kadının kocaya karşı görevleri / Kadının kocasına karşı görevleri nelerdir?-al-feqh-al-feqh-al-feqh

Kadının Kocaya Karşı Görevleri

kadının kocaya karşı görevleri

Toplumu meydana getiren öğelerin başında “aile” gelmektedir.

İslam’da aile, dini bir müessese olduğu kadar aynı zamanda sosyal bir müessesedir. Bu nedenle insanların evlenip yuva kurması ayet ve hadislerle teşvik edilmiş.

Çünkü aile, hem kişinin huzur bulduğu bir ortam, hem neslin devamı için bir vesile, hem de kişiyi dinen günah sayılan kötülüklerden alıkoyan bir vasıtadır. Karı-kocanın birbirlerine karşı görev ve sorumluluklarının sınırlarını kesin çizgilerle belirlemek zordur.

Elbette bir takım alanlarda bazı eksiklikler görülebilir. Ancak bu konuda eşlere düşen görev, birbirlerini her yönüyle tanıyıp anlamalı, kadın ve erkeğin sınırlarını bilmeli.

Kur’an-ı Kerim: “ Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler bu haklarda kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azizdir, hâkimdir (Bakara/) ölçüsünü getiriyor.

Yüce Yaratan, en kıymetli varlık olarak insanı yarattı. İnsan olmaları hasebiyle erkek ve kadın arasında herhangi bir fark koymadı. Allah’ın Resulü: “Muhakkak kadınlar, erkeklerin bir parçasından başka bir şey değildir” (Tirmizi)  diyerek kadın-erkek arasındaki ayrımcılığı ortadan kaldırmıştır.

İnsanlık, erkekle başladı ama kadınla devam ediyor. Müslümanlıkta kadın sultandır. Dinimiz kadına çok değer vermiş, erkeğe de çok mesuliyet yüklemiştir. İslamiyet’te kadın ev içinde ve dışında çalışmak, para kazanmak zorunda değildir. Evli ise erkeği, evli değilse babası, babası da yoksa en yakın akrabası çalışıp onun her ihtiyacını karşılamaya mecburdur. Kendisine bakacak hiç kimsesi bulunmayan kadına, devletin yardım sandığı bakar.

Atalarımız: “Yuvayı dişi kuş yapar” demişler. Bundan maksat, yalnızca evin maddî bakımdan dirlik düzenini sağlamak değil. Aynı zamanda ailenin moral değerlerini canlı tutan, ailede huzurun ve neşenin temel direği konumunda olan kadındır. Kadın ve erkek neslin devamını sağlamaları açısından her biri insan olarak aynı ve birbirinin tamamlayıcısıdır.

İnsanlar içerisinde en saygı duyulacak kişilerin “anneler” olduğunu Cihan Peygamberimizin meşhur hadisi: “Cennet annelerin ayakları altındadır” diyerek kadının lâyık olduğu en yüksek mertebeyi vermiştir. Allah’ın Resulü başka bir hadisinde: “Dünya nimetlerinin en hayırlısı, iyi bir kadındır. Ona baktığında kendini ferahlatır, kendisine kızdığında seni kollamaya çalışır” (Müslim)buyurarak kadına verilen değeri ortaya koymuştur.

Bu bilgiler ışığında kadının kocasına karşı olan sorumluluklarını şimdi maddeler halinde sıralayabiliriz.

  Hangi şartlarda olursa olsun bir kadın önce “iffetini ve namusunu” korumalı.

√ Kocasına karşı saygılı davranabilmek için, kadınlık sanatını bilmeli.

√ Kocası onun koruyucusu olduğundan, onunla inatlaşıp tahrik etmemeli.

√ Eşinin sırlarını ve zaaflarını ifşa etmemeli.

√ İsraftan ve gereksiz harcamalardan kaçmalı.

√   Her kadın, kocasının sevdiklerini ve kızdıklarını bilmeli ve ona göre davranmalı.

√  Kanaatkâr olmalı ve olanla yetinmeyi bilmeli.

√ Tertipli ve düzenli olmalı.

√  Kocasına danışmadan kendi başına hiçbir iş yapmamalı.

√   Eşine karşı güler yüzlü ve tatlı dilli olmalı.

  Kocasına karşı bakımlı ve güzel giyimli olmalı.

√  
Kıskançlıkta ölçüyü kaçırmamalı.

  İsteklerini emrederek değil, yumuşak bir üslupla istemeli.

  Kocasının istemediği yerlere gitmemeli.

√ Kocasının rızası olmadan nafile ibadet yapamaz, hükmünü bilmeli.

√ Dışarı çıkarken güzel kokular sürmemeli.

 Tesettür ile kendini muhafaza etmeli.

√ Evini huzurlu bir yuva haline getirebilmek için elinden gelen gayreti göstermeli.

√  
Kocasına güvenmeli ve ondan habersiz hiç bir iş yapmamalı.

√  
Eşini düzeltme ve istediği gibi yapma girişiminde olmamalı.

  Kocasını anlamalı ve dertlerine ortak olmalı.

√  
Kocası kızınca susmalı, sakinleştiği zaman savunmasını yapmalı.

√  Kocasının sevdiği yemekleri yapmalı.

  Sürekli isteyen ve tüketen konumunda olmamalı.

√ Eşine danışmadan harcama yapmamalı.

  Kocasına karşı içtenli ve açık sözlü olmalı.

  Sürekli tebessümlü ve güler yüzlü olmaya gayret etmeli.

√  
Bütün olumsuzluklar karşısında sabırlı ve tahammüllü olmaya kendini zorlamalı.

√  Mutlu olmak isteyen kadın, önce kocasını mutlu etmeli.


Mustafa K. Topaloğlu



Aysel Ayşe Aygün Özer

Merhaba sevgili Anadolu Gazetesi okuyucuları geçenki yazımızda kadın demiştik ve erkeğin hanımına karşı olan vazifelerinden bahsetmiştik bu yazımızda da Allah'ın izniyle kadının kocasına karşı olan vazifelerinden bahsetmek istiyorum.

Bir erkekle evlenerek yuva kuran bir kadının kocasına hizmet etmesi onun rızasını kazanması bir ibadettir.

Kocanın karısı üzerinde Hakkı çoktur bu sebepten Resulullah efendimiz (eğer bana birinin diğerine secde etmesi emri olsaydı kadınların kocalarına secde etmelerini emrederdim çünkü kocanın hanımı üzerindeki hakkı çok büyüktür) buyurdu.

Kadının ev işlerini yapması kocasına ihsandır çok sevaptır kadın kocasına karşı bu ihsanını esirgememeli.

Erkek de buna karşılık olarak hanımına nafakadan fazla ihsanda bulunmalıdır Allahu Teala ihsan edenleri çok sever.

Kanaat. Çünkü kanaatkar olmak kalp rahatlığının sebebidir. Bir kadın arsızlık ve açgözlülük ederek eşini kendisinden ve evinden soğutmaktan sakınmalıdır. Kanaat; Kafi gelecek miktar ile yetinmek, tamahkarlık etmemek en güzelidir.

Kocaya itaat. Peygamberimiz (a.s.m.)

"Bir kadın kocası kendisinden memnun olarak ölürse cennete girer." (İbn Mace, Nikah, 4)

Buyurmuşlardır.

İslamiyet’te karı koca arasında hayat mücadelesi yani para kazanmak müşterek değildir erkek kadını tarlada fabrikada  hiçbir yerde çalışmaya zorlayamaz kadın isterse ve erkeği izin verirse yabancı erkekler arasına karışmadan kadın işi olan yerlerde çalışabilir.

Bununla beraber, bey ev işlerine de yardım edebileceği gibi, hanımın da dış işlerinde beye destek olması da caiz görülmüştür.

Fakat kazandığı kadının olur erkek ondan zorla bir şey alamaz.

Peygamber Efendimiz (asm) ev işlerinde ailesine yardım etmiş, hatta evdeki bu yardımın ümmetine de sünnet olduğunu bildirmiştir.

Nitekim hadis-i şerifte buyruldu ki (beş vakit namazını kılan malının zekatını veren Ramazan'ı Şerif orucunu tutan kocanın günah olmayan emirlerini tutan vücudunu yabancı erkeklere göstermekten koruyan kadın cennete istediği kapıdan girer)

Peygamber Efendimiz (asm) Hazretleri, kızı Fatıma (ra) ile damadı Ali (ra)’yi evlendirdiği sırada, evin iç işlerini kızı Fatıma’ya, dış işlerini de damadı Ali’ye verirken şu tavsiyede bulunmuştur:

"Çeşmeden su getirmek, hamur yoğurup ekmek yapmak, evin temizliğini yapıp iç işlerini düzenlemek Fatıma’ya aittir. Dış işleri de Ali’nin sorumluluğundadır!.dedi.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, “Kocanın malından, iyilikle sana ve çocuğuna yetecek kadar al” buyurmuşlardır.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem her şeyde olduğu gibi aile hayatında bize en güzel örnektir.

Bu günkü aile sıkıntılarımızın başında Kur'an ve sünnetten ayrılmamız gelir.

Rabbim böyle güzel sünnetlere uyan ümmetinden eylesin bizleri.

Allah'ın merhameti ve sevgisi üzerimize olsun.

Saygılarımla…

Karı Kocanın Karşılıklı Görevleri

34,8K

Bütün peygamberlerin ve bütün mukaddes kitapların ortak hedefi, tüm insanların mutlu olmalarıdır. Hedeflenen bu mutluluğun gerçekleşmesi için, yerine getirilmesi gereken çeşitli görevler vardır. Aile ocağında karı kocanın birbirlerine karşı olan görevleri, bu alanda önemli bir yer tutmaktadır. Kur’ân-ı Kerim’de bir ayette, bu konuya şöyle işaret edilmektedir:

وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجاً لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

“Kendilerinde huzur bulmanız için, kendi türünüzden eşler yaratması ve böylece aranızda derin bir sevgi ve şefkat var etmesi de, Allah’ın ayetlerinden/delillerindendir. Muhakkak ki bunda, düşünen bir halk için çıkarılması gereken dersler vardır.”[1]

Karı kocayı aynı türden yaratan Allah, aralarında sevgi ve merhameti oluşturmakta ve onlara, soylarının devamı için oğullarla torunları nasip etmektedir.[2] İnsan nesli, bu şekilde devam etmektedir. Allah’ın Kur’ân’da haber verdiği bu saygı, sevgi, huzur, saadet ve mutluluğun aile ocağında oluşması ve oğullarla torunlara böyle bir ortamın hazırlanması için, karı kocanın birbirlerine karşı olan görevlerini Allah ile peygamberin haber verdiği şekilde bilinçli olarak, dürüst bir şekilde yerine getirmeleri gerekmektedir. Ancak onların birbirlerine karşı olan görevlerini yerine getirmeleri neticesinde, toplumun en küçük kurumu ve aynı zamanda temel taşı olan aile, sağlıklı bir yapıya kavuşabilmektedir. Bunun için her kişi, önce kendi görevlerinin ne olduğunu öğrenmeye çalışmalı ve bu görevleri yerine getirme çabası içerisinde bulunmalıdır.

Erkek, genel bir kural olarak ailenin büyüğü durumundadır. Kur’ân’ın çeşitli ayetlerinde buna işaret edilmektedir:           

وَلَهُنَّ مِثْلُ الَّذِي عَلَيْهِنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلِلرِّجَالِ عَلَيْهِنَّ دَرَجَةٌ وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكُيمٌ

“Erkeklerin hanımları üzerinde hakları olduğu gibi, hanımların da kocaları üzerinde meşru hakları vardır. Ancak erkeklerin, kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır.”[3]

الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّهُ

“Erkekler, kadınların koruyup koruyucularıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler, ailenin geçimini temin etmek için kendi mallarından harcamaktadırlar. İyi kadınlar, eşlerine karı itaatkârdırlar; Allah’ın kendilerini koruması sayesinde, onlar da gaybı korurlar.”[4] 

Bu ayetlerden anlaşıldığına göre ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’in de “Erkek, aile fertlerinin yöneticisidir”[5] diye buyurduğuna göre erkek, aile ocağının yöneticisidir. Ancak erkek, çeşitli nedenlerden dolayı aile ocağını yönetmekten aciz olduğu veya kadın bu konuda daha başarılı olduğu durumlarda, kadın bu görevi üstlenmektedir. Ayrıca Hz. Muhammed (s.a.v.)’in, “Kadın, eşinin evinin ve çocuklarının yöneticisidir”[6] anlamındaki hadisinde de haber verildiği gibi, kadının aile içinde yönetim sorumluluğu vardır. Aslında kadın ve erkek, bir nevi görev taksimini yaparak aileyi yönetmektedirler. Esas olan, aralarındaki dürüstlük samimiyettir. Psikolojik yapı gereği kadın, kocası tarafından sevilince ve erkek, hanımından saygı görünce mutlu olur.

Bu ve benzeri ayetlerde dikkat çekilen diğer bir husus ise erkek, kadının koruyup kollayıcısı, reisi ve büyüğü olarak onun ihtiyaçlarını temin etmek mecburiyetindedir. Bu konuda bilgi veren başka bir ayet şöyledir:

وَالْوَالِدَاتُ يُرْضِعْنَ أَوْلاَدَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ لِمَنْ أَرَادَ أَن يُتِمَّ الرَّضَاعَةَ وَعلَى الْمَوْلُودِ لَهُ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ

“Anneler, istedikleri zaman/normal olarak bebeklerini tam iki yıl emzirirler. Annelerin yiyeceği ve giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir.”[7]

Buna göre erkek, aile fertlerinin olduğu gibi kadının da yeme, içme, giyinme, barınma, ısınma, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlarını temin etmek mecburiyetindedir. Aile reisi olarak erkeğin, bunları temin etmek için çalışması, insani bir görev ve dini bir sorumluluktur. Aynı zamanda erkeğin bunları temin etmek için çalışması, dini açıdan ibadet olarak kabul edilmektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in de bu konuda söylediği pek çok hadis vardır. Bu hadislerden bazıları şöyledir: 

            “Bir adamın harcadığı paraların en değerlisi, kendi aile fertleri için harcadığı paradır.”[8]

            “Senin, hayır yollarında harcadıklarının en sevap olanı, kendi ailenin ihtiyaçları için harcadığın paradır.”[9]

            “Allah’ın rızasını gözeterek kendi ailenin ihtiyacı için harcadığın nafakadan, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmadan bile mükâfat göreceksin.”[10]

            “En büyük sevap, insanın kendi aile fertleri için harcadığı paranın sevabıdır.”[11]

            “Bir kişi, sevabını Allah’tan beklemek suretiyle kendi aile fertleri için harcamada bulunduğu zaman, yaptıkları, kendisi için sadaka olur.”[12]

            “Malından kendi ihtiyaçların için harcaman, senin için bir sadakadır. Kendi aile fertlerinin ihtiyaçları için harcaman, senin için bir sadakadır. Kendi eşinin ihtiyaçları için harcaman, senin için sadakadır.”[13]

            “Eşinin, senin malından yemesi, senin için sadakadır.”[14]

            “Kendi nefsinin ihtiyaçlarını karşılaman, senin için bir sadakadır. Kendi çocuğuna yedirip içirmen, senin için bir sadakadır. Kendi eşine yedirip içirmen, senin için bir sadakadır. Çalıştırdığın işçine/hizmetçine yedirip içirmen, senin için bir sadakadır.”[15]

Bu ayet ve hadislerden anlaşıldığına göre, erkeğin hanımına ve diğer aile bireylerine bakması, onlarla ilgilenmesi ve onların ihtiyaçlarını temin etmesi, kendisi için sevap sayılmaktadır. Hatta insanın bu yoldaki harcamaları, yaptığı harcamaların en hayırlısı olarak değerlendirilmektedir. Bir erkeğin, kendi hanımına bu şekilde bakmasının, onun ihtiyaçlarını temin etmesinin minneti de söz konusu olamaz. Çünkü bunlar, onun asli görevlerindendir. Önemi nedeniyle Hz. Muhammed (s.a.v.), “İnsanın, bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerini ihmal etmesi, günah olarak kendisine yeter”[16] diyerek, insanın, geçimini sağlamakla yükümlü olduğu kişileri ihmal etmesinin büyük bir günah olduğunu haber vermiştir. 

Hz. Muhammed (s.a.v.), erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde haklarının olduğunu haber vermiştir.[17] Sahabeden biri Hz. Muhammed (s.a.v.)’e, “Bir hanımın, eşinin üzerinde ne gibi hakları vardır?” diye sormuş. Hz. Muhammed (s.a.v.), onun bu sorusuna karşı şu cevabı vermiştir: “Yediğin gibi ona yedirmen, giydiğin gibi ona giydirmen, onun yüzüne vurmaman, ona kötü söz söylememen ve onun yatağını terk etmen gerektiği zaman, evin içinde terk etmen.”[18]

Yüce Allah erkeklere, “Hanımlarla hoş geçinin”[19] demek suretiyle, erkeğin hanımı ile iyi geçinmesini emretmektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.) de, “İman bakımından en kâmil olan müminler, ahlakı en güzel olanlardır ve sizin en hayırlınız, hanımına hayırlı olanınızdır ”[20] diyerek, eşine iyi davranarak ona hayırlı muamelelerde bulunan erkeklerin, hayırlı insanlar olduğunu açıklamıştır. O, erkeklerin hanımlarını dövmelerini yasaklamış[21] ve hanımını döven erkeklerin hayırlı kimseler olmadıklarını söylemiştir.[22] Hz. Aişe (ö. 95/) validemiz de, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in, hiçbir eşini dövmediğini ve onlara el kaldırmadığını haber vermiştir.[23] Bu konu ile ilgi diğer bazı hadislerde de şöyle buyurmuştur:

“Müminlerin iman bakımından en mükemmel olanları, ahlakı en güzel olanları ve eşine en yumuşak davrananlarıdır.”[24]

“Sizin hayırlınız, eşine ve aile bireylerine hayırlı olanınızdır. Ben, bu konuda sizin en hayırlınızım.”[25]

Hz. Muhammed (s.a.v.), veda hutbesinde çeşitli konulara değinmiştir. O, bu hutbede kadınlar hakkında da şu açıklamalarda bulunmuştur:

“Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’a karı gelmekten sakınmanızı tavsiye ederim. Siz, kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onları eş olarak Allah adına söz vererek helal edindiniz.”[26]

Muhammed İkbal, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in, “Bana dünyada üç şey sevdirildi: Namaz, kadın ve güzel koku”[27] anlamındaki hadisi izah ederken, kadını bir hizmetçi olarak görmemenin gerektiğini, böyle yanlış bir anlayışın İslam dini ile hiç bağdaşmadığını dile getirmeye çalışmıştır.[28]

Çok güzel konuşan Esma binti Yezid, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) ilk biat eden Medineli hanımlardan biriydi. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) huzuruna çıkar, kadınların sormaya çekindikleri konuları ona rahatlıkla sorardı. Sevgili peygamberimiz de Esma’yı takdir eder, utanma duygusunun dinlerini öğrenmeye engel olmadığını söyleyerek Medineli hanımları överdi. Esma hatun, Hz. Muhammed’den (s.a.v.) seksen bir hadis rivayet etmiştir. Bir gün sahabe hanımlar, onu Hz. Muhammed’e (s.a.v.) göndermişler. Esma, onun huzuruna çıkınca şunları söyledi:

“Anam babam sana feda olsun ya Resûlallah! Ben, sana kadınların elçisi olarak geldim. Allah, seni bütün erkek ve kadınlara peygamber olarak göndermiştir. Biz, sana ve senin Rabbine iman ettik. Kadın olduğumuz için, eşimizin evinde oturur, ona karılık yapar ve çocuklarını karnımızda taşırız. Erkekler ise, Cuma namazı kılmak, camiye ve cemaate gitmek, hastaları ziyaret etmek, cenazelerde bulunmak, birden fazla hacca gitmek gibi hususlarda bize üstünlük sağlamış bulunuyorlar. Bütün bunların en önemlisi, Allah yolunda cihada çıkmaktır. Erkekler, bu türlü görevler nedeniyle evden çıktıkları zaman, kadınlar olarak biz, onların mallarını koruruz, iplik eğirip onlara elbise yaparız, çocuklarını besleriz. Buna göre biz kadınlar, erkeklerin bu ve benzeri konularda kazandıkları hayır ve sevaplara ortak olamaz mıyız?” Esma’nın bu sözlerini pek beğenen Hz. Muhammed (s.a.v.), ashabına dönerek, “Siz, bir kadından din konusunda sorduğu bir soruda bundan daha güzel bir söz işittiniz mi?” diye sormuş. Sonra da Esma’ya dönerek ona şunları söylemiştir:

“Ey hanım! İyi anla ve seni buraya gönderen hanımlara da iyice anlat ki, bir kadının kocasıyla güzel geçinip onun hoşnutluğunu kazanması, sevap bakımından o saydığın üstünlüklerin hepsine denktir.”[29] Bu olaydan sonra Esma, kadınların hatibi anlamında “Hatibetu’n-Nisa” lakabıyla anılmıştır.[30] Hz. Muhammed’in (s.a.v.) bu olayda anlattığı, kadının kocasıyla güzel geçinip onun hoşnutluğunu kazanması olayı, aile hayatının mutluluğunda son derece etkili olan bir faktördür. Bu nedenle olacak ki o, başka hadislerde de bu olayın önemi üzerinde durup bu konuda açıklamalarda bulunmuştur: “Hangi kadın kocasının hoşnutluğunu kazanarak vefat ederse, Allah ondan razı olur”[31]

Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurmuştur: “Hepiniz birer çobansınız ve hepiniz çobanlığınızdan sorumlusunuz. Devlet amiri bir çobandır. Adam, ehli (aile bireyleri) arasında bir çobandır ve çobanlığından sorumludur. Kadın, kocasının evinde bir çobandır ve çobanlığından sorumludur. Hizmetçi, hizmet ettiği kişinin malı içerisinde bir çobandır ve çobanlığından sorumludur. (Evet) hepiniz çobansınız ve çobanlığınızdan sorumlusunuz.”[32] Bu hadiste de belirtildiği gibi kadın, kocasının evinde bir çoban konumundadır ve çobanlığından sorumludur. Onun malını, canını, neslini, namusunu korumak mecburiyetindedir ve bu konularda kocasına karşı herhangi bir hıyaneti olmamalıdır. Bunun yanında Hz. Muhammed (s.a.v.) kadının, kocasının uygun görmediği kimseleri evine almamasının gerektiğini de vurgulamıştır.[33]

Hz. Muhammed (s.a.v.), veda hutbesinde sosyal içerikli çeşitli konularda açıklamalarda bulunmuştur. Önemi nedeniyle kadınlarla ilgili ve kadın hakları konusunda da geniş bilgi vermiştir. O, veda hutbesinde kadınlarla ilgili açıklamalarının bir bölümünde şöyle söylemiştir:

“Dikkat ediniz! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin onlar üzerindeki hakkınız, onların yataklarınıza ihanet etmemeleri ve sevmediğiniz kimseleri evinize almamalarına dikkat ediniz! Onların sizin üzerinizdeki hakları ise, giyecek ve yiyecek hususunda onları mahrum etmemenizdir.”[34]

Karı kocanın karşılıklı görevleri, birbirlerini tamamlayan bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Kadının, kadınlık görevini yerine getirmek suretiyle kendisi kocasına beğendirmeye, ona güven vermeye çalışması gerektiği gibi,[35] erkeğinde karşılıklı güven, saygı ve sevgiyi oluşturmak için çaba sarf etmesi icap eder. Çünkü evlilik, karı kocanın karşılıklı saygı, sevgi, sadakat ve birbirlerine verecekleri güven ile yürür.[36]

Sonuç olarak karı koca, birbirine karşı dürüst olmalı. Karşılıklı samimiyet ve dürüstlük, iki tarafı da mutlu eder. Erkek, karısının geçimini temin etmek ile sorumludur. Kadının böyle bir sorumluluğu yoktur. Erkek çalışır, hem kendine hem de karısına bakar. Kadın çalışıyorsa, kazancı kendisine aittir. Kazancını harcamada serbesttir. Bu gibi konular, evlenmeden önce konuşulmalıdır. Aksi takdirde sonradan problemlerin yaşanmasına sebep olmaktadır. İdeal olan, kadın ile erkeğin samimiyetle birbirini tamamlamalarıdır. Arada yalan ve hile gibi şeylerin yaşanmaması gerekir. Aksi takdirde birbirlerine olan güveni kaybederler. Güven bitince, her şey biter. Kadın, kocasına karşı eğilip saçlarını onun için süpürge edecek şekilde saygı gösterirse, erkek, karısının incinmemesi için bir çift ayakkabı olup onun ayağına girer.  

Herkese böyle bir mutluluk diler, selam saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.


KAYNAKLAR

[1]er-Rûm 30/

[2]Bkz. el-A’râf 7/; en-Nahl 16/

[3]el-Bakara 2/

[4]en-Nisa 4/

[5] Buhârî, Nikâh, 81; Müslim, İmâre, 20; Ebû Dâvûd, İmâre, 1; Tirmizî, Cihâd,

[6]Buhârî, Nikâh, 81; Müslim, İmâre, 20; Tirmizî, Cihâd,

[7]el-Bakara 2/

[8]Müslim, Zekât, 38; Tirmizi, Birr, 42; İbn Mâce, Cihad, 4; İbn Hanbel, V,

[9]Müslim, Zekât,

[10] Müslim, Vasiyet, 5.

[11]İbn Hanbel, II,

[12]Buhârî, İman, 41; Müslim, Zekât, 48; Nesâî, Zekât, 60; Tirmizi, Birr, 42, İbn Hanbel, IV,

[13]Müslim, Vasiye, 8; İbn Hanbel, I,

[14]Müslim, Vasiye, 8.

[15]Müslim, Vasiye, 8; İbn Mâce, Ticaret, 1; İbn Hanbel, IV,

[16]Ebû Dâvûd, Zekât, 45; İbn Hanbel, II, , , ,

[17]Tirmizî, Redâ’, 11; Tefsir, 9/1; İbn Mâce, Nikâh, 3; Beyhakî, V,

[18]Ebû Dâvûd, Redâ’, 41; İbn Mâce, Nikâh, 3; İbn Hanbel, IV, , ; V, 5.

[19]en-Nisa 4/

[20]Buhârî, Edeb, ; Tirmizi, Rada’, 11; İbn Hanbel, II, ; Mansur Ali en-Nasıf, et-Tac el-Cami’ li’l-Usul fî Ahadisi’r-Rasûl, Daru İhyai’l-Kutubi’l-Arabî, Beyrut tsz. I,

[21]Buharî, Tefsîr,91/1; Nikâh, 94; Edeb 44; Müslim, Cennet, 49; Tirmizî, Tefsir 91; İbn Mace, Nikâh,

[22]Ebû Dâvûd, Nikâh, 42; İbn Mace, Nikâh, 51, Dârımî, Nikâh,

[23]Müslim, Fezâil, 79; Ebû Dâvûd, Edeb, 4; İbn Mâce, Nikâh,

[24]Müslim, Fedâil, 68; İbn Mace, Nikâh, 50; Tirmizî, Birr, 47, Nesâî, es-Sünenü’l-Kübra,

[25]el-Emir Alauddin Ali b. Belban İbn Hibbân, Sahihu İbn Hibbân bi Tertibi İbn Belban, thk. Şuayb Arnavut, Müessesetü’r-Risâle, Beyrut , Nikâh, IX,

[26]Müslim, Hac, ; Ebû Dâvûd, Hac,

[27]Nesâî, Nisa, 1.

[28]İkbal, Benlik ve Toplum, s.

[29]Ebu’l-Kasım Ali b. el-Hasan b. Hibetillah b. Hüseyn İbn Asâkir, Tarihu Medineti Dımaşk, Beyrut , VII, , ; XXIX, ; Ebubekir Muhammed b. Hüseyn el-Beyhakî, Şuabu’l-İmân, Mısır tsz. VI, ; İzzeddin Ebû’l-Hasen Ali b. Muhammed b. Abdülkerim el-Cezerî İbnu’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe fî Ma’rifeti’s-Sahâbe, Mısır , VII, 19; es-Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr fi’t-Tefîri bi’l-Me’sûr, Muhammed Emin Remc ve Şurekâuh, Beyrut tsz., II, ; Ali Osman Ateş, “Esma bint Yezîd”, DİA, İstanbul ,  XI,

[30] M. Yaşar Kandemir, Peygamberimin Sevdiği Müslüman, Zafer Yayınları, İstanbul , s. ,

[31]Tirmizî, Radâ’, 10; Süleyman b. Ahmed et-Taberânî, el-Mü’cemü’l-Kebîr, Mısır tsz. XIII, ; Ebu Abdillah Muhammed b. Abdillah el-Hâkim en-Nişâbûrî, el-Müstedrek Ala’s-Sahihayn, Beyrut ,  IV,

[32]İbn Allan, Delilu’l-Falihîn”, II,

[33]Buhârî, N,kâh, 84, 86; Müslîm, Zekât, 84; Ebû Dâvûd, Savm, 73; Tirmizî, Savm, 64; İbn Mâce, Sıyâm,

[34] Ebû Osman Amr b. Bahr el-Câhuz, el-Beyân ve’t-Tebyîn, thk. Hasan es-Sendûbî, Dâru İhyâi’l-Ulûm, Beyrut , II, ; Abdurrahmân es-Suheylî, er-Ravdu’l-Ünf fî Şerhi’s-Sireti’n-Nebeviyyeti li İbni Hişâm, thk. Abdurrahmân el-Vekîl, Dâru’l-Kutubi’l-Hadise, Kahire , VII, ;  Ahmet Zeki safve, Cemheretu Hutubi’l-Arab, Şirketu Mektebe ve Matbaati Mustafa el-Babî el-Halebî, Mısır , I,

[35]Nasiruddin Tusî, Ahlak-ı Nasırî, trc. Anar Gafarov ve Zaur Şükürov, Litera Yayıncılık, İstanbul , ; Kınalızade Ali Efendi, Ahlak-ı Alai: Devlet ve Aile Ahlakı, yayına hazırlayan: Ahmey Kahraman, Tercüman Temel Eser, yayın yeri ve yılı yok, s.

[36] Ahmet Hamdi Akseki, Ahlak İlmi ve İslam Ahlakı: Ahlak Dersleri, sadeleştiren: Ali Arslan Aydın, Nur Yayınları, Ankara , s. ; M. Abdullah Draz, Kur’ân Ahlakı, trc. Emrullah Yüksel ve Ünver Güney, İz Yayıncılı, İstanbul , s.

KADININ SORUMLULUKLARI

Kadının, Peygamberimizin belirlemesiyle ilk akla gelen görevi, "yatağı başkasına çiğnetmemek, yani ırzını korumak ve eve, kocanın istemediği kimseleri almamaktır." (Ebû Dâvûd, menâsik 56; Tirmizî, radâ` 11; Ibn Mâce, nikâh 3, menâsik 84; Dârimî, meriâsik 34; Müsned V/)

Evin reisi kocadır. Karı-koca arasındaki iş bölümünde bu hak ona Allah (c.c.) tarafından verilmiştir. Sebep; "Allah`ın sizi birbirlerinize üstün tutması" (Kur`ân-ı Kerîm Nisâ (4)/) olarak gösterilir. Yani bu âyetten, erkeğin kadına mutlak bir üstünlüğü anlaşılmaz: Bazı konularda da öbürü üstündür. Idare konusunda erkek üstün olduğu için reis odur. Kadın, kendi hakları çiğnenmemek üzere kocasına itaatla emredilmiştir. Öyle ki, Efendimiz, "bir insan AIlah`tan başkasına secde edebilseydi, kadının kocasına secde etmesini emrederdim." (Ibn Mâce, nikâli 4; Müsned IV/, VI/76, V/ ) buyurur. Bu hadîs kadının kocasına itaat etmesi gereğini anlattığı gibi, kocanın da karısına karşı zorbalaşamayacağını anlatır.

Kadının, Peygamber Efendimiz`in, yukarıya aldığımız hadîslerinde bildirilen görevlerine, başka bir hadîs bir tanesini daha ekler: Kocası onu ihtiyacı için çağırdığında, tandır başında ise de ona gelmesi. (Tirmizî, radâ` 10; Müsned IV/) Aynı sebeple kocası evde olduğu günler onun iznini almadan nafile oruç tutmaması. (Buhârî, nikâh 84; Tirmizî, savm 65; Müsned N/, , ) Bundan kadının, kocanın haklarına engel olacak diğer nafile ibadetleri de onun rızası olmadan yapamayacağı anlaşılır. Çünkü onun asıl görevi odur. Öyle bir görevdir ki, aynı zamanda hak ve kendisinin kocasından daha çok yararlanacağı, daha çok zevk alacağı ve daha az yorulacağı bir ilişki. Öyleyse onu hakkıyla yapmalı ve deyim yerinde ise, bu konunun uzmanı olmalıdır. Çünkü onun bu işte, beraber zevkte erkekten daha büyük pay alması yanında, fazlalık olarak bu davranışı ile, sevabın da büyüğünü alacaktır. Efendimiz bu konuda: "Kadın beş vakit namazını kılar, farz orucunu tutar, namusunu korur ve kocasına itaat ederse, Cennetin diledigi kapısından girsin" (Müsned I/ ) buyurur. Diğer yönüyle de: "Kocası kendisini yatağa çağırdığı halde gelmeyen kadına, dönünceye kadar melekler lânet ederler" (Buhârî, nikâh 85; Müslim, nikâh ; Ebû Dâvûd, nikâh 40;Müsned N/, ) uyarısı vardır. Allah Rasûlü Efendimiz`in öğretileri arasında ve İslam`ın sade olarak uygulandığı dönemlerde kadının, kocanın ihtiyacını giderme (aynı anda kendisinin de) ve ev işlerinde ona yardımcı olma dışında birşeyle sorumlu olduğu görülmemiştir. Ama bu, elbette onun yiyen, içen, yatağa girip çıkan bir robot olduğu anlamına gelmez. O çocuğunun şefkat, kocanın huzur kaynağı olmasını da başarmalıdır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası