dinimizde domuz eti neden haram / Domuz Eti Neden Haram? Diyanet Açıkladı - Nefis Yemek Tarifleri

Dinimizde Domuz Eti Neden Haram

dinimizde domuz eti neden haram

DOMUZ ETI NIÇIN HARAM ?

Bir seyin helal veya haram olmasi, Allah'in emrine tabidir. Allah bir seye "helal" derse helal, "haram" derse haram olur. Yani din bir imtihandir, insanlara yapilan bir tekliftir.

Cenab-i Hak, cennete layik bir duruma getirmek icin, insanlari imtihana tabi tutuyor. Bu sebeple, bazi emir ve yasaklar koymustur. Esas olan da bu emir ve yasaklara uymaktir.

Bu prensiplerin gerek insanin sahsi hayatina, gerekse cemiyet hayatina pek cok faydalari vardir. Dolayisiyle bunlar, emir ve yasaga daha suurlu olarak riayet etmemizi sagliyor.

Dinimizin yasakladigi hususlardan birisi de, domuz etidir. Bu yasaklamanin, pek cok hikmeti vardir. Biz, burada sadece birkacina isaret etmege calisacagiz.


Domuz eti cok yaglidir. Yenildigi takdirde, bu yag kana gecer. Böylece kan, yag tanecikleriyle dolmus olur. Kandaki bu fazla miktardaki yag; atar damarlarin sertlesmesine, tansiyon yükselmesine ve kalb infarktüsüne sebep olur.

Ayrica, domuz yagi icerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin disari atilmasi icin, lenf bezlerinin fazla calismalari icab eder. Bu durum, bilhassa cocuklarda lenf dügümlerinin iltihaplanmasi ve sismesi seklinde kendini gösterir. Hasta cocugun bogaz bölgesi anormal bir sekilde siserek, adeta domuza benzer. Bu sebeple, bu hastaliga "domuz hastaligi" (skrofuloz) adi verilir. Hastaligin ilerlemesi halinde, bütün lenf bezleri cerahatlanarak siser. Ates yükselir, agri baslar ve tehlikeli bir durum ortaya cikar.


Domuz etinde bol miktarda bulunan sümüksü bag dokusu, kükürt yönünden cok zengindir. Bu sayede, vücuda fazla miktarda kükürt alinmis olur. Bu fazlaliksa; kikirdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde iltihaplanma, kireclenme ve bel fitigi gibi cesitli hastaliklara yol acar.

Domuz eti devamli yenirse, vücuttaki sert kikirdak maddesinin yerini, domuzdan gecen sümüksü bag dokusu alir. Bunun sonucu olarak, kikirdak yumusar; vücut agirligina tahammül edemeyerek altinda ezilir. Böylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri peltelesir, yag tabakalari tesekkül eder. Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve hareketsiz olur. Bazi futbolcular bu sebeple mesleklerinden olmuslardir.


Domuzda büyüme hormonu da cok fazladir. Dogdugu zaman birkacyüz gram olan domuz yavrusu, alti ayda yüz kiloya (!) erisir. Bu kadar süratli gelisme, büyüme hormonunun fazlaligi sebebiyledir.

Domuz etiyle fazla miktarda alinan büyüme hormonu, vücutta doku sisliklerine ve iltihaplanmalara yol acar. Burun, cene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir sekilde büyümesine ve vücudun yaglanmasina sebep olur.

Büyüme hormonunun en etkili yönü, kanserin gelismesine zemin hazirlamasidir. Nitekim domuz kesim isiyle ugrasanlar, erkek domuzlarin belli bir yastan sonra kansere yakalandiklarini ifade ederler.


Domuz etinin ihtiva ettigi histamin ve imtidazol denilen maddeler, deride kasinti hissi uyandirir. Ekzama, dermatit, nörodermatit gibi iltihabi deri hastaliklarina zemin hazirlar.

Bu maddeler ayrica; kan cibani, apandisit, safra yollari hastaliklari, toplar ve damar iltihaplari gibi hastaliklara yakalanma ihtimalini artirir. Bu sebeple doktorlar, kalb hastalarina domuz eti yememelerini tavsiye ederler.


Alman hekimi Prof. Dr. Reckeweg "Domuz Eti ve Insan Sagligi" adli eserinde bir hatirasini söyle anlatir:

"Tedavi maksadiyla bir ciftci ailesinin biraz sapa yörede bulunan ciftligine gitmistim. Babada müzmin antroz (dejeneratif eklem hastaligi) ve kalca eklemi iltihabi vardi. Ayrica karacigerinden de rahatsizdi. Annenin bacaklarinda varis ve eziyet verici kasintisi olan ekzama vardi. Ailenin kizlari ise, kalp yetmezligi ve romatizmadan rahatsiz idi. En sagliklilari görünmesine ragmen ogullari da anjin sonrasi kalp yetmezliginden ve kan cibanindan müsteki idi. Evin öbür kizi ise müzmin bronsitten muzdarip idi. Ogullarindan bir digeri de, "domuz killanmasi" ve müzmin plörite yakalanmis olup, devamli tekrar eden fistül ifrazatindan rahatsiz idi.

Yukarida sakinlerinin hastaliklarindan uzun uzadiya bahsettigim ciftlik evinde muayene sirasinda garip bir olaya sahit oldum. Ailenin arasinda iri cüsseli bir domuz hic istifini bozmadan asagi dogru sarkan kalin bir agac dalina abanarak sirtini kasiyordu.

Hastalara "Oradaki domuzu görüyormusunuz? Onun kasinmasina ve iltihaplara yol acan maddeleri, etiyle beraber siz de yiyorsunuz. Iste bu maddeler, sizdeki hastaliklarin yegane sebebidir." dedim.

Yukarida kendilerinden bahsettigim, Kara Ormanlar havalisinde oturan benzeri ciftlik sahiplerinden verdigim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten vazgecerek hastaliklarinin cogundan kurtuldular. Simdi o ciftliklerin etrafindaki otlaklarda Islam ülkelerinde oldugu gibi kücük koyun sürüleri yayiliyor."


Domuz eti ile insana bulasan tehlikeli hastaliklardan birisi de Trisin [oku: Trischin] hastaligidir. Domuzlar bu hastaligi trisinli fare yemek veya trisinli domuz eti ile beslenmekle alirlar. Fakat Trisin domuzlarda agir bir hastalik yapmaz. Halbuki insanlarda, cok tehlikeli ve öldürücü bir hastalik meydana getirir.

Domuz etiyle alinan Trisin kurtcuklar, mide ve bagirsak yoluyla kana gecer. Böylece de, bütün vücuda yayilirlar. Trisin kurtcuklari özellikle cene, dil, boyun, yutak ve gögüs bölgelerindeki kas dokularina yerlesirler. Cigneme, konusma ve yutma adelelerinde felcler meydana getirirler. Yine kan damarlarinda tikanikliga, menenjit ve beyin iltihabina sebep olurlar. Bazi agir vakalar, ölümle sonuclanir. Bu hastaligin en kötü tarafiysa, kesin bir tedavi seklinin olmamasidir.

Trisin hastaligi, bilhassa Avrupa ülkelerinde yaygindir. SIKI veteriner kontrolleri yapilmasina ragmen, Isvec, Ingiltere ve Polonya'da Trisin salginlari görülmektedir.

Yurdumuzdaysa, yerli hristiyanlarin disinda Trisin hastaligi görülmemistir.


Insan ve hayvanlar, yedikleri gidalarin az-cok tesirinde kalirlar. Mesela kedi, köpek, arslan gibi et yiyen hayvanlarin yirtici; koyun, keci, deve gibi ot ile beslenen hayvanlarsa daha uysal ve yumusak huylu olduklari malumdur.

Bu durumda, insanlar icin de gecerlidir. Nebati gidalarla beslenenlerin, genellikle halim-selim; et ve et ürünleriyle beslenen insanlarin ise daha sert mizacli olduklari tesbit edilmistir.

Domuz, disisini kiskanmayan bir hayvandir. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kiskanclik hissinin zayifladigi veya dumura ugradigi gözlenmistir

Fransiz filozoflarindan Savorin de beslenmenin mizac üzerindeki bu tesirine cok önem vererek, "Bana ne yedigini söyle, senin ne oldugunu haber vereyim." demistir.


Yüce Rabbimiz, istifademiz icin pek cok gida yaratmistir. Bunun yaninda, bazi zararli seylerin yenip icilmesini yasaklamistir. Cünki O, sonsuz sefkat ve merhamet sahibidir. Kullarina, tasiyamayacaklari yükleri vermez. Emir ve yasaklari, insanlarin rahatlikla altindan kalkabilecekleri seylerdir. Acaba insan icki icmeyince, domuz eti yemeyince ne kaybeder?

Kaynak: Ü. Yücel'in sayfasi

   Cevabın tamamını burada okuyun: odatv4.com

Incilde içki yasak mı?

İçkinin haramlığı meselesine gelince, Tevrat'ta şarap (içki) haram değildir, şarap İncillerde de yasak değildir. İslam'ın ilk dönemlerinde şara- bın haram olmadığı bilinir, hatta şarapta çok zararın yanı sıra, faydanın da olduğunu açıkça ifade eden ayet vardır. (Bakara, 2/219.)

Kaynak kaldırma talebi   

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır