namaz nasıl kılınır şafi resimli / Hanefi ve Şafii Mezhebine göre Tesbih Namazı nasıl kılınır - Doğruhaber

Namaz Nasıl Kılınır Şafi Resimli

namaz nasıl kılınır şafi resimli


Namazın vücub şartları
Namazın vücub yani farz olmasının şartları şunlardır:
1- Müslüman olmak.
2- Baliğ olmak.
3- Akıl sahibi olmak, deli, baygın olmamak.
4- Kadının; hayız ve nifas halinde olmaması. Hayız veya nifas halinde iken namaz kılınmaz ve kılınmayan namazlar kaza edilmez. Ancak tutulmayan, Ramazan oruçları kaza edilir.

Namazın sıhhat şartları
Namazın sıhhat yani geçerli olmasının şartları şunlardır:
1- Hadesten taharet. Yani cünüp olanın gusül etmesi, abdestsiz olanın da, abdest alması.
2- Necasetten taharet. Yani vücutta, elbisede ve namaz kılınan yerde necaset bulunmamak.
3- Setr-i avret yani avret yerinin örtülmesi. Avret yeri; erkek için, göbekle diz arası, kadın için ise; yüz ve eller hariç vücudun tamamıdır.
4- Vaktin girmesi.
5- Kıbleye doğru namaz kılmak.
6- Namazın nasıl kılınacağını bilmek.
7- Namazı bozan işleri yapmamak. Mesela birşey yememek, içmemek ve konuşmamak.

Namazın rükünleri
Namazın rükünleri yani içindeki farzları şunlardır:
1- Niyet etmek. Niyet, kalb ile yapılır, dil ile söylenmesi sünnettir. Ayrıca niyetin, Tekbiret-ül-ihram ile beraber getirilmesi gerekir. Yani “Allahü ekber” demekle beraber niyetin kalben yapılması gerekir. Farz namazda niyetinin üç şartı vardır. Bunlar:
a) Kasıd, yani namaz kılmaya azmetmek,
b) Tayin, yani kılınacak namazın adını söylemek,
c) Farziyet, yani kılınacak namazın farz olduğunu tavsif etmek. Kılınacak namaz, belli bir nafile ise; kasıd ve tayin şarttır. Mutlak nafile ise, sadece kasıd şarttır.
2- Tekbiret-ül-ihram. Yani niyet getirirken “Allahü ekber” demek.
3- Fatiha okumak. Her rekâtte Fatiha’yı, Besmele ile birlikte okumak farzdır.
4- Kıyam yani ayakta durmak.
5- Rüku’ya varmak.
6- İtidal, yani rüku’dan kalkmak.
7- İki secde yapmak. Secdede, ayak parmaklarının içlerinin (altlarının) yere konulması gerekir. Dolayısıyla parmakların dışlarını veya uçlarını yere koymak kafi değildir.
8-
İki secde arasında oturmak.
9- Son oturuş.
Son oturuşta Tehiyyat (Teşehhüd) okumak. Teşehhüd şöyledir:
“Et-tehiyyatü el-mübarekâtü es-salevatü et-tayyibatü lillahi es-selamü aleyke eyyühen-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühü es-selamü aleyna ve ala ibadillah-is-salihine eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden resulullah.”
Meali:
(Tahiyyat (bütün övgüler), mübarekât (nema bulan bereketli şeyler), salevat (beş vakit namaz gibi fiili ibadetler) ve tayyibat (salih ameller) Allah’a mahsustur. Ey Peygamber! Allah'ın selam, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Selam, bizim ve Allah'ın salih kullarının üzerine olsun. Ben şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah [ibadet edilmeye layık) kimse yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hazret-i Muhammed, Allah’ın resulü [yani elçisidir.)
Son Tehiyyat’tan sonra, salevat-ı şerife getirmek. En azı, “Allahümme salli ala Muhammed” (Allah’ım! [Hazret-i] Muhammed’e salat [rahmet] eyle) demektir. Fakat salatın ekmeli [en iyisi] şöyledir:
“Allahümme salli ala Muhammedin ve ala Ali Muhammedin kema salleyte ala İbrahime ve ala Ali İbrahime ve barik ala Muhammedin ve ala Ali Muhammedin kema barekte ala İbrahime ve ala Ali İbrahime fil-alemine inneke Hamidun Mecidun.”
Meali:
(Ya Rabbi! Hazret-i Muhammed’e ve O’nun Aline salevat getir, tıpkı Hazret-i İbrahim’e ve O’nun Aline salevat getirdiğin gibi. Yine Hazret-i Muhammed’e ve O’nun Aline bereket ver, tıpkı bütün alemlerin içinde Hazret-i İbrahime ve O’nun Aline bereket verdiğin gibi. Hiç şüphesiz sen, Hamid ve Mecid’sin.)
Sağ tarafa selam vermek. “Esselamü aleyküm ve rahmetüllah” şeklinde selam verilir.
Tertip üzere namaz kılmak.
Tumanine’ye riayet etmek de ayrıca farzdır. Tumane; rüku’de, itidalde, iki secdede ve iki secde arasında: “Sübhanallah” (yani Allah, bütün kusurlardan münezzehtir) diyecek kadar beklemektir.

Namazın eb’ad sünnetleri
Namazın sünnetleri iki kısımdır. Bir kısım sünnetlerine “eb’ad” denir. Bunların herhangi birisi, unutulduğu veya terkedildigi zaman, secde-i sehv yapılır. Bu sünnetler şunlardır:
1- Birinci Teşehhüdü okumak ve bu teşehhüdden sonra, Peygamber efendimize salevat getirmek.
2- İkinci Teşehhüdden sonra, Peygamber efendimizin Âline salevat getirmek.
3- Sabah namazının ikinci rekâtinde, rükudan kalktıktan sonra, ayakta Kunut okumak ve Kunutta, Peygamber efendimize, Âline ve Eshabına salat ve selam getirmek.
4- Ramazan ayının ikinci yarısından itibaren, vitir namazının son rekâtında; rükudan kalktıktan sonra, ayakta Kunut okumak ve Kunutta, Peygamber efendimize, Âline ve Eshabına salat ve selam getirmek. Sabah namazı ve vitirde okunan Kunut şöyledir:
“Allahümmeh-dini fi men hedeyte ve afini fi men afeyte ve tevelleni fi men tevelleyte ve barik li fima a’tayte ve kini şerre ma kadayte feinnke takdi vela yukda aleyke ve innehu la yezillu men valeyte vela yeizzu men adeyte tebarekte Rabbena ve tealeyte felekel-hamdu ala ma kadayte estağfirukellahümme ve etubu ileyke ve sallallahu ala Muhammedin-in-nebiyyil-ummiyyi ve ala Alihi ve Sahbihi ve selleme.”
Meali: (Allah’ım! Hidayete erdirdiklerinle beraber beni de hidayete erdir, afiyet verdiklerinle beraber bana da afiyet ver, himaye ettiklerinle beraber beni de himaye eyle, verdiklerini benim için bereketli kıl, kaza ettiklerinin şerrinden beni koru. Çünkü sen hükmedersin, sana hükmedilmez, himaye ettiğin kimse zelil olmaz, zelil ettiğin kimse de aziz olmaz. Hayır ve bereketin çoktur, sen çok yücesin. Kaza ettiğin şeyler üzerine hamd sana mahsusustur. Allah’ım, senden mağfiret diliyor ve sana tevbe ediyorum. Allah’ın salat ve selamı, Muhammed aleyhisselamın, Ali’nin ve Eshabının üzerine olsun.)

Namazın hey’at sünnetleri
Namazın bir kısım sünnetlerine de, “hey’at” denir. Bu sünnetlerin, unutulması veya terkedilmesi halinde, secde-i sehiv gerekmez. Bu sünnetler şunlardır:
1- Niyeti dil ile söylemek. Kalb ile getirmek ise, farzdır.
2- Tekbiret-ül-ihramı alırken, rüku’a giderken, rükudan kalkarken ve birinci Tehiyyatı okuyup üçüncü rekâte kalkarken, parmaklar normal biçimde açık olarak, başparmak kulak memesinin hizasına gelecek şekilde elleri kaldırmak.
3-
Kıyamda yani ayakta; elleri göğsün altında, göbeğin üstünde ve biraz sola doğru meyilli olarak bağlamak.
4- Namazda secde yerine bakmak.
5- Tekbiret-ül-ihramdan sonra, iftitah duasını okumak. İftitah duası şöyledir:
“Veccehtü vechiye lillezî fetares-semâvâti vel-erda hanîfen müslimen ve mâ ene minel-müşrikîne inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil-âlemîne lâ şerîke lehû ve bi zâlike ümirtü ve ene minel-müslimîne.”
Meali:
(Batıl dinlerden uzak durarak ve Müslüman olarak; yüzümü, gökleri ve yeri yaratan (Allah’a] çevirdim. Ben, [Allah’a] ortak koşanlardan değilim. Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm, alemlerin rabbi olan Allah’ındır. O’nun ortağı yoktur. Ben, bununla emrolundum. Ve ben, Müslümanlardanım.)
6- Kıraatin açıktan okunduğu rekâtlerde Fatihayı ve ondan sonraki sureyi okurken gizlice Euzü çekmek. Besmele açıktan okunur. Fatiha okumaya başlarken, Besmele çekmek ise farzdır.
7- Fatihadan sonra “amin” (kabul buyur) demek.
8- İlk iki rekâtte Fatihadan sonra birer sure veya en az birer ayet okumak. Birinci rekâtte okunan surenin ikincide okunandan daha uzun olması sünnettir.
9- Rükuda, üç kere: “Sübhane Rabbiyel-azim ve bihamdihi” (Büyük Rabbim, her türlü kusurdan münezzehtir, O’na hamd olsun) demek. Münferid ayrıca şunu da söyler: “Allahümme leke reka’tü ve bike amentü veleke eslemtü haşaa leke sem’i ve basari ve muhhi ve azmi ve asabi ve me-stekellet bihi kademi”
Meali:
(Allah’ım! Senin için rüku ettim, sana iman ettim, senin için Müslüman oldum. Benim, kulağım ve gözüm, iliğim, kemiğim, sinirlerim ve beni ayakta tutan her şey, senin için boyun eğdi.)
İtidale kalkarken, “semiallahü limen hamidehü” (Allah, kendisine hamd edenin, hamdini kabul etti)di yerek doğrulmak. Tam olarak doğrulunca: “Rabbena lekel-hamdü, mil’es-semavati ve mil’el-ardi ve mil’e ma şi’te min şey’in ba’du.”
Meali:
(Ey Rabbimiz! Göklerin dolusu, yerin dolusu ve bundan sonra istediğin şeyin dolusu, hamd sana mahsustur.)
Münferid ayrıca şunu da söyler:
“Ehles-senai vel-mecdi ehakku ma kalel-abdu ve kulluna leke abdun la mania lima a’tayte vela mu’tiye lima mena’te vela yenfeu zel-ceddi mink-elceddu.”
Meali:
(Sen; sena [övgü] ve mecd [azamet, büyüklük] ehlisin. Kulun söylediği en haklı söz ki, biz de hepimiz sana kuluz, senin verdiğine kimse mani olamaz ve senin vermediğini, kimse veremez. Senin indinde, zengin kimseye, zenginliği bir fayda veremez.)
Secdede üç kere: “Sübhane Rabbiyel-ala ve bihamdihi” (En yüce olan Rabbim, her kusurdan münezzehtir, O’na hamd olsun) demek. Münferid ayrıca şunu da söyler:
Allahümme leke secedtu ve bike amentü ve leke eslemtü secede vechi li-llezi halekahü ve savverehü ve şakke sem’ahü ve basarehü tebareke-llahü ahsen-ül-halikine.”
12- İki secde arasında: “Rabbiğfir li verhamni vecburni ver-zuknivehdini ve afini ve’fu anni” duasını okumak. Meali: (Ya Rabbi! Günahlarımı bağışla, bana rahmet eyle, eksiklerimi kapat, bana rızık ver, bana hidayet nasib eyle, bana afiyet ver ve beni affeyle.)
İki secdeyi yapıp ayağa kalkmadan önce, hafifçe oturup öyle kalkmak. Buna, “Cülus-ul-istiraha” (istirahat oturuşu) denir.
Rükuda elleriyle diz kapaklarını kavramak.
Rükuda baş ile arkayı aynı hizada tutmak.
Bütün oturuşlarda, “iftiraş” yapmak, yani sağ ayağı dikip sol ayağı yatırarak üstüne oturmak. Sadece son oturuşta, “teverrük” yapılır, yani sağ ayak dikilir; sol ayak da, sağ ayağın altından çıkarılır.
Kıyamda ve rükuda iki ayağın arasını bir karış kadar açık bırakmak.
Secde yaparken, elleri, omuzların hizasına koymak, parmakları kapatmak.
Bütün oturuşlarda ve her iki teşehhüdü okurken, elleri dizlerin üzerine koymak.
Teşehhüdden sonra şu duaları okumak:
“Allahhumme inni euzübike min azabil-kabri ve min azabinnari ve min fitnetil-mahya vel-memati ve min fitnetil-mesihid-deccali.”
Meali:
(Ya Rabbi! Şüphesiz ben, kabir zabından ve ateş azabından, hayat ve ölüm fitnesinden, mesih olan Deccalin fitnesinden sana sığınırım.)
Allahhummeğfir li ma kaddemtu ve ma ehhartu ve ma esrartu ve ma a’lentu ve ma esraftu ve ma ente e’lemu bihi minni entel-mukaddimu ve entel-muahhiru la ilahe ille ente.”
Meali: (Ya Rabbi! Geçmiş zamanda işlediğim, gelecek zamanda işleyeceğim, gizli olarak işlediğim, aşikare olarak işlediğim, israf olarak işlediğim ve senin benden daha iyi bildiğin bütün günahlarımı affeyle. Öne alan ve geciktiren sensin, senden başka ibadet edilecek kimse yoktur.)

Tehiyyattan sonra; kendine, erkek ve kadın mü’minlere dua etmek de sünnettir. Şöyle dua edilir:
“Allahümmağfirlive lil-mü’minine vel-mü’minati vel-müslimine vel-müslimati el-ahyai minhum vel-emvati.”
Meali:
(Ya Rabbi! Benim, erkek ve kadın bütün müminlerin, erkek ve kadın bütün Müslümanlann hem diri hem de ölü olanlarının günahlarını affeyle.)
Yalın ayak namaz kılmak.
Farz namazdan sonra nafile namaza kalkmadan önce, bildirilen zikir ve duayı yapmak üzere oturmak sünnettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Bir zat, farz namazını kıldıktan sonra, nafile kılmak için ayağa kalktı. Hazret-i Ömer, onu tutup oturttu ve şöyle dedi; farz namazdan sonra hemen nafile kılma. Bunun üzerine Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem; isabet ettin ey Hattab’ın oğlu, buyurdu.”
Başka bir hadis-i şerifin meali de şöyledir: “Hangi dua icabete daha yakındır, diye sual edildiğinde, Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; gece yarısı ve farz namazlardan sonra yapılan duadır.”

Namazın mekruhları
Namazın mekruhları şunlardır:
1- Elbiseyle oynamak, parmak çıtlatmak veya parmakları birbirine geçirmek.
2- Elbisenin kolları sıvalı olarak namaza durmak.
3- Havaya veya sağa sola bakmak.
4- Özürsüz olarak ağırlığı bir ayak üzerine vermek.
5- Başı açık olarak namaz kılmak.
6- Alçak sesle okunacak yerde yüksek sesle, yüksek sesle okunacak yerde alçak sesle okumak. Bir de, imamın arkasında, yüksek sesle okumak.
7- Zarar görme tehlikesi varsa gözleri yummak.Şayet zarar görme tehlikesi yoksa, “hilaf-ı evla”dır (yani öyle yapmamak daha iyidir.)
8-
Secdede erkeğin; karnını uyluklarına yapıştırması, kadının da bunun aksine; karnını uyluklarından uzaklaştırması.
9- Küçük ve büyük abdesti sıkıştırırken veya yel zorlarken namaza durmak.
Çok aç olup, yemek hazır iken, namaza durmak. Ancak namaz vakti dar ise, Önce namazı kılmak gerekir.
Rükuda başı fazla eğmek veya belin hizasından yüksek tutmak.
İlk iki rekâtta Fatihadan sonra, sureyi okumamak.
İftitah tekbirinin dışındaki tekbirleri almamak, iftitah tekbirini getirmek farzdır, getirilmezse namaz olmaz.
Son oturuşta, Teşehhüdden sonraki duaları okumamak.

Namazda erkek kadın farkı
Namazda, kadın beş yerde erkekten farklı hareket eder, şöyle ki:
1- Erkek; kıyamda, rükuda ve secdede dirseklerini yanlarından uzaklaştırır ve buralarda ayaklarını bir karış kadar birbirinden ayırır, secde de, iki dizini aynı şekilde birbirinden ayırır.
Kadın ise, buralarda dirseklerini yanlarına yapıştırır. Ayaklarını ve secde de dizlerini birbirine yapıştırır.
2- Erkek; rükuda ve secdede karnını uyluklarından uzaklaştırır. Kadın ise, rüku ve secdelerde karnını uyluklarına yapıştırır.
3- Erkekler, kıraatin sesli okunduğu; sabah, akşam ve yatsı namazlarında sesini yükseltir. Kadın ise; yabancı erkek bulunduğu takdirde sesini yükseltmez.
4- Yanlışlık yapan imamını, ikaz etmek gibi bir durum olduğu zaman, erkek; sadece zikir niyetiyle veya hem zikir hem de ikaz niyetiyle “sübhanallah” der. Şayet erkek hiç bir şeyi kasd etmeden veya sadece ikaz niyetiyle, “sübhanallah” derse, namazı bozulur. Kadın ise, böyle bir durumda “tasfik” eder. Yani sağ elin içini sol elin üstüne vurur.
5- Namazda erkeğin avreti, diz ile göbek arasıdır. Hür kadının ise, yüz ve elleri hariç bütün vücudu avrettir.

Namazı bozan şeyler:
1-
Abdestin bozulması.
2- Bedene, elbiseye veya namaz kılınan yere necaset bulaşması.
3- Avret yeri açılınca derhal örtülmemesi halinde namaz bozulur.
4- Bir rekâtte, ara vermeden üç adım atmak veya el, ayak ve baş gibi organlarla üç harekette bulunmak.
5- Göğsünü kıbleden çevirmek.
6- Bir şey yemek veya içmek.
7- Gülmek, ağlamak, üflemek, inlemek, aksırmak, öksürmek ve esnemek gibi şeyleri kasten yapınca iki harf çıkarsa, namaz bozulur. İrade dışı yapınca çıkan sesin, toplamı altı kelimeyi geçmezse namaz bozulmaz.
8- Bile bile bir rüknü eksik bırakıp, diğerine geçmek. Mesela rükuu tam olarak yapmadan itidale kalkmak veya itidali tam yapmadan secdeye varmak gibi.
9- Kasden bir rüku veya secdeyi fazla yapmak. Fatiha ve Teşehhüdü tekrarlamak ise, namazı bozmaz.
İmama uyan kimsenin, özürsüz olarak imamdan iki rükün geri kalması. Mesela imam ikinci secdeden kalktığı halde, ona uyan kişinin mazeretsiz olarak hala birinci secdede olması gibi.
Mestin, ayaktan çıkması veya mesh süresinin dolması gibi.

Namaz şöyle kılınır:
Ayakta; başparmak, kulak memesinin hizasına gelecek şekilde eller, kıbleye karşı açık tutularak kaldırılır ve niyet etmekle beraber “ Allahü ekber” diyerek tekbir getirilir ve eller göğsün altında, göbeğin az yukarısında hafif sola doğru bağlanır.

Sonra Euzü-Besmele çekmeden, “Veccehtü” duası okunur. Euzü-Besmele çektikten sonra okunmaz.

Sonra Euzü-Besmele çekilerek Fatiha suresi okunur. Besmele, Fatihadan bir ayettir. Onu okumak da farzdır. Cemaatle kılınsın, yalnız kılınsın; bütün namazlarda Fatihanın tamamını okumak farzdır.

Sonra, bir sure veya ayet okunur. Birinci rekâtta okunan surenin ikinci rekâtta okunan sureden uzun olması ve Kur’an-ı kerimde, sıra bakımından ondan önce olması sünnettir. Sure, sadece ilk iki rekâtte okunur.

Sonra eller kaldırılır ve tekbir getirilerek rüku’a varılır. Rüku’da, sırt, boyun ve baş aynı hizada tutulur. Dizler kırılmadan bacaklar düz tutulur. Dizleri tutarken parmaklar açık tutulur. Rüku’da üç kere, “Sübhane Rabbiyel azim ve bihamdihi” denir.

Sonra yine eller kaldırılarak itidal yapılır. Yani, “semiallahülimen hamidehü” diyerek doğrulmaya başlanır. Tam olarak doğrulunca “Rabbena lekel hamdü” denir.

Sonra tekbir getirilir ve secdeye varılır. Şu 7 uzuv üzerinde secde edilir. Bunlar: Alın, burun, iki diz, iki avucun içi ve iki ayağın parmaklarının içleri. Önce dizler, sonra eller sonra da alın ve burun yere konur. Secdede üç defa “Sübhane Rabbiyel a’la ve bihamdihi” denir. Sonra tekbir getirilerek baş secdeden kaldırılır ve oturulur. İki secde arasında: “Rabbiğfir liverhamni” okunur. Buna, “el-cülusu beynes-secdeteyn” (iki secde arasındaki oturuş,) denir. Sonra ikinci kere aynı şekilde tekbir getirilerek secde edilir.

Sonra tekbir getirilerek ikinci secdeden kalkılıp, az oturulur, buna da “Cülus-ul-istiraha” (istirahat oturuşu,) denir.

Sonra ayağa kalkılır. İkinci rekâtte Fatiha ve sure okunur. Rüku ve secdeler yapılır ve oturulur. Bu oturuşta birinci Tehiyyat okunur ve üçüncü rekâte kalkılır. Üçüncü rekâte kalkarken eller kaldırılır. Son iki rekâtte sadece Fatiha okunur, sure okunmaz.

Son rekâtte, otururken son Tahiyyat okunur. Tahiyyatta; salevat-ı şerifeyi “Allahümme salli ala Muhammed”e kadar okumak farz, kalanını okumak sünnettir.

Sonra; önce sağa, sonra da sola selam verilir.

Bütün oturuşlarda sağ ayak dikilir ve sol ayak yatırılarak üstünde oturulur. Bu oturuşa “İftiraş” denir. Sadece son oturuşta, sağ ayak dikilir ve sol ayak, sağ ayağın altından çıkarılır. Bu oturuşa da “teverrük” denir.

Sabah namazının son rekâtinde rükûdan kalktıktan sonra, eller kaldırılarak kunut okunur. Kunut, ayrıca Ramazan ayının ikinci yarısından itibaren ayın sonuna kadarki vitir namazlarının son rekâtlarında de okunur.

Namazdan sonra zikir ve dua
Selamdan sonra, 3 kere: “Estagfirullah-el-azim-ellezi la ilahe illa huvel-Hayyel-Kayyume ve etubu ileyhi” denir.
Meali:
(Büyük, kendisinden başka ilah olmayan, her zaman diri olan ve her şeyi ayakta tutan Allah’tan günahlarımın bağışlanmasını diliyorum ve O’na tevbe ediyorum (yani bütün günahlardan yüz çevirip O’na dönüyorum.])

Ardından: “Allahümme entes-Selamu ve minkes-selamu tebarekte ve tealeyte ya Zel-celali vel-ikrami,” denir.
(Allah’ım! Sen, Selam’sın, selamet sendendir. Sen çok büyüksün, hayrın ve bereketin çoktur, sen çok yücesin, büyüklük ve ikram sahibisin.)

Ve Ayet-ül-kürsi okunur.

Sonra sırayla 33’er defa: “Sübhanallahi”, (Allah, bütün kusurlardan münezzehtir) “El-Hamdu lillahi”, (Allah’a hamd olsun) “Allahü ekber” (Allah en büyüktür) okunur.

Yüzüncü defa: “La ilahe illellahü vahdehü la şerike lehü lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve ala külli şey’in kadirun.”
Meali:
(Allah’tan başka ilah yoktur, O birdir, mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur ve O’nun herşeye gücü yeter.)

“Allahümme inni es’eluke mucibati rahmetike ve azaimi magfiretike ves-selamete min külli ismin vel-ganimete min külli birrin vel-fevze bil-cenneti ven-necate minen-nari Allahümme inni euzu bike minel-hemmi vel-huzni ve euzu bike minel-aczi vel-keseli ve euzu bike minel-buhli vel-cubni vel-feşeli ve min galebetit-deyni ve kahrir-ricali.”
Meali:
(Allah’ım! Şüphesiz ben senden; rahmetinin muciblerini ve bağışlamanın azimelerini, bütün günahlardan salim kalmayı, her çeşit hayrı, Cenneti kazanmayı ve ateşten kurtulmayı diliyorum. Allah’ım! Keder ve üzüntüden sana sığınırım, acizlik ve tembellikten sana sığınırım, cimrilik, korkaklık, başarısızlık, borç altında ezilmek ve erkeklerin kahrından sana ağınırım.)

Münferid de, me’mum [imama uyan] da imam da; duayı gizli yapar. Ancak hazır olanların öğrenmesi için, onlar öğreninceye kadar, aşikâre okunabilir.

İmam, zikir ve dua esnasında; solunu mihraba sağını da cemaate çevirerek yüzünü onlara dönderir.

Sonra secde yerlerini çoğaltmak için, başka bir yerde (kaza veya sünnet) namaz kılınır. Çünkü secde edilen yerler, Kıyamet günü kişiye şahitlik yapacaktır.

Şafi mezhebine göre namaz ile ilgili hükümler nelerdir?

A)  Tanımı

Namaz, Arapça'da "salât" kelimesiyle ifade edilir. Salât, sözlükte "hayır dua" mânasına gelir. Istılahta ise "iftitah tekbiri ile başlayıp selâmla sona eren belli söz ve hareketlendir.

B)  Hükmü

Namazın farz oluşu Kitap, Sünnet ve icmâ ile sabittir. Kitaptaki delillerin bir kısmı şunlardır:

"Halbuki onlara, ancak dini Allah 'a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmiş­ti. İşte bu dosdoğru dindir.(Beyyine 93/5.)

"Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın." (Hac 22/)

"Namaz, müminlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır." (Nisa 4/)

Sünnetteki delillere gelince bu hususta birçok hadis-i şerif vardır. Biz an­cak burada üç tanesini nakletmekle yetineceğiz.

"İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka bir ilâh bulun m a-dığna ve Muhammed'in (s.a.v) Allah'ın peygamberi olduğuna şehadet etmek, namazı kılmak, zekâtı vermek, haccetmek ve ramazan orucunu tutmaktır.’’(Buhârî, imân, 2; Müslim, İmân, 5. )

"Beş vakit namaz var ki, Allah bunları kullarına farz kılmıştır. Bunları ha­fife almadan ve hiçbir kısmını zayi etmeden kılan kimse için Allah'ın, kendisi­ni cennete koyacağına dair vermiş olduğu bir sözü vardır."(Nesâî, Salât, 6; Dârimî, Salât, )

Abdullah b. Abbas'tan (r.a) şöyle rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber (s.a.v), "Yalnızca Allah'a imanın ne demek olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu. Yanında hazır bulunanların, "Allah ve Resulü daha iyi bilir" demeleri üzerine şöyle buyurdu: "İman, Allah'tan başka ilâh bulunmadığına, Muham-med'in Allah'ın resulü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, ze­kâtı vermek, ramazan orucunu tutmak ve ganimetlerin beşte birini vermeniz-dir.’’ (Buhârî, İmân, )

İcmâ deliline gelince, bütün müslümanlar günde beş vakit namazın farz olduğu hususunda görüş birliği içfunduszeue.infoş vakit namaz, hicretten bir buçuk sene önce gerçekleşen Mi'rac ge­cesinde farz kılınmıştır. Allah katında amellerin en sevimlisi olan namaz, mü­minin mi'racıdır. Mümin kişi namaz kılarken yüce Allah'ın huzuruna yüksele­rek O'nun manevî yakınlığına erer. Bilinçli bir şekilde kılınan namaz, insanı ol­gunlaştırır. Onu kötülük yapmaktan alıkor ve çirkinliklerden de uzak tutar. Bu­nu şu âyetten anlıyoruz:

"(Ey Muhammedi) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak el­bette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor.", (Ankebût 29/)

Namazı şartlarını ve rükünlerini yerine getirerek dosdoğru bir şekilde kı­lan kişi, Allah'ın hoşnutluğuna erer, imanı kuvvetlenir, manevî kirlerden arınır ve ebedî mutluluğu hak eder. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) bu konuda şöyle buyurmuştur: "Beş vakit namaz, sizden birinin evinin önünden akan, suyu bol ve tatlı bir nehre benzer, o kimse günde beş kez o nehre girer (ve yıkanır). Ne dersiniz, bu kimsenin (vücudunda) kir kalır mı?" Sahabenin, "Hayır, bir şey kalmaz" demeleri üzerine Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "İşte beş vakit na­maz da böyledir; suyun bedendeki kirleri temizlediği gibi, namaz da günahla­rı temizler.", (Müslim, Mesâcid, )

Namaz, insanı düzenli ve programlı bir hayata alıştırır. Belli vakitlerde kı­lınmakla insana vaktin ne derece önemli olduğunu öğretir. İnsanın zihnini Kur'an âyetleri ve Allah'ın azameti üzerinde yoğun bir şekilde düşünmeye sevkeder. Hele cemaatle kılınması halinde aynı safta durmakla insanlar, Al­lah'ın huzurunda eşit statüde olduklarını, hepsinin tek bir hedefe yönelmiş olduklarını idrak ederler. Cemaate gelenler birbirleriyle tanışma, dostluk kurma ve kardeşlik duygularını geliştirme imkânını bulurlar. Müslüman kişi farz na­mazlarını eksiksiz kılmalı, dinen geçerli mazereti olmaksızın tembellik edip de terketmemelidir.

Namazın ne derece önemli olduğunu sevgili Peygamberimiz (s.a.v) şöy­le belirtmiştir:

"Kıyamet gününde kulun ilk hesaba çekileceği şey, farz namazlardır. Kul bununla ilgili hesabını tam verirse ne ala! Aksi takdirde, 'Bakın bakalım bunun nafile namazları var mı?' denilir. Eğer nafileleri varsa, farzları bu nafilelerle ta­mamlanır. Sonra diğer farz amellere de aynı usul uygulanır.’’ (Makdisî, el-Ehâdîsü'l-Muhtareh, 6/)

C)  Namazın Çeşitleri

Namazlar iki çeşittir:

1.  Rükû, secde ve kıraat gibi kısımları içeren namazlar. Bunlar da kendi aralarında ikiye ayrılır:

a)  Farz namazlar.

b)  Nafile namazlar.

2.  Rükû ve secdesiz olan ancak iftitah tekbiri ve selâm gibi kısımları bu­lunan namaz. Cenaze namazı gibi.

D)  Namazın Şartları

Namazın şartları, vücûbunun şartları ve sıhhatinin şartları olmak üzere iki kısma ayrılır.

Vücûb Şartları

1. Hz. Peygamberin (s.a.v) davetinin yükümlüye ulaşmış olması.

2. Müslüman olmak.

3. Akıllı olmak.

4.  Ergen olmak.

5. Hayız ve nifas halinde bulunmamak.

6.  Duyu organlarının sakat veya hastalıklı olmaması.

Sıhhat Şartları:

1.  Vücudun iki hades (cünüplük ve abdestsizlik) halinden temiz olması.

2.  Vücudun, elbisenin ve namaz kılınacak yerin pisliklerden arınmış ol­ması.

3. Avret yerlerinin kapalı olması.

4. Kıbleye yönelmek.

5.  Namaz vaktinin girdiğinin bilinmesi. Bu da üç şekilde bilinir:

a) Bizzat bilmek veya güvenilir birinin haber vermesiyle bilmek.

b)  İctihad ederek bilmek.

c)  İctihad eden birini taklit ederek bilmek.

Gözü gören kimselerin kıble tesbitinde bu hususlara riayet etmeleri gere­kir. Âmâ olanlarsa bu hususta başkalarını taklit etmekle yetinirler.

6.  Namaz kılma şeklinin bilinmesi.

7.  Namazı bozucu işlerin yapılmaması.

E) Farz Namazların Vakitleri

Bilindiği gibi namazın şartlarından biri de vaktin girmesidir. Yükümlü kişi, vakti girdiğinde namazı eda etme hususunda süreli bir yükümlülük altına gi­rer. Yani vaktin girmesiyle hemen o anda namazı kılması sahih olup borçtan kurtulabileceği gibi, vaktin başlangıcında kılmadığı takdirde biraz gecikmesi nedeniyle de günahkâr olmaz. Vakit çıkmadan kılınması durumunda da gü­nahkâr olunmaz. Ama vaktin çıkmasından sonra kılınırsa, namaz sahih ol­makla birlikte vaktinden sonraya bırakılması nedeniyle günaha girilmiş funduszeue.infoşi vakit içerisinde namazın bir rek'atını tamamlayamayacak olursa, kıl­dığı namaz eda değil kaza olarak kılınmış olur. Vakit içerisinde bir rek'atı tamarnlar ve sonra vakit sona ererse bu kişi günahkâr olur. Özetleyecek olur­sak namazın belirlenen vakit içerisinde eda edilmesi zorunludur. (Cezîrî, Mezâhib, 1/)

Hanefî mezhebine göre ise kişi, vakit çıkmadan iftitah tekbiriyle de olsa namazın bir bölümüne kavuşacak olursa namazını eda olarak kılmış olur. An­cak vakit çıkmadan namazını tamamlayamayacak olduğu için günahkâr olur. Yalnız bu günah, büyük günahlardan değil, küçük günahlardandır.

Namaz Vakitleri Ne ile Belirlenir?

Namaz vakitleri genelde şu beş şeyle belirlenir:

funduszeue.info

2.  Güneşin zevali. Güneşin, göğün ortasına, tam tepe noktasına gelme­sidir. Öğle ve ikindi namazlarının vakitleri, zevalden sonra meydana gelen gölgeye göre belirlenir.

3. Güneşin batması. Bununla da akşam namazının vakti belirlenir.

4.  Güneşin batmasının ardından batı ufkundaki kırmızılığın gitmesi. Bu­nunla da yatsı namazının vakti girmiş olur.

İmam Ebû Hanîfe'ye göre ise yatsı namazının vakti, güneşin batmasın­dan sonra batı ufkundaki beyazlığın kaybolmasıyla girer.

5.  Gecenin sonunda sabaha doğru doğu ufkunda beliren beyazlık. Bu­nunla da sabah namazının vakti funduszeue.info vakitleriyle ilgili olarak rivayet edilen birçok hadisten en detaylı bil­giyi veren, ashaptan Câbir b. Abdullah'ın (r.a) rivayet etmiş olduğu şu hadis-i şeriftir:"Güneş zeval noktasına vardığında Cebrail, Hz. Peygamber'e (s.a.v) gel­di ve, 'Güneş(göğün tam ortasından batı tarafına biraz) meylettiğinde yâMuhammed, kalk öğle namazını kıl' dedi; Peygamber Efendimiz de (o vakitte) öğle namazını kıldı. Sonra her şeyin gölgesi bir misline varıncaya kadar bek­ledi ve ikindi namazı için Resûlullah'a gelerek, 'Kalk, ikindi namazını kıl 'dedi. Sonra biraz daha bekledi, nihayet güneş battığında geldi ve "Kalk, akşam na­mazını kıl l" dedi. Resûl-i Ekrem de güneş tam olarak battığında akşam nama­zını kıldı. Sonra Cebrail biraz daha bekledi, nihayet (batı ufkundaki kızıl) şa­fak kaybolduğu anda geldi ve, 'Kalk, yatsı namazını kıl' dedi. Peygamber Efendimiz de kalkıp yatsı namazını kıldı. Daha sonra Cebrail sabahleyin tan yeri ağardığında Hz. Peygamber'e gelerek, 'Yâ Muhammed, kalk sabah na­mazını kıl' dedi." (Nesâî, Mevâkit, 17,)

Hadisin bu kısmında namaz vakitlerinin başlangıcı bildirilmektedir. Deva­mında anlatıldığına göre Cebrail (a.s) ertesi gün yine Peygamber Efendimiz'e gelerek, her şeyin gölgesi bir misline vardığında öğle namazını kılmasını, iki misli olunca ikindi namazını kılmasını, akşam namazını da ilk vaktinde kılma­sını, gecenin ilk üçte birlik kısmı sona erdiğinde yatsı namazını kılmasını, or­talık iyice aydınlandığında da sabah namazını kılmasını söyledi ve bundan sonra şöyle dedi:'Yâ Muhammed, dün söylemiş olduğum vakitlerle bugün söylemiş oldu­ğum vakitlerin aralan tamamıyla namaz vakitleridir."İslâm âlimleri namaz vakitlerini yukarıda nakletmiş olduğumuz hadise ve benzer ifadeler içeren diğer hadislere dayanarak belirlemişlerdir. Ancak vakit­lerin normal ölçülerde oluşmadığı kutup ve benzeri bölgeler için namaz vakit­leri, normal olarak vakitlerin oluştuğu yakın bölgelerin saatine göre belirlenir. Bu gibi yerlerin namaz vakitlerinin Mekke saatine göre ayarlanması gerektiği­ni savunanlar da vardır. (Zühaylî, el-Fıkhü'l-İslâmî, 1/)

Sabah Namazının Vakti

Sabah namazının vakti, doğu ufkunda yatay olarak yayılan gerçek bir ay­dınlığın görülmesi ile başlar ki bu aydınlığa da "fecr-i sâdık" (gerçek doğuş) denir. Bundan bir süre önce ufukta dikey olarak belirip bir müddet sonra kay­bolan geçici aydınlığa ise "fecr-i kâzib" (yalancı doğuş) denir ki, sabah nama­zının vaktinin belirlenmesinde fecr-i kâzib değil, fecr-i sâdık esas alınır. Fecr-i sâdıkın doğusuyla yatsı namazının vakti sona erip sabah namazının vakti gi­rer. Bu, aynı zamanda orucun da başlangıç vaktidir. Sabah namazının vakti güneşin doğusuyla sona erer.(Şirbînî, Mugni'l-Muhtâc, 1/, )

Nitekim bir hadis-i şerifte de şöyle buyrul-muştur: "Sabah namazının vakti fecrin doğuşundan itibaren başlar; güneş do­ğana kadar devam eder." (Müslim, Mesâcid, )

Bu hadiste güneşin doğuşu sözüyle, doğmaya başlaması kastedilmiş­tir.(Şirbînî, Mugni'l-Muhtâc, 1/, )

Öğle Namazının Vakti

Güneşin göğün ortasında, tam tepe noktasından batıya doğru meyletme­sinden itibaren öğle namazının vakti başlar ve eşyanın gölgesi (fey-i zeval ha­riç) (Fey-i zeval: Güneş tam tepe noktasındayken eşyanın mevcut olan gölgesi demektir.) kendi misline ulaşıncaya kadar devam eder.İmam Ebû Hanîfe'ye göre eşyanın gölgesi iki katına ulaşıncaya kadar öğ­le namazının vakti devam eder ki, buna "asr-ı sânî" denir. (Tahtâvî, Haşiye alâ Merâkı'l-Felâh, s. )

Âlimlerin çoğunluğuna göre öğle namazının üç vakti vardır:

1.  Fazilet vakti ki bu, öğle vaktinin başlangıç anıdır.

2.  İhtiyarî vakit. Bu, öğlenin sonuna kadar olan vakittir.

3.  Mazeret vakti. Bu da öğleyi ikindiye erteleyerek ikindi vaktiyle birlikte cem' ederek kılma vaktidir.

İkindi Namazının Vakti

İkindi namazının vakti, öğle namazı vaktinin çıkmasıyla başlayıp güneşin batışına kadar devam eder. Bununla ilgili olarak bir hadis-i şeritlerinde sevgi­li Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Güneş doğmadan sabah namazının bir rek'atına kavuşan kişi, sabah namazına kavuşmuş olur. Güneş batmadan ikindi namazının bir rek'atına kavuşan kişi de ikindi namazına kavuşmuş olur. (Buhârî, Mevâkit, 28; Müslim, Mesâcid, ; Mâlik, el-Muvatta Vukutü's-Salât, 5; Tirmizî, Sa-lât, )

Âlimlerin çoğunluğuna göre orta namaz (salât-ı vusta), ikindi namazıdır. Nitekim Hz. Aişe'nin rivayetine göre sevgili Peygamberimiz, "Namazlara ve orta namaza devam edin" (Bakara 2/)âyet-i kerîmesini okuduktan sonra, "Orta namaz, ikindi namazıdır" demiştir. (Ebû Davud, Salât, 5.)

Başka bir rivayette anlatıldığına göre Hendek Gazvesi'nde müslümanlar savaş nedeniyle ikindi namazını kılamadıkları için sevgili Peygamberimiz, "Al­lah mezarlarını ateşle doldursun. (Müşrikler) bizi ikindi namazından, yani orta namazdan alıkoydular" (Ebû Davud, Salât, 5; Müslim, 1/ (/).)buyurmuştur.

Akşam Namazının Vakti

Akşam namazının vakti, güneş kursunun batı ufkunda tamamen kaybol­masından itibaren başlar, batı ufkundaki kızıllığın kaybolmasıyla sona erer.

İmam Ebû Hanîfe'ye göre akşam namazının vakti, batı ufkundaki kızıllık­tan sonra görülen beyazlığın kaybolmasına kadar devam eder.

Nitekim bir hadis-i şeriflerinde Hz. Peygamber (s.a.v), akşam namazının son vaktini şöyle açıklamışlardır: "Akşam namazının vakti, ufuktaki şafak (kı­zıllık) kaybolmadıkça devam eder." (Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, 1/; Ebû Avâne, 1/)

Bir kişi vakit içinde akşam namazını kılmaya başlar da namazını tamam­lamadan batı ufkundaki kızıllık kaybolursa kuvvetli görüşe göre namazı sahih olur. Akşam namazının üç vakti vardır:

1.  Fazilet ve ihtiyar vakti. Bu, namaz vaktinin başlangıcıdır.

2.  Cevaz vakti. Bu, batı ufkundaki kızıllığın henüz kaybolmamış olduğu zamandır.

3.  Mazeret vakti. Bu da akşam namazını yatsıyla cem' ederek kılacaklar için yatsı vaktidir.

Yatsı Namazının Vakti

Yatsı namazının vakti, batı ufkundaki kızıllığın kaybolmasından itibaren başlar, fecr-i sâdıkın doğuşuna kadar devam funduszeue.infoarı ilk vakitlerinde kılmak, sevap ve fazilet bakımından bir üstün­lüktür. Genelde namazların vakitleri sekiz kısma ayrılır:

1. Fazilet vakti. Bu, vaktin başlangıcından itibaren 45 dakika kadar sürer. Fazilet vaktinde namaz kılmanın müstehap oluşundan şu hususlar istisna edilmiştir:

a)  Sıcak bölgelerde öğle namazını fazilet vaktinde kılmayıp, duvarların gölgeleri yere vuruncaya kadar ertelemek mendup olur. Mescidde namaz kıl­mak isteyen kişi bu ertelemeyi yapabilir. Mescid çok uzakta olur da oraya git­mekle insandaki huşûun azalmasından veya yok olmasından korktuğu için namazı tek başına kılmak isteyen kişi de bu ertelemeyi yapabilir ve ortalık se­rinleyince de öğle namazını kılar.

b)  Cemaati bekleyen kişinin de namazı fazilet vaktinde kılmayıp ertele­mesi mendup olur.

c) Vaktin başlangıcında abdest almak için su bulamamış olan kişinin ab-dest almak için namazı geciktirmesi de böyledir.

d)  Haccın fevtinden veya ölünün dağılıp parçalanmasından korkulması halinde ya da boğulmakta olan birini kurtarma gibi amaçlarla namazı tama­men vaktinden sonraya bırakmak bazan vacip bile olur.

2.  İhtiyarî vakit. Bu da vaktin girişiyle başlayıp vaktin sonundan, namaz kılmaya yetecek kadar bir süre öncesine kadar devam eder. Bu vakit öğle na­mazında, ikindi vaktinden önce öğle namazı kılmaya yetecek bir vakte kadar devam eder. İkindide ise her şeyin gölgesinin iki misline varmasına kadar de­vam eder. Akşam namazında fazilet vaktinin sona ermesine kadar devam eder. Yatsı namazında gecenin ilk üçte birinin sona ermesine kadar devam eder. Sabah namazındaysa ortalığın aydınlanmasına kadar devam eder.

3. Kerâhetsiz olarak caiz olma vakti. Bu da ihtiyarî vakte eşit bir vakit olup onun hükmüne tâbidir. Ancak bu vakit, ikindi namazı için güneşin sararması­na; yatsı namazı içinse fecr-i kâzibin doğuşuna kadar devam eder. Sabah na­mazında da güneşin doğuşundan önce doğu ufkunda kızıllığın görünmesine kadar devam eder.

4.  Haram vakit. Bu, namaz vaktinin sonunda, namaz kılmaya yetecek ka­dar bir sürenin kalmadığı vakittir.

5. Zaruret vakti. Bu hayız, nifas, delirme veya bayılma gibi hallerinden bi­ri sona eren kişi için muteber olan vaktin sonudur. Bu, o kişinin iftitah tekbiri­ne yetecek kadar olan bir süredir. Bu durumda vaktin çıkmasıyla da namaz, o kişinin zimmetinde kalır ve kaza etmesi gerekir.

6.  İdrak vakti. Bu, vaktin başlangıcıyla engelin meydana gelmesi arasın­da sıkışan vakittir. Söz gelimi bir kadın, namaz vaktinin girmesinden itibaren abdest alıp namaz kılacak kadar bir süre geçer de abdest alıp namaz kılmaz ve âdet hali de başlarsa, bu namazı temizlendikten sonra kılması gerekir.

7. Özür vakti. Bu, yolculuk esnasında öğle ile ikindi ya da akşamla yatsı namazlarını cem' ederek birlikte kılma vaktidir.

8.  Kerahetle birlikte caiz olma vakti. İkindi namazında bu vaktin başlan­gıcı, güneşin sararmasından itibaren başlar. Vaktin sonunda namazı kılmaya yetecek kadar bir süre kalıncaya değin devam eder. Bu vakit, akşam nama­zında güneşin batışından 45 dakika sonra başlar. Yatsıdan önce, akşam na­mazını kılmaya yetecek bir süre kalıncaya değin devam funduszeue.infoı namazında bu vaktin başlangıcı, fecr-i kâzibin doğusuyla başlar, fecr-i sâdıktan önce yatsı namazını kılmaya yetecek bir süre kalıncaya değin devam eder. Sabah namazındaysa bu vakit, güneşin doğuşundan önce doğu ufkunda kızıllığın görünmesiyle başlar; güneşin doğuşundan önce sabah na­mazını kılmaya yetecek bir süre kalıncaya değin devam funduszeue.infoın bir rek'atı kendi vakti içinde kılınırda kalanı vaktin dışına taşar­sa, esah görüşe göre bu namazın tamamı eda olarak kılınmış olur. Ama bir rek'atı bile vakti içinde kılınamamış, sonra da diğer vakit girmiş ise bu namaz, kaza olarak kılınmış funduszeue.infoın, vaktinden önce kılındığı kesin olarak anlaşılırsa, kaza edilme­si gerekir. Ama vaktinden önce kılındığı kesinlik kazanmazsa, kaza edilmesi gerekmez. Faraza bir kişi sabah namazını uzun süre hep vaktinden önce kıl-mışsa, daha sonra bunu anladığında sadece bir sabah namazını kaza etme­si gerekir. Çünkü ilk günde, vaktinde kılınmayan sabah namazı, bir sonraki günde vaktinden önce kılınan sabah namazı ile kaza edilmiş, ikinci gününki ise üçüncü günde kılınanla; üçüncü gününki de dördüncü günde kılınanla ka­za edilmiş olur ve bu hep böyle zincirleme devam eder. (Şirbînî, Mugni'l-Muhtâc, 1/, )

F) Namaz Kılmanın Mekruh Olduğu Vakitler

Beş vakit vardır ki, bu vakitlerde bir sebep olmaksızın namaz kılmak ya­saklanmıştır. Bunların üçü bir hadiste, ikisi de başka bir hadiste belirtilmiştir: Bu hadislerin ilki Ukbe b. Âmir-i Cühenî (r.a) tarafından rivayet edilmiştir:"Üç vakit vardır ki, Resûlullah (s.a.v) bizi o vakitlerde namaz kılmaktan veya ölülerimizi mezara gömmekten menetti:

• Güneş doğmaya başladığı andan yükselinceye kadar.

• Öğleyin güneş tepe noktasına gelince, (batı tarafına) meyledinceye ka­dar.

• Güneş batmaya meyledip batıncaya kadar."(Müslim, Müsâfirîn, ; Ebû Davud, Cenâiz, 55; Tirmizî, Cenâiz, 41; Nesâî, Mevâkit, 31)

Kerahet vakitleriyle ilgili ikinci hadis de Ebû Saîd-i Hudrî (r.a) tarafından rivayet edilmiştir: "Sabah (namazını kıldık) tan sonra güneş yükselinceye ka­dar artık namaz yoktur. İkindi namazından sonra güneş batıncaya kadar artık namaz yoktur."(Buhârî, Mevâkit, 31; Müslim, Müsâfirîn, ; Nesâî. Mevâkit, )

Yukarıdaki hadisler ışığında beş kerahet vaktini şöyle sıralayabiliriz:

1.  Sabah namazından sonra güneşin doğuşundan 20 dakika sonrasına kadar.

2.  Sabah namazını kılmayan kişi için güneşin doğuşundan 20 dakika sonrasına kadar.

3. Günün yarısında güneşin göğün ortasında tam tepe noktasına gelişin­den itibaren öğle namazının vakti girinceye kadar.

4.  İkindiden sonra güneşin sararmasından itibaren guruba kadar.

5.  İkindi namazını kılmayan kişi için ikindi namazından sonra güneşin ba­tışına kadar.

Bu vakitlerin ilk üçünde namaz kılmak, mutemet görüşe göre tahrîmen, son ikisinde ise tenzîhen mekruhtur. Ama her iki halde de kılınan namaz ge­çerli olmayacağı gibi, kılan kişi de günahkâr olur. Tenzîhî mekruhluk genelde günahı terettüp ettirmese de, bu son iki vakitte namaz kılan kişi, fâsid bir iba­deti yapmaya giriştiği için günahkâr olur.

Hanefîler'in görüşüne göre kerahet vakitlerinin ilk üçünde mutlak surette hiçbir namaz kılınamaz. Yalnız, içinde bulunulan günün ikindi namazı güne­şin batışı esnasında da kılınabilir. Cuma günü zeval vakti de mutemet görüşe göre mekruh vakitlerden istisna edilmiştir.

Mekruh vakitlerde kılınan farz namazlar geçerli olmaz. Nâfilelerse tahrî­men mekruh olmakla birlikte geçerli olurlar.(İbnÂbidîn, Reddü'l-Muhtâr, 1/)

Bu beş kerahet vaktinin bazı istisnaları vardır ki onları şöyle açıklayabiliriz:

1.  Cuma günü güneşin öğle vaktinden önce tam tepe noktasına geldiği esnada namaz kılmak mekruh değildir. Kişi, cuma namazına gelse de gelme­se de bu vakitte namaz kılabilir.

2.  Mekke haremi. Kerahet vakitlerinde de olsa Mekke hareminde namaz kılmak, sahih görüşe göre mekruh değildir. Bununla ilgili olarak Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ey Abdümenâfoğulları Geceleyin veya gündüzleyin dilediği herhangi bir saatte bu beyti tavaf edip namaz kılan bir kimseye en­gel olmayın."(Nesâî, Mevâkit, 41)

3. Sebepleri kendilerinden önce veya kendileriyle birlikte vuku bulan se­bepli namazlar da kerahet vakitlerinde kılınabilir. Örneğin kaza namazları, ta-hiyyetü'l-mescid namazı, abdest aldıktan sonra kılınan namaz, güneş tutul­ması namazı, yağmur duası için kılınan namaz, şükür namazı, iki rek'atlık ta­vaf namazı ve cenaze namazı funduszeue.info kalan farz veya nafile namazlar her vakitte kılınabilir.(Zühaylî, el-Fıkhü'l-İslâmî, 1/, , ; Şirbînî, Mugni'l-Muhtâc, 1/)

Nitekim bir hadis-i şeriflerinde sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Sizden biri namaz vaktinde uyumuş veya namaza karşı dalgınlık edip de (unutmuş ise) hatırlar hatırlamaz onu kılsın. Zira yüce Allah şöyle buyurmuştur: Beni anmak için namaz kıl."(Buhârî, Mevâkitü's-Salât, 37; Müslim, Mesâcid, , (); Tirmizî, Salât, )

Sebepleri kendilerinden sonra vuku bulan istihare namazı ile hac veya umre ihramına girerken kılınan namazlar, kerahet vakitlerinde kılındıkları tak­dirde geçerli funduszeue.infole farz namaz kılınmak üzere kamet getirilirken nafile namaza başlamak tahrîmen mekruhtur. Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: "Namaz için kamet getirildiğinde artık farzdan başka na­maz yoktur."'(Müslim, Müsâfirîn, 63; Ebû Davud, Salât, ; Tirmizî, Salât, )

Hanefîler ise sabah namazının sünnetini bundan ayrı tutmuşlardır. te-şehhüd esnasında da olsa imama yetişeceğine kanaat getiren kişinin, o es­nada sabah namazının sünnetini kılabileceğini söylemişlerdir.

Şafii Mezhebine Göre Namaz Nasıl Kılınır? Hangi Dualar Okunur?

Şafii mezhebine göre namaz nasıl kılınır? Hangi dualar okunur? Örnek bir anlatım ile Şafii mezhebine göre sabah namazının kılınışı

Sabah namazı şöyle kılınır: Önce sünneti kılacağımızdan "Niyet ettim Allah rızası için sabah namazının sünnetini kılmaya" deriz. Ayakta; başparmak, kulak memesinin hizasına gelecek şekilde eller, kıbleye karşı açık tutularak kaldırılır ve niyet etmekle beraber Allahü Ekberdiyerek tekbir getirilir ve eller göğsün altında, göbeğin az yukarısında hafif sola doğru bağlanır.

Kıyamda dururken secde yerine bakılır. Ayaklar omuz hizasında bulunur, bir karış kadar (yaklaşık 15 cm.) ortası açık tutulur.

Euzü-Besmele çekmeden “teveccüh” okunur. Euzü-Besmele çektikten sonra “Veccehtü” duâsı okunmaz.

Sonra Euzü-Besmele çekilerek Fatiha suresi okunur. Besmele, Fatihadan bir ayettir. Cemaatle kılınsın, yalnız kılınsın; bütün namazlarda Fatihanın tamamını okumak farzdır.

Peşinden “Amin” denilir. Sonra beklemeden bir sûre veya en az bir satır uzunluğunda üç kısa ya da uzunca bir ayet okunur. (Buna zammı sûre) denir. Birinci rekâtta okunan surenin ikinci rekâtta okunan sureden uzun olması ve Kur’an-ı Kerimde, sıra bakımından ondan önce olması sünnettir.

Sonra eller kaldırılır ve Allahu Ekber diyerek Rükûya gidilir. Rüku’da, sırt, boyun ve baş aynı hizada tutulur. Dizler kırılmadan bacaklar düz tutulur. Dizleri tutarken parmaklar açık tutulur. Rüku’da üç kere, “Sübhâne Rabbiye’l azîm ve bihamdihî” denir.

Sonra yine eller kaldırılır ve itidal yapılır. Yani, “Semiallâhü limen hamideh” diyerek doğrulmaya başlanır. Tam olarak doğrulunca “Rabbenê leke’l hamd” denir.

Sonra Allahü Ekber diyerek secdeye gi­dilir. Secdede alın, burun, diz kapakları, iki avucun içi ve iki ayağın parmaklarının içleri yere temas eder. Önce dizler, sonra eller sonra da alın ve burun yere konur. Secdede üç defa “Sübhane Rabbiyel a’la ve bihamdihi” denir.

Sonra Allahü Ekber diyerek baş secdeden kaldırılır ve oturulur. Bütün oturuşlarda sağ ayak dikilir ve sol ayak yatırılarak üstünde oturulur. Bu oturuşa “iftiraş” denir. İki secde arasında: “Rabbiğfirlî verhamnî vecburnî varzuknî vehdinî ve âfinî va’fu annî” okunur. Buna, “celse” (iki secde arasındaki oturuş) denir. Ardından Allahü Ekber denerek tekrar secdeye varılır ve üç defa   “Sübhâne rabbiye’l a’lê ve bihamdihî” denir.

Daha sonra tekbir getirilir, 2. Rek’at için ayağa kalkılır. Ayağa kalkmadan önce hafifçe oturulur gibi yapılır ki buna istirahat oturuşu denir.

İkinci rekâtte Besmele çekildikten sonra Fatiha suresi ve ardından bir zammı sure okunur. Eller kaldırılarak tekbir getirilir ve rükuya varılır. İtidal ve secdeler yapılır daha sonra tekbir getirilerek tahiyyata oturulur. Son oturuşta, sağ ayak dikilir ve sol ayak sağ ayağın altından çıkarılır. Bu oturuşa “teverrük” denir.

Teşehhüdde “Ettehiyyatü” duası okunduktan sonra “Peygamberimiz’e ve ehli beytine salâtü selâm” getirilir yani Allâhümme Salli ve Bêrik duâları okunur. Sonra istenirse “Allahümme” ya da “Rabbenâ” diye başlayan duâlardan okunabilir.

“Es-selêmu aleyküm ve rahmetullâh” diye önce sağa, sonra da sola selam verilir.

Sabah namazının Farzı: iki rekâttan ibarettir, bu tıpkı yukarıda anlatılan iki rekâtlı sünnet gibi kılınır. Yalnız başlarken önce kâmet getirilir, ni­yetlenirken de farz olduğu belirtilir. Sabah namazının sünnetini kısa tutmak, farzını uzatmak faziletlidir.

Sabah namazının son rekâtinde rükûdan kalktıktan sonra kunut duâsı okumak sünneti müekkededir. Kunut, ayrıca Ramazan ayının ikinci yarısından itibaren ayın sonuna kadarki vitir namazlarının son rekâtlarinde de okunur.

KUNUT DUASI

İtidâl esnasında okunan kunut duâsı şöyledir:

اللَّهُمَّ اهْدِنيِ فِيمَنْ هَدَيْتَ وَعَافِنيِ فِيمَنْ عَافَيْتَ وَتَوَلَّنِي فِيمَنْ تَوَلَّيْتَ وَباَرِكْ ليِ فِيماَ أَعْطَيْتَ وَ قِنيِ شَرَّ ماَ قَضَيْتَ فَإِنَّكَ تَقْضِي وَلاَ يُقْضَي عَلَيْكَ وَإنَّهُ لاَ يَذِلُّ مَنْ ولَيْتَ تَبَارَكْتَ رَبَّناَ وَتَعَالَيْتَ

(Allah'ım, hidayet ettiklerinin yoluna bizi de hidâyet et. Allah'ım, âfiyet ver. Dost edindiklerinle beraber bizi de dost edin. Verdiğin şeyleri bize mübârek eyle. Hükmettiğin şeylerin şerrinden bizi koru. Şüphesiz Sen hüküm verirsin, fakat kimse sana hüküm veremez. Senin sevdiklerin zelil olmaz. Senin düşman oldukların ise aslâ aziz olmaz. Rabbimiz, sen mübarek ve yücesin. Allah'ın Rasulü Muhammed'e salat ve selam olsun.)[1]

İmam, duaların tamamını çoğul zamir ile okur, meselâ "ihdinî ve âfinî" şeklinde değil de, "ihdinâ ve âfinâ" şeklinde okur. Kunut esnasında cemaat imamla birlikte ellerini açarak se­maya kaldırır ve imamın okuduğu duâlara âmin der. (Hanefiler ellerini kaldırmazlar[2]) Kunut okuduktan sonra eller yüze sürülmeden tekbir alınarak secdeye gidilir.

Namazdan sonra tesbihât, zikir ve dualar yapılır.

Selamdan sonra, 3 kere: “Estağfirullah el-azîm ellezî lâ ilâhe illê hüve’l-Hayyü’l-Kayyûme ve etûbu ileyh” denir. Meali: (Büyük, kendisinden başka ilah olmayan, her zaman diri olan ve her şeyi ayakta tutan Allah’tan günahlarımın bağışlanmasını diliyorum ve O’na tevbe ediyorum.)

Ardından: “Allâhümme ente’s-Selêmu ve minke’s-selêm. Tebêrakte ve teâleyte yâ Zel-celêli ve’l-ikram” denir. Meali: (Allah’ım! Sen, Selam’sın, selamet sendendir. Sen çok büyüksün, hayrın ve bereketin çoktur, sen çok yücesin, büyüklük ve ikram sahibisin.)

Ve Ayet’ül-kürsi okunur.

Sonra sırayla 33’er defa: “Sübhânellâh”, (Allah, bütün kusurlardan münezzehtir) “El-Hamdü lillâh”, (Allah’a hamd olsun) “Allâhü ekber” (Allah en büyüktür) denir.

Yüzüncü defa: “Lê ilêhe illâllâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alê külli şey’in kadîr.” Meali: (Allah’tan başka ilah yoktur, O birdir, mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur ve O’nun herşeye gücü yeter.) denir.

Bundan sonra dilerse aşağıdaki gibi rivayet edilen bir me’sur duâ okur:

“Allâhümme innî es’elüke mucibêti rahmetike ve azâimi mağfiratik. Ve’s-selêmete min külli ismin ve’l-ğanimete min külli birr. Vel-fevze bil-cenneti ve’n-necête mine’n-nâr. Allâhümme innî eûzü bike mine’l-hemmi vel-huzni ve eûzü bike mine’l-aczi vel-kesel. Ve eûzü bike mine’l-buhli ve’l-cubni ve’l-feşeli ve min galebeti’t-deyni ve kahri’r-ricêl.”

Meali: (Allah’ım! Şüphesiz ben senden; rahmetinin gereğini ve bağışlamanın yüceliğini, bütün günahlardan salim kalmayı, her çeşit hayrı, Cenneti kazanmayı ve ateşten kurtulmayı diliyorum. Allah’ım! Keder ve üzüntüden sana sığınırım, acizlik ve tembellikten sana sığınırım, cimrilik, korkaklık, başarısızlık, borç altında ezilmek ve kötü adamların kahrından sana sığınırım.)

İmam, duâ esnasında; solunu mihraba sağını da cemaate çevirir. Selamdan sonra imamın kıble tarafından yüz çevirip cemaate dönmesi sünnettir.  Duâ sessiz yapılır, el göğüs hizasında kaldırılır. Duâdan sonra “âmin” denilerek el yüze sürülür.

Dipnotlar:

[1] Ahmed bin Hanbel, Müsned 3/ Darakutni, 2/39

[2] İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, II/9

Kaynak: Hasan Serhat Yeter, FIKIH 1 (Şafii Mezhebi),

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

Cuma namazı kılınışı Diyanet'e g&#;re Cuma namazı nasıl kılınır, ka&#; rekat? Cuma namazı niyeti nasıl edilir?

Cuma namazını camilerde kılmak isteyenler ve bilgilerini yeniden tazelemek isteyenler tarafından Cuma namazı kılınışı detayları sorgulanıyor. Müslümanlar bu mübarek günde camileri doldurarak yüce Allah’a namaz ibadetlerini yerine getirecek ve dualar edecek. İşte Diyanet İşleri Başkanlığı ile Cuma Namazı kılınışı, okunacak dualar, sureler ve adım adım abdest alınış bilgileri şöyle..

CUMA NAMAZI KAÇ REKATTIR?

Cuma namazı 10 rekattır. 4 rekat ilk sünnet, 2 rekat farz ve 4 rekat son sünnet olarak kılınır, son sünnetten sonra 4 rekat Zühri Ahir ve 2 rekat vaktin son sünneti ilave edilir. Cuma namazı cuma günü öğle vaktinde kılınır.  Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır. 

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir;

Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.

CUMA NAMAZI NİYETİ NASIL YAPILIR?

CUMA NAMAZI İLK SÜNNETİ NİYETİ

"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.

Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.

İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.

Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.

İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.

SON OTURUŞTA:

Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur

Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.

Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.

Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir

Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.

Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.

Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.

CUMA NAMAZI FARZ NİYETİ ŞÖYLE EDİLİR:

"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"

Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".

Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.

Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.

Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.

Cuma namazı kılınışı Diyanete göre Cuma namazı nasıl kılınır, kaç rekat Cuma namazı niyeti nasıl edilirAYRINTILI CUMA NAMAZI KILINIŞI

-Öncelikle "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının 2 rekat farzını kılmaya. Uydum hazır olan imama." diye niyet ederiz. Daha sonra "Allahu Ekber" diyerek Tekbir getiririz ve namaza başlarız.

Tekbirden sonra elleri bağlarız ve sessizce Sübhaneke okuruz. Sübhaneke'den sonra bir şey okumayız ve imamı dinleriz.

-İmam sureleri bitirdikten sonra "Allahu Ekber" diyerek rükuya gideriz. Rüku'da 3 kere "Sübhane Rabbiye'l-Azim" der ve doğruluruz. Doğrulurken "Semi Allahu li-men hamideh", tam doğrulunca ise "Rabbena leke'l hamd" deriz. Daha sonra "Allahu Ekber" diyerek secdeye gideriz. Secdede 3 kere "Sübhane rabbiyel-a 'ala" deriz. "Allahu Ekber" diyerek dizlerimizin üzerinde otururuz. Tekrar "Allahu Ekber" dedikten sonra yine secdeye gideriz ve 3 kere "Sübhane rabbiyel-a 'la" deriz.

-"Allahu Ekber" diyerek secdeden ayağa kalkarız ve ikinci rekata başlarız. Ayağa kalktıktan sonra ellerimizi bağlarız ve hiçbir şey okumadan imamı dinleriz. İmam sureleri bitirdikten sonra "Allahu Ekber" diyerek rükûya gideriz. Rüku'da 3 kere "Sübhane Rabbiye'l-Azim" der ve doğruluruz. Doğrulurken "Semi Allahu li-men hamideh", tam doğrulunca ise "Rabbena leke'l hamd" deriz. Daha sonra "Allahu Ekber" diyerek secdeye gideriz. Secdede 3 kere "Sübhane rabbiyel-a 'ala" deriz. "Allahu Ekber" diyerek dizlerimizin üzerinde otururuz. Tekrar "Allahu Ekber" dedikten sonra yine secdeye gideriz ve 3 kere "Sübhane rabbiyel-a 'la" deriz.

-Secdeden kalkarken "Allahu Ekber" diyerek Tahiyyata otururuz ve Ettehiyyatü, Allahumme Salli, Allahumme Barik ve Rabbena dualarını okuruz. Dualar bittikten sonra imamla birlikte önce yüzümüzü sağa çevirir "Es selamu aleyküm ve rahmet'ullah" der selam veririz. Aynı şekilde sola da selam verdikten sonra Cuma namazının farzı tamamlanmış olur.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası