ben s&#;yl&#;yorum. Şimdi birey b &#;&#;zebiliyorum. Zor bir kaynak sayılmaz ama kolay da değil sonucta. Tm olarak bu kıtabı bıtırırsem yeter bana.
  • Yüzbaşı
    Mesaj
  • Teğmen
    Mesaj
    Dostlarsağolsun kullanıcısına yanıt
    hocam tabanları ikisininde 6 &#;stekinin alanı 6.k/2 3k alttakinin alanı 6.(8-k)/2 den k taralı alan 24 oluyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Professor Lazzers -- 9 Ocak ; >
  • Yüzbaşı
    Mesaj
    quote:

    Orijinalden alıntı: emre


    quote:

    Orijinalden alıntı: TheLordMan

    &#;&#;genler zor mu sence hocam ? 1 ayda sağlam biter mi ?

    Alim&#;nyumuna koyarsın hocam. Bunu 1 ay &#;nceye kadar geometri &#;z&#;rl&#;s&#; olan ben s&#;yl&#;yorum. Şimdi birey b &#;&#;zebiliyorum. Zor bir kaynak sayılmaz ama kolay da değil sonucta. Tm olarak bu kıtabı bıtırırsem yeter bana.

    Al&#;minyum zaten o bahsettiğin anlama geliyor ikinciyi yazma banlanırsın.
  • Teğmen
    Mesaj
    quote:

    Orijinalden alıntı: euzerixinturevi


    quote:

    Orijinalden alıntı: emre


    quote:

    Orijinalden alıntı: TheLordMan

    &#;&#;genler zor mu sence hocam ? 1 ayda sağlam biter mi ?

    Alim&#;nyumuna koyarsın hocam. Bunu 1 ay &#;nceye kadar geometri &#;z&#;rl&#;s&#; olan ben s&#;yl&#;yorum. Şimdi birey b &#;&#;zebiliyorum. Zor bir kaynak sayılmaz ama kolay da değil sonucta. Tm olarak bu kıtabı bıtırırsem yeter bana.

    Al&#;minyum zaten o bahsettiğin anlama geliyor ikinciyi yazma banlanırsın.

    Elementlerden bahsettim ne anladın ki :D

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yüzbaşı
    Mesaj
    quote:

    Orijinalden alıntı: emre


    quote:

    Orijinalden alıntı: euzerixinturevi


    quote:

    Orijinalden alıntı: emre


    quote:

    Orijinalden alıntı: TheLordMan

    &#;&#;genler zor mu sence hocam ? 1 ayda sağlam biter mi ?

    Alim&#;nyumuna koyarsın hocam. Bunu 1 ay &#;nceye kadar geometri &#;z&#;rl&#;s&#; olan ben s&#;yl&#;yorum. Şimdi birey b &#;&#;zebiliyorum. Zor bir kaynak sayılmaz ama kolay da değil sonucta. Tm olarak bu kıtabı bıtırırsem yeter bana.

    Al&#;minyum zaten o bahsettiğin anlama geliyor ikinciyi yazma banlanırsın.

    Elementlerden bahsettim ne anladın ki :D


    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yüzbaşı
    Mesaj
    emree kullanıcısına yanıt
    1 ayda nereye kadar gelebildin hocam ? Benım amacım yks de 15 geo sorusundan 10 tanesini yapabilmek. Tyt de ise yarısını . Şu an sıfırım ama :( 1 ayda &#;&#;genler , 1 ayda d&#;rtgenler &#;okgenler &#;ember vs, 1 ayda da analitik geometri olarak 3 ayda komple bitirip kalan 3 ayda da full deneme diye d&#;ş&#;n&#;yorum. Nasıl sizce?

    Birey b yeter mı sence hocam hedefım i&#;in ? Ondan sonra full deneme &#;&#;zsem daha iyi olur galiba.
  • Teğmen
    Mesaj
    quote:

    Orijinalden alıntı: TheLordMan

    1 ayda nereye kadar gelebildin hocam ? Benım amacım yks de 15 geo sorusundan 10 tanesini yapabilmek. Tyt de ise yarısını . Şu an sıfırım ama :( 1 ayda &#;&#;genler , 1 ayda d&#;rtgenler &#;okgenler &#;ember vs, 1 ayda da analitik geometri olarak 3 ayda komple bitirip kalan 3 ayda da full deneme diye d&#;ş&#;n&#;yorum. Nasıl sizce?

    Birey b yeter mı sence hocam hedefım i&#;in ? Ondan sonra full deneme &#;&#;zsem daha iyi olur galiba.

    Aslında ağustos dan beri debeleniyorum bırakıp başlayarak bi hal oldum. Yeri geldi kitabı ortadan deldim sinirden ama aydır fark ettim ki &#;&#;zebiliyorum. Bir aşama var o aşamayı ge&#;men lazım geoya ısınman i&#;in. Ama uğraşırsan 1 ayda &#;&#;gen prosu olursun. &#;&#;geni anladıktan sonra gerisi &#;erez. &#;n&#;m&#;zdeki s&#;re cok yeterli. Benimde 15 soru gelirse10unu yapmam yeterli olur kendim i&#;in. Birey b nin yeterli olacağını d&#;ş&#;n&#;yorum. Ek &#;&#;zersen ince bi kitap neden cozdun diyemez kımse. Hedefin nedir?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yüzbaşı
    Mesaj
  • Yüzbaşı
    Mesaj
  • Teğmen
    Mesaj
    quote:

    Orijinalden alıntı: TheLordMan

    Anladım hocam .

    Tm - k hocam . Matematık nasıl sizin hocam ?

    Mat iyi &#;ok ş&#;k&#;r. Kaf ile ilerliyorum
  • yeni mesaja gitYeni mesaj
    Bilgi ikonYeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme

Benzer içerikler

YKS Sınav Koçu Geometri Konu Anlatımlı Soru Fasikül Seti Benim Hocam Yayınları

Bu ürün size KitapSeç

KİTAPSEÇ PAZARYERİ

Tüm satıcılarımız Kitapseç hizmet standartlarını garanti eder.

Ücretsiz İade

Hızlı Teslimat

Müşteri Desteği

Satıcı: KitapSeç
Satıcı Ünvanı: ADRES7 Elektronik Ticaret ve Bilişim Hizmetleri Anonim Şirketi
İletişim: Satıcıların iletişim e-posta adresi kitapsec tarafından kayıt altındadır.
tarafından gönderilecektir.

YKS Sınav Koçu Geometri Konu Anlatımlı Soru Fasikül Seti Benim Hocam Yayınları

Konu Anlatım Fasikülleri

Performans Soru Fasikülleri

Pekiştirme Soru Fasikülleri

 

1. Fasiküller - Geometri

* Düzlem Geometrinin Temel Kavramları

* Açılar

* Üçgen Çeşitleri, Üçgenin Elemanları

* Üçgenlerde Eşlik ve Benzerlik

* Özel Üçgenler

* Üçgende Açıortay, Kenarortay ve Trigonometri

* Üçgenin Alanı

2. Fasiküller - Geometri

* Dörtgenler

* Çemberde Uzunluk

* Çemberde Açılar

* Geometrik Yer ve Üçgen Çizimleri

* Katı Çizimlerin Alan ve Hacimleri

3. Fasiküller - Analitik Geometri

* Doğrunun Analitik İncelenmesi

* Çemberin Analitik İncelenmesi

* Koniklerin Analitik İncelenmesi

* Düzlemde Vektörler

YKS Sınav Koçu Geometri Konu Anlatımlı Soru Fasikül Seti Benim Hocam Yayınları

/

Tavsiye edebileceğim kadar iyi. Mükemmel. Harika / İb**********

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası