uzun saçın cefasını ergin sefasını ben sürdüm diyen kimdir / KALECİNİN SEYİR DEFTERİ

Uzun Saçın Cefasını Ergin Sefasını Ben Sürdüm Diyen Kimdir

uzun saçın cefasını ergin sefasını ben sürdüm diyen kimdir

Kıbrıs Türklerinin Manileri,25 Mayıs docx

Öz Ozan-baksı edebi geleneğini sürdüren Âşık edebiyatı temsilcisi söz ustalarının önemli vasıflarından birisi hazırlıksız söz söyleme yani irtical kabiliyetidir. İrticali söz söyleme yeteneğinin insanların günlük yaşamlarına aks edecek kadar yerleştiği; hatta âşık olma iddiasında bulunmayan yöre halkının dahi bu kabiliyetle mücehhez olduğu Barak Ovası yahut Barak Yöresi birçok âşığa ev sahipliği yapar. Mızarlı Âşık Memet de zikredilen doğaçlama söz söyleme kabiliyeti ile ün yapmış, katıldığı yarışmaların tamamında "Besteli Doğmaca Türkü" dalında dereceler elde etmiş ve yörede haklı bir üne kavuşmuştur. Makalede Mızarlı Âşık Memet tanıtılmıştır. Ailesi, akrabaları, yakın arkadaşları, köylüleri ve yörenin ileri gelenleri ile yapılan mülakatlar neticesinde elde edilen bilgiler ışığında Mızarlı Aşık Memet'in hayatı, sanatı ve eserleri aktarılacaktır. Anahtar Kelimeler: Mızarlı Âşık Memet, âşıklık geleneği, Gaziantep. Abstract One of the important qualities of the minstrel literary tradition representatives is their ability to improvise; that is, to deliver impromptu (irticali) speech. The Barak Plain or Barak Region where the impromptu speech fused into people's daily lives and even the common folk is equipped with this talent hosts many minstrels. Mızarlı Aşık Memet, renowned for his talent of delivering impromptu poems, was ranked first in many competitions in the field of "Lyrical Improvised Folk Songs" and gained a well-deserved fame in the region. This article presents the life, art and works of Mızarlı Aşık Memet under the light of information gathered with interviews with his family, relatives, close friends, countrymen and leading figures in the region. Key Words: Mızarlı Âşık Memet, minstrel tradition, Gaziantep.

Azerbaycan Türkçesi Deyimler Sözlüğü by Altaylı S. PDF

%(1)% found this document useful (1 vote)
2K views pages

Original Title

Azerbaycan Türkçesi deyimler sözlüğü by Altaylı S. (seafoodplus.info).pdf

Copyright

Available Formats

PDF, TXT or read online from Scribd

Share this document

Share or Embed Document

Did you find this document useful?

%(1)% found this document useful (1 vote)
2K views pages

Original Title:

Azerbaycan Türkçesi deyimler sözlüğü by Altaylı S. (seafoodplus.info).pdf

Bu eserimi, vatanımıza, milletimize ve devletimize hayırlı


bir evlat olması düeği ile sevgili torunum Aybek Yıldırım
A L T A Y L I ' y a bağışlıyorum.

Baskı : Prestij Matbaası -- Ankara -


Tel : () 29 76
Kısaltmalar

al. : alay ifadesi.


arg. : argo söz.
ço. : çocuk dilinde.
din. : dinı terim.
es. : eski dilde.
et. : etnografya ile ilgili.
hk. : hııkuki terim.
k. : kaba söz.
kin. : kinaye.
kl. klasik terim.
kn. : konuşma dili.
mt. matematikle ilgili terim.
f

Ş- : şaka ifadest.
şa. : şairane ifade.

r
İçindekiler

Önsöz
Deyimler Sözlüğünün Orijinal Öraeği •*
Maraqlı Bir Əsər
Deyimler
Sözlük
Kaynakça
Önsöz
Dil tarihi, insanlık tarihi ile birlikte başlämıştır. Türk milleti, beşeriyetin en eski.
milletlerintlen biri olduğundan dolayı konuştuğumuz Türkçe de dil tarihinin en başından
beri kullanıla gelen önemli dillerinden biridir.
Dilimizle iigili ilmi çalışmaların çağdaş anlamda yüzyılda Kaşgarlı Mahmut'la
başladığı belirtilmektedir; ancak bu çahşmalarm ve tartışmaların yoğunluk kazandığı
devir ise yüzyıhn ikinci yarısı olmuştur diyebiliriz. Bu dönemde batıda okuyup ülkeye
dönen aydmlann getirdikleri batı zihniyeti dilde de kendini göstermiştir. İslam dininin
kabulünden sonra özellikle ve yüzyılda Arap ve Fars kültürleri iie yakın temas
kuran dilimiz kendine Özgü kimlik oluşturmuş ve bunu diğer halklara da kabul ettirip,
benımsetmiştir. Bu kimliğin oluşturulmasmda Osmanlı Devleti'nin kudretli imparatorluk
häkimiyetı baş rol oynamıştır. Ancak yüzyılm son çeyreğinde başlayan duraklama ve
peşice gelen gerileme devri, devleti zaafä uğratmış ve özellıkle de yüzyılda devleti bu
durumdan kurtarma çarelerinin batıda aranması ağırhk kazanmaya başlamıştır. Batının
ekonomik ve askeri yönden Osmanh devletinden ileride olması, Türkler arasında
batıhlaşma özentisini kamçılamış ve tabiı olarak bu durum, batıh anlamda davranış
biçimlerine yönelmeyi körüklemiştir. Batıh gibi giyinme ve davranış biçimleri sosyal
hayata gimıiş ve batı dilleri de, özellikle Fransızca kültürel sahada kendini daha çok
hissettirmeye başlamıştır. Sosyal hayatta görülen değişim dile de sirayet etmiş,
yüzyılm ikinci yarısı dilde batıhlaşmanm gemi azıya aldığı zaman dilimi olmuştur.

Osnıanlı Devletinin enkazı üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti tamamen batıya


yönelik metotlarla işe başlamış, aşın Türkçeciliğe doğru gidilmiş, ancak bunun son
derece hatah olduğu anlaşılm^ş ve bu yoldan dönülmüştür. Aşırı Türkçecilikten vazgeçen
Cumhuriyet Türkiyesi, Türk dünyası eksenli bir politika ile dilinıize yeni bir yön
vermiştir. Atatürk zamanmda kurulan Türk D i l Kurumu, Türkiye merkezh, Türk
dünyasmı kucaklayan ancak batıh metoüarla ve batıyı da unutmayan bir politika ile dile
yaklaşmıştır. Atatürk'ten sonra ise büyük bir çoğrafyaya yayılan milletimizin Türkiye
dışmda yaşayan halkları nedense gömıezden gelinmiş, yön tamamen batıya çevrilmiş,
yüzyılların birikimi uydurukçaya kurban verilmiş, "millı marş"a "ulusal düttürü",
"yemekhane"ye "otlangaç" diyecek kadar kendinden kopuk ve özüne yabancı bir yola
sapılmıştır.

5
Dış Türkler konusundaki eğilimler, bu könudaki çahşmalar, önyargılı ve tamamen
siyasi amaçlı seafoodplus.info edilmiş, bunlara polilik fair siına bürühdürülerek "Turancıhk (?!)"la
eşdeğer tutulmuş ve damgalanmış, mahkum edilmiştir. Miiletimizin malı olmuş keliıneler
Arapça ve Farsça kökenlidir diye bir kenara fırlatıliTUş, yerlerine yeni uydurukça
kelimeler bulunmuştur. Bu durum da ne yazık ki, diğer Türk halkları ile Türkiye
arasıüdaki iletişinıi menfi yönde etkilemiştir. Türkiye dışmdaki kardeşlerimizin dilinde
yaşayan ve tamamen kendi malımız olmuş kelimeler ve deyimlere sırt çevrilmiş, yeni
nesiller böylesi bir ortamda yetiştirilmiş, dolayısıyla da diğer haklanmızla aramızda
biiyük bir kopukluk meydana gelmiştir. Bunun sıkmtılannı Sovyetler Birliği'nin
dağılmasından sonra daha iyi anladık ve anlamaya da devam etmelcteyiz. Güzel
Türkçemizin Türkiye dışında yaşayan kardeşlerimizin dilindeki kelirne ve deyimlerle
daha da zenginleşeceği ve dünya dilleri arasında kgndine läyık yeri tutacağına
inanmaktayım. Bu inançla da ömrümün en güzel ve verimli yıllarını dilimiz için seve
seve harcadım ve harcamaya da devam edeceğim.

Deyimler dilimizin, beşeri ilişkilerimizin, yaratıhşımızlä ilgili anlayışımızın,


sosyolojik hafızamızın, inançlarımızın ve devlet feisefemizin, kısacası kültürümüzün.
yüzyıllar içinde kalıplaşmış anahtarlarıdır. Bü sebeple deyimlerimize kahplaşmış özlü
ifädeler gözüyle bakamayız.
Tann tarafından ilahi adaleti yer yüzünde sağlamak gayesiyle yaratılan ve böylesi
yüce bir misyonla görevlendirilen Türk Milletihin cihan tarihine hediye ettiği Ulu
Önderimiz Atatürk'ün henüz yıhnda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Dış
Türklerle ilgili olarak söylediği;
"Bugün Sovyetler Birliği döstumuzdur, komşumuzdur, müttefıkimizdir. Bu
dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarm ne ölaeağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı
Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde
sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabih'rler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte
o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir Bizinı bu dostumuzun idaresinde dili bir,
inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır
olmak, yalmz o günü susup beklemek değildir, hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl
hazırlanır? Dil bir köprüdür İhanç bir köpmdür Tarih bir köprüdür

Köklerimize inmeli ve olaylann böldüğü tarihimizin içinde bütiinleşmeliyız.


Onlann bize yaklaşmasmı bekleyemeyiz. Bizim onlära yaklaşmamız gereklidir"

6
şeklındeki sözlerini, hiçbir zaman unutmadan ve her ne pahasına olursa olsun,
sorumluluğunu taşımak ve icra etmek için mukaddes bir görev telakki ederek harfıyen
uymaya çalıştım.
Milli benliğimizi şekillendiren, ona ruh veren ve nesilden nesle devam ettiren milli
kültürümüzdiir. Onu geliştirip, gelecek nesillere miras bırakmada kullandığımız vasıta ise
dilimizdir. "Şahadetleri dinin temeli olan ezanlarımızm" minarelerimizde ebed müddet
devam etmesi, yüce devletimizin bekası ile käim olur. Devletimizin devamı, milli
şuurumuzun idrak edilmesi ve onun vücut bulması, millı kültürümüze, en başta da
dilimize verilen önemle ilgilidir. Ulu önderimizin " M i l l i şuurdan yoksun milletler başka
milletlerin şikarıdır." sözünü söylerken, bizlere de milli benliğimizi bulma ve onu gelecek
nesillere daha güçlü bif şekilde bırakma idealini hedef göstermiştir. Bir anlamda dilimize
sahip çıkmak, devletimize sahip çılcmakla eş değerdedir. "Ağzımızda anamızın sütü olan"
dilimiz ise Doğu Türkistan'dan Adriyatik sahillerine kadar uzanan engin bir coğrafyada
häkimdir. Her bir Türk kolunun konuştuğu dil ise Tannnm ilahi güzelliğinden birer demet
sunduğu nadide inciler gibidir ve her birinin kendine has lezzeti, zarafeti vardır.
Azerbaycan Türkçesi de Doğu ve Bätı Türklüğünün kavşak noktasmda bulunmanın
üstünlüğü ile kendine has estetiğe, inceliğe, musikiye ve zenginliğe maliktir.

yıhndan başlayarak 8 yıl arahksız ve her gün ortalama altı saat çahşıp
yıhnda iki ciltlik "Azerbaycan Türkçesi Sözliiğü"nü hazırlayarak yayımlamayı başardım;
ancak aym tempodaki çahşmalarımı devam ettirdim. Azerbaycan Türkçesi
Ansiklopedisi üzerinde 22 yıldır çälışmaktayım ve yakın bir zamanda da bitirmeyi
plänlamaktayım,
yılından beri Kuzey Azerbaycan'la çokyakın temastayım. yılmdan beri
de Güney Azerbaycan'la irtibat halindeyim. Her iki taraftäki literatürü, ulaşabildiğim
kadanyla yakındän takip etmekteyim. yıhndan beri her iki yörenin insanlarmdan ve
doğup büyüdüğüm, Oğuz yurdu Iğdır bölgesinden derlediğim sözleri ve deyimleri
topladım. Şimdiye kadar taradığım eserlerden ve ilişki kurduğum insanlardan 27 'den
fazla deyim töpladım; ancak hem kanşıkhğa meydan vermemek ve kullanıcılara kolaylık
sağlamak hem de kitabm hacmini fazlä büyütmemek için varyant deyimleri tek bir
deyimde topladım ve bundan dolayı ralcam 22 'ye indi. Her deyimin Türkiye
Türkçesi'ndeki karşıhğını ulaşabildiğim kadarıyla vermeye çahştım, ancak tamanıını
veremedim; çünkü Türkiye Türkçesi'ndeki deyimleri ihtiva eden eserlerdeki rakam,

7
benim eserimdekilerin yansma bile uläşamamaktadır, takdiri sevgili okuyuculara
bırakmaktayım. Bulduğum deyimlerin bäğımsız bir kitap hälinde yayımlanmasınm
lcültürümüze az da olsa bir katkı sağlayacağmm inancınt taşırnalctayım.
Deyimler sözlüğünü Azerbaycan'da kullanılan Latin alfabesinin harf sırasına göre
dizdim. Onlan bölümlere ayırarak kendi içlerinde tasnif etmeyi; her deyimi, kitabın
hacmini son derece büyütür lcaygısıyla bir örnekle göstermeyi uygun görmedim.
Alfabetik sıranm, istenen deyime çok çabuk ve kolayca ulaşmada yardımcı olacağı
kanaatini taşımalctayım.
Eseri hazırlarken bazı konulara özellikle dikkat ettim. Türk Dil Kurumu'nun
sözlükçülükte uyguladığı lcurala uydum ve cümle başlannda büyük harf kullanmadım.
Azerbaycan Türkçesinde özel isimlerin baş harfieri cümle içinde küçük harfle
yazılmalctadır ve ekleri de apostrofla ayrılmamaktadır. Bu durum, Türkiyeli okuyucular
için bazen kanşıkhğa meydan vermektedir. Cümle içinde yazılan kehmenin özel isim mi.
yoksa ifade edilen herhangi bir söz mü olduğu anlaşılmamaktadır. Buna engel olmak için
Türkiye Türkçesindeki yazım lcurallarını uyguladım, özel isimlerin baş harfini büyük
yazdım, eklerini de apostrofla ayırdım; doğrusunun da bu olduğuna inanmaktayım.

Başka bir konu Azerbaycan Türkçesinde kullanılan zaman elcleridir. Bunlara dikkat
edilmezse bazı yanhş anlaşılmalar meydana gelebilir. Azerbayçan Türkçesinde şimdikı
zaman eklerini (-ır, -ir, -ur, -ür) alan bazı kelimeler Türlciye Türkçesinde emir kipı
şelchnde aigılanabilir, buna dikkat edilmelidir. Ömelc ölarak Azerbaycan Türkçesinde
"batmak" fiili "-ır" ekini alarak "batır" şekline gelmiştir. Bunun Türkiye Türkçesindeki
karşılığı "batıyor"dur; "yatmak" fiilinin şimdiki zamanı "yatır" şeklindedir ki, Tiirkiye
Türkçesine göre "yatıyor" şelclinde algıianmahdır. Buna dikkat edilmezse Türlcıye
Türlcçesindeki gibi algılamrsa "batır", "yatır" emir kipi anlamını kazanır ki, bu da yanhş
anlaşılmalara sebep olabilir. Azerbaycan Türlcçesinde gelecek zaman ekleri (-ar. -er), zarf
fiil ekleri (-ıb, -ib, -ub, -tib), yükleme häli ekleri (-ın, -ni, -nu, -nü), bildirme ekleri (-dı, -
di, -du, -dü)'dür ki, daha çok konuşma dilinde kullanıhr (dumandı=dumandır,
çətindi=zordur). Bunlardan başka bazen soru cümlelerinde soru eki de
kullanılmayabiliyor. Örnek olarak "Bilirsən, a dərdin alım gedirəm hara?= Yavrucuğum.
nereye gittiğimi biliyor musun? Bu kurallara dilckat edihnesinin gereğini vurgıılamak
ıstiyorum.

8
Bir başka konu ise bizde de olaıı; ancak başka bir işaretle gösterilmeyen seslerdir
(kapalı "e", arka damak "g'^si, hınltılı "h"). Türkiye Türkçesinde bu sesler "kapah, açık
"e" (e) işaretiyle, Ön damak "g"si ile arka damak "g"si (g) işaretiyle, normal ve hırılüh
"h" sesleri de (h) işaretiyle karşılanmaktadır. Azerbaycan Türkçesi'nde bu sesler kendi
özel işaretleriyle karşılanmaktadır (Əkin=Ekin; Elçi=Elçi; Göytürk=Göktürk;
Qorqud=Korkut; Xətir=Hatır).
Hazırladığını bu eserde hataların ve noksanlarm olması tabiidir. En sağlam ve
şaşnıaz sarraf ise bunu kullanacak olanlar, yani okuyuculardır. Okuyuculann acımasız
eleştirılerini beklemekte ve onu özellikle istirham etmekteyim; çünkü bu tenkitler daha
büyük ve kusursuz eserlerin oluşturulmasına yardımcı olacaklar, bana da yön
vereceklerdir. Tenkitlerinden dolayı sevgili okuyuculara şimdiden sonsuz saygı ve
şükranlarımı sunuyorum.
Bu eseri hazırlarken benden yardımlannı esirgemeyen eşi bulunmaz dostum A l i
ŞamiL saygıdeğer öğrencisi Ofelya Yunuslu, manevi kızı Vüsale Ferhatlı, Prof. Dr. İsmail
Ömeroğlu, Arif Rahimoğlu, A r i f Keskin, Babek Cavanşir, sevgili dostum Habil
Topaloğlu, Nilgün Aytaç hanıma ve mesai arkadaşım Onur Özkan'a kalbi teşekkürlerimi
sunarım.
Şüphesiz k i , çahşmalarım esnasmda mecburen en büyük yalmzlığı ve acıyı
yaşattığım sevgili eşim Fatma Altayh'nm manevi desteğini unutmam mümkün değildir.
Benim gibi birine sabır ve metanetle tahammül ettiği ve bu eserin ortaya çıkmasına
yardımcı olduğu için milli kültürümüz adına şonsuz teşekkürlerimi sunarım..
Saygılarımla.
İnternet adresim: a]tayli_«@seafoodplus.info
-
Gölbaşı-Ankara

9
Deyinıler Sözlüğünün Orijinal Örneği
Pröf. Dr. Kamit Veli NERİMANOĞLU

Araştırmacı yazar Seyfettin Altaylı'nın sözlük deneyimi yılmda Ankara'da


yayımlanan "Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü" adh eserde başarıyla yansıtılmıştır.
Bu sözlükte kelimelerle birlikte deyimler de verilmiştir. Fakat Seyfettin Altaylı'mn
sık sık bulunduğu Kuzey Azerbaycan ve yazılı literatürünü yakından takip ettiği Güııey
Azerbaycan'dan topladığı halk edebiyatı örneklerinde büyük bir zenginliğe nıalik
deyimler hazinesi araştırmacı yazarı kendine cezb etmiştir.
Son on yıldan fazla bir zamanda toplanan ve eskilere eklenen deyimlerin sayısı
yirmi bin civarındadir. Zengin edebi serveti ve tarihi ile değişik üsluplara malik
Azerbaycan Türkçesinin deyimler hazinesi kuşkusuz k i , 20 'den çok daha läzladır.
är

Güney Azerbaycan'dan toplanmış deyimler, Azerbaycan'm Kuzey'dekilerden daha fazla


dikkat çekmektedir. Aha dilinde eğitimi olmayan, "Varlık" dergisini saymazsak, çok
zayıf bir medyaya malik olan Güney Azerbaycan'da uyuyan Türkçe yalnızca Azerbaycan
Türkçesi için değil, genel anlamda Türkçe için çok önemlidir.
Deyimler, bir dilin varhğı, estetik ve edebi yönü dolayısıyla özel bir önem
taşımaktadır. Deyimlerin oluşması, yapısı ve kullanıhnasi ayn bir konudur. En az iki
kelimeden ibaret olan ve belirli bir anlamı ifade eden söz ile eş anlamlı bir fonksiyonu
yüklenmelctedirler.
Tarih boyunca meydana gelmiş ve böylesi bir süreç geçirmiş Türk deyimlerinin ilk
ömeklerine Orhun-Yenisey abidelerinin dilinde, Kaşgarlı Mahmut'un Divan-ı Eügat-it
Türk'ünde, Balasagun'lu Yusuf Has Hacib'in "Kutadgu Bilik" adlı eserinde, Dede
Korkut Kitabı'nda, Manas, Nesimi, Yunus Emre, Fuzuli, Köroğlu, Alpamış, Mahtum
Kuiu ve Abay'm dilinde vs. rasthyoruz.
Deyimi olmayan, veya deyimi az olan bir dil yavan. güzellikten yoksun bir dil
sayılabilir.
Azerbaycan Türkçesi'nin kendine has deyim hazinesini edebi ve edebi olmayan
deyimler olarak ikiye ayırmak mümkündür. Edebi deyimler edebiyatın dilinde kulianılmış
deyimlerdir. Yazıh ve sözlü edebiyatı içine alan bu deyimler belgelennıiş, dil deneyimleri
kanıtlanmıştır. Konuşma dilinde ve yazıya aktarılmamış folklor dilindeki (halk edebiyalı)
nıevcut deyimler ise edebi olmayan deyimlerdir.

10
Deyimleri granıer ve biçim yöriünde kafakterlerine ayırmak mümkündür. Dil
biliminin ilgili sahasmda (frazoloji) incelenen deyimler fiil ve isim grubu olarak tasnif
edilir. Deyimler, yapılan ve işlevleri itibarı ile zengin özelliklere sahiptirler.
S. Altayh Azerbaycan Türkçesi'nin deyimlerini alfabetik sıra ile sıralamış ve ömek
vermeksizin onların anlamını (semantik) açıklamıştır.
Bizce sözlükte, deyimlerin ve kelimelerin örneklerle verihnesi zaruridir. Lakin
örnek verilmesi mecburi değilse verilmeyebilir de. Dünya leksikoloji deneyiminde her iki
yol da mevcuttur ve onlan karşılaştırmaya ihtiyaç duyulmamaktadır.
S. Altayh, Azerbaycan Türkçesi deyimlerinin her türünü yazıya almakla aikış,
kargış, tekerleme, ibare olmakla haik edebiyatında obje olan kahplaşmış (ye kısmen
kahplaşmış) kelime gruplanm kayda geçirerek anlamlannı vermiştir. Deyimlerin verilen
anlamlarını yüzde yüz kabullenmek imkansızdır; fakat bu açıklamaların genel kısmı
yeterli sayılabilir. Basit ve anlaşılır bir dil ile verilen anläm değerlendinrıeleri dakikliği ,
özlülüğü ile de seçilmektedir.
Deyim kümelerinin tespiti yeterlidir. Araştırmacı yazann etik bakımdan kusurlu
bilinen ve özellikle geniş bir dairede kullanılmayan deyim örneklerini de toplaması ve
söziüğe dahil etmesi medeni cesaret olmakla birlikte bilim cesareti ve tabuları bilim
bakimından yıkmak deneyimidir.
İnanıyoruz ki, etnografya ve etnoloji, psikoloji ve tarih uzmanları için de bu
deyimler yeni araştırmalara ışık tutacaktır.
Deyimlerin toplanması, seçilmesi kadar da onlann verilme sistemi ve anlambilgisi
de yeterli kadar zor bir problemdir. Bizce Seyfettin Altaylı bu problemi genelde
halledebilmiştir. Farkh yorurrflar da olabilir. Deyimlerle ilgili tartışmaların olması da
muhakkaktır.
Önemli olan ise araşurmacı yazar Seyfettin Altaylı şimdiye kadar yapılmamış veya
bu kapşamda rastlanmamış zor bir işi başarmış ve bu eseri ile yalnız Azerbaycanşinashğı
değil tüm Türkolojik sahayı zengihleştirmiştir.
Biz, araştrrmacı yazan kalben tebrik ediyor, yapılmış bu çok mühim işiu devamını
bekliyoruz.

Ankara

11
MARAQLIBtRƏSƏR
Əli Şamil

Türklər dünyanm üç qitəsmdə dövlətlər qurmuşlär. Demək, onlär Avrasiya'da,


Afrika'mn quzeyində yaşayan onlarla xalqı idärə etmiş, yönətmiş, onlärm
mədəniyyətlərinə təsir göstərmiş, eləcə də onlardan genişqəlbliliklə yararlanmışlar.
Amerika qitəsində yaşayan Qızıldərili, Maya,.Sin, Kecna vs. qəbilələrin dillərində küllü
miqdarda Türk sözləri mövcuddur. Araşdın-naçıların gəldiyi nəticəyə görə həmin dillərin
nəinki lüğət tərkibində, həm də morfoloji və sintaktik quruluşunda Türk dilinin qramatik
quruluşu açıq-aydm öz təsirini göstərir.
Olduqca böyük tarixi olan və geniş əraziyə səpələnmiş bir xalqm dili, mədəniyyəti,
tarixi, ədəbiyyatı layiqincə öyrənilməmişdir desək yəqin yanhşhğa yol vermiş olmanq.
Türk dilçilik elminin banisi Käşqarlı Mäh'mud saydır. Həqiqətən də onun Divani
Liiğət-it Türk əsəri sadəcə ikidilli bir lüğət olmayıbdır. Orada, yalnız dilçiliyimizə.
folklorumuza, ədəbiyyatımıza, tariximizə, coğrafiyamıza dair də zəngin material vardır.
Bərqama'h Kadri'nin ildə yazdığı qramatika kitabı da dilçilik elmimizin böyük
nailiyyətidir. Bütün bu uğurlarla yänaşı onu da etiraf etməliyik ki, yüzilliyin
sonlarmdadək yazılan Türk qramatikalan Ərəb dilçilik elminin təsiri altında
formalaşmağa başlamışdır.
Dilçilikdə qədim Hind, klassik Yunan və Roma, eləcə də Ərəb dilçilik məktəbləri
olmasma baxmayaraq bu elmin sürətli inkişafma X I X . yüzildə rast gəlirik. Elmi-texniki
sahədə iləri çıxan Avropahlar keçmişin təcrübəsindən məharətlə yararlanaraq özlərini
dünyanm apancı xalqlarma çevirdilər vo qüdrətli dövlətlər qurdular. Texniki tərəqqi də
dünyanın ən inkişaf etmiş və mədini xalqlanmn ilə görəbilmədiyi işi, Avropalann 5-
10 ildə reallaşdırmasma şərait yaratdı. Türklər də Avropa xalqmm inkişafmm sürəti ilə
ayaqlaşmaq üçiin onlann yaxşı-pis hər nəyi varsa çox sahədə təkrarlamağa başladı.
Mexaniki təkrarlama bəzi salıələrə xeyir verməklə yanaşı bəzi sahələrdə fəsatlar törətdi.

Qafqaz'ı işğal edən Rusların təsiri altındä Azərbäycan'da da elmi-texniki sahədə


Avropahlaşma meyli sürətləndi. Bu, özünü dilçilik elmi sahəsində də qabarıqhğı ilə
göstərir. 8 milyona yaxm əhalisi olan Azərbaycan Cümhuriyyəti'ndə dilçiliklə məşğul
olan 'dən artıq araşdırmaçı var. Dilçiliyin miixtəlif sahələrinə dair onlarla kitab,
yiizlərlə məqalə çap olunub.

12
tlk baxışda bu sahədə sürətlj bir irəlləyiş nəzəro çarpır. Yaxmdan tanış olduqda iso
böyük boşluqlarm, öyrənilməmiş sahələrin və problemlərin mövcudluğu üzə çıxır.
Fonetika, morfologiya, leksika, xüsusən leksikologiya sahəsində mühüm işlər görən Ərəb
dilçiliyi (VII-XII yüzillər) çoxcildli lüğətlər tərtib edərək, "qıhnc" sözünün , "şir"
sözünün , "dəvə" sözünün isə sinonimini müəyyənləşdirmişdir'. Bunu da
dillərinm zənginliyi kimi təqdim edir və onunla qürur duyurlar.
Çox əəssüf ki, bizlərdə belə sanbalh iş görülmədiyi bir yana, görmək istəyənlərə də
az qala həqarətlə baxırlar. Bugün dilimizdə işlədilən "yaxşı" və "iyi" vəya "dayanacaq",
"duraq" vs. sözləri eyni dilin sinonimi kimi deyil, ayrı-ayn dillərin sözləri kimi təqdim
etməyə çahşanlar daha çoxdur.
Belə bir şəraitdə peşəsi qəzetçilik olan, fıloloji və tarix təhsili alan, uzun illər
"Türkiyə'nin Səsi Radiosu"nun Azərbaycan Türkcəsi yayınlannın rəhbəri işləyən
Səyfəddin Altayh, Füzuli demişkən "yaxşı adını yaman edib", çətin işi asana çevirmək
üçün meydana atılıb. Dilçi araşdırıcılann görməli olduğu işi görməyə başlayıb. 8 il
aramsız işləyərək iki cilddə Azərbaycan Türkcəsində işlədilən söz və sözbirləşmələrini
əhatə edən "Azərbaycan Türkcəsi Sözlüğü"nü tamamlayaraq M i l l i Əğitim Bakanhğı'na
təqdim edib və əsəri 20 tirajla çap etdirib. Çox qısa bir müddətdə satılıb qurtaran
kitabın üzərində yenidən işə girişən yazar, çoxcildlik Azərbaycan Türkcəsi
Ensiklopediyası'nı çapa hazırlayır. Belə nəhəng bir iş üzərində çähşa-çahşa Azərbaycan
Türkcəsində işlədilən deyimlərin sözlüyünü hazirlayıb oxuçuların mühakiməsinə verməyi
qərara alıb. Bu iş, dilçiliyimiz sahəsində atılan ilk addım deyil. Tanınmış dilçi, alim,
Azərbaycan'da son 50 ildə ?ap ölunan lüğətlərin müəlliflərindən olan Prof. Ə. Ə Orucov
Bakı'da ildə "Azərbaycanca Rusça Frazeologiya Lüğəti"ni çap etdirib. Cəmi
sözü əhatə edən lüğətə yazdığı ön sözdə deyilir:

"Belə bir lüğətin yaranması fıkri hələ illərdə doğmuşdu. Lakin o zaman bunu
həyata keçirmək üçün heç bir maddi və metodoloji baza yox idi. Maddi bäza dedikdə, ilk
əvvəl lüğətin "skletini" təşkil edən kartoteka riəzərdə tutulur k i , bunsuz ciddi mənada
ümumiyyətlə heçbir lüğət yaradılabilməz. Bu kartotekam yaratmaq üçün birinci növbədə
dildə işlənən frazeoloji materialın özünü tapmaq və sistemə salmaq lazım idi. Müəllif belə
2
bir şəraitdə işə başlamalı olmuşdu" .

1
Seyidov, Y, Azərbayçan dilinin şöz birləşmələjri.
2
,Qmçpv, Ə.Ə, Azərbaycanca Ruşca Frazeologiya Lüğəti, Əlnı nəşriyyatı, s. 5, Bakı,
13
Onu da xatırladaq ki, şərait olmadığmdan şikayətlərtən Prof. Ə. Ə. Orucov uzun
ınüddət Azərbaycan Elmlər Akademiyası Nəsimi Adma Dilçilik İrıstitutu'nun lüğətçilik
şöbəsinin müdiri və başqa rəhbər vəzifələrdə çahşmışdı. Yəni, yardımçıları sırasmda dilçi
alimlər, labarantlar, aspirantlar, tələbələr olmuşdu. Böyük bir elmi heyətin köməyindən
yararlanan Prof. Ə. Ə. Onıcov yazır: "Yazılı mənbələrdən, bədii ədəbiyyatdan,
lüğətlərdən, publisistik, xüsusən yumoristik yazılardan vs. frazeoloji ifadələri seçib
götürmək asan olduğu halda canlı dildə işlənən ifadələri ( əlbəttə müəllifm özünün
bildikləri istisna olmaqla) toplamaq olduqca çətindir. Odur ki, bunlan toplanıaq üçün
başqa bir yol da qahrdı ki, o da harada olur-olsun (ınəclisdə, nəqliyyatda, radio və
televiziya verilişlərində vs.) söhbət zamanı eşitdiyimiz ifadələri dərhal cib dəftərçəsinə
qeyd etməkdən ibarət idi. Demək lazımdır ki, lüğətə daxil olmuş canlı dil materiallannın
(frazeologizmlərin) mühüm bir hissəsi məhz bu yolla toplanmışdır. Bu isə qeyri-
3
müntəzəm, epizodik xarakter daşıdığı üçün təbii ki, uzun illər tələb etmişdir" .

Səyfəddin Altayh isə yalnız Azərbaycan Cümhuriyyəti'ndə, Türkiyə'nin İğdir-fCars


bölgəsində işlənən Frazeoloji ifadələri toplamaqla kifayətlənməmiş İran İslam
Cümhuriyyəti'nin Qərbi Azərbaycan, Şərqi Azərbaycan,' Zəncan, Həmədan və digər
bölgələrindən də materiallar toplayaraq kitabına daxil etmişdir.
Oxucu sual verəbilər: Frazeoloji ifadələrin toplanması belə bir zəhmətə dəyər mi?
Bu, dilçiliyimizə, ədəbiyyatınnza nə verəcək? Bu suala tanmmış şair Bəxtiyar
Vahabzadə'nin aşağıdakı fikri cavab olabilər: "Bir dildə ideomlann çoxluğu o dili
yaradan xalqm qədimliyinə, məişətinin zənginliyinə və xüsusən də dilin əlvanlığına ən
4
yaxşı dəlildir. Hərhansı bir söz ideomatik deyimin içində məcazla verilir" . İdeomatik
ifadələrin "gücü bir də ondadır ki, bunlar tərcüməyə gəlməz. Tərcüməsi mümkün
olmayan söz və ifadələr onu yäradan xalqın ruhundan, zövqündən, düşüncə tərzindən,
adət və vərdişindən, həyat və məişətindən doğmuş ifadələrdir". Belə ifadələr həmin
xalqın təfəkkürünü, keçdiyi tarixi yolu, fəlsəfi baxışmı müəyyənləşdirməkdə ayrı-ayn elm
sahələrinin araşdıncılan üçün açar rolunu oynayır və hansı dövrdə yarandığından xəbər
verir.

Termin kimi frazeoloji ifadə, frazeoloji vahid, idiomatik ifadə, qanadlı sözlər kimi
işlədilən bölgünün altında nələrin verilməsinin sərhəddini Azərbaycan dilçiləri dəqiq

3
Oıucov, Ə. Ə. agə, s.6

14
müəyyənləşdirməmişdir. Azərbaycan dilçiliyində bu məsələyə həsr olunmuş əsəıiərdə
frazeoloji material, "frazeoloji birləşmələr", "frazeoloji ifadələr", "frazeoloji vahidlər",
"sabit söz biıiəşmələri" adı altında işlədilmişdir. Frazeoloji vahidlər üçün sabitlik əsas
xüsusiyyət hesab edildiyindən buraya atalar sözləri və zərbməsəllərin hamısı (S.
Cəfərəov, Ə. Ə. Orucov, K. Əliyəv, A. Qurbanov), tək-tək sözlərin məcazi rəmzi
nıənalan: dayı, tülkü (Əzəl. Dəmirçizadə), məcazi mənada işlənən obrazlı təsviri
tərkiblər: daş qəlbli, nazik xatirə, qaranhq xəyal (R. Məhərrəmova), mürəkkəb sözlər (S.
Cəfərov, Ə. Dəmirçizadə), qoşa sözlər: səs-küy, gözəl-göyçək, əyri-üyrii (M.
Məmmədov, müxtəlif tipli sabit birləşmələr: vəcdə gəlmək, ümidini kəsmək, nəzərdə
5
tutmaq, alnı açıq (H.-Bäyramov) daxil etmişdir" .
S. Altaylı dilçilik elmimizin son araşdırmalarmdan istifadə edərək pərakəndəliyə
son qoymuşdur.
Dilimizi zənginləşdirən və şirinləşdirən ideomatik ifadələrimizə bizimlə qonşu
olan, ünsiyyət yaradan xalqlann əksəriyyəti həsəd aparmış, öz dillərini zənginləşdirmək
üçün ya hərfi tərcümə vəya mənasını tərcümə etməklə öz dillərində belə ideomatik
ifadələr yatadıqlarına dair yüzlərlə nümunə göstərmək olar. Frazeoloji vahidlərin əsas
hissəsi canlı danışıqda meydana çıxır və daha çox burada işlədilir. Xalq danışıq dili,
frazeologizmlərin yaranma mənbəyi və yaşama şəraitidir. Buna görə də danışanm
söylədiyi ifadə. söz birləşməsi, onıı söyləyənin intonasiyasına, mimikasına uyğun olaraq
müxtəlif mənalarda işlədilir. Bu çoxçalarhlıq və çox mənahhq dıii zənginləşdirir.
Azərbaycanlı araşdırıcılardan Mirəli Seyidov, Süleyman Əlyarlı, Musa Adilov,
Kamil Vəli Nərimanoğlu, Kamal Abdulla, İsmayil Vəli, Məmmədəli Qıpçaq və başqalan
deyimlərlə ilgili araşdırmalar aparnüş, tariximizə aydınhq gətirmək üçün deyimlərdən
qaynaq kimi istifadə etmişdir. Adlarım qeyd etdiyimiz müəlliflərdən ikisinin Musa
Adilov (Niyə Belə Deyirik?) və Məmmədəli Qıpçaq (Söz Aləminə Səyahət) deyimlərə
həsr etdikləri kitablan nəşr edilmişdir.
Son zamanlar deyimlərin mifoloji yöndən araşdırmaqla tariximizin qaranhq
səhifələrinə işıq salmaq meyli də artmışdır. Bu yöndən Göy Başınıa Uçdu, Başından
Tüstü Çıxnıaq deyimlərini incələyən Seyfəddin Altaylı'nm və İki Qoçtııı Başı Bir
Qazanda Qaynamaz, Birbirini yeyirbr, Ağ Günə Çıxasan, Günün Ağ Olsıın

4
Vahabzadə, Bəxtiyar, Dərin Qatlara İşıq (Musa Adilovun "Qanadh Sözlər" kitabma ön söz),
yazıçı nəşriyyatı, s. 5, Bakı,
15
deyimlərini ineələyəıı Güllü Yöloğlu'nun araşdırmaları ölduqca diqqəti çəkəridir. Hər iki
araşdıncı fakt və mülahizələrlə Türklərin İslam'ı qəbul etməmişdən öncəki düriya
görüşlərinə nəzər sahr və deyirrilərin şamanist, Göy Tanrıçı inamh Türklər tərəfmdən
yaradıldığı qənaətinə gəlirlər.
Frazeologiya ilə məşğul olan araşdıncılar az bir material əsasmda fikir və
mülahizələrini yürüdürdiilər. İndi onlänn əlinin altında zəngin bir qaynaq var. Bu qaynaq,
dil tarixçilərimizə, dialektoloqlanmıza, fəlsəfə tärixçilərimizə, dinlər tarixi ilə məşğul
olanlara və eləcə də qonşu ölduğumuz xalqlarla əlaqələrimizi öyrənənlərə zəngin qaynaq
mənbəidir.
Qarşıda isə yazıçım daha çətin bir sınaq gözləyir. İran İslam Cümhuriyyətində
yaşayan Türklərin işlətdikləri frazeoloji birləşrftələrin tamamını toplamaqla kitabın daha
da təl<mil nəşrinə nail olmaq!.

5
Müasir Azarbaycan D,öi, Elm nəşriyyatj, Bakı, ş. 2;, Bakı,
m -
abtöknıok ağlamak, göz yaşı dökmek. abırdan düşmək rezil kepaze olmak, şah-
ab tutmaq 1-üzüm suyu çıkarmak. 2- siyetini, kişiliğini, saygısmı kaybetmek,
ağlamak, gözyaşı dökmek. liyakatini yitirmek.
abad ediimok mamur edilmek, yaşanabilir abırdan salmaq rezil etmek, yüzüne karşı
häle getirilmek, imar edilmek. kötü, ağır laflar söylemek.
abad etmək (eləmək) mamur häle getir- abirı getmək bäk. abırdan düşmək.
rnek, imar etmek. abırtni ətəyiıw bükmək ağzınm payını
abad olar bülbülüyəm, xarab olar vermek, rezil etmek. gereken cevabı ver-
bayquşu kaygısız, ilgisiz, neme läzımcı mek.
kimseler içm kullanılır. abırını tökmək rezil kepaze etmek, haysi-
abad öimaq 1-mamur häle gelnıek. 2-insan yetini ayaklar altma almak.
yaşar durumda olmak. abırlı olnıaq terbiyeli olmak, şereili ol-
abdai eşşəyin harda qalıb halimi, halini mak, düzgün hareket etmek, ciddı olmak,
soran yok. medeni davranışlar sergilemek.
abı donu parıklayıp bağırsaqları abırsız lıəyasız rezil, kepaze; ahläksız,
quruldanıaq dışı kalaylı, içi alayh olmak; terbiyesiz.
üstü başı iyi olsa da ashnda çulsuz kimseler abırsızlıq etmək yüzsüzlük etmek.
için kuliamhr. abi niysaıı kimi nisan yağmuru gibi. sel
abır etmək haya etmek, utanmak. gibi, çok güçlü.
abır həya etmək (ebmək) 1-haya etmek, abi zəmzəm 1-mekke'de loıtsal kabul edi-
utanmak, çekinmek. 2-bir işi yapmayı hay- len kuyunun adı. 2-klasik şiirde şarap.
siyetine, şerefine uygün görmemek, onu abidə qoymaq anısma anıt dikmek, hatıra-
yapmamak. sına anıt yapmak, heykel dikmek.
abır həya gözləmək nezaket kurallarma abqora tökmək bak. ab tökmək.
uymak. abqora tutmaq bak. ab tutmaq 1. anlam.
abır həyadan salmaq rezil etmek, kepaze abra düşmək derlenip toparlanmak, dü-
etmek. zenlenmek. belirli bir düzene kavuşmak.
abır lıəyanı tapdalamaq utanma duygu- abra minmək belirli seviyede eğitim al-
sunu yitirmek, ayaklar altına älmak. mak, kültürlü olmak, belırli bir seviyeye
abır həyası qalmamaq ar damarı çatla- gelmek.
mak, yüzsüzleşmek. abra qısılmaq haya etmek, onurunu koıoı-
abır qoymamaq 1-tahkır etmek, rezil et- mak için susmak.
mek, ağır sözler söylemek. 2-barap etmek, abra salmaq derleyip toparlamak, ahenk-
berbat etmek. ^ leştirmek, arzulanan şekle sokmak.
abır vcrmək rezil etmek, kepaze etmek, abrı getmək (tökülmək) rezil olmak, baş-
yaptığı kötü davranışı tenkit etmek, utan- kalan karşısmda gülünç duruma düşmek,
dırmak. etraftakilerin kendine olan saygısını kay-
abıra düşmək 1-derlenip toparlanmak, betmek.
insani özelliklerini yeniden kazanmak. 2- abnua dəyənmir gururuna dokunmuyor,
normal lıale gelmek. hicap duymuyor.
abıra mindirmək (salmaq) deıieyip to- abrma sataşnıaq 1-rezil etmek. aşağıla-
paıiamak, göze hoş gelecek häle getirmek. mak, hakaret etmek. 2-sarkıntıhk etmek,
abıra minmək deıienip toplanmak, belirli tecavüze yeltenmek.
bir görünüm kazanmäk, göze hoş gelecek abruulan keçmək kendi nüfuzuna, adma
seviyeye ulaşmak. läyık ölmayan bir hareket yapmak duru-
abıra qısılmaq hayä etmek, çekinmek, munda olmak.
utanmak. abrını alınaq (aparmaq, götürmək,
vermək) ağır laflar söylemek, tahldr et-
mek, rezil etmek.
17
abrını atmaq vurdumduymaz tavırlar ta- ac qurd aç kurt, aç gözlü, doymak bilme-
kınmak, hiçbir şeyden utanmamak, haya- yen, pisboğaz.
sızlık etmek. ac saxlamaq 1-aç bırakmak, yemek ver-
abrını əlinə vermək haddini bildirmek, memek. 2-emrinde veya yanmda yaşayaıı
ağzının ölçüsünü vermek. birine gereken ihtimamı göstermemek, iyi
abrını (abrısmı) ətəyinə (göy əskiyə) bakmamak.
bükmək rezil etmek, kırıcı sözler söyle- ac torpaq susuz toprak, susamış toprak.
mek, azarlamak, laf söylemek. ac yalavac qaimaq 1-her şeyden mahrun;
abrını gözləmək 1-edepli davranmak. 2- olmak, aç açık kalmak. 2-hiçbir şey yeme-
saygılı olmak, davranışma dikkat etmek, mek.
seviyesiz davranışlardan kaçmmak. ac yalavac qoymaq aç açık bırakmak, her
abrmı tökmək rezil etmek. şeyden mahrum etmek.
abrısı getmək rezil olmak. acan pastar görüb açık çay için kullanıhr,
abrısuu abb əlinə vermək birini rezil ke- "çay, pastarı gördüğünden dolayı rengi
paze etmek. kaçmış" anlammda.
abrısuu ələyib əlinə vermək onur kırıcı acı acı ağlamaq yamklı yanıkh ağlamak.
sözler demek. hısanın icini sızlatarak ağlamak.
abrısını satın almaq arka çıkmak, himaye acı adam sevimsiz, suratsız; asık surath.
etmek, rezil olmasma izin vermemek. acı bağırsaq 1-sevimsiz, sevilnıeyen, hoş-
ae aparıb susuz gətirən zeki insanlar için lanılmayan kimse. 2-ince bağırsak.
kullanıhr. acı bağırsaq kimi uzanmaq uzanıp git-
ac apanb susuz gətirmək kandırmak, mek, birbiri ardınca sürekli geçmek, yürü-
aldatmak. mek, gelmek, bitmektükenmekbilmemek.
ac bəy, quru bəy 1-iflas etmiş, vannı yo- acı çəkmək acı duymak, acı çekmek, keder
ğunıı kaybetmiş bey veya zengin kimse. 2- duymak.
yoksul olup ancaq yüksekten atan kimseler acı danışmaq iğneleyicı sözler söylemek,
için söylenen bir ifade. kötü konuşmak.
ac buraxmaq aç bırakmak, karnım doyur- acı göz yaşları tökınək dert, keder ve ısü-
masına engel olmak veya yiyecek verme- rabın etkisiyle göz yaşlan akıtrnak.
mek. acı gülüş 1-zoraki tebessüm. 2-alaylı, kü-
ac doydurmaq açları doyurmak, yoksula çümseyici gülüş.
yardım etmek, fakirlere yardım etmek, acı gün görmok mutsuz olmak, bedbaht
sadaka vermek. olmak.
ac qalmaq aç kalmak, karnını doyurama- acı həb kimi udmaq onur kıncı, aşağılayı-
mak, yemek bulup yiyememek. cı bir laf, hareket karşısında sessiz durmak.
ac qarın 1-yoksul, fakir. 2-aç karma, boş sineye çekmek. "
mide. acı qələmə kimi göyə çəkilmək uzanıp
ac qarıua soyuq su gerekli olam değil de gitmek, boyu uzun ve biçimsiz. endamsız
gereksiz işleri yapan insanlar için söylenir. olmak.
ac qoymaq 1-aç bırakmak. 2-gelir yolunu acı söz danışmaq kötü sözler söylemek.
kesmek. elindeki mal mülkünden mahrum onuruna dokunmak, gönlünü incitmek,
ederek muhtaç dııruma düşürmek. kırmak.
ac quJağım, dinc qulağım özellikle siyasi acı yel kötü durum, bir yerde kanun düzen
bir düşünce taşımayan, kimselerle tartış- olmadığmı, güçlünün zayıfı ezdiğini bildi-
malara bile girmeyen kimselerin kullandığı rir.
bir söz. "Kendi köşemde kavgasız gürültü- acığ eləmək 1-küsmek, kırılmak. 2-es.
süz bir hayat sürmem iyidir, onu tercih kadın, eşinden küserek baba evine gitmek.
ederim" anlamında. acığ düşmək (minmək) inat etmek, terslik
etmek, isteğinde direnmek.
18
acığa dolmaq sinirlenmek, hiddetlenmek. kızdırmak, sinirlendirmek. 2-nispet yap-
acığa saimaq 1-inat atma bindirmek, kendi mak, imrendirmek, kıskandırmak.
tavır veya sözüyle birisinin inat etmesine acıhq dadmaq mutsuzlukla karşılaşmak,
sebep olmak, inatlaştınnak, kızdırmak. 2-im- kötü günler geçimniş olmak.
rendirmek, kıskandırmak. acıudan köpük qusmaq son derece fakir
acığı (acığma) goimək sinirine dokunmak, olmak, hiçbir şeyi olmamak.
yapılan bir harekete kızmak, sinirlenmek, acından köpük qusur! açlıktan nefesi
kabul edememek, içine sindirememek, kokuyor, hava atmasma bakma çulsuzun
hoşlanmamak, canmı sıkmak. biridir!
acığı soyumaq (yatmaq) siniri yatışmak, acından qırılmaq açlıktan ölmek.
sinirleri gevşemek, kızgmhğı kaybolmak, acından öldürmək açlıktan öldürmek.
säkinleşmek. acından ölmək 1-son derece yoksul olmak,
acığı tutmaq sinirine dokunmak, hiddet- açlık çelanek, açlık çekerek ölmek. 2-
lenmek, kızmak. açlıktan ölmek, son derece açlık hissetmek,
acığm tutur gct soyuq su iç! tartışmak yemek ihtiyacı duymak.
için ortam yaratan, ortaya tatsızhk atan acından ürəyi getmək çok acıkmak, aç-
kimseye "seninle muhatap olmam, sana lıktan ölmek.
cevap verip tartışmam" anlamında söylenir. acından yuxuda ıın siifrəsi görmək mad-
acığına eləmək (etmək) inadına yapmak. di yönden sıkıntı içinde olmak, zor şartiar
acığından ağlamaq siniıieri boşanmak, altmda yaşamak.
sinirinden ağlamak. acısmı almaq (çıxartmaq) 1-acısım çık-
acığından çatlamaq sinirleri ayakta ol- mak, intikammı, öcünii almak, ödeşmek. 2-
mak, çok sinirlenmek. acısını azaltmak, ıstırabmı dindirmek.
acığından dişi dişini kəsmək burnundan acısmı çəkınək beläsmı çekmek, yanlış bir
solumak, çok sinhienmek. hareketin cezasını çekmek, karşıhğını al-
acığmdan partlamaq hiddetinden köpür- mak.
mek, küplere binmek, sinirden patlamak. äciz etmok äciz kılmak, başaramaz häle
acığıuı almaq 1-intikamım, öcünü almak, getirmek.
acısım çıkarmak. 2-rövanşı almak. äciz qalmaq güçsüz olmak, gücü bir şeye
acığını basmaq (boğmaq, yemək) sinirle- yetmemek.
rine häkim olmak, hiddetini bastırniak, äciz olmaq äciz olmak, bir şeyi yapmak
kendine häkim olmak. veya başarmak için gayret etmesine rağ-
acığını çıxarmaq (çıxmaq) açısmı çıkar- men başaramamak.
mak, intikamını almak. ^ äcizin qəninıi güçlüye bir şey demeyen,
acığmı soyutmaq siniıierini yatıştırmak, ancak zavalh kimseleri ezenler için kulla-
sakinleştirmek. mlan bir ifade, gaddar, zälim.
acığını (üstünə) tökmək hiddetini (üze- äcizlik etmək (göstərmək) äcizlik göster-
rine) boşaltmak, şiddetli azarlamak. mek, korkak davranmak, korkmak, cesaret
aeığını tutdıırmaq sinirlerini bozmak, etmemek, cesaret göstermemek.
kızdırmak, siniıiendirmek. aclıq çəkmok 1-açlik duymak, açhk his-
acıq aimaq (çıxartmaq, çıxmaq) acısını setmek. 2-açlık çelcmek, fakir olmak, ge-
çıkarmak, intıkam almak, öç almak. çimi iyi olmamak.
acıq çəkdirmək aç bırakmak. aelıq diişmək kıthk olmak.
acığ çəkmək içi içını yemek, hiddetlen- aclıq e'Ian etıııək ölüm oructı tutmak.
mek, kızmak, sinirlenmek. aclıq görmək fakirlikle karşılaşmak.
acığ eləmək lcüsüp gitmek; (gelin) küsüp aclıqdan çıxmaq 1-kıtlıktan çıkmak, yete-
baba evine gitmek. rince yiyecek bulabilmek. 2-açhğını gi-
acığ vermək 1-siniıierini bozmak, birini dermek.
bir hareket yaparak veya laf söyleyerek
aciıqdan qaraimaq açlıktan ölıııek, çok aç açıq gözlə baxmaq (getmək) 1-bir gäyc\;
olmak. änlayarak, idrak ederek. şuurlu biçimde
aciıqdan qurtarmaq 1-kıt-iıktan kurtul- yapmak. 2-dikkatie bakmak, uyanık olmak.
mak. 2-doymak, yemek iht-iyacım gider- açıq gözlə etmək (eləmək) bilerek anlaya-
mek. rakyapmak, şuurlu şekilde yapmak.
aç qapını, ört qapını faydasız işlerle uğra- açıq havada açık havada, bına, kapah yer
şan. vaktini heder edenler için söylenır. dışmda, dışanda.
açar salmaq 1-hırsızlık yapmäk, hırsızlık açıq qalmaq boş kalmalc, kimse tarafmdan
etmek, başkalannın kilitli kapısmı açmak. sahiplenmemek.
2-ağzım aramak, birisinin sırnnı öğrenmek, açıq qapı 1-herkesm girebildiği yer. 2-
içindekini bilmek gäyesiyle onu denemek, konukseverhk, misafırperver! ik.
yoklamak. açıq qapı buraxmaq açık kapı bırakmäk.
açarmı itirmək 1-kendini kaybetmek, ne kapıyı temelli kapalmamak. kesip atma-
yapacağmı bilememek. 2-çıkış yolıınu kay- mak.
betmek, çılcış yolu bulamamak. açıq qapı günü kabul günü, beliıii bir ida-
açarını tapmaq anähtarım bulmak, çaresi- rede halkın şikäyetlenni ve taleplerini ida-
ni bulmak. recilere bildirdiği gün.
açaram sandığı, tökorom pambığı açıp açıq qapı üzünə həsrot qalmaq kendi
her şeyi söylerim, her şeyi ifşa ederim. hatası yüzünden herkes lcendine sırtını
açdı gül ağzmı! akılsızcasına ve ağzına ne dönmek.
gcidiyse konuşan kimseleri tenkit için açıq qapmı itələmok anlamsız iş j'apmak.
söylemr. açıq qapını qırmaq bak. açıq qıfıla açar
açıb ağartmaq 1-silip süpürüp temizle- salmaq
mek, üzerindeki pasmı vs. çıkärmak, par- açıq qıfıla açar salmaq anlamsız iş yap-
latmak. 2-açıp dökmek, bir sırrı ortaya mak, manasız şeylerle meşgul olmalc.
çıkarmak, gizli olan bir şeyi söylemelc. ifşa açıq qoymaq açik bırakmak, kapamamak.
etmek, rezil etmek! açıq olmaq açık olmak, samimi olmak,
açıb ağartmaq olmamaq herhangi bir düşüncesini saklamamak.
şeyden dolayı bir durumu söyleyememek, açıqlığa çıxmaq sıkıntıdan kurtulmalc,
açamamak. rahata ermek, eziyetten kurtulmak, güzel
açıb göstərmək açıp göstermek, bir şeyi günlere erişmek.
açarak göstermek, delil gibi sunmak. açılıp saçılmaq açıhp saçılmak, delcolte
açıb ortaiığa tökınək ifşa etmek. giyinmek.
açıb tökmok açıp dökmek, her şeyi söyle- açmamış qapı qoymamaq bak.
mek, bütün yönlerini ortaya çıkarmak. döymədiyi qapı qalmamaq.
açıb vərəzon etmək bir sırn bütün herkese açmaza düşmok açmaza düşmek, çıkılmaz
açıp söylemelc, herkese yaymak. bir duruma düşmekj zor durumda kalmak.
açığa çıxmaq ortaya çıkmak, meydana açsa ovcundadır, yumsa yumruğunda
çıkmak. birinin emrinden çıkmayan, birine täbi olan
açıq danışmaq açık konuşmak, gerçeği kimseler için söylenir.
herhangi bir etki altmda kalmadan konuş- ad almaq ad almak. 1-isim yapmak, nam
mak. almak, şöhret kazanmak. 2-unvan kazan-
açıq deınok açıkça söylemek, yüzüne karşı mak, rütbe almak.
hiçbir şeyi saklamadan veya anlaşılmamış ad batırınaq ad batırmak, nüfüzunu yitir-
yönünü bırakmadan anlatmak. mek. itibarını kaybetıriek.
açıq gözdon kirpik qoparmaq gözden ad çəkmoki-kura çekmek. 2-admı anmak.
sürmeyi çalmak, son derece kurnaz olmak. söhbet esnasmda birinin admı dile getir-
melc.

20
ad çıxartb dəyirmaıtda oturnıaq büyük adam ayağıııa yazmamaq adam hesabına
ün kazanmasına rağmen yaptığı iş ünüyle almamak, değer vermemek, insan yerine
uyuşmamak. komamak.
ad çıxarnıaq 1-kötü ün yapmak. 2-ün adam ayağına yaznıaq adam yenne koy-
yapmak, şöhret kazanmak, isim yapmak. mak, değer vermek.
ad eləmək (etmək) 1-şöhret, şan kazan- adam basmaq araba vs. ile biıısini ezmek.
mak. 2-nişanlanmak, nişanlamak. adam başına adam başma, fert başına,
ad qazandırmaq isim yaptırmak, nütüz şahıs başma, her kışiye, her birine.
kazandırmak. adam bəyəıınıənıok adam beğenmemek,
ad qazanmaq ün yapmak, şöhret, nam kımseye değer vermemek, herkesi değersiz
kazanmak. kabul etmek.
ad qoşnıaq 1-läkap takmak. 2-birısi hak- adam cərgəsinə daxii oimaq (qarışmaq)
kında kötü tasavvur yaratmak. adam ıçıne karışmak, adam sırasına gir-
ad qoynıaq 1-şöhret kazanmak, yaptığı mek, değer verilmek, şahsıyetli insanlar
güzel işlerle adını ebedileştirmek. 2-iftira içınde sayılmaya başlamak. topluma ka-
atmak, lekelemek, rezil etmek. 3-ad koy- rışmak.
mak, yeni doğan çocuğa isim vermek. 4- adam cərgəsinə qoymanıaq adam yerine
lakap takmak. koymamak.
ad qoyııb getmək iyi bir isira bırakmak, ün adam dəryasına düşmək insan seline ka-
yapmak. pılmak, büyük bir kalabalık içinde kalmak,
ad olmaq 1-başkasına mal edilmek; başka- ızdihamla karşılaşmak.
sına aıt edilmek. 2-adaklanmak. nişan ta- adanı deyil cüdan adam değil cüdam,
kılmak. kaba saba, insanlık yönü olmayan kimse.
ad san çıxarmaq (qazanmaq) ün yapmak, adam deyir elə çiy çiy yeyim görünüşü
meşhur olmak. isim yapmak. çok güzel olan şey, insanı cezbeden güzel
ad tutmaq bak. ad çəkmək. yiyecek.
ad vermək 1-haber vermek, ihbar etmek. adam eləmək adam etmek, terbiye etmek,
2-değerlendirmek, kıymetlendirmek. 3- yetiştirmek.
riitbe, makam vermek. 4-ad koymak, isim adam eləyib ortaya çıxarmaq bak. adaın
vermek. eləmək.
ad yapışdırmaq bak. yarlıq yapışdırmaq. adam evladı adam evladı, insan evladı, iyi
adaq çeçək eləmək henüz yürümeye baş- aile çocuğu, iyi yetişmiş kimse.
lamak, ilk adım atmaya başlamak. adam görmək adam gönnek, bir işi yap-
adaq çiçə açmaq bak. adaq çeçək eləmək. mak için önceden birini ayarlamak, vasıtacı
adaq durmaq (çocuk) ayakta durmayı bulmak.
bilmek. ädam hesab eləmək adam hesabına koy-
adaq eiəmək adaklamak, nişan takmak. mak, saygı göstermek, değer vermek.
adaq yerimək yeni yeni yürümeye başla- adam içinə çıxmaq adam içine çıkmak. 1 -
mak, adım atmak. adam sırasma girmçk, toplum içine çık-
Ädam atadan Nuh babadan bir geleneği, mak. 2-toplumun iyi şahsiyetleriyle ilişkide
adetin veya şeyin çok- eskilerden kaldığını olmak.
bildirir. adam kimi adam gibi. 1-dikkatli ve edepli
adam arasına çıxarmaq topluma içine bir şekilde, doğru bir şekilde, kendi yoluy-
çıkarmak, değer vermek. la. 2-hakkıyla, bir şeyi haklcederek.
adam arasma (sırasma) çıxmaq 1- adam kimi söz demək adam gibi laf ko-r.
çoeukluktan veya ilk gençlikten kurtulup nuşmak, insana yakışır laflar etmek.
büyümek. 2-toplum arasma çıkmak, top- adam qabağına çıxartmali deyil iyi değifc
lumda kendine yer edinmek. görünüşü, tadı vs. kötüdür.
adam qıthğmda adäm yokluğunda, işe adam yerində tutmamaq bak. adam ye-
yarayan kimselerin bulunmadığı zamanda. rinə qoymamaq.
adam qoşmaq adam vermek, adam koş- adam yerinə qoymaq adam yerine koy-
mak, yardım gäyesiyle birinin yarma birini mak, adamdan saymak, varlığmı kabul
vermek, birlikte yollamak. etmek, değer vermelc, saygı göstermek,
adam ol! adam ol!, adam gibi davran! önemsemek, insan muamelesi yapmak.
adam olacaq uşaq poxundan məşhurdur adam yoxluğunda adam sayılmaq (hcsab
k. adam olacak çocuk seafoodplus.infon belli olur. edilmək) adam yokluğunda adam sayıl-
adam olan iki kərə təiəyə düşməz (al- mak, değerli kimselerin bulunmadığı yer ve
danmaz) adam olan iki kere aldanmaz, aklı zamanda mecburiyet karşısında değer ve-
başında olan insan bir kere hata yapar, bir rilmek, kendinden faydalamlmak.
kere tuzağa düşer. adama bir qədəh vurmaq birer kadeh içki
adam olmaq 1-adam olmak, akılh ve ter- içmek.
biyeli olmak, ağırbaşlı olmak. 2-kendine adama dönmək adama dönmek, temizle-
çekidüzen vermek, bir iş sahibi olmak. nip yeni elbiseler, güzel şeyler giyinmek,
adam olmayan yerdə adamdır 1-adam alımlı, cazibeli duruma gelmek.
kıthğmda adamdır, koyunun olmadığı yer- adama qa>vışmayan yoz lcimse, toplum-
de keçiye abdurrahman çelebi derler. 2- dan, insandan kaçan.
henüz ergenleşmemiş erkek çocuk. adama oxşamaz 1-adama benzemez, çok
adam öləcək doğru davranış sergilenmesi çirkin, suratsız kimse. 2-insana yakışır
gerektiğini bildiren bir ifade. davramşlar sergilemeyen, çok lcötü, edepsiz
adam ötürəndir kimseye dolcunmayan ve lcimse.
akh başında olmayan köpekler için kulla- adama sözü bir yol diyərlər insan olan
nıhr. laftan anlar, nasihat dinler.
adam olub ortaya çıxmaq toplum içinde adama yovuşmaz insanlardan kaçan, lcim-
kendine yer edinmek. seyle pek ilişkiye girmeyen, kendi dünya-
adam sağınaq adam sağnıak, birinden smda yaşayan kimse.
kurnazhkla menfaat sağlamak. adama yovumaz balc. adama yovuşmaz.
adam salmaq 1-vasıtacı yollamalc. 2-bir adamdan ağız istəyir kesmeyen makas,
kimseyi aramak için birini yollamak. bıçak vs.
adam sanmaq bir kimseye değer vermek, adämdan saymaq ädamdan saymak, değer
önemsemek. vermek.
adam saymamaq adam saymamak, hür- adamı bir pulluq eləyib araya qoymaq
met etmemek, saygı göstermemek, takma- beş parähk etmek, rezil edip ortada bırak-
malc. mak.
adam sərrafi olmaq adaın sarrafı olmak, adamuı adı çıxana kimin canı çıxsın a-
insanlan iyi tamyabilmek, karakterlerini damm adı çılcacağına canı çıksm, adı kötü-
çabuk çözebilmek, insan sarrafı olmäk. ye çılcmış bir insanm sonraki bütün davra-
adam sırasına daxil olmaq (girmək, nışları hep o gözle değerlendirilir.
keçmək) bak. adam cərgəsinə qanşmaq. adamın ağh gedir hayranhlc ifadesi.
adam sifətinə düşmək adama dönmek, adamın ağzı açıq qalmaq hayret ve şaş-
normal insan suretine bürünmek, kötü veya kınhğı bildiren bir ifade.
pejmurde häli oradan kallcmak. adamın başına düşmək 1-aniden aklına
adam sözündən bəlli olar (bilinər) adam esmelc. 2-bir şeyi ani hatırlayarak münaka-
sözünden belli olur, "bir insanm ağzmı açıp şayı uzatmak.
lconuşması ile yükünde ne olduğu anlaşılır" adamın başına qalmasın oyunu gətirmək
anlammda. başma bin bir türlü iş açmak.
adam üzünə həsrət qalmaq bir yerde adamın əli üzünə yapışır hayret, üzüntü
tılcılıp lcalmak, kimseyle görüşememek. veya utanma duygulänm ifade eder.
22
adamın əlini yandınr insanın elini yakı- addım atmaq mümkün deyil (olmur)
yor, çok pahalıdır. adım atmak mümkün değil, girilmesi
adamın əti tökülür hicap duyulacak, uta- mümkün olmayan.
nılacak bir davranış için kullanıhr. addım atmamaq adım atmamak, hiç git-
adamın gözü qaralır uçsuz bucaksız, sonu memek, hiç uğramamak, ayak basmamak.
görünmeyen veya çok yüksek olan şeyler addım götürmək adım açmak, yürümek,
için söylenir. yürümeğe başlamak.
adamın qanı donur 1-çok ürkütücü, kor- addımı dakla izi qabaqda düzenbaz, hile-
kııtucu, hayrete düşürücü şeyler için söyle- kär, şeytan kimse.
nir. 2-çok soğuk havalar için kullanılır. addımına haram qatmamaq adımlarmı
adamın (insanın) sümüyünü gizüdədir hızlandırmamak, hızlanmamak, süratlen-
bir müzik, ağlama veya olayın vs. insana memek, yavaş yavaş yürümek.
son derece etki etmesi, çok yanıkh olması, addımına haram qatmaq adımlarını sık-
dokunması karşısında söylenir. laştırmak, yürüyüşünü hızlandırmak, sü-
adamına düşmək (rast gəimək) adamına ratlenmek.
rastlamak. 1-işten, hälden anlayan birine addımını atdırmamaq adımını attırma-
rastlamak. 2-laftan anlamaz, aksi biriyle mäk, bir yere gitmesine, gelmesine veya
karşılaşmak. girmesine engel olmak.
adamuıa görə adamına göre. 1-läyık oldu- addımını atmadan adım atmadan, henüz
ğu şekilde, herkesin yeteneğine uygun ola- başlamadan.
rak. 2-insanlar arasında ayrıcalık gözeterek. addımını atmamaq 1-bak. addun
adamını tapmaq adammı bulmak. 1- atmamaq. 2-inat etmek, inatlaşarak hiçbir
kendine benzeyen birini bulmak, onunla şey yapnıamak, inadmı yürütmek.
arkadaşlık yapmak. 2-bir işi yäpabilecek, addımnu geri götürmək adımmı geri al-
bir problemi halledecek kiınseyi bulmak. mak, bir konudaki fikir ve tavrından dön-
adamlıq səndə qalsın adamlık sende kal- mek, ısrarcı olmamak, taviz vermek.
sın, her şeye rağmen sen iyi davran. addımını itirmək şaşırmak, ne yapacağmı
adda budda danışmaq dereden tepeden bilmemek.
konuşmak. addımmı kənara qoymanıaq yanhş adım
addım açmaq adım açmak, git gide hızh atmamak, çizgisinden çıkmamak.
yiirümeye başlamäk, (yürüyüşte) hızlan- addımını yavaşıtmaq adımlarını yavaş-
mak. latmak, yavaşlamak.
addım addım gəzmək adım adjmı gezmek, addımlarını açınaq adımlarmı açmak,
her tarafını gezip dolaşmak. hızlanmak, süratli yüılimeye başlamak.
addım addım izləmək adım adım izlemek, Adəm'dən xatəmə 1-dünyanm yaratılışm-
adım adım takip etmek. dan bugüne kadar, ezelden ebede. 2-hiçbir
addım atdırmamaq adım attırmamak. 1- zaman.
bir yere çıkannamak, bırakmamak. 2- adət görmək ädet görmek, kanaması ol-
yanaştırmamak, engel olmak. mak (kadm).
addım atmağa qoymamaq adımını attır- adət etmək (elənıək) bir şeyi çok tekrar
mamak, hareket etmeğe müsaade etmemek, ederek ona ahşmak, öğrenmek, alışkanhk
imkän vermemek. kazanmak.
addım atmağa taqəti qalmamaq adım adət oimaq ädet olmak, ahşkanlık lıälini
atacak häli kalmamak, takati kalmamak almak.
(yorgunluktan, hastalıktan vs.). adətə dönmək alışkanhk häline gelmek.
addım atmaq adım atmak. 1-düzenli a- adətə sadiq qalmaq ädetlere bağh kalmak,
dımlarla ilerlemek, yürümek. 2-yeni bir işe geleneklere ve göreneklere bağlı kahnak,
başlamak. uymak.

23
adəti olmaq ädeti dlmäk, alışlcanlığı ol- adı dillərdə gəzmək (olmaq, söylənnıək)
mak. bak. adı dillərdə dastan olmaq ;

adəti umıtmaq ädetini unutmak, ahşkanlı- adı dillərə düşmək bak. adı dildən dilə
ğmı unutmak. düşmək.
adətini dəyişdirmək davramşlarmı, ahş- adı eşidilmək adı duyulmak, tanınmak, ün
lcanhğmı, huyunu değiştirmek. yapmak, şöhret kazanmak.
adətini pozmaq alışkanhğmı bozmak. adı (ortalıqdan) götürülmək artık adı
adətini tərk eləmək (tərkitmək) ähşkanh- anılmamak, unütülup gitmek.
ğıridan vazgeçmek. adı xarab olmaq (tutulmaq) adı kötüye
adətten kənar olmaq alışılmamış, görül- çıkmak, kötü isim yaprnak.
memiş olmak. adı xəbərim yoxdur kesinlikle haberim
adı ağzından düşməmək her zaman biri- yoktur, hiç haberim yök.
nin dilinde olmak, hep hatırlanmak. adı it dəftərində də olmamaq adı sanı
adı aııılmaq (söylənmək) adı amimak, olmamak, ünlü olmamak.
hatırlanmak, yad edilmek. adı keçmək adı geçmek, adı anılmak.
adı batmaq adı batmak. 1-adı unutulmalc, adı kinıi bilmək avucunun içi gibi bilmek,
kaybolmak, kaybolup gitmelc. 2-şöhretini, çok iyi biln&ek, en ince detayma kadar bil-
şanını. nüfuzunu, itibannı kaybetmek, rezil mek, iyi tanımak.
olmak. adı qalmaq adı kalmak, kendiriden sonra
adı batmış adı batasıca! 1-ilenme (beddua) iyi bir iş, eser btrakıp gitmekle adı ebedi-
anlammda birine olan kızgınlığı dile geti- leşmek.
ren, "Allah belänı versin, ölesin" anlamma adı qara gəlmək ölmek.
gelen bir itäde. 2-kötü isim bırakarak öl- adı qarışmaq adı karışmak, bir olayda
müş, länetle anılan ölmüş birisi için kulla- ilgisi olmadığı hälde ilgısinin olduğu söy-
nılır. lenmek.
adı belə çəkilməmək adı bile anılmamak, adı quiağına dəymək adı kulağına çahn-
hiç önem verilmemek, adı hiç geçmenıek. mak, duymak, adını işitmek.
adı bizim dadı özgənin bana ait olduğu adı olmaq başkasma mal edilmek, başka-
hälde keyfini başkaları sürüyor. sına ait edilmek.
adı çəkilmək adı anümalc. 1-anılmak, yad adı olmamaq bak. adı it dəftəriıidə də
edilmek. 2-aday gösterilmek. olmamaq.
ädı çıxmaq adı çıkmak. 1-meşhur olmak, adı ortahqdan götürülmək bak. adı
ünlenmek. 2-kötü şöhret kazanmak, leke- götürülmək.
lenmek, adı kötüye çıkmak. 3-hakkı olma- adı pisə çıxmaq adı kötüye çıkmak, kötü
yan bir ün yapmak. ad bıralcmak, kötülükle anılmak.
adı daşa yazılmaq ölmek, vefat etmek. adı pozulmaq şölıretini, rıüfuzunu kay-
adı dəliyə çıxmaq adı deliye çıkmak, adı betmek.
kötüye çıkmak, çok sinirli, asabi şeklinde adı üstündə olmaq 1-adı üstünde olmak,
ünlenmek. adından belli olmak. 2-bir kadınm kocası
adı dildən dilə düşmək adı dilden dile olmak.
düşmek, meşhur olmak. adı üstündə qayım oisun adıyla bin yaşa-
adı dildən düşmək adı anılmamak, hatır- sın.
ianmamak, unutulmak. adı var özü yox adı var keridi yok, halckın-
adı dilindən düşməmək ädı dilinden düş- da konuşulan, lakin gerçekte olmayan,
memek, hep yad etmek, hep anmak. uydurulmuş şey.
adı diliərdə dastan (əzbər) olmaq meşhur adı yadından çıxmaq kafası son derece
olmak, adı dillerde dolaşmak, şöhret ka- karışık oimak, meşguliyeti çolc olmalc.
•^afimak. adı yannıaq nüfuzunu, şöhretini kaybet-
mek;
24
adı yaxşılığa çəkiinıək adı iyilikle aml-. adından danışmaq adına konuşmak, biri-
mak, övülmek. sinin yerine konuşmak, bn isine vekaleten
adnnı dəyişdirərəm bir iddiaya girildiğm- konuşmak.
de, bir şeym olması veya olmaması konusu adından istifadə etmək adından yaratian-
tartışıldığında kullanılır. mak, şöhretini, nüfuzunu kullanmak.
adımı özgədən soruşuram işim başımdan admı ağzma almamaq adını ağzma al-
aşkmdır, kafam çok karışıktır. mamak, anmamak, nefret ettiğınden, kızdı-
adın adlara qalsın (qoyulsun, yazılsın) ğmdan, darıldığmdan dolayı admı dahi
ölesın. söylememek.
adın bata! adm batsın! ilenme ifadesi. adını bağışla admı bağışla, adım söyler
adm batsm! bak. adm bata! misin? adm nedir?
adın çək (tut) qulağını bur (birini) temiz adım başqasına (özgəsinə) qoymaq kötü
kalpli olduğundan dolayı anarsan lafımn davranışmı başkasmın üzerinc atmak.
üzerine çıkar, iyı adam lafmm üzerine ge- adını başqasmdan soruşmaq kendinde
lır. olmamak, kafası çok meşgul olmak.
adın (adını) eşit özün görmə adım an adını batırmaq admı batırmak. l-rezil,
yüzünü görme, görmeye değmez, tanışma- kepaze etmek, onurunu, haysiyetini zede-
ya değmez. lemek. 2-reziI olmak, adı kötüye çıkmak.
adın lıaqqı! adma yemin olsun, dini yön- 3-kendine olan itimadı sarsmak. 4-şöhretini
den kutsäi sayılan kimselerin adını almış kaybetmek,
birinin ismine edilen yemin. adım biabır etmək (eləmək) 1-rezil kepa-
adm ııədir-daşdəmir,' yunışalısan, ze etmek. 2-namusunu lekelemek.
yumşalı! en asabı ve inat kimseyi bile bir admı çəkmək adını anmak. 1-anmak, yad
şeyle yola getirmek mümkündür. etmek. 2-hakkmda konuşmak.
adın oldu göbələk, gir səbətə adın çıkmış admı daşımaq admı taşımak, ününü, ismi-
dokuza, inmez sekize, adın bir konııda ni taşımak.
çıkmışsa hep onunla anılırsın, admla ilgili admı göyə qaldırmaq methetmek, övmek,
bir kanaät oluşmaşsa kolay koläy değiş- hakkmda güzel sözler söylemek.
mez. adıııı hallandırmaq adım anınak, yad
adın yansın! bir ilenme ifadesi. etmek, adım dile getirmek.
adına basmaq bir şeyi başka bir adla sat- adını xarab eləmək (etmək) bak. adını
mak, vermek, söylemek. batırmaq.
adına çıxmaq kendine almak, bir işi kendi adını qorumaq adma leke sürülmesine
yapmış gibi hareket etmek, yaymak. engel olmak.
adına dəyməz adma, unvanma, mevkisine adını qoydun Rəşid birin de birin eşid_
yakışmaz anlannnda. başkalannm dä konuşmasma, düşüncesini
adına qara yaxmaq iftira etmek. açıklamasma izin ver.
adma ləkə vurmaq adım lekelemek, adına adını qoymaq 1-admı koymak, karşıhğını,
leke çalmak. değerini veya fiyatmı beliıiemek, kararlaş-
adına sanına layiq adma sanma läyık, tınnak. 2-nişan takmak, adaklamak.
şanma şöhretine läyık olan. adını tutmaq admı anmak, hatırlamak.
aduıa sanuıa layiq oimamaq adına sanma admı tutub gəlmişəm sana güvenerek
läyık olmamak, şanına ve şöhretine läyık geldim.
olmamak. adını ucalaııdırmaq admı yüceltmek, şöh-
adına təbil çalınmaq (döyülmək, retini yüceltmek.
vurulmaq) alay konusu olmak. adını vermək birinin sözünü başka birine
adına yaraşmaq läyık olmak. ulaştırmak.
adını yad etmək admı anmak; hatırlamak.
admı yad etmənıək adını anmamak.
25
admı yaxşılığa çəkmək birini övmek. ağ düşmək ak düşmek, saçlarına vs. ak
adının qulu olmaq adına yakışır hareket düşmek, beyazlaşmaya başlamak, beyaz-
etmek, hep şan ve şerefle yaşamak. laşmak.
adıyla deyilmək meşhur olmak. ağ eləmək haddini aşmak, aşın tavııiarda
adıyia sanıyla adıyla sanıyla, bilinen şöh- bulunmak.
reti, ünü ve vasıflarıyla. ağ gün mutluluk, saadet.
afaranı ııçmaq korku sonueu aşın heyeean ağ gün ağlamaq mutluluk aramäk, saadet
duymak. arzulamak.
ai'at aparmış (aparsm səni)! beiäya rast- ağ gün görməmək hayatı zindan olmak,
layasm! bedbaht olmak, çekilmez bir hayat sürmek.
afat vurmaq afet götürmek, täbii feläkete ağ gün keçirmək mutlu bir hayat sürmek.
uğramak. dolu vurmak, sel götürraek vs. ağ gün üçün burnunun ucu göynəmək
afatı aiınmaq gücünü kaybetmek, zayıf- mutlu bir hayata hasret kalmak.
lamak, takati gitmek. ağ gün yar olsun ak gün yar olsun, mutlu
afiyət olsun! afıyet olsun! bir şey yiyip ol, mesut ve bahtiyar ol.
içenlere sıhhat arzusu bildiren bir ifade. ağ,günə çıxarmaq rahata erdirmek, mutlu
aftafaya lalal'a demək iyice ihtiyarlamak, etmek, me»ut etmek.
yaşlanmak. ağ günə çıxmaq güzel bir hayat sürmeye
aftafa ləyən iki dəst, şam nahar heç zad başlamak, kimseye muhtaç olmamak,
teşrifat, karşılama çok iyi, ancak yemek mutluluğa kavuşmak.
içmek için hiçbir şey yoktur. ağ günə çatmaq kötü günleri geride bıra-
agah etmək (eləmək, qılmaq) agäh etmek, karak mutlu günlere ulaşmak.
bildirmek, haber vermek. ağ güııə lıəsrət qalmaq bak. ağ gün üçün
agah olnıaq agäh olmak, haberdar olmak, burnunun ucu göynəınək.
bilmek. ağ günlərə qovuşmaq mutlu günlere ka-
ağ aşkar həqiqət apaçık gerçek, gerçek, vuşmak, sıkmtıh günleri geride bırakmak.
göz önündeki hakikat. ağ günlü ağ çörəkli olmaq mutlu ve refah
ağ aşkar sübut apaçık delil, her şeyi açık- içinde olmak.
layan, ispat eden delil. ağ günlü olasan! mutlu bir hayatın olsun!
ağ at arpa yeməz? k. ihtiyar, yaşh birisi- bir alkış ifadesi.
nin genç bir kadm veya kıza sarkmtılık ağ günlü olmaq mutlu olmak, bahtiyar
etmesiyle aralarmda geçen ve genç kadımn, ohııak, mesut olmak, güzel ömür sürmek.
kızm yaşlı erkeğe hitaben, "senin ağzınm ağ günü ağlar qalmaq başma feläketler
harcı değil, dişlerini kırar, yiyeırıezsin vs." gelmek, mesut günlerinin yerini bedbahthk
şeklinde söylediği bir ifade. almak.
ağ bayraq qaldırmaq teslim olmak, teslim ağ günü göy əsgiyə düyülmək mutluluğu
olduğunu bildirmek, beyaz bayrak çekmek. elinden almmak, çekilmez bir hayat sürme-
ağ bir, qara iki dillənməmək söylenen ye mecbur edilmek.
sözler karşısında susup kalmak, korkudan ağ günü qara gəlmək (olmaq) mutluluğu
cevap verememek. elinden gitmek, feläketle karşılaşmak. ha-
ağ bölıtan (yalan) kocaman yalan, büyük yatı alt üst olmak.
yalan, tamamen yalan, temelli yalan, büh- ağ gününü qara eləmək eziyet etmek,
tan, kuru iftira. mutlu günlerini ışkenceye çevirmek.
ağ ciyər 1-korkak, tabansız. 2-akciğer, ağ qarasma baxmamaq iyisine kötüsüne
insan ve omurgah hayvanlarda göğüs kafe- bakmamak, ne olsa kabul etmek.
sinde olan solunum organı olan ciğer. ağ otdan balta sapı, qırılar (sınar) bif ini
ağ dediyinə qara demək ak dediğine kara də düzəldərəm bu benim için önemsizdir.
demek, inat etmek ve anlaşmaya yanaş- ağ paltar geymək mutluluğa ermek, mutlu
mamak. günlere ulaşmak.
26
ağ salmaq inandırmak; yama yapmak. 1- önüne bir engel olarak tutar, bir benzetme
ikna etmek, birini, bir şeyin kendi düşün- yapılmaktadır).
düğü gibi olmadığma inandırmak. 2- ağaca çıxıb min bir bııdaq smdırmaq bir
pantalonun vs. oturak yerinin yırtılan kıs- şeyi bahane edip herkesi aynı kefeye koy-
mına yama yapmak. mak, herkesi işe karıştırmak.
ağ sapla tikilmiş yamaq hemen göze çar- ağaca dönmək 1-sertleşmek. kurumak,
pan şey için söylenir. muhkemleşmek, kazık gibi olmak. 2-ağaç
ağ sn gəlmək (gətirmək) gözde akasma, olmak, hareketsiz bir häle gelmek, hissız-
beyaz benek, katarakt oluşmak. leşmek, duygusunu kaybermek.
ağ yuyııb qara sərmək hakaret etınek, ağacda yatmaq erken kalkmak, sabahleyin
dersini vermek, rezil etmek. çok erkenden kalkanlar için kullanılan ki-
ağa ağ, qaraya qara demək aka ak, kara- nayeli bir ifade.
ya kara demek, doğruyu söylemek, hakikati ağacda yatmışdın? çok erken yataktan
okiuğu gibi dile getirmek. kalkanlar için söylenir.
ağa bəliçi yaltak, birinin karşısında kuyntk ağacdələnə döndərmək çok konuşarak
sallayıp hep onun emrine ämade olanlar kafasmı şişirmek.
için söylenir. ağacı əlindən düşmək 1-nüfuzu. gücü,
ağa bükmək kefenlemek. kudreti kaybolmak. 2-oğlunu kaybetmek.
ağa qara demək aka kara demek, gerçeği ağacm birinə çıxıb onun siikələmək bak.
inkar etmek. bir budağa çıxıb min birini silkələmək.
ağa Nəzər'əm belə gəzərəm kimseyi tak- ağacın birini itdə eləyib, birini məndə
mayan, başma buyruk. hayatı bana zehir ediyor, sürekli olarak
ağa tapdıq ərz elədik derdine çare ktimak eşinden dayak yiyen kadmların kullandığı
için birine ricada bulunan kimse karşıdan bir ifade.
gereken ilgiyi görmediği zaman uğradığı ağacın iki başı var iyinin kötü, kötünün iyi
hayal kırıklığım dile getirmek için kullanır. tarafı dä vardır.
ağa yarıdıb haqq olmaq yaptığı işle birine ağacın kal kulun yerə tökmək 1-topluma
gıırur kaynağı olmak, yaptığı iş birini yü- ayak uyduramayanları tecrit etnıek. 2-her
celtmek. an uyanık, tetikte olmadan dolayı fevri
ağa yeyib toxdıır, nökərə bir çörək hareketler yapmak.
çoxdur! tok açm hälinden anlamaz. ağacm o biri başından yapışmaq zor
ağac ağaca gəlmək (qoymaq) kavgaya kullanmak, kavgaya başlamak, zorbahk
tutuşmak, kävga etmek. r etmek.
ağac atsan yerə düşməz bak. iynə atsan ağacınm qabağına ağac uzatnıaq karşı
yerə düşməz. gelmek, çekinmediğini bildirerek diklen-
ağac ayaq sürekli oraya buraya koşturup mek.
yorulmak nedir bilmeyen kimseler için ağaclara su yerimək ağaçlara su yürümek.
söylenir. ilkbaharda ağaçlarda su yürümeden dolayı
ağac olmaq ağaç olmak, hareketsiz bir tomurcuklar oluşmaya, büyümeye başla-
häle gelmek, hissizleşmek, duygusunu mak.
kaybetmek. ağalıq etmək (eləmək) ağalık sürmek,
ağac tutan baş yarandan çox olmaq iş- häkimiyet sürmek, hükümranlık etmek.
sizlerin sayısı çalışanlardan az olmak (On ağalıq tövləsi kadmlar hamamı, gürültü
Muharrem günü Hz. Hüseyin'e tutulan yas patırdmın çok olduğu yer.
töreninde hançerle kafasım kanatan kim- ağappaq qar kimi (təki) ap ak kar gibi,
selerin yanmda birisi de elınde sopayla bembeyaz.
durur ve hançer kafaya indiğinde fazla ağbəxt olmaq bahtı iyi olmak, kaderi güzel
derine işlememesi için sopayı hançerin olmak, önüne hep iyi şeyler çıkmak.
ağcavaz ohnaq soğuk almak, hastalanmak.
27
ağciyərlik eiəmək korkakhk göstermek, ağıla gəlınək 1-akıllanmak, aklı başına
yüreksizlik etmek. gelmek. 2-hahriamak.
ağdan qaraya söz deməmək gözünün ağıla gəlməz akla gelmez, umulmayan,
üzerinde kaşm var dememek. umulmadık.
ağı çəkmək (demək, oxumaq, tntmaq) ağıla yaxııı akla yatkm, düşünülen, mantı-
ağıt yakmak. 1-ölen birinin naaşı başında kı.
ağlamak, ağlayarak ağıt yakmak. 2-feryad ağılda qalmaq akılda kalmak, unutulma-
etmek, figan etmek. ah çekmek. mak, hafızadan sihnmemek.
ağı qaradan seçmək iyiyi kötüden ayırt ağılda tutmaq akılda tutmak, unutmamak.
etmek, iyinın kötünün ne olduğunu idrak ağıldan bəla beiäh, en ufak şeyde bile
etmek. kavga çıkaran, belä arayan kimse.
ağıi ağıla vermək kafa katäya vererek bir ağıldan çıxarmaq akıldan çıkarmak. 1-
konu hakkmda düşünmek, konuşmak, tar- unutmak. 2-elde edemeyeceğine kesin ola-
tışmak. rak inanmak ve bu gözle bakmak, artık
ağıl ağıldan üstündiir bir problemin hal peşinı bırakmak.
yolunu başka birisi bılebilir. ağıldan çıxmaq akıldan çıkmak, unutul-
ağıl aimaq äkıl almak. bir konuda birinin nıäk, hatırq\a kälmamak.
görüşünü almak, akıl danışmak, meşveret ağıldan demək başka bir araca, yola baş-
etmek. vurmadan zihin yoluyla hälletmek, çöz-
ağd danışmaq akıl damşmak, bir konuda mek.
birinin fikrini öğrenmek, meşveret etmek. ağıldan gedik alalsız, akıldan yoksun,
ağıl dəryası çok akıllı, bilgili (bazen şaka zekadan yoksun.
ve alay ifadesi olarak kullanılır). ağıldan kasıb (kəm, mayıf, naqis) bak.
ağıl eləmək akıl etmek, kafayı çahştırmak, ağlı kasıb (kəm, naqis).
düşünmek. ağıldan seyrək akılsız, ahmak, zeka se\ i -
ağıl xərcə vermək akıl vermek, doğru yesi düşük.
hareket etmesini sağlamak, doğru yöl gös- ağıldan yavan cibdən yağh akh kıt, cebı
tcrmek. dolu.
ağü işlətmək kafayı kullanmak, çalıştır- ağıidan yüngül bak. ağlı kasıb (kəm,
mak. naqis).
ağıl karı deyil akıl kärı değil, akıllı insanm ağıllınız kimdir? -qabaqda gedən zin-
yapacağı iş değildir anlammda. cirli kanun kural tanımayan kimselerin ne
ağıl kəsən değerli; inandırıcı, yararh, fay- kadar güçlü olsalar bile sonunda gereken
dah. cezaya çarptırılacaklarını. hapse tıkılacak-
ağıl kəsmək düşünmek, idrak etmek . larını bildirir.
ağıl öyrənmək akıl öğrenmek, başkasından ağılsızhq etmək akılsızhk etmek, akılsız
tecrübe ve bilgi almak, ders alnıak, ibret hareket etmek.
almak. ağına bozuna (qarasma) baxmamaq
ağıl öyrətmək alol vermek, yöl göstermek, seçmemek, iyisine kötüsüne önem verme-
nasihat etınek, iş öğretmek. mek.
ağıl satmaq akıl satmak, kendi fikrini ka- ağını kəsmək cezalandırmak, şiddetli ders
bul ettirmeye çahşnıak. vermek.
ağil uınnıaq akıl ummak, mäkul bir fikir ağır adam oturakh, ciddi.
ummak. ağır ağır yığışmaq ağır ağır toplanmak;
äğıl vermək akıl vennek, nasihat etmek, yavaş yavaş toparlanmak.
bir konuda yol gösterınek, kötü yoldan ağır başa gəlmək pahahya mal olmak,
uzaklaştırmak. sonueu kötü olmak.
ağıla çatmaq anlamak, idrak etmek, dü- , - ağır cavab ağır cevap, bir lafa veya hare-
şünmek. ^kete karşı verilen ağır cevap, sert cevap.
28
ağir daşa (daşdan) yapışmaq başmdan ağırhq mərkəzi ağtrhk merkezi, birşcyin
büyük işlere kalkışmak, gücü yetmeyecek esast, ash, özü, kaynağı.
işe kalkışmak. ağırlıq salmaq yüklenmek, bütün gücüyle
ağır dərd çekilmesi çok zor olan sıkmtı, üzerme çökmek.
büyük dert, sıkmtı ve üzüntü veren keder. ağırlıq satmaq nazlanmak, naz yapmak;
ağır eşitmək kuläkları iyi duymamak. kendini ciddı, temkinli götermeğe çalış-
ağır əi 1-kollan güçlü, darbesi güçlü olan. mak.
2-uğursuz kimse. ağıriıq uğuriuq dert, belä, keder. sıkıntı.
äğır gəimək ağır gelınek, dokunmak. ağıya düşmək (hayvan) zehirlenmek, ze-
gönlünü incitmek, kalbini kırmak. hitii ot yemek.
ağır xasiyyət 1-bak. ağır adam. 2-çabuk ağıya salmaq hayvam zehirli ot biten yer-
sinirlenen, geçimi son derece zor, başkala- de otlatmak ve zehirlenmesine sebep ol-
rıyla arasına koyduğu mesafenin aşılmasma mak.
asla izin vermeyen kimse. ağız acılığı ölen birısi için pışirilen helva.
ağır imtahan ağır smav, hayatın karşı kar- ağız acısı hayrat, hayır yemeği.
şıya bıraktığı ve büyük tecrübelerin kaza- ağız açdırmamaq ağız açtırmamak, ko-
nılmasma vesile olan durum. nuşmaya, konuşmasına fırsat vermemek.
ağir olmaq ağır olmak, ciddi, vakarh, a- ağız açmaq 1-ağız açmak, bir iş için rica
ğırbaşh olmak. etmek, yalvarmak. 2-ölen bırisi için ağla-
ağır otur batman gəl düzgün hareket et, mak, ağıt yakmak, ağıt yakarak ağlamak.
ciddı ol, oturaklı davran. ağız açmamaq ağtz açmamak. 1-susmak.
ağır oturmaq 1-ağırbaşh hai'eket etmek, 2-bir şey için rica etmemek.
ciddi davranmak. 2-kötü sonuçlanmak. 3- ağız ağza dayanmaq karşı karşıya gelmek,
pahalıya mal olmak. yüz yüze gelmek, karşılaşmak.
ağır otıırub batman gəlmək ciddıyetini, ağız ağza (ağzı ağzuıa) dəymək 1-
vakarım muhafaza etmek, ciddı olmak, birisiyle konuşma imkänı bulmak, konuş-
ağırbaşlı davranmak. mak, diişüncesini öğrenmek. 2-gizlice ko-
ağır oturııb durmaq oturakh hareket et- nuşmak, kımseye bildirmeden konuşmak.
mek. ağız ağza gəimək karşı karşıya gelmek,
ağır söz kırıcı söz, hoşlanılmayan, incin- rastlaşmak.
meye sebep olan söz. ağız ağıza vermək ağız ağza vermek. 1-
ağır tərpənmək ağır davranmak, gecik- beraberce, hep bir ağızdan konuşmak veya
rnek, acele etmemek, zamanı öldürmek, şarkı söylemek vs. 2-tartışmak. münakaşa
vakti boşa geçırmek. v. yapmak. 3-iki veya birden çok kişi bir kö-
ağır yastıqlı uzun müddet hasta yatan kim- şede gizli gizli kimselere duyurmadan ko-
se, ağır hasta. nuşmak.
ağır yuxu ağır uyku, derin uyku häli. ağız aramaq ağzmı aramak, ağız yokla-
ağır yük oimaq ağıra mal olmak, pahahya mak, bir kimsenin düşüncesmi öğrenmeğe
oturmäk. çahşmak.
ağır yüngüi eiəmək tartmak, yoklamak. ağız ba ağız ağzına kadar dolu.
ağırı qoyub (töküb) yüngülü götürmək ağız bir eləmək anlaşmak, bir konuda bir-
en kolaymdan yapışmak, zora katlanma- birine söz vermek, aym şekilde konuşmayı
mak. kararlaştırmak.
ağırhğı qədər pul qoymaq ağırlığı kadar ağız burmaq dudaklannı bükmek. I -
para harcamak, çok fazla masraf etmek. beğenmemek. 2-küsmek, memnuniyetsizli-
ağırlığı üzərinə götürnıək ağırhğı tizerine ğini bildirmek. 3-çekinmek, imtina etmek.
almak, yükü kendi'omuzları üzerine almak. ağız burnunu düzəltmək çeki düzen ver-
ağıriıq basmaq ağırhk basmak, çökmek; mek, düzen vermek, gereken şekle sokmak.
kabus görmek.
29
ağız burnuııu əzişdirmok (əzmək, ağız sındırmaq dersini vennek, kıç üstü
ovnıaq) dayak atmak, dövmek. oturtmak.
ağız burmınu oynatmaq yiizünü ekşit- ağız torba deyil büzəson ağız torba değil
mek, memnuniyetsizliğini biidirmek, küs- ki büzesin, herkesin dedikodusunun önünc
mek. geçilemeyeceğini bildiren bir ifade.
ağız burnunu turşutmaq yüzünü ekşit- ağız yormaq yersiz konuşmak, boşuna
mek, beğenmemek, yüzünü ekşitmek. tartışmak, konuşmak.
ağız burun (bəhəm) eiəmək 1- ağıza ahnası deyil ağza alınacak gibi de-
beğenmemek, hoşnutsuzluğunu biidiırnek. ğil, çok kabadır, söylenecek lafdeğildir.
2-kasınmak, kibirlenmek. 3-kendini kay- ağıza düşmək meşhur olmak, yayılmak.
betmek, haddini aştnak, başa eıkmak. dillere düşmek.
ağız burun əymək (turşutmaq) memnu- ağıza gətirməmok dile getirınemek, sö/
niyetsizliğini bildirmek, küsmek, incinmek. konusu etmemek, bir konuyla ilgili olarak
ağız büzmək dudağını büzmek, beğenme- konuşmaya cesaret etmemek, hatırlatma-
mek, memnuniyetsizüğini bildirmek. mak.
ağız büzüşdürmək 1-dudağını büzmek, ağza göz dikmək emre ämade olmak, baş-
memnuniyetsizliğini bildirmek, dudak käsına täbi olmak.
bükınek. 2-ağız burıışturmak, ekşi ve buruk ağızbir efmək (eləmək) ağız biıiiği etmek.
tadında olan şeyleri yerkeıı ağzın buruk- bir işi yapmak için kendi aralarında anlaş-
laşmasına sebep olmak. mak.
ağız dadıyla ağız tadıyla, tadını çıkararak, ağızda dili əsməmək vicdanı sızlamadan
dirlik ve dtizenlikle, iyi geçimle. yalan konuşmak.
ağız deyəııi quiaq eşitməmək (ortam) çok ağızda saqqız kimi çeynəmək ağızda sa-
gürültülü olmak. kız gibi çiğnemek, bir şeyi sık sık dile gc-
ağız deyəni qulaq eşitmir çok gürültülü tinnek, telcrarlayıp durmak.
yer. ağızdan ağıza deyilmək (doiaşmaq.
ağız dəyisdirmək ağız değiştirmek, daha keçmək, söylənmək) ağızdan ağza geç-
önce söylediklerini bırakarak farkh şeyler mek, ağızdan ağıza söylenerek yayıhnak.
söylemek. birinden diğerine sirayet etmek.
ağız dil verməmək ağız dil vermemek, hiç ağızdan ağıza düşmək (gəzmək, köçmək,
konuşmamak, hasta. konuşamayacak kadar yayılmaq) 1-dilden dile düşmek. 2-meşhur
ağııiaşmak. olmak.
ağız dohısu emin bir şekilde, güvenerek, ağızdan bilmək ezbere bilmek, ezbeıie-
inanarak (söyleme). mek.
ağız dolusu danışmaq 1-kendine güvene- ağızdan boş 1-sözünün etkisi, gücü olma-
rek konuşmak. 2-kibiıii kibirli koııuşmak. yan, sözü geçmeyen. 2-ağzı gevşek, sır
ağız gözüııü büzmək bak. ağız burnunu saklayamayan, çenesi düşük, boşboğaz.
oynatmaq. ağızdan çıxanı (gələni) demək ağza gelenı
ağız gözüııü əymək bak. ağız burnunu söylemek, küfretmek, azarlayıp rezil et-
oynalnıaq. mek, ağzma geleni söylemek.
ağız əymək 1-taklidini yapmak, dalga ağızdan çıxmaq söylenmek, söylenmiş
geçmek. 2-kızdırmak, sinirlendirmek, kız- olmak, deyilmek.
dıracak davranışlarda bulunmak. 3- ağızdan diri (iti) konuşkan, çok konıışan.
hoşnutsuzluğunu bildirmek, beğenmemek, iyi konuşan, güzel konuşmasını bilen.
memnuniyeısizlik iiädesi olarak dudakları- ağızdan eşitmə ağızdan duyma, dedi kodu.
nı bükmek. kulaktan duyma, gerçek olduğtı kesin ol-
ağız ləzzətiiə yaşamak rahat ve mutluluk mayan şey.
içinde yaşamak. ağızdan harpa kaba laflar eden, kabaca
ağız ləzzətiiə yemək ağız tadıyla yemek. konuşan.
30
ağızdaıı qäçırmaq istemeyerek söylemek, ağlayanımız olübdur kor Şəhrəbaıııı bizi
söylenmeyeceic bir şeyi gayri ihtiyari söy- destekleyen veya halimize acıyan lcimseler
lemek. bizden daha kötü durumdadır.
ağızdan qapmaq ağızdan kapmalc, birinin ağiayıb sıtqamaq (sızlamaq) ağlayıp sız-
ne demek istediğini hemen anlamak. lamak, yalvanp yakarmak, yürekten ağla-
ağızdan olmaq çok lconuşmaktan, söyle- yıp yakarmalc, ağlayarak yalvarmak.
mekten dolayı yorulmalc. ağlayıb ürəyini boşaitmaq ağlayıp içini
ağızdan pərtov (pərtöv) küfürbaz, geveze. boşaltmalc, ağlayıp rahatlamak.
ağızdan stı gəlmək 1-imrenmek, ağzmın ağh ala qayada akh başmda olmayan,
suyıı alcmak. 2-ağızdan salya akmak. diişüncesi dağınık, alclı başka j'eıierde olan,
ağızdan yava ağzı gevşek, sır tutmaz, boş- başka şeyler düşünen kimse.
boğaz. ağlı ala qayada olmaq aklı bir lcanş hava-
ağızlara (ağza) düşmək (saqqız olnıaq) da olmalc, hayal kunnak, büyük hayaller
dillere destan olmalc, dilden dile lconuşul- peşınde olmak.
mak. ağızlarda dolaşmak, meşhur olmak. ağh azalmaq hafızası azalmak, hafızası
ağtzlara saimaq dedi kodu lconusu etmek. eskisi gibi olmamak.
ağla batmaq inamlabilmelc, inanılır ölmalc, ağh azmaq 1-deli olmak, alchnı kaybet-
mümkün olmak, imkän dahilinde olmak. mek. 2-lafmı, hareketini, işini bilmemek,
ağla çatmaq anlayabilmelc, kavrayabil- sapıtmak, davranışlarını bilmemelc, ken-
mek, diişünebilmelc, idrak edebilmelc. dinde ölmamak.
ağla gəlmək 1-alcıllaumak. 2-akla gelmek, ağh başa cəm etmək (cəmləmək, dərk
hatırlamak. eləmək, yığmaq) akhnı başma toplamak,
ağla gəlməyən başa gəiər 1-işler insanm akıllanmak, akıllı hareket etmek, lcontrollü
düşündüğü gibi gitmez. 2-alcla gelmeyen, davranmak, hareketlerini ölçiilü yapmak,
düşünülmeyen sonuçlarla lcarşılaşmaya kendine gelnıek.
hazır olmak gerekir. ağlı başdan çıxarmaq 1-aklı baştan etmek,
ağla gətirmək akla getirmek, hatırlamak. baştan çıkarıcı kadar güzcl olmak. 2-doğru
ağla görə akla uygun. aklm lcabul yoldan çıkarmak.
edebilceği, akhn benimseyebileceği. ağlı başıııa gəlmək aklı başına gelmck. 1-
ağla qaranı seçmək akla lcarayı seçmek, kendiııe gelmek, ayılmalc, bilincı yerine
bir şeyi yapıncaya lcadar çok sıkıntı ve gelmek. 2-akıllanmak. kötü yolu bırakıp
eziyet çekmek, büyiilc zorluklaıia karşılaş- doğru yola yönelmek, uslanmalc, alcılsızca
mak. hareketlerden vazgeçmelc.
ağla sığmaq (yatmaq) akla sığmak.^akla ağlı başında aklı başında. 1-alclı başında,
yatmalc, alcıl kabul etmelc. kendinde. 2-ne yaptığını bilen, akılh, ol-
ağla sığmamaq akla yatmamalc, inanama- gun, dengeli, diiştinceli, kendi hakkını hu-
mak, inanılması mümkün olmamak. kukunu, kärmı, zararını bilen lcimse, akh
ağiamağı əlində olınaq en ufäk bir şeyden başında olan kimse.
etlcilenmek ve hemen ağlayıvermek. ağlı başuıda deyil akh başmda değil, lcen-
ağlar gülər ilkbaharın ilk ayı (21 Mart dinde değil.
Nisan arası). ağh başmda olmaq 1-kendi iş ve hareket-
ağlar (günə) düşmək (qalmaq) sahipsiz lerini bilmek, uyamlc olmak, akılla, düşün-
kalmak, kimsesiz kalmalc, bedbaht olmalc, ceyle iş yapmak. 2-akılh olmak.
ieläkete uğramak. ağh başıuda olmamaq akh başmda olma-
ağlar (güne) qoymaq bedbaht etmelc, mut- mak, perişan olmak, lcendinde olmamalc,
suz etmek, feläkete maruz bırakmalc, derde lcendini kaybetmiş häkie olmalc, iyi düşü-
düşiirmelc. nebilir durumda olmamak.
ağ'lı başından bir qanş yuxarı ölçiip biç-
meden ış yapaıı kimse; havai.
ağh başııulan bir qartş yuxarıda oimaq ağiı itmə'k akhnı kaybetmek, şaşırmak.
aklı bäşmdan bir karış yukarıda olmak, kafası kanşmak, ne yapacağtm bilememek.
düşünmeden aklına geleni yapmäk. ağh kəm oimaq kafası çahşmaınak.
ağiı başından çtxmaq 1-birine vurulmak, ağlt kəsmok akh kesmek. 1-aklma yatmak.
äşık olmak. 2-son derece siniıienmek, hid- inanmäk, ümit etmek; itiraf etmek. 2-
detlenmek. anlamak, idrak etmek, aklı yatmak; dü-
ağiı başından getmok akh başmdan git- şünmek.
mek. 1-akhnı kaybetmek, aklmı oynatmak, ağlı kəsməmək aklı kesmemek. I -
delı olmak, sersemlemek. 2-doğru yoldan anlayamamak, aklma yatmaınak, idräk
çıkmak, azmak, kötü yola düşmek. 3- edememek. 2-mümkün bilmemek, ümit
vurulmak, meftun olmak, äşık ölmak. 4- etmemek, olacağma inanmamak:
sevinçten veya korkııdan dolayı ne yapaca- ağlı qaçmaq deli olmak.
ğını şaşırmak. ağlı qarışmaq akiı karışmak, ne yapacağı-
ağlı başmdan qəşş eləmək bayılmak, ken- nı bihnemek, şaşırmak.
dini kaybetmek. ağh qəbul etnıəmək akh kabul etmemek.
ağiı başmdan oynamaq 1-deli olmak, ağlı kasıb (kəm, naqis) ahmak, ebleh,
akhnı kaybetmek. 2-aklı şaşmak. ~äkılsız; şeri zekah, zeka özürlü.
ağlı başından şaşıimaq aklmı yitirmek, ağh oynamaq bak. ağlı başmdan
aklı başmdan gitmek. oynamaq.
ağlt başından uçmaq äşık olmäk. vurul- ağlı özüno getmək akh kendine gitmek,
mak, tutulmak. kendisi gibi zannetmek, kendıne göre de-
ağlı başqa (özgə) yerdə ölmaq aklı başka ğerlendirmek.
yerde olmak, başka şeyler düşünmek. ağh pərsək (pərsəng) aparır akılsızm,
ağiı bir şey kosmoınək idrak edememek. eblehin biridir.
ağlı caymaq aklmı kaybetmek, deli olmak. ağlı poxuna bulaşmaq k. aklı bokuna ka-
ağlı çaşmaq 1-şaşırmak, hayret etmek. 2- rışmak, korküdan ne yapacağım bileme-
ne yapacağını bilmemek, şaşırıp kalmak. mek, şaşırıp kalmäk, kendini kaybetmek ve
ağlı çaşmış kimi şaşkın hälde. ne yaptığını, ne söylediğiıii bilmemek.
ağlı çatmaq aklı ermek. 1-anlamak, idrak ağh sərdə vermək äşık olmak, vurulmak,
etmek. 2-yetişkin häle gelmek. meftun olmak.
ağh dağılmaq aklı däğıhnak, düşüncesi ağlı sonradan başına gəlmək aklı sonra-
dağılmak, düşüncesini belirli bir konu üze- dan başma gelmek, verdiği kararın yanlış
rinde yoğunlaştıramamak. olduğunu anlayıp vazgeçmek.
ağiı dolaşığa düşmok aklını şaşınnak, ne ağlı sonradan gəlir 1-bir kararı zamanmda
yapacağını bilememek, şaşırmak, şaşırıp vermeyenler için kullanılan ifade. 2-bir
kalmak. olaym olup bitmesinden sonra bazı tedbir-
ağh əldən vernıək 1-kendini kaybetmek, ler almaya kalkanlar için söylenir.
sersemlemek. 2-äşık olmak, vurulmak, aiı təyyar olmamaq äklı yerinde olmamak.
meftun olmak. akh kendinde ohnamak, akılsız ohnak, akh
ağiı fikri bir şeydə olmaq akh fıkri bir başında olmamak.
şeyde olmak, bütün düşüncesini bir konıı ağlı topuğunda serseri, akılsrz, ahmak,
üzerinde yoğunlaştırmak. ~ ebleh kimse.
ağlı getmək aklı gitmek. 1-äşık olmak, ağh uçmaq (uçub getmək) meftun olmak,
vurulmak. 2-çok beğenmek. vurulmak, äşık olmak.
ağlı götürmomok aklı almamäk. 1- ağlı (ağlını) uduzmaq 1-aldanmäk, birine
anlamamak. 2-bir şeyin olabikceğine i - uyarak hileye aldanmak, tongaya düşmek.
nanmamak. kaybetmek, tuzağa düşmek. 2-yanılmak,
ağb gözündə olmaq kafadan noksan ol- hata yapmak.
mak, zeka özürlü olmak.
32
ağlı üstündə olmamaq l-deli olmak. 2- ağlma gələni eləmək aklına geleni yap-
kendinde olmamak, baygın olmak. mak, her istediğini düşünmeden yapmak.
ağlı yatmaq aklı yatmak, bir işin olabile- ağhna gəimək 1-aklına gelmek, hatırla-
ceğine inanmak. mak. 2-akhna esmek, bir şeyi yapmayı
ağlı yerində olmamaq aklı kendinde ol- tasarlamak.
mamak. ağhna gəlməmək aklma gelmemek, hatır-
ağlı zail (zay) oimaq akbnı kaybetmek. lamamak.
ağhmda! aklımda, lädes oyununda katı- ağlına gətirmək akhna getirmek 1-
hmcılardan birinin diğerine bir şey verir- hatırlamak; düşünmek. 2-hatırlatmak.
ken karşıdakinin "lädesi unutmadım" an- ağlına güe vermək düşünmek, ölçüp biç-
lammda söylediği ifade. mek.
ağlın (ağlınız) nə kəsir? bu konudaki dü- ağlına keçə yamaymı akhna şaşayım,
şünceniz nedir? kafan almıyor, aklm almıyor.
ağlm ona buna (başqasına) getməsin ağlına qoymaq aklına koymak, bir düşün-
aklm başkalänna gitmesin. adammı iyi ceyi bir başkasma telkin etmek, beynine
tammalısın, ben bäşkalanna benzemem, iyi yerleştirmek.
düşün ve düzgün davran, yolunu şaşırma ağlına salmaq hatırlatmak.
(uyarı ifadesi). ağlma sığışdırabilınəmək
ağlına ayrı (başqa) şey gəlməsin aklma (sığışdırmamaq) 1-aklma sığdıramamak,
başka bir şey gelmesin. hiçbir şeyden şüp- akh almamak, mantığı kabul etmemek,
helenme, başka şey düşünme, rahatsız ol- dayanamamak, katlanamamak. 2-tasawur
ma. edememek, inanamamak, hayret etmek,
ağlına batnıaq inanabilmek, inanmak, şaşırıp kalmak.
mümkün olacağmı hesaplamak. ağlına uymaq aklma uymak, bir başkası-
ağhna batmamaq akhna yatmamak. nın düşüncesine göre hareket eünek.
ağlına bir şey gəlmək akhna bir şey gel- ağlına (ağlına başına) vurmaq bak. götür
mek, şüphelenmek, pirelenmek. qoy eiəmək.
ağlına çatmaq idrak etmek, anlamak, an- ağhna yatmaq aklına yatmak, mäkul gö-
layabilmek, hayal etmek. rünmek, olabileceğine kanaat getirmek.
ağlına da gətirmə aklma da getirme, hiç ağlına yerləşdirmək kafasma sokmak. 1-
kafana koyma, asla düşünme. bir şeyi kesin olarak kararlaştırmak, kesin
ağlına da gətirməmək akhna da getirme- karara varmak. 2-birine bir şeyi telkin et-
mek, hiç düşünmemek, hiç tahmin etme- mek, bir şeyi kafasma sokmak.
mek. ağhnda qalmaq akhnda kalmak. 1- (

ağlına dammaq akhna gelmek. şüphelen- unutmamak. 2-hatırlarhak.


mek, içine doğmak. ağlında olsun! aklmda olsun! unutma!
ağhna dua yaz! (yazdır!) k. ahmak, serse- aklmdan çıkarma!
ri, ebleh anlammda söylenir. ağhnda saxlamaq (tutmaq) akhndä tut-
ağima dua yazım akhna yanayım. mak, unutmamak.
ağlına düşmək 1-akhna düşmek, hatırlä- ağlından çıxartmaq aklmdan çıkarmak,
mak. 2-akhna esmek, bir düşünceye sapla- unutmak.
nıp kalmak, bir düşünceyi hayata geçirmek ağlından çıxmaq aklmdan çıknıak, unut-
kararma varmak. mak, hatırlamamak.
ağlına gələıı başına gəlmək aklma gelen ağlından çıxmamaq aklmdan çıkarma-
başma gelmek, olabileceğini tahmin ettiği mak, unutmamak.
kötü şey gerçekleşmek. ağlmdan getməmək aklından gitmemek,
ağlına gələni danışmaq (demək, unutamamak.
söyləmək) aklma geleni konuşmak, aklma ağlmdan gəiib keçmək (keçmək) akhndan
ne geldiyse konuşmak, rastgele konuşmak. gelip geçmek, bir an için hatırlamak.
33
ağlından ötürmək düşünmek, akhna ge- ağhnı yayındırmaq 1-kararından, niyetin-
tirmek. den caydırmak. 2-baştan çıkarmak, ayart-
ağhndan zoru olmaq aklmdan zoru ol- mak.
mak, bazen akıl dışı hareketler yapmak. ağlının pərsəngi (tərəzisi) pozulmaq
ağlını almaq akhnı başından almak. 1- kantarm topunu kaçırmak, akıl kän olma-
hayrete düşürmek, çok şaşırtmak. 2-birinin yan davranışlar yapacak häle gelmek,
düşüncesini kendisiyle meşgul etmek. mantık dışı hareketler yapacak duruma
ağhnı aparmaq aklını başmdan almak. 1- düşmek.
hayran etmek, meftun etmek. 2-baştan çı- ağhnın ucuna da gəlməmək aklmın köşe-
karmak, güzelliği ile mest etmek. sinden bile geçmemek, hiçbir zaman dü-
ağlını azdırmaq 1-şaşırmak. 2-kafasını şünmemek.
karıştırmak, doğru yoldan uzaklaştırmak, ağlı bozlu (qaralı) akh karalı, rengärenk,
düşüncesini başka tarafa çekmek. 3- içinde her renk olan, ağırlıklı olarak siyah
şaşırtmak. ve beyaz seafoodplus.info renklerden oluşan.
ağhnı başma cəm etmək (cəmləmək, ağmağana çıxmaq mutlu güne kavuşmak,
dərk eləmək, yığmaq) äklmı başına al- bahtiyarhğa ermek.
mak, aklını başma toplamak, aküsızca dav- ağmaq oimaq bir tarafa meyletmek, eğil-
ranışlar sergilemekten kendini almak. mek.
ağhnı başma qoymaq aklım başına almak, ağnağaz eləmək (üyütmək) boş yere ko-
mäkm, manttkh davranmak. nuşmak, boşboğazhk etmek.
ağlını başından almaq (aparmaq, ağrı çəkmək 1-doğum sancısı çekmek. 2-
çıxarmaq) 1-yolunu azdırmak, kötü yola ıstırap çekmek, üzülmek.
düşürmek. 2-aklını başmdan almak, meftun ağrı tutmaq 1-ağrı başlamak. 2-hämile
etmek, güzelliği ile mest etmek. kadınlarda veya hayvanlarda doğuma yakm
ağhnı çaşdırmaq 1-deli etmek, aklmı kay- şiddetli ağrı başlamak.
betmesine sebep olmak. 2-aklını şaşınnak, ağrım ürəyinə derdim, sıkmtım, ıstırabım
akh başmdan gitmek, deli olmak. senin olsun.
ağhnı əlindən (sərdən) almaq bak. ağhnı ağrımaz baş (başım) sükunet, kaygısızlık,
başından almaq (aparmaq, çıxarmaq). rahatsız edici işlere kanşmama anlammda,
ağiını işə salmaq (işlətmək) akhm kul- kaygsızlık, sakinlik.
lanmak, akıl etmek. ağrımaz başına buz (buz) bağlamaq ba-
ağhnı itirmək aklını kaybetmek. 1-deli şını derde sokmak. boşu boşuna başını
olmak, aklmı kaybetmek. 2-bak. ağlı ba- beläya sokmak.
şından çıxmaq. ağrımaz başına çalmaq başma iş açmak,
ağhnı itirmiş kimi akhm yitirmiş gibi, başına dert almak..
şaşkm hälde. ağrımaz başına dəsmal bağlamaq
ağhnı külək aparıb aklmı kaybetmiş. (saqqız salmaq) bak. ağrımaz başına
ağlını oğurlamaq aklmı çelmek. yoldan çalmaq.
çıkarmak, kandırmak, aldatmak. ağrın (ağrını) ahm birisine samimtyetle
ağlım oğurlatmaq akhm çeldirmek, birini söylenen bir hitap şekli, veya onu sevip
baştan çıkarttırmak. okşarken söylenen ifade, "senin yerine ben
ağlını sərdən buraxmaq kendini kaybet- hasta olayım, sana gelecek dert belä bana
mek. şaşırmak, ne yapacağını bilememek. gelsin" anlamında.
ağhnı sərsəri etmək akhnı başmdan al- ağrın canıma (mənə) gəlsin bir sevgi ifa-
mak. aklmı kaybetmesine sebep olmak, son desi.
derece etkilemek. ağrm ürayimə derdin bana gelsin, sıkmtm
ağlını şaşdırmaq aklını şaşırtmak. benim olsun (sevgiyle seslenme ifadesi).
ağrısı çəkiimək ağnsı kaybolmak, ağrısı
dinmek.
34
ağrısı tutmaq sancısı tutnıak, rahatsız olan ağzı aparmaq ağzma geleni söylemek,
bir organ ağrımaya başlamak. konuşmasma dikkat etmemek, haddini
ağrısın (ağrısını) çəkmək pişman olmak, aşmak, ne dediğini bilmemek, konuşması
yaptığı işin kötü sonucuna muhatap olmak, can sıkmak.
zarannı görmek. ağzı aralanmaq uzun müddet sustuktan
ağrısına düşmək ıstırabma tutulmak. sonra konuşmaya başlamak.
ağrıyan yerinə dəymək (toxunmaq) ya- ağzı aşa yetişmək eli ekmeğe ulaşmak,
ralı yerine dokunmak, en hassas olduğu para kazanmak.
noktaya dokunmak. ağzı aya, gözü çaya baxmaq bir işi gelişi-
ağrov oimaq dehşetli derecede korkmak, güzel yapmak, dikkatli çalışmamak, dik-
ürküntü duymak. katli yapmamak.
ağsaqqalhq etmək ak sakalhk etmek, bü- ağzı ayrıq qalmaq ağzı açık kalmak, hay-
yüklük göstermek. 1-önderlik etmek, bü- ret etmek, şaşırmak.
yüklük göstermek, idare etmek. 2-nasihat ağzı başqa havanı çalmaq konunun dışm-
etmek, öğüt vermek, yol göstermek. daki şeylerden bahsetmek, asıl konuya
ağu salmaq göz dağı vermek. dokunmamak.
ağusuz ilan hilekar, düzenbaz, fitne kim- ağzı bir yerə yığmaq anlaştırmak, birleş-
se. tirmek, aradaki anlaşmazhğı yok etmek.
ağuşuna almaq T-kucaklamak, kueağına ağzı birə düşmək bir hedefe yönelmek.
almak. 2-kaplamak, içine almak. ağzı boz yaltäk, küyruk sallayan.
ağuşıına çəkmək kucaklamak, sarmak. ağzı boza vermək fırıldak gelmek, kan-
ağuz olmaq olgun häle gelmek, olgunlaş- dırmak, aldatmak.
mak; olgunlaşıp vakti geçmek. ağzı burnu düşmüş faydasız, kınk, yakı-
ağza acıhq salmaq evde kavga çıkarmak. şıksız, acayip, kötü.
ağza alası (alınası) deyil ağza ahnacak ağzı burnu yerində eli ayağı düzgün, gü-
gibi değil. 1-çok acı, ekşi veya kötü yemek, zel, yakışıkh.
yenecek şey. 2-çirkin söz veya davranış. ağzı çatmamaq eline geçmemek, ulaşa-
ağza alınmaz ağza alınmaz, söylenmesi mamak.
çirkin veya ayıp söz. ağzı dad görməmək hep sıkmtı ve dert
ağza almamaq ağza almamak, sözünü bile içinde olmak, mutlu bir hayatı tanımamak.
etmemek, anmamak. ağzı dadsız olmaq hämile kalmak, hämile
ağza baxmaq kendi fıkri olmamak, baş- olmak, aşermek.
kalannm isteğine göre hareket etmek. ağzı dalana dirənmək çıkmaz sokağa
ağza düşmək ağza düşmek, dedikodu girmek.
mevzusu olmak. ağzı deyil! han değil, yapamaz, cesaret
ağzı acı olmaq bedbahthğa uğramak, edemez, onun işi değildir.
mutluluğu kedere dönmek, başına kötü ağzı dəyişmək ağız değişmek, önce başka,
şeyler gelmek. sonra başka türlü konuşmak, başka türlü
ağzt acılıq salmaq evde kavga çıkarmak. söylemek.
ağzı açıq (açıla, aynq, ayrıla) qalmaq ağzı dəymək kandırmak, aldatmak, tath
ağzı açık kalmak, hayret etmek, çok şaşır- dile tütmak.
mak, hayrete düşmek. ağzı dili bağlanmaq ağzı dili bağlanmak,
ağzı açılmaq 1-azarlamaya başlamak, küf- bazı etkilerden dolayı konuşamaz duruma
retmeye başlamak. 2-topluca, hep birlikte gelmek.
gelmek, akıp gelmeye, yürümeye başla- ağzı dili qurumaq ağzı dili kurumak, çok
mak. susamak.
ağzı axmaq kendini bir şeye kaptırmak, ağzı dili tutulmaq ağzı dili tutulmak, her-
bakakalmak. hangi bir şeyden dolayı son derece heye-
canlanmak, hayran olmak.
35
ağzı dolu cesur, ateşli konuşan. ağzı isti yerdə olmaq 1-derdi gamı olma-
ağzı dolu damşmaq cesurca konuşmak, mak, dünyayı umursamamak. 2-zorlukIa
ateşii konuşmak. karşılaşmamak, maddi durumu i y i olmak.
ağzı dolusu bütün gücüyle (bağırma). ağzı işdə olmaq (işləmək) çenesi çahşmak.
ağzı düşmək yönelmek, bir tarafa doğru sürekli bir şeyler yemek.
gitmek. ağzı kəsərli olraaq hükmü yürümek, nüfuz
ağzı elə bil karvansara qapısıdır (kalaf sahibi olmak, sözü geçmek.
(v)adır) ağzı büyük kimseler için söylenir. ağzı kilidlənmək (qılillanmaq) ağzı kilit-
ağzı əyilə qalmaq 1-hayret etmek. 2- lenmek. 1-korkudan, heyecandan vs. ko-
hayran kalmak. nuşmamak, susmak. 2-sır vermemek, ko-
ağzı əyilmək 1-yüz felci geçirmek. 2- nuşmamak.
gördüğü bir şey karşısmda olağanüstü et- ağzı köpüklənmək 1-hiddetten, hastahktan
kilenmek, hayranlıktan ağzı bir karış açık vs. ağzmdan köpük saçılmak. 2-
kalmak. hiddetlenmek, coşmak, çok sinirlenmek.
ağzı əyri beceriksiz, işe yaramaz (kimse). ağzı qan olsa da yerə tüpürməmək sırrmı
ağzı əyri olmaq birinden memnun olma-" gizli tutmak. içindekileri kimseye söyle-
mak, hoşnut kalmamak. memek.
ağzı əyrini boynunun ardından tanımaq ağzı qapanmaq ağzı kapatılmak, zorla
olar kötü kimse bakmca anlaşılır. susturulmak, susmaya mecbur edilmek.
ağzı əzvay dadı vərmək çok asabi olmak, ağzı qatıq kəsməmək sözü geçmemek.
çok sinirli olmak. ağzı qatıqlı sessiz sedasız ve äciz kimse,
ağzı getmək 1-pantolon, gömlek vs.'nin ağzı qızışmaq 1-çenesi düşmek, çenesinin
ağız kısmı yıpranmak. 2-bir şeye dahp çivisi düşmek, başkalarının konuşmasına
gitmek, hayran hayran bakmak. imkän bırakmamak. 2-konuşmaya dalarak
ağzı geri dönmək sözü geçmemek. asıl işini unutmak.
ağzı günə buraxmaq kendi başına bırak- ağzı qulağınm dibinə getmək ağzı kulak-
mak, yalnız bırakmak, terketmek. larma varmak. l-anlamsız şekilde gülmek.
ağzı günə qalmaq sahipsiz kalmak, kimse- 2-çok sevinmek, sevinçten havalara uçmak.
siz kalmak, kendi başma yalnız kalmak, ağzı quiaqlarına dəymək ağzı kulaklarma
boş kalmak, atıl kalmak. varmak, aşırı derecede sevinmek.
ağzı günə qoymaq tek başına bırakmak, ağzı qurumaq ağazı kurumak, çok susa-
elini üzerinden çekmek, kaderiyle başbaşa mak.
bırakmak. ağzı (ağzın) quıusuıı! ağzı (ağzm) kuru-
ağzı hara düşdü getmək nereye geldiyse sun! feläket dileğinde bulunanlar için kul-
oraya gitmek. lamlan bir ilenme ifadesi "dilin tutulsun".
ağzı havada gəzmək ağzı havada gezmek, ağzı Iəg ağzı sıkı olmayan, ketum olmayan,
dünyadan bihaber, şaşkm bir şekilde do- sır saklamayan.
laşmak. ağzı (nədi!) nedir! (eləməsin! görməsin!)
ağzı hər şeydən çıxmaq her şeyi kaybet- ne haddine, ne ilgilendirir, ne gibi bir yet-
mek. kisi vardır, hangi cesaretle.
ağzı xeyir xoşluğa açılmamaq ağzı bed- ağzı otlu zavalh, dili var ağzı yok.
duayla açılmak, ağzım kötüye açmak, iyi ağzı oynamaq ağzı oynamak, çenesi dur-
şeyler söylememek. mamak. 1 -birşeyler yemek. 2-konuşmak.
ağzı ilə milçək qovmaq (tutmaq) sinek ağzı pərtov geveze, konuşmasmı bilme-
avlamak, işsiz olup anlamsız şeylerle uğ- yen, edebe aykın sözler sarf eden.
raşmak. ağzı pis oimaq hämile olmak, aşermek.
ağzı i l ə quş tutmaq çok ciddi, çok çalış- ağzı soyuq akh kıt, gereksız sözler konu-
kan, çok hareketli, her şeyi çok çabuk kav- şan, kavrama gücü olmayan.
ramak. maharetli olmak. ağzı soyumaq ölmek.
36
ağzı söz tutmamaq soğuktan, korkudan, ağzıma bir şey dəyməyib ağzıma hiçbir
heyecandan vs. konuşamamak. şey girmedi, hiçbir şey yemedim.
ağzı sözə qızışmaq çenesi düşmek, çok ağzıma dad, qarnıma vay şivən ş. bahse-
konuşmak, lafa dalmak. dilen ancak yenmeyen leziz yemekler ve
ağzı sulanmaq ağzı sulanmak, imrenmek, içecekler için kullanılır.
kendisinin olmasını çok istediği bir şeyi ağzıma daş torpaq genelde kötü bir haber
görüp şiddetle arzulamak. söylenmek istendiği zaman kullanılır, "bu
ağzı suyla dolmaq bak. ağzı suianmaq. sözler söylenmez, ama söylemek duru-
ağzı süd qoxumaq (iyi vermək) ağzı süt mundayım".
kokmak. 1-çok tecrübesiz olmak. 2-çok ağzımı açma! beni kötü konuşturma!
genç olmak. ağzm əyilər! kaba ve çirkin, kötü sözleri
ağzı sürüşmək şaşırmak, yanlış söylemek, kullananlara söylenen bir uyarı ifadesi.
dili sürçmek. ağzm fal olsun! Aliah ağzından duysun,
ağzı torpaq qapmaq çok yaşianmak, beli söylediğin gerçek olsun.
bükülmek. ağzın geri dönsün boynun kırılsm, gebere-
ağzı üstə qapanmaq ağzı üzerine kapak- sin.
lanmak, yüzü üstü devrilmek. ağzın qurusun dilini eşek arısı soksun.
ağzı var dili yox ağzı var dili yok. 1- ağzın nədir! hangi cesaretle!
suskun, zulme uğramış. 2-mazlum, sessiz, ağzın(ı) oxumaq içinden geçeni okumak,
sessiz sedasız, az konuşan. ne düşündüğünü bilmek veya tahmin et-
ağzı yağhdır içki içmiş kimseler için söy- mek.
lenen bir ifade. ağzın(ı) ovuşdurmaq gözünü korkutmak,
ağzı yanıb qayıtmaq (yanmaq) ağzı yan- çekinmesini sağlamak.
mak, çok kötü tecrübe edinmek, kötülükle ağzın pambıqlansın! seni ölesin emi!
karşılaşmak, girişimi kötü sonuçlanmak, ağzma ağız vermək 1-coşturmak, tahrik
yaptığı bir şeyden fayda görmemek, teşeb- etmek. 2-tarafım tutmak, desteklemek,
büs ettiği işte zarara uğramak, pişman ol- tarafını tuttuğunu ima etmek.
mak. ağzma almaq 1-ağzma almak, söylemek,
ağzı yanmış qəhrəman kaybetmiş, yenil- konuşmak. 2-söylemeyi läyık bilmek,
miş, mağlup olmuş kimse. yeylemek. 3-duman, alev, su vs. bürümek,
ağzı yastı hükmü yürümeyen, sözü geçme- kaplamak.
yen. ağzına almamaq ağzına almamak, diline
ağzı yaşıl tabansız, ödlek, korkak. getirmemek, anmamak, konuşmamak.
ağzı yerdən torpap (toz) qapmaq çok ağzına at başı almaq her şeye bağınp
yaşlanmak, beli bükülmek. çağırmak.
ağzı yırtıq sır tutamayan, itimat edilme- ağzına atmaq 1-ağzma bir şey atmak, rüş-
yen. vet vermek, bir şeyler verip kendine täbi
ağzı yuxarı 1-yukarıya doğru, yokuş yuka- etmek. 2-ağzma atmak, bir şeyi yemek için
n, ters istikamete. 2-burnu havada. ağzına koymak.
ağzıaçıq qalmaq ağzı açık kalmak, hayret ağzına bax! başma buyrukluğuna bak hele!
etmek, şaşırmak, dona kalmak. (bir uyarı ifadesi).
ağzım ağzına dəysin yüz yüze konuşayım. ağzına baxaqalmaq ağzına aval aval bak-
ağzım (dilim) qurusun! dilim kurusun, mak, şaşırmak, hayran kalmak.
söylenen kötü bir sözden veya edilen bed- ağzına baxan yoxdur kimse takmıyor,
duadan sonra duyulan pişmanhğı bildiren önemsemiyor, itibar etmiyor.
bir ifade. ağzma baxıb danışmaq 1-ağzma bakıp
ağzım yaradı sulayabilmirəm konuşmak, birine göre konuşmak, birinin
(suvarabilmirəm) tembelim, tenbelin biri- arzusu doğrultusunda, ona hoş gelecek
yim. şekilde konuşmak. 2-birini taklit etmek.
37
ağzına baxmaq ağzına bakmak. 1- ağzına gələni damşmaq ağzına geleni
başkalannm iradesine sığmmak, täbi ol- konuşmak, konuşmasma dikkat eünemek.
mak, kendi fikriyle bir iş yapamamak, onun ağzına gələni (gələn sözü) demək
sözüne uymak, sözünden çıkmamak. 2-ne (söyləmək) ağzına geleni söylemek, çok
söyleyeceğini beklemek, emre ämade ol- kötü azarlamak, İaf söylenıek, aşağılamak;
mak. nezaketten uzak sözler söylemek.
ağzına bal sürtmək bak. ağzma bir ağzına gəlmək dilinin ucuna gelmek, söy-
barmaq bal çalmaq. lememesi gereken şeyi söylemek isterken
ağzma bir barmaq bal çalmaq ağzına bir son anda geri çevirmek; söylemek istemek.
parmak bal çalmak, güzel sözler söyleyerek ağzına gətirmək diline getirmek, bir şeyi
ümitlendirmek. istemeden söylemek, konuşmak.
ağzına bir sümük atmaq önüne bir kemik ağzına gətirməmək ağzından çıkarmamak,
atmak, ufak bir şey vererek veya çıkar söylemek isteyip de söylememek.
göstererek susturmak. ağzma girmək burnuna girnıek, çok yak-
ağzma bir şey atmaq 1-ağzına bir şeyler laşmak.
atmak, azıcık yemek. 2-uyarmak. 3-rüşvet ağzma götürmək 1-bağırıp çağırmak,
vermek, bir şey vererek konuşmasma, bazı haykırmak. 2-duman, alev, su vs.'bürümek,
şeyleri açmasma engel olmak. kaplamak.'*
ağzına bir şey dəyməyib ağzma bir şey ağzma gözüne bulaşdırmaq ağzma gözü-
girmedi, hiçbir şey yemedin (yemedi) an- ne bulaştırmak, becerememek, yapama-
lamında. mak, berbat etmek.
ağzma bir şey qoymamaq ağzına bir şey ağzma it alıb sinirlenmiş, hiddetlenmiş
koymamak, hiçbir şey yememek. kimse.
ağzma burnuna bulaşdırmaq ağzma bur- ağzına it başı almaq (salmaq) bak. ağzına
nuna bulaştırmak, berbat etmek, bir şeyi gələni danışmaq
yapamamak, becerememek. ağzma kimi (qadər) ağzma kadar, dopdo-
ağzına çıxan olmamaq karşısmda kimse lu, boş yeri kalmayacak şekilde.
laf söyleyememek, son derece nüfuzlu ağzına qavıt (qovut) aimaq zorlukla sus-
olmak, bir dediği iki olmamak, sözü kılıç- mak, konuşmamak.
tan keskin olmak. ağzıııa qıftl vurmaq bak. ağzmı
ağzına çöp (dil) atmaq yönlendirmek, bir mumlamaq.
konuda uyarmak, kandırılmasma engel ağzına qavıt (qovut) verən yoxdur balc.
olmak. ağzına baxan yoxdur.
ağzına çııllu dovşan sığmamaq ağzına qurd düşmək kimse tarafından
(yerləşməmək) atmak, palavra sıkmak, aranmamak, lcimse tarafmdan konuşturul-
yüksekten atmak; kendini övmek. mamak, saygı gösterilmemek, tecrit edil-
ağzma dəydirməmək (dəyizdirməmək, mek, yalnız bırakılmak.
toxundurmamaq) ağzma sürmemek, hiç ağzına oğru qayası 1-şeytan gibi, cin gibi
yememek veya içmemek. kimseler için söylenir. 2-yılan vb. gibi ür-
ağzına dil qoymaq (vermək) ağzına laf kütücü hayvanlar anıldığında söylenen ve
atmak, bir konuda konuşması için ona işa- onlann yarattığı korku ve ürküntüye engel
ret olacak bir laf söylemek. olmak için kullanılan bir ifade.
ağzına düşmək ağzına düşmek, sürekli ağzına saqqız eiəmək ağzına sakız etmelc.
aynı şeyi tekrar tekrar söylemek. 1 -bir şeyi çok tekrarlamak. 2-dedikodusunu
ağzına gendir! sana göre değil, sana büyük yapmak.
gelir, ağzma läyık değil. ağzıua sıçmaq k. ağzma sıçmak, birisine
ağzına gəldiyi kimi ağzına geldiği gibi, karşı ağır bir karşdıkta bulunmak, bir şeye
düşünmeden, tartmadan konuşma, söyleme. veya birine büyük zarar verecek davranışta
bulunmak.
38
ağzına söz almaq konuşmak, bir şeyler ağzında dili yox ağzı var dili yok, mazlum,
söylemek. zavallı, äciz, herkesten çekinen, sesi söluğu
ağzına söz atmaq birine kullanabileeeği çıkmayan kimse.
bir bahane vermek, söylediği bir kelime ile ağzında dilin yansın! idam edilesin, öle-
herhangi bir konuda konuşmasmı, söyle- sin!
mesi gerektiğini işaret etmek, birine söyle- ağzında dişi qalmamaq ihtiyarlamak,
yeceği şeyi kopya vermek, öğretmek, söy- yaşlanmak.
lediği şeylerle birinin konuşmasım yönlen- ağzında dişi qalmayıb (yoxdur) götühdə
dirmek. qıröşı k. 1-yaşı geçmiş, işi bitmiştir. 2-
ağzma söz vermək ağzma laf atmak. yaşma uygun davranışlar göstermeyen
ağzına su almaq (götürmək) ağzma taş yaşhlara karşı söylenen hakaret ifadesi.
almak, susmak, konuşmamak, susup kal- ağzmda quş (quş başı) gətirmək ufacık
mak, sohbete katılmamak, konuşmaya ka- bir şey yapıp büyük işler başarmış gibi
tılmamak. konuşmak.
ağzına sümük atmaq ağzına kemik atmak. ağzında Iəpə (noxud) islanmamaq ağzm-
1-susturmak için az bir şey vermek. 2- da bakla ıslanmamak, sır saklayamamak.
rüşvet vermek. ağzmda yağ əridən gətirməyib ki! hayırh
ağzına təpmək tıkmmak, bir şeyler yemek, şey için gelmemiş k i , hayırlı bir şey için
ağzına tüpürmək 1-birisine kendi düşün- geldiğini mi zannediyorsun!
cesini kabul ettimıek. 2-ayrı ayrı kimsele- ağzındakı dişləri (dişlərini) saymaq çok
rin aynı düşünceyi ileri sürmeleri karşısm- iyi tanımak, güeünü ve cesaretinin seviye-
da kullanılan bir ifade. sini iyi bilmek.
ağzma verilməsini gözləmək ağzına ve- ağzmdan bal axmaq (tökülmək) ağzmdan
rilmesini beklemek, kendisi çalışmayarak bal akmak, güzel, hoş laflar etmek, çok
işlerin başkaları tarafmdan yapılmasmı güzel şeylerden bahsetmek, güzel konuş-
beklemek. mak, gönül okşayıcı, iç açıcı, moral verici
ağzına vur çörəyini əlindən al kafasma sözler sarf etmek.
vur ekmeğini elinden al, sessiz, müläyim, ağzmdan bir dəyirman su getmək ağzın-
uysal kimseler için kullanilän bir ifade. dan köpükler saçarak yüksekten atmak.
ağzına vurmaq gereken cevabı vermek. ağzından çıxan kimi o anda, çarçabuk,
ağzının payını vermek. hemen, anında.
ağzına yara düşsün kargıyanlara ve kötü ağzından çıxanı (çıxan sözü) qulağı
konuşanlara karşı söylenen bir tepki ifade- eşitməmək ağzmdan çıkanı kulağı duy-
si. " mamak, çok kötü şeyler söylemek, kötü
ağzına yaraşmır ağzma yakışmıyor, sen- sözler söylediğinin farkında olmamak.
den bu sözler beklenmez, böyle konuşman ağztndan çıxmaq 1-ağzmdan kaçırmak,
sana yakışmıyor. istemeden söyleyivermek. 2-elinden çık-
ağzına yiyələnmək (yiyəlik etmək) ağzma mak, kaybetmek, yitirmek.
sahip olmak, konuşmasına dikkat etmek. ağzından çıxmasın kimselere söyleme.
ağzına yoğurt sürtmək ağzına bir barmäk kimseler duymasın.
bal çalmak, kandırmäk, küçük bir şey kar- ağzından çörəyini qapmaq bir kimsenin
şılığında çok değerli bir şeyi elinden al- hakkma tecavüz etmek, elinden almak.
mak. ağzından dürr tökmək (tökülmək) çok
ağzında böyümək ağzında büyümek, mi- güzel ve anlamh konuşmak, güzel ve kıy-
desi bulanmak, yiyememek, yutamamak. metli sözler sarf etmek (bazen de süslü
ağzında dili qora kimi bişmək haddinden lakin anlamsız konuşma anlammda alay
fazla susamak. ifadesi olarak da kullanıhr).

39
ağzından düşməmək ağzından düşnıemek, ağzmdan söz çıxarmamaq kimselere bir
bir konuyu, bir kimseyi, bir şeyi hiç unut- şey dememek. konuşmamak, susmak, sırrı
mamak, hep anmak. saklamak.
ağzından girib burnundan çıxmaq ağ- ağzmdan söz qaçırtmaq ağzından kaçır-
zından girip burnundan çıkmak, dil döke- mak, istemeyerek, gayri iradı olarak bir
rek, tatlı sözlerle birini kandırmak, yola sırn söylemek, gizli olan bir şeyi açıkla-
getirmek. mak.
ağzından hörra töküimək anlamsız laflar ağzından sözünü almaq ieb demeden
etmek. konuşmasım bilmemek, ne dediğini leblebiyi anlamak, birinin ne demek istedi-
bilmeden konuşmak. ğini hemen anlamak.
ağzından xeyir çıxmır barı şər danışma ağzından süd iyi (qoxusu) gəlmək ağzm-
(demə) ağzından hayır çıkmıyor bari şer dan süt kokusu gelmek. 1 -çok genç ve tec-
söyleme, "lehte konuşmuyorsan, bari a- rübesiz olmak. 2-henüz büyümemek, yaşı
leyhte konuşma". çok küçük olmak.
ağzmdan kirə istəmək diline kira istemek, ağzından süd iyi (qoxusu) gəlir! "ağzm-
konuşmaktan äciz olmak, laf ağzından dan süt kokusu geliyor, daha büyümemiş-
cımbızla ahnmak. sin!" anlamında önemsememe ifadesi.
ağzından köpük qusmaq bak. ağzı ağzından'vurmaq ağzma tıkamak, söyle-
köpüklənmək. diği bir şeyi hemen reddetmek, geri çevir-
ağzından küiək aparsın ilenen, beddua mek, sözünü kesmek, lafmı ağzmda bırak-
eden kimselerin bedduasmın zarannın do- mak, konuşmasına müsaade etmemek,
kunmaması için söylenen bir ifade. moralini bozmak.
ağzuıdan qaçırmaq ağzmdan kaçırmak, ağzmdan yekə danışma haddini aşnıa,
bir sözü istemeden söylemek, demek. kendinden büyük laflar etme.
ağzından qaçmaq ağzmdan kaçırmak, ağzından yel (alsın) aparsın ağzından yel
bilmeden, iradesi dışmda bir sözü söyle- alsm, ağzını hayra aç, kötü ihtimallerden
mek. söz edenlere karşı söylenen bir ifade.
ağzından qan iyi (qoxusu) gəlmək kavga- ağzından yerə salmamaq ağzmdan dü-
ya, sonu ölüme götürecek, düşmanhk do- şürmemek, sürekli olarak bir şeyi tekrarla-
ğuracak laflar etmek. mak.
ağzından qapmaq ağzından kapmak, bir ağzını açabilməmək ağzmı açamamak,
kimsenin bildiği şeyleri çok ustalıkla ve korkudan, çekindiğinden vs. ağzmı açıp
sezdinneden öğrenmek. konuşamamak, sesini çıkaramamak.
ağzmdan qıfılı götürmək konuşmaya ağzıııı açacağına (açaııa kimi) gözünü aç
başlamak, bildiklerini söylemeğe başla- ağzmı açacağma gözünü aç, dikkatsizlik
mak. yüzünden zarara sebebiyet verenler için
ağzından laxta laxta qan gəlmək kan kullanılır.
tükürmek, vereme yakalanmak. ağzını açan kimi ağzmı açar açmaz
ağzından tikəsini qapmaq ağzmdan lok- ağzını açdırmaq 1-ağzmı açtırmak, kötü
masmı almak, bir kimsenin hakkı olan şeyi laflar etmesine, kızmasma, küfretmesine,
çeşitli yollarla ondan almak. liyakatsiz laflar etmesine mecbur etmek. 2-
ağzmdan od alov püskürtmək kendi kendine söylenmeye sebep olmak.
(tökülmək, yağmaq, yağdırmaq) ateşli ağzmı açıb (ayırıb) göyə (havaya)
konuşmak, ağzmdan ateşler saçmak. baxmaq (tutmaq, vermək) ağzmı açıp
ağzmdan od çıxmaq (tökülmək) bak. havaya bakmak. 1-elinde olmadan, gayri
ağzından od alov püskürtmək iradi, şuursuz olarak bakmak. 2-aval aval
(tökülmək, yağmaq, yağdırmaq). bakmak.

40
ağzını açıb gözünü yummaq ağzını açıp şom ağızhlık etmek, kötü niyetle konuş-
gözünü yummak, ağzına ne gelirse söyle- mak, ağzını hayra açmamak.
mek, küfretmek. ağzını bərkə salnıaq işi yokuşa sürmek,
ağzını açıb qulaq asmaq ağzını açıp din- işini zorlaştırmak.
lemek. 1-aval aval dinlemek. 2-dikkatle ağzını bıçaq açmamaq ağzmı bıçak aç-
dinlemek. mamak, çok kederli olmak, başma gelen bir
ağzını açıb yummaq ruhunu teslim etmek belä veya işten dolayı içine kapanıp ko-
üzere olmak, ölmek üzere olmak. nuşmamak, derinlere dalmak.
ağzını açmca gözünü aç ağzmı açacağına ağzını bir yana salmaq aldatmak, kandır-
gözünü aç. 1-düşünmeden, ölçüp biçmeden mak.
konuşma. 2-uyanık ol, etrafında olanlara ağzını bir yerə yığmaq bir yere toplamak,
dikkat et. aynı fikir etrafmda birleştirmek.
ağzmı açnıağa qoymamaq ağzını açması- ağzını boş buraxmaq (qoymaq,
na izin vermemek, konuşmasına fırsat ver- saxiamaq) zaaf göstermek, konuşmasma
memek. dikkat etmemek.
ağzını açmaq 1-ağzını açmak, konuşmaya ağzını boş qoymamaq çenesi boş kalma-
başlamak, birine sitem ederek söylenmeye mak. durmadan bir şeyler yemek.
başlamak, yaptığının kötü, hatah olduğunu ağzmı boza vermək düşüncesini, fikrini,
dile getirmek, kötü konuşmak. 2-gizli, akhnı başka yöne çekmek, kandırmak,
mahrem şeyleri söylemek. aldatmak.
ağzını açmamaq ağzını açmamak. 1- ağzmı burmaq dudaklarını sarkıtmak,
susmak, konuşmamak. 2-sır vermemek. memnuniyetsizliğini bildirmek.
ağzını Allah yoluna açmaq (qoymaq) 1- ağzını burnunu bir birinə qatmaq ağzmı
dilenmek, dilencilik etmek. 2-ağzma geleni bumunu çarşamba çanağına çevirmek, feci
söylemek, sitem ederek söylenmek, ho- şekilde dövmek, müthiş dayak atmak.
murdanmak. ağzını burnunu dağıtmaq bak. ağzmı
ağzını aralamaq (aramaq) 1-ağzmı ara- burnunu bir birinə qatmaq.
mak, birisinin gäyesini, niyetini, kalbinde- ağzmı buzlatmaq öldümıek.
kileri, düşündüklerini öğrenmeye çahşmak, ağzını büzmək (büzüşdürmək) 1-
ağzını aramak, laf almaya çahşmak. 2-bak. beğenmemek, memnuniyesizliğini bildir-
ağzını cırmaq. mek. 2-alay etmek, dalga geçmek. 3-
ağzını aramaq bak. ağzını aralamaq dolukmak, ağlamaklı olmak. 4-nazlanmak,
(aramaq). naz etmek.
ağzıııı avara qoymaq akhna eseni söyle- ağzını cırmaq dersini vermek, cezalandır-
mek. ağzma ne geldiyse konuşmak. mak.
ağzmı aya tutub ulamaq anlamsız, boşuna ağzmı çatmaq geri çevirmek. geri dön-
konuşmak, boşuna bağırmak. dürmek, geldiği gibi geri yollamak.
ağzını ayırıb qulaq asmaq ağzını açıp ağzını çevirmək döndümıek, başka tarafa
dinlemek, aval aval dinlemek. yönlendirmek.
ağzıııı ayırmaq 1-ağzmı açıp aval aval ağzını dağıtmaq 1-ağzını burnunu dağıt-
dinlemek. 2-cezaIandırmak. mak, dövmek. 2-konuşurken gereği olma-
ağzını bağlamaq ağzını mühürlemek. 1- yan konuları açıp dökmek, ileri geri ko-
hiçbir şey yememek, bir şey yemesine izin nuşmak, ağzma geleni söylemek, lafmı
vermemek. 2-susturmak, konuşmasma izin, bilmemek. 3-ileri geri laflar etmek.
fırsat vermemek, müsaade etmemek, ko- ağzmı dilini bağlamaq ağzını dilini bağ-
nuşturmamak. lamak, bir kimseyi herhangi bir sebeple
ağzıııı bədə (bədliyə, şərə) açmaq ağzmı konuşamaz häle getirmek.
kötüye açmak, uğursuz konuşmak, kötü
şeylerin olduğunu (olacağmı) söylemek,
41
ağzını (dağa daşa) divara dayamaq ağzını möhüıiəmək dudaklannı kilitle-
(dirəmək) işin içinden çıkılmaz bir duruma mek. 1-susmak, konuşfnamak. 2-
düşürmek, köşeye sıkıştırmak. susturmak, sesini kesmesini sağlamak.
ağzını əngəidmək ağzım açarak bakmak ağzını mumlamaq 1-ağzını mühürlemek,
veya dinlemek; hayran olmak, hayran hay- kesin olarak susmak, konuşmamak. 2-
ran bakmak. tehdit ve şantaj yoluyla susmaya mecbur
ağzını əymək 1-dudak bükmek, alay et- etmek.
mek. 2-memnuniyetsizliğini ifade etmek, ağzını ovmaq (ovuşdurmaq) ağzını bur-
beyenmemek, yüzünü ekşitmek. nunu dağıtmak, dövmek, dayak atmak,
ağzını əzmək dövmek, dayak atmak. cezalandırmak.
ağzını fələk əymək feleğin tokadmı (şama- ağzını öpüm ağzını öpeyim, güzel, hayırh
rmı) yemek. haber verenler için kullanılan bir ifade.
ağzım göyə açmaq 1-beddua etmek. 2-dua ağzını öyrənmək (yoxlamaq) ağzını ara-
etmek. 3-başkalanndan bir şeyler bekle- mak, laf veya sır almaya, öğrenmeye ça-
mek, ävare avare dolaşmak, hiçbir işte hşmak.
çahşmamak, başıboş, serseri häle gelmek. ağzını piyləmək (yağlamaq) bak, ağzına
ağzını göyşək mal kimi o yan bu yana atmaq.
tutmaq eveleyip gevelemek, doğru düzgün ağzını p*oxla açmaq k. ağzmı bozmak,
konuşamamak, düşüneesini düzgün bir küfretmek, konuşurken hep kötü şeyler sarf
şekilde ifade edememek. etmek, küfürlü konuşmak.
ağzını havaya açmaq 1-yersiz konuşmak, ağzını pozmaq ağzını bozmak, lcüfürlü
boşuna konuşmak. 2-ağzım poyraza açmak, konuşmak, geveze konuşmak.
boşu boşuna beklemek, umduğunu .elde ağzını saxlamaq dilini tutmak, könuşma-
edememek. mak, lafına karşıhk vermemek, cevap ver-
ağzını xeyirliyə (xeyrə) açmaq ağzını memek, kötü söz söylemekten sakınrnak.
hayra açmak, güzel sözler söylemek, ağzını smamaq denemek, sır tutup tutama-
hayırh sözler sarf etmek, uğur dilemek. yacağmı yoklamak.
ağzını isti isti qırmaq bak. vaxtında gör ağzını sözə tutmaq lafa tutmak, birisini bir
zünün odunu almaq. işten ahkoymak için bilerek konuştunnak.
ağzım iyləmək (qoxlamaq) ağzını aramak, ağzını sulandırmaq ağzımn suyunu akıt-
bir konuda bilgi sızdırmaya çalışmak. mäk, imrendirmek, tamahlandırmäk;
ağzını kilidləyib oturmaq konuşmamak, iştahlandırmäk.
susup oturmak. ağzını sürümək eveleyip gevelemek, be-
ağzını qaytarmaq l^keser, bıçak vs'nin lirli bir söz söylemekten kaçınmak, çekin-
ağzım sert bir şeye vurarak köreltmek. 2- mek, bir könu ile ilgili düşüncesini açıkla-
gereken cevabı vermek, reddetmek, kesin maktan kaçınmak,söylememek.
olarak itiraz etmek. ağzını təmiz saxlamaq kötü söz söyle-
ağzını qıfıllamaq bak. ağzına qıfıl mekten çekinmek, konuşurken temkinli
vurmaq. olmak, terbiye ve ädäb-ı bozmadan konuş-
ağzını qızışdırmaq tahrik etrnek. mak, ahläklı olmak, güzel sözler söylemek.
ağzını qulağma yapışdırmaq kulağına bir ağzını tutmaq 1-ağzım tutmak, susmak,
şeyler fısıldamak. kendine häkim olnıak, boşboğazhk etme-
ağzını malalamaq önüne kemik atmak, mek, konuşmamak. 2-susturmak, konuş-
rüşvet vermek, bir şeyler verip kendine täbi turmamak, susmaya mecbur etmek, ko-
etmek. nuşmasma müsaade etmemek. 3-lcötü söz
ağzmı mismarlamaq bak. ağzını söylememek.
yumdurmaq. ağzını yabana qoymaq lafazanlık etmek,
ağzını möhkəm tutmaq azmı sıkı tutmak, anlamsız laflar etmek.
sır vermemek, konuşmaınak.
42
ağzını yamsılamaq taklidini yaparak kız- hemen yerine getirmek için hazır vaziyette
dırmak, sinirlendirmek beklemek.
ağzını yığışdırabüməmək 1-diline sahip ağzınm içinə girmək ağzmm içine girmek,
olamamak. 2-emrindeki bir şeye engel iyice yaklaşmak, iyice sokulmak.
olamamak. 3-çuvaldan, torbadan vs. dö- ağzının kəsəri yoxdur nüfuzu yoktur, sözü
külüp saçılan bir şeye engel o'.amamak. geçmez.
ağzını yığışdırmaq ağzım toplamak, söy- ağzının küləyinə dayanabilməmək karşı-
lediği küfürleri ve kötü sözleri kesmek. smda dayanamamak, mukavemet edeme-
ağzını yığmaq ileri geri konuşmasma, mek, zayıflık göstermek.
kuralları çiğnenıesine engel olmak. ağzınm qatığını sil! henüz çocuksun! daha
ağzını yırtmaq bak. ağzını cırmaq. büyümedin, böyle şeyleri anlamazsm!
ağzını yoxlamaq ağzım aramak, bir konu ağzınm qaytağı (qaytanı) olmamaq ağzı-
hakkındaki düşüncelerini veya bildiklerini nm perhizi olmamak, diline sahip olama-
sezdirmeden öğrenmek. mak, ağzma ne geldiyse konuşmak, söyle-
ağzmı yormaq ağzını yonrıak, faydasız, mek.
boşuna konuşmak, kendi kendine söylenip ağzının qaytanını boş buraxmaq bak.
dunnak, lafını kimseler takmamak. ağzını boş qoymaq.
ağzını yumdurmaq ağzını kapattırmak, ağzının qoxusunu çəkmək ağzınm koku-
susmaya mecbur etmek. sunu çekmek, katlanmak, birinin kätlanmaz
ağzını yummaq ağzını mühürlemek. 1- hallerine tahammül göstermek.
konuşmamak. 2-konuşmasma engel ohnak, ağzınm qoruq qadağası olmamaq bak.
susturmak, korkutarak, şantaj yaparak, para ağzmın qaytağı (qaytanı) olmamaq.
vererek veya herhangi bir şeyle konuşma- ağzının.lılığı axmaq ağzınm suyu akmak.
sına, bir konu hakkmda bildiklerini söyle- çok hoşlanmak.
mesine engel olmak, susmaya mecbur et- ağzının ölçüsünü bilmək ağırhğını bil-
mek, konuşturmamak. mek, yerini, mevkisini bilmek, konuşmala-
ağzının astarı var ağzmda teneke var. rma dikkat etmek.
yemeği, çayı vs. çok sıcak yiyen ve içen ağzının payını almaq ağzmm payını al-
insanlar için söylenir. mak, paylanmak, hak ettiği lafa muhatap
ağzının aşı deyil yiyeceğin lokma değiL olmak ve susmak mecburiyetinde kalmak.
yapamazsın, senin yapacağm iş değil. ağzının payını vermək ağzmın ölçsünü
ağzının dadı pozulmaq ağzmm tad'ı bo- vermek, gereken şeyleri söyleyip sustur-
zıılmak, kurulu düzeni bozuhnak. mak.
ağzının dadını (ləzzətini. tarninı) bilmək ağzının sarısı getməmiş 1-henüz geliş-
ş. ağzınm tadmı bilmek. 1-ağzımn tadını memiş, henüz çocukken. 2-olgunlaşmamış,
bilmek, zevki iyi ohnak, güzel ve lezzetli olgunlük.çağma ermemiş.
yemekleri bilmek. 2-her şeyin en iyisini ve ağzının (ağzınızın) sözünü bil (bilin)
güzelini bilmek. ağzmdan çıkanı kulağm duysun!, konuş-
ağzınm dadını itirmək 1-tadı tuzu kaç- mana dikkat et!; söylediğin lafiarı kulakla-
nıak, bir şeye duyduğu ilgisini, hevesini nn duysun!
kaybetmek. 2-kendini hayata bağlayan, çok ağzmm sözünü bilmək konuşmasını bil-
sevdiği bir şeyini kaybetmek, hayatı zindan mek, konuştuğu zaman edeple hareket et-
olmak. mek. kötü sözler söylememek.
ağzınm xörəyi (qaşığı) deyil k. bir şey& ağzının sözünü bilməmək konuşmasını
läyık olmayan kimseler için kullanıhr. bilmemek, ağzına ne geldiyse söylemek.
ağzının içinə baxmaq ağzmm içine bak- ağzınuı suiqucu olmamaq sır saklayama-
mak. 1 -birini çok dikkatle dinlemek. 2- mak, ağizı sıkı olmamak.
emi'ine ämade olmak, ağzından çıkan şeyi ağzının suyu açılmaq (axmaq, tökülnıək)
ağzının suyu akmak, çok beğenmek, çok
hoşuna gitmek, içi gitnıek, canı istemek, mek, son derece üzülmek, kederlenrhek,
çok arzulamak, istemek. gamlanmak, üzüntüden inlemek.
ağzının suyunu axıtmaq ağzının suyunu ahı tutmaq ahı tutmak, zulme uğrayan
akıtmak, iştahlandırmak, imrendirmek, son kimsenin bedduası zalime zarar vermek.
derece ügi duymasım sağlamak, bir şeye ahı yerdə qalmamaq ahı yerde kalmamak,
hasret bırakmak. intikamı alınmak.
ağzının suyunıı yığışdırabilməmək 1- ahım tutsun ahım tutsun, bedduam çaıp-
ağzınm suyu akmak, bir şeyi çok beğene- sın, dokunsun.
rek onu istemek. 2-kendini idareden mah- ahın dağlara! ahın dağlara taşlara, ıstırap
rum olmak. çekenin derdine ortak olanların teselli ola-
ağzının üstündən vurmaq cevabını ver- rak söylediği bir ifade.
mek, susturmak. ahını aimaq ahmı almak, birinin bedduası-
ağzının yemi deyil! "onun yapacağı iş nı üzerine çekmek, kendine ilenmesine
değildir!" anlammda. sebep olmak.
ağzının yiyəsi olmaq ağzma sahıp olmak, ax uf etmək (eləmək) ah of etmek, sızlan-
könuşmasım bilmek. mak, inlemek, esef etmek.
ağzının zodu yoxdur lafmı dinleyen yok- axan dəryanı bağlamaq faydasız işlerle
tur, sözü geçmiyor. uğraşmak'*
ağzıyla quş tutmaq ağzıyla kuş tutmak, axan qan damarda durmaz akacak kan
çok becerikli olmak, yapılamayacak şeyleri damarda durmaz, ne kadar tedbir almnsa
yapmak. almsm iş olacağma vanr.
ağzıyla quş tutsa da ağzıyla kuş tutsa da, axan sular dayanar (durar) akan sular
yapılamayacak şeyleri yapsa da, asla, ke- durur (yürümez), doğruluğu, gücü karşısın-
sinlikle. da söyleyecek söz olmama häli.
ah çəkib (deyib) qan tüpürmək hayatı axar suiar qurıımaq şansı yäver gitme-
zindan olmak, yaşamı zehir olmak, mutsuz mek, işleri tıkınnda gitmemek.
bir hayat sürmek. axıb baxmaq gözü üzerinde olmak, yar-
ah çəkmək ah çekmek, keder; ıstırap, has- dımcı olmak, yardım etmek.
ret, hayret, heyecan ifadesi olarak "ah" axına qarşı getmək 1-tek başına çoğunlu-
demek. ğa karşı gelmek, muhälefet etmek. 2-
ah deyib, ah eşitmək yalnız olmak, kimse- akıntıya karşı kürek çekmek.
siz olmak. axına qoşulmaq çoğunluğa uymak, oniara
alı etmək (elemək) ah etmek, häsret çek- katılmak, ekseriyete täbi olmak.
mek, kederlenmek. axınia getmək çoğunluğa uymak, topluma
alı nalə etmək ah näle koparmak, feryad ayak uydurmak.
etmek, ağlamak, yamklı yanıklı ağlamak. axır günün olsun! Ölüp gidesin! yaşayaca-
ah vay etmək (eləmək) 1-kederlenmek ğm son gün olsun!
dertlenmek, sıkmtıdan, dertten dolayı axır qoymaq son vermek, nihäyet vermek,
şikäyetlenmek, feryat etmek, gam çekmek. bitirmek, sonuçlandırmak.
2-bir şeye acımak, hayıflanmak. axır nəfəs son nefes, ölümden önce yaşa-
ah yerdə qalmaz ah yerde kalmaz, yapılan mm son anlan.
kötülük cezasız, karşılıksız kalmaz. axıra çatdırmaq (yetirmək) sona erdir-
ahang kimi açılmaq çok yorulmak, yor- mek, bitirmek, tamamlamak.
gun argın olmak. axıra çatmaq (yetmək) sona ermek, bit-
ahdan başı açılmamaq günü ahu zarla mek, tamamlanmak.
geçmek, hep dert ve keder içinde yaşamak. axırı bir yana çıxmaq bir sona uläşmak,
ahı göyə (göylərə) çıxmaq (qalxmaq, bir neticesi olmak, bir şeyle sonuçlanmak.
ucaimaq) ahı göklere çıkmak, feryat et- axırı boşa çıxmaq sonunda hiçbir şey elde
edememek, sonu hiç olmak.
44
axırı çatnıaq sonu yaklaşmak. ölümüne axşam eləmək (etmək) akşamı etmek,
azalmak. günü geçirmek, akşama kadar kalmak.
axırı xeyir! bir kimsenin yaptığı işten veya axşam vurmaq askere "yat" emri veril-
söylediklerinden memnuniyetsizliği dile mek.
getirmek için kullamlan bir ifade, "bildiğini axşamın (axşamınız) xeyir iyi akşamlar,
kendine sakla", "kendin için yap", "kendin akşam vakti kullanılan esenlikler dileme
için iste" vs. anlammda. sözü.
axırı xeyir olmaq 1-sonucu, neticesi iyi axtacarlıq eləmək akraba mahna el koy-
olmak. 2-mutluluğa ermek, güzel günlere mak.
ulaşmak. axtardığı qənşərinə gəlmək aradığı karşı-
axırı itmək kendi hatası yüzünden hayatmı sma çıkmak, aradığım bulmak.
mahvetmek. axtardığına qovuşmaq aradığını bulmak.
axırı oimaq 1-sona ermek, bitmek, tüken- axtarmaq taxtarmaq her tarafı aramak,
mek. 2-geleceği olmak, neticesi, sonu ol- aramadık yer bırakmamak.
mak. axtarmamış yer qoymamaq her tarafı
axınma çıxtb gırtlağıma çıkarmış, beni aramak.
bıktırmış, usandırmış. axurda yatıb sultan Məcid yuxusu görür
axırın xeyir oisun! 1-birisine iyilik dile- çoban kulübesinde padişah rüyası görüyor,
mek, uğur dilemek için söylenen alkış ifa- ulaşamayacağı, elde edemeyeceği bir şeyi
desi. 2-birinin yaptığı bir işe veya ileri hayal edip onun hayalini kuruyor, aç tavuk
sürdüğü teklife duyulan memnuniyetsizliği rüyasında darı görür.
bildiren "sen kendi işine bak" şeklinde ailə qurmaq evlenmek.
söylenen bir azarlama, tenkit ifadesi. akkord götürmək (bir müzik äleti) çalma-
axırına çıxmaq (daş atmaq) 1- ya başlamak.
mahvetmek, yok etmek, ortadan kaldırmak. akt bağlamaq anlaşma yapmak, mukavele
2-boşu boşuna bitirmek, hepsini kullan- yapmak.
mak, harcamak. aqibətin (aqibətiniz) xeyir (olsun!) sonu-
axırına nöqtə qoymaq sona erdinnek, nuz iyi olsun!
bitinnek. al aparmaq al basmak, loğusa hummasına
axırmı eləmək (etmek) 1-bak. axırını (albastı) yakalanarak ölmek.
gətirmək. 2-öldürmek, işini bitirmek. al aparmtş al götüresice, kadın ve kızlara
axırını gətirmək sonunu almak, sonunu söylenen, ashnda var olmayan, halk arasm-
getirmek, bitirmek, tüketme'k; sonuna u- da "al kansı" adlandırılan ve genelde loğu-
laşmak, bir sonuç elde etmek. sa kadınlarm ölümüne sebep olan varhğın
axırını itirmək birini mahvetmek, öldür- kendilerinin ölümüne sebep olmasını dile-
mek. yen bir ilenme ifadesi.
axirət mənzilinə getmək ruhunu teslim al dil ilə aparmaq tatlı dile tutarak kan-
etmek. ölmek. dırmak.
axmaq yerinə qoymaq birini akılsız zan- al (ala) dilə tutmaq tatlı dille kandırmak,
nedip kandırmaya çahşmak, aptal yerine aldatmak, hilebazhk etmek.
koymak. al geymək al giyinmek, bezenmek, süs-
axmaqlıq etmək budalahk etmek, akılsız- lenmek, kırmızılar giyinmek.
hk etmek, budala gibi davranmak. al qana batmaq (boyanmaq) al kanlara
axmasa da damcılamaq akmasa dä dam- boyanmak, vurulmak, öldürülmek.
lamak, az da olsa gelir getirmek. al qana (qanına) bəzəmək (boyamaq) al
axmurdamaq eləmək ardınca konuşmak, kanlara boyamak, yaralamak; kesmek;
şikäyetlenmek. öldürmek.
axşam düşmək (enmək, qovuşmaq) ak-
şam olmak. güneş batmak, hava kararmak.
al qana qəltan etmək 1-al kanlara boya- alaca bülaca görsənmək gözüne tuhaf
mak, vurup öldürmek. 2-kendi kamna bo- görünmek,. garip ve soğuk tavırlar sergıle-
yamak, yaralamak. mek.
al qanı selə döndərmək kanına boyamak. alaca qarğaya da borcludur uçan kuşa da
öldürmek, vurarak öldürmek. börçludur, herkese borcu vardır.
al nənəsi qarğıyıb evi barkı, oturduğu alacalı tutmaq farklı davranmak, diğeri
veya çahştığı yerde düzen, nizam intizam veya diğerlerine gösterdiği tavrı ona sergi-
olmayan kimseler için söylenir. lememek, ayncahklı davranmak. -
al yalan başmdan sonuna kadar yalan, alağmı çalmaq bak. alaq eləmək (etmək).
temelli yalan. alaxdan gələn adama oxşayır üstü başı
ala başma kül başma baştan savma yapı- perişan, saçı sakah bifbirine karışmış kim-
lan iş. seler için söylenir.
ala bnla çalmaq 1-rengärenk görünmek, alaxırman eləmək 1-henüz tam olgunluğa
tuhaf görünmek. 2-renkleri düzgün olma- ermemiş buğday başaklannı ütmek. 2-
ınak, çeşitli renklerde görünrnek. henüz olgunluğa ermeden bir şeyi topla-
ala çıxarmaq (çıxartmaq) "nah alırsın" mak.
işaretini yapmak. alak palalc etmək çok kötü şekilde döve-
ala dağdan qara dağa, qara dağdan aia rek her tarafmı yara bere içinde bırakmak.
dağa üz tutmaq boşu boşuna bahene uy- alaq eləmək (etmək) 1-kendi kusurunu,
durmak, alt üst vurmak. kabahatini örtrnek, ortadan kaldırmak. 2-
ala dana göy dana, götün var (varsa) çıx ayrık otlarmı temizlemek, ekinleri yabani
meydana k. birine meydan okuma ifadesi. otlardan, ayrık otlarından kurtarmak.
ala düşmək tuzağa düşmek. alaq otu kimi kökündən çıxarmaq kö-
ala göz ela gözlü. l-güzel gözlü kız, kaduı künden kestirip atmak, temelden atmak.
veya genç. 2-şehla gözlü güzel veya genç. alaqallağa qoymaq gıybetini etmek, ar-
ala itdən məşhur ş. kötü anlamda tanınan, dınca her türlü laf etmek.
kötü yönleriyle meşhur olan kimseler için alamancılıq eiəmək yürütmek, çalmak,
kullamhr. alamançılıq eləmək laf dolaştırmak, birin-
ala keçi dik buynuz eləmək kepaze et- den diğerine haber taşımak.
mek, rezil rüsva etmek. alataş eləmək takatini kesmek, çok yor-
ala qarğa bala çıxartmaz bir yerde duru- mak.
mun karmakanşık, kanun nizamın olmadı- alataş qalmaq şaşırıp kalrriak, hayretten
ğım bildirir. dona kalmak.
ala qarğa balasma aşiq olub pek fazla alay valay eləmək alt üst etmek.
güzel veya çekici olmayan bir şeyi haddin- albuxara torbası kimi hıçbir iş yapmayan,
den fazla sevenler, beğenenler için söyle- adı var kendi yok kimse.
nen alay, istihza ifadesi. alçağa düşmək çukura yuvarlanmak, ön-
ala qoymaq kandırmak, dolandırmak. cekinden daha kötü duruma düşmek.
ala vermək bak. ala çıxarmaq alçahb aşmmaq hakaret edilmek, hakaret
(çıxartmaq). edildiğini hissetmek, düşünmek.
alabağır olmaq korkuya kapılmak, kork- aldəyişik düşmək benzeri üe kanştmlmak.
mak. aldəyişik salmaq birbirine karıştırmak,
alabaydaq etmək (eləmək) 1-adınt aleme yanhşhkla diğerini almak.
yaymak, rezil etmek. 2-bir ekini, otu vs. aldım qoz satdun qoz mənə də qaldı
biçerken, çapa yaparken orada burada bı- şaxşaxı ahşverişte herhangi bir kazanç elde
rakmak, istenen şekilde iş yapmaraak. edilmediğini büdirir.
alabəzək etmək (eləmək) çeşitli renktere aldm paym(ı), çağır ağa dayın(ı) ağzımn
boyamak. payım aldın mı!

46
aleybani yaxasma taxılan təbənə kimi alıb yatmaq 1-altına äiıp däyak atmak. 2-
yaxasına taxılmaq (ilişmək) sülük gibi azarlamak, laf söylemek.
yapışmak, yapışıp kopmamak, yakasmı ahcı gözüylə baxmaq müşteri gözüyle
bırakmamak. bakmak.
aləm aləmlədir, keçəi qız da xalamla! bir ahcı quş kimi büyük bir sürat ve çeviklik-
kimsenin, durmadan birilerinin aleyhinde le.
konuşması karşısmdä söylenir, "sadece alığını aşırmaq hakkından gelmek, alaşağı
sıkıntm bu mudur" anlämında. etmek, görevinden uzaklaştırmak, üstesin-
aləm yığılsa da asla, kat'iyen. den gelmek, icabma bakmak.
aləmdə dəştgar olmaq herhängi bir şey- alımını vermək 1-paylamak, küfretmek,
den dolayı dile düşmek, aleyhinde konu- canına okumak; tenkit etmek, kınamak,
şulmak. kötülemek. 2-yenmek, dersini vermek,
aləmə car çəkmək 1-dünyayı başına top- tärümar etmek, yenilgiye uğratmak, boz-
lamak, bağınp çağırmak. 2-herkese yay- guna uğratmak.
nıak. alın təfi ilə qazanmaq (suvarmaq) alın
aləmə səs salmaq 1-ün "yapmak, meşhür teri ile kazanmak, kendi emeği ve zahme-
olmak. 2-sansasyon yaratmak, gürültü.ko- tiyle kazanmak, elde etmek.
parmak. alın təri tökmək alm teri dökmek, na-
aləmə yaymaq herkese yaymak, bildirmek. muslu ve dürüst çahşmak, çok zahmet
aləmi ayağa qaldirmaq ortahğı velveleye çekmek, emek sarf etmek.
vermek. alın tərini silmək alm teri akıtmak, emeği
aləmi ayaqdan salmaq 1-her yerde ara- ile kazanmak.
mak, her yere gitmek, girip çıkrnak. 2- ahşıb yanmaq yanıp kavrulmak. 1-ateş
herkesi yormäk. alıp yanmak, büyük alevler saçarak yan-
aləmi başma almaq (götürmək, yığmaq) mak, alevlenmek. 2-çok kızmak, çok hid-
dünyayı başına toplamak, bağınp çağır- detlenmek, hiddetinden deliye dönmek. 3-
mak, ortahğı velveleyevermek. alev renginde parlamak. 4-kızarmak, kır-
aləmi bir birinə qatmaq (qatıb mızı renge bürünmek, al renge görünmek.
qarışdırmaq, vurmaq) oftahğı birbirine alqax culqax danışmaq ağzma ne geliyor-
katmak, karışıkhk çıkarmak, ortahğı bu- sa söylemek, aklma eseni, akhna geleni
landırmak. konuşmak.
aləmi həyəcana salmaq bak. aləmi ayağa Allah (sənə) ağıl (ağıl tlkir) versin Allah
qaldırmaq. , akıl versin, akılsızca bir iş yapan, hareket
aləmin zəhləsi məndən gedir, məitim eden veya kelime sarf edenler için söylenir.
zəhləm də herkes benden nefret ediyor Allah ağzından eşitsinAllah ağzmdan
ben de duysun, keşke söylediğin gerçek olsa, Tan-
aləminə daxil olmaq iç dünyasma girmek, rı gerçekleştirse.
iç dünyasını tammak. Allah axınnı xeyir eləsin Allah sonunu
ağlaş ulğaş eləmək karmakarışık etmek, hayır etsin, sonucu tehlikeli görünen bir iş
karışhrmak, birbirine dolaştırmak. için veya işleri kötü giden birisi için söyle-
aləm aləmlədir, kor qız da xalamnan nir.
birinden çok hoşlanıp sakız gibi yapışıp AUah aqibətini xeyir eləsin Allah sonunu
kopmayan kimse için söylenir. hayır etsin, bir işin sonueu için kaygı du-
aləm başma dolanmaq dünyası dönmek, yulduğunda söylenen iyi dilek sözü.
çok kötü etki etmek. Allah alıb qucağına şansı yäver gidiyor,
aləraə it hürəndə bizə də Mazandaran hep başarıyor, Tanrı yardım ediyor.
çaqqah hürər hep kötü insanlar bana raşt- Allah Allah Allah Allah, şaşkmlik ve hay-
lar. ret bildiren bir ifade.
aiıb aparmaq ahp götürmek.
47
Allah Allah'la elə elə binbir ğüçiükle. 1- AHah bəlaiardan hifz eləsin Allah koru-
zorlukla. 2-büyük bir gürültüye rağmen sun.
istenen netice alınmadığı zaman kullamr. Allah bəndəsi 1-zavallı, fukara, kimseye
Allah Allahhq'la day öyrədirik! zor bir zararı dokunmayan, yumuşak başlı, mümin
işin yoluna konması esnasmda birinin çıkrp insan. 2-herhangi bir kimse.
işi berbat etmesi anmda söylenen ve mem- Allah bilir Allah bilir. l-"belli değil, kimse
nuniyetsizliği bildiren bir ifade. bilmiyor, Allah'tan başka kimse bilmiyor"
Allah amanatı Tanrı emaneti, birine biri- anlämında. 2-öyle tahmin ediyorum, zan-
sini veya bir şeyi emanet ederken, emaneti nımca öyledir.
iyi koruması için söylenen bir ifade. Allah bilir ki nə yolun adamıdır kötülü-
Allah amandır aman Allah'ım, bir yalva- ğü, iyiliği anlaşılmayan, ne yaptığı bilin-
nş, rica ifadesi. meyen kimseler için kullanıhr.
Allah anıanında olasan! Allah yardımcm Allah bir qapını bağlayanda digərini (o
olsun! birini) açar Allah bir kapıyı kaparsa bin
Allah artırsm Allah artırsm, Alläh daha kapıyı açar, Allah insanı bir şeyden mah-
fazla versin. rjım ederse, daha iyi başka bir şeyle mem-
AHah bağışlasın 1-Aliah bağışlasın, Tanrı nun eder<*
kazadan belädan korusun. 2-özür dileyen Allah bir söz bir verilen sözden veya va-
veya kötü bir şey yapan insanın özürüne atten dönülmeyeceğini ifade için kullanıhr.
karşıhk olarak kullamhr. Allah bir yastıqda qocaltsın Allah bir
AHah balam deyib Allah yürü kuium de- yastıkta kocatsm, yeni evlilere "evliliğiniz
miş. ömür boyu sürsün" anlamında söylenen bir
Allah başacan eləsin (yantsın) Allah ta- alkış ve iyi dilek temennisi.
mamına erdirsin, birlilcte ömür süresiniz, Allalı birdir Allah bir, bir yemin ifadesi.
birlikte saçlannız ağarsın. Allah birdir dediyindən özgə sözünə
Allalı başın dura dura (duran yerdə) inanılmaz Allah birdir, Peygamber haktır
ayağına daş salmasın Allah belänı versin, sözünden başkasma inanılmaz, çok yalancı
Allah başma taşlar yağdırsm. ve güvenilmez kimseler için kullanıhr.
Allah başına daş salsııı Allah başına taş Aliah birinə dövlət vərib, birinə zillət
yağdırsm, bir beddua, ilenme ifadesi. Allah birine zenginlik vermiş, birine de
Allah başından bir tük əskik eləməsin! sıkıntı ve fakirlik.
Tanrı yardımcm olsun anlammda bir alkış Allah birini min eləsiıı AUah daha da ar-
ifadesi. tırsm.
Allah başından tökmək birdenbire zen- Allah böyükdür Allah büyüktür. 1-zor bir
ginleşmek. durumda kalmdığmda, sıkıcı bir sonuçla
Allah başını batırsın! Allah canını alsın! karşılaşıldığında bir ümit ifadesi olarak
ilenme ifadesi. kullanıhr. 2-günün birinde häkkını alacağı-
AHah başını uca eləsin! Allah almnı açık na, kendine yapılan haksızhğm düzeleceği-
başını dik etsin! Allah mahcubiyet verme- ne inanmak gerektiğini anlatan bir ifade.
sin! Allah canıma dəyməsə "Allah canımı sağ
Allah betərindən saxlasın Allah beterin- ederse, inşällah" bir işi gelecek günlerde
den esirgesin (saklasm), Allah daha kötü yapma arzusu.
duruma düşürmesin. Allah canını alsm! Allah canmı alsın, kar-
Allah bəxtini güldürsün Allah bahtını gıma, ilenme ifadesi.
açık etsin, iyi dilek temennisi. Allah cəzasını versin bak. Allah canını
AHah bəla (bəlasmı) versin Allah beläsını alsın!
versin, memnuniyetsizlik bildirir ve azar- Allah çarxını çevirsin Allah düzenini alt
lama, paylama ifadesi olarak kullanıhr. üst etsin! ilenme ifadesi.

48
Allah dadma (dadmıza) çatsın (yetişsin) Allah əcir versin 1-AUah ecir sabır versin,
Tanrı yarduncınız olsun! alkış ifadesi. teselli anlammda söylenen baş sağlığı ifa-
Allah dağına görə qar verər Ailah dağma desi. 2-Allah mükafatmı versin anlammda.
göre verir, herkesin güeü, imkänları kadar Allah əkbərlə bak. Allah Allah'la elə elə.
sorumluluğu olur anlammda. Allah əli üstündə olsun Allah sana yar
Allah damına baxıb qar verər bak. Allah olsun, Allah seninle oisun.
dağma görə qar verər. Allah əməyini heç (zay) eləməsin Allah
Allah deyəndən demir azgmm, belälmm emeklerini boşa çıkarmasm.
biridir. Allah əmri! Tanrı buyruğu. yapılması ge-
Allah dərt də yaradıb, dərman da Allah reken şey.
dert de vermiş deman da, her derdin bir Allah əskik etməsin (əskikliyini
ilacı da vardır, ümidini kaybetme. göstərməsin) Allah eksikliğini gösterme-
Allah dərt verib dərman dahnca sin, eksiğiyle, kusuruyla birlikte olmaya
gəzdirməsin Allah dert verip derman a- devam etsin, çok gerekli olan bir şeyin
ratmasın, Allah çaresiz derde düşürmesin. kusuru anlatılırken, böyle de olsa, onun
Allah dərt verip dərman verməsin Allah varlığma şükredildiğini anlatan ifade.
dermansız derde düşürsün. Allah ətini töksün bak. ətin tökülsün.
Allah dəvəyə qanad versəydi dam bacanı AHah fərəc versin! Allah yardım etsin!
dağıdardı Allah deveye kanat verseydi uğurlu olsun!
damı, taşı dağıürdı, Allah her şeyi bir dü- Allah gecindən versin Allah gecinden
zen içinde yaratmıştır. versin, ölümü (ölümün) geç olsun.
Allah doqquzunda verdiyini səkkizində Allah göstərməsin! Allah göstermesin,
almaz herkesin önüne neler çıkacaktır o Tann esirgesin, başına kötü bir şey gelme-
beilidir, Tanrı kimsenin kaderini değiştir- sin.
mez anlammda. Allah götürməz! Tanrı'nın hoşuna gitmez!
Allah dostu AHah dostu, mümin, evliya, yaptığmız iş doğru değildir!
ermiş, kutlu kimse. Allah gözünə işıq, dizinə taqət versin
Allah dördüz bir eləsin Allah elinizdeki- yaşh birine "Allah hep dinç saklasm" an-
leri alsm, bir beddua, ilenme ifadesi. lammda söylenen alkış ifadesi.
Allah dözüm versin Allah sabır versin, bir Allah günahım (günahlarını) bağışlasın
facia veya feläketle karşılaşan, ya da yakmı (ölüler için) Allah günahlarmı bağışlasın,
ölen birisine, "AHah dayanma gücünü artır- Allah taksiratmı affetsin, Tann kusurlarını
sın" şeklinde sabır ve baş sağhğı dileme bağışlasm.
ifadesi. Allah haqqı! Tann'ya yemin olsun.
Allah düşmənimə də göstərməsin Allah haqqı üçün Allah hakkı için, Tann
(verməsin) Allah düşmanıma da gösterme- adına yemin ederim ki doğrudur.
sin, anlatıian kötü bir durumun büyüklüğü- Allah havanı alsın bir şeye veya birilerine
nü bildiren ifade. güvenip azmış kimseler için kullanılan
Allah eləməsin Allah göstermesin, arzu ilenme ifadesi.
edilmeyen, istenmeyen bir şeyin olmaması Allah heç nə əsirgəməyib Allah hiçbir
dileği ile söylenir. şeyi esirgememiş. 1-her şeyi vardır. 2-çok
Allah eləsin (ki) arzulanan bir işin olması güzel kadın, kız hakkmda.
dileği ile söylenir, "inşaliah olur, keşke Allah hər kəsin ürəyinə görə versin Allah
olsa". herkesin kalbine göre versin, Allah herke-
Allah eşqinə AHah aşkına, bir yalvarış, sin isteğini, arzusunu yerine getirsin.
rica ifadesi. Allah həyanın olsun Allah yardımcm,
Allah evi Allah'ın evi, cami, mescit. desteğin olsun.
Allah evini yıxsm! Allah ocağmı söndür- Allah hörmətini artıq eləsin! bir memnu-
sün! ilenme ifadesi. niyet ifadesi (özellikle kendisine saygı
49
gösteren gençlere yaşlüarın söylediği bir Allah qənim olsun Allah belänı versin, bii'
ifade). rahatsızhk veya kızgınlık sebebiyle söyle-
Allalı xatirinə Allah aşkına, bir yalvarış, nen ve memnuniyetsizliği bildiren bir ifa-
rica ifadesi. de.
Allah xeyir versin! bak. Allah xeyrə ca- Allah qızı kavga ve dövüşlerde kadınlara
lasın! veya kızlara söylenen seslenme şekli.
Allah xeyir (xeyirli) eləsin bak. Allah Allah qismət eləsə Allah kısmet ederse,
mübarək eləsin. Tanrı izin verirse, inşallah.
Allah xeyrə calasın! iyi dilek, güzel Allah qonağı Tann misafiri. birinin evine
arzular bildiren bir ifade. gidip gecelemek veya bir şeyler yemek
Allah xoşbəxt eləsin! saadet, mutluluk isteyen kimsenin ev sahibine söylediği
dilerne arzusu. ifade.
Ailah imanını kamil eləsin bir kimseye Allah qotur versin dırnaq verməsin Al-
hayır dua ederken söylenir. lah seni mevki sähibi yapmasm, merhamet-
Aliah insaf versin adil hareket etmeğe, siz, insafsız ve gaddar insanlar için söyle-
insaflı davranmaya davet sözü. nen bir ilenç.
Allah işini avand eləsin Allah işini rast Allah qovuşdursuu Allah kavuştursun, bir
getirsin. ailenin üyelerinden biri veya birbirini se-
Allah işinizi rast gətirsin Allah işinizi rast ven iki kişiden birinin oradan aynlarak
getirsin, Allah işlerinizin yolunda gitmesi uzak bir yere gitmesi durumunda geride
için yardım etsin şeklinde bir dilek. kalanlara kavuşma dileğinde bulunmak için
Allah kərimdi (kərimdir) Aliah kerim, bir söylenen bir ifade.
mahrumiyet ve ihtiyaç durumunda, bir şey Allalı qoysa inşallah. Allah'm yardımı ile.
yitirildiği anda veya kötü bir sonuçla kar- Allah qulu Allah'ın kulu, tanmmayan biri-
şılaşıldığmda "Allah büyüktür, Allah'a sine söylenen seslenme şekli.
güvenümelidir" şeklinde söylenen bir te- Allah quru şərdən saxlasm Allah kuru
selli ifadesi. iftiradan saklasm, bir suçlama esnasında
Allah kəssin bir işi yaparken çok zora dü- onun iftira olduğunu anlatmak için söyle-
şüldüğü zaman duyulan memnuniyetsizliği nen bir ifade.
ifade eder. Allah qüvvət versin! Allah kuvvet versin,
AHah kölgəsi Tanrı gölgesi, merhametli ve çalışan veya zor durumda kalan birisi için
ümit verici manevi güç. başarı arzu eden ifade.
Allah kömək eləsin! Allah yardımem ol- Allah min bərəkət versin Allah bin bere-
sun, çahşan veya zor durumda olan birine ket versin, şükür, teşekkür ifadesi.
söylenen başan dileği. Allah muradına çatdırsın Allah kısmet
Allah köməyin (köməyiniz) olsun! bak. etsin! iyi dilek temennisi.
AHah komək eləsin. Allah muradını versin bak. Allah mura-
Allah köməyivizə çatsın bak. Allah dına çatdırsın.
kömək eləsin. Allah mübarək eləsin! Alläh mübarek
Allah qadadan bəladan hifz eləsiıi etsin. 1 -bir nişan takma olayı, yeni alinan
(qorusun, saxlasın) Allah belädan koru- bir şey için vs. söylenen "hayırh. ölsuh'''
sun, Tanrı'nın insanı her türlü kötülükler- anlamında tebrik veya kutlama ifadesi. 2-
den koruması gäyesi ile söyleıien iyi düek kabul edümeyen, benimsenmeyen, onay-
temennisi. lanmayan bir durumda alay ifadesi.
Allah qarğa deyil ki, vurub gözünü Allah nə verdisə Allah ne verdiyse, yeınek
çıxartsın Allah'ın tokadı geç dokunur, olarak evde varsa, ne bulunursa.
ancak kötü dokunur. Allah nərdivanı çok uzun boylu kimse.
Allah qəbul eləsin Allah kabul etsih, sevap
sayüan bir iş yapıldığı zaman söylenir.
50
Allah oğlu erkek çocuklara ve erkeklere •dilek. ~2-es. müslüman olmayanlarla, genel-
karşi duyulan kızgmlık veya rahatsızhk de ermenilerle selamlaşma ifadesi.
dolayısıyla söylenen hitabet şekli. Allah salamat eləsin Allah selamet versin,
Allah öldürmüş (vursun)! Allah beläm Tanrı seni korusun. uzakta olanlar veya
versin! şikäyet, tiksinti, memnuniyetsizlik hayatta olanlar anıhrken söylenir.
bildiren bir ifade. Allah salamatliq versiıı Allah sağhk ver-
Allah öldürsün! AUah canını alsın! bir sin, canımız sağ olsun.
beddua ifadesi. Allah səbir versin bak. Allah dözüm ver-
AJlah ömrünü uzun eiəsin! Allah ömürler sin.
versin, .özellikle büyüklerin kendilerine AHah səndən razı olsun Allah sendeıı razı
edilen iyilik veya gösterilen saygı karşılı- olsun, Tanrı seninle birlik olsun, iyiliğini
ğında rnemnuniyetlerinin ifadesi olarak senden esirgemesin, birinden görülen iyili-
kendilerinden küçüklere söyledikleri iyi ğe karşıhk söylenen ifade.
dilek temennisi. Allah sənə qənim olsun Allah beläm ver-
Allah ömür versin Allah ömürler versin, sin, Allah sana düşman kesilsin, bir ilenme
çok yaşa, saygı gösterilen bir kimseye ifadesi.
söylenen teşekkür ve saygı ifadesi. Allah səni (sizi) inandırsın Allah seni
Alläh özün bağışla Allah'ım sen bağışla, inandrrsın, yalanım yoktur, doğru söylüyo-
Tann'ya bir yalvarış ifadesi. rum şeklinde, inamlması güç bir şeyi anla-
Allah özünə qismət eləsin! Tanrı kendine tırken söylenen ifade.
nasip etsin! bir alkışifadesi. Allah səni oddan alovdan qorusun Allah
AHah payıııı versin birine bir hediye veya belälardan uzak etsin.
pay veren kimseye, onu verdiyi kimsenin Allah səni sevindirsin sevinçli bir haber
söylediği alkış ifadesi. verene veya birinin sevinmesine vesile
Allah razı olsun! Allah razı olsun! birine olacak bir davranış sergileyen kimseye
söylenen teşekkür ifadesi. karşıdakinin söylediği alkış ifadesi.
AHah rəhm eləyib (edib)! Tanrı esirgemiş! Allah səni umud yeri eləsin darda veya
Allah yardım etmiş, sağ salim kurtulmuş. sıkmtıda olan birisini o sıkmtıdan kurtaran
Allah rəhmət eləsin Allah rahmet etsin. 1 - kimseye söylenen bir alkış.
ölüleri anarken söylenen bir iyi dilek. 2- AHah sənin əlini yüngül, işini avand
teselli ve taziye (baş sağlığı) ifadesi. eləsin Allah sana güç versin ve işlerin yo-
Allali rəhmətinə getmək Tanrı'nm rah- lunda gitsin anlammda.
metine kavuşmak, ölmek. Allah sizi əskik eləməsin Allah uzun ö-
AHah rizası üçün (rizasma) Allah rızası mürler versin. 1-bir alkış, teşekkür ifadesi.
için. 1-sevap için, Tann yoluna, Allahin 2-Tanrı sizi başımızdan eksik etmesin.
hoşuna gider. 2-yalvarma, yakarma anla- AHah şahiddir Allah şahittir, Tanrı şähittir
mında. ki ben hakhyım, söylediklerim, yaptıklanm
AHah sağ əli sol ələ möhtac eləməsin vs. doğrudur şeklinde bir yemin ifadesi.
Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin, bir Allah şeytana leenet eləsin länet şeytana,
kimsenin kendine ne kadar yakm olursa istenmeyen bir durumla karşilaşıldığında
olsun, bäşkasmın eline bakmasmın, ona kendine häkim olmak için söylenen ifade.
muhtaç olmasının son derece zor olduğunu Allah şəfa versin Allah şifa versin, hasta-
bildiren bir ifade, lara söylenen ve iyileşmeği isteyen bir
Allah sağ gözü sol gözə mölıtac eləməsin dilek, temenni.
bak. Allah sağ əli sol ələ mölıtac Allah taala bir də yaratmayıb eşi ve ben-
eləməsin. zeri yoktur, çok güzeldir, çok alımlıdır.
Allah saxlasın Allah korusun. 1-birisi için Allah tək yaradıbdır Tann tek yaratmış.
sağhkh bir hayat ve uzün ömür arzusu, bir güzellikte eşi ve benzeri yoktur, çok güzel-
dir.
51
Allah tərəfi adilcesine, adaletle, hakkani- Allah vurmuşdu Allah aklım almıştı, onun
yetle iş yapan kimse. yapacağı iş değildi, beceremezdi, cesareti
Allah utandırmasın Allah utandırmasm, yetmezdi ancak nasıl olduysa yaptı ve ba-
bir işe girişenlere söylenen başan ifadesi. şmı beläya soktu.
Allah uzaq eləsin Allah göstermesin, Tanrı Allah vurub zayıf, özürlü, sakat kimseler
esirgesin. için kullamlan bir acıma ifadesi.
Allah üçün Allah için, gerçekten de, doğ- Allah yaddaş versin Allah akıl fikir ver-
rusunu söylemek gerekirse. sin, Tanrı akıl izan ihsan etsin.
Allah ümidinə dolanmaq zorlukla, bin bir Allah yaxşı yol versin Allah yolunu açık
güçlükle geçinmek. etsin. yolculuğa çıkanlar için söylene bir
Allah üstümüzdən əskik eləməsin! Allah alkış.
başımızdan eksik etmesin! birine söylenen Allah yar olsun Tanrı yardımcm olsun, bir
alkış ifadesi. alkış ifadesi.
Allah üzümə baxdı Allah beni korudu. AHah yazdısa pozsun Allah yazdıysa boz-
Allah üzümün örtüyünü versin alla ca- sun, gerçekleşmesi, vuku bulması istenme-
nımı alsm. yen bir olay veya durum için kullanılır.
Allah üzünü ağ eləsin güzel davranışlar AHah yel də verib yer də verib bir yerde
sergileyerek sevgi uyandıran küçüklere kendine lıäkim olamayıp yellenen ve uta-
büyüklerin söylediği bir alkış. nan kimseleri teselli etmek, mahcubiyetini
Allah üzünü qara eləsin! memnuniyetsiz- ortadan kaldırmak için söylenen bir ifade.
lik ve ilenme ifadesi. Allah yeri ya qulum deyib Allah yürü
Allah var Allah var, doğrusunu söylemek kulum demiş, az zamanda büyük bir zen-
gerekirse, hakkı teslim etmek gerekir. ginliğe kavuşanlar için söylenir.
AUah verdikcə bəndə gümana düşür AHah yetirib Allah gönderdi, hiç beklen-
kazanç, gelir arttıkça insan beğenmede meyen anda işe yararlı bir şeyle karşılaşıl-
müşkülpesent olur, her şeyde son derece dığmda söylenir.
seçici davranır, hangi şeyi seçeceğini şaşı- Allah'a ağır getməsin Allah'm gücüne
nr. gitmesin.
Allah verdiyi canı alabilməyir Allah Allah'a amanat 1-saklaması, koruyup gö-
verdiği canı alamıyor, borcuna sädık olma- zetmesi için geçici olarak başkasma bıra-
yan veya herhangi bir şey alınamayan kim- kılan kıymetli şey. 2-birinden ayrıhrken
selere karşı duyulan güvensizliği ve mem- "sağhcakla kal" anlammda söylenen iyi
nuniyetsizliği bildiren bir ifade. dilek temennisi.
Allah verdiyindən (verəndən) Allah ne Allah'a amanat ol (olun) ayrılan kimsenin
vermişse, ne varsa. orada kalana söylediği bir esanleme sözü.
Allah verə Allah vere de, inşallah öyle Allah'a and içirəm Allah'a yemin olsun,
olur, keşke, inşallah şeklinde bir dilek ifa- bir yemin ifadesi.
desi. Allah'a bağışla suçunu kabul edenlerin
Allah verəndən (təklif etmək) Allah ne söylediği bir özür dileme ifadesi.
verdiyse, Tann ne verdiyse. AHah'a bax! Allah'a bak, rica, yalvanş,
Allah vergisi Allah vergisi, yaratılıştan yakanş ifadesi.
olan, sonradan elde edilmeyen bir yeteneğe Allah'a bir can borcum var Allah'a bir
olan övgü ifadesi. can borçluyum. 1-kimseden korkmuyorum
Allah versin Allah versin, Allah bağışla- şeklinde oluşabilecek bir durumdan
sın. l-dilenciyi baştan savmak için söyle- çekinilmediğini bildirir. 2-kimseye herhan-
nir. 2-işler yolundadır, işler tıkmndadır. gi bir borcum yoktur.
Allah vurmuş Allah canmı alsm şeklinde Allah'a çörək aparan boyu çok uzun olan
bir ilenme ifadesi. kimseler için söylenir.

52
Ällah'a xoş gedər iyi olur. Tanrı'nm da Allah'dan qorxmaz, quldan utanmaz
hoşuna gider. Allah'tan korkmaz kuldan utanmaz, zalim,
Aliah'a qurban olum, sözü mənə verib, merhametsiz ve gaddar kimseler için kulla-
səsi eşşəyə! izaha ihtiyaç yoktur, izaha nılan bir ifade.
gerek yoktur. Allah'dan olan kimi şansımız yäver gitti.
Allah'a min şükür durumdan memnuni- Allah'dan utan Allah'tan utan, yaptığın-
yeti bildiren bir ifade. dan dolayı utanmahsm, sıkılmalısm.
Allah'a pay aparır bak. Allah'a çörək Allah'dan ümid kəsilməz Allah'tan ümit
aparan. kesilmez, genellikle ağır hastalar için "iyi-
Aliah'a pənah insanlann kendine manevi leşebilir" anlammda veya düşülen ümitsiz
destek vermek için söyledikleri bir ifade durumdan sadece Tanrı'nm yardımıyla
(Allah yardımcım olsun! anlamında). kurtulmamn mümkün olduğunu bildiren bir
Allah'a şükür Tanrı'ya şükür, bir şeyin ümit ifadesi.
olması, gerçekleşmesi sebebiyle "hamd Allah'ı arada gör adaletle ve insafla hare-
olsun", "bereket versin"" gibi, hälden mem- ket et.
nuniyeti bildiren teşekkür ifadesi. Allah'ı çağırmaq Allah'tan yardım dile-
Allah'a tapşırdım seni Allah'a emanet mek. Tanrı'nın admı anmak.
ettim şeklinde bazen iyi dilek bazen de Allah'ı sevərsən (sevirsən) Allah'mı se-
kızgınlıkla söylenen ve "Tann bu davranı- versen, bir rica veya dilek ifadesi.
şınm karşılığını versin, onun ilahi adaletine Allah'ı verdi şansı yäver gitti.
sığınıyorum" anlamına gelen bir ifade. Allah'ım (Allah'ın) var kısmetimde-(kıs-
Äiiah'a tapşırmaq 1-AUah'a havale etmek metinde) var, nasiptir.
(ilenme anlammda). 2-Allah^a emanet et- Allah'm altında "keşke" anlammda bir
mek. arzu veya iyi dilek ifadesi.
Allah'a təvəkkül her şeyden ümidini kesip Allah'm bacısı oğlu hem alay, hem de
Tanrı'ya sığman kimselerin kullandığı bir şaka ifadesi olarak güya kendini nüfuzlu
ifade. bir insan olarak takdim edenler için kulla-
AHah'a yalvar Allah'a yalvar. 1-Allah'tan nılır.
iste anlamında. 2-kendi kusuru yüzünden Allah'ın bəlası Allah'm beläsı. 1-çok ya-
güç duruma düşen birine, "kabahatinin ramaz, afacan çocuk için kullanıhr. 2-çok
cezasını çek, kendi kendini kurtar" şeklinde kötü işler yapan, insanlan üzen kimseler
söylenen bir ifade. için kullanıhr. 3-Allah'm gönderdiği belä.
Atlah'dan Tanrı vergisi. f Allah'ın bildiyini quldan gizlətmək oi-
Allah'dan buyruq ağzıma quyruq anriut maz Allah'm bildiği kuldan saklanmaz,
piş ağzıma düş, çahşmadan, emek sarf bilinen bir şey gizli kalmaz.
etmeden geçimini sağlamayı düşünenler, Allah'ın bir dediyindən savayı sözünə
tembellik edenler için kullanıhr. inanmaq olmaz "Allah bir" sözünden baş-
Allah'dan döndün, kirvədən niyə dön- kasına inanılmaz, çok yalancı birisi için
dün? kirvelik hakkmı gözetmeyen kimse- kullanıhr.
leri yermek için söylenen, kirvelik hakkınm Allah'ın dilsiz heyvanı (ölüsü) al. sessiz,
Tann hakkı kadar kutsal sayıldığmı bildirir. fukara kimseler için kullanıhr.

TÜRK SANAT MÜZÝÐÝ

Eser Adý

Makamý

Bestekarý

Söz Yazarý

Formu

Usulü

A benim selvi boylum gül yüzlüm

Hicaz

Sabahattin Hizmetli

Sabahattin Hizmetli

Fantezi

Düyek

A bülbülüm nedir âh ü feryâdýn

Hicaz

Amir Ateþ

Ayþe Feyzioðlu

Þarký

Düyek

A zalim sevdiðimden vebalim

Hicaz

Ahmet Uzel

Ahmet Uzel

Þarký

Curcuna

ABC'yi okumayý sen öðrettin öðretmenim

Hicaz

Ý. Hakký Özbilgin

Ý. Hakký Özbilgin

Çocuk Þarkýsý

Nim Sofyan

Acaba þen misin kederin var mý

Hicaz

Bîmen Þen

O. Seyfi Orhon

Þarký

Curcuna

Aceb þu yerde varm'ola

Hicaz

N. Kemal Aktan

Yunus Emre

Þarký

Düyek

Acelen ne bebeðim büyümek için

Hicaz

Necip Gülses

Hüsâmettin Olgun

Fantezi

Sofyan

Acem kýzý çýkývermiþ oyuna

Hicaz

_

_

Köçekçe

Sofyan

Acý duysam diyerek aþkýn ilâhi tadýný

Hicaz

Rüþtü Eriç

M. Nafiz Irmak

Þarký

Aksak

Acý nedir anlardýn bana þöyle bir baksan

Hicaz

Erol Sayan

Samim Arýksoy

Þarký

Düyek

Acýrým âþýk olup da yanana

Hicaz

Lem'î Atlý

_

Þarký

Aksak

Açan bir çiçektin gönül baðýmda

Hicaz

Selâhattin Ýçli

Oktay Toprakseven

Þarký

Sofyan

Açýk býrak pencereni örtme perdeni bu gece

Hicaz

Þ. Ayhan Özýþýk

Balarýsý Metin

Þarký

Düyek

Açýl ey gönlümün vârý bâd-ý sabâ olmadan

Hicaz

_

_

Türkü

Sofyan

Açýldý gül figân etmekte bülbül nev-bahar oldu

Hicaz

Sâdettin Kaynak

_

Þarký

Aksak

Açýlýrsýn güzelim birer kadeh içelim

Hicaz

Sâdettin Kaynak

Sâdettin Kaynak

Þarký

Aksak

Açma ciðergâhýma ok yâresi

Hicaz

Þevkî Bey

_

Þarký

Sengin Semai

Açmam sana artýk derdim ne imiþ yâr

Hicaz

Ahmet Uzel

Ahmet Uzel

Þarký

Aksak

Açmazsan eðer kalbime sen yâre-i hicran

Hicaz

Y. Asým Arsoy

Fitnat Saðlýk

Þarký

Curcuna

Açsam derdimi eyvâh nâfile

Hicaz

Ovrik Efendi(Lavtacý)

_

Þarký

Curcuna

Açtý cânansýz gülleri yazýk gurbette baharýn

Hicaz

Ali Nihat Özdemir

Ali Nihat Özdemir

Þarký

Curcuna

Ada sâhillerinde bekliyorum

Hicaz

_

_

Türkü

Sofyan

Ada'larda gezer durur edâlý

Hicaz

Artaki Candan

_

Þarký

Sofyan

Ada'lardan bir yâr gelir bizlere

Hicaz

Y. Asým Arsoy

Y. Asým Arsoy

Þarký

Sofyan

Adým adým peþinde her gün seni izledim

Hicaz

Yýlmaz Yüksel

Hâlit Çelikoðlu

Þarký

Düyek

Adýmý kalbinde saklý sanýrdým

Hicaz

Ýlgün Soysev

Ýlkan San

Þarký

Deðiþmeli

Adýn kader olsa senin

Hicaz

Erdal Þahin

Ýsmet Tahtacýoðlu

Þarký

Aksak

Adýný andýkça yansa dudaklar

Hicaz

Sâdettin Öktenay

Turgut Yarkent

Þarký

Nim Sofyan

Affet bizi yâ Gaffar þehr-i siyâm hürmetine

Hicaz

M. Ýsmail Hakký Bey

_

Ýlahi

Sofyan

Afveyle suçum ey gül-i ter baþýma kakma

Hicaz

Þevkî Bey

Enderûnî Vâsýf

Þarký

Yürük Semai

Aðla çeþmim eski lezzet kalmamýþ peymanede

Hicaz

Selçuk Kurt

Câhit Öney

Þarký

Devr-i Hindi

Aðla ey çeþmim benim iftirâkým var bugün

Hicaz

Ahmet Uzel

Ahmet Uzel

Þarký

Curcuna

Aðla gözlerim aðla

Hicaz

Sâdettin Kaynak

_

Þarký

Aksak

Aðla gözüm artýk iç dudaðým hicran þerâbýný

Hicaz

Erol Sayan

Erol Sayan

Þarký

Düyek

Aðladým günlerce arkandan senin gönlüm kýrýk

Hicaz

Ýsmâil Demirkýran

M. Nafiz Irmak

Þarký

Aðýr Aksak

Aðladým nisyâna döktüm aþkýmýn hicrânýný

Hicaz

Ahmet Hatipoðlu

Mehmet Nazmi Özalp

Þarký

Curcuna

Aðlama gözlerim aðlama yine

Hicaz

Özcan Korkut

Özcan Korkut

Þarký

Düyek

Aðlama içime hüzün doluyor

Hicaz

M. Þen Sancakoðlu

M. Þen Sancakoðlu

Þarký

Sofyan

Aðlamakla tâyyadedersin menzil-i maksûdunu

Hicaz

Yusuf Ömürlü

Kenan Rifâî

Ýlahi

Devr-i Hindi

Aðlamýþ gülmüþ cefâya durmadan yanmýþ gönül

Hicaz

Nubar Tekyay

M. Nafiz Irmak

Þarký

Curcuna

Aðlamýþým gülmüþüm kýrýlýp dökülmüþüm

Hicaz

Alâeddin Þensoy

Sâlih Korkmaz

Þarký

Semai

Aðlar gezerim sâhili sanki benimlesin

Hicaz

Alâeddin Yavaþca

Selim Aru

Þarký

Düyek

Aðlar sorarým hep seni gurbet gecesinden

Hicaz

Amir Ateþ

F. Nafiz Çamlýbel

Þarký

Yürük Semai

Aðlarým hayâl olup giden günlerime

Hicaz

Necdet Erdemli

_

Þarký

Düyek

Aðlarýz sokaklarda her baharda her karda

Hicaz

Sâdettin Kaynak

M. Nafiz Irmak

Þarký

Düyek

Aðlasam sesimi duyar mýsýnýz mýsrâlarýmda

Hicaz

Hasan Soysal

Orhan Veli Kanýk

Þarký

Düyek

Aðyâr ile sen geþt ü güzâr eyle çemende

Hicaz

Bîmen Þen

Süleyman Nazif

Þarký

Sengin Semai

Ah çekerim inlerim feryâdýmý dinlerim

Hicaz

S. Süha Ansen

S. Süha Ansen

Þarký

Düyek

Ah eden kimdir bu saat kuytuda

Hicaz

Ahmet Uzel

F. Nafiz Çamlýbel

Þarký

Düyek

Ah edip inlerim gurbet elinde

Hicaz

Kadri Þençalar

_

Þarký

Nim Sofyan

Ah eylediðim gonce-i handânýn içindir

Hicaz

Hüseyin Fahrettin Dede(Þeyh)

_

Þarký

Sengin Semai

Ah eylediðim serv-i hýrâmânýn içindir

Hicaz

Hacý Arif Bey

Fuzûlî

Þarký

Aksak Semai

Ah felek yýktýn dil-i nâþâdýmý

Hicaz

Leon Hancýyan

R. Mahmut Ekrem

Þarký

Aðýr Aksak

Ah ne lâtif râyihânýz var mest etti beni

Hicaz

M. Ýsmail Hakký Bey

_

Þarký

Sofyan

Ah olaydým ben de derviþ olaydým

Hicaz

_

Yunus Emre

Ýlahi

Düyek

Ah þu daðlar sular çaðlar

Hicaz

_

_

Türkü

Sofyan

Ahým seni sînem gibi sûzân eder elbet

Hicaz

Rif'at Bey

Enderûnî Vâsýf

Þarký

Aksak

Ahû gibi bakar bakar kaçarsýn

Hicaz

Ekrem Güyer

_

Þarký

Düyek

Ahvâl-i kalb-i zâre nigâh eyler aðlarým

Hicaz

Hakký Bey(Beylerbey'li)

_

Þarký

Aksak

Ak ipekli bir gergefim duygu duygu iþle beni

Hicaz

Rüþtü Eriç

M. Zeki Akdað

Fantezi

Sofyan

Ak yýldýzý hilal ile süslenmiþ

Hicaz

Ýlgün Soysev

Nedim Uçar

Çocuk Þarkýsý

Nim Sofyan

Akýp giden yýllar ümitler sitemler bizim

Hicaz

Hasan Soysal

Hasan Soysal

Þarký

Curcuna

Aklýmý sevdâya salan biri var

Hicaz

Fethi Karamahmudoðlu

Fethi Karamahmudoðlu

Þarký

Firengifer

Aksedip reng-i izârýn câme-i gül-fâmýna

Hicaz

Mûsa Süreyyâ Bey

_

Þarký

Aksak

Akþam dediler "koyda Hicaz yükselecekmiþ"

Hicaz

Ý. Baha Sürelsan

Ersan Merhacý

Þarký

Aksak

Akþam erdi yine sular karardý

Hicaz

Rahmi Bey

Rahmi Bey

Þarký

Curcuna

Akþam oldu yine sular karardý

Hicaz

Aziz Bey(Tanbûrî)

_

Þarký

Düyek

Akþam olur sabah olur yâr gelmez

Hicaz

Drama'lý Hasan Hasgüler

Drama'lý Hasan Hasgüler

Þarký

Nim Sofyan

Akþam oluþundan çözülür gönlüme derdin

Hicaz

Nihat Adlim

Selim Aru

Þarký

Aksak

Akþam rüzgârýyla dolsan odama

Hicaz

Fethi Karamahmudoðlu

_

Þarký

Düyek

Akþam yaklaþtýkça kanar içerim

Hicaz

Marko Çolakoðlu (Ûdî)

_

Þarký

Curcuna

Akþamýn seyrindeyiz mehtap uyanmýþ uykudan

Hicaz

A. Sedat Mete

Ýsmet Tahtacýoðlu

Þarký

Devr-i Hindi

Akþamýn son rengi vurmadan suya

Hicaz

Ýlgün Soysev

Fâruk Þâhin

Þarký

Nim Sofyan

Akþamlarý aklým ayýrýr bizi

Hicaz

Zekâi Tunca

Zekâi Tunca

Fantezi

Düyek

Akþamlarýn siyâhý derdimle koyulaþýr

Hicaz

Ýrfan Özbakýr

Sedat Ergintuð

Þarký

Düyek

Al da udunu çal bana sen

Hicaz

Drama'lý Hasan Hasgüler

_

Þarký

Aksak

Al goncayý deremedim

Hicaz

Y. Asým Arsoy

Y. Asým Arsoy

Þarký

Düyek

Al kalbimi eline düþür aþkýn seline

Hicaz

Rüþtü Þardað

Rüþtü Þardað

Þarký

Nim Sofyan

Al yanaðýn alýna yanam kimse duymaya

Hicaz

Mahmut Oðul

Mehmet Erbulan

Þarký

Yürük Semai

Albümlerden çýkarttýðýn

Hicaz

Yusuf Nalkesen

_

Þarký

Yürük Semai

Aldandý gönül aþký vefâ âlemi sandý

Hicaz

Giriftzen Asým Bey

_

Þarký

Aksak

Aldattýn beni seviyorum diye kalbimi yaktýn

Hicaz

Zeki Müren

Zeki Müren

Þarký

Düyek

Aldý aklýmý baþtan

Hicaz

Hasan Esen

Hasan Esen

Fantezi

Nim Sofyan

Aldýðým her nefeste onu düþünüyorum

Hicaz

Suphi Ýdrisoðlu

C. Kerim Kýzrak

Þarký

Düyek

Alemde ey serv-i semen

Hicaz

Hacý Arif Bey

_

Þarký

Aksak

Alemler müþtâk sana

Hicaz

Zeki Altun (Hâfýz)

Yunus Emre

Ýlahi

Düyek

Alev almýþ gibi aþkým yanýyor bak yüreðim

Hicaz

M. Þen Sancakoðlu

M. Þen Sancakoðlu

Þarký

Düyek

Alýver tanburu gel meclise

Hicaz

M. Þen Sancakoðlu

M. Þen Sancakoðlu

Þarký

Aksak

Ali'min gözleri uzaða daldý

Hicaz

Bilge Özgen

Þafak Atayman

Þarký

Aksak

Almýþ aydýnlýðý günler yüzünden

Hicaz

Ýsmâil Ötenkaya

F. Nafiz Çamlýbel

Þarký

Sofyan

Aman daðlar caným daðlar

Hicaz

Hacý Arif Bey

_

Þarký

Aksak

Aman gel sevdiceðim sen aman gel

Hicaz

Ahmet Uzel

Ahmet Uzel

Þarký

Curcuna

Ana baþta tâc imiþ

Hicaz

Selâhattin Ýnal

_

Þarký

Curcuna

Ana ile insan gelir dünyaya

Hicaz

Turgut Tokaç

Yýlmaz Çiçek

Þarký

Sofyan

Anadolu Anadolu hep yeþildir saðý solu

Hicaz

Danyal Mantý

Yavuz Öztürk

Þarký

Aksak

Anarým ismini aðlar yanarým sýzlanýrým

Hicaz

Akýn Özkan

Ýsmail Safâ Bey

Þarký

Aksak

Anarým ismini aðlar yanarým sýzlanýrým

Hicaz

Nihat Adlim

Ýsmail Safâ Bey

Þarký

Aksak

Andýkça her an gönlümce seni öpüþünden

Hicaz

Ergüder Öktem

Ergüder Öktem

Þarký

Aksak

Anýlar mâzide kaldýlar artýk

Hicaz

Ali Þenozan

Turgut Yarkent

Þarký

Sofyan-Deðiþmeli

Anýlsýn yâr ile bir yerde mey-nûþ ettiðim demler

Hicaz

Þemsettin Ziyâ Bey

Cevdet Paþa

Þarký

Düyek

Ankara'nýn ortasýnda kurulu pazar

Hicaz

Nedim Önol

Nedim Önol

Türkü

Sofyan

Anladým gidip de dönmeyeceksin

Hicaz

Gülseren Mungan

Gülseren Mungan

Þarký

Düyek - Sofyan

Anladým hiç saklama sevmiyorsun sen beni

Hicaz

M. Þen Sancakoðlu

M. Þen Sancakoðlu

Þarký

Düyek

Anladým ki daha dolmamýþ çilem

Hicaz

Suat Sayýn

K. Þakir Yakar

Þarký

Düyek

Anladým sevmeyeceksin beni sen nazlý çiçek

Hicaz

Selâhattin Pýnar

M. Nafiz Irmak

Þarký

Curcuna

Anladým sonbaharýn son ödülüsün bana

Hicaz

Zeynettin Maraþ

Zeynettin Maraþ

Þarký

Düyek

Anlat bana gül bahçesi gördün mü gül dikensiz

Hicaz

Akýn Özkan

Ö. Bedrettin Uþaklý

Þarký

Aksak

Anlatýlmaz bin derd ile geçiyor çileli ömrüm

Hicaz

Erdoðan Yýldýzel

Erdoðan Yýldýzel

Þarký

Curcuna

Anne adý ne çok yaraþýr sana

Hicaz

Sabahattin Hizmetli

Sabahattin Hizmetli

Þarký

Düyek

Anneciðim gönlümün gözlerimin nûrusun

Hicaz

Akýn Özkan

Mehmet Erbulan

Þarký

Aksak

Annelerimiz kardeþlerimiz

Hicaz

Þahin Çangal

Adnan Özcan

Þarký

Düyek

Antalya hiç bir yere benzemez dostum

Hicaz

Tülây Arýcý

Tülây Arýcý

Fantezi

Sofyan

Apansýz uyanýrsan gecenin bir yerinde

Hicaz

Rüþtü Þardað

Ü. Yaþar Oðuzcan

Þarký

Düyek

Arada yýllar varmýþ olsun varsýn kime ne

Hicaz

Mustafa Malay

Fatma Onur

Þarký

Aksak

Arada yýllar varmýþ olsun varsýn kime ne

Hicaz

Erol Bingöl

Fatma Onur

Þarký

Sofyan

Aramak þimdi mi aklýna geldi

Hicaz

Yusuf Nalkesen

Yusuf Nalkesen *(seafoodplus.info)

Þarký

Yürük Semai

Aramýzda bitmeyecek bir sevgi var biliyorum

Hicaz

Fâruk Þâhin

Ýrfan Türkoðuz

Þarký

Aksak

Arayaným soraným hiç kalmamýþ

Hicaz

Ziyâ Taþkent

Berran Yalçýn

Þarký

Düyek

Arayanlar beni gönlüme sorsun

Hicaz

Afet Mýsýrlýyan (Ûdî)

_

Þarký

Sofyan

Arayý arayý bulsam izini

Hicaz

Hüseyin Tolan (Hâfýz)

Yunus Emre

Ýlahi

Sofyan

Arayý arayý bulsam izini

Hicaz

Zeki Atkoþar

Yunus Emre

Ýlahi

Sofyan

Arif ol âyine-i insâne bak

Hicaz

Hâfýz Osman Ef.

Azîz Mahmûd Hüdâî Hz.

Ýlahi

Düyek

Artýk beni arama sorma sakýn kimseden

Hicaz

Nihat Adlim

Yusuf Merçil

Þarký

Düyek

Artýk bu solan bahçede bülbüllere yer yok

Hicaz

Alâeddin Yavaþca

F. Nafiz Çamlýbel

Þarký

Düyek

Artýk demir almak günü gelmiþse zamandan

Hicaz

M. Nûrettin Selçuk

Y. Kemal Beyatlý

Þarký

Sofyan

Artýk ne eser kaldý onun kalp yarasýndan

Hicaz

Sedat Oytun

Necâti Tenþi

Þarký

Türk Aksaðý

Artýk ne hayâller ne de ünler kalacak

Hicaz

S. Suphi Soner

_

Þarký

Deðiþmeli

Artýk senide alsýn sonbahar deli rüzgâr

Hicaz

Erol Sayan

Erol Sayan

Þarký

Sofyan

Artýk yaþamam gönlüme bunca eleminle

Hicaz

Ahmet Uzel

Ahmet Uzel

Þarký

Türk Aksaðý

Arz eylesem caným baþa geleni

Hicaz

Þevkî Bey

_

Þarký

Curcuna

Arzum bir gül kopardý hayâtýn bahçesinden

Hicaz

Bilge Özgen

_

Þarký

Curcuna

Aslý'yý kaybetmiþ Kerem gibiyim

Hicaz

Erdinç Çelikkol

Sabahattin Ergi

Þarký

Sofyan

Âþýk oldum bir güzele

Hicaz

_

_

Þarký

Türk Aksaðý

Âþýk oldum yavrucaðým yüzüne

Hicaz

Ali Bey (Enderûnî)

_

Þarký

Devr-i Hindi

Aþýk olmak o kadar kolay mý dersin

Hicaz

Aydýn Oran

Aydýn Oran

Þarký

Semai

Âþýkým dað gezerim bülbülüm bað gezerim

Hicaz

Ahmet Uzel

Osman Bölükbaþý

Þarký

Aðýr Aksak

Âþýkým daðlara kurulu tahtým

Hicaz

Kaptanzâde Ali Rýzâ Bey

Ö. Bedrettin Uþaklý

Þarký

Nim Sofyan

Âþýklarýnýn hâline ey mâh acýmazsýn

Hicaz

Hacý Fâik Bey

_

Aðýr Semai

Aksak Semai

Aþýlmaz karlý daðlarý mor sünbül açan baðlarý

Hicaz

Yýlmaz Yüksel

Güzin Oralkan

Þarký

Sofyan

Aþinâ-yý aþk olandan ah ü zâr eksik deðil

Hicaz

Dede Efendi

Niyâzî-i Mýsrî

Durak

Serbest

Aþk aðlatýr dert söyletir

Hicaz

Nihat Adlim

A. Hikmet Hatipoðlu

Þarký

Aksak

Aþk bezirgâný sermâye caný

Hicaz

_

Yunus Emre

Ýlahi

Sofyan

Aþk bir yalan deðil de ne

Hicaz

Ý. Halil Taþkent

Ý. Halil Taþkent

Þarký

Sofyan

Aþk denen o fýrtýna dallarýný kýrýnca

Hicaz

Nihat Ýncekara

Nihat Ýncekara

Þarký

Semai

Aþk hastasýyým bakma benim nabzýma doktor

Hicaz

Ýsak Varon

_

Þarký

Türk Aksaðý

Aþk içimde bir acý onun için gülemem

Hicaz

S. Mertkanlýseafoodplus.infoþbaþ

Þâhin Çangal

Þarký

Düyek

Aþk içinde yaþamanýn sýrrýna ersek

Hicaz

M. Þen Sancakoðlu

M. Þen Sancakoðlu

Þarký

Düyek

Aþk mevsime bakmaz güzelim dinleme vazgeç

Hicaz

Alâeddin Yavaþca

Vâhit Özaydýn

Þarký

Aksak

Aþk ne zaman kalbe girer bilinmez

Hicaz

Özdemir Hafýzoðlu

Ý. Hakký Altýntaþ

Þarký

Yürük Semai

Aþk nedir diyenlere sevgi bilmeyenlere

Hicaz

Mustafa Malay

seafoodplus.info Pýnarses

Þarký

Sofyan

Aþka düþtüm ezelden gönlüm geçmez güzelden

Hicaz

_

_

Türkü

Sofyan

Aþký bana sorarsan seninle bilmecedir

Hicaz

Ýbrahim Umut

Ýbrahim Umut

Þarký

Sofyan

Aþký seninle tattý hicranla yandý gönül

Hicaz

Fehmi Tokay

Melâhat Akan

Þarký

Düyek

Aþký tasvir ü hikâyet için ey nâzik-edâ

Hicaz

Kemânî Bülbülî Sâlih Ef.

Ahmet Râsim Bey

Þarký

Aksak

Aþkým benim hep ye's ile

Hicaz

Sâdettin Kaynak

_

Þarký

seafoodplus.info

Aþkýmý geri aldým bir daha vermem

Hicaz

Bâki Duyarlar

Uður Gür

Þarký

Düyek

Aþkýmýz bir ömür bitmesin diye

Hicaz

Metin Everes

Mehmet Erbulan

Þarký

Nim Sofyan

Aþkýmýz ne güzeldi gittiðinde anladým

Hicaz

H.Hüsnü Üstün

A. Aþkýn Tuna

Þarký

Semai

Aþkýmýzda hep hayâller yaþadým

Hicaz

Fethi Karamahmudoðlu

Þâdi Kurtuluþ

Fantezi

Semai

Aþkýn aldý benden beni

Hicaz

Süleyman Erguner (Torun)

Yunus Emre

Ýlahi

Düyek

Aþkýn beni bak yýktý harâb eyledi ey mâh

Hicaz

Alâeddin Yavaþca

Alâeddin Yavaþça

Þarký

Sengin Semai

Aþkýn denizinde boþ sandal gibi

Hicaz

Metin Everes

Mehmet Erbulan

Þarký

Aksak

Aþkýn derin denizleri bendim senin için

Hicaz

Sâlih Berkmen

M. Turan Yarar

Þarký

Düyek

Aþkýn ellerin olsun dostluðun bana yeter

Hicaz

Ünsal Silleli

Güzide Taranoðlu

Þarký

Curcuna

Aþkýn eser-i sûziþine can acýmaz mý

Hicaz

Þevkî Bey

Mahmut Nedim Paþa

Þarký

Aksak

Aþkýn ile âþýklar yansýn yâ Resûlallah

Hicaz

Aslan Hepgür

Yunus Emre

Ýlahi

Nim Sofyan

Aþkýn ile düþsem dile

Hicaz

Bilge Özgen

M. Þen Sancakoðlu

Fantezi

Devr-i Turan

Aþkýn meyine kandýn n'oldun ah gönül n'oldun

Hicaz

Hâfýz Mehmet Efendi (Ketânî)

Abdülazîz Zihni Efendi

Ýlahi

Sofyan

Aþkýn odu ciðerimi yaka geldi yaka gider

Hicaz

Cinuçen Tanrýkorur

Yunus Emre

Ýlahi

Sofyan

Aþkýn uçurum oldu

Hicaz

Yýlmaz Yüksel

Metin Pütmek

Þarký

Sofyan

Aþkýn yalan olsada bir gül gibi solsada

Hicaz

Alâeddin Yavaþca

Ýlkan San

Þarký

Düyek-Semai

Aþkýndan býktý diye sevginiz bitti diye

Hicaz

Râfet Kýral

Sâmi Derintuna

Þarký

Sofyan

Aþkýndan her akþam içerken üzgün

Hicaz

Ali Þenozan

Aylâ Peken

Þarký

Düyek

Aþkýnla ben ey nâzenîn

Hicaz

Dede Efendi

_

Þarký

Düyek

Aþkýnla ben oldum sarhoþ

Hicaz

Kasým Ýnaltekin

Kasým Ýnaltekin

Þarký

Aksak

Aþkýnla dîvaneyim gel de bir bak halime

Hicaz

Ünsal Silleli

Köksal Öner

Þarký

Düyek

Aþkýnla senin sevdiceðim zâr ü zebûnum

Hicaz

Hacý Arif Bey

_

Þarký

Devr-i Hindi

Aþkýnla sînem daðlarým

Hicaz

Nikoðos Aða

Enderûnî Vâsýf

Þarký

Düyek

Aþkýnla yanan kalbim ýztýrâbým elemim

Hicaz

Selâhattin Erköse

Ümit Utku

Þarký

Semai

Aþkýnla yandýr sultâným Allah

Hicaz

Doðan Ergin

Zekâî Efendi (Þeyh-Sünbülî)

Ýlahi

Düyek

Aþkýnla yandýr Sultâným Allah

Hicaz

Sâdun Aksüt

Zekâî Halvetî

Ýlahi

Düyek

Aþkla tanýþtýrýp yaktýn beni

Hicaz

Saadet Ýdrisoðlu

Hüseyin Balkancý

Þarký

Sofyan

Aþklarýn en ölmezini sana sakladým gel

Hicaz

Akýn Özkan

Ü. Yaþar Oðuzcan

Þarký

Semai

Ateþ koydu yar kalbimin üstüne

Hicaz

Fâruk Þâhin

Mustafa Arik Arýk

Þarký

Aksak

Ateþ misin yakýyorsun bakýnca

Hicaz

Metin Everes

Halil Soyuer

Þarký

Aksak

Ateþ misin yakýyorsun bakýnca

Hicaz

Cemil Derelioðlu

Halil Soyuer

Þarký

Düyek

Ateþ-i aþkýn harâb etti dil-i nâlânýmý

Hicaz

Hâfýz Yusuf Efendi

_

Þarký

Devr-i Hindi

Âteþi aþkýnla öyle daðla ki

Hicaz

S. Suphi Soner

Cemâl Sâfi

Þarký

Curcuna

Ateþ-i sûzân-ý firkat yaktý cism ü cânýmý

Hicaz

Hacý Fâik Bey

Mehmet Sâdi Bey

Þarký

Curcuna

Atfeyle bana hançer-i müjgânýný her bâr

Hicaz

Hasan Bey(Ûdî)

_

Þarký

Sengin Semai

Atlarým daðlardan yokuþlar bitmez

Hicaz

Suat Yýldýrým

Ertuðrul Özyýldýrým

Þarký

Sofyan

Ay doðarken þu tepeden iner zeybekler

Hicaz

Kaya Bekat

Yusuf Ziyâ Ortaç

Þarký

Sofyan

Ay örerdi ipek tüller

Hicaz

Bilge Özgen

Ayten Baykal

Þarký

Düyek

Aydýnlanýr cihâným bir bakýþ kâfi gelir

Hicaz

S. Süha Ansen

Sabri Aykaç

Þarký

Curcuna

Aylar deðil ömrümce hiç "gel" demese de sesin

Hicaz

Yusuf Nalkesen

Yusuf Nalkesen

Þarký

Düyek

Aylar yýllar geçti de ne de yaramaz oldun

Hicaz

Sabahattin Ergi

Sabahattin Ergi

Þarký

Sofyan

Aylardan beridir ben görmediðim o yârin

Hicaz

S. Süha Ansen

S. Süha Ansen

Þarký

Curcuna

Aynalar sýr tutar sýr melâlime

Hicaz

Âmir Ateþ

Adem Erim

Þarký

Düyek

Ayrý düþtüm görmedim cânânýmý

Hicaz

Bogos Efendi(Hânende)

_

Þarký

Yürük Semai

Tatlý günler yaþarken

Hicaz

Necdet Erdemli

Muzaffer Kazan

Þarký

Düyek

Ayrýlýðýn kalbime bir að gibi örüldü

Hicaz

Ali Þenozan

Uður Gür

Þarký

Düyek

Ayrýlýðýn sýrdaþýyým

Hicaz

Fâruk Þâhin

M. Turan Yarar

Þarký

Semai

Ayrýlýðýn yolu var hüzünlü kaþlarýnda

Hicaz

Yýlmaz Yüksel

Asuman Solak

Þarký

Düyek

Ayrýlýk ateþten bir ok

Hicaz

Fahri Kayahan

_

Þarký

Sofyan

Ayrýlýk da zor deðil eðer hasret olmasa

Hicaz

Alâeddin Yavaþca

H. Oral Þen

Þarký

Aksak-Düyek

Ayrýlýk gölge düþürdü sevgimize

Hicaz

Hasan Soysal

Yusuf Aksoy

Þarký

Düyek

Ayrýlýk vakti geldi býrakýp gidiyorsun

Hicaz

Ýlgün Soysev

Asuman Erdemli

Þarký

Düyek

Ayrýlýk yýldönümü kalbime yâdýn doluyor

Hicaz

Hayri Yenigün

M. Nafiz Irmak

Þarký

Curcuna

Ayrýlýrken bakmadýn hiç

Hicaz

Erdinç Çelikkol

Turgut Çelik

Þarký

Müsemmen

Ayþe'm Ayþe'm gül Ayþe'm

Hicaz

Kasým Ýnaltekin

Kasým Ýnaltekin

Þarký

Aksak

Az biliriz çok söyleriz bilmem yâ Rab biz n'eyleriz

Hicaz

Murat Derin

Hüsâmettin Olgun

Ýlahi

Sofyan

Azad et sen nigahýnla bu esir-i biçareni

Hicaz

Burhan Bakýþkan

Meriç Kocaoðlu

Þarký

Aksak

Azm-i dildâr-ý tü dâret câm-ý ber-âb âmed

Hicaz

Bolâhenk Nûri Bey

_

Kar

Hafif

Baðýndan her güzel bir gül seçerdi

Hicaz

Akýn Özkan

F. Nafiz Çamlýbel

Þarký

Sofyan

Baðlandý aþk yollarým geçip gitti yýllarým

Hicaz

Nihat Adlim

Sâlih Korkmaz

Türkü

Düyek

Baðlanýp zülf-i hezâran tâbýna

Hicaz

Þevkî Bey

Ömer Nâci Efendi(Muâllim)

Þarký

Devr-i Hindi

Baðlayýp zülfünle cânâ tut ki âzâd istemem

Hicaz

Erdinç Çelikkol

Yâsin Hatipoðlu

Þarký

Müsemmen

Bahâne bahâne her þey bahâne

Hicaz

Tâhir Karagöz

Zeynep Arýcan

Þarký

Aksak

Bahar bakýþlý anam

Hicaz

Sâdi Hoþses

M. Özkýr

Þarký

Düyek

Bahar bakýþlý anam baþý nakýþlý anam

Hicaz

Gültekin Aydoðdu

M. Özkýr - G. Aydoðdu

Þarký

Düyek

Bahar bir gelse arkasýndan yaz

Hicaz

Ýsmâil Ötenkaya

Güngör Sakman

Þarký

Aksak

Bahar Boðaziçi'nde alýrken nefesini

Hicaz

Orhan Kýzýlsavaþ

Orhan Kýzýlsavaþ

Þarký

Düyek

Bahar erdi yeþillendi çemenler

Hicaz

Nâzým Bey (Kanûni-âmâ)

_

Þarký

Düyek

Bahar gelince eser baþta kavak yelleri

Hicaz

Bülent Ulusoy

Hüseyin Tansever

Þarký

Sofyan

Bahar gelmiþ güller açmýþ dediler

Hicaz

Hüseyin Soysal

Bekir Mutlu

Fantezi

Aksak

Bahar goncasý gibi

Hicaz

Fethi Karamahmudoðlu

Fethi Karamahmudoðlu

Þarký

Düyek

Bahar oldu açýldý lâle vü gül

Hicaz

Rif'at Bey

_

Þarký

Aksak

Bahar olsa çemenzâr olsa âlem handedâr olsa

Hicaz

Fahri Kopuz

Süleyman Nazif

Þarký

Curcuna

Bahar olsun mevsimler sabah olsun geceler

Hicaz

Ýsmâil Acar

Ýsmet Sünter

Þarký

Nim Sofyan

Baharým ilk aþkým son ümîdimdin benim

Hicaz

Müzehher Güyer

Müzehher Güyer

Þarký

Curcuna

Baharýn zamâný geldi a caným

Hicaz

Dede Efendi

_

Köçekçe

Aksak

Bahçelerde saz olur gül açýlýr yaz olur

Hicaz

_

_

Türkü

Sofyan

Bahçenizde gül var mý

Hicaz

_

_

Þarký

Aksak

Bahs açýp âþýklýðýmdan gizlice cânânýma

Hicaz

Ýbrâhim Efendi

_

Þarký

Aðýr Aksak

Bahtým yüzün gülmez mi

Hicaz

Vefik Ataç

Ahmet Ilgaz

Þarký

Düyek

Bahtýmýn karanlýk sarp yamacýndan

Hicaz

Sâdettin Kaynak

_

Þarký

Raks Aksaðý

Bak ne hâle koydu bu baht-ý siyah

Hicaz

Hacý Arif Bey

_

Þarký

Aðýr Aksak

Bak þu çiçeðin rengine

Hicaz

Kadri Þençalar

Nûri Uçar

Þarký

Düyek

Bak þu kalbim ne diyor

Hicaz

Ýrfan Özbakýr

Hüceste Aksavrýn

Þarký

Curcuna

Bak þu kalbim yârelendi sevdiðim derdinle hep

Hicaz

Ahmet Uzel

Ahmet Uzel

Þarký

Düyek

Bak yine kaldýn tek baþýna sen çileli gönlüm

Hicaz

Ahmet Tutaklar

Ahmet Tutaklar

Fantezi

Aksak

Bakarken enginlere dalar gider gözlerim

Hicaz

M. Þen Sancakoðlu

Engin Çýr

Þarký

Düyek

Bakayým hüsnüne bir kaþý gözü kara bulun

Hicaz

Rif'at Bey

_

Þarký

Yürük Semai

Bakýn bâd-ý semûm olmuþ ecel âh

Hicaz

Hâfýz Yusuf Ef.

Hâfýz Yusuf Ef.

Þarký

Aksak

Bakýp cemâl-i yâre çaðýrýram dost dost

Hicaz

Doðan Ergin

Niyâzî-i Mýsrî

Ýlahi

Nim Evsat

Bakýp ta yüzüme veda ederken

Hicaz

Ýlgün Soysev

Ömer Umutlu

Þarký

Düyek-Sofyan

Bakma ak saçlarýma içimde genç yýllar var

Hicaz

Niyâzi Þengül

Halil Soyuer

Þarký

Aksak

Baktýkca hüsn ü ânýna hayran olur âþýklarýn

Hicaz

Suphi Ezgi

_

Beste

Lenk Fahte

Baktýkça yaralarsýn ta içimden sen beni

Hicaz

Ýlgün Soysev

Y. Güngör Özden

Þarký

Sofyan

Baktým yine fecrinde güneþ dinleniyor

Hicaz

Fâruk Þâhin

Yýlmaz Karakoyunlu

Þarký

Aksak

Balam sen ne güzelsin

Hicaz

Ünsal Silleli

Mehmet Erbulan

Þarký

Yürük Semai

Bana benden yakýnsýn kendine yabancýsýn

Hicaz

seafoodplus.info Akçagül

Mukadder Özakman

Þarký

Aksak

Bana bir Ýstanbul þarkýsý gönder

Hicaz

Taner Çaðlayan

Taner Çaðlayan

Þarký

Aksak

Bana bir þarký söyle mutluluðu anlatsýn

Hicaz

Selâhattin Altýnbaþ

Erol Gül

Þarký

Aksak

Bana eþten dosttan gülen yüz mü var

Hicaz

Nazmi Yükselen

Nazmi Yükselen

Þarký

Düyek

Bana felek gör ne etti

Hicaz

Rif'at Bey

_

Þarký

Devr-i Hindi

Bana gel gönlüme gir kalbimi aþkýnla yakýver

Hicaz

seafoodplus.info Özalp

M. Ünal Yýlmazer

Þarký

Aksak

Bana gel sevgilim ol kalbime gir diyemem

Hicaz

Özgen Gürbüz

Uður Gür

Fantezi

Evfer - Aksak

Bana gül mü diyorsun gülemem tâlih kýzar

Hicaz

Bâki Duyarlar

Hüceste Aksavrýn

Þarký

Düyek

Bana her yerde senin rûy-i melâlin görünür

Hicaz

Bîmen Þen

_

Þarký

Aksak

Bana hiç yabancý gelmiyor güzel çehreniz

Hicaz

Nâil Güneþ

Nâil Güneþ

Þarký

Aksak

Bana kalýr resmin elin olur cismin

Hicaz

Fethi Karamahmudoðlu

Fethi Karamahmudoðlu

Þarký

Oynak

Bana kýzýp yýldýzlara kaçmýþsýn

Hicaz

Yýlmaz Pakalýnlar

Erol Güngör

Þarký

Düyek

Bana olan cefâ senden deðildir

Hicaz

seafoodplus.info Salgar

Dertli

Þarký

Aksak

Bana sevdiðini bir daha söyle

Hicaz

Hüseyin Soysal

M. Ünal Yýlmazer

Fantezi

Semai

Bana solgun bir avuç gül ele nadide çiçeksin

Hicaz

Ertuðrul Ottekin

Azmi Aytaç

Þarký

Sofyan

Bana yardan vaz geç derler

Hicaz

Sâdettin Kaynak

_

Þarký

Aksak

Baþým döndü sevgiden sevenleri el aldý

Hicaz

Ýrfan Özbakýr

Nemika Mürseloðlu

Þarký

Sofyan

Baþýmý alýr da giderim bir gün

Hicaz

Aytekin Çolakoðlu

Aytekin Çolakoðlu

Þarký

Düyek

Baþýmýzda kavak yeli eser durur deli deli

Hicaz

Vefik Ataç

Yýlmaz Yüksel

Þarký

Evfer

Baþýnda kar yaða dursun bahar özünde senin

Hicaz

Kaya Bekat

M. Turan Yarar

Þarký

Curcuna

Baþýný eðmezdin görünce beni

Hicaz

Osman Ülkü

Züveyir Durmaz

Þarký

Sofyan

Baþka mevsim aramam baharýmsýn yazýmsýn

Hicaz

M. Þen Sancakoðlu

M. Þen Sancakoðlu

Þarký

Aksak

Bâzen kýþ bâzen baharla

Hicaz

Alâeddin Þensoy

Sâlih Korkmaz

Þarký

Nim Sofyan

Bebeciðim uyutandýr çiçeðiyim büyütendir

Hicaz

Fethi Karamahmudoðlu

Fethi Karamahmudoðlu

Þarký

Semai

Bekçisiyim bu serin ve siyah gecelerin

Hicaz

Kaya Bekat

K. Kâmi Kamu

Þarký

Semai

Bekledi teþrîfini bu akþam yine gözler

Hicaz

Ýsmâil Ötenkaya

Turhan Nesimî Küçükusta

Þarký

Türk Aksaðý

Bekledim bir ömür sev diye beni

Hicaz

Sâdettin Çevik

Ahmet Vehbi Þenol

Þarký

Düyek

Bekledim ömür boyu sevgiliden bir haber

Hicaz

Hasan Özçivi

Itýrzâde Dursun

Þarký

Devr-i Hindi

Beklerim yolunu gözlerim aðlar

Hicaz

Sâdi Hoþses

Tunç Kemâl

Þarký

Nim Sofyan

Bekleyip gör neler saklý yarýnda

Hicaz

M. Þen Sancakoðlu

Fatma Onur

Þarký

Düyek

Belki gelirsin diye günlerdir bekliyorum

Hicaz

Alâeddin Yavaþca

Ayten Yavaþça

Þarký

Düyek

Belki seni getirir bana dalgalar diye

Hicaz

Fâruk Þâhin

Taner Çaðlayan

Þarký

Düyek

Belki þimdi gidiyorsun

Hicaz

Metin Everes

Mehmet Erbulan

Þarký

Düyek

Ben aðlarým eller güler buda baþa geþecekmiþ

Hicaz

Sâdettin Kaynak

Sâdettin Kaynak

Þarký

Düyek

Ben bende-i Ahmed'em

Hicaz

Ýzzettin Eskidemir

Ýzzet Eskidemir

Ýlahi

Sofyan

Ben bilmedim bana n'oldu

Hicaz

Dede Efendi

_

Þarký

Aðýr Düyek

Ben bilmez idim gizli ayân hep sen imiþsin

Hicaz

B. Sýtký Sezgin

Ahmet Dede (Köse)(Nev'î)

Durak

Durak Evferi

Ben bilmez idim gizli ayân hep sen imiþsin

Hicaz

Hakan Alvan

Ahmet Dede (Köse)(Nev'î)

Ýlahi

Sofyan

Ben bir garip kuþum yurdum yuvam yok

Hicaz

Sâdettin Kaynak

_

Þarký

Raks Aksaðý

Ben bir güzel sevmiþim

Hicaz

Zeki Duygulu

_

Þarký

Yürük Semai

Ben bir Türk'üm dinim cinsim uludur

Hicaz

Zekâî Dede

Mehmet Emin Yurdakul

Þarký

Aksak

Ben bir yaralý kuþum gönülden vurulmuþum

Hicaz

Ahmet Uzel

Ahmet Uzel

Þarký

Curcuna

Ben böyle çok dertlere katlandým uzun yýllar

Hicaz

Ünsal Silleli

Mehmet Erbulan

Þarký

Düyek

Ben bu sonu en baþýndan nasýl oldu farketmedim

Hicaz

Zekâi Tunca

Aþkýn Tuna-Zekâi Tunca

Þarký

Sofyan

Ben bu yolu bilmez idim

Hicaz

B. Sýtký Sezgin

Yunus Emre

Ýlahi

Nim Sofyan

Ben bu yolu bilmez idim

Hicaz

Ahmet Hatipoðlu

Yunus Emre

Ýlahi

Sofyan

Ben de Mecnû'num ezelden gönlümün Leylâ'sýna

Hicaz

Zeki Duygulu

_

Þarký

Aðýr Aksak

Ben derviþim diyene bir ün idesim gelir

Hicaz

_

_

Ýlahi

Sofyan

Ben derviþim diyene bir ün idesim gelir

Hicaz

Amir Ateþ

Yunus Emre

Ýlahi

Sofyan

Ben eskiden böyle miydim

Hicaz

Bilge Özgen

Emel Sönmez

Þarký

Sofyan

Ben gamlý hazan sense bahar dinle de vazgeç

Hicaz

Melâhat Pars

Sýtký Angýnbaþ

Þarký

Aksak

Ben hazan yapraðý yerlerde ve sen tâze çiçek

Hicaz

Nezahat Soysev

Niyâzi Ersan

Þarký

Aksak

Ben her gece mâzîye yolculuk ediyorum

Hicaz

M. Þen Sancakoðlu

Uður Gür

Þarký

Düyek

Ben Kerem'im ben Aslý'yým

Hicaz

Ahmet Özkök

Yýlgör Atçý

Þarký

Aðýr Evfer

Ben kýþ oldum sen bahar ol

Hicaz

Sâdettin Çevik

Mehmet Reis

Þarký

Düyek

Ben mest-i cânan olmuþam

Hicaz

seafoodplus.infoûbi Iþýksal

Tâlibî Emre

Ýlahi

Türk Aksaðý

Ben ne ettim sana bilmem âh felek

Hicaz

Medenî Aziz Ef.

_

Þarký

Aksak

Ben olur da bitmez mi

Hicaz

_

_

Þarký

Düyek

Ben sevginin âlâsýný sende buldum

Hicaz

Suphi Ýdrisoðlu

seafoodplus.info Uslu

Þarký

Düyek

Ben susuyorum artýk geçen zaman söylesin

Hicaz

Sâlih Berkmen

Ali Akmanlar

Þarký

Düyek

Ben vefasýz birinin hasretini çekerim

Hicaz

Fâruk Þâhin

Uður Gür

Þarký

Düyek

Ben yýllara terkettim ümit yüklü baharý

Hicaz

Cinuçen Tanrýkorur

Fuat Azgur

Þarký

Aksak

Ben yýllarca hep koþtum

Hicaz

Erdinç Çelikkol

Hüsâmettin Olgun

Þarký

Sofyan

Bende aþkýn izleri sende sonsuz tebessüm

Hicaz

Erdinç Çelikkol

Hasan Soysal

Þarký

Düyek

Bende hicran yarasýndan da derin bir yara var

Hicaz

Sâdi Iþýlay

Necdet Atýlgan

Þarký

Düyek

Bende sevgin öyle köklü duygularým bir bir saklý

Hicaz

M. Þen Sancakoðlu

Fatma Onur

Þarký

Aksak

Bende yaprak dökümü sende mevsim ilkbahar

Hicaz

Selâhattin Altýnbaþ

Veli Mete Bakýrlý

Þarký

Düyek

Bendedir dertlerin binbir türlüsü

Hicaz

Halil Gürdal Ýnal

Vural Þahin

Þarký

Düyek

Benden uzak olsan da hep yaþat hayâlinde

Hicaz

Bahri Altýntaþ

Nizâmettin Aðan

Þarký

Curcuna

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir