folbiol nedir / Folik asit nedir, gebelikte folik asid , folbiol, folik plus (folic plus)

Folbiol Nedir

folbiol nedir

Folbiol Nedir

Diğer adıyla folik asit olarak bilinen Folbiol eksikliğinde ortaya çıkan belirli hastalıkların tedavi yöntemleri arasında kullanılması ile birlikte doktor tavsiyesi ve gözetimi altında tavsiye edilen ilaç, belirli sayıda kullanılması önemlidir. Anemi rahatsızlığı için etkin bir madde olarak kullanılması ile birlikte bu hastalığın tedavi edilme yöntemlerinden biri olarak bilinir. Aynı zamanda gebelik döneminde yumurtalıkların aktif bir şekilde çalışması ve gebelik oranının yükseltilmesi için kullanılan bu ilaç, belirli hastalıkları belirli oranlarda minimum düzeye indirerek birçok farklı alanda kullanılır.

Sistemsel olarak doktor tavsiyesi ve besin takviyeleri aracılığıyla kullanılması daha iyi sonuçların alınması açısından önemlidir. İçerisinde folik asit içeriği bulunan ve hamile kadınların besin ihtiyacını bebekle paylaşmasını sağlar. Bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişimini tamamlamasına yardımcı olur. Doktora gittiğiniz zaman besin eksikliği olduğu zaman doktorun tavsiyesinde üzerine kullanmanız daha doğru olacaktır.

Folbiol Ne İçin Kullanılır?

İnsan vücudunda belirli enzimlerin ve belirli vitaminlerin pek çok kaynak tarafından üretilmesi ile birlikte hücrelerin yenilenmesi, bakımı, onarımı gibi birçok aktivasyonun bir arada bulunması gerekir. Fakat bazı durumlarda vücudun ihtiyaç duyduğu belirli enzimleri ve belirli kaynakları taşıyamaması durumunda doktor tavsiyesi adı altında kullanılan bazı ilaçlar vücuda takviye olarak hizmet verir. Bu durumda özellikle hücrelerin üretilmesi ve bakımı noktasında Folbiol özellikle büyük rol oynamaktadır. DNA ve RNA olmak ile birlikte vücut bölümlerinde istenmeyen değişiklerin önüne geçerek vücuttaki belirli sistemlerini düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar. İlgili Link: Duphalac

En çok da kişilerin gebelik dönemlerinde bebek sahibi olmak isteyecekleri zaman sık olarak hücre bölünmesi ve büyümesi noktasından bu konuda önemli rol oynayan ilaç, doktor tavsiyesi tarafından kullanılmalıdır. Kullanıldığı zaman gebelik döneminin sağlıklı ve güvenli geçirilmesi sağlanır. Vücutta bulunan bölgelerde koruyucu etken olarak tüketildiği zaman yetişkinlerde ve çocuklarda kullanılması gereken besinlerin yerini doldurabilir. Vücuda besinler aracılığıyla alınan hücrelerin bazı durumlarda alınamaması ile birlikte kırmızı ile beyaz kan hücresinin vücuda kazandırılması ve anemi hastalığının önüne geçilmesinde güçlü bir etken olarak kullanılır.

Folbiol Nedir? 

Folik asit olarak bilinen gıda takviyesi ve birçok farklı hastalıkların tedavisinde kullanılması amacıyla hastalıkların tedavi edilmesi ve bazı enzimlerin yerine geçmesi sağlanır. Özellikle de anemi rahatsızlığı ve hamilelik döneminde kullanılan ilaç belirli yan etkenleri ve yan ürünlere maruz kalınmaması için doktor tavsiyesi üzerine kullanılması gerekir.

Folbiol Kullanımı

B vitamini eksikliği olarak karşımıza çıkan rahatsızlıkların tedavi edilmesinde kullanılan etken madde olarak bilinir. Vücutta kırmızı ve beyaz kan üretimini gerçekleştirmek amacıyla annemi rahatsızlığının önüne geçilmesi ve vücutta belirli enzimlerin düzenli olarak çalışmasında görev alarak doktor tavsiyesi üzerine kullanılması gereken ilaçlar arasındadır.

Folbiol Yan Etkileri

Günümüzde birçok hastalığın tedavi edilmesi ve birçok farklı enzim faktörlerinin yerine kullanılması açısından ilaç ve şuruplar kullanılmaktadır. Fakat ilaç kullanımı sağlanacağı zaman kişilerin kendi kafalarına göre ilaç tüketimi yapmaması gerekir. Çünkü her insan vücudu ve ilaçlara karşı farklı reaksiyonlar verebileceği gibi farklı sonuçların gözlenmesine bağlı olarak olumsuz yan etkiler meydana gelebilir. Bu yüzden ilaç tüketimi sağlanacağı zaman doktor tavsiyesi ve reçetesi ile kullanılan ilaçları kullanmanız tavsiye edilir. Folbiol doktor tavsiyesi ve reçetesi üzerine kullanılan ilaçlardan birisidir. Hamile kalmayı sağlayan ilacın yan etkenleri kullanmaya bağlı olarak değişmektedir.

Gebelik öncesinde kullanılması ve daha sonrasında doktor tavsiyesi üzerine uygun dozlarla birlikte gebelik sırasında da kullanılması tavsiye edilir. Fakat anne adaylarının bu ilacı gereğinden fazla kullanması belirli rahatsızlıklara sebebiyet verebilir. Hamilelik döneminde fazla da uzun uygulanması bebeğe zarar verebilir. Anne adayların da görülen yan etkileri; mide krampı, mide bulantısı, kusma, baş dönmesi, iştahsızlık, ishal ve uyku bozuklukları gibi anne adayları arasında en yaygın olarak görülen olumsuz etkenlerdir. Bu yan etkilerinin anne adaylarında ve kullanan kişilerde görülmemesi için doktor tavsiyesi üzerine belirli doz miktarlarının alınması önerilir.

Folbiol Kullanımı ve Hamilelik 

Anne adayı olmak isteyen kadınların ve anne adayı olduktan sonra kullanan hamile kadınların belirli doz ve doktor tavsiyesi tarafından Folbiol kullanması önemlidir. Çünkü anne vücudunda folik asit eksikliğine bağlı olarak annenin hamilelik adayı olmasına zemin hazırlaması ve vücudun bağışıklık sisteminin gelişmesi açısından önemlidir. Yumurtalıkların doğurganlık oranının arttırılması ve annenin hamilelik düzeyine hazır olmasını sağlar.

Hamilelik sırasında ise kullanımı ve beyin gelişimi açısından önemlidir. Çünkü anne hamile kaldığı zaman vücuttaki belirli enzimleri bebek ile birlikte paylaşacağız zaman vücutta oluşan folik asit eksikliğinde bebeğin gelişiminde bazı sorunlar meydana gelebilir. Özellikle de 1 ila 3 aylık hamile kadınlarda folik asit olarak Folbiol ilacın kullanması bebek gelişimi kas hücrelerinin tam anlamıyla gelişmesini sağlar. Anne vücudunda B12 vitamin eksikliğinde de kullanılan ilacın yan etken ürünleri ve kullanma talimatı uygun bir şekilde kullanıldığı zaman doğru sonuçların elde edilmesi sağlanır.

Bu süre zarfında annenin beslenmesine dikkat etmesi ve hamilelik sürecinin daha rahat atlata bilmesi için sebze ve meyve tüketmesi önemlidir. Hamilelik sürecinde de kullanıma uygun olarak belirli doz miktarının doktor tarafından belirlenmesi gerekir. Belirli aylarda düzenli olarak alınması, beyin gelişimini etkilediği gibi annenin rahat bir şekilde doğum yapabilmesi ve hamilelik sürecinin olumlu bir şekilde sonuçlanmasını sağlar.

adayonetici

Folik Asit Faydaları Nelerdir? Neye İyi Gelir? Folik Asit Az Bilinen Faydaları

Folik Asit Nedir?

Vücutta birçok farklı işlevi bulunan ve folat şeklinde de bilinen folik asit suda çözünür bir vitamindir. Birçok değişik gıdada doğal şeklinde bulunurken aynı zamanda farklı takviye gıdalar üzerinden sentetik biçiminde temin edilen bir kaynaktır. Özellikle bebeklik ve ergenlik ile beraber hamilelik gibi hızlı büyüme dönemlerinde folik asit tüketimi büyük bir öneme sahiptir.

Folik Asit Faydaları Nelerdir?

Hem fiziksel hem de psikolojik olarak sağladığı katkılar ile beraber folik asit insan vücuduna birçok fayda getirmektedir.

 - Gebelik anındaki anomali durumlarının önüne geçerek sağlıklı bir dönem sağlar.

 - Depresyonun önüne geçer ve olası depresyon riskini azaltır.

 - Kalp sağlığını korumada oldukça önemli bir yardımcıdır.

 - Kardiyovasküler hastalıklardan meydana gelecek risk faktörlerini azaltır.

 - Bazı kanser türlerinin gelişim düzeyini azaltır.

 - Önemli oranda bağışıklık sistemini güçlendirir.

 - Antioksidan bir etki yaratır ve bünyedeki pek çok bakteri ve virüs gibi zararlı unsurların atılmasına katkı verir.

 Folik Asit Neye İyi Gelir?

Folik asitin vücutta pek çok farklı görevi bulunmaktadır. Bu görevleri ile beraber kişinin daha sağlıklı bir yaşam sürmesine imkan tanır. Özellikle vücudun yeni hücreler üretmesine destek sağlarken, görevini tamamlamış hücrelerin atılmasına imkan verir. Aynı zamanda üretilen yeni hücreleri korur. Ayrıca kansere neden olacak DNA değişikliklerini önemli oranda koruma altına alır. Kırmızı ya da beyaz kan hücresi yapımı konusunda da önemli bir potansiyel teşkil etmektedir.

Karbonhidratların enerjiye dönüştürülmesini yanı sıra DNA ve RNA üretimi konusunda da bir adım öne çıkıyor. En önemli etkilerinden biri kırmızı kan hücrelerinin oluşumu konusunda kilit bir rol üstlenmesidir. Özellikle folik asit eksikliği ile hem çocuklarda hem de yetişkinlerde megaloblastik anemi şeklinde bilinen kansızlık türü ortaya çıkabilmektedir. Bunun önüne geçebilmek için ise mutlaka dengeli ve sağlıklı biçimde, farklı besin kaynakları üzerinden folik asit almak gerekir.

Folik Asit İçeren Besin Kaynakları Nelerdir?

Folat ve folik asit eksikliğini giderebilmek için belli başlı bazı besin kaynaklarını tüketmek mümkün. Zira günde en az 400 mcg polat alınması sağlıklı bir insan yapısı açısından büyük bir öneme sahiptir.

 - Fasulye, mercimek ve bezelye gibi baklagiller.

 - Yoğun miktarda vitamin ve mineral kaynağı olan kuşkonmaz.

 - Selenyum ve riboflavin ile beraber B12 vitamini içeren yumurta.

 - Lahana ve ıspanak ile beraber bu gibi sebzelerin yaprakları.

 - Potasyum ve C vitamini içeren pancar.

 - Portakal, greyfurt ya da bergamot ile beraber limon gibi turunçgiller.

 - Brüksel lahanası

 - Brokoli

 - Fındık

 - Dana karaciğeri

 - Buğday tohumu

 - Papaya

 - Muz ile beraber avokado

Bu gibi besin kaynaklarını düzenli ve dengeli şekilde tüketerek folik asit eksikliğini giderebilirsiniz. Yukarıdaki besin kaynaklarını ister doğrudan tüketebilir ister pişirmek sureti ile farklı yemekler üzerinden değerlendirebilirsiniz. Ancak mutlaka bol bol yıkamak ile beraber belli bir süre dinlendirdikten sonra tüketmek en önemli hususlar içerisinde yer almaktadır.

Folik Asit Eksikliği Neden Olur?

Suda çözünür bir B vitamini türevi olduğu için folik asit yağ dokularında depolanamaz. Bu sebepten dolayı düzenli olarak ve periyodik tüketmek gerekir. Eğer bu gerçekleşmezse folik asit eksikliği sebebiyle belli başlı bazı problemler gün yüzüne çıkabilmektedir. Tabii bazı durumlar nedeniyle folik asit eksikliği İnsan vücudunda ortaya çıkabiliyor.

- Aşırı alkol

 - Sebze ve meyveleri aşırı oranda pişirmek.

 - Hemolitik anemi

 - Böbrek diyalizi

 - Yeterince sebze ve meyve bulunmayan sağlıksız diyetler.

Bu gibi durumlar nedeniyle folik asit eksikliği insan vücut yapısında belirli oranlarda ortaya çıkar.

Folik Asit Eksikliği: Nedir, Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Folik asit eksikliği, farklı nedenlere bağlı olarak vücuttaki folik asit düzeyinin normalden düşük olmasıdır. Folik asit eksikliğinin genel sağlık üzerinde olumsuz etkileri bulunur. Folattan zengin besinleri tüketerek ya da besin takviyesi kullanarak folik asit eksikliğini önlemek mümkündür.

Folik Asit Eksikliği Nedir?

Folik asit ya da diğer adıyla folat, bir B vitamini türüdür. B9 vitamini olarak da adlandırılan folik asitin vücutta çok sayıda görevi vardır. Folik asit; hücrelerde bölünme sırasında gerçekleşen DNA eşlenmesi için gereklidir. Eşlenme sırasında DNA’da oluşabilecek hasarların onarılmasında da yine folik asite ihtiyaç duyulur. Folik asitin en önemli işlevlerinden birisi de kırmızı kan hücresi yapımında yer almasıdır. Kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar), vücuttaki hücrelere oksijen taşımakla görevlidir. Kırmızı kan hücrelerinin ortalama yaşam süresi 120 gün olduğundan bu hücrelerin sürekli yıkılıp yeniden yapılması gerekir. Yeni kırmızı kan hücresi yapımı için de folik asite (B9 vitaminine) ve kobalamine (B12 vitaminine) ihtiyaç vardır.

Folik asit eksikliği, vücudun ihtiyaç duyduğu folik asit miktarının alınmadığı durumda ortaya çıkan bir tablodur. Sağlıklı kişilerde kanda bakılan folik asit değeri 2.7-17.0 ng/mL arasında yer alması gerekir. Folik asit değeri, ideal aralığın altındaki kişilere folik asit eksikliği tanısı konulur. Folik asit eksikliği kişilerde ciddi problemlere neden olur. Özellikle hamile kadınlarda görülen folik asit eksikliği, önlenmediği ve tedavi edilmediği durumda, bebekte ciddi problemlerin görülmesine yol açabilir.

Folik asit değerinin ideal aralığın üstünde olması genellikle bir sorun oluşturmaz. Ancak yüksek folik asit değerleri, B12 vitamini eksikliğine işaret ediyor olabilir. Vücut, folik asidi kullanabilmek için B12 vitaminine ihtiyaç duyar. Eğer kişide B12 vitamini eksikliği varsa folik asit yeterince kullanılamayacağından folik asit değerlerinde bir artış görülebilir. Böyle bir durumdan şüphelenildiğinde kanda folik asidin yanı sıra B12 vitamini değerlerine de bakmak gerekir.

Folik Asit Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Folik asit eksikliğinde hastada görülen belirtiler çok şiddetli olmadığında bu belirtileri fark etmek zor olabilir. Yine folik asit eksikliğinde görülen semptomlar, farklı rahatsızlıklarda görülen semptomlarla benzerlik gösterebilir. Bu nedenle bu semptomların folik asit eksikliğine bağlı gelişip gelişmediğini ayırt etmek için çeşitli tahlillere ihtiyaç duyulur.

Folik asit eksikliğinde görülen belirtiler:

  • Yorgunluk
  • Saç beyazlaması
  • Ağız yaraları
  • Dilde şişme
  • Büyüme ve gelişme problemleri olarak sıralanabilir.

Folik Asit Eksikliği Neden Olur?

Folik asit suda çözünen bir vitamin türüdür. Bu nedenle folik asit, vücuttaki yağ dokusu içerisinde depolanamaz. Folik asitin vücutta rezervi olmadığından düzenli olarak alınması gerekir. Folik asidin alınmasında ya da emilmesinde meydana gelebilecek sorunlar folik asit eksikliğine neden olur. Eksiklik gelişiminde etkili olan durumlar:

  • Diyet: Taze sebze ve meyve tüketimi yeterli olmayan, folik asitle zenginleştirilmiş gıdalardan (süt, yoğurt, un, kahvaltılık gevrek gibi) yeterince tüketmeyen kişilerde eksiklik oluşabilir. Yetersiz beslenme başladıktan sonraki birkaç hafta içinde folik asit eksikliği görülmeye başlayabilir.
  • Hastalıklar: Bağırsaktan besin emilimini bozan rahatsızlıklar folik asit eksikliğine sebep olabilir. Bu rahatsızlıklara örnek olarak; Crohn hastalığı, çölyak hastalığı, bazı kanser türleri verilebilir.
  • Genetik: Bazı kişilerde vücutta folik asitin aktif formu olan metilfolata dönüşümü gerçekleşmez. Bu duruma, ilgili dönüşümü sağlayan enzimi kodlayan gendeki mutasyon sebep olur.
  • İlaç Yan Etkileri: Fenitoin, trimetoprim-sülfametoksazol, metotreksat, sulfasalazin gibi ilaçlar; yan etki olarak folik asit eksikliğine yol açabilir.

Folik Asit Eksikliği Teşhisi Nasıl Konulur?

Folik asit eksikliğinden şüphelenilen hastalarda ya da eksiklik gelişimine neden olabilecek bir hastalığa sahip kişilerde (örneğin çölyak hastalığı) folik asit testi uygulanır.

Folik asit eksikliği tanısı koyabilmek için hastadan kan tahlili istenir. Hastadan alınan kan örneği laboratuvarda folik asit açısından incelenir ve kandaki folik asit seviyesi belirlenir. Buradan çıkan sonuca göre hastadaki folik asit değerinin 2.7 ng/mL’den düşük olması eksikliği işaret eder.

Folik asit ve B12 vitamini eksikliği beraber görülebildiğinden hastanın kan tahlilinde B12 incelemesi de istenebilir.

Folik Asit Eksikliği ile Birlikte Ortaya Çıkan Semptomlar Nelerdir?

Folik asit eksikliği, genel sağlık üzerinde olumsuz etki gösterir.

Folik asit eksikliğinin yol açtığı sorunlardan en sık görüleni megaloblastik anemidir. Bu anemi ya da diğer adıyla kansızlık türünde hastada kırmızı kan hücresi yapımında sorun oluşur. Kırmızı kan hücrelerindeki azlık hastada:

  • Sürekli yorgun hissetme, çabuk yorulma
  • Güçsüzlük
  • Uyuşukluk
  • Nefes darlığı
  • Soluk cilt rengi, solgunluk
  • Huzursuzluk gibi belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur.

Folat eksikliğinde kırmızı kan hücrelerinin yanı sıra beyaz kan hücreleri ve trombosit (kan pulcukları) sayısında da azalma görülebilir. Beyaz kan hücrelerindeki azalma kişide; enfeksiyona yatkınlık, yara iyileşmesinde gecikme gibi problemlere yol açar. Trombosit azlığında ise kan pıhtılaşmasında problemler ortaya çıkar. Bu durum sonucunda hasta; küçük travmalar sonucunda bile kızarıklık ve morluk oluşumu, küçük bir kesik sonrası dahi kanın pıhtılaşmaması gibi sorunlarla karşılaşabilir.

Gebelikte folik asit eksikliği, bebekte çok ciddi problemlerin gelişmesine yol açabilir. Gebelikte annenin folik asit seviyelerinin düşük olması, bebekte nöral tüp defektleri olarak adlandırılan tablonun ortaya çıkmasına neden olabilir. Nöral tüp, anne karnındaki bebeğin ileride beyin ve omuriliğini oluşturacak olan yapıdır. Folik asit eksikliği, embriyolojik dönemde nöral tüpün kapanmasında sorunlara neden olur ve bebek nöral tüp defekti ile doğar. Nöral tüp defektinin en sık görülen formları; spina bifida ve anensefali adı verilen durumlardır. Spina bifidada, omurilik normalde olması gerektiği gibi omurga içerisinde yer almaz. Omuriliğin yerleşiminde problem vardır. Anensefali ise bebeğin beyin ve kafatası parçalarının eksik olduğu bir tablodur.

Nöral tüp defekti ile doğan bebeklerde görülebilecek semptomlar, bebekte görülen rahatsızlığa göre farklılık gösterebilir. Ancak genel olarak nöral tüp defekti olan hastalarda; görme ve işitme problemleri, zeka geriliği, bilinç kaybı gibi çok ciddi sorunlarla karşılaşılır.

Nöral tüp defektlerinin önlenmesi için kadınların hamile kalmayı planlamaya başlar başlamaz folik asit takviyesi alması faydalı olacaktır.

Folik Asit Eksikliği Tedavisi

Folik asit eksikliğinin tedavisi, hastanın günlük folat alımını artırarak ya da folik asit takviyesi alması sağlanarak yapılır.

Günlük alınması gereken folik asit düzeylerine ulaşabilmek için yüksek miktarda folat içeren besinleri tüketmek yarar sağlar. Folik asitten zengin besinler:

  • Brokoli, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler
  • Brüksel lahanası
  • Bezelye
  • Narenciye
  • Kavun
  • Muz
  • Domates
  • Yumurta
  • Baklagiller
  • Mantar
  • Ciğer, beyaz et, kırmızı et
  • Kabuklu deniz ürünleri

olarak sıralanabilir.

Eğer hastadaki eksiklik ciddi boyutlarda ise hızlı bir iyileşme için yüksek doz folik asit takviyesi tedavide kullanılabilir. Hastada folik asit eksikliğine eşlik eden farklı bir mikro nütrient eksikliği varsa tedavide multivitamin takviyeler de tercih edilebilir.

Kendinizde veya yakınınıza folik asit eksikliği olabileceğinden şüpheleniyorsanız ya da hamile kalmayı planlıyorsanız bir sağlık kuruluşuna başvurarak gerekli kontrollerini yaptırmanız faydalı olacaktır.

Kansızlık- Anemi (B12 ve Folik Asit Eksikliği)

Anemi, yani halk arasında bilinen adıyla "kansızlık", toplam kırmızı kan hücresi/alyuvar/eritrosit sayısının azalması veya eritrositlerin içindeki hemoglobin miktarının azalması veya her ikisinin birlikte olması sonucu oluşan bir hastalıktır.

Kan hastalıkları içinde en sık görülen hastalık anemidir. Anemi tipleri ve nedenleri oldukça fazladır. Eritrositler için demir, folik asit ve B12 vitamini çok önemlidir. Demir eksikliğinde demir eksikliği anemisi oluşabilir. Bu durumda eritrositler normalden daha küçük olurlar ve görevlerini tam ve başarıyla yerine getiremezler. Folik asit ve B12 vitamini eksikliğinde ise eritrositler normalden daha büyük olur ve görevlerini yerine getiremezler, bu durum megaloblastik anemi olarak adlandırılır. Demir eksikliğinde görülen eritrositler hipokrom mikrositer görünümdedir. Folik asit ve vitamin B12 DNA yapımına katıldığından eksikliklerinde eritrosit boyutları daha büyük olur.

 

Belirti ve Semptomlar

Pek çok hasta anemik olduğunun farkında değildir. Semptomlar da oldukça belirsiz olabilir.

Anemi hastaları genelde halsizlik, yorgunluk, güçsüzlük tarif ederler. Buna dispne (nefes darlığı) ve çarpıntı da eşlik edebilir.

Fizik muayenede ciltte solukluk izlenir. Bu solukluk dudaklarda ya da tırnak yataklarında da izlenebilir.

Bunun dışında farklı anemi alt tiplerinde farklı semptomlar izlenir. Örneğin demir eksikliği anemisinde pica(toprak, buz yeme), orak hücreli anemide bacaklarda ülserler izlenebilir.

AnemiSebepleri:

Anemiler etyolojik yani nedenlerine bağlı olarak kabaca eritrosit üretimindeki bozukluklar, eritrosit yıkım artışı ile giden durumlar(hemolitik anemiler), kan kaybı ve sıvı yüklenmesine (hipervolemi) bağlı nedenler olarak sınıflandırılabilir. Demir eksikliği anemisi dünya üzerinde en sık görülen anemi nedenidir.

Teşhis:

Kan değerlerinin laboratuvar incelemesi ile tanı konulur. İlk basamakta Hb/hemoglobin, eritrosit sayısı/RBC, hematokrit/HCT, retikülosit sayısı, ortalama eritrosit hacmi/MCV, eritrosit dağılım genişliği/RDW gibi değerlere bakılır. Hb, HCT ve RBC düşüklüğü ile anemi tespit edildikten sonra aneminin nedeni tespit edilmelidir. MCV kullanılarak yapılan eritrosit morfolojisinden de yararlanılarak ayırıcı tanıya gidilir. Kan yaymalarındaki eritrosit şekil ve boyut farklılıkları etyoloji konusunda ipucu verir. Hemoglobinopatilerden kuşkulanıldığında elektroforez, immünolojik bir sebepten kuşkulanıldığında Coombs testi, megaloblastik anemilerden şüphelenilirse folik asit ve B12 vitamini değerlerine bakılır. Kronik bir kan kaybından şüphelenildiğinde endoskopi, kolonoskopi gibi tetkiklerle gastrointestinal sistem incelenebilir. Demir eksikliği anemisi ve ayırıcı tanısında serum demir düzeyi, serum demir bağlama kapasitesi, serum ferritin düzeyi, transferrin saturasyonu incelenir.

 

Tablo 1: WHO (Dünya Sağlık Örgütü) anemi tanımında kullanılan hemoglobin değerleri[12] (1 g/dL = 0.6206 mmol/L)

Yaş ve Cinsiyet GruplarıHb alt sınırı (g/dl)Hb alt sınırı (mmol/l)
Çocuklar (6 ay-5yaş)11.06.8
Çocuklar (5-12 yaş)11.57.1
Gençler (12-15 yaş)12.07.4
Kadınlar, hamile olmayan (>15 yaş)12.07.4
Kadınlar, hamile11.06.8
Erkekler (>15 yaş)13.08.1

 

Tedavi:

Tedaviye başlamadan önce altta yatan durumun tespiti ve bu durumun ortadan kaldırılması çok önemlidir.

Vitamin ve demir eksikliklerinde eksik olan vitamin ve elementler oral (ağızdan) ya da enjeksiyon şeklinde yerine konulur.

Normal şartlarda kan hemoglobininin 7 g/dl'nin altına düşmediği durumlarda kan transfüzyonu önerilmez.

 

İç Hastalıkları (Dahiliye) doktorlarımızdan muayene randevusu almak için, 444 77 99 nolu telefondan arayabilir veya e-randevu hizmetimizden yararlanabilirsiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir