sadaka sadece parayla mı olur / Sadaka Nedir? Kimlere Verilir? | Vuslat Derneği

Sadaka Sadece Parayla Mı Olur

sadaka sadece parayla mı olur

SADAKA

Temizlik, artma, bereket. Bir malın belli bir miktarını, Allah'ın Kur'ân-ı Kerim'de saydığı sekiz sınıftan birisine veya bir kaçına Allah rızası için vermek. Terim olarak zekât; İslâm'ın beş şartından birisi olan malî ibadetin adıdır.

Fakirin hakkı çıkarılarak malı, cimrilik kirinden arındırarak da şahsı temizlediği ve malda berekete sebep olduğu için bu malî ibadete zekât denilmiştir (Subkî, el-Menhel, Beyrut, , XI,). Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de Ey Muhammed! Mallarının bir kısmını kendilerini temizleyip arıtacak sadaka olarak al" (el-Tevbe, 9/) ve "Sarfettiğiniz her hangi bir şeyin yerine O daha iyisini koyar." (Sebe, 34/39) buyurulur.

Zekâta sadaka da denilir. Bu ismin verilmesinin sebebi zekâtın malı temizleyip sıhhat ve kemaline sebep olması, zekât verenin de imânındaki sadakat ve olgunluğuna delalet etmesidir. Ancak sadaka; hem farz hem de nafile olan malî ibadetler için kullanıldığı halde zekât sadece farz olanına mahsustur (M. Hamdi Yazır, Hak Dini, II, ).

Zekât'ın Hükmü

Zekât'ın farz oluşu esah olan görüşe göre fevrîdir. Yani kendisine zekât vermesi gerekli olan kişi hiç geciktirmeden hemen zekâtını vermelidir. Aksi halde günahkâr olur (el-Merginânî, el-Hidaye, I, 96; Mehmet Zihni, Nimetü'l-İslâm, II, 5).

Bir kimseye zekâtın farz olması için bazı şartların tahakkuk etmesi gerekir. Bu şartlar biraz ileride ele alınacaktır.

Zekâtın Önemi ve Hikmeti

Bir şeyin önemi, insanlığın ona olan ihtiyacı ve temin ettiği fayda ile ölçülür. Zekâtın; zekât veren, zekât alan ve zekât alınıp verilen toplumda sağladığı faydalar göz önüne alındığında, onun ne derece büyük bir önem ifade ettiği ortaya çıkar.

Zekât, her şeyden önce kulun Allah'ın emrine itaat edip, kulluğunu göstermesinin en güzel nişanesidir. Çünkü, zekât vermeyi Allah emretmiştir. Kulun vazifesi; öncelikle neden ve niçinini araştırmadan Rabbi tarafından emrolunduğu şeyi yapmaktır. Müslüman; sevdiği, inandığı Rabbinden aldığı emri, canının yongası olan malın hiç bir maddî karşılık beklemeden vererek, kulluk borcunu en güzel şekilde ödemiş olur. Bunun yanı sıra zekât kişiyi, günah ve cimrilik kirlerinden temizler. İnsandaki, mal sevgisini kırıp, Allah sevgisinin ön plana geçmesine sebep olur. "Ey mü'minler! Sizi mallarınız ve çocuklarınız Allah'ı anmaktan alıkoymasın, böyle olanlar hüsrana uğrayanlardır" (Münafıkun, 63/9) âyet-i kerîmesinin işaret ettiği manayı gerçekleştirir.

Zekât fakirler açısından da son derece önemlidir ve onlar için en büyük garantidir. Çünkü, o sadece fakirin hakkıdır ve mutlaka fakire verilecektir. İnsanların koyduk(arı vergilerin toplanma ve sarfedilme yerleri devirlere ve devletlere göre değişebilir. Devlet gelirlerinin sarfında fakirlerden çok zenginlerin gözetildiği de olabilir. Kaynak ve sarf yerini Allah ve Rasûlünün tesbit ettiği zekât ise böyle değildir. Bunun kimden alınıp kime verileceği Kur'ân'ı-a belirtilmiştir. Bunu hiç bir kimsenin değiştirmesi mümkün değildir. Yani bu fon sadece fakirler için kullanılır.

Zekâtın, toplum açısından önemi de; zekâtı veren ve alan açısından öneminden daha aşağı değildir. Allah insanların tümünü aynı kabiliyet ve güçte yaratmamıştır. İnsanların fizikî yapılarında olduğu gibi malî güçlerinde de farklılıklar vardır. İnsanlar; ya zengin, ya fakir ya da orta hallidirler.

Dünyanın çeşitli yörelerinde zenginlerin alabildiğine lüks ve israfa dalmaları, sayelerinde kazanç sağladıkları fakirleri düşünmemeleri, onlara yardım ellerini uzatmamaları, fakirlerin kendilerine kıskançlık ve kin duymalarına sebep olmuştur. Bunun neticesi olarak da toplumlarda sosyal patlamalar, huzursuzluklar ve isyanlar görülmüştür. İşte zekât, bütün bu olumsuz hadislerin önünde en güzel seddir. Toplum içerisindeki fertlerin düşecekleri dar durumlarda onları koruyan sosyal bir düzendir. İnsanlar arasındaki dayanışmanın sağlanmasına yardımcı olur. Zenginlere fakirler arasındaki mesafeyi daraltır. Fakirlerin gönüllerinde zenginlere karşı doğabilecek kıskançlık ve kinleri söndürür. İnsanlar arasında sevgi ve kardeşliği yayar. Böylece; hem fakirin aç, susuz ve çıplak kalmasını önler hem de cemiyetin düzen ve huzurunun bozulmasına engel olur.

Zekâtın Rüknü ve Sebebi

Zekâtın rüknü, temliktir. Yani, bir malın menfaatına her yönden kendisinden kesip, zekât verilebilecek kişilerden birine veya bir kaçına vermektir. Temlik olmayan yollarla yapılan bağışlar zekât sayılmaz. Buna göre; bir zenginin fakirden olan alacağını zekâtına sayması, Zekât niyetiyle okul, cami vs. gibi bir hayır kurumu yaptırması Zekât sayılmaz.

Zekâtın sebebi; Zekât verecek olan kişinin belirli bir miktarda mala sahip olmasıdır. Zekât verilecek malın cinsine göre farklılık gösteren bu miktara, nisap denilir. Çeşitli malların nisapları, Zekâta konu olan mallar başlığında ele alınacaktır (Ayrıca bk. Nisap).

Zekâtın Farz Olmasının Şartları

a- Mükellef açısından gerekli olan şartlar:

Zekât verecek olan kişi akıllı, hür, erginlik çağına ermiş, dinen zengin ve Müslüman olmalıdır.

Buna göre; Müslüman olmayanlara, delilere, çocuklara ve hürriyetini kaybetmiş olan köle ve esirlere zengin de olsalar zekat farz değildir.

Zekâtın farz olmasına engel olan akıl hastalığında (delilik) iki hal düşünülebilir:

1- Çocukluktan itibaren deli olanlar: Bunların hastalığı devam ettiği müddetçe mallarına zekât gerekmez. Erginlik çağına geldikten sonra sıhhate kavuşacak olurlarsa, o tarihten itibaren kendilerine zekât farz olur.

2- Erginlik çağına geldikleri zaman akıllı oldukları halde sonradan akıl hastalığına tutulanlar. Bu durumda olanların hastalıkları bir sene aralıksız devam ederse, o sene kendilerine zekât gerekmez. Fakat, sene içerisinde bir iki gün gibi az bir zaman için de olsa sıhhat bulana o senenin zekâtı farz olur. Bu söylenilenler İmam Muhammed'in görüşüdür. İmam Ebû Yusuf'a göre; senenin çoğunu sıhhatli geçirmeyen akıl hastalarına o sene için zekât gerekmez. Bunaklık da; delilik hükmündedir.

Zengin olan çocukların; erginlik çağına geldikleri andan, küçükken akıl hastası olup da erginlik çağına geldikten sonra sıhhat bulanların da sıhhat buldukları andan itibaren bir sene geçince zekât vermeleri gerekir.

Toprak mahsullerinde, hem çocuklara hem de delilere zekât gerekir. Buna; öşür denilir.

Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre; hiç bir ayırım yapılmadan çocukların ve akıl hastalarının tüm mallarından zekât gerekir (Merginânî, a.g.e., I, 96; Mevsılî, el-İhtiyar II, ; el-Cezîrî, Kitabu'l-Fıkıh ale'l-Mezahibi'l-Erbaa, I, , ).

b- Mal açısından gerekli olan şartlar:

1- Mal, mal sahibinin aslî ihtiyaçlarından ve borçlarından fazla olarak, nisab* miktarı veya daha fazla olmalıdır.

Aslî ihtiyaç; kişinin ve ailesinin ihtiyaçları olan mal, eşya ve aletlerdir (bk. "Havâic-i Asliyye" mad).

2- Mal, hakîkaten veya hükmen artıcı olmalıdır.

Hakîkaten artıcı olmasından maksat; malın, ticaret veya üreme yoluyla çoğalıcı olmasıdır. Buna göre; her türlü ticaret malı, nesli, sütü ve tüyü alınmak üzere kırlarda otlatılan erkek ve dişi hayvanlar hakîkaten artıcıdır. Bu şekilde hayvanlara; saime * denilir.

Malın hükmen artıcı olması; sahibinin veya sahibinin vekili elinde bulunması suretiyle artırılmaya elverişli olmasıdır. Altın, gümüş ve paralar bu kabildendir.

3- Malın üzerinden bir yıl geçmiş olmalıdır. Buna; Havelân-ı Havl veya Havl-i Havelân denilir (bk. "Havelan-ı Havl" mad).

Nisâb miktarı mala sahip olan bir kimseye; o mala sahip olduktan itibaren bir sene geçtikten sonra zekât vermesi farı olur. Nisâbın, hem senenin başında hem de sonunda mevcut olması gerekir. Arada azalıp çoğalmasına itibar edilmez. Zekât verirken malın, sene başındaki veya sene ortasındaki değil, sene sonundaki değerine itibar edilir. Mesela; sene başında lirası olan bir kimsenin sene ortasında liraya düşse fakat sene sonunda olsa bu şahıs zekâtını lira üzerinden verecektir.

Şafiî mezhebine göre; nisâbda muteber olan zaman senenin sonudur. Sene sonunda nisâb miktarı olan bir mal, sene başında nisabtan az bile olsa o mala zekât gerekir.

Zekât verilmesi gereken bir mal; üzerinden bir sene geçtikten sonra artacak olsa, artan miktar için üzerinden bir sene geçmedikçe zekât icab etmez. Toprak mahsûllerinin zekâtında; mahsûlün üzerinden bir sene geçmesi şart değildir. Hasadı yapıldıktan sonra zekâtlarının verilmesi gerekir.

4- Sahibi, mala tam olarak malik olmalıdır. Bundan maksat; malın, sahibinin elinde olması ve onda bir başkasının hakkının bulunmamasıdır. Buna göre; kadının henüz eline geçmeyen mehrine ve insanın elinde bulunmakla beraber, buna karşılık borcu olan malına zekât gerekmez. Ancak, borcuna mukabil olanı çıktıktan sonra geriye kalan miktar nisâba ulaşırsa o fazlalık için zekât gerekir. Buradâki borçtan maksat; kul borcudur. Keffaret, nezir, hacc, gibi dinî borçlar zekâtın gereğine manî değildir. Eskiden kalma zekât borcu da nisâba manidir. Buna göre; elinde nisâb miktarı malı olan bir kimsenin, eski senelerden kalma zekât borcu olur ve bu borç düşüldüğünde geri kalan miktar nisâbtan aşağı düşerse, o kimseye zekât icabetmez.

Satın alınıp henüz teslim alınmayan mal, borçlu tarafından inkâr edilmeyen, edilse bile isbatı mümkün olan alacaklar ve yolcuların memleketlerinde olan mallarına zekât gerekir.

Bir kimsenin, sahibi olmakla beraber elinden çıkan ve faydalanması ya da bir daha kendisine dönme umudu olmayan (denize düşen, kaybolan mallar; borçlu tarafından inkâr edilip isbatı mümkün olmayan alacaklar) mallardan dolayı zekât icabetmez.

Haram yolla kazanılan malın zekâtı verilmez. Bu malın, varsa sahibine verilmesi, bilinmiyorsa fakirlere dağıtılması gerekir.

Zekât Verilirken Bulunması Gereken Şart

Zekât verecek olan bir kimsenin, verdiği zekâtın sahih olması için niyet etmesi gerekir.

Niyet, ya bizzat zekât veren tarafından fakire verilirken veya zekâtını verilmesi için bir başkasına teslim ederken ya da zekât olarak verilmek üzere ayırırken olmalıdır.

Niyet edilmeden fakire verilen bir mal, henüz fakirin elinde iken zekâta niyet edilecek olursa, zekât olarak sahih olur. Mal fakirin elinden çıktıktan sonra niyet edilirse bu zekât yerine geçmez.

Zekât verilirken, onun zekât olduğunun fakire bildirilmesi şart değildir. Hattâ, içten zekâta niyet edildiği halde, verirken hibe veya borç demek onun geçerliliğine engel olmaz.

Zekâta Konu Olan Mallar ve Bunların Nisapları

Mallar; açık (zâhire) ve gizli (bâtıne) olmak üzere iki kısma ayrılır (bk. Emvâl-i Zâhira" ve "Emvâl-i Bâtına mad.)

Yılın altı ayından fazlası kırlarda otlayarak beslenen ve ticaret için değil de, eti, sütü, yünü vs. için tutulan (Sâime) hayvanlar, bazı toprak mahsulleri, madenleri, yer altından çıkartılan defineler ve gümrüklerden geçen ticaret malları açık (zâhir) mallardır. Nakit paralar, altın, gümüş ve depolarda ya da mağazalarda bulunan ticaret malları da gizli (bâtın) mallardandırlar. Bu mallardan her biri belirli ölçülerde zekâta tabîdirler.

Hayvanların Zekatı

Senenin yarıdan çoğunu kırlarda otlayarak geçiren sâime hayvanlar; eti, sütü ve yünü için beslendikleri takdirde özel nisaplarla zekâta tabi olurlar. Bu hayvanlar; koyun, keçi, sığır ve develerdir. Koyun ve keçiler aynı sınıf olarak mütalaa edilirler.

a- Koyunlar ve keçilerin zekatları:

Koyun ve keçilerin nisâbı kırktır. Daha aşağısına zekât gerekmez. Bunlar biribirlerine ilâve edilirler. Erkek ve dişileri arasında fark yoktur.

Sayıları kırktan fazla olan koyun ve keçilerin zekâtları şöyledir:

Bundan sonraki her yüzde bir koyun veya keçi verilir. Bu rakamların arası zekâttan muaftır. Yani 40 koyun için bir koyun verileceği gibi, koyun için de bir tek koyun zekât verilir.

b- Sığır ve mandaların zekâtı:

Sığır ve mandalarda zekât otuzdan başla. Bundan sonrası için zekât şu şekilde verilir:

Altmış sığırdan itibaren hesap; ilk nisâb olan otuz üzerine otuz veya kırk ilâvesiyle yapılır. Otuzdan sonraki her kırk için üç yaşına giren bir dana, her otuz için de iki yaşına giren bir buzağı verilir. Meselâ; altmış sığır için iki tane iki yaşına girmiş buzağı, yetmiş sığır için de bir tane iki yaşına girmiş buzağı ve bir tane de üç yaşına girmiş dana verilir. Seksen sığırın zekâtı da; iki tane üç yaşında danadır.

Zekât olarak verilecek hayvanın erkek veya dişi olması arasında fark yoktur.

c- Develerin Zekâtı:

Develerin nisâbı beştir. Deve sayısı beşten yirmi beşe varıncaya kadar her beş için bir koyun zekât verilir. Yirmi beşten sonra zekât; devenin kendi cinsinden verilir. Ancak, sayı arttıkça verilecek devenin yaşı ve sayısı değişir.

Develerin erkekleri ve dişileri zekâta konu olma yönünden aynıdırlar. Ancak, zekâtın dişi develerden verilmesi icab eder.

Yukarıya aldığımız nisâplar; sâime olan hayvanlara aittir. Senenin yarıdan çoğunu kırlarda otlamayıp, ahırlarda veya paralı otlaklarda beslenen hayvanlara; alûfe denilir. Alûfeler ticaret için tutulmadıkları takdirde kendilerine zekât gerekmez. Ticaret için beslenen besi hayvanları, ticaret malı olarak zekâta tabi olurlar.

Atlar, eşekler ve katırlar sâime de olsalar bile, ticaret için bulundurulmadıkları takdirde sayıları ne olursa olsun zekâta tabi değildirler.

Çalıştırılan ve yük taşımak için bulundurulan sığır ve develer de zekâta tabi değildirler. Ticaret için tutulup, altı aydan daha fazla kırlarda otlayarak beslenen hayvanlar da ticaret malı olarak zekâta tabi olurlar. Dolayısıyla bunların sayılarına değil kıymetlerine itibar edilir.

Saime hayvanlar arasında bulunan kör, zayıf ve yaşını doldurmamış hayvanlar da nisaba dahildirler. Ancak bunların kendileri zekât olarak verilemezler. Küçük hayvanlar, aralarında kendi cinslerinden bir tane de olsa büyük hayvan bulunmazsa sayıları ne olursa olsun zekâta tabi değildirler.

Altın, Gümüş ve Nakit Paranın Zekâtı

Altın ve gümüş, ister külçe ister mamul olsun, nisâb miktarında olup da üzerinden bir sene geçince % oranında zekâtlarının verilmesi gerekir.

Hanefîlere göre; ister zinet olarak, ister bir ihtiyaca sarfedilmek üzere bulundurulsun, elde bulunan bütün altın ve gümüşlere zekât gerekir. Şafiîlere göre ise; kadınların ziynetlerine ve erkeklerin gümüş yüzüklerine zekât icabetmez.

Altının nisabı, 20 miskal, gümüşün nisabı da, dirhemdir. Dirhemin, örfî ve şer'î olmak üzere iki ayrı ölçüsü vardır. Ancak, memleketimizde bu gün için bu ölçüler kullanılmadığına göre, nisâbda şer'î dirheme itibar edilmelidir. Buna göre, 20 miskal altının karşılığı; gr., dirhem gümüşün karşılığı da; gr.dır.

Altın ve gümüşün zekâtlarında kıymetlerine değil, ağırlıklarına itibar edilir.

20 miskal ( gr)'dan fazla olan altın 4 miskal () gr.'a, dirhem (, 2 gr)'den fazla olan gümüş de; 40 dirhem ( gr'a) varmadıkça bu fazlalıktan dolayı zekât gerekmez. Ancak bu fazlalık, varsa paraya veya ticaret malına eklenir.

Her birisi nisâba ulaşmayan altın ve gümüş, İmam Azam'a göre kıymetleri, İmameyn'e göre ise miktarları itibariyle biribirlerine eklenirler. Bunlar, paralara veya ticaret mallarının kıymetlerine de eklenirler. Çünkü ticaret malları ve paraların nisâbının aynı cinsten olması şart değildir. Dolayısıyla, bir kimsenin her biri nisâba ulaşmayan altın, gümüş, para ve ticaret malı olsa bunların toplam kıymetleri nisâba ulaşırsa hepsi birden zekâta tabi olurlar.

Elde bulunan nakit paralar veya her an paraya çevrilebilen tahviller, aynen altın ve gümüş gibi zekâta tabidir. Bunların ve ticaret mallarının nisâbı, hem altına hem de gümüşe göre değerlendirilebilir. Bu konuda fakir için daha faydalı olanı esas alınmalıdır. Ancak, günümüzün ekonomik şartları gözönüne alındığında, bu malların nisâbının tayininde altının esas alınmasının daha uygun olduğunu görürüz (Yusuf el-Kardavî, Fıkhu'z-Zekât, Beyrut , I, ).

Para elde değil de, başkasının zimmetinde alacak olarak bulunursa alacağın çeşidine göre zekât durumlarında farklılıklar olur.

a- Kuvvetli alacakla: Satılan ticaret malının bedeli ve borç olarak verilen paranın karşılığı olan alacaklardır. Bu alacaklar, borçlular tarafından inkâr edilmedikçe, borçlunun zimmetinde kaldıkları sürenin zekâtı alacaklar tahsil edilince ödenir.

b- Orta alacaklar: Ticaret için olmayan bir malın satılması karşılığında olan alacak ve kira bedelleridir. Bu tür alacaklar da zekâta tabi olma yönünden birinci maddedekiler gibidir. Fakat tam nisâb miktarı kadarı tahsil edilmedikçe zekâtlarının hemen verilmesi gerekmez.

c- Zayıf alacaklar: Kadının kocasından alacağı, mehir *, vârisin * elinde kalan vasiyet * bedeli gibi, bir mal karşılığı olmayan alacaklardır. Bu türden olan alacaklarda geçmiş seneler için zekât gerekmez. Tahsil edilip, üzerlerinden bir sene geçtikten sonra zekâtlarının verilmesi gerekir.

Borçlu olan kişi önce borcunu inkâr eder, bir kaç sene sonraki borcunu kabul edip alacaklıya öderse geçmiş senelere ait olan zekâtın ödenmesi gerekmez.

Ticaret Mallarının Zekatı

Cinsi ne olursa olsun, ticaret maksadı ile alınıp satılan tüm mallar nisâba ulaştıkları takdirde % oranında zekâta tabidirler. Bu malların nisâbı, kıymetlerinin altın ve gümüş nisâbına ulaşması ile sabit olur.

Ticaret mallarında zekât, elde edilen kâra göre değil, sermaye ve kârın toplamına göredir. Bu durumda, sene başında nisâb miktarına ulaşmış olan ticaret mallarının sene sonundaki kıymetleri esas alınarak zekâtları verilir.

Ticaret malları kendi aralarında birbirlerine eklendikleri gibi, ticaret için olmayan altın, gümüş ve paraya da ilave edilirler. Sene içerisinde bir başka mal ile değiştirilmeleri, malın üzerinden bir sene geçmesi şartını engellemez.

Bir malın, ticaret malı sayılması satın alınırken veya satması için bir kimseye verilirken ticaret maksadıyla olduğuna niyet edilmesine bağlıdır.

Ticaret maksadıyla kırlarda veya ahırlarda beslenen hayvanların zekâtı, kıymetlerine göre % nisbetinde verilir.

Toprak Mahsullerinin Zekâtı

Öşüre * tabi arazilerden elde edilen mahsul, İmam Ebû Hanîfe'ye göre; miktar ve cinsine bakılmaksızın belirli oranda zekâta tabidir. Bu oran, sulama masrafı gerektiren arazilerde % 5, gerektirmeyenlerde % 10'dur. Ebû Yûsuf ile Muhammed'e göre, toprak mahsûllerinde zekâtın gerekli olması için, mahsûlün en az 5 vesk (Irak ekolüne göre yaklaşık bir ton) olması ve ürünün müdahalesiz bir yıl kalabilecek cinsten bulunması gerekir.

Toprak mahsullerinden alınan bu zekâta; öşür denilir.

Çocukların ve delilerin arazilerinden elde edilen mahsûle de zekât gerekir.

Maden ve Definelerin Zekatı

Zekâta konu olmaları yönünden madenler üç çeşittir:

a- Ateşte eriyenler (demir, bakır vb): Bu madenlerin % 20'si zekât olarak devlete aittir. Kalanı madenin bulunduğu arazi sahibinindir. Devlet arazisinde bulunan madenler tamamıyla devlete aittir.

b- Ateşte erimeyenler (mermer, alçı vb): Bu madenlerin aynına zekât gerekmez. Maden, bulunduğu arazinin sahibi varsa ona, yoksa bulana aittir.

c- Sıvı halinde olanlar (petrol vb): Bunlar da, ikinci maddedeki madenler gibidirler.

Ancak, bu madenleri işletenler, madenden ellerine geçen paranın zekâtını verirler.

Define: Önceden toprak altına gömülüp, sonradan başkaları tarafından bulunan mal ve paradır(bk. Define). Bunların zektları da definenin durumuna göre farklılık gösterir.

Define islâmî ise yani bulunan malın üzerinde; Allah, şehadet kelimesi gibi, onun müslümanlara ait olduğuna delalet eden bir işaret bulunursa bu define yitik mal hükmündedir. Biliniyorsa sahibine verilir, bilinmiyorsa, fakirlere dağıtılır (bk. "Lukata" mad). Define cahilî ise yani bulunan malın üzerinde put resmi gibi, kâfirlere ait olduğuna dair bir işaret varsa bunun % 20'si devlete, kalanı içinde bulunduğu arazi sahibine aittir. Arazi sahipsiz ise bulunan mal, bulanın olur. Definenin İslâmî mi yoksa cahilî mi oldu bilinemiyorsa; bir görüşe göre bu mal İslâmî sayılır, diğer bir görüşe göre cahilî sayılır.

Fabrika, Kiralık Bina ve Ticarî Maksatla Kullanılan Taşıt Araçlarının Zekâtı

Müctehid alimlerin yaşadıkları devirlerde, büyük çapta atölye ve fabrikalar, kira elde etmek için yaptırılıp kiraya verilen binalar ve büyük taşıt araçları yoktu. Onun için bu tür malların zekâtları konusunda büyük imamlardan fazla bir şey nakledilmiş değildir. Sadece Ahmed b. Hanbel'den, evini kiraya veren bir kimsenin, kirayı alınca onun zekâtım vermesi gerektiğine dair bir görüş nakledilmiştir (İbn Kudâme, el-Muğnî,III, 29, 47).

Asrımızda fıkıhla uğraşan tanınmış âlimlerinden Muhammed Ebû Zehra, Abdü'l-Vehhab Hallâf ve Abdurrahman Hasen'in 'in senesinde Şam'da yaptıkları bir toplantı neticesinde vardıkları sonuca göre: Bu tür malların zekâtları menkul ve gayri menkul oluşlarına göre değişir. Kiraya verilen bina, mağaza ve fabrika gibi gayri menkul (taşınmaz) olanlar araziye benzerler. Yani bunların aynılarından zekât alınmaz. Gelirlerinden toprak mahsûllerinde olduğu gibi % 5 veya % 10 oranında zekât alınır. Eğer masrafları çıkarılmak suretiyle bu malların safi gelirleri tesbit edilebilirse zekât oranı % 10, safi gelir tesbit edilemiyorsa zekât oranı brüt gelirin % 5'i dır.

Otobüs, kamyon ve gemi gibi taşınır nakliye vasıtalarının zekâtları ise; kendi kıymetlerinin % dır (Kardavî, a.g.e., I, ). Ancak, Yusuf el-Kardavî, bu tür malların taşınır ve taşınmaz diye bir ayırma tabi tutulmadan birlikte mütalâa edilmesi gerektiğini söyler (Kardavî, a.g.e., I, ).

Zekâtın Ödenmesi

Esas itibariyle açık (zahir) malların zekâtını almak devlete aittir. Gizli (batın) malların zekâtlarını ise sahipleri kendileri istediklerine verirler. Ancak, zamanımızda bu görevi yerine getirecek bir islâm devleti bulunmadığı için bütün malların zekâtlarının sahipleri tarafından hak sahiplerine verilmesi gerekir. Zekât; malın üzerinden bir sene geçtikten sonra verilebileceği gibi, daha önce de verilebilir. Zekât malın aynından da kıymetinden de verilebilir. Kıymet takdir edilirken, zekâtın farz olduğu günkü değeri esas alınır.

Zekâtın, fakire mülkü olması üzere verilmesi gerekir. Dolayısıyla, zekât niyetiyle fakire yemek yedirmek, cami, okul-gibi bir hayır kurumu yaptırmakla zekât verilmiş sayılmaz.

Zekâtın verileceği yerler, Kur'ân-ı Kerîm'in Tevbe sûresinde belirtilmiştir (bk. et-Tevbe, 9/60). Bu âyette belirtilen sınıflar şunlardır:

a- Fakirler (bk. "Fakir" mad)

b- Miskinler (bk. "Miskin" mad).

c- Âmiller (bk. "Âmil" mad).

d- Müellefe-i Kulûb (bk. Müellefe-i Kulûb)

e- Mükâteb Köle (bk. "Mükatebe" mad).

f- Borçlular: Borçlu * olup, bunun karşılığından fazla olarak nisap miktarı malı olmayanlardır.

g- Allah yolunda cihad edenler: Bunlar, Allah için savaşa katılmak istediği halde maddî imkânsızlıktan dolayı silah ve nafakasını temin edemeyenlerdir.

h- Yolcular: Memleketlerinde malları olsa bile, gittikleri yerde parasız kalanlardır.

Zekât, bu sayılan gruplardan her hangi birisine verilebilir. Her gruba verilmesi şart değildir. Şafiî mezhebine göre zekâtın, en az her gruptan üç kişiye verilmesi gerekir.

Aslî ihtiyaçlarından fazla olarak nisâb miktarı mala sahip olan kişiye, bu malı artıcı olsa bile zekât verilemez (bk. "Zenginlik" mad).

Bir kimse zekâtını, hanımına, usûl ve fürû'na veremez (bk. "Usul-fürû" mad). Bunların dışında zekâta ehil olan herkese verilebilir. Ancak, önce kendi akrabalarından başlaması daha iyidir. Zekât verilen kişinin müslüman olması şarttır. Müslüman olmakla beraber, dinî Görevlerini yerine getirmeyen veya aldığı zekâtı meşru olmayan yollarda harcayacağı bilinen kişilere zekât verilebilirse de salih müslümanlara verilmesi daha uygundur.

Zekâtın, malın bulunduğu yerdeki fakirlere verilmesi daha efdaldir. Başka bir yere gönderilmesi de caizdir.

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Sadaka Nedir, Kimlere Verilir? Kısaca Sadaka &#;eşitleri Nelerdir?

Haberin Devamı

Sadaka Nedir? 

 Sadaka kişinin varlıklarından istediği kadar kısmını ihtiyacı olan kişilerle paylaşmasıdır. Sadaka sadece maddi varlıkların paylaşılması değildir. Manevi olarak da yapılan güzel ameller Sadaka olarak sayılmaktadır. 

 Sadaka birçok fazileti bulunan güzel ahlakı destekleyen bir ameldir. Sadaka verenin kaza ve belalardan korunmasına ve hayır yapmasına vesile olan bir ameldir. Sadaka vermek kişinin kendisine fayda sağladığı gibi ölmüşlerine de fayda ve sevap sağlayan kıymetli bir ameldir. 

Sadaka Kimlere Verilir? 

 Sadaka ihtiyacı olan kişilere verildiği gibi toplum için yararlı kurum ve kuruluşlara da verilen bir ibadettir. Sadaka sadece maddi olarak verilebilen bir amel ile kısıtlı değildir. İnsanlara iyi davranmak, selam vermek, insanlara tebessüm ederek bakmak da sadaka olarak sayılmaktadır. 

Haberin Devamı

Sadaka Çeşitleri Nelerdir? 

Sadaka çeşitleri dini olarak 4 kısımda incelenmektedir. 

 Sadaka-i fıtr; Ramazan ayında verilen sadaka çeşididir. Belirli kurallar çerçevesinde verilir. 

 Sadaka-i cariye; kişi öldükten sonra da amel defterini açık tutmaya yarayan sevaplarının yazılmaya devam ettiği sadakadır. 

 Farz olan sadaka; verilmesi dinen ölçüler ile belirlenmiş zekat bu kısımda incelenmektedir. 

 Nafile sadaka; belirli bir ölçüsü ve kıstası olmayan sadece Allah rızası için verilen miktarının önemi olmayan sadakadır. Nafile sadaka çeşidinde miktarın önemi olmadığı gibi en az miktarda dahi verilse kişinin gönlünden geçtiği için sevabı Allah katında belirlenen sadaka olarak bilinmektedir. 

Eski Eserler

1-Soru: Oturduğumuz evi satıp bir arazi aldık arazi 5 yıldır duruyor üstünden her hangi bir gelir elde etmiyoruz ileriye dönük tekrar satıp ev almayı planlıyoruz nasip olursa bu mülkiyete zekât düşer mi? Sahip olduğumuz bir dükkanımız var mülkiyeti bizim ama kirada her ay kirasını alıyoruz aldığımız kira gelirinden zekât vermemiz gerekir mi?

el Cevab: Ev asli ihtiyaçlardandır. Eve zekât düşmez.
- Dükkanı ticaret için aldıysanız (alıp satarak para kazanmak için) zekât gerekir. Yatırım için aldıysanız (arsanız örneğinde olduğu gibi) arsanın mülkiyeti sebebiyle zekât gerekmez.
- Dükkanınızı (mülk edinmek için olan dükkanınızı) kiraya verirseniz, kira geliri üzerinden zekât veririsiniz.

Babadan miras kalma 1 dairem var yalnız kira getirisi yok abim oturuyor içinde zekât düşer mi?

el Cevab: Ev asli ihtiyaçlardandır. Kendiniz oturursunuz kardeşinize izin verirsiniz her ikisi de mubahtır. Zekât gerekmez.
- Yatırım için olan asli ihtiyaç dışında bir ev ise onu belirtmemişsiniz.

2-Soru: Zekât verecek kadar mala sahip olan kimse o malı anne babasına borç olarak verdiyse yinede zekâtını vermeli midir?

el Cevab: Borç verilen paralarda geri ödenme ümidi kuvvetliyse zekâtı verilmesinin şartları da oluşmuşsa zekâtı verilir. Anne babaya hibe edildiyse zekâtta hesaplanmaz. Anne baba aldıysa ve geri vermeme ihtimali varsa zekâtta hesaplanmayabilir. 

3-Soru: Ben üniversite öğrencisiyim. Benim yaşımda bazı gençler dilencilik yapıyor ve bizlerde bazen veriyoruz. Bu dilencilik yapan gençler de sigara vb. alıyorlar biz bu verdiğimiz paradan mes'ul müyüz?

el Cevab: Sadaka Allah rızası için verilir ve Allah’ın rızasına uygun olduğu düşünülen yerlere harcanmalıdır.
Allah’ı kasd ederek vermek sizin sorumluluğunuz, Allahın razı olacağı şekilde kullanmak verdiğinizin sorumluluğudur.

4-Soru: Zekât ve ya fitre verirken kişiye zekât ya da fitre olduğunu söylemek gerekir mi?

el Cevab: Söylerseniz uygundur. Önemli olan zekât verilme şartlarına uygun verilme haline dikkat etmektir. Fitrede de durum aynıdır.
 
5-Soru: Zekât ve sadakayı verdikten sonra lüks yaşamak caiz midir? Bir müslüman dublex villada oturup, pahalı kıyafetler giyebilir mi?

el Cevab: Caizdir. Rızkı veren darlıkla ve genişlikle imtihan eden Allah’tır.
Pahalı ev ve arabalar ticari metadır. Paraya para kazandırır. Satın alınmaları ve kullanılmaları ticari prestijdir. Caizdir. Ama yeme içme ve diğer işlerdeki ticari getirisi olmayan gereksiz lüks harcamalar israfdır. Uzak durulmalıdır.

6-Soru: Kiraya verdiğimiz bir evimizin gelirinin zekâtının da verilmesi gerektiğini bilmeden 7 yıl zekât vermedik verilmeyen bu zaman içindeki zekâtları nasıl hesaplamamız lazım?

el Cevab: Kira geliriniz asli ihtiyaçlarınıza harcandıysa zekât gerekmez. Hatırladığınız kadar asli ihtiyaçların dışındaki biriken paranın üzerinden bir sene geçtiği halde harcamadıysanız 7 senelik takribi rakamları belirleyin. Ya da son seneyi esas alarak diğer senelere uygulayın.

7-Soru: Kişi, eşinin ödemekle sorumlu olduğu zekâtı kendisi ödemiş olsa (eşinin mal varlığında bir azalma meydana gelmese), zekât ödenmiş, eş sorumluluktan kurtulmuş olur mu?

el Cevab: Kadın erkeğe erkek kadına (eşler birbirlerine haber vererek) bunu yapabilirler.
Zekâtı verirken ben senin yerine zekâtını ödedim diye bilgi vermelidir. Veren eş bu malı önce eşine hibe etmiş sonra eşi adına onun malından yine onun malının zekâtını ödemiş olacaktır.
Örnek olarak eşinin nisab miktarını geçen ve zekât düşen bir miktar altını olduğunu varsayalım. Zekâtını ödemek için nakit parası yok diyelim. Sırf kendi malından ödemek istese altınını bozdurup zekâtını vermek durumunda olacaktı. Ama eşi, yukarıda anlattığım çerçeve zekât miktarını onun adına verirse altının zekâtı verilmiş olacaktır.
Eşler birbirlerine verdikleri genel izin çerçevesinde de birbirlerinin borçlarını ve zekâtlarını ödeyebilirler. Ve her yapılan işlemde ve her sene ayrıca birbirlerinden izin almaları gerekmeyebilir.
Erkeğin kadının malında tasarruf yetkisi varsa o yetkiyle de eşinin malından eşinin zekâtını ödeyebilir.

8-Soru: selamun aleykum hocam, bir kadın eşi tarafından terkedilmiş evi yok. Kadının babası kızına ve torunlarına teres katında yer vermiş bakıyor. Bu kadın 2 yıl önce 10 bin tl parasını babasına verip bir arsa aldırıyor ve şuan bu arsadan başka hiç bir geliri yok arsanın değeri şuan 40 bin tl. Arsasını hiç satmıyor belki iyi bir değere ulaşırda onunla çocuklarıyla birlikte sığınacağı bir ev alma hayalini kuruyorlar. Şimdi öncelikle bu kadın bu arsanın zekâtını verecek mi ve bu aileye zekât yada fitre verilir mi? Hiç bir geliri yok anne baba ve kardeşlerinin yardımıyla geçiniyor.

el Cevab: -sahip olunan arsa ya zekât düşmez.
-asli ihtiyaçlardan olan eve zekât düşmez
-anlattığınız çerçevede bir kadın ve çocuklarına zekât ve fitre verilebilir.
-kadınlar kocaları tarafından meşru bir mazeret olmaksızın boşanmamalıdır.
-boşanan kadınların çocuklarının velayeti islama göre babadadır. Baba nafaka vermek durumundadır.
-kadınlar allahtan korkan ve emirlerine uyan erkeklerle evlenmelidirler ki bu tür sıkıntılı durumlar en az sayıda oluşsun ya da hiç oluşmasın


9-Soru: hocam bir bayana düğününde alınan altınların , çeyiz olduğunu ve bunlara zekât verilmeyeceğini duymuştum , ayrıca konusu geçtiğindede çevremdeki insanalr tasaruf vede yatırım için evlilkte yapılmadığından zekât gerektirmediğ hep konuşulmuştur açıkcası bende zekâtını ödemedim , bana yardımcı olurmusunuz zekâtını vermem gerekirmi? 

el Cevab: hanefilere göre çeyiz altını ve kadınların özel ziynet eşyalarına zekât düşer.

Hocam ben 20 yıldır ödemiyorum ,geriye dönük yılların ödemesini yapıcakmıyım ?

el Cevab: asli ihtiyaçlar(ev , binek araba,iş yeri , meslek icrası için gerekli alet edevat ) ve bir senelik diğer temel ihtiyaçlara (ailenin beslenme ,giyim , sosyal giderleri, okul masrafları , temizlik , güzellik bakım gibi giderleri , ödenecek borç , bakmakla yukumlu olunan anne babanın ve diğer bireylerin giderleri = varsa
bunlardan sonra nisab miktarı mala sahip iseniz ve bu mmala sahip olmanızın izerinden 1 hicri sene geçtiyse sahip olduğunuz ziynet eşyaları sebebiyle zekât düşer yani zekât vermeniz gerekir.


Soru: Peşinatının bir kısmı verilmiş, kalan kısmı da teslimde ödenmek üzere satın alınan ev için bekletilen paraya zekât düşer mi?

el Cevab: asli ihtiyaçlardan sonra nisap miktarına ulaşan mal üzerinden zekât verilir. Ev asli ihtiyaçlardandır. Evin parasına zekât düşmez.

Paranın sadece "ev alma niyetiyle" kenarda tutulması yeterli olur mu?

el cevab: ''ev alma niyeti '' diye bir şey yok. Sorulan sorudaki hal ev borcunun parasıdır. Zekât düşmez.
Tabii ev var, ev var İhtiyacı karşılayacak normal bir evin parasına zekât düşmez.

Soru: Başkasına borç verilen malın zekâtını vermek gerekir mi?

el Cevab: Başkasına verilen borcun zekâtını vermek zekât verme şartları oluşmuşsa gerekir. Zekât verme sorumluluğu bir mükellefin belirli şartların tevafür etmesiyle üzerine farz olur.
- Asli ihtiyaçlarına sahip olacak
- Hayatını idame ettirmekle alakalı ihtiyaçlarından arta kalan para ya da malının nisab miktarını aşması
- Üzerinden bir sene geçmesi
Borç olarak verdiği para sahip olunan maldır. Borç verdiği şahısın geri verme durumu normal şartlar altında ümid ediliyorsa para geri iade edilmese bile zekâtı verilir.

Soru: Kişi usul ve furuuna zekât veremez deniyor ancak, kişi gelinine ihtiyaç sahibiyse verilebilir diyen var. o zekâttan icabında kişinin oğlu ve torunları da yiyecek. Burada bir sıkıntı yok mu? Kaynak göstererek cevap verir misiniz?

el Cevab: Doğrudur. Gelinine zekât veren insan gelinin oğuldan ayrılığı durumunda verir yoksa yardım eder .
Bu durum varsa gelinin mülküdür. Kim olsa yiyebilir.

Soru: Sadakayı verirken çok fakir birine mi vermemiz gerekiyor ögrenciye versek sadaka olur mu?

el Cevab: Sadaka verilecek şahıs ya da şahısların en fakirler olması şart değildir. Sadaka verilecek halde olmalarını gözlemlemeniz yeterlidir. Sadakada aile bireylerinden komşulara ve mahalle halkından şehirde yaşayanlara doğru bir sıralama gözetmek efendimiz tarafından tavsiye edilmiştir.
 
Soru: Bir ürününün öşrünü veren bir kişi ürününü satıp paraya çevirdikten sonra ayrı yeten o paranın da zekâtını vermesi gerekir mi?

el Cevab: Öşür zaten zekât demek. Zekâtı verilmiş malın zekâtı olmaz. Ancak bu paraya zekât şartları çerçevesinde kalırsa 1 sene dolunca zekât düşer.

Soru: Fitre verilecek insana ramazan ayı içinde ulaşmak imkanı yoksa bu fitremdir diyerek ramazandan sonra verilmek üzere para ayrılsa bu fitre ibareti yerine gelmiş olur mu ?

el Cevab: Yerine gelmiş olur

Soru: Memur bir kişinin yada aylık düzenli geliri olan kişin zekâtı nasıldır.(bir sene de o para üzerine para ekleniyor bu eklenenler birlikte mi verilecek yoksa ay ay hesap mı yapılacak? 
funduszeue.info: 30 milyar parası olan kişi altı ay sonra 50 milyar olan bu paranın 20 milyarının zekâtı birlikte mi ayrı mı verilir?

el Cevab: Asli ihtiyaçlarından başka nisap miktarı mala sahip olan ve bu sahip olmanın üzerinden bir sene geçen malın üzerinden sahibine belirli miktarlarda zekât vermesi farz olur.
2. Sorunuz; bu 20 milyar parası olan kişinin asli ihtiyaçları, ev araba, aylık ve senelik yeme içme giyim okul ve mesleğiyle alakalı ihtiyaçları karşılandıktan sonramı bu paraya sahip yoksa nasıl, belirtin.


Mesela; ben ihtiyaçlarımı karşıladıktan sonra kenara 1 ya da 2 milyar atıyorum her ayın kendi zamanı olacak yoksa ilk ay bunların başlama zamanı mı olacak ki bir sene geçtiğinde yekünün 40 da 1 biri verilsin. 2 sorum bu paralar asli ihtiyacın dışında sermaye gibi bir şey.

el cevab: İhtiyaç fazlası paranızdan nisaba ulaşan miktarın üzerinden bir sene geçince üzerinize zekât gerekir. Sene içinde nisabı aşan ve eklenen para sene sonunda zekât hesaplanırken toplam para üzerinden hesap yapılır.

Soru: Değeri düşen altının zekâtı verilir mi? Malumunuz altın bir senedir değer kaybediyor. Hükmen artma özelliğini kaybetmiştir.

el Cevab: Altının zekâtında nisabı esas alınır kıymeti değil.

Soru: Altınları zekâtı verilecek hesaplanmış 18 milyar tutuyor bu kişinin 8 milyara yakında borcu var çalışmıyor emeklisi var oda anca evin masraflarına gidiyormus, kısacası borcun varsa zekâttan düşülür mü?

el Cevab: Önce borcu hesaplanır. Nisab miktarından fazla zekâta tabi malı hesaplanır. Borcu bu miktardan düşüldükten sonra arta kalan kısım para nisabı aşıyorsa ve bir sene üzerinden geçtiyse zekâtı verilir.
 
Soru: İnternet uzerinden , kredi kartiyla zekat verilir mi?

el Cevab: Zekat verilmesi ile alakalı bütün diğer şartları dikkate alan birisi paranın ulaştırılması usulünü kredi kartı ile ödeme yaparak yapsa bu caizdir.
- Kredi kartı faizli işlem yapmamalı, faizli işlem ile kredi alınarak zekat ödenmemeli. Kurum ya da vakıflara zekat depo edilmemeli sahiplerine temlik edilmek suretiyle zekat ödemesi yapıldığından emin olunmalıdır.
-Faiz alana, verene, şahitliğini yapana, yazısını yazana vb caiz mi ki kredi kartı caiz olsun. Bir defa faizle iştigal edenlerden uzak durmak gerekmez mi?
el Cevab: Esasen faizle iş yapan kurum ve bireylerden faizsiz alışveriş yapmak caizdir.
Ama müslüman ve islam hayat siyaseti açısından alışverişte islam ölçüleri korunsa bile faizcilerden elden geldiğince uzak durmak onlara kazandırmamak gerekir.
--Maslahat müslümanlardan yana ise gayri müslimlerle ve müslüman günahkarlarla alışveriş cazidir.
- Faizli işlem yapan bankalardan uzak durmak esastır. İhtiyaç duyanlar için faizli işlem yapan bankalardan faize bulaşmadan işlem yapmak mümkünse kartlarını kullanmak caiz olur. Dikkat edin, ihtiyaç halindeki cevaz hali Allah’ın ilminde kitap ve sünnet ölçülerine göredir ve kendinizi kandırsanız etrafınızı kandırsanız da ilahi hesab ve muhasebe yanılmaz.


Soru: Zekat verirken, zekatının bir kısmını evinde alınmış hiç kullanılmamış etiketli giysileri ihtiyaç sahibine verse, üzerini para olarak verse, o eşyalarda zekat veya fitre yerine geçer mi?
el Cevab: Bu eşyaların zekat olarak verilmesi caiz olur. Mağaza fiyatı değil ikinci el fiyatı esas alınmalı ve kullanılmamış olmaları önemsenmelidir.
-Fitre olarak verilemezler. Sadece yiyecek veya mukabili ücret fitre olarak verilmelidir.

Soru: Bir arkadaşın kredi kartı borcu var birisi zekat vermiş bu parayla kart borcumu ödesem olur mu diyor (zekat olduğu için faize vermek doğru olur mu fakat vermezsem borcum katlanacak diyor)?
el Cevab: Kart borcunu ödeyebilir.

Soru: Bizim yazlık gibi bir evimiz var kışın altı ay gibi bir süre ücretsiz ihtiyacı olan bir yakinimiza veriyoruz bu evin zekatını vermeli miyiz?
el Cevab: Yazlık eve zekat düşmez


Soru: Hocam kişi eline geçen nisab miktarı paranın zekâtını hemen mi verir Evlerde biriktirilen. Çeyiz ürünlerinden el işi tülbent halı gibi şeylerden zekât verilir mi? Bu gibi şeyler zekât hesaplanırken miktarı zekâta dahil edilir mi?

el Cevab:
1-Zekât bazı şeylerde hemen verilir çoğu zekât verilecek kalemlerde 1 hicri sene geçmesi gerekir.
2-Ev eşyaları ve yazdıklarınız zekâta tabi değildir. 

Soru: Bir ailede eşler çalışıyor bir arabaları var erkek işe giderken kullanıyor bayanın da işe giderken araca ihtiyacı var fakat eşiyle ters istikamette. Bayan kendisine araba alsa bu durumda arabaya zekât düşer mi?

el Cevab: Aile bireylerinin her birisinin araçlarına asli ihtiyaç olduğundan zekât düşmez.

Soru: Bir kişi fakir birine borç verse. Fakir kişi bu borcu ödeyemese, borç veren bunu zekâtına sayabilir mi? Yoksa önce zekât verip sonra ondan borcunu ödemesini mi istemelidir?

el cevab: Zekâtına sayabilir bunu ona söyler.
Not: Zekâta sayamaz, şeklindeki görüşü yazan grup üyelerinin itirazları ilmi alt yapısı olan bir itirazdır. Zekâtına sayabilmesi hakkındaki fetva İbn Hazm ve sahabeden bazılarından gelen biri anlayışa dayanmaktadır. Yusuf el Karadavi, Ali Cuma Muhammed, gibi çağdaş ilim adamlarının fetvaları da bu çerçevededir.

Soru:  Bir arkadaşımız var kirada oturuyor kocası emekli bazen çalışıyor, bazen çalışmıyor, 2 çocuğu var biri özürlü rahat bir geçimleri yok; zekât kabul edebilir mi?

el Cevab: Nisab miktarı mala sahip olan ama buna sürekli sahip olmayana, nisab miktarının altında bir mala sahip olana fakir denilir.
-Hiç bir şeye sahip olmayana miskin denilir.
Zekât müslümanların zenginlerinden alınıp, ayette belirtilenlere verilir.
" Fakirlere, miskinlere, zekât memurlarına, gönülleri İslam'a ısındırılanlara, esir ve kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara, yolculuk sırasında dara düşmüş yolculara verilir." [1]
Zekât müslümanlardan alınıp müslümanlara verilir.
Ama;
-Gayri müslimlere ancak islam olmaları ümid edilirse verilebilir.
İslam ülkesinde yaşayan anlaşmalı gayri müslimlere verilmesinin hükmü ihtilaflıdır.
Bahsettiğiniz ailenin durumu fakirlik ölçülerine uyuyorsa (ki öyle anlaşılıyor) zekât alabilirler.

Soru: Bir kimse nisap miktarı mala sahip olsa ve üzerinden 1 yıl geçse. Daha sonra malı çoğalsa, zekât vereceği zaman 1 yıl geçen miktarın zekâtını mı verecek yoksa zekât verirken malı ne kadarsa hepsinin mi zekâtını verecek Mesela 50 bin lirasının üzerinden 1 yıl geçmiş, zekât vereceğine yakın parası bin lira olmuş şimdi bu kişi zekât verirken nasıl hesaplaması lazım?

el Cevab: Nisap miktarında bir mala bir sene (hicri yıla göre) sahip olunması durumunda bu mal bir şekilde artsa durum nedir?
Zekât verme vakti geldiğinde sahip olunan toplam mal ya da para miktarı üzerinden hesaplama yapılır.
Hibe, vasiyet ya da miras yoluyla artmış mal da bütüne dahil edilir. [2]

Soru: kilo ürün alan birisi, zekâtını verirken mazot, gübre, işçilik gibi masrafları da çıkardıktan sonra mı zekâtını verecek yoksa kiloya ulaştığı için, bunları çıkarmadan mı ödeyecek?

el Cevab: Ürünün cinsi nedir? Sulama ilaçlama gerektiriyor mu ve başka ek masrafları var mı belirtin.
-Misal kilo domates. Buna gübre işçilik vs de gider.

el Cevab: Sulama ve benzer masraf yapılmadan elde edilen ürünlerde 1/10 zekât verilir.
Sulama gerektiren ve sulama için ücret ödenen ürünlerde 1/20 zekât verilir.
Yapılan ekstra masraflar düşülerek mi yoksa nisaba ulaşan miktar üzerinden genel olarak mı zekâtın çıkarılacağı konusunda ihtilaf vardır.
Nisaba ulaşan ana ürün üzerinden zekâtın çıkarılması ve ekstra masrafların düşülmemesi racih olan görüştür. 1/10 miktarından 1/20 miktarına zekâtın düşürülmüş olması zaten bu masrafların gözetilmesinden dolayıdır. [3]


Soru: Ben gecen ay gr. altın aldım bunun zekâtı var mıdır?

el Cevab: Nisab miktarını (80 gram altın ) aşmış üzerinden de 1 sene geçmiş altına zekât düşer.


Soru: Alınan bir arsanın zekâtı şuan ki değeri üzerinden mi yoksa alındığı zaman ki fiyatı üzerinden mi verilmelidir?

el Cevab: Alış fiyatından hesaplanır. Satış fiyatından da hesaplanması caizdir.[4]


Soru: Fitre verilecek insana ramazan ayı içinde ulaşmak imkanı yoksa bu fitremdir diyerek ramazandan sonra verilmek üzere para ayrılsa bu fitre ibareti yerine gelmiş olur mu?

el Cevab: Yerine gelmiş olur.


Soru: Değeri düşen altının zekâtı verilir mi? Malumunuz altın bir senedir değer kaybediyor. Hükmen artma özelliğini kaybetmiştir

el Cevab: Altının zekâtında nisabı esas alınır kıymeti değil.


Soru: Eşimin 3 arabası var bunlarla alım satım yapıp ticaret yapıyor kendisi kaportacı hamdolsun zekât verecek kadar birikmiş paramız var ama her ay da taksit ödüyoruz zekâtımızı borcu düşüp geri kalanının zekâtını vermemiz gerektiğini söylüyor borcu hesapladığımızda da zekât vereceğimiz kadar para kalıyor 3 arabadan birine biniyoruz ama eşim kaportacı olduğundan bindiğimiz arabayı da satıp kar yapıyor tekrar alıyor tekrar satıyor. Bana göre bindiğimiz arabayla ticaret yaptığımız için zekât gerekir diye düşünüyorum şimdi biz kar yaptığımız paranın mı yoksa 3 arabayı da sattığımızı düşünerek mi zekât vereceğiz. Bana göre şuan arabaları satmasak da biz onlardan ticaret yaptığımız için zekât vermeliyiz. 

el Cevab: Bileziklerinizden ziynet içinse nisap miktarını aşıyorsa zekat gerekir.
Bileziklerinizi ev almak için ayırırsanız o zaman gerekmez.
Bileziklerinizi eşinize ziynet eşyası olarak borç verdiyseniz zekât gerekir. 
Ev alması için ayırdıysanız sonra eşinize borç verdiyseniz zekât gerekmez. Ama eşiniz onları ticarette kullanır da para kazanırsa kazandığı para nisabı aştığında ve üzerinden bir sene geçtiğinde nisap miktarı üzerindeyse zekâtını vermesi gerekir. 
 Sizin ev parası olarak ayırdığınız bileziklerden üç araba alsa birini binek için kullansa diğerlerini ticaret için kullansa binek ten zekât vermez diğerleri zekât şartları oluşursa zekâta tabidir.

Soru 1: Teyzemin üç çocuğu var çocukların babası uzun vakittir vefat etti. Ellerinde 10 milyar var buna zekat düşer mi?
Soru 2: Abim, 30 milyar topladı şu ana dek evlilik için topluyor aynı şekilde buna da zekat düşer mi?

el Cevab:
Bu soruların cevapları mezheplere göre farklılık arz edebilir.  
Vefat eden şahsın çocuklarına ortak kalmış olan bu para ve diğer miras feraiz (miras) hukuku kurallarına göre pay edilir. Paylaşımdan sonra her bir mirasçının kendine ait bir evi, binek arabası ve aylık harcamalarına yetecek maaş veya geliri var mı ona bakılır. Bunlar varsa her mirasçının payına düşen miktar nisap miktarına ulaşıyor mu ve o şahsın mülkiyetine geçmesinden itibaren bir hicri yıl geçti mi ona bakılır. 
Mirasçıların asli ihtiyaçları yoksa bu paradan zekat düşmez. 
Mirasçıların asli ihtiyaçları tamamsa bu paradan paylarına düşen miktar bir sene geçmesinden sonra zekata tabi olacaktır.
funduszeue.infok için biriktirilen paraya zekat düşmez. Bu asli ihtiyaçlardandır.


[1] Tevbe 60
[2] el Mavsili el İhtiyar. I
[3] el Merğinani , el Hidaye I. ; İbnul Humam, Fethul Kadir II.8,9
[4] el Kasani, Bedayıus Sanai II.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası