We must leave now or we will be late for school.
George mustn't eat fast food. He is very fat and fast food is unhealthy.
You must protect animals and the environment.
People mustn't throw litter on the floor.
Everybody must obey the traffic rules. It is very important for our safety.
You mustn't park here. It is forbidden to park here.
People must save Giant Pandas. Otherwise they will be extinct in the future.
We must protect our world. Otherwise one day there will be no living species.
Students mustn't eat or drink in the classroom.
We mustn't kill seals. They have a right to live just as we do.
You mustn't phone me at work. Our boss doesn't allow us to receive personal calls.
I must say, I don't think she concentrates enough.
I must go to bed earlier.
We must wear thin clothes in summer to stay cool.
We musn't leave the electrical devices on when we don't use them.
We musn't throw the rubbish away.
We must prefer renewable energy.
Must & Mustn't (Zorunluluk & Mecburiyet)
Must ; zorunluluk, yükümlülük, kesinlik ve yasaklama ifade eder. Konuşan kişi, kendi düşüncesini mecburiyet gibi algılanmasını ister. İfade edilen fikir, zorunlu, mecburi ve yapılması gerekli gibi anlaşılmalıdır. Bir öneri gibi düşünülse bile - zorunlu olarak - uyulmalıdır; aksini düşünmek (veya yapmak) pek mümkün değildir. Eylemin gerçekleşmesinde yarar, gerçekleşmemesinde zarar olduğu dikkate alınmalıdır. Örnekleri inceleyiniz.
You must stop at the red traffic light. | (Sen, kırmızı ışıkta durmalısın (durmak zorundasın).) |
You must fasten your seat belt in your car. | (Sen, arabanda emniyet kemeri takmalısın.) |
The students must wear their uniforms at school. | (Öğrenciler, okulda önlüklerini giymeli.) |
The cyclist must wear his / her helmet. | (Bisikletçi kendi kaskını takmalı (takmak zorunda).) |
The visitors must be quiet in the hospitals. | (Ziyaretçiler, hastanelerde sessiz olmalı.) |
A soldier must shave every day. | (Asker, her gün tıraş olmalı.) |
You must drink fresh water every day. | (Sen, her gün taze su içmelisin.) |
A student must make his / her bed at the boarding school. | (Öğrenci, yatılı okulda kendi yatağını yapmak zorunda.) |
Your parents must support you all your school life. | (Ailen, okul hayatın boyunca seni desteklemeli.) |
Sue must obey her parents at home. | (Sue, evde anne ve babasına itaat etmeli.) |
We must help old people every where. | (Biz, her yerde yaşlı insanlara yardım etmeliyiz.) |
People must wash their hands before the meals. | (İnsanlar. yemekten önce ellerini yıkamalı.) |
You must lock the door of your home every night. | (Sen, her gece evinin kapısını kilitlemelisin.) |
We must ride our bicycles in the parks or in the playgrounds. | (Biz, parklarda veya oyun alanlarında bisikletlerimize binmeliyiz.) |
People must have fresh fruit and vegetables. | (İnsanlar, taze meyve ve sebze yemeli.) |
The students must study their lessons regularly. | (Öğrenciler, derslerine düzenli olarak çalışmalı.) |
You must eat dinner with your family in the dinning room. | (Sen, akşam yemeğini yemek odasında ailenle beraber yemelisin.) |
You must play a ball in the garden. | (Sen, bahçede top oynamalısın.) |
She must use knives carefully. | (Sen, bıçakları dikkatli bir şekilde kullanmalısın.) |
The children must sit at the back seat in a car. | (Çocuklar, arabada arka koltukta oturmalı.) |
You must wash fruit and vegetables before eating. | (Sen, yemeden önce, meyva ve sebzeleri yıkamalısın.) |
Subject + must + verb 1 + object.
(Subject : özne; must: zorunluluk bildiren özel yardımcı fiil; verb : fiil (yalın halde); object : nesne, demektir.)
Mustn't; yasaklama ifade eder. Yapılmaması gereken eylemi anlatır. Eylemin gerçekleşmesi durumunda ceza veya ihtar vardır. Örnekleri inceleyiniz.
You mustn't smoke in the bus. | (Sen, otobüste sigara içmemelisin.) |
They mustn't take photos in the museum. | (Onlar, müzede fotoğraf çekmemeli.) |
She mustn't lean out of her car windows. | (O, arabasının pencerelerinden dışarıya sarkmamalı.) |
Hans mustn't play with the matches. | (Hans, kibritlerle oynamamalı.) |
You mustn't eat any food in the subway. | (Sen, metroda hiç yemek yememelisin.) |
The children mustn't sit in the front seat of a car. | (Çocuklar, arabanın ön tarafındaki koltuğa oturmamalı.) |
A pedestrian mustn't cross the road without looking. | (Bir yaya, bakmadan yolun karşısına geçmemeli.) |
A baby mustn't play with the marbles. | (Bir bebek, misketlerle oynamamalı.) |
A student mustn't wear his / her blue jeans at school. | (Öğrenci, okulda bulicinini giymemeli.) |
The students mustn't watch TV much on school days. | (Öğrenciler, okul günlerinde çok televizyon seyretmemeli.) |
People in Turkey mustn't smoke cigarettes in the closed areas. | (Türkiye'deki insanlar, kapalı alanlarda sigara içmemeli.) |
You mustn't chew gum at school. | (Sen, okulda sakız çiğnememelisin.) |
The children mustn't play football in the streets. | (Çocuklar, caddelerde futbol oynamamalı.) |
They mustn't feed animals in the zoo. | (Onlar, hayvanat bahçesinde hayvanları beslememeli.) |
You mustn't make a fire in the forest. | (Sen, ormanda ateş yakmamalısın.) |
You must fasten your seat belt when you are in a car. (Sen, arabanın içindeyken, emniyet kemerini takmalısın.) |
You must cross the street when the light is green. (Yeşil ışık yanarken, sen caddenin karşısına geçmelisin.) |
You must park your car when you see this sign. (Sen, bu işareti gördüğün zaman, arabanı park edebilirsin.) |
You must use pedestrian crossing when you cross the street. (Sen, caddenin karşısına geçerken, yaya geçidini kullanmalısın.) |
You must take your umbrella when the weather is rainy. (Hava yağmurlu olduğu zaman, sen şemsiyeni almalısın.) |
You mustn't eat with your hands when you are at a restaurant. (Sen, lokantada olduğunda, ellerinle yemek yememelisin.) |
If you are on a bus, you must buy a ticket. (Sen, otobüsteysen, bilet almak zorundasın.) |
If you have homework, you must not play computer games. (Ev ödevin varsa, bilgisayar oyunları oynamamalısın.) |
If you want to get up early, you must sleep early. (Erken kalkmak istiyorsan, erken uyumak zorundasın.) |
If you are tired, you must go to bed early. (Yorgunsan, erken yatmak zorundasın.) |
If he rides his bike at night, his bike must have front and rear lights. (O, gece bisikletine binerse, bisikletinin önünde ve arkasında ışıklar bulunmak zorunda.) |
If you have an exam, you must study hard. (Sınavın varsa, sıkı çalışmak zorundasın.) |
If your grandpa can't see very well, he must wear his new glasses. (Büyük baban çok iyi göremezse, yeni gözlüklerini takmak zorunda.) |
If you are a bus driver, you mustn't drive it very fast. (Bir otobüs şoförü isen, onu çok hızlı sürmemelisin.) |
If you have got a headache, you must take a pill. (Başın ağrıyorsa, bir hap yutmalısın.) |
If you are cold, you mustn't drink cold water. (Üşüdüysen. soğuk su içmemelisin.) |
(Bu metnin her türlü yayın hakkı A. Hikmet İnce’ye aittir. Hiçbir şekilde alıntı yapılamaz ve başka bir yayında kullanılamaz. Aksi davranışta bulunanlar hakkında, hukuk büromuz her türlü yasal işlemi uygulayacaktır. Üçüncü kişilere duyurulur )
ben yazılılardan 45 ve60 aldım peki benim ne yapmam gerekiyor nolur biri yardım etsin Allah aşkına
Helal olsun
Projem bunun için çok güzel olur heralde 5 yıldız
Bayıldım süper
çok güzel soruları iyi çok beğendim
güzel bir site eğitici notum 4yıldız 5üzerinden
Çok yararlı bir funduszeue.info bu siteyi 1 yıldır funduszeue.infoen önce alıyordum sınavlarda şimdi ise, falan alıyorum.
Çok teşekkürler
ÖR:
We must do homework
rica ederim:)
Seviye Tespit Sınavım Var Buradan Çalışıyorum Süper Bir Site ^^ "BAYILDIM"
güzel olmuş
ingilizceden anlamayan bu sitedende amlamaźzzzzzz
Teşekküfunduszeue.info anladım)
iyiydi sayenizde sözlü notum tşk
tşk.çok beğendim tekrardan tşk.
Aşırı Müthiş Elinize Sağlık
Susun lan bebeler BOK gibi bir yer
harikaydı tşk
teşekürlerrrrrrrrrrr
çokkkkkkk güzellllll yapmısınızzzzzzzzzzzz
Çok güzel
Çok güzel
çokkkkkkkkkk güzel bir site yapanınnn eline sağlık :)
Süper işime çok yaradı
çok iyiydi hocada % aldım
mütiş bi site ödevim içingercekten cok iyi oldu
Çok güzel
Çok güzel inşallah sınavdan alırım
cok güzel en azından ödevim bitti
Yapanın eline öpsem yalan olur queque dalga geciom çok güzel bir site ilk buraya girdim
Çok güzel bilgi dolu
çok güzel ve harika bir site yapanın ellerine sağlık
Yazdığınız cümleler harika hocam sınıfta en çok benim cümlelerimi sevdi :)
deminden beri arıyorum keşke bu siteyi görseydi yapana teşekkür ederim
Çok güzel mış müthiş çok yardımcı oluyor çok güzelmiş bayıldım
çok iyi
süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
çok güzel ya sınavdan pekiyi aldım hahahahah :D
Çok güzel bi site sınavima çok yardımcı oldu sizin siteniz gibisi yok:-):-)
Ya abi sinavdan kac aldim bilmiyorum ama ben bu site de cok guzelmis
gerçekten süper ya bugün yazılım vardı iyi oldu böyle
tşk. saolun proje ödevi için lazmdı yaptım çok koly oldu tkrrdan tşk
çok begendim artık herşeyi biliyorum tesekkür ederim sınavdan tam not yani
süperr bi siite sınavdan 96 aldımm tabikide sayenizdeee
Walla çok sağolun . Çok güzel olmuş Thank you ( ee bizde de var ingilizce çok olmasada =)) sjsj )
çok çok çok tşkrlr çok güzel ve açıklayıcılığınız içinn
çok güzel bir site ellerinize sağlık çok ayrıcalıklı bir sayfa
ilk yazılım 93 2. 99 3. sayenizde notum yükseldi
süper bir site anladım artık konuyu sınavdan aldım çok teşekkür ederim
bende beğendim zaten defterden çalışmıştım
çok güzel bir site bayıldım bu siteyeeee
çok güzel
Can, Should ve Must’ın Olasılık Durumlarında Kullanımını Öğrenin!
Türkçede kip olarak geçen modal adını verdiğimiz sözcükler, sözcüklere ek anlam kazandırmamıza yardımcı olurlar. Yetenekler, izinler, yasaklar gibi durumlarda kullanabildiğimiz bu sözcükler, bu yazımızda söz edeceğimiz olasılık durumlarında da kullanılırlar. İngilizcede günümüz ve gelecekle ilgili olasılıklardan söz ederken can, should, must, could, may ve might sözcüklerinden yararlanabiliriz. İngilizce öğrenen birçok kişi, hangi durumlarda hangisinin kullanılması gerektiğini karıştırabiliyorlar. Bu yazımızda sizlere bunların nasıl kullanılması gerektiğini açıklamaya çalışacağız.
En yaygın kullanılanı “can”dir. İngilizce öğrenen birçok kişi, can’i neredeyse tüm olasılık durumları için kullanmaktadır; ancak bu çok da doğru bir kullanım değildir. Örneğin, “Belki yağmur yağacak/yağabilir” demek istediğinzde “It can rain tomorrow.” dememenizi öneririz. Dilbilgisi olarak baktığınızda hiçbir sıkıntısı yok; ancak kulak tırmalayabiliyor ve iyi bir İngilizce değil. Bunun kullanımını sonrasında vereceğiz. Günlük İngilizcede can’in yaygın olarak duyulmasının nedeni, kimsenin doğru ya da yanlış olup olmadığını umursamamasından ötürüdür.
Öyleyse “can” nerede kullanılır? Genel olasılıklarla ilgili konuşurken can uygun bir kullanımdır. Örneğin:
Learning a language can be difficult.
Dil öğrenmek zor olabilir.
Bu, çoğumuz için geçerli değil midir? Dil öğrenmek kolay bir süreç değildir ve genel bir olasılık söz konusu, bu yüzden can kullandık.
Russia can be very cold in winter. (Rusya kışın çok soğuk olabilir.) Rusya’nın kışın çok soğuk olabileceği genel bir olasılıktır, herkes bilir.
It can be dangerous to ride a bicycle in the city. (Şehirde bisiklet sürmek tehlikeli olabilir.) Şehirde bisiklet sürerken yaralananlar ve daha kötüsü ölenler var.
“can’t”i de es geçmeyelim: Olanaksız bir durumdan söz ederken can’t kullanırız.
Örneğin: John can’t be in the US now because he told me that he was in England. (John şu anda ABD’de olamaz çünkü bana İngiltere’de olduğunu söyledi.) Diyelim ki ben dün John ile konuştum ve bana İngiltere’de olduğunu söyledi; ancak arkadaşınız Amerika’da olduğunu söylüyor. Bunun olası olmayacağını düşünürsünüz durumu bildiğiniz için. O yüzden can’t dedik.
Peki ya “should”? Bunu anlamak biraz daha kolay çünkü mantıksal ve normal bir beklentiden söz ettiğimiz durumlarda kullanırız. Örneklere bakalım:
The vet has given my cat medicine, so he should feel better soon. (Veteriner, kedime ilaç verdi, o yüzden kısa süre içinde daha iyi hisseder.) İlacın kediye iyi bir etkisi olacağını hepimiz bekleriz. Bir beklenti söz konusu.
Our team is much stronger than theirs, so we should be able to beat them easily next week. (Bizim takımımız onlarınkinden daha güçlü, öyleyse onları önümüzdeki hafta kolayca yeneriz.) Should kullanmak daha iyidir, çünkü cümleyi kuran kişi mantıksal bir yargıdan doğan bir beklenti içinde.
Şimdi de “must”tan söz edelim. Must’ın anlamca güçlü bir sözcük olduğunu biliyorsunuzdur. Güçlü olasılıklarda ve çıkarımlarda kullanabiliriz. İşte örnekler:
Her shoes are here, so she must be here. (Ayakkabıları burada, öyleyse o, burada olmalı.) Kimse ayakkabıları olmadan başka bir yerde olmaz normal durumda, bu yüzden o kişinin ayakkabılarını kapının önünde gördüğümüz için %99 olasılıkla burada olduğunu düşünüyoruz.
You must be the new accountant. (Sen yeni muhasebeci olmalısın.) Yeni birisinin işe başladığını duydunuz ve o kişiyi muhasebe bölümünde gördünüz, o zaman o kişinin yeni muhasebeci olduğundan emin olarak bu cümleyi kurabilirsiniz.
He mustn’t hear me over all the noise. (Bunca gürültünün arasında beni duymuyor olmalı.) Gürültülü bir ortamda sizi kimsenin duymasını beklemezsiniz, o zaman bu durumda mustn’t kullandık.
İngilizce konuşma odaklı bir dil kursu olan Konuşma Kulübü’nde CEFR kriterlerine uygun eğitim müfredatı ile İngilizceyi ilk dersten itibaren her ders konuşursunuz. Böylece İngilizce konuşurken öğrenmeniz gereken tüm ifadelere hâkim olursunuz. Konuşma Kulübü'nün İngilizce konuşma odaklı derslerinde yeni bilgiler öğrenirsiniz ve İngilizceyi konuşarak öğrenme imkânı bulursunuz. Günlük hayatınızda da bu bilgileri özgüvenle kullanabilirsiniz kendinizi İngilizce olarak rahatlıkla ifade edebilirsiniz. Ders dışı aktivitelerimizden biri olan Grammar Club etkinliğimize katılabilir, gramerde eksik olduğunuz konuları tamamlayabilirsiniz.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası