Kuşkusuz hepimiz evimizi ve yaşamımızı paylaştığımız kedi ya da köpeğimize, zamanla hiç ummadığımız kadar bağlandık ve onların sağlık problemlerini kendimizinkilerden daha fazla önemser hale geldik. Sağlıklı yaşamın temel koşulları, hayvanlar için de çok farklı değildir. İyi beslenme, özellikle bebeklik çağlarından başlayan koruyucu hekimlik programlarına uyma, yeterli ilgi ve sevgi ile stresten uzak bir yaşam, onların ihtiyacı olan herşeydir.
Doğal olarak yaş ilerledikçe, kimi organ ve sistemlerde yıpranmalar baş göstermekte ve bunlar erken dönemlerde çoğunlukla hayvan tarafından tolere edilmektedir. Başlangıçta basit önlemler ya da diyetlerle üstesinden gelebileceğimiz aksaklıklar, zamanla ciddi sorunlara dönüşebilmektedir. Oysa yılda ortalama bir kez yaptıracağımız “check-up” ile çok değer verdiğimiz aile bireyinin, biraz daha uzun ve kaliteli bir yaşam sürmesi için, gereken önlemleri alabilir, bazen de gizli seyretmekte olan bir hastalıkta erken tanı şansı yakalayabiliriz.
Veteriner Hekiminiz, rutin ziyaretler sırasında, siz farkında olsanız da olmasanız da, kedi ya da köpeğinizi sistemik bir biçimde gözden geçirerek, durumu hakkında düzenli olarak bilgi sahibi olur. Ancak bir check-up programı, bu genel muayenelerin dışında pek çok değerlendirmeyi kapsar. Bu çerçevede tam kan sayımı, kanın biyokimyasal analizi, idrar ve dışkı muayenesi ile bu testlerin sonucuna göre gerekirse ultrasonografi, röntgen, EKG ve benzer muayeneleri yapılır. Bu muayenelerde nelere bakıldığı ve sonuçlarının nelere işaret ettiğine ilişkin bilgi vermek gerekirse;
Kan analizi, çoğunlukla hastalığın hikâyesinianlatır. Tam kan sayımı veya hemogram, kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin sayısını gözler ve Veteriner Hekime hayvanın anemik yani kansız olup olmadığını, enfeksiyonu olup olmadığını ya da kanın pıhtılaşması ile ilgili bir hastalığı olup olmadığını anlatır. Test için gereken kan, pıhtılaşmayı engelleyen bir madde içeren bir tüpe alınır ve böylelikle kan pıhtılaşmaz.
Total kan sayımı (Complete Blood Cell=CBC), aynı zamanda hematokrit denen bir başka parametre daha içerir: bu parametre, kırmızı kan hücreleri ile kan plazması arasındaki ilişkiyi gösterir. Normalden yüksek olan hematokrit değer, hayvanın vücut sularından bir kısmını kaybettiğini veya susuz kaldığınıya da kan alındığı anda vücut sisteminin şokta olduğunugösterir. Normalden düşük hematokrit değer ise, hayvanın anemik (kansız) olduğunu gösterir.
Total kan sayımı, aynı zamanda kan hücrelerinin şekil, büyüklük, renk veya görünüşlerindeki anormallikleri; birim miktardaki kanın kırmızı hücrelerinin gerçek sayısını; kan dolaşımında oksijen taşıyan “hemoglobin” denen komponentin varlığını da belirler. Bazı anemi türlerinde köpeğin kırmızı kan hücre sayısı normalolmakla birlikte, tüm vücuda oksijen sağlayan hemoglobin miktarında yetersizliksöz konusudur.
Total kan sayımı, aynı zamanda beyaz kan hücrelerinin sayısınıda değerlendirir. Beyaz kan hücreleri ya da beyaz küreler, vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Köpekler için her bir beyaz küreye karşılık, kırmızı küre oranı normaldir. Beyaz kürelerin yükselmesi, hayvanın vücudunda bir enfeksiyon olduğunu gösterirken; azalması, uzun süren bir hastalıktan dolayı vücudun zayıf düştüğünü anlatır.
Genel olarak “granülosit ve agranülosit“ olarak adlandırılan, iki ana kategoriye bölünmüş olan beş ayrı tipte beyaz küre bulunmaktadır.
Biyokimyasal testler yardımı ile kanın sıvı kısmı; karaciğer, böbrek, kalp ve kasların çalışması ile ilgili olarak ipuçları verecek olan enzim, şeker, nitrojen, mineral, protein ve kolesterol yönünden izlenir. Bu testler kan şekeri, kan üre nitrojeni, kreatinin, kalsiyum, total protein, bilirubin, alkali fosfataz, alanin aminotransferaz, kolesterol, sodyum ve potasyum seviyeleri ile ilgilidir. Bu testler, kan pıhtılaştıktan sonra çıkartılan serum kısımında incelenir.
KAN ŞEKERİ TESTİ:
Bu test, yüksek şeker düzeyi varlığında diabet yani şeker hastalığı için, düşük şeker yoğunluğunda hipoglisemi için belirleyicidir.
Hipoglisemi yani kan şekerinin düşüklüğü durumu, halsizlik ve denge bozukluğuna, özellikle süs köpekleri olarak sınıflandırılan ırklara mensup köpeklerde haftalık erken dönemde; av köpeklerinde, uzun süren yorucu aktivite periyotlarında koma durumuna sebep olmaktadır. Yine uzun süreli hastalıklar, hipoglisemi nedeniyle hayvanı komaya sokabilmektedir.
KAN ÜRE NİTROJEN TESTİ:
Bu test, böbreklerin kandaki üre artıklarını yeterince uzaklaştırıp uzaklaştıramadığını ölçmektedir. Yüksek kan üre nitrojen düzeyi, böbrek rahatsızlığını, kalp rahatsızlığını veya hayvanda bir dehidrasyon yani sıvı kaybı durumu olduğunu gösterir.
KREATİNİN TESTİ:
Kreatinin böbrekler tarafından dışarı atılır, kandaki düzeyinin yükselmiş olması böbreklerin fonksiyonlarında bozukluk olduğunu gösterir.
KALSİYUM TESTİ:
Kan kalsiyum düzeyindeki değişiklikler kalp ve kas bozukluklarında, emzirmekte olan annelerde süt humması adı verilen rahatsızlıkta, bazı tür kanserlerin, böbrek rahatsızlıkları ya da pankreas hastalıklarında söz konusudur.
TOTAL PROTEİN TESTİ:
Total protein düzeyi, toplam albumin ve globulin ölçümünü içerir; kimi kez beslenmenin yetersiz olduğunu, kimi kez kronik enfeksiyöz hastalıkların varlığını, böbrek ve karaciğer hastalıklarını gösterir. Lenf- kemik iliği kanserlerinde düzeyi artar.
BİLİRUBİN:
Bilirubin, hemoglobinin parçalanması sonucu ortaya çıkan bir madde olup, kırmızı kan hücrelerindeki harabiyet artışını veya karaciğer rahatsızlığını gösterir.
ALKALEN FOSFATAZ TESTİ:
Alkalen fosfataz, bazı tip karaciğer ya da kas rahatsızlıklarında yükselir.
ALANİN TRANSFERAZ:
Bu enzimin yükselmesi ise, karaciğer fonksiyonlarındaki bozulmayı gösterir.
KOLESTEROL TESTİ:
Kolesterol düzeyinin yükselmesi, köpeklerde insanlardaki gibi coroner arter rahatsızlıklarına bağlı olmakla birlikte, tiroit bezinin fonksiyonlarını yeterince yerine getirmediğini, böbrek üstü bezinin normalden fazla çalıştığını veya safra kanallarında tıkanıklıkla seyreden bir hastalık bulunduğunu gösterir.
SODYUM VE POTASYUM TESTLERİ:
Sodyum ve potasyum düzeylerinin ölçümü, böbrek üstü bezi, kalp ve böbrek hastalıklarında önem taşımaktadır. Söz konusu parametreler, bazı tip ilaç kullanımında değişikliğe uğramaktadır.
HASTALIK YAPAN ORGANİZMALAR:
Kan testleri, aynı zamanda enfeksiyöz hastalık ajanları ile parazitlerin varlığını da gösterir. Gençlik hastalığı, enfeksiyöz hepatit ve yenidoğan herpes enfeksiyonu virüsü gibi virüsler, kan testlerinde belirlenebilir. Lyme hastalığı gibi bazı hastalıklar ise, doğrudan hastalığa sebep olan organizma yerine, bakteriye karşı vücudun oluşturduğu antikorların saptanmasıyla belirlenir. Heartworm gibi hastalıklar ise, kan örneğinin incelenmesi ile anlaşılır.
Şayet köpeğinizin veya kedinizin idrar yapmada bir sıkıntısı varsa, idrarında kan görüyorsanız, idrar yapma sıklığı artmış veya azalmış ise, su tüketim miktarı değişmiş ise, idrarı kötü kokulu, kanlı, koyu sarı renkte görünüyorsa, ilk işiniz, sabahın ilk idrar örneğini ve hayvanınızı alarak Veteriner Hekiminize gitmek olmalıdır.
İdrar testleri kan, şeker, protein bakımından biyokimyasal yönden incelenir, hayvanın idrarını yoğunlaştırabilme derecesini gösteren dansitesi ölçülür, aynı zamanda herhangi bir enfeksiyon, kanser veya böbrek rahatsızlığının varlığını araştırmak açısından idrarın sedimenti yani çökeltisi incelenir.
Bazı durumlarda Veteriner Hekiminizin, doğrudan idrar kesesinden örnek alması gerekebilir. Bunun için idrar yollarına bir kateter uygular veya karın duvarından doğrudan idrar kesesine bir iğne batırarak idrar örneği toplar.
Leptospiroz, idrarda saptanabilen ve aynı zamanda insanlara bulaşabilen bir hastalıktır.
Parazitler ile hayvanın barsaklarını etkileyen hastalıklar, dışkı muayenesi ile anlaşılır.
Tüm bu testler, hastalığı belirleme ve tedaviyi değerlendirmede hayati önem taşımanın yanı sıra, özellikle orta yaşı aşkın hayvanlarda yılda bir kez yapıldığında, yanlış giden bir şeyler olup olmadığını, varsa nelerin yanlış gittiğini anlamaya yardım eder.
Daha önce hastalık geçirmiş olan bir hayvanda, rutin kontrollerin dışında özel muayeneler gerekir. Örneğin idrar yollarında taş problemi yaşamış olan bir hastaya, iyileştikten sonra, hekiminizin önereceği belli aralıklarla idrar tahlili yapılmalıdır.
Büyük ırk olarak tanımladığımız, Kangal, Golden Retriever, Labrador Retriever, Malamute, St. Bernard gibi köpek ırklarının yavrularında, kalça ekleminde doğuştan gelen ve genetik olarak yatkınlığın söz konusu olduğu kalça displazisi denilen rahatsızlığın varlığını anlayıp erken dönemde müdahale etmek için, 6 aylık olduğu sıralarda radyografik muayene yapılması gerekmektedir.
Bunların dışında iyileşmeyen küçük yaralar, sık sık tekrarlayan kabuklanmalar, vücudun herhangi bir yerinde birden büyüyen yumru benzeri oluşumlar da, kanser veya süreğen rahatsızlıklar yönünden kontrol edilmelidir.
İçindekiler
Renal yetmezlik olarak da adlandırılan böbrek yetmezliği, yaşlı kediler başta olmak üzere tüm kedilerde görülebilen, böbreğin işlevini yerine getirememesi sonucunda hayat kalitesini ciddi anlamda düşüren ve ölüme dahi sebep olan bir sorundur. Öyle ki kedilerde karşılaşılan en ağır ve ölümcül hastalıkların en yaygın nedenlerinden biri böbrek yetmezliğidir.
Akut ve kronik olmak üzere iki farklı kategoride değerlendirilen böbrek yetmezliğinin seyri hızlı olabileceği gibi yavaş da ilerleyebilmektedir. Akut böbrek yetmezliği, adından da anlaşılabileceği gibi hastalığın aniden ortaya çıkabilen, hızlı seyreden türüdür ve belirtiler genellikle bir hafta ile bir ay arasında kendini belli etmektedir. Kronik böbrek yetmezliği ise genellikle polikistik böbrek hastalığı, kanser veya kronik böbrek hasarı gibi uzun vadeli durumların varlığı ile yavaşça ortaya çıkmaktadır.
Böbrekler, kedi dostlarımızın sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi açısından hayati önem taşıyan organlardır. Kan basıncının kontrol edilmesi, kan dolaşımının düzenlenmesi, kandaki atıkların filtrelenmesi, alyuvar üretimi ve idrar üretimi gibi daha pek çok işleve sahip olan böbrek, bu tür temel görevlerini yerine getirememesi sonucunda işlevsizleşir ve akabinde böbrek yetmezliği adlı tablo meydana gelir.
Kedilerde böbrek yetmezliğine bağlı en sık karşılaşılan belirtiler, diyabet ya da hipertiroidizm gibi sorunlarla büyük ölçüde benzerlik taşıdığı için mevcut belirtilere bakarak durumu tespit etmek zor olabilir. Bundan dolayı aşağıdaki belirtilerden herhangi birini gözlemlerseniz, mutlaka veteriner hekiminize başvurmalısınız.
Hasta kedilerde genel olarak kusma, iştahsızlık ve uyuşukluk gözlemlenebilse de bu belirtiler özellikle böbrek yetmezliğine sahip olan kedilerde karşılaşılabilen en yaygın semptomlar arasında yer almaktadır.
Kedilerde akut veya kronik böbrek yetmezliğine yol açabilecek pek çok neden vardır. Bir kedinin böbrek fonksiyonlarını ya da böbrek hasarını tetikleyen herhangi bir faktör, böbrek yetmezliği oluşumuna neden olabilmektedir. Aşağıdaki maddeler, böbrek yetmezliğinin en yaygın nedenleri arasında yer almaktadır:
Belli başlı belirtiler doğrultusunda kedinizin böbrek hasarına ya da böbrek yetmezliğine sahip olduğunu düşünüyorsanız, mutlaka bir veteriner hekim kontrolü gerekmektedir. Sorunun incelenebilmesi için idrar testi, kan sayım testi, serum biyokimya testi, tansiyon ölçümü gibi tanı yöntemleri mevcuttur. Veteriner hekiminiz muayene esnasında, kedinizin herhangi bir ilaç veya toksin alımına maruz kalıp kalmadığına dair sorular soracaktır. Doğru bir anamnez için kedinizi gözlemlemeniz çok önemlidir. Kedinizin böbreğinde hasar veya işlevsel bir bozukluk tespit edilirse, ultrason gibi görüntüleme teknikleri ile teşhis desteklenebilmektedir.
Kedilerde böbrek yetmezliğine bağlı gelişen semptomlar açığa çıktığı zaman böbrek hücrelerinin %75 oranında hasar aldığı bilinir. Dolayısıyla bu kadar hasar almış bir organın yeniden eski haline döndürülmesi pek mümkün olmamaktadır. Semptomları kontrol altına alabilmek için sıvı ve ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Böbrek yetmezliğine neden olan bazı faktörler ise klinik yatışı dahi gerektirebilmektedir. Böbrek yetmezliğinde böbreklerin işlevselliğini geri kazanıp, mevcut sorunun ortadan tamamen kaldırılması pek mümkün değildir. Tedavi yöntemlerinin çoğu semptomların kontrol altına alınmasını, hayat kalitesinin arttırılmasını ve yaşam süresinin uzatılmasını amaçlamaktadır.
Kedilerinizi senelik olarak veteriner hekim muayenesine götürüp hemogram ve biyokimya testlerine baktırmanız, herhangi bir böbrek yetmezliği durumunu başlangıçta saptayabilir. Başlangıçta müdahale edilen böbrek yetmezliği böylece daha acısız ve stressiz bir şekilde kontrol altına alınabilir.
Böbrek yetmezliğine sahip olan kedilerin mevcut tedavileri, veteriner hekimin uygun gördüğü özel diyetler ile desteklenmelidir. Bu diyetlerde özel olarak üretilen klinik mamalar yer almaktadır. Böbrek sağlığına uygun olarak formüle edilen bu özel mamaların içeriğinde daha az protein ve fosfor bulunmaktadır. Mamadaki fosfor miktarının az olması böbreklerdeki hasarın ilerlemesini yavaşlatmakla birlikte hastalığa bağlı gelişen semptomların şiddetini de azaltacaktır. Kedi dostunuza konulabilecek teşhisin ardından, onun için en doğru ve sağlıklı beslenme şeklini belirleyecek olan veteriner hekiminizdir.
Kedinizi böbrek yetmezliğinden nasıl koruyabileceğinizi merak ediyorsanız, kedinizin böbreklerini sağlıklı tutmalı, su çeşmelerini kullanarak kedinizi su tüketimine özendirmeli ve idrar çıkışını gözlemleyerek idrarını düzenli olarak yaptığından emin olmalısınız. Buna ek olarak veteriner hekiminize kediniz için en sağlıklı beslenme şeklinin hangisi olduğunu ve kedinizin beslenmesine böbrek takviyesi eklenip eklenmeyeceğini de öğrenebilirsiniz. Balık yağı, probiyotikler, B vitaminleri ve çeşitli antioksidanlardaki Omega-3 yağ asitleri, kedinizin böbrek sağlığını olumlu yönde etkileyecektir. Böbrek enzim seviyelerinin incelenmesi dahil olmak üzere düzenli kan taramaları da böbrek yetmezliğinin önlenmesinde oldukça yardımcıdır. Bundan dolayı düzenli yapılacak veteriner kontrolleri, kedinizin sağlığı için hayati önem taşımaktadır.
Bazı kedi ırklarının, genetik olarak böbrek yetmezliğine daha yatkın olduğu düşünülmektedir. Persler, Abyssinians(Habeş), Siyam, Ragdolls, Burma, Rus Blues ve Maine Coon söz konusu risk grubundaki ırklara örnek verilebilir. Bu ırka sahip kediler için böbrek destek takviyelerinin yanı sıra böbrek fonksiyonlarının düzenli olarak değerlendirilmesi çok önemlidir.
Kronik böbrek hasarına bağlı gelişebilen belirtiler, henüz ortaya çıkmadan tespit edilmelidir. Çünkü böbrekler, işlevselliğini %75 oranında kaybedene dek genellikle vücutta herhangi bir belirtiye rastlanmamaktadır. Böbrek hasarı ne kadar erken tespit edilirse hastalığın seyri de bir o kadar yavaşlamaktadır. Düzenli check-up bu gibi durumlarda oldukça önemli bir role sahiptir. Özellikle 10 ile 15 yaş arası kedilerde böbrek hasarına bağlı yetmezlik daha sık görülebilmektedir. Bundan dolayı 7 yaş ve üzeri tüm kedilerin yıllık olarak detaylı sağlık taramasından geçmesi önerilmektedir.
İlginizi çekebilir: Kedilerde polikistik böbrek hastalığı: Belirtileri ve tedavi süreci
Kedilerin böbrekleri kan basıncının kontrol edilmesinde, hormon üretilmesinde, kırmızı kan hücrelerinin üretimi için kemik iliğinin uyarılmasında ve kandaki atıkların vücut dışarısına atılmasında aktif olarak görev yaparlar. Zamanın ilerlemesi ve kedilerin yaşlanması ile birlikte böbreklerin fonksiyonlarında çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir ve kedilerde böbrek hastalıkları oluşmaya başlayabilir. Tedavi edilmediklerinde ciddi sonuçlara neden olabilen böbrek hastalıkları akut ya da kronik olarak ortaya çıkabilir. Kronik olduklarında genellikle kesin şekilde tedavi edilemeyen ancak yol açtıkları şikayetlerin yönetilebildiği böbrek hastalıklarından biri de böbrek yetmezliğidir.
Kedilerde böbrek yetmezliği genellikle orta yaşlı - yaşlı kedilerde görülmekle birlikte bu hastalıkla dünyaya gelen yavruların olduğu da bilinmektedir. Yaşlılığın yanı sıra maruz kalınan travmaların, toksinlerin ve enfeksiyonların da kedilerde böbrek yetmezliği nedenleri arasında yer aldığı ifade edilebilir. Bu yazımızda kedilerde böbrek yetmezliği belirtileri nelerdir?, kedilerde böbrek yetmezliği neden olur? ve kedilerde böbrek yetmezliği iyileşir mi? gibi önemli soruların yanıtlarını paylaşacağız.
En temel şekilde böbrek fonksiyonlarının kaybedilmesi şeklinde tanımlanabilen böbrek yetmezliği; akut veya kronik formda karşımıza çıkabilen bir hastalıktır.
Kedilerde akut böbrek yetmezliği; birkaç gün veya birkaç hafta içerisinde aniden gelişebilir, tüm yaş gruplarında ortaya çıkabilir. Genellikle karın bölgesine alınan bir travma, zehirlenme, böbrek enfeksiyonları, vücudun hızla su kaybetmesi veya böbreklere giden kan akışının farklı nedenlerle azalıp bloke olması gibi durumlardan kaynaklanır. Kedilerde akut böbrek yetmezliği hızlı müdahale edilip doğru tedavi uygulandığı takdirde büyük oranla geri döndürülebilir. Ancak söz konusu kronik böbrek yetmezliği olduğu takdirde, ki kedilerde böbrek yetmezliği dendiğinde büyük olasılıkla kronik böbrek yetmezliğinden bahsediliyordur, durumun tedavisi de oluşum mekanizması da farklılaşır.
Kedilerde kronik böbrek yetmezliği, kedilerde kronik böbrek hastalığı olarak da tanımlanır. Yaşlı kedileri en sık etkileyen rahatsızlıklardan biridir, zaman içerisinde ilerler ve kötüleşir. Bu kötüleşme hızı ve derecesi kediden kediye değişiklik gösterebilir. Kronik böbrek yetmezliği olan kedilerin tedavisinin kesin olarak yapılması çoğunlukla mümkün değildir, diğer bir deyişle kedilerde böbrek yetmezliği olduğunda hastalık büyük ihtimal tamamen iyileştirilemez. Ancak belirtilerinin ve nedenlerinin doğru belirlenmesi sonucu oluşturulan tedavi planları ile kedilerin yaşam konforu artırılabilir ve şikayetleri kontrol altına alınabilir. Yazımızın bundan sonraki bölümünde böbrek yetmezliği detaylarında hastalığın kronik türü ile ilgili bilgi aktaracağız.
Kedilerde böbrek yetmezliği; böbreklerde uzun süreli, geri dönüşü olmayan ve bu organların fonksiyonlarını bozarak atık ürünlerin kandan uzaklaştırılamamasına yol açan hasarlar oluştuğunda ortaya çıkar. Çoğu durumda kesin nedeni tam olarak bulunamaz. Etkilenen böbreklerden alınan örnekler sıklıkla fibroz ve enflamasyon karışımını gösterir. Her ne kadar kesin nedenleri bilinmese de bazı nedenlerin hastalık oluşumunda etkili olabileceği kabul edilir.
Böbrek dokusunun kademeli olarak sıvı dolu kistlerle kaplandığı kalıtsal nitelik taşıyan polikistik böbrek hastalığı, kullanılan ilaçlar, zehirlenmeler, böbrek tümörleri, böbreklerin bakteriyel enfeksiyonları, böbreklerde kanı süzmekle görevli olan kısımların uzun süreli iltihaplanması, doğumsal anomaliler, travmalar, kandaki düşük potasyum seviyesi, kanda kalsiyum oranının fazla olması gibi faktörler kedilerde böbrek yetmezliği nedenleri arasında yer alabilir. Nadir de olsa altta yatan nedenin tespit edilebilmesi ile hastalığın tedavi edilebilmesi ve ilerlemesinin durdurulması mümkün olabilir.
Kedilerde böbrek yetmezliği dört temel evrede incelenir. Bu evreler kedilerde böbrek yetmezliği belirtileri üzerinde etkilidir. Evreler belirlenirken veteriner hekimler laboratuvar testleri, kedilerin hastalık belirtileri ve fiziki muayene sonuçları doğrultusunda hareket ederler. 1. evrede böbrekler zarar görür ancak kanın yetersiz filtrelenmesi sonucu toksin birikimi olarak tanımlanabilen "azotemi" bu aşamada henüz oluşmamıştır. Evre 1, tedavinin başarı şansının en yüksek olduğu aşamadır. Yine de kedide belirti görülmediği için hastalığın bu evrede teşhis edilip tedavisine yönelik planlama yapılması pek mümkün olmaz. 2. evrede böbrekler atıkları çok daha yavaş süzmeye başlar, kanda atık kimyasallar birikir ve yine henüz belirgin bir belirtiye rastlanmayabilir. Evre 2 kapsamında idrarda su miktarı artabilir ve idrar hacmi yükselebilir. 3. evrede filtreleme fonksiyonu iyice yavaşlar, kandaki kimyasal oranları artar ve artık belirtiler başlar. 4. evre son evredir. Kanda atık ürünlerin birikimi hızlanır ve belirtiler ağırlaşarak kedilerin kendilerini hasta hissetmesine ve davranışlarında farklılaşma oluşmasına neden olur.
Veteriner hekimler böbrek rahatsızlığı olan kedilerin hastalık sınıflandırmasında yüksek tansiyon ve idrarda protein varlığını da dikkate alabilirler. Kronik böbrek rahatsızlıkları olan kedilerin yaklaşık %20'sinde yüksek tansiyon oluşumu gözlenir. Yüksek tansiyon böbreklerin daha çok hasar almasına neden olabilir ve aynı zamanda kan damarlarına, gözlere ve beyne zarar verebilir. İdrarda protein bulunması ise vücut genelinde iltihaplanmaya, metabolik hastalıklara, kansere veya enfeksiyona işaret edebilir. İdrar testleri ile idrardaki protein oranı belirlenebilir.
Kedilerde böbrek yetmezliği belirtileri genellikle, kedilerde farklı kronik hastalıklar olmadığı sürece, hastalık 3. ve 4. evresine ulaşılana kadar bariz bir nitelik taşımaz. Evrelere göre belirtiler farklılaşır ve ağırlaşır. En sık görülen belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
Kedilerde böbrek yetmezliği son evre belirtileri kedilerin kendilerini çok hasta hissetmesi, enerjilerini ve isteklerini kaybetmesi ile karakterizedir. Genel anlamda ciddi sağlık sorunları ile yüzleşildiği bu evrede başlanan tedavilerin başarı oranlarının çok yüksek olmadığı bilinir. Hastalığın tedavisine geçilmediği takdirde ise kedilerde böbrek yetmezliği ölüm ile sonuçlanabilir.
Veteriner hekimler tanı koymak için kan testlerine ve idrar testlerine ek olarak röntgen, ultrason ve biyopsi gibi yöntemlere başvurabilirler. Böbrek hastalığının teşhis edilmesi halinde nedenler araştırılır ve tedavi planlaması da nedenlere göre yapılır. Hastalık erken dönemde teşhis edildiğinde tedavi edilme şansı daha yüksek olur.
Kediye özel tedavi planlaması yapıldığında, kedilerin böbrek fonksiyonları %5 dolayında olsa dahi uzun süre hayatta kalabilirler. Önerilen tedavi süreçleri hastalığın evresine göre değişiklik gösterebilir. Yüksek tansiyon ve idrar yolu enfeksiyonları gibi komplikasyonların belirlenmesi ve tedavi edilmesi önemlidir. Hastalığın tüm evrelerinde kedilerin temiz suya erişimini sağlamak ve yeterli derecede beslenmelerini sağlamak gerekir. Kronik böbrek rahatsızlığı olan kedilerin nasıl beslenmeleri gerektiği hakkında veteriner hekimlerden mutlaka bilgi alınmalıdır. Genel olarak böbreklerin desteklenmesi için daha az protein içeren, sodyum ve fosfor bakımından zengin gıdaların tüketilmesi önerilir. Ek olarak Omega 3 yağ asitlerinin alımının da artırılması önemlidir. Omega 3 yağ asitleri içeren takviyelere buradan ulaşabilirsiniz. Tüm takviyelerde olduğu gibi veteriner hekimlerin görüşlerini almalısınız.
Böbrek hastalığı olan tüm kediler düzenli olarak veteriner hekimlerce muayene edilmelidir. Muayeneler esnasında kan basınçlarının ölçülmesi, vücut ağırlıklarının ve hidrasyon derecelerinin değerlendirilmesi, kan ve idrar testlerinin yinelenmesi gibi adımlar yerine getirilmelidir. Hastalığın erken evrelerinde veteriner hekim ziyaretlerinin ayda bir, ilerleyen evrelerinde ise ayda bir yapılması ihmal edilmemelidir. "Kedilerde böbrek yetmezliği tedavi edilir mi?" sorusuna kesin bir yanıt vermek ise zordur. Hastalığın teşhis edildiği evre, hastalığın nedeni, kedinin genel sağlık durumu gibi birçok değişken bu sorunun yanıtını etkileyebilir. Bu hastalığın tamamen geri döndürülmesinden ziyade tedavilerde hastalığın yol açtığı şikayetlerin azaltılması ve ilerlemesinin durdurulması hedeflenir. Henüz etkinliği kesin olarak ispatlanamasa da günümüzde kedilerde böbrek hastalıklarında kök hücre tedavileri de denenmektedir. İlerleyen yıllarda bu tedavi yöntemi ile ilgili çalışmaların netleşmesi ve daha çok kedinin hayata tutunması için bir imkan sağlanması amaçlanmaktadır.
Evcil hayvan sağlığı ve ürünleri dâhil olmak üzere sağlık, tekstil, gıda, dekorasyon ve kozmetik gibi sektörlerde, Türkiye ve dünya genelinde marka bilinirliği yüksek firmalar için içerik üretimi gerçekleştiren Deniz Öz, sosyal medya içerik stratejisi alanında da uzmanlaşmıştır. yılından bu yana funduszeue.info blog sayfası için düzenli olarak içerik üretmektedir.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası