seksenler 63 izle / Seksenler Bölüm Ahmet'in Mahalleye Dönüşü

Seksenler 63 Izle

seksenler 63 izle

kaynağı değiştir]

Ana madde: 12 Eylül Darbesi'ne giden süreç §&#;

[değiştir

Seksenler Bölüm

  1. Anasayfa
  2. Seksenler
  3. Bölüm

Seksenler


Bu bölümün tamamı ve daha fazlası TRT İzle’de!
Ahmet’in Almanya’ya gitmesinin üzerinden tam bir yıl geçmiş, Mayıs gelmiştir… Bu bir yıl boyunca Ahmet’in gelmesini bekleyen ancak umudunu yitiren Gülden bu sefer gerçekten Tamer ile evlenmeye karar verir. Bir yıl sonra Şahin’i de alıp Türkiye’ye dönen Ahmet, döner dönmez Gülden’in evlilik haberiyle yıkılırken, Ahmet’i bir yıl sonra karşısında gören Gülden ne yapacaktır?Öte yandan birbirlerini çok seven Ergun ve Nazlı, gün geçtikçe ilişkilerini saklamakta daha da zorlanıyor, yakalanmaya her gün biraz daha yaklaşıyordur… Ergun ve Nazlı’yı plakçıda samimi şekilde gören komşu Nurten, Ergun ve Nazlı’yı yakın takibe alır! Ergun ve Nazlı için artık çember daha da daralmıştır!
kaynağı değiştir]

27 Mayıs Darbesi sonrasında altyapı ve ulaştırma yatırımlarının artmasıyla kent nüfusu büyüdü, endüstrileşme hız kazandı ve emeğini satarak geçinen işçiler ve aileleri siyasette görünürleşti. Anayasası ile sendikalaşma hakkı verildikten sonra sınıf bilinci güçlendi. Bu gelişmelerin etkisiyle Türkiye'de sol hareket genişleme dönemine girdi.[7]

Anayasasının getirdiği özgürlüklerin ideolojik siyasete izin verdiği ortamda, Türkiye İşçi Partisi eğilimli öğrenciler siyasal derneklerini kurdu. Sol kaynaklar çevrildi ve siyasal literatür ulaşılabilir hale geldi. Bu durum sağ için bir tehdit haline dönüştü ve komünizme karşı mücadele olarak betimlenen şeye karşı kendi güçlerini harekete geçirmeye başladı.[8]

'lı yıllarda işçiler daha yüksek ücret ve daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadelede militanlaştılar. İşverenler ile işçiler mücadele grevler ve lokavtlarla şiddetlendi. Sonuç olarak 'de sendikacıların bazıları Adalet Partisi yanlısı gördükleri Türk-İş'ten ayrıldı ve radikal sol görüşlü DİSK konfederasyonunu kurdu. Türk-İş Amerikan modeline göre kurulmuş, ekonomik taleplerde yoğunlaşarak kendi içinde siyasal eğilimlerin önüne geçmişken; DİSK ise Avrupa örneğini esas alarak ekonomik taleplerin siyasal mücadele ile kazanılabileceğini öne sürerek TİP'le yakınlaşmıştı. Bu bölünme sonucunda Türk-İş zayıfladı.[8]

Türkiye gibi temel sorunu kalkınma olan ülkeler için liberal çözümlerin yokluğunda, dönemin aydınları büyük bir çoğunlukla sosyalist modele ilgi duyuyordu. yılında yayınlanan Yön dergisinin birinci sayısında sosyalist bir modeli öneren manifestoya birçok aydın imza attı. Bu etkiler altında ’lar Türkiye’sinin değerler sisteminde ve ideolojilerin statü skalasında değişiklikler yaşanıyordu.[7] Türkiye İşçi Partisi 'teMillî Bakiye Sistemi sayesinde 14 sandalye kazandı. seçimlerinde değiştirilen seçim sistemi ile benzer miktar oyla 3 sandalye kazanana kadar siyasette önemli bir yer edindi.[8]

Öte yandan sağ kesimde; ’ler boyunca muhafazakarları, mukaddesatçıları, İslamcıları, milliyetçileri, liberalleri ve kentli burjuvaziyi tek çatı altında ve baskın parti&#;olarak&#;birleştiren&#;Demokrat&#;Parti, 27 Mayıs Darbesi sonrası kapatıldı ve liderleri asıldı. Sağ kesimdeki aydınlar, siyasetçiler ve kitleler ise bu gelişmeler neticesinde moral yenilgi içine düşmüştü.[7]

'ların sonu ve 'lerin başında artan siyasal gerilimler, toplumsal değişimler sırasında yüksek enflasyon nedeniyle tüketim, kısıtlı bir grup dışındakiler için engellenmiş, işgücünün büyümesine ve Avrupa'ya göç olmasına rağmen işsizlik yükselmişti. İşçiler militanlaşıp sendikalı işçilerin sayısı artarken 30 yaş altındaki işsiz sayısı da endişe verici oranlara ulaşmıştı. Okullar ve yüksek öğretim kurumları, öğrenci sayısının artışı ile birlikte sol ve sağın kıyılarında yer alan siyasal gruplar için toplanma alanı haline gelmişti.[8]

NATO üyesi de olan Türkiye, Soğuk Savaş’ta bir cephe ülkesi haline gelirken, güneyinde ve Akdeniz dünyasında darbelerle çeşitli sosyalizan rejimler kuruldu. Sağ perspektiften, Türkiye&#;hem kuzeyden hem&#;de&#;güneyden&#;çevrelenmişken&#; Haziran &#;tarihlerinde&#;DİSK’in önderlik ettiği büyük işçi eylemi sırasında Kocaeli ve İstanbul’daki sanayi bölgelerinde başlayıp iki gün boyunca İstanbul’da devlet otoritesinin kaybolmasına sebep olan eylem sağ için korkutucu oldu.[7]

Devlet seçkinlerinin bir kısmı solun yükselişinden duyduğu endişe nedeniyle, normalde çok tercih etmeyecekleri halde, aşırı sağa destek verdi. Bu destek nedeniyle sol eğilimli yazar ve gazeteciler, Ülkü&#;Ocakları’nın 60’lı yılların sonunda sola karşı silahlı mücadele vermek üzere bilimsel sayılamayacak literatüre göre devlet eliyle kurulduğunu ve himaye edildiğini “istihbarat”, “MİT”, “derin devlet”, “Özel Harp Dairesi”, “Gladio” gibi ifadelerle iddia etti.[7]

Eski&#;istihbaratçı&#;ve&#;MHP&#;yetkilisi&#;Enver&#;Altaylı’nın&#;anılarına göre, ’ların ilk yarısında CIA ve&#;Türk&#;istihbaratı&#;MAH’ın başkanı Fuat Doğu’nun da&#;desteklediği planda,&#;Sovyet Rusya içinde&#;ve dışındaki Türki kanallar kullanılarak yeni bir konseptle MAH tekrar kurulacak ve hem Sovyet Rusya’ya hem de Türkiye içindeki sola karşı çok daha etkin bir rol üstlenecekti. Bu plan dönemin başbakanı İnönü tarafından geciktirilmişse de yılında Suat Hayri Ürgüplü’nün sağ koalisyonu sırasında mümkün olabildi. Ancak yine de ’lar ve ’ler Türkiye’sinde, solla mücadele konusunda devlet seçkinleri arasında bir uzlaşma yoktu.[7]

Başbakan&#;Yardımcısı&#;Sadi Koçaş&#;ise anılarında;&#; yılları arasında MAH’a, arasında MİT’e başkanlık eden Korgeneral&#;Fuat Doğu'nun hazırlattığı ateşli ve abartılı antikomünist raporlarla cumhurbaşkanı ve genelkurmay başkanını etkisi&#;alarak,&#;yönetimindeki MİT’in&#;kanunsuz işler yaptığını, Doğu’nun kanunları çok da umursamadığını iddia etti.[7]

Ocak 'e gelindiğinde Demirel hükümetinin kontrolü kaybetmesi ile Türkiye'de kaos görünür hale gelmiş, üniversiteler işlevini yitirmiş, Latin Amerikan şehir gerillalarını taklit eden öğrenciler banka soymaya başlamış, ABD görevlileri kaçırılmış, Amerikan hedeflerine saldırılmış, hükümeti eleştiren profesörlerin evlerine neo-faşist militanlar bomba yerleştirmeye başlamış, fabrika grevleri, İslami hareket saldırganlaşmaya başlamış ve Millî Nizam Partisinin Atatürk'ü ve Kemalizm'i açıkça reddi gibi olaylar başlamıştı.[9]

9&#;Mart&#;’de&#;yapılması&#;planlanan sol&#;darbe&#;Genelkurmay içinde yaşanan bir mücadele sonucunda durdurularak, üç gün sonra hem ordu içinde hem de sivil&#;toplumda&#;solun&#;önünü&#;kesmeyi&#;ve ortadan&#;kaldırmayı&#;hedefleyen&#;12 Mart Müdahalesi başladı. Ülkücü&#;liderlik&#;askeri&#;müdahaleyi Ordunun sağ-sol mücadelesinde doğrudan taraf olması ve elindeki imkanları sola karşı seferber edeceğini düşünerek olumlu karşıladı. Öte yandan sol görüşlü kesim içinde de 12 Mart müdahalesinin ilk günlerinde sol lehine olduğu zannıyla olumlu görüşler bildirildi.[7][10][11]

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, 1. Ordu ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Faik Türün ve MİT Başkanı Korgeneral Fuat Doğu, sola karşı mücadelede yardımcı gördükleri Ülkücüleri destekliyordu. Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay eski Başkanı Cevdet Sunay kendisine Ülkücülerden şikayette bulunan ana muhalefet lideri İsmet İnönü’ye karşı onları savunuyordu.[7][12] Antikomünist seferberliğin hukuk devleti sınırları dışına çıkmasından endişelenen Başbakan Nihat Erim ve İsmet İnönü ile yakın bir ilişki içinde olan Başbakan Yardımcısı Sadi Koçaş, MGK’da büyük bir&#;mücadele vererek ’de Fuat Doğu’yu görevden aldılar.[7]

12 Mart'tan kısa bir süre sonra Türkiye İşçi Partisi aleyhine dava açıldı ve partinin önderleri komünist propaganda yapmak ve Kürt ayrılıkçılığını destekleyerek anayasayı ihlal etmekle suçlandı. Aynı dönemde Dev-Genç ve bağlı bütün gençlik örgütlerinin kapanması istendi. Üniversitelerdeki fikir kulüpleri, Öğretmen Sendikalarının şubeleri ve DİSK büroları polis tarafından arandı.[13]

Nisan ile birlikte sol görüşlü THKO'nun düşük rütbeli muhalif subaylar ve askeri öğrenciler desteğiyle, para sağlamak için fidye ve banka soygunları şeklindeki terör eylemlerine devletin karşılığı sert oldu. 67 ilin 11'inde sıkıyönetim ilan edildi. Kimileri terör eylemlerini ordu içindeki bölünme olarak yorumlarken, bazıları da sol örgütlere sızmış MİT provokatörleri olarak gördü. Bu dönemde Türkiye'nin siyasal hayatı sıkıyönetim altında sekteye uğradı. Gençlik örgütleri kapatıldı. Meslek örgütleri ve sendikaların toplantıları ve seminerleri yasaklandı. Çeşitli gazeteler ve kitaplar yasadışı ilan edildi. Benzer orantıda bir baskı militan neo-faşist yayınlara uygulanmadı. 3 Mayıs 'de sıkıyönetim kararıyla grev ve lokavtlar yasadışı ilan edildi. 17 Mayıs'ta İsrail konsolosu Efraim Elrom'un kaçırılması üzerine baskı daha da arttı ve bütün devlet otoritesi sola karşı sivillerden sıkıyönetim komutanları ve istihbarat servislerinin eline geçmişti. Elrom'un kaçırılmasının ardından sendikacılar, öğrenciler tutuklandı. Hukuk profesörlerinden, Yaşar Kemal ve Fakir Baykurt gibi tanınmış yazarlara, genç akademisyenlerden öğrencilere kadar uzanan bir tutuklama ve gözaltında işkence süreci başladı.[13]

12 Mart Müdahalesi ile başlayıp 31 Mart ’te Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti’nin kurulmasına kadar geçen dönemin başlarında sol&#;örgütlere&#;ve&#;sol eğilimli STK’lara karşı harekete geçen yargının nihayetinde Ülkü Ocakları Birliği’ni de kapatması beklenmeyen bir gelişmeydi. Dolayısıyla 12 Mart Müdahalesinin Ülkücü hareket hakkında bir mutabakat içinde&#;olmadığı anlaşılmıştı. arası dönemde Sıkıyönetim ilanından sonra sol gençlik liderlerinin bir kısmı devlet güçleriyle çatışırken öldürülmüş, yüzlerce sol aydın ve sol örgüt üyesi işkence görmüş, çok daha fazlası hüküm giyerek hapse atılmıştır. Bu süreçte yargılanan ve cezaevine gönderilen Ülkücüler de olmakla birlikte sayıları daha düşüktür. Sıkıyönetim şartları altında sağlanan görece çatışmasız ortam sayesinde kampüsler bir nebze normale dönüp güvenlikli şartlar altında eğitim tekrar başlarken, çatı örgütü kapatılan Ülkücü hareket teşkilatlanma faaliyetlerine yeni çatı örgütü Ülkü Ocakları Derneği ile ağırlık verdi. Ülkücüler, ’den Şubat genel affına kadar geçen bu uzun sessizlik dönemini, düşük profille hareket ederek kamplarda ve ocaklarda eğitimle, yeni üyeler kazanmakla geçirdiler.[7]

'e gelindiğinde Kıbrıs'ta yaşayan Türklere baskı ve zulüm yapılması üzerine başbakanı ve CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit olan Türkiye Hükûmeti, 20 Temmuz 'te Kıbrıs Harekâtı'nı gerçekleştirmiştir. Ecevit CHP'sinin Kıbrıs Harekâtı öncesi yapılan Türkiye genel seçimlerinde %33,30 olan oy oranı, bu harekât sonrası yapılan Türkiye genel seçimlerinde %41,40'a yükselmiştir. 'e gelindiğinde CHP ve sol harekete karşı[14] Meclis'teki sağ partiler birleşerek "Milliyetçi Cephe" adıyla yeni bir hareket ve hükûmet oluşturmuş, bu cephede milis gücüyle öne çıkan MHP ve toplumsal düzenci Güven Partisi bütünleşmesi de dikkat çekmiş, akabinde sol ve sağ örgütler gerek siyasette gerek örgüt temelinde silahlı militanlar yetiştirmeye devam ederek çatışma ortamının şiddetlenmesine sebep olmuşlardır.

Bu süreçten sonra Marksizm-Leninizm ideolojisini benimseyen 68 Kuşağı ve diğer sol örgütler ile Türk-İslamcılığı savunan Ülkü Ocakları, silahlanarak birbiriyle çatışmıştır.

Çatışmaların kronolojisi[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası