restaurant diyalogları ingilizce / İngilizce Restaurant Diyalogları

Restaurant Diyalogları Ingilizce

restaurant diyalogları ingilizce

Telefonda İngilizce Restoran Rezervasyonu Nasıl Yapılır?

Yurt dışına çıktığınızda bir restoranın nasıl bir hizmet verdiğini her zaman bilemeyebilirsiniz. Bazı restoranlar rezervasyon almıyorken bazıları da rezervasyonsuz çalışmıyorlar.

Yurt dışına çıktığınızda bir restoranda yemek için yer ayırtmanız gerektiğinde size yardımcı olması için yaşayabileceğiniz olası bir telefon konuşması örneği hazırladık. Aşağıdaki karşılıklı konuşmaları okuyup böyle bir durumda nasıl yanıt vermeniz gerektiğini öğrenebilirsiniz.

 

Rezervasyon yapmak

Staff: Hello.

Merhaba.

Jack: Hi. Can I book a table for tomorrow evening?

Selam. Yarın akşam için bir masa ayırtabilir miyim?

Staff: How many people is it for?

Kaç kişilik olacak?

Jack: Three.

Üç.

Staff: And what time would you like?

Saat kaç istiyorsunuz?

Jack: At half past seven?

Yedi buçukta olur mu?

Staff: Let me check Unfortunately, you can reserve a table for 8 or half past eight, as we're quite busy tomorrow evening.

Bir bakayım … Ne yazık ki, yarın akşam oldukça yoğun olduğumuzdan ötürü, saat 8 ya da sekiz buçuk için yer ayırtabilirsiniz.

Jack: Okay, no problem. Eight, then.

Peki, sorun değil. Sekiz öyleyse.

Staff: Would you like a table on the balcony / outside / by the window?

Balkonda / dışarıda / pencere kenarında mı masa istersiniz?

Jack: By the window, if possible.

Pencere kenarında, eğer olabilirse.

Staff: Okay. May I have your name?

Tamamdır. Adınızı alabilir miyim?

Jack: Jack.

Staff: OK, so that's a table for three at eight tomorrow evening.

Tamamdır, o zaman yarın akşam 8 için üç kişilik masa diyoruz?

Jack: That’s right. Thank you, and bye!

Doğrudur. Teşekkürler ve görüşürüz!

Staff: Hope to see you soon, bye!

Sizi yakında görmek üzere, görüşürüz!

 

Rezervasyonda değişiklik yapmak

Staff: Hello.

Merhaba.

Jack: Hello, I called you earlier today to book a table for three and I was wondering if I could make it for five instead?

Merhaba, bugün üç kişilik masa ayırtmak için sizi bugün erken saatlerde aramıştım ve üç yerine beş kişilik masa yapabilir miyiz diye merak ediyordum.

Staff: All right, what is the name the reservation is under?

Tamamdır, rezervasyon kimin adına?

Jack: Jack.

Staff: Table for three at eight o’clock. So you want to make it for five. Okay, that shouldn't be a problem. There is a bigger table available, but it will be nearer the door. Is that OK?

Saat sekizde üç kişilik masa. Masayı beş kişilik yapmak istiyorsunuz. Tamam, sorun olmaz. Daha büyük bir masa var; ancak kapıya yakın olacaksınız. Uygun mudur?

Jack: No problem. Is it possible to change the time to half past eight?

Sorun değil. Saati de sekiz buçuğa alabilme olasılığımız var mı?

Staff: Yes, it is.

Evet.

Jack: Great. See you tomorrow, bye!

Çok iyi. Yarın görüşürüz, güle güle!

Staff: See you tomorrow, bye!

Yarın görüşürüz, güle güle!

 

Rezervasyonu iptal etmek

Jack: Hello. Unfortunately, I have to cancel my reservation. There has been a change of plans. Is that possible?

Merhaba. Ne yazık ki rezervasyonumu iptal etmek zorundayım. Planlarda değişiklik oldu. Mümkün müdür?

Staff: Hello. Yes, no problem. What is the name the reservation is under?

Merhaba. Evet, sorun değil. Rezervasyon kimin adına?

Jack: Jack.

Staff: Okay, done. Is there anything else you would like me to help you with?

Tamamdır, halloldu. Size yardımcı olmamı istediğiniz başka bir şey var mıdır?

Jack: No, thank you. Have a good day, bye!

Hayır, sağ olun. İyi günler dilerim, güle güle!

Staff: You too, sir. Hope to see you later. Bye!

Size de efendim. Sizi sonra görmeyi umuyoruz. Güle güle!

 

İngilizce konuşma odaklı bir dil kursu olan Konuşma Kulübü’nde uluslararası regülasyonlara  uygun eğitim müfredatı ile İngilizceyi ilk dersten itibaren her ders konuşursunuz. Böylece İngilizce konuşurken öğrenmeniz gereken ifadeleri öğrenir, her ders İngilizceyi konuşarak öğrenme imkanı bulursunuz.

İngilizce Restaurant Diyalogları: Bir Restorandaki 6 İş ve Bu İşler için İhtiyaç Duyacağın İngilizce Becerileri

ingilizce-restaurant-diyaloglari

By Yuliya Geikhman and Oytun BuyrukcuLast updated:

Amerika Birleşik Devletleri’nde 14 milyon kişi restoran işletmelerinde çalışır.

Ama bu 14 milyon garson olduğu anlamına gelmiyor!

Restoran sektöründe birçok farklı iş imkanı mevcut—müdürlükten aşçılığa.

Bu iş imkanlarından faydalanabilmek için ise İngilizce bilmek büyük bir avantajdır.

Bu sana sadece herhangi İngilizce konuşulan ülkede çalışma imkanını sağlamakla kalmaz aynı zamanda çalışanlar ve müşterilerin anadilini konuşmadıkları turizm sektöründe de iş imkanlarının önünü açar.

Restoran çalışanlarının bilmesi gereken İngilizce iş tipine göre değişir ama bazı gerçekler değişmez: Bu resmi ve kibar bir dildir, sıklıkla basittir ve öğrenmeye değer!

Aşağıdaki kaynaklar ve sözler ile sana altı farklı restoran işi için İngilizce restaurant diyalogları öğrenmeye nasıl başlayacağını göstereceğiz.

Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)

İngilizce Restaurant Diyalogları Nasıl Öğrenilir

Bir restoran çalışanı olarak en önemli husus iletişimdir. Karşındakini anlamalı ve kendini ifade edebilmelisin. Restoran çalışanlarının kullandığı İngilizce kendini tekrarlayabilir ve bu senin için iyi bir haber. En sık tekrarlanan sözcükler ve sözleri öğren ve yolun yarısını kat ettiğini göreceksin.

İşte İngilizce restaurant diyalogları alıştırmaları için bazı fikirler:

  • Rol yap. Aklındaki iş fark etmeksizin konuşma alıştırması yapmak için ihtiyacın olan tek şey bir arkadaştır. Başka biriymiş gibi davrandığın zaman rol yapmış olursun. Dolayısıyla arkadaşını çağır ve rollerinizi seçin. Örneğin, garsonluk için başvuracaksan garson rolünü sen yapabilir ve arkadaşın da müşteri rolü yapabilir.

Elbette bunu bir arkadaşınla yapman zorunlu değil. Bir sınıf arkadaşın, bir öğretmen ve hatta Skype üzerinden konuşacağın özel hoca da müşteri ya da çalışan rolünü yaparak İngilizce restaurant diyalogları çalışması yapabilirsin.

  • Bir restorana git. Eğer sana alıştırmalarında eşlik edecek birini bulamazsan İngilizce restaurant diyalogları öğrenmenin diğer yolları da mevcut. Eğer zaten İngilizce konuşulan bir ülkede yaşıyorsan bir restorana gitmen yeterli! Gözlerini ve kulaklarını aç, garsonlar, şef garsonlar ve diğer restoran çalışanları tarafından tekrarlanan sözler ve sözcükleri duyacaksın. Mutfak bölümü açık bir restorana gidersen (yani yemeklerin nasıl hazırlandığını görebildiğin bir restorana) aşçılık ve “çalışan harici girilmesi yasak alanlarda” kullanılan sözleri duyabilirsin. Dizüstü bilgisayarını yanına al ve sıkça duyduğun ama anlamını bilmediğin sözleri not al.

İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamıyorsan yakınlarda bir İrlanda barı var mı? Belki de anadili İngilizce olan kişilerin işlettiği bir restoran vardır? Turist bakımından yoğun bölgelere bir göz at. Turizm sektöründe genellikle İngilizce kullanılır ve turistik bölgelerdeki restoranlarda İngilizce konuşan çalışanlar olması yüksek bir ihtimaldir. (Seninle ilgilenen garson anadilini konuşuyor olsa da ondan İngilizce konuşmasını iste!)

  • Restoranda geçen televizyon dizileri izle. Bir restoranın müşterilere kapalı bölümlerinde sahne arkasını görebilmek için restoranlarda geçen televizyon dizilerini izle. &#;Hell&#;s Kitchen&#; ve &#;Restaurant: Impossible&#; gibi diziler restoran işletmesinin perde arkasını gözler önüne serer. Bu programlar sana bir restoran mutfağında kullanacağın İngilizceyi öğretmekle kalmaz, aynı zamanda sana bu ortamda çalışmanın nasıl bir şey olduğunu da gösterir. Elbette çalışırken sana bağıracak ünlü bir aşçı olmayacaktır!
  • Yemek ve seyahat programları izle. Bazı yemek ve seyahat programlarını izleyerek dünyanın her yanındaki restoranları ziyaret etmiş olursun. Bu programlar dünyanın çeşitli yerlerindeki yemekler ve restoranlara odaklanır. Örneğin, &#;Diners, Drive-ins and Dives,&#; izleyerek Amerika Birleşik Devletleri’ni bir baştan bir başa gezebilir ve ülkenin farklı yerlerindeki restoran çalışanlarının nasıl konuştuğunu duyabilirsin.

İhtiyacın olan İngilizce bilgisinin her restoran işi için farklı olduğunu unutma. Bir odak noktası belirle: Hangi işe başvurmayı planlıyorsun? Hangi ülkede çalışmak istiyorsun? Şimdi başvurduğun pozisyona hazırlan—ileride farklı bir işe başvuracak olman fark etmez. Bir restoranda çalışmaya başlarsan öğreniminin geri kalanı daha kolaylaşır çünkü etrafın İngilizce restaurant diyalogları ile çevrilmiş olur.

Her restoran işi için nasıl pratik yapacaksın? Farklı restoran kariyerlerinde kullanılan dili nasıl öğreneceksin? Aşağıdaki rehber, başlangıç olarak sana iyi bir çıkış noktası sunacak!

Bir Restoranda Bulacağın 6 İş için İngilizce Restaurant Diyalogları Öğrenme Yöntemleri

1. Garson

Garsonlar bir restoranın en sık gördüğümüz çehreleridir. Bir garson olarak her gün çok sayıda müşteriyle konuşacaksın. İngilizce becerilerinin iyi olması önemli! Bu işte çalışırken hızla öğreneceğin ve tekrar tekrar kullanacağın sözler mevcut.

Bu iş aynı zamanda gittiğin her restoranda garsonlar görecek olduğun için yapması en kolay işlerden biridir. Ayrıca, en sevdiğin restoranlardan (ya da internetten) menüler toplayabilir ve servis edeceğin farklı yemek türlerini öğrenebilirsin.

İngilizce restaurant diyalogları çalışmak için kaynaklar:

  • Garsonlar hangi restoranda çalıştıkları fark etmeksizin bazı temel terimler ve sözcükler kullanır. Burada bir garson olarak gerçekleştirebileceğin örnek diyalogların bir listesini bulabilirsin.
  • Gerçek bir restorana gitmeden önce ne duymayı bekleyebileceğini bilmek için bu videoyu izleyebilirsin. Bu aynı zamanda kendini bir garson olarak nasıl tanıtacağını öğrenmek için de iyi bir yerdir. (İpucu Kibar ve nazik olman gerekir.)
  • Garsonlar aynı zamanda restoranın müşterilerin giremediği kısımlarında diğer çalışanlarla konuşmak zorundadır. Bu alanlarda kullanılan bazı sözlere buradan erişebilirsin.

Sıkça kullanılan sözler:

  • May I take your order?
    Siparişinizi alabilir miyim?
  • Today&#;s special is…
    Günün spesiyali&#;
  • Can I get you something to drink?
    İçecek olarak ne alırdınız?
  • How are you enjoying everything?
    Her şey istediğiniz gibi mi?
  • My name is [name], and I&#;ll be your waiter/waitress this evening/afternoon.
    Ben [isim] ve bu gece/akşam sizin garsonunuz olacağım.

2. Karşılama Hostesi

Bir host ya da hostesin görevi müşterileri (patrons) karşılamak ve onlara masa vermektir. Bir karşılama hostesi müşterileri gülümseyerek karşılar, kibar bir şekilde konuşur ve bazen rezervasyon alır.

Aynı zamanda nazik olması da gerekir. Örneğin, masa boşalması için uzun bir bekleme süresi varsa müşterileri bu uzun bekleme süresi hakkında bilgilendirmek hostesin görevidir—elbette bu bekleme süresi için sinirlenmemelerini sağlayarak. İyi bir İngilizce ve gerçek (genuine) bir gülümseme bu iş için son derece önemlidir!

İngilizce restaurant diyalogları çalışmak için kaynaklar:

  • Harika bir karşılama hostesinin sırrı nedir? Bu makalede bir hostesin konuşma tarzının onun neden korkunç bir hostes olmasına neden olduğunu açıklıyor.
  • Bu sayfada nasıl iyi bir host olacağın hakkında kullanışlı bilgiler ve bir şeyi söylemenin “iyi” ve “kötü” yollarına örnekler bulacaksın.
  • Nasıl kibarca &#;hayır” denir? Bu sayfada kibar ve kaba İngilizce arasındaki farkı öğrenebilirsin.

Sıkça kullanılan sözler:

  • How many are in your party?
    Kaç kişi olacaksınız?
  • Do you have a reservation?
    Rezervasyonunuz var mıydı?
  • There will be a minute wait.
    10 dakika kadar beklemeniz gerekecek.
  • Your table is ready.
    Masanız hazır.
  • Right this way, sir/ma&#;am.
    Böyle buyrun [lütfen].

3. Barmen / Barista

Bir barmenin görevi içeceklerle karışımlar hazırlamak ve bunları servis etmektir. Birçok mekanda bir barmen olmak için özel bir lisans gereklidir, çünkü genellikle alkollü içecekler servis edersin. Bu nedenle her restoranda barmen yoktur. Bir barmen birçok farklı likör ve kokteyli nasıl hazırlayacağını bilmelidir. Bazı müşteriler barmenle konuşmayı gerçekten sevdikleri için havadan sudan konuşma becerilerini tazelemek iyi bir fikir olacaktır.

Daha pahalı restoranlarda ise iyi şaraplarda uzmanlaşmış bir şarap garsonu (sommelier) da bulunabilir. Bir şarap garsonunun kullandığı terimler servis ettikleri şaraplara göre farklı ve özel olabilir.

İngilizce restaurant diyalogları çalışmak için kaynaklar:

  • Bu sayfada bir barmen olarak bilmen gereken sözcükler için bir rehber mevcut.
  • Bir barmen olarak hangi içkileri bilmen gerekir? Burada başlamak için kısa bir liste bulabilirsin.
  • Bir barmen olarak ne hakkında konuşmalısın? Bazı iyi barmenler bu harika makalede mesleki ipuçlarını paylaşıyor.
  • Şarap garsonlarına özel daha fazla terim için The New York Times profesyoneller tarafından kullanılan sözlerden oluşan bir liste sunuyor.

Sıkça kullanılan sözler:

  • On the rocks (Anlamı: buzlu)
  • What can I get you?
    Ne alırdınız?
  • Would you like to open a tab?
    Adisyon açmamızı ister miydiniz?
    Eğer birisi bir adisyon açarsa bunun anlamı istediği kadar içecek siparişi verebileceği ve bunların ücretini de gecenin sonunda verebileceğidir. Ama bu genellikle müşterinin kredi kartını barmene emanet etmesi gerektiği anlamına gelir.)

4. Müdür

Bir restoran müdürü o restoranın kusursuz bir şekilde işlediğinden emin olan kişidir. Bir müdür olarak çalışanlara anlaşılır talimatlar vermen ve müşteri şikayetlerinde yardımcı olmak için müdahil olman gerekecektir.

Bir müdür olarak, daha ziyade günlük bir İngilizce ile iletişim kurabilmenin yanı sıra profesyonel ve mesleki İngilizce bilgisine sahip olmak yardımcı olacaktır. Bunun nedeni de müdürün görevinin müşteriler, çalışanlar ve o alandaki profesyoneller ile iletişim kurmayı gerektirmesidir.

İngilizce restaurant diyalogları çalışmak için kaynaklar:

  • Bir müşterinin bir şikayette bulunması halinde bu problemin çözümü için genellikle müdüre başvurulur. Bu sayfada müşterilerle olan sorunların nasıl çözüleceği hakkında iki açık rehber bulunuyor.
  • Bu ipuçlarının nasıl uygulandığını görmek ister misin? Bu videoda bir müdürün bir müşterinin şikayetine nasıl doğru şekilde yanıt vereceğinin bazı örneklerini bulabilirsin.
  • Elbette, bir müdür olarak işin sadece şikayetlerin idaresi değildir. Bu videoda çok sayıda yöneticinin işleri ve bir müdür olmak için nelerin gerektiği hakkında konuştuğunu görebilirsin. Burada ise bazı harika işletme sözcükleri bulabilirsin!

Sıkça kullanılan sözler:

  • Please accept my apologies.
    Lütfen özrümü kabul edin.
  • What seems to be the problem?
    Problemin ne olduğunu söyleyebilir misiniz?
  • Please accept this dessert, on the house.
    Lütfen bu tatlıyı müesssesemizin ikramı olarak kabul edin. (&#;On the house&#; sözü ‘ücretsiz’ anlamına gelir ve bunun maliyetini restoran üstlenecektir.)

5. Aşçı / Şef

Aşçı yemek yapar! Her biri kendi adları ve deneyim gereksinimlerine sahip aşçılık seviyeleri mevcuttur. Aşçılar ve şefler kendilerine özgü sözcükler kullanırlar—yani sadece onlar tarafından kullanılan bazı deyimler vardır.

İhtiyaç duyacağın sözcükler çalıştığın restoranın türüne göre değişebilir. Her yerde kullanıldığını duyacağın bazı sözler ve sözcükler mevcut ve bunlarla başlamak iyi bir fikir olabilir.

İngilizce restaurant diyalogları çalışmak için kaynaklar:

  • Bir restorana gitmeden önce haydi mutfağı ziyaret edelim. Şefler aşçılığın temellerini bilmek zorundadır ve bunlarla ilgili İngilizce terimleri bu bağlantıdan bulabilirsin.
  • Hangi uzmanlığa sahip bir şef olmayı istiyorsun? Farklı uzmanlık alanları hakkında daha fazlasını öğrenmek için bu sayfayı ziyaret et.
  • Her aşçılık uzmanlığında kendine özgü sözcükler bulunur. Burada nasıl bir mutfak bölüm şefi gibi konuşacağını görebilirsin.

Sıkça kullanılan sözler:

  • Give my compliments to the chef. (Yemekten memnun kalan müşteriler tarafından şefe söylenir!)
    Şefe teşekkürlerimi ilet.
  • I need [dish name], on the fly! (&#;On the fly&#; sözü “çok hızlı” anlamına gelmektedir)
    [Yemek adı] istiyorum, gecikmesin!
  • This burger needs to be well done, so kill it.
    Bu burgerin iyi pişmemiş olması istendi, sonuna kadar pişir.

6. Komi

Her restoranda komi çalıştırılmaz ama komiler diğer çalışanlara büyük yardımda bulunur. Bir kominin görevi masaları toplamak ve içecekleri tazelemektir. Komi aynı zamanda her şeyin daha hızlı ilerlemesine ve böylece müşterilerin restorana aynı hızda girip çıkabilmelerine de yardımcı olur. Dolayısıyla da bir kominin müşterilere karşı nasıl nazik olacağını bilmesi gerekir.

Müşterilerin masada geçirdikleri süre ülkeden ülkeye değişir, dolayısıyla bu kültürel farklılıkların bilincinde olmakta fayda var. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir komi tabaklar boşalır boşalmaz tabakları masadan alabilir. İspanya’da ise müşterilerin uzun ve rahat bir yemek yiyebilir ve yedikten sonra uzun süre masada oturarak sohbet edebilirler.

İngilizce restaurant diyalogları çalışmak için kaynaklar:

  • Bu makale komilerin önemi ve onların neden restoranlarda göz ardı edilmemesi gerektiğinden bahsediyor. Bu uzun ve biraz da karmaşık bir makale ama makalenin sonunda kullanması gereken dil de dahil iyi bir kominin nasıl olması gerektiği hakkında bazı kullanışlı bilgiler yer alıyor.
  • Bir komi başka neler yapar? Bu belgede bir kominin iş tanımında yer alan her türkü sorumluluklar sıralanmış. Bu listede geçen mesleki sözcükleri kaçırma!

Sıkça kullanılan sözler:

  • Sorry to keep you waiting.
    Beklettiğim için özür dilerim.
  • May I take your plate?
    Tabağınızı alabilir miyim?
  • Would you like a refill?
    [İçeceğinizi] tazelememi ister miydiniz?

Hangi restoran kariyerinde ilerlemeyi tercih ettiğin fark etmeksizin, ilk adımı atarken bu İngilizce restaurant diyalogları rehberini kullanabilirsin!

Ve Son Bir Şey&#;

Eğer gerçek dünyada kullanmak için İngilizce öğreniyorsan FluentU uygulamasına da bir göz atmalısın. Buradan da görebileceğin üzere Tıpkı web sitesinde olduğu gibi FluentU uygulaması da popüler şov programları, akılda kalan müzik videoları ve eğlenceli reklamlarla İngilizce öğrenmeni sağlar:

en iyi İngilizce uygulama

Bunu izlemek istersen yüksek ihtimalle FluentU uygulamasında bunu bulabilirsin.

FluentU uygulaması İngilizce videoları izlemeyi gerçekten çok kolaylaştırır. İnteraktif altyazılar bulunuyor. Bu da bir imge, tanım ve kullanışlı örnekler görmek için herhangi bir sözcüğe dokunabileceğin anlamına geliyor.

en iyi İngilizce uygulama

FluentU, dünyaca ünlü kişiler ve ilgi çekici içerik ile öğrenmeni sağlıyor.

Örneğin, “brought” sözcüğüne dokunacak olursan şunu görürsün:

en iyi İngilizce uygulama

FluentU herhangi sözcüğe bakmak için dokunmana imkan tanır.

Hazırlanmış testler ile herhangi videodaki tüm sözcükleri öğren. Öğrenmekte olduğun sözcüğün daha fazla örneğini görmek için ekranı sola ya da sağa kaydır.

En iyi yanı ne mi? FluentU öğrenmekte olduğun sözcükleri hatırlar. Öğrenmiş olduğun sözcüklere bağlı olarak sana örnekler ve videolar önerir. Gerçek anlamda kişiselleştirilmiş bir deneyim yaşarsın. Bilgisayarın ya da tabletini kullanarak FluentU web sitesini kullanmaya başla ya da daha iyisi Play Store veya iTunes mağazasından FluentU Uygulamasını indir.

Yuliya Geikhman

Yuliya is a freelance writer and editor based in NYC. She's been writing professionally since and editing since and has a degree in English education that's gathering dust in a drawer. She answers to Yuliya, Julie and Hey You.

« Yıldızlarla Öğrenin: Meşhur Şarkılardan Öğrenebileceğiniz İleri Seviye İngilizce Kelimeler

İngilizce Öğrenenlerin Bayılacağı Çocuk Kitapları: Okuması Kolay ve Zevkli 10 Kitap »

İngilizce restaurant diyalogları aşağıda yer almaktadır.

Waiter!
Garson!

Can you bring me the menu?
Menüyü getirebilir misiniz?

What would you like to eat?
Ne yemek istersiniz?

What would you like to drink?
Ne içmek istersiniz?

What do you recommend?
Ne tavsiye edersiniz?

What is the soup of the day?
Günün çorbası nedir?

I didnt order this.
Ben bunu sipariş etmedim.

Does it come with salad?
Salatayla birlikte mi geliyor?

I have a hair in my soup.
Çorbamda kıl var.

What do you have without pork?
Domuz eti olmayan neyiniz var?

Do you have any vegetarian food?
Vejeteryan yemeğiniz var mı?

What do you have for dessert?
Tatlı olarak neyiniz var?

May I have some bread?
Biraz ekmek alabilir miyim?

What is included?
Neler ekli buna?

One moment please.
Bir dakika lütfen.

Enjoy your meal!
Afiyet olsun.

It is very delicious.
Çok lezzetli.

This is not my food.
Bu benim yemeğim değil.

The bill, please.
Hesap lütfen.

I think there is a mistake in the bill.
Sanırım hesapta bir hata var.

Do you accept credit cards?
Kredi kartı kabul ediyor musunuz?

We would like to pay together.
Birlikte ödemek istiyoruz.

We would like to pay separately.
Ayrı ödemek istiyoruz.

Keep the change.
Üstü kalsın.

İngilizce Restoranda Kullanılan İfadeler ve Türkçeleri


 

 

Bu yazımızda yabancı bir ülkede yemek yemeye gittiğinizde, rezervasyon yaptırırken, hesabı isterken, sipariş verirken kısacası karnınızın acıkmasıyla başlayıp doyana kadar süren bu serüveninizde size yardımcı olabilecek İngilizce kalıplara ve onların türkçelerine yer verdik.

 

Öncelikle İngilizcede öğün isimlerini nasıl söyleyeceğimizi hatırlayalım

 

*Breakfast: Kahvaltı

 

*Brunch :Geç yapılan kahvaltı

 

*Lunch: Öğle yemeği

 

 

 

*Dinner: Akşam yemeği

 

 

 

1-Rezervasyon yapmak için kullanılan kalıplar

 

 

 Size sorulabilecek sorular

 

How many seats do you need?

Kaç kişilik yer istiyorsunuz?

 

How many guests will you be in your group?

Kaç kişi olacaksınız?

 

Could you please tell me when you will be coming?

Lütfen ne zaman geleceğinizi söyler misiniz?

 

 

Verebileceğiniz cevaplar

I’d like to make a reservation.

Rezervasyon yaptırmak istiyorum.

 

I’d like to make a reservation under the name of…

…adına rezervasyon yaptırmak istiyorum.

 

I’d like to make a dinner reservation.

Akşam yemeği için rezervasyon yaptırmak istiyorum.

 

We need the reservation for Friday night.

Cuma gecesi  için rezervasyon yaptrmak istiyoruz.

 

We need a reservation for two people.

İki kişilik rezervasyon yaptırmak istiyoruz.

 

2-Restorana geldiğinize

 

 

Garsonun size söyleyebilecekleri

 

Do you have a reservation?

Rezervasyonunuz var mı?

 

How many seats do you need?

Kaç kişilik yere ihtiyacınız var?

 

Here are the menus.

Buyrun menüler.

 

Would you like to order now?

Sipariş vermek ister misiniz?

 

I could seat you here if you would like.

İsterseniz sizi buraya alabilirim.

Could I take your order?

Siparişinizi alabilir miyim?

 

Sizin söyleyebilecekleriniz

We have a reservation.

Rezervasyonumuz var.

 

We would like to drink something while we are waiting.

Beklerken bir şeyler içmek istiyoruz.

 

Is there anything you recommend?

Önerdiğiniz bir şey var mı?

 

We prefer an outside table.

Dışarıda bir masa tercihimizdir.

 

 

3-Sipariş verirken

 

Yiyecek ve içeçek çeşitlerine bir göz atalım..

 

Appetizer

 aperitif/meze

 

Main course / main dish

Ana yemek

 

Dessert

Tatlı

 

Soft Drinks

Alkolsüz içecek

 

Alcoholic Beverages

Alkollü içeçekler

 

 Garsonun sorabileceği sorular

 

What would you like to start with?

Başlangıçta ne alırsınız?

 

What would you like for main course?

Ana yemek için ne alırsınız?

 

Anything to drink?

İçecek bir şeyler?

 

Would you like to offer anything off the dessert menu?

Tatlı menüsünden herhangibir şey  alır mısınız?

Would you like to order anything else?

Başka bir isteğiniz var mı?

 

Sipariş verirken söyleyebilecekleriniz

 

As a main course I would like roast beef.

Ana yemek olarak biftek istiyorum.

 

Apple pie sounds great.

Elmalı turta kulağa hoş geliyor.

 

Could you please bring us some water please?

Su alabilir miyiz lütfen?

 

We would like two coffees.

İki kahve istiyoruz.

May I get a glass of wine?

Bir kadeh şarap alabilir miyim lütfen?

 

4-İstekte bulunurken

 

Can I substitute the…. For……?

….yı …. ile değiştirebilir miyim?

Can I get a refill?

İçeceğimi tazeler misiniz?

 

Can I get it without garlic?

Sarımsaksız olabilir mi?

5-Restorandan ayrılırken

 

 

May I have the bill?

Hesabı alabilir miyim?

 

Could I have the bill please?

Hesabı alabilir miyim lütfen?

 

We would like to pay separately.

Ayrı ayrı ödemek istiyoruz.

Good appetite!

Afiyet olsun

 

6-Olumlu ya da olumsuz eleştirilerde bulunurken

 

 

The service has been very great.

Hizmet oldukça iyiydi.

 

Our dinner was very nice.

Akşam yemeğimiz güzeldi.

 

I really enjoyed it.

Gerçekten hoşuma gitti.

 

We will absolutely come again.

Kesinlikle tekrar geleceğiz.

 

I don’t want to complain but it doesn’t taste very good.  

Şikayet etmek istemem ama yemek çok lezzetli değil.

 

Could you please heat this up?

Bunu biraz ısıtabilir misiniz?

 

 

*Bonus Kelimeler

 

Spicy: acılı/ baharatlı

Mild: acısız

Salty: tuzlu

Sour: ekşi

 Fresh: taze

Rotten: çürük

Over-cooked: fazla pişmiş

Bland: tatsız

Fork: çatal

Spoon: kaşık

Knife: bıçak

Cutlery: çatal, kaşık, bıçak takımı (servis)

in the weeds: garsonun aşırı yoğun olması

Traditional cooking:

Plating: yemek tabağı düzenleme/süsleme

To back order something:  bir şeyin yenisini sipariş etmek

Party: bir restorana gelen topluluğa party denir.

 

Menü Örneği

 

 

Örnek Diyalog

Waiter: Hello, how can I help you?

Merhaba size nasıl yardımcı olabilirim?

 

A: We have a reservation under the name of James Lukas.

James Lukas adına rezervasyonumuz var.

 

Waiter:  Welcome funduszeue.info Your table is ready.

Hoşgeldiniz Mr. Lukas. Masanız hazır.

 

(sipariş verirken)

 

Waiter: May I take your order?

Siparişinizi alabilir miyim?

 

A: Yes, I’d like to eat chicken wings.

Evet, tavuk kanadı istiyorum.

 

Waiter: Yes sir. Would you like something to drink?

Peki efendim. İçecek bir şeyler arzu eder misiniz?

 

A: I’d like to drink coke.

Kola istiyorum.

 

(hesabı öderken)

 

A: Can we get the bill please?

Hesabı alabilir miyiz lütfen?

 

Waiter: Of course. Here it is.

Tabiiki. Buyrun.

 

A: Thank you. $30, here you are.

Teşekkürler. $30, buyrun.

 

Waiter: Goodbye. Come again please.

Hoşçakalın. Yine gelin.

 

 

Farklı Restoranlarda Farklı Şekillerde Görebileceğiniz Ama Aynı Anlama Gelen Kelimeler

 

Main course / entrée / main dish

(ana yemek )

 

Beverage / drink

(içecek)

 

Starter/appetizer

(aperitif, başlangıç)

 

Server / waiter

(garson)

 

The bill / the check

(hesap)

 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası